Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslimi çok titizlikle yazmış ve bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
6. BÜTÜN HAMD ALLAH'A MAHSUSTUR. O'NA HAMD
EDER O'NDAN YARDIM· İSTERİZ. ALLAH KİME
HİDAYET EDERSE ARTIK ONU_ KİMSE SAPTIRA
MAZ. K1M1 DE DALALETE DOŞ()RORSE ONU KİMSE
HİDAYETE ERDİREMEZ. EŞSİZ, ORTAKSIZ BİR TEK
ALLAH'DAN BAŞKA iLAH OLMADIOINA ŞEHADET
EDERİM. MUHAMMED'İN O'NUN KULU VE ELÇİSİ
OLDUOUNA DA ŞAHADET EDERİM',
ı. Müslim, CUmua, taJıflfu'■•salit ve'l-hutbe. Hz. Peygamberin bir hutbe bqlan•
gıcıdır.
7.
8. TAKDTM
1. TERC1H ve TERCEME SEBEBİ
1957-1958 yıllarında Bağdad'da el-Medresetu'l-Merciııiyye'de Irak'lı
meşhur alim Ebu Şakir Muhammed Fuad el-Aliısi (1382/1962) nin hu
,nrunda llliisliın Sahih'iııi okudum. Bu «Huzurda okuma - el-Kıraatu
ııl,:'1-Şı-yh . » işi tamamlandığı zaman muhtevalarının mevsf.ıkiyeti ba
iıınıından Kur'an'dan sonra yer yüzündeki kitapların en sağlamı ve en
kıymetlisi bulwıan iki l:lnlıih'i terccnıc etmek fikri gönlüme düşmüştii.
(,iiııkü lıu iki kitap, üçüncii hicret asrına kadaı·ki hadis alimlerinin en
cıı sağlaın ilmi usuller ve pek ağır sıhhat şartları ile tenkid süzgecinden
süzüle süzüle gelen ve böylece en sahih oldukları ümmetin icmiı ile
de kararlaşan hadislerin çoğunu bir araya toplamışlardır. Bunlardaki
lıadislpı•in hepsi soıı Peygamber Muhammed Mustafa IS) nın insanlık
i�in "" doğru en iyi ve hiç eskimiyecı,i< ta'limlı,ri ve hayat düsturlarıdır.
Bu iki den birincisiniıı hiç olmazsa bir «T,,cri,t» i türkı;eye tcrccme
edilmiştir. Müslim Salıihi'ııin kc şimdiye kadar türkçe tereemesi neş
roluıımamıştır '. Halbuki Tüı·kler bu ölmez esetrlerin tam tereemelerin
dcn onların halis iman, ibadet, ahlak... öğreten muhtevalarından mah
rum veya müstağni kalaınazdı. Daha evvelki asırlarda bu sahadaki ilim
lerin ve ilmi faaliyetlerin bulluğiı sebebiyle belki bu ihtiyaç pek his
sedilmiyordu. Son asırlarda ise bilhassa memleketimizde hadis tedrisinde
bir duraklama ve gittikçe büyüyen bir boşluk meydana gelmiştir. Bunun
neticesinde de müslüman Türk halkı kaynakları yerli veya yabancı bir
takım murife)er ve bid'atların zehrine ve çeşitli hurifec1 bld'atçıların
tahripkar faaliyetlerine maruz kalmıştır. Bunları yok etmeye yegane
çare Kur'in-ı Kerim ve sahih hadislere süratle dönmek, Allah'ın ve Ra
aulüııiin ebediyyen eskimiyeeek düsturlarından bol bol yaymak ve okut
maktır. İşte bu ihtiyaç özellikle zanıanımızda had safhaya ulaşmış, ar
tık ana hadis kaynaklarının muhtevalarını öğretmek bir zaruret olmuştur.
Esasen Kitab ve sünneti öğrenib öğretmek, kitap ve sünnet ilmini
yaymak bir çok vesilelerle bizzat Hz. Peygamber tarafından emir ve
2. lstnııbul kütüphanelerinde ve fihrlstlerlnl görebildiğiınlz diğer kütüphanelerde
şimdiye kadar bir oiMüslim Tercemesb ne muttaıı• Qlamadık. Ancak merhum
Ragıp Efendinin altı elitlik bir Müslim Tercemesi yazımı olduıtu otlu Prof.
Hııındl Ragıp Atademlr'den lşllllnıtıtır, fakat biz bunu görllp inceleyemedik.
9. -VllI-
taVBlye buyurulmurıtu. Allab'm Rııııfilll: «Benim ııö.ıama i§itip belleyen,
sonra dıı onu i§ittiD' gibi bıı§kalanno ıılııftının 1ri1Meııln yiLıimU Allah
aOarlffll. zını nice 1ri-1er var ki, yüklendikleri fıkhı kendilerinden
daha fakfA olatılanı ıılaftınrlar» buyunııuştu (Bulıirl, Mllallm..). Ve keza
Fetih ve Vedi haccı hutbelerinde: «Benim dediklerimi hdzır olanlar gaip
olaıılanı (yani burada bulunmıyaulara ve mllatakbel nesillere) tebliD et
Bin..» emrini bir kaç defa tekrarlamıgtı {Biıhiıi, İl�, liyubellığı'l-llme'g
glhidu'i-giibe).
İgte bu dUıllncelerle terceme fikri gcligtl, olgunlagtı, nihayet Hak
Tella bir ııed1e balkederek bu hayırlı hizmete baglamayı ben niçiı ku
lu Mehmed Sofuoğlu'na müyesser kıldı•.
2. YAPILAN 1Ş ve BEKLENEN FAYDALAR
Şimdi burada 1120 yılı agan zaman içindeki İslim ilimlerinin ve
onlara tibi olarak Muhammed Ommeti'nln iki Bahih'den biri kabul et
tikleri MOsLtM SAHIH'inl. aslını tercemesi ile birlikte sunuyoruz.
Tercemeden evvel; 1. TERCİH ve TERCEME SEBEBİ, 2. YAPILAN
. .
iŞ ve BEKLENEN FAYDALAR, 3. TERCEMEDE TAKİP EDİLEN
USOL, 4. TERC!EMEPEKl BAZI HUSUSLAR ve KISALTMALAR pa .
ı'agrafiannı kapsayan bir TAKDİM ve HADls'IN ÖNEMİ, İMAM MUS
LİM'İN HAL Tl!:RCEMESI, SAHiH OZERfNE BİR TEDKIK, KAYNAK
KİTAPLAR F1HRtST1 bqlıklannı içine alan bir GIBIIJ bllllnıll takdim
ediyoruz.
·
Bu BUl'et1e okuyucunun bir karşılaştırma kolaylığı bulacağını, aradı
fı konulan ve hadisleri göz önünde tµtabileceğinl, Allah RasulilnUn öğ
rettilı:leıinl gönlll itminanı ile okuyup belleyebileceğlnl, çeılt1i konhlsrla
ilgili hadislerin çok gllr.el toplanınıg olmııııı__sebebiyle İslim'ı öğrenme ve
a. Kıır'&n-ı Kerlm'de _. ile ıııırlh olarak llglll iki Ayetten birisi ıudur:
_,,,.ıfr rs:i.ı �--j ,,...,.�, .t:-,1' �" ,,...ı, �,,.;ı ı;:.T.:,_..üıı.:,ı�»
ı:,. 1;Jman ..ıenter, Allıılı'daıı korkan, o•na .(yaklllfl1l&ya) veaUe arayın ve
O'nmı :,olana .._ ki, ı,,1a1ı balııııı-• (el-Mllde: 311). Dlterl de el-t.rA; BT.
Ayettir. Bize takdir buyıırulan vealle ile, haddizatında atır ve bUyllk olan bu
hayırb hbımeU lıaldQyla bapnııanm cidden &1lç oldUfıUıll bile bile yalnıs Allah'm
lnlyetlne gllveııerek bu lfl a-ımı. aldık.
0 •
4'1 .:.t:.. 4,11.i c,:'Y, .:..:...W .,Ja-'ll, .:.:�I W C'.ı.. 'Y rı-1''...»
... Allah'ıml Senin verdiğine mani' olabilecek hiç yok, vermediğini verebilecek
de hiç yok! Baht ve ,ıeııglnUk ııalılblnln baht ve zeııglnllgl, aeııln lutOf ve lh•
aanm yerine gaçlb de kendl.ılne ,_ vermez .(Buhlrl, Sıfatu'a•ını.Ilt zlkr ba'de'ı
ıaıa.t; MOıllm, Salt.t, ma yekQlu la rafaa re'ıelıu mlne'r•RukO', Mealcld, :lıı
tlhb&bu'z-ıılkr ba'de'ı-ııallt).
,
•
10. 1x
öğretmede kolaylıklar bulacağını, Sahih 117.erindeki tedkikin bu konuya
bir aydınlık getireceğini ve eserin önemini bir kat daha belirteceğini,
daha geniı inceleme ve araıtınna yapacaklara naçizine bir başlangıç ve
muhtasar bir rehber olacağını ümit ediyoruz. • ·
Yapılan bu tlıdkikin ve tercemenin nihii olduğu, eksiklerden, ku•
surlardan beri bulunduğu düşüncesi. hiç bir zaman aklımızdan geçmez.
Biz daha öncekilerin çalışmalarından çok istifadeler ettik. Allah Rasfılü
niln hadislerini dosdoğru ve side bir şekilde tercemeye gayret ve cehid
sarfettik. Bu yolda uhdemize düşen tebliğ vazifemizi -karınca kari
rınca- yerine getirmeye çalıştık. Esasen «her bir ilim ttahibini·ıı üstün
de daha iyi btr blle>ı vardır» (Yusuf: 76). Bizden sonrakilerin bu vadi
de daha başarılı gayretler göstermeleri ve bu yüzden kat kat hayırlara
nail olmaları en halis dileğimizdir.
3. TERCEMEDE TAKJBEDİLEN USOL
Lüzumlu hazırlık ve istişarelerden sonra Müslim Sahih'inin 1330
Hicri tarihli Matbaa-i Amire tab'ı ile yine büyük ölçüde ona istinadcden
.1374/1955 tarihli Mıııır t�'ı esas alındı. Sahlh'deki kitap, bab ve hadis
rakamları Muhammed Fuad Abdulbikl tarafından Mi/ttihu Kunüzi's•
Sunııe ve el-Mu'ee,-ı,ıu'l-Mu/ahras li El/azı lladisi'n-Nebe'lli adlı fihrist
lerden de faydalanarak Jıazıı·laııan bu son baskıya göredir.
Muslim Salıih'i hiç bir eksiltme ve arttırma yapılmadan her bir ha
disi rakamlanmış senedler ve metinler halinde kendi harfleri ile alındı.
Bunun altına -senedi işaret eden noktalardan sonra metin kısmının ter
cemesi yine rakamlı olarak konuldu. Sahih içindeki kitap başlıkları ter
cemeye lüzum görülmeyerek aynen, bab başlıkları ise terceme edilerek
alındı. Kitap başlıkları büyük harflerle, bib başlıkları da küçük kapital
harflerle yazıldı. Asıllarındaki müteselsil rakamlar tercemede de aynen
muhifaza edildi. Yani her kitap içindeki ahdisler · mustakil bir rakam
aldığı gibi bir de bütün Sahih'de bulunan asli .ve tekrarsız hadisler iki
hilil arasında aynca bir rakam zincirine bağlandı.
Tercemelerde, aslına sadikat, vazgeçilmez bir esas kabul edildi. Çün
kll tercemede aslına sadikat, bu işin ilk ve son gartıdır. Bütün tcrceme- ·
!erde böyle olması icabetmekle beraber bilhassa her kayd ve ıtlikı bir
takım şer'i hükümlere kaynak, mulıtelif mezhep imamlarına delil ve da
yanak olan böyle ana eserlerde tercemenin aslına mutibakatı çok önem
kazanır. Bunun için gücümüzün yettiği nisbette sadikatla tercemeye iti
na gösterildi. Bazı yerlerde metııin kolayca anlaşılmasını temin için ter
cemeye tamamlayıcı lafızlar ilivesi gerektiğinde bunlar da ekseriya iki
hilil içinde gösterildi.
Bazan gerektikçe hagiye olarak hadisle ilgili açıklamalar verildi. Fa-
11. X -
kAt bu A�ıklAmaların aslı gölgrlememesine azami dikkat gösterildi. Esa
sen Muslim, hadisleri öyle mahiri.ne tasnif etmiştir ki, izahı gereken bazı
yerlerin izahını, müteakip hadislerdeki ifadeler ve ziyadclerle sağlamış
tır. Bu sebebden çok defa yalnız tercemelerle yetinildi. Bu suretle Allah
Rasiılü'niin ta'limleri mümkin mertebe olduğu gibi gözler önüne konul
du. Bundan maksadımız, tercemeleri okuyan herkesin kendi irfan sevi
yesine göre bu Nebevi irşadlardan nasibini almasıdır. Çünki, hiç bir
kimse Peygamber kadar öğretici olamıyacağı gibi ne kadar hakim olur
sa olsuıı hiç bir şahsın sözü de Peygamber'in sözlerinden daha doğru,
daha giizcl ve daha tesirli olamaz. Zira: ;,_�ı <$-',::-,"J _;J..tJ.,-� .:iı,
.Allah hakkı söyler ve ancak O, doğru 11olu gösterir� (el-Ahzab: 4).
«Muhakkak sözlerin en hayırlııJı Allah'ın kitabı, yolların en ha.yırlısı
da Mıtlıammcd'in yolıtdur» '.
O halde dünya ve ahiretle ilgili hrr işte öne<' başkalarının değil Al
lah'ın vr Rasiılii'nün sözleri olduğu gibi görülmeli ve her şeyden evvel
onlar dinlenilmelidir.
alUll'i kısmını ve hadis tcrcenıel('riııi lııızıı·larkcn faydalandı/(ımız
ve isimlerini zikrettiğimiz kit.aplardan, basılnıı� yahut yazma haliıııkki
Milslim Şerhlerinden bilh·ı•sa r,ol, faydalandık. nııhiı·i il<' Wiislim'iıı mh
lıatlaı·ınrla ittifak ettikleri haılisl<'rd<' is" fazla olarak Bııh:ri l;<'rhl<'t'i ill'
Trcrid-i Sarih Tcrcem('si'ııdrıı el!' islifad<'lrr vr lrnr:ıılaşlırmal:ır y:ıptık.
Bili.ün müsllimanları ilgilcndirrn böyle ilmi vr dini ,,srrlcı· mii�lrıTktir.
Onlarrl,ı geçmiş ve mua..�ır bir çok calimin t;alışm,ı payı ve hakkı varılır.
Bütiin bunlarla beraber TAKDİM'in YAPILAN iŞ V<' RJ<::KLF.NEN !<'AY
DALAR bölümünde işarı-t <'ltiğimiz gibi ııoksnnsızhk iddiamız yok, ku
surları asgari hadde indirme cehdi ve -ıınmı,miyeti vnrdır.
4. TERCEMEDEKİ BAZI HUSUSLAR ve KISALTMALAR
Tercemenin hemen üstiindeki asılda sened ve metin aynen mevcud
olduğu ve senedi tedkik etmek isteyenlerin oradan daha kolaylıkla taki
bedebilmeleri mümkin bulunduğu için senedlerin tercemesi yoluna gidil
medi. Zaten senetteki ravllerin isimlerini sadece !atin harfleri ile sırala
maktan öteye geçmeyecek olan bir sened tercemesinden beklenen fayda
sağlanmıyacaktı. Üstelik bazı eda sigalarının ve tabirlerin tercemcsindc
içinden çıkılmıyacak güçlüklerle karşılaşılacaktı. Zira bilhassa Haddc
setıd• ve «Haddescni• tabirlerini ihtiva eden bir isnadı bütün ıstılahi mıi'-
4. Mtlııllm, Cumua, tahflfu's-solt.t ve'l-hutbt'.
12. XI
nalarına ve iııccliklerine sadakat göstererek tıirkçede gtızel bir tabir ile
scvketn1ck cidden pek müşkil bir iştir •.
---·-···--
5. Nitekim tnhdis �igusını t.crcernede güçi.Uklerle kargıla§ıldı: Tahdls ıstılah olarak
umumiyetle -6:Semi'luJı da olduğu gibi Ustad hadis tekrir ederken onun ağzından
hadis almayı ifade eder. ÇünkU haddesent demek Semi'tu demeye en yakın bir
U.blrdlr. İhbar ise daha geni§ anlamda yani hem tlstad,n tekbirlerini dlnleme;,te
hem de üstadın huzurunda okumakta kullanılı..•• thbaı-'ın huzurda okume.ya di•
ğer bir deyiı,le Arz'a tahsisi §A.yi olduktan sonra hadisçilerin 4;oğU tarafından
bu ikl tabir arasında fark gözetilmeye başlanmııtır. Bir çok hadisçilere göre
ahbarana Ue Jı}ııbt-•mü. ve Nebbeeni lafızlan hadcsena.'nın dUnundadır. Maama�
fih haddesenı ile ıılıbarana lufızlarınm lıiıini diğeri yerine kullananlar da nıevw
cucı oın1uştur. Gunlarııı•L�n ıııcşlıuı·lan şunlil..ı.du-;
İbn �ihab ez-Zühri
Hammad ibn Selenıe
tmnm Malik
Abdullah ibı;, Mubdı·ck
ıhı�lıynı ilm Bcşh'
Sufyı.tı ibn Uyeyne
Yuby;.ı ibn Suid el-Knttü.n
Y<ı:t.itl ilm IJiu·üıı
A bdurı·uz:tıl:k
AbduJh.ıh ibn MQ.stı.
Amr ibn Avn
Yuhyı.ı ibn Yahya el-Teynıl
I.shak ibn Hfıh(ıye
Buhar!
Ebu MUı:.A. Ahmed ibn Furat
(124/741)
(167/783)
.(179/79�)
(181/797)
(188/803)
(198/813)
1108/8131
(206,821)
(210/82:ll
(213/828 t
(220/835)
t226/840t
1236/850)
(256/869)
(258/871)
Bunlann karşısında hcdisin değerlendirilme:,;indeki tesirinden dolayı bu iki lafzın
birini diğeri yerine ikamet
da şunlardır:
etmeyi elliz görm<-yenler de var olagelnıi1ltll'. Onlar
İbn Cureyl'
İmam Evziı.i
Abdııllalı ibn
!mam Şafii
Vehb el�Mısrl
İmam Ahmet!
Abdullah lbn Salih
!ma:n Mü•llm
İmam NcsA.i
(149/766)
(157/773)
1198/813)
(204/819)
(241/855)
(248/862)
(261/874)
(303/915)
Eda. slgalarmdald bu ince farklara çok dikkat gösterenlerden biri !marn Müs
Um'dlr, ( Şerhu'n-Nevevl, Mukaddime, s. 21-22). O'nun Sahlh'tnl terceme eder�
ken bu dikkat ve itinaya tercemede de aynen rü.yet etmek bt� diyanet ve emAnet
borcu telikki edildi. Bu sebeble «Haddesena» lan, i.3lze haber verdi> geklinde ter
cemeye gönlümüz rlzi olmadı. ,ı,Bize nakletti», ....B.ize rivayet etti», «Bize hikt1.yc
etti», «Bize anlattı>, «Bize irAd ettb gibi tabirler de ıstılahı yönden JJunun mu
kabili ve dengi değildi. Bunlardan her birine 4,ffadislı sözü de Ufı.ve edilirse belki
bir dt:!rt.."Ceye kadar ınak:sad lıa:nl olur. Fakat bu hem sözü çog-altır, hem de yine
yeteri kadar onu karşılayamazdı.
«Unddeııeıu» lugat bak,mından <Bize söyledi> gekUnde tercemey3 uygunsa da hA.s-·
selen ,hadis söylemek, suretindeki ıstılah! ma'nAyı ifadede hafif görilldU.
13. - XII -
Sonra bu kabil olsa bile ııened tercemesl okuyucuların çoğuna bir
ma'nl ifade etmlyeceğl gibi hem kitaba hem okuyucuya fazladan bir yllk
ve kalabalık olacaktı. Çünkü tabii olarak okuyucu senedden ziyade doğ•
rudan dofruya Ra.ıruullah'ın tebliğlerine O'ndan naldolunan hadislere
itibar edecektir, Zaten aslolan da onlardır, ııened sadece hadisin mevsfı
klyetinln dayanağı ve vesikasıdır. O da hemen tercemenln llstttnde aslı
ile mevcuttur.
«Bize tebll# etli• ıekllnde tercemeye gelince bu, tilrkÇe kultanılııa daha yakın
butunduğu, Kur'&n•ı Kertm'de de çok geçtiği ve hatta bizzat Rasfllullah'ın bnzı
hadislerinde .- -t edin• meAllnde vlrld olduğu halde hadis meclisle
rinde hadla takrlr eden Uatadlar bwıu kullanmamışlat', cBeUegana tuıanun: Bize
fulan tebUğ etti> ı,ekllnde bir tııblre gitmemişlerdir.
.-Bize takı1r ettb ıektı de hem tnrkçe ·ifAde bakımından hem de hadisleri n:ıkle•
dişteki fUU durumu göstermesi bakımından mnksnda hayli uygundur. Fnknt bu
tabir de hadisçiler araıımda kullanılmamıştır. Hadta mecltslertnde ve hadis ders
lerinde ıenedlerdeki rlct.ı ve mllteAklp nestllerdekl Ustadlar dalma blrblrlerine
takrir edegelmlJ olduktan halde blltiln hadl.ı tarihi boyunca Ustadlardan hiç biri
«KarrarıuıA fu!Anun: Bize fulan takrir etti •tabirini kullanmamıftır.
Haklykaten tebUt ve takrir, lahdlsden apııyrı birer kökten gelmekte ve ıstılah
olarak tablaUyle bir çok ince ma'nllarda t:ıhdlsln tam mllrldlfl olamanıaktadır.
Hayll arattırma ve latl§Arelere ratmen tahdlsin tllrkçede uygun bir karııtığı
bulunamadı. Nihayet lam tllrkçe olmamakla beraber bunu ,Bize tahdt.. etti> ıek•
llnde terceme etmeyi en &Alim yol gördük. Hodla kltaplanndakl tahdls'ln ma'nl.Bı
bu lzahlanmızın b&fında görllldUğll gibi Ostad'ın talebesine veya hAzır bir mec
lise elindeki kaynııkdan hadisleri Peygamberden itibaren kimlerin kimlerden al
dıklannı, alına tarz ve lfadelertnl nynen tekrn.r edip eırnJ:ıyarnk bt?.7
..,
-ıl t.nkrlr
edip aöylemeıı1nl yani «Bize fulan, hndbı sö�·ledl-,. d�mcyl ifade eder. Fıtzla olnrnk
edn ıngn.lan denilen bu ifadelerin altında Ustndın yazılı bir knyıın.ğn lsnnd elliği
de billnlr. (BUlıAıi'nln kaynaklan, a. 47, 48. 49, 60, 67. Tllrk tArih kongresi, da
lAm tarihinde rivoyeUerln değeri.> ı.ıam T� Ena. derglat 1956-1957 ds
lAm tArllılııln kaynağı olmak bakımından hadlzln ehenımtyeth) Bu böylece an
la§ıldıktan sonra artık bunun tllrkçede tam karıılığının butunmuı yahud bulun
mam,, olması pek mUhlm detlldlr. HaddeaenA'yı «Bize labdla, etti> şeklinde
terceme edip, bunu hemen hemen aynen mUhafnza etme maksadlnı gllttUğllmUz
için bize yapılması mııhtamef aerzenıı,Ierl önceden kabullendik. Ve Pey,ramber'den
itibaren takriben 14 asırdan beri blltUn İslAm t.ıemlndekl hııdla imamları tara
fından ıararla kullanıl& yeJen ve artık detlımez bir ıatılsh olan Hnddr..-nA veya
HaddeıeııJ'yt bu ı,ekltde muhafazaya meylettik. timi lktldarlannı<, dlndarlıklanna.
ve aynı zanıanda Tlltk dil ve EdeblyAtı bllgllerine ttlmAd ederek lstl§Are eUttımtz
bazı veaat da. bu kanaaUmlai haklı gllrmllf ve bizi tasvıbetmlflerdir.
Diğer edA. sigalannm tercemelerinde ise hemen heamen dlima yine kendileri kUI•
lanılclı. Bunlar zaten tllrkçede böyle kullanılmıı,lardır. En- ve N- ta
birleri ise, m&nAca AhlıanıııA'ya denktir. Bunlar AhbaranA ma'nAsındadır. Bu ae
beble ikisi de «Bize lıaber ,-erdi• teklinde terceme edlleblllr.
EdA ıılgaJan denilen bu HaddeıenA ve benzeri tabirlerin ıstılah olarak tqıdıklan
ma'nA incelikleri ve hadisçilerin bunlara atfettikleri bllyOk ehemmiyet ve nihayet
lıadlılwl luymetlencllrmektekl tealrierl, Hııdla U■OIU kllaplannm ligi bölUmlerinde
tafıll edlJmlttlr.
14. Xlll
Hi,.c ı,c•ıll'd lcl'ccme�ini lüzumsuz kılan diğer bir sebeb de, bu kitapta
her ne varsa hep3i11iıı sahih olduğu artık tamamiyle ve ittifakla malum
ve müsellem bulunması keyfiyetidir (Şerhu'n-Nevevi, s. 19).
lııte bu sebeblerden ·dolayı umumi olarak sened tercemesiııden vaz
geçildi. Fakat aşağıdaki hususlar da dikkate alındı:
ı. Bazen içinde lüzumlu bilgiler ve faydalar bulunan ve okuyucu
ya fazla bir yük teşkil etmiyecek olan seııedler yine tam tercemeleriyle
verildi.
2. Senedin sevkinde hadisin vürüd sebebi, takviyesi veya ittisali ile
ilgili delillerin bulunduğu yerlerde bu bilgileri muhafaza etmek için se
ned baz.an tAbiftudan olan rividen veya ılalıa berisindeki ıitvidcn itiba
ren terceme edildi.
3. Sahabiyc yakın olan ı-ıivilerde tahvil yapılmış ve her isnadda da
ayrı ayn Rasiılııllah'ııı sözfori bulunmuşsa böyle yerlerde tahvil işare
tini koyduktan soııra, ( Yine fulaıulan) şeklinde lerecem edilerek bun-
lara işaret oluiıdu.
4. Arka ıırkaya l>irkaç senedin toplandığı çok TAHVlL'li hadlsleı·
dc cezim sigasıııı ifade ve raptı sağlamak için (burada ravi... diye tahdis
etti) şeklinde l>ir l>ı•lirlıııc• yapıldı.
5. Mu�lim cks,•riyıı asli hadiı,leri yazdıktan sonra o hadilerin veya
onlara yakın lafızlarla olan ahdlslel'in sadece isnadlarını arka arkaya di
zer. Eğer varsa kiiçük lafız farklarını da buralarda gösterir. Bu suretle
hadisin çeşitli seııedlcrini göz öniine koyup, yaygınlığını ve geliş yolla
rının çokluğunu; dolayısiyle mevsükiyet kuvvetini belirtmiş olıır. Sadece
isnadlardan ibaret olan böyle yerlerde yalnız isnadların kaynağı duru
munda olan ravilerin isiınleri yazılıp, farklı kısımlar doğrudan doğruya
sahiplerine nisbet edilerek gösterildi.
6. «An fulanin an fulaııin» zincirinin tercemesinde «O da fulandan
O da fulandan» şeklinde araya bir «O da» kelimesi koymak terceme yö
nünden ve nakil zincirinin iyice belirmesi bakımından lüzumlu görüldü.
7. Sened ve Metin aralarında ricalin biribirlerinden nakillerini hi
ka eden mükerrer «kale»leı-, muhaddislerin kısaltma maksadile kabul
etikleri bir örf olarak yazılmayıp mukadder kılınırlar.
Muslim'in Sahlh'inde ise bu iiknci «kale»ler bazı senet ve metinler
de zlkı·edilmiştir. işte bunlar tereemelerinde yine mukadder kılındı.
8. Bazı yerlerde iki hilal arasında mevcud bulunan (şunu kasdeder)
yahut (o futanın oğludur) gibi tavzihler, Muslim'in itinaaına hürmet ve
aslına sadakat olmak üzere çok yerde aynen muhafaza edildi. Nadiren de
hunlar senedden itibar olundu.
9. Hadis'in rakamını yazdıktan sonra senedin tıımamiyle veya kıs
men terkedildiği yerlerde, tcrkedilen kısma işaret edecek bir çizgi çe
kildi. Sonra ekseriya saha.biden, ara sıra tabiilerden olan ravislııin ismi
15. --- XIV
ve bunun ltasulullah'a hadisi nisbet etme tarzı gösterildi. Ancak, burada
Muslim Sahlbi ismini hangi lafızlarla zikretmişse ekseriya o lafız mu
hafaza edildi. Mesell; Muslim - bazen «an Aişete» hazan «an Aişete
zevci'n-Neblyy (S) •• hazan «an ibn Umer,, hazan «an Abdillahi'bni
Umer» hazan «Ennehn kale» hazan «Enne'n-Nebiyye (S) kale kczl kezl,
hazan «kale kale Ras(ılullah (S)» lafızlan ile hadisi sevketmiştir. lşt('
bunlar ve bunlara benzer lafızlann tercemelerinde de asıllarına sadık
kalındı.
10. Ra.vinin hadisi ref' ve nisbet etme şekline gelince; bu nisb('t
umumiyetle heb cezim sigası iledir. Bu cezim ifadeleri türkçede buyurdu,
dedi, emretti, buyurdu kl, şöy1� denıişlir...» gibi ma'lfım fiiller kullaın
larak veya «dır» edatı ie temin edilmeye çalışıldı. "Mesela: «Ebu Hu
reyre (Rl şöyle dedi! Rasulullah (S) buyurdu ki...,, «Aişe (R) dan: Ra
s(ılullah (S) şöyle buyurmuştur..• gibi.
Çünkü «rivayet olunmuş, buyurulmuş, söylenmiş, denilmiş» gibi sıı.
(i('ce «m.işli» tabirlerin türkç�"e bir gevşeklik ma'nasını ifadede kullanıl
ma.qı galibdir. Nadiren de olsa gevşeklik anlatan bir siga gelince o da
cczim (kesinlik) göstermeyen tabirlerle ifadelendirilmcye çalışıldı.
11. Haq.lsin Peygambere nisbeti bu suretle gösterildikten eonra me
tin tercemesine geçildi. Metinlerde arttırma eksiltmı, yapmaksrnın Sa
hih'te bulundukları gibi türkçcye tcreeme etmek yegane maksadımız ol
mı.ştur.
12. Muslim Sahih'inin bilhassa senedl•rinde sahabi isimlerinden
son ekseriya Tardiye us(ılü (
- 1 .
...:,�.» �.: ) mevcud değildir. Fakat
tercemelerde bu husustaki umnmi örfe uyularak Sahabi isimlerinden
sonra tardiye lafızları bir (R) harfiyle rcmizlendirildi •.
Ta:,liye ve ·Z'cs!im�•ıeri de (S) harft�ınız Teslime'Jcr ise (A)
harfi ile remizlendirildi. Bu tasliye, teslime ve tardiye harflerınin işaret
ettikleri tabirler cinsiyet ve kemiyete uygun surette okunmalıdır. Mese
la.: Ras(ılullah SALALLAHU ALEYHi VE SELLEME, Ebu Bekr RADI
YALLAHU ANH, Aişe RADIYALLAHU ANHA, M(ısi ve lsl ALEYHl
MA'S-SELAMU, Ashlb ALEYHİMU'S-SELAMU, Ummehltu'I-Mu'minin
ALEYHlNNE'S-SELA.MU... gibi.
13. (1BN) ler umumiyetle Uç har.. halinde ve nadiren makamlarının
. gerektirdiği okuma tarzları ile yazıldı.,
14. Özel isimlerle mensftbiyetlerdeki tarif harfleri, okuma tarzının
gerekli kıldıkları hariç umumiyetle yazılmadı.
15. Umer, Usnuin, Lukman gibi has isimlerde asıllarının telaffuzu
6. H:ızrcrlllcn vcyn. kı�mltılıırnk rtımz hnlinc gettrllrn dlğrr kcJlıncJrr ve remzlerı için
hndi� usutu kltnplnrınm llgUI bnhlsterlnde yeter bilgiler vcrllmtıtır.
16. - XV-
cıaı tutuldu. Zaten arapçada «O, ö, O• sesleri olmadığı gibi özel ls!m•
lerl böyle eıerlerde değl,tırmek de doğnı görlilmedi.
16. «S.HIH-1 MlJSLİM TERCEMESİ> nde geçen i.yet mei.lleri ba•
zan aynen, bazan da kUc;Uk tasarruflarla Muhammed Hamdi Yazar
(1942)ın «Hak Dini Kur'i.n Dili»nden veya Hasan Basri Çantay (1964)ın
«Kur'an-ı Hakim ve· Melli Kerim>inden alınmıştır.
Bu teferruatlı TERCEME USOLü'mUzlln gayesi, imam Muslim'in şu
kıymetli tasnifini mümkin olduğıı kadar bütün kıymetleri ve güzellikleri
ile türkçeye aktarmak, aynı zamanda bu kıymetli muhtevanın göniillere
melal vermeden okunmansını sağlamaktır.
Bu terceıııeııiıı naçiz :şahsımız. tarafından yapılmamno. terğib Vf.! teş�
vikleriyle vesile olan kimselere, çalışmalarımız devamınca eserlerinden
ve istişarelerinden faydalandığımız muhterem zevata ve nihayet bu bü
yük eseri neşr için mUhim bir yatırım yaparak Türk Milletine sönı:1iye
cck bir iRFAN huzmesi sunan İRF'AN YAYINEVİ'ne hem kendimiz, hem
ıle MUHAMMEDİ hakikatler adına teşekkürlerimizi ifade etmek isteriz.
Bu meyanda bütün şu hayırlı teşebbüs ve hizmetleri, hizmet ve teşeb
büs si.bipleri için kesiksiz bir Ahiret azığı kılmasını da Cenab-ı Hak'da,ı
niyaz eyleriz.
t-'";...i:•;..:ı; ııjı,,..T..:,
_.i.U)I<- ıj,ı.j�ı.fvJ .:.ı"_'ı'� u,�- .:.,__;__ıı 1.;; ,,...'ı',t:ı_....,,:!;
: Ey Rnbbtmız! Bizlere ve daha önden iyman ile oi:::i geçnıi§ oln,ı (din)
kardeşlerimize mağfiret buyur ve göni;llerimizdc iyman etmiş olaııla,·a
karşı bir ki.n bırakma! Ey Rabbimi:ıı şüplıe yok ki sen Raafsıııı Rahimsiıı
(cl-Haşr: 10).
. -
. I-<.!.; � rA' .:.,AI;} •..,.,�
J .!..li..J..,
. l:I G;
RABBENA ATtNA MİN LEDÜNKE RAHMETEN VE HEYYl' LE
NA MlN EMRİNA RAŞEDEN :
Ey Rııbbimi:ıı! Bize tarafından bir rahmet ver ve 'işimizden bi�m içiıı
bir muvaffııktyet hazırla! (el-Kehf: 10).
Mehmed SOFUOOLU
27 Muharrem 1385
29 Mayıs 1965
lSTANBUL
20. A - HADlS'lN ÖNEMİ
«Allah insanları ibadetlerle mükellef ve farzları kendilerine zaruri
kıldı. Onlara peygamberlerini gönderdi. Mahlukatına mükellefiyetler
yüklemeye, onların da kendisine ibadet etmelerini istemeye, kendi yö
nünden hiç bir ihtiyaç ve zaruret yokken onlara dinini teııri' buyurdu.
Bununla, kendinden bir ihsan ve in'am olarak sırf k1J.llarının faydasını
muradetti. Nitekim sayılması imkansız pek çok nimetler in'am ve ihsan
buyurmuııtur '. Kullaı�n Allah'a ibadetle ıneşgul olmaları ni'mcti ise eıı
büyilk ninıcttir. Çilıılıii, ibadctleı-deıı gayrı olan nimetlerin faydası fani
dilııyaya aidılir. lbadctlcl'in faydaııı ise hem düııya, hem ahil'ct fayda
lıu·ıııı kapsar. Dilnya ve ahiret faydalarını toplayan nimeı ise elbette 1d
en lıilyilk ni'met ve en feyizli ihsandır...> •
«O Allah ki Rasulunu hiddyet kanunu ve Hak dini ile &iit·ün dinle
rin üzcriııe çıkarmak için gönderdi» (et-Tevbe: 33, el-Feth: 28, es
Saff: 9).
Peygamber de Allah'ın risaletini bütüıı insanlara iletip en kavi hüc
cetleri gözler önüııe koydu.
imdi akıl ve (aklı irııad eden) vahiy insan için en büyük iki ilahi
nimettir. Bu en büyük nimetleri iyi kullanmıyanlar ve kıymetini bilme-
den bu fani hayattan geçenler: �,.JI ':'l4"1j ıSt.. J..iJI r::-; l;SJ»
: E{Jc,r bi:; işitir veya akıl eder ol&aytlık bu· eehetınam ashabı iy'inde
bufu1b111�ık» (el-Mülk: 11) diye itiraflar ve nedametler ızhar edecek
lerdir•. Akıllarını iyi kullananlar Kur'an-ı Kerim'de çeşitli vesilelerle
medholunmuş ve müjdelenmişlerdir:
..,..41')'1,1 ,ı
l°".!111JIJ.iiı••� .:,_.illı.!illJI .:-,.-1 .ı� J_,.il .:,,�.:,_.ili.,� 2
: Kullarım, müjdele! Onlar ki sözü dinlerler sonra da onun en gii:ııeline
1. ı)J� �li �.:.ııf"-- ı_;ır :ııı.) -....i .ı• fı A J))
: Sl:r.e uJuşa,ıı her ni'nıet Allab'dandır. Soma &ize her hangi bir keder ve mwı1bet
dokunduğu zıuuaıı aııcak O'naı. feryad edendnlz» (en-Nahl: 53).
2. MAverdl, 4-Edebii"d-Dünya ve"d-Dln�.
3. Bu i.yctte tc1difin Scın1 (ııaklt) ve akU delillere milstenld olduğuna. v.e bunların .
il:.mm edici iki hüccet ıiulduğUna delA!et vardır. (Nesefi, :ı.ledarik).
21. XX
tdlıi olurlar'. işte oıılar Allahın kendilerine Tıiddyet verdiği kimselerdir,
işte onlıır o temiz akıUılardır• (ez.Zümer: 17-18).
Akıllannı ilihi talimlere göre kullananlar elbette medhe ve müjdeye
layık olan gerçekten uyanık bahtiyarlardır. Çjlnktl «Sözlerin en hayırlısı
Allah'ın kelamı, hiddyetlerin en hayırlısı da Muhammed'in hiddyetidir '.
Bunda hilis akıl sahiplerinin bir şüphesi yoktur. Bu ilihi talimlerin ta
mlmı olan lsllm Dini, side, kolay ve asla eksimeyecck şekli ile bu iki
esastan alınarak öğrenilir ve öğretilir. İslim dininin öğrenim ve öğreti
minde doğrudan doğruya delillerine ve asıllarına gitmek yani Kur'an ve
sahih hadiseri iyi bellemek ve belletmek en sağlam yoldur. Kur'aıı-ı
Kerim müminlere dii�i delillere dayanmalarını. delilsiz, iliınsiz asla bir
hareket ve hükümde bulunmamalarını emrederek mealen: «Bir de hiç
bilmediğin bir şeyin ardınca gitme. Çünkü kulak, göz ve yönül, bunlaı-ııı
hcrbiri ondan mesul bulunuyor• (el-lsrii: 36); «••• Helak olan apaçık bir
delilden sonra hcMk olsun, yal}ayan da apaçık bir delilden sonra hayatta
kalsın..» (el-EnfiU: 42) »; «•.. De ki Allah hakl:a hidayet eder. O halde
hakka hidayet eden mi uyulmaya daha layıktır, yoksa (hayat ve) hidayet
ucrilmediökçe kendi kendine doğru yolu bulamııyan mı? Ne oluyor sizr?
Nasıl lıükmediyorsumızr Ma.ma/ih onlann çoğıı sırf bir zan ardınd,ı yi
der, fakat zan hakdatı hiç birşeyin yerini tutmaz..» (Yunus: 35-36);
«Şimdi Rabbından bir beyyine üzerinde bıılıınan kimBC lıiç o kötii, a11ınli
kendine sü.,lü gösterilmiş de he11a. hronslrri ardına dii.ymiiş lcinı.,dcrc
benzpr mi?» (Muhammed: 14) buyurmuştur.
İnsanlığın dünya ve ahiret hayatı için liizunllu en kesin deliller ve.
ebedi bürhanlar ancak Allah'ın kelli.mı olan Kur'li.n-ı Kcrlm'de ve Rasu
llinlin hadislerinde mevcuddur. Dinin halisini, hiç eskimez ve ölümsü
zünü Kur'an ile Hadis takrir ve tesbit etmiştir. Kur'an-ı Kerim hiç şiip
hesiz okunmuş ve ebediyyen okunacak ililıi bir vahiydir, Vahyi mctliiııv
dür. Hadis de onun tefsiri, beyanı ve tatbikatı olan Vahyi yayri mct
lüvvdür. Çünkü onun bu tebliğ, tefsir ve beyan vazifcRi hakkında: «Rana,
da mı zikri indirdik ki kcndilr.ri,ıe indirilc,ıi insanlara açıkça beyan. k.'dc
Bin. Ve taki onlar da iyice fikirlern kullatıırlar., (en-Nah!: 44), «Bıı lci
tabı sana ancak hakktnda ihtilaf etikleri şeyleri açıkça aıılatmaıı için ııe
iyman edecek herhangi bir kavme bir hidayet ve rahmet olarak indirdik»
(en-Nahl: 64) buyurulmuştur.
Rasülullah'ın müminleri ve hata bütün insanlığı ta'lim ve terbiye
4. Bu kavı kelimesindeki c:eb tarif harfi bazılarına. göre cins içindir. Bu takdirde
Kur'An, Hadls vedtfer btıttın beşm-1 yayınlan, neşriyatı dinler de bunlar l,çinden
hak ne batılı temytz edip derec� derece en efdal olanlannı tercih ederler, yani en
gllz.P.-1 o�ınna tAbl olurlar demek olur. Bu güzel olan söz de şUpheslz Kur'a.o
ve hadlsledlr.
5. Musllm, CUm'a, lahfltu'a-sn!At v�·ı-hutbe.
22. XXI
vazifeleri hakkında da şu tavsifler yapılmıştır: «Hakiykaten Allah ,nü
nıinl,,ı·i miııııettaı· kıklı. Zira içlerinde kendilerinden bir Rasül gönderdi
ki bu oıılara Allalı'ın ayetlerini okur, onlan tezkiye eder, onlara kitap
ve hikmet öğretir. Halbuki bundan evvel açık bir dalalet içinde idiler»
(Ali İmran: 164); «Allah, ummiler içinde kendilerinden bir Peygamber
uiiııdcrdi ki, bu onlara ayetlerini okur, anlan tertemiz yapar, mılara
kitabı hikmeti öğretir. Halbuki onlar d;ıha evvel hikiykaten apaçık bir
sapıklık içinde idiler. Ve onlard;ın henüz kendilerine katılıp erişmemi§
bulunaıı diğerleri-ııe ·dahi -Kitap ve hikmet öğretir- (el-Cum'a: 2-3)»;
«Ve her halde sen hiç şiiphasiz pek buyiik bir ahlak üzerindesin, (el
Kalenı: 4).
İşte hadis, kendisi ve vazifeleri, Kur'an-ı Kerim'de bu ve daha başka
suretlerle tavsif buxuruıan llz. Muhammed'in sözleri ile fi'li ve takriri
süıınetlerinin ifadeleridir. O, mahlukatın en fasihidir, ona Cevamiü'l
Kclim • verilmiştir. O. iıısanlığın en büyük önderidir.
Onun açtığı eskimez çığırın yani SONNET'in ifadeleri olan Hadis
ler, İslam imanıııııı, İslam ibadctlcriııiıı, lslam hukuku ve ahlakının Kur'-
iın-ı Kerinı'den ııoıırıı başlıcıı kaynağı ve delilidir.
Hazreti Peygaınber emir ve nehiy hususunda vah.ye tabi olduğundan
dolayı (el-Eıı'am: 50, el-A'raf: 203, Yunus: 15, el-Ahkaf: 9) onun emir ve
nehiylerine itaat, Allah'ın enıir ve nehiylerine itaat sayılır (en-Nisa: 89).
Hadisler bu vasıfları ile aynı zamanda beşeri bütün iyi faaliyet saha
ları için bu en seçkin zatın örnek halini de beyan ederler. O'nun halinde
ise yalnız ınüslümanlar için değil bütün insanlık alemi için en yüksek
ve en güzel bir hayat nümuncsi vardır:
İ.,::ı ..iıı.,(_;1 .,,..-vı r,:ııl ..:iıl ıJ�_., .:,'( .:.,1 ,;-> ,,-' ..iı•J,-;j r5J .:ı'(...il»
: And ol�-un nıııhakkak ki AUah'ın Rasülünde sizi niçin, Allah'ı ve cihi•
ret giinii>ıü u11ıar olanlar ve Allah'ı çok aııcınlar için pek güzel bir örnek
vıırdır» (el-Ahzab: 21) '.
Onu iyi benlerin kalbi ve kafası gerçekten aydın olı.r. Hadisleri
öğretmek dini öğretmekdir. «Din ise Allah'ıı, Raaülüne, müslümıın'lann
6. Buharı, l'tısam bl"l-Kitab ve's·Sünneh. �avlU'n-Neblyy «Buistu bl cevaml'l-Kellm>.
Cevamitl'l•Kellrn, cAmlalı sözler demektir, bunlar lafızca az fakat ma'nıl.ca. zen-
gin ve cAmialı ifadelerdir.
7. Bu il.yet Rasulüllah'ın yalnız sözleri ile değll fili ve halleri lle de mukteda blh
( kendisine uyutacak bir önder) olduğunu naslaıtınr. Yani RaaulUUah din ve ah·
ıakın nazarJyelerlni tebliğ ve pekiştirmek ile kalmamış gerek harpte gerek sulhte
fiilleri ve tatbikatı ile onların bütün -ınccllklerini kendisinde müşahhas olarak gös
teı·mi§tir. Onun için Peygaınbertn slretinde her noktada insanlık Alemi için pek
güzel bir örnek vardır. Bu örnekliği Allah ve A.hiret günllne bıanıb da Allah'ı çok
zikretmekle olan kimseler içindir. Yoksa sade dünya hayat ve zlynetlnl arayan•
lnr, Allııh'ı ve Alıiı-eli düşünmeyenler için değll (Kur"an Dili 5/3883).
.
23. - XXII -
imanııanna (önder ve bqkanlanna) ,ıe ıımum halka nasihattir, hnyır
hıihhkhr» '.
İşte, bunlar ve daha başka sebeplerden dolayı hadide meşgul olmak
ilmi gayretlerin ve hayır nevllerinin en kıymetlilerindendir. Şu halde
hadisleri okuyup öğrenmek onları herkese öğretmek, meşguliyetlerin ve
mesleklerin en makbuludur.
Hadis husuııunda tasnif edilen kitapların kıymet,:e en önde gelen
leri de EbO. Abdillah Muhammedu'bnu İsmail el-Buhıiri (200/86!1) nin
el-Camitı's-Bahih'l ile Ebu'l-Huseyin Muslimubnu'I-Haccıic el-Kuşeyri
(261/884) nin el-Camiıı's-Bahih'idlr.
8. Bulılrl ,tyman, ed·Dlnu'n-Naalha. M:11.ıllm, tyman, ed-Dlnu'n-Naslha.
24. B -· iMAM MUSLlM'tN HAL TERCEMES1
1. NESEBİ, NlSBETl ve OOOUMU:
Ebu'l-Huseyin Muslimu'bnu'l-Haccic ibn Muslim ibn Verd ibn Kur
şan c:1-Kuşcyri en-Niysaburi, hicri 202 veya 206 (M. 817 veya 821) yı
lında Niysabur'da doğmuştur•. Kendisi Kuşeyr adlı büyük ve meşhur
bir kabileye mensuptur. Bu kabilenin ismi de Kll§Cyr ibn Ka'b'dau gel
mektedir.
2. S1YAHA1'LAR1 ve OSTADLARI:
Muslim Nisyrabuı·'daki üstadlardan tahsilini tamamladıktan sonra
hadis i�itnıek ve ilim talebi uğrunda Hicaz, Mısır, Suriye, Irak, lran ve
'l'ilrkistau'da siyahallcı- yaJ)nııştır. Bağdad'a bir çok defa gelmig orada
hadis tal,rir etmiştir. Bu sebeple Bağdad'lılar kendisinden hadis rivaye
tinde bulunmuşlardır. Kendisi hadis rivayetinde sika'lardan yani en gü
venilir ravilerdendir.
İlim aramak için gittiği yerler ve buluştuğu alimlerden bazıları şun
lardır:
Horasan-Niysabur'da Yahya'bnu Yahya (226/840), Ishaku'bnu Rii
huye (238/852), Kuteyiıdtu'bnu Said (240/854) ve diğerleri. Rey'de Mu-
--·-·------
9. Nlyslbur, Merv, Herat ve Belh, Horuan'ın dört bUyUk ıehrldlr. Bunlann en
ehemn1lyetUsl NiysAbut•'dur. Bntıamyus IUtAbU'l-Mellıame'de buruını tal'if ve
tavsif etnuıUr. Şehir mllnblt bir ova kenarındadır, etrafında yüksek dağlar
vnrdır, Müslümanlar NiysAbu.r'u ilk defa Hz. Umer zamanında Ahnefu'bnu Kuys
eli ile fethetmqlerdlı'. İkinci defa Uıınıanu'bnu Affan zamanında 80-31 yıllal'ındıı
Abdullah lbn Amir ibn Kuı·eyz kumand••ında sulban fethetmltlerdlr. Nlys&.bur
ilk ve orta çağlarda büyük bir lllm ve irfan merkezi ldl Burada pek çok llimler
yeUşınlştir. Bunların en meşhurlarından Umer Hayyam ile FerldU'd-Dln Attar'm
tilrbelerl buradadır. Hakim lbn'I-Beyyl• en-Niyııaburl (405/1041), Nlysabur Alim
leri hakkında sekiz ciltlik bir tarih yasmııtır. YAkfıt el-Hame.vl (626/1228) ve
Kıltip Çelebi (1067/1656) tarafından zikredilen bu eser, AbdulgUir tbn h:mail el
Fll'iı:il tarafından 518/1124 senesine kadar devam etllrllmigtlr. HAkim'tn eseri,
cz-Zehebi (748/1347) taı-afındıın kıaaltılmııtır. (Mu'cemu'l·Bııldan 5/331-333, t.
lf.un ,Ans. NifUpuı· ımıddc:d, Cllz: 93, a. 302·30•0,
•
25. -- XXIV --
hıımnıcd'ubnu Yahya ibn Mihran el-Cemmıu (238/852), Ebu Cassan ve
diğerleri. lrak-Bağdad'da Ahmedu'bnu Hanbel (24-l/855), Basra'da Ab
dullah'ibnu Mesleme el-Ka'nabi (221/836), Küfe'de Hafsu'bnu Gıyas (222/
837) ve diğerleri. Hicaz'da Midine'de İsmailu'bnu ehi Uveys (226/840),
Mckkc'ıle Saldu'bnu Mansür (227/841), Ebu Mus'ab·ve diğ�rleri Mısır'da
Amru'bnu Sevad, Harmelatu'bn•ı Yahya. (243/857) ve diğer bir çokları.
Muslim bir çok eiyahatlanndan sonra tekrar Niysabur'a dönmüş ve
orada ikamet etmiştir. O'nun Niysabur'da emlakı ve serveti vardı. Ken
disi ölümüne kadar bu şehirde ticaretle meşgul olmuştur.
Muslim'in Buhar! ile arkadaşlığı ve O'na sıkı bağlılığı vardır. «Kur'
an-ı telaffuz etmenin mahlukiyeti meselesbndeıı ılolayı kendi hocası Mu
hammedu'bnu Yahya ez-Zuhli (257/870) ile Buharl'nin arası açılınca,
Muslim Zuhli'yi terkedip Buhari tarafını tutmuştur'". Bu yüzden bazı
güçlüklere ve itablara da maruz kalmıştır. Bu meseleye tekrar döneceğiz.
Vsfrıdlannın ba§lıcaları toplu olarak şunlardt.r :
Abdullahi'bnu Mesleme el-Ka'nabl (221/836).
· Abdullahi'bnu Muhammed lbn Esma (230/844).
Ahmed ibn flanbel (241/855).
Ahmcdu'bnu Yunus (268/881).
Aliyyubnu'l--Ca'd (230/844).
Amru'bnu Hafs ibn Gıyas el-Küfi (222/836).
Amru'bnu Sevad.
· Ebu Asım Abınedu'bnu Cevvas.
Ebu Bekir ibn Ebi Şeybe (235/849).
Ebu Mus'ab ·ez-Zühri (242/856).
Ebu'r-Rabl' ez-Zehrani (234/848).
Ebu Zür'ati'r-Razl (264/877).
Halofu'bnu Hişam (229/843)_
I
Ilarmeletu'bnu Yahya et-Tucübi (Şafii'nin arkadaşı 243/857).
tbrahimu'bnu'l-Munzlr (236/850).
lbrahlmu'bnu Müııl el-Ferri (230/844).
İshaku'bnu Rahüye (238/852).
lsmallu'bnu Ehi Uveys (226/840).
Kuteybetu'bnu Said (240/854).
Millku'bnu İsmail en-Nehdi (219/834)
Muhammedu'bnu Amr Zuneyc.
Muhammedu'bnu Müsenni (252/866).
Muhammedu'bnu Rumh et-Tueibi (242/856).
Muhammedu'bnu Seleme el-Murad!.
10. nuııtrt ile ez-ZU!ıll'nln bozuını•sı hııkkındn Tnbnklltu-f•§llfiıyyeU'l-KUbrl ,(2/19-
21) ve diğer nna kaynııklnrda w,nııt vardır.
26. XXV
Muhammcdu'bııu Yahya ibn Ehi Umar (243/857).
Saidu'bnu a.Mnaür (227/841).
Muhammedu'bnu Yahya ibn Mihran el-Cemmal (238/852).
Muhammedu'bnu Yesar.
Usman ıbnu Ebi Şeybe (239/853).
Sureycu'bnu Yünus (235/849).
Şeyba.nu'bnu Ferrüh (235(849).
Ubeydullahi'bnu Muiz ibn Muiz (237/851).
Ubeydullahi'bnu Umer el-Kavariri )235/849).
(Tarihu Bağdad, 13/100-104}.
3.. TALEBELERİ (Kendinden ri00,yette bulunanlar):
Muslim'in, kendisinden ilim almış ve aldıkları ilmi O'ndan rivayet
etmiş bir çok talebeleri vardır. Onlardan başlıcaları şunlardır:
Abdullahi'bnu Muhammed eş-Şarki.
Ahmedu'bnu Seleme (286/889).
Aliyyıı'bnu Hüseyin el-Cüneyd (291/903?).
Aliyyu'bnu Hüseyin ibn Harb (319/931?).
Ebu'l-Abbas Muhammedu'bnu İshak ibn Serac (271/884).
Ebu Afur Abmcdu'bııu Muba.rek cl-Mu�lcmli (284/897).
Ebu Avane Yakubu'bııu ishak cl-İsfcraint (316/928).
Ebu Bekr Muhıı.mınedu'bnu Nadr el-Carüdi.
Ebu Bekr ibn Huzcyma (311/923).
Ebu Hamid Ahmedu'bnu Muhammed eş.Şarki (320/932}.
Ebu Hatim er-Razi (277/890).
Ebu Hamid Ahmedu'bnu Hamdün el-A'meş.
Eb Isiı et-Tirmizi (275/888 yahut 279/892).
Hatimu'bnu Ahmed el-Kindi.
Huscynu'b_nu Muhammed ibn Ziyad el-Kubbani (279/892}.
(Ki bu zat Muslim Sahih'inin en mühim ravisidir.)
İbrahimu'bnu Muhammed Sufyan el-Fakih ez-Zahid (308/920).
İbrahiınu'bnu Ebi Talib.
Mekklyyu'bnu Ahdin.
Muhammedu'bnu İshak ibn Huzeyme (311/923).•
Muhammedu'bnu Abdilvehhab el-Fem (272/885).
Muhamm!Jdu'bnu Mahled (331/942).
Müsa'bnu Harün.
Nasru'bnu Ahmed el-Hafız (293/905).
Yahye'bnu Said.
Zekeriyya itın Davüd el-Haffaf ve diğerleri".
11. Tehzlbu'I-Esm& ve'l-LugAt 2/89-92, Tehzlbu't-Tehzlb 10/126-127, MatbOAtu'I
Arablyye 2/1745-1746.
27. 4. TASNlI<' ET'l'l01 ESERLER :
MUslim'in hadis sahasında tasnif etiği eserlerin en büyilğü, en kıy
metlisi ve ölümsüzü şüphesiz EL-CAMllJ'S-SAHIH adlı hadis mecmua
sıdır. Hamd, nimet, fadl ve minnet ancak kendisine mahsus olan Allah,
Muslim'I böyle bir kitab tasnif etmeye muvaffak kılmakla mUslimanlara
büyük bir ihsanda bulunmuştur. Bununla ahiret yurdunda müellifine
hazırladığı nimetlere ilaveten MUSLtM ismini ve ona seniiyı ebedileştir
miştir. Kitabın faidesi hiç şüphe yok bütün müslilmanlara şamil olmuş
tur. Buna tekrar döneceğiz.
·
Muslim, bundan başka fıkha ve rivilcre dAir eserler. ve hal terceme
leri de yazmıştır, fakat bunların bir kısmı zamanımıza kadar muhafaza
edilememiştir. Bunlardan başlıcalan şunlardır:
Rubiiiyyat fi'I-Hadis.
Tabakiitu'r-Ruviit.
Kitabu'I-Esm;I. ve'I-Künii.
Kitabu Efriidı'ş-Şamiyyin.
Kitabu'l-Efrad.
Kitabu'l-Akriin.
l{itabu'I-lntifa' bi Ciiludi's-Siba'.
Kitabu Evladi's-Saha.be.
Kitabu't-Tarih.
Kitabu'I-Ciimi' Alel'-Ebviib.
Kitabu's-Suiiliit aıı Ahmed ibn Hanbel.
l{itabu'l-llel.
Kitabu Hadisi Amr İbn Şuayb.
Kitabu'I-Muhadramin.
Kitabu Men leyse lehu illa Riivin Vahid.
Kitabu'I-Vuhdan.
Kitabu't-Temyiz.
Kitabu Evhaml'I-Muhaddisin.
cl-Musnedu'I-Kebir ale'r-Rıciil.
Meşiiylhu's-Sevri.
Meşaylhu Şu'be.
Meşayihu Malik ".
5. VEFATI:
Muslim dünyaya gelişinin hedeflerine uygun, semereli bir ömilİ- silr
dllkten sonra ellibeş veya ellidokuz yaşında iken 261/875 yılı 24 Receb
12, l•mııll Pntn, Hcdlyyclfl'I-Arınn Eonıau'l-Mtl•lllrln ve AsAru'I-Muonnnılln 2:231-232,
28. xxvu
Pazar akıamı vefat .ıtnıış, 25 Receb Pazartesi gününde de Niysabur'un
tlış mahallesi olsn Nasrfıbad'ta defnedilmiştir -Allah O'na rahmet eyle
sin ----. Tarih u Bağdad'ııı yazıldığı 5. asra kadar kabri mahfuz kalmış
tır ".
6. MUASIRLARININ MUSLİM HAKKINDA BAZI BEYANLARI:
Ahemdu'bnu Seleme şöyle demiştir: •Ebu Zur'a (264/877) ve Ebu
Hatim (277/980) den işittim. Onlar Muslim ibn Haccac'ı, Sahih hadisleri
bilmek hususunda kendi asırlarındaki şeyhler üzerine takdim ederlerdi.»
ishak ibn Mensur (251/865) Muslim'e: «Allah Seni müslimanlar için
baki kıldığı müddetçe bizler asla hayrdan malırıım kalmayız» demiştir.
��lıu An1r şöyle dedi: Hafız Ebu Kureyş'den bize rivayet edildi ki o, şöy
le demiştir: Ben Ebu Zur'a er-Razi'nin yanında bulunuyordum. Derken
Muslim'bnu Haccac geldi ve selam verdi, bir süre oturdu. İkisi müzakere
ettiler, nihayet muslim kalkıp gitti. O esnada ben Ebu Zur'a'ya: Bu,
SAHIH'ds. 4.000 hadis eemetti dedim. Bunun üzerine Ebu_ Zur'a: Geri
kalan sahihlcri kime bıraktı? dL-dl.
Ahmedu'bnu Seleme der ki: Muslim için bir müzakere meclisi akdo
lunmuştu. Orada kendisinin bilmediği bir hadis sorııldu. Muslim hemen
evine döndü kandilini yaktı ve evdekilere «Bu gece benim yanıma hiç
kimse girmesin, dedi. Kendisine: Bize bir sele hurma hediyye edildi, de
diler. Onu bana ketirln, dedi. Ben kendisine o bir sele hurmaY1 getirdim.
Kendisi birer birer hurmaları yiyerek o hadisi arıyordu. Bu tarzda hadis
aramaya ta sabaha kadar devam etti. Kendisi farkında olmadan sele'deki
bütün hurmaları yemişti. Nihayet hurmaları bitirmiş ve hadisi de bul
ınuş olarak sabaha erişti. (Bu sebepden kendisinde bir ağırlık hasıl ol
duğu ve neticede hastalandığı, ölümünün de bu yüzden meydana geldiği
söylenmiştir).
_ Muslim, boylu boslu, beyaz sakallı ve beyaz saçlı idi. Sarığının bir
tarafını iki omuzu arasına salıverirdi. Şeyhi " Muhammedu'bnu Abdil
vehhab onun hakkında: «Muslim, nas'ın alimlerinden ve ilim dağarcıkla
nndandır. Onun hakkında hayırdan başka bir ııey bilmem• dedi. Kendisi
bezzaz yani kumaş taciri idi.
Ebu Kureyş: IDiinya hadis hafızlan dörttür, onlardan biri de Mus
lim'dir• demiştir.
Ebu Amr Hamdan dedi ki: İbn Akde'ye: ikisinden hangisi daha ha-
13. Tnrlhu Bağdad 13/100-104, el-Muntazam, 5/32-33, Tezklratu'I-HuffAz 2/165-167,
Tchzlbµ'I-EsmA ve'I-LugAt 2/89-92, el-Bldaye ve'n-Nllı.ıye 11/33-84, !;lerhu'n-Ne
vevi, Mukaddime.
H. Bütün hadis klla.plıı.rında bu Şeyh la.biri; imam, ilim, llatM ma'ıı&ıııne.<lır. Tarl
ltat geyhl veya kabile ıeyhl anlııfılmasın.
29. ···- XXVIII -
fızdır, Buhlri mi, Musllm mi? diye sordum. Muhammed bir alim idi, Mus
lim de bir A.limdir, dedi. Bu suali kendisine birkaç defa sordum, şöyle
cevap verdi: Şamlılar hakkında Muhammed'ln yanılması vlkı' olabilir.
Çünkü :Muhammed onların kitaplarını aldı ve onlara baktı. Kitaplarda
bazen bir kimse künyesi ile zikrolunur, diğer bir yerde de ismi ile söy
lenir. Muhammed bunlan iki kişi zanneder. :Muslim'e gelince O'nun il'
. !etler hakkında yanılması yoktur. Çünkü o, sadece müsnedleri yazmış,
ınaktfı'ları ve murselleri yazmamıştır» ".
7. MUSLİM'İN BUHARI İLE MüNASEBETl :
Muslim'in kendisi Buhlri'den istifade eden ve hadis ilminde Buha
ri'nin bir naziri olmadığını itiraf eyleyenlerdendir. Bu sebeple Muslim
Bııhri'nin tilmizlerinden sayılır. Muslim'in Sahih'inde Buhlri'den riva
yeti yoktur. Fakat diğer kitaplarında O'nun rivayetlerinden nakilleri
vardır.
Buhılri ömrilnün sonuna doğru Niysabur'a geldiği zaman Muslim
O'ndan hiç ayrılmamış, daima O'na gidip gelmiş, O'nun ilmini görüp son
derece hürmet ve bağlılık göFtermiştir. Bundan sonra daima Buhari'yi
müdafaa eder olmuştur. Buhari'ye bağlılığı yüzünden kendi listadı Mu
hammedu'bnu Yahya ez-Zuhli (257/870) yi bile terketmiştir. Bir gün nrn
lannda Muslim de varken Zuhli halka! «Dikkat edin, Mçsc'c/.P.tıı'l-1,ııfz
yani Kur'an'ın lafzını telaffuz etmenin mahluk olmnaı mcseksi'ndc kim
Buhari'nin fikrine kail olursa bizim meclisimfadcn ayrılsın!• dedi. Bunun
üzerine ,Muslim, birden ayağa kalktı, ridaaını omuzuna aldı ve herkesin
gözü önünde meclisi terkedip evine gitti. Zuhli'den dinlemiş olduğu ha
disleri toplayıp bir hammal sırtına yiikleyerek Zuhli'nin evine yolladı.
Bir daha O'na ziyarete gitmedi. Sahih'inde ve diğer eserlerinde Zuhli'dcn
rivaycli terketti ve ondan gelen rivayetleri hep mursel olarak rivayet
eder oldu.
işte bu suretle Muslim Zuhli'yi tamamen terketmiş, artık ondan ne
Sahih'inde ne de diğer eserlerinde rivayette bulunmamıştır. Buhaıi ise
Muhıımmedu'bnu Yahya ez..Zuhli kendi aleyhinde bulunduğu halde ondan
rivayeti terketmemiştir, hem Sahih'inde hem de diğer eserlerinde Zuhli'
den rivayette bulunmuştur.
Mııslim'iıı Buhari'yi takdir etmc..!i :
Muslim'in Sahih bildiği bir hadis üzerine bir defa bir müzakere ce
reyan etmişti. Bııhlri had'sin senedinde onun bilmediği bir illeti gösteri,
1�. Tnrlhu Bnğdad 10/100-104, Tehzlbu't•Tehzlb 10/126-128, el-Muntazam 5/32-33,
Tc:r.klretu·ı-HuffA.z 2/185-167, el-Btdn.ye ve'n-Nthaya 11/33-34, Şerhu1
n-NevC'vt
Muknddtme.
'
30. XXIX
verince Muslim hemen ayağa kalkıp iki gözünlln ortasından öpmllıı ve:
Bırak ayaklarını da öpeyim ey iiatadların llstadı, muhaddislerin seyyidi,
hadis illcUcrinin tabibi! .diyerek minnettarlık hislerini ıhzar etmiştir ".
Muslim'ln bir muallel hadis vesilesiyle Bııhari'yi çok takdir ettiği bu
vak'a şöyle cereyan etmiştir: Bir gün Niysabur'da Buhari'nin meclisinde
Muslim de hazır bulunuyordu. Bu sırada birisi Haccacu'bnu Muhammed
tarikından ve: ir_..,..ı,,s_.:,• •::I.:,• ;::!l..;,) ._J:,- .:,< •:.ü...:,_...,-,• .:,< :::·_.ı> ..:,_1 .:,<
isnadı ile
!l.,,s:-1 •,:..-; 111 <lıl.:,L,,�1 !]_,_-!, i°"UI ..'1; L
..
0_ : J,•:.:ı1 -':•I li',; ...,-1
'""'
.il ;),<;'
d�l':"J;•ı,
=c Bir kulun dedikodulu bir meclisten kalktığı zaman SübhuıwkeUdhüm
·ıııe... denıesi o meclise iştirak ettiğinin keffaretidir• hadisini �evketti ve
. Buhari'ye bu husustaki fikrini sordu. Mecliste hazır bulunan Muslim-söz··
alarak: «Dünyada bundan sağlam isnad olur mu? İbn Cııreyc, Musa ibn
Ukbe'deıı, o da Süheyl ibn Ehi Salih'don rivayet etmiş. Dünyada bu ka
dar kuvvetli isnad ile hiç bir hadis gördün mü? dedi. Fakat Muham
medu'bnu İsmail Bulıari: Evet, amma nıa'lilldür.» deyince, Muslim'i bir
titreme aldı ve LA İLAHE 1LELLAH! Bakalım illeti neresinde ise bana
söyle dedi. Lakin Buhari başka tariklerdeıı de yine Haccaeu'bnu Muham
med'den olmak üzeı·e kendisine bu hadisin ulaştığı senedieri ile zikretti
ve akabinde «Allah'ın örttüğünü sen de ört. Bu, halkın Haccacu'bnu Mu
lıammı:d'den onun da ibn Cüreye'den rivayet ettikleri büyük bir hadis
lir» demekle yetindi ve illeti beyan etmek istemedi. Muslim ısrar etti
başını öptü, ağlamaklı oldu. Buharı bu kadar ısrarı görünce: Öyle ise
yaz diyerek:
:»ı�..:r..:.,J'.:,< �i.•..:rı,,s-,.-1:.i.-> ·:--:"',ı:.i..,.., J�l..-ı..:,_...,-_,.li:..,,..
r...L.. :»ıJ.,-; Jli Jli
isnad ile hadisi rivayet etti. Bunun üzerine Muslim: «Sana buğzeden
ancak hasedinden eder. Dünyada senin daha bir mislin olmadığına şeha
det ederim> diyerek Bulıari'ye karşı hayranlık ve takdirlerini ifade etti ".
16. Tarihu Bağdad 10;100-104; Ebu"l-Flda, el-Muhtasar nlin Ahbarl'l-Beıer 2/�4:.
1bn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nlhaye 11/33-34.
17. Tarthu BağdM 13/100-1040 el-Bldlye ve'n-Nihlye 11/33-34.
Bu anlatışa göre her iki badisln metni birdir. LA.kin hadis birinci sened ile ma'
ıaı lklncl Ue sahihtir. Her ikl sened.de dikkat edilirse §U anlaşılır: Buhil.ri'nin
nuı.'lül dediği rivayet hep an'ane ve nihayetinde meı:.-tu' olarak serdedilmiştir.
Halbuki diğer rivayetle sened -IAbU olan- Avn lbn Abd1114h lbn Utbe'ye kadar
hcJ! H- lafzı ile sevkc'Cllldlklen sonra Ebu Hureyre (R)ın ismi zlkredll-
31. - XXX
8. İLİMDEKİ KEMAL DERECESİ :
Alimler Muslim'ln celAleti ve imamlığında, hadis sanatındaki maha
ret ve mertebesinin yUksekliğinde, bundaki tekaddümü ve iktidarında
ittifak etmişlerdir.
O'nun eeladetlne lmametine, hadis ilimlerindeki ustalığına, takvası
na, iktidar ve tefennllnllne en bilyUk delil bu -el-Camiu'a-Sahih adlı kita
bıdır. Ondaki tertib güzelliği, ziyade ve noksansız olarak hadis tarikle
rinl hulasa ediş, isnadlar zlyadesiz ittifak ettiği zaman isnadlarda tahvil
den sakınış, metin ve senedde velev bir harf dahi olsa ravilerin lafız
larındaki ihtiliflara tenbihe itina, müdellislerin işitmesi tasrih edilmiş
olan rivayetlere dikkat çekme ve kitabında ma'rfif olan diğer meziyyet
ler, kendinden evvel ve sonra hiç bir kitapta görülmemiştir. Bu mezi
yetler O'nun hadisdeki kemal derecesinin yüksekliğini apaçık gösteren
beyyineler ve Hak şahidleridir.
Musllm'in Sahih'lni dikkatle tadkik edenler, siyak gilzelliğine ve
uslübunun bedahet! içine emanet ettiği tahkik kıymetlerine, tedkik cev
herlerine, takvaya, ihtiyata ve rivayetlerdeki ciddi araştırmasına, tarik
leri özetleyişinc, dağınıkları zabtedişine ve diğer harika glizellik V<' ii>.Pl
Jiklerine muttali' olanlar, O'nun büyllk bir imam olduğuna, kendi asrın
dan �onrakilcrin O'na crişcmcdiğinc kani olurlar.
(':.1..)1 ,J.;...! 11_; ;iı1,,l!.ı.:,- .Ş.Y-.iıl._1.:ot..:J.l_;»'
Bu, Allah'ın, kimi dilerse ona vereceği b;r fatll (u inayet) dır. Al/alı,
büyüle fatll sahibidir• (el-Hadid: 21, el-Cum'a: 4) ". ,
mekslzln trsAI edilmigıtlr. Meğer merfu" olarak rivayet edntp duran hadts mur
sel ımı,...
Du hadisi Tlrmtzı bu lsnnd ti<, IIUANI dedltf gibi lbn tlıbbA.n Ue HA.kim de Snhilı
demişlerdir (Tecrld Ter. 1/173-174).
18. Nevevl, Şerhu Mııallm; Mukaddime 10-11, 21; Tehztbu'I-Esmtı. ve'l-J..ugtı.t, 2/89-92.
32. C - MUSLlM'lN SAHiHİ ÜZERiNE BİR TEDKlK
1. SAHIH'İN MUSLlM'E lSNAD ZİNCİRLERİ :
«Sahih'in Muslim'e nisbeti şöhretin en yüksek mertebesindedir. Bu
kitap ınecmüu itibariyle Muslim'den tevi.türcn gelmiş ve binaenaleyh
bunun Ebu'l-Hııseyiıı Mııslimu'bnu'I-Hacciic cl-Kuşcyri'nin tasnifi oldu
ğuna kat'i ilim hasıl olmuştur.
Muslim'e kadar kesiksiz bir isnadla kesiksiz rivayet haysiyetine ge
lince bu bakımdan O'ııun tankı bu şark İslim aleminde Ebu lshi.k lbra
himu'bnu Muhammed ibn Sufyi.n (308/920) ın Muslim'den rivayetine in
hisar etmektedir. Mağrib lıcldelcriııdc bu Ebu ishak rivayeti ile beraber
bir de «Ebu Muhammed ibn Ahmed ibn Ali el-Kalinisi'den o da Mus
liın'dcn tankı ile de rivayet olunur.
Sahih'i, ibn Süfyan (308/920) dan bir cemaat rivayet etmiştir, Cu
lüdi (368/978) onlardan biridir. Culüdiden de bir cemaat rivayet etmiş
tir, Farisi (448/1056) de bunlardandır. Fi.risi'den de bir cemi.at rivayet
etmiş, Feravi (Furavi şekliude de zaptedilmiştir: 530/1035) de bunlar
dandır. Feravi'den birçok halk rivayette bulunmuş, bunlardan biri de
Maıısür (608/1211) dur. Mansür'dan da bir çokları rivayette bulunmuştur
!ıi bunların biri de Nevevi'ııiiı şeyhi Ebu ishak (664/1246) dır".
2. SAHIH'İN EBU iSHAK RlvAYETİ ve NEVEVl'YE ULAŞMASI:
Nevevi Sahih'in isnadını şöyle belirtir:
.Muslim'in Sahlh'i hakkındaki isnadıma gelince bize lmam Mus
limu'bnu'l-Haccac'ın Sahih'lnin hepsini Dımqk Ci.miinde EbO. ishak lb
rahimu'bnu Ebi Hafs Umaı· ibn Mudar el-Visıti (664/1246) haber verdi.
Dedi ki: Bize künyeler si.bibi Ebu'l-Kasım, Ebu Bekir, Ebu'l-Feth Man
süru'bnu. Abdil-Mun'im el-Ferivi (608/1211) haber verdi. Dedi ki: Bize
Ebu Abdillah Muhammedu'bnu Fadl el-Feri.vi )530/1035) haver verdi.
Dedi ki: Bize Ebu'l-Huseyn Abdu'l-Cifir el-Farisi (448/1056) haber ver
di. Dedi ki: Bize Ebu Ahmed Muhammedu'bnu İsi el-Cülüdi (368/978)
19. Şel'lıu'n-Nevevi, Mukaddime, s. 11.
·-· ------
33. - XXXII --
haber verdi. Dedi .ki: Bize Ebu Iehik İbrahimu'bnu Muhammed tbn Suf
yan (308/920) haber verdi. Dedi ki: Bize imam Ebu'l-Hueeyn Musllm'ub
nu'I-Haccic (261/874) haber verdi.
Bize ve kendisinde müşterek bulunduğumuz zamanımız ahalisine
hiısıl olan bu lsnad -Allah'a hamdolsun- Ali isnadın en yüksek dere
cesindedir. Bizimle Muslim arasında altı zat vardır...• ".
Nevevi, Sahih'in bu rivayeti hakkında gu güzelliği de zikretmek
tedir :
«Muslim'in Sahih'i için olan bu rivayetimizde bir letafet hasıl olmuş
tur. O da isnadın Niyeaburlularla ve muammerlerle (uzun ömürlülerleJ
.zincirlenmiş bir imıad olm:a.sıdır. Çünkü Sahih'in ri.vilcrinin hepsi muam
merler ve şeyhimiz Ebu Islıak'dan Muslim'e kadar bunlann hepsi de Niy
saburludurlar. Şeyhimiz her ne kadar Vfi.sıtlı ise de Niyafi.bur'da uzun
müddet ikamet etmiştir» ".
Nevevi buradaki ravi ve üstadlannın hal tcrcemelerini de vermiş
tir".
MUSLIM'I NEVEVIYE BAÖLAYAN RiVAYET ZiNCiRi ŞEMASI
Ebu'I-Huseyln Muslimu'bnu'l-Haccac (261/874).
1
Ebu ishak lbrahimu'bnu Muhammed İbn Sufyan (308/920).
ı
Ebu Ahmed Muhammedu'bnu Isa el-Celudi (368/978).
,1.
Ebu'l-Huseyin Abdü'l Ğafir el-Farisi (448/1056).
l
Ebu Abdillah Muhammedu'bnu'l-Fadl el-Feravi (530/1035).
,1.
Ebu'l-Feth Mansuru'bnu Abdil-Mun'im cl-Fcravi (608/1211).
,1.
Ebu Ishak İbrahim ibn Ebi Hafs Umer ibn Mudarr el-Vasıti (664/
1246).
,1.
Muhyi'd-Dln Ebu Zekeriyya Yahya'bnu Şeraf.. en-Nevevl (676/
1277) ".
20. Şerhu'n-Nevevl, Mukaddime, •- 6.
21. Şerhu'n-Nevev1, Mukaddime, s. 7.
22. Şerhu'n-Nevevt. .Mukaddime, s. 7-11.
18. Nevevl, Şerhu Musllm, Mukaddime, s. 8.
Durn.da Musllm Snhth'lnl okuyup okutarak rivayet etmiş ve bu suretle esere ve
mllsl!lmanlıta tok hayırlı hizmetler lfl. eytemtı olan bu zevatı kıso. hnl terce-
•
34. xxxın -·
3. SAHlH'IN KALANISI RiVAYETİ:
«el-Kali.nisi'ye gelince O'nun rivayeti mağrib ahalisi aarsında yayıl
mıştır. O'nun mağriblilerdeıı başkaları indinde rivayeti yoktur. Kali.nisi'
ııiıı rivayeti Mağrib'e Ebu Abdillah Muhammedu'bnu Yahya ibn el-Hazza
ı,l-Temim! el-Kurtubi (416/1025) ve diğerleri vi.sıtasiyle girmiştir. Onlar
lııı rivayeti Mısır'tla Ebu'l-Ali. Abdu'l-Vahhi.b ibn 1sA ibn Abdirrahman
ilın Haman el-Bağdadi'den dinlemişlerdir.
mesiyle tanıtmak yerinde olacakbr. Hem bu sureUe eıl-Oimlu�a--Sabih'in rivayet
zincil'inin tarih yönfinden sağlam1ığı tebarüz ettirilmig olacaktır.
1. NF,VF.VT'NfN HAJi TF.RCMMES1 =
Muhyid'd-Din Ebu Zekeriyya Yahya'bnu Şeref.. en-Nevevt 631/1233 de Şam'ın
güneyinde bulunan NovA'da dilnyaya gelml§Ur. Daha
_.
kilçilk ya§ta iken kabl
Jiyyeti göze çarpan Nevevl'yi babası �'daki el-R"4'Ablye Medresesine göt.Ur
mU1,1tur. Ncve'1 orada önce tıb tahsil etti. Fakat çok geçmeden kendisini tama
�en islAmt ntmıeı·e verdi. Bu arada 651 de babası Ue birllkte Hacca g1tt1. 655
senesine doğru eserler vermeye başladı. 855 te yeni ölen Ebu ŞA.me'nin yerini
ıclınak üzere Şam'do.ld EşN>liyye Dırıı'l•Hııdlo'lne davet edildi. Tahsil yıllarında
s1hhatı bozulmuı olmasına rağmen, son derece kanu.atkAr bir hayat sürdü, hatta
nmaş bile ulmndı. Çok geçmeden Allnl bir insan olarak o derece ftihret · kazandı
ld Sultı.ın Baybıırs'ın huzuruna. çıkıp Şo.mlılnrın mlhtAdere edilen bo.hçeleı·lnl geri
vcı·meı:il, SurlyeUlere yüklenen savaı vergtlerintn kaldırılması ve müderrislerin
gelirlerinin azaltılmaması hususları ileri sürmek cesaretini gösterdi. Fakat gay
retleri boşa çıktı ve Baybars bu vergilerbı meırOlyyeUne dA.lr fetvayı lmzala
mıyan Nevevi'yl Şam'dan çıkarttL. Nevevt ömründe evlenmenııı. Nevi.'da doğ
duğu evde babasının yanında 676/1271 de ölmll§tUr.
Nevevi'nin §öhreU zamanımıza kadar devam etmlıtir. Kendlsl hadis ilminde pek
geniı11 bilgiye sahipti. Bu hususta muahhar devirlerde kabul edilenlerden daha
da .ı:ııkı ölçüler tatbik etmigUr. HadJs'e dair be§ eseri sahih olarak kabul etmek
tedir. Bunwıla beraber İbn MA.ce'nin Sllneıı•hıl hususiyle Ahmed 1bn Hanbel'in
Mwıned'i ile aynı seviyede sayar. Muslim1
e karıı yakınlık duymasına rağmen
Buhari'ye daha. yüksek bir mevki verir. Musllm'ln Sahih'! için en bi'yük ıerhl
yazını§tır. cel•llllNHAC Fl ŞERHİ SAHlH-1 MUSUM lBNl'L-HACCAC• adın•
dald bu gerhe eklediği mukaddimede eserin nakil tarihini, bir de had!s !lmlnin
bir hulasasını yazmııtır. Yalnız lsnadlar üzerinde mülahazalarını yazmak ve
hadisleri dil bilgisi bakımından izah etmekle kalmayıp, bunlan kelim ve fıkıh
bakımianndan da §erhelmlftlr. Sözlerini desteklemek için bqlıca mezhe:, kuru•
culanna dayanmakla yeUnmlyerek EvzAI, At& gibi lik fakihlerin reylerini de
zikretmektedir. Ayrıca Musllm'ln eserine bııılıklan -tercemelert- da eklemiştir.
Umumi kaynaklarda 50 kadar eseri zlkrediimlftlr. Bunlardan baıılıcaları ııın•
!ardır:
Şerhu lllusUm (ismi ve tavsın yukancla geçUJ,
l{ltabu'l-Erbaln.
Şerhu'l-BuhArl (kısmi §Orh),
Şerhu suneni Ebi DAvQd (kısın[ §el"h).
et-Takrtb ve't-Teysir ll Ma'rlfeti Suneni'l-Beglri'n-Nezir,
Minhicu't-TA.libln ve Umdetu'l-Muttakln,
'l'ehzlbu'l-Esma ve'l•lugat,
S. Musllın, c. 1 - F: 3
·------- -
------ -
-----------------
35. - XXXIV -
Ebu'l-A'll Abdu'l-Vahhlb ııöyle dedi: Bize Şafii mezhebi ilzerine fa
kih olan Ebu Bekr Ahmedu'bnu Muhammed ibn Yahya el-Aşko.r tahdie
etti. Dedi ki: Blıre Muhammed el-Kallniai tahdia etti. Dedi ki: Bize
Musllm (bin Hacc&c) tahdie etti...�
Hılyetu'l-Ebrf.r ve ŞIAru'l•AhyAr fi Telhisi Deavtıt ,,e'l-Ezklr (Ezklru'ı'ı•Nevevl
diye mqhurdur),
Rlylzu's•Sl.llhln mln ICell.mı Seyyldl'l-Murselln.
et-Tıbyın f1 A.dAbı HameleU'I-Kur'&ıı. Bustnnu'I-Arlfln fl'z-zuhdi ve't-'1':ısnvvur
(bitirilememiştir).
Nevevl'nln ehemmiyeti Fakih ve Muhaddls olarak çok bilyUklUr. Şıfli çcvrl'le
rlnde MtnhAırtı't-TaUbln ve bunun iki şerhi, lbn Hacer'ln Tııhfc'st ve er-RnmU'nln
NlhAye"st ŞAfll menllsıklnin hemen hemen birer kanun kitabı tel.'..kk1 edilmiştir.
.Mu.slfm Şerhi mukaddlmeslndekt kendi ifadesine göre bütün I<UtUbU Sltte'nln,
Ahrnedu•bnu Hanbel Musned'tntn ve MAlik"ln llın·:ıtta'ınm an isnad ile rivA.yet
haklarını elde etmtı ve bu konuda d:ı ismini unutulmaz kılmı,tır.
Zeki, çalıtkan, muttekJ, cesur ve milcAhtd olan bu büyUk AUmtn dnha genç ı-myı�
lııcok çağında 4ll yaşında vefat etmesi elbette ilahi takdirdir, Fakat böyle fakih,
keskin görllılU, dllrllst ve yiğit bir Alimin eğer ömrU. ,•erat etseydi klmblllr l•
llm'a ve lnsanlıta daha ne büyük hizmetler ,·e ne kıratta eserler bn·nkacaklı.
Eserleıinden pek çok faydalıındığımız bu değerli Alime Conab-ı Hnlt'dnn bol bol
rahmetler dilerken h&saeten zamanımızda da böyle g•r�ek ilimli, dUı·Ust ve yiğit
liıll.m Allmler:tnln �imasını Rabbıı'l•Alemln'den nlytz eyleriz!
2. NEVl!lVl'nln şeyhi Ebu ishak lbrnhlmu'bnu Ebl Hafs Umer lbn Mudııı· el
Vıııtl'dlr. lakenderlyye'de 664/1246 yılı Recebl'n yedinci gilnU vefat etmiştir.
3. Ebu'I-KunA. Ebul'-Knsım, Ebu Bekr, Ebu'l-Feth Mımsıli'U'bnu Abdl'l-Mun'im
ibn Abdlllah tbn Muhammed lbn Fndl tbn Ahmed ibn Ebl'I-Abbns es-SAldi et�
FerAvl sonra en-NlysAbO.rl. FerA.ve'ye mensuptur. ı-
...er(t't Hornsnn hud11dunda
blr beldedir. Babasından, dedeslnde-n ve b.-ıbnıı:ının dcd<"ı:;i F.hQ Abdlllnh Muhnm
med lbn Fadl'dan ve daha bqkalanndan rivayette bulunmuı,tur. Doğumu 522
Ramazan ayındadır. Ntys&bur'un ŞAzyalı semtinde 608/1211 Şabanında vefn.l
etmtıtır.
4, Ebu Abdlllah Ferf.vl'ye gelince O, Ebu Mansor·un dedesi Muhammed lbn
Fadl'dır. Nesebinin tamamı Oğlunun torunu Man.ıı;O.r'un nescbinde geçınlşllr. Bu
Ebu abdlllah, fıkıh, tefsir, hadis ilimlerindeki kudreti, Ali isnadının çokluğu,
talebelerinin fazlalığı, her gittiği yerde Ulm neırl ile tıınınmış bir Alim idi. Kcıı•
dlsl hakkında l'Avllerlnln çokluğundan dolayı ,.Bin RAvlll FerA,1> derlerdi. Do
ğumu kendisin• aonılduAunda: «Doğumum takribl'n 441 yılındndır.t- dC'mlştl.
ÖIOmü 530/1036 senesi Şevval ayının 21 ve�·a 22 Pcdşembe glnOndc ,·Akı' ol
mu,tur. Muallm'ln Sahlh'lnl Ebu l!ald el-Buhiyrl'nln kıraati ile Abdu'I-Oaflr'den
448 yılında dlnlsmtıtlr.
5, Ebu'l-Huaeyn Abdu'l-Oallr lbn Muhammed lbn Abdl'l-Oaflr lbn Alınıed lbn
Muhammed lbn Said el-Ftıisl el-Feaevl sonra en NlyslbOrl. Musllm Sahlh'lnl
365 senesinde Clllüdl'den dlnlemlttlr. Bunun oğlunun oğlu Ebu'l-Huseyn Abdl'l-
0:aflr -kl «el-Maftılm U Şc-rhl Sahihi !lıısllm», 4:Zeylu Tdtiht Niysibur> ve <fl<i
tabu Mecma.•ıı-OarAlb> adlı eserlerin sahibidir- onu şöyle anlatır: Kendisinden
bir çok ımamıar hadis dinlemiştir. HA.fız Ebu"l-Hasen es-Semerkandl, O'nun hu
zunında. Musllm Sahlh'inl otuz kereden fnzl:ı okumuştur. Ebu S;ıtd Buhnyri de
O'nun huzurunda Sahih'! yirmi defadan fazla okumuştur. Ebu'l•Kaaım ICu§t!yrl
ve Vlhldl de O'nun huzurunda okumuılardır.
37. -· XXXVI -· -
el-CAMİU'S-SAHİH'fN ENDELOSDEKİ RiVAYET ZİNCİRLERİ ve
BAZI FERİ'LERİ
1. Musltm'i Kıidi lyıiz'ın hoca." Ebu Ali Iluscyıı ibıı Muluım.,ncd
el-Gasııdni'ye bağlıymı Kalanisi rivayetine did şema:
Mıısllm lbnu'l•HaccAc (261/814)
1
Ebu Muhnmmed AhmC'd ibn All İbni'l-Huı-ıeyn
İbnl'I-Muğlrn lbn Abdırrahmnn cl-J{llUnlsl
1
Ebu Bekr Ahmed tbn .Muhammed ibn Ynhyn.
el-Eşkıır el-Fakih nln M,zhebl'ş-Şllfl'I
1
Ebu'I-Alll Abdu'l-VahhAb ibn 1ysll.
lbn Abdlnnhmnn thn MA.hft.n ('}-HnJıdidi
---------'
1 1 1
Ebu'l-KA.ınm Ahmed ibn F.bu 7.ekeı·iya Yahya lbn Muhammed lbn Yahya
Feth el-MağA.rtft el-Ma'
rO.f bi-'bnir-RessA.n
Muh:-ımmed tbn Yusuf
el-F,ş'nıi
1
1
! F.bu Umrı· Yusuf lhn Ahdillah lım
.Muhammed ibn Abdtltnh en-N�mrrt
1
1
�--------'
lbni'l-HnzzA. c-1-Temtm
el-I<urtubl
(416/1025)
�l-Rl<lt rebu Umcr Ahnı�d lbn
Muhammed lbn Yahya e1-Ho.zzA
et-Temimi
1
Ebu Ali Huseyn lbn MUhammed lbn Ahmed
el-GassAnl el-CeyyAnl (öl.: 498/110()
Takyldu'l-MUhmel, 15 a-b, 132 a-b.
---·
38. - XXXVII
il. Mııalim'i Kddi lyıJıl'ın Hocnaı Ebu Ali Hııacyıı ibıı Muhammed
eZ-GMdnl'ye bağlıyan KalıiniRi riııayetine ôld §ema:
Musllm İbnu'l•Hncclc
1
Ebu lshAk tbrlhlm lbn Muhammed
lbn Sefln el-Fakih (308/920)
�-----1,______
Ebu B•kr Muhamm•d lbn
lbrnhlm lbn Yahya el-Klsllsl
1
fı�bu'I-Abbas Ahmed İbnu"I-
Hasan lbn BunMr lbn Ab-
1
1
Ebu Ahmed Muhammed lbn
Iysa ibn Amrfıye el-CUlödl
(308/978}
dlllah bin Clbı11 er-RAzl Ebu Muhammed Abdulmrıtk Ebu Said Un1er lbn
lbnl'I-Huseyn lbn Abdlllah
es-Sıkılll
Muhammed Dftvöd
es-Slczl eı-Slclstlnl
,-----·--------1
1 1
l!lbu"I-Abbaa Ahmed lbn Umer Ehu"I-Klsım Httlm lbn Muhammed
IJ,
lbn Ene
i
el-Udıi lbn Abdlrrab
':�'.!r!:a
ı
n
b
::
ım et-Temimi
______l____�-------
Ebu Ati Hwıey-n lbn Muhnmmt"d tbn
Ahmed el-GruısAnl el-CcyyAnl 1498/1104)
Ebu Ali Huseyn ibn Muhammed el-Gassani Muslim'den bir üçüncü
rivayet olan Ebu Bekr el-Cüzakiy rivayeti hakkında da göyle der: .Mus
lim'den Ebu HAtim Mekkiy lbn AbdAn en-Nlslburi, ondan da Ebu Bekr
el-Cüzakıy rivayetine gelince, bu rivayetten bize birşey vAkı olmamıştır•
(Takyidu'l-Muhmel, 15 a-b, 132 a-b).
4. RAVlLERlN KİTABI RİVAYETTE BAZI HALLERİ:
tbnu's-Salah (M3/1245)ın tcdkikine göre İıu Kalanisi rivayeti, kita
bın sonundaki Uç cüzde, Ebu ishak rivayeti ile -rivayet tariki bakımın
dan- küçük bir farklılık göstermektedir. Bu cUzlerin başlangıcı uzun «lfk
Hııaıai•dir. Çünkü Ebu'l-AIA ibn Mi.han bunu «Ebu Ahmed el-Cüludi'den
o da lbn SUfyan'dan o da Muelim'den» tariki ile rivayet etmektedir. İbnu's
Salelı şarkta yayılmış olan Ebu Ishak İbrahim ibn Muhammed ibn Suf
yan vasıtası lle gelen Cllllldi rivayeti hakkında şu izahatı vermektedir:
39. - XXXVIII
«CUlüdl'nin, İbrahim ibn Sufyan'dan gelen rivayetinde nUshnlal', ri
vayeti alııı gösteren tibirde ihtilAf etmektedir. Bu l'İvayet «lladdcsrıııı
lbra,himu• sigası ile mi yahud «Ahbaran<i fl,ra.him.ıı» sigası ile midir? Tc
reddUd, Ciiliidi'nin lbrahim'in lafzından mı işittiği yahud huzurunda mı
okuduğu hususunda vaki olmaktadır. En ihtiyatlı olan «Alıbaraııa lııra
hiınu, Haddesena, lbrahimu» denilmekdir. Binaenaleyh okuyucu · (kari)
bedel olmak üzere bunların her ikisini de telaffuz etmelidir. Bize göre
«Arbaran<i» ile yetinmek clizdir. ÇUnkU o, arkadaşı Abdu'r-Razzii.k et
Tabsi'nin el yazısından alarak Ferlvi'nin tesbit ettiği nüshadan benim
naklettiğim rivayette de böyledir. Niyslbur'da, içinde şeyhimiz Mucy
yed'in semA'ı bulwıan bir asıldan lntıhab ettiğim kitapda, Hafız J<.;bu'J.
Kasım ed-Dımaşki el-Aslklri'nin el-Ferlvi'den kendi el yazısı ile olan
rivayette ve bundan başkalarında da hep böyle «Ahbaraıııı» şeklindedir.
Bu husuota tereddüd edenin hükmü «Ahbarcııa,ya dönUp varmaktır.
Çünkü her tahdls tahkikatta bir ihbardır, fakat her ihbar bir talıdis de
ğildir» ,·,
İbnu's-Salab, lbrahimu'bnu Sufyan rivayetinde dikkatten kaç:ın Uç
nokta bulunduğunu, bazılarının bunları beyandan gaflet ettikleri şöy
lece izah etmektedir:
«İyi bil ki kitapta İbrahimu'bnu Sufyan'ın Muslim'den dinleyem<'
diği bir yer vardır ki orada: «ATılxırand /1,rah,imtı 11,,ı. Afu,,Um., denilir d"
«Ahlıarıııııi Muslim» ve ne de «Haddc,,cıui Mu.,lim» denilmez. Jbrn
himu'bnu Sufyan'ın Muslim'den bu kısım için olan rivayeti, ya icazet
yolu iledir, yahud da vicadet taı·iki iledir. Rii.vilerin çoğu Fihristlerinde,
Tesmi'lerinde, ieazetlerinde ve diğer şeyhlerinde bunu beyan etmekten
ve tahkikni yapmaktan gaflet etmişlerdir. Bunu kitabın hepsinde :
«Alıbarana lbrahim, Kale: Ahlxırana Muslim» şeklinde söylemektedirler.
Üç yerde mevcut olup dikkatten kaçan bu noktalar ltimad edilmiş
asıllarda tahkik olunmuştur:
Birincisi; Kitabu'l-Hacda Halk ve't-Taksir blbmdaki ibn Munir ri
vayeti ile olan ibn Umer (R) m «Rasiilullah (S) buyurdu ki: Allah aa
çtm keatirenlere rahmet etaın.... hadisindedlr.
Benim, Hlfız Ebu'l-Kasım ed-Dımaşki'nin kendi el yazısı ile olan
aslında mU.lhade ettiğim suret:
J
_
I l;,'.ı,- .r!-. .:,_ı 1::-ı,..: Jli �A.r .:ıl:i- ..:,_l.ı...ıo= ..:,_ ,...ı-".
ı .;,,.-'-".
' L°..,..ı
.!->_...ı1..,, .:ı..� ;;'.>
şeklindedir.
Hafız Ebu Amir el-Abderi'nin el yazısı ile olan asılda da ifad<' böy
ledir, ancak o, «Httddcacrr,i ı.,ııak» demiştir. Ve yine benim, Sahih'tc,
20. Aynı eser, s. 12.
40. . XXXIX · ·
!<�bu Ahmed cl•Cıılüdi'dcn alınmış kadim bir asılda. mllşii.hadc ettiğim şe•
kil şudur:
: ,.";W ljl �:)j ı.ô', rl--.:,c r.•'J.' r(:..,. : -'►' .;_ı Jo .:.,İ) L:ı..:,-
: Bur-adan itibaren Ebu Ahmed'ln huzurunda okudum. Size İbrahim Mus•
lim'den tahdls etmiştir. işarete kadar kitabında durum böyledir.,
Bu işaret sekiz varak sonraki İbn Umer (R) hadisinin başladığı yer
dedir. Bu hadis:
L')lf _,5'_.i-j< �11,. •-:-!J< ı.5_,:..I ı_; r.1.., ,iiılJJ-J .:,1
: llasfı.lullalı (S) bir ,••wf(�Te ç,ka1·ken binitinin ti:::crinc doğrulduğıı .'!'aman
iiç defa tekbir getirirdi, hadisidir.
CUlüdi'den alınmış olan bu asılda, o işaretin yanında « � .;,İ
.,.;t;..J
: Buraya kadar O'nun huzurunda okudum, �özlerini mllşihade ettim.
«Aleyhi (huzurunda) tabiri ile: ClllCıdi'den o da Muslim'den» demek is
ter. Buradan itibaren de «Haddeırend Mıuılim. : Bize Musllm tahdis etli»
demiştir.
Hafız Ebu'l-kasım'ın kendi el yazısı ile olan aslında o işaretin ya
nında buradan itibaren: «Haddesend Mıuılim» der ve «lld huna• da şek
vardır.
lkincisi: �unun evveli «Vnsıiyd, nın başında Muslim'ln:
._;:ll .:.,_ _..,..l ..ı,;;uIJ _;ll .:.,_ -''°J -,,_.► .:,_ ;:"j •...!:� f.1 :/-'►
sozıı il,· ba�lnyan şu ihn ömrr llndisind<'dir:
•..ı.:, '!J::G .::�,,Yı .:.�1:1 -=-=�- ':; .r"".. .:,ı ..ı._;_ •..,: 4 r_...s'./'ı _;,-L.
: Kendisinde bir şey bulunub da onda vasiyet etmek isteyen müsliman
bir kişiye vasiyyetl yanında yazılı bulunmadık�a iki gece yatması caiz
değildir.• Buradan, Musllm'in cl-KMdme bahsinde, HuveıJııa ve Mııhaysa
kıssasında:
·1 ••, J. r. • ,. · ., 1 •
� ıJ. ._...... -:,........ : f J ,.,,,. ,j
0
r� b � )j4:A ıJ. "'uı.,..,. .jı.J.>
hadisinin sonuna kadardır. Bu kısım on varak tutmaktadır.
CUlildi'den alınmış olan asılda ve hafız Ebu Amir Abderi'nin el ya
zısı ile olan aııılda, bu hadisin baştarafından Muslim'den dinleyemediği
yerin son bulduğu zikredilmiş ve İbrahim'in «Ha.ddescnd Muslim• sözU
tekrar başiamışbr. Hafız Ebu'l-Kasım ed-Dımaşki'nin aslında ise, bu ha
disin dinlenilememiş kısım da dahil olduğu yahud olmadığı hususunda
tereddüde benzer bir gey vardır. ltımad edilen birincisidir.
UçiincllsU: Bunun başlangıcı İmi.ret {Emirlik) ve Hilii.fet hadislerin-
de Musllm'ln: ,,. �� 1.:/'.ı.- '":'.ı• ,:,_�•i.J-'►
41. -- XL -
sözleri ile baıılayan ve Neblyy (S) in: � rl.llk.1 = imam anc11k bir kal
kandır, buyurduğu Ebu Hureyre hadisidir. Buradan itibaren «Kitabu's -
Sayd ve'z-ZebAyih'deki: .kf1 .:,_.,ı.,. @1-½'y_l L::..ı,,. ,sj1j .:,I.Jr" ,:ı_.J.:P l:f.J...
kavline yani ı.!1,ı-- .:-:--ı.;1 = okunu attığın zaman.. haberini anlatan
Ebu Sa'lebe el-Huşeni hadisine kadar devam etmektedir. Bu hadisin ba
şında İbrahlm'in «Haddeaena MUBlim• _sözü avdet etmiştir. Bu Fmııit
(elden geçib giden ve bir daha ulaşılamıyan şey), fevatlann en çoğudur,
bu, · on sekiz varak kadardır. Bunun evvelinde Hafız Abderl'nin babası
olan Niysabıı:r'lu büyük hafız'ın el ya.zısı ;ı., -Ki kendisi kitabı Mu
hammedu'bnu Yezid el-Adl'den o da İbrahim'den rivayet eder idi-
,-1-• Jli :�1.J_ı J,-,_ l.:....:.,•(Bıtradan itibaren İbrahim, Kak Mııslim der)
ibaresi vardır. Halbuki bu lsnad, ·Cüludi'dcn alınmış olan asılda, Ebu
Amir el-Abderi'nin aslında ve Ebu'I-Kasım ed-Dımaşki'nin aslında «An»
kelimesi iledir. Bundan evvel geçen Fait'deki, Cüludl'den alınmış olan
asılda, Ebu Amir el-Abderl'nin aslında ve Ebu'I-Kasım'ın aslında da böy
ledir. İşte bu söz, onun, bunu Muslim'den Vicadct'le rivayet etmesini ve
hem de icazeti muhtemil kılmaktadır. Fakat nüshalann bazısında --Bir
kısmının veya hepsinin-- bunun Muslim'den icazet sureti ile olduğu
hakkında tasrih vardır.,•.
5. SAHlH'lN TE'L1F1 :
Muslim Sahih'ini te'llfte Buhari'nin yolunu takibetmiş, O'nun ilmin
den ve tasnifinden faydalanmış, Sahih seçiminde O'nun gösterdiği dik
kat ve titizliği kendisi de göstermiştir (Tarihu Bağdad).
İbn Salah, Muslim'in Sahih'inde gösterdiği şartı şöyle tesbit etmiş
tir: «Hadis evvelinden il.birine kadar Sika'nın sika'dan nakli suretiyle
muttasıl olacak, ŞAzlık'tan ve illetten ııallm bulunacakbr. Bu, sahih ha
disin tarifidir. Kendisinde bu şartlar topluca bulunan her hadis, muhad
disler arasında ihtilafsız olarak sahih hadistir. Sıhhatında ihtilaf ettik
leri hadislere gelince, bu ihtilafın sebebi bazan hadiste bu şartlardan
birinin bulunmaması olur..,
�
Muslim, Sahih'inin Muk ime'sinde hadisleri üç kısma ayırdığını
söylemiştir: Birincisi, Mutkın, afızlann rivayet ettikleri, ikincisi Mes
tur'lann hıfz ve itkanda orta halli kimselerin rivayet ettikleri, üçün
cüsü de zaiflerin ve metruklann rivayet ettikleridir. Birinci kısmı bitir
dikten sonra ikinci kısımdan rivayetleri yazdığını, Uçlincli kısma gelin
ce sadece ona meyi ve itlmad etmediğini söylemiştir. Alimler, Muslim'in
26. Aynı eser, s. 12·13.
42. - XLl
bµ tııkaiminden maksadının ne olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Ha
fız Ebu Abdillah Hakim (405/1014) ile meslektaşı Hafız Ebu Bekr Bey
haki (458/1065) : «Muslim ancak birinci kısımdaki hadiııleri yazmıştır,
ikinci kısımdaki hadisleri yazmadan ölüm O'nu alıp götürmüştür.> de
mişlerdir.
Kadi lyad (544/1149): clşte bu, Hakim'in ve O'na tabi olan şeyhle
rin kabul ettiği göriiştür. Dikkat eden vetaklide bağlanmayan için ise
mesele böyle değildir. Çünkü Musllm'in hadis yazmaktaki taksimine dik
kat edersen, söylediği gibi insanlardan üç tabaka üzerine (birinci, ikinci
ve üçüncü derecedeki riivilere göre) olduğunu görürsün:
Birinci lnaım Hafızların hadisidir. Bunun yazılması bitince aetr, aıdk
ve ilim, ehlinden olmakla beraber maharet ve itkan'da birinci dereceden
olmayan riivilerin hadislerini yazar. Sonra alimlerin veya çoğunun töh- .
metli görmekte ittifak ettiği kimselerin hadislerinin terkine, bir kısmı
nın ittiham ve bir kısmının sahih gördüklerinin de nefyedilmesine işaret
eder, onları burada zikretmez. Kitabın bablan arasında zikrettiklerini,
ilk iki tabakanın hadisleri olarak buldum. Onlardan ikinci derecede is
nadlan da birincileri mutabaat ve istişhad etmek üzere yahud birinci
babda bir şey bulamamııı olduğu yerlerde getirmiştir. Daha sonra da ba
zılarının, haklarında söz söylediği diğerlerinin de tezkiye eylediği ve. ha
dislerini tahric ettiği bir kısım ri.vlleri de zikretmiştir. Nitekim Buhari
de böyle yapmıştı. Binaenaleyli 1'anaatımca Muslim, zikrettiği üzere
el-cAM1U'S-SAH1H kitabında her üç derecedeki riivilerl getirmiş, kita
bım da buna göre tertiplemiş ve bunu da MUKADDİME'deki taksiminde
beyan etmiştir. Kendisinin kat'iyyetle izhar ettiği gibi dördüncü taba
kayı terketmiştir.
«Hakim ise bunu, Muslim her bir tabaka için bir kitap yazmayı ve
her tabakanın hadislerini hususi bir kitapta takdim etmeyi muradetti
diye tefsir etti. Halbuki Muslim'in muradı böyle değildir. O, te'lifinden
zahir olduğu ve maksadından anlaşıldığı veçhiyle bunları bablarda top
lamayı ve iki tabakanın hadislerini getirmeyi muradetmiştir. Binaena
leyh birinci tabaka ile başlar, sonra istişhad ve mutabaat olmak üzere
ikinci tabakayı getirir, nihayet üç kısmın hepsini de eserine almıştır. Bu
üç tabaka ile hafızlan, sonra onlan takibedenleri kasdetmiş olması, üçün
cü tabakayı da terketmiş olması ihtimal dahilindedir.>
«Bu te'vilimi ve bu husustaki re'yimi bu konuyu anlayan kimselerle
müzakere ve mübahese etitm, neticede her insaflı kişinin bu re'yi doğru
gördüğünü ve zikrettiğim şeyin kendisine de zahir olduğunu müşahade
ettim. Bu husus, kitabı teemmül edenlere ve babların hepsini mütiilea ey
leyenlere zahirdir·•
Muslim'in arkadaşı İbn Sufyan'ın: «Muslim, senedll hadislerden üç
kitap ta.briç etmiştir: Biri insanlara karşı okuduğu şu kitap, ikincisi içi-
43. XLII
tı<' lkrimc, Mcgiizi ,ahilıi ihıı ishak ve bcıızerl<'riııiıı girdiği, üçilnciisü
dn zniflcrin dahil olduğudur, sözü ile bizim görüşümüze itiraz oluna
maz. Zira ibn Sufyan'ın sözünü teemmül edersen onun, Muslim'in kita
bının başında zikrettiği ve Hiikim'in işaret eylediği maksada uygun düş
mediğini görürsün".
Niysiibur'un hadis hiifızlarindan biri olan Mekki ibn Abdiin şöyle
demiştir: Müslim ibn Hacciic'dan işittim, şöyle diyordu: «Şayet hadis
alimleri iki yüz yıl hadis yazmakla m<'şgul olsalar nihayet onların döııiip
dolaşmaları şu müsned ii:wrind<' olacaktır.» Yine Muslim'd<'n işittim şöy
le diyordu: «Şu kitabımı Ebu Zur'a cr-Riizi (264/877) ye arzcttim. O'nun,
kendisinde illet olduğunu işaret ettiği her hadisi terkcttim. "Sahih'dir,
illeti yoktur" dediği her hadisi kitabımda yazdım,.
Hatib el-Bağdadi (463, 1070) Muelim'd<>n senedli olarak: «&ıı bu
d-llfii--�ncdii.'s-Sahih'i iiç yiizbin işitilmiş hadis içinden tasnif ettim» de
diğini rivayet etmiştir.
lbn Şarki dedi ki, Muslim'deıı i�ittim, şöyle diyordu:. «Şu el-�lüs
ncd kitabıma koyduğum her şeyi muhakkak huccctlc koydum, ondan
düşürc1iiğüm her şeyi de yine huccctle düşürılilm».
Ahmed ihn Selem<' (28R 8!l!l) d<' şiiylr dc•nıişt.ir: ,Muslinı, S:ıhilı'i
te'lif t•dC'rkeıı on iki rC'tıP fliğ'Pr rivayPU.P oıı lıP� R<'flf' onuııln bı•rn.
hl!r bıılıındıım. Sahih, ıııiik,•r,·rrlı•ı·I<' hı•rıılwr on il<i hin kadar h.ıLli'ıl<'n
m!'ydana gelmiştir".
6. BUHARI iLE MUSLIM'IN ŞARTLARI :
(Sahih tc'lafi-n;n d.ayrrnd191 �«rlla1)
Buhari ve �uslis, k<'ndi kitaplanna aldıkları rivayctlPr i�in kabul
ettikleri şartları sarih olarak bildirmemişlerdir. Bunlarm Sahih'l:•riıı
deki sıhhat şartlarını araştıra.n iilimlcr, başlıca şu üç görüşü ikri sü-
rerler:
1, Hakim Nlysiibfıri (405/1014) in l!lii.mıı'l-Hadis ve el-illcdhal ild
Marifeti Kitdbi'Z-lklil (Şehid Ali Paşa Kütiip. rak. 346)kitaplarında ver
diği görüş: «Sıhhatı 117.erinde ittifak edilenlerin birincisi Buhar! ile Mus
lim'in F,eçtikleri hadislerdir, bunlar Sahih'in birinci derecesidir. Bu iki
imamın seçtikleri hadisi Rasfılallah (S) den rivayette şöhr<'ti olan ve en
az iki ravisi bulunan meşhur bir sahabi rivay<'t eder; ondan da <'n az
iki Sika ravisi olup kendisi de sahabi'den rivayet etmekle meşhur bir
tabii, sonra ondan da tiibiilerln tiibiilerlnden yine bir çok sika riivileri
27. Aynı ('!SCr, •. 22•2.ıJ.
28, ŞezcırAtu•z-Zcheb 2/14.f-H!'i, TP.?.Jclretu'l-Huffftz 2/165-167; en-NUcO.mu'z-ZAhlrn
3/38.
---·-·
44. Xl,111
olan ınulkiıı bir hiifız rivayet edeı·, nihayet Bulıal'i yahud Muslim'in
Şeyhi rivayetinde adıtlctlc meşhur bir hafız olur.,
Hakim'e göre gerek Buhaıi gerek M11Slim, kitaplarında ancak kendi
lerine asgari ikişer ikişer veya daha fazla Peygambere kadar raviler
zinciri ile giden hadisleri almışlardır. Yani bir hadisi kitaplarına alnıak
için onun en aşağı iki senedinin bulunmasını şart koşmuşlardır. Haklm'iıı
bu görüşü bazılarınca kabul edilmemiştir.
2. Ebu'l-F'adl Muhammed ibn 'fahir el-Makdisi (507 · 1113) niıı gö
rüşü:
«Buhari ile Muslim'in şartı, ta meşhur bir sahabiye varıncaya kadar
n!lrUJer-inin hep 2.lka cldukları muttcfakuıı alt!yh ulup, diğt:r şika'lar ve
Svpt'ler (huccet sayılan raviler) tarafından da hılafı rivayet edilmeyen
hadisi, muttasıl ve inkıtasız bir seııed ile tahric etmektir. Saha.binin iki
veya daha ziyade ril.visi var ise ne il.la, yalnız bir tek ritvhıi olup <la tariki
eahih olursa onunla da yetinirler».
İbn Hacer Askaliini (85211448) niu de söylediği gibi Şcyhayn, kendi
kitaplarına hadis kabul etme hususunda bu esas üzerine yüriimii,ılerse de
bazen bunun yerine kil.im olacak tercih ettirici bir scbcbd,,n dolayı bu
kaideden )ıazı fedakarlıklar da yapmışlardır (Tcdribu'r-ıtavi).
3. Hafız 1':bu Bckr Muhammı,d ibn Miısii el-Hil.zımi (584,11!!2) niıı
görüşü:
.Sahih'in şartı, isnadı nıuttasıl ve riivisi M11Slim, Sadık, gayrı mii
dcllis, gayrı muhtalit, adalet eıfatları ile muttasıf, dabıt, miitehaffız,
salim zihinli, aı vehimli, ve salinı itikatlı olmaktır»".
7. SAHİHAYN'IN MAKBÜLİYET SEBEBLERİ :·
(Sahihayrı'•n en sahih olma sebebleıi)
«Sahihayıı'da hafızların miinekkidleri tarafından tenkide uğramış ha
dislerin toplamı 220 dir. Bunlann 32 si her ikisinde, 78 i yalnız Buhi.
ri'de, 110 tanesi de yalnız Musli1!1'dedir. Lakin itiraz edenlerin zayıf gör
düğü bu hadislerin hiç biri, yatalayıcı bir illet ile ma'lfil değildir. Ni
tekim ibnu Hacer el-Askaliini, Buhar! Şerhinin mukaddimesinde Buha- ·
ri'dekilerin hepsini birer birer zikrederek Sahih olduklarını isbat et
miştir...»
«Buhaıi ile Muslim'in ilmi salabet ve salahiyetleri pek geniş, sahih'i
sakim'den temyiz etme iktidarlan diğerlerinden pek yiiksek olduğundan
dolayı ve daha başka karineler sebebi ile kitapları bütün alimlerin mak
biılii olmuştur..»
29, Tedrtbu'r•Ra.vı, •· 38-39, Mukaddlmetu Feth, 1-6, el-Hadlıı ve'l-Muhnddlslln, s,
384•388, Tecrld Tere., 1/232.
45. -- XLIV - -
•Bıı.zıları Sahihayn sahibleri bir hadisi sahih kabul etmekte yalnız
rllviııin zo.btıns, adaletine, irsal etmemesi haline bakmakla yetinip başka
c•llıı•U dikkate almamışlardır zanneder. Halbuki iş zannettikleri gibi de•
fildir. Onlar bu ricalin kendi şeyhleri ile olan münasebet derecelerini de
ıırııijlırmışlardır. ·Her ri.vlnin kendinden rivayet ettiği zatın meclisine de•
vnmı nz mıdır, çok mudur? Onun memleketlisi olup hadisleri ile ülfet
vıı rnllmaresesi var mıdır? Yoksa yabancı bir memleketten gelip kendisi
1lı• tc•bcrrllken yaptığı müllkatlarda bazı hadislerini işitip savuşmuş bir
klımır midir?.. gibi. ancak hadis ve hadis usulü ilimlerinde kamil maha
rı•tl olub son derece dikkat etmeyi itiyad etmiş en büyük alimlerin far
kınn varacağı hususları da gö2 önüne almışlar ve yazdıklarını o kitap�
lıLrn tevdi' etmişlerdir. Cami'lerinin Kitabııllah'dan sonra kitapların en
Nıtlıilıi olması işte bu gibi yüksek meziyyetlerle tahakkuk etmiştir (Tec
ı·lıl Tı•r, 1/230, 251).
Ve işte bu makbiiliyetleri sebebiyle de asırlar boyunca sahih hadis
lı,rhı kuvvet itibariyle derecelenişlerinde şaşmaz bir ölçü ve daima baş
vııı·ula.n bir mi'yar tanınmışlardır. Nitekim en başta mütevatir hadisler
fl'l•llr. Sonra kuvvet itibariyle bu dereceleniş şöyledir:
1. Buharl ile Muslim'in ittifak ettikleri,
2. Buhari'nin infirad ettikleri,
3. Muslim'in infirad ettikleri,
4. Buhari ile Muslim'in Gıimi'lcriııde olmadığı halde her ikisinin şart-
lıı.rına uyan hadisler,
5. Yalnız Buhari'ııin şartlarına uyanlar,
6. Yalnız Muslim'in şartlarına uyanlar,
7. Her ikisinni dışında kalan diğer hadis imamları indinde sahih
0l1111 hadisler (lbnu's-Salah, Mukaddime, s. 11-12, Tccrid Ter., 1/22!!).
8. ŞEYHU'L-İSLAM JBNU TEYM1YYE (728/1327) N1N
SAHIHAYN HAKKINDAKİ FİKİRLERi :
Bir hadisin sahih olup olup olmadığına hükmetmekte hadis imamları
no Buharl'yi ne de Muslim'i taklid etıneiş değillerdir. Bu iki musannıfın
ıahih addettikleri hemen bütün hadisler kendilerinden evvel de hadis imam
larınca sahih bulunmuş ve kabul edilmişlerdir. Kendi asırlarında da öyle
idi. Kendilerinden sonra da hadis imamları bu kitapları tedkik gözünden
ıcçlrlp, bu iki imamın sahih dediklerine kendileri de sahih demekte muva
fıtkat ettiler, Yalnız bir takım hafızların eleştirerek aleyhte htiklim verdik
lort takriben yirmi hadislik az bir miktarını istisna etmek lazım gelir.
Tonkide uğrayan bu yerlerin çoğu Muslim'dedir, Bunlarda da bir takımları
onlardan yana, bir ta.kımlan da tenkidcilerden yana çıkmışlardır. Lakin
ı,ın doğrusu bu babda tafsil Uzere hükilm vermektedir. Bazı yerler vardır
46. - - XLV - -
ki hal,ikatcn tenkide şnyandır: Umnıu Habibe hadisi, .:,,_) 1rJ'_ •: ;.Jl.iıJ-l;..
hadisi, Uç yahud daha fazla rUkô ile KUsuf namazı kılındığını bildiren hadis
bu cUmledendir �. Buhari'ye edilen tenkidlerin bazılan yerinde değildir.
Tenkide hakkıyla uğramaktan en uzak olan Bııharl'nin Sahih'idir. Buhar!
hemen daima tenkid edilebilecek bir lafız rivayet etti mi derhal tenkid
edilmiş olduğunu beyan eden lafzı da rivayet etmiştir. Hulasa bu, yedi bin
dirhemi tenkid edip de içinden bir kaç dirhemi -onlar da büsbiltün faide
siz ve sahte olmamak üzere- hileli olmasına benzer. Buhari san'atında
imam olan bir zat'tır. Bu iki kitabın hadislerinin toplamı -tekrarsız
takribi olarak- yedi bin kadardır. Bunu söylemekten maksadımız bu
iki kitabın hadislerini kendilerinden evvel ve sonra bir çok yüksek ima
mın eleştirdiklerini, sayısını ancak Allah'ın bilebileceği bir çok zeva
tın kendilerinden bunları rivayet etmiş olduklarını ve bu hadisleri ne
rivayet ne de tashih etmekte yalnız kalmadıklarını söylemektir.
Bunu hıfzeden zat: .:,,1-ill-- 4 �ı, _,).il L;I_j' � �
: KUR'AN'I BİZ İNDİRDİK BİZ, ONUN KORUYUCULARI DA ŞÜPHE
SIZ BİZİZ, (el-Hicr: 9) buyuran bUyUk koruyucu Allah Taaladır» ".
9. SAHİHAYN'IN MUKAYESESİ:
Sırf Sahih'lerdeıı ibaret olmak üzere yani Sahih'den başka neviden
hadis kanştırmakııızın kitap yazan ilk hafız, Muhammed ibn İsmail
el-Buhar! (256/869) dir. Buhi.ri kendinden evvel te'lif edilmiş bütün ha
dis kitaplan içinden Sahih olan hadisleri Hasen ve Zaif olanlardan ayır
mış ve yalnız Sahihlerini «el-Cıimiu's-Sahih, ine koymuştur. Diğer bir
deyişle Buhar! kendi asnna kadar sened ve metin bakımından Sahih ol
duklan hususunda umumi bir icma hasıl olmuş hadisleri bu kitabına
koymuştur. Buhari'yi böyle bir te'life sevkeden amiller arasında, daha
önceki milellefatın çeşitli değerde hadisleri ihtiva etmeleri, bunlann de-
30. lbnu Teymlyye'nln ifaret etıtğl bu Uç hadisin Mıısllm'dekl yerleri:
a • Ummu Habtbe Hadisi: Salatu'l-Musaflrln, fadlu's-slnent•r-rA.Ube kable'l-f-eratz
ve ba'dehıınne ve beyllllı adedihinne 101-103 «728>.
b - «Halııkollo.hu't•Turbete yevme•s�sebb hadisi: Sıtatu'l•munafıkln, ibtldau'l
halk... 27 <2780,.
d • Dört rukü'lıı küsQf namazı:
KUsCıf, zikru men kale: lnnehu rekea. aemani rekaatln fi erbal secedltin 18-19
dJ08·909».
Bu kiisüf namazı hadisi Buha.rt'nin «Klt.abu'l-Ktlsüf> unun. mUteadd1d bablannda
başka başka sahA.biler larafından rivayet edilmfıtlr.
31. Minhacu'•·Sıınne .(4/58·59): Fas!, Klller-Rııtııd, el-Burhanıı'l•HAınls ve'l-lfrOn,
• • >
Kavıuıın Tua!A .(M : ;.ı,111) "'. .:.,-ı_, �r,� .ııl.;I� ..i,-i
47. . Xl,VI -
111 olııt'alı kullanılmnRıııdn bnzı zorluklar vr. goruş nyrılıklal'ımıı hulun
nııısı, fıkhın çeşitli bablarında tereddütsüz olan huccrtlcri bir arada ve
hrrkesin kolaylıkla istifade edebileceği bir tarzda toplama temayülü..
zikredilebilir.
Kendisi bu teşebbüsünün sebebini ... devrind(' hadis ve fıkıh'ta Emi
ru'l-Mü'minin olan Ishaku'bnu Rihuye (238/8521 nin te'sirini şöyle
anlatır: «Bir gün ishak ibn Riıhuye'nin yanında idik. Nebiyy (S) in siiıı
netinin yalnız Sahih olanlarını muhtasar bir kitapta toplasanız, derli. lı;t.r
bu söz bana tesir etti. Bunun üzerine ben i:l-Cıimin'.•-Sıılıih'i toplamaya
başladım. Bu kitaba Sahih olandan başkasını yazmadııri. Kitap uzamasın
diy(" t.crkcdip yazmadığım Salıihler de, yazdıklarıından çoktur. Buraya.
ynzclıklaı�mı altı yüz biıı hadis içinden s!'çtim. Sahih'i on allı �<'nede ta
ııınmlııdım. Onu kendim ile Allah arasında hucc<'I <'rlindim.,,
Yine Buhari'nin dediğine göre bu kitabı Pl-l'1cscidii'l-Haı·am'da tas-
nif rlmi�tir. İçine yazacağı her bir hadis için biitün sıhhat _dclill<'rini top
lnılıktan sonra bir de boy abdesti alıp iki rck'nt nıımaz kılarak istihare•
c•tmis, ancak Sahihliğine kesin kanaat getirdikten sonra bu kitnba yaz
mıştır. Buhari böyle, harika dikkatler ve titizliklf'rle meydana. grlirrliği
,.,,,.,.iıır ,cl-CAMIU'T,-MIJSNF.DU'R-SAHIHIJ'L-MIJHTASAR MIN llMO.
iti RASOI,II,LAH Sallcllahıı Alryhi Ve f('llem VI<� SUNEHIH.I VF. 1,;y.
YıMllll, adını vcrmlijt.ir".
Buhari eserini tamamladıktan sonra buıııı devrinin en yülrnrk ilim
olodtcleriııdcn olan Ahmed İbn Hanbcl (241/855) e, Yahya ibıı Maiıı
(233 847) c, Ali ibn Mcdini (235 '849) ye ve daha başkalarına arzclıni�
tiı·. TTunbınn hcıpsi eseri çok giizcl bulmuşlar, sadccC" di:irt lındis nıiiHtc•mın
olmak üzere biitün kitabın .:ıhhatma şchadrt etmişlerdir. F,hu Cfıfpr Mn
hanımed {Jkayli (322-!14:1): ,Bu clüı·t. hadis hııRıısııııdaki söz yine Buhfıl'i'
ııin sözüdür, onlar da mthih'lir» demir�:tir. Onlar�n.n sonra. hPr nmnfaki
iılimlc,r bunu kabul etmişler ve sıhhalça biitün tasniflere üstiin olduğu
na şehadet eylc,mişlerdir.
Rivayete göre Buhari'den Sahih'ini doksan bin kadar talebesi dinle
miştir. Bunlar içinden Sahih'in en meşhur ravileri şunlardır:
1. Ebu Abdilla.h Muhammed ibn Yusuf ibn Matnr ibn Salih ibn Bişr
c,l-Firabri (320-932). Firabri bir kere 248 yılında Firah'da, bir kere ele
:ıı. fi:bu .A1i HlsC"yin lhn Muh:ımmed, Takyidu'l-Muhmel.. 1:l b, Dayf!zıl ICUtilb.,
rnk. 1211.
NC'V<'vi, Şerhu Sahilıi'l�Buhtlı·I 6 h - 7 a SUlrymnnlyye KUtiib. I<ıhç AH I':ış;ı
kısmı, rrık. 243; T:ı'likntu's-SnyOtı ale'l-BuhA.rl 2 a; Umdetu'l-KA.ri 1/8 el
li'r.vıid fil-tna..
Fatih 1(1tlibh:ınf':-ıi rnlr. 111Hl-10fi::I dr lmyıHı olup hh•ri 731; �ı•nr8llld(• l�thı:-ınh
r•ılllı•n Bııhllrf nımhmıınm �mhrımln. da hı_ı l�hu, , t•l-Cll?.'us-f;Ant minf'I-C'i'ı.nıtıi�
Rnhih rnin Hndlsi Rnsulillnh (�l...'1' tarzında Jtumllılımştır.
48. xı.vıı
,!52 yılıııdu l:!uhıi.riı'da olıııuk üzcl'c Sahih'i iki defa bizzat Buhii.ri'dcıı
ıliıılcmi,;tir.
2. lbrahim ibn Ma'kıl ibn Haccac en-Nesefi (294/906).
:ı. Hammad bin Şıi.kir cıı-Ncsevi (290/902).
4. Ebu Talha Mansur ibn Muhammed ibn Ali ibn Kıırayne cl-Bez-
dcvi (329-940).
5. Ebu Abdilluh el-lfuscyin ibn İsmail el-M:ahıi.mili (330/041) ".
Bu rivayet yollarının ınüteaddid kolları ve feri'leri de vardır.
"Buhıi.ri iklabııııla laıııııııuş bir sahabidcıı rivayet edilen ve rıi.vilcri
sika'dan olup, aralaııııda rivayet hususunda ihtilaf bulunmıyan hadisleri
hıplanuq ve· bu .::iUreUc lıülüıı rH.vi halkalarını birbirine bağlıyarak ha
disin kaynağına kadar gilnıi,;tir.• (İslıi.m Ans., 2/'171-772).
!�serini tluksaıı yedi kitaba ve buııları da 3730 bab'a ayırmıştır. Bu
harı ,,B,il,o adıyla ayınlığı bu bölümlere ckscı·iya bir çok mütalcalar ila
ve ,-tıııiştir. Hadisleri bu halılara tcrccınelcre.... misal olarak vcrmi�
tir. lbıı Haceı•'in sayıınıııa göre Sahih'dc nıuallaklar, mutaueatlar ve
ıııcvkuflaı· hariç mükcrrcrlcı-lc birlikle 7397 hadis varılır. Tekrarsız ola
rak ltusfılullııh'a vaslcılihııi,; nıetinlcr ise 2602 adeddir.
llıılı:ll'i'ııin a�tığı bu yı•ııi �ıJır,h, yani aıı•f sahilılcri toplama yolunda
uyuı tc.ıirlcr ve ııcbcblcl'lc Mualiınu'bnu'l-llacciıc cl-Kuşeyri ve diğerleri
ylil'Uıııii,;tUr. Muslin, <le yukanda kısıncıı tanıtmaya çalıştığımız bu ıııcş
hul' l'e<·ı·ini d-cAMİIJ'S-SAHIII veya l'l-MUSNNDÜ'S-SAHİH adını vcr
ıııiş ve bu suretle kitabın nıulıtcvasını ismi ile hulasa ve takdim etmiş
tir. O da esl'rini çok az bir farkla hemen hcıııen aynı vasıfları haiz ha
disleri t.oplanıakla meydana gclirmhjtir. Muslim'in eseri 54 kitaptan iba
rettir. Bunlarda hadiaiıı ınütad ınevzuları bulunmaktadır. Hadisler fık
hın ilgili kısımları ile sıkıca bağlı bir şekilde sıralanmıştır. Kitapların
adedinde ve ifadeleudirilişlerinde ayrılıklar olmakla beraber her ikisin
,ıe de hadislcl'in çc�itli kitap iaimlcri altında toplanması bir benzerlik
teşkil cıler. Bu şekil diğer hadis mecmualarının çoğunda da böyledir.
Ancak bii.b'lar lıuausurıda Mualiın'iıı durumu Buhari'den tamamiylc fark
lıdır. Muslinı'in Sahilı'inde kitaplar sarih olarak bib'lara (fasıllara) ay
nlınanııştır. Ncvevi bu konuda şöyle der: .Müslim, Sahih'ini bir çok
lıab'lara göre tertip elti, o hakikatta bii.b'lura ayı-ılmıştır. Jt'akat Mushm
kitabın hacmi artmasın diye veya başka sebeplerden dolayı bab'ların ad
larını yani Tcrcc'»ıderini zikretmemiştir. Bir cemaat O'ııun bii.b'larının
adlarını koymuş yani biıb'Iarı tercemclcndirmiştir. Bunların bazısı gü
zel bazısı giizcl değildir. Bu güzel ohnayış ya TtTceıııe ibaresindeki bir
a3. J:,'eUıu'l-Bıi.ri Mukaddime, Tabakıilu'ş-Ş.lfiyyc 2/1-18, TAlikatu's-SuyüU ale'l-Bu
hü.ı·i1 t:l-Hudi::ı ve'l-Muhuddi::ı(uı, l:i. 370, 1't!'l'l'id 'ft:r. Şcl'hu'n-Nevevi ulc'l-Huhül'i,
6 tı - 6 b, 'fnkyidu'l-Muhıucl 13 b. ve devamı.