1. Yeni İnsan Ve
İnsanlar
Sosyal Psikolojiye Giriş
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı
Bölüm 4
2. TUTUMLAR
Günlük hayatta sık sık kullandığımız tutum
sözcüğünü bu bölümde psikolojik açıdan
etraflıca inceleyeceğiz. Bu kavramın önemini,
sosyal davranışla ilişkisini, nasıl meydana
geldiğini ve nasıl değiştiğini anlamaya
çalışacağız.
3. Tutum nedir?
Tutumlar uzun yıllardır psikolojinin ana konularından birini
oluşturmuştur. Bunun nedeni hem sosyal algımızı hem
de davranışlarımızı etkilemeleridir. Peki tutumlar tam
olarak nedir, nasıl tanımlanabilir? Birçok sosyal farklı
kurumsal yaklaşımlardan hareket ederek tutumları farklı
şekillerde kavramlaştırdıklarını görüyoruz. Bunları teker
teker ele almak gereksizdir, bunun yerine artık
klasikleşmiş olan, fakat günümüzde birçok sosyal
psikolog tarafından kabul edilebilecek bir tanımı
inceleyelim: ”Tutum bir bireye atfedilen ve onun bir
psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını
düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir.”
4. Bu Tanımı Çözmeye
Çalışalım:
En başta, tutumun bir bireye ait olduğunu görüyoruz. Tutum
kavramının sosyal psikolojide gelişiminin başlarında Faris
kurumsal tutumları bireysel tutumlardan ayırt etmişse
de,bu gün için böyle bir ayırım yapılmamakta ve tutumlar
bireysel olarak ele alınıp ölçülmektedir.
Tutum ve Davranış İlişkisi
(sebep)
Tutum Davranış
(atıf) (gözlem)
5. Tutum Objesi – Tutum Öğeleri¹
Gözlenebilen Uyaran ya da psikolojik obje
Bağımsız (örnek: bire kişi ya da grup; bir televizyon programı ,bir sanat eseri,Mehmet’in
değişkenler çalışmaması;kadınların çalışması fikri;öğrenci olayları,bir ideoloji, vb. gibi
Tutumlar
Gözlenemeyen,
varsayılan ara
değişkenler.
Bilişsel Öğe (belirtileri) Duygusal Öğe (belirtileri) Davranışsal Öğe (belirtileri)
O tutum objesi hakkında O tutum objesine karşı O tutum objesine karşı
Bağımlı Değişkenler
sahip olunan bilgiler gözlenebilen duygusal tepkiler, gözlenilebilen tüm
(bunların sözle belirtilmesi); (kalp çarpmasının davranışlar (sözsel yada
Gözlenebilen
Mehmet’in çalışma sıklaşması,heyecanlanma, diğer davranışlar);
masasının değerli olduğu terleme gibi fizyolojik tepkilerle Mehmet’in masasını sık
hakkındaki fikri; Ahmet’in sözsel tepkilerin tümü); sık cilalaması; Ahmet’in
kadınların çalışmasının Mehmet’in masasını sevmesi karısını çalıştırmaması
sakıncaları hakkında (bunu söylemesi); Ahmet’in için öğüt vermesi, vb. gibi
belirttiği fikirler; vb. gibi… karısının çalışmak istemesine
sinirlenmesi,rahatsız olması, vb.
gibi.
¹Tutumların bu tür ele alınışı ilk defa Rosenberg ve Hovland (1960) da görüyoruz,.
6. Tutum ve Davranış
Tutumun ne olduğunu ve hangi öğelerden
oluştuğunu inceledikten sonra, şimdi de
tutumların davranışlarımız üzerinde ne ölçüde
etkili olduğuna bakacağız. Tutumlarla davranışlar
arasındaki bağın ne kadar kuvvetli olduğunu
anlamaya çalışacağız.
8. a) Tutum – Davranış İlişkisi
Uzun yıllar, tutumlara dayanarak davranışı
öngörme çalışmalarında bir ölçüm sorunu
yaşanmıştır. Çok belirli bir davranışı tahmin
edebilmek için genel tutumlar ölçülmüştür. Son
yıllarda yapılan çalışmalar, belli tutumların
ölçülmesinin belli davranışların öngörülmesinde
daha çok işe yaradığını göstermiştir.
9. b) Zaman Faktörü
Davranışların tutumlara dayanarak tahmin edilmesinde
rol oynayan başka bir faktör de “zaman” dır. Tutum ile
davranışı ölçme arasında geçen zaman ne kadar uzun
olursa, o kadar çok tutum-davranış ilişkisini etkileyecek
değişkenler işin içine girebilir;dolayısıyla tutumla
davranış arasında tutarlık gözlenme olasılığı düşer.
Bunun en güzel örneğini seçimler sırasında yaşarız.
Örneğin seçimlerden 1 ay önceki seçim anketlerinin
seçim sonucuyla, 1 hafta önceki sonuçların sonuçlara
benzerliğinden azdır
10. c) Tutumun Güç Derecesi
Her tutumun bir (şiddeti) gücü vardır. Bir
tutumun gücü, her üç öğesinin (zihinsel,
duygusal, davranışsal) gücünün toplamı olarak
düşünülebilir.
Güçlü tutumların bir özelliği vardır. O da güçlü
tutumların değişmesinin zorluğudur. Demek ki
bir tutum ne kadar aşırı yüklüyse, onu
değiştirmek de o kadar zordur.
11. d) Tutumun Ulaşılabilirliği
Sosyal biliş (sosyal algı) bölümünde (bölüm 7) etraflıca
sözünü edeceğimiz zihinsel kestirme yöntemler vardır.
Bu yöntemlerden bir tanesi de ‘ulaşabilirliğe dayanan
zihinsel kestirme yöntemi’dir.
Tutumun Ulaşılabilirliği Modeli
Tutum objesi ve
Durumun
Tutum Objesi Bellekten Çağırılan Tutum
Algılanışının
Değişmesi
Tutum Objesine
Karşı Davranışın
Etkilenmesi
12. e) Farkındalık
Tutum – davranış ilişkisini etkileyen bir önemli
faktör de farkındalıktır. Farkındalık, kişilerin
kendi tutum ve davranışlarının ne ölçüde
farkında olduklarını belirtmek için kullanılan bir
terimdir. Yapılan araştırmalar yüksek
farkındalığın tutum – davranış ilişkisini
güçlendirdiğini gösteriyor.
13. Planlanmış Davranış Kuramı
Tutumların davranışları nasıl ve ne zaman etkilediği ile
ilgili son yıllarda gerçekleştirilen çalışmaların çoğu
Ajzen’ın oluşturduğu “Planlanmış Davranış Kuramı”ndan
etkilenmiştir. Bu kuram Ajzen’ın Fishbein’la beraber
oluşturduğu “mantıksal eylem kuramı”nın bir uzantısıdır.
Her iki kuram da, davranışların belli bir nedene dayandığı
varsayımı üzerine kuruludur. Bu kuramlara göre, insanlar
davranışlarının sonuçları hakkında önceden düşünürler,
seçtikleri bir sonuca ulaşmak için bir karara varırlar ve bu
kararı uygularlar. Başka bir deyişle davranışlar belli bir
niyet sonucu olmuştur.
14. Ajzen’ın Planlanmış Davranış Kuramı
Davranışa
Karşı Tutum
Öznel Değerler Niyet Davranış
Farkedilen
Davranışsal
Kontrol
15. Planlanmış davranış kuramına
yöneltilen eleştiriler
Planlanmış davranış kuramına yöneltilen
eleştirilerin bir kısmı, kuramın dayandığı
‘insanların rasyonel davrandıkları’ tezini
sorguluyor. Öne sürülen, bazı davranışların
planlanmamış, düşünülmeden yapılan
davranışlar olduğu bir kısmının da alışkanlıklara
dayandığıdır.
16. Tutumların Gelişmesi ve
Kalıplaşması
İnsanlar tutumlara sahip olarak doğmazlar,
tutumları sonradan öğrenirler. Peki, insanlar
belli konular, objeler ya da kişiler hakkındaki
tutumlarını nasıl oluştururlar? Bu sorunun tek bir
cevabı yoktur. Bazı tutumlar insanların kendi
deneyimlerine dayanırken, bazıları başka
kaynaklardan elde edilir. Tutumlar genelde şu
yollardan elde edilir: doğrudan deneyim,
pekiştirme, taklit, sosyal öğrenme.
17. Tutum Objesiyle Doğrudan
Deneyim
Bir konu ya da objeyle ilgili tutum sahibi olmanın en açık
yolu, o konu ya da objeyle ilgili bir deneyim geçirmiş
olmaktır.
Örneğin ‘güvenilmez’ kelimesinin bizde uyandırdığı
düşünce ve duyguları ele alalım. Hemen hepimiz
güvenilmezliğe karşı olumsuz bir tutum içerisindeyizdir.
Bir politikacının sürekli ‘güvenilmez’ biri olarak
tanınması, o kelimeyle politikacı arasında bir bağlantı
kurmamızı ve ‘güvenilmez’ liğe karşı olan olumsuz
tutumumuzun politikacıya karşı olan tutumumuzu
olumsuzlaştırmasına yol açabilir.
18. Ana – Babalar ve Arkadaşlar
Tutumlarımızın çoğunu başka insanlardan
ediniriz. Ana-baba çocukların oluşturdukları ilk
tutumların kaynağıdır. Örneğin, çocukların
politik tutumları, sigara içmeye karşı tutumları
ana babanınkiyle çok güçlü bir benzerlik taşır.
Arkadaş çevresi de aynı şekilde tutumların
oluşumuna etki eder. Müziğe, giyim ve saç
biçimine, davranış tarzına ve bunun gibi birçok
tutum objesine yönelik tutumlarımız arkadaş
çevresinden etkilenir.
19. Medyanın Etkileri
Ana-baba arkadaş çevresi ve sosyal
rollerimizden başka medya ve özellikle
televizyon, tutum oluşumuna etki etmektedir.
Araştırmalar medyanı hem tutum oluşumuna
hem de var olan tutumların pekişmesine etki
ettiğini göstermektedir. Örneğin çocukların hangi
yiyeceği istedikleri, bu yiyeceğin televizyonda ne
kadar sık reklamının çıktığıyla doğru orantılıdır.
20. Kalıplaşmış Tutumlar
(Kalıpyargılar)
Bir önceki kısımda incelediğimiz araştırmalar
genellikle tutumların erken yaşlarda edinildiğini
göstermektedir. Ancak şu soruyu sormak da
gerekir. Özellikle belirli gruplar hakkında neden
kalıplaşmış tutumlar gösteriliyor? Yani insanlar
niçin başka grupları tipleştirme eğilimi göstererek
onlar hakkında kalıpyargılar geliştiriyorlar?
21. Ortam Engelinin Önyargılı Tutumunum Gücü İle Etkileşimi
Örnek:
Kömürocağı iş normu
(Yüksek ortam engeli)
Ya da
Yüzyüze olmak
(Alçak ortam engeli)
Örnek:
Şehir ırk ayrımı normu
a : Zayıf ırk tutumu
Ya da
b : Orta güçte ırk ayrımı tutumu a b c Mektup yazmak
c : Güçlü ırk ayrımı tutumu
23. Kalıplaşmış Tutumların
Durağanlığı
Küçük yaşlardaki öğretmenlerle ortaya çıktığını
gördüğümüz kalıplaşmış tutumlar acaba ne
kadar durağandır? Kolay değişir mi?
Kalıplaşmış tutumların bilgi yokluğunda bilgi
sağladığını belirtmiştik. Öyleyse, bu durumu
değiştirecek önemli bir olay olmadığı ve kalıp
tutumlar bu görevlerini yerine getirdikleri
müddetçe kendileri de var olmaya devam
edeceklerdir.
24. Tutumların Ölçülmesi
Bir tutum doğrudan ölçülemez, ancak dolaylı
olarak davranış yoluyla ölçülebilir. Bu ölçümde
genellikle kullanılan davranış, sorulara cevap
vermek ya da fikir belirtme şeklinde beliren
sözel davranıştır.
Bu amaçla sosyal psikologlar çeşitli tutum
ölçme teknikleri geliştirmişlerdir. Bu teknikleri iki
bölümde toplayabiliriz: doğrudan ölçümler ve
dolaylı ölçümler.
25. 1. Direk Ölçümler
a) Thurstone Ölçekleri(Eşit Görünen Aralıklar Tekniği)
b) Likert Ölçekleri (Toplamalı Sıralama Tekniği)
c) Guttman Ölçekleri (Birikimli Ölçekleme Tekniği)
d) Duygusal Anlam Ölçeği
26. 2. Dolaylı Ölçümler
Ölçekler ne kadar dikkatli şekilde geliştirilirse
geliştirilsin, tutum ölçmek için sadece insanlara
soru sorma yolunu başvurulması yeterli
olmayabilir. Özellikle kültürler arası
araştırmalarda aynı tutum ölçeğinin farklı
kültürlerde kullanılarak karşılaştırılmasında,
insanların, anketi uygulayanın gözünde nasıl
gözükmek istedikleri konusu bir sorun olarak
belirebilir.