2. HARAMLAR
Allah, insanların iyi ve mutlu olmaları için peygamberleri
aracılığı ile kurallar bildirmiştir. Bu kuralların bazılarının
yapılmasını emretmiş, bazılarını ise yasaklamıştır. Yapılmasını
istediği şeyler iyi, güzel, doğru, yararlıdır. Yapılmamasını
istediği şeyler de kötü ve çirkindir. İslâm, insanlar için zararlı
olan şeyleri yasaklamış, faydalı olanları da emretmiştir.
Haram, yapılması dinimiz tarafından kesin bir şekilde
yasaklanan davranıştır. Haramın diğer adı ‘’günah’’tır. Haramı
işleyen kişi günahkâr olur. Haramın zıddı helaldir.
“Ey iman edenler! Şarap (alkollü içkiler), kumar, dikili taşlar
(putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan
uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumarla,
ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı
zikretmekten/hatırlayıp anmaktan ve namazdan alıkoymak
ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide, 90-91)
• Haramlar, sınırlıdır. Helâller ise sınırsızdır ve harama
ihtiyaç duyurmayacak kadar çoktur. Mesela, alkollü içki
haramdır ama meyve suları, bitki çayları ve birçok içecek
helaldir.
• Doğru amaçlar için haram yöntemler kullanılamaz.
Mesela, yoksullara dağıtmak için, zenginlerin mallarını
yağmalamak doğru değildir.
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1
3. HARAMLAR
• Haram olan kazançla hayır yapılmaz. Mesela, insanları
aldatarak kazanılan haram kazançla hacca gidilse veya
cami yapılsa, bu hayırlarını Allah kabul etmez.
“Allah, haramdan verilen hiçbir sadakayı ve abdestsiz (su veya
toprakla temizlenmeden) de hiçbir namazı kabul etmez.” (Ebû
Dâvud, Tahâre 31, hadis no: 59; Nesâî, Zekât 104, hadis no:
139)
• İnsanlara bir şeyi ‘helâl’ veya ‘haram’ yapma yetkisi
yalnızca Allah’a aittir. Peygamberler, Allah’ın izniyle ya
vahiyle bildirilen haram ve helâli açıklarlar ya da vahyin
kapalı bıraktığı şeyleri yine vahyin izniyle insanlara
bildirirler. Onların haram kıldıkları da tıpkı Kur’an’ın
haramları gibidir (Ebû Dâvud, Sünnet, hadis no: 4604,
4/200; İbn
• Haramları, Allah Kur’an’da ve Peygamberimiz Sünneti’nde
belirlemiştir. İslam âlimleri de Kur’an ve Sünnet’in
kurallarını ve yöntemlerini kullanarak yeni çıkan sorunları,
haram veya helal diye belirlerler. (Nahl, 116)
İslâm’a göre haram da bellidir, helâl de. Arada süpheli olan
bazı şeyler olabilir. Onlardan sakınmak ise müslümanın
takvasıdır. (Müslim, Müsâkât 107, hadis no: 1599, 3/1219.
Ebû Dâvud, Büyû’ 3)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1
4. HARAMLAR
• "Büyük Günahlar/Küçük Günahlar" şeklinde bir ayırı
m varsa da ve bunların işlenmesi halinde sonuçları farklı
ise de, küçük de olsa günah işlemede ısrarlı olmamalıyız.
Günah işlersek hemen pişman olup bir daha yapmamaya
söz vermeli yani tövbe etmeliyiz.
"Büyük Günahlar’’ şunlardır: Allah'a şirk koşmak, ana babaya
itaatsizlik, haksız yere insan öldürmek ve yalan yere yemin
etmek." (Buhârî, Eymân 16, Diyât 2; Tirmizî, Tefsîru Sûre (4) 6)
• Haram işleyen insanlardan ve haram işlenen yerlerden
uzak durmalıyız. Eğer uzak durmazsak, istemesek de
haramlara bulaşırız.
• Takva haramlardan uzak kalarak Allah rızasını kazanmaktır.
Takvayı kazanmış muttakiler de Allah'tan korkan; işledikleri
amellerin kabulünü engelleyen hâl ve şartlardan sakınan;
cehenneme düşmekten veya Allah'ın sevgisini
kaybetmekten çekinen; yaptığı işleri titizlenerek, özenerek
yapan Müslümanlar demektir. Haramları işlememek bir
terbiye eğitimi ile olur. Bu terbiye eğitimine Tasavvuf denir.
• Zaruretler, bazen haramları helâl hale getirebilir. İnsan
mecbur kaldığı zaman, mazereti sona erinceye kadar
haramı kullanabilir. (Bakara, 173; En’âm, 145)
• Bazı haramlar kendisinde bulunan bir zarar ve kötülük
sebebiyle yasaklanmış şeydir. Faiz almak vermek, içki
içmek, hırsızlık yapmak, yalan söylemek gibi…
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1
5. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1HARAMLAR
• Bazı haramlara da kendisi haram olmadığı halde, başka bir
sebep dolayısıyla yasaklanan şeylerdir. Ekmek yemek haram
değildir, ama başkasının ekmeğini çalarak yemek haram olur.
Çalışmak haram olmadığı halde cuma saatinde erkek
Müslümanların çalışması haram sayılmıştır. Çünkü o saat
cuma namazına ayrılmıştır.
Tevbe: Samimi olarak haramdan dönmek ve bir daha
işlememeye söz vermekle, işlenen haramları Allah affeder.
Kul hakkı: İnsanların haklarını çiğnemiş ve onların mallarını
haksız yolla ele geçirmişse, hakları ödemek gerekir. Tevbe
edenin, mal varlığından ayırdığı haram malı sahibine vermesi de
ona düşen bir vazifedir.
• Müslüman, haramlar konusunda titiz olan insandır. O haram
olan bir davranışı yapmaz, haram bir şeyi yemez içmez, haram
olan bir sözü konuşmaz. Farzlara dikkat eder. Bilir ki farzları
terk etmek de haramdır. Haramlar, Allah’ın Müslümanlar için
çizdiği sınırlardır. Mü’min insan bu sınırları dikkatlice korur
(Tevbe, 112).
Sohbet: Helallerin Sayısı Haramlardan Kat Kat Fazladır!
- M. Es’ad Coşan
https://www.youtube.com/watch?v=qNF-rplgamY
Çizgi film: Haram Para
https://www.youtube.com/watch?v=wI9bmwJxugY
6. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1HARAMLAR
Hikaye
Gencin birisi Kâbe’de hep: “Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım,
ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana
hamdederim, şükrederim,” diye dua eder.
Bu durum herkesin dikkatini çeker. Birisi: “Neden hep aynı duayı
yapıyorsun, başka birşey bilmiyor musun?,” der.
O da anlatır: ’’Yedi sekiz sene önce yine Kâbe’de iken içi altın dolu
bir torba buldum. Tam bin altın vardı. İçimden bir ses: “Bu
altınlarla, şunları şunları yaparsın” diyordu. Hayır dedim kendi
kendime. Bu benim değil. Başkasının malı, kullanmam haram olur
dedim. Bu sırada birisi: “Şöyle bir torba bulan var mı?” diye
bağırıyordu. Çağırdım onu. “Nasıl bir torbaydı? İçinde ne vardı?”
diye sordum. Torbayı tarif etti ve “İçinde bin altın vardı” dedi.
“Torban burada.” diyerek verdim. Adam torbayı açıp bana otuz
altın verdi. Pazara gittim. Temiz yüzlü genç bir esiri överek
satıyorlardı. Gencin temizliği dikkatimi çekti. Yanlarına gittim, “Bu
köle için ne istiyorsunuz?” dedim. “Otuz altın dediler”. Adamdan
aldığım otuz altını verip genci satın aldım. Bir iki yıl geçti. Genç çok
çalışkan, çok edepli idi. Onu aldığıma çok memnun olmuştum. Bir
gün onunla giderken karşıdan iki üç kişi geliyordu. Genç bana dedi
ki, “Efendim, ben Fas emirinin oğluyum. Bu gelenler babamın
adamları. Beni buldular. Senden beni satın almak isterler. Sen iyi
bir insansın. Onlara otuz bin altından aşağıya satma.” dedi. O
kişiler yanıma geldi: “Bu esiri bize satar mısın?” dediler. “Satarım.”
dedim. “Altmış altın verelim.” dediler. Ben de “Olmaz.” dedim.
“Sen bunu pazardan otuz altına almadın mı? Biz sana iki mislini
veriyoruz” dediler.
7. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1HARAMLAR
“Öyleyse gidin pazardan alın.” dedim. Arttıra arttıra yirmibin altına
kadar çıktılar. Otuzbin altından aşağı olmaz dedim. Çaresiz kabul
ettiler. Ben o otuzbin altın ile işyerleri açtım. Ticaret yaptım. Daha
çok zengin oldum. Bir gün bana arkadaşlarım, “Çok zengin bir
ailenin iyi bir kızı var. Babası yeni vefat etti. Onunla seni
evlendirelim.” dediler. Ben de “Olur.” dedim. Nikah kıyıldı. Deve
yükleri çeyizini getirdiler. Çeyiz arasında bir torba dikkatimi çekti.
Kıza, “Bu nedir?” dedim. “İçinde 970 altın var. Babam Kabe’de
bunu kaybetmiş. Bulan gence otuzunu vermiş. Kalanını da bana
hediye etti. Çeyizine koyarsın dedi” diye anlattı. Demek ki
bulduğum altınlar benim rızkım imiş. Vermese idim haram yoldan
gelecekti. Şimdi helal yoldan yine bana geldi. Bana yardım edip
haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce Rabbim’e
hamd ederim
Kaynaklar:
Kur’an-ı Kerim Meali, Hasan Tahsin Feyizli
Osman Ay / www.dinibil.com
Diyanet İlmihali
İFAV İlmihali
Başyazılar, M. Es’ad Coşan
Şamil İslam Ansiklopedisi
Kur’an Kavram Tefsiri- Ahmet Kalkan
Dinimizi Öğreniyoruz, TDV