dokunarak başka bir şeye dönüştürme (kurbağa prens)
yeraltından ölülerin insanların üzerine salınması
korku salan akrep-adamlar
dallarından mücevherler sarkan ağaç (Prenses Kaguya Masalı’ndaki ağaç)
ölümsüzlüğü veren denizin dibindeki ot (Yapay Zeka’da denizin dibindeki peri)
tanrıların gizini/gizlerini insanoğluna aktaran karakter (Prometheus)
her bir canlıdan örneğin yapılan gemiye koyularak yaşamın kurtarılması (Nuh Tufanı, Ağrı Dağı)
evrime ait görüşleri de çağrıştırabilen satırlar
2. 29
Oca
2024
2
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
“İnsanoğlunu yedi bin yıl öncesinden bugüne
taşıyan bütün bilgilerin ilk tohumları Sümerler eliyle atıldı.”
13
3. 29
Oca
2024
3
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
https://feelinganimatedblog.wordpress.com/2021/03/12/film-review-
the-tale-of-the-princess-kaguya-kaguya-hime-no-monogatari-2013/
Prenses Kaguya Masalı (2013 - Isao Takahata)
https://www.comingsoon.net/movies/features/1180816-a-i-artificial-
intelligence-at-20-steven-spielberg-at-his-creative-best
Yapay Zeka (2001 - Steven Spielberg)
Kapak görselindeki filmler
13
6. 29
Oca
2024
6
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
“Çoban'ı sevdin, o Çoban ki
külde sana çörekler pişirirdi her zaman,
oğlaklar keserdi her gün;
ona vurdun, kurda çevirdin,
kendi yardımcıları yanından kovdu onu,
kendi köpekleri arkasından ısırdı onu!
Babanın bahçıvanı Işıllanu’ya tutuldun,
sana her gün bir küfe hurma getirir,
sofranı donatırdı güzelce.
(…)
Sen bu sözleri duyunca
vurdun, tallalu’ya döndürdün onu,
bahçenin bir yanına bıraktın,
ne inebilir, ne çıkabilir artık. ” s. 59
Gılgamış Destanı
“Anu ağız açıp konuştu,
dedi ki Ece'ye:
“Ne? Gılgamış'ı kışkırtan sen değil miydin
bir bir saysın diye bütün ayıplarını,
bütün ayıplarınla ilençlerini?”
İştar ağız açıp konuştu,
Tanrı Anu'ya, babasına dedi ki:
“Baba, n'olur, Gök Boğası'nı ver bana,
Gılgamış'ı öldürsün, ateş doldursun evine.
Bana Gök Boğası'nı vermezsen
kırarım bulunduğu yerin kapısını,
inerim Yeraltı Ülkesi’ne, cehenneme,
salarım ölüleri oradan, yesinler diye sağları,
ölüler sağlardan daha çok olsunlar diye!”” s. 60
‘Tallalu: akadca kurbağa’” s. 59
dokunarak başka bir şeye dönüştürme (kurbağa prens)
yeraltından ölülerin insanların üzerine salınması
13
7. 29
Oca
2024
7
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
“ IX. Tablet
Gılgamış, Enkidu'nun cesedi önünde korkunç bir ölüm korkusuna kapılır. "Ölümsüz yaşam"ı aramaya karar verip yollara
düşer. Gide gide görünüşleri korkunç Akrep Adamlar'ın beklediği Çatalbaşlı Dağ'a ulaşır. Yolculuğunun nedenini sorarlar,
öğrendikten sonra da dağa girmesine izin verirler.
Gılgamış, uzun ve zorlu bir yürüyüşten sonra, kendini dallarından mücevherler sarkan ağaçlarla dolu bir bahçede bulur.” s. 83
Gılgamış Destanı
“Muşu idi bu dağın adı;
Gılgamış oraya gelince bakıp gördü ki
dağın iki çatalı gözcülük eder doğup batışında güneşe,
dorukları göğün tavanına ulaşır,
temelleri dipte cehennemle birleşir,
kapısında Akrep-Adamlar gözcülük eder;
saldıkları korku dayanılmazdır, ölüm saçar görünüşleri,
korkunç görkemleri dağlara vurur,
güneşi beklerler doğuşunda, batışında. ” s. 86
“Gılgamış bahçeye doğruldu taştan, ağaçları görmek üzere:
Kırmızı akik meyve yüklüydü,
her salkım gözü okşayarak akıyordu adeta.
Lacivert taşı yaprak yüklüydü
ve o dahi meyve yüklüydü, bakılması hoştu.” ss. 88-89
korku salan akrep-adamlar
dallarından mücevherler sarkan ağaç (Prenses Kaguya Masalı’ndaki ağaç)
13
8. 29
Oca
2024
8
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
“ XI. Tablet
Gılgamış, Ur-Şanabi'nin yardımıyla, birçok güçlüğün üstesinden gelerek, Ut-Napiştim'in bulunduğu Ölümsüzlük
Ülkesi'ne, Dilmun'a varır.
Ut-Napiştim Tufan serüvenini anlatır Gılgamış'a. Bir "güçlülük" sınavından geçirir onu. Zavallılığına acır. "Denizin
dibinde dikenli bir ot vardır. İnip onu bulabilirsen ölümsüzlüğü elde edersin." der. Gılgamış iner denizin dibine, otu
bulur, yukarı çıkarır, ama çok geçmeden yılana kaptırır.” s. 105
Gılgamış Destanı
“Uzak Ut-Napistim’e karısı dedi ki:
“Çok acılı, çok yorgun geldi buraya Gılgamış,
ona bir şey verseydin yurduna dönerken.
Gılgamış bu sözü duyunca
kanca atıp kıyıya yanaştırdı gemiyi.
Ut-Napistim ise ona dedi ki:
“Çok acılı, çok yorgun geldin buraya Gılgamış,
sana ne versem ki yurduna dönerken?
Biz gizi açayım sana Gılgamış,
insanoğlunun bilmediği bir gizi:
Bir ot var, kökü dikenli bir ot,
dokunmayagör parmaklarına batar,
böğürtlen dikeni gibidir dikenleri
işte ele geçirirsen bu otu
ölümsüz yaşamı avcunda bil!
Gılgamış bu sözleri duyunca bir çukur kazdı hemen,
ağır taşlar bağladı ayaklarına,
denizin dibine erdirince bu taşlar onu
kaptı bitkiyi, aldırmadan dikenlerine,
ayaklarına bağlı taşları çözdü,
deniz de onu fırlattı geldiği kıyıya.” ” ss.116-117
ölümsüzlüğü veren denizin dibindeki ot (Yapay Zeka’da denizin dibindeki peri)
13
9. 29
Oca
2024
9
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
“Ut-Napiştim Gılgamış'a dedi ki:
"Bak sana şimdi bir gizi açacağım,
Tanrıların bir gizini açacağım.
Bilirsin Şuruppak kentini,
bilirsin, Fırat'ın kıyısındadır;
Tanrılar eskiden orada otururdu.
Büyük Tanrılar bir gün Tufan'a karar verip
Anu Tanrı'yla görüştüler, babalarıyla;
danışmanları Yiğit Enlil'di,
gözcüleri Ninurta,
su ustaları Ennigu;
gizlilik üzerine ant içen Ea da yanlarındaydı;
Orada konuşulanları sazdan bir duvara aktardı:
Sazdan duvar, kamıştan duvar,
dinle beni sazdan duvar, dinle beni kamıştan duvar!
Şuruppak adamı, Ubar-Tutu oğlu,
Yık evini, ondan bir gemi yap kendine hemen!
Bırak malı mülkü, kurtar yaşamı,
neyin varsa koyver gitsin, kurtar yaşam soluğunu;
her canlıdan bir örnek koy gemiye,
elinle kuracağın gemiye.
Boyutları yerli yerinde olmalı,
Eni boyuna denk olmalı,
Üstünü Apsu gibi bir çatıyla kapat!” ss. 107-108
Gılgamış Destanı
“Bilgelik tanrısı ve insanoğlunu seven Ea, Tanrıların büyük toplantısında alınan karara açıkça karşı çıkmış olmamak için, durumu insanlara dolaylı
bir yoldan, sazlarla yapılmış bir duvar aracılığıyla aktarır; duvarın ardında Ut-Napiştim’in oturduğunu bilmektedir çünkü.”s. 107
tanrıların gizini/gizlerini insanoğluna aktaran karakter (Prometheus)
gemi yapıp her bir canlıdan örnek alınarak yaşamın kurtarılması (Nuh Tufanı, Ağrı Dağı)
13
10. 29
Oca
2024
10
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
“Doğuran bir kadın gibi bağırıyordu İştar Tanrıça,
o güzel sesli Tanrılar Ecesi yakınıyordu:
Çamura dönsün o gün,
Tanrılar Kurulu'nda kötü sözler ettiğim gün!
Tanrılar Kurulu'nda neden kötü sözler ettim,
neden kıyım buyurdum kullarımı kırıp geçirecek?
Denizi doldursunlar diye mi yarattım onları ben
balık yavruları gibi?"
Tanrılar, Anunnakiler onunla ağlardı,
gözü yaşlı, bitkin Tanrılar,
topluca yakınır, inlerlerdi."
"Altı gün yedi gece boyunca
Tufan kasırgası yurdu kasıp kavurdu,
yedinci gün geldiğinde
sona erdi fırtına, kasırga, bora
doğuran bir kadın gibi çırpıntılar içinde.
Deniz döndü, rüzgâr dindi, Tufan kesildi.
Kapağı bir açtım, temiz hava çarptı yüzüme,
ortalığa baktım, ortalık sessizdi,
çamura dönmüştü insanoğlu her yerde,
çatıların üstü baştan başa bataklıktı.
Diz çöküp ağladım kımıldamadan,
yanaklarımdan yaşlar süzüldü.
Kıyılar aradım denizin sınırlarında,
ötelerden bir kara parçası yükselmekteydi;
Gemi Nizir Dağı’na oturdu.” ss. 111-112
Gılgamış Destanı
gemi yapıp her bir canlıdan örnek alınarak yaşamın kurtarılması (Nuh Tufanı, Ağrı Dağı)
evrime ait görüşleri de çağrıştırabilen satırlar
13
11. 29
Oca
2024
11
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
“
Başlarken
İnsanoğlunu yedi bin yıl öncesinden bugüne taşıyan bütün bilgilerin ilk tohumları Sümerler eliyle atıldı. Bugün adına “uygarlık”
dediğimiz bilgi birikimini oluşturan her şeyin ilk biçimleri Sümer ülkesinde yaratıldı, orada geliştirildi ve bütün çevre ülkelere
oradan yayıldı. (…)
Sümerlerin bulduğu ilk yazı, belli bir evrim geçirdikten sonra, Fenikeliler eliyle Yunanlara, onların eliyle de bütün Batı dünyasına
aktarıldı. Sümerler, birer tanrı saydıkları gökcisimlerinin uzaklıklarını, devinimlerini hesaplamakta büyük bir başarı gösterdiler.
Toprak bölüşümü, ürün paylaşımı gibi konular ölçüm bilgilerini şaşırtıcı bir düzeye ulaştırdı. Örneğin, İyonyalı matematikçi
Thales’in (MÖ VII-VI. yy) ünlü teoremlerini ondan bin beş yüz yıl önce çözmeyi biliyorlardı (AP-HS, 111). Daireyi 360 dereceye,
günü 24 saate böldüler. Bütün bu ve benzeri bilgiler Doğu Akdeniz ve Anadolu üzerinden Batı’ya yayıldı ve Yunan
düşüncesinin, dolayısıyla Batı düşüncesinin oluşmasına kaynaklık etti. ” ss. xi-xii
“
Bir Açıklama
(…)
"Müze"min bir parçası da Gılgamış Destanı'ydı. Geniş bir bölümünü 1970'lerde Soyut dergisinde yayınlamıştım. George
Contenau'nun 1939'da yayınlanmış olan Epopee de Gilgamesh adlı çevirisiydi ilk yararlandığım kaynak. Daha sonraki yıllarda,
Destan'ın Batı dillerinde yeni birçok çevirisi yayınlandı. Her yeni çeviriyle, yapıtın eksik yerleri azalıyor ve yeni kazılardan elde
edilmiş bilgilerle ya da Batı müzelerinde yeni bulunmuş parçalarla zenginleşiyordu. Bütün bu yayınları izleye izleye, destanı
bugün bilinen en az eksikli duruma getirdim. Çalışmamın kırk yıl sürmesi bu yüzden.
(…)
Kazıbilimcilerin, araştırıcıların yüz elli yıl süren çabaları sonunda, destanın yaklaşık üçte ikisi elimize geçmiş oldu. Ama geri kalan
bölümünü elde etmemiz olanaksız artık. Irak'ta yapılacak yeni kazılarla birtakım eksikleri tamamlayacak yeni verilere ulaşmamız
olanaksız. İnsanlığın bugüne dek gördüğü en alçakça saldırılardan biri sonunda, Amerikan bombaları, yeryüzü uygarlığının eşik
taşlarını yerle bir etti.” ss. xxxi -xxxii
3000, 5000, 7000 ? v. 1 başlıklı içerikte de bu kısım verilmiştir.
Gılgamış Destanı için çevirmene ait kısımdan:
13
12. 29
Oca
2024
12
İlham
Kaynağı no. 91
v. 1
Akla gelenler
- Kitabın konu ve kişilerle ilgili açıklama kısımlarını okumanız daha rahat takip edebilmek için gerekli olabilir.
- Dip notların sadece vurgu için gerekli olanları yazılmıştır.
- Örnekler son kısımdandır. En süslenmem diyen kadınların bile inciğe boncuğa karşı bir zaafı var. Bende
özellikle dallarından güzel taşlar sarkan ağaçtan sonra bu içeriği yapmaya karar verdim. Hem öncesinde
hem de sonrasında daha fazlası var. Okuduğum kitaplar ve seyrettiğim filmler ortalamaya göre de çok çok
az, gördüğümün de daha fazlası var.
- Gılgamış Destanı sanat ve edebiyat ile birlikte diğer birçok disipline de ilham vermiş gibi görünüyor.
- Voodoo Bebeği v. 2 içeriğinde “Nereden çıkıyor bu fantastik senaryolar, fantastik gerçekler?” kısmında bu
kitaptan bahsetmemin sebebinin biraz hissedildiğini tahmin ediyorum. İnsan bazı satırlarda bayağı şaşırıyor.
Çember v. 1 başlıklı içerikte verilen alıntılarda da gördüğümüz; yaşamın tekrar tekrar sıfırdan başladığı ile
ilgili görüşlerin kaynağı da burası olabilir.
- Prometheus v. 1(ilk) başlıklı içerikte de bu karakter ile ilgili alıntılar okuyabilirsiniz.
13
Bu dosyada imla başta olmak üzere sadece birkaç düzeltme yapıldığından dosya eki -v1d olarak yazılmıştır. (7 Şubat 2023)
Önceki hali de bu bağlantıdadır.
13. 29
Oca
2024
13 no. 91
v. 1
İlham
Kaynağı
Neler var
sayfa sayfa
ana
hatlarıyla akış
versiyonlar
hesap ve içerikler hakkında
Güncelleme, 29 Ocak 24
- Takip etme kolaylığına ya da konunun türüne göre mümkün olduğunca
ilişkileri/vurguları göstermeye çalışmak için, içerikler açıklama ile devam
edebilir, ilk sayfalarda akış/özet verilebilir ya da daha farklı bir yol
izlenebilir. Diğer bir ifade ile standart bir yöntem yerine en uygun
yöntem seçilmeye çalışılmaktadır.
- Alıntı ingilizce ise bazı kısa notlar türkçe olarak eklenebilir. Bu notlar
çeviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri öne çıkaran hem de
takip etmeyi kolaylaştırabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya
da ek ifadelerin olduğu biçimde olacaktır.
- Tüm disiplinler için geçerli olmakla birlikte özellikle pozitif bilimlerle ilgili
konularda yeni keşiflerle birlikte güncel olanın tarafınızdan araştırılması
gerektiğini unutmayın.
- Alıntılarda ilk zamanlarda olduğu gibi, yazarın vurgulamalarını gösteren,
eğik veya diğer farklı biçimlerde yazılışları koruyamıyorum. Bunlar
önemli olduğundan alıntılara kitaplardan tekrar bakmanız gerektiğine
dikkat ediniz.
- İçerikler sunum biçiminde pdf dosyası olarak hazırlanmakta ve şu an için
depo olarak kullanılan aşağıdaki ortamlara yüklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com https://menemenazdacorba.info
- Bu yüklenen dosyalara ait bağlantılara güncelleme dosyasından
erişebilirsiniz. Aynı zamanda bu dosyadan tüm içeriklere ve hesap ile
ilgili diğer bağlantılara da ulaşabilirsiniz. Güncelleme dosyası aşağıdaki
hesaplarda paylaşılmaktadır.
https://twitter.com/azdacorba https://twitter.com/menemenazdacorb
- İçeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alıntılar ekleniyor. İlgili dosyanın
adındaki -v1, -v2, v3 … ekleri (ya da bağlantıları verilirken v. 1, v. 2, v. 3
biçimindeki üst simgeler) içeriğin versiyon numarasını göstermektedir.
İçeriklerin tüm versiyonları güncelleme dosyasında verilmektedir.
- Diğer ekler, üst simgeler veya işaretlemeler şu anlamlara gelmektedir.
vt : taslak halinde ilk hali verilen başlık (içerik)/dosya
vg : öncesindeki başlıklardan sonra gelmesi uygun olduğundan
gelecekte hazırlanmak üzere eklenen başlık
v1(ilk) : numarasız olarak ilk biçimle hazırlanan başlık
(…) : bir paragrafın tamamı verilemediğinde bu kısımları -yazılamayan
kısımları- belirtmek için kullanılan işaret
_c : boyutu küçültülmüş dosya (compressed-sıkıştırılmış dosya
olduğundan çözünürlükte kimi zaman sıkıntı olabilir)
: taslak halinde ilk hali verilen başlık /dosya
: öncesindeki başlıklardan sonra gelmesi uygun olduğundan
gelecekte hazırlanmak üzere eklenen başlık
: numarasız olarak ilk biçimle hazırlanan başlık
: bir paragrafın tamamı verilemediğinde yazılamayan
kısımları belirtmek için kullanılan işaret
: boyutu küçültülmüş dosya (compressed yani sıkıştırılmış
olduğundan çözünürlükte kimi zaman sıkıntı olabilir)
vt
vg
AA
v1(ilk)
(…)
AA
_c AA
İçeriklerde neler olduğunu açıklamaya çalışmak sıkıntıya, hataya neden olabilir; hatta hata olmaması mümkün değildir. Ancak özellikle bazı uzun
içerikler için takip etmeyi kolaylaştırmak amacıyla ana hatlarıyla; kimi zaman akışın verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanları anlatmak faydalı olabilir.
Ancak hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayın. İster istemez bazı şeyleri ifade ederken yorum yapmış oluruz. Zaten olayın doğası gereği de
yazıyı/yazarı tam anlamak veya tam işaret ettiğine odaklanmak, yüzeyde gösterilen anlamın dışındaki görmek, aslında yazılanın tam tersinin
kastedildiğini anlamak, birkaç anlam katmanının hepsini görmek … vs. mümkün değildir. Ayrıca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz … bizi
sınırlar, nasıl/ne kadar anladığımıza da, anlattığımıza da sınır koyar.
Alıntılardan sizi çeken şeyler olduğunda, kitabı edinerek ya da kütüphanelerden ulaşarak tamamını okumanız amaçlanmaktadır.
İçeriklerin hazırlanması konusunda aşağıdaki kısmı da lütfen göz önünde bulundurunuz.
13