SlideShare a Scribd company logo
1 of 113
 Hücreler, uyum sağlayamayacakları şiddette
stres veya zedeleyici olan etkenler ile
karşılaştıklarında hücre zedelenmesi meydana
gelir
 Hücre zedelenmesinin mekanizması 2 evreye
ayrılabilir
- Geri dönüşlü hücre zedelenmesi
- Geri dönüşsüz hücre zedelenmesi
 Oluşan fonksiyonel ve morfolojik değişiklikler
hasarlayıcı etken ortadan kalkarsa geri
dönüşlüdür
 Geri dönüşlü zedelenmenin bulguları;
◦ Oksidatif fosforilasyonda azalma
◦ ATP azalması
◦ İyon yoğunluğundaki değişiklikler ve su alımına bağlı
hücresel şişme
 İki türde hücre ölümü vardır;
◦ Nekroz
◦ Apoptoz
 Ciddi membran hasarı ile lizozomal enzimler
hücreyi sindirir ve nekroz oluşur
 DNA hasarı gibi durumlarda, membran
bütünlüğü bozulmadan nükleer parçalanma
oluşur ve apoptoz oluşur
 Oksijen yetmezliği (hipoksi)
 Fiziksel ajanlar (travma, aşırı sıcak ve soğuk)
 Kimyasal ajanlar ve ilaçlar (arsenik, siyanid)
 İnfeksiyöz ajanlar
 İmmünolojik reaksiyonlar (anaflaktik reaksiyon)
 Genetik defektler
 Beslenme bozuklukları (protein-kalori
eksiklikleri)
 Zedeleyici uyarılara karşı hücrenin yanıtı;
hasarın türüne, süresine ve ciddiyetine bağlıdır
 Hücre zedelenmesinin sonuçları aynı zamanda
hasarlanan hücrenin türüne, durumuna ve
adaptif yeteneğine de bağlıdır
- karbontetrakloridi toksik yan ürünlere
dönüştüren hepatik enzimlerin miktarını ve
aktivitesini etkileyen genetik değişimler
 Zedeleyici uyarıların hücredeki en önemli
hedefleri;
◦ Mitokondriyal oksidatif fosforilasyonu ve ATP
üretiminde önemli olan aerobik solunum
◦ Hücre membranlarının bütünlüğü
◦ Protein sentezi
◦ Hücre iskeleti
◦ Hücre genetik yapısının bütünlüğü
ZEDELEYİCİ
ETKEN
MEMBRAN
HASARI
İntrasellüle
r
Protein yıkımı
ve DNA hasarı
Plazma
membranı
Lizozom
Mitokondri
Hücre
ölümü
Enerji bağımlı
hücre
fonksiyonlarının
kaybı
Hücre
elemanlarının
enzimatik
sindirimi
Hücre
içeriği
kaybı
1 2 3 4
 ATP ve ATP sentezinin azalması sıklıkla hipoksik
ve kimyasal (toksik) hasarlarda meydana gelir
 ATP iki yolla üretilir. En sık yol ADP’nin
oksidatif fosforilasyonudur. İkincisi ise
glikolitik yoldur (en sık KC de)
 Normal ATP miktarının %5-10’undan daha düşük
seviyede olması kritik önemi olan çoğu hücresel
sistemi etkiler
 Plazma membranının enerji bağımlı sodyum
pompasınının aktivitesi azalır
“Na, K-ATPase”
 Hücresel enerji metabolizması değişir: ATPnin
↓ve ADPnin ↑ ile fosfofruktokinaz ve
fosforilazlar aktifleşir ve sonuçta anaerobik
glikoliz ↑
 Glikojen depoları hızla azalır, hücre içi laktik
asit ve inorganik fosfat birikimi ile hücre içi pH
azalır ve çoğu hücresel enzimin aktivitesi azalır
 Ca pompası yetmezliğine bağlı hücre içinde Ca
birikir
 ER dan ribozomlar ayrılır, polizomlar
monozomlara parçalanır ve protein sentezi
azalır. Mitokondriyal ve lizozomal
membranlardaki irreversibl hasar ile hücre
nekroza gider
 O2 ve glikozun azalması ile hücreler proteinler
yanlış katlanabilir. Böyle katlanan proteinler
“katlanmamış protein yanıtı” denilen
reaksiyonlara ve sonuçta hücrede hasar ve
ölüme yol açar.
Mitokondrilerde
Oksidatif fosforilasyon 
ATP 
Sodyum pompası  Anaerobik glikoliz Diğer etkiler
Ca++ H2O ve
Na+ Girişi
K+ çıkışı
ER ve
Hücre şişmesi
Mikrovillus kaybı
kabarcıklar
 Glikojen Laktik asit
ve inorganik
fosfat birikimi
pH
Nükleus kromatini
kümelenmesi
Ribozomların
ayrılması
Protein
sentezi
Lipid birikimi
Sitoplazmik
eosinofili
 Mitokondri hipoksi ve toksinler gibi çoğu
zedeleyici uyaranın major hedefidir
 Mitokondri sitozolik Ca ↑ sı, oksidatif stresler,
fosfolipidlerin yıkımı ve serbest yağ asitleri ile
seramid gibi lipid yıkım ürünleri ile
hasarlanabilir
 Mitokondriyal hasar sonucu; mitokondri iç
membranında mitochondrial permeability
(MPT) transition –mitokondrial geçirgenlik
geçişi- denilen kanallar oluşur
 Seçici olmayan bu kanallar başlangıç
evrelerinde geri dönüşlü olsa da, süreci
başlatan uyarı kesilmediğinde kalıcı duruma
gelerek mitokondrial itici gücünün veya
potansiyelinin sürdürülmesine engel olur.
 Mitokondri zedelenmesine sitokrom C’ nin
sitoplazmaya sızması da eşlik edebilir.
 Sitokrom C ETZ’nin integral komponentidir
 Sitoplazmaya geçtiğinde apoptotik ölüm yolunu
tetikleyebilir
 Ca iyonu hücre ölümünün önemli
mediatörlerinden biridir
 Sitozolik serbest Ca miktarı (<0.1 mmol)
normalde hücre dışı (1.3 mmol) ile
karşılaştırıldığında çok düşük
konsantrasyondadır
 Hücre içi Ca’un büyük kısmı mitokondri ve ER’da
sekestre edilir
 Hücredeki Ca miktarı membran ilişkili enerji
bağımlı Ca, Mg-ATPase ile düzenlenir
 İskemi ve bazı toksinler, hem Ca ‘ um plazma
membranından geçişi hemde mitokondri ve ER’
dan Ca salınmasına neden olarak sitoplazmadaki
Ca konsantrasyonuna neden olur.
 Hücre içi artmış Ca miktarı çoğu enzimin
aktivasyonuna neden olur;
◦ ATPaz
◦ Fosfolipaz
◦ Proteaz
◦ Endonukleaz
Mitokondri
ER
*Sitozolik Ca
++
Endonükleaz
Fosfolipazlar
ATPase Proteaz
Fosfolipidler
ATP Hücre iskelet
proteinlerinin yıkımı
Ca++
Ca++
Ca++ **
**
Nükleus
kromatin
değişikliği
Ca++
**
Membran hasarı
 Hücre moleküler oksijeni suya indirgeme yolu ile
enerji üretirken, az miktarda reaktif oksijen
metabolitleri oluşur
 Bunların bir kısmı serbest radikaller şeklinde
olup, lipid, protein ve nükleik asitleri
hasarlandirabilirler ve reaktif oksijen türevleri
olarak adlandırılırlar
 Serbest radikal üreten ve bunları temizleyen
sistemler arasındaki denge oksidatif stresler
ile bozulduğunda hücre zedelenmesi oluşur
 Serbest radikallerin aracılık ettiği hasarlar;
◦ Kimyasal ve radyasyon hasarı
◦ İskemi-reperfüzyon hasarı
◦ Hücresel yaşlanma
◦ Fagositlerin mikropları öldürmesi
 Radyan enerjinin absorbsiyonu (OH ve H
serbest radikalleri)
 Ekzojen kimyasal ya da ilaçların enzimatik
metabolizması (CCl4→CCl3)
 Normal metabolik olaylardaki oksidasyon-
redüksiyon reaksiyonları (süperoksit, H2O2,
OH)
 Demir ve bakır gibi geçici metaller (fenton
reaksiyonu)
 Nitrik oksit (NO)- endotel, makrofaj, nöronlar
 Membranların lipid peroksidasyonu (özellikle OH
iyonu)
 Proteinlerin oksidatif modifikasyonu (sonuçta
protein parçalanması)
 DNA’da lezyonlar (hücre yaşlanması ve hücrede
malign transformasyona yol açan) -timin ile
reaksiyon
 Antioksidanlar: yağda çözünen vitamin E ve
A
 Bakır ve demir (transferrin, ferritin,
laktoferrin, serüloplazmin)
 Enzimler
◦ Katalaz (H2O2)
◦ Süperoksit dizmutaz (süperoksit)-O2
◦ Glutatyon peroksidaz (H2O2+2GSH GSSG)
 Mitokondri, plazma membranı ve diğer hücresel
membranlardaki hasara bağlı gelişir
 İskemik hücrelerde ATPnin azalması ve
kalsiyumun düzenlediği fosfolipazların
aktivasyonu ile oluşur
 Bakteriyel toksinler, viral proteinler, litik
kompleman komponentleri ve çeşitli fiziksel ve
kimyasal etkenler de plazma membranında
hasara neden olabilir
 Mitokondriyal fonksiyon bozukluğu
 Membran fosfolipidlerinin kaybı
 Hücre iskelet anormallikleri
 Reaktif oksijen türevleri
 Lipid yıkım ürünleri
 Plazma membranındaki hasar ozmotik dengenin
kaybına, su ve iyonların aşırı hücre içine alımına
ve aynı zamanda protein, enzim, koenzim ve
ribonükleik asitlerin kaybına neden olur
 Hücrede yüksek enerjili fosfatların belirgin
kaybı oluşur
 Lizozomal membranların hasarı sonucu lizozomal
enzimler sitoplazmaya geçer ve aktive olurlar
 Lizozomlar; RNAaz, DNAaz, proteazlar,
fosfatazlar, glikozidazlar ve katepsinleri
içerirler
 Bu enzimlerin aktivasyonu hücre
komponentlerinde enzimatik sindirime yol açar
O2
Mitokondri
fonksiyon
bozukluğu
Fosfolipid
sentezi
Sitozolde Ca++ artışı
Fosfolipaz
aktivasyonu
Proteaz
aktivasyonu
Fosfolipid yıkımı
Lipid yıkım ürünleri
Fosfolipid kaybı
Hücre iskeleti hasarı
MEMBRAN HASARI
Oksijen
Serbest
radikalleri
İntrasellüler
kalsiyum
Membran
hasarı
 ATP
mitokondri Lizozom
Plazma
membranı
Enzimatik
sindirim
Hücre içeriğinin
kaybı
Proteinlerin parçalanması
DNA hasarı
Enerji gerektiren
hücre fonksiyonlarının
kaybı
1 2 3 4
Hücre
ölümü
 Geri dönüşümlü hücre zedelenmesi bir süre
sonra geri dönüşümsüz hale gelir ve sonuçta
hücre ölümüne yol açar
 Hücre ölümü sıklıkla NEKROZ ile olur
 Tüm hücre zedelenmelerinde gözlenen en erken
değişiklikler;
◦ ATP üretiminde azalma
◦ Hücre membran bütünlüğünün kaybı
◦ Protein sentezinde defektler
◦ Hücre iskelet hasarı
◦ DNA hasarı
şeklinde sıralanabilir
 Kalıcı ya da çok şiddetli zedelenmelerde
hücrelerde artık geri dönüşümsüz zedelenme
oluşur
 Biraz önce sıralanan hücresel değişikliklere ek
olarak hücre dışı Ca’un hücre içine girmesi ve
hücre içi depolardan aşırı Ca salınımı ile
enzimler aktive olur ve membranları,
proteinleri, ATP ve nükleik asitleri katabolize
eder
 Geri dönüşsüzlüğün sınırının ne olduğu henüz
tam olarak anlaşılamamıştır
 Geri dönüşsüzlüğü gösteren 2 önemli özellik
vardır;
◦ Mitokondri fonksiyonlarının bozulması; sonuçta
oksidatif fosforilasyon ve ATP üretiminin durması
◦ Membran fonksiyonlarının kalıcı olarak bozulması
 Geri dönüşümlü olarak hasarlanan hücrede 2
temel patern gözlenir;
◦ Hücresel şişme
◦ Yağlı değişiklik
 Hücresel şişme; iyon ve sıvı dengesinin
bozulmasına ve plazma membranındaki enerji
bağımlı iyon pompalarının fonksiyonlarının
bozulmasına bağlıdır
 Yağlı değişiklik; hipoksik hasarlarda ve toksik
ya da metabolik formdaki çeşitli etkenlerle
oluşan hasarlarda meydana gelir
 Sitoplazmada küçük ya da büyük yağ vakuolleri
şeklinde birikir
 Özellikle yağ metabolizması ile ilişkili hepatosit
ve myokardiyal hücrelerde gözlenir
 Hücresel şişme hasarlanan hücrelerin tüm
formlarında oluşan bir değişikliktir
 Tüm organda; solukluk, turgorda artış, organ
ağırlığında artış görülür
 Mikroskopik olarak; sitoplazmada küçük berrak
vakuoller görülür= Hidropik değişiklik ya da
Vakuoler değişiklik olarak isimlendirilir
1. Plazma membran değişiklikleri: kabarcık
oluşumu, küntleşme, mikrovilluslarda
distorsiyon, myelin figürler, hücreler arası
bağlantıların kaybı
2. Mitokondri değişiklikleri: şişme, seyrelme,
küçük fosfolipidten zengin amorf dansitelerin
ortaya çıkması
3. ER’da dilatasyon: polizomların ayrılması ve
monozomlara dönüşmesi
4. Nukleus değişiklikleri
MEMBRAN İÇİ
PARTİKÜLLER
ER
ŞİŞMESİ
RİBOZOM
AYRILMASI
ŞİŞME
YOĞUNLAŞ
MA
OTOFAGOSİTOZ
KROMATİN
KÜMELENMESİ
HÜCRE
ŞİŞMESİ
TOMURCUKLANMA
 Yapısal değişiklikler (ciddi mitokondriyal hasara
bağlı amorf dansiteler)
 Fonksiyonel değişiklikler (membran
geçirgenliğinin kaybı)
 Bu değişiklikler incitici etken ortadan kalktıktan
sonra geri dönmez
 Hücre ölümü olarak tanımlanan morfolojik
değişiklikler oluşur
MYELİN
FİGÜRLERİ
ER ERİMESİ
MEMBRAN
DEFEKTLERİ
YOĞUNLAŞMA
ŞİŞME
PİKNOZ
LİZOZOM
RÜPTÜRÜ
• Sitoplazmik değişiklikler:
– Önce bulanık şişme dönemi
– Daha sonra artmış eozinofili
– Homojen camsı görünüm
– Zamanla sitoplazmada vakuolleşme
– Fosfolipid kitleleri (myelin yapı)
– Ölen tek hücre ise çevre hücrelerden ayrışıp
yuvarlaklaşır, grup ise hücrelerin
sitoplazmaları kaynaşabilir
– Elektronmikroskopide:
• Plazma ve organellerin membranları kesik
kesiktir,
• Mitokondriler dilate ve içinde büyük amorf
yoğun cisimler,
• İntrasitoplazmik myelin yapılar,
• Denatüre olmuş protein kümeleri
• Nükleer değişiklikler:
– Karyopiknozis (nükleer küçülme ve bazofili
artışı)
– Karyoreksis (nükleusun parça parça olması)
– Karyolizis (DNAaz aktivitesi)
– 1-2 gün içinde nükleus tamamen ortadan
kalkacaktır
1. Koagülasyon nekrozu
A- Yalın koagülasyon
nekrozu
B- Kazeifikasyon nekrozu
C- Gom nekrozu
D- Balmumu (hyalin ya da
Zenker) nekrozu
E- Mumifikasyon nekrozu
(kuru gangren)
2. Erime nekrozu
(kollikuasyon ya da
likefaksiyon)
A- Primer
B- Sekonder
3. Enzimatik yağ dokusu
nekrozu
4. Travmatik ve başka
nedenlerle olan yağ
nekrozu
5. Gazlı nekroz (gazlı
gangren)
6. Yaş gangren
(pütrefaksiyon nekrozu)
7. Fibrinoid nekroz
• İnfarktüs bölgelerinde, basilli dizanteride
barsak mukozasında, civa zehirlenmesinde
böbrek tubuluslarında, asitli maddelerin
değdiği dokularda
• Makroskopi: kanama olmuşsa koyu
kırmızı, olmamışsa soluk, çevreden daha
sert, daha sonra ortası yumuşar
– Hasara bağlı intrasellüler asidoza bağlı olarak
hem
yapısal hem de enzim proteinleri denature olur
– Böylece tam proteoliz olmaz
– Hücrelerin nükleusları kaybolur, ama
sitoplazmalar
dağılmadığından hücrelerin şekilleri anlaşılır
– Koagülasyon nekrozuna en iyi örnek myokard
infarktüsüdür, ama daha sonra ortama gelen
lökositler
nekrotik materyali ortadan kaldırır
– Koagülasyon nekrozu, beyin hariç tüm dokularda
görülür
Normal tüp epiteli Koagülasyon nekrozu
– En sık olarak tüberküloz infeksiyonu
odaklarında görülür
– Makroskopik olarak peynirimsi görünümden
dolayı “kazeöz” terimi kullanılır
– Mikroskopide parçalanmış, koagulasyon
nekrozuna uğramış hücreler görülür
– Bu nekrozun çevresinde ise histiyositik
hücrelerin çevrelemesi izlenir. Bu yapının
hepsi granülom olarak isimlendirilir.
Kazeifikasyon nekrozu
Akciğer tüberkülozu
Üst lobta yaygın
– Cerrahi terminolojide sık kullanılır
– Genellikle bir ekstremitenin (bacak) uç kısımlarının
iskemisine bağlı gelişir
– Esmerleşir, mumyaya benzer görümüm aldığından
mumifikasyon nekrozu da denir
– Aslında görülen yapı bir “koagulasyon” nekrozudur,
buna kuru gangren denir
– Olayın üstünde bir enfeksiyon gelişirse, likefaksiyon
ortaya çıkar, buna da yaş gangren adı verilmektedir.
– Bakteriel ve fungal enfeksiyonlarda görülen
tipik nekrozdur
– Mikroorganizmalar lökositlerin litik
aktivitesine neden olurlar
– Hücre şekillerinin seçilmediği, visköz akıcı bir
eozinofilik boyanan
bir alan görülür
– Beyinde görülen hipokside de likefaktif
nekroz gözlenir
– Akut inflamasyon eşlik edince makroskopik
olarak, kremsi, sarı,kötü kokulu bir yapı
izlenir: Buna “pus” (irin-cerahat) denir
– Beyindeki infarktüs ve mikroorganizmaların
etkisiyle ortayaçıkanlar “primer”, daha önce
koagülasyon nekrozu olanalanlarda lizozomal
enzimlerin etkisiyle oluşursa “sekonder”
likefaksiyon nekrozu olarak adlandırabiliriz
– Örneğin tüberküloz kavernleri sekonder
likefaksiyona örnektir
– Çok kullanılan bir terim, aslında bir nekroz türü
değil
– Yağ dokusunun fokal olarak hasarlanmasıdır.
– Pankreas inflamasyonunda ortaya çıkan litik
enzimlerin etkisiyle batın içinde görülebilir
– Açığa çıkan yağ asitleri kalsiyumla birleşir ve
“saponification” sabunlaşma denen tebeşirimsi
alanlar
ortaya çıkar
– Cilt altı yağ dokusu, meme gibi alanlarda
travmaya
bağlı olarak da ortaya çıkabilir
 Nekroz alanına saprofit bakterilerin
gelmesi ile ortaya çıkar
• Bunların etkisiyle anaerobik doku
parçalanmaları olur
• Kuru gangren bölgesine bakterilerin
gelmesi ile de oluşabilir
• Pis kokulu, yeşil-siyah renkte erime
alanları görülür
 Aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak bağ dokusunda
ve damar duvarlarında görülen bir nekroz türü
• Küçük odaklar halinde olduğundan genellikle
sadece mikroskopik bir bulgu
• Asidofil homojen bir görünüm var
• Bu alanda nekrotik hücreler, değişime uğramış
kollajen, immun kompleks çökeltileri, asit
mukopolisakkaridler, fibrin ve plazma proteinleri
bulunur
• En sonunda ortama ulaşan lökositler
fagositoz yoluyla nekrotik materyali
ortadan kaldırır
• Eğer nekrotik kısımlar tam olarak ortadan
kalkmaz ise kalsiyum tuzları ve diğer
mineraller ortama çöker “distrofik
kalsifikasyon” denilen görünüm ortaya
çıkar
• Embryogenez sırasında
– İmplantasyon,
– Organogenez
– Gelişim sırasındaki
involüsyon
– Metamorfoz
• Erişkinde hormona bağlı
involüsyon
– Endometrium dokusu
– Kastrasyondan sonra
prostat atrofisi
• Hep çoğalabilen hücre
popülasyonlarında
– Barsak kript epiteli
• Yaşama amacı bitmiş
hücrelerin ölümünde
– Akut inflamasyonda
nötrofiller,
immunreaksiyonlarda
lenfositler
• Kendi organizmasına
zararlı lenfositlerin
ortadan kaldırılmasında
• Sitotoksik T-hücrelerinin
neden olduğu hücre
ölümünde
İleri sekresyon fazında makrofajlarda apoptotik cisimler
Trofoblastlar: doku kültürü, hormon kesilmesi
• Bazı özel hücre hasarı
türlerinde
– Örneğin radyasyon
DNA’da onarılması
tehlikeli kırıklar ya da
değişiklikler yaptığında– Isı
veya hipoksi gibi etkenler
düşük dozdaysa
apoptoza, yüksek
dozdaysa nekroza yol
açar
– Endoplazmik retikulum
üzerine etkiyle
proteinlerin hatalı 3
boyutlu şekil alması
• Viral hepatit gibi bazı
virüs türlerinin neden
olduğu
hasarlarda
• Parankimal organların
boşaltıcı duktusları
tıkandığında
– Pankreas, parotis, böbrek
• Tümörlerdeki hücre
ölümü
• Bazı nekroz olgularına
eşlik edebilir
Viral enfeksiyonlarda (hepatit) hücre ölümü
• Hücre büzülmesi
– Hücre olağandan daha küçük boyuta iner
– Sitoplazma koyulaşır
– Organeller daha sıkı kümelenir
• Kromatin yoğunlaşması
– Apoptozun en karakteristik görünümü
– Kromatin yoğunlaşarak nükleus membranına
kayar, membrana komşu değişik boyut ve
şekilde yapılar oluşturur
– Nükleus parçalanıp 2 ya da daha fazla alana
dönüşebilir
• Sitoplazmik bleb ve apoptotik cisimlerin oluşumu
– Önce aşırı bir yüzey blebleşmesi
– Sonra membran koparak, yeniden küçük apoptotik
cisimleri çevreler. Bu cisimlerin için organel kümeleri
vardır, bazen nükleus parçaları bulunur ya da
bulunmaz
• Apoptotik hücre ve cisimlerin fagositozu
– Apoptotik cisimler lizozomlarca hızla degrade edilir,
komşu sağlıklı hücreler apoptoza uğrayan hücrelerin
bulunduğu alana göç eder, gerekirse çoğalırlar
• Apoptozda en son evreye kadar plazma
membranları sağlam kalır. Bu yargı özellikle
fizyolojik apoptoz için doğrudur.
• Ancak, bazı hasar verici ajanlar hem apoptoz
hem de nekroza yol açabilir. Burada etkenin türü
değil şiddeti hücre ölüm türünü belirler.
• Işık mikroskopik düzeyde apoptoz tek tek
hücrelerde ya da küçük hücre kümelerinde
saptanabilir. Olayın hızlı seyrinden dolayı da
görülme olasılığı azalmaktadır.
• Protein kırılması
• DNA kırılması
• Fagositik tanınma
• Normalde sitoplazma kaspaz adı verilen,
inaktif enzimler bulunur
• Kaspazlar aktive olunca, hücre için yaşamsal
öneme sahip, nükleer çatıyı
tutan lamin, hücre iskeletini oluşturan
proteinleri kırarlar
• Kaspazlar ayrıca DNAaz enzimini de
aktive eder
• Apoptotik hücrelerde karakteristik DNA
kırılmaları olur
• Önce DNA 50-300 kilobazlık büyük
parçalara kırılır
• Daha sonra bu parçalar Ca-Mg bağımlı
endonükleaz tarafından kırılarak 180-200
baz çiftinden oluşan oligonükleozomlar
ortaya çıkar
• Apoptotik hücrelerin plazma membranın dış
yüzünde fosfatidil serin denen bir molekül
bulunur
• Bazı apoptoz türlerinde gene dış yüzeyde
adeziv bir molekül olan trombospondin
bulunur
• İşte bu moleküller sayesinde makrofajlar
apoptotik hücreleri kolayca tanır böylece
proinflamatuar maddeler ortamda belirmez
• Apoptoz dejeneratif hastalıklar ve kanser
gibi durumlarda ortaya çıkan bir hücre
ölüm şekli
• Dolayısıyla üzerinde fazla çalışma
yapılıyor
• Apoptozun temel mekanizmaları birçok
canlı türünde ortak
• Caenerhabditis elegans isimli nematod
üzerindeki çalışmalar dikkat çekici
• Apoptotik process başlangıç ve gerçekleşme
olarak iki aşamada düşünülebilir
• Başlangıç aşamasında kaspazlar aktifleşir
• Gerçekleşme aşamasında da enzimler hücre
ölümünü sağlar
• Başlangıç olması için iki yol vardır:
– Ekstrensik (reseptör) yolu
– İntrensik (mitokondri) yolu
• Bu yollar ayrı ayrı gelişebileceği gibi birlikte
de
gelişebilirler
• Hücre yüzeyindeki ölüm reseptörleri, tümör
nekroz faktör denilen bir gruptur
• Bunların sitoplazmik domain adı verilen, protein-
protein interaksiyonu ile
ölüm sinyalini gönderen kısmı var
• En iyi bilinenleri Tip 1 TNF ve bununla ilişkili Fas
adı verilen bir protein, ama
çok daha fazla sayıda reseptör var
• Fas reseptörü ligandı ile birleştiğinde, 3-4 Fas-
Fas ligand molekülü bir araya
gelir ve bir kompleks oluşturur.
• Bu moleküllerinin sitoplazmik kısımları FADD (Fas
associated death
domain) denen yapıyı oluşturur
• FADD , Kaspaz 8-10 gibi molekülleri aktive eder
• Bu aktive olan kaspazlar bir araya gelerek bir
enzimatik kaskad oluşturur
• FLIP denen bir molekül prokaspazlara bağlanarak
onların aktive olmasını
engeller. Bazı viruslar hatta normal hücreler FLIP
molekülüne sahip, bu
sayede kendilerini Fas-ilişkili apoptozdan
koruyabilirler.
• Mitokondrial geçirgenlik artışı ve buna bağlı
proapoptotik moleküllerin sitoplazmaya sızması
• Normalde büyüme faktörleri antiapoptotik
moleküllerin üretimini sağlar
• En iyi bilinen antiapoptotik moleküller arasında
Bcl-2 ailesi ve Bcl-x bulunur. Bunlar normalde
sitoplazmada mitokondri zarınının dışında
bulunur. Ancak büyüme faktörü desteği
kesildiğinde bunlar kaybolur ve onların yerini
Bak, Bax ve Bim gibi proapoptotik moleküller alır
• Mitokondri geçirgenliği artıp sitokrom c
sitoplazmaya sızar ve Apaf-1 denen molekülle
birleşir, ortaya çıkan kompleks kaspazları aktive eder.
• Bcl-2, Bcl-x apaf-1 aktivasyonunu önler
• Normalde hücrelerde antiapoptotik ve proapoptotik
moleküller
arasında bir denge var.
• Bazen intrensik ve ekstrensik yollar birlikte
gerçekleşir. Örneğin,
hepatositlerde fas aktivasyonu Bcl ailesinin
proapoptotik
moleküllerini aktive eder.
1. Uyarılma
2. Kontrol ve regülasyon: Bcl-2 grubu
proteinler
3. Hücre ölümünün gerçekleştirilmesi
4. Ölen hücrelerin ortadan kaldırılması
1. Uyarılma
Membran yoluyla iletilen uyarımlar:
 İncitici etkenler (radyasyon, toksinler,serbest
radikaller)
 Hormon, büyüme faktörü ve sitokinlerin yokluğu
apoptozisi tetikler
 Reseptör-ligand etkileşimi: TNF-TNFR; FAS-FAS
ligand
 Sitotoksik T hücreleri
Hücre içi uyarımlar
 Glukokortikoidler nükleer reseptörlere bağlanarak
lenfositlerde apoptozisi uyarır:immun supresyon
 Bcl-2 proteinleri
 Mitokondriyal permeabilite değişimi Sitokrom c
sitozole geçer apoptozis
 Bcl-2 dış mitokondriyal membran ve nükleus
kılıfında bulunur.
 Bcl-2 grubundaki diğer proteinler Bcl-2
fonksiyonunu düzenler. Bax ve Bad apoptozisi
uyarır, Bcl-xl ise inhibe eder.
 Mitokodri permeabilitesi bu proteinlerin oranına
göre değişir.
 Bcl-2 apoptozisi tetikleyen apaf-1 (apoptoz
öncesi proteaz aktive edici faktör)i
durdurarak apoptozisi engelleyebilir.
 P53 DNA’sı hasarlanmış hücrenin apoptozise
gitmesini sağlar.
Caspase’lar proteaz ve endonükleazları aktive
eder
 Proteazlar hücre iskeleti proteinlerini
 Endonükleazlar transkripsiyon, DNA
replikasyonu ve DNA tamiri ile ilgili nükleer
matriks proteinlerini parçalar.
 DNAse internükleozomal kesilmelere yol açar
 Transglutaminaz etkisi ile proteinler arası
çapraz bağlar ve membranla sarılı apoptotik
cisimlerin oluşması
 Apoptotik cisimlerin yüzeylerinde komşu
hücreler ya da fagositler tarafından
tanınmalarını sağlayan plazma membranında
"phosphatidylserine" ekspresyonu olur
ÖZELİK NEKROZ APOPTOZ
Hücre boyutu Şişme-büyüme Büzülme-küçülme
Nükleus Piknoz-karyoreksis-
karyolizis
Nükleozom boyutunda
bölünme
Plazma membranı Parçalanır Yapısal değişim çapraz
bağlar
Hücre içeriği Enzimatik sindirim, hücre
dışına sızar
Geçirmez apoptotik
cisimler
Yangısal reaksiyon Sık Yok
Fizyolojik-patolojik süreç Daima patolojik Çoğu zaman fizyolojik
DNA hasarına bağlı
patolojik
hucre_zed___nekroz__apopitoz.pptx

More Related Content

What's hot

Polinöropatiler
PolinöropatilerPolinöropatiler
Polinöropatilerfethiisnac
 
ALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONU
ALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONUALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONU
ALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONUBüşra Akıl
 
Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Gebelikte kan uyuşmazlığı
Gebelikte kan uyuşmazlığıGebelikte kan uyuşmazlığı
Gebelikte kan uyuşmazlığısebhul
 
CorticosteróIdes
CorticosteróIdesCorticosteróIdes
CorticosteróIdeslidypvh
 
Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Local Anestezi Teknikleri
Local Anestezi TeknikleriLocal Anestezi Teknikleri
Local Anestezi Tekniklerianttab
 
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleksMi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleksCanan Ağaoğlu
 
File_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptx
File_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptxFile_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptx
File_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptxRezkiPutra7
 
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantıMuhammed Arvasi
 
gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )
gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )
gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 

What's hot (20)

Fmf
FmfFmf
Fmf
 
Polinöropatiler
PolinöropatilerPolinöropatiler
Polinöropatiler
 
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
Parkinson rehabilitasyonu
Parkinson rehabilitasyonuParkinson rehabilitasyonu
Parkinson rehabilitasyonu
 
Cushing Sendromu
Cushing SendromuCushing Sendromu
Cushing Sendromu
 
Seher başaran (1)
Seher başaran (1)Seher başaran (1)
Seher başaran (1)
 
ALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONU
ALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONUALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONU
ALT EKSTREMİTE KIRIKLARI VE REHABİLİTASYONU
 
Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Yenidoğan muayenesi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Gebelikte kan uyuşmazlığı
Gebelikte kan uyuşmazlığıGebelikte kan uyuşmazlığı
Gebelikte kan uyuşmazlığı
 
CorticosteróIdes
CorticosteróIdesCorticosteróIdes
CorticosteróIdes
 
Prostat kanseri
Prostat kanseri Prostat kanseri
Prostat kanseri
 
Hipogonadizm
HipogonadizmHipogonadizm
Hipogonadizm
 
Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Paratiroid (fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Local Anestezi Teknikleri
Local Anestezi TeknikleriLocal Anestezi Teknikleri
Local Anestezi Teknikleri
 
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleksMi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
 
File_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptx
File_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptxFile_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptx
File_Soal_17_158_29_1679304992(1).pptx
 
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
 
gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )
gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )
gebelik-ve-laktasyonda-ilaç-kullanımı (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kırık iyileşmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
pediatrik-tümörler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 

Similar to hucre_zed___nekroz__apopitoz.pptx

Biyokimyafull ozetnot-1
Biyokimyafull ozetnot-1Biyokimyafull ozetnot-1
Biyokimyafull ozetnot-1Sema Atasever
 
Dr. merve atik
Dr. merve atikDr. merve atik
Dr. merve atikMerve Atik
 
Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Demir eksikliği anemisi tip4
Demir eksikliği anemisi tip4Demir eksikliği anemisi tip4
Demir eksikliği anemisi tip4Tolga Plt
 
Sepsis ve Serbest Oksijen Radikalleri
Sepsis ve Serbest Oksijen RadikalleriSepsis ve Serbest Oksijen Radikalleri
Sepsis ve Serbest Oksijen RadikalleriAnış Arıboğan
 
Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk02 Genel Botanİk
02 Genel BotanİkErdi koyun
 
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 

Similar to hucre_zed___nekroz__apopitoz.pptx (9)

Biyokimyafull ozetnot-1
Biyokimyafull ozetnot-1Biyokimyafull ozetnot-1
Biyokimyafull ozetnot-1
 
Dr. merve atik
Dr. merve atikDr. merve atik
Dr. merve atik
 
Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Tümör lizis sendromu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Demir eksikliği anemisi tip4
Demir eksikliği anemisi tip4Demir eksikliği anemisi tip4
Demir eksikliği anemisi tip4
 
Sepsis ve Serbest Oksijen Radikalleri
Sepsis ve Serbest Oksijen RadikalleriSepsis ve Serbest Oksijen Radikalleri
Sepsis ve Serbest Oksijen Radikalleri
 
Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Hücre yaşlanmasi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk
 
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Sok
SokSok
Sok
 

hucre_zed___nekroz__apopitoz.pptx

  • 1.
  • 2.  Hücreler, uyum sağlayamayacakları şiddette stres veya zedeleyici olan etkenler ile karşılaştıklarında hücre zedelenmesi meydana gelir  Hücre zedelenmesinin mekanizması 2 evreye ayrılabilir - Geri dönüşlü hücre zedelenmesi - Geri dönüşsüz hücre zedelenmesi
  • 3.  Oluşan fonksiyonel ve morfolojik değişiklikler hasarlayıcı etken ortadan kalkarsa geri dönüşlüdür  Geri dönüşlü zedelenmenin bulguları; ◦ Oksidatif fosforilasyonda azalma ◦ ATP azalması ◦ İyon yoğunluğundaki değişiklikler ve su alımına bağlı hücresel şişme
  • 4.  İki türde hücre ölümü vardır; ◦ Nekroz ◦ Apoptoz  Ciddi membran hasarı ile lizozomal enzimler hücreyi sindirir ve nekroz oluşur  DNA hasarı gibi durumlarda, membran bütünlüğü bozulmadan nükleer parçalanma oluşur ve apoptoz oluşur
  • 5.  Oksijen yetmezliği (hipoksi)  Fiziksel ajanlar (travma, aşırı sıcak ve soğuk)  Kimyasal ajanlar ve ilaçlar (arsenik, siyanid)  İnfeksiyöz ajanlar  İmmünolojik reaksiyonlar (anaflaktik reaksiyon)  Genetik defektler  Beslenme bozuklukları (protein-kalori eksiklikleri)
  • 6.  Zedeleyici uyarılara karşı hücrenin yanıtı; hasarın türüne, süresine ve ciddiyetine bağlıdır  Hücre zedelenmesinin sonuçları aynı zamanda hasarlanan hücrenin türüne, durumuna ve adaptif yeteneğine de bağlıdır - karbontetrakloridi toksik yan ürünlere dönüştüren hepatik enzimlerin miktarını ve aktivitesini etkileyen genetik değişimler
  • 7.  Zedeleyici uyarıların hücredeki en önemli hedefleri; ◦ Mitokondriyal oksidatif fosforilasyonu ve ATP üretiminde önemli olan aerobik solunum ◦ Hücre membranlarının bütünlüğü ◦ Protein sentezi ◦ Hücre iskeleti ◦ Hücre genetik yapısının bütünlüğü
  • 8. ZEDELEYİCİ ETKEN MEMBRAN HASARI İntrasellüle r Protein yıkımı ve DNA hasarı Plazma membranı Lizozom Mitokondri Hücre ölümü Enerji bağımlı hücre fonksiyonlarının kaybı Hücre elemanlarının enzimatik sindirimi Hücre içeriği kaybı 1 2 3 4
  • 9.  ATP ve ATP sentezinin azalması sıklıkla hipoksik ve kimyasal (toksik) hasarlarda meydana gelir  ATP iki yolla üretilir. En sık yol ADP’nin oksidatif fosforilasyonudur. İkincisi ise glikolitik yoldur (en sık KC de)  Normal ATP miktarının %5-10’undan daha düşük seviyede olması kritik önemi olan çoğu hücresel sistemi etkiler
  • 10.  Plazma membranının enerji bağımlı sodyum pompasınının aktivitesi azalır “Na, K-ATPase”  Hücresel enerji metabolizması değişir: ATPnin ↓ve ADPnin ↑ ile fosfofruktokinaz ve fosforilazlar aktifleşir ve sonuçta anaerobik glikoliz ↑  Glikojen depoları hızla azalır, hücre içi laktik asit ve inorganik fosfat birikimi ile hücre içi pH azalır ve çoğu hücresel enzimin aktivitesi azalır
  • 11.  Ca pompası yetmezliğine bağlı hücre içinde Ca birikir  ER dan ribozomlar ayrılır, polizomlar monozomlara parçalanır ve protein sentezi azalır. Mitokondriyal ve lizozomal membranlardaki irreversibl hasar ile hücre nekroza gider  O2 ve glikozun azalması ile hücreler proteinler yanlış katlanabilir. Böyle katlanan proteinler “katlanmamış protein yanıtı” denilen reaksiyonlara ve sonuçta hücrede hasar ve ölüme yol açar.
  • 12. Mitokondrilerde Oksidatif fosforilasyon  ATP  Sodyum pompası  Anaerobik glikoliz Diğer etkiler Ca++ H2O ve Na+ Girişi K+ çıkışı ER ve Hücre şişmesi Mikrovillus kaybı kabarcıklar  Glikojen Laktik asit ve inorganik fosfat birikimi pH Nükleus kromatini kümelenmesi Ribozomların ayrılması Protein sentezi Lipid birikimi Sitoplazmik eosinofili
  • 13.  Mitokondri hipoksi ve toksinler gibi çoğu zedeleyici uyaranın major hedefidir  Mitokondri sitozolik Ca ↑ sı, oksidatif stresler, fosfolipidlerin yıkımı ve serbest yağ asitleri ile seramid gibi lipid yıkım ürünleri ile hasarlanabilir  Mitokondriyal hasar sonucu; mitokondri iç membranında mitochondrial permeability (MPT) transition –mitokondrial geçirgenlik geçişi- denilen kanallar oluşur
  • 14.  Seçici olmayan bu kanallar başlangıç evrelerinde geri dönüşlü olsa da, süreci başlatan uyarı kesilmediğinde kalıcı duruma gelerek mitokondrial itici gücünün veya potansiyelinin sürdürülmesine engel olur.
  • 15.  Mitokondri zedelenmesine sitokrom C’ nin sitoplazmaya sızması da eşlik edebilir.  Sitokrom C ETZ’nin integral komponentidir  Sitoplazmaya geçtiğinde apoptotik ölüm yolunu tetikleyebilir
  • 16.
  • 17.  Ca iyonu hücre ölümünün önemli mediatörlerinden biridir  Sitozolik serbest Ca miktarı (<0.1 mmol) normalde hücre dışı (1.3 mmol) ile karşılaştırıldığında çok düşük konsantrasyondadır  Hücre içi Ca’un büyük kısmı mitokondri ve ER’da sekestre edilir
  • 18.  Hücredeki Ca miktarı membran ilişkili enerji bağımlı Ca, Mg-ATPase ile düzenlenir  İskemi ve bazı toksinler, hem Ca ‘ um plazma membranından geçişi hemde mitokondri ve ER’ dan Ca salınmasına neden olarak sitoplazmadaki Ca konsantrasyonuna neden olur.
  • 19.  Hücre içi artmış Ca miktarı çoğu enzimin aktivasyonuna neden olur; ◦ ATPaz ◦ Fosfolipaz ◦ Proteaz ◦ Endonukleaz
  • 20. Mitokondri ER *Sitozolik Ca ++ Endonükleaz Fosfolipazlar ATPase Proteaz Fosfolipidler ATP Hücre iskelet proteinlerinin yıkımı Ca++ Ca++ Ca++ ** ** Nükleus kromatin değişikliği Ca++ ** Membran hasarı
  • 21.  Hücre moleküler oksijeni suya indirgeme yolu ile enerji üretirken, az miktarda reaktif oksijen metabolitleri oluşur  Bunların bir kısmı serbest radikaller şeklinde olup, lipid, protein ve nükleik asitleri hasarlandirabilirler ve reaktif oksijen türevleri olarak adlandırılırlar
  • 22.  Serbest radikal üreten ve bunları temizleyen sistemler arasındaki denge oksidatif stresler ile bozulduğunda hücre zedelenmesi oluşur  Serbest radikallerin aracılık ettiği hasarlar; ◦ Kimyasal ve radyasyon hasarı ◦ İskemi-reperfüzyon hasarı ◦ Hücresel yaşlanma ◦ Fagositlerin mikropları öldürmesi
  • 23.  Radyan enerjinin absorbsiyonu (OH ve H serbest radikalleri)  Ekzojen kimyasal ya da ilaçların enzimatik metabolizması (CCl4→CCl3)  Normal metabolik olaylardaki oksidasyon- redüksiyon reaksiyonları (süperoksit, H2O2, OH)  Demir ve bakır gibi geçici metaller (fenton reaksiyonu)  Nitrik oksit (NO)- endotel, makrofaj, nöronlar
  • 24.  Membranların lipid peroksidasyonu (özellikle OH iyonu)  Proteinlerin oksidatif modifikasyonu (sonuçta protein parçalanması)  DNA’da lezyonlar (hücre yaşlanması ve hücrede malign transformasyona yol açan) -timin ile reaksiyon
  • 25.  Antioksidanlar: yağda çözünen vitamin E ve A  Bakır ve demir (transferrin, ferritin, laktoferrin, serüloplazmin)  Enzimler ◦ Katalaz (H2O2) ◦ Süperoksit dizmutaz (süperoksit)-O2 ◦ Glutatyon peroksidaz (H2O2+2GSH GSSG)
  • 26.
  • 27.  Mitokondri, plazma membranı ve diğer hücresel membranlardaki hasara bağlı gelişir  İskemik hücrelerde ATPnin azalması ve kalsiyumun düzenlediği fosfolipazların aktivasyonu ile oluşur  Bakteriyel toksinler, viral proteinler, litik kompleman komponentleri ve çeşitli fiziksel ve kimyasal etkenler de plazma membranında hasara neden olabilir
  • 28.  Mitokondriyal fonksiyon bozukluğu  Membran fosfolipidlerinin kaybı  Hücre iskelet anormallikleri  Reaktif oksijen türevleri  Lipid yıkım ürünleri
  • 29.  Plazma membranındaki hasar ozmotik dengenin kaybına, su ve iyonların aşırı hücre içine alımına ve aynı zamanda protein, enzim, koenzim ve ribonükleik asitlerin kaybına neden olur  Hücrede yüksek enerjili fosfatların belirgin kaybı oluşur
  • 30.  Lizozomal membranların hasarı sonucu lizozomal enzimler sitoplazmaya geçer ve aktive olurlar  Lizozomlar; RNAaz, DNAaz, proteazlar, fosfatazlar, glikozidazlar ve katepsinleri içerirler  Bu enzimlerin aktivasyonu hücre komponentlerinde enzimatik sindirime yol açar
  • 31. O2 Mitokondri fonksiyon bozukluğu Fosfolipid sentezi Sitozolde Ca++ artışı Fosfolipaz aktivasyonu Proteaz aktivasyonu Fosfolipid yıkımı Lipid yıkım ürünleri Fosfolipid kaybı Hücre iskeleti hasarı MEMBRAN HASARI
  • 32. Oksijen Serbest radikalleri İntrasellüler kalsiyum Membran hasarı  ATP mitokondri Lizozom Plazma membranı Enzimatik sindirim Hücre içeriğinin kaybı Proteinlerin parçalanması DNA hasarı Enerji gerektiren hücre fonksiyonlarının kaybı 1 2 3 4 Hücre ölümü
  • 33.  Geri dönüşümlü hücre zedelenmesi bir süre sonra geri dönüşümsüz hale gelir ve sonuçta hücre ölümüne yol açar  Hücre ölümü sıklıkla NEKROZ ile olur
  • 34.  Tüm hücre zedelenmelerinde gözlenen en erken değişiklikler; ◦ ATP üretiminde azalma ◦ Hücre membran bütünlüğünün kaybı ◦ Protein sentezinde defektler ◦ Hücre iskelet hasarı ◦ DNA hasarı şeklinde sıralanabilir
  • 35.  Kalıcı ya da çok şiddetli zedelenmelerde hücrelerde artık geri dönüşümsüz zedelenme oluşur  Biraz önce sıralanan hücresel değişikliklere ek olarak hücre dışı Ca’un hücre içine girmesi ve hücre içi depolardan aşırı Ca salınımı ile enzimler aktive olur ve membranları, proteinleri, ATP ve nükleik asitleri katabolize eder
  • 36.  Geri dönüşsüzlüğün sınırının ne olduğu henüz tam olarak anlaşılamamıştır  Geri dönüşsüzlüğü gösteren 2 önemli özellik vardır; ◦ Mitokondri fonksiyonlarının bozulması; sonuçta oksidatif fosforilasyon ve ATP üretiminin durması ◦ Membran fonksiyonlarının kalıcı olarak bozulması
  • 37.  Geri dönüşümlü olarak hasarlanan hücrede 2 temel patern gözlenir; ◦ Hücresel şişme ◦ Yağlı değişiklik  Hücresel şişme; iyon ve sıvı dengesinin bozulmasına ve plazma membranındaki enerji bağımlı iyon pompalarının fonksiyonlarının bozulmasına bağlıdır
  • 38.
  • 39.  Yağlı değişiklik; hipoksik hasarlarda ve toksik ya da metabolik formdaki çeşitli etkenlerle oluşan hasarlarda meydana gelir  Sitoplazmada küçük ya da büyük yağ vakuolleri şeklinde birikir  Özellikle yağ metabolizması ile ilişkili hepatosit ve myokardiyal hücrelerde gözlenir
  • 40.  Hücresel şişme hasarlanan hücrelerin tüm formlarında oluşan bir değişikliktir  Tüm organda; solukluk, turgorda artış, organ ağırlığında artış görülür  Mikroskopik olarak; sitoplazmada küçük berrak vakuoller görülür= Hidropik değişiklik ya da Vakuoler değişiklik olarak isimlendirilir
  • 41.
  • 42. 1. Plazma membran değişiklikleri: kabarcık oluşumu, küntleşme, mikrovilluslarda distorsiyon, myelin figürler, hücreler arası bağlantıların kaybı 2. Mitokondri değişiklikleri: şişme, seyrelme, küçük fosfolipidten zengin amorf dansitelerin ortaya çıkması 3. ER’da dilatasyon: polizomların ayrılması ve monozomlara dönüşmesi 4. Nukleus değişiklikleri
  • 43.
  • 44.
  • 46.  Yapısal değişiklikler (ciddi mitokondriyal hasara bağlı amorf dansiteler)  Fonksiyonel değişiklikler (membran geçirgenliğinin kaybı)  Bu değişiklikler incitici etken ortadan kalktıktan sonra geri dönmez  Hücre ölümü olarak tanımlanan morfolojik değişiklikler oluşur
  • 48.
  • 49. • Sitoplazmik değişiklikler: – Önce bulanık şişme dönemi – Daha sonra artmış eozinofili – Homojen camsı görünüm – Zamanla sitoplazmada vakuolleşme – Fosfolipid kitleleri (myelin yapı) – Ölen tek hücre ise çevre hücrelerden ayrışıp yuvarlaklaşır, grup ise hücrelerin sitoplazmaları kaynaşabilir
  • 50. – Elektronmikroskopide: • Plazma ve organellerin membranları kesik kesiktir, • Mitokondriler dilate ve içinde büyük amorf yoğun cisimler, • İntrasitoplazmik myelin yapılar, • Denatüre olmuş protein kümeleri
  • 51. • Nükleer değişiklikler: – Karyopiknozis (nükleer küçülme ve bazofili artışı) – Karyoreksis (nükleusun parça parça olması) – Karyolizis (DNAaz aktivitesi) – 1-2 gün içinde nükleus tamamen ortadan kalkacaktır
  • 52.
  • 53.
  • 54. 1. Koagülasyon nekrozu A- Yalın koagülasyon nekrozu B- Kazeifikasyon nekrozu C- Gom nekrozu D- Balmumu (hyalin ya da Zenker) nekrozu E- Mumifikasyon nekrozu (kuru gangren) 2. Erime nekrozu (kollikuasyon ya da likefaksiyon) A- Primer B- Sekonder 3. Enzimatik yağ dokusu nekrozu 4. Travmatik ve başka nedenlerle olan yağ nekrozu 5. Gazlı nekroz (gazlı gangren) 6. Yaş gangren (pütrefaksiyon nekrozu) 7. Fibrinoid nekroz
  • 55. • İnfarktüs bölgelerinde, basilli dizanteride barsak mukozasında, civa zehirlenmesinde böbrek tubuluslarında, asitli maddelerin değdiği dokularda • Makroskopi: kanama olmuşsa koyu kırmızı, olmamışsa soluk, çevreden daha sert, daha sonra ortası yumuşar
  • 56. – Hasara bağlı intrasellüler asidoza bağlı olarak hem yapısal hem de enzim proteinleri denature olur – Böylece tam proteoliz olmaz – Hücrelerin nükleusları kaybolur, ama sitoplazmalar dağılmadığından hücrelerin şekilleri anlaşılır – Koagülasyon nekrozuna en iyi örnek myokard infarktüsüdür, ama daha sonra ortama gelen lökositler nekrotik materyali ortadan kaldırır – Koagülasyon nekrozu, beyin hariç tüm dokularda görülür
  • 57. Normal tüp epiteli Koagülasyon nekrozu
  • 58.
  • 59.
  • 60.
  • 61. – En sık olarak tüberküloz infeksiyonu odaklarında görülür – Makroskopik olarak peynirimsi görünümden dolayı “kazeöz” terimi kullanılır – Mikroskopide parçalanmış, koagulasyon nekrozuna uğramış hücreler görülür – Bu nekrozun çevresinde ise histiyositik hücrelerin çevrelemesi izlenir. Bu yapının hepsi granülom olarak isimlendirilir.
  • 62.
  • 64.
  • 65. – Cerrahi terminolojide sık kullanılır – Genellikle bir ekstremitenin (bacak) uç kısımlarının iskemisine bağlı gelişir – Esmerleşir, mumyaya benzer görümüm aldığından mumifikasyon nekrozu da denir – Aslında görülen yapı bir “koagulasyon” nekrozudur, buna kuru gangren denir – Olayın üstünde bir enfeksiyon gelişirse, likefaksiyon ortaya çıkar, buna da yaş gangren adı verilmektedir.
  • 66. – Bakteriel ve fungal enfeksiyonlarda görülen tipik nekrozdur – Mikroorganizmalar lökositlerin litik aktivitesine neden olurlar – Hücre şekillerinin seçilmediği, visköz akıcı bir eozinofilik boyanan bir alan görülür – Beyinde görülen hipokside de likefaktif nekroz gözlenir
  • 67. – Akut inflamasyon eşlik edince makroskopik olarak, kremsi, sarı,kötü kokulu bir yapı izlenir: Buna “pus” (irin-cerahat) denir – Beyindeki infarktüs ve mikroorganizmaların etkisiyle ortayaçıkanlar “primer”, daha önce koagülasyon nekrozu olanalanlarda lizozomal enzimlerin etkisiyle oluşursa “sekonder” likefaksiyon nekrozu olarak adlandırabiliriz – Örneğin tüberküloz kavernleri sekonder likefaksiyona örnektir
  • 68.
  • 69.
  • 70.
  • 71. – Çok kullanılan bir terim, aslında bir nekroz türü değil – Yağ dokusunun fokal olarak hasarlanmasıdır. – Pankreas inflamasyonunda ortaya çıkan litik enzimlerin etkisiyle batın içinde görülebilir – Açığa çıkan yağ asitleri kalsiyumla birleşir ve “saponification” sabunlaşma denen tebeşirimsi alanlar ortaya çıkar – Cilt altı yağ dokusu, meme gibi alanlarda travmaya bağlı olarak da ortaya çıkabilir
  • 72.
  • 73.
  • 74.  Nekroz alanına saprofit bakterilerin gelmesi ile ortaya çıkar • Bunların etkisiyle anaerobik doku parçalanmaları olur • Kuru gangren bölgesine bakterilerin gelmesi ile de oluşabilir • Pis kokulu, yeşil-siyah renkte erime alanları görülür
  • 75.
  • 76.  Aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak bağ dokusunda ve damar duvarlarında görülen bir nekroz türü • Küçük odaklar halinde olduğundan genellikle sadece mikroskopik bir bulgu • Asidofil homojen bir görünüm var • Bu alanda nekrotik hücreler, değişime uğramış kollajen, immun kompleks çökeltileri, asit mukopolisakkaridler, fibrin ve plazma proteinleri bulunur
  • 77.
  • 78. • En sonunda ortama ulaşan lökositler fagositoz yoluyla nekrotik materyali ortadan kaldırır • Eğer nekrotik kısımlar tam olarak ortadan kalkmaz ise kalsiyum tuzları ve diğer mineraller ortama çöker “distrofik kalsifikasyon” denilen görünüm ortaya çıkar
  • 79. • Embryogenez sırasında – İmplantasyon, – Organogenez – Gelişim sırasındaki involüsyon – Metamorfoz • Erişkinde hormona bağlı involüsyon – Endometrium dokusu – Kastrasyondan sonra prostat atrofisi • Hep çoğalabilen hücre popülasyonlarında – Barsak kript epiteli • Yaşama amacı bitmiş hücrelerin ölümünde – Akut inflamasyonda nötrofiller, immunreaksiyonlarda lenfositler • Kendi organizmasına zararlı lenfositlerin ortadan kaldırılmasında • Sitotoksik T-hücrelerinin neden olduğu hücre ölümünde
  • 80. İleri sekresyon fazında makrofajlarda apoptotik cisimler
  • 82. • Bazı özel hücre hasarı türlerinde – Örneğin radyasyon DNA’da onarılması tehlikeli kırıklar ya da değişiklikler yaptığında– Isı veya hipoksi gibi etkenler düşük dozdaysa apoptoza, yüksek dozdaysa nekroza yol açar – Endoplazmik retikulum üzerine etkiyle proteinlerin hatalı 3 boyutlu şekil alması • Viral hepatit gibi bazı virüs türlerinin neden olduğu hasarlarda • Parankimal organların boşaltıcı duktusları tıkandığında – Pankreas, parotis, böbrek • Tümörlerdeki hücre ölümü • Bazı nekroz olgularına eşlik edebilir
  • 84.
  • 85. • Hücre büzülmesi – Hücre olağandan daha küçük boyuta iner – Sitoplazma koyulaşır – Organeller daha sıkı kümelenir • Kromatin yoğunlaşması – Apoptozun en karakteristik görünümü – Kromatin yoğunlaşarak nükleus membranına kayar, membrana komşu değişik boyut ve şekilde yapılar oluşturur – Nükleus parçalanıp 2 ya da daha fazla alana dönüşebilir
  • 86. • Sitoplazmik bleb ve apoptotik cisimlerin oluşumu – Önce aşırı bir yüzey blebleşmesi – Sonra membran koparak, yeniden küçük apoptotik cisimleri çevreler. Bu cisimlerin için organel kümeleri vardır, bazen nükleus parçaları bulunur ya da bulunmaz • Apoptotik hücre ve cisimlerin fagositozu – Apoptotik cisimler lizozomlarca hızla degrade edilir, komşu sağlıklı hücreler apoptoza uğrayan hücrelerin bulunduğu alana göç eder, gerekirse çoğalırlar
  • 87. • Apoptozda en son evreye kadar plazma membranları sağlam kalır. Bu yargı özellikle fizyolojik apoptoz için doğrudur. • Ancak, bazı hasar verici ajanlar hem apoptoz hem de nekroza yol açabilir. Burada etkenin türü değil şiddeti hücre ölüm türünü belirler. • Işık mikroskopik düzeyde apoptoz tek tek hücrelerde ya da küçük hücre kümelerinde saptanabilir. Olayın hızlı seyrinden dolayı da görülme olasılığı azalmaktadır.
  • 88. • Protein kırılması • DNA kırılması • Fagositik tanınma
  • 89. • Normalde sitoplazma kaspaz adı verilen, inaktif enzimler bulunur • Kaspazlar aktive olunca, hücre için yaşamsal öneme sahip, nükleer çatıyı tutan lamin, hücre iskeletini oluşturan proteinleri kırarlar • Kaspazlar ayrıca DNAaz enzimini de aktive eder
  • 90. • Apoptotik hücrelerde karakteristik DNA kırılmaları olur • Önce DNA 50-300 kilobazlık büyük parçalara kırılır • Daha sonra bu parçalar Ca-Mg bağımlı endonükleaz tarafından kırılarak 180-200 baz çiftinden oluşan oligonükleozomlar ortaya çıkar
  • 91. • Apoptotik hücrelerin plazma membranın dış yüzünde fosfatidil serin denen bir molekül bulunur • Bazı apoptoz türlerinde gene dış yüzeyde adeziv bir molekül olan trombospondin bulunur • İşte bu moleküller sayesinde makrofajlar apoptotik hücreleri kolayca tanır böylece proinflamatuar maddeler ortamda belirmez
  • 92. • Apoptoz dejeneratif hastalıklar ve kanser gibi durumlarda ortaya çıkan bir hücre ölüm şekli • Dolayısıyla üzerinde fazla çalışma yapılıyor • Apoptozun temel mekanizmaları birçok canlı türünde ortak • Caenerhabditis elegans isimli nematod üzerindeki çalışmalar dikkat çekici
  • 93. • Apoptotik process başlangıç ve gerçekleşme olarak iki aşamada düşünülebilir • Başlangıç aşamasında kaspazlar aktifleşir • Gerçekleşme aşamasında da enzimler hücre ölümünü sağlar • Başlangıç olması için iki yol vardır: – Ekstrensik (reseptör) yolu – İntrensik (mitokondri) yolu • Bu yollar ayrı ayrı gelişebileceği gibi birlikte de gelişebilirler
  • 94. • Hücre yüzeyindeki ölüm reseptörleri, tümör nekroz faktör denilen bir gruptur • Bunların sitoplazmik domain adı verilen, protein- protein interaksiyonu ile ölüm sinyalini gönderen kısmı var • En iyi bilinenleri Tip 1 TNF ve bununla ilişkili Fas adı verilen bir protein, ama çok daha fazla sayıda reseptör var • Fas reseptörü ligandı ile birleştiğinde, 3-4 Fas- Fas ligand molekülü bir araya gelir ve bir kompleks oluşturur.
  • 95. • Bu moleküllerinin sitoplazmik kısımları FADD (Fas associated death domain) denen yapıyı oluşturur • FADD , Kaspaz 8-10 gibi molekülleri aktive eder • Bu aktive olan kaspazlar bir araya gelerek bir enzimatik kaskad oluşturur • FLIP denen bir molekül prokaspazlara bağlanarak onların aktive olmasını engeller. Bazı viruslar hatta normal hücreler FLIP molekülüne sahip, bu sayede kendilerini Fas-ilişkili apoptozdan koruyabilirler.
  • 96.
  • 97. • Mitokondrial geçirgenlik artışı ve buna bağlı proapoptotik moleküllerin sitoplazmaya sızması • Normalde büyüme faktörleri antiapoptotik moleküllerin üretimini sağlar • En iyi bilinen antiapoptotik moleküller arasında Bcl-2 ailesi ve Bcl-x bulunur. Bunlar normalde sitoplazmada mitokondri zarınının dışında bulunur. Ancak büyüme faktörü desteği kesildiğinde bunlar kaybolur ve onların yerini Bak, Bax ve Bim gibi proapoptotik moleküller alır
  • 98. • Mitokondri geçirgenliği artıp sitokrom c sitoplazmaya sızar ve Apaf-1 denen molekülle birleşir, ortaya çıkan kompleks kaspazları aktive eder. • Bcl-2, Bcl-x apaf-1 aktivasyonunu önler • Normalde hücrelerde antiapoptotik ve proapoptotik moleküller arasında bir denge var. • Bazen intrensik ve ekstrensik yollar birlikte gerçekleşir. Örneğin, hepatositlerde fas aktivasyonu Bcl ailesinin proapoptotik moleküllerini aktive eder.
  • 99.
  • 100. 1. Uyarılma 2. Kontrol ve regülasyon: Bcl-2 grubu proteinler 3. Hücre ölümünün gerçekleştirilmesi 4. Ölen hücrelerin ortadan kaldırılması
  • 101. 1. Uyarılma Membran yoluyla iletilen uyarımlar:  İncitici etkenler (radyasyon, toksinler,serbest radikaller)  Hormon, büyüme faktörü ve sitokinlerin yokluğu apoptozisi tetikler  Reseptör-ligand etkileşimi: TNF-TNFR; FAS-FAS ligand  Sitotoksik T hücreleri Hücre içi uyarımlar  Glukokortikoidler nükleer reseptörlere bağlanarak lenfositlerde apoptozisi uyarır:immun supresyon
  • 102.
  • 103.  Bcl-2 proteinleri  Mitokondriyal permeabilite değişimi Sitokrom c sitozole geçer apoptozis  Bcl-2 dış mitokondriyal membran ve nükleus kılıfında bulunur.  Bcl-2 grubundaki diğer proteinler Bcl-2 fonksiyonunu düzenler. Bax ve Bad apoptozisi uyarır, Bcl-xl ise inhibe eder.  Mitokodri permeabilitesi bu proteinlerin oranına göre değişir.
  • 104.  Bcl-2 apoptozisi tetikleyen apaf-1 (apoptoz öncesi proteaz aktive edici faktör)i durdurarak apoptozisi engelleyebilir.  P53 DNA’sı hasarlanmış hücrenin apoptozise gitmesini sağlar.
  • 105.
  • 106. Caspase’lar proteaz ve endonükleazları aktive eder  Proteazlar hücre iskeleti proteinlerini  Endonükleazlar transkripsiyon, DNA replikasyonu ve DNA tamiri ile ilgili nükleer matriks proteinlerini parçalar.  DNAse internükleozomal kesilmelere yol açar  Transglutaminaz etkisi ile proteinler arası çapraz bağlar ve membranla sarılı apoptotik cisimlerin oluşması
  • 107.
  • 108.  Apoptotik cisimlerin yüzeylerinde komşu hücreler ya da fagositler tarafından tanınmalarını sağlayan plazma membranında "phosphatidylserine" ekspresyonu olur
  • 109.
  • 110.
  • 111.
  • 112. ÖZELİK NEKROZ APOPTOZ Hücre boyutu Şişme-büyüme Büzülme-küçülme Nükleus Piknoz-karyoreksis- karyolizis Nükleozom boyutunda bölünme Plazma membranı Parçalanır Yapısal değişim çapraz bağlar Hücre içeriği Enzimatik sindirim, hücre dışına sızar Geçirmez apoptotik cisimler Yangısal reaksiyon Sık Yok Fizyolojik-patolojik süreç Daima patolojik Çoğu zaman fizyolojik DNA hasarına bağlı patolojik