16. Dikkat, en genel anlamıyla “zihinsel bir faaliyetin
odaklaşmasıdır. Dikkatin yapısında zihinsel bir
uyarılmışlık hâli ve seçme işlemi vardır. Zihin dış
dünyadan gelen uyarıcıları almaya hazır hâldedir,
uyarıcıları fark eder ve karşı karşıya olduğu
büyük miktardaki uyarıcılar arasından amacına
uygun olanları seçer. Bu süreci yönlendiren unsur
“DİKKAT” mekanizmasıdır.
17.
18. Bu üç temel nokta birbirini takip eden ögeler olarak
görülebilir. Öğrenme-öğretme sürecinde ilk olarak
öğreniciler üzerinde genel bir uyanıklık veya
uyarılmışlık düzeyi oluşturulur, ikinci olarak
öğrenicilerin dikkati öğretim görevi, materyali ve
öğrenme yaşantılarının hedeflerle ilişkili özelliklerine
ve ögelerine yöneltilir ve üçüncü olarak da istenilen
öğrenme ürünlerinin kazanılabilmesi amacıyla
öğrencilerin zihinsel bir çaba içine girmelerine
yardım ve teşvik edilir.
19.
20.
21.
22.
23. DİKKATİ ETKİLEYEN ÖZELLİKLER
Dikkati etkileyen özellikler iki ana grupta
toplanabilir:
1. Algılanan uyarıcı ile ilgili özellikler.
2. Algılanan birey ile ilgili özellikler.
24. 1. Algılanan uyarıcı ile ilgili özellikler
Dış dünyadaki uyarıcılar belirli özelliklerine göre dikkat çeker ve algılanırlar. Dikkatin bir
uyarıcı üzerinde yoğunlaşmasını ve seçilmesini etkileyen temel özellikler şunlardır:
• Büyüklük: Çevredeki benzer uyarıcılara göre daha büyük olanlar diğerlerine göre daha çok
dikkat çekerler.
• Şiddet: Yoğunluğu yüksek olan uyarıcılar daha çabuk algılanırlar. Yüksek ses, kuvvetli koku
vb. benzer uyarıcılara göre dikkati yönlendirmede daha etkili rol oynarlar.
• Renk: Renk dikkati çekmede önemli bir etkendir. Sadece siyah ve beyazın kullanılmasına
göre daha çok rengin kullanılması dikkatin yoğunlaşmasını sağlar. Canlı renkler dikkati
çekmede daha baskındır.
• Parlaklık: Parlak ışık, parlak renk vb. daha az parlak olanlara göre dikkatin seçiciliğini
etkileyen önemli bir etkendir.
25.
26. 2.Algılanan birey ile ilgili özellikler.
•Bireyin beklentileri
• Bireyin geçmiş yaşantısı
• Bireyin ilgisi
• Bireyin ihtiyaçları
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34. Etkili bir hatırlama stratejisi, hatırlamayı kolaylaştırır. İnsanlar kendi
kültürünün özelliklerine dayanarak öğrendiklerini bellekte tutmak ve
gerektiğinde kullanmak için, bilgileri konunun çeşidine göre planlı bir
şekilde belli işaretlerle, hatırlatıcı ipuçlarıyla kodlama ilke ve
yöntemlerini geliştirirler. Bazı insanlar anlamlar, bazı insanlar görünüm,
bazı insanlar zaman ardışıklığı, anahtar sözcük ve başka durumlarla
ilişki kurarlar. Sonra bu ilişkili uyaranlardan birisi hatırlandığında
zincirleme olarak diğerleri hatırlanır.
35.
36.
37.
38. Kısa süreli hafıza çok kısasıdır; süresi muhtemelen sadece 30 sn. dir.
Görülüyor ki, akılda tutulacak bilgiyle ilgili birşey yapmaz, bir çaba
göstermezseniz, o bilgi kaybolur, gider. Bilgiyi uzun süreli belleğe geçmesi
için, ki buna zaman zaman "uzun süreli belleğin depolanması" da
denir, bilgiyi temsil etmek, onu işlemek, başka deyişle prova yapmak ya da
tekrarlamak şarttır.
39.
40.
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47. Öğrencileri derse hazırlamak, seçici algılarını harekete geçirecek, öğrenecekleri
ile ilişkili bilgileri işleyen belleklerine getirebilmek için geçirilen süreçtir.
Tabloyu incelediğimizde görülebileceği gibi öğretici ve öğrenenin rolleri
beklenenler seviyesinde benzerlikler göstermektedir.
62. 1- Öğretmen-öğrenci arasında yoğun etkileşim
gerektirir.
2- Sunuş yoluyla öğretme, soyut kavramların anlamlı
hale getirilmesi için bol örnek vermeyi, resimlerle,
şemalarla somutlaştırmayı ; kısaca tüm duyu
organlarına hitap eden uyarıcıların kullanılmasını
gerektirir.
3- Sunuş yoluyla öğretme, genelden → özele doğru
hiyerarşik bir yol izler. Daha sonra ayrıntılar temel
çerçevenin içine yerleştirilir.
4- Öğrencilerin önce ve yeni öğrendikleri arasında
yatay ve dikey ilişkiler kurması sağlanarak anlamlı
öğrenmeleri gerçekleştirilir. (Örgütleyiciler)
Sunuş Yoluyla Öğrenmenin Özellikleri