SlideShare a Scribd company logo
1 of 62
Download to read offline
Çirkinlik / Güzellik
kıskanılmak, çekicilik, mutluluğu hak etmek
İçeriden - Ece Temelkuran
Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco
Gen - Siddhartha Mukherjee
Sanata Giriş - Selçuk Mülayim
Sanatın Anlamı - Herbert Read
Görme Biçimleri - John Berger
Medya Gerçeği - Noam Chomsky
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - D. Ü. Arıboğan
Homo Deus - Yuval Noah Harari
Yunus Emre’ye selâm - Sabahattin Eyuboğlu
Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin
v. 1 (ilk) ⎘

15
Eyl
2023
62
1 no. 81
v. 2
Çirkinlik
/
Güzellik
v. 1 ⎘
güzel olmak:
belirsiz, kişiye özgü bir karışıma sahip olmak
devinimleriyle -yaptıkları ve yapışı ile- iyi olmak
biraz aykırılık ve kusura sahip olmak
hoşa giden uyum ve ahenge sahip olmak
az-bulunur olmak
çekici olmak
cinsel bakımdan istenir olmak
kıskanılacak durumda olmak
belli standartları taşımak
huzursuzluğu yeniyor gibi olmak
güzel ve güzel olmak ile ilgili alıntılardan yola çıkarak
yazılabilecek tanımlar
güzel - güzel olmayan
İçeriden - Ece Temelkuran
Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco
Gen - Siddhartha Mukherjee
sanat - güzel - insan
etkileme - belirleme - yönlendirme
güzellik ile çoğu zaman yakınlığı olan sanat ‘güzel’ ile ilgili neler söylüyor
fiziksel ve fiziksel olmayan güzellik, güzellik/çirkinlik algısı
Akış:

15
Eyl
2023
62
2
Çirkinlik
/
Güzellik
Sanata Giriş - Selçuk Mülayim
Sanatın Anlamı - Herbert Read
Görme Biçimleri - John Berger
Medya Gerçeği - Noam Chomsky
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
Homo Deus - Yuval Noah Harari
Yunus Emre’ye selâm - Sabahattin Eyuboğlu
Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin
ek olarak
güzellik algımızı etkileyen/belirleyen/yönlendiren/… neler olabilir
Sabite Tur Gülerman / Elvis Presley
alıntılarla özet, kısa bir giriş
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
3
Çirkinlik
/
Güzellik
“güzel kadın olmaktan ziyade "atmosfer mimarı" bir kadın
olmanın daha kıymetli olduğunu”
“Her devirde, filozoflar ve sanatçılar güzellik ile ilgili değişik
tanımlar ortaya koymuşlardır.”
“Genler bize insanlardaki çeşitliliği nasıl sınıflandıracağımızı
veya anlamlandıracağımızı söyleyemez. Bunu çevre söyleyebilir,
kültür söyleyebilir, coğrafya veya tarih söyleyebilir. Bu yanlış
algının dildeki yansımalarını da kolayca görebiliriz. (…) ortamı
değiştirdiğinizde kelimelerin de anlamları altüst olabilir.”
“sanat eserlerinin yapısını inceledikçe onları basit ve açık formüllere
sokmanın ne kadar zor olduğunu görüyoruz. «Hiçbir kusursuz
güzellik yoktur ki ölçülerinde biraz aykırılık olmasın».”
“bir müzede yer alan yağlıboya tablo 250 gr. bile ağırlık
taşımazken külçe altının birkaç yüz misli maddi d
Yemek pişirmekten çocuk yetiştirmeye kadar severek yaptığımız tüm eylemlerimizde, ürettiğimiz her şeyde
güzeli yaratmak da istiyoruz.
Bu o kadar olağan ki tersi anormal olurdu.
Çoğunlukla doğamız gereği yaptığımız şeyler iyiliğimiz için olan şeylerdir de.
Hem güzel olmayı hem de güzel olanı yaratmayı istiyoruz.
hayat/insan v. 2 başlıklı tek sayfalık içerikte, hayatın ve insan olmanın değeri ile alakalı çok güzel iki alıntı
vardı. Hayatı kaybetmenin/yitirmenin yani ölümün kaçınılmaz oluşundaki gibi güzelliğin yok olması daha
doğrusu gençliğin kaybedilmesi/yitirilmesi de bize çeşitli yönlerden ‘ağırlık’ kazandırıyor olabilir. Değer/
kıymet göstermemizi sağlıyor olabilir.
Sadece ‘doz’un konuyu olağanın dışında farklı yerlere taşıyabileceği durumlar olabilir. Kişisel doz kadar belki
de daha önemlisi ‘evrensel doz’dur. Çinlilerin hepsinin aynı anda zıplaması örneği akla gelebilir.
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
7
Çirkinlik
/
Güzellik
kısa bir giriş - 3
« ’Allah kahretsin, eskiden geyik avlar yerdik. Artık avlanamıyoruz, çok çok üzülüyoruz.’ Sanırım şu an kimse
böyle bir şey demiyor. » biçiminde bir ifadem olmuştu.
Benzer şekilde mükemmel olmak, kusursuz olmak (biraz robot ve makina olmak anlamına gelse de veya
cinsiyetlerin arasındaki ayrım silikleşmeye başlasa da - tek tip cinsiyet ‘müşteri’ ya da ‘dişli’) belki de içine
girdiğimiz dönemin Normal’i olacaktır.
Dıt Dıt’ın ne? v. 2 içeriğinde, zor dönemlerde problemlerle başa çıkmak daha da güçleştiğinden kendimizi ve
bütünlüğümüzü korumanın yollarından biri olarak ‘duyarsızlık’ ve ‘umursamazlık’ geliştirebileceğimizi ve tam
da bu dönemlerin bağımlılık oluşumunun zeminini hazırladığı ile ilgili kısımlar vardı.
barometre v. 1 içeriğinde de abartmak ve aşırıya kaçmanın da kişisel bütünlüğümüzü sarsabileceği ile ilgili
kısımlar vardı.
Birbirine neden olan ve besleyen süreçler, sarmala sokabilecek süreçler.
Bizim dışımızdaki etkiler için de; abartmanın olduğu her yerde biraz dikkatli değerlendirmek de fayda
olacağına işaret eden Albert Camus’un Veba adlı romanında verdiği örneği Salgın Postası v. 1 başlıklı içerikte
görebilirsiniz.
⋮
karınca v. 1 başlıklı içeriğe bakabilirisiniz. ⋮
no. 81
v. 2
• Nasıl olursak güzel kadın, güzel erkek oluruz?
• Çağlara, dönemlere, coğrafyaya göre güzellik algısı değişiyor değil mi?
• Hem güzel görünmek isterken hem de güzel/çirkin olanı belirlerken algımızı etkileyen/
değiştiren şeyler var mı?
• Algımızı etkileyen/değiştiren şeyler konuya verdiğimiz önemin ve hassasiyetin dozunu da
belirliyor mu?
• Bu dönemde neredeyse her konuda en iyi olmaya zorlandığımız gibi, güzellik konusunda da
yani güzel olma konusunda da üzerimizde bir baskı hissediyor muyuz?

15
Eyl
2023
62
8
Çirkinlik
/
Güzellik
akla gelen bazı sorular:
kısa bir giriş - 4
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
9
Çirkinlik
/
Güzellik
güzel - güzel olmayan
fiziksel ve fiziksel olmayan güzellik, güzellik/çirkinlik algısı
İçeriden - Ece Temelkuran
Gen - Siddhartha Mukherjee
Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco
no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
İçeriden
Ece Temelkuran
Temelkuran, E., 2006 (ilk basım 2004), İçeriden, 3. Baskı, Everest Yayınları
Kıyıdan Konuşmalar

15
Eyl
2023
62
10
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
İçeriden - Ece Temelkuran
“Kendini geliştirmeye meraklı olanlar, artık dil kurslarına, tenis kurslarına falan değil de başka türlü kurslara
gitmeliler. Tartışma grupları kurulmalı, Rita Hayworth'ın o filmde "Put the blame on mame" şarkısını
söylerken neden aniden striptiz yapmaya başladığını tartışmalı insanlar. Böyle bir ruh halinin Can Yücel'in
"Sidikli Kontes" şiiriyle ilgisi olup olmadığını. Marlene Dietrich'in nasıl olup da diğer kadınlardan daha
güzel görünebildiğini konuşmalı genç kadınlar; böylece belki güzel kadın olmaktan ziyade "atmosfer
mimarı" bir kadın olmanın daha kıymetli olduğunu anlarlar. Humphrey Bogart'ın neden Casablanca'nın
son sahnesinde Ingrid Bergman'la gitmediğini anlamalı insanlar ve bu kadar klas davranabilecek hale
gelebilmek için ne yaralar kazındığını etine. Ya da "Vesikalı Yarim" filminde İzzet Günay ile Türkan Şoray'ın
raflara beraber konserve dizdikleri sahnenin üzerine gidilmeli. Birbirinden çok başka iki insanın
birbirlerine, beraber konserveler bozuluncaya kadar beraber yaşama sözü vermesinin ne dehşet verici bir
cesaret gerektirdiğini iyice anlamalı herkes.” ss. 46-47

15
Eyl
2023
62
11
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
⋮ Bizler devinimi* olmayan ‘heykel’ gibi donmuş varlıklar değiliz. Konuşuyoruz, gülüyoruz, dans ediyoruz, yemek
yapıyoruz, … Yaptıklarımız da, sevgi ve tutku ile değer vererek yapışlarımız da görünüşümüze dahil.
Arabian Nights* filminin başından sonuna kadar muhteşem güzel olan, muhteşem güzel dans eden, herkesin aşık
olduğu Şehrazat’tan bahsedilir. Güzeldir. Bekleriz, bekleriz filmin sonuna kadar dans sahnesi olmaz. Filmin sonunda
bir dans sahnesi olur, ancak film biraz kendi üzerine çöker (neden o muhteşem dansın filmin sonuna saklandığını
da anlarız). Hikayenin sağlam işlenmesi için, diyalogları destekleyen sahnelerin olması gerekirdi. Yine de oldukça
eğlenceli ve keyifli olduğundan, genç erkek oyuncunun başarısından da puanı çok düşük değil.
Şimdi; Şehrazat’ın huyu huy değil, güzel de dans edemiyor, herkes neden ona aşık onu da anlayamıyoruz.
* (John Rawlins - 1942) (imdb puanı: 6.1)

15
Eyl
2023
62
12
Çirkinlik
/
Güzellik
hikayelerimiz, devinimlerimiz - 1
“Çünkü gerçek yaşamda insanın görünüşü ve karakteristik ifadesi, en az durağan etkenler kadar devinimi de temel alır; sanatçının
görevi ise amaçlanan izlenimin yaratılması için gerekli bütün bilgiyi, zamanüstü tek bir bakış açısında özetlemektir.” s. 332
*
⋮ Gerçekler v. 4 bölümünden bu alıntının hangi kitaptan olduğunu öğrenebilirsiniz.
Devinimleri ile büyüyen Anthony Quinn v. 1 içeriğine de bakabilirsiniz.
Akla gelenler
Bizim de hikayelerimiz, rollerimiz ve devinimlerimiz var.
no. 81
v. 2
https://www.youtube.com/watch?v=yGLlrlJ33w8
İlk dakika içinde bu iki kadının dansını izlediğimizde gözümüz soldaki kadına odaklanabilir.
Beğeniler göreceli olmakla birlikte; bu iki kadının birlikte olduğu bir saatlik dans gösterisi olsa; mesleğini
tutku ile yapışı, bunu karşı tarafa hissettirebilmesi ve kendine özgülüğü performansına katan bu kadını yani
yine soldaki kadını izlerdim.
Atmosfer mimarı ‘dansçı’ kadın

15
Eyl
2023
62
13
Çirkinlik
/
Güzellik
hikayelerimiz, devinimlerimiz - 2
Akla gelenler
no. 81
v. 2
Atmosfer mimarı ‘dev’ erkek (Shrek)

15
Eyl
2023
62
14
Çirkinlik
/
Güzellik
hikayelerimiz, devinimlerimiz - 3
Akla gelenler
https://www.youtube.com/watch?v=ri2X0nmDN18
Peri anne kütüphanesindeki kitaplardan örnekler okuyarak devlerin (yani belli standartları1
taşımayanların) masallarda, mutlu hikayelerde2
ve mutlu sonlarında yeri olmadığını Shrek’e söyler.
~ 43:23 dak.
Peri annenin oğlu Yakışıklı ise devinimsiz bayağı ‘muntazam’ görünüyor. Ancak reklamını yaparak
sahneye girdiği ilk andan itibaren Shrek’in elinin daha güçlü olduğunu hissedebiliriz.
1
kime göre, neye göre? kimin çıkarına göre, neyin çıkarına göre?
2 Görme Biçimleri kitabından reklam ile ilgili alıntıları düşünürsek sanki bir şeyleri satın aldığımızda yani onları
kullandığımızda ya da onlara sahip olduğumuzda mutluluğu hak ediyoruz. Örneğin Yakışıklı dudak parlatıcı alıp
kullandığında mutluluğu hak ediyor.
“Kıskanılacak durumda olmak, çekici olmak demektir. Reklamcılık çekicilik üretme sürecidir.”
no. 81
v. 2
Kıskanılmayı istemek kimi zaman güzel olma arzumuza da eşlik edebiliyor.
Feynman’ın önsözü v.1 başlıklı içerikten kıskanmak, haset ile ilgili alıntıları okuyabilir ve ait olduğu kitapları
öğrenebilirsiniz. Aşağıdaki not ile konu hakkındaki kişisel görüşümü yazmıştım.
Feynman fizikçi olarak başarısından dolayı kıskanılabileceği gibi; görünüşü ve tarzı ile kıskanıldığı da muhakkak.
Çapkınlık hikayelerine biyografilerinde rastlayabilirisiniz.
İfadelerinden işini ne kadar değer vererek, severek yaptığını hissedersiniz; belki kıskanmak yerine ‘imrenmek’ daha
yapıcı bir duygu olabilir.
Aşağıdaki kısımdan önce kısaca bilgi verirsem; Feynman’ın belki de şaheser sayılabilecek kitabının önsözünde üzgün
olduğunu hissettiren ifadeleri vardır. Önsözü yazacağı gün de arkadaşı bazı şeyleri ona söylediğine pişman olur …

15
Eyl
2023
62
15
Çirkinlik
/
Güzellik
Not: Burada ve sonraki iki sayfada gerçek anlamda kıskançlık duygusundan bahsediliyor. Bazen senaryolarda perde
önünde ‘kıskançlık’ gibi gösterilen şeylerin perde arkasında daha farklı duygular veya amaçlar olabiliyor.
kıskanmak, kıskanılmak - 1
Akla gelenler
ışınlamayı henüz bulamadığımız gibi “akıl okuma”yı da henüz bulamadık
M. Sands’in iyi niyetini, kötü niyetini, herhangi bir iyi veya kötü niyeti olup
olmadığını da bilemeyiz, emin de olamayız!
Feynman’ın önsözünü yazacağı gün,
M. Sands
daha farklı konuşabilir veya ‘aynı şeyleri daha farklı ifade edebilir miydi?’ bilemeyiz
https://www.nexuspercussion.com'dan
Feynman’ın önsözü v.1 başlıklı içerikten:
no. 81
v. 2
https://www.youtube.com/watch?v=xLHjYYdVqM0
Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı bu filmde baş kadın karakter (F. Girik) dansöz olarak yeni
işinde ilk gününe başlar. İlk gösterisinin ardından diğer bir dansöz parasını çalmakla onu suçlar…

15
Eyl
2023
62
16
Çirkinlik
/
Güzellik
Muhtemelen olan şu: F. Girik hem daha güzel olduğu hem de daha güzel dans ettiği için diğer kadın
onu kıskanır. Kıskanma duygusunun nedeni işini, sahip olduğu bir şeyi kaybetme korkusu iledir. F.
Girik’i hırsızlık ile itham edip onu işten attırır.
Aslında F. Girik’in canlandırdığı kadın karakter de bazı açılardan Şehrazat’a benzer. Bu defa neden
erkeklerin ona aşık olduğunu anlarız. Özellikle … erkeklere … hep evet der her şeyi kabul eder, hep
güler hiç negatif şeyler söylemez… Beyaz atlı prensler gibi gerçekte olamayacak hayali bir karakterdir.
Ama film çok çok güzeldir, bazı sofralarda açıp seyretmek daha da keyiflidir.
kıskanmak, kıskanılmak - 2
Akla gelenler
Parayı kim çaldı? v.1(ilk) başlıklı içerikten:
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
17
Çirkinlik
/
Güzellik
kıskanmak, kıskanılmak - 3
Akla gelenler
https://www.imdb.com/title/tt0067992/
~ 16:00 dak.
“…” ~ ? dak.
“ama herkes beni kıskanıyor”
“…” ~ ? dak.
ödev
Özellikle sarışın çocuğu izleyince hem kıskanmak duygusundan hem de kıskanılmaktan kurtulmak isteyebiliriz. İki ucu da keskin bıçak :)
no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Çirkinliğin Tarihi
Umberto Eco
Eco, U., 2019 (ilk basım 2007), Çirkinliğin Tarihi, 4. Baskı, Doğan Egmont Yayıncılık, Çev.
A. U. Ergün, Ö. Çelik, A. Uysal, E. N. Akbaş, M. Barsbey, K. K. Akbulut, D. Arslan, B. Yılmazcan

15
Eyl
2023
62
18
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
https://www.3minutosdearte.com/en/six-paintings-one-concept/the-series-of-picasso-that-continues-the-guernica/
Bir uzaylı gezegenimize geliyor ve kendini bu resimlerin olduğu sanat galerisinde
buluyor. Etraftakilerin; muhteşem, harika, çok güzeller … şeklindeki beğenilerini
işitiyor. Bu uzaylı ne düşünür, gezegenimizdeki güzel kadın algısı ile ilgili ne düşünür?
Alıntıdan benzer/aynı olarak yazılmıştır.
birazdan okuyacağınız alıntılardan ilhamla:
Güzellik ile ilgili algımızı belirleyebilecek ya da değiştirebilecek başka ne tür şeyler olabilir?

15
Eyl
2023
62
19
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco
“Her devirde, filozoflar ve sanatçılar güzellik ile ilgili değişik tanımlar ortaya koymuşlardır. Onların
tanıklıkları sayesinde, çağlar boyunca estetik düşünceler tarihinin izini sürüp bu tarihi yeniden
kurabiliyoruz. Çirkinlikte durum farklı. Çirkinlik çoğu zaman güzelliğin karşıtı olarak tanımlanmış, ama
kısa, marjinal değişimler dışında çirkinlik üzerine kapsamlı incelemeler hemen hiç yapılmamıştır. Bu
yüzden, güzellik tarihinde bir dizi kapsamlı kuramsal kaynaktan yararlanmak (ve bu kaynaklardan belirli bir
dönemin beğenisini çıkarsamak) mümkün iken, çirkinlik tarihi olsa olsa kendi belgelerini, bir biçimde
"çirkin" olarak algılanmış şeylerin ya da kişilerin görsel ya da sözel tasvirlerinde aramak zorunda kalıyor. s. 8
“Çirkinliğin tarihi ile güzelliğin tarihinin bir başka ortak noktası, bu iki değerin yalnızca Batı uygarlığındaki
serüvenini kayda geçirmekle yetinmek zorunda olmamızdır. Çok eski uygarlıklar ve ilkel denen
topluluklarla ilgili sanatsal buluntular var elimizde, ama bize bu buluntuların nasıl bir his -estetik zevk mi,
huşu mu, yoksa neşe mi- uyandırma amacı güttüğünü söyleyecek kuramsal metinlerden yoksunuz.” ss. 8-10
Aradaki paragraf kitapta verilen görselin aynısı ile beraber sonraki sayfadadır.

15
Eyl
2023
62
20
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco
“Gene de, çirkinlik tarihinin, güzellik tarihiyle bazı ortak özellikleri
var. Her şeyden önce, sıradan insanların beğenilerinin, kendi
dönemlerindeki sanatçıların beğenileri ile örtüştüğünü ancak
varsayabiliriz. Bir uzaylı gelip çağdaş bir sanat galerisine girse,
Picasso'nun resmettigi birçok kadın yüzünü görse ve ziyaretçilerin
bunları "güzel" bulduğunu işitse, yaşadığımız dönemin gündelik
gerçekliğinde, ressamın tasvir ettiğine benzer yüzleri olan
kadınların güzel ve çekici kabul edildiği gibi yanlış bir kanıya
varabilirdi. Oysa bu uzaylı ziyaretçi, bir moda defilesine ya da
Dünya Güzellik Yarışması'na gitse ve başka güzellik örneklerinin
yüceltildiğini görse, görüşünü düzeltebilirdi. Ama bizim için bu
mümkün değil; artık uzak dönemleri ziyaret ederken, ne güzellikle
ne çirkinlikle ilgili sağlamalar yapma olanağımız yok, çünkü o
dönemlerden elimizde kalanlar, yalnızca sanat eserleridir.” s. 8 https://www.pablopicasso.org/the-weeping-
woman.jsp

15
Eyl
2023
62
21
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Gen
Siddhartha Mukherjee
Mukherjee, S., 2018 (ilk basım 2016), Gen, 3. Baskı, Domingo Yayınevi, Çev. Cem Duran

15
Eyl
2023
62
22
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Gen - Siddhartha Mukherjee
“Genler bize insanlardaki çeşitliliği nasıl sınıflandıracağımızı veya anlamlandıracağımızı söyleyemez. Bunu çevre
söyleyebilir, kültür söyleyebilir, coğrafya veya tarih söyleyebilir. Bu yanlış algının dildeki yansımalarını da kolayca
görebiliriz. En yaygın olan genetik varyasyona normal deriz ki bu kelime yalnızca istatistiksel olarak daha fazla
örnekle temsil edileni değil, niteliksel olarak ve hatta ahlaki olarak üstün olanı çağrıştırır. (Merriam-Webster'ın
sözlüğünde "normal" için tam sekiz farklı tanım var. Bunların ikisi "doğal olarak görülen" ve "zihnen ve fiziken
sağlıklı" şeklinde.) Varyasyon nadir olduğunda, buna "mutant" deriz ki bu da "istatistiksel olarak az görülen"
anlamıyla sınırlı kalmaz; aynı zamanda niteliksel olarak aşağı, hatta ahlaken iğrenç olma gibi çağrışımlar barındırır.
Böylece genetik varyasyonların üstüne dilin ayrımcı ifadelerini geçirir, biyolojiyle algılarımızı birbirine karıştırırız. Bir
gen varyantı organizmanın belli bir ortama uygunluğunu azaltıyorsa -Antarktika'da kılsız bir adam- o organizma için
genetik açıdan hasta deriz. Aynı varyant farklı bir ortama uygunluğu artırıyorsa, o organizma için genetik açıdan
üstün deriz. Evrimsel biyoloji ve genetikbilim, bizi bu tür yargıların anlamsız olduğu konusunda uyarır: "Hastalık"
veya "üstünlük" gibi kelimeler, belli bir genotipin belli bir ortamdaki uygunluğunu söyleyebilir sadece; ortamı
değiştirdiğinizde kelimelerin de anlamları altüst olabilir. "Kimse okumazken," diye yazıyor Alison Gopnik, "disleksi
diye bir problem yoktu. İnsanlar avlanırken, dikkatini toplama becerinizdeki ufak bir genetik varyasyon sorun teşkil
etmiyordu. Hatta örneğin avcının birden fazla hedefe aynı anda odaklanmasını sağladığı için belki bir avantaja bile
dönüşmüş olabilir. İnsanların büyük bölümünün lise eğitimi aldığı bir dünyadaysa aynı varyasyon bütün hayatınızı
etkileyen bir hastalığa dönüşebilir." ” ss. 360-361

15
Eyl
2023
62
23
Çirkinlik
/
Güzellik
normal yerine güzel, mutant yerine de çirkin koyarak okursak?
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
24
Çirkinlik
/
Güzellik
normal x mutant
şema:
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
25
Çirkinlik
/
Güzellik
‘kıllı adam’ normal mi mutant mı ?
temsili bir çizim :
Belirginlik açısından kılsız adam yerine kıllı adam seçilerek çizim yapılmıştır.
‘kıllı adam’ güzel mi?
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
26
Çirkinlik
/
Güzellik
sanat - güzel - insan
güzellik ile çoğu zaman yakınlığı olan sanat ‘güzel’ ile ilgili neler söylüyor
Sanata Giriş - Selçuk Mülayim
Sanatın Anlamı - Herbert Read
no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Sanata Giriş
Selçuk Mülayim
Mülayim, S., 1989 (ilk basım 1989), Sanata Giriş, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi Yayınları

15
Eyl
2023
62
27
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Sanata Giriş - Selçuk Mülayim
“3.4. Güzellik Kavramının
İ
zinde
İ
nsanın güzellik hakkındaki düşünceleri öncelikle varlık al
e­
mine bakış tarzıyla ilgilidir. Güzel veya çirkin yargıları,
kişinin içinde bulunduğu kültür dairesi ve düşünce tarihindeki gelişme aşamasına bağlıdır. Görülmekte olan
şekillerin her çağda ve her insana göre farklı değerlendirildiği bir gerçektir. Bu değişkenlikte modalar, ihtiyaçlar
ve kapalı toplumların fazlaca bilinmeyen te
r­
cihleri rol oynamaktadır. Bir şeyi ve aynı zamanda onun şeklini "güzel"
bulmamız için pek çok sebep bulunabilir. Bunlardan ilk akla geleni, bir nesnenin veya şeyin az-bulunur cinsten
olmasıdır. Şöyle düşünelim: Neden sokaktaki herhangi bir kadına g
ö­
re Marilyn Monroe'yu daha güzel buluruz;
bütün kadınlar onun gibi olsalardı acaba onu yine güzel bulurmuyduk; bizi böyle bir kadın figürüne şartlandıran
nedir? Bu soruların cevabını, re
k­
lamlar, türlü tanıtma kampanyaları ve sık sık görüntü alanına getirilen bir kadın
figürünün beynimizde yer etmiş olmasında ar
a­
mak durumundayız. Şurası bir gerçektir ki, böyle bir kadın tip
i­
nin
sadece az bulunur olması beğenilmesi için yeterli sebep değildir. Çünkü her kadın benzersizdir ve tamamen bir
diğer
i­
nin aynısı olan iki kadın yoktur. O halde Monroe'da sıra-dışı olan şey özel şartları taşıyan bir az-
bulunurluluktur. Bu özel şar
t­
ları ise, hoşa giden uyum ve oranları kendi üzerinde toplaması ve bunlara ek olarak
kendine özgü kişiliğini de bu bütüne kat
a­
bilmesidir.
Yukarıdaki örnekleme pekçok kişinin tuhafına gitmiştir. Çü
n­
kü, böylesine beğenilmesine rağmen Monroe bir
sanat eseri d
e­
ğildir. Bazen kibarca "şiir gibi kadın" dendiği olur, ama daha sık olarak erkekler kendi aralarında
konuşurlarken onu, fıstık, lokum, piliç vb. yiyeceklere benzetmeyi tercih ederler. Onun gibiler bir film veya
fotoğraf sanatının güçlü sanat unsurlarıyla de
s­
teklenmedikçe, bir yemeğin lezzetinden öte fazla bir iz
bırakamazlar. Bu anlamda bir damak tadıyla cinsel heyecan ka
y­
nağını kalıcı bir sanat eseriyle eşdeğer tutmak
mümkün değildir. Her ne kadar ender bulunurlarsa da.” ss. 122-123

15
Eyl
2023
62
28
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
“Aynı benzetmeyi, yani az-bulunurluk özelliğini altın külçesi
n­
de de deneyebiliriz. 1 kg. altın az bulunan bir
maden olduğu
n­
dan ve diğer değerlere kolayca dönüştürülebildiğinden yüksek bir değer taşır. Oysa, bir
müzede yer alan yağlıboya tablo 250 gr. bile ağırlık taşımazken külçe altının birkaç yüz misli maddi d
e­
ğer
taşıyabilir. Muşamba üzerine yağlıboya ile yapılan bu re
s­
min malzemesi son derecede sıradandır, ama o resmin
anlatım gücü, içeriği ve insani özü eşsizdir. Sanat dünyasında tarih boyu türlü modalar ve akımlar hep var
olmuştur. Bu akış içinde ayakta kalabilenlerin sayısı pek azdır. O halde, zamanı aşabilenler ha
n­
gileridir, çoğu kez
"klasik" olarak nitelendirilen bu eserlerin yapısında gizlenen, onları dayanıklı kılan nedir? Hep sorulan ve
yüzyıllardır tartışılmakta olan bu sorular tümüyle cevaplandırılmış değildir.
Mimari, heykel, kabartma, minyatür, resim ve hatta takıla
r­
da güzel bulduğumuz şey onların yapılarında taşıdıkları
uyu
m­
dur, şekil ve renklerin toplu etkisidir.
İ
nsan bu etkiyi bir anda ve topluca algılar. Saniyeden daha küçük bir
zaman dilimi içi
n­
de, uzun uzun düşünmeden, ölçüp biçmeden kavranan, bu o
b­
jeye karşı duyulan derin ilgi,
sempati ve heyecanın içinde, hem duygu hem de akıl fonksiyonları hareket halindedir. Tarih boyu güzelliğe konu
olan şeyler değişmiş, bazen akıl bazen duygu ağır basmış, fakat her zaman güzel'e konu olacak biçimleri
yaratmak insanın temel tutkusu olmuştur.” s. 123
Sanata Giriş - Selçuk Mülayim

15
Eyl
2023
62
29
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
“
İ
nsanın "güzel" hakkındaki bilgisi ve duyguları, toplumsal e
v­
rimin bütünlüğü içinde oluşur. Bu bilgi ve duyguyu
günlük y
a­
şam, tarihi koşullar, o günkü toplumsal yapı içinde kendiliğinden oluşturur. Ve kişi bazı şeyleri çirkin,
bazılarını şöyle-böyle, bazılarını da "güzel" bulur.
Eski Yunanlılara göre, dünya uyum doluydu, bu yüzden de güzeldi. Uyum ve güzellik bu estetikte birbirinden
ayrılmaz ka
v­
ramlardı. Ortaçağda ise, yüce ve tanrısal olan değerler öne çıkar ve doğal olarak görsel uyum geri
plana itilir.
İ
nsan vücudu ört
ü­
lür, oranlarını kaybeder. Tanrı'ya ve öteki dünyaya ait olan g
ü­
zeldir. Rönesansta
denge tekrar değişir; büyük hümanistler dinsel güzellik anlayışına karşıdır; yüce olan insandır, ölçü, her yönüyle
insandır. Dünyevi gerçek estetik ideale esas olur. Klasisizm g
ü­
zele, akılcı ve ölçüye dayanan ölçüler getirir.
Önceden sapta
n­
mış akılcı normlara denk düşen şey güzeldir. Bunu izleyen romantik çığır ise, ruhsal olana tekrar
değer kazandırır, akıldan çok ruh ve duygu ön plana çıkar. Daha sonraki gerçekçi sanatta, hiçbir şey
küçümsenmez, en kaba şeyler bile eksiksiz olarak yansıtılır. Çünkü güzel olan budur.
Görülüyor ki, neyin güzel olduğu konusundaki insan yargıl
a­
rı ve beğenileri çağlara göre değişmiştir. (…)” ss. 123-124
Dıt Dıt’ın ne? v. 2 başlıklı içerikte buradaki alıntılar verilmiştir/geçmiştir.
⋮
Sanata Giriş - Selçuk Mülayim

15
Eyl
2023
62
30
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
“Yukarıdaki örnekleme pekçok kişinin tuhafına gitmiştir. Çü
n­
kü, böylesine beğenilmesine rağmen Monroe bir sanat eseri
d
e­
ğildir. Bazen kibarca "şiir gibi kadın" dendiği olur, ama daha sık olarak erkekler kendi aralarında konuşurlarken onu,
fıstık, lokum, piliç vb. yiyeceklere benzetmeyi tercih ederler. Onun gibiler bir film veya fotoğraf sanatının güçlü sanat
unsurlarıyla de
s­
teklenmedikçe, bir yemeğin lezzetinden öte fazla bir iz bırakamazlar. Bu anlamda bir damak tadıyla cinsel
heyecan ka
y­
nağını kalıcı bir sanat eseriyle eşdeğer tutmak mümkün değildir. Her ne kadar ender bulunurlarsa da.”
İlk basımı 1989 yılında yapılan bu kitapta; yukarıdaki alıntıda biraz haksızlık yapılmış olabilir mi? En azından şu dönemde
sinema camiasına baktığımızda Marilyn Monroe için yine benzer şeyler düşünebilir miyiz?
Bir akşam eski bir film seyrediyorduk;
Kadınların ve erkeklerin katıldığı davet sahnesinde, erkek oyuncu yanında bir kadınla sohbet ortamına katıldı. Aniden
sahnenin ışığı/görkemi değişti. Küçük bir rolü olan Marilyn Monroe imiş. Önce sahnedeki enerji değişimini
hissediyorsunuz, sonra henüz ünlü olmadan önceki Monroe olduğunu anlıyorsunuz. ‘Star’ ışığı denilen şey bu belki de.
Diferansiyel denklem çözmesi ya da ekonomik analiz mi yapması gerekiyordu. Yaptığı oyunculuk-show karışımı bir şeydi,
bunu gayet de iyi yapıyor gibiydi. O dönemde donanımı olan kişiler zaten o işi yapmazdı, şu an ise neredeyse tüm
meslekler yanına -oyunculuk-show da istiyor.
Şu da aklıma geliyor.
Birkaç yıl önce çeşitli uzmanların katıldığı bir film üzerinden tartışılan konusu olan seminer vardı. Scarlett Johansson da
filmde rol alanlardan biriydi. Uzmanlardan yaşça en büyük olanı, hiç yeri ve gereği yok iken 3-5 defa oyuncunun adını
anarak bazı şeyler söyledi. Aklıma o seminer geldi. Konu Scarlett Johansson veya diğer oyuncular değildi.

15
Eyl
2023
62
31
Çirkinlik
/
Güzellik
Akla gelenler
no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Sanatın Anlamı
Herbert Read
Read, H., 1974 (ilk basım 1931, düz. 1968), Sanatın Anlamı, 2. Baskı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
Çev. Güner İnal, Nuşin Asgari

15
Eyl
2023
62
32
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Alıntılarla ilgili notlar
“sanatın en basit ve kullanılan tanımı hoşa giden biçimler yaratmak gayretidir. Bu biçimler bizim
güzellik duygumuzu okşar ve güzellik duygumuzu okşayan da duyularımız arasındaki biçim
bağlantılarının birliği veya ahengidir. ”
“Güzellik kavramını müphem, çok defa aldatıcı belirtiler gösteren ve tarih boyunca durmadan
değişen bir olay”
“sanatın çok defa güzellikle ilgisi olmadığını görürüz”
“sanat eserlerinin yapısını inceledikçe onları basit ve açık formüllere sokmanın ne kadar zor
olduğunu görüyoruz. «Hiçbir kusursuz güzellik yoktur ki ölçülerinde biraz aykırılık olmasın»”

15
Eyl
2023
62
33
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Sanatın Anlamı - Herbert Read
“1. «Sanat» kelimesi dar anlamıyla daha çok «plastik» veya «görsel» (visual) dediğimiz sanatlara bağlanır, fakat
aslında edebiyat ve mûsiki sanatlarını da içine almalıdır. Bütün sanatların bazı ortak özellikleri vardır; bu yazının
konusu yalnız plastik sanatlardır, fakat araştırmamıza bütün sanatları içine alan bir tanımla başlamak en doğrusu
olacak.
Bütün sanatlarda musiki haline gelme isteği olduğunu ilkin Schopenhauer söylemiştir, bu düşünce sık sık
tekrarlanmış ve birçok anlaşmazlıklara yol açmıştır, bununla beraber Schopenhauer'in sözü büyük bir gerçeği ortaya
koymuş oluyor. Schopenhauer müziğin soyut özelliklerini düşünüyordu; müzikte, belki yalnız müzikte araya başka
amaçlarla kullanılan bir ifade vasıtası girmeksizin sanatçı dinleyiciye doğrudan doğruya hitap edebilir. Mimar
sanatını başka işlere de yarayan binalarla ifade etmelidir. Şair günlük konuşmalarda geçen kelimeleri kullanmak
zorundadır. Ressam çok defa görülen dünyanın resmiyle kendini anlatır. Sadece besteci hoşa gitmekten başka bir
amacı olmaksızın kendi iç dünyasıyla bir sanat eseri yaratmakta tamamen serbesttir. Fakat bütün sanatçılarda aynı
istek vardır: hoşa gitmek isteği; sanatın en basit ve kullanılan tanımı hoşa giden biçimler yaratmak gayretidir. Bu
biçimler bizim güzellik duygumuzu okşar ve güzellik duygumuzu okşayan da duyularımız arasındaki biçim
bağlantılarının birliği veya ahengidir.
2. Genel bir sanat teorisi şu düşünce ile başlamalıdır: insan, duyularının önüne konan şeylerin biçimine, yüzeyine ve
klitlesine göre davranır. Eşyanın biçim, yüzey ve kütlesinin belli ölçülere göre düzenlenmesi hoşumuza gider, böyle
bir düzenin eksikliği ise ilgisizlik ve hatta büyük bir sıkıntı ve tiksinti verir. Güzellik duygusu hoşa giden bağlantılar
duygusudur. Çirkinlik duygusu da bunun tersidir. Bazı insanlar eşyanın fizik görünüşündeki ölçülerin tamamen
farkında olmayabilirler. Bazıları nasıl renk körü ise diğerleri de biçim, yüzey ve kütle bakımından kör olabilirler. Fakat
renk körleri ne kadar azsa eşya görünüşünün farkında olmayanların da o kadar az olması akla yakındır. Bu insanları
henüz gelişmemiş saymak daha doğru olur.” ss. 17-18

15
Eyl
2023
62
34
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Sanatın Anlamı - Herbert Read
“3. Güzellik için yapılan tanımlar en aşağı bir düzine kadardır, fakat tek mühim olan bahsetmiş olduğum fizik
tanımdır. (Güzellik duyularımız arasındaki biçim bağlantılarının birliğidir) ve bu temele dayanarak kuracağımız bir
sanat teorisi herhangi bir sanat teorisinin gerektirdiği derecede geniştir. Fakat belki de daha başlarken güzellik
kavramının pek bağıntılı oluşu üzerinde durmak yerinde olur. Geriye sanatın güzellik ile mutlak bir bağıntısı
olmadığını söylemek kalıyor. Sadece Yunanlıların kurduğu ve Avrupada klasik gelenek ile devam ettirilen güzellik
kavramını kabul edersek, bu söz akla yakın olur. Güzellik kavramını müphem, çok defa aldatıcı belirtiler gösteren ve
tarih boyunca durmadan değişen bir olay olarak kabul etmek bence en doğrusudur. Sanat bütün bu belirtileri içine
almalıdır ve bir sanat öğrencisinin ciddiliği kendi güzellik duygusu ne olursa olsun; diğer devirlerdeki diğer insanların
duygularının gerçek belirtilerini sanat sahasına kabul edebilmesiyle anlaşılır. Onun için primitif, klasik ve gotik aynı
derecede ilgi çekicidir, ve o, zaman zaman değişen güzellik duygusunun değerlerini kıymetlendirmekten çok, her
devrin gerçek ve sahtesini ayırmaya çalışmalıdır.
4. Sanat hakkındaki anlaşmazlıkların çoğu sanat ve güzellik kelimelerinin kullanılışındaki sebatsızlıktan ileri gelir. Tek
sebat ettiğimiz bir şey varsa o da bu kelimelerin yanlış kullanılmasıdır denebilir. Öteden beri şöyle düşünürüz : Her
güzellik sanattır veya her sanat güzelliktir. Güzel olmayan sanat değildir. Çirkinlik olan yerde sanat yoktur. Sanat ve
güzelliği böylece bir saymamız sanatı değerlendirmede çektiğimiz güçlüklerin asıl sebebidir ve genel olarak güzellik
karşısında kesin bir duyuşu olanlarda bile, sanatın güzellik olmadığı yerlerde bu düşünüş şuuraltı bir engel haline
gelir. Çünkü sanatın güzellik olması şart değildir: Bunu nekadar sık ve ulu orta tekrarlarsak yeridir. Bu meseleye ister
tarihi (sanatın geçen yüzyıllardaki durumunu düşünerek), ister toplumsal (sanatın bütün belirtileriyle bugünkü
dünyadaki durumunu düşünerek) bir açıdan bakalım, sanatın çok defa güzellikle ilgisi olmadığını görürüz.” ss. 18-19

15
Eyl
2023
62
35
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Sanatın Anlamı - Herbert Read
Devam eden paragraf

15
Eyl
2023
62
36
Çirkinlik
/
Güzellik
“5. Söylemiş olduğum gibi güzelliğin en genel ve basit tanımı hoşa giden şey olmasıdır; böylece insanlar yemeği,
koku almayı ve diğer fizik duyguları da sanat olarak kabul etmeğe sürüklenmiş olurlar. Bu teorinin saçmalığının
kolayca gösterilebilmesine rağmen bütün bir estetler okulu buna dayanmakta ve hatta son zamanlara kadar bu okul
başta gelmekteydi. Bugün bu okulun yerine Benedetto Croce'ye dayanan bir estetik teorisi geçmiştir, ve bu teori bir
eleştirme yağmuruna tutulmasına rağmen, genel doktrini daha önceki teorilerden çok daha aydınlatıcı olmuştur. Bu
doktrine göre sanatı sezgi olarak tanımlamak en doğru yoldur. Güçlük «sezgi» ve «lirizm» gibi belirsiz terimlere
dayanan böyle bir teorinin uygulanmasındadır. Fakat hemen görüyoruz ki bu teferruat ve geniş sanat teorisi
«güzellik» kelimesi olmaksızın yürüyebiliyor.
6. Gerçekten güzellik kavramının tarihteki yeri pek geniş değildir. Bu kavram Yunanda doğuyor ve belli eski bir hayat
felsefesinin tohumu oluyor. Bu felsefe aslında antropomorfik bir felsefeydi; bütün insan değerlerini yükseltiyor ve
tanrıları sadece büyük ölçüde insanlar olarak görüyordu. Gerek sanat gerekse din tabiatın ve bilhassa tabiatın en
yüksek noktası olan insanın yüceltilmesiydi. Klasik sanatın örneği Belvedere Apollon'u veya Melos Afrodit’idir- bunlar
insanlığın mükemmel veya ideal örnekleri, mükemmel biçimli, mükemmel ölçülü, saf ve asil; tek kelimeyle
güzeldirler. Bu güzellik tipi Romaya geçti ve Rönesans'da yeniden canlandırıldı. Biz hala Rönesans geleneğini devam
ettiriyoruz ve bizim için güzellik, günlük hayatımızın gereklerine yabancı, uzak bir ülkenin eski insanlarının yarattıkları
bir ideal insan tipine sıkı sıkıya bağlıdır.” ss. 19-20
no. 81
v. 2
Sanatın Anlamı - Herbert Read
“Belki bu anlayış bir ideal olarak diğerleri kadar değerlidir, fakat bunun kabul edilmesi mümkün birkaç idealden
sadece biri olduğunu anlamamız gerekir. Bu ideal, insandan çok tanrıya çevrili, zihni ve hayat dışı, soyut Bizans
idealinden farklıdır. Bir idealden çok belki de bir yatıştırma, amansız ve esrarlı dünyaya karşı bir korku ifadesi olan
Primitif idealden farklıdır. Soyut, insan dışı ve metafizik olmasına rağmen zihnîden çok işgüdüsel olan Doğu
idealinden de farklıdır. Fakat düşünüş tarzımız o kadar kelimelere bağlıdır ki bu «güzellik» kelimesini bile çoğu
zaman boşuna sanatta ifadesini bulan bütün ideallere uydurmağa çalışıyoruz. Kendi kendimize karşı dürüst
davranacak olursak kelimeleri yanlış kullanmaktaki suçumuzu ergeç anlarız. Bir Yunan Afroditi, bir Bizans madonnası,
Yeni Gine veya Fildişi sahilinden vahşi bir idol, bütün bunlar bu klasik güzellik anlamına girmez. Hatta kelimelere
kesin bir anlam vermek gerekirse idollerin güzel olmadığını veya çirkin olduğunu itiraf etmek zorunda kalırız. Fakat
güzel veya çirkin bütün bu saydıklarımıza sanat eseri demeye hakkımız vardır.
7. Kabul etmeliyiz ki sanat, belli bir tek idealin plastik ifadesi değildir. Sanatçının plastik bir biçim verebildiği
herhangi bir idealin ifadesidir; Hernekadar ben sanat eserinde bazı biçim kuralları veya ahenkli bir yapı olduğunu
düşünüyorsam da, bu mesele üzerinde fazla durmak istemiyorum, çünkü içten ve kendiliğinden bir çağrı olmakla
değer kazanan sanat eserlerinin yapısını inceledikçe onları basit ve açık formüllere sokmanın ne kadar zor olduğunu
görüyoruz. «Hiçbir kusursuz güzellik yoktur ki ölçülerinde biraz aykırılık olmasın». Bunu bir Rönesans moralisti bile
biliyordu.” ss. 20-21
Bütünlüğü bozmamak için ilk yedi maddenin tamamı verilmiştir.

15
Eyl
2023
62
37
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
38
Çirkinlik
/
Güzellik
etkileme - belirleme - yönlendirme
güzellik algımızı etkileyen/belirleyen/yönlendiren/… neler olabilir
Görme Biçimleri - John Berger
Medya Gerçeği - Noam Chomsky
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
Homo Deus - Yuval Noah Harari
no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Görme Biçimleri
John Berger*
Berger, J., 1986 (ilk basım 1972), Görme Biçimleri, Metis Yayınları, Çev. Yurdanur Salman
* Kitap John Berger, Sven Blomberg, Chris Fox, Michael Dibb, Richard Hollis tarafından hazırlanmı
ş
tır.

15
Eyl
2023
62
39
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Alıntılarla ilgili notlar
Buradaki alıntılar, reklam v. 1 başlıklı içerikten seçilmiştir. Konu ile ilgili fikir vereceğinden oradaki diğer alıntıları; daha da iyisi kitabı
edinerek ilgili bölümün ve kitabın tamamını görselleri ile birlikte okumanız önerilir. Belgesel metninden hazırlandığı için görece rahat
anlaşılabilir bir kitap denebilir.
“Reklam, yüzeysel görünüşü değişmiş, bunun sonucu olarak kıskanılacak duruma gelmiş insanları
göstererek bizi bu değişikliğe inandırmaya çalışır. Kıskanılacak durumda olmak, çekici olmak demektir.
Reklamcılık çekicilik üretme sürecidir.”
“Reklamlarla her birimize bir nesne daha satın alarak kendimizi ya da yaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir.”
“Seyirci alıcının, ürünü edindiği zaman erişeceği durumuna bakarak kendini kıskanması beklenir. O ürünle,
başkalarının kıskanacağı bir nesne durumuna dönüştüğünü düşünmesi amaçlanır. Bu kıskançlık, onda
kendini beğenme duygusunu güçlendirecektir.”
“Çekicilik çağımızda yaratılmış bir şeydir. Yağlıboya resmin çok tutulduğu zamanlarda çekicilik diye bir
kavram yoktu.
“Reklamlarda bir tür ürünün, bir firmanın öbürüyle yarıştığı doğrudur; ne var ki her reklam imgesinin öbürünü
güçlendirdiği, hızlandırdığı da doğrudur. (…) Reklamlarda şu kremle bu krem, şu arabayla bu araba arasında bir
seçme yapmaya çağrılırız; oysa dizgesel olarak ele alındıklarında reklamlar bir tek şeyi önerir her zaman.
Reklamlarla her birimize bir nesne daha satın alarak kendimizi ya da yaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir.
Aldığınız bu yeni nesne der reklam, sizi bir bakıma daha zenginleştirecektir -aslında o nesneyi almak için para
harcayarak biraz daha yoksullaşacak olsanız bile!” s. 131
“Reklam, yüzeysel görünüşü değişmiş, bunun sonucu olarak kıskanılacak duruma gelmiş insanları göstererek bizi bu
değişikliğe inandırmaya çalışır. Kıskanılacak durumda olmak, çekici olmak demektir. Reklamcılık çekicilik üretme
sürecidir.” s. 131
“(…) Reklam hiçbir zaman bilinen bir zevkin alıcıya yeniden tattırılması olamaz. Reklam hep gelecekteki alıcıya
seslenmek zorundadır. Alıcıya satmaya çalıştığı ürünle ya da olanakla çekicilik kazanmış olan kendi imgesini yansıtır.
Bu imgeyle alıcıda, kendisinin gelecekte olabileceği durumu özleten bir kıskançlık uyandırır. Bu kıskanılası Ben’i
yaratan nedir öyleyse? Başkalarının duyduğu kıskançlıktır elbette. Reklam nesneleri değil toplumsal ilişkileri amaçlar.
Reklam, zevk değil mutluluk vadeder bize: dışardan, başkalarının gözüyle görülen bir mutluluk. Kıskanılmanın
getirdiği bu mutluluk da çekicilik yaratır.” s. 132

15
Eyl
2023
62
41
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Görme Biçimleri - John Berger
“Seyirci alıcının, ürünü edindiği zaman erişeceği durumuna bakarak kendini kıskanması beklenir. O ürünle,
başkalarının kıskanacağı bir nesne durumuna dönüştüğünü düşünmesi amaçlanır. Bu kıskançlık, onda kendini
beğenme duygusunu güçlendirecektir. Bunu başka türlü de anlatabiliriz: reklam imgesi alıcıdan, aslında onun
kendisine karşı duyduğu sevgiyi çalar; sonra da bu sevgiyi ona, alacağı ürünün fiyatına yeniden satar.” s. 134
“
Bütün reklamlar huzursuzluk duygusunu işler. Her şey paraya dayanır; parayı ele geçirmek huzursuzluğu yenmek
demektir.
Reklamın dayandığı temel huzursuzluk şu korkudan doğar: Hiçbir şeyin yoksa sen de bir hiç olursun.
“(…) Reklamlarda anlatılan masallara bakılırsa, para harcama gücü olmayanları gerçekten kimse sevmez. Para
harcama gücü olanlarsa sevilir.” s. 143
“Her türlü ürünü ya da hizmeti satabilmek amacıyla reklamlarda cinselliğe gittikçe daha çok başvuruluyor. Ne var ki
bu cinsellik hiçbir zaman kendi başına, özgür bir cinsellik değildir. Cinsellikten daha büyük bir şeyin, yaşarken
istediğimiz her şeyi ele geçirebileceğimiz güzel bir yaşamın simgesidir. Satın alabilecek durumda olmak cinsel
bakımdan istenir olmakla eşitlenir. Bazan bu yukardaki Barclays Bankası reklamında gördüğümümüz gibi apaçık
verilen bir mesajdır. Ama çoğu zaman gizlenir mesaj: bu ürünü satın alabiliyorsanız sevilen birisi olacaksınız.
Alamıyorsanız sevilmeyeceksiniz.
(…) Bu nesneyle çekici olacaksınız. Bu çevrede tüm ilişkileriniz mutlu, pırıl pırıl olacak.” s. 144
“Çekicilik çağımızda yaratılmış bir şeydir. Yağlıboya resmin çok tutulduğu zamanlarda çekicilik diye bir kavram
yoktu.
İ
ncelik, şıklık, güçlülük gibi nitelikler buna benzeyen ama temelde çok değişik bir şey oluşturuyordu.” s. 146

15
Eyl
2023
62
42
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Medya Gerçeği
Noam Chomsky

15
Eyl
2023
62
43
Çirkinlik
/
Güzellik
Chomsky, N., 1993 (ilk basım 1989), Medya Gerçeği, Tüm Zamanlar Yayıncılık, Çev. Abdullah Yılmaz
no. 81
v. 2
Medya Gerçeği - Noam Chomsky
“Bu kitabı oluşturan beş bölüm, Kasım 1988'de CBC (C
a­
nadian Broadcasting Corporation) radyosunda verdiğim 1988 Massey
derslerinin değişik versiyonlarıdır. Bu dersler, modern çağın en ileri demokratik sistemlerinin işleyişiyle, özellikle de düşüncenin
ve anlayışın, ülke içindeki ayrıcalıklı kesimlerin çıkarları doğrultusunda şekillenişiyle ilgili belirli sonuçları o
r­
taya koymaktadır. Bu
beş bölümün arkasında, tartışmanın sürekliliğini bozmasın diye asıl metinden ayrılmış, aslında değinilen noktalardan bazılarını
daha fazla açan uzun dipnotlar olarak tasarlanmış ekler yer almaktadır. Her bölüm için alt kısımlara ayrılmış bir ek vardır. Her alt
kısım, metin içerisinde eklentisini oluşturduğu parçayla birlikte düşünülmüştür. Bu ekler yalnızca bir örnek sayılmalıdır.
Referansların gösterdiği gibi, metinde ve eklerde ele alınan bazı konular başka yerlerde daha ayrıntılı olarak irdelenmiştir ve bu
konuların pek çoğu ciddi araştırma projelerini haketmektedir.
Gündeme gelen sorunların kökleri Batı sanayi toplumlarının yapısında yatmaktadır ve doğdukları andan itibaren tartışmalara
konu olmuşlardır. Kapitalist demokrasilerde iktidarın odağı konusunda belirli bir anlaşmazlık bulunmaktadır. Bir d
e­
mokraside ilke
olarak yöneten halktır. Ne var ki, yaşamın temel alanlarında karar verme yetkisi özel ellerdedir ve bu durum bütün toplum
düzeninde geniş kapsamlı etkiler doğurma
k­
tadır. Söz konusu anlaşmazlığı çözmenin yollarından birisi, demokratik sistemi
yatırımlara, çalışma yaşamının örgütlenmesine vb. kadar genişletmek olacaktır. Bu da köklü bir to
p­
lumsal devrimi meydana
getirecek ve en azından kanımca, d
a­
ha önceki çağın politik devrimlerini tamamlayıp, bu de
v­
rimlerin dayandığı özgürlükçü
ilkelerin bazılarını yaşama geçirecektir.
İ
ktidar odağı konusundaki anlaşmazlığı g
i­
dermenin başka bir yolu halkın, devletin ve özel
kesimin ye
t­
kisine müdahale etmesine son vermek olabilir ve bazen böyle olmaktadır. İleri sanayi toplumlannda bu problem, tipik
biçimde, somut içeriği olmayan sözde önlemlerle ve politik yapılara asla dokunmadan çözülmeye kalkışılmaktadır. Bu görevin
büyük bölümünü ise, düşünce ve tutumları kabul edilebilir sınırlar içerisinde kanalize eden, böylece yerleşik ayrıcalıklarla
otoriteye her türlü meydan okuyuşu, şekillenip kuvvet toplayabilmesinden önce savuşturan ideolojik kurumlar üstlenmiştir. Bu
görevi yürütmenin pek çok yönü ve unsuru vardır. Ben asıl olarak tek bir yönün, elit entelektüel kültürün ulusal medyayla ve
bununla bağlantılı unsurlar aracılığıyla yürüttüğü düşünce denetiminin üzerinde duracağım.
Kanımca bu konularda çok az araştırma yapılmaktadır. Kişisel duygum o yöndedir ki, demokratik toplumların yur
t­
taşları
kendilerini manipülasyon ve denetimden korumak ve daha anlamlı bir demokrasinin temelini atmak üzere bir e
n­
tellektüel
özsavunma biçimi geliştirmelidirler. Gerek bu kitabı, gerekse kitap boyunca değinilen diğer yapıtların büyük bölümünü motive
eden kaygı budur.” ss. 9-10 (Önsöz)

15
Eyl
2023
62
44
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri
Deniz Ülke Arıboğan
Arıboğan, D. Ü., 2001 (ilk basım 2001), Globalleşme Senaryosunun Aktörleri, Der Yayınları

15
Eyl
2023
62
45
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
46
Çirkinlik
/
Güzellik
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
47
Çirkinlik
/
Güzellik
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
48
Çirkinlik
/
Güzellik
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
49
Çirkinlik
/
Güzellik
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
50
Çirkinlik
/
Güzellik
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
51
Çirkinlik
/
Güzellik
Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan
no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Homo Deus
Yuval Noah Harari
Harari, N. H, 2016 (ilk basım 2016), Homo Deus, 3. Baskı, Kolektif Kitap, Çev. Poyzan Nur Taneli

15
Eyl
2023
62
52
Çirkinlik
/
Güzellik
yarının kısa bir tarihi
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
53
Çirkinlik
/
Güzellik
Homo Deus - Yuval Noah Harari
“
Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor.
İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu
bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın
bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor.
Homo sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında
döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inandı?
İnsanı inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının
tümünden ayıran yüksek zekası ve kudreti dışında herhangi bir
alametifarikası var mı?
Tarih boyunca benzeri görülmemiş kazanımlar elde etmemize
rağmen mutluluk seviyemizde neden kayda değer bir artış olmadı?
"Tüm bunları anlamak için tek yapmamız gereken geriye dönüp
bakmak ve Homo sapiens'in aslında ne olduğunu, hümanizmin nasıl
dünyaya hakim bir din haline geldiğini ve hümanizm rüyasını
gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu
getireceğini incelemektir. İşte bu kitabın temel meselesi budur.”
” Arka kapaktan
arka kapak:
no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
54
Çirkinlik
/
Güzellik
ek olarak
Sabite Tur Gülerman / Elvis Presley
Yunus Emre’ye selâm - Sabahattin Eyuboğlu
Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin
no. 81
v. 2
https://www.youtube.com/watch?v=7nxFpHnsa68
Bu eseri sanatçıyı görmeden de keyifle dinleyebiliriz. Hatta tüm odağımız da eser ve eseri icra eden bu muhteşem ses olur.
https://insanvesanat.wordpress.com/2011/06/02/eristi-nevbahar-eyyami-nedim/

15
Eyl
2023
62
55
Çirkinlik
/
Güzellik
https://www.youtube.com/watch?v=LGwO2BaDJQc
Sabite Tur Gülerman
Elvis Presley
Elvis Presley çok yakışıklı olmasaydı da onu yine hayran kalarak dinlerdik.
no. 81
v. 2
Sabite Tur Gülerman’ı ilk dinlediğimde muhteşem bir ses ve eser deyip daha önce hiç duymamış olduğuma
üzüldüm. Kayıttan dolayı bazı kelimeleri anlayamadığımı zannettim. Sonra biraz araştırınca eski bir eser için yapılan
beste olduğunu öğrendim.
Belki de tüm kültürlerde saray/halk arasında dil de dahil olmak üzere farklar/uçurumlar olmuştur.1 Sefahat dönemi
eseri olsa da bu şarkıyı sadece bizler, yani bu kültürün içinde yaşamış olanlar güzel ve tanıdık duygular ile
dinleyebiliriz.
Bu demek değil ki; bir japonun veya bir meksikalının kültürü bizden aşağıdır veya üstündür. Onlar bu şarkıdan
bizim hissettiklerimizi anlamaz biz de onlarınkinden pek bir şey anlamayız, onların hissettiklerini de hissedemeyiz.
‘Her horoz kendi çöplüğünde öter’2 ifadesiyle aidiyet duygusunun vurgulanması gibi (illa kümes dövüşü olmasına
gerek yok) tanımadığım bir coğrafyanın geleneğini, kültürünü, güzelini-çirkinini anlamam; değer vermem ve
korumam da biraz anlamsızdır.
Ama globalleşme veya küreselleşme nedeni ile bazı kültürlere özellikle Batı kültürüne daha aşina olduğumuzdan
Elvis Presley’i severek dinleriz. Kadınların kendisi için çıldırdığı, en güzel en yakışıklı erkeklerden biri olan Presley’in
bu kaydı muhteşemdir. Galiba akustik kayıt deniyor, enstrümanları ve sesi bu şekilde yalın olarak duymak harika.
Presley’in hem yoğun kendine özgülülüğü hem de görünüş olarak hayran bırakan tarzı hala konuşulur.
İki şarkının da bitişleri sanki benzer tarzda, muhtemelen ses ve enstrümanların yalınlığından.
Belki gerçek ve yapay olanları da hayran kaldığımıza ait bu ‘kusur’lardan ayırt edebileceğiz.

15
Eyl
2023
62
56
Çirkinlik
/
Güzellik
1 Yunus Emre’ye selâm ve 2 Hayvan Deyip de Geçme kitaplarından alıntıları okuyabilirsiniz.
Akla gelenler
no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Yunus Emre’ye selâm
Sabahattin Eyuboğlu
Eyuboğlu, S., 1966 (ilk basım 1966), Yunus Emre’ye selâm, Çan Yayınları

15
Eyl
2023
62
57
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Yunus Emre’ye Selâm - Sabahattin Eyuboğlu
“Yunus ya da Yunusça konuşan Anadolu halkı, bu şiirde, dünyanın ve başka bir halkın şiiriyle buluşuyor.
Yunus’tan yüz elli yıl kadar sonra onun gibi belâlı, kanlı, kargaşalı bir çağda yaşamış Fransız şairi François
Villon’un kendi milletinin edebiyat tarihindeki yeri, Yunus’un bizimkindeki yerini andırır. Yunus nasıl Arapça
ve Farsça’ya karşı Türk halkının dilini yüceltmişse, Villon’da Lâtince ve Yunanca’ya karşı Fransız halkının
dilini yüceltmiştir. Dante’nin, Shakespeare’nin, Cervantes’in yaptığı da aynı şeydir aslında: Halkın diliyle
söylenemez sanılan yüksek duygu ve düşünceleri halkın diliyle bal gibi söylemek. Ne var ki, ah ne yazık ki,
biz Yunus’un ardından gitmemişiz. (…)” s. 8
“Atatürk’le birlikte Türk Devleti’nin halka yönelmesinden önce Yunus Emre, halk türküleriyle birlikte
analarımızdan öğrenip ciddiye almadan söylediğimiz, okullara, sanat, edebiyat çevrelerimize
yakıştıramadığımız, olmasa da olur dediğimiz, halı yanında kilim, ut yanında saz, konak yanında kulübe
saydığımız kaba halk antikaları arasındaydı.” ss. 9-10
⋮
Dil v. 2 başlıklı içerikte verilen Eyuboğlu’na ait önsözde halkın dili ile konuşan diğer bazı yazarların da adını bulabilirsiniz.
⋮

15
Eyl
2023
62
58
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
Hayvan Deyip de Geçme
Aziz Nesin
Nesin, A., 1980 (ilk basım 1973), Hayvan Deyip de Geçme, 3. Baskı, Adam Yayıncılık

15
Eyl
2023
62
59
Çirkinlik
/
Güzellik no. 81
v. 2
Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin

15
Eyl
2023
62
60
Çirkinlik
/
Güzellik
“Amcamın bikaç tavuğuyla bir horozu vardı. Komşularının da
tavukları vardı. Hep birlikte cami avlusunda gezinirlerdi.
Amcamın horozunu, komşunun horozu dövüyor, boyuna
kovalıyordu. Amcam bigün kendi horozunun başka horozdan
dayak yediğini .görünce bozuldu.
— Kesin bunu! dedi.
Amcama çok yalvardım, horozun kesilmesine engel oldum. O
gün hemen Heğbeliada'ya, bizim eve gittim. Kendi horozumu
Ada'dan getirecektim. Amcamm horozunu kovalayan o komşu
horozunu dövdürecektim.
Benim horozum görülecek bişeydi. Horozluğun bütün sürü,
bütün yiğitliği, bütün cakası, fiyakası onda toplanmıştı.
Dövüşçü değildi, süs horozuydu. Ama öyle bakımlı, besiliydi ki,
dolaylardaki bütün horozlan dövüyor, kaçırıyordu. O yüzden
ben de onu bütün horozları dövebilir sanıyordum. Bikez
dövüşçü olmasına en büyük engel, katmerli gül gibi kat kat
açdmış o güzel, o kocaman ibiğiydi. Yalım yalım yanan kıpkızıl
ibiği öyle kocamandı ki, ucu sol gözünün üstüne dokumluydu.
Külhanbeylerin caka olsun diye kasketlerini biyana eğik
giymeleri gibi, horozumun sola eğik ibiği de ona daha bir
horozluk veriyor, cakasına caka katıyordu. Tüylerinde sarıdan
kahverengiye doğru bütün renk değişimleri vardı. Tüyleri
kuyruğunda lacivertleşir, kararır, eğmeç eğmeç saçılarak
sarkardı. Güneş vurunca boyun tüyleri kırmızının, sarınm, kma
renginin bütün değişimleriyle yanardönerleşir, ışılışd parlardı.
Daha iki yaşındaydı.
Vapurda bir adam,
— Bu güzel horozu nereye götürüyorsun? diye sordu. Ben de
anlattım. Bunun üzerine o adam bana öğüt verdi. Horozumu,
yeni yerine alıştırmadan salarsam, öbür horozdan dayak yermiş.
Niçin demişler «Her horoz kendi çöplüğünde öter» diye...
Önce birila gün kümeste tavuklarla kalmalı, yerine alışmalı,
ondan sonra dövüşe salmalıymışım. O adamın sözleri hâlâ.
aklımda: «Bir horoz, niçin başka horozla dövüşür? Yerini,
tavuklarını, kümesini, kendisini savunsun diye...» Öyle ya, yeri
yurdu, tavuğu kümesi olmayan bir horoz ne diye, kimin, neyin
uğruna dövüşsün…
Adamla konuşuncaya dek, horozumun öbür horozu
döveceğine kesinlikle inanıyordum. Ama onun sözlerinden
sonra içime bir kuşku düştü; ya horozum dayak yerse...
Amcamın evine gelince o adamm öğütlerini tuttum. Horozu
kümese bıraktım. Bikaç gün orda tavuklarla kaldı, tavukla, ra,
kümese alıştı. Amcamın sünepe horozunu da biriki gaga
vuruşuyla yıldırıp kaçırdı. Artık kümese egemendi. Bir sabah
tavuklarla birlikte horozumu da avluya saldım. Komşunun
horozu görünürlerde yoktu. Bizimki pengesiyle kanat tarayarak
tavuklarına yiğitleniyor, çağrı sesleri çıkarıp çağırdığı
tavuklarına horozlanıyordu. Derken (…)” s. 8
no. 81
v. 2
Bazı Sorular
• Güzelleşmek için kozmetik ürünler satın alıyor musunuz?
• Şu ana kadar etkisini açık olarak gördüğünüz bir ürün oldu mu?
• Raflarda eskiye nazaran daha fazla doğal bakım yağları görüyor musunuz?
Save Ralph videosunu seyrettiniz mi?
‣ İlaçlarda olduğu gibi kozmetik ürünler için de plasebo etkisine bakılıyor mu?
‣ Birilerinin şömineye attığı odunun parası olmak ister misiniz?
‣ The Constant Gardener (Fernando Meirelles-2005) adlı filmde ilaç şirketlerini kızdırdığı için öldürülen kadın konumuna düşmek
ister misiniz?
tokat / basit / şaft v. 1 başlıklı içerikte bu kısım için şöyle yazmıştım.
⋮
Bu sayfa içeriğin ilk halinden. Neresinden tutacağımı, nasıl değiştireceğimi veya güncelleyeceğimi bilemedim. Her türlü
anlamda biraz ‘kaba’. Yine de kıyamadım, olduğu gibi bırakıp bu versiyona da ekledim.
Ek olarak burada biraz haksızlık yapmış olduğumu aşağıdaki not ile de kabul etmiştim.

15
Eyl
2023
62
61
Çirkinlik
/
Güzellik
Son olarak: no. 81
v. 2
15
Eyl
2023
62
62
Çirkinlik
/
Güzellik
İçeriklerde neler olduğunu açıklamaya çalışmak sıkıntıya, hataya neden olabilir; hatta hata olmaması mümkün de değildir. Ancak
özellikle bazı uzun içerikler için, takip etmeyi kolaylaştırmak amacıyla ana hatlarıyla; kimi zaman akışın verilmesi, kimi zaman sayfa
sayfa olanları anlatmak faydalı olabilir. Yani burayı takip eden sayfalara göz atın, ancak hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayın.
İster istemez bazı şeyleri ifade ederken yorum yapmış oluruz. Zaten olayın doğası gereği de yazıyı/yazarı tam anlamak, tam işaret
ettiğine odaklanmak, yüzeyde gösterilen anlamın dışındaki görmek, aslında yazılanın tam tersinin kastedildiğini anlamak, birkaç
anlam katmanının hepsini görmek … vs. mümkün değildir. Ayrıca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz … bizi sınırlar, nasıl/ne
kadar anladığımıza da, anlattığımıza da sınır koyar.
• İçerikler açıklama ile devam edebilir veya ilk sayfalarda akış verilebilir. Ya da buradan sonra sayfa sayfa gelen açıklamalar olabilir. Bu
takip etme kolaylığına ya da içeriğin türüne göre değişebilir.
• Metin ingilizce ise bazı kısa notlar türkçe olarak verilebilir. Bu notlar çeviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri öne çıkaran hem
de takip etmeyi kolaylaştırabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu türde olacaktır.
• Tüm disiplinler için geçerli olmakla birlikte özellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni keşiflerle birlikte güncel olanın tarafınızdan
araştırılması gerektiğini unutmayın.
• İçeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alıntılar eklenebilir. Bu sayfaların olduğu pdf dosyasının adındaki -v1, -v2 … ekleri içeriğin
versiyon numarasını göstermektedir. İçeriğin tüm versiyonlarına yani eski/yeni hallerine ulaşmak için https://twitter.com/azdacorba
adresinden ilgili dosyayı yükleyebilirsiniz. Aynı zamanda bu dosyadan tüm içeriklere ve hesaba ait bağlantılara da erişebilirsiniz.
Alıntılardan sizi çeken şeyler olduğunda, kitabı edinerek ya da kütüphanelerden ulaşarak tamamını okumanız amaçlanmaktadır.
İçeriklerin hazırlanması konusunda aşağıdaki kısmı da lütfen göz önünde bulundurunuz.
menemenazdacorba hakkında
Neler var
sayfa sayfa
ana
hatlarıyla
akış
versiyonlar
hesap hakkında
Güncelleme , 6 Temmuz 23
no. 81
v. 2

More Related Content

Similar to Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)

496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdfSULEYMANATILLA1
 
Bir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.net
Bir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.netBir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.net
Bir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.netAdnan Dan
 
Güzellik ve Çirkinlik Kavramı
Güzellik ve Çirkinlik KavramıGüzellik ve Çirkinlik Kavramı
Güzellik ve Çirkinlik Kavramıemelbalkan
 
HABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdf
HABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdfHABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdf
HABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdfAhmet Türkan
 

Similar to Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon) (12)

Zül fi kâr
Zül fi kârZül fi kâr
Zül fi kâr
 
Paragraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu AnlatımıParagraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu Anlatımı
 
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
 
Dil (İkinci Versiyon)
Dil (İkinci Versiyon)Dil (İkinci Versiyon)
Dil (İkinci Versiyon)
 
Bir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.net
Bir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.netBir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.net
Bir Dinozorun Anıları – Mina Urgan - horozz.net
 
SÜREÇ
SÜREÇSÜREÇ
SÜREÇ
 
Güzellik ve Çirkinlik Kavramı
Güzellik ve Çirkinlik KavramıGüzellik ve Çirkinlik Kavramı
Güzellik ve Çirkinlik Kavramı
 
İcerikler (no. 41-50)
İcerikler (no. 41-50) İcerikler (no. 41-50)
İcerikler (no. 41-50)
 
LGS tekrar
LGS tekrar LGS tekrar
LGS tekrar
 
Cumlede Anlam Son
Cumlede Anlam   SonCumlede Anlam   Son
Cumlede Anlam Son
 
Cumlede Anlam Son
Cumlede Anlam   SonCumlede Anlam   Son
Cumlede Anlam Son
 
HABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdf
HABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdfHABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdf
HABERNAME YAZILARIM-E-KİTAP CİLT 3.pdf
 

More from YaseminSengunDemirca

Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)YaseminSengunDemirca
 
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılarKitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılarYaseminSengunDemirca
 
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)YaseminSengunDemirca
 
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerİlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerYaseminSengunDemirca
 
birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)
birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)
birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)YaseminSengunDemirca
 

More from YaseminSengunDemirca (20)

Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
 
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılarKitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
 
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
 
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerİlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
 
huni
hunihuni
huni
 
Play-Back
Play-BackPlay-Back
Play-Back
 
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
 
Çicek Böcek
Çicek BöcekÇicek Böcek
Çicek Böcek
 
başkalarının bakışı
başkalarının bakışıbaşkalarının bakışı
başkalarının bakışı
 
Papalagi
PapalagiPapalagi
Papalagi
 
Gercekler (dördüncü versiyon)
Gercekler (dördüncü versiyon)Gercekler (dördüncü versiyon)
Gercekler (dördüncü versiyon)
 
birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)
birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)
birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)
 
barometre
barometrebarometre
barometre
 
3000, 5000, 7000 ?
3000, 5000, 7000 ?3000, 5000, 7000 ?
3000, 5000, 7000 ?
 
Tuhaf Şeyler
Tuhaf ŞeylerTuhaf Şeyler
Tuhaf Şeyler
 
saçma
saçmasaçma
saçma
 
Büyük Buhran
Büyük BuhranBüyük Buhran
Büyük Buhran
 
Dıt Dıt’ın ne?
Dıt Dıt’ın ne?Dıt Dıt’ın ne?
Dıt Dıt’ın ne?
 
yazmayanı yazarlar
yazmayanı yazarlaryazmayanı yazarlar
yazmayanı yazarlar
 
Beni Kategorize Etme
Beni Kategorize EtmeBeni Kategorize Etme
Beni Kategorize Etme
 

Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)

  • 1. Çirkinlik / Güzellik kıskanılmak, çekicilik, mutluluğu hak etmek İçeriden - Ece Temelkuran Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco Gen - Siddhartha Mukherjee Sanata Giriş - Selçuk Mülayim Sanatın Anlamı - Herbert Read Görme Biçimleri - John Berger Medya Gerçeği - Noam Chomsky Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - D. Ü. Arıboğan Homo Deus - Yuval Noah Harari Yunus Emre’ye selâm - Sabahattin Eyuboğlu Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin v. 1 (ilk) ⎘ 15 Eyl 2023 62 1 no. 81 v. 2 Çirkinlik / Güzellik v. 1 ⎘ güzel olmak: belirsiz, kişiye özgü bir karışıma sahip olmak devinimleriyle -yaptıkları ve yapışı ile- iyi olmak biraz aykırılık ve kusura sahip olmak hoşa giden uyum ve ahenge sahip olmak az-bulunur olmak çekici olmak cinsel bakımdan istenir olmak kıskanılacak durumda olmak belli standartları taşımak huzursuzluğu yeniyor gibi olmak güzel ve güzel olmak ile ilgili alıntılardan yola çıkarak yazılabilecek tanımlar
  • 2. güzel - güzel olmayan İçeriden - Ece Temelkuran Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco Gen - Siddhartha Mukherjee sanat - güzel - insan etkileme - belirleme - yönlendirme güzellik ile çoğu zaman yakınlığı olan sanat ‘güzel’ ile ilgili neler söylüyor fiziksel ve fiziksel olmayan güzellik, güzellik/çirkinlik algısı Akış: 15 Eyl 2023 62 2 Çirkinlik / Güzellik Sanata Giriş - Selçuk Mülayim Sanatın Anlamı - Herbert Read Görme Biçimleri - John Berger Medya Gerçeği - Noam Chomsky Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan Homo Deus - Yuval Noah Harari Yunus Emre’ye selâm - Sabahattin Eyuboğlu Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin ek olarak güzellik algımızı etkileyen/belirleyen/yönlendiren/… neler olabilir Sabite Tur Gülerman / Elvis Presley alıntılarla özet, kısa bir giriş no. 81 v. 2
  • 3. 15 Eyl 2023 62 3 Çirkinlik / Güzellik “güzel kadın olmaktan ziyade "atmosfer mimarı" bir kadın olmanın daha kıymetli olduğunu” “Her devirde, filozoflar ve sanatçılar güzellik ile ilgili değişik tanımlar ortaya koymuşlardır.” “Genler bize insanlardaki çeşitliliği nasıl sınıflandıracağımızı veya anlamlandıracağımızı söyleyemez. Bunu çevre söyleyebilir, kültür söyleyebilir, coğrafya veya tarih söyleyebilir. Bu yanlış algının dildeki yansımalarını da kolayca görebiliriz. (…) ortamı değiştirdiğinizde kelimelerin de anlamları altüst olabilir.” “sanat eserlerinin yapısını inceledikçe onları basit ve açık formüllere sokmanın ne kadar zor olduğunu görüyoruz. «Hiçbir kusursuz güzellik yoktur ki ölçülerinde biraz aykırılık olmasın».” “bir müzede yer alan yağlıboya tablo 250 gr. bile ağırlık taşımazken külçe altının birkaç yüz misli maddi d
  • 4.
  • 5.
  • 6. Yemek pişirmekten çocuk yetiştirmeye kadar severek yaptığımız tüm eylemlerimizde, ürettiğimiz her şeyde güzeli yaratmak da istiyoruz. Bu o kadar olağan ki tersi anormal olurdu. Çoğunlukla doğamız gereği yaptığımız şeyler iyiliğimiz için olan şeylerdir de. Hem güzel olmayı hem de güzel olanı yaratmayı istiyoruz. hayat/insan v. 2 başlıklı tek sayfalık içerikte, hayatın ve insan olmanın değeri ile alakalı çok güzel iki alıntı vardı. Hayatı kaybetmenin/yitirmenin yani ölümün kaçınılmaz oluşundaki gibi güzelliğin yok olması daha doğrusu gençliğin kaybedilmesi/yitirilmesi de bize çeşitli yönlerden ‘ağırlık’ kazandırıyor olabilir. Değer/ kıymet göstermemizi sağlıyor olabilir. Sadece ‘doz’un konuyu olağanın dışında farklı yerlere taşıyabileceği durumlar olabilir. Kişisel doz kadar belki de daha önemlisi ‘evrensel doz’dur. Çinlilerin hepsinin aynı anda zıplaması örneği akla gelebilir. no. 81 v. 2
  • 7. 15 Eyl 2023 62 7 Çirkinlik / Güzellik kısa bir giriş - 3 « ’Allah kahretsin, eskiden geyik avlar yerdik. Artık avlanamıyoruz, çok çok üzülüyoruz.’ Sanırım şu an kimse böyle bir şey demiyor. » biçiminde bir ifadem olmuştu. Benzer şekilde mükemmel olmak, kusursuz olmak (biraz robot ve makina olmak anlamına gelse de veya cinsiyetlerin arasındaki ayrım silikleşmeye başlasa da - tek tip cinsiyet ‘müşteri’ ya da ‘dişli’) belki de içine girdiğimiz dönemin Normal’i olacaktır. Dıt Dıt’ın ne? v. 2 içeriğinde, zor dönemlerde problemlerle başa çıkmak daha da güçleştiğinden kendimizi ve bütünlüğümüzü korumanın yollarından biri olarak ‘duyarsızlık’ ve ‘umursamazlık’ geliştirebileceğimizi ve tam da bu dönemlerin bağımlılık oluşumunun zeminini hazırladığı ile ilgili kısımlar vardı. barometre v. 1 içeriğinde de abartmak ve aşırıya kaçmanın da kişisel bütünlüğümüzü sarsabileceği ile ilgili kısımlar vardı. Birbirine neden olan ve besleyen süreçler, sarmala sokabilecek süreçler. Bizim dışımızdaki etkiler için de; abartmanın olduğu her yerde biraz dikkatli değerlendirmek de fayda olacağına işaret eden Albert Camus’un Veba adlı romanında verdiği örneği Salgın Postası v. 1 başlıklı içerikte görebilirsiniz. ⋮ karınca v. 1 başlıklı içeriğe bakabilirisiniz. ⋮ no. 81 v. 2
  • 8. • Nasıl olursak güzel kadın, güzel erkek oluruz? • Çağlara, dönemlere, coğrafyaya göre güzellik algısı değişiyor değil mi? • Hem güzel görünmek isterken hem de güzel/çirkin olanı belirlerken algımızı etkileyen/ değiştiren şeyler var mı? • Algımızı etkileyen/değiştiren şeyler konuya verdiğimiz önemin ve hassasiyetin dozunu da belirliyor mu? • Bu dönemde neredeyse her konuda en iyi olmaya zorlandığımız gibi, güzellik konusunda da yani güzel olma konusunda da üzerimizde bir baskı hissediyor muyuz? 15 Eyl 2023 62 8 Çirkinlik / Güzellik akla gelen bazı sorular: kısa bir giriş - 4 no. 81 v. 2
  • 9. 15 Eyl 2023 62 9 Çirkinlik / Güzellik güzel - güzel olmayan fiziksel ve fiziksel olmayan güzellik, güzellik/çirkinlik algısı İçeriden - Ece Temelkuran Gen - Siddhartha Mukherjee Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco no. 81 v. 2
  • 10. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. İçeriden Ece Temelkuran Temelkuran, E., 2006 (ilk basım 2004), İçeriden, 3. Baskı, Everest Yayınları Kıyıdan Konuşmalar 15 Eyl 2023 62 10 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 11. İçeriden - Ece Temelkuran “Kendini geliştirmeye meraklı olanlar, artık dil kurslarına, tenis kurslarına falan değil de başka türlü kurslara gitmeliler. Tartışma grupları kurulmalı, Rita Hayworth'ın o filmde "Put the blame on mame" şarkısını söylerken neden aniden striptiz yapmaya başladığını tartışmalı insanlar. Böyle bir ruh halinin Can Yücel'in "Sidikli Kontes" şiiriyle ilgisi olup olmadığını. Marlene Dietrich'in nasıl olup da diğer kadınlardan daha güzel görünebildiğini konuşmalı genç kadınlar; böylece belki güzel kadın olmaktan ziyade "atmosfer mimarı" bir kadın olmanın daha kıymetli olduğunu anlarlar. Humphrey Bogart'ın neden Casablanca'nın son sahnesinde Ingrid Bergman'la gitmediğini anlamalı insanlar ve bu kadar klas davranabilecek hale gelebilmek için ne yaralar kazındığını etine. Ya da "Vesikalı Yarim" filminde İzzet Günay ile Türkan Şoray'ın raflara beraber konserve dizdikleri sahnenin üzerine gidilmeli. Birbirinden çok başka iki insanın birbirlerine, beraber konserveler bozuluncaya kadar beraber yaşama sözü vermesinin ne dehşet verici bir cesaret gerektirdiğini iyice anlamalı herkes.” ss. 46-47 15 Eyl 2023 62 11 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 12. ⋮ Bizler devinimi* olmayan ‘heykel’ gibi donmuş varlıklar değiliz. Konuşuyoruz, gülüyoruz, dans ediyoruz, yemek yapıyoruz, … Yaptıklarımız da, sevgi ve tutku ile değer vererek yapışlarımız da görünüşümüze dahil. Arabian Nights* filminin başından sonuna kadar muhteşem güzel olan, muhteşem güzel dans eden, herkesin aşık olduğu Şehrazat’tan bahsedilir. Güzeldir. Bekleriz, bekleriz filmin sonuna kadar dans sahnesi olmaz. Filmin sonunda bir dans sahnesi olur, ancak film biraz kendi üzerine çöker (neden o muhteşem dansın filmin sonuna saklandığını da anlarız). Hikayenin sağlam işlenmesi için, diyalogları destekleyen sahnelerin olması gerekirdi. Yine de oldukça eğlenceli ve keyifli olduğundan, genç erkek oyuncunun başarısından da puanı çok düşük değil. Şimdi; Şehrazat’ın huyu huy değil, güzel de dans edemiyor, herkes neden ona aşık onu da anlayamıyoruz. * (John Rawlins - 1942) (imdb puanı: 6.1) 15 Eyl 2023 62 12 Çirkinlik / Güzellik hikayelerimiz, devinimlerimiz - 1 “Çünkü gerçek yaşamda insanın görünüşü ve karakteristik ifadesi, en az durağan etkenler kadar devinimi de temel alır; sanatçının görevi ise amaçlanan izlenimin yaratılması için gerekli bütün bilgiyi, zamanüstü tek bir bakış açısında özetlemektir.” s. 332 * ⋮ Gerçekler v. 4 bölümünden bu alıntının hangi kitaptan olduğunu öğrenebilirsiniz. Devinimleri ile büyüyen Anthony Quinn v. 1 içeriğine de bakabilirsiniz. Akla gelenler Bizim de hikayelerimiz, rollerimiz ve devinimlerimiz var. no. 81 v. 2
  • 13. https://www.youtube.com/watch?v=yGLlrlJ33w8 İlk dakika içinde bu iki kadının dansını izlediğimizde gözümüz soldaki kadına odaklanabilir. Beğeniler göreceli olmakla birlikte; bu iki kadının birlikte olduğu bir saatlik dans gösterisi olsa; mesleğini tutku ile yapışı, bunu karşı tarafa hissettirebilmesi ve kendine özgülüğü performansına katan bu kadını yani yine soldaki kadını izlerdim. Atmosfer mimarı ‘dansçı’ kadın 15 Eyl 2023 62 13 Çirkinlik / Güzellik hikayelerimiz, devinimlerimiz - 2 Akla gelenler no. 81 v. 2
  • 14. Atmosfer mimarı ‘dev’ erkek (Shrek) 15 Eyl 2023 62 14 Çirkinlik / Güzellik hikayelerimiz, devinimlerimiz - 3 Akla gelenler https://www.youtube.com/watch?v=ri2X0nmDN18 Peri anne kütüphanesindeki kitaplardan örnekler okuyarak devlerin (yani belli standartları1 taşımayanların) masallarda, mutlu hikayelerde2 ve mutlu sonlarında yeri olmadığını Shrek’e söyler. ~ 43:23 dak. Peri annenin oğlu Yakışıklı ise devinimsiz bayağı ‘muntazam’ görünüyor. Ancak reklamını yaparak sahneye girdiği ilk andan itibaren Shrek’in elinin daha güçlü olduğunu hissedebiliriz. 1 kime göre, neye göre? kimin çıkarına göre, neyin çıkarına göre? 2 Görme Biçimleri kitabından reklam ile ilgili alıntıları düşünürsek sanki bir şeyleri satın aldığımızda yani onları kullandığımızda ya da onlara sahip olduğumuzda mutluluğu hak ediyoruz. Örneğin Yakışıklı dudak parlatıcı alıp kullandığında mutluluğu hak ediyor. “Kıskanılacak durumda olmak, çekici olmak demektir. Reklamcılık çekicilik üretme sürecidir.” no. 81 v. 2
  • 15. Kıskanılmayı istemek kimi zaman güzel olma arzumuza da eşlik edebiliyor. Feynman’ın önsözü v.1 başlıklı içerikten kıskanmak, haset ile ilgili alıntıları okuyabilir ve ait olduğu kitapları öğrenebilirsiniz. Aşağıdaki not ile konu hakkındaki kişisel görüşümü yazmıştım. Feynman fizikçi olarak başarısından dolayı kıskanılabileceği gibi; görünüşü ve tarzı ile kıskanıldığı da muhakkak. Çapkınlık hikayelerine biyografilerinde rastlayabilirisiniz. İfadelerinden işini ne kadar değer vererek, severek yaptığını hissedersiniz; belki kıskanmak yerine ‘imrenmek’ daha yapıcı bir duygu olabilir. Aşağıdaki kısımdan önce kısaca bilgi verirsem; Feynman’ın belki de şaheser sayılabilecek kitabının önsözünde üzgün olduğunu hissettiren ifadeleri vardır. Önsözü yazacağı gün de arkadaşı bazı şeyleri ona söylediğine pişman olur … 15 Eyl 2023 62 15 Çirkinlik / Güzellik Not: Burada ve sonraki iki sayfada gerçek anlamda kıskançlık duygusundan bahsediliyor. Bazen senaryolarda perde önünde ‘kıskançlık’ gibi gösterilen şeylerin perde arkasında daha farklı duygular veya amaçlar olabiliyor. kıskanmak, kıskanılmak - 1 Akla gelenler ışınlamayı henüz bulamadığımız gibi “akıl okuma”yı da henüz bulamadık M. Sands’in iyi niyetini, kötü niyetini, herhangi bir iyi veya kötü niyeti olup olmadığını da bilemeyiz, emin de olamayız! Feynman’ın önsözünü yazacağı gün, M. Sands daha farklı konuşabilir veya ‘aynı şeyleri daha farklı ifade edebilir miydi?’ bilemeyiz https://www.nexuspercussion.com'dan Feynman’ın önsözü v.1 başlıklı içerikten: no. 81 v. 2
  • 16. https://www.youtube.com/watch?v=xLHjYYdVqM0 Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı bu filmde baş kadın karakter (F. Girik) dansöz olarak yeni işinde ilk gününe başlar. İlk gösterisinin ardından diğer bir dansöz parasını çalmakla onu suçlar… 15 Eyl 2023 62 16 Çirkinlik / Güzellik Muhtemelen olan şu: F. Girik hem daha güzel olduğu hem de daha güzel dans ettiği için diğer kadın onu kıskanır. Kıskanma duygusunun nedeni işini, sahip olduğu bir şeyi kaybetme korkusu iledir. F. Girik’i hırsızlık ile itham edip onu işten attırır. Aslında F. Girik’in canlandırdığı kadın karakter de bazı açılardan Şehrazat’a benzer. Bu defa neden erkeklerin ona aşık olduğunu anlarız. Özellikle … erkeklere … hep evet der her şeyi kabul eder, hep güler hiç negatif şeyler söylemez… Beyaz atlı prensler gibi gerçekte olamayacak hayali bir karakterdir. Ama film çok çok güzeldir, bazı sofralarda açıp seyretmek daha da keyiflidir. kıskanmak, kıskanılmak - 2 Akla gelenler Parayı kim çaldı? v.1(ilk) başlıklı içerikten: no. 81 v. 2
  • 17. 15 Eyl 2023 62 17 Çirkinlik / Güzellik kıskanmak, kıskanılmak - 3 Akla gelenler https://www.imdb.com/title/tt0067992/ ~ 16:00 dak. “…” ~ ? dak. “ama herkes beni kıskanıyor” “…” ~ ? dak. ödev Özellikle sarışın çocuğu izleyince hem kıskanmak duygusundan hem de kıskanılmaktan kurtulmak isteyebiliriz. İki ucu da keskin bıçak :) no. 81 v. 2
  • 18. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Çirkinliğin Tarihi Umberto Eco Eco, U., 2019 (ilk basım 2007), Çirkinliğin Tarihi, 4. Baskı, Doğan Egmont Yayıncılık, Çev. A. U. Ergün, Ö. Çelik, A. Uysal, E. N. Akbaş, M. Barsbey, K. K. Akbulut, D. Arslan, B. Yılmazcan 15 Eyl 2023 62 18 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 19. https://www.3minutosdearte.com/en/six-paintings-one-concept/the-series-of-picasso-that-continues-the-guernica/ Bir uzaylı gezegenimize geliyor ve kendini bu resimlerin olduğu sanat galerisinde buluyor. Etraftakilerin; muhteşem, harika, çok güzeller … şeklindeki beğenilerini işitiyor. Bu uzaylı ne düşünür, gezegenimizdeki güzel kadın algısı ile ilgili ne düşünür? Alıntıdan benzer/aynı olarak yazılmıştır. birazdan okuyacağınız alıntılardan ilhamla: Güzellik ile ilgili algımızı belirleyebilecek ya da değiştirebilecek başka ne tür şeyler olabilir? 15 Eyl 2023 62 19 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 20. Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco “Her devirde, filozoflar ve sanatçılar güzellik ile ilgili değişik tanımlar ortaya koymuşlardır. Onların tanıklıkları sayesinde, çağlar boyunca estetik düşünceler tarihinin izini sürüp bu tarihi yeniden kurabiliyoruz. Çirkinlikte durum farklı. Çirkinlik çoğu zaman güzelliğin karşıtı olarak tanımlanmış, ama kısa, marjinal değişimler dışında çirkinlik üzerine kapsamlı incelemeler hemen hiç yapılmamıştır. Bu yüzden, güzellik tarihinde bir dizi kapsamlı kuramsal kaynaktan yararlanmak (ve bu kaynaklardan belirli bir dönemin beğenisini çıkarsamak) mümkün iken, çirkinlik tarihi olsa olsa kendi belgelerini, bir biçimde "çirkin" olarak algılanmış şeylerin ya da kişilerin görsel ya da sözel tasvirlerinde aramak zorunda kalıyor. s. 8 “Çirkinliğin tarihi ile güzelliğin tarihinin bir başka ortak noktası, bu iki değerin yalnızca Batı uygarlığındaki serüvenini kayda geçirmekle yetinmek zorunda olmamızdır. Çok eski uygarlıklar ve ilkel denen topluluklarla ilgili sanatsal buluntular var elimizde, ama bize bu buluntuların nasıl bir his -estetik zevk mi, huşu mu, yoksa neşe mi- uyandırma amacı güttüğünü söyleyecek kuramsal metinlerden yoksunuz.” ss. 8-10 Aradaki paragraf kitapta verilen görselin aynısı ile beraber sonraki sayfadadır. 15 Eyl 2023 62 20 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 21. Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco “Gene de, çirkinlik tarihinin, güzellik tarihiyle bazı ortak özellikleri var. Her şeyden önce, sıradan insanların beğenilerinin, kendi dönemlerindeki sanatçıların beğenileri ile örtüştüğünü ancak varsayabiliriz. Bir uzaylı gelip çağdaş bir sanat galerisine girse, Picasso'nun resmettigi birçok kadın yüzünü görse ve ziyaretçilerin bunları "güzel" bulduğunu işitse, yaşadığımız dönemin gündelik gerçekliğinde, ressamın tasvir ettiğine benzer yüzleri olan kadınların güzel ve çekici kabul edildiği gibi yanlış bir kanıya varabilirdi. Oysa bu uzaylı ziyaretçi, bir moda defilesine ya da Dünya Güzellik Yarışması'na gitse ve başka güzellik örneklerinin yüceltildiğini görse, görüşünü düzeltebilirdi. Ama bizim için bu mümkün değil; artık uzak dönemleri ziyaret ederken, ne güzellikle ne çirkinlikle ilgili sağlamalar yapma olanağımız yok, çünkü o dönemlerden elimizde kalanlar, yalnızca sanat eserleridir.” s. 8 https://www.pablopicasso.org/the-weeping- woman.jsp 15 Eyl 2023 62 21 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 22. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Gen Siddhartha Mukherjee Mukherjee, S., 2018 (ilk basım 2016), Gen, 3. Baskı, Domingo Yayınevi, Çev. Cem Duran 15 Eyl 2023 62 22 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 23. Gen - Siddhartha Mukherjee “Genler bize insanlardaki çeşitliliği nasıl sınıflandıracağımızı veya anlamlandıracağımızı söyleyemez. Bunu çevre söyleyebilir, kültür söyleyebilir, coğrafya veya tarih söyleyebilir. Bu yanlış algının dildeki yansımalarını da kolayca görebiliriz. En yaygın olan genetik varyasyona normal deriz ki bu kelime yalnızca istatistiksel olarak daha fazla örnekle temsil edileni değil, niteliksel olarak ve hatta ahlaki olarak üstün olanı çağrıştırır. (Merriam-Webster'ın sözlüğünde "normal" için tam sekiz farklı tanım var. Bunların ikisi "doğal olarak görülen" ve "zihnen ve fiziken sağlıklı" şeklinde.) Varyasyon nadir olduğunda, buna "mutant" deriz ki bu da "istatistiksel olarak az görülen" anlamıyla sınırlı kalmaz; aynı zamanda niteliksel olarak aşağı, hatta ahlaken iğrenç olma gibi çağrışımlar barındırır. Böylece genetik varyasyonların üstüne dilin ayrımcı ifadelerini geçirir, biyolojiyle algılarımızı birbirine karıştırırız. Bir gen varyantı organizmanın belli bir ortama uygunluğunu azaltıyorsa -Antarktika'da kılsız bir adam- o organizma için genetik açıdan hasta deriz. Aynı varyant farklı bir ortama uygunluğu artırıyorsa, o organizma için genetik açıdan üstün deriz. Evrimsel biyoloji ve genetikbilim, bizi bu tür yargıların anlamsız olduğu konusunda uyarır: "Hastalık" veya "üstünlük" gibi kelimeler, belli bir genotipin belli bir ortamdaki uygunluğunu söyleyebilir sadece; ortamı değiştirdiğinizde kelimelerin de anlamları altüst olabilir. "Kimse okumazken," diye yazıyor Alison Gopnik, "disleksi diye bir problem yoktu. İnsanlar avlanırken, dikkatini toplama becerinizdeki ufak bir genetik varyasyon sorun teşkil etmiyordu. Hatta örneğin avcının birden fazla hedefe aynı anda odaklanmasını sağladığı için belki bir avantaja bile dönüşmüş olabilir. İnsanların büyük bölümünün lise eğitimi aldığı bir dünyadaysa aynı varyasyon bütün hayatınızı etkileyen bir hastalığa dönüşebilir." ” ss. 360-361 15 Eyl 2023 62 23 Çirkinlik / Güzellik normal yerine güzel, mutant yerine de çirkin koyarak okursak? no. 81 v. 2
  • 25. 15 Eyl 2023 62 25 Çirkinlik / Güzellik ‘kıllı adam’ normal mi mutant mı ? temsili bir çizim : Belirginlik açısından kılsız adam yerine kıllı adam seçilerek çizim yapılmıştır. ‘kıllı adam’ güzel mi? no. 81 v. 2
  • 26. 15 Eyl 2023 62 26 Çirkinlik / Güzellik sanat - güzel - insan güzellik ile çoğu zaman yakınlığı olan sanat ‘güzel’ ile ilgili neler söylüyor Sanata Giriş - Selçuk Mülayim Sanatın Anlamı - Herbert Read no. 81 v. 2
  • 27. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Sanata Giriş Selçuk Mülayim Mülayim, S., 1989 (ilk basım 1989), Sanata Giriş, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi Yayınları 15 Eyl 2023 62 27 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 28. Sanata Giriş - Selçuk Mülayim “3.4. Güzellik Kavramının İ zinde İ nsanın güzellik hakkındaki düşünceleri öncelikle varlık al e­ mine bakış tarzıyla ilgilidir. Güzel veya çirkin yargıları, kişinin içinde bulunduğu kültür dairesi ve düşünce tarihindeki gelişme aşamasına bağlıdır. Görülmekte olan şekillerin her çağda ve her insana göre farklı değerlendirildiği bir gerçektir. Bu değişkenlikte modalar, ihtiyaçlar ve kapalı toplumların fazlaca bilinmeyen te r­ cihleri rol oynamaktadır. Bir şeyi ve aynı zamanda onun şeklini "güzel" bulmamız için pek çok sebep bulunabilir. Bunlardan ilk akla geleni, bir nesnenin veya şeyin az-bulunur cinsten olmasıdır. Şöyle düşünelim: Neden sokaktaki herhangi bir kadına g ö­ re Marilyn Monroe'yu daha güzel buluruz; bütün kadınlar onun gibi olsalardı acaba onu yine güzel bulurmuyduk; bizi böyle bir kadın figürüne şartlandıran nedir? Bu soruların cevabını, re k­ lamlar, türlü tanıtma kampanyaları ve sık sık görüntü alanına getirilen bir kadın figürünün beynimizde yer etmiş olmasında ar a­ mak durumundayız. Şurası bir gerçektir ki, böyle bir kadın tip i­ nin sadece az bulunur olması beğenilmesi için yeterli sebep değildir. Çünkü her kadın benzersizdir ve tamamen bir diğer i­ nin aynısı olan iki kadın yoktur. O halde Monroe'da sıra-dışı olan şey özel şartları taşıyan bir az- bulunurluluktur. Bu özel şar t­ ları ise, hoşa giden uyum ve oranları kendi üzerinde toplaması ve bunlara ek olarak kendine özgü kişiliğini de bu bütüne kat a­ bilmesidir. Yukarıdaki örnekleme pekçok kişinin tuhafına gitmiştir. Çü n­ kü, böylesine beğenilmesine rağmen Monroe bir sanat eseri d e­ ğildir. Bazen kibarca "şiir gibi kadın" dendiği olur, ama daha sık olarak erkekler kendi aralarında konuşurlarken onu, fıstık, lokum, piliç vb. yiyeceklere benzetmeyi tercih ederler. Onun gibiler bir film veya fotoğraf sanatının güçlü sanat unsurlarıyla de s­ teklenmedikçe, bir yemeğin lezzetinden öte fazla bir iz bırakamazlar. Bu anlamda bir damak tadıyla cinsel heyecan ka y­ nağını kalıcı bir sanat eseriyle eşdeğer tutmak mümkün değildir. Her ne kadar ender bulunurlarsa da.” ss. 122-123 15 Eyl 2023 62 28 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 29. “Aynı benzetmeyi, yani az-bulunurluk özelliğini altın külçesi n­ de de deneyebiliriz. 1 kg. altın az bulunan bir maden olduğu n­ dan ve diğer değerlere kolayca dönüştürülebildiğinden yüksek bir değer taşır. Oysa, bir müzede yer alan yağlıboya tablo 250 gr. bile ağırlık taşımazken külçe altının birkaç yüz misli maddi d e­ ğer taşıyabilir. Muşamba üzerine yağlıboya ile yapılan bu re s­ min malzemesi son derecede sıradandır, ama o resmin anlatım gücü, içeriği ve insani özü eşsizdir. Sanat dünyasında tarih boyu türlü modalar ve akımlar hep var olmuştur. Bu akış içinde ayakta kalabilenlerin sayısı pek azdır. O halde, zamanı aşabilenler ha n­ gileridir, çoğu kez "klasik" olarak nitelendirilen bu eserlerin yapısında gizlenen, onları dayanıklı kılan nedir? Hep sorulan ve yüzyıllardır tartışılmakta olan bu sorular tümüyle cevaplandırılmış değildir. Mimari, heykel, kabartma, minyatür, resim ve hatta takıla r­ da güzel bulduğumuz şey onların yapılarında taşıdıkları uyu m­ dur, şekil ve renklerin toplu etkisidir. İ nsan bu etkiyi bir anda ve topluca algılar. Saniyeden daha küçük bir zaman dilimi içi n­ de, uzun uzun düşünmeden, ölçüp biçmeden kavranan, bu o b­ jeye karşı duyulan derin ilgi, sempati ve heyecanın içinde, hem duygu hem de akıl fonksiyonları hareket halindedir. Tarih boyu güzelliğe konu olan şeyler değişmiş, bazen akıl bazen duygu ağır basmış, fakat her zaman güzel'e konu olacak biçimleri yaratmak insanın temel tutkusu olmuştur.” s. 123 Sanata Giriş - Selçuk Mülayim 15 Eyl 2023 62 29 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 30. “ İ nsanın "güzel" hakkındaki bilgisi ve duyguları, toplumsal e v­ rimin bütünlüğü içinde oluşur. Bu bilgi ve duyguyu günlük y a­ şam, tarihi koşullar, o günkü toplumsal yapı içinde kendiliğinden oluşturur. Ve kişi bazı şeyleri çirkin, bazılarını şöyle-böyle, bazılarını da "güzel" bulur. Eski Yunanlılara göre, dünya uyum doluydu, bu yüzden de güzeldi. Uyum ve güzellik bu estetikte birbirinden ayrılmaz ka v­ ramlardı. Ortaçağda ise, yüce ve tanrısal olan değerler öne çıkar ve doğal olarak görsel uyum geri plana itilir. İ nsan vücudu ört ü­ lür, oranlarını kaybeder. Tanrı'ya ve öteki dünyaya ait olan g ü­ zeldir. Rönesansta denge tekrar değişir; büyük hümanistler dinsel güzellik anlayışına karşıdır; yüce olan insandır, ölçü, her yönüyle insandır. Dünyevi gerçek estetik ideale esas olur. Klasisizm g ü­ zele, akılcı ve ölçüye dayanan ölçüler getirir. Önceden sapta n­ mış akılcı normlara denk düşen şey güzeldir. Bunu izleyen romantik çığır ise, ruhsal olana tekrar değer kazandırır, akıldan çok ruh ve duygu ön plana çıkar. Daha sonraki gerçekçi sanatta, hiçbir şey küçümsenmez, en kaba şeyler bile eksiksiz olarak yansıtılır. Çünkü güzel olan budur. Görülüyor ki, neyin güzel olduğu konusundaki insan yargıl a­ rı ve beğenileri çağlara göre değişmiştir. (…)” ss. 123-124 Dıt Dıt’ın ne? v. 2 başlıklı içerikte buradaki alıntılar verilmiştir/geçmiştir. ⋮ Sanata Giriş - Selçuk Mülayim 15 Eyl 2023 62 30 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 31. “Yukarıdaki örnekleme pekçok kişinin tuhafına gitmiştir. Çü n­ kü, böylesine beğenilmesine rağmen Monroe bir sanat eseri d e­ ğildir. Bazen kibarca "şiir gibi kadın" dendiği olur, ama daha sık olarak erkekler kendi aralarında konuşurlarken onu, fıstık, lokum, piliç vb. yiyeceklere benzetmeyi tercih ederler. Onun gibiler bir film veya fotoğraf sanatının güçlü sanat unsurlarıyla de s­ teklenmedikçe, bir yemeğin lezzetinden öte fazla bir iz bırakamazlar. Bu anlamda bir damak tadıyla cinsel heyecan ka y­ nağını kalıcı bir sanat eseriyle eşdeğer tutmak mümkün değildir. Her ne kadar ender bulunurlarsa da.” İlk basımı 1989 yılında yapılan bu kitapta; yukarıdaki alıntıda biraz haksızlık yapılmış olabilir mi? En azından şu dönemde sinema camiasına baktığımızda Marilyn Monroe için yine benzer şeyler düşünebilir miyiz? Bir akşam eski bir film seyrediyorduk; Kadınların ve erkeklerin katıldığı davet sahnesinde, erkek oyuncu yanında bir kadınla sohbet ortamına katıldı. Aniden sahnenin ışığı/görkemi değişti. Küçük bir rolü olan Marilyn Monroe imiş. Önce sahnedeki enerji değişimini hissediyorsunuz, sonra henüz ünlü olmadan önceki Monroe olduğunu anlıyorsunuz. ‘Star’ ışığı denilen şey bu belki de. Diferansiyel denklem çözmesi ya da ekonomik analiz mi yapması gerekiyordu. Yaptığı oyunculuk-show karışımı bir şeydi, bunu gayet de iyi yapıyor gibiydi. O dönemde donanımı olan kişiler zaten o işi yapmazdı, şu an ise neredeyse tüm meslekler yanına -oyunculuk-show da istiyor. Şu da aklıma geliyor. Birkaç yıl önce çeşitli uzmanların katıldığı bir film üzerinden tartışılan konusu olan seminer vardı. Scarlett Johansson da filmde rol alanlardan biriydi. Uzmanlardan yaşça en büyük olanı, hiç yeri ve gereği yok iken 3-5 defa oyuncunun adını anarak bazı şeyler söyledi. Aklıma o seminer geldi. Konu Scarlett Johansson veya diğer oyuncular değildi. 15 Eyl 2023 62 31 Çirkinlik / Güzellik Akla gelenler no. 81 v. 2
  • 32. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Sanatın Anlamı Herbert Read Read, H., 1974 (ilk basım 1931, düz. 1968), Sanatın Anlamı, 2. Baskı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çev. Güner İnal, Nuşin Asgari 15 Eyl 2023 62 32 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 33. Alıntılarla ilgili notlar “sanatın en basit ve kullanılan tanımı hoşa giden biçimler yaratmak gayretidir. Bu biçimler bizim güzellik duygumuzu okşar ve güzellik duygumuzu okşayan da duyularımız arasındaki biçim bağlantılarının birliği veya ahengidir. ” “Güzellik kavramını müphem, çok defa aldatıcı belirtiler gösteren ve tarih boyunca durmadan değişen bir olay” “sanatın çok defa güzellikle ilgisi olmadığını görürüz” “sanat eserlerinin yapısını inceledikçe onları basit ve açık formüllere sokmanın ne kadar zor olduğunu görüyoruz. «Hiçbir kusursuz güzellik yoktur ki ölçülerinde biraz aykırılık olmasın»” 15 Eyl 2023 62 33 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 34. Sanatın Anlamı - Herbert Read “1. «Sanat» kelimesi dar anlamıyla daha çok «plastik» veya «görsel» (visual) dediğimiz sanatlara bağlanır, fakat aslında edebiyat ve mûsiki sanatlarını da içine almalıdır. Bütün sanatların bazı ortak özellikleri vardır; bu yazının konusu yalnız plastik sanatlardır, fakat araştırmamıza bütün sanatları içine alan bir tanımla başlamak en doğrusu olacak. Bütün sanatlarda musiki haline gelme isteği olduğunu ilkin Schopenhauer söylemiştir, bu düşünce sık sık tekrarlanmış ve birçok anlaşmazlıklara yol açmıştır, bununla beraber Schopenhauer'in sözü büyük bir gerçeği ortaya koymuş oluyor. Schopenhauer müziğin soyut özelliklerini düşünüyordu; müzikte, belki yalnız müzikte araya başka amaçlarla kullanılan bir ifade vasıtası girmeksizin sanatçı dinleyiciye doğrudan doğruya hitap edebilir. Mimar sanatını başka işlere de yarayan binalarla ifade etmelidir. Şair günlük konuşmalarda geçen kelimeleri kullanmak zorundadır. Ressam çok defa görülen dünyanın resmiyle kendini anlatır. Sadece besteci hoşa gitmekten başka bir amacı olmaksızın kendi iç dünyasıyla bir sanat eseri yaratmakta tamamen serbesttir. Fakat bütün sanatçılarda aynı istek vardır: hoşa gitmek isteği; sanatın en basit ve kullanılan tanımı hoşa giden biçimler yaratmak gayretidir. Bu biçimler bizim güzellik duygumuzu okşar ve güzellik duygumuzu okşayan da duyularımız arasındaki biçim bağlantılarının birliği veya ahengidir. 2. Genel bir sanat teorisi şu düşünce ile başlamalıdır: insan, duyularının önüne konan şeylerin biçimine, yüzeyine ve klitlesine göre davranır. Eşyanın biçim, yüzey ve kütlesinin belli ölçülere göre düzenlenmesi hoşumuza gider, böyle bir düzenin eksikliği ise ilgisizlik ve hatta büyük bir sıkıntı ve tiksinti verir. Güzellik duygusu hoşa giden bağlantılar duygusudur. Çirkinlik duygusu da bunun tersidir. Bazı insanlar eşyanın fizik görünüşündeki ölçülerin tamamen farkında olmayabilirler. Bazıları nasıl renk körü ise diğerleri de biçim, yüzey ve kütle bakımından kör olabilirler. Fakat renk körleri ne kadar azsa eşya görünüşünün farkında olmayanların da o kadar az olması akla yakındır. Bu insanları henüz gelişmemiş saymak daha doğru olur.” ss. 17-18 15 Eyl 2023 62 34 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 35. Sanatın Anlamı - Herbert Read “3. Güzellik için yapılan tanımlar en aşağı bir düzine kadardır, fakat tek mühim olan bahsetmiş olduğum fizik tanımdır. (Güzellik duyularımız arasındaki biçim bağlantılarının birliğidir) ve bu temele dayanarak kuracağımız bir sanat teorisi herhangi bir sanat teorisinin gerektirdiği derecede geniştir. Fakat belki de daha başlarken güzellik kavramının pek bağıntılı oluşu üzerinde durmak yerinde olur. Geriye sanatın güzellik ile mutlak bir bağıntısı olmadığını söylemek kalıyor. Sadece Yunanlıların kurduğu ve Avrupada klasik gelenek ile devam ettirilen güzellik kavramını kabul edersek, bu söz akla yakın olur. Güzellik kavramını müphem, çok defa aldatıcı belirtiler gösteren ve tarih boyunca durmadan değişen bir olay olarak kabul etmek bence en doğrusudur. Sanat bütün bu belirtileri içine almalıdır ve bir sanat öğrencisinin ciddiliği kendi güzellik duygusu ne olursa olsun; diğer devirlerdeki diğer insanların duygularının gerçek belirtilerini sanat sahasına kabul edebilmesiyle anlaşılır. Onun için primitif, klasik ve gotik aynı derecede ilgi çekicidir, ve o, zaman zaman değişen güzellik duygusunun değerlerini kıymetlendirmekten çok, her devrin gerçek ve sahtesini ayırmaya çalışmalıdır. 4. Sanat hakkındaki anlaşmazlıkların çoğu sanat ve güzellik kelimelerinin kullanılışındaki sebatsızlıktan ileri gelir. Tek sebat ettiğimiz bir şey varsa o da bu kelimelerin yanlış kullanılmasıdır denebilir. Öteden beri şöyle düşünürüz : Her güzellik sanattır veya her sanat güzelliktir. Güzel olmayan sanat değildir. Çirkinlik olan yerde sanat yoktur. Sanat ve güzelliği böylece bir saymamız sanatı değerlendirmede çektiğimiz güçlüklerin asıl sebebidir ve genel olarak güzellik karşısında kesin bir duyuşu olanlarda bile, sanatın güzellik olmadığı yerlerde bu düşünüş şuuraltı bir engel haline gelir. Çünkü sanatın güzellik olması şart değildir: Bunu nekadar sık ve ulu orta tekrarlarsak yeridir. Bu meseleye ister tarihi (sanatın geçen yüzyıllardaki durumunu düşünerek), ister toplumsal (sanatın bütün belirtileriyle bugünkü dünyadaki durumunu düşünerek) bir açıdan bakalım, sanatın çok defa güzellikle ilgisi olmadığını görürüz.” ss. 18-19 15 Eyl 2023 62 35 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 36. Sanatın Anlamı - Herbert Read Devam eden paragraf 15 Eyl 2023 62 36 Çirkinlik / Güzellik “5. Söylemiş olduğum gibi güzelliğin en genel ve basit tanımı hoşa giden şey olmasıdır; böylece insanlar yemeği, koku almayı ve diğer fizik duyguları da sanat olarak kabul etmeğe sürüklenmiş olurlar. Bu teorinin saçmalığının kolayca gösterilebilmesine rağmen bütün bir estetler okulu buna dayanmakta ve hatta son zamanlara kadar bu okul başta gelmekteydi. Bugün bu okulun yerine Benedetto Croce'ye dayanan bir estetik teorisi geçmiştir, ve bu teori bir eleştirme yağmuruna tutulmasına rağmen, genel doktrini daha önceki teorilerden çok daha aydınlatıcı olmuştur. Bu doktrine göre sanatı sezgi olarak tanımlamak en doğru yoldur. Güçlük «sezgi» ve «lirizm» gibi belirsiz terimlere dayanan böyle bir teorinin uygulanmasındadır. Fakat hemen görüyoruz ki bu teferruat ve geniş sanat teorisi «güzellik» kelimesi olmaksızın yürüyebiliyor. 6. Gerçekten güzellik kavramının tarihteki yeri pek geniş değildir. Bu kavram Yunanda doğuyor ve belli eski bir hayat felsefesinin tohumu oluyor. Bu felsefe aslında antropomorfik bir felsefeydi; bütün insan değerlerini yükseltiyor ve tanrıları sadece büyük ölçüde insanlar olarak görüyordu. Gerek sanat gerekse din tabiatın ve bilhassa tabiatın en yüksek noktası olan insanın yüceltilmesiydi. Klasik sanatın örneği Belvedere Apollon'u veya Melos Afrodit’idir- bunlar insanlığın mükemmel veya ideal örnekleri, mükemmel biçimli, mükemmel ölçülü, saf ve asil; tek kelimeyle güzeldirler. Bu güzellik tipi Romaya geçti ve Rönesans'da yeniden canlandırıldı. Biz hala Rönesans geleneğini devam ettiriyoruz ve bizim için güzellik, günlük hayatımızın gereklerine yabancı, uzak bir ülkenin eski insanlarının yarattıkları bir ideal insan tipine sıkı sıkıya bağlıdır.” ss. 19-20 no. 81 v. 2
  • 37. Sanatın Anlamı - Herbert Read “Belki bu anlayış bir ideal olarak diğerleri kadar değerlidir, fakat bunun kabul edilmesi mümkün birkaç idealden sadece biri olduğunu anlamamız gerekir. Bu ideal, insandan çok tanrıya çevrili, zihni ve hayat dışı, soyut Bizans idealinden farklıdır. Bir idealden çok belki de bir yatıştırma, amansız ve esrarlı dünyaya karşı bir korku ifadesi olan Primitif idealden farklıdır. Soyut, insan dışı ve metafizik olmasına rağmen zihnîden çok işgüdüsel olan Doğu idealinden de farklıdır. Fakat düşünüş tarzımız o kadar kelimelere bağlıdır ki bu «güzellik» kelimesini bile çoğu zaman boşuna sanatta ifadesini bulan bütün ideallere uydurmağa çalışıyoruz. Kendi kendimize karşı dürüst davranacak olursak kelimeleri yanlış kullanmaktaki suçumuzu ergeç anlarız. Bir Yunan Afroditi, bir Bizans madonnası, Yeni Gine veya Fildişi sahilinden vahşi bir idol, bütün bunlar bu klasik güzellik anlamına girmez. Hatta kelimelere kesin bir anlam vermek gerekirse idollerin güzel olmadığını veya çirkin olduğunu itiraf etmek zorunda kalırız. Fakat güzel veya çirkin bütün bu saydıklarımıza sanat eseri demeye hakkımız vardır. 7. Kabul etmeliyiz ki sanat, belli bir tek idealin plastik ifadesi değildir. Sanatçının plastik bir biçim verebildiği herhangi bir idealin ifadesidir; Hernekadar ben sanat eserinde bazı biçim kuralları veya ahenkli bir yapı olduğunu düşünüyorsam da, bu mesele üzerinde fazla durmak istemiyorum, çünkü içten ve kendiliğinden bir çağrı olmakla değer kazanan sanat eserlerinin yapısını inceledikçe onları basit ve açık formüllere sokmanın ne kadar zor olduğunu görüyoruz. «Hiçbir kusursuz güzellik yoktur ki ölçülerinde biraz aykırılık olmasın». Bunu bir Rönesans moralisti bile biliyordu.” ss. 20-21 Bütünlüğü bozmamak için ilk yedi maddenin tamamı verilmiştir. 15 Eyl 2023 62 37 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 38. 15 Eyl 2023 62 38 Çirkinlik / Güzellik etkileme - belirleme - yönlendirme güzellik algımızı etkileyen/belirleyen/yönlendiren/… neler olabilir Görme Biçimleri - John Berger Medya Gerçeği - Noam Chomsky Globalleşme Senaryosunun Aktörleri - Deniz Ülke Arıboğan Homo Deus - Yuval Noah Harari no. 81 v. 2
  • 39. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Görme Biçimleri John Berger* Berger, J., 1986 (ilk basım 1972), Görme Biçimleri, Metis Yayınları, Çev. Yurdanur Salman * Kitap John Berger, Sven Blomberg, Chris Fox, Michael Dibb, Richard Hollis tarafından hazırlanmı ş tır. 15 Eyl 2023 62 39 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 40. Alıntılarla ilgili notlar Buradaki alıntılar, reklam v. 1 başlıklı içerikten seçilmiştir. Konu ile ilgili fikir vereceğinden oradaki diğer alıntıları; daha da iyisi kitabı edinerek ilgili bölümün ve kitabın tamamını görselleri ile birlikte okumanız önerilir. Belgesel metninden hazırlandığı için görece rahat anlaşılabilir bir kitap denebilir. “Reklam, yüzeysel görünüşü değişmiş, bunun sonucu olarak kıskanılacak duruma gelmiş insanları göstererek bizi bu değişikliğe inandırmaya çalışır. Kıskanılacak durumda olmak, çekici olmak demektir. Reklamcılık çekicilik üretme sürecidir.” “Reklamlarla her birimize bir nesne daha satın alarak kendimizi ya da yaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir.” “Seyirci alıcının, ürünü edindiği zaman erişeceği durumuna bakarak kendini kıskanması beklenir. O ürünle, başkalarının kıskanacağı bir nesne durumuna dönüştüğünü düşünmesi amaçlanır. Bu kıskançlık, onda kendini beğenme duygusunu güçlendirecektir.” “Çekicilik çağımızda yaratılmış bir şeydir. Yağlıboya resmin çok tutulduğu zamanlarda çekicilik diye bir kavram yoktu.
  • 41. “Reklamlarda bir tür ürünün, bir firmanın öbürüyle yarıştığı doğrudur; ne var ki her reklam imgesinin öbürünü güçlendirdiği, hızlandırdığı da doğrudur. (…) Reklamlarda şu kremle bu krem, şu arabayla bu araba arasında bir seçme yapmaya çağrılırız; oysa dizgesel olarak ele alındıklarında reklamlar bir tek şeyi önerir her zaman. Reklamlarla her birimize bir nesne daha satın alarak kendimizi ya da yaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir. Aldığınız bu yeni nesne der reklam, sizi bir bakıma daha zenginleştirecektir -aslında o nesneyi almak için para harcayarak biraz daha yoksullaşacak olsanız bile!” s. 131 “Reklam, yüzeysel görünüşü değişmiş, bunun sonucu olarak kıskanılacak duruma gelmiş insanları göstererek bizi bu değişikliğe inandırmaya çalışır. Kıskanılacak durumda olmak, çekici olmak demektir. Reklamcılık çekicilik üretme sürecidir.” s. 131 “(…) Reklam hiçbir zaman bilinen bir zevkin alıcıya yeniden tattırılması olamaz. Reklam hep gelecekteki alıcıya seslenmek zorundadır. Alıcıya satmaya çalıştığı ürünle ya da olanakla çekicilik kazanmış olan kendi imgesini yansıtır. Bu imgeyle alıcıda, kendisinin gelecekte olabileceği durumu özleten bir kıskançlık uyandırır. Bu kıskanılası Ben’i yaratan nedir öyleyse? Başkalarının duyduğu kıskançlıktır elbette. Reklam nesneleri değil toplumsal ilişkileri amaçlar. Reklam, zevk değil mutluluk vadeder bize: dışardan, başkalarının gözüyle görülen bir mutluluk. Kıskanılmanın getirdiği bu mutluluk da çekicilik yaratır.” s. 132 15 Eyl 2023 62 41 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 42. Görme Biçimleri - John Berger “Seyirci alıcının, ürünü edindiği zaman erişeceği durumuna bakarak kendini kıskanması beklenir. O ürünle, başkalarının kıskanacağı bir nesne durumuna dönüştüğünü düşünmesi amaçlanır. Bu kıskançlık, onda kendini beğenme duygusunu güçlendirecektir. Bunu başka türlü de anlatabiliriz: reklam imgesi alıcıdan, aslında onun kendisine karşı duyduğu sevgiyi çalar; sonra da bu sevgiyi ona, alacağı ürünün fiyatına yeniden satar.” s. 134 “ Bütün reklamlar huzursuzluk duygusunu işler. Her şey paraya dayanır; parayı ele geçirmek huzursuzluğu yenmek demektir. Reklamın dayandığı temel huzursuzluk şu korkudan doğar: Hiçbir şeyin yoksa sen de bir hiç olursun. “(…) Reklamlarda anlatılan masallara bakılırsa, para harcama gücü olmayanları gerçekten kimse sevmez. Para harcama gücü olanlarsa sevilir.” s. 143 “Her türlü ürünü ya da hizmeti satabilmek amacıyla reklamlarda cinselliğe gittikçe daha çok başvuruluyor. Ne var ki bu cinsellik hiçbir zaman kendi başına, özgür bir cinsellik değildir. Cinsellikten daha büyük bir şeyin, yaşarken istediğimiz her şeyi ele geçirebileceğimiz güzel bir yaşamın simgesidir. Satın alabilecek durumda olmak cinsel bakımdan istenir olmakla eşitlenir. Bazan bu yukardaki Barclays Bankası reklamında gördüğümümüz gibi apaçık verilen bir mesajdır. Ama çoğu zaman gizlenir mesaj: bu ürünü satın alabiliyorsanız sevilen birisi olacaksınız. Alamıyorsanız sevilmeyeceksiniz. (…) Bu nesneyle çekici olacaksınız. Bu çevrede tüm ilişkileriniz mutlu, pırıl pırıl olacak.” s. 144 “Çekicilik çağımızda yaratılmış bir şeydir. Yağlıboya resmin çok tutulduğu zamanlarda çekicilik diye bir kavram yoktu. İ ncelik, şıklık, güçlülük gibi nitelikler buna benzeyen ama temelde çok değişik bir şey oluşturuyordu.” s. 146 15 Eyl 2023 62 42 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 43. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Medya Gerçeği Noam Chomsky 15 Eyl 2023 62 43 Çirkinlik / Güzellik Chomsky, N., 1993 (ilk basım 1989), Medya Gerçeği, Tüm Zamanlar Yayıncılık, Çev. Abdullah Yılmaz no. 81 v. 2
  • 44. Medya Gerçeği - Noam Chomsky “Bu kitabı oluşturan beş bölüm, Kasım 1988'de CBC (C a­ nadian Broadcasting Corporation) radyosunda verdiğim 1988 Massey derslerinin değişik versiyonlarıdır. Bu dersler, modern çağın en ileri demokratik sistemlerinin işleyişiyle, özellikle de düşüncenin ve anlayışın, ülke içindeki ayrıcalıklı kesimlerin çıkarları doğrultusunda şekillenişiyle ilgili belirli sonuçları o r­ taya koymaktadır. Bu beş bölümün arkasında, tartışmanın sürekliliğini bozmasın diye asıl metinden ayrılmış, aslında değinilen noktalardan bazılarını daha fazla açan uzun dipnotlar olarak tasarlanmış ekler yer almaktadır. Her bölüm için alt kısımlara ayrılmış bir ek vardır. Her alt kısım, metin içerisinde eklentisini oluşturduğu parçayla birlikte düşünülmüştür. Bu ekler yalnızca bir örnek sayılmalıdır. Referansların gösterdiği gibi, metinde ve eklerde ele alınan bazı konular başka yerlerde daha ayrıntılı olarak irdelenmiştir ve bu konuların pek çoğu ciddi araştırma projelerini haketmektedir. Gündeme gelen sorunların kökleri Batı sanayi toplumlarının yapısında yatmaktadır ve doğdukları andan itibaren tartışmalara konu olmuşlardır. Kapitalist demokrasilerde iktidarın odağı konusunda belirli bir anlaşmazlık bulunmaktadır. Bir d e­ mokraside ilke olarak yöneten halktır. Ne var ki, yaşamın temel alanlarında karar verme yetkisi özel ellerdedir ve bu durum bütün toplum düzeninde geniş kapsamlı etkiler doğurma k­ tadır. Söz konusu anlaşmazlığı çözmenin yollarından birisi, demokratik sistemi yatırımlara, çalışma yaşamının örgütlenmesine vb. kadar genişletmek olacaktır. Bu da köklü bir to p­ lumsal devrimi meydana getirecek ve en azından kanımca, d a­ ha önceki çağın politik devrimlerini tamamlayıp, bu de v­ rimlerin dayandığı özgürlükçü ilkelerin bazılarını yaşama geçirecektir. İ ktidar odağı konusundaki anlaşmazlığı g i­ dermenin başka bir yolu halkın, devletin ve özel kesimin ye t­ kisine müdahale etmesine son vermek olabilir ve bazen böyle olmaktadır. İleri sanayi toplumlannda bu problem, tipik biçimde, somut içeriği olmayan sözde önlemlerle ve politik yapılara asla dokunmadan çözülmeye kalkışılmaktadır. Bu görevin büyük bölümünü ise, düşünce ve tutumları kabul edilebilir sınırlar içerisinde kanalize eden, böylece yerleşik ayrıcalıklarla otoriteye her türlü meydan okuyuşu, şekillenip kuvvet toplayabilmesinden önce savuşturan ideolojik kurumlar üstlenmiştir. Bu görevi yürütmenin pek çok yönü ve unsuru vardır. Ben asıl olarak tek bir yönün, elit entelektüel kültürün ulusal medyayla ve bununla bağlantılı unsurlar aracılığıyla yürüttüğü düşünce denetiminin üzerinde duracağım. Kanımca bu konularda çok az araştırma yapılmaktadır. Kişisel duygum o yöndedir ki, demokratik toplumların yur t­ taşları kendilerini manipülasyon ve denetimden korumak ve daha anlamlı bir demokrasinin temelini atmak üzere bir e n­ tellektüel özsavunma biçimi geliştirmelidirler. Gerek bu kitabı, gerekse kitap boyunca değinilen diğer yapıtların büyük bölümünü motive eden kaygı budur.” ss. 9-10 (Önsöz) 15 Eyl 2023 62 44 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 45. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Globalleşme Senaryosunun Aktörleri Deniz Ülke Arıboğan Arıboğan, D. Ü., 2001 (ilk basım 2001), Globalleşme Senaryosunun Aktörleri, Der Yayınları 15 Eyl 2023 62 45 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 52. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Homo Deus Yuval Noah Harari Harari, N. H, 2016 (ilk basım 2016), Homo Deus, 3. Baskı, Kolektif Kitap, Çev. Poyzan Nur Taneli 15 Eyl 2023 62 52 Çirkinlik / Güzellik yarının kısa bir tarihi no. 81 v. 2
  • 53. 15 Eyl 2023 62 53 Çirkinlik / Güzellik Homo Deus - Yuval Noah Harari “ Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor. Homo sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inandı? İnsanı inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının tümünden ayıran yüksek zekası ve kudreti dışında herhangi bir alametifarikası var mı? Tarih boyunca benzeri görülmemiş kazanımlar elde etmemize rağmen mutluluk seviyemizde neden kayda değer bir artış olmadı? "Tüm bunları anlamak için tek yapmamız gereken geriye dönüp bakmak ve Homo sapiens'in aslında ne olduğunu, hümanizmin nasıl dünyaya hakim bir din haline geldiğini ve hümanizm rüyasını gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu getireceğini incelemektir. İşte bu kitabın temel meselesi budur.” ” Arka kapaktan arka kapak: no. 81 v. 2
  • 54. 15 Eyl 2023 62 54 Çirkinlik / Güzellik ek olarak Sabite Tur Gülerman / Elvis Presley Yunus Emre’ye selâm - Sabahattin Eyuboğlu Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin no. 81 v. 2
  • 55. https://www.youtube.com/watch?v=7nxFpHnsa68 Bu eseri sanatçıyı görmeden de keyifle dinleyebiliriz. Hatta tüm odağımız da eser ve eseri icra eden bu muhteşem ses olur. https://insanvesanat.wordpress.com/2011/06/02/eristi-nevbahar-eyyami-nedim/ 15 Eyl 2023 62 55 Çirkinlik / Güzellik https://www.youtube.com/watch?v=LGwO2BaDJQc Sabite Tur Gülerman Elvis Presley Elvis Presley çok yakışıklı olmasaydı da onu yine hayran kalarak dinlerdik. no. 81 v. 2
  • 56. Sabite Tur Gülerman’ı ilk dinlediğimde muhteşem bir ses ve eser deyip daha önce hiç duymamış olduğuma üzüldüm. Kayıttan dolayı bazı kelimeleri anlayamadığımı zannettim. Sonra biraz araştırınca eski bir eser için yapılan beste olduğunu öğrendim. Belki de tüm kültürlerde saray/halk arasında dil de dahil olmak üzere farklar/uçurumlar olmuştur.1 Sefahat dönemi eseri olsa da bu şarkıyı sadece bizler, yani bu kültürün içinde yaşamış olanlar güzel ve tanıdık duygular ile dinleyebiliriz. Bu demek değil ki; bir japonun veya bir meksikalının kültürü bizden aşağıdır veya üstündür. Onlar bu şarkıdan bizim hissettiklerimizi anlamaz biz de onlarınkinden pek bir şey anlamayız, onların hissettiklerini de hissedemeyiz. ‘Her horoz kendi çöplüğünde öter’2 ifadesiyle aidiyet duygusunun vurgulanması gibi (illa kümes dövüşü olmasına gerek yok) tanımadığım bir coğrafyanın geleneğini, kültürünü, güzelini-çirkinini anlamam; değer vermem ve korumam da biraz anlamsızdır. Ama globalleşme veya küreselleşme nedeni ile bazı kültürlere özellikle Batı kültürüne daha aşina olduğumuzdan Elvis Presley’i severek dinleriz. Kadınların kendisi için çıldırdığı, en güzel en yakışıklı erkeklerden biri olan Presley’in bu kaydı muhteşemdir. Galiba akustik kayıt deniyor, enstrümanları ve sesi bu şekilde yalın olarak duymak harika. Presley’in hem yoğun kendine özgülülüğü hem de görünüş olarak hayran bırakan tarzı hala konuşulur. İki şarkının da bitişleri sanki benzer tarzda, muhtemelen ses ve enstrümanların yalınlığından. Belki gerçek ve yapay olanları da hayran kaldığımıza ait bu ‘kusur’lardan ayırt edebileceğiz. 15 Eyl 2023 62 56 Çirkinlik / Güzellik 1 Yunus Emre’ye selâm ve 2 Hayvan Deyip de Geçme kitaplarından alıntıları okuyabilirsiniz. Akla gelenler no. 81 v. 2
  • 57. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Yunus Emre’ye selâm Sabahattin Eyuboğlu Eyuboğlu, S., 1966 (ilk basım 1966), Yunus Emre’ye selâm, Çan Yayınları 15 Eyl 2023 62 57 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 58. Yunus Emre’ye Selâm - Sabahattin Eyuboğlu “Yunus ya da Yunusça konuşan Anadolu halkı, bu şiirde, dünyanın ve başka bir halkın şiiriyle buluşuyor. Yunus’tan yüz elli yıl kadar sonra onun gibi belâlı, kanlı, kargaşalı bir çağda yaşamış Fransız şairi François Villon’un kendi milletinin edebiyat tarihindeki yeri, Yunus’un bizimkindeki yerini andırır. Yunus nasıl Arapça ve Farsça’ya karşı Türk halkının dilini yüceltmişse, Villon’da Lâtince ve Yunanca’ya karşı Fransız halkının dilini yüceltmiştir. Dante’nin, Shakespeare’nin, Cervantes’in yaptığı da aynı şeydir aslında: Halkın diliyle söylenemez sanılan yüksek duygu ve düşünceleri halkın diliyle bal gibi söylemek. Ne var ki, ah ne yazık ki, biz Yunus’un ardından gitmemişiz. (…)” s. 8 “Atatürk’le birlikte Türk Devleti’nin halka yönelmesinden önce Yunus Emre, halk türküleriyle birlikte analarımızdan öğrenip ciddiye almadan söylediğimiz, okullara, sanat, edebiyat çevrelerimize yakıştıramadığımız, olmasa da olur dediğimiz, halı yanında kilim, ut yanında saz, konak yanında kulübe saydığımız kaba halk antikaları arasındaydı.” ss. 9-10 ⋮ Dil v. 2 başlıklı içerikte verilen Eyuboğlu’na ait önsözde halkın dili ile konuşan diğer bazı yazarların da adını bulabilirsiniz. ⋮ 15 Eyl 2023 62 58 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 59. Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M. Hayvan Deyip de Geçme Aziz Nesin Nesin, A., 1980 (ilk basım 1973), Hayvan Deyip de Geçme, 3. Baskı, Adam Yayıncılık 15 Eyl 2023 62 59 Çirkinlik / Güzellik no. 81 v. 2
  • 60. Hayvan Deyip de Geçme - Aziz Nesin 15 Eyl 2023 62 60 Çirkinlik / Güzellik “Amcamın bikaç tavuğuyla bir horozu vardı. Komşularının da tavukları vardı. Hep birlikte cami avlusunda gezinirlerdi. Amcamın horozunu, komşunun horozu dövüyor, boyuna kovalıyordu. Amcam bigün kendi horozunun başka horozdan dayak yediğini .görünce bozuldu. — Kesin bunu! dedi. Amcama çok yalvardım, horozun kesilmesine engel oldum. O gün hemen Heğbeliada'ya, bizim eve gittim. Kendi horozumu Ada'dan getirecektim. Amcamm horozunu kovalayan o komşu horozunu dövdürecektim. Benim horozum görülecek bişeydi. Horozluğun bütün sürü, bütün yiğitliği, bütün cakası, fiyakası onda toplanmıştı. Dövüşçü değildi, süs horozuydu. Ama öyle bakımlı, besiliydi ki, dolaylardaki bütün horozlan dövüyor, kaçırıyordu. O yüzden ben de onu bütün horozları dövebilir sanıyordum. Bikez dövüşçü olmasına en büyük engel, katmerli gül gibi kat kat açdmış o güzel, o kocaman ibiğiydi. Yalım yalım yanan kıpkızıl ibiği öyle kocamandı ki, ucu sol gözünün üstüne dokumluydu. Külhanbeylerin caka olsun diye kasketlerini biyana eğik giymeleri gibi, horozumun sola eğik ibiği de ona daha bir horozluk veriyor, cakasına caka katıyordu. Tüylerinde sarıdan kahverengiye doğru bütün renk değişimleri vardı. Tüyleri kuyruğunda lacivertleşir, kararır, eğmeç eğmeç saçılarak sarkardı. Güneş vurunca boyun tüyleri kırmızının, sarınm, kma renginin bütün değişimleriyle yanardönerleşir, ışılışd parlardı. Daha iki yaşındaydı. Vapurda bir adam, — Bu güzel horozu nereye götürüyorsun? diye sordu. Ben de anlattım. Bunun üzerine o adam bana öğüt verdi. Horozumu, yeni yerine alıştırmadan salarsam, öbür horozdan dayak yermiş. Niçin demişler «Her horoz kendi çöplüğünde öter» diye... Önce birila gün kümeste tavuklarla kalmalı, yerine alışmalı, ondan sonra dövüşe salmalıymışım. O adamın sözleri hâlâ. aklımda: «Bir horoz, niçin başka horozla dövüşür? Yerini, tavuklarını, kümesini, kendisini savunsun diye...» Öyle ya, yeri yurdu, tavuğu kümesi olmayan bir horoz ne diye, kimin, neyin uğruna dövüşsün… Adamla konuşuncaya dek, horozumun öbür horozu döveceğine kesinlikle inanıyordum. Ama onun sözlerinden sonra içime bir kuşku düştü; ya horozum dayak yerse... Amcamın evine gelince o adamm öğütlerini tuttum. Horozu kümese bıraktım. Bikaç gün orda tavuklarla kaldı, tavukla, ra, kümese alıştı. Amcamın sünepe horozunu da biriki gaga vuruşuyla yıldırıp kaçırdı. Artık kümese egemendi. Bir sabah tavuklarla birlikte horozumu da avluya saldım. Komşunun horozu görünürlerde yoktu. Bizimki pengesiyle kanat tarayarak tavuklarına yiğitleniyor, çağrı sesleri çıkarıp çağırdığı tavuklarına horozlanıyordu. Derken (…)” s. 8 no. 81 v. 2
  • 61. Bazı Sorular • Güzelleşmek için kozmetik ürünler satın alıyor musunuz? • Şu ana kadar etkisini açık olarak gördüğünüz bir ürün oldu mu? • Raflarda eskiye nazaran daha fazla doğal bakım yağları görüyor musunuz? Save Ralph videosunu seyrettiniz mi? ‣ İlaçlarda olduğu gibi kozmetik ürünler için de plasebo etkisine bakılıyor mu? ‣ Birilerinin şömineye attığı odunun parası olmak ister misiniz? ‣ The Constant Gardener (Fernando Meirelles-2005) adlı filmde ilaç şirketlerini kızdırdığı için öldürülen kadın konumuna düşmek ister misiniz? tokat / basit / şaft v. 1 başlıklı içerikte bu kısım için şöyle yazmıştım. ⋮ Bu sayfa içeriğin ilk halinden. Neresinden tutacağımı, nasıl değiştireceğimi veya güncelleyeceğimi bilemedim. Her türlü anlamda biraz ‘kaba’. Yine de kıyamadım, olduğu gibi bırakıp bu versiyona da ekledim. Ek olarak burada biraz haksızlık yapmış olduğumu aşağıdaki not ile de kabul etmiştim. 15 Eyl 2023 62 61 Çirkinlik / Güzellik Son olarak: no. 81 v. 2
  • 62. 15 Eyl 2023 62 62 Çirkinlik / Güzellik İçeriklerde neler olduğunu açıklamaya çalışmak sıkıntıya, hataya neden olabilir; hatta hata olmaması mümkün de değildir. Ancak özellikle bazı uzun içerikler için, takip etmeyi kolaylaştırmak amacıyla ana hatlarıyla; kimi zaman akışın verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanları anlatmak faydalı olabilir. Yani burayı takip eden sayfalara göz atın, ancak hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayın. İster istemez bazı şeyleri ifade ederken yorum yapmış oluruz. Zaten olayın doğası gereği de yazıyı/yazarı tam anlamak, tam işaret ettiğine odaklanmak, yüzeyde gösterilen anlamın dışındaki görmek, aslında yazılanın tam tersinin kastedildiğini anlamak, birkaç anlam katmanının hepsini görmek … vs. mümkün değildir. Ayrıca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz … bizi sınırlar, nasıl/ne kadar anladığımıza da, anlattığımıza da sınır koyar. • İçerikler açıklama ile devam edebilir veya ilk sayfalarda akış verilebilir. Ya da buradan sonra sayfa sayfa gelen açıklamalar olabilir. Bu takip etme kolaylığına ya da içeriğin türüne göre değişebilir. • Metin ingilizce ise bazı kısa notlar türkçe olarak verilebilir. Bu notlar çeviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri öne çıkaran hem de takip etmeyi kolaylaştırabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu türde olacaktır. • Tüm disiplinler için geçerli olmakla birlikte özellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni keşiflerle birlikte güncel olanın tarafınızdan araştırılması gerektiğini unutmayın. • İçeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alıntılar eklenebilir. Bu sayfaların olduğu pdf dosyasının adındaki -v1, -v2 … ekleri içeriğin versiyon numarasını göstermektedir. İçeriğin tüm versiyonlarına yani eski/yeni hallerine ulaşmak için https://twitter.com/azdacorba adresinden ilgili dosyayı yükleyebilirsiniz. Aynı zamanda bu dosyadan tüm içeriklere ve hesaba ait bağlantılara da erişebilirsiniz. Alıntılardan sizi çeken şeyler olduğunda, kitabı edinerek ya da kütüphanelerden ulaşarak tamamını okumanız amaçlanmaktadır. İçeriklerin hazırlanması konusunda aşağıdaki kısmı da lütfen göz önünde bulundurunuz. menemenazdacorba hakkında Neler var sayfa sayfa ana hatlarıyla akış versiyonlar hesap hakkında Güncelleme , 6 Temmuz 23 no. 81 v. 2