3. Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bir şeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar..
Mevlana diyor ki,
«Dün ile gitti düne ait ne varsa cancağızım
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.»
4. J.P.Sartre «CEHENNEM DİĞER İNSANLARDIR.»
PROF. DR. DOĞAN CÜCELOĞLU «SAVAŞÇI» ADLI
KİTABINDA DİYOR Kİ:
«Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle
gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak
kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
Bu savaş bir başladı mı artık hiç bitmez.»
5. 1950’li yıllarda psikolog Rosenthal
öğretmenlerin, öğrencilerinin başarısına
ilişkin beklentilerinin, beklenti yönünde bir
sonuca yol açtığını öne sürmüştür. Bir kişi
veya grup hakkındaki beklentilerin kendini
gerçekleştirici yönde etkili olması
«PİGMALİON» etkisi veya kendini
gerçekleştiren kehanet olgusudur.
6. 26 ülkede ortalama 15 yaş civarındaki 103.558
öğrenci üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları
şu bilgileri veriyor:
Öğrencilerin çoğu olumsuz karşılaştırma içeren
referans çevrelerinin etkisine maruz kalıyor ve
akademik benlik kavramları zarar
görüyor.(2003)
7. Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu yine «Savaşçı» adlı
kitabında «Nick» adında bir demiryolu
işçisinin öyküsünü anlatır….
Konuya ilişkin başka bir deneysel örnek
fareler üzerinde yapılan çalışmalarla da
doğrulanmaktadır.
Yale Üniversitesi tarafından yaşlılar üzerinde
yapılan çalışma çok daha vurucudur.
9. «… Savaşçı her şeyi üstesinden gelinmesi
gereken bir öğrenme fırsatı olarak görürken ,
sıradan insan her şeyi ya şükredecek ya da
küfredecek bir şey olarak görür.»
«Ana baba ve öğretmenler insan yavrularını
bonzai ağacı gibi bodur bırakmak için
budarken aslında yaptıkları varoluş
boyutlarını çocuğa yaşatmamak -sen yoksun
,sende bir bozukluk var , sevilmeye layık
değilsin. Değersizsin ve güçsüzsün- gibi
mesajlar verirler , yaşatırlar..»
10. Psikolojideyapılan 16 çalışmanın bulgularına
göre «yetiştiren-çocuk arasındaki olumlu
etkileşimin çocuğun gelişen organ sistemini
çalıştırma eğilimini attırdığını ve bunun
sonucunda büyüme ve gelişim için besinlerin
daha iyi kullanılabildiği sonucuna varılmıştır.
11. Gülümsediğinizde yüz kaslarınızın yakın
damarlara kan akışını düşürerek kasıldığına
dikkat çekiliyor. Bu kanı soğutuyor. Soğuyan
kan da beyin sapının ısısını düşürerek
seratonin üretimini başlatıyor. Çocuklarımıza
sen bir gülümse hele her şey daha iyi olacak
dediğimizde tamamen haklıyız. Küçük şeyler
fark yaratır...
12. Georgetown üniversitesinde yapılan bir
çalışma öğrenciler, öğretmenler ve eğitim
yaklaşımı aynı kalsa bile, bir okulun fiziksel
ortamını iyileştirmenin sınav sonuçlarını
%11’e varan oranlarda yükseltebildiğini
ortaya koydu.
13. Newton’un birinci hareket yasası der ki,
«harici bir kuvvet etki etmediği sürece hareket
halindeki bir cisim hareketine, duran bir cisim
ise durmaya devam eder.»
«Hiç kimse düşük beklentilerle yükselemez»
(George WASHİNGTON)
14. ÇARESİZLİK: YAPMAYI SEÇTİĞİNİZ HİÇ BİRŞEYİN SİZE
OLANLARI ETKİLEMEDİĞİ DURUMDUR..
DÜŞÜNCELERİMİZ YALNIZCA OLAYLARA VERDİĞİMİZ
TEPKİLER DEĞİLDİR,OLANLARI DEĞİŞTİRİRLER.
Öğrenilmiş çaresizlik kısaca bir konuda «aciz
olduğunu» öğrenmektir, üstelik gerçekte «aciz
olmadığı» halde.
Öğrenilmiş çaresizlik teorisi 1970’lerde psikolog
Martin Seligman tarafından ortaya atılmıştır. Temel
çalışma alanları,
Depresyon
Başarı
Fiziksel sağlık ’tır.
15. Psikolog M. Seligman insanların
başarısızlıklarını ve karşılaştıkları engelleri
farklı biçimlerde açıklama eğiliminde
olduklarını keşfetmiştir. Seligman ’a göre
düşündüğümüz şeyler davranışlarımızı
belirler. Bu bağlamda iki temel eğilimden söz
edilebilir.. İyimserlik ve karamsarlık…
16. İyimserler yaşamda engellerle karşılaşınca
direnirler ve bunun geçici bir durum
olduğunun farkındadırlar.
Karamsarlar ise zorluklar karşısında
vazgeçerler ve bu durumların kalıcı olduğu
inancını taşırlar. (bilge ve köpek örneği)
17. İşyerlerimiz ve okullarımızın işleyişi, başarının
yetenek ve isteğin birleşmesinden
kaynaklandığı geleneksel varsayımı üzerine
kuruludur. Bu durumda başarısızlık ya yetenek
ya da istek eksikliğinden ortaya çıkıyor. Oysa
yetenek ve isteğin bol miktarda olmasına
karşın iyimserlik eksik olduğu zaman da
başarısızlık kendini gösterebiliyor.
18. ….. İnsanlar sorumluluk almadıkça
değişemezler…
Çaresizseniz çare(sizsiniz)….
Yüzyıl kadar önce İngiliz başbakanı Disraeli
Michael Faraday ’ı deneyleri sırasında
laboratuvarında görmeye gitti ve orada
elektriksel olayların bir gösterisine şahit oldu.
Bunun üzerine Faraday ’a sordu, «fakat
bunların ne faydası olacak ?» Faraday ’ın
cevabı meşhurdur , «ekselans, yeni doğmuş bir
bebek ne işe yarar ki»
19. KÖTÜMSER (KALICI) İYİMSER( GEÇİCİ)
ben bittim. çok yoruldum
perhizler hiçbir işe yapamıyor. yemeği dışarıda yiyince perhizler işe yaramıyor.
sürekli dırdır ediyorsun. odamı temizlemediğim zaman dırdır ediyorsun
patron alçağın teki! patronun morali bozuk
benimle hiç konuşmuyorsun. son zamanlarda benimle konuşmuyorsun.
20. 2.Friedrich, hiç kimseyle hiçbir şey
konuşmaksızın yetişen çocukların, ergenliğe
vardıklarında hangi dili ve lehçeyi
konuştuklarını sınamak istedi. Ve bu yüzden
dadılarla sütannelere, bebeklere süt
vermelerini.. ve onlarla konuşmamalarını
emretti. Aslında çocukların ilk dil olan
İbranice ’yi mi, Yunanca , Latince ya da
Arapça ’yı mı yoksa onları dünyaya getiren
anne-babalarının dilini mi konuştuklarını
bilmek istiyordu . Ancak çabaları sonuç
vermedi ; çünkü çocukların hepsi ölüyordu..
(UMBERTO ECO)
21. SAVAŞÇI prof dr. Doğan Cüceloğlu
BENLİK AİLE VE İNSAN GELİŞİMİ Prof. Dr. Ç.
Kağıtçıbaşı
VAROLMAK-GELİŞMEK-UZLAŞMAK Prof. Dr.
üstün dökmen
ÖĞRENİLMİŞ İYİMSERLİK DR. Martin E. P.
Seligman
DRİVE Daniel H. PİNK
ZEHİRLENEN ÇOCUKLUK Sue Palmer
YÜKSEK EQ’LU BİR COCUK YETİŞTİRMEK l. E.
Shapıro