2. Osmanlılar 18.yy’dan başlayarak imparatorluğun sonuna kadar
süren uzun bir değişim süreci yaşamıştır. Bu dönemin en önemli
yönlerinden biri de kültür ve eğitim hayatında ki yenileşme hareketleri
olmuştur.
Avrupai eğitimin ilk belirtileri Lale Devrinde Damad İbrahim
Paşa’nın iktidarı,(1718-1730) ile başlamıştır. Osmanlı’nın Batı bilimini
tanımasında ki en önemli vasıta 18.yy’ın ilk yarısından itibaren
kurulmaya başlayan askeri, teknik, eğitim müesseseleri olmuştur.
18. ve 19.yüz yıllarda Osmanlı’nın yaptığı eğitim reformları
üzerinde durduğumuzda arada hedef, sistem, plan, düşünce farklılıkları
olduğunu görüyoruz.
3. 18.yy Eğitim Reform Hareketleri
18. asırda Avrupa’da ortaya çıkan endüstriyel gelişmeleri
yakından takip edemeyen Osmanlı eski üstünlüğünü yitirerek hızla
zayıfladı.
Lale devrine duyulan tepkiler ve savaşlarda art arda alınan
yenilgiler ıslahatların yönünü daha çok askeri alana çevirmiş ve
askeri eğitim alanında çabalar sarf edilmiştir.
Dönemin padişahları olan l.Mahmut, lll. Mustafa,l.Abdülhamid ve
lll.Selim eğitim alanında yenilikler ve düzenlemeler yapmıştır.
4. 18.yy’ın ikinci yarısından itibaren Avrupa’nın çağdaş eğitim
kuruluşlarından ilham alınarak modern mektepler açılmaya
başlandı.
Osmanlı’da Batıya açılan ilk pencere olarak değerlendirilen
söz konusu okullar daha sonra açılan modern okulların da
temelini oluşturmuştur.
5. İmparatorluğun yenileşme hareketinin doğup gelişmesinde eski askeri
kurumlardan Tersane-i Amire’nin önemli yeri olduğu müşahede edilmektedir.
* Modern gemi inşa tekniklerinin uygulanması
* Mühendislik eğitiminin verilmesi
* Modern tıp eğitiminin yapılması
gibi üç önemli yenileşme teşebbüsleri Tersane-i Amire’nin bünyesinde
gerçekleşmiş ve böylece askeri eğitim sahasında yenileşme filizleri Tersane-i
Amire’nin gövdesine aşılanarak başlatılmıştır.
6. Humbaracı Ocağının geliştirilmesi
Osmanlı askeri teşkilatı içinde Avrupa benzeri uygulamalar Osmanlı bilim ve
eğitim hayatında yavaş fakat tedrici şekilde artan bir değişime yol açmıştır.
Bu konuda ilk teşebbüs 1735 yılı başlarında Fransız asıllı humbaracı Ahmed
Paşa nezaretinde kurulmuş Ulufeli Humbaracı Ocağı’dır.
7. Osmanlı Devleti’nin askeri teşkilatında humbara yapan ve bunu kullanan
sınıfın bağlı olduğu ocak, dünyanın ilk havan topu sınıfıdır. Humbaracı ocağının
ıslahı ilk Olarak Humbaracı Ahmed Paşa ve Sadrazam Osman Paşa’nın isteği
üzerine gündeme geldi. Önce ıslah projesi hazırlandı ve ardından Üsküdar’da
humbaracı ocağı kuruldu.
Bu ocakta geometri bilen humbaracılar yetiştirmek amacıyla
pratik talimlerin yanında geometri trigonometri balistik ve
Resim gibi dersler gösterilmiş.
8. Kont de Bonnuval, İstanbul'da humbaracı sınıfının
komutanlığına getirildi. Kont de Bonnuval,
humbara yapımı ve atımının yanı sıra askerî
yürüyüş ve talimlerde de Batı örneğini
yerleştirmek istemiştir.
Haseki ve Bostancılardan zeki kişileri buraya
öğrenci yazıldılar, ancak yeniçeriler bunu haber
alıp kuşkulandıklarından 1736'da okul tatil edildi.
10. Hendesehane(1734)
Sadr-ı A'zam Topal Osman Paşa tarafından yapılan teklif üzerine 1734 tarihinde
Üsküdar'da Hendesehane veya adıyla ilk Mühendishane açıldı. Humbaracı Ahmet Paşa
Hendesehanede matematik dersleri veriyordu.
Hendesehanede Pirîzade Mehmet Sait Efendi tarafından mühendislikte kullanılan
çeşitli aletler yapıldı ve bu aletler öğrencilere çok faydalı oldu. Avrupanın ilk Mühendislik
Okulu olan ve 1747'de kurulan "Ecole des Ponts et Chaussees"den 13 yıl önce açılan
Hendesehane Yeniçerilerin karşı koyması üzerine kapatıldı.
1759 yılında Sadr-ı A'zam Koca Ragıp Paşa Hendesehane'yi (Humbarahane) Haliç'te
Karaağaç'ta tekrar kurdu ise de bu okulda zamanla bir gelişme olmadı, III. Selim devrine
kadar sönük bir şekilde devam etti.
11. Deniz ve kara mühendishanesi açılmış daha sonra buralar geliştirilmiştir.
Macar asıllı Baron de Tott’un İstanbul’da istihkamcılık ve Avrupa kaynaklı yeni
askeri tekniklerin aktarılması konusunda devlet hizmeti başka Fransız
uzmanları da İstanbul’a çekmiştir
Baron de Tott 1776 ‘ya kadar kaldığı istanbul’da Osmanlı tersane ve
tophanelerinde yeni tekniklerin uygulanmasında etkili olmuş,askeri teknik
eğitim konusunda faaliyette bulunmuştur.
12. Mühendishane-i Bahri Hümayun(1773)
Çeşme deniz bozgununun verdiği sarsıntının da tesiriyle ihtiyaç duyulan
donanma için, mühendis yetiştirmek üzere 18 Kasım 1773 da deniz subayı ve
mühendisleri yetiştirmek için Kasımpaşa’da açılmıştır. Daha sonraları bu okula
bazı Fransız hocalar da getirildi. Okulda en çok matematik ve tahkimat dersine
önem veriliyordu.
Eğitim dili Fransızca’dır.
Osmanlı Devletinde gemi inşaiye mühendisleri kaptanlar, kartograflar gibi teknik
elemanların hepsi bahriyeden yetişmişlerdir.
13. Mühendishane-i Berri Hümayun(1796)
Deniz kuvvetlerine deniz subayı ve mühendisler yetiştirmesine paralel olarak
kara kuvvetlerinin de yetişebilmesi için kara, topçu, ve istihkam subayları ve
askeri mühendisler yetiştirmek üzere, Mühendishane-i Berri-i Hümayun’u kuruldu.
14. Bu dönemde ayrıca;
* İstihkam okulu açılmış,
* Sürat topçuları ocağı kurulmuş,
* Fransızca’dan matematik ve astronomi kitapları tercüme edilmiş,
* Okullarda ve dairelerde Fransızca kullanılmış
* Türkçe bilim dili haline getirilmiştir.
15. III. Selim, veliaht iken ihtilal öncesi Fransası’nın son kralı
olan XVI. Louis ile mektuplaşmış ve ondan tavsiyeler almıştır.
Deniz Mühendishanesi’nin yanında Humbarahane (1792) ile
Mühendishane-i Berr-i Hümayun (1794) okulları açılmıs, bu
okullarda ders vermeleri için basta Fransa olmak üzere
birçok
Avrupa ülkesinden yabancı uzmanlar getirilmiş ve
Arapça’nın yanında Fransızca’da mecburi ders olarak
okutulmaya baslanmıstır.
XVIII. Yüzyılın sonlarından itibaren askeri reformun
ihtiyaçları yalnız yabancı uzmanların görevlendirilmesini
değil, Batılı matematik ve diğer bilimsel eserlerin çevrilip
basılması yolunu da açtı.
16. 19.yy eğitim reformları
TIP EĞİTİMİ
Mekteb-i Tıbbiye(1827)
ll.Mahmud tarafından açılan askeri okuldu ve gayesi orduya hekim
yetiştirmekti. Eğitim dili Fransızca idi 1847 de sınıf öğrencilerinin bir kısmı Viyana Tıp
Fakültesine gönderilip orada imtihan edildi ve böylece Avrupa tıp fakülteleri ile
eşitliği kabul edilmiş oldu.
17. DİL EĞİTİMİ
TERCEME ODASI(1921)
Bab-ı Ali’de terceme odasının kurulması
tıbbiyedeki Fransızca öğrenimini sivil sektöre
yaydı.
Terceme odasının ardından lisan
mektepleri kuruldu ve burada Fransızca’dan
başka İngilizce, Almanca, İtalyanca,
Yunanca, Arapça, Farsça okutuluyordu. Bu dil
okulu memurlara mahsustu.
18. Mekteb-i Harbiye (1834)
Askeri teknik eğitim alanında II. Mahmut döneminde tesis edilen okulların
sonuncusu 1834’de açılan Mekteb-i Ulum-ı Harbiye’dir. Eğitime başladığı 1836
yılından itibaren bu okulun ilk hocaları mühendishane mezunları ordudan yetişen
subaylar ve yabancılardan oluşuyordu.
Harbiye ve Harbiyeliler, II.Meşrutiyet, Balkan savaşları ve I. Dünya Savaşı
sürecinde Türk Siyasi hayatında üstlendikleri rolle Osmanlı Devletinin kaderine
egem olmuşlar ve topluma yön vermişlerdir.
19. Tanzimat’tan sonra Batı tarzı eğitim ve öğretim başlıca eğitim haline geldi ve
ananevi şekiler, medreseler, cami dersleri,tamamen ikinci ve yan plana düştü.
Batı ile ilişkiler artınca bu ilişkiler ve bu ilişkilerin getirdiği yeni farklı ve çatışan
fikir ortamında eğitim sistemi ile 3 farklı karakterleri temsil eden gruplar ortaya
çıktı. Bunlar;
1)Geleneksel eğitimciler
2)Batıcılar
3)Sentezci grup
20. Rüşdiye Mektepleri
ll.Mahmud tarafından açılan ortaokullardır.
II. Mahmud, diğer reformlarında olduğu gibi eğitim reformunu da eski eğitim
kurumlarından ayrı bir yapıda yeni bir müessese olarak düşünmüş ve onu
hükümet içinde, kendine daha yakın ve bağlı olan bir bakanlık bünyesinde, Nafia
Nezareti yönetiminde yapmayı tasarlamıştır.
1858 de açılan inas rüşdiyeleri ise kızlar için öğrenim veren ortaokullardır.
21. •
Darülmaarif:
Dönemin rüştiyelerinden daha ileri bir öğretim metodu ve müfredat
programı uygulanması amaçlanan ve Darülfünun’a hazırlık oluşturması
maksadıyla uygulana gelen klasik müfredata ek olarak bu okulun
müfredatına aritmetik, geometri, felsefe, astronomi, coğrafya gibi pozitif
bilimlere ilişkin dersler konulmuştur.
22. İdadiler
Tanzimat dönemi başında, askeri ve meslekiteknik yüksek öğrenim kurumlarına ortaöğretim
seviyesinde öğrenci hazırlayan ilk idadiler 1845’te
İstanbul ve Bursa’da açılmıştır.
23. Sultaniler
Ortaöğretim kuruluşları olarak düşündüğümüz ikinci kademe okul ise
sultanilerdir. Tanzimattan sonra rüşdiyeler yüksek okullara iyi öğrenci
yetiştiremiyordu. Batı kültürüyle aydın bir sınıfın oluşması düşüncesiyle 1868 de
Galatasaray’da kışla olarak inşa edilmiş olan bir binada Mekteb-i Sultani” açıldı.
Fransız liselerine benzeyen Mekteb-i Sultani’nin öğrenim süresi 5 yıldı.
İdareci ve öğretmenlerin çoğu Fransızdı. Osmanlılık fikrinin aşılanması için
uygulama sahası olarak açılan bu okul, 1877 yılına kadar Türk ve
Müslümanlardan ziyade gayrimüslim çocukların işine yaramıştır.
24. •
Darülmuallimin ve Darülmuallimat
Osmanlı Devletinde profesyonel öğretmen yetiştirme düşüncesi ilk defa
rüştiyelerin açılmasından sonra gündeme gelmiştir.
Tanzimatın ilk yıllarında rüşdiye mekteplerinin sayısı oldukça çoğaldığından
bu mekteplere öğretmen yetiştirilmesi gayesiyle 16 Mart 1848 tarihinde Fatih’te
bir Darülmuallimin açılmıştır.
İlk kız rüştiyelerinin kurulmasından yaklaşık sekiz yıl sonra, 1870’de bayan
öğretmen yetiştirmek üzere İstanbul’da bir darülmuallimat açıldı.
25. Mülkiye Mektebi
Reformların başarılı olması için yetenekli idarecilere çok fazla ihtiyaç
vardı. Bu ihtiyaç mülkiye mektebinin açılmasında birinci derecede belirleyici
olmuştur. Bugün ki siyasal bilgiler fakültesidir.
Tanzimat döneminin başından itibaren geleneksel Osmanlı yargıçları
olan kadıların idari, adli ve beledi fonksiyonlarını üstlenmeye başlayan taşradaki
belirli meslek memurlarını ve özellikle yöneticileri eğitmek üzere İstanbul’da
1859’da kurulan mülkiye mektebi, Osmanlı İmparatorluğunda ki modern askeri ve
mesleki-teknik yüksek öğrenim okulları dışında, ilk sivil kurum olarak kabul
edilebilir.
26.
•Meslekî Kurumlar
* 1874′te Sultani Mektebi’nde bir sınıf ayrılarak Hukuk Mektebi açıldı.
* Tarım alanında ilk okul Amelî Ziraat Mektebi oldu (1847).
* Orman Mektebi (1870) ve Bursa’da Koza Okulu açıldı.
* Tanzimat dö-neminde önem kazanan Telgrafçılık Okulu açıldı.
* Niş ve Rusçuk’ta yetim ço-cuklara sanat öğretmek için Islahhaneler açıldı.
* ilk Si-vil Tıp Okulu 1866′da, Eczacı Okulu 1867′de açıldı.
* Heybeliada’da Kaptanlık Okulu açıldı (1870).
* Sanayi Mektebi kuruldu
27. Darülfünun
İlk kurulma fikri Tanzimat döneminde devletin ihtiyaç duyduğu yeni tip
bürokrat yetiştirmek için ortaya atılmıştır ve 19 yy ortalarında bu konuda
teşebbüsler başlamıştır. Matematik ve fen bilimleri ders ve konferans şeklinde
öğrenci ve halka sunulmuştur.Üniversite niteliğindedir.
28. Azınlık okulları
Türk eğitimi ile paralel olarak
Hristiyan azınlıkların okulları da
çok arttı. Bunlar Maarif nezaretinin
kontrolleri altında kendi dilleriyle
öğrenim yapabiliyorlardı.
29. Yabancı okullar
Özellikle Fransa’dan kovulan bazı tarikatler,
Osmanlı topraklarında Hristiyan nüfusun bulunduğu
yerlerde Türk hükümetinin izniyle her derece okul
açabiliyorlardı. Türkler de bu okullara dil öğrenmek
maksadıyla gidiyorlardı.
(Halide Edip Adıvar ,İsmail Hami Danişmend, Halid
Ziya Uşaklıgil, Adnan Menderes…)
Yabancı okulların ilk gayesi ise kendi
mezheplerini yaymak, milletlerinin kültür
propagandasını yapmaktı.
30. İDARİ MÜESSESELER
1)Encümen-i Daniş:
Encümen-i Daniş adlı meclis 1851 yılında inşaatı devam
eden Darülfünun için ders kitabı hazırlanması amacıyla kurulmuş;
ancak Darülfünunda 1863 yılında derslere başlandığında bu
müessese tarafından bu okulda(üniversitede) okutulmak üzere hiç
bir kitap hazırlanmadığı görülmüştür.
31. •
Ünlü tarihçi Lewis Encümen-i Daniş üzerine şu tespitleri yapmaktadır:
“Encümen-i Daniş önce 1845 Maarif Meclisinde tavsiye edilmiş ve 1851’de bir
İrade-i Seniye ile kurulmuştur. Açıkça Fransız Akademisi’ni örnek almış olan bu
kurulun 40 üyesi Türk olmak şartıyla ve Hammer, Bianchi ve Redhouse gibi
Avrupalı şarkiyatçılar da dahil olmak üzere bir çok muhabir üyesi vardı....
Encümenin çalışması zamanın siyasal kararsızlığı ile engellendi ve 1862 yılında
bir kaç kitabı yayınlamaktan fazla bir şey başarmaksızın tarihe karıştı.
32. •
2) Meclis-i Maarif-i Umumiye:
Abdülmecit 19845’de eğitimin temel amacını ve önemini vurgulayarak bir
Maarif Meşveret meclisi kurduğunu açıkladı Bu meclisin 1846’da verdiği bir
raporda Meclis-i Maarif-i Umumiye adıyla daimi bir meclis kurulması teklif
edildi ve bu meclis hemen kurularak 1847’de Maarif-i Umumiye Nezaretine
çevrildi. Bu nezaret din ilimlerine yeniden vurgu yapmakla birlikte ulemanın
dışındaki öğretmenleri ve ders programlarıyla yeni okulların yolunu açması
bakımından geçiş ve değişim sürecinde rol alıyordu. Bu arada bu nezaretin
adı da 1857 yılında Maarif Nezareti şekline dönüştürüldü.
33. 3) Meclis-i Muhtelit-i Maarif...
Eğitimden, din ve mezhep ayrımı yapılmaksızın bütün halkın yararlanması
esasının kabulüyle birlikte teb’adan her milletin kendi mekteplerini yapmaları,
öğretim yöntemleri ve hocalarının seçimini görüşmek üzere teb’a temsilcilerinin
katılacağı bir meclis-i muhtelitin kurulması kararlaştırıldı.
Meclis-i Muhtelit’in kurulması üzerine Meclis-i Maarif’le birlikte maarif
alanında meclislerin sayısı ikiye yükseldi.
34. 18.yy eğitim reformlarına baktığımızda bu yüzyılın sonuna kadar hakim
olan düşüncenin eskiyi ihya ederek yeniden yapılandırma çabası yerini
19.yy’da söylem aynı olsa da yeni bir düzen yaratma düşüncesine
bırakmıştır.
18.yy’da kaybedilen topraklar ve giderek güçsüzleşme sebebiyle
reformların genel konsepti askeri alanda yeni teknik ve metotlar etrafında
güçlü bir ordu ve donanma oluşturmaktı. Bu dönemde buna alt yapı
olarak görülen eğitime ağırlık verildi.19. yy da Tanzimat aydınları Batılı
devletler ile arada uçurumların oluştuğunu görerek geri kalmışlığın
sebebini eğitim ve kültür kurumlarının yetersizliğinde aramışlarıdır.
35. 18.yy da yenileşme hareketleri mevcut kurumların bünyesinde
yapılmaya ve zamanla geliştirilmeye çalışılmış ancak aynı sabır 19.yy’da
gösterilmemekle birlikte merkezi otorite pragmatist, popülist ve günü
kurtarmaya yönelik çalışmıştır.
36. 18.yy da devlet kendi misyonunu kaybetmemek için kendi dışında olan
bir modele göre yapısal bir düzenlemeye girmiş ve böylece kutuplu bir
yapının oluşmasına sebebiyet vermiştir.
Aynı kutuplu yapıyı 19.yy dada görmek mümkündür. Hatta 19.yy da
öğretimde birlik olmadığından halk beslendiği kaynaklardan etkilenerek
farklı düşünce, ideal ve dünya görüşüne sahip insanlar yetişmiş bu
zıtlıklarda toplum içerisinde olumsuzluklar yaratmıştır.
37. 18yy da azınlık okulları dikkat çekmezken 19.yy da azınlık ve yabancı
okulların sayısı ciddi miktarda fazladır. Öyle ki 18.yy da olmayan Bulgar
ilkokullarının sayısı 19 yy da bini bulmuştur.
Eğitim sistemi 19.yy da tek elde toplanmaya çalışılmış bu amaçla idari
müesseseler kurulmuştur ancak 18 yy da böyle bir çaba
görülmemektedir.
38. 19 yy da ll.Mahmud döneminde Avrupa’ya ilk kez talebe gönderilmiş
Fransa’da ise Türk okulu açılmıştır.
18.yy da eğitimde laikleşme çabaları görülmezken 19.yy da eğitim
Aydınlanma Çağı’ndan ve akılcı düşünceden etkilenmiş ve laikleşmeye
gidilmiştir. Ders programları ders kitapları bu doğrultuda yeniden
düzeltilmiştir ve Din dersi, Arapça ve Farsça’nın ağırlığı derslerden
azaltılmıştır.
39. 19. yy da reformlarla birlikte gayrimüslimlerin müslümanlarla aynı
okullarda aynı imkanlarla okutulmaları kalmamış özellikle darülfünun gibi
okullarda dikkat çekecek şekilde gayrimüslimlere burslar sağlanarak
onlar imtiyazlı hale getirilmiştir.
18.yy reformları ulema-yeniçeri engeline takılmıştır ancak 19.yy da
Avrupa’dan getirilen yeniliklere itiraz olmamıştır.
19.yy da getirilen eğitim öğretim zorunluluğu ile birlikte eğitim oranı ve
özellikle okuyan kız çocuğu sayısı artmıştır.
40. Sonuç olarak;
18. ve 19. yy lar da eğitim reformları arasında
benzerliklerin yanında bariz farklar görünse de
bir amaç ortaklığı mevcuttur.
Bu dönemde, sosyo-kültürel dönüşümün neticesinde
Osmanlı kendi dışındaki Batı realitesini fark etmiş ve
akabinde sosyal dönüşümü sağlayabilecek nesillerin
modernitenin evrensel kodu olan Batı mentalitesiyle
şekillendirilerek oluşturmaya çalışmıştır.
41. Kaynakça
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
AKŞİT,B.(1991)Türkiye’de İslami Eğitim, Sarmal Yayınevi,ss;99-131,İstanbul
AKYÜZ,Y.(1997),Türk Eğitim Tarihi, Kültür Üniversitesi Yayınları, İstanbul
BİRİNCİ,A.;GÜZEL,H.C (Edt.)(2002).Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi,Yeni Türkiye Yayınları,
Ankara
DAVİSON,R.(1997),Osmanlı İmparatorluğunda Reform, papirüs yayınları, Ankara
Fatma Ürekli,’’Tanzimat Dönemi Osmanlı Eğitim Sistemi ve Kurumları’’Sosyal Bilimler
Dergisi ss:382-403
İHSANOĞLU,E(1992)Tanzimat Öncesi ve Tanzimat Dönemi Osmanlı Bilim ve Eğitim
Anlayışı,150.yılında Tanzimat, Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk
Tarih Kurumu Yayınları
LEWİS,B(1991),Modern Türkiye’nin Doğuşu; Çev. Metin KIRATLI,TTKB, Ankara
ORTAYLI,İ(2000).İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, İletişim Yayınları, İstanbul
Osmanlı Dünyası’nda Bilim ve Eğitim Milletler Arası Kongresi, Nisan 1999,İstanbul
ÖZTUNA,Y.(1999),Osmanlı Tarihi,Ötüken,İstanbul,ss:172-200
ÜLKEN,H.Z(1999).Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları, İstanbul