1. Bana Aklından
ne geçtiğini
söyle,
Sana kim
olduğunu
söyleyeyim!
♫ Sesi açıp tıklayınız !
Yazan: Richard Shultze,
doğal tedavi ve bitkisel
ilaçlar uzmanı. Common
Sense Health and Healing
(Sağduyulu Sağlık ve
Tedavi) adlı kitabından
alınmıştır.
2. Bağışıklık sisteminizin nasıl her gün hiç
durmadan bu tür saldırılara karşı
dayanmak ve kendini savunmak
zorunda kaldığını bir düşünün.
Eğer et yiyen bakterilerin,
Lejyoner hastalığının ve
öldürücü grip virüslerinin
kötü olduğunu
düşünüyorsanız,
tıbbi ve bilimsel araştırmalar
açıkça kanıtlamıştır ki,
bağışıklık sisteminize
saldıran en kötü düşman
MİKROPLAR DEĞİL...
5. Beyniniz, 24/7/365 gece-gündüz,
hiç durmadan çalışır, asla
kapanmaz veya tatile çıkmaz.
Beyin, metabolizmanın hemen
her fonksiyonunu ve kimyasal
dengesini kontrol eden,
vücudunuzu yöneten bilgisayar
desteğidir.
Sinir sisteminizden ve kan
dengelerinizden tutun, cinsel
fonksiyonlarınıza ve bilmediğiniz
binlerce diğer fonksiyona kadar,
beyin dümeni tutan kaptandır,
günün her saniyesinde SİZİ ve
bütün vücudunuzu, yaratır,
yürütür, kontrol eder, dengeler,
destekler ve korur.
6. Bilim adamları bir şey
düşündüğünüzde, beyninizin
pencere diye ifade ettikleri bir
şeyi açan kimyasallar
yarattığını artık biliyor.
Düşünceniz sona erdiğinde
ise, pencere kapanıyor.
İşte, rüyalarınızın insanını görüp,
aşkı hissettiğinizde ve bütün
vücudunuzu o harika ürperti
kapladığında, bu beyninizin
yarattığı bir kimyasaldır. Cinsellik
arzu ettiğinizde, bu da beynin bir
başka kimyasalıdır ve o ≠%@&?!
trafikte yolunuzu tıkadığında
içinizden bu sersemi lazer tüfeğiyle
yok edebilme isteğine kapılmanız,
bu nefret, kan dolaşımınızdaki veya
midenizdeki kaynayan bu asit yine
bir başka beyin kimyasalıdır.
7. Bilim adamları bu beyin kimyasallarına
NÖROPEPTİT diyorlar.
Bilim uzun yıllardır bu
konu üzerinde birçok
araştırmalar yaptı.
Bizim bildiğimiz, herhangi
bir şey düşünmeye
başladığınızda, beynininiz
sizi değiştiren kimyasallar
üretiyor ve işte
hisetttikleriniz bu
nöropeptit denilen beyin
kimyasallarının yaratması
ve özümlemesi sonucu
oluşuyor.
8. İşte iş burada tuhaflaşıyor.
Tıp geçen on yıl içinde çoğu kesimin gözünden kaçan
büyük, hayır çok büyük, bir buluş yaptı.
Bağışıklık hücrelerinizin, tıpkı bütün hücrelerdeki gibi, yüzeylerinde
belirli maddeleri özümlemek için, belirli yükleme rıhtımları olduğunu
zaten biliyorlardı.
Fakat bağışıklık hücrelerinizin
yüzeyinde, sizi bakterilere,
virüslere, mantarlara,
parazitlere, kansere --TÜM
hastalıklara -- karşı korumak
ve bunlarla savaşmak üzere
tasarlanmış bu hücrelerin
yüzeyinde NÖROPEPTİTLER
için belirli bir yükleme rıhtımı,
belirli bir özümleme alanı
olduğunu keşfettiler!
9. Sizin ne düşündüğünüzle bağışıklık hücrelerinizin işi ne?
Onları niye ilgilendiriyor?
Bugünlerde ortalıkta onca mikrop dolaşıp dururken, kanser oranı
roket hızıyla fırlamışken yeteri kadar uğraşacak şeyleri yok mu
da, sizin özel işlerinize karışıyor ve kendinizle yaptığınız özel
konuşmalara gizlice kulak kabartıyorlar?
Sıkı durun, iş daha da tuhaflaşıyor.
Tamam, bağışıklık sisteminizin duygusal
diyaloglarınızı kesinlikle dinlediğini artık
biliyoruz, fakat vücudunuzdaki hiçbir
hücre, organ veya sistem, eğer aldığı
bilgiye karşı tepki vermek üzere
hazırlanmamışsa, bir başka sistemi
dinlemez.
10. Bağışıklık sisteminiz
duygusal diyaloglarınızı
dinliyor ve bunlara tepki
veriyor.
İşte tıp biliminin şu anda
bize söylediği şey tamamen
bu, bağışıklık hücrelerinizin
üzerinde nöropeptitler, yani
her düşünce ile beyninizin
Bağışıklık yarattığı kimyasallar için
hücrelerinizin özel bir reseptör bulunuyor
VE bağışıklık hücrelerinizin
yanıtı mikroplara ve hastalıklara
verdiği yanıt - arttırıcı,
düşünceleriniz azaltıcı hatta
tarafından DURUDURUCU olması -
bu beyin kimyasalları
belirleniyor! tarafından etkileniyor.
11. Yaptığınız herşeyin fiziksel bir
sonucu vardır; öyle görünüyor ki,
artık düşündüğünüz her şeyin de
bir sonucu var.
BU SLAYTI ARKADAŞLARINIZA SERBESTÇE YOLLAYINIZ