3. 1.1.İŞLETME KAVRAMI
İşletme kavramını çok değişik açılardan
tanımlamak olasıdır. Ekonomik değer taşıyan mal
ya da hizmetin üretildiği veya pazarlandığı yada
her iki eylemin birden yapıldığı kuruluşa işletme
denir.
4. Burada mal üretimi ekonomik değer
taşıyan somut maddeler için, hizmet üretimi
ise banka ve sigorta gibi işler için kullanılır.
5. Belirli ölçüde kar elde etmek yada hizmet
yaratmak amacıyla, üretim faktörlerini (sermaye,
emek, doğal kaynaklar) bilinçli, uyumlu ve sistemli
olarak bir araya getiren ve toplumun gereksinme
duyduğu mal ve hizmetleri üreten yada pazarlayan
ekonomik veya sosyal kuruluşa denir.
6. İşletmenin bir sistem oluşturduğu ve bu
sistemin fiziksel ve beşeri(insan) olmak üzere
iki temel öğenin bileşiminden üretim
sürecine yönelmiştir.
7. Sistem kavramı, birbiriyle ilişkisi olan
çeşitli öğeler arasındaki uyumlu bileşim ya
da bütünlük olayıdır. Her sistemin kendine
özgü girdi ve çıktıları vardır. Bir şema
üzerinde incelemek gerekirse:
9. 1.1.1. İşletme Girdileri
İşletmenin üretim sürecini
gerçekleştirerek tüketicilere mal ve hizmet
sunabilmesi için işletme dışından belirli
girdiler sağlanması gerekir. Söz konusu
girdiler içinde en önemlisi sermayedir.
10. İşletme girdileri arasında en ilginç faktörü
insan gücü oluşturur. İnsan işletmenin hem
amacı, hem de aracı olarak rol oynar.
İşletmeyi kuran, yöneten, kararlar alan, orada
çalışan insandır.
11. Bu nedenle tüm teknolojik gelişmelere ve
otomasyona karşın, işletmenin en değerli
girdisi insan kabul edilir.
12. 1.1.2. İşletme Çıktıları
İşletme çıktıları, işletmenin kar, büyüme,
tüketiciye ve topluma hizmet gibi amaçlarını
gerçekleştirmeyi sağlar. İşletme girdilerinin
sağlanması için işlete çeşitli giderler, parasal
harcamalar yapar.
13. Buna karşılık işletme çıktıları karşılığında
elde ettiği gelirler vardır. Gelirler, giderlerden
fazla olduğu zaman işletme karlı, tersi
durumda zararlı olacaktır.
14. 1.1.3. İşletmenin Yapısal Özellikleri
İşletme bir ekonomik kuruluştur: İşletme
üretim faktörlerini (sermaye, doğal kaynaklar
ve emek) bilinçli, yararlı ve uyumlu olarak bir
araya getirerek ortaya mal ve hizmet ürünü
koyan ekonomik kuruluşlardır.
15. İşletme dinamik bir kuruluştur: Statik
anlamda işletme denilince bir fabrika, bir
ticarethane gibi iş yeri ya da teknik bir ünite
akla gelir. Dinamik anlamda ise, üretim
sürecinin gerçekleştiği, mal ya da hizmetin
ortaya çıkarıldığı yerdir.
16. İşletme bağımsız bir kuruluştur: Bir diğer
yaklaşım içinde işletme bağımsız, finansal ve
yönetsel özerkliğe sahip kuruluş olarak
tanımlanır. İşletmeler çağın rekabetçi koşulları
içinde varlıklarını sürdürmek için yönetsel ve
finansal anlaşma ve birleşmelere gidebilir.
17. İşletme sosyal bir kuruluştur: İşletmelerin en
tipik özelliklerinden biride topluma dönük,
toplum gereksinmelerini karşılayacak üretim
eylemlerine girişmeleridir.
18. İşletme sosyo-teknik bir sistemdir: Bir başka
açıdan bakıldığında işletmeyi oluşturan iki
temel öğe olarak fiziksel ve beşeri(insan)
öğeden söz edilebilir. İşletme, insan ve
araçların birleşmesinden meydana gelen bir
birim niteliğindedir.
19. İşletme açık bir sistemdir: İşletmeler kendi
içine dönük kapalı bir sistemi değil, toplumla,
tüketicilerle ve çeşitli kuruluş ve kişilerle
sürekli ilişkiler içinde bulunan açık bir
sistemin işleyişini yansıtırlar. İşletme,
tüketici odalıdır.
20. Mal ve
Hizmet
Pazarı
Sunu (arz) İstem
Mal ve Hizmet
İŞLETME TÜKETİCİLER
Emek, Sermaye,Doğal Kaynaklar
İstem(talep) Sunu
Üretim
Faktörleri
Pazarı
Giderler(Ücret,Faiz,Kira)
Şekil 2: işletme ve tüketiciler arasındaki ekonomik ilişkiler
21. 1.1.4. İşletmecilikte Bilimsel Yönetim
Süreci
Endüstri devriminden sora ortaya çıkan
yönetim sorunlarına ışık tutacak nitelikte bir
gelişmenin öncülüğünü yapan Frederik
Winslow Taylor(1856-1919) yaşadığı çağın en
büyük işletmecisi olarak kabul edilir.
22. Birçok fabrikada işçi ve ustabaşı olarak
çalışan Taylor, 1883’te mühendis diploması
aldıktan sonra Amerika’da bilimsel yönden
yönetim alanında birçok çalışma ve araştırma
yapmıştır: Özellikle “İşletmelerde Bilimsel
Yönetim” adlı yapıtında şu noktalara değindiğini
izliyoruz:
23. Bir dizi basit deneyler yoluyla iş sırasında
yapılan savurganlıkları kanıtlamak,
Sorunların çözümünü olağanüstü insanlarda
değil, düzenli bir yönetim anlayışından
aramak,
En iyi yönetimin kurallara, yasalara ve doğru
belirlenen ilkelere dayandığı göstermek.
24. 1.2. İşletmeciliğin Diğer Bilim
Dallarıyla İlişkisi
Bir ülkenin ekonomik ve toplumsal yapısını
adeta çekirdeğini oluşturan işletmelerin giderek
önem kazanması, işletmeciliğin bir bilim dalı
olarak gelişmesine ve diğer bilim dallarıyla akın
ilişkiler içerisine girmesine neden olmuştur.
25. 1.2.1.İşletme ve İktisat
Ekonomi bilimi, ekonomik hayatı bir bütün
olarak ele alır, ekonomik gelişme, kalkınma, fiyat
oluşumu, enflasyon,para-kredi politikasının
düzenlenmesi, gelir dağılımı, istihdam gibi konuları
ve sorunları ülke düzeyinde inceler.
26. İşletme bilimi ise, bir işletmenin kuruluşundan
gelişimine kadar her aşamada rasyonellik,
verimlilik ve kârlılık ilkeleri doğrultusunda üretim-pazarlama
eylemlerini en iyi şekilde yerine
getirebilme ve işletmeyi en iyi biçimde
yönetebilme yollarını araştırır, karşılaşılan
sorunları çözümler arar.
27. Ekonomi bilimi toplumsal gereksinmelerin ve
toplumsal refahın nasıl karşılanacağını
araştırırken, işletme bilimi toplum
gereksinmelerinin doğru biçimde saptanarak
üretime nasıl bir yön verilmesi gerektiğini inceler
ve işletmenin yaşamını sürdürmeyi amaçlar.
28. 1.2.2.İşletme Davranış Bilimleri
Ekonomi çekirdeğini işletme, işletmenin
çekirdeğini ise insan oluşturur. Bu nedenle insan
unsurunun işletme içindekini yerini ve öneminin
çok iyi bilmek gerekir..
29. Davranış bilimleri insanın çeşitli
özelliklerini sosyolojik, psikolojik ve
antropolojik açıdan ele alır ve çeşitli deney,
gözlem ve analiz yoluyla insanı tanımaya
çalışır.
30. 1.2.3. İşletme ve Hukuk
Toplumsal ve ekonomik düzeni sağlamak
amacıyla yasalar, tüzük, yönetmelik ve diğer
yazılı olan ve olmayan kurallar
geliştirilmiştir. Bu hukuksal düzen kuşkusuz
toplumun bir parçası olan işletmeleri de
yakından ilgilendirir ve etkiler.
31. İşletme kuruluş formalitelerini yasal
düzenlemeler içinde yerine getirir, belirli sınırlar
içinde çalışır, hak ve sorumluluklarını gözetler. İş
yasası, Borçlar Yasası, Medeni Yasa, Ticaret
Yasası, Vergi Yasaları gibi çeşitli yasalarda
etkilenen işletme ile hukuk arasındaki ilişkiler
süreklilik taşır.
32. 1.2.4.İşletme ve Matematik
İşletmede doğru ve zamanında karar alabilmek
için matematik ve istatistikten geniş ölçüde
yararlanılır. Fiyat, faiz, stok, üretim, iş gören
sayıları gibi sürekli değişikliklerin yakından
izlenmesi ve sorunların çözümü için yöneylem
araştırması gibi sayısal yöntemlere sıkça
başvurulur.
33. İşletmede etkili bir denetim sisteminin
kurulmasında, işletmenin hangi noktada
bulunduğunun araştırılmasında ve gelecekle
ilgili gözlem ve analizlerin yapılmasında
matematik ve istatistiksel yöntemler geniş
ölçüde kullanılır.
34. 1.3.İŞLETMEDE YÖNETİM BİLGİ
SİSTEMLERİ
Yönetim bilgi sistemleri; karar alan
kişilere gerekli olan bilgiyi hızlı ve doğru
olarak toplayan, analiz eden, sonuçları rapor
eden ve bilgiyi saklayan sistemlerdir.
Yönetim bilgi sisteminde üç temel unsur
vardır.
35. Birinci unsur, bilginin toplanması, analizi
ve yorumunu yapan insan unsurudur.
İkincisi, bilginin düzenlenmesi, ihtiyaç
duyulmasında ve saklanmasında rol oynayan
bilgisayar unsurudur.
36. Üçüncüsü ise bu süreç içerisinde neyin
nasıl yapılacağı konusunda kılavuzluk görevi
üstlenen prosedürlerdir.
Yönetim bilgi sistemleri işlevsel olarak alt
sistemler halinde kullanılır. En çok kullanılan
bilgi sistemleri dört grupta toplanabilir.
37. Pazarlama Bilgi Sistemleri: Mevcut ve
potansiyel müşteri ihtiyaçlarına ilişkin bilgi
toplanması, müşteri istek ve tercihlerini
tanımlanması, ürün planlama ve tanıtımlarıyla
ilgili kararların alınması konularında pazarlama
yöneticilerine gereksinme duyulan bilgi sunulur.
38. Bu bilgiler şöyle özetlenebilir:
Satış başarısının izlenmesi,
Kısa ve uzun vadeli satış tahminlerinin
yapılması,
Pazara ilişkin verilerin toplanması ve analizi
39. Reklam ve promosyon yöntemlerinin seçimi
ve sonuçların değerlendirilmesi,
Marka ve ürün planlarının yapılması ve
sonuçların izlenmesi
40. İnsan kaynakları bilgi sistemleri: Firmanın
insan kaynaklarıyla ilgili bilgileri toplayan,
analiz eden, ihtiyaç sahiplerine aktaran ve bu
bilgileri saklayan sistemlerdir.insan
kaynaklarına ilişkin bilgiler şöyle
özetlenebilir:
41. Personelin devamlılık oranları,
Personelin performans değerlemesi,
Başvuru yapan adayların c.v. bilgileri,
Sendikalarla yapılan toplu sözleşme bilgileri,
42. Mevcut personelin yaşı, cinsiyeti, pozisyonu,
becerileri, eğitimi gibi kişisel bilgiler,
Rakip işletmelerde insan kaynaklarına ilişkin
bilgiler,
43. Muhasebe ve finans bilgileri: Muhasebe
ve finansla ilgili bilgilerin sağlanması, analizi,
ilgili yöneticilere sunulması ve saklanmasıyla
ilgilidir.
Bu bilgiler şöyle özetlenebilir:
47. 1.4. İşletmede İzlenen Amaçlar
İşletmeler yapılarına, kuruluş nedenlerine,
içinde bulundukları ekonomik düzenin
koşullarına, yönetim anlayışlarına ve buna
benzer diğer etkenlere bağlı olarak farklı
amaçlar güdebilir.
48. 1.4.1.Kar Etmek
Kar bir işletmenin belirli bir dönem
sonunda elde ettiği kazanç toplamıdır. Başka
bir anlatımla belirli bir sürede elde ettiği gelir
ve giderler arasındaki olumlu farktır. Tersi
gerçekleşirse ortaya zarar çıkar.
50. Kar sadece işletmenin varlığını
sürdürmesi, büyüyüp gelişmesi için gerekli
bir araç olmayıp aynı zaman da muhasebe
tekniği açısından yıllık faaliyetlerin ölçülmesi
ve denetlenmesi için kullanılan etkili bir
araçtır.
51. Bu açıklamaların ışığında karın işletme
açısından kullanım alanları şöyle
özetlenebilir:
Kar, işlemenin varlığını sürdürme aracıdır.
Kar, işletmenin büyüme, yatırım ve gelişim
aracıdır.
52. Kar, işletme sahiplerinin yaşam kalitesini
arttırma aracıdır.
Kar, işletme başarısını ölçüm ve denetleme
aracıdır.
Kar, ücret artışı ve prim yoluyla çalışanları
işe özendirme aracıdır.
53. 1.4.2. Toluma Hizmet
İşletme toplumun bir parçası olarak yine
topluma hizmet etmek zorundadır. Bu hizmet
işletmenin yapısına göre dolaylı ve dolaysız
olarak gerçekleşebilir. Dolaylı hizmet özel
işletmeler için söz konusu edilebilir. Bilindiği gibi
özel işletmelerin başta gelen amacı kar elde
etmektir.
54. Kamu kuruluşlarının verimli ve etkin
çalıştırılması nedeniyle çok zor olduğundan
unların özerkleştirilmesi ya da
özelleştirilmesi bir alternatif olarak
sunulmakta ve dünyanın bir çok ülkesinde bu
yönde çalışmalar yapılmaktadır.
55. Topluma hizmet amacıyla kurulan
KİT’lerin Türkiye’de de bugün artık topluma
bir yük getirmeye başladığı görülmekte ve
özelleştirmeye gidilmektedir.
56. 1.4.3. Büyümek ve Gelişmek
Çağdaş nitelik taşıyan işletmenin bugün
savunulabileceği en geçerli ve gerçekçi amaç,
varlığını sürdürebilmek için sürekli büyüme ve
gelişme görüşünü benimsemiş olmasıdır. Bir ilke
olarak denilebilir ki, “eğer bir işletme
büyümüyorsa ya da yerinde sayıyor ise o işletme
geriliyor demektir”.
57. 1.4.4.Tüketicilere Hizmet
İşletme genelde topluma fakat özde tüketiciye
hizmet sorumluluğunu taşır. Tüketiciler işletmenin
ürettiği mal ve hizmetleri alan kişilerdir. Türk
toplumunda yerleşmiş bir deyim olarak “müşteri
velinimetimizdir”.
58. İşletme tüketiciyi hoşnut kılmak, onun
gerçek gereksinmelerine uygun üretim ve
pazarlama eylemine girişmek zorundadır.
Tüketiciyi aldatmak, yanıltıcı reklamlara
girişmek gibi yanlış bir pazarlanma politikası
uygulayan işletmeler başarılı olamazlar.
59. 1.5. İşletmecilik Temel İlkeleri
Varlıklarını sürdürebilmek ve daha ileriye
gidebilmek için her işletme belirli ilkelere ve
denenmiş kurallara uymak zorunadır. Bu ilkeler
işletmenin yapısı değişse bile kolay kolay
değişmezler. Bir bakıma işetmecilik ilkeleri
evrensel ve çok boyutludur.
60. 1.5.1. Verimlilik
Verimlilik, bir işletmede kaynakların ölçüde
etkili kullanıldığını gösteren bir ölçüdür.
Verimliliği ölçme nedenleri; üretimi yakından
izlemek, sapmalar varsa düzeltmek, zamandan,
hammadde ve malzemeden arttırımı sağlamak,
maliyeti düşürmek ve üretilen miktarı
arttırmaktır.
61. verimlilik=
Çıktı
Girdi
Çıktının toplam girdilere oranı “toplam faktör
verimliliği”ni gösterir. Çıktının herhangi bir üretim
faktörüne oranı ise “kısmi faktör verimliliği”ni verir.
En sık kullanılan verililik ölçüleri emek ve sermaye
verimliliği gibi kısmi faktör verimlilikleridir.
62. Emek verimliliği= Üretim miktarı
İşgücü Sayısı
Emek verimliliği, emeğin ne ölçüde iyi
kullanıldığını gösterir. Emek verimliliğine ilişkin
trendin azalan bir seyir izlemesi geliştirme için
öncelikli olanın emek olduğu anlamına gelir.
63. Sermaye verimliliğinin değerlendirilmesi
ise mevcut sermayenin ne ölçüde iyi
yönetildiğini gösterir.sermaye verimliliği
duran varlıklar veya kullanılan makine sayısı
açısından hesaplanabilir:
S.V.=
Üretim
DMuirkatna rVıarlıklar
S.V.=
Üretim Miktarı
Makine Sayısı
64. Bir işletmede verimlilik artışı aşağıdaki
koşulların varlığı halinde söz konusudur:
Aynı miktarda girdi için çıktı miktarının
artırılması,
Aynı miktarda çıktı için girdi miktarının
artırılması,
65. Girdi miktarı azaltılırken, çıktı miktarının
artırılması,
Çıktı miktarındaki artışın girdi miktarındaki
artıştan hızlı artması,
Çıktı miktarındaki azalmanın, girdi
miktarındaki azalmada yavaş olması
66. İşletmenin rekabet gücünü artırmak için
bütün işletme birimlerinde verililik anlayışını
yaygınlaştırmak gerekir. Verimliliğin
artırılabilmesi için şunlar yapılmalıdır:
Makineleşmeyi artırmak,
İleri teknoloji kullanmak,
67. Standardizasyon sağlamak,
Yeterli hammadde sağlamak,
Fire ve hurdaları azaltmak,
Taşımacılığı kolaylaştırmak,
Ergonomik koşullar sağlamak,
İş etüdü yapmak
68. Makine duruşlarını azaltmak,
Düzenli bakım yapmak,
İşyeri düzeni oluşturmak,
Fiziksel çalışma ortamını iyileştirmek
Eğitim olanaklarını artırmak,
İletişimi geliştirmek,
69. İletmenin verimli bir şekilde çalışmasında
zamandan sağlanacak tasarruflarda önemlidir.
Zaman tasarrufu hareket ve zaman etütleriyle
gerçekleştirilebilir. Hareket gücü işin nasıl
yapılması gerektiğini, zaman etüdü ise işin ne
kadar sürmesi gerektiğini ortaya koyan bilimsel
çalışmalardır.
70. 1.5.2.Ekonomik
Ekonomiklilik, satış tutarının üretim
maliyet giderleri tutarına oranıdır. İşletmede
maliyet giderlerinin düşük olması veya bu
maliyet giderleriyle sağlanan mal veya
hizmetin satış tutarının yüksek olması
ekonomiklilik oranını yükseltir.
71. Ekonomiklilik durumunu bir formüle
göstermek gerekirse :
Ekonomiklilik=
Toplam Satış Tutarı
Üretimin Toplam Maliyet Giderleri
72. Bu oranın 1’den büyük oluşması işletmenin
başarısını yansıtır. Bunun için üretim miktarının
ve satış fiyatının artması, buna karşılık maliyet
giderlerinin düşük olması gerekir. Üretim miktar
arttıkça birim başına maliyet giderlerinin
azalacağı da bir gerçektir.
73. Ekonomikliğin 1’den küçük olması
işletmenin ekonomik olmadığını gösterir. Bu
durumda toplam satış tutarı, toplam maliyet
giderlerin altında kalmıştır. Ekonomikliğin 1’e
eşit olması ise pay ve payanın birbirine eşit
olduğu anlamına gelir.
74. 1.5.3. Karlılık
Kârlılık, belirli bir dönem içinde elde
edilen kârın o dönemde işletmede
kullanılan sermayeye oranıdır.
Karlılık=
Kâr
Sermaye
75. Bu oranın yüksekliği işletme başarısını
yansıtır. Bu amaçla üretim miktarı ve satış
fiyatının yüksek tutulması, buna karşılık
üretimin maliyet giderleri ve sermayenin
düşük olması gerekir.
76. İşletmenin finansal karlılık oranını
göstermek için şu formül kullanılabilir:
Finansal Kârlılık= Net Kar
Öz sermaye
77. Öz sermaye, bir işletmenin sahip olduğu
varlıklar toplamıdır. Öz sermayeyi bulmak için
varsa işletmenin borçlarını toplam sermayeden
düşmek gerekir.
78. Net kar ise bir işletmenin belirli bir
dönemde elde ettiği toplam gelirlerden tüm
giderler ve vergiler düşüldükten sonra geriye
kalan olumlu farklı ifade eder.
79. Finansal karlılığa öz sermaye kârlılığı da
denir. Brüt kârın toplam sermayeye oranıyla
da ekonomik karlılık elde edilir.
Brüt Kâr
Toplam Sermaye
Ekonomik Kârlılık=
80. Brüt kar, toplam gelirden tüm gider ve
vergilerin düşülmediği andaki kârdır. Toplam
sermaye ise öz ve yabancı sermaye
toplamıdır. Ekonomik karlılığa toplam
sermaye karlılığı da denir.
81. 1.5.4.Toplam Kalite
İşletme literatüründe kalite kavramının
özel bir yeri vardır.mal veya hizmetin çok
miktarda ve düşük maliyetle üretilmesi ya da
firmanın karlı olması yeterli bir kalite
anlayışını yansıtmaz. Kalite en kısa tanımla
müşteri beklentilerini karşılamaktır.
82. Toplam kalite ise, müşteri beklentilerine
uygun olarak bir mal veya hizmeti rakip
firmalara göre daha iyi daha ucuz ve daha
güvenli biçimde üretmek ve müşterilere
sunmak demektir.
83. Toplam kalite, satış öncesi hammadde
girişinden süreçlerin en iyi şekilde işlemesinden
başlayıp yan sanayi ve tedarikçileri de kapsamına
alan ve satış sonrası hizmetleri de içine alan
faaliyetler bütünüdür.
85. İşletmeler toplumun çeşitli kesitleriyle sürekli
ve düzenli ilişkiler içinde bulunurlar ve bu
kesitlerden hem etkilenir, hem de oları etkilerler.
Bu etkileşim süreci, işletmenin yapısına,
büyüklüğüne, faaliyet gösterdiği alana göre farklı
düzeylerde olabilir.
86. Ancak işletmeler varlıklarını borçlu
oldukları çeşitli çevre kuruluşlarına ve
kişilere karşı ödemeleri gereken borç ve
sorumlulukları vardır.çünkü yaşamlarını bu
kuruluşlara borçludurlar ve onları sayesinde
gelişme ve büyüme şansına sahiptir.
87. Bir bakıma her biri çıkar grubu olan bu
kişi ve kuruluşlara karşı dengeli bir işletme
politikasının izlenmesi gerekir. İşletmenin
çevreyle çok yönlü ilişkileri aşağıdaki
şemada izlenebilir.
88. İŞLETME
Kredi
Kuruluşları
Devlet
Eğitsel
Çevre
Faiz
Kredi
Vergi
Yasal koruma
Ödeme
Vasıflı işgücü
Doğal
Çevre
Doğal etkenler
Tüketici
Teknoloji
Tedarikçi
İşletmeler
Uluslararası
ilişkiler
İşgörenler
Sermaye
Sahipleri
Sermaye
Kar
Malzeme
Ödeme
Makine
Ödeme
İthalat
İhracat
Emek
Ücret
Gelir
Mal ve hizmet
Koruma hizmeti
Şekil 3: İşletme Çevre İlişkisi
89. 2.1. İşverene Karşı Sorumluluklar
İşveren yada işletmeye sermaye getiren
kişiler kendi açılarından koydukları
sermayenin getirisi olarak en yüksek oranda
kâr elde etmeyi amaçlar. Bu kazançlarla bir
yandan kendi yaşam düzeylerini yükseltirken
öte yandan yeni yatırımlara girişebilirler.
90. İşveren açısından kendisine en iyi kazancı
sağlayan işletme en iyi işletmedir.
Ortaklarına yeterli kâr sağlayamayan
işletmeden pay sahipleri paylarını geri
çekebilirler.
91. En azından işletme yaşamının sona
ermesi demek olan böyle bir baskı altıda bile
işletmenin karlı ve ekonomik çalışmak
zorunluluğunu duyması gerekir.
92. 2.2.Tedarikçilere Karşı Sorumluluklar
İşletmeler, üretim için gerekli malzeme, yarı
işlenmiş madde, hammadde, araç gereç gibi çeşitli
ihtiyaçlarına tedarikçi denilen firmalardan
karşılarlar. Mal veya hizmet satın aldıkları bu
kuruluşlara düzenli ve sürekli ilişkiler kurarlar.
93. İşletme yöneticisinin işletmenin içinde
bulunduğu endüstrinin maliyet yapısını, fiyatlama
politikasını, genel satış çabalarına ilişkin
uygulamalarını ve kendi planlarına etki edebilecek
diğer konuları incelemek zorundadır.
94. 2.3. Çalışanlara Karşı Sorumluluklar
Bir işletmede çalışanlar arasında olumlu
ve uyumlu ilişkiler kurulur, bilinçli bir iş
bölümü yapılır, işbirliği sağlanır ve özellikle
işletmede sosyal bir bütünlük
gerçekleştirilirse, öyle bir kuruluşta üretim
artışları ve verimlilik sağlanacağı gibi,
95. aynı zamanda iş görenlerin düşünce, duygu,
işletmeye özgü gelenek ve kurallarda
birleşme, anlaşma ve çalışma mutluluğu da
sağlanmış olur.
96. İş gören her şeyden önce bir insandır.
İşletmeye her gün gelirken emeğinin yanında kendi
düşünce,özlem,tutku ve duygularını da kendisiyle
birlikte getirmektedir. Yönetici, iş göreni bir araç
gibi, bir makinenin parçası gibi göremez.
97. İnsanın fiziksel gücü ve yönü kadar
düşünsel, ruhsal ve duygusal gücü ve yönü
de vardır. Üstelik davranışları, olaylar
karşısında etki ve tepkileri çoğu kez
duygusaldır.
98. 2.4. Tüketiciye Karşı Sorumluluklar
Tüketicilerin korunması konusunda
işletmelerin yapabilecekleri:
İşletmeler mal ve hizmetlere ilişkin tüketici
şikayetlerini öğrenmek amacıyla örgüt içinde bir
tüketici şikayet bürosu kurmalı ve periyodik olarak
da tüketici araştırmaları yapmalıdırlar.
99. İşletmeler, reklam, ambalajlama ve garanti
belgeleri gibi konularda tüketiciye yanıltıı
uygulamalarda kesinlikle kaçınmalı, tüketici
gerçeği ile uyumlu olan pazarlama
stratejilerine başvurmalıdırlar.
100. İşletmeler değişen tüketici arzularına hızla uyum
sağlayabilmek için tüketiciye dönük pazarlama
anlayış ve uygulamasını benimsemelidirler.
101. İşletmeler maliyet artışına neden olmasına
rağmen mal kalitesini yükseltmeye çaba
göstermeli, garanti belgelerini anlaşılır
duruma getirmeli, satış sonrası servis,
102. maliyetlerini azaltmaya çalışmalıdır, hatalı
malların hızla tamirini gerçekleştirmeli, mal
güvenliğine ilişkin standartlar geliştirmeli ve
tüketiciye malın dayanıklılığı ve güvenliği
konusunda bilgi sağlamalıdır.
103. 2.5. Devlete Karşı Sorumluluklar
İşletmenin kamu çevresiyle de yakın ilişkileri
vardır. Bu ilişkilerin başında vergi ilişkileri gelir.
Devlet kendi organları aracılığı ile belirli
dönemlerin sonunda işletmelerin elde ettiği
kazançların bir bölümünü vergi olarak alır.
104. İşletmeler her zaman istekli olmasalar da
devlete vergi vermek zorundadırlar. Bu bir ulusal
ve toplumsal görevdir. Bütün bu özellikle,
işletmeler ile kamu kuruluşları arasıda oldukça
yoğun ilişkiler bulunduğunu gösterir.
105. 2.6. Topluma Karşı Sorumluluklar
İşletmeler topluma kakı sağlayan
projelere sponsorluk yaparak sosyal
sorumluluklarını yerine getirebilir.
106. Bu katkılar sağlık, kültür, eğitim veya
sanat alanlarda olabilmekte, bu tür katkılar
sağlandığında ise, reklam ve halkla ilişkiler
adına da firma kendi açısından olumlu imaj
yaratmış olmaktadır.
107. İşletme üretim artıklarının çevre kirlenmesini
önlemek amacıyla arıtma tesisleri kurabilir yada
atıkların yeniden değerlendirilmesini sağlayabilir.
Bunun dışında, gürültü ve görüntü kirliliği
konusunda da önlemler almak bir sosyal
sorumluluk gereğidir.
109. 3.1. Girişimciliğin Tanımı, Önemi Ve
Gelişimi
20. Yüzyılda ortaya çıkan girişimcilik
teorisine göre, girişimci risk alarak “yenilik “
(innovation) yapan kişidir.
110. Girişimci, ihtiyaçları karşılamak üzere
iktisadi mal ve hizmet üretiminin
gerçekleştirilmesi için üretim faktörlerini bir
araya getiren kişi olarak tanımlanabilir.
111. Bugün bir girişimci, yenilik yapan veya
geliştiren bir kişi olarak fırsatları bulup
yakalar; bu fırsatları
uygulanabilir/pazarlanabilir fikirlere
dönüştürür, bu fikirlere emek, para ve
becerileriyle değer katar.
112. Bu fikirleri uygulamak için rekabetçi pazar
alanı risklerini üstlenir ve bu çabalarının
karşılığını paraya çevirir.genellikle beş çeşit
girişimci davranışı vardır:
113. Yeni bir malın yada servisin üretimi,
Yeni bir üretim metodunun geliştirilmesi,
Yeni bir pazarın oluşturulması,
Yeni bir hammadde kaynağının bulunması
Endüstrinin yeniden yapılandırılması,
114. Girişimci sadece yenilik faaliyeti
yapıyorsa girişimcidir. Girişimcilik bir anlayış
ve davranış biçimidir. Bu bağlamda
girişimcinin veya girişimciliğin tanımında
bazı etkenler ön plana çıkmaktadır.
115. Girişimcilik faaliyetlerinde kar beklentisi söz
konusudur.
Piyasa sürekli olarak izlenerek, hangi ürünlere
yada hizmetlere talep olduğu belirlenir.
Bu işlemler sonrasında, söz konusu talebi
karşılayacak ürü ve hizmet üretilir.
116. Üretim faktörleri, akılcılık ve süreklilik arz
eden bir ortamda, ekonomik bir değer ortaya
çıkartmak için bir araya getirilir.
Girişimcilik ortamında bahsedebilmek için,
hukuki ve finansal bakımdan bağımsız bir
organizasyon gereklidir.
117. Girişimcilik, hemen her endüstri dalında
önemlidir. Girişimciliğin önemini, özellikle üç
alan için vurgulamak mümkündür. Bunlar:
Yenilikçilik- icatçılık
Yeni işletmelerin doğması büyümesi,
Yeni iş alanları yaratmadır.
118. Girişimciliğin Türkiye açısından önemi şu
şekilde sıralanabilir:
Türkiye’de özelleştirme girişimciliğin başarısı ve
etkinliği ölçüsünde gerçekleşebilir.
Kamuda aşırı istihdamın istenen düzeye indirilip,
ücretlerin arttırılabilmesi girişimciliğe bağlıdır.
119. Ülkemizdeki teknolojik gelişmeler girişimciler
sayesinde gerçekleştirilebilir.
Ülkemizde istihdamın sağlanıp işsizlikle
mücadele etmenin en etkin yolu kişilerin
kendi işlerini kurmalarından diğer bir ifade ile
girişimcilikten geçer.
120. İşsizlikle birlikte gelir yetmezliği de ortaya
çıkmaktadır. Bu sorunun çözümü de girişimcilikle
ilgilidir.
Ülke kalkınmasının anahtarı yerel potansiyellerin
değerlendirilmesine, etkin kullanımına bağlıdır.
Bunun sağlanabilmesi girişimciliğe bağlıdır.
121. 3.2. Girişimcilerin Özellikleri
Kabul edilebilir riskleri göze alan kişidir.
Kararlıdır, ne istediğini bilir.
Çok yönlüdür.
İş bitiricidir.
Kendine güvenir, eksikliklerini görür.
122. Tavizsizdir, işleri zamanında ve doğru
yapılmasını ister.
Değişiklikleri benimseyebilen kimsedir.
Türk toplumunun bir girişimcide olmasını
beklediği özellikler üzerin yapılan bir
çalışmada ise şu bulgular elde edilmiştir:
123. Girişimcide Olması Beklenen Özellikler
Özellikler %
Risk alabilme
Özgüven
Yaratıcılık
Liderlik
İletişim becerileri
Organizasyon/planlama yeteneği
İkna kabiliyeti
Doğru ekibi kurma
İnsiyatif alabilme
Yöneticilik becerileri
Kişisel bağlantılar
Finans bilgisi
Yeterli sermaye
Sonuç odaklılık
Profesyonel iş deneyimi
10.80
09.43
09.30
07.81
07.67
07.61
07.44
07.14
05.93
05.73
04.95
04.66
04.33
04.05
03.13
124. Girişimci kimliğine sahip kimselerin bazı
sorumluluk ve görevleri vardır. Bunları
aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
Bir iş düşüncesini hayata geçirerek üretim ve
pazarlama yapmak,
125. Başkalarını göremediği fırsatlardan
yararlanmak
İleri teknoloji kullanarak yüksek kalitede
ürünler üretmek,
Yeni tedarik kaynakları bulmak,
İstihdam artışına katkı sağlamak
127. Dünyaya Yeni Bir Gözle Bakma: Tecrübe,
bilgi ve kültür düzeylerinin gerçekleri
görmekten alıkoymalarını engellemek için
çevreye ve kendilerine karşı sorgulayıcı bir
gözle bakarlar.
128. Mit ve Semboller Kullanma: Çevresel
unsurlar, kültür ve iletişimi etkin bir biçimde
kullanarak yeni fikirlerin gelişmesi için
gerekli ortamı hazırlar.
129. Geleceği Tanıma: Geleceği tanıma
çerçevesinde, günümüzdeki gelişmelerin itici
kuvvetlerinin etkilerini izlemek zorundadırlar.
Çeşitlilikten Yararlanma: Farklı kültürel,
sosyal, dinsel ve zihinsel çeşitlilikten
yararlanırlar.
130. Daha Hızlı Yanıt Verme: Çevresel
değişikliklere hızlı uyum sağlayabilecek
çevikliğe ve müşteri talebine hızla tepki
verecek esnekliğe sahiptirler.
131. Kaynakları Rasyonel Kullanma: İşletmelerinin
kıt kaynaklarını daha rasyonel kullanarak atıl
kapasite ve kaynak israfı gibi sorunların
üstesinden gelirler.
132. 3.3. Girişimci Ve Yönetici Farklılıkları
Girişimci değişikliklerle başarı sağlarken,
yönetici tam olarak statükoya bağlıdır.
Girişimci olaylardaki fırsatları tam olarak
yakalarken, yönetici hep problemleri görür.
Girişimci daha çok kontrole, yönetici ise
düzene önem verir.
133. Yönetici bir “ev” yapıp sonuna kadar orada
yaşarken, girişimci “evi” inşa eder ve anında
bir sonraki planlamaya başlar.
Girişimci yöneticinin sıraya sokacağı,
düzenleyeceği şeyleri yaratır.
134. Yönetici olmazsa işler yürümez, girişimci
olmazsa da yenilik olmaz.
Yöneticilik ile girişimcilik farklı kavramlar
olmasına rağmen aynı kişide birleşmeleri de
söz konusu olabilir.
135. 3.4. Girişimcilik Fikrinin Gelişmesi Ve
Girişimcilik Süreci
Yeni Fikirler Üretme: Başarılı bir
girişimcinin karakteristik özelliklerinin
başında yeni fikirle üretme yeteneği gelir.
136. Bu, piyasanın ve toplumun ihtiyaçlarını
göz önünde bulundurarak, akılcı hedefler
belirleme ve unları yaratıcı biçimde geliştirme
yada uyarlama özelliğiyle bağlantılıdır.
137. Sentez Yapma: Birbirini tamamlayan birçok
görüş bir araya getirilerek, bunlar üzerinde
senteze ulaşılır. Girişimci bu yeteneğe de
sahip olabilir.
138. Ürün/Hizmet Geliştirme: Bu çalışmalar, daha
önceden bilinen alanlara yönelik olabileceği
gibi, ilk defa piyasaya sunulacak ürün ve
hizmetler için de geçerli olabilir.
139. Ürün/Hizmet Pazarlama: Başarılı pazarlama
stratejisine sahip olmayan girişimler, ne
kadar kaliteli ürün üretirlerse üretsinler ve ne
kadar fazla üretimde bulunursa bulunsunlar,
ürünlerine/ hizmetlerine alıcı bulamadıktan
sonra hiçbir şey ifade etmeyecektir.
140. Bu nedenle, girişimler için günümüzdeki en
önemli faaliyet alanı, pazarlama ve reklamla
ilgili çalışmalardır.
Girişimcilik bir yaratıcılık sürecidir. Bu
süreç aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
141. Fırsatları görme ve değerlendirme,
İş planı geliştirme,
Rekabet yapısı,
Kaynak gerekleri,
Girişimi yönetme
142. 3.5. Girişimciliğin Gelişmesini
Engelleyen Unsurlar
Girişimcilerde bulunması gereken
niteliklerin yanında, Türkiye’de girişimciliğin
yeterince gelişmesini engelleyen birtakım
unsurlarda vardır.bu unsurlar şunlardır:
143. Sosyal Çevre: Bireyin aile ve sosyal çevresinden
edindiği kültür ve görgü gibi normlar hayatı
boyunca kendisini etkilemektedir. Bireyler özgür
olduğu ve fikirlerini özgürce ifade edebildiği
ölçüde girişimcilikte başarılı olabilirler.
144. İşletme Sahiplerinin Teknik Kökenli Olması:
Üretim konusunda çok yetenekli olan
girişimci; piyasaya yönelik olarak düşünme,
değerlendirme ve finansman konularında
yeterince başarılı olamamaktadır.
145. Fizibilite (Uygulanabilirlik) Çalışmalarının
Yetersizliği: Fizibilite raporu, devletten teşvik
alabilmek için yapılması gereken bir bürokratik
işlem olarak değerlendirilmektedir.
Piyasa Araştırması: Faaliyet gösterilecek hedef
Pazar çok dikkatli seçilmeli ve analiz edilmelidir.
146. Yenilik: Genelde Ar-Ge çalışmalarına zaman kaybı
ve masraf olarak bakan girişimciler, yenilik
yapmakta ve kısa zamanda piyasadan
silinmektedir.
Bilgi Eksikliği: Bilgi edinme, bilgi işleme ve bu
bilgileri değerleme konusunda, işletmelerin çoğu
yeterli birikime sahip değildir.
147. Aile İşletmeciliği: Geleneksel alile
işletmeciliği anlayışı büyümenin önündeki en
büyük engel olarak görülmektedir.
İşletmelerin büyüme aşamasında girişimciler,
mutlaka uzman bir yönetici istihdam
etmelidirler.
148. Finansman Sorunu: Girişimciler sahip
oldukları küçük ve orta ölçekli işletmeleri
için, düşük faizli ve uzun vadeli kredi bulma
konusunda sıkıntı çekmektedirler.
149. Toplumun Girişimciye Bakış Açısının
Değerlendirilmesi: Bireylerin zihinlerindeki
“kötü zengin adam” izleminin giderilmesi
gerekmektedir.
150. Devlet Yönetiminin Girişimciye Bakış Açısının
Değiştirilmesi: Toplumumuzun girişimciye bakış
açısındaki olumsuzluklar zaman zaman kamu
görevlilerinin girişimcilere kötü muamele
etmelerine ve işlemlerinin savsaklamalarına
gidebilmektedir.
152. 4.1. BÜYÜMENİN ÖNEMİ VE
YARARLARI
Dinamik işletme kavramı sürekli ve
dengeli büyüyen işletmeler için kullanılır.
Eğer bir işletme büyümüyorsa gerileyen bir
işletme olarak tanımlanabilir. İşletmeler
arasında ezici ve acımasız bir rekabetin
varlığı, onları hızı bir büyümeye iter.
153. Bu yapısıyla büyüme sadece üretim artışları
sonucu ortaya çıkan doğal bir gerçek
olmayıp,ekonomik koşulların bir
gereğidir.büyümenin yararlı bir gelişme olduğu
tartışma götürmez ise de, büyümenin işletme
için en uygun hızda ve boyutlarda olması
gerekir.
154. Optimal büyüklük, işletmenin ekonomik,
fiziksel ve sosyal varlıkları ve gücü göz önüne
alınarak üretim ve satışların en iyi düzeyde
gerçekleştirildiği en uygun büyüklük noktasıdır.
İşletme optimal büyüklüğün gerisinde yada
ilerisinde olduğu zaman çeşitli sıkıntılarla
karşılaşır.
155. 4.2. Büyüklük Ölçütleri
İşletmeler arasındaki büyüklük sınırını belirleyen
bazı ölçülerden yararlanılabilir. Henüz
işletmecilerin üzerinde anlaşmaya vardığı ve her
işletmeye uygulanabilir, kesin ve standart bir ölçü
geliştirilmiş değildir. Genelde büyüklüğün
saptanması amacıyla niceliksel ve niteliksel
ölçütler kullanılır.
156. 4.2.1.Niceliksel Büyüklük Ölçütleri
İşletme büyüklüğünü saptamada
kullanılan niceliksel ölçütler şunlardır:
Sermaye miktarı,
Üretim kapasitesi,
Yıllık satış toplamı(ciro),
Çalışanların sayısı,
157. Çalışanlara ödenen toplam ücret miktarı,
Kullanılan hammadde,
Fiziksel alan,
Makine parkı,
Harcanan enerji miktarı,
158. 4.2.2.Niteliksel Büyüklük Ölçütleri
Niteliksel açıdan büyüklük
değerlendirmesinde çeşitli ölçütlerin
kullanılabilir. Bu ölçütler yönetsel, hukuksal
ve pazarlama açısından incelenebilir.
159. • En ilginç ölçek olarak iletme yönetim
biçimlerinin esas alınmasıdır. Küçük
işletmelerde genellikle yönetim merkezcildir,
bağımsızdır, ve örgüt modeli dikeydir.
160. Büyük işletmelerde merkezcil olmayan
yönetim uygulaması görülür,örgütsel yapı
karmaşık olup dikey-kurmay ve dikey-fonksiyonel
seçilir ve zamanla demokratik
yönetime gidilir.
161. • İşletmelerin büyüklüğünü saptamada bir ilginç
örgütte hukuksa yapıya dayanır. Tek kişi
işletmeleri ve kişi şirketleri sermaye şirketlerine
göre daha küçüktür. Sermaye şirketleri de kendi
içinde değerlendirilirse anonim şirket çoğu kez
limited şirketten büyüktür.
162. • Ülkenin her yanına dağıtım kanalları
aracılığıyla mal ve hizmet götüren
işletmelerin boyutları dar Pazar üretim
işletmelere göre daha büyüktür. Dayanıklı
mal üreten ve ülkenin bir çok yerinde şube
açan işlemeler büyük işletmelerdir.
163. 4.3. Büyüme Şekilleri
İşletme daha güçlü ve uzun ömürlü olmak
amacıyla iç yapısını sürekli geliştirir. Bu
gelişme ekonomik, fiziksel, sosyal ve
örgütsel boyutlu bir büyüme biçimde olabilir.
164. 4.3.1. Ekonomik Büyüme
İşletmenin ekonomik anlamda büyümesi
üretim kapasitesini arttırıcı eylemlere
girişmekle olanak kazanır. Öz yada yabancı
sermayenin arttırılmasıyla yeni üretim
faktörlerini ele geçirilmesi sağlanabilir.
165. İşletme girdilerinin artması üretim
çıktılarında nicelik ve nitelik olarak
yükselmelere neden olur.sağlanan yeni
finansal kaynaklarla mevcut üretim
kapasitesi arttırılabileceği gibi yeni mal
üretimine de gidilebilir.
166. 4.3.2. Fiziksel Büyüme
İşletmelerin bina ve tesisler olarak
büyümesi ve daha geniş alanda üretim
eylemlerini gerçekleştirmesi fiziksel büyüme
olarak tanımlanabilir.
167. Bu nedenle işletmeler daha başlangıçta
kuruluş yerini seçerken ileride fiziksel
büyümelerine elverişli geniş alanlar üzerinde
kurulmayı tercih ederler.İşletme elde ettiği
yeni büyüklük ile yeni bir üretim
potansiyeline kavuşmuş olacaktır.
168. 4.3.3. Sosyal Büyüme
İşletmeler ekonomik ve fiziksel
büyümenin ısında sosyal alanda da
büyürler.bu tür büyüme, işletmede beyaz
yakalılar olarak bilinen teknik ve idari
personel ile mavi yakalı olarak bilinen işçi
sayısının artması anlamına gelir.
169. 4.3.4. Örgütsel Büyüme
İşletmelerin amaçlarına ulaşması için iş
bölümü, organların oluşması, yetki dağılımı
ve iletişim dokusunu kapsayan belirli bir
düzene gereksinin duyulur. Bu düzene örgüt
denir. Örgütlerde işletmenin ekonomik,
fiziksel ve sosyal olarak büyür ve gelişir.
170. Örgütsel büyüme işletmede işlerin daha etkin
ve verimli bir biçimde yürütülmesini sağlar. Ancak
işletmenin gerçek yapısını aşarak gereksiz
bölümlerin, organların oluşmasına neden olur ve
buda işletmenin giderinin artmasına ve yetki
çatışmasına yol açar.
171. 4.4. Küçük Ve Orta Ölçekli İşletmeler
Küçük ve orta ölçekli işletmeler veya kısa
anlatımıyla KOBİ’ler gerek gelişmiş gerekse
gelişmekte olan ülke ekonomileri için çok önemli
kuruluşlardır. Türkiye’de tüm işyerlerinin %95’ini
KOBİ’ler oluşturmaktadır. KOBİ tanımı ülkeler
arasında farklılıklar göstermektedir.
172. KOBİ tanımı, ülkelere zamana, araştırmalara,
kişi ve kuruluşlara göre farklılık göstermektedir.
KOBİ’lerin tanımlanmasında niceliksel ölçütler
yanında, yönetim bağımsızlığı, sermayenin bir kişi
veya küçük bir grup tarafından sağlanması gibi
niteliksel ölçütler kullanılır.
173. KOBİ tanımı, imalat, hizmet ve ticaret
işletmelerinde farklıdır. Dünya Bankası
tarafından hazırlanan bir raporda Türkiye’de
50 işçiye kadar istihdam sağlayan işyeri
küçük işletme, 51-200 işçiyi çalıştıran işyeri
de orta ölçekli işletme kapsamına alınmıştır.
174. Türkiye’de istihdamın %70 ‘den fazlası
KOBİ’ler tarafından karşılanmaktadır. Bazı
işletmelerin KOBİ şeklinde kurulmaya uygun
olmaları, önemlerinin hızla artmasına neden
olmuştur.
175. Dünya bankasının bir raporuna göre
KOBİ’lerde bir kişi istihdam etmek için,
büyük işletmelere göre 1/3 oranında daha az
sermaye yatırımı gerekmektedir. Bu durum
sermayenin kıt olduğu Türkiye için KOBİ’lerin
önemini daha da arttırmaktadır.
176. Türkiye açısından küçük işletmelerin önemini
artıran başka bir neden, küçük işletmelerin
kullandıkları girdilerin yurt içi kaynaklardan
karşılanmasıdır. Küçük işletmeler, perakendeci,
hizmet, inşaat, taşıma, toptancı ve üretici
işletmeler olabilirler.
177. Küçük işletmelerin kuruluş nedenleri:
Bağımsız olma,
Miras,
Sosyal saygınlık,
Gelecekte zengin olma arzusu gibi.
178. Mesleğini değerlendirme veya daha çok
kazanma arzusu,
Başka alternatiflerin yoğunluğu,
Sermayenin daha büyük başka bir işletme
kurmaya olanak vermemesi
179. Endüstri alanında yan sanayi kuruluşları
veya fason iş yapan firmalar olarak çoğu kez
bilinen bu tür işletmeler, büyük işletmeler
için birer endüstri malı olarak nitelendirilen
ve satın alınan çeşitli mallar üreterek
yaşamlarını sürdürürler.
180. 4.4.1. Kobi’lerin Üstünlükleri
• Talepteki küçük değişiklikler ancak KOBİ’ler
tarafından karşılanmaktadır.
• Büyük işletmeler girdi olarak kullandıkları
mal ve hizmetlerin bazılarını olanaksız veya
akılcı bulmadıkları için üretmezler.
181. • KOBİ’lerin en önemli üstünlüklerinden biri de
rekabet ortam yaratarak tüketiciye daha
kaliteli mal ve hizmet sunumuna hizmet
etmeleridir.
• Değişmez giderler azdır. Dolayısıyla üretim
maliyetleri çok yüksek değildir.
182. • KOBİ’ler büyük yatırım ve teknoloji
gerektirmediğinden üretim konuları tüketici
eğilimlerine göre değiştirilebilir.
• Tüketicilerin kişisel zevk ve eğilim modanın
gereklerine uyarlanma
esnekliğine,sahiptirler.
183. Türkiye’de KOBİ’lerin sorunlarına çözümler
getirmek amacıyla, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren
kuruluş, Küçük ve Orta Sanayi Geliştirme
Başkanlığı(KOSGEB)’dir. KOSGEB, 1990
yılında 3624 sayılı yasayla kurulmuştur.
184. KOSGEB’in kuruluş amacı, ülkenin ekonomik
ve sosyal ihtiyaçların karşılanmasında küçük ve
orta ölçekli işletmelerin payını ve etkinliğini
arttırmak, rekabet güçlerini ve düzeyleri
yükseltmek, sanayide entegrasyonu ekonomik
gelişmelere uygun biçimde gerçekleştirmektir.
185. KOSGEB’in görevleri şunlardır:
Sanayide araştırma ve geliştirme
faaliyetlerinin desteklenesi ve uygulanması
için Teknoloji Merkezleri, Teknoparklar ve
Danışmanlık Merkezlerinin kurulmasını
sağlamak.
186. Aktif danışmanlık hizmetlerini verecek
Danışmanlık Merkezleri oluşturmak,
İşletmelerin yatırım,üretim, yönetim ve
pazarlama konularında bilgi ve beceri
yönünden güçlenmeleri ve gelişmelerini
sağlamak,
187. KOSGEB’in KOBİ’lere sunduğu destek
hizmetleri şunlardır:
KOSGEB finansman konusunda küçük ve
orta ölçekli işletmelere banka ve kredi
kuruluşlarıyla işbirliği yaparak yardımcı
olmaya çalışmaktadır.
188. KOSGEB, nitelikli işgücü yetiştirme
konusunda küçük ve orta ölçekli işletmelere
destek olmak için bazı illerde Küçük ve Orta
Ölçekli Sanayi Eğitim Merkezleri kurmuştur.
Bu merkezler Ankara, İstanbul, İzmir,
Gaziantep ve Kayseri’dedir.
189. 4.4.2. KOBİ’lerin Başarısızlık Nedenleri
Yetersiz yönetim
Yetersiz sermaye
İş bunalımları
Alacakların ödenmesindeki sorunlar
Rekabettir.
190. Türkiye açısından söz konusu sorunlara
bazı eklemeler yapılabilir:
• Kuruluş yeri sorunları,
• Büyük sanayi ile bütünleşme sorunları,
• Devlet ihalelerinden pay alamama ile ilgili
sorunları,
191. 4.5. Çokuluslu İşletmeler
Çokuluslu işletmeler diğer ülkelerde
yatırım veya ürün pazarlaması yaparken,
belirli amaçlar veya çıkarlar güderler. Bunlar
şunlardır:
Ucuz hammaddeden yararlanmak,
Ucuz işgücünden yararlanmak,
192. Mevcut pazarı genişletmek,
Taşıma giderlerini azaltmak,
Hükümetlerin sunduğu değişik teşviklerden
yararlanmak,
Özellik gösteren ürünlerde kaliteyi korumak,
193. Çokuluslu işletmeler uygulamada çeşitli
şekilde ortaya çıkabilmektedir. Bunlar:
Ana bir işletme direkt olarak yabancı bir ülkede
satışla gerçekleştirecek bir firma kurabilir,
Ana işletme yabancı ülkede direkt olarak üretim
ünitesi kurabilir,
194. Ana işletme yabancı ülkede üretim ve satış
işlerini gerçekleştirebilir,
Ana işletme yabancı ülkelerde mevcut olan
başka işletmelerle ortak olabilir,
Ana işletme yabancı bir işletme ile eşit
paylarla birleşebilir.
195. 4.6. İşletme Türleri
4.6.1. Endüstri İşletmeleri
Endüstri işletmeleri, hammadde ve
malzemeyi üretim sürecinde şekil, fiziki
nitelik ve kimyasal özellik yönünden
değişikliğe tabi tutularak yeni ve arklı mal
haline dönüştüren işletmelerdir.
196. Endüstri işletmeleri şunlar olabilir:
• Analitik Endüstriler: Bunlarda hammadde
çeşitli kısımlara bölünür ve bu kısımlar farklı
mamullerin üretiminde kullanılır.burada tek
hammadde, çok ürün söz konusudur.
197. • Sentetik Endüstriler: Senteze dayanırlar. Yeni
mamulü meydana getirmek için hammadde
parçalarını bir araya getirirler.
• Montaj Endüstrileri: Burada pek çok parça bir
bütünü meydana getirmek için bir araya
getirilir.
198. • Hammaddeyi İşleme Tabi Tutan İşletmeler:
Bunlar analitik olabileceği gibi sentetik de
olabilir. Ancak bunların karakteristik
farklılıkları üretim yöntemidir. Burada ham
madde mamul haline gelinceye kadar değişik
aşamalardan geçer.
199. • Entegre Endüstriler: Bunların çok değişik türleri
vardır. Bir türünde, hem hammadde işleme tabi
tutulmakta hem de fabrikasyon bir arada
yürütülmektedir. Bir başka tür, hammadde de
çıkarma,işlem ve fabrikasyonun birleştirildiği
entegre endüstri türüdür.
200. 4.6.2. Ticaret İşletmeleri
Ticaret işletmeleri, toptan ve perakende
satış yapan işletmelerdir. Bunlar üretici ile
tüketici arasında yer alan aracılardır. Üretim
yapmazlar. Üreticiden satın aldıklarını
satarlar.
201. Toptancının işlevi, malı üreticiden satın
almak, perakendeciye satmak, malı
depolamak, perakendeciye finansal yardım
sağlamak, riski azaltmak ve Pazar bilgisi
vermektir.
202. Perakendecinin işlevi ise malı
toptancıdan satın almak, malı depolamak ve
satış hizmeti sunmaktır. Perakendeci
işletmeler küçük veya büyük ölçekli olabilir.
203. 4.6.3. Hizmet İşletmeleri
Hizmet işletmeleri, hizmet üretmek veya
pazarlamak için faaliyette bulunan
işletmelerdir. Bu işletmeler hizmet üretmek
için üretim faktörlerini bir arya getirirler ve
kar amacıyla kurulup işletilirler.
204. Kar amacıyla çalışan hizmet işletmelerinin
çalışma alanına giren ticari hizmet konuları
şunlardır:
Konaklama hizmetleri,
Eğlence hizmetleri,
Bakım hizmetleri,
205. Özel sağlık hizmetleri,
Özel öğretim ve eğitim hizmetleri,
Danışmanlık hizmetleri,
Sigorta ve finansal hizmetler,
Taşıma ve iletişim hizmetleri,
206. 4.6.4. Kamu İşletmeleri
Kamu işletmelerinde sermayenin yarısından
fazlası devlete aittir. Bu tür işletmelerin amaçları
kar elde etmekten çok topluma hizmet götürmektir.
Bu bakımdan üretilen mal ve hizmet ile sağlanan
kazanç arasında her zaman kolaylıkla denge
sağlanamaz.
207. 4.6.4.1. Döner Sermayeli İşletmeler
• Devletin genel bütçesinden ayrılan sermaye
ile kurulan ancak tüzel kişiliğe sahip olmayan
kamu işletmeleridir. Devlet matbaası, para
basımevi, devlet hastaneleri,Kara Kuvvetleri
Fabrikaları gibi.
208. 4.6.4.2. Katma Bütçeli İşletmeler
Katma bütçeli devlet dairelerine bağlı
olarak kurulan ve yine tüzel kişiliği olmayan
işletmelerdir. Devlet üretme çiftlikleri, tekele
bağlı sigorta ve içki fabrikaları, Orman Genel
Müdürlüğü gibi.
209. 4.6.4.Yerel Yönetim İşletmeleri
Belediyelere, il özel idarelere, ve köylere
bağlı olarak kurulan ve tüzel kişiliği
bulunmayan işletmelerdir. Örneğin
belediyeye bağlı su,elektrik, havagazı, şehir
içi otobüs işletmeleri.
210. 4.6.4.4. Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Sermayesinin tamamı ya da %50’den fazlası
kamu kuruluşlara ait olan, ekonomik alanda ticari
esaslara göre faaliyet gösteren ve tüzel kişiliğe
sahip kuruluşlara KİT denilmektedir. 440 sayılı
yasaya göre KİT’ler kendi içinde değişik statülere
oturtulmuşlardır.
211. Bunlar şöyle sıralanabilir;
• Sermayenin tamamı devlete ait olanlar
• Sermayenin yarısından fazlası devlete ait
olanlar
• Özel kanunla kurulmuş olanlar
• Kamu payı %50’nin üzerinde olan çeşitli
ortaklıklar
212. KİT’lerin Türk ekonomisi içinde önemli bir
yeri vardır. 1933 yılında düzenlenen ilk beş
yıllık plan çerçevesinde ekonominin
lokomotifi olarak KİT’lere rol verilmiştir.
Günümüze kadar KİT’lerin ekonomideki rolü
giderek artmıştır.
213. 4. Kalkınma planında KİT yatırımları
toplam yatırımların %30’unu kapsamış, genel
anlamda ekonominin % 50’si bu kuruluşlar
tarafından yürütülmüştür. KİT’lerin kuruluş
nedenleri farklı olmakla birlikte özet olarak
şunlar sayılabilir;
214. Toplumsal içerikli hizmetlerin gerçekleşmesi
ve kaynakların ekonomik kullanılması
düşüncesiyle KİT kuruluşuna gidilebilir.
Sigara ve alkollü içkiler gibi toplum sağlığını
etkileyen ürünlerin devlet tarafından
üretilmesi gerekmektedir.
215. Geri kalmış ülkelerde alt yapı yetersizliği sermaye,
girişim, yetenekli ve nitelikli eleman eksikliği,
teknoloji ve bilgi yetersizliği nedeniyle bu boşluğu
doldurmak için KİT’ler özellikle ulaştırma, enerji,
madencilik, demir–çelik,petro – kimya
işletmeciliğinde bu tür devlet yatırımlarına
gidilebilir.
216. Özel kesimin yatırım yapmaktan kaçındığı
geri kalmış bölgelerin kalkınması ve bölgeler
arası dengesizliklerin giderilmesinde
KİT’lerin önemli rolü vardır.
Savunma sanayi, harp sanayi, uçak, nükleer
enerji gibi stratejik önemi bulunan alanlarda
KİT’ler kaçınılmazdır.
217. Devlet bazen ekonomiye yön vermek, fiyatları
denetim altında tutmak ve özel kesimin belirli
alanlarda tekel kurma eğilimlerini önlemek
amacıyla kendi işletmelerini kurar.
Özel sektörün gelişebilmesi için ara mal ve
hammadde ihtiyacının karşılanması
düşüncesiyle KİT’ler kurulabilir.
218. Türk ekonomisinde çok önemli yere ve role
sahip olan KİT’lerin ilk kuruldukları yıllarda
ekonominin lokomotif özelliği taşımasına karşın
son yıllarda ekonominin bir kamburu haline geldiği
izlenmektedir. KİT’lerin ekonomik açıdan yarattığı
sorunlar şöyle özetlenebilir;
219. KİT’lerin finansman açığı hızla artmış ve bu
açığı kapatmak için devlet bütçesinden
parasal destek gerekmiş, ancak bu yola
başvurmak enflasyonu körüklemiştir.
Kullanılan teknolojinin çok geri olması
nedeniyle üretim maliyetleri çok yüksek
düzeyde seyretmiştir.
220. KİT’lerin açıklarını kapatmak için ikinci bir yol
olarak ürünlerine sürekli zam yapma yolu seçmiş
fakat bu politika enflasyonu etkileyen önemli bir
unsur olarak ortaya çıkmıştır.
221. KİT’lerin kuruluş yeri seçiminde yapılan
hatalar ve siyasal tercihler bu kuruluşların
optimal kapasitede çalışmasına engel
olmuştur.
222. KİT’lere aşırı personel alınarak personel
şişkinliği yaratılmış, işçilik maliyetler hızla
artmıştır. KİT’lerde çalışanlara verilen ücret
yaratılan değerin yarısından çoğunu
götürmektedir.
223. KİT’ler genellikle yetersiz, yeteneksiz ve
deneyimsiz yöneticiler tarafından
yönetilmeye başlamıştır. Üstelik sık sık
değiştirilmeleri tutarlı bir yönetim
politikasının izlenmesini güçleştirmiştir.
224. KİT’lerin çoğunda çağdaş işletmeciliğin
gerektirdiği ekonomiklik, verimlilik, toplam
kalite, düşük maliyet ve etkin pazarlama
teknikleri uygulanmamaktadır.
225. Sayılan bu nedenlere bağlı olarak
KİT’lerin büyük bir bölümünün işlevini
tamamladığı, bu nedenle satış ve tasfiyesi
gerektiği yönünde görüşler ortaya atılmakta
ve özelleştirme sürecine geçiş
önerilmektedir.
226. 4.7.Yasal Yapılarına Göre İşletmeler
Kişi (şahıs)
işletmeleri
Sermaye
işletmeleri
Kooperatifler
-Tek kişi
işletmesi
-Adi şirket
-Kolektif şirket
-Komandit
şirket
-Anonim şirket
-Limited şirket
-Sermayesi
paylara
bölünmüş
komandit şirket
-Üretim kooperatif
-Tüketim koop.
-Tarım satış koop.
-Yapı koop.
-Diğer koop.
227. Türkiye’de işletmelerin yasal yapılarını
düzenleyen çeşitli yasalar vardır. Bunlar Türk
Ticaret Yasası, Medeni Yasa, Borçlar Yasası,
Kooperatifler Yasası ve İş Yasası’ndan söz
edilebilir. Bu yasalara bağlı olarak işletmeler;
kişi, sermaye ve kooperatif işletmeler olmak
üzere üç gruba ayrılır.
228. 4.7.1. Kişi İşletmeleri
Bu tür işletmelerde kişisel emek, sermaye ve
sorumluluk söz konusudur. En tipik özellikleri risk
faktörünün işletme sahip ve ortakların tüm
varlıklarını kapsamış olmasıdır. Kişi işletmeleri, tek
kişi, adi şirket, kollektif ve komandit şirket, olmak
üzere dört gruba ayrılır.
229. 4.7.1.1.Tek Kişi İşletmesi
Elde ettiği ekonomik kaynakları değerlendirmek
isteyen kişi tek başına bağımsız iş kurma yolunu
seçer.hukuki bakımdan tek kişi işletmesinin en
tipik özelliği borçlulara karşı işletmeye koyduğu
sermayenin dışında kendi öz varlıkları ile de
sorumlu olmasıdır.
230. 4.7.1.2 Adi Şirket
Borçlar kanununda adi şirketlere yer
verilmekte olup iki yada daha çok kişinin
sermaye ve emeklerini birleştirerek, fakat
tüzel kişiliğe sahip olmaksızın
gerçekleştirilen bir ortaklık olarak tanımlanır.
231. Bu şirket türünde:
Aksi belirtilmedikçe her ortaklığın kar-zarar
payı birbirine eşittir.
Ortaklık kararları, bütün ortakların oy birliği
ile alınır.
232. Ortakların hiçbirisi diğerlerinin rızası
olmadan üçüncü bir kişiyi şirkete
alamayacağı gibi kendi payını da
devredemez.ancak ortakların oy birliği ile
yeni ortak alınabilir.
233. 4.7.1.3. Kollektif Şirket
Bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında
işletmek amacıyla gerçek kişiler tarafından
kurulan ve ortaklarından hiç birisinin
sorumluluğu şirket alacaklarına karşı
sınırlandırılmamış olan şirket kollektif
şirkettir.
234. Bir kollektif şirketin ortak özellikleri şunladır:
Kurulan bir kollektif şirketin bir şirket
sayılabilmesi için amacı böyle bir ticari
işletmeyi kurmak ve işletmek olması gerekir.
Şirket gerçek kişiler arasında yapılan bir
sözleşmeye dayanmalıdır.
235. Ortakların her birini sorumluluğu şirket
alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olmalıdır.
Kollektif şirketin bir diğer özelliği de işletmenin
bir unvana sahip olmasıdır.
Kollektif şirket sözleşmesi yazılı olarak hazırlanır.
236. Kollektif şirket sözleşmesinde yer alacak
noktalar şunlardır:
Ortakların adları, soyadları, ikametgahları ve
tabiiyetleri
Şirketin kollektif olduğu
Şirketin ticaret unvanı ve merkezi,
237. Şirketin konusu,
Her ortağın sermaye olarak koymayı taahhüt
ettiği para miktarı veya şirkete verilen diğer
değerler,
238. 4.7.1.4. Adi Komandit Şirket
İki tür modelin bir araya gelmesinden
oluşan tüzel kişiliğe sahip, sözleşmeye bağlı
ve bir unvanı olan kişi işletmesidir.komandit
şirketlerde de, ortaklar arsında sözleşme
yazılı şekilde olacaktır ve sözleşmedeki
imzaların noterlikçe onayı gereklidir.
239. Sözleşmede yer alacak konular şunlardır:
Ortakların ad ve soyadları ile ikametgahları,
Şirketin komandit olduğu,
Şirketin ticaret unvanı ve merkezi,
Şirketin konusu,
240. Her ortağın sermaye olarak koymayı taahhüt
ettiği para miktarı,
Şirketi temsile yetkili kişilerin ad ve
soyadları, bunların yalnız başına mı yoksa,
birlikte mi imza koymaya yetkili oldukları.
241. 4.7.2. Sermaye Şirketleri
Bu tür işletmelerin temel dayanağı
sermayedir. İşletmeye sermaye getiren
herkse ortak olabilir. Getirdiği sermaye kadar
işletmede pay sahibi olur ve üstelik ortak
payını devredebilir. Kişiler gider, sermaye
kalır.
242. 4.7.2.1. Anonim Şirket
Anonim şirket bir unvana sahip, esas
sermayesi belirli paylara bölünmüş oln ve
ortakları borçlarından dolayı yalnız mal
varlığıyla sorumlu olan şirkettir. Ortakların
sorumluluğu, taahhüt etmiş oldukları
sermaye payları ile sınırlıdır.
243. Anonim şirketler aşağıdaki iki şekilden biri ile
kurulur.
Ani kuruluş: Ani kuruluş halinde ortaklar
bütün payları aralarında taksim ederek
anonim şirketi kurarlar.
244. Tedrici Kuruluş: Kurucu ortaklar en az şirket
sermayesinin %10’unutaahhüt edip bunu
ödedikten sonra geri kalan payla için halka
başvururlar. Anonim şirket sözleşmesinin
yazılı şeklide olması ve bütün kurucuların
imzaların noterce onaylanması gerekir.
245. Sözleşmede yer alacak konular şunlardır:
Şirketin ticaret unvanı ile merkezin
bulunduğu yer,
Şirketin konusu,
Şirketin esas sermayesini miktarı ile her
payın itibarı değeri, ödeme koşulları,
Kuruculara kardan sağlanacak özel çıkarlar.
246. Şirket işlerinin yönetici ve denetimi ile
sorunlu olanların ne şekilde seçilecekleri,
bunların hak ve görevleri ve imza koymaya
etkili olanların isimleri,
Şirket için bir süre belirlenmiş ise bu sürenin
ne olduğu yazılır.
247. 4.7.2.2. Limited Şirket
İki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi
tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup
ortakların sorumluluğu koymayı taahhüt
ettikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi
belirli olan şirkettir.
248. Ortak sayısı 2-50 olup, sermayesi en az
5000YTL olmalıdır. Sözleşme yazılı yapılıp
bütün kurucuların imzalarının noterce onayı
gerekir. Sözleşmede yazılı olması gereken
noktalar şunlardır:
249. Şirketin ticaret unvan ve merkezi,
İşletmenin konusu,
Esas sermaye ile her ortağın koymayı
taahhüt ettiği sermaye miktarı,
Şirketin yapacağı ilanların şekli,
Şirketin süresi.
250. 4.7.2.3. Sermayesi Paylara Bölünmüş
Komandit Şirket
Anonim şirket ile kollektif şirketin
bileşiminden oluşan bir yeni modeldir.
Burada anonim şirket ortaklarına benzeyen
ortaklar komanditer, kollektif şirket
ortaklarına benzeyen ortaklar komandite
ortak olarak adlandırılır.
251. Komandite ortaklar yönetim sorumluluğu
alabilir, fakat komanditerlerin böyle bir hakkı
yoktur. Şirket komanditer ortaklar için hisse
senedi olamaz. Bir kişi işletmesi olan
komandit şirketlerde ise hisse senedi
çıkarılmaz.
252. 4.7.3. Kooperatif İşletmeler
Gerçek kişiler, kamu tüzel kişileri yada
dernekler tarafından kurulan kooperatif
işletmeler en az 7 ortağı gerektirir. Kar elde
etmekten çok, karşılıklı ekonomik yardım,
dayanışma ve korunma amacıyla bir araya
gelen kişilerin kurduğu bir modeldir.
253. Kooperatif işletme modeline örnek şunlar
gösterilebilir:
Üretim Kooperatifi: Bu kooperatifler üyelerinin
gereksinme duyduğu konularda üretim yapmak
yada işçilerin kendi aralarında anlaşarak bir araya
gelmeleri ile üretime girişmek istemeleri halinde
kurulan kooperatif türüdür.
254. Tüketim Kooperatifi: Ortakların gıda, giyecek
ve ev eşyası gibi gereksinmelerin ucuz fiyatla
ve iyi kalite ile karşılamak üzere kurulurlar.
Tarım Satış Kooperatifi: Çeşitli tarım
ürünlerinin bir merkezde toplanarak uygun
koşullarda pazarlanması amacı güder.
255. Yapı Kooperatifi: Ortakların konut ihtiyacını
en ekonomik biçimde karşılama amacı güder.
Ülkemizde son yıllarda yapı kooperatiflerinin
sayısı hızla artmış devletin bu tür
kooperatiflerin artmasını sağlamak için
verdiği ve uzun kredilerle konut edinme
sorunu önemli ölçüde çözümlenmiştir.
256. 4.8. İşletmeler Arası Anlaşma Ve
Birleşmeler
İşletmeler arasında yapılan geçici veya
sürekli anlaşma ve birleşmeler dış büyümeyi
oluşturur. İşletmeler kendi aralarında çeşitli
yönde, biçimde ve amaçlarla birleşirler.
257. İşletmeler arasında daha büyük ve güçlü
olmak amacıyla gerçekleştirilen anlaşma ve
birleşmelerin nedenleri şunlardır:
258. İşletmeler arasında serbest ekonomik
düzenin doğal sonucu olarak oluşan
rekabetin olumsuz etkilerinden korunmak
amacı başta gelir,
Büyük projeler için ya tek başına bir
işlemenin girişimi ile karlı olmayacak
alanlarda anlaşma ve birleşmelere gidilebilir,
260. İşletmeler teknolojik gelişmelere ayak
uydurabilmek için çoğu kez önemli rakamlara
varan araştırma ve geliştirme giderlerine
katlanmak zorundadırlar.
261. Anlaşma ve birleşmeler monopol ya da
oligopol piyasaları yaratırlar.
Birleşme nedenlerinden biride bir diğer
işletmede var olan nitelikli ve uzman insan
kaynaklarını kendi bünyesine almak olabilir.
262. 4.8.1. Centilmenlik Anlaşması
Birkaç işletmenin aralarında iş birliği
kurmak, rekabeti sınırlamak, bölge
paylaşımına gitmek, ayrıca fiyat, satış, üretim
ve personel konularında anlaşmak üzere
aralarında bir protokol düzenlemeleridir.
263. 4.8.2. Karteller
Üretim, hammadde ve özelikle pazarlama
konularında, aynı dalda çalışan işletmelerin
rekabeti ortadan kaldırmak yada sınırlamak
amacıyla aralarında yaptıkları bir anlaşma
türüdür.
264. Bu anlaşma yazılı olarak düzenlenir ve
bağlayıcıdır. Ancak kartele katılan
işletmelerin hukuksal ve ekonomik
bağımsızlıkları devam eder. Kartel anlaşma
türleri şunlardır:
265. 4.8.2.1. Fiyat Karteli
Kartele katılan işletmeler ürettikleri mal
yada hizmeti bir fiyattan satılması konusunda
anlaşmaya varırlar. Bu fiyat değişmez bir
fiyat olabileceği gibi, en düşük fiyat
saptaması yapılarak bundan daha aşağı
inilmemesi sağlanır.
266. 4.8.2.2. Satış Karteli
En tipik ve en katı kartel tipidir. Bu tür
anlaşmalara giren işletmeler mallarını
bağımsız olarak satamazlar. Ürettikleri mallar
kartelin kurduğu satış örgütleri aracılığıyla
satılır. Böylelikle piyasaya hemen egemen
olunur.
267. 4.8.3. Kontenjan Karteli
Kartele katılan işetmelerin üretim
kapasitelerini belirleyen yada sınırlayan
anlaşma türüdür. Ancak üretim miktarı
sınırlanan bazı işletmeler, birim maliyetleri
yükseleceğinden bu tür kartele katılmak
istemeyebilirler.
268. 4.8.2.4. Bölge Karteli
İşletmeler bazen belirli azar bölgelerini
kendi aralarında paylaşmak üzere anlaşırlar.
Kartele katılan her işletmenin pazarı sınırıdır
ve ancak o bölgede satış yapabilir. Örneğin,
meyve suyu fabrikaları arasında anlaşarak
satış bölgelerini paylaşabilirler.
269. 4.8.2.5. Uluslararası Karteller
Özellikle gelişmiş ülke işletmeleri kendi
aralarında anlaşarak az gelişmiş ülkelerin
mallarını ucuz fiyata satın alırlar yada az
gelişmiş ülkelere sattıkları malların fiyatlarını
yüksek düzeyde tutarlar.
270. Böylelikle gelişmiş ülke işletmeleri
aralarında rekabeti kaldırarak az gelişmiş
ülkelerden hem mal alırken, hem mal
satarken avantajlı duruma geçerler.
271. 4.8.3. Konsern
Konsern katılan işletmelerin amacı büyük
ölçüde sermayenin verimliliğini arttırmaktır.
Parasal bakımdan sıkıntı çeken üye işletmeye
ucuz kapital sağlanır. Kendi aralarında bu
olanağın bulunmaması halinde kredi
kuruluşlarına başvurularak fon sağlanır.
272. 4.8.4. Tröst
Tröstler,günümüzde az kullanılan
işletmeler arası ir birleşme şeklidir. İlk defa
ABD’de ortaya çıkıp gelişmiştir. Tröst
şeklindeki birleşmelerde birleşen işletmelerin
yasal ve ekonomik bağımsızlıkları yok
olmaktadır.
273. Tröstün amacı, iki yada daha çok
işletmenin yönetimini belli bir grup altında
toplamaktadır.Tröst türü birleşmeler
tekelleşmeye yol açtığı için çeşitli ülkelerde
yasalarla engellenmiştir.
274. 4.8.5. Holding
Holding bir veya birden çok işletmenin pay
senelerinin denetimine sahip olan şirkete verilen
addır. Holdinge bağlı şirketlere yavru şirket adı
verilir. Yavru şirketler, yasal olarak
düzenleştirilmiş bir bütünün parçalarıdır.yavru
şirketlerin düzenleştirilmesini ana şirket yapar.
275. 4.8.6. Tam Birleşme (Merger)
İki veya daha fazla sayıda işletmenin bir
raya gelerek tasfiye kararı alması, aktif
varlıklarla, borçlarını birleştirmesiyle yeni
hisse senedi çıkararak yeni bir işletmenin
kurulmasıdır.
276. 4.8.7. Ortak Girişim
İki yada daha fazla firmanın kendi tüzel
kişiliklerine her harfi bir gölge düşürmeksizin
aralarında anlaşarak ortak bir yatırıma
girişmesidir.
277. Bu işletmeler tek başlarına yatırım
yapmak riskine girmek ve önemli ölçüde
sermaye yatırmak yerine kendi çıkarları ve
sermayeleri çerçevesinde sinerji yaratan bir
anlaşmaya giderler.
278. 4.9. Kapasite Kavramı
Kapasite geniş bir kavram olup en geniş
anlamıyla bir iş yapma, yaratma gücünü yada
sınırını gösterir. İşletmelerde kullanılan
makinelerin çalışan insanların ve bir bütün
olarak işletmenin iş yapma ve yaratma
sınırından sık sık söz edilir.
279. Üretim kapasitesi ise, bir işletmenin para,
hammadde, malzeme, makine, iş gücü ve doğal
üretim faktörlerini en iyi ve en uygun biçimde bir
araya getirerek belirli bir dönem sonunda
yarattığı mal ve hizmet miktarına denir.
280. Üretim kapasitesi genel anlamda belirli bir
dönemde elde edilen üretim miktarı olarak
tanımlanmakla birlikte uygulamada çok
değişik kapasite kavramları kullanılmaktadır.
Bunlar:
281. 4.9.1. Teorik Kapasite
Bir işetmenin üretim plan ve projelerinde
yapılan teknik hesaplamalar sonucu varılabilecek
en yüksek üretim miktarına planlanan kapasite
veya teorik kapasite denir. Ancak bu tür kapasite
hesaplanırken üretimde hiçbir aksama olmayacağı
varsayılır.
282. 4.9.2. Gerçek Kapasite
Bazen işletmenin kendi dışında oluşan
ekonomik bulanımlar, işletme içinde
hammadde ve malzemenin zamanında
sağlanamaması, finansal güçlükler, bakım ve
onarım işlerinden dolayı üretimdeki
aksamalar ve diğer beklenmedik olaylar
planlanan kapasiteye ulaşmayı engeller.
283. 4.9.3. Kullanılan Kapasite
Gerçek kapasite olarak üretilen malın
tamamı her zaman pazarlanmayabilir.
Üretilen mala talep (istem) azalmış ya da iyi
bir satış tekniği geliştirilmemiş olabilir. Bu
gibi durumlarda üretilen malın ancak bir
bölümü satıldığından, pazarlanan bu üretim
miktarına kullanılan (fiili) kapasite denilir.
284. 4.9.4. Boş Kapasite
Gerçek kapasitenin satılmayıp elde kalan
bölümüne bir başka deyişle kullanılmayan üretim
miktarına boş kapasite denir. Bir işletme için
ideal olan kuşku yok ki boş kapasitenin sıfır yada
en düşük tutulduğu, üretilen mal e hizmetlerin
tamamının en kısa zamanda satıldığı noktadır.
285. 4.9.5. Optimal Kapasite
İşletmenin yapısına, büyüklüğüne ve
amaçlarına en uygun düşen üretim miktarına
optimal kapasite denir. Bu kapasite öyle bir
noktada gerçekleşmelidir ki, o noktada üretim
maliyetleri en düşük üretim miktarı en yüksek
üstelik üretilen malın tümü satılmış olmalıdır.
286. Optimal kapasitenin artması halinde
üretimde maliyet artışını doğuran nedenler
ise şöyle sıralanabilir:
Üretilen fazla mal ve hizmetlere tüketiciler
tarafından yeterli sistem olmayabilir.
287. Üretim artışları yeni makine, araç ve malzeme
harcamasını neden olacağından birim
maliyetler yükselir.
Üretim kapasitesinin artması yönetsel ve
örgütsel düzeni ve verimliliği olumsuz yönde
etkileyebilir.
289. İşletmelerin amaç ve türlerinin
belirlenmesinden sonra amaçları
doğrultusunda kurulabilmesi, faaliyete
geçebilmesi ve hayatını sürdürebilmesi için
bazı çalışmalar yapması gerekir.
290. Bu çalışmalar işletme kurma düşüncesi ile
başlar ve işletmenin kurulup faaliyete geçmesine
kadar devam eder.işletmeyi kurma fikri ile
başlayan, işletmenin kuruluş faaliyetine
geçmesine kadar yapılan bir dizi çalışma ve
araştırmalara işletmelerin kuruluş çalışmaları
denir.
291. Bu çalışmalar şunlardır:
İşletme kurma düşüncesinin doğuşu ile
başlayan çalışmalar,
İşletme kurma düşüncesi ve bu fikre göre
işetmeyi kurmanın doğru olup olmadığının
araştırılması ve sonuçlarının
değerlendirilmesi,
292. Fizibilite çalışmalarının olumlu sonuç
vermesi halinde işletme kurma faaliyetleri,
Kurulan işletmenin çalışmaları, yani
faaliyetlerin devamının sağlanması.
293. 5.1. İşletme Kurma Düşüncesi Ve
Doğuş Sebepleri
Başkasının ad ve hesabına emeğini
kiralama haliyle birey bu risklerden kurtulur.
Daha emin, daha detaylı, istikrarlı bir gelire
sahip olur. Ancak, bu duruma bireyin kendi
adına ve hesabına çalıştığı haldekinden daha
az karar yetkisine sahip olur.
294. 5.1.1. Kar Ve Kazanç İsteği
Kişileri işletme kurmaya yönelten ve bu fikrin
ortaya çıkmasına neden olan en önemli nitelik kar
ve kazanç isteğidir. Kişiler kar edebileceklerini
düşündükleri ve umdukları bütün iş alanları ile
ilgilenir. Bu alanlara yatırım yapıp kar elde etmeyi
kendilerine hedef edinirler.
295. 5.1.2. Miras
Önceden kurulmuş bir işletmeyi ya o
işletmeyi kuran kişinin çocukları ya da
akrabaları tamamen veya kısmen sahip
olurlar bu aile işletmesinin, kendisinden
sonra oğulları veya damatları tarafından
devam edeceği kanısıyla yönetirler.
296. 5.1.3.Bağımsız İş Kurma Ve Yönetme
İsteği
Kuşkusuz bir kimsenin kendi adına bir
işletme kurup çalıştırmak istemesinin en
güçlü nedeni, o kimsenin patronu olma
isteğidir. Ayrıca bir çok insanı emri altında
çalıştırma isteği de kişiyi iş hayatına iten
güçlü bir nedendir.
297. 5.1.4. Topluma Faydalı İşler Yapma
İsteği
Bağımsız bir iş adamı olmak, toplum için
faydalı şeyler yapmak, bazı çevreler
tarafından saygınlık belirtisi olarak
görülebilir.
298. 5.1.5. Başka Fırsatların Yokluğu
Bazı kişiler kendilerine ve isteklerine
uygun bir iş bulmayı başaramazlar. Bunun
nedeni, ya genel iktisadi güçlükler, ya başka
bir yere gitmeyi, istememe, yada belirli bir
yaşa gelmiş olma gibi kişisel faktörler
olabilir.
299. 5.1.6. Bir Varlığın Veya Projenin
İşlenmesi
Elinde belli bir varlığı veya projesi olan bir
kimse bu varlığını veya projesini bir işletme
kurarak işletmeyi veya bundan kazanç
sağlamayı kararlaştırabilir.
300. Bu yüzden kimse sahip olduğu mal veya
kişisel birikimlerini işletme kurarak riske
sokar ve bu kişi işetmeyle yakından
ilgilenerek zorundadır.
301. 5.2. İşletmenin Kuruluşundan Önceki
Çalışmaların Önemi Ve Yararı
İşletme kurma fikrine sahip olan
müteşebbisler bu fikrini
gerçekleştirebilmeleri için önce işletmeyi
hangi konuda ve nerede kuracaklarına dair
çeşitli araştırmalar yapmak zorundadırlar.
302. 5.3. İşletmecilik Faaliyetlerinde Ki
Gelişmelerin Değerlendirilmesi
Sanayileşmenin hızlanması, arzın talebi aşması
müşterinin ön plana çıkmasını sağlamıştır.
İşletmeler de müşterinin arzu ve isteklerini göz
önüne alarak üretimlerine yön vermişlerdir.
Böylece işletmecilikte müşteri odaklı “tüketici
odaklı” işletmecilik anlayışı dönemine geçilmiştir.
303. 5.4. Zamanın Akışı İçinde Rekabet
Şartlarının Değerlendirilmesi
Bunlar şunlardır:
Kalite anlayışı ve kalitenin rekabet aracı
olarak kullanılması,
Fiyatın rekabet aracı olarak kullanılması,
304. Yenilik politikasının rekabet aracı olarak
kullanılması,
Pazarlama vasıtalarının rekabet aracı olarak
kullanılması,
305. 5.2. İşletmelerin Kuruluş Analizi Ve
Planlama Çalışmaları
İşletmenin kuruluş faaliyetlerinin önceden
yapılan inceleme, araştırma ve hesaplamaya
dayanarak yapılması gerekir. Bugünün modern
yatırımcıları tüm dünyadaki ekonomik ve teknik
araştırma sonuçlarından yararlanarak planlı bir
şekilde çalışmalarına sürdürmektedirler.
306. İşletmeci kurmak istediği işletme türüne
göre:
Ticaret işletmeleri,
Sınai işletmeleri,
Tarım işletmeleri,
Hizmet işletmeleri
307. 5.2.1. Yatırım
Yatırım ekonomik anlamda belli bir dönem
sonunda milli gelirin harcanmayan kısmı,
yani mili gelirin yeni üretim üniteleri kurmak
veya eskiyen üniteleri yenilemek için ayrılan
kısmıdır.
308. 5.2.2. Yatırım Projesi Hazırlamanın
Kapsamı
İlk bakışta çok cazip, gerekli ve karlı
görülen bir yatırımın gerçekten bu niteliklere
sahip olup olmadığını ortaya koymak üzere
çeşitli alanlara yönelik araştırma yapmak
gerekir. Yatırım projesinin hazırlanması için
yapılması gerekli olan araştırmalar şunlardır;
309. Belli bir yatırım düşüncesinin kökünde gerçek
ekonomik, sosyal ve sos yo-ekonomik ihtiyaçların
olup olmadığı,
Talebin nitelik ve nicelik yönünden belirlenmesi,
Taleplerin karşılanmasındaki maliyetlerin
belirlenmesi,
310. Fizibilite etütleri şu amaçlara hizmet eder:
İşletmen kesin olarak kurulmasına karar
vermek yada vermemek,
İşletmenin nerede ve hangi büyüklükte
olacağına karar vermek,
311. Projenin gerçekleşmesi için yasal engeller
olup olmadığına bakmak,
İşletmenin kurulması için iç ve dış
finansmana ihtiyacı varsa para sağlamayı
beklediği bankalara ve öteki kuruluşlara ön
projeyi sunmak,
312. 5.3. Bir Yatırım Projesinin
Geliştirilmesindeki Basamaklar
5.3.1. Proje Düşüncesi
Bir yatırı projesi her şeyden önce bir fikir
olarak doğar. Belirli bir malı veya hizmeti
üretme isteğinin müteşebbis zihninde
belirlenmesi gerekir.
313. 5.3.2. Fizibilite Etüdü
Fizibilite etüdü, projenin oluşmasından sonra
ne tür bir yatırım yapılacağı konusunun, yani
yatırım imkanlarının araştırılması ile başlar.
Fizibilite etüt, müteşebbis ve yatırım yapma fikrine
sahip kişilerin beklentileri hakkında bilgi verir ve
uzmanlar tarafından hazırlanırlar.
314. 5.3.2.1. Hukuki Ve Siyasi Etüt
Kişilik, hak sahibi olmak için hukukta aranan
şarttır. Hukuka göre kişi, “hak sahibi olan,
haklarından faydalanılabilen varlıklardır”. Hak
kavramı ise hukuken kanunun himaye ettiği
menfaatler anlamına gelir.
315. 3.2.2. İktisadi Etüt
Kurulmak istenen işletmenin
müteşebbislerin amaçlarına uygun bir şekil
de çalışabilmesi için, işletmemize iktisadi
yönden etkileyecek bütün faktörleri
belirlemek, kuruluş düşüncesinden sonra
iktisadi etüdü yapmalıyız.
316. Fizibilite etüdünde incelenen iktisadi
etütler genellikle şu konuları içine alır:
Pazar Araştırması,
Kuruluş Yerinin Seçimi,
İşletmelerin Büyüklüğü ve Kapasite Durumu
317. 5.3.2.1. Pazar Araştırması
İşletme kurulmasında, esas alınan önemli
bir çalışma olup, önceden belirlenen belirli
bir mamulle ilgili bazı temel bilgileri
sağlamayı amaçlar.
318. Pazarın özelliklerini belirlerken pazarı
oluşturan arz ve talep karakterlerinin ve
pazar verilerinin incelenmesi, fiyat analizleri,
personel tedarik imkanları, rekabet durumları
gibi çalışmaları içermektedir.
319. Pazarı etkileyen nüfusla ilgili özellikler
şunlardır:
Nüfusun yaş dağılımı,
Nüfusun cinsiyet dağılımı,
Nüfusun bölgelere dağılımı,
Nüfusun kentlere ve köylere dağılımı,
320. Aile yapısı ve özellikleri,
Mesleklerin dağılımı,
Nüfusun yaşam şartları ve alışkanlıkları,
Nüfusun eğitim seviyesi ve okuma yazma oranı,
Nüfusun çalışanı, çalışmayanı şeklinde dağılımı,
321. Birinci elden veri toplama yolları şunladır:
1.Anket yönetimi,
2.Gözlem yöntemi,
3.Deney yöntemi,
322. 1.Anket Yöntemi
Bu metodun esası sözlü ve yazılı sorular
sorulmasına dayanır. Yapılış şekilleri
bakımından anket türleri ise üç türlüdür:
Telefonla anket,
Mektupla anket,
Yüz yüze anket
323. 5.3.2.3. İşletmenin Kuruluş Yerinin
Seçimi
a) Kuruluş Yeri Kavramı: Kuruluş yeri, işletmenin
faaliyette bulunduğu yerdir. İşletme
faaliyeti,işletme çevresi ile yakından ilgilidir.
Kuruluş yeri seçimi demek işletmenin
kurularak orada ekonomik faaliyetler
göstereceği yeri belirlemesi demektir.
324. b) Kuruluş Çalışmalarında En Uygun Kuruluş
Yerinin Değerlendirilmesindeki
Kıstaslar:
Müteşebbis işletmesini öyle bir yerde
kurmak ister ki meydana getireceği
işletmenin büyüklüğüne ve tatbik edeceği
üretim usulüne
325. göre hem gayesini en iktisadi şekilde
gerçekleştirsin, hem de en büyük kazancı
sağlayabilsin. Bu amaca ulaşmak için şu
hususları dikkati alır:
Verimlilik,
İktisadilik,
Karlılık,
326. C) Kuruluş Yerinin Seçimi Ve
Unsurları
İşletmelerin yer seçiminde işletmelerin
türlerine ve şekillerine göre işletmelerin
türlerine ve şekillerine göre işletmelerin
yapısında ve amaçlarından doğan farklılıklar
vardır. Ticari işletmelerde ve kooperatifler de
kuruluş yeri seçiminde farklı özellikler aranır.
327. - Kuruluş Yeri Faktörlerinin Makro
Seviyede İncelenmesi
İşletmenin kuruluş yeri kararlaştırılırken
en uygun yeri seçmek için bir inceleme
yapmak zorunludur. İnceleme yaparken türlü
faktörler göz önüne alınır. Bu faktörler
karmaşık ve birbiriyle yakından ilgilidir. Bu
faktörler şunlardır:
328. İktisadi faktörler,
Doğal faktörler,
Sosyal faktörler,
Psikolojik, Fizyolojik ve Politik faktörler,
Teşvik tedbirleri,
329. - Kuruluş Yeri Faktörlerinin Mikro
Seviyede İncelenmesi
Mikro seviyede yer seçimini üç bölümde
inceleyebiliriz:
Yurt içinde belirli bir bölgenin seçimi,
Bölge içinde yerleşme alanının seçimi,
Yerleşme alanının içinde yerleşme noktasının
seçimi,
330. A) Yurt İçinde Belirli Bir Bölgenin
Seçimi
Göze alınacak faktörler şunlardır:
Talep ve dağıtım imkanları açısından pazarın
uygunluğu,
Hammadde kaynaklarının şimdiki veya
gelecekteki durumu,
Yan sanayi kuruluşları,
331. Çeşit, yoğunluk ve maliyetler açısından
ulaşım imkanları,
Enerji kaynaklarının şimdiki ve gelecekteki
durumu ve ücret açısından iş gücü
kaynakları,
332. Bu faktörlerin kısa başlıklar altında ayrı
ayrı incelenmesi;
Pazar: İşletmenin kuruluş yeri seçiminde
işletmeyi pazara bağlayan ulaştırma sistemi,
taşıma ücreti, depolama ve işletmeni yan
sanayi ile ilişkileri göz önüne alınmalıdır.
333. Hammadde: Yer seçimini etkileyen faktörlerden
biriside hammaddelerin yeri ve durumu
olmaktadır. Hammaddeden anlaşılan, temel
hammaddedir. Bazı işletmelerde üretim
sürecinin yapısı icabı hammadde kaynaklarına
yakın yerlerde kurulması zorunludur.
334. Hammadde açısından kuruluş yeri
seçiminde taşıma yine önemli vasıtalardan
biridir. Burada üç durum söz konusudur.
Ağırlık kaybeden maddeler
Yalın halde maddeler
Hammadde kaynaklarının dağınık olması,
335. İş gücü: İş gücü ihtiyaç duyulan zamanda
hazır olmalıdır. Özellikle mevsimlik iş gücü
gerektiren sahalarda belirli zamanlarda iş
gücü talebi sorunu ile karşılaşır. Bu sorun
mevsimlik iş gücü arzının var olduğu
bölgelere işletmeyi kurarak çözülebilir.
336. Taşıma: Ulaştırma giderleri ve ulaştırma araç
ve imkanları kuruluş yeri faktörleri arasında
en genel olan faktördür. Taşıma maliyetleri
bazı sanayi kolları bakımından önem taşırken
bazıları yönünden maliyetlere etkisi oldukça
önemlidir.
339. Enerji kaynakları: Günümüzde her işletmede
elektrik enerjisine gerek duyulmaktadır. Bazı
işletmelerde bu ihtiyaç büyük ölçüde olmakta
ve tesis elektik enerjisine uzak mesafelere
taşımak yerine bol ve ucuz temin edebileceği
yerleri kuruluş yeri olarak seçmektedir.
340. İkim ve ısıtma: Sıcaklık, yağış, nemlilik,
rüzgar gibi elemanları kapsayan iklim bazı
durumlarda bir mamul ile ilgili üretim
süreçlerinde belirli ikim şartlarının bulunması
kuruluş yeri açısından çeşitli yararlar
sağlayabilmektedir.
341. Su: Kurulacak her işletme için su
kaynaklarının durumu büyük önem arz
etmektedir. Bazı tesisler üretim süreci
içerisinde büyük miktarlarda su
kullanmaktadırlar. Bir çokları için ise yalnızca
temizlik ve kullanım için su gerekmektedir.
342. Askeri tehlike: Ağır sanayi işletmelerinin
askeri tehlikeden uzak kalabilecek yerlerde,
ülkenin iç kısımlarında kurulmasına önem
verilir.
İnşaat: Yer seçimi sırasında bölgesel inşaat
faaliyetlerinin durumu malzemesi ve iş gücü
temin etme imkanları göz önüne alınmalıdır.
343. Jeopolitik yapı: Kuruluş yeri seçilecek
bölgenin deprem, su, toprak erozyonu e diğer
tabi afetlerle karşılaşma durumu ihtimallerini
kapsayan bir çalışma önemli ve gereklidir.
344. Sosyal kültürel durumlar: İşletmede görev
alaların ve bunların aile fertlerinin sosyal ve
kültürel ihtiyaçlarını gidermeye yarayacak
kurumların bulunduğu yerlere yakınlığı da
önemli bir kuruluş yeri faktörü olarak ortaya
çıkabilir.
345. Vergi resim ve harçlar: Eğer ülkedeki
belediyeler ve mahalli idareler birbirlerinden
değişik vergi ve resimler uygularlarsa,
işletmelerin vergi ve resimlerin düşük olduğu
yerleri kuruluş yeri olarak seçmeleri beklenir.
346. B) Bölge İçinde Yerleşme Alanı
Seçimi
Şehirleşmiş alanlarda yer seçimi :
İşletmenin kalifiye işçi bulmasındaki kolaylık,
Çok katlı binaların üretecekleri ürün için
uygun olması,
Geniş alt yapı ve kullanım özelliklerinin
bulunması,
347. Yarı şehirleşmiş alanlarda yer seçimi:
İşletmenin yarı kalifiye işçi bulmasındaki
kolaylık, fabrikanın genişleme ve büyüme
imkanının şehirlere nazaran fazla olması,
İşgücünün işyerine yakın olması,
Bazı şehirleşme kolaylıklarının bulunması,
348. Kırsal alanlarda yer seçimi:
Kalifiye olmayan işçi çokluğu,
Büyük çapta genişlemeye uygun olması,
Arazi fiyatlarındaki ucuzluk,
Yangın, ışın ve patlayıcı maddelerin üretimi
söz konusu ise.
349. Organize Sanayi Bölgesi
Organize sanayi bölgesi daha sağlıklı bir
toplanma olayına imkan vermek, toplanmanın
doğuracağı sakıncaları da ortadan kaldırarak
toplanmanın yararlarını arttırmak amacıyla bir
bölgenin düzenlenerek müteşebbisin
hizmetine sunulması demektir.
351. 6.1. Yönetimin Tanımı Ve Önemi
Eski kaynaklarda idare veya sevk ve idare
olarak kullanılan yönetim kavramı kısaca, en az
gider, iş gücü ve zaman harcanarak en iyi sonuca
işbirliği içinde varmaktır. Kuşkusuz bu süreç
işletmede bazı uzman ve deneyimli kişileri ve
bunlara verilecek belirli yetkileri gerekli kılar.
352. 6.2. Geleneksel Yönetim Yaklaşımı
Bu yaklaşım rasyonalizasyon hareketi ve
bilimsel yönetim hareketi olarak tanınmıştır.
Amaç en az emek, zaman ve ekonomik girdi
ile en yüksek çıktıyı elde edecek bir yönetim
anlayışına uygulamaktır.
353. 6.2.1. Bilimsel Yaklaşımın Temel
İlkeleri
Örgütsel amaç ilkesi: Örgütlerin varlığı her
şeyden önce varılması tasarlanan ve
planlanan amaçların açık ve kesin olarak
belirlenmesine bağlıdır.
354. İş bölümü ve uzmanlaşma ilkesi: Geleneksel
görüş, bir iş ne kadar küçük parçalara
ayrılırsa, iş görenin işini daha etkili ve verimli
yapabileceğini ileri sürmüştür.
355. Eşgüdüm ve komuta ilkesi: Örgütlerde kişiler ve
bölümler arası ilişkilerin uyumlu ve dengeli
biçimde kurulmasına veya aynı amaç
doğrultusunda işbirliği ve karşılıklı dayanışmanın
sağlanmasına eşgüdüm ilkesi denir.
356. Komuta birliği ise, astın bir den çok üstten
emir almasının önlenmesi anlamına gelir.
Örgütsel yaşamda bir iş görenin tek kişiye bağlı
kalması son derece güçtür. Anlatılmak istenen
iki emrin çatışması halinde, hangi üstün emrini
uygulatmasının açık olarak belirlenmesidir.
357. Yetki ve sorumluluk ilkesi: Yetki başkalarına
iş gördürme gücü, sorumluluk ise bireyin
kendisine verilen görevi yerine getirme
yüküdür. Bu iki ilkenin birlikte ve aynı ölçüde
uygulanması yönetsel bir zorunluluktur.
358. Komuta ve kurmay organların belirlenmesi
ilkesi: Geleneksel yönetim ilkesi, komuta ve
kurmay olmak üzere iki gruptan oluşur.
Komuta organı, doğrudan doğruya organik
işletme fonksiyonlarından çıkan emir
kumanda zincirini ele alır.
359. Bölümlere ayırma ilkesi: İşletmenin amacına,
kuruluş biçimine, uğraş alanına, seçilen yere,
yapılan işlere ve yönetim felsefesine göre bölümler
ve basamaklar oluşturulur. Örgütler büyüdükçe
bölüm ve basamak sayısı da artar.
360. Denetim alanı ilkesi: Geleneksel örgüt
kuramının en ilgi çekici ilkelerinden biridir.
Bazı kaynaklarda bu lan “yönetim alanı” yada
“yetki alanı” olarak kullanılır. Denetim alanı,
bir üst tarafından denetlenen astların sayısını
belirlemedir.
361. Denetim alanını belirleyen etkenler şunlardır;
Yöneticilerin yetenek düzeyi üstün ise
denetim alanı genişler.
İş görenlerin iyi eğitim görmesi ve oto-denetim
anlayış ve bilincinin yerleşmiş
olması,
362. Örgüt piramidi basık ise denetim alanı
genişleyecek sivri ise daralacaktır.
Yönetim alanı örgütün üst basamaklarında
dar, alt basamaklarında geniş olur.
İşletmedeki ekip çalışması etkin ve yaygın
biçimde uygulanmakta ise.
363. 6.3. Yeni Geleneksel Yönetim
Yaklaşımı
Yeni geleneksel yönetim kuramı,
geleneksel görüşe bir tepki olmaktan çok
onun boşluklarına gidermeye yönelen bir
akımdır. Yeni geleneksel örgüt kuramının
öncüsü Elton Mayo’dur.
364. Yeni geleneksel yaklaşım, biçimsel
olmayan örgüt olayını sistematik bir anlayışla
ele alıp, bunun örgütün biçimsel yapısı
üzerindeki etkisini incelemiştir.
365. 6.4. Çağdaş Yönetim Yaklaşımları
Çağdaş örgüt kuramının sınırlarını çizmek
ve kesin sınırlarla belirlemek oldukça güçtür.
İçinde yaşadığımız ikinci y.y. İkinci yarısında
dikkat çeken gelişmeler örgütün bir sistem
yaklaşımı ve anlayışı içinde incelenme
eğilimidir.
366. 6.4.1. Sistem Yaklaşımı
Sistem yaklaşımı yeni bir teori olmaktan
çok belirli öğeler arasındaki ilişkileri
inceleyen bir düşünce tarzıdır. Amaç,
yönetim bilimleri veya işlevleri arasındaki
ilişkileri araştırmak ve dış çevre etkileri
incelemektir.
367. 6.4.2. Durumsallık Yaklaşımı
Bu yaklaşıma göre her yerde ve har
zaman işletmeler için geçerli olabilecek bir
örgüt yaklaşımı yerine, her işletmenin kendi
yapısına, bulunduğu duruma ve çevre
koşullarına en uygun modeli uygulamak
gerekir.
368. 6.4.3. Toplam Kalite Yönetimi
Kalite, bir mal veya hizmetin müşteri istek ve
beklentilerine uygunluğunu ifade eder. Toplam
kalite yönetimi kavramı içinde yer alan “toplam”
ifadesi ile kalitenin yaratılması, korunması ve
iyileştirilmesi sürecine tüm bölüm, birim ve
bireylerin katılımını önemini vurgulamaktır.
369. Toplam kalite yönetiminin hedefleri şöyle
sıralanabilir:
Müşteri memnuniyeti sağlamak,
Çalışanları memnun etmek,
Tedarikçileri memnun etmek,
Rekabet gücünü arttırmak,