1. Depremin En Etkili Önlemi
Kentsel Dönüşüm
Soru: Türkiye'nin deprem kuşağında
olduğu bilinmekte. Hatta rahmetli
Işıkara, 'Deprem öldürmez, binalar
öldürür' derdi.. TÜRKİYE'NİN olası bir
depremden en az hasarla çıkması için
alınması gereken en etkili önlem nedir?
Tek bir önlem yerine birkaç önlem ve
yöntemden bahsetmek daha doğru
olabilir. Önlem olarak deprem hasarını
azaltmanın en önemli yollarından
birincisi, Yer İnceleme Proje
standardizasyonu belirlenmiş yüzeyine
yatay ve derinlemesine düşey
incelemeyi en doğru verecek Jeofizik
Görüntüleme yöntemlerinin esas
alınmasıdır. Standardizasyon olarak
Dünya Yer İnceleme (ASTM) veya Avrupa
Yer İnceleme Standartları (EUROCODE)
yapılan işlerde aranmalıdır.
İkinci olarak, dere yatakları gibi zayıf ve
fay sistemlerinin geçtiği kırıklı alanların
hızla belirlenerek yapılaşma alanları
olmaktan çıkarılmasıdır.
Üçüncü olarak, ülkemizde deprem
tehlike haritası eski, eksik ve hatalı
olduğu için yenilenmelidir. Bu nedenle,
deprem risk parametrelerinin doğru
belirlenmesi için ulusal ve yerel tehlike
haritalarının yeniden ve periyodik
olarak güncellenerek yapılaşmada
standart veri olarak kullanılması
gerekir.
Sonuncu olarak, yapılaşma
yönetmelikleri yüksek yapılaşma için
yapılmış değildir, ve bu nedenle
standardizasyonu belirlenmemiş
yüksek yapılaşma kontrolsüz çoğalması
büyük risklere neden olabilir.
2. Depremin En Etkili Önlemi
Kentsel Dönüşüm
Soru: Kentsel dönüşümün önemi ve
Türkiye'nin bu konudaki gayretlerini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizde kentsel dönüşüm, yasal
dayanağı olan ve pilot çalışmalarla
devam eden, ülkemizin geleceğinde risk
olabilecek deprem zararlarını azaltmayı
hedefleyen bir sosyal güvenlik
projesidir.
Amacı insan hayatını kurtarmak, ve
ülkemizde yaşayan insanlar arasında
yapılaşma güvenliği açısından hep var
olan ve depremlerden sonra ortaya
çıkan eşitsizliği ortadan kaldırmayı
hedeflediği anlaşılmaktadır. Ülkemizde
yapılan çalışmaların her ilçe
belediyesinde eş zamanlı
başlatılmasından, kentsel yenilenme
sürecinde pilot dönüşüm çalışmalarının
tetiklendiği ve dönüşümde bir sinerji
meydana getirilmeye çalışıldığı
görülmektedir.
Görülebildiği kadarıyla, kalite, hız ve
özgünlük açısından yerelden ülkemiz
sathını kapsayan bir dönüşüm rüzgarı
oluşturulmasının hedeflendiği bir ulusal
güvenlik projesi oluşturacak bir
gayretin ürünü olarak
değerlendirilebilir.
Kentsel çöküşüme dönüşmemesi için
dikkat edilmesi gerekli en önemli unsur,
projelerin takibinde Yerbilimi
Mühendislerinin daha fazla istihdam
edilmesidir. En azından, yerel
belediyelerde Kentsel Dönüşüm
Projelerini kontrol edecek en az bir
Jeofizik Mühendisi olması şartı
ivedilikle getirilmelidir.
3. Depremin En Etkili Önlemi
Kentsel Dönüşüm
Soru: Kesin olmamakla birlikte
Türkiye’nin deprem açısından en riskli
bölgesi neresidir?
Ülkemizde deprem açısından kesinlikle
en riskli olan bölgeler, büyük fay
hatlarına yakın kentlerdir. Özellikle,
1912-1999 yılları arasında Kuzey Anadolu
Fay Hattı boyunca enerjisi boşalmış olan
yaklaşık 1200 km uzunluğunda ki sistem
içerisinde sismik boşluk oluşturan
alanlar vardır. Bunlardan en önemlisi
olarak, İstanbul’da adaların önünden
başlayan ve Tekirdağ’a kadar uzanan
bölgede, 1766 yılından beri enerjinin
depolandığı alan gösterilebilir.
Risk kelime olarak tehlike ve
etkilenmenin bir fonksiyonu olduğu için
etkilenme potansiyeli en riskli bölge
İstanbul’dur. İstanbul’da risk meydana
getirecek en yakın tehlikeli alan Kuzey
Sınır Fayıdır, ve bu fay Kuzey Anadolu
Fayının Marmara denizi içerisinde geçen
kuzey koludur. Beklenen İstanbul
depremi olarak İstanbul’a en yakın olan
fayı, tek büyük tehlike olarak
değerlendirmek bir yanlıştır. Çünkü
Marmara Denizi içerisinde olabilecek
herhangi bir deprem, İstanbul’da önemli
riskler oluşturacaktır. Bu nedenle,
tehlikenin potansiyeli olarak bir deprem
yerine, Beklenen İstanbul Depremleri
olarak görülmesi gerekir. Bu açıdan
bakıldığında, İstanbul önemli bir risk
altındadır. İstanbul için yapılan deprem
tehlike haritaları, Japonya ve Amerika’da
yapılanlardan eksik değildir. Tek sorun
bunların henüz yapılaşmaya esas resmi
harita olarak kullanılmamasıdır.
4. Depremin En Etkili Önlemi
Kentsel Dönüşüm
Soru: Sizinle görüştüğümüzde depremi
çok önceden haber veren bir tekniğin
olmadığını söylemiştiniz. Ancak bazı
ülkelerde önceden yerdeki
hareketliliği ölçen araçların varlığında
söz etmiştiniz. Hatta size hediye edilen
toprağa gömülen sarı bir alet vardı
hatırlarsanız.
Depremlerin önceden belirlenmesiyle
ilgili çalışmalar, yakın dönem (gün
mertebesinde), orta dönem (5-10 yıl) ve
uzun dönem (10-30 yıl) olarak
belirlenmeye çalışılmaktadır. Yakın ve
uzun dönemde depremlerin
oluşumlarının olasılıklı olarak
belirlenmesiyle bölgesel ve yerel
ölçeklerde başarılı kestirimler
yapılmıştır. Fakat gün mertebesinde
depremlerin önceden belirlenmesinde
ki zorluklar dikkate alındığı için
genellikle olasılıklı deprem risk
tahmini yapılarak depremin
olabileceği büyüklükler ve olabileceği
yerler hesaba katılarak deprem
senaryoları geliştirilmekte, ve yıkımı
azaltacak şekilde yıkım riski başarıyla
azaltılabilmektedir.
Soru: Türkiye'de depremi önceden
tespit edilmesine yönelik sürdürülen
çalışmalar var mı? Varsa ne tür
çalışmalardır. Hangi bölgede bu
çalışmalara devam ediliyor?
Ülkemizde TÜRDEP isimli ulusal bir
proje, depremlerin olabileceği farklı
alanlara yerleştirilen çok farklı
parametrelerin izlenmesi amacıyla
başlatılmış ve bitirilmiştir. Sonuç
olarak, depremlerin öncesinde önemli
anomalilerin gözlenmesine ilişkin
önemli bir değişimin belirlenmesi
durumu rapor edilmemiştir.