SlideShare a Scribd company logo
1 of 13
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL l 1
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK)
İLGİLİ AYET’İ
KERİMELER:
•Rabbinin sözü hem
doğruluk, hem adalet
bakımından
tamamlanmıştır. O’nun
sözlerini eğiştirebilecek
hiç kimse yoktur. O, (her
şeyi) hakkıyla işitendir,
bilendir.
(En’âm Süresi 115)
•Ey iman edenler! ‘Allah’a saygılı olun/emirlerine uyun’ ve
doğru söz söyleyin ki (Allah) işlerinizi düzeltsin ve sizin
günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse,
muhakkak ki en büyük bir başarıya/kurtuluşa ermiş olur. (Ahzâb
Suresi 70-71)
Hadisi Şerifler:
• “Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk hayra ve üstün iyiliğe
yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah
katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan
çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücûr da cehenneme götürür. Kişi
yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb)
diye yazılır.” Buhâri, Edeb 69
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
•Hz. Peygamber bir gün, yiyecek maddesi satan birinin yanına
uğradı.. Elini tahıl çuvallarından birine daldırdı. Çuvalın üst kısmı
kuru, alt kısmı ise yaş olduğundan Hz. Peygamberin parmakları
ıslandı. Hz. Peygamber satıcıya, “Bu nedir?” diye sordu. Satıcı,
tahılın yağmurdan ıslandığını söyledi. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (s.a.) satıcıyı, “Islak kısmı, insanların görebilmesi için
yiyeceğin üzerine neden koymadın? Bizi aldatan bizden
değildir!” buyurarak uyardı. (Müslim, İman, 164)
İzcilik Türesi:
“ İzci sözünün eridir, şeref ve haysiyetini her şeyin üzerinde
tutar.”
Doğruluk Nedir?
Doğruluk; Doğru olma hâli, dürüstlük, sıdk, sadâkat,
istikamet, hak, birr, hidâyet anlamına gelen itikadî ve ahlâkî
bir kavramdır. Allah'ın emrine ve kanunlarına uygun bir yol
izlemek ve insanların haklarına riâyet etmek demektir. İman
eden ve inancını hayata geçiren doğru insan, Hz. Peygamber
(s.a.s.)'in en güzel ahlâkını örnek alır. Zıddı yalancılıktır.
Doğruluğun karşısında yalancılık, bâtıl, dalâlet gibi özellikler
bulunmaktadır. Müslümanlar asla yalan söylemezler. Hz.
Peygamber, "el-Emîn" olarak tanınmıştı. Yalancılık ise, dar
anlamıyla insanın günlük hayatta söz ve davranışlarında
doğruluktan uzaklaşması anlamına gelir. Geniş anlamda
Allah'ın emir ve yasakları ile alay etmek, Allah'a iftirada
bulunmaktır. Bu da müşriklerin sıfatıdır.
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
Büyükler buyuruyor ki:
• Doğruluk emanettir. Yalancılık hıyanettir. (Hazret-i Ebu Bekir)
• Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse
kurtulur. (Lokman Hakim)
• Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hazret-i Ali)
• Yalancı ile cimri Cehenneme girer. Fakat, hangisi daha derine
atılır, bilmem. (Şabi)
• Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalbde
boğuşur. (Malik bin Dinar)
• İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise
yalandır. (Hasan-ı Basri)
• Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur.Çünkü,
onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını
bilirlerdi. (Hazret-i Âişe)
• İstikamet [her işte daimi doğruluk], kerametten
üstündür. (Seyyid Abdülhakim Arvasi)
Hazret-i Lokmana, (Bu dereceye ne ile kavuştun?) diye sual
ettiler. (Doğruluk, emanete riayet ve bana gerekmeyeni
bırakmakla) diye cevap verdi.
Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri, "Bu işe başladığınızda,
temeli ne üzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da böyle
yüksek dereceye ulaştınız?" diye soranlara buyurdu ki: (Temeli
doğruluk üzerine attım. Hiç yalan söylemedim. İçim ile dışım
bir oldu. Bunun için işlerim hep rast gitti.)
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
Bütün kötülüklerin esası yalandır. Peygamber efendimizin en
sevmediği huydur. Yalan söylemek haramdır. Ancak üç yerde
caizdir. Harpte, zira harp, hiledir. İki müslümanı barıştırmak için,
birinden diğerine iyi söz getirmek. Hanımını idare etmek için.
[İbni Lal]
Din düşmanlarının zararından korunmak veya müslümanları
korumak için yalan söylemek caizdir. Zalimden, bir müslümanın
bulunduğu yeri, malını, günahını saklamak caizdir. İki
müslümanın, karı-kocanın arasının açılmasını önlemek için,
malını korumak için, müslümanın sırrını, aybını meydana
çıkarmamak için ve bunlar gibi haramları önlemek için yalan
caiz olur, ölmemek için leş yemeye benzer. İyiliğe vesile olan
yalan, fitneye sebep olan doğrudan makbuldür.
Doğruluk ile ilgili Hikâye:
• Tabiinden Yûnus bin Ubeyd’in manifatura dükkânında, fiyatları,
iki yüz dirhem ile dört yüz dirhem arasında değişen kumaşlar
satılıyordu. Dükkânında kardeşinin oğlu da çalışıyordu. Yolda bir
kimseyi kumaş satın almış gidiyor görünce, kumaşı tanıyıp, kendi
dükkânından alınmış olduğunu anladı. O kimseye, “Bu kumaşı
kaça satın aldınız?” diye sordu. O kimse dört yüz dirheme
aldığını söyleyince çok üzüldü ve “Bu kumaşın değeri iki yüz
dirhemdir. Geri dönüp paranızın üstünü alınız” buyurdu. O
kimse, “Bu kumaş, bizim orada beş yüz dirhem eder, ben
aldanmış sayılmam” deyince, “Olsun. Siz, gidip iki yüz dirhem
paranızı alınız” dedi. O kimse gelip, iki yüz dirhemini aldı gitti.
Hazreti Yûnus bin Ubeyd, dükkânda tezgâhtar olarak bulunan
yeğenine, “Kumaşı bu kadar pahalıya niye sattın?’ diye sordu.
Yeğeni “Vallahi kendi rızâsı ile aldı” dedi. Yûnus bin Ubeyd, “O
râzı olsa da, sen râzı olmayacaktın” buyurdu.
Doğrulukla İlgili Bir Başka Hikaye:
Bir devirde hac için Mekke’ye giden birisi bir adamın “Allah’ım,
sen doğruların yardımcısı ol, onlara yardım et.” Diye dua ettiğine
şahit olur. Adam sürekli aynı duayı yapmaktadır. Adam diğerinin
sürekli niye aynı duayı ettiğini merak eder ve sorar. Adam
hikayesini anlatmaya başlar: Bir zaman ben de sen gibi hacı
olmaya gelmiştim. Kabeyi tavaf ederken bir kese altın buldum.
Kesenin sahibini aradım. Ama bulamadım. Ben de onu kaldığım
yere götürdüm. Daha sonra altın sahibinin altınlarını aradığını
duydum. İlk başta altınları geri vermek nefsime ağır geldi. Çünkü
çok altın vardı. Daha sonra tellallar altınları bulana 30 altın ödül
verileceğini duyurdular. Bunun üzerine haram bin altındansa
helalinden 30 altın daha iyidir diyerek nefsimi yendim ve altınları
sahibine teslim ettim. Hacdan dönerken ödül olarak aldığım 30
altın ile bir köle satın aldım. Aldığım köle iyi çıktı, çalışkan ve iş
bilirdi. Ben de ona iyi muamele ederdim. Bir zaman bu köleye
talip çıktı iyi fiyat veriyorlardı. Köle beni uyardı: Gelen adamları
tanıyorum. Bunlar babamın adamları. Ben bir hükümdarın
oğluyum. Bir savaşta esir düştüm. Sen de beni satın aldın. Sana
istediğin ücreti vermek zorundalar. Beni 50 bin altından aşağı
satma. Bana köle gibi değil arkadaş gibi davrandığın için sana
böyle bir iyiliğim olsun. Köleyi 50 bin altına satıp tüccarlığa
başladım. Bir sürü tüccar dostum oldu. Günlerden bir gün, bir
tüccar arkadaşım bana bir tüccarın öldüğünü, kızının yalnız
kaldığını ben de bekar olduğum için onunla evlenebileceğimi
söyledi. Kızın kimsesi yoktu, mallarını idare etmek için birine
ihtiyacı vardı. Güvenilir bir tüccar olduğum için O da benimle
evlenmeyi kabul etti. Evlenince kızın tahmin ettiğimden daha
zengin olduğunu gördüm. Hazine gibi serveti vardı. Beni bir odaya
götürdü. Odada bir sürü altın kesesi vardı.
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
-Kaç altın var bu keselerde, diye sordum
-Her kesede 1000 altın var. Biri hariç. Birinde 970 altın
var.Babam hacdayken altın kesesinin birini düşürmüş. Ödül
parası olarak 30 altın vermiş, dedi. Adam sözünü şöyle
sonlandırdı. Bugüne kadar doğruluğumun, dürüstlüğümün
karşılığını gördüm, onun için sürekli böyle dua ediyorum.
Bir Şiir
DÖRT ŞEY
Güzel kızım şu dört şeye dikkat et,
Temizlik, doğruluk, güzellik, ilim
Elinden kaçırma onu sıkı tut
Temizlik doğruluk güzellik ilim
Bu dünyada gerçekleri gördüren
İsteyeni muradına erdiren
İnsanlığa şeref şanı verdiren
Temizlik doğruluk güzellik ilim
Kovanın arısı peteğin balı
Sevgi ağacının yaprağı dalı
İnsanın tükenmez serveti malı
Temizlik, doğruluk, güzellik, ilim
Yolundaki engelleri kaldıran
İnsanlığa gerçekleri bulduran
Gönülleri sevgi ile dolduran
Temizlik doğruluk güzellik ilim
AŞIK BORANİ’yem hem vallah billah
İnanmayan kişi olur mu iflah
İlimle bilimle bulunur Allah
Temizlik doğruluk güzellik ilim
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
Doğrulukla İlgili Drama:
Her şey zıddı ile tanınır ve bilinir. Gece-Gündüz, İyi-Kötü, Doğru
Söz-Yalan Söz vb.
Yalan Söylemeyen Çocuk
İzci Lideri; bir izciyi Abdulkadir yapar. Diğer izcileri de yolcu ve
eşkiyanın adamları yapar. Aşağıdaki hikayeye uygun rollerini
yaparlar. En sonunda lider, tüm izcileri Hilal şeklinde oturtup
Doğruluğun önemi ile ilgili kısa ve etkili bir konuşma yapar.
Son söz olarak da; “SİZİ ASSALAR, KESSELER, KUŞBAŞI KIYMA
YAPSALAR DAHİ ASLA YALAN SÖYLEMEYİN, DOĞRU SÖZLÜ
OLUN” der.
''Ey Abdülkâdir! sen bunun için yaratılmadın ve bunlarla emir
olunmadın''! Bu ses, Abdülkâdir Geylâni hazretlerini korkuttu.
Eve gelince dama çıktı. Hacıları gördü. Arafat'ta vakfeye
durmuşlardı.
-Anneciğim! bana izin ver de Bağdat'a gidip, ilim öğreneyim.
Sâlihleri, evliyâyı ziyaret edeyim.
Annesi de dedi ki:
-Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım,
Abdülkâdir'im! senin ayrılığına dayanamam. Sensiz ben ne
yaparım? Bu bakımdan müsâade edemiyorum.
Abdülkâdir-i Geylâni Hazretleri, tarlada olan bitenleri anlattı.
Annesi ağladı. Kalkıp babasından miras kalan 80 altını alıp,
kırkını kardeşine ayırdı. Kırkını da bir keseye koydu ve keseyi
elbisesinin koltuğuna dikti. Sonra oğlunun gözlerinin içine
bakarak dedi ki:
-Ey benim gözümün nuru ve gönlümün tacı evlâdım,
Abdülkâdir'im! Hak teâlânın rızâsı için olmasaydı katiyyen
bırakmazdım.
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
Huzur ve esenlik içinde sefere çık! Yolun açık olsun! seninle belki
ebedi olarak ayrılıyoruz. Sana son olarak nasihatım şudur ki: Eğer
beni memnun etmek istiyorsan, hiçbir zaman yalan söyleme ,
doğruluktan asla ayrılma! Allahü teâlâ her zaman ve her yerde
doğrularla beraberdir''.
Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri annesine söz verdi ve ağlayarak
elini öptü. Bağdat'a gitmek üzere bulunan bir kervana rastgeldi ve
aralarına katıldı. Hemedan'ı geçmişlerdi. Bir müddet yol aldılar.
Arz-ı Tetrenk denilen mahalle geldiklerinde kervanda bir bağırıp,
çağırma koptu. Önlerine aniden bir sürü eşkıya çıkıp kervana
saldırdılar. Bir anda sandıklar yere yıkıldı. Eşyalar yağma edilmeye
başlandı. Eşkıyalar, kervandakilere birer birer sual edip,
üzerlerinde her ne buldularsa aldılar. Sıra Seyyid Abdülkâdir-i
Geylâni hazretlerine geldi. Eşkıyalardan biri latife olsun diye bunu
önüne çekip sordu:
-Fakir çocuk, söyle bakalım senin neyin var?
-Üzerimde yanlız 40 altınım var
Eşkıya inanmamıştı. Bırakıp gitti. İkinci bir harâmi sual edip, o da
aynı cevabı alınca vaziyeti reislerine bildirdiler.
''Bu çocuk 40 altınım var'' diyor dediler.
Bu defa da reisleri sordu:
-Senin üzerinde ne var?
-Hırkamda dikili 40 altınım var.
Reisleri adamlarına dönerek dedi ki:
-Açın bakın, bakalım! Adamları üstünü aradılar, içinde 40 altın
bulunan keseyi bulup reislerine verdiler.
Eşkıya reisi hayretle sordu
-Peki evlât, sen neden üzerinde altın olduğunu söyledin?
Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri dedi ki:
-Ben evden ayrılırken anneme asla yalan söylemeyeceğime söz
vermiştim. 40 altın için sözümü bozar mıyım?
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
Bu sözleri duyup hakikate şahit olan eşkıya başının gözleri
yaşardı. Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerinin hakikat dolu gözlerine
bakıp onunla kendi yaşını ölçtü. Kendisinin bu yaşa kadar nice
hiyanet ve zulümler işlediğini, birgün Hakka yönelmediğini acı acı
düşündü ve o güne kadar yaptıklarından pişman olup, ellerini
başına vurarak şöyle haykırdı:
-Ey arkadaşlarım! Bana bakınız, beni dinleyiniz! Ben, bunca
senedir Hak teâlâ karşı olan ahdimi bozdum. O'na isyan ettim.
İçimden gelen bir pişmanlıkla bütün günahlarıma tövbe ile
Rabbimin yoluna iltica ediyorum. Bundan böyle inşaallah, Hak
teâlânın râzı ve hoşnut olmadığı bir şeyi yapmıyacağım.
Reislerine pek ziyade bağlı olan eşkıyalar hep bir ağızdan dediler
ki:
-Efendimiz, reisimiz! Biz de sizden ayrılmayız. Eşkıyalıkta
reisimizdin, hidâyette de reisimiz ol!
Bunun üzerine kervan ehlinden ne alınmışsa sahiplerine iâde
edildi. Bir sürü eşkıya Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerinin
önünde tövbe etti. Kendisi tekrar yoluna devam ederek Bağdat'a
vardı.
Doğruluk İle İlgili Oyun ve Etkinlikler
TEKERLEME:
Ben küçük bir dilim
Hep doğruyu söylerim
Nerede doğru söylemeyen dil görsem.
Hemen ikaz ederim
Ona doğru olanı öğretirim.
Bilmece:
Ağzımın içindedir. Hep doğruyu söyleyendir ( dil)
Baldan tatlı, zehirden acı, iyilik yapana, doğru söyleyene
duacı(dil)
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
PARMAK OYUNU:
Burnum kaşınır
Elim onu kaşır
Ağzım kurur
Yanaklarım kızarır
Kalbim sıkışır
Ruhum daralır
Doğrusu söylersem
Hepsi normal çalışır
HİKAYE:
Hikayeye geçmeden önce, küçük kağıtlara dil resimleri
hazırlanır. Bu dil resimleri sınıfa bir yol şeklinde yerleştirilir.
Dil resimlerinin bitiminde güzel bir kutu vardır. Bu kutunun
içinde ne olabilir? Nasıl bir haber vardır diye sorulur. Yol
takip edilerek kutunun çocuklarla birlikte açılarak, içinden iki
adet dil resmi ve bir yazı vardır. Bu dil resimlerinden birinin
üzerinde siyah noktalı dil, diğerinin de ise çiçeklerle
süslenmiş bir dil vardır. Bu resimler üzerinde konuşulur.
Mesela;
– Bu dil üzerinde neden siyah noktalar oluşmuş olabilir?
– Bu dilin üzerinde neden çiçekler olabilir gibi sorular
çocuklara yöneltilir.
Daha sonra kutunun içindeki yazı okunur ve o gün boyunca
bu söz tekrar edilir. Özellikle öğretmen bazen şaka yapıldığını
aslında bu şakalarında yalana girdiği üzerinde durulur.
Çocuklarla yaşanan somut örnekler verilebilir. ( çocuk ismi
vermeden)
MÜZİK:
”Şakada olsa yalan söylemem” adlı şarkı ritme uygun adımlar
eşliğinde söylenir
Şaka da olsa yalan söylemem
Kimseyi kırıp,üzüp, incitmem
Doğruluktan şaşmam vücudumu şaşmam
Su şakası yaparım güler oynarım.
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
SANAT:
Önceden hazırlanan 2 adet dil resimleri çocuklara verilerek onları
kesmeleri istenir daha sonra doğru söyleyen dil ve doğru
söylemeyen dil arasında ne gibi farklılıklar olabilir? Denilerek bu
dilleri istedikleri gibi süslerler. Hazırlanan dillerden çomak kukla
yapılır. Ve her çocuğun bu kuklaları konuşturmaları istenir.
OYUN :
TOP KİMDE OYUNU
Çocuklar daire şeklinde oturur. Öğretmen eline bir top alır. Müzik
açıldığında bir kişi topu eline alır. İstediği bir arkadaşına
yuvarlar. Müzik durana kadar devam eder. Müzik durduğunda
top kimin elindeyse o çocuk bildiği güzel bir sözünü söyler.
Doğrulukla İlgili Çizgi Filmler
•https://www.youtube.com/watch?v=nw0vlONQ5KU
•https://www.youtube.com/watch?v=gfEhT2mFVYI
•https://www.youtube.com/watch?v=G2iYczhVI6c
Video/Dil İle Doğru söylemek
Cenneti Garantileyen Beş Şey:
•https://youtu.be/pGdPsj2x0fw
DOĞRU OLMAK
(DOĞRULUK)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL 1
ERDEMLER
EĞİTİMİ
İLKOKUL l 1

More Related Content

What's hot

Lise nefis terbiyesi
Lise nefis terbiyesiLise nefis terbiyesi
Lise nefis terbiyesiserizci
 
İmam gazali yükselme basamakları
İmam gazali   yükselme basamaklarıİmam gazali   yükselme basamakları
İmam gazali yükselme basamaklarıSelçuk Sarıcı
 
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesajiIlkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesajiserizci
 
16 hafta ilkokul_nazik_olmak
16 hafta ilkokul_nazik_olmak16 hafta ilkokul_nazik_olmak
16 hafta ilkokul_nazik_olmakSerkan Dereli
 
Lise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutlerLise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutlerSerkan Dereli
 
Salavat ve Tekbir
Salavat ve TekbirSalavat ve Tekbir
Salavat ve TekbirAkifSamanci
 
Amellerniyetleregoredir
AmellerniyetleregoredirAmellerniyetleregoredir
AmellerniyetleregoredirBilal Gündüz
 
HayatıMıZda SabrıN öNemi
HayatıMıZda SabrıN öNemiHayatıMıZda SabrıN öNemi
HayatıMıZda SabrıN öNemiguest82d7cb
 
Ali imran 95 125 TEFSİR
Ali imran 95 125 TEFSİRAli imran 95 125 TEFSİR
Ali imran 95 125 TEFSİRSalih Selman
 
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali   tevhid ve ledün risaleleriİmam gazali   tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleriSelçuk Sarıcı
 
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü
Kur'an ve Sünnet BütünlüğüKur'an ve Sünnet Bütünlüğü
Kur'an ve Sünnet BütünlüğüsmetBehicTekkanat
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

What's hot (20)

Lise nefis terbiyesi
Lise nefis terbiyesiLise nefis terbiyesi
Lise nefis terbiyesi
 
Tevazu
TevazuTevazu
Tevazu
 
İmam gazali yükselme basamakları
İmam gazali   yükselme basamaklarıİmam gazali   yükselme basamakları
İmam gazali yükselme basamakları
 
Es Sadık
Es SadıkEs Sadık
Es Sadık
 
Besmele
BesmeleBesmele
Besmele
 
Selamlasma
SelamlasmaSelamlasma
Selamlasma
 
Ameli Salih
Ameli SalihAmeli Salih
Ameli Salih
 
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesajiIlkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
 
16 hafta ilkokul_nazik_olmak
16 hafta ilkokul_nazik_olmak16 hafta ilkokul_nazik_olmak
16 hafta ilkokul_nazik_olmak
 
Lise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutlerLise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutler
 
Salavat ve Tekbir
Salavat ve TekbirSalavat ve Tekbir
Salavat ve Tekbir
 
Amellerniyetleregoredir
AmellerniyetleregoredirAmellerniyetleregoredir
Amellerniyetleregoredir
 
HayatıMıZda SabrıN öNemi
HayatıMıZda SabrıN öNemiHayatıMıZda SabrıN öNemi
HayatıMıZda SabrıN öNemi
 
Ali imran 95 125 TEFSİR
Ali imran 95 125 TEFSİRAli imran 95 125 TEFSİR
Ali imran 95 125 TEFSİR
 
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali   tevhid ve ledün risaleleriİmam gazali   tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleri
 
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü
Kur'an ve Sünnet BütünlüğüKur'an ve Sünnet Bütünlüğü
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü
 
Güzel ahlak
Güzel ahlakGüzel ahlak
Güzel ahlak
 
El Beşir
El BeşirEl Beşir
El Beşir
 
Güzel ahlak
Güzel ahlakGüzel ahlak
Güzel ahlak
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
 

More from AkifSamanci

More from AkifSamanci (20)

Dua
DuaDua
Dua
 
Nezaket
Nezaket Nezaket
Nezaket
 
Namazımı kılıyorum
Namazımı kılıyorumNamazımı kılıyorum
Namazımı kılıyorum
 
Kişisel Temizlik
Kişisel TemizlikKişisel Temizlik
Kişisel Temizlik
 
Selamlaşma
SelamlaşmaSelamlaşma
Selamlaşma
 
Arkadaşlık
ArkadaşlıkArkadaşlık
Arkadaşlık
 
Arkadaşlık
ArkadaşlıkArkadaşlık
Arkadaşlık
 
Ramazan Ayının Önemi
Ramazan Ayının ÖnemiRamazan Ayının Önemi
Ramazan Ayının Önemi
 
Cennetin Tabakaları
Cennetin TabakalarıCennetin Tabakaları
Cennetin Tabakaları
 
Bağımlılık
BağımlılıkBağımlılık
Bağımlılık
 
Kaza ve Kadere İman
Kaza ve Kadere İmanKaza ve Kadere İman
Kaza ve Kadere İman
 
Peygamberimizin Savaşları
Peygamberimizin SavaşlarıPeygamberimizin Savaşları
Peygamberimizin Savaşları
 
Namaz Bilinci
Namaz BilinciNamaz Bilinci
Namaz Bilinci
 
Anne Babaya İtaat
Anne Babaya İtaatAnne Babaya İtaat
Anne Babaya İtaat
 
Cehennem
CehennemCehennem
Cehennem
 
Tevazu
TevazuTevazu
Tevazu
 
Şükür
ŞükürŞükür
Şükür
 
Melekler
MeleklerMelekler
Melekler
 
Ahiret
AhiretAhiret
Ahiret
 
Haramlar
HaramlarHaramlar
Haramlar
 

Doğru Olmak

  • 2. DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1 DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) İLGİLİ AYET’İ KERİMELER: •Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini eğiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, (her şeyi) hakkıyla işitendir, bilendir. (En’âm Süresi 115) •Ey iman edenler! ‘Allah’a saygılı olun/emirlerine uyun’ ve doğru söz söyleyin ki (Allah) işlerinizi düzeltsin ve sizin günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, muhakkak ki en büyük bir başarıya/kurtuluşa ermiş olur. (Ahzâb Suresi 70-71) Hadisi Şerifler: • “Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.” Buhâri, Edeb 69
  • 3. DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1 •Hz. Peygamber bir gün, yiyecek maddesi satan birinin yanına uğradı.. Elini tahıl çuvallarından birine daldırdı. Çuvalın üst kısmı kuru, alt kısmı ise yaş olduğundan Hz. Peygamberin parmakları ıslandı. Hz. Peygamber satıcıya, “Bu nedir?” diye sordu. Satıcı, tahılın yağmurdan ıslandığını söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) satıcıyı, “Islak kısmı, insanların görebilmesi için yiyeceğin üzerine neden koymadın? Bizi aldatan bizden değildir!” buyurarak uyardı. (Müslim, İman, 164) İzcilik Türesi: “ İzci sözünün eridir, şeref ve haysiyetini her şeyin üzerinde tutar.” Doğruluk Nedir? Doğruluk; Doğru olma hâli, dürüstlük, sıdk, sadâkat, istikamet, hak, birr, hidâyet anlamına gelen itikadî ve ahlâkî bir kavramdır. Allah'ın emrine ve kanunlarına uygun bir yol izlemek ve insanların haklarına riâyet etmek demektir. İman eden ve inancını hayata geçiren doğru insan, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in en güzel ahlâkını örnek alır. Zıddı yalancılıktır. Doğruluğun karşısında yalancılık, bâtıl, dalâlet gibi özellikler bulunmaktadır. Müslümanlar asla yalan söylemezler. Hz. Peygamber, "el-Emîn" olarak tanınmıştı. Yalancılık ise, dar anlamıyla insanın günlük hayatta söz ve davranışlarında doğruluktan uzaklaşması anlamına gelir. Geniş anlamda Allah'ın emir ve yasakları ile alay etmek, Allah'a iftirada bulunmaktır. Bu da müşriklerin sıfatıdır.
  • 4. DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1 Büyükler buyuruyor ki: • Doğruluk emanettir. Yalancılık hıyanettir. (Hazret-i Ebu Bekir) • Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim) • Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hazret-i Ali) • Yalancı ile cimri Cehenneme girer. Fakat, hangisi daha derine atılır, bilmem. (Şabi) • Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalbde boğuşur. (Malik bin Dinar) • İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (Hasan-ı Basri) • Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur.Çünkü, onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi. (Hazret-i Âişe) • İstikamet [her işte daimi doğruluk], kerametten üstündür. (Seyyid Abdülhakim Arvasi) Hazret-i Lokmana, (Bu dereceye ne ile kavuştun?) diye sual ettiler. (Doğruluk, emanete riayet ve bana gerekmeyeni bırakmakla) diye cevap verdi. Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri, "Bu işe başladığınızda, temeli ne üzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da böyle yüksek dereceye ulaştınız?" diye soranlara buyurdu ki: (Temeli doğruluk üzerine attım. Hiç yalan söylemedim. İçim ile dışım bir oldu. Bunun için işlerim hep rast gitti.)
  • 5. DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1 Bütün kötülüklerin esası yalandır. Peygamber efendimizin en sevmediği huydur. Yalan söylemek haramdır. Ancak üç yerde caizdir. Harpte, zira harp, hiledir. İki müslümanı barıştırmak için, birinden diğerine iyi söz getirmek. Hanımını idare etmek için. [İbni Lal] Din düşmanlarının zararından korunmak veya müslümanları korumak için yalan söylemek caizdir. Zalimden, bir müslümanın bulunduğu yeri, malını, günahını saklamak caizdir. İki müslümanın, karı-kocanın arasının açılmasını önlemek için, malını korumak için, müslümanın sırrını, aybını meydana çıkarmamak için ve bunlar gibi haramları önlemek için yalan caiz olur, ölmemek için leş yemeye benzer. İyiliğe vesile olan yalan, fitneye sebep olan doğrudan makbuldür. Doğruluk ile ilgili Hikâye: • Tabiinden Yûnus bin Ubeyd’in manifatura dükkânında, fiyatları, iki yüz dirhem ile dört yüz dirhem arasında değişen kumaşlar satılıyordu. Dükkânında kardeşinin oğlu da çalışıyordu. Yolda bir kimseyi kumaş satın almış gidiyor görünce, kumaşı tanıyıp, kendi dükkânından alınmış olduğunu anladı. O kimseye, “Bu kumaşı kaça satın aldınız?” diye sordu. O kimse dört yüz dirheme aldığını söyleyince çok üzüldü ve “Bu kumaşın değeri iki yüz dirhemdir. Geri dönüp paranızın üstünü alınız” buyurdu. O kimse, “Bu kumaş, bizim orada beş yüz dirhem eder, ben aldanmış sayılmam” deyince, “Olsun. Siz, gidip iki yüz dirhem paranızı alınız” dedi. O kimse gelip, iki yüz dirhemini aldı gitti. Hazreti Yûnus bin Ubeyd, dükkânda tezgâhtar olarak bulunan yeğenine, “Kumaşı bu kadar pahalıya niye sattın?’ diye sordu. Yeğeni “Vallahi kendi rızâsı ile aldı” dedi. Yûnus bin Ubeyd, “O râzı olsa da, sen râzı olmayacaktın” buyurdu.
  • 6. Doğrulukla İlgili Bir Başka Hikaye: Bir devirde hac için Mekke’ye giden birisi bir adamın “Allah’ım, sen doğruların yardımcısı ol, onlara yardım et.” Diye dua ettiğine şahit olur. Adam sürekli aynı duayı yapmaktadır. Adam diğerinin sürekli niye aynı duayı ettiğini merak eder ve sorar. Adam hikayesini anlatmaya başlar: Bir zaman ben de sen gibi hacı olmaya gelmiştim. Kabeyi tavaf ederken bir kese altın buldum. Kesenin sahibini aradım. Ama bulamadım. Ben de onu kaldığım yere götürdüm. Daha sonra altın sahibinin altınlarını aradığını duydum. İlk başta altınları geri vermek nefsime ağır geldi. Çünkü çok altın vardı. Daha sonra tellallar altınları bulana 30 altın ödül verileceğini duyurdular. Bunun üzerine haram bin altındansa helalinden 30 altın daha iyidir diyerek nefsimi yendim ve altınları sahibine teslim ettim. Hacdan dönerken ödül olarak aldığım 30 altın ile bir köle satın aldım. Aldığım köle iyi çıktı, çalışkan ve iş bilirdi. Ben de ona iyi muamele ederdim. Bir zaman bu köleye talip çıktı iyi fiyat veriyorlardı. Köle beni uyardı: Gelen adamları tanıyorum. Bunlar babamın adamları. Ben bir hükümdarın oğluyum. Bir savaşta esir düştüm. Sen de beni satın aldın. Sana istediğin ücreti vermek zorundalar. Beni 50 bin altından aşağı satma. Bana köle gibi değil arkadaş gibi davrandığın için sana böyle bir iyiliğim olsun. Köleyi 50 bin altına satıp tüccarlığa başladım. Bir sürü tüccar dostum oldu. Günlerden bir gün, bir tüccar arkadaşım bana bir tüccarın öldüğünü, kızının yalnız kaldığını ben de bekar olduğum için onunla evlenebileceğimi söyledi. Kızın kimsesi yoktu, mallarını idare etmek için birine ihtiyacı vardı. Güvenilir bir tüccar olduğum için O da benimle evlenmeyi kabul etti. Evlenince kızın tahmin ettiğimden daha zengin olduğunu gördüm. Hazine gibi serveti vardı. Beni bir odaya götürdü. Odada bir sürü altın kesesi vardı. DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1
  • 7. -Kaç altın var bu keselerde, diye sordum -Her kesede 1000 altın var. Biri hariç. Birinde 970 altın var.Babam hacdayken altın kesesinin birini düşürmüş. Ödül parası olarak 30 altın vermiş, dedi. Adam sözünü şöyle sonlandırdı. Bugüne kadar doğruluğumun, dürüstlüğümün karşılığını gördüm, onun için sürekli böyle dua ediyorum. Bir Şiir DÖRT ŞEY Güzel kızım şu dört şeye dikkat et, Temizlik, doğruluk, güzellik, ilim Elinden kaçırma onu sıkı tut Temizlik doğruluk güzellik ilim Bu dünyada gerçekleri gördüren İsteyeni muradına erdiren İnsanlığa şeref şanı verdiren Temizlik doğruluk güzellik ilim Kovanın arısı peteğin balı Sevgi ağacının yaprağı dalı İnsanın tükenmez serveti malı Temizlik, doğruluk, güzellik, ilim Yolundaki engelleri kaldıran İnsanlığa gerçekleri bulduran Gönülleri sevgi ile dolduran Temizlik doğruluk güzellik ilim AŞIK BORANİ’yem hem vallah billah İnanmayan kişi olur mu iflah İlimle bilimle bulunur Allah Temizlik doğruluk güzellik ilim DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1
  • 8. Doğrulukla İlgili Drama: Her şey zıddı ile tanınır ve bilinir. Gece-Gündüz, İyi-Kötü, Doğru Söz-Yalan Söz vb. Yalan Söylemeyen Çocuk İzci Lideri; bir izciyi Abdulkadir yapar. Diğer izcileri de yolcu ve eşkiyanın adamları yapar. Aşağıdaki hikayeye uygun rollerini yaparlar. En sonunda lider, tüm izcileri Hilal şeklinde oturtup Doğruluğun önemi ile ilgili kısa ve etkili bir konuşma yapar. Son söz olarak da; “SİZİ ASSALAR, KESSELER, KUŞBAŞI KIYMA YAPSALAR DAHİ ASLA YALAN SÖYLEMEYİN, DOĞRU SÖZLÜ OLUN” der. ''Ey Abdülkâdir! sen bunun için yaratılmadın ve bunlarla emir olunmadın''! Bu ses, Abdülkâdir Geylâni hazretlerini korkuttu. Eve gelince dama çıktı. Hacıları gördü. Arafat'ta vakfeye durmuşlardı. -Anneciğim! bana izin ver de Bağdat'a gidip, ilim öğreneyim. Sâlihleri, evliyâyı ziyaret edeyim. Annesi de dedi ki: -Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir'im! senin ayrılığına dayanamam. Sensiz ben ne yaparım? Bu bakımdan müsâade edemiyorum. Abdülkâdir-i Geylâni Hazretleri, tarlada olan bitenleri anlattı. Annesi ağladı. Kalkıp babasından miras kalan 80 altını alıp, kırkını kardeşine ayırdı. Kırkını da bir keseye koydu ve keseyi elbisesinin koltuğuna dikti. Sonra oğlunun gözlerinin içine bakarak dedi ki: -Ey benim gözümün nuru ve gönlümün tacı evlâdım, Abdülkâdir'im! Hak teâlânın rızâsı için olmasaydı katiyyen bırakmazdım. DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1
  • 9. Huzur ve esenlik içinde sefere çık! Yolun açık olsun! seninle belki ebedi olarak ayrılıyoruz. Sana son olarak nasihatım şudur ki: Eğer beni memnun etmek istiyorsan, hiçbir zaman yalan söyleme , doğruluktan asla ayrılma! Allahü teâlâ her zaman ve her yerde doğrularla beraberdir''. Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri annesine söz verdi ve ağlayarak elini öptü. Bağdat'a gitmek üzere bulunan bir kervana rastgeldi ve aralarına katıldı. Hemedan'ı geçmişlerdi. Bir müddet yol aldılar. Arz-ı Tetrenk denilen mahalle geldiklerinde kervanda bir bağırıp, çağırma koptu. Önlerine aniden bir sürü eşkıya çıkıp kervana saldırdılar. Bir anda sandıklar yere yıkıldı. Eşyalar yağma edilmeye başlandı. Eşkıyalar, kervandakilere birer birer sual edip, üzerlerinde her ne buldularsa aldılar. Sıra Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerine geldi. Eşkıyalardan biri latife olsun diye bunu önüne çekip sordu: -Fakir çocuk, söyle bakalım senin neyin var? -Üzerimde yanlız 40 altınım var Eşkıya inanmamıştı. Bırakıp gitti. İkinci bir harâmi sual edip, o da aynı cevabı alınca vaziyeti reislerine bildirdiler. ''Bu çocuk 40 altınım var'' diyor dediler. Bu defa da reisleri sordu: -Senin üzerinde ne var? -Hırkamda dikili 40 altınım var. Reisleri adamlarına dönerek dedi ki: -Açın bakın, bakalım! Adamları üstünü aradılar, içinde 40 altın bulunan keseyi bulup reislerine verdiler. Eşkıya reisi hayretle sordu -Peki evlât, sen neden üzerinde altın olduğunu söyledin? Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri dedi ki: -Ben evden ayrılırken anneme asla yalan söylemeyeceğime söz vermiştim. 40 altın için sözümü bozar mıyım? DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1
  • 10. Bu sözleri duyup hakikate şahit olan eşkıya başının gözleri yaşardı. Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerinin hakikat dolu gözlerine bakıp onunla kendi yaşını ölçtü. Kendisinin bu yaşa kadar nice hiyanet ve zulümler işlediğini, birgün Hakka yönelmediğini acı acı düşündü ve o güne kadar yaptıklarından pişman olup, ellerini başına vurarak şöyle haykırdı: -Ey arkadaşlarım! Bana bakınız, beni dinleyiniz! Ben, bunca senedir Hak teâlâ karşı olan ahdimi bozdum. O'na isyan ettim. İçimden gelen bir pişmanlıkla bütün günahlarıma tövbe ile Rabbimin yoluna iltica ediyorum. Bundan böyle inşaallah, Hak teâlânın râzı ve hoşnut olmadığı bir şeyi yapmıyacağım. Reislerine pek ziyade bağlı olan eşkıyalar hep bir ağızdan dediler ki: -Efendimiz, reisimiz! Biz de sizden ayrılmayız. Eşkıyalıkta reisimizdin, hidâyette de reisimiz ol! Bunun üzerine kervan ehlinden ne alınmışsa sahiplerine iâde edildi. Bir sürü eşkıya Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerinin önünde tövbe etti. Kendisi tekrar yoluna devam ederek Bağdat'a vardı. Doğruluk İle İlgili Oyun ve Etkinlikler TEKERLEME: Ben küçük bir dilim Hep doğruyu söylerim Nerede doğru söylemeyen dil görsem. Hemen ikaz ederim Ona doğru olanı öğretirim. Bilmece: Ağzımın içindedir. Hep doğruyu söyleyendir ( dil) Baldan tatlı, zehirden acı, iyilik yapana, doğru söyleyene duacı(dil) DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1
  • 11. PARMAK OYUNU: Burnum kaşınır Elim onu kaşır Ağzım kurur Yanaklarım kızarır Kalbim sıkışır Ruhum daralır Doğrusu söylersem Hepsi normal çalışır HİKAYE: Hikayeye geçmeden önce, küçük kağıtlara dil resimleri hazırlanır. Bu dil resimleri sınıfa bir yol şeklinde yerleştirilir. Dil resimlerinin bitiminde güzel bir kutu vardır. Bu kutunun içinde ne olabilir? Nasıl bir haber vardır diye sorulur. Yol takip edilerek kutunun çocuklarla birlikte açılarak, içinden iki adet dil resmi ve bir yazı vardır. Bu dil resimlerinden birinin üzerinde siyah noktalı dil, diğerinin de ise çiçeklerle süslenmiş bir dil vardır. Bu resimler üzerinde konuşulur. Mesela; – Bu dil üzerinde neden siyah noktalar oluşmuş olabilir? – Bu dilin üzerinde neden çiçekler olabilir gibi sorular çocuklara yöneltilir. Daha sonra kutunun içindeki yazı okunur ve o gün boyunca bu söz tekrar edilir. Özellikle öğretmen bazen şaka yapıldığını aslında bu şakalarında yalana girdiği üzerinde durulur. Çocuklarla yaşanan somut örnekler verilebilir. ( çocuk ismi vermeden) MÜZİK: ”Şakada olsa yalan söylemem” adlı şarkı ritme uygun adımlar eşliğinde söylenir Şaka da olsa yalan söylemem Kimseyi kırıp,üzüp, incitmem Doğruluktan şaşmam vücudumu şaşmam Su şakası yaparım güler oynarım. DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1
  • 12. SANAT: Önceden hazırlanan 2 adet dil resimleri çocuklara verilerek onları kesmeleri istenir daha sonra doğru söyleyen dil ve doğru söylemeyen dil arasında ne gibi farklılıklar olabilir? Denilerek bu dilleri istedikleri gibi süslerler. Hazırlanan dillerden çomak kukla yapılır. Ve her çocuğun bu kuklaları konuşturmaları istenir. OYUN : TOP KİMDE OYUNU Çocuklar daire şeklinde oturur. Öğretmen eline bir top alır. Müzik açıldığında bir kişi topu eline alır. İstediği bir arkadaşına yuvarlar. Müzik durana kadar devam eder. Müzik durduğunda top kimin elindeyse o çocuk bildiği güzel bir sözünü söyler. Doğrulukla İlgili Çizgi Filmler •https://www.youtube.com/watch?v=nw0vlONQ5KU •https://www.youtube.com/watch?v=gfEhT2mFVYI •https://www.youtube.com/watch?v=G2iYczhVI6c Video/Dil İle Doğru söylemek Cenneti Garantileyen Beş Şey: •https://youtu.be/pGdPsj2x0fw DOĞRU OLMAK (DOĞRULUK) ERDEMLER EĞİTİMİ İLKOKUL 1