3. Oğuz Han yirmi dört Oğuz boyundan yirmi birincisi sayılan İç
Oğuzların Üçoklar koluna mensup idi.
Kentin ismi Oğuz Han'ın altı oğlundan biri olan Deniz Han'ın en
büyük oğlu olan Iğdır Bey'den gelir.
Iğdır'ın sözcük anlamı iyi, büyük, ulu, ünlü ve sahiptir. Yöre halkı
Iğdır adını ‘İyidir’ olarak telaffuz etmektedir.
4.
5. TARİHİ
Iğdır'da yapılan arkeolojik çalışmalar bölgede yaşamın çok öncelerde başladığını
ve bölgenin birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığını göstermektedir.
M.Ö 5000–4000 yıllarında bugünkü Azerbaycan Sürmeli Çukuru ve Doğu
Anadolu'da yerleşen Hurrilerden sonra; Mittaniler, Hititler, Asurlular,
Kimmerler, Medler, Persler, Sümerliler ve Subailer gibi kavimlerin Orta Asya'dan
gelerek bölgeye yerleştiği bilinmektedir.
M.Ö 900-M.S 600 tarihlerinde kraliyet merkezi Van'da bulunan ve tüm Doğu
Anadolu'yu idaresi altında tutan Urartu Krallığı'nın kendisine bağlı kurduğu küçük
beyliklerden biri de Sürmeli adıyla bilinen Karakale şehridir. 226-651 tarihlerinde
bugünkü İran ve Doğu Anadolu'da hüküm süren Sasaniler, 645 yılına kadar Iğdır ve
çevresini elinde tuttular.
6. İslâmiyet Dönemi (646-1071)
Selçuklular Dönemi (1071-1239)
Karakoyunlular Dönemi (1404-1469)
Akkoyunlular Dönemi (1469-1502)
Safeviler Dönemi (1502-1514)
Osmanlılar Dönemi (1514-1746)
7.
8. Eskiden kervan yolları üzerinde önemli bir durak olan Iğdır şehrinde, ekonomi
büyük ölçüde tarıma dayalıdır.
Aras Nehri'nin suladığı ova, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki en önemli bitkisel üretim
alanlarından biridir.
Iğdır bahçeden bahçeye geçiş yapan evleri ile ünlüdür. Bu bahçelerde kayısı ve
elma ağaçları vardır.
Tarım için elverişli olup şeker pancarı, pamuk, karpuz, domates gibi çeşitli
meyve ve sebzeler yetiştirilmektedir.
I. Dünya Savaşı'nın ardından Rus işgalinin kalkmasıyla pazarla bağlantısı kesilen
şehrin ekonomik yaşamı 1950'lere dek süren durgunluğa girdi.
1950 yılından sonra Aras Nehri'nin sulamada kullanılmasıyla ürünlerde büyük
çeşitlilik sağlandı.
EKONOMİ
9.
10. Yıllık yağış tutarının azlığına, yağış rejiminin düzensizliği ve buharlaşma
miktarının fazlalığı da eklenirse ovadaki tarımda sulamanın ne derece
önemli bir paya sahip olduğunu görülür.
Sulamanın daha kapsamlı yapılabilmesi için Iğdır Ovası, Batı Iğdır Ovası ve
Doğu Iğdır Ovası olmak üzere iki bölüme ayrıldı ve böylece sulama projeleri
başlatılmış oldu.
Bölgede 2000 yılı itibariyle 16,500 dolayında çiftçi ailesi bulunmaktadır.
Bölge çiftçilerinin ancak yarıya yakını toprak sahibidir.
11. Iğdır Kayısısı (Şalağı);
• Dünyaca ünlü olan ve sadece Iğdır yöresi
ile Kağızman'da yetişen bu kayısı türünün şekli
eliptik olup simetrik bir yapıya sahiptir.
• Çekirdekleri uzun şeritli ve tatlı olduğundan
kuruyemiş olarak tüketilebilir.
• Erkenci bir çeşit olduğundan Haziran ayının son
haftasında olgunlaşmaya başlar.
• Iğdır'ın en yaygın kayısı türü olan Şalak çeşidinin
birçok faydası olduğu bilinmektedir.
• 2013 yılında Rusya'ya 1.500 ton kayısı ihracatı
yapılmıştır.
12. Canlı hayvan ticaretine yönelik olarak çok sayıda koyun yetiştirilir. Bu
yüzden koyunculuk birinci, sığırcılık ikinci plandadır. Koyun sürüleri, yazın
yaylalardaki sulak çayırlara çıkarılarak otlatılır.
Şekerpancarı üretimi yaygınlaştıktan sonra sığır besiciliği gelişti.
Hayvanlardan sağılan sütlerin değerlendirildiği mandıralarda tereyağı ve
kaşar peyniri üretilir.
Hayvancılıkta birinci sırayı koyun alır. Onu sırasıyla keçi, sığır-manda ve
kümes hayvanları izler. Bölgede bulunan çayırlar, küçükbaş ve büyükbaş
hayvanlara yeterli gelmemektedir. Bu yüzden hayvan yemleri, hayvancılıkta
önem teşkil eder
HAYVANCILIK
13.
14. Ovadaki kümes hayvancılığında baş sırayı tavuk alır. Onu hindi, ördek ve
kaz gibi çeşitli kümes hayvanları takip eder. Çok eskiden beri sürdürülen bu
faaliyet, ilkel metotlarla ve ilkel ırklarla daha çok aile tavukçuluğu şeklinde
sürdürülmektedir. 2006 yılında bölgeyi etkisi altına alan kuş gribi salgınına
kadar aile başına 5-10 adet tavuk düşüyordu. Kümes hayvanlarının %90'lık bir
kısmı tavuklardan oluşuyordu. 2006 yılının başlarında ilde ele geçirilen kümes
hayvanlarının %98'inden fazlası imha edilerek bölge halkına hayvanların
değeri ödenmiştir.
Iğdır Ovası ve çevresi arıcılık bakımından son derece elverişli şartlara sahip
olmasına rağmen arıcılık faaliyetleri yeterince gelişmemiştir. 2000 verilerine
göre en çok kovan 7,249 ile Tuzluca ilçesinde bulunmaktadır. Onu 642 kovanla
merkez ilçe, 193 kovanla Aralık ilçesi ve 154 kovanla Karakoyunlu izlemektedir.
Bölgenin başlıca arı ırkı; "Kafkas Arı Irkı"dır. Kovan başına 20–25 kg bal üretimi
düşmektedir.
15.
16.
17. Sanayi faaliyetleri yok denecek kadar az olan Iğdır'da bir tane Organize Sanayi
Bölgesi vardır, o da şehir merkezinde bulunmaktadır. Kentte TMO'ya ait silolar
ve SEK'e bağlı Kars Sek Mama İşletmesinin bir süt toplama merkezi vardır.
Başlıca sanayi kuruluşları, dokuma sanayi kolunda çalışan küçük ölçekli
işyerleridir.
Iğdır Küçük Sanayi Sitesi'nde 317 adet iş yeri mevcut olup, faal olan bu iş
yerlerinde halen 550 civarı kişi çalışmaktadır.
Merkez ilçeye bağlı Çalpala Köyü yakınlarında Kiti Hidroelektrik
Santrali bulunmaktadır. Bu santral, 1961 yılında kurulup 1966 yılında faaliyete
geçmiştir. 2 tane tribünü bulunmaktadır. Yıllık ortalama enerji kapasitesi 6
GWh 'dır.
SANAYİ
19. Iğdır yeraltı kaynakları bakımından zengin değildir.
Merkez ilçeye bağlı Suveren Köyü çevresinde Ponza Taşı (Suyun yüzeyinde
durabilen ve hamamlarda sırt keselemek için kullanılan delikli ve süngerimsi
taş) madenine rastlanır.
Ayrıca Nahçıvan'a olan sınır kapısının Iğdır ekonomisine olan katkısı
büyüktür fakat buradaki sınır kapısında ticaret çeşitliliği, tam sınır kapısının
şehrin gelişimini büyük oranda hızlandırdığı dönemlerde sınırlandırılmıştır.
Bu sınırlamada yöre halkının Nahçivan'dan devamlı olarak kaçak mazot
getirmesi etkilidir.
MADENCİLİK
21. Iğdır'ın iklimi Doğu Anadolu tipi Karasal İklim ‘dir.
Şehrin ovalık kesimleri, Doğu Anadolu Bölgesi'nin öteki kesimlerinde görülen
şiddetli kara ikliminden fazlaca etkilenmez. Bunun en önemli nedeni çevresinde
bulunan Ağrı Dağı gibi yüksek alanlara göre alçakta olmasıdır.
Ovada kışlar, Erzurum-Kars yaylasına göre daha yumuşak, yazlar ise daha uzun ve
sıcak geçer. Kentte kışın -30 °C'ye kadar düşen ve yazın da 41 °C'yi aşan hava
sıcaklıklarına rastlanır.
Kuytuluğu yüzünden Türkiye'nin en az yağış alan yörelerinden biridir. Özellikle yarı
kurak iklime sahip olması bitki örtüsü Doğu Anadolu'nun tipik bitkisel örtüsü
olan bozkır olmasına yol açmıştır.
Orman açısından ülkenin en yoksul bölgelerinden biridir.
İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ
22.
23. Iğdır'da çevre il, ilçe ve komşu ülkeler ile bağlantısı sadece karayoluyla
sağlanmaktadır.
Bölge karayolu bağlantısı şehirlerarası ve şehiriçi olmak üzere ikiye ayrılır.
Şehirlerarası yollar Erzurum, Kars ve Doğubeyazıt'tan gelerek Iğdır'ın şehir
merkezinde tek bir istikâmette birleşir ve Dil Ovası'nı takip ederek Dilucu
Sınır Kapısı'ndan Nahçıvan'a doğru uzanır. Şehiriçi yollar ise Dilucu Sınır
Kapısı'ndan Tuzluca ilçesinin Kars ve Erzurum'la olan sınırına kadar uzanır.
Iğdır'ın, Iğdırlı Turizm ve Bizim Iğdır Turizm gibi seyahat acenteleri
bulunmaktadır.
Küllük Köyü yakınlarında Iğdır Havalimanı bulunmaktadır. Şu an iç hat
uçuşları vardır.
ULAŞIM
26. Iğdır il merkezinde merkez ilçe ve Melekli beldesinde olmak üzere toplam 2
adet Halk Kütüphanesi mevcut olup, bu kütüphanelerde kitap ve süreli
yayın bulunmaktadır.
Sinema salonu mevcut olmayan Iğdır'da 29 Temmuz 2011'de bir "7 boyutlu
sinema salonu simülatörü" hizmete girmiştir.
KÜLTÜR VE SANAT
28. Karakale Harabesi :
Iğdır Ovası'nın batısında, Ermenistan sınırında, savunmaya elverişli olarak Urartular
zamanında inşa edilmiştir. Bölgenin en eski yerleşim kalesi olup Orta Çağ'a ait bir
yerleşim özelliği taşımaktadır. Çalpala Köyü'nün 2 km. batısındadır.
29. Selçuklu (Harmandöven) Kervansarayı :
Iğdır İl Merkezi'ni Asma Köyü'ne bağlayan yolun 25. kilometresinde bulunan
kervansaray 12. yüzyıl Selçuklu taş işlemeciliğinin en güzel eserlerinden biridir.
1986 yılında koruma altına alınmıştır. Ancak hala harabe halindedir.
30. Kültepe Mezarlığı :
İl merkezine bağlı Melekli Beldesi yakınlarındadır. 1913 yılında yapılan kazılarda
Urartular'a ait bir mezarlık keşfedilmiştir. Ayrıca süs eşyaları, silahlar ve mühürler
de bulunmuştur.
31. Kümbet :
Iğdır'ın Çakırtaş köyünde bulunmakta olan bu eser Selçuklular tarafından yapılmıştır.
Ancak bu kümbetin bakımsızlıktan bazı yerleri önemli ölçüde tahrip olmuştur.
32. Iğdır Korganı (Kalesi) :
Kale Ağrı Dağı'nın savunmaya elverişli sarp kayalarında kervan ticaretini kontrol
altında tutmak için Oğuz Türkleri tarafından 11. yüzyılda Iğdır il merkezine 36 km
uzaklıkta kurulmuştur. Yapılan restorasyona rağmen yer yer bir kale harabesini
anımsatmaktadır.
33. Koç Başlı Mezarlar :
Hemen hemen Iğdır Ovası'ndaki bütün eski mezarlıklarda bulunan koç başlı mezarlar,
Karakoyunlular döneminden kalmadır. Bu mezar taşları sanatkar, emekçi, şair, ozan, yiğit ve
kahraman kişiler ile genç yaşta ölen delikanlıların mezarlarına dikilirdi. Iğdır
mezarlıklarında gördüğümüz bu tarihi mezar taşları ayrıca başta Karakoyunlu, Melekli
olmak üzere Taşburun, Dize, Cennetabat, Yaycı, Küllük, Hakmehmet Kuzeyden, Kasımcan,
Oba, Alikamerli, Amarat, Akyumak gibi köylerimizde rastlamanız mümkündür.
34. Korhan Meteor Çukurları :
Iğdır il merkezinden yaklaşık 35 km uzaklıkta Karakoyunlu Korhan yaylası sınırları
içerisinde yer alan bu çukur göktaşının düşmesiyle meydana gelmiştir. Çukurun etrafında
bir çok işlenmiş taşlara da rastlamanız mümkündür, zengin doğa manzarasıyla ve
dünyanın hiçbir yerinde rastlayamayacağınız çiçek florasıyla bir renk cümbüşü olan bu
yer aynı anda üç devleti görme ( İran, Nahçivan, Ermenistan) imkanı sağlar.
35. Ağrı Dağı :
Türkiye'nin en yüksek dağıdır(5137 km). Zirvesi 4 mevsim boyunca erimeyen kar ve
takke buzulu ile kaplı volkanik bir dağ olan Ağrı Dağı, Türkiye'nin doğu ucunda, İran'ın
16 km batısında ve Ermenistan'ın 32 km güneyindedir.
36. Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi :
Bu anıt 1915-1920 tarihleri arasında bölgede
yaşayan Ermeni saldırıları sembolize etmektedir
ve ilgili belgeler bulundurulmaktadır. Her ay
4.000 civarında ziyaretçi müzeyi
gezmektedir. 350 m² kapalı Müze 2 havuz ve 36
m yüksekliğinde 5 adet kılıçtan oluşmaktadır.
Etrafı yeşil alan ve park olarak inşa
edilmektedir. Toplam 14.000 m² alanı
kapsamaktadır. Yerden yüksekliği 43,5 metredir.
Dolayısıyla Türkiye'nin en yüksek anıtıdır.
37. Leylek Heykeli :
Iğdır şehir merkezinin girişinde
bulunan devasa iki leyleğin
bulunduğu heykel; leyleklerin
Iğdır'ın sembollerinden biri
olduğunu açıkça ortaya
koymaktadır.
38. Kafkas Oyunları'ndan özellikle Azeri Oyunları, bütün
canlılığı ile Iğdır, Kars ve Ardahan başta olmak üzere
Türkiye'nin birçok ilinde oynanmaktadır.
Iğdır halkı ile Azerilerin halk kültürü bakımından yüksek
derecede benzer olması bu iki halkın halk oyunlarının da
yüksek derecede benzer olmasını sağlamıştır.
Bu oyunlarda; kahramanlık, asalet, yardım severlik,
vatan sevgisi, aşk, tabiat sevgisi gibi konular işlenmiştir.
Bu oyunların tamamı veya en az biri ikisi her Iğdırlı
tarafından oynana bilinmektedir.
Bu sayede kuşaktan kuşağa aktarılabilmektedir.
Bu oyunlar genellikle; düğünlerde, sünnetlerde veya
sevinçli günlerde oynanır.
HALK OYUNLARI
39. YÖRESEL YEMEKLER
Ayran aşı, Bozbaş, Cılvır, Ekşili Erişte, Fetir, Hasıda, Helise, Kavurma, Kavut, Kaygana,
Kaysafa, Kelecoş, Kete, Kuymak, Lepeli, Etli Pilav, Nabat, Omacaşı, Omaç Helvası,
Patlıcan Reçeli, Sabahaşı, Sütlü Pilav, Tandır Şiş, Tapan, Tavuk Çorbası, Taş Köfte, Yağ
Çorbası
Bozbaş Taş Köfte Patlıcan Reçeli
40. GELENEKSEL EL SANATLARI
Yörede el sanatları günümüzde de devam etmektedir. Bu konuda kimi resmi
kurumlarca yörede kurslar düzenlenmekte ve el sanatları desteklenmektedir.
Yörede yapılan el sanatları ;
• Kilim
• Keçe
• Kafkas Halıları
• Karabağ Kilimleri