5. Öğrenilmiş Çaresizlik
Kurbağaların Yarışı
Bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir
kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da
arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar. Ve yarış
başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri
yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine
inanmıyormuş. Sadece seyirci kurbağalardan gelen;
“Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!” sesi
duyulabiliyormuş. Yarışmaya başlayan kurbağalar
kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarısı
bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi
inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.
6. Seyirciler bağırıyorlarmış “Zavallılar! Hiçbir zaman
başaramayacaklar!" Sonunda, bir tanesi hariç, diğer
kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar.
Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele
ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış.
Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl
başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona
yaklaşmış ve sormuş bu işi nasıl basardın diye. O anda
farkına varmışlar ki ... Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Farkında olsak da olmasak da, kendi
başımıza bir iş başarmaya kalktığımızda çoğu zaman
çevremizdeki insanların yapamayacağımız
başaramayacağımızı anlatan olumsuz mesajları ile
karşılaşırız.
7. •Hayat içimizdeki öğrenilmiş çaresizliği fark
ettiğimizde başlayacak.
•Yaşadığımız hayattaki zorlanmalarımız ya da
yenilgilerimiz bizi en ufak bir şeyi bile
değiştiremeyeceğimiz konusunda sonuçlara
ulaştırırken mevcut ve şikayetçi olduğumuz şartların
ya kendiliğinden değişmesini ya da başkalarının
düzeltmesini bekleriz.
8. Özgüven Eksikliği
Abdullah ilkokul dördüncü sınıfa giden, sesiz
sedasız, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan,
kendi halinde bir çocuktu. Abdullah anlatıyor :
“İlkokul öğretmenim beni hiç anlamadı. Fakir bir
aileden geldiğim için üstüm başım hiçbir zaman
göz kamaştırıcı olmadı. Onun için sınıf içinde
utangaç bir çocuk oldum. Öne çıkmak için
kendimde yeterince cesaret bulamadım.
Öğretmenimden de yeterince ilgi ve teşvik
görmedim.
Hatta bir gün hakarete uğradım. Beni tahtaya
kaldırdı. Heyecandan elim ayağıma dolaştı.
Cetvelle üçgen çizerken cetvel elimden
düşüverdi.
9. Öğretmenim nasıl kızdı ve köpürdü, tarif edemem.
Avazı çıktığı kadar bağırdı:
“Otur ulan yerine! Sen zaten adam olmazsın. Bir
cetvele bile sahip olamayan beceriksiz birinden ne
beklenir?”
Sonra birdenbire sesi yumuşayıverdi:
“Ayten sen kalk da şu üçgeni çiziver.”
Süklüm püklüm yerime oturdum. Öğretmenime cevap
vermedim. Verecek durumda da değildim.
Sınıfa rezil olmuştum. Bir çok arkadaş bana bakarak
fıkır fıkır gülmüştü. Hatta sıra arkadaşım Vedat’ın:
“Beceriksiz birinden ne beklenir?” diye mırıldandığını
ve sinsi sinsi güldüğünü bugün bile hatırlarım
10. Abdullah’ın yaşadığı olay çok sıra dışı bir olay
değildir. Birçoğumuzun bu tür olaylar yaşamış
olduğunu tahmin ediyorum. İstatistiklere göre
bir çocuk ergenlik çağına gelinceye kadar
ortalama 18.000 defa anne babasının “yapma,
elleme, dokunma” gibi sözlerini duyuyor. Böyle
olunca da insanda yapamama edememe
özellikleri gelişiyor. Özgüvenini yitiriyor.
11. Mazeretçilik
Öğretmen sınavda kopya çeken lise ikinci
sınıf öğrencisi Emrah’ı fena halde
yakalamış, sınav bittikten sonra odasına
gelmesini istemiştir. Sınav bittikten sonra Emrah
öğretmenler odasının önüne gider ve Azrail’inin gelmesini
bekler. Öğretmen Emrah’ı görünce yanına çağırır ve neden
kopya çektiğini sorar. Emrah’ın cevabı ilginçtir :
-Ah hocam ahh şu ezberci eğitim sistemi yok mu ? Bizi bu
eğitim sistemi mahvetti. Bizi bu hale düşüren, milli eğitim
sistemimizi yap boz tahtasına çeviren bakanlar utansın.
12. Mazeretler gerekçeleri ve gerçekleri gizlemek için
ideal bir kılıftır. Aslında hiç ilgisiz bir mazeret
tembelliğimizi gevşekliğimizi örtüp bizi yatıştırabilir.
Belli başlı mazeretler: Türkiye’de yaşamak, anne
babanın eğitimsiz olması, fırsat eşitsizliği, bozuk
sistem veya sistemsizlik, elinden tutanın olmaması,
büyük şehirde oturmamak, parasızlık, yeteneklerini
keşfedecek şahıs veya kurumla karşılaşmamış
olmak, isteksizlik hayal kırıklıkları, kalitesiz çevre,
vasıfsız insanlar, kötü yönetim, ekonomik ve siyasi
krizler gibi.
13. Atalet
•Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hali”,
kişisel gelişim terminolojisinde “amaca
yönelik eyleme geçememe” demektir.
•Atalet içindeki insanların bulundukları
durumdan kurtulamamalarını açıklayan
tipik bir örnek vardır.
Bu örnek meşhur “ suyu ısınan kurbağa”
deneyidir.
14. Suyu Isınan Kurbağa
Bir kurbağa sıcak suya direkt atılır. Yaşadığı
“şok değişim”in etkisiyle kurbağa zıplayarak
atıldığı kaptan çıkar.
İkinci denemede kurbağamız bu defa
içinde oda sıcaklığında su bulunan bir kaba
konur. Kap bir ısıtıcının üzerine konur ve
kurbağanın suyu ısınmaya başlar! Su ısındıkça
kurbağa gevşemeye, rehavete ve atalete
düşmeye başlar. Suyun sıcaklığı “yakıcı”
seviyeye ulaştığında kurbağa zıplayıp kaptan
dışarı çıkmaya çalışır ama artık bacak
reflekslerinin “çalışmadığını” görür.
Ataletin insanı etki altına alma şekli
de yaklaşık olarak böyledir.
15. Koşullara Bağımlı Kalmak
Başarımızın Önündeki bir başka
engel koşullara bağımlı kalmaktır.
Bir ağaca çıkmanın iki yolu vardır.
1.Yol : Ağaca merdiveni dayarsınız ve
çıkarsınız .
2.Yol : Geçersiniz bir fidanın üzerine
oturursunuz, onun ağaç olmasını
beklersiniz .
18. MOTİVASYON NEDİR ?
İnsanı ihtiyaçlarını
karşılamak için harekete
geçiren itici güce
motivasyon denir.
19. Motivasyon, “Kişilerin belirli
amacı gerçekleştirmek için kendi
arzu ve istekleri ile
davranmaları”
“Bireyin harekete geçmesi için
etkilenmesi ve
isteklendirilmesi süreci”
20. Motivasyon (Güdüleme) nedir ?
BİR VEYA BİRDEN ÇOK İNSANI
BELİRLİ BİR YÖNE
VE AMACA DOĞRU
DEVAMLI ŞEKİLDE
HAREKETE GEÇİRMEK İÇİN
YAPILAN ÇABALARIN TOPLAMIDIR
Harekete Geçirici Hareketi Devam Ettirici
Olumlu Yöne Yöneltici
22. BİRİNCİL VE İKİNCİL GÜDÜLER
Birincil Güdüler: Biyolojik temeli olan
dürtülere dayanan güdülerdir. Hedefleri
doğuştandır.(açlık, susuzluk, cinsellik , analık
güdüleri ,öğrenilmemiş güdüler)
İkincil Güdüler (Sosyal Güdüler):Psikolojik ve
sosyal temellidir. Bu güdüler öğrenilmiş veya
öğrenilmemiş olabilirler. (sevecenlik ve
birlikte olma isteği, sosyal onay, kendilik
değeri ve başarı)
27. Orta ikideyken, büyüdüğü e olmak
ve yapmak istediği konzaman
nusunda bir kompozisyon
yazmasını istedi hocası.
Çocuk bütün gece oturup günün
birinde at çiftliğine sahip olmayı
hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir
kompozisyon yazdı. Hayalini en
ince ayrıntılarıyla anlattı.
Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların,
ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük
arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da
ekledi.
Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi.. İki
gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış
kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı.
- Neden "0" aldım?
diye merakla sordu hocasına, çocuk..
28. - Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir
hayal
dedi, hocası..
- Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız
yok.
At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi
satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman
gerekiyor. Bunu başarman imkansız ve ekledi:
- Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra
yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden
geçiririm.
çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına
danıştı.
- Oğlum, dedi babası.
Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın
için oldukça önemli bir seçim!.
29. Çocuk bir hafta kadar
düşündükten sonra ödevini hiçbir
değişiklik yapmadan geri götürdü
hocasına…
-Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin
dedi..
- Ben de hayallerimi.......
O, orta 2 öğrencisi, bugün 200
dönümlük arazi üzerindeki 1000
metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev
şöminenin üzerinde çerçevelenmiş
olarak asılı.
34. Motivasyon Teknikleri
•Hayatta ne yapmak istediğinizi belirleyin.
Tutkularınızı, yeteneklerinizi, kapasitenizi tanıyın.
•Olumsuz alışkanlıklarınızı yenmeyi öğrenin.
•Her gün kendinize bir hedef (parçası) belirleyin.
Uzun ve kısa vadeli planlarınız olsun. Rüyalarınız
ve arzularınız olsun.
•Kendinizi adadığınız bir işiniz ve ekibiniz olsun.
Başka insanların hedeflerinin gerçekleşmesine de
yardımcı olun.
•Yaptığınız iş hiç olmaz ise %50 verimli olsun.
35. Motivasyon Teknikleri
• Stresi atmayı, sakin düşünme ve hareket etmeyi
öğrenin. Stres düşürme teknikleri öğrenin.
Düğmeye ne zaman basacağınızı bilin.
• Her günkü hayatınız anlamlı ve neşeli olsun.
• İlham kaynaklarınız olsun. Hayal gücünüzü ve
rüyalarınızı asla öldürmeyin. En önemli
motivasyon güçleri onlardır.
• Hayatınızda hedef koymayı ve onlara ulaşmayı
bilin.
• Enerji ve güç artırmayı bilin. Olumsuz havadan
hemen kurtulmayı öğrenin.