ATATURK EPISTEMELOJISI VE ATATURK HUMANIZMIKutlu MERİH
Mustafa Kemal'in duygu ve düşünce dünyasını yansıtan, vizyonunu ortaya koyan basılı yayınları incelendiğinde, kendisinin eylemle felsefe yapan ve yaşadıklarına orijinal kavram ve yorum getirebilen bir düşünce gücüne sahip olduğu görülebilmektedir. Ne yazık ki Mustafa Kemal ve eserlerini araştıran entelektüeller, O nun bu olağanüstü entelektüel kapasitesini vurgulamaktan kaçınmaktadırlar. Mustafa Kemal' e büyük kumandanlık, dahi devlet adamlığı, büyük devrimcilik yakıştırılabilirken, bu yönlerini inceleyen çok sayıda çalışma bulunurken, bu eylemlerin kaynağını oluşturan büyük düşünce gücü ve yaratıcı-önder kişilik yapısı fazla gündeme getirilmemektedir.
(Bu yazı 1982 kasımında Atattürkçülüğün ciddi bir hayal kırıklığı yarattığı bir dönemde yazıldı. Bu gün, Atatürk felsefesini kavramış ve yorumlamış, toplumu düşünceleri, görüşleri, bilgi ve bilgeliği ile aydınlatan sayısız düşünürün varlığını söyleyebilmekten mutluluk duyuyorum. K. MERİH)
ATATURK EPISTEMELOJISI VE ATATURK HUMANIZMIKutlu MERİH
Mustafa Kemal'in duygu ve düşünce dünyasını yansıtan, vizyonunu ortaya koyan basılı yayınları incelendiğinde, kendisinin eylemle felsefe yapan ve yaşadıklarına orijinal kavram ve yorum getirebilen bir düşünce gücüne sahip olduğu görülebilmektedir. Ne yazık ki Mustafa Kemal ve eserlerini araştıran entelektüeller, O nun bu olağanüstü entelektüel kapasitesini vurgulamaktan kaçınmaktadırlar. Mustafa Kemal' e büyük kumandanlık, dahi devlet adamlığı, büyük devrimcilik yakıştırılabilirken, bu yönlerini inceleyen çok sayıda çalışma bulunurken, bu eylemlerin kaynağını oluşturan büyük düşünce gücü ve yaratıcı-önder kişilik yapısı fazla gündeme getirilmemektedir.
(Bu yazı 1982 kasımında Atattürkçülüğün ciddi bir hayal kırıklığı yarattığı bir dönemde yazıldı. Bu gün, Atatürk felsefesini kavramış ve yorumlamış, toplumu düşünceleri, görüşleri, bilgi ve bilgeliği ile aydınlatan sayısız düşünürün varlığını söyleyebilmekten mutluluk duyuyorum. K. MERİH)
Roberto Mangabeira Ungeris a Brazilian contemporary social theorist, politician, and law professor at Harvard Law School.
He is the Harvard Law School's only South American faculty member. He was associated with the Critical Legal Studies movement for a brief period in the late 1970s and early 1980s, although Unger has set forth his own criticisms of some of the central ideas that emerged out of this movement, in particular the indeterminacy debate in legal theory, which Unger calls the "radicalization of indeterminacy" in his own writings. He also taught Barack Obama while in Harvard. Roberto Mangabeira Ungeris a Brazilian contemporary social theorist, politician, and law professor at Harvard Law School.
He is the Harvard Law School's only South American faculty member. He was associated with the Critical Legal Studies movement for a brief period in the late 1970s and early 1980s, although Unger has set forth his own criticisms of some of the central ideas that emerged out of this movement, in particular the indeterminacy debate in legal theory, which Unger calls the "radicalization of indeterminacy" in his own writings. He also taught Barack Obama while in Harvard. Roberto Mangabeira Ungeris a Brazilian contemporary social theorist, politician, and law professor at Harvard Law School.
He is the Harvard Law School's only South American faculty member. He was associated with the Critical Legal Studies movement for a brief period in the late 1970s and early 1980s, although Unger has set forth his own criticisms of some of the central ideas that emerged out of this movement, in particular the indeterminacy debate in legal theory, which Unger calls the "radicalization of indeterminacy" in his own writings. He also taught Barack Obama while in Harvard. Roberto Mangabeira Ungeris a Brazilian contemporary social theorist, politician, and law professor at Harvard Law School.
He is the Harvard Law School's only South American faculty member. He was associated with the Critical Legal Studies movement for a brief period in the late 1970s and early 1980s, although Unger has set forth his own criticisms of some of the central ideas that emerged out of this movement, in particular the indeterminacy debate in legal theory, which Unger calls the "radicalization of indeterminacy" in his own writings. He also taught Barack Obama while in Harvard. Roberto Mangabeira Ungeris a Brazilian contemporary social theorist, politician, and law professor at Harvard Law School.
He is the Harvard Law School's only South American faculty member. He was associated with the Critical Legal Studies movement for a brief period in the late 1970s and early 1980s, although Unger has set forth his own criticisms of some of the central ideas that emerged out of this movement, in particular the indeterminacy debate in legal theory, which Unger calls the "radicalization of indeterminacy" in his own writings. He also taught Barack Obama while in Harvard.
Toplumsal bellek bağlamında sokak ve cadde i̇simlerinin i̇ncelenmesiÜMİT ÜNKER
Bu çalışmada Toplumsal Belleğin Sokak ve cadde isimlerinde kullanılarak nasıl bir hatırlatma, hatırlama sürecinde yer aldığı incelenmektedir. Bellek kavramına disiplinler arası bir ilgi olarak bakmak gerekir. İnsan belleği birçok şeyi kalıcı hafızasına kaydeder ve belirli tetikleyiciler sayesinde o durum, olayı hatırlar. Yaşanılan olayların bıraktıkları izler ve kodlar hatırlanma esnasında o an neler hissedildiyse o şekilde ortaya çıkar. Toplumlarında bellekleri vardır ve birçok olay yaşanır, kaydedilir, hatırlanır ya da unutulur, unutturulur. Toplumsal bellek bu noktada kültürel olarak insanların tarih boyunca yaşadıkları sevindirici ve üzücü tüm olayları kaydeder ve belirli anlarda, belirli tetikleyiciler ile hatırlanır ya da unutturulur. Bu noktada önemli insanların isimlerinin toplum hafızasında kodlanmış bir takım toplumsal olaylara konu olmuş halleri mevcuttur. Bu isimler yaşatılmak istendiğinde karşımıza bazen bir anıt, bazen bir sokak ismi, bazen de bir okul, bina v.b. şekilde tekrar çıkar. Ancak unutturulması isteniyorsa silinmeye, belirli olayların tekrar tetiklenmesini önlemek amacıyla gizlenmeye de çalışıldığı bilinmektedir.
POSTMODERN ÖRGÜT KURAMI
Modernlik, Modernleşme ve Modernizm kavramlarını tanımlayınız.
Yapısalcılık, Postyapısalcılık, Yapıbozum ve Postmodernizmi tanımlayınız.
Postmodernizm kavramı ne zaman ve nasıl ortaya çıkmış ve örgüt düşüncesi üzerinde ne zaman etkili olmaya başlamıştır?
Modernizm ile postmodernizm arasındaki farklılıklar hangi noktalarda toplanmaktadır
Modernizmde yeri olan “olgusalcılık” neden postmodernistler tarafından reddedilmektedir?
Fordist Modernlik karşısında Esnek Postmodernlik ile ne anlaşılmaktadır?
Post-Yapısalcılık ve Post-Modern Örgüt Kuramındaki Yansımaları
Foucault ve Örgüt Kuramı [Soykütüksel Analiz; Gözetim [Gözetleme Kulesi Kavramı); Disipline Edici Güç, Direnç ve Gözetim]
Derrida ve Örgüt Kuramı [Varlık Metafiziğine Karşı Olmak; Derrida’nın Etki Alanı; Yapısökümcülük]
Feminist Örgüt Kuramları
Yönetim Karşıtlığı Kuramı
Postmodernist örgüt kuramına yönelik eleştiriler nelerdir? Katılıyor musunuz?
KURUMSALCILIK KURAMI NASIL ORTAYA ÇIKMIŞ VE GELİŞİM GÖSTERMİŞTİR? SÜRECE YÖN VEREN ARAŞTIRMACILAR KİMLERDİR? [WEBER’DEN İTİBAREN, PARSONS, MERTON, SELZNİCK……]
KURUMSALCI KURAMIN TEMEL KAVRAMLARI OLAN “KURUM” VE “YASALLIK” HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.
KURUMSALCI KURAMIN TEMEL VARSAYIMLARI VE SAVLARI NELERDİR? ALIŞKANLIK HALİNE GELEN EYLEMLER, RASYONEL MİTLER NELERDİR?
YENİ KURUMSALCILIK NEDİR? KURUMSALCI YAKLAŞIMA NE TÜR YENİLİKLER GETİRMİŞTİR? ÖNCÜLERİ VE İZDAŞLARI KİMLERDİR?
KURUMSAL EŞBİÇİMLİLİK NEDİR VE KAÇ TÜRDE KARŞIMIZA ÇIKAR? GÜNÜMÜZDE YAŞAYAN ÖRNEKLERİNDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?
KURUMSAL EŞBİÇİMLİLİĞİN ARTMASININ SONUÇLARI NELERDİR?
KURUMSAL DEĞİŞİM, KURUMSAL MANTIKLAR VE KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK
GREİNER’İN YAŞAM DÖNGÜSÜ KURAMI: ÖRGÜTSEL BÜYÜME MODELİ
KURUMSALCILIK KURAMINA YÖNELİK ELEŞTİRİLER
Bu çalışmada 21.yy’ la birlikte tıbbileşen ve bireyselleşen sağlık anlayışının medya aracılığıyla erkek bedeni üzerinden yeniden üretilmesine odaklanılmaktadır. Sağlık, hastalık, birey ilişkisi her topluma göre yeniden düzenlenir, dönüştürülür ve bir şekilde iktidar içerisinde kendini gösterir. Bu iktidar ilişkileri içerisinde medya iktidarın gücünü bir takım politikalar üzerinden eğlendirerek ve gündelik pratiklerle sunarak iktidarın gücünü yeniden üretir. Bu bağlamda, günümüz toplumunda medyanın önemli bir güç olduğu düşüncesinden hareketle bu çalışma, dönüşen sağlık anlayışının bir düzenleme ve disiplin aracı olarak erkek bedeni üzerinden nasıl işlediğini sağlık haberleriyle anlamayı amaçlamaktadır.
Anahtar sözcükler: Sağlık, erkek bedeni, iktidar, medya, sağlık haberleri…
2. SOSYOLOJİNİN TEMEL KONULARI
• Bu dünya nasıl ortaya
çıktı?
• Toplumsal değişimlerin
sebepleri neler?
• Gelecekte değişmenin
alacağı yön ne olacak?
3. TOPLUMSAL YAPI
• Yaşamımızdaki toplumsal bağlamların sadece
olay yada eylemlerin rastgele biraraya
gelmesiyle ortaya çıkmış olduklarına değil,
bunların belirli yollardan yapılaşmış yada
kalıplaşmış oldukları olgusuna gönderme
yapar..
4. İLK KURAMCILAR
• Toplumun sistematik olarak incelenmesi,
1700’lerin sonları ile 1800’lerin başlarına
dayanan bir gelişmedir.
• 1789 Fransız Devrimi ve Sanayii Devriminin
yarattığı toplumsal düzenin değişimine
yolaçan gelişmeler sosyolojinin bir bilim
olarak doğuşuna sebep olmuştur.
5. AUGUSTE COMTE
(1798-1857)
• Sosyoloji terimini ilk ortaya atan kişi.
• Pozitif bir bilimin bakış açısını
benimsemiştir.
• Sosyolojiye yönelik pozitivist bir yaklaşım
toplum hakkındaki bilginin gözlem,
karşılaştırma ve deney yoluyla türetilecek
kanıtlara dayanması gerektiğine inanmıştır.
6. EMILE DURKHEIM
(1858-1917)
• Yazılarında ele aldığı ana temalar: deneysel
bir bilim olarak sosyolojinin önemi, bireyin
ortaya çıkışı ile yeni bir toplumsal düzenin
biçimlenmesi, toplumdaki ahlak kavramının
kaynakları ve niteliği.
• Toplumu bir arada tutan ve kaosa düşmesini
engelleyen olguyu ‘dayanışma’ olarak
açıklar ve geleneksel toplumlar ile sanayii
toplumları arasında mekanik ve organik
olarak dayanışma tipini ikiye ayırmıştır.
7. • Modern toplum yaşamının amaçsızlık
yada umutsuzluk duygusuna yol açtığını
savunur ve bunu anomi olarak
isimlendirmiştir.
• En ünlü çalışmalarından birisi intiharın
çözümlenmesine yöneliktir.
8. KARL MARX (1818-
1883)
• Ekonomik değişimler üzerinden toplumsal
değişimleri analiz etmiştir.
• Toplumu 2 sınıfa ayırır: sermayedar ve
ücretli emek
• Sermayaye sahip olanların yada
kapitalistlerin egemen bir sınıfı
oluşturduklarını ve nüfusun büyük
çoğunluğunu oluşturan ücretli işçiler sınıfını
baskıladıklarına inanmıştır.
9. • ’Bugüne kadarki bütün insanlık tarihi,
sınıf çatışmalarının tarihidir.’ der.
• Kapitalizmin gelecekte yerini
komünizme bırakacağına inanmıştır.
• Marx’a göre toplumsal düzenin
aşamaları:
1. Avcı-toplayıcı toplum
2. Ilkçağ köle sahipliği düzeni
3. Feodal düzen
4. Kapitalist düzen
5. Komünist düzen
10. MAX WEBER (1864-
1920)
• Ona göre ekonomik etkenler toplumsal
düzen için önemlidir fakat düşünce ve
inançlar da toplumsal değişme üzerinde en
az o kadar etkilidir.
11. • Dinsel değerlerin capitalist bir bakış
açısının yaratılmasındaki etkisini tartışır.
• Insan güdülenmesi ve düşüncelerinin
değişmenin ardındaki güç olduğunu ileri
sürer.
• Weber’e göre bireyler özgür iradeye
sahiptir.
• ‘ussallaşma olgusu’ nu ortaya
koymuştur.
12. HARRIET MARTINEAU
(1802-1876)
• İlk kadın sosyolog
• 50den fazla kitabın yazarı
• Toplumsal analizlerin kadınların yaşamının
bir anlayışını içermesi gerektiğini savunur.
• Evlilik, çocuklar, eviçi yaşam ile dinsel yaşam
ve ırk ilişkileri gibi sorunlara sosyolojik gözle
bakan ilk kişidir.
• Kadın hakları ve kölelerin özgürleşmesinin
etkim bir savunucusu.
13. İŞLEVSELCİLİK
• Toplumun değişik parçalarının istikrar ve
dayanışma ortaya çıkarmak üzere birlikte
işledikleri karmaşık bir sistem olduğu görüşünü
benimser.
• Bir toplumun işleyişini canlı bir organizmanın
işleyişine benzetir.
14. MARKSİST BAKIŞ AÇISI
• Çatışma Kuramlarına inanırlar.
• Güç, eşitsizlik ve mücadele sorunları üzerinde
yoğunlaşırlar.
• Toplumu herbiri kendi çıkarlarını gözeten ayrı
gruplardan oluşmuş olarak görürler, ve bu
durumda çıkar çatışmalarından dolayı çatışma
kaçınılmazdır.
15. SİMGESEL ETKİLEŞİMCİLİK
• Simge anahtar bileşendir ve çevremiz
simgelerle çevrilidir.
• Kullandığımız dil, beden hareketleri, davranış
şekilleri gündelik yaşama dair simgelerdir.
16. • MİKROSOSYOLOJİ: Yüzyüze etkileşim
durumlarındaki gündelik davranışın
incelenmesi.
• MAKROSOSYOLOJİ: Siyasal sistem
yada ekonomik düzen gibi büyük
ölçekli toplumsal düzenlerin
çözümlenmesi.