2. TEVÂZU
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 3
Sözlükte “kendi itibar ve derecesini düşük görmek, birine
boyun eğmek” anlamındaki vaz‘ kökünden
türeyen tevâzu (Lisânü’l-ʿArab, “vażʿ” md.; Tâcü’l-ʿarûs, “vażʿ”
md.) kibrin karşıtı olup kişinin başkalarını aşağılayıcı duygu ve
davranışlardan kendini arındırmasını ifade eder.
Türkçe’de alçak gönüllülük sözüyle karşılanmaktadır.
Tevâzu sahibi insana mütevâzı denir. Tevâzû; alçak gönüllü
olmak, Hak karşısında hiçliğinin idrâkine erebilmektir. İnsan
kendisinde bulunan ilim, mevkî ve mal gibi her hangi bir nîmet
sebebiyle, bunlardan mahrum olanlara karşı üstünlük iddiâ
ederek maddî-mânevî haksızlık yapmamaktır.
3. TEVÂZU
Tevâzû, birçok güzel hasletin kendisine bağlı bulunduğu
müstesnâ bir fazilettir. Mütevazı mü’min’in meziyetlerinden
bazıları şunlardır:
• Mütevâzı müʼmin, affedicidir. Affede affede, ilâhî affa lâyık
olmanın gayreti içinde bulunur.
• Mütevâzı müʼmin, kötülüğe dahî iyilikle mukâbele eder.
• Mütevâzı müʼmin, başına gelen ezâ ve cefâları, kendisi için
bir tezkiye ve ecir vesîlesi addeder. Sabır, rızâ ve hamd
hâline bürünür.
• Mütevâzı müʼmin, cömert olur. Çünkü kendinde bir varlık
görmez, elindeki varlığı kendine izâfe etmez. Kendini bir
emânetçi görür. Bu yüzden, Hakʼtan geleni yine Oʼnun
yolunda sarf etmek, mütevâzı kula zor gelmez. Bilâkis infâk
edebilmek, ona târifsiz bir lezzet verir.
• Mütevâzı müʼmin, hizmet ehli olur. Yüksek bir mesʼûliyet
duygusu içinde, kendisini hizmetle mükellef görür.
• Mütevâzı müʼmin, fedakârdır, zariftir, ince ruhludur…
Başkalarını hor görerek kendini beğenmek kadar, insanı
mânen helâk eden bir başka felâket yoktur. Bunun içindir
ki Mevlânâ Hazretleri, birçok mânevî tehlikeden
selâmetin; tevâzûya bürünmekle mümkün olacağını ifade
sadedinde şu teşbihte bulunmuştur:
“Kılıç, boynu olanın boynunu keser!.. Gölge, yerlere döşenmiş
olduğundan, hiçbir kılıç darbesi onu yaralamaya muvaffak
olamaz.”
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 3
4. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 3TEVÂZU
İlgili Ayetler:
“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve
bozgunculuğu arzulamayan kimselere
veririz. (En güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinindir.” (el-Kasas, 83)
Sana tâbî olan mü’minlere (tevâzû ve şefkat) kanadını indir!” (eş-
Şuarâ, 21
“Rahmân’ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde vakar ve
tevâzû ile yürürler, câhiller kendilerine (hoşa gitmeyecek) lâflarla
sataştığı zaman, «Selâm!» derler (geçerler).” (el-Furkân, 63)
İlgil Hadisler:
Peygamber Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve sellem- buyururlar ki:
“Allah Teâlâ bana; «Birbirinize karşı öyle alçak gönüllü olun ki,
hiçbiriniz diğerine karşı haddi aşıp zulmetmesin. Yine hiçbir
kimse, bir başkasına karşı böbürlenip üstünlük taslamasın.» diye
vahyetti.” (Müslim, Cennet, 64)
Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve sellem- ashâbıyla birlikte Bedir’e
doğru yola çıktığında, deve sayısı yetersiz olduğundan, bir
deveye sırayla üç kişi biniyordu. Fahr-i Kâinât Efendimiz de,
devesine Hazret-i Ali ve Ebû Lübâbe -radıyallahu anhüm- ile
nöbetleşe biniyordu.
Yürüme sırası Efendimiz’e gelince arkadaşları:
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Lütfen siz binin! Biz, Siz’in yerinize de
yürürüz.” dediler. Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- ise:
“–Siz yürümeye benden daha tahammüllü değilsiniz. Ayrıca ben
de sevap kazanma husûsunda sizden daha müstağnî
değilim.” buyurdu. (İbn-i Sa’d, II, 21)
5. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 3TEVÂZU
Bir Hikaye:
Bir adam, kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır.
Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey
yapmış olmak için bunu, o zamanlar aynı zamanda aşevi işlevi
görmekte olan bir dergaha bağışlamak ister.
Adam Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergâhına gider. Durumu Hacı Bektaş-ı
Veli'ye anlatır ve o ' helal değildir' diyerek bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu
Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise bu kurbanı kabul eder. Adam aynı
şeyi Hacı Bektaş-i Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul
etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe
konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul
etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergâhı'na gider ve ona,
Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de
Hacı Bektaş-ı Veli'ye sorar. O da şöyle der:
- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus
gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama
onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni
kabul etmiştir.
Böylesi tevazu ve incelikle, birbirlerini yermek yerine
yüceltebilmeyi becerebilen insanlar olmamız dileğiyle..
6. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 3TEVÂZU
İlgili Şiir:
Büyüklük Allaha mahsustur
Oturupta bir etrafına bak
Onun büyüklüğü kusursuzdur
Hala anlamadınmı be ahmak
Paran varsa pulun varsa
Bu servetin dünyada kalır
Girdiğin kabir sana darsa
Durumdan bir hal çıkarılır
Yokturki senin benden farkın
İkimizde bir insanız nihayet
Senin kibrin nemruta yakın
Nasib olsun sana hidayet
Sonu uçurum kibirden vaz geç
Duymadınmı nemrutu firavunu
Dönüşümüz Allahadır er geç
Okumadınmı onların sonunu
Her şeyi yarattı yaradan
Milyarlarca yıl geçti aradan
Bir ana ile bir babadan
Yarattı bizi yaradan
Mehmet Sait Akkuş İlgili Videolar:
https://youtu.be/6PWZaaG3yrU
https://youtu.be/iIqeRavSl7w
https://youtu.be/kF4poaF9AhM