2. Arıcılık Tarihi
Arıcılığa ait ilk bulgular 16.000 yıl öncesine dayanır.
4.000 yıl önce Mısır’da gezginci arıcılık yapılmaktaydı.
Arıcılık tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir.
1609'da ana arının dişi olduğu anlaşılmıştır.
1638’de bal arıları Amerika kıtasına götürülmüştür.
1771’de ana arının havada çiftleştiği belirlenmiştir.
1851’de Langstroth tipi kovan geliştirilmiştir.
4. Türkiye’de Arıcılığın Avantajları
Floral kaynakların ve koloni varlığının zengin olması
Birbirinden farklı iklim ve bölgelerin bulunması
Tarımsal amaçlı işlenmeyen alanların fazlalığı
Tarımsal savaşım ilaçlarının kullanımının az olması
Arı gen kaynaklarınca zengin olması
Topraksız veya az topraklı köylü için uygun olması
Gezginci ve sabit arıcılığa uygun olması
5. Dünyada Arıcılık
Dünya'da 52 milyon bal arısı kolonisinde bal verimi 21.5,
ülkemizde 16 kg/koloni’dir.
Koloni sayısı bakımından Çin ve Etiyopya’dan sonra
Türkiye 4.200.000 koloni ile üçüncü sıradadır.
Bal verimi bakımından Çin, ABD ve Arjantin’den sonra
65.000 ton ile Türkiye dördüncü sıradadır.
Koloni sayısı bakımından en zengin bölgeler Ege,
Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri, bal üretiminin en yoğun
olduğu iller Muğla, Ordu, Adana ve İzmir’dir.
6. Arıcılığa Başlarken
• Kovan Seçimi
• Arı Irkı Seçimi
• Arıcılık Yapılacak Bölge Seçimi
• Arılık Seçimi
» çok önemlidir.
7. Ancak...
• Önce arıcılık yapan kişilerin arı allerjisi
olup olmadığı saptanmalı,
• Allerjisi olmasa bile arılıkta bir ecza dolabı
içerisinde allerjiye karşı ilaç seti
bulundurulmalıdır !..
8. Arıcılık Çeşitleri
Arı kolonilerini hiç taşımadan yapılır.
Geleneksel yöntemlerle yapılır.
Verim oldukça düşüktür.
Ana gelir kaynağı olan bir faaliyet değildir.
Arı kolonileri elverişli kaynaklara taşınır.
Bilimsel yöntemlerle yapılır.
Verim yüksek, ürün çeşitliliği fazladır.
Ana gelir kaynağı olan ekonomik bir faaliyettir.
9. Arılarla Çalışırken…
• Ilık ve güneşli günde kovan açılmalıdır.
• Temiz ve açık renkli giyecek giyilmelidir.
• Maskesiz olarak arılara yaklaşmamalıdır.
• Körük yakılmış ve kıvılcımsız olmalıdır.
• Giriş deliğinin önü kapatılmamalıdır.
• Körükte tezek, talaş vb kullanılmalıdır
• Yavaş ve sakin çalışılmalıdır.
12. Bir Arının Yaşam Evreleri
Ana Arı İşçi Arı Erkek Arı
Yumurta 3 3 3
Larva 5 6 7
Pupa 8 12 14
Toplam (gün) 16 21 24
Açık Dönem 8 9 10
Kapalı Dönem 8 12 14
Toplam (gün) 16 21 24
18. Ana Arı
En iyi yetiştirme yöntemi Doolittle yöntemidir.
Bu yöntemde larva transferi esastır.
0-24 saatlik larvalardan ana arı yetiştirilir.
Ana arı 16 günde yetiştirilir.
Gözden çıktıktan 4 gün sonra çiftleşir.
Çiftleştikten 1 hafta sonra yumurtlar.
Yumurtladıktan birkaç gün sonra satılabilirler.
28. İşçi Arının Yaşamı
Gün Yaptıkları İşler
0-3 Petek gözlerini temizleme.
4-6 Yaşlı larvaları nektar ve polenle besleme.
7-12 Genç larvaları arı sütüyle besler.
13-18 Balmumu salgılama ve petek örme.
19-21 Kovanın savunması, havalandırılması,
temizliği, nektarın tarlacı arılardan
alınması ve olgunlaştırılması, polenin petek
gözlerine depolanması.
22- Nektar, polen, propolis ve su toplanması.
32. Polinasyon Nedir
Her hangi bir yolla anterlerden alınan polenlerin
aynı çiçeğin veya aynı türün başka bir çiçeğinin
dişicik tepesine taşınmasıdır.
Kayısıdaki polinasyonun %56’sı bal arıları
tarafından gerçekleştirilmektedir.
100 kg meyve veren bir ağacın, 44 kg meyvesi
diğer etkenlerin, 56 kg meyvesi bal arılarının
polinasyonu ile oluşmaktadır.
33. Polinasyonun Önemi
Doğanın sürekliliği sağlanmaktadır.
Ürünün nitelik ve niceliği artmaktadır.
Daha erken ve yeknesak ürün elde edilir.
Tohumların yağ içeriği artmaktadır.
Meyve şekli bozulmamaktadır.
Kaliteli hibrit tohum elde edilmektedir.
Parselde hasat aynı zamanda yapılmaktadır.
Hasadın zamanında yapılması ile bitkiler
hastalık ve zararlılardan daha az etkilenir.
37. Bal
Bir arı günde 10-24 sefer yapmakta ve her seferinde
bal midesinin alabildiği (70-85 mg) nektarın yaklaşık
40-50 mg’nı koloniye getirebilmektedir.
Bir petek gözünün doldurabilmesi için 60 kez bal
midesini nektar ile doldurup taşıması gerekmektedir.
Bal midesi 1000-1500 yonca çiçeği ile doldurulur.
Peteklerin en az 2/3’ü bal arıları tarafından sırlandığı
zaman petekler hasat edilebilir demektir.
38. Çam Balı Üretimi
Ülkemizin güney ve batı kesiminde bulunan kızıl
çamlarda yaşayan çam pamuklu koşnilinin
sindirim artığının bal arıları tarafından toplanması
suretiyle üretilir.
Dünya çam balı üretiminin %90’ı Türkiye, %10’u
Yunanistan tarafından üretilir.
Yıllık üretim 15.000 ton civarındadır.
15 Ağustos-15 Ekim tarihleri arasında üretilir.
39. Balın Saklanması
Balın en ideal saklama sıcaklığı 110C’dir.
Bal 450C’den yüksek sıcaklıklarda
ısıtılmamalıdır. Aksi durumda balda HMF
(Hiroksi Metil Furfurol)düzeyi
yükselecektir. Bal bu sıcaklığın üzerinde
ısıtıldığı takdirde tüketilmeyerek imha
edilmelidir.
40. Apiterapide Bal
Balın besleyici değeri yanında kan
şekerini yükseltici, fiziksel ve zihinsel
yorgunluğu giderici, enerji verici, canlılık
kazandırıcı, cilde olumlu etkileri, bazı
yaraların iyileştirilmesi, astım, mide,
dolaşım, solunum, kanser, tansiyon, damar
hastalıklarını giderici yararı vardır.
44. Polen
Arılar polen için günde 5-20 sefer yapmaktadır.
Her seferinde 10-30 mg polen taşımaktadırlar.
Bir koloni yılda 35-45 kg polen toplayabilir.
Polen tuzağı arıların arka ayaklarında bulunan polenin
tuzağın altındaki bölüme düşürür.
Havalandırmalı fırında 30-35C’ de 5-6 saat tutularak
kurutma yapılabilmektedir.
45. Apiterapide Polen
Polen, sindirimi kolaylaştırıcı, hücre
yenileyici, canlılık verici, iştah
artırıcı, hemoglobini yükseltici,
seksüel aktivite artışı yanında soğuk
algınlığı, sinirsel ve ülser
rahatsızlıklarında yaygın olarak
kullanılmaktadır.
49. Arı Sütü
6-12 günlük genç işçi arıların başlarındaki
salgı bezlerinden salgılanan, besin değeri
oldukça yüksek, beyaz renkli, peltemsi, hafif
acımtırak bir arı ürünüdür.
Bir yüksükten yetiştirme ve besleme yöntemine
bağlı olarak 213-328 mg süt elde edilir.
Bir koloniden bir transfer döneminde 6.5-10.5 g
arasında arı sütü elde edilebilmektedir.
50. Arı Sütü Üretimi
Ana arı yüksükleri hazırlanır.
1-3 günlük larva yüksüklere aşılanır.
Transfer çerçevesi anasız kovana verilir.
Aşılamadan 3 gün sonra çerçeveler alınır.
Larvalar bir pens yardımıyla atılır.
Göz tabanındaki arı sütü plastik/tahta kaşıkla toplanır.
Işık almayacak şişelere konur, buzdolabında saklanır.
51. Apiterapide Arı Sütü
Kozmetikte, fiziksel performansın
uyarılmasında, öğrenme kapasitesi ve
kendine güvenin sağlanmasında, cinsel
sorunlarda, kansızlık, kolesterol, viral
enfeksiyonlara karşı direncin artırılmasında,
kanser, yüksek ve düşük kan basıncı damar
sertliği, kronik ve tekrarlayan hastalıkların
tedavisinde kullanılmaktadır.
57. Propolis
İşçi arıların bitkilerin filiz, tomurcuk ve
kabuklarından topladığı yapışkan bir maddedir.
Propolis % 50 reçine ve zamksı maddeler, % 30
bitkisel mumlar, % 10 esansiyel yağlar, % 5 polen
ve % 5 organik bileşik ve mineraller içermektedir.
Propolisin toplanması bölgelere ve mevsime göre
değişmekte, genelde kavak, çam, akçaağaç, fındık,
okaliptus, akasya, huş ve kestane alanlarından bol
miktarda propolis toplanmaktadır.
58. Apiterapide Propolis
Dokuları onarıcı, damar büzücü, kanı
pıhtılaştırıcı, yaraları iyileştirici, sedef,
hemoroid, egzama, gibi cilt
rahatsızlıklarında, ağız yaraları, diş ağrısı,
mide ülseri, nefrit, idrar yolları
enfeksiyonu, influenza ve diğer birçok
hastalığın tedavisinde ve kozmetik
sektöründe kullanılmaktadır.
64. Arı Zehiri
15 günden yaşlı işçi arılar tarafından üretilir.
Açık renkte, kokusuz, tadı acı, suya benzer sıvıdır.
Oda sıcaklığında ağırlığının % 30-40‘ını kuruyarak
kaybeder ve rengi açık sarıya dönüşür.
% 88'i su olup, en az 18 farmakolojik bileşeni vardır.
Bir arının iğne kesesinde 0.3 mg yaş zehir bulunur ve
bu zehirden 0.1 mg kuru arı zehiri üretilir.
İnsan için LD50 = 2.8 mg/kg arı zehiridir.
65. Apiterapide Arı Zehiri
Arı zehiri romatizma rahatsızlıkları başta
olmak üzere kanserin bazı tiplerinde,
adale ağrılarında, eklem ve sinirsel
iltihaplarda, boğaz ağrısı, migren, astım,
kolesterolün düşürülmesinde, genel
bağışıklık uyarıcı, adet öncesi
sendromunda kullanılmaktadır.
70. Larva
Bal arısı larvaları yoğun besin
maddesi ve hormon içermektedir.
Damak tadına uygun olan uluslar
mutfaklarında bal arısı larvalarına
yer vermektedir.
74. Paket Arı
Mevsimi erken başlayan yerlerde
üretilen bal arılarının, mevsimi geç
başlayan yerlere, bir ana arı ve
yeteri kadar işçi arı ile birlikte özel
kutular içerisinde satışa
hazırlanmasıdır.
78. Niçin Arı Merası
• Doğal bitki populasyonunun bozulması
• Ek beslemenin maliyeti
• Gezginci arıcılığın zorlukları
• Doğal ürün elde edilmesine yönelik sistemler
• Arı merası ve bitki deseninin oluşturulması
• Alternatif/Destek bitkisi : ARIOTU
79. Arıotunun Özellikleri
• Kaliforniya orijinli ve tek yıllık bir bitkidir.
• Dünya’da 13 türü bulunmakta, ancak 4 türü bal
arıları için değerlidir.
• 60-100 cm boylanmaktadır.
• Ekimi ekim-aralık aylarında, çiçeklenme mart-mayıs
aylarında olmaktadır.
• Çiçeklenme süresi ekim yer ve zamanına bağlı
olarak 4-7 hafta arasında değişmektedir.
80. Kullanım Alanları
• Yem bitkisi (kuru, yeşil ve silaj olarak)
• Erozyonu önleyici örtü bitkisi
• Yararlı böcekleri polinasyonu istenen
bitkilere çekme
• Bazı avcı böcekleri zararlının bulunduğu
bitkilere çekme
• Bal arıları için nektar ve polen kaynağı
81. Nektar ve Polen Potansiyeli
• 0.30-0.66 mg/çiçek/gün nektara sahiptir.
• 7.81-14.45 kg/da nektar potansiyeli vardır.
• III-IV. Sınıf Nektarlı Bitkiler sınıfındadır.
• 0.45-0.56 mg/çiçek/gün polene sahiptir.
• 11.72-12.26 kg/da polen potansiyeli vardır.
82.
83.
84. Amerikan Yavru Çürüklüğü
Etkeni Paenibacillus larvae’dır.
Etken gıdalarla alınmaktadır.
İhbarı mecburi hastalıklardandır.
Hastalıkla bulaşık koloniler imha
edilmelidir.
85. Avrupa Yavru Çürüklüğü
Etkeni Melissococcus pluton’dur.
Etken gıdalarla alınmaktadır.
Hastalıklı kolonide gelişme hızı düşer,
ergin arı sayısı ile yavru miktarında
büyük azalma görülür. Arıların polen
ve nektar toplama aktivitesi azalır.
96. Varroanın Biyolojisi
Ergin arılar ile larva ve pupaların kanını
emerek beslenen tehlikeli dış parazittir.
Ergin dişi Varroalar 1.1-1.2 mm
uzunluğunda, 1.5-1.6 mm genişliğinde
koyu kızıl kahverengi renktedir. Erkek
Varroalar ise 0.8-1 mm genişliğinde gri-beyaz
sarımtırak renktedir.
97. Varroanın Koloniye Etkisi
Ana ve işçi arıların ömürleri kısalır. İşçi arılar normalden
küçük olur.
Gözden çıkan genç arılarda kanatsızlık, eksik bacak gibi
anomaliler görülür.
Varroaların açtığı yaralar, çeşitli hastalık etkenlerine
elverişli ortam oluşturur.
Varroa’dan dolayı zayıf düşen koloniler yağmalanırlar.
Arılar huzursuz oldukları için bazen kış salkımı
yapamazlar.
98. Varroa ile Mücadele
Varroa kontrolünde; kimyasal, bitkisel,
biyolojik, fiziksel, genetik ve hormonal
mücadele yöntemleri kullanılmaktadır.
Bu parazite karşı çeşitli ilaçlar denenmiştir.
Ancak kolonilerde yanlış ve yoğun ilaç
uygulanması; varroaların kimyasal
maddelere karşı direnç kazanmasına neden
olmaktadır.
99. Varroa ile Mücadele
En yaygın kullanılan yöntem kimyasal mücadeledir.
Malathion, Fluvalinate, Amitraz ve Formik Asit, vs etken
maddeli ilaçlar kullanılmaktadır.
Arıcılarımız bilinçsiz bir şekilde, bal arılarına tescilli
olmayan ilaçları da kullanmaktadır.
Varroa mücadelesindeki ilaçlar; körük içerisinde yakılarak,
suyla karıştırılıp dökülerek/püskürtülerek, kovan içerisinde
yakılarak, çerçeveler arasına asılarak, pudra şekeri ile
karıştırılıp püskürtülerek kullanılırlar.