İslamî İlimleri Ebubekir Sifil hoca yönetiminde mütehassıs hocalardan, usulüne uygun biçimde öğrenmek isteyenler için yepyeni bir imkân!
Lise mezunu olup, bir yandan İslamî ilimleri medrese sistemiyle tahsil ederken diğer yandan Lisans (Açıköğretim), Yüksek Lisans ve Doktora eğitimine kadar uzanan süreçte üniversite eğitimini de tamamlamak isteyen genç ilim yolcuları arzu ettikleri imkâna kavuşuyor!
Başvuru ve detaylı bilgi için: http://shnsmn.co/iiep2017
Hanefi mezhebi esas alinarak hazirlanmistir fakat yer yer diger mezheplerin goruslerinede yer verilmistir. Mezhepler, Taharet, Abdest, Gusul, Namaz, Zekat, itikaf ve Oruc konularini icermektedir.
Akideja e Selefëve dhe Dijetarëve të HadithitLexo dhe Mëso
Libra Shqip (Mburoja E Muslimanit)
https://mburojaemuslimanit.page.tl
Lexo Dhe Mëso
https://www.facebook.com/mosuzemero
Shpjegimi i 40 Haditheve
https://www.facebook.com/Shpjegimii40Haditheve
Mburoja e Muslimanit
https://www.facebook.com/mburojaemuslimanit.page.tl/
40 hadithe të Imam Neveviut
https://www.facebook.com/40haditheImamNeveviu
Kur'ani Shqip
https://www.facebook.com/shpjegimiikuptimevetekuranit
Kopshti i të mençurve
https://www.facebook.com/kopshtiitemenqurve
Rregullat Islame
https://www.facebook.com/rregullatislameselefi
40 Hadithe Mbi Moralin
https://40hadithembimoralin.page.tl/
Akidja e Selefëve
https://akidjaeselefeve.page.tl/
Kopshti i të mençurve
https://kopeshtinjerezve.page.tl/
KURAN-i
https://kuran-i-shqip.page.tl/
Libri i Dijes
https://libriidijes.page.tl/
Shpjegimi i 40 Haditheve të Imam Neueuiut dhe shtesës së Ibn Rexhebit.
https://shpjegimii40haditheve.page.tl/
Shpjegimi i Tre Parimeve
https://shpjegimiitreparimeve.page.tl/
Xhamia e Haxhi Ymerit
https://xhamiaehaxhiymerit.page.tl/
Hanefi mezhebi esas alinarak hazirlanmistir fakat yer yer diger mezheplerin goruslerinede yer verilmistir. Mezhepler, Taharet, Abdest, Gusul, Namaz, Zekat, itikaf ve Oruc konularini icermektedir.
Akideja e Selefëve dhe Dijetarëve të HadithitLexo dhe Mëso
Libra Shqip (Mburoja E Muslimanit)
https://mburojaemuslimanit.page.tl
Lexo Dhe Mëso
https://www.facebook.com/mosuzemero
Shpjegimi i 40 Haditheve
https://www.facebook.com/Shpjegimii40Haditheve
Mburoja e Muslimanit
https://www.facebook.com/mburojaemuslimanit.page.tl/
40 hadithe të Imam Neveviut
https://www.facebook.com/40haditheImamNeveviu
Kur'ani Shqip
https://www.facebook.com/shpjegimiikuptimevetekuranit
Kopshti i të mençurve
https://www.facebook.com/kopshtiitemenqurve
Rregullat Islame
https://www.facebook.com/rregullatislameselefi
40 Hadithe Mbi Moralin
https://40hadithembimoralin.page.tl/
Akidja e Selefëve
https://akidjaeselefeve.page.tl/
Kopshti i të mençurve
https://kopeshtinjerezve.page.tl/
KURAN-i
https://kuran-i-shqip.page.tl/
Libri i Dijes
https://libriidijes.page.tl/
Shpjegimi i 40 Haditheve të Imam Neueuiut dhe shtesës së Ibn Rexhebit.
https://shpjegimii40haditheve.page.tl/
Shpjegimi i Tre Parimeve
https://shpjegimiitreparimeve.page.tl/
Xhamia e Haxhi Ymerit
https://xhamiaehaxhiymerit.page.tl/
Fıkh’ı, “müslümanların önünü açmakla görevli bir mekanizma” olarak görme eğiliminin giderek ısrara dönüşmekte olduğu bir ortamda, “ahiretimiz için neyin zararlı olduğu” değil, “dünyamız için neyin faydalı olduğu” sorusu ve endişesi ön plandadır. Seküler dünyanın talepleri, dayatmaları, kuşatmaları karşısında –”direnmek” şöyle dursun–, “uyum sağlama”yı hayat ilkesi edinmiş müslümanların, Fıkh’a “durumu meşrulaştırıcı” bir misyon yüklemesi kaçınılmaz olmaktadır.
Fıkıh’la ilişkimizdeki tayin edici faktör, dünya merkezli/seküler tercihlerimiz olunca Fıkıh da dünyayı ahirete yönelik olarak tanzim etmenin vahiy merkezli zemini olmaktan çıkıp, dünyayı dünya için tanzim eden “hukuk”a dönüşmektedir. Üstelik de pek çok boyutu tırpanlanmış olarak…
Elinizdeki kitap, esas itibariyle bu kırılmanın İslamî ilimlerin hemen tamamına taalluk eden tezahürlerini mercek altına almaktadır. Sorulan sorular, hükmü merak edilen fer’î-fıkhî meselelerle sınırlı olmayıp, bütünüyle Din telakkimizi ilgilendiren alanları ihata etmektedir. Akaid/Kelam başta olmak üzere bütün İslamî ilimlerle ve Kur’an-Sünnet başta olmak üzere edille-i şer’iyyenin hemen tamamıyla ilgili soru ve cevapları ihtiva eden bir kitabın özet/muhtasar olması mümkün değildi. Bu sebeple sorulara “el-Cevap: Caizdir/değildir” demekle yetinilmemiş, kimi zaman soruların arka planına da inilerek detaylı cevaplar verilmeye çalışılmıştır.
إنّ مفهومَي "الشيعة" و"أهل البيت" كادا يصبحان مترادفين؛ نتيجة الدعاية الفعّالة للشيعة الإمامية على وجه الخصوص. بينما يقَدّم
تبني الإيديولوجية الرافضية كالطريق الوحيد الذي لا بد منه لمحبة "أهل البيت" والاقتداء بهم، والحفاظ على حقوقهم؛ يشاع من جانب
آخر أن "السُّنِّيَّةَ" هي عنوان العداوة ضد أهل البيت، وأن اتخاذ أهل السنة أعداءً، وإضمارَ الضغينة عليهم نتيجةٌ طبيعيةٌ وضروريةٌ لمحبة
أهل البيت... إن أكبر خيانة في حق أهل البيت هي جعلهم ذريعة لتشريع الإديولوجية الرافضية بأن يُقلب التاريخ والحقائق رأساً على
عقب؛ وذلك هو الذي يفعله الروافض بالتحديد!
'Ben bir mezhebe mensup olmadan sadece müslüman olmak istiyorum' diyen kişi sadece İslâm'ın 15 asırlık tarihini gözardı etmemekte, âdeta dinin kaynağı ile arasında hiçbir mesafe olmadığını tevehhüm etmektedir.
Bismillah.
Kıymetli Kardeşlerimiz,
Bu yıl Bismillah dediğimiz Kevseriyye Medresesi eğitimlerine devam ediyor. Hanım kardeşlerimizin eğitim aldığı Kevseriyye Medresesi Hanımlar bölümümüz, Zahid Kevserî anma etkinliği düzenledi. Etkinlikte hanım talebelerimiz, sadece hanım katılımcılara sunum yaptıktan sonra konuşmacı hocalarımızdan İlim ve Zahid Kevseri'nin hayatı hakkında seminerleri dinlediler.
Bu sunum Kevseriyye Medresesi talebimiz tarafından hazırlanmıştır.
Ebubekir Sifil hocanın semineri tam şurada;
Muhammed Zâhid Kevserî'yi anma programı hakkında detaylı bilgi şurada;
Tarih ve yer: 9 Aralık 2016 Cuma 14:00 - @ Fatih/İstanbul.
İlginiz için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla,
Sahn-ı Semân.
2015 yılında resmi kaynaklara göre 303 kadın yaşamını yitirdi. Her güne yeni bir kadına şiddet vakasıyla uyanarak başlıyoruz ve bazı kadınlar yazık ki yeni bir güne uyanamıyor bile. Kadına şiddetle mücadele edebiliriz, etmek zorundayız. Rakamlar, bu tablonun ciddiyetini ortaya koyuyor.
• Her 100 kadından 42’si şiddet görüyor.
• Her 10 gebe kadından 1’I fiziksel şiddete maruz kalıyor.
• Şiddete maruz kalan kadınların yüzde 48’i şiddetten kimseye söz etmiyor
Sizi bu dönemin son seminerine bekliyoruz. Sizin için bir yılımızı özetleyen kısa bir sunum hazırladık. Sunumda seminerimiz hakkında detaylı bilgi mevcuttur.
Bu dönemin son semineri inşallah 28 Mayıs Cumartesi günü 15:00'da başlayacaktır. e-Postalarımıza ve bize göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.
Gündeme ilişkin hocalarımızın daha önce kaleme almış olduğu yazıları her hafta [Tâhlil] dosyasında yayınlıyoruz. [Tâhlil] üçüncü sayısında; Şarkiyatçı olarak da bilinen Oryantalistlerin Hadisler üzerindeki operasyonlarını, Cibril Hadisi olarak bilinen rivâyet bağlamında, nasıl icra edildiğine değiniliyor.
Gündeme ilişkin hocalarımızın daha önce kaleme almış olduğu yazıları her hafta [Tâhlil] dosyasında yayınlıyoruz. [Tâhlil] ikinci sayısında; İmamiye Şiası tarafından çokca istismar edilen Ehl-i Sünnet'in Ehl-i Beyt'e bakışını Ebubekir Sifil hocanın, RIHLE Dergisi 17. sayısında, kaleme aldığı yazıyı paylaşıyoruz.
İnsanımız şunu anlamalı: Meal okuyarak din öğrenilmez. Öyle olsaydı, meal olgusunun ortaya çıkıp yaygınlaştığı modern zamanlara gelinceye kadar bu ümmetin dininden-imanından habersiz yaşadığını söylememiz gerekecekti! Kur'an ve Sünnet'in bizden ne istediğini tam anlamıyla kavrayabilmek için, öncelikle belli bir Usul'e ihtiyaç vardır. İşte mezhep bize bu Usul'ü ve bu Usul doğrultusunda ortaya konulmuş füruu/pratiği veren biricik sistemdir. Bu noktada yaşanan bir kafa karışıklığına parmak basmanın sırasıdır: "Kur'an ve Sünnet elimizde olduğu halde mezhep imamlarının ve ulemasının görüşlerine niçin ihtiyacımız olsun?" derler.
Ebubekir Sifil hocanın kitabı Hikemiyât Çıktı!
Ayrıntılı bilgi için: http://bit.ly/KalbiSelim
Önsöz'den
İslam Dünyası ve Türkiye olarak Din'in anlaşılması noktasında son iki asırdır hep bir arayışın, tereddüdün, şüphenin ve tartışmanın içinde bulunuyoruz. Sürekli tartışıyor, bölünü-yor, azalıyoruz.
Doğru nerede, kim haklı, ne yapmalıyım?... Bunun adı "kriz"dir ve biz, bizi bu krizin içine kimlerin ittiğini dahi düşünmeden tabir yerindeyse başımızı bir o yana bir bu yana vurup duruyoruz.
Bu hay-huy içinde bizi yakîne, itmi'nana ve felaha götürecek olanın "kalb-i selîm" olduğunu akılda tutacak mecalden yoksunluğa da mahkûm ediyoruz kendimizi. Bu sebeple öğrendiğimiz hiçbir yeni bilgi, yaşadığımız hiçbir yeni durum bize sekinet getirmiyor.
Yaşadığımız aldatıcı huzur durumları olmuyor değil; ama dürüstlük gibi bir derdi olanlar, hissettiğimizin, bir "kopuş"un, bir "savruluş"un aldatıcı hazzı olduğunu itirafta tereddüt göstermeyecektir.
Bizi dışa dönük yaşamaya; ötekini, dış dünyayı, "ümmeti" kurtarmaya, Din'i "yeniden keşfetmeye" kilitleyen bu tehlikeli gidişat, yaklaşan felaketimizin işareti aslında.
Kalbimizi bu şekilde ihmale devam ettikçe, genişleyen malumat dağarcığımızla birlikte hızla eriyen takva hassasiyetimiz, bilgimiz art-tıkça artan cesaretimizle beraber gittikçe yüzümüzü ahiret istikametinden çevirecek ve bir "oyun ve eğlenceden ibaret" "dünya hayat"a râm eden bu "çürüme" süreci devam edecek.
Malumat dağarcığımız genişledikçe cesaretimiz artıyor; takvamız ve ahiret endişemiz azalıyor. Oysa elde ettiğimiz "ilim" olsaydı, bizi daha temkinli/ihtiyatlı cümleler kurmaya zorlayacaktı; dünyadan uzaklaştırıp ahirete yaklaştıracaktı. Özellikle genç nesil…
En iyi durumda olanlar "bu dini daha iyi nasıl yaşarım; ne yaparsam kâmil bir imana ve takvaya ulaşır ve kurtulurum"dan ziyade, "ne yaparsam daha çok şey bilen ve başkalarını kurtaran insan durumuna gelirim" diye bir arayışın içinde.
"Önceleri kişinin ilmi, dünyaya buğzunu ve onu terkini artırırdı. Bugünse kişinin ilmi, dünya sevgisini ve arzusunu artırıyor. Önceleri kişi, ilmi doğrultusunda malını infak ederdi. Şimdi ise ilmiyle para kazanıyor.
Önceleri alim kişi, zahiren ve batınen kendisini geliştirirdi, bugünse pek çok ilim ehlinin, zahiren ve batınen fesada uğradığı görülüyor."
Zünnûn el-Mısrî (rh.a) kendi dönemi için bu tesbiti yaparken bugünü de görmüş müdür bilemeyiz, ama bir şeyi çok iyi biliyoruz: Bu tesbit o günden ziyade bugünü anlatıyor.
Bizi içten içe çürüten bu gidişi durdurmak ve dengeyi ya-kalamak zorundayız. Modern hayat bizi vakum gibi içine çekerken ömür sermayesi her geçen gün biraz daha eriyor. Yol zorlu, yük ağır ve süre kısıtlı.
Kendimiz için en hayırlı olanı yapmaya muvaffak ol
İslam’ın bize yüklediği “başkasına benzememe” mükellefiyetinin temelinde bizim fıtrî değerlere bağlılıktan gelen üstünlüğümüzün bulunduğu en temel bir hakikattir. Hakkı bâtıla bulamak neyse, hak ehlinin kendisini bâtıl ehline benzetmek suretiyle onlara bulanması da odur! Kişi, sadece gayrimüslimlere mahsus kıyafetleri giydiği için kâfir olmaz, ama itikadını bozmadan da gayrimüslimlere mahsus kıyafetleri giymez. Bid’at ehline benzememe konusunda karşılaştığımız bu büyük hassasiyet bizi, küfür ehline benzememe noktasında ne kadar büyük bir sorumluluğun beklediği konusunda derinden sarsmalıdır. Allame el-Münâvî meselenin hassas noktasına dokunuyor ve şunları söylüyor: “Bir kısım âlimler şöyle demiştir: Başkalarına benzeme durumu bazen itikat ve irade/kasıt gibi kalbî/soyut konularda, bazen de söz ve fiil gibi haricî/somut alanlarda vuku bulur. Aynı şekilde ibadet ve –yemek, elbise, evlenme, toplanma-ayrılma, yolculuk, ikamet, binek… gibi– âdet ve uygulamalarda da benzeme söz konusu olur. Zahirle batın, içle dış arasında irtibat ve münasebet vardır.
İmam Gazali Hazretleri’ni tek bir vasfa indirgeyerek anlatmaya çalışmak doğru olmaz. Onu İmam-ı Gazali yapan, onu büyük yapan birden vasfa aynı anda sahip olması, birden fazla misyonu yerine getirmiş olması dolayısıyla hepsini aynı anda bahis konusu etmemiz lazım. İmam Gazali’nin sahip olduğu arka planı, alt yapıya sahip olamadan bu vadiye girdiğinizde Allah korusun hata yapmanız kaçınılmaz oluyor. Üç mesele söylüyor Tehafütü’l-Felasife’nin girişinde. Bunlar, âlemin kıdemi meselesi, haşr-ı cismani meselesi bir de Allahu Tealâ’nın cüz’iyyatı bilemeyeceği meselesi. . İmam Gazali gibi yıldız isimlere günümüzde çok ihtiyaç var. Ümmetin çok ihtiyacı var. Allah bizi onların rehberliğinden mahrum etmesin.
Fıkh’ı, “müslümanların önünü açmakla görevli bir mekanizma” olarak görme eğiliminin giderek ısrara dönüşmekte olduğu bir ortamda, “ahiretimiz için neyin zararlı olduğu” değil, “dünyamız için neyin faydalı olduğu” sorusu ve endişesi ön plandadır. Seküler dünyanın talepleri, dayatmaları, kuşatmaları karşısında –”direnmek” şöyle dursun–, “uyum sağlama”yı hayat ilkesi edinmiş müslümanların, Fıkh’a “durumu meşrulaştırıcı” bir misyon yüklemesi kaçınılmaz olmaktadır.
Fıkıh’la ilişkimizdeki tayin edici faktör, dünya merkezli/seküler tercihlerimiz olunca Fıkıh da dünyayı ahirete yönelik olarak tanzim etmenin vahiy merkezli zemini olmaktan çıkıp, dünyayı dünya için tanzim eden “hukuk”a dönüşmektedir. Üstelik de pek çok boyutu tırpanlanmış olarak…
Elinizdeki kitap, esas itibariyle bu kırılmanın İslamî ilimlerin hemen tamamına taalluk eden tezahürlerini mercek altına almaktadır. Sorulan sorular, hükmü merak edilen fer’î-fıkhî meselelerle sınırlı olmayıp, bütünüyle Din telakkimizi ilgilendiren alanları ihata etmektedir. Akaid/Kelam başta olmak üzere bütün İslamî ilimlerle ve Kur’an-Sünnet başta olmak üzere edille-i şer’iyyenin hemen tamamıyla ilgili soru ve cevapları ihtiva eden bir kitabın özet/muhtasar olması mümkün değildi. Bu sebeple sorulara “el-Cevap: Caizdir/değildir” demekle yetinilmemiş, kimi zaman soruların arka planına da inilerek detaylı cevaplar verilmeye çalışılmıştır.
إنّ مفهومَي "الشيعة" و"أهل البيت" كادا يصبحان مترادفين؛ نتيجة الدعاية الفعّالة للشيعة الإمامية على وجه الخصوص. بينما يقَدّم
تبني الإيديولوجية الرافضية كالطريق الوحيد الذي لا بد منه لمحبة "أهل البيت" والاقتداء بهم، والحفاظ على حقوقهم؛ يشاع من جانب
آخر أن "السُّنِّيَّةَ" هي عنوان العداوة ضد أهل البيت، وأن اتخاذ أهل السنة أعداءً، وإضمارَ الضغينة عليهم نتيجةٌ طبيعيةٌ وضروريةٌ لمحبة
أهل البيت... إن أكبر خيانة في حق أهل البيت هي جعلهم ذريعة لتشريع الإديولوجية الرافضية بأن يُقلب التاريخ والحقائق رأساً على
عقب؛ وذلك هو الذي يفعله الروافض بالتحديد!
'Ben bir mezhebe mensup olmadan sadece müslüman olmak istiyorum' diyen kişi sadece İslâm'ın 15 asırlık tarihini gözardı etmemekte, âdeta dinin kaynağı ile arasında hiçbir mesafe olmadığını tevehhüm etmektedir.
Bismillah.
Kıymetli Kardeşlerimiz,
Bu yıl Bismillah dediğimiz Kevseriyye Medresesi eğitimlerine devam ediyor. Hanım kardeşlerimizin eğitim aldığı Kevseriyye Medresesi Hanımlar bölümümüz, Zahid Kevserî anma etkinliği düzenledi. Etkinlikte hanım talebelerimiz, sadece hanım katılımcılara sunum yaptıktan sonra konuşmacı hocalarımızdan İlim ve Zahid Kevseri'nin hayatı hakkında seminerleri dinlediler.
Bu sunum Kevseriyye Medresesi talebimiz tarafından hazırlanmıştır.
Ebubekir Sifil hocanın semineri tam şurada;
Muhammed Zâhid Kevserî'yi anma programı hakkında detaylı bilgi şurada;
Tarih ve yer: 9 Aralık 2016 Cuma 14:00 - @ Fatih/İstanbul.
İlginiz için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla,
Sahn-ı Semân.
2015 yılında resmi kaynaklara göre 303 kadın yaşamını yitirdi. Her güne yeni bir kadına şiddet vakasıyla uyanarak başlıyoruz ve bazı kadınlar yazık ki yeni bir güne uyanamıyor bile. Kadına şiddetle mücadele edebiliriz, etmek zorundayız. Rakamlar, bu tablonun ciddiyetini ortaya koyuyor.
• Her 100 kadından 42’si şiddet görüyor.
• Her 10 gebe kadından 1’I fiziksel şiddete maruz kalıyor.
• Şiddete maruz kalan kadınların yüzde 48’i şiddetten kimseye söz etmiyor
Sizi bu dönemin son seminerine bekliyoruz. Sizin için bir yılımızı özetleyen kısa bir sunum hazırladık. Sunumda seminerimiz hakkında detaylı bilgi mevcuttur.
Bu dönemin son semineri inşallah 28 Mayıs Cumartesi günü 15:00'da başlayacaktır. e-Postalarımıza ve bize göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.
Gündeme ilişkin hocalarımızın daha önce kaleme almış olduğu yazıları her hafta [Tâhlil] dosyasında yayınlıyoruz. [Tâhlil] üçüncü sayısında; Şarkiyatçı olarak da bilinen Oryantalistlerin Hadisler üzerindeki operasyonlarını, Cibril Hadisi olarak bilinen rivâyet bağlamında, nasıl icra edildiğine değiniliyor.
Gündeme ilişkin hocalarımızın daha önce kaleme almış olduğu yazıları her hafta [Tâhlil] dosyasında yayınlıyoruz. [Tâhlil] ikinci sayısında; İmamiye Şiası tarafından çokca istismar edilen Ehl-i Sünnet'in Ehl-i Beyt'e bakışını Ebubekir Sifil hocanın, RIHLE Dergisi 17. sayısında, kaleme aldığı yazıyı paylaşıyoruz.
İnsanımız şunu anlamalı: Meal okuyarak din öğrenilmez. Öyle olsaydı, meal olgusunun ortaya çıkıp yaygınlaştığı modern zamanlara gelinceye kadar bu ümmetin dininden-imanından habersiz yaşadığını söylememiz gerekecekti! Kur'an ve Sünnet'in bizden ne istediğini tam anlamıyla kavrayabilmek için, öncelikle belli bir Usul'e ihtiyaç vardır. İşte mezhep bize bu Usul'ü ve bu Usul doğrultusunda ortaya konulmuş füruu/pratiği veren biricik sistemdir. Bu noktada yaşanan bir kafa karışıklığına parmak basmanın sırasıdır: "Kur'an ve Sünnet elimizde olduğu halde mezhep imamlarının ve ulemasının görüşlerine niçin ihtiyacımız olsun?" derler.
Ebubekir Sifil hocanın kitabı Hikemiyât Çıktı!
Ayrıntılı bilgi için: http://bit.ly/KalbiSelim
Önsöz'den
İslam Dünyası ve Türkiye olarak Din'in anlaşılması noktasında son iki asırdır hep bir arayışın, tereddüdün, şüphenin ve tartışmanın içinde bulunuyoruz. Sürekli tartışıyor, bölünü-yor, azalıyoruz.
Doğru nerede, kim haklı, ne yapmalıyım?... Bunun adı "kriz"dir ve biz, bizi bu krizin içine kimlerin ittiğini dahi düşünmeden tabir yerindeyse başımızı bir o yana bir bu yana vurup duruyoruz.
Bu hay-huy içinde bizi yakîne, itmi'nana ve felaha götürecek olanın "kalb-i selîm" olduğunu akılda tutacak mecalden yoksunluğa da mahkûm ediyoruz kendimizi. Bu sebeple öğrendiğimiz hiçbir yeni bilgi, yaşadığımız hiçbir yeni durum bize sekinet getirmiyor.
Yaşadığımız aldatıcı huzur durumları olmuyor değil; ama dürüstlük gibi bir derdi olanlar, hissettiğimizin, bir "kopuş"un, bir "savruluş"un aldatıcı hazzı olduğunu itirafta tereddüt göstermeyecektir.
Bizi dışa dönük yaşamaya; ötekini, dış dünyayı, "ümmeti" kurtarmaya, Din'i "yeniden keşfetmeye" kilitleyen bu tehlikeli gidişat, yaklaşan felaketimizin işareti aslında.
Kalbimizi bu şekilde ihmale devam ettikçe, genişleyen malumat dağarcığımızla birlikte hızla eriyen takva hassasiyetimiz, bilgimiz art-tıkça artan cesaretimizle beraber gittikçe yüzümüzü ahiret istikametinden çevirecek ve bir "oyun ve eğlenceden ibaret" "dünya hayat"a râm eden bu "çürüme" süreci devam edecek.
Malumat dağarcığımız genişledikçe cesaretimiz artıyor; takvamız ve ahiret endişemiz azalıyor. Oysa elde ettiğimiz "ilim" olsaydı, bizi daha temkinli/ihtiyatlı cümleler kurmaya zorlayacaktı; dünyadan uzaklaştırıp ahirete yaklaştıracaktı. Özellikle genç nesil…
En iyi durumda olanlar "bu dini daha iyi nasıl yaşarım; ne yaparsam kâmil bir imana ve takvaya ulaşır ve kurtulurum"dan ziyade, "ne yaparsam daha çok şey bilen ve başkalarını kurtaran insan durumuna gelirim" diye bir arayışın içinde.
"Önceleri kişinin ilmi, dünyaya buğzunu ve onu terkini artırırdı. Bugünse kişinin ilmi, dünya sevgisini ve arzusunu artırıyor. Önceleri kişi, ilmi doğrultusunda malını infak ederdi. Şimdi ise ilmiyle para kazanıyor.
Önceleri alim kişi, zahiren ve batınen kendisini geliştirirdi, bugünse pek çok ilim ehlinin, zahiren ve batınen fesada uğradığı görülüyor."
Zünnûn el-Mısrî (rh.a) kendi dönemi için bu tesbiti yaparken bugünü de görmüş müdür bilemeyiz, ama bir şeyi çok iyi biliyoruz: Bu tesbit o günden ziyade bugünü anlatıyor.
Bizi içten içe çürüten bu gidişi durdurmak ve dengeyi ya-kalamak zorundayız. Modern hayat bizi vakum gibi içine çekerken ömür sermayesi her geçen gün biraz daha eriyor. Yol zorlu, yük ağır ve süre kısıtlı.
Kendimiz için en hayırlı olanı yapmaya muvaffak ol
İslam’ın bize yüklediği “başkasına benzememe” mükellefiyetinin temelinde bizim fıtrî değerlere bağlılıktan gelen üstünlüğümüzün bulunduğu en temel bir hakikattir. Hakkı bâtıla bulamak neyse, hak ehlinin kendisini bâtıl ehline benzetmek suretiyle onlara bulanması da odur! Kişi, sadece gayrimüslimlere mahsus kıyafetleri giydiği için kâfir olmaz, ama itikadını bozmadan da gayrimüslimlere mahsus kıyafetleri giymez. Bid’at ehline benzememe konusunda karşılaştığımız bu büyük hassasiyet bizi, küfür ehline benzememe noktasında ne kadar büyük bir sorumluluğun beklediği konusunda derinden sarsmalıdır. Allame el-Münâvî meselenin hassas noktasına dokunuyor ve şunları söylüyor: “Bir kısım âlimler şöyle demiştir: Başkalarına benzeme durumu bazen itikat ve irade/kasıt gibi kalbî/soyut konularda, bazen de söz ve fiil gibi haricî/somut alanlarda vuku bulur. Aynı şekilde ibadet ve –yemek, elbise, evlenme, toplanma-ayrılma, yolculuk, ikamet, binek… gibi– âdet ve uygulamalarda da benzeme söz konusu olur. Zahirle batın, içle dış arasında irtibat ve münasebet vardır.
İmam Gazali Hazretleri’ni tek bir vasfa indirgeyerek anlatmaya çalışmak doğru olmaz. Onu İmam-ı Gazali yapan, onu büyük yapan birden vasfa aynı anda sahip olması, birden fazla misyonu yerine getirmiş olması dolayısıyla hepsini aynı anda bahis konusu etmemiz lazım. İmam Gazali’nin sahip olduğu arka planı, alt yapıya sahip olamadan bu vadiye girdiğinizde Allah korusun hata yapmanız kaçınılmaz oluyor. Üç mesele söylüyor Tehafütü’l-Felasife’nin girişinde. Bunlar, âlemin kıdemi meselesi, haşr-ı cismani meselesi bir de Allahu Tealâ’nın cüz’iyyatı bilemeyeceği meselesi. . İmam Gazali gibi yıldız isimlere günümüzde çok ihtiyaç var. Ümmetin çok ihtiyacı var. Allah bizi onların rehberliğinden mahrum etmesin.
Ebubekir Sifil hocanın İlim ve İrfan dergisi Aralık sayısında kaleme aldığı “Müslümanlığımızın Sünnet-i Seniyye ile İlişkisi” konu başlıklı makalesidir.
Ebubekir Sifil hocanın Hüküm Dergisi Kasım 2014 sayısına yazmış olduğu İmam Ahmed, Zalim Sultan Hadisleri ve İslamoğlu'nun Son Numarası başlık makalesidir.
Merhum Zahid’ül Kevserî Hocaefendi, İttihat Terakki’nin ve onun uzantısı Türkiye Cumhuriyeti’nin Müslüman Anadolu topraklarını İslâmsızlaştırma çabalarına karşı dimdik ayakta duran sayılı âlimlerden biridir. Rejimin suikast girişimleri ve baskıları neticesi Mısır’a hicret eden Zahid’ül Kevserî Hocaefendi, burada da Efgani ve Abduh’un sapkın görüşleriyle mücadele etmiş, Ehl-i Sünnet’in sapmaz çizgilerini hocalara ve halka anlatmıştır. Hocaefendi 54 eser kaleme almış ama maalesef bu eserlerden çoğu ‘kayıp’ durumdadır. Rıhle Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Sifil Hoca, Zahid’ül Kevserî Hocaefendi’nin külliyatını bizlere ulaştırma gayretiyle uzun süredir çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalarının ilk neticesini geçtiğimiz günlerde verdi ve Sifil Hoca Makâlâtu’l Kevserî yayınladı. Ebubekir Sifil’le hem Zahid’ül Kevserî Hocaefendi’yi hem de hâlimizi konuştuk.
Rıhle Uzaktan Eğitim Merkezinde verilen Açık Ders: Mişkâtü'l Mesâbîh dersinde bahsi geçen Hadis kitabı türleri sunumudur. Bu sunum RUZEM Eğitim İçerikleri tarafından hazırlanmıştır. Bu sunumda sadece "Tartışma,reddiye kitapları, muvatta, sünenler, Musannefler, Câmi’ler"
konusuna değinmiştir. Sorun halinde egitimicerikleri@ruzem.org 'a e-postanızı iletebilirsiniz.
Güz 2015 döneminde Dinler Tarihi dersi ile pilot uygulama olarak verilecek olan Mişkâtü'l Mesâbîh dersi açık ders olarak ücretsiz sunulacaktır. Kayıt için: www.ruzem.org 'u ziyaret ediniz.
4. Kevseriyye Medresesi Eğitim Programı (İİEP - 2017) | Dönem: 2017 – 2027 | sahniseman.org | medya@sahniseman.org | +90 212 613 1805 | Eyüp, İstanbul / TÜRKİYE
Sayfa 4 / 10
III. Ders yılı Haftada 5 gün 6 saat; 20+20 hafta;
30 x 40=1200 Ders Saati
Okutulacak dersler: Nahiv, Belagat, Mantık,Hadis, Fıkıh, Kelam, Usûl-i Fıkıh
I. Dönem (600 Ders Saati) II. Dönem (600 Ders Saati)
• Şerhu İbn Akîl ale'l-Elfiyye1
• Şerhu Molla Câmi ale'l-Kâfiye
• Mişkâtu'l-Mesâbîh
• Durûsu'l-Belâga (Hıfni Nâsıf)
• Muğni't-Tullâb2
(Mantık)
• Şerhu Suğra's-Suğrâ3
(Kelam, İmam es-Senûsî)
• Şerhu Muhtasari'l-Menâr (Hanefî Usulü, İbn
Kutbuloğa)
• Muğni'l-Lebîb
• Me’ânî'n-Nahv (Fâdıl es-Sâmerrâî)
• Şerhu'l-Habîsî alâ Tehzibi'l-Mantık4
• er-Risaletu's-Semerkandîyye (Beyan)
• Şerhu Ümmi'l-Berâhîn5
(Kelam)
• Şerhu'l Varakāt6
(Şafiî Usulü, el-Mahallî)7
• Ğizâu'l-Elbâb (Seffârînî)8
1
el-Mekûdi ve Eşmunî ve Sabbân Haşiyesi mütalaa edilir; Elfiyye ezberlenir.
2
Fenari ve Kul Ahmed mütalaa edilir.
3
Said Fûde'nin haşiyesi ile birlikte.
4
Düsûkî ve Attâr haşiyesi mütalaa edilir
5
Düsûkî haşiyesi ile baraber. Ayrıca İmam Senusî'nin Şerhu'l-Mukaddimât'ı mütalaa edilir.
6
Varakāt'ın nazmı ezberlenir; veya Süyutî’nin Cem’u'l-Cevami’ nazmı ya da Minhâcu'l-Beydâvî'nin Irâkî nazmı ezberlenir.
7
Veya M.Hasan el-Heyto’nun el-Hulâsa adlı giriş eseri.
8
Seçilmiş bahisler.
5. Kevseriyye Medresesi Eğitim Programı (İİEP - 2017) | Dönem: 2017 – 2027 | sahniseman.org | medya@sahniseman.org | +90 212 613 1805 | Eyüp, İstanbul / TÜRKİYE
Sayfa 5 / 10
IV. Ders yılı Haftada 6 gün 6 saat; 18+18 hafta;
36x36=1296 ders saati
Okutulacak dersler: Mantık,Belagat, Fıkıh, Kelam,Usûl-u Fıkıh, Usul-u Hadis
I. Dönem (648 Ders Saati) II. Dönem (648 Ders Saati)
• Şerhus'ş-Şemsiyye1
• el-Vecîz fi Usûli'l-Fıkh (M. Hasan Heyto)
• el-İktisat fi'l-İ’tikâd2
• Nüzhetü'n-Nazar3
• Muhtasaru'l-Me’ânî4
• el-Hidâye (Hanefî Fıkhı)
• Şerhu'l-Minhâc li'l-Beydâvî5
(İsfehânî)
• Şerhu'l-Akā’id6
• Muhtasaru'l-Me’ânî7
• Bülûğu'l-Merâm (N. Itr şerhi)
• el-Hidâye (Hanefî Fıkhı)
• Âdâbu'l-Bahs ve'l-Münâzara (M.M. Abdülhamid)
1
Seyyid Şerif haşiyesi mütalaa edilir.
2
Müsâmare ve Müyâsare mütalaa edilir.
3
Aliyyül-Kāri’nin şerhi mütalaa edilir. Nuhbetu'l-Fiker nazmı ve Hafız Irâkî'nin Elfiyye'si ezberlenir.
4
Düsûkî haşiyesi ve Seyyid Şerif'in Mutavvel haşiyesi mütalaa edilir.
5
İsnevî’nin Minhac şerhi ve Fahreddin Râzî'nin Mealim'i Tilmisanî şerhiyle mütalaa edilir.
6
Cündî haşiyesi ile. Ayrıca Hayyali ve Siyalkutî haşiyelerine müracaat edilir. Hızır Bey’in el-Kasidetu'n-Nûniyye'si ezberlenir.
7
İbnu'ş-Şıhne'nin Belagat ilmine dair nazmı veya Süyûtî'nin Ukudu'l-Cümân'ı ezberlenir.
6. Kevseriyye Medresesi Eğitim Programı (İİEP - 2017) | Dönem: 2017 – 2027 | sahniseman.org | medya@sahniseman.org | +90 212 613 1805 | Eyüp, İstanbul / TÜRKİYE
Sayfa 6 / 10
• Kifâyetu's-Sâ’î fi Fehmi Makûlâti’s-Sucai
(Kategoriler)
• İlmu'l-Vad’, Aruz ve Kāfiye, İmlâ
V. Ders yılı Haftada 6 gün 6 saat; 20+20 hafta;
36x40=1440 ders saati
Okutulacak dersler: Kelam, Usûl- Fıkıh, Usûl-u Hadis, Tasavvuf,İngilizce
I. Dönem (720 Ders Saati) II. Dönem (720 Ders Saati)
7. Kevseriyye Medresesi Eğitim Programı (İİEP - 2017) | Dönem: 2017 – 2027 | sahniseman.org | medya@sahniseman.org | +90 212 613 1805 | Eyüp, İstanbul / TÜRKİYE
Sayfa 7 / 10
• Şerhu'l-Akāidi'l-Adudiyye (Devvânî)1
• Mukaddimetu İbni's-Salâh2
• er-Risâletu'l-Kuşeyriyye
• İngilizce3
• Tavâli’u'l-Envâr (Beydâvî) 4
• Menhecu'n-Nakd fî Ulûmi'l-Hadîs
• Muhtasaru Minhâci'l-Kāsıdîn
• İngilizce
1
Halhâlî, Mercânî ve Gelenbevi haşiyeleri mütalaa edilir.
2
Sehavî’nin Fethul-Muğîs'i mütalaa edilir.
3
Bu yılın en ağırlıklı dersi ikinci zorunlu yabancı dil olan İngilizce'dir.
4
İsfenani ve Saçaklızade’nin şerhleri yardımıyla okunur. Tilmisanî’nin el-Me’âlim şerhi mütalaa edilir.
8. Kevseriyye Medresesi Eğitim Programı (İİEP - 2017) | Dönem: 2017 – 2027 | sahniseman.org | medya@sahniseman.org | +90 212 613 1805 | Eyüp, İstanbul / TÜRKİYE
Sayfa 8 / 10
VI. Ders yılı Haftada 6 gün 6 saat; 20+20 hafta;
36x40=1440 ders saati
Okutulacak dersler: Kelam, Usûl-u Fıkıh, Ulumu'l-Kuran, Tefsir, Siyer, İslam Tarihi, Tasavvuf, İngilizce
I. Dönem (720 Ders Saati) II. Dönem (720 Ders Saati)
• Tebsıratu'l-Edille
• Şerhu Muhtasari'l-Menar (İbn Kutluboğa)
• el-İtkān1
• Celâleyn 2
• et-Tarikatu'l-Muhammediye3
• İngilizce4
• Tebsıratu'l-Edille
• Usûlü'ş-Şâşî5
• el-İtkān
• Celâleyn6
• İslam Tarihi (Halifeler Dönemi, Emeviler, Abbasiler)
• İngilizce
1
Menâhilu'l-İrfân ile Fadl Hasen Abbas'ın İtkānu'l-Bürhan'ı mütalaa edilir.
2
Seçilmiş bölümler
3
Berika şerhi mütalaa edilir
4
İngilizce bu yılın da en ağırlıklı dersidir.
5
Muhammed Feyz Hasen el-Gangôhî haşiyesiyle birlikte.
6
Seçilmiş bölümler.
9. Kevseriyye Medresesi Eğitim Programı (İİEP - 2017) | Dönem: 2017 – 2027 | sahniseman.org | medya@sahniseman.org | +90 212 613 1805 | Eyüp, İstanbul / TÜRKİYE
Sayfa 9 / 10
VII.Ders yılı Haftada 6 gün 6 saat 20+20 hafta;
36x40=1440 ders saati
Okutulacak dersler: Tefsir,Usul-u Fıkıh, Dinler Tarihi, Osmanlı Tarihi, Mezhepler Tarihi, Arap Edebiyatı, Felsefe
I. Dönem (720 Ders Saati) II. Dönem (720 Ders Saati)
• Klasik Felsefe (İklîlu't-Terâcim, Akkirmânî)
• Tefsîru'n-Nesefî1
• Telvîh2
• Makāmâtu'l-Harîrî
• Dinler Tarihi
• Osmanlı Tarihi
• Mektûbât-ı Rabbânî3
• Şerhu Hikmeti'l-Ayn4
(Mevlânâzâde)
• Tefsîru'l-Beydâvî5
• Felsefe Tarihi
• Mir’ât6
(Molla Hüsrev)
• Avrupa ve Dünya Tarihi
• el-Kavâ’idu'l-Fıkhiyye7
• İslamî literatür/Kaynak metodolojisi1
1
Seçilmiş sureler.
2
Fevâtîhu'r-Rahamût, Teysîru't-Tahrîr, et-Takrîr ve't-Tahbîr'e müracaat edilir.
3
Tevhid ilmi ve nazarî tasavvufla alakalı mektuplar.
4
Seyyid Şerif Haşiyesi mütalaa edilir.
5
Seçilmiş sureler.
6
Molla Fenari’nin Fusûlu'l-Bedâyi adlı eserine müracaat edilir.
7
Mecelle şerhlerine müracaat edilir.
10. Kevseriyye Medresesi Eğitim Programı (İİEP - 2017) | Dönem: 2017 – 2027 | sahniseman.org | medya@sahniseman.org | +90 212 613 1805 | Eyüp, İstanbul / TÜRKİYE
Sayfa 10 / 10
VIII. Ders yılı Haftada 5 gün 6 saat; 18+18 hafta;
30x36=1080 ders saati
Okutulacak dersler: Felsefe, Sosyoloji, Modern Türkiye Tarihi, Arap Edebiyatı, Sosyoloji, Ahkâm ayet ve hadisleri,
İlmu'l-inşa, Araştırma Teknikleri
I. Dönem (540 Ders Saati) II. Dönem (540 Ders Saati)
• Felsefi Ekoller2
• Modern Batı Felsefesi (Klasik çağ)
• Sosyal Bilimlere giriş
• Ahkâmu'l-Kur'ân (İbnu'l-Arabî)3
• el-Beyân ve't-Tebyîn (Arap edebiyatı)
• Bid'at Akımlar (İslam Modernizmi, Selefîlik)
• Arapça İnşa4
• Sosyolojiye giriş
• Modern Batı Felsefesi (Modern Çağ)
• Bid'at Akımlar (Şia)
• Arapça İnşa
• Âdâbu'l-Fütyâ (M. Taki Osmânî)
• Mu’allakāt şerhi
• Araştırma Teknikleri
1
Gerek alet ilimlerinde gerek âli ilimlerde kadim ve modern literatüre ait temel eserlerin yanında, bilinmesi icap eden hemen bütün eserler muhteva, telif tekniği, meslek ve
metodoloji itibarıyla tanıtılır.
2
Felsefe Tarihi boyunca var olmuş felsefe mesleklerini büyük filozofların metinleri üzerinden ele alan kapsamlı ve üst seviye bir derstir.
3
Yahud M.Ali es-Sabuni’nin Revâi’u'l-Beyân adlı çalışması.
4
Arapça makale yazmaya dair tatbiki bir derstir.