azar: İmam Muhammed Zahid Kevserî (ra)
20. Asrın Mısır’ı, Modernizm illetinin doğduğu ve olumsuz an-lamda etkili olduğu coğrafyaların başında gelir. İtikadi ve ameli noktalarda sapmaların doruk noktasına ulaştığı bu coğrafyada “yeni” diye adlandırılan bu fikirler, gazete ve dergilerde neşredilen makaleler ile çeşitli matbaalarda tab edilen risale ve eserler vasıtasıyla kamuoyuna yayılmıştır.
Diğer taraftan Ehli sünnet alimleri de aynı şekilde, çeşitli dergi ve gazetede neşredilen makaleleri ve kaleme aldıkları risale ve kitaplarıyla bu akıma karşı durmuşlar ve her daim İslam adına onlarla mücadeleyi sürdürmüşlerdir.
Muhammed Zahid el-Kevserî’nin Nazra Âbira isimli bu eseri, Şeltut’un mevzubahis fetvası ile beş makalesine reddiyedir. Kevserî, reddiyesinin planını mezkur makalelere göre kurmuştur. Nazra Âbira beş ana başlıktan oluşmakta ve her başlıkta sırasıyla Şeltut’un makaleleri iredelenmektedir. Ancak zaman zaman Şeltut’un ilgili fetvası da mevzubahis edilmiştir. Bu yüzden Nazra Âbira’nın hem mezkur fetvaya hem de beş makaleye reddiye olduğunu söyleyebiliriz.
Satın alma için: www.rihlekitap.com'u ziyaret edebilirsiniz.
azar: İmam Muhammed Zahid Kevserî (ra)
20. Asrın Mısır’ı, Modernizm illetinin doğduğu ve olumsuz an-lamda etkili olduğu coğrafyaların başında gelir. İtikadi ve ameli noktalarda sapmaların doruk noktasına ulaştığı bu coğrafyada “yeni” diye adlandırılan bu fikirler, gazete ve dergilerde neşredilen makaleler ile çeşitli matbaalarda tab edilen risale ve eserler vasıtasıyla kamuoyuna yayılmıştır.
Diğer taraftan Ehli sünnet alimleri de aynı şekilde, çeşitli dergi ve gazetede neşredilen makaleleri ve kaleme aldıkları risale ve kitaplarıyla bu akıma karşı durmuşlar ve her daim İslam adına onlarla mücadeleyi sürdürmüşlerdir.
Muhammed Zahid el-Kevserî’nin Nazra Âbira isimli bu eseri, Şeltut’un mevzubahis fetvası ile beş makalesine reddiyedir. Kevserî, reddiyesinin planını mezkur makalelere göre kurmuştur. Nazra Âbira beş ana başlıktan oluşmakta ve her başlıkta sırasıyla Şeltut’un makaleleri iredelenmektedir. Ancak zaman zaman Şeltut’un ilgili fetvası da mevzubahis edilmiştir. Bu yüzden Nazra Âbira’nın hem mezkur fetvaya hem de beş makaleye reddiye olduğunu söyleyebiliriz.
Satın alma için: www.rihlekitap.com'u ziyaret edebilirsiniz.
This document summarizes a study analyzing a sample lesson from the Journal of Primary Education published in Ottoman Empire during the Second Constitutional Period. The study observes that the lesson incorporated many teaching methods still used today, such as constructivism. It provides context on values education and moral education in Ottoman Empire, noting emphasis was placed on developing virtues and national/Western values in children through stories and historical figures. The period saw reforms in politics, education and culture following the 1908 constitution, and influences from thinkers like Dewey and Rousseau on developing critical thinking over rote memorization. Sample lessons were presented to train teachers observing model lessons at training schools.
Implicature refers to what a speaker implies rather than literally says. There are two main types: conversational implicature which is derived from cooperative conversation principles, and conventional implicature which is associated with specific words. Conversational implicature includes scalar, generalized, and particularized forms. Scalar implicature communicates values on a scale. Generalized implicature does not depend on context, while particularized implicature occurs in specific contexts. Conversational implicature is more commonly used as it provides more content than generalized implicature, but can also cause misunderstanding.
This document discusses implicature, which refers to what a speaker suggests rather than literally says. There are two types of implicature: conversational implicature, which is implied based on conversational principles, and conventional implicature, which is associated with specific words. Conversational implicature can be generalized or particularized. Scalar implicature communicates additional meaning based on a scale of values. The document provides examples to illustrate these concepts of implicature.
Alışkanlığın bağımlılığa dönüşmesi ve cesaretle eskiye dönmeYaseminSengunDemirca
Beyin ve bağımlılıkla ilgili bilimsel çalışmalardan çok şey öğrendik. Hormonlar, beyin-ödül mekanizmasının işleyişi, keyif duygusu ile dopamin hormonu arasındaki ilişki, dopamin toleransının oluşması (aynı miktar hormonun yarattığı etkinin zamanla azalması), eşlikçilerin (hatırlatıcı uyaranların) sürece etkisi, … gibi. Bunlar ile ilgili bir çok patikanın veya işleyiş mekanizmasının bağımlılık oluşumu ile bozulduğunu anladık. Yani, ne yazık ki farklı patikaların oluştuğunu gördük. Bu yanlış patikaların (ayak yollarının) oluşması uzun süreli yapılan şeylerin ardından uzun süreli hafızaya yerleşmesinden dolayıdır. Davranışsal sürece ek olarak bir de sigara vs. gibi diğer bazı maddelerdeki kimyasallar nedeni ile bu yanlış patikalar daha da belirginleşir.
Dolayısıyla belli evrelerden sonra bir-iki ilaç, üç-beş ay davranışsal terapi desteği çok kısa sürede eskiye dönmek için yeterli olmayabiliyor.
Elbette araç kullanımı ile ilgili verilen örnekteki gibi abartılı bir süreden bahsetmiyoruz. Bu tür örnekler vurgulanmak istenilenin daha hızlı etki göstermesi içindir, o örnek için verilmiştir.
Beynin işleyişinin eski haline geri dönmesi; o yanlış patikaların silinmesi kararlı, uzun ve emek isteyen bir süreci gerektiriyor; yani cesaret isteyen bir süreci gerektiriyor. Rollo May’in de işaret ettiği gibi cesaret kabadayılık veya güçlü olmak değildir. Cesaret tüm olumsuzluklara rağmen, umutsuzluğa düşmemektir. Cesaret her şeye rağmen ilerleyebilme yetisidir. Aslında bunu hepimiz her gün yaparız. Ama bazı durumlarda daha büyük cesaret gerekiyor.
Sonuçta doğduğumuzda beynimizin ilgili mekanizması yani beyin-ödül sistemi dediğimiz mekanizma/patika bağımlılıkla birlikte sonradan ortaya çıkan ‘yanlış patikalar’dan oluşmuyordu.
Doğamız gereği sahip olduğumuz asıl patikalara -yani ünlü sinirbilimcimizin dediği gibi fabrika ayarlarımıza- geri dönmek için zor ama cesaret gerektiren yolu seçme hakkımız var.
OSMANLI TOPLUMUNDA KURan KÜLTÜRÜ ve TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdf
1. OSMANLI TOPLUMUNDA
KUR'AN KÜLTÜRÜ
ve
TEFSiR ÇALIŞMALARI .
-ll-
Editörler
Bilal Gökkır
Necdet Yılmaz
Ömer Kara
Muhammed Abay
Necmettin Gökkır
r~ İlim
vı~
KUR'AN VE TEFSIR AKADEMISI
2. Abdulkadir Sadreddin Efendi ve Miftahu
Kuntızi'l-İslam Adlı Fehrese Türü Eserinin
Tefsir Literatürüne Katkısı
ALİBENLİ
MDnruıra Onivasircsi llcıhiyac Fakaltt:si
Dogumu ve Soyu
Abdülkadir Sadreddin Efendi. 3 Receb 1271
(28 Mart1855) yılında İstanbul'da doğmuştur. ı
Mifttıhıı KanCW,'I-!slam adlı eserinde nesebini
"Abdıılkadir Sadreddin b. Abdullah Sabri b.
Abdülkadir b. Abdullah b. Hasan el-Kangu:i el-
Koçhisarf' şeklinde zikreoniştir.2
Bu soyagacı
Sadreddin Efendi'nin tarunu emekli büyükelçi
merhum Zübeyir MukimuttinAker'in (0. 1998)
hazırlad.ıgı aile şeceresi ile örtüşmekredir.3
ı DHSaid Dosya no 72/Gömlek no·210.
1
Abdalkadir Sadreddin, Miftdlıu KantaJ'l-lsldm, el-Esed Kütapbanesi, Yazma
Eserler: 10650,s.4-5. Kangın, Çankın ilinin; Koçhlsar lse bu ile baglı llgaz ilçesi-
nin Osmanlı Devleti dönemindeki isimleridir.
1 Bkz. Şeki.l2. Sadreddin Efendi'nin foı:oğrafuıa, bakkındaki bazı bilgi ve belgelete
ulaşmamızda yard.ımlanm esirgemeyen torunlanndan Talha Erol Donertaş Bey'e.
Melek Ezber Açar Hamm'a ve Abdullah Veclidutt:i.n Kurangil ve Galip Novit Ku-
rangil Beyler'eşOkranlanmJ sunmayı bir borç bilirim.
3. 484 1OSMANLI TOPLUMUNDA KUR'AN KÜlTÜRÜ VE TEFSIR ÇAUŞMALARJ -U-
Sadreddin Efendi.,nin verdi~ süsüesinin sonunda bulunan Hasan el
Koçhisart, aile şeceresinde "Uzun Hasan" ruımıyla zikred.Ume.kı:edir. Doğum v
vefat t:aı:i.hi hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlayamadıgımı.z Hasaı
Efendi'nin o~u Abdullah Efendi'nin yazclıgı eserlerde ismini verirken ..İbnu'l
Kayyim Şeyh Abdullah b. Şeyh H!asan" demesi ilim erbabı oldugunu ve Kay
yımzade nmuyla şöbret bulması, Hasan Efendi'nin kayyımlık yapı:ıgım göster
mesi muhtemeldir.4
Ayrıca Abdullah Efendi'nin bazı eserlerinde kendisindeı
"el-Ensari" rusbesiyle bahsetmesi ailenin soyunun ensara dayanabilecegi ib
tirnalini akla getirmekı:edir.5
Koçhisarlı Hasan Efendi'nin oglu Abdullah Efendi, 5 Muharrem 1220 (5 Ni
san 1805)'te inşa edilen Üskndar Selimiye Tekkesinin ilk şeyhidir6
Camii
dergMıın vak.Eiyesinde "şeyh olacak kimsenin vera' ve takva ile m.aru( 1lim, fazı]
ulOm-i nifia le sülük-i Nakşibendiyye ile me'}Uf olması. aynca ilm-i hacüst
liyakatll bulunması" şan koşuması nazar-ı itibara alırursa Abdullah Efendı"niı
bu vasıflan kendisinde ropladıgı anlaşılmaktadır. Abdullah Efendi şeyhlikteı
feragat ederek yerini Nimerullah Efendi'ye (o. 1232/1816-7) bırakmış, moderrisli
ge geçmiştir? 8 Ekim 808'de Ahmed Paşa Medresesi'nde vazife alnuşı:ır. Huzu
derslerinde 1224/1809 senesinden 1227/1812 senesine kadar muhatap, 1228/18[
senesinden 1237/1822 senesine kadar mukarrir olarak bulunmuşrur.8
Kudü
'
kad.ılıgı görevini ikmal edip lstanbul'a donerken Şatlr mevkünde 1239/182·
tarihinde .ve.fiı: etmişı:ir.9
Abdullah Efendi'nin bazılan basılıruş olan pek çol
eseri bulurunaktadır. Bınsalı Mehmet Tahir, onun en meşhur eserinin Hf4iye 'al,
4 Bl<z. Kayyunzade Abdullah b. Hasan, Hdş!ye 'ald ~crhl'l-Feni1rt, Matbaa-i Amire, ~
307. Pakalın, ukayynnn hakkında .şu bilgileri verir"MOreveili yerine kullanılır bi
tabirdir. Camlin temizlik işlerini yapan hadcmesıne de bu ad verilir. Eski Adliyı
Na.zm All HaydaiEfendi (Tatfbu's-sunnfli ahk4.mı'l-vulıaf, s. 79) adlı eserinde baz
fukahamn beyanına aı:fen "Kayyım ve maı:evelli ve n1zır ekseriya bir manada is
tirnal olunur- dedigi gibi. "Bazı fuldhliya göre kayyım, hıf:z ve cem ve tefrik ken
disine ı:efviz olunan kimsedir ki. bu manaca kayyım müreveilinin taht-ı nezare
~ emrinde bulunur" izabannı da veriyor." (Bkz. Pakalın, Mehmet Zeki, Osmanl
TarihDt:yimlaiveTaimlai~ata. (Milli E~nm Basunevi, tstanbull983,n,213. ).
s Bkz. Kayyımzade Abdullah b. Hasan, Hdşiyc'alil ~hi'I-Foıi1ri, s. 5.
' Ayvansar.lyi. Hüseyin, Hadikaru'l-ccvdmi., Matbaa-i Amire, İstanbul USI. U.,l90.
7 Istanbul Tckkdai Tarih~ Süleymaniye Kutüphanesı, Cemaleddin Server Revnakoğ
lu Arşivi, {234).
• Mardin, Ebu'l-Ula, Huzıu Daslai, (yay. haz. lsmet Sungurbey). İstanbul Univer
sitesi Hukuk Fakülr:esi, İsı:anbull966. ll,157.
' Mehmed Süreyya, SictU-i Osmflnf, Matbaa-i Amire, lstanbull308, lll, 395; Bursal
Mehmed Tahir. Osmanlı Madllfleri, Matbaa-i Amire,lstanbull333, 1,377.
4. A.BENLI· ABDULKADlR SADREDDiNve MİFTAHU KUNÜZl"L-tSLAM ADU ESER1I485
şcrhf'I-Faıati (Hac ibralüm Saib Maı:baası, İstanbul. 1242: Matbaa-i Amire,
Istanbul: 1314) olduğunu belirtmektedir.'0 Diger eserleri arasında H~ye 'alc'l-
H~iye 'ale'l-Hayô.li (Bulak Matbaası. Mısır: 1254), H~fye 'ala H~ıyat.'s-Siyô.lktııi
'alc'l-Mutawel, H~iye 'ala Ri4iyeti Mir Ebi'l-Fah 'alı2 Şerhl'r-Rfsl1lcri'l-Azjıdiyyc, H~iye
'alll Şerh! Hidtlycti'l-Hikmcsayılabilir.
Abdullah Efendi'nin oğlu ve Sadreddin Efendi'nin aynı adı taşıdıgı dedesi
olan Abdüli<adir Efendi hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye ulaşamad.ık.
Aile mensuplanndan edindiğimiz bir bilgiye göre aiJede dogan erkek çocukları
na Abdullah veya Abdülkadirisimlerinin ve "-din" kclimesiyle biten orta isimle-
rin verilmesi Abdullah Efendi'den kalan bir vasiyertir
Sadreddin Efendi'nin babası Şam merkez nrubi, bilid-ı bamse mevatısinden
Hıtfız Abdullah Sabri Efendi'dir (1243-1297/1827-1880) Şam'da iki yıl kadılık
yapnktan sonra yine orada vefaı: eden Abdullah Sabri Efendi Meclis-i Ahkim-ı
Adliye ve Meclis-i Zabtiyye azahğı gibi vazifeler de yapnuşc.r.11
Abdullah Sabri
Efendi, U85/l869 tarihindehuzurderslerinde muharap olarak bulunmuşrur. u
Sadreddin Efendi'nin annesinin adı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak
kardeşi Üsküdar Kaclısı AJi Nureddin Yüce'nin aile kabrıstanında validesi
leblbe Harum'a ait bir kabir bulunmaktadır. Bu da lebtbe Hanım'ın Sadreddin
Efendi'nin de annesi olduğuna dairbir ihtimali akla getirmektedir.
AJlesi
Abdüll<adir Sadreddin Efendi'nin Süleymaniye medresesi mCıderrislerinden,
mec.lis·i intih~b-ı hükkaın karar l<Atipligi, Trablusgarp, Bingazi ve Üsküdar
kadılıgı yapmış Ali Nureddin isminde bir kardeşi oldugu bilinmekted.ir.13
10
Sursalı Mehmed Ta.hi.r, OsmanlıMtldlijlai, I, 3n
11
Bkz Sacl.atet, MOhimme Kalemi Evrakı. Dosya no.440, Gömlek no; 35; Dosya no:
440, Gomlek no: BL
11
Mardin, Ebu'l-Ula. HuzıırDcrslai, (yay. haz. lsmet Sungurbey), Istanbul Üniver-
Sitesi Hukuk Fakültesi, istanbul1966, I. 403.
" Alı Nureddi.n Efendi hakkında bkz. DHSaıd Dosya no 72/Gomlek no: 249. Ali
Nureddin Efendi. Uri/1861 tarihinde Istanbul'da do&muşrur. Filibe Mekreb-i
Raşclıye'sinde okumuş ve İstanbul mOderrisle.rinden Udalı Mehmed Efenelfden
icazema.me almışnr. Mekteb-i Nüwllb'da 18 Haziran l884'te sınıf-ı hıı.s tezkiresi
alarak mezun olmuştur. Mustafa Siret Efendi ile birlikte kaleme aldıgl Ccvalıiru'z
~dhir'in yanında Kelamu'l-malak ve d-Envdru'I-HamTdlyye ft.'l-akaldl'l-lslamiyye gibi
eserleri bulunmaktaclır. Meclis-i inti.ha.b-ı hol<l<am kntipligi vazifesinde iken
5. 4861 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTüRÜ VE TEFSlRÇAllŞMALARJ -0-
Sadreddin Efendi'Irin eşi Şam ulc.ınasınclan M~de Muhammed Ebu'l-
Hayr lbn Abidin Efendi'nin (0.1343/1926)1
• kızı Bebiyye Hanım'dır (0.1942).
Sadreddin Efendi'ninikioglu,iki kızı olmuştur
Büyük oglu Talha Cenahuddin Aker, Bağdat td.a.cltsi'nde ve İstanbul Hukuk
Mekı:ebi'ncle okumuştur. Bereketzade İsmail Hakkı'run lazı Fatma Güzide
Hanım'la (ö. 1972) evlenmişt:ir. Gelibolu müddei umam vekilligi, Dersaadet
Bidayeı: Mahkemesi katipligi. Beyoglu Bidayet Mahkemesi müdde-i umüroluğu
ve Kabataş ldadisi'nde hocalık yapmıştır. Istanbul Barosuna baglı olarak avukat-
lıkta bulunmuştur.15
1937'de İstanbul'da vefat etmiştir. Talha Cen1b.uddin
Aker'in çocuklan, Büyükdçi Znbeyir Mukimuttin Aker (o. 1998), Aişe Enver
Dönertaş (0.1998) ve Kimyager Arnine Be.rireTalu'dur (o. 2008).
Küçük oglu Abdullah Sediduddin Kurangilise Oarulfünun'da Tıbbiye ve ar-
dından Kimya böl,imlerinde tahsil görmuşrur. Eczacı kimyager olarak çeşitli
şehirlerde çalışmışm.1978 yılında vd'at etmiştir Sediduddin Kurangil'in çocuk-
lan Mekinuttin Kurangil (ö. 1980) ve Melek Ezher Açar'dır.
~
Sadreddin Efendi'nin kızlan Hafsa Nesıbe Aker (ö.1943) ve Uskuclar'da sağ-
lık memuresi olarakçalışmış &va Muı:oine Aker'dır (o.1963).
Tahsili veHocalan
: Sadreddin Efendi, ilk tahsilini babası Abdullah Sabri Efendi'den almıştır.
Aİıcak.babasından icazet almak isredigi halde bunu gerçekleştitıneye fırsar
bulamaclıgıru belironektedir.16
Sicill-i ahval defterinde belirtildigi Uzere İstan
bul'da ve diger bazı şehirlerde islmıt ilimleri cahsil ederek pek çok llimden
Aşiret Mektebi'nde tarih ve edebiyat muallimli~ de yapmıştır. Oslctidar, Bitlis,
Trablus kadılıklannda da bulunan All Nureeldin Efendi. Cumhuriyet dönemin-
den sonra İstanbul Barosu'na ba~ olarak avukatlık yapmıştır. Soyadı kanunun-
dan sonra "YQce'" soyadını almış, 1937 yılında İstanbul'da vefat eaniştir. Kabti
Karacaahmet: Mezarlığmda Sadttddin Efendi'nin kabrinin yanı başındadır.
14
Ebu'l-Hayr lbn Abidin: Muhammed b. Ahmed b. Abdnlgani .Abidln'clir. Şam'ın
Onde gelen alimleı:indendir. Dımaşk mnfrüln~. Ba'lebek kadılıgı vazifesinde bu-
lunmuştur. 132411925 yılında vefat eımiştir. KetWıt ondan icüeı:lecini alelığını
belirtmektedir. ct-Takıir fi't-tcknr ve Tahnru'l-akv41 ft ahzj'l-hukak min slllri'l-a'mdl
adında eset:.leri vardır. (el-Kettant. MohammecL Fihrfsu'l1ehdris ve'l-csbat, Daru'l-
Garbi'l-lslmıı, Beyrnt1982,s. 157;Ziriklı, d-A'14m, Beyrut 1970, IV, 22).
u İstanbul Barosu Arşivi, Sicil no: 424.
'' Abdülkadir Sadreddi:n, Miftllhu kan~'l-tsl4m, s. 4-5.
6. A. BENLİ · ABDUlKADİRSADREDDİN ve MİFfAHu KUNÜZİ'L-ISr..AM ADU ESER.İ 1487
ıwctnAme almışor. Daha çok Şam ulema.smdan ders gördügü anlaşılmaktadır:.
lcD.zet aldıgı hocalar arasmda Muhammed el-Cuhadar, Abdülkadir el-Ustuvant.
Muhammed ez-Zehavi, Şeyh Bekıi el-Arur, Osman e.l-Hatıb e.l-Hanbelt. Tevfik
es-SuyOtl, Muhammed Said el-Yemanı, Şeyh Tfuir cl-CezMrt, Şeyh Ebn Nesib
el-Ham.ravt, Şeyh Ebü Haşim Abdorrezz~k b. Ht'tseyın cl-A'zami ve Eyüplü
Muhammed !zzetEfendi sayılabilir.
Memuriyet Hayatı
Sadreddin Efendi, 21 Mayıs 1871 (ll Rablu'l-Evvel U28) tarihinde İstanbul
mOderrislıgi payesine nail olmuştur. Suriye Vüayed'nde Dnma, Huns kazalan
niyabecinde bulundu. Hüdavendigar vilayed Gönen km nlyabetinden sonra
Cıdde bid.Ayet mahkemesi daha sonra Isparta sancagı bid1yetmah.ke.mesi reisli-
gine gedrilmiştirY Beyrut., Diınaşk. Bağdat, Trabzon, Manasar ve Kosova gibi
şehirlerde mahkeme reisliği görevlerinde bulunmuştur. 11
3 Mart 1913 tarihinde, Darül.fünüıı'da Hikmet-i Teşd Muallimligrne tayin
olmuş, bu göreve iki yıl devam enniştir. Daha sonra Tedklk-i mesahif ve müd-
lefat-ı şeriyye meclisi üyeliğinde bulunmuştur 20 Eylül1920 tarihinde Tedldk-i
Mesahif ve müellefat-ı şeriyye meclisi üyesi iken, Daru'l-Hikmeti'l-fslamiyye
üyeligine atan.m.ışı:ır.l336/l920 tarihinde Daru'l-Hik.med'l- lslrunıyye üyeliginden
azled.ilmiştir. Birdönemİmla Enetimeni üyeligtnde de bulurunuştur.19
Sadreddin Efendi, 1927 yılında Salacak'tal<l Müştr Mc~hmet Paşa Yalısı'nm
selamlık kısmını satın almış ve ömrünUnkalan l<.ısmıru burada geçirnüşdr.
Sadreddin Efendi, 27 Ramazan 1349 (14 Şubat 193l)'de İstanbul'da vefat et-
miştir. Kabri, Karacaah.met Mezarlıgı 2. adada Ş~ Camii'nin yaklaşık 100
mette arka tarafında bulunmaktatadır. Mezar taşında "ulema-yı muhaddisin ve
muhak.kik1n-i müellifin-i müerrihinden Çankınlı Abdullah Sabri Efendizade
Mevlm1 Sadreddin merhumun kabridir. 27 Ramazan 1349 (14 Şubat 1931)"
yazılıdır Kardeşi Üsküdar Kadısı Ali Nureddi.n Efendi'nin aile kabnstanı da
Sadreddin Efendi'ninyanıbaşındadır.
Eserleri
Abdülkadir Sadreddin'in bir lasmı yayı.mla.nııuş pek çogu yazma ve müsved-
17
DHSaid Dosya no: 72/Gömlekno: 210.
11
SadredelinEfendi, d-Muftfi'n-Nahvi'l-K-aft, s.8.
19
Albayrak, S1idık, SonDevirOsmanltAlimlai, Vll, 280.
7. 4881 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KULTIJRÜ VE TEFSIR ÇAUŞMAlARJ -U-
de halindeeserleribulunmaktadır. Ya}nmlanmış eserleri şunlardır.
l. ez-Zaraft ilmi'ş-şe«a: Müellifi.n fıkıh uso.lüne dair Türkçe kaleme alclıgı bu
eser Istanbul'da MahmudBey Matbaasında 1893'te basılıruştır.
2 d-Maftft'n-nıılıvi'l-kafr Müellifin Kl1fe dil ekolüne mensup nahiv ru.imlerini.n
görOşlerini özedediği bu eserini Muhammed Behcet el-Baytar (ö. 1894-1976).
mocllif noslıasma dayanarak Dimaşk Mccma'u'l-luga dergisinde 9 makale
balinde yay:ı.n.lanuşnr. Aynca bu eser bir kitap balinde (D1nı'n-Nevadir 2006)
yılında neşredilmiştir.w
4. Kqfu'l-gummt an iftiraki'l-amme: itikttdı mezheplerin tarihi seyirlerini ve gö-
raşleriııi ele alarak eleştirildigi hacimli bir eserdir.
3 Hilema-i Teşri: Aynca Sadreddin Efendi'nin Huktlk Aile I<ara.mamesi hak-
kında Scbilarrqeld mecmuasında yayınlanmış 20 adet makalesi (Sebilcırrqad
Mecmuası, sy. 382-445) Ahmet Yasin Küçüktiryaki tarafından Latin harflerine
akranlarakÜZerinde biryüksek lisans ı:ai yapı.lınışc.r.2ı
Müellifin d-Mufift'n-(ltlhvi'l-kafi adlı eserini yaymlayan Muhammed Behcet el-
BaytArSadreddin Efendi'nin diger eserleıin.i şöyle sıratamakta ve tavsif ennekte-
dir:
l Tilr'ihu.daveli'l-İsldm; Behc:erel-Baytar, bu eseri moellifin vefaana kadar İslam
tarihini ele alan geniş bir kitap olarak nitelem1ştir. Baytar, esenn İbn Haldün
uso.lünce her bir devleti bir başlık altmda cle alclıguu ve rnCıellifin geniş maluma-
tının göstergesi olduğuna işaret etmektedir. Bu eserin mcıellif hattı.yla müsvedde
halinde buluıuı:ıaktadır.
2 Tabakatu'l-muscviniftn ft'l-ulamt'l-lsldmLyye karrıen ba'de hanıin: islamı ilimlere
dair eser verenlerin isimlerini, doğum ve vefat tarihlerini ve eserlerini zikret-
mekte. gerekli durumlarda bazılannın biyografilerinedair bilgi vermektedir.
3. Tabakatu'l-lı.ant:fiyye: Yukandaki kitabıyla aynı yöntemi takip emıiştir.
4. Muhtasaru T*:Jbi'l-Kmıalft'1-huffllz.vema ktleft'l-cuhivct-t4'di1: Sahabeden baş
lamak üzere her bir asırda yaşayan ulemıiyı tablolar h.:ılıode tasnif emıiş ve
biyografilerinedair bilgiler vermiştir.
ıo ci-Maftft'n-nahvi'l-küfi, Daru'n-nevadir, 2006.
11
Küçüktiryaki, Ahmet Yasin. Sadreddin Efaıdi'nlıı Hulıuk-r Aile Karanı{lmı:sinc İlişkin
Gera.şlerinin D~gcrlaıdirilmı:sl, Gazi. Üniversitesi SBE, An.kar.ı 2009.
8. A. BENLİ · ABDULKADİRSADREDDIN ve M1FTAHU KUNÜZI'l-ISLMI ADLI ESERl l489
5.Mtfatih kuna.ti'l-lslam: MOelli.fin hadis, tefsir, fıkıh, tarih vb. ilimlerdeki se-
nedlerlni verdigi eseridir.
6. Ensabu'l~all ve'l-aıbiya aleyhimu's-sdilm ve oısabu'1-Arab ve's-sahdbe ve'l-hultfa
ve't-talibinveba'dı'l-malak
7. Rlsllleft'n-nahv
AbdalkadirSadreddinEfendi'nin Miftalıu Ktın~'l-İsl4m Adlı Eserinde
Te.fsıde llgiliEserler
AbdUlkadir Sadreddin'in Miftllhu Kana:z:i'l-lsliJm adlı eseri, müellifi.n hadis,
ı:efstr, fıkıh, tabakat, tarih, ahlak gibi alanlarda yazılan eseriere ait senederinden
oluşmaktadır. Müdlifhatoyla Zahiıiyye korOphanesinde bulunan eser, 96 varak
193 sayfadan ibarertir.Sayfalar büyük boyutta olup,her birsayfa ortalama 40-45
sao.r ihtiva eder. Müellif eseri vefaandan bir }rll önce 1448/1930 yılında tamam-
lanuştır. Müellifi.n İstanbuL Şam, Bağdat. Hicaz gibi ilim merkezlerinde tahsil
görmuş ve resmi vazifelerde bulunmuş olması oldukça farklı sened tariklerini
cem eanesine vesile olmuştur. Müellifin Şam uleması aracılıgıyla İbnu'l
Abidln'e. Bağdat ve Hind uleması aracılıgıyla Şah Veliyyullah Dıhlevi'ye, Hicaz
uleması aracılıgıyla Şevkanı'ye uzanan senetleri bulunmaktadır. Eserdeki senet-
ler, isllml ilimler liı:eratüıiinün hangi kaynaklada Osmanlı cografyasma nasıl
ulaşngı.na dair önemli bilgilersunmaktadır.
Sadreddin Efendi, eserini konuya göre tasnif etmiştir. Konu başlığıru ve~dik
ı:en sonra kronolojik bir sı:ra ile o konuya dair kendi dönemine kadar yazılan
eserlerin bir listesini verir. Önce eserlerin isimlerıni ardından müelliflerini vefat
ve bazen dogum ı:ariblerini de vererek zikreder. Ardından eger eserin isnadıoa
sahipse kendisinden müellife kadar bir rivAyer zinciri verir. Eserin isnadını
bulamarnışsa ..Bu kirabm i.snadına ulaşamadun" clıyerek açıklar. Bir müelli.fin
farklı kitaplannın isnadım veı:digi zaman ilk kez z:ikrettigi yere an.fta bulun-
maktadır. Kitap ve yazar isimlerine dair bazen Katip Çelebi nin ~·z.."ZJlnim'a
başvurdugu görülür.
Muellif, isnad.mı '~ kitaplara dair bazen yorumlanna yer 'erir ve bunlar
hakkındaki kanaatlerini aktam. Kitap fizerinde şerh, başiye gibi çalışmalar
yapılnuşsa bunlan zikreder.
Eser, müellifin hadis kitaplanna dair isnad.Jarıyla başlamaktadır. İsnadı veri-
len ilk kitap Sahih-i Buhari'dir. Ardından bu eser üzerine yazılan mOstabrec,
muhtasar, şerh türünden kitapları ve onların senederini verir. Salıih-i Buhllrfyi
9. 490 1OSMANLı TOPLUMUNDAKUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFSIR ÇALIŞMALARI -ll-
KütOb-i Tis'a ve onlar üzerine oluşan literatür takip eder. Ardından haclls ilmine
dair sünen. müsned, müstabrec, eına1i, erbaln, ultlm-i hadis, nbb-ı nebevt, efrad,
fezail, ezka.r, zübd vb. pek çok telif türünü müstaki.l başlıklar alnnda verir.
Kitapta aynca garibu'l-Kur·an, tefsir, losas-ı enbiya, ensab, megm ve slret,
tarihu'l-islam, abvalü'r-rical ve ilelii'l-badis, taı1hu'l-bUlclan, vefeyat, esbat ve
meşyehalar, akai.d, usül-i .f:ıkh, cedel ve hi1M, Ahmed b. Hanbel mezhebi kitapla-
n, Şafii mezhebikitapları, Malik! mezhebi kitapları ve Hanefi mezhebikitapları,
imam-ı Azam menakıbı gibi başlıklar bulunmaktadır. Eser müellifi.n iınam-ı
Azam'a dayanan pek çok isnadını verdigi bir böliimle sona etmektedir.
Eserin ı:efsirle ilgili bölümü garibu'l-Kur'an kısmı da kanldıgında 101 sayfa-
dan 119. sayfaya kadardır. Müellifbu bölümde ortalama beş yüze yakın eser ismi
zikretmekte ve bunların bir losının isruidını vermektedir. Müellif tefsırle ilgili
eseriere İbn Abbas Tefslr'i ile başlamış ve bölümii Emir Sıddik Han'ın tefsiriyle
bitirmekredir.
Tefsü:lere verdigi isnadara dair şu örnekleri zikredebiliriz: İbn Abbas
Tefs!r'ine Şemseddin ez-Zehebi-Ebu'l-Fazl ve Ali b. Ahmed, Ebu Bekr b. el-
Hatlb, Ebu'I-Kasım et-Taberiin!, İz b. el-Furat tarikleriyle ulaşan senetler zik-
retme.ktedir Taberi'nin et-Tefsiru'l-Kebir'ine ulaşan isnadı, Karnil b. Halef, Ebu
Bekr b. el-Haı:ib, Ebu'I-Kasım eı:-Taberant, Hab.z ez-Zebebi tarikleriyle gelmek-
tedir. Keşşaf ı:efsirine ulaşan isnadı İz b. el-Furat ve İz b. Abdiisselam vasıtasıyla
Zemabşert'ye varmaktadır.
'Sadreddin Efendi zaman zaman tefsirlerle ilgili bazı açıklamalarda bulun-
makı:adir. Bu açıklamalara dair bazı misallere deginmel< faydalı olacaknr: Mese-
la, Fahreddin Razi'nin Mefiltihu'l-gayb adlı tefsi.rinden babsederken onun Eş'artli.k
daveı:çileri.nden olduğUnu belirtmekte, ulemanm bu tefsir hakkında "onda tefsir
dışında her şey vardır" şeklindeki sözlerini nakletmekte ve eserde Cehm b.
Safvm'ıngörOşlerine benzer fikirlere rastladığını söylemektedir.
Kadı Beyzavi'nin Envdru't-taızJl veesrdru't-tc'vil adlı telsirinde d-K~şafı:an irap
ve belağaele ilgili bölümleri, Ragıb el-lsbabant'den iştika.k ve re.kaikle ilgili
bölümleri, Razi'den kelam ve felsefe babisierini özetledigini, bazı. eklemelerde
bulunduğunu belirtmektedir. pek çogunun mevzü oldugunu bildigi halde
surelecinfaziletleri bakkındaki sözlerieserinde yer verdigine işaret etmektedir.
Ebu's-Suüd'un İrşôdu'l-akli's-sdim adlı tefsiri.nden bahsederken, onun Beyzavi
tefsirine benzedigin.i, ibarelerinin çokgüçlü oldugunu ve beğenilcÜğini. alimierin
Ebu's-suüd hakkında UArap ülkelerine gi.rmedigi halde nasıl böyle bir eser
10. A. BENLI ·ABDULKADlR SADREDDiN ve MlFTAHu KUNÜZJ'L-tSLAM ADU ESERII491
yazdıgm.a hayret ediyoruz" dediklerini nakleone.ktedir.
l.mAdeddin el-I<indi el-Gımatl.'nin d-Kefil bi-me'llnl'c c~l adlı eserinin Kq-
şllfın şerhi mrunyeıinde olduğunu, onun üzerine başka tefsirlerden bazı ekleme-
lerde bulundugunu ve daha çok nahivle ilgili açıklamalara yer verdi~e işaret
etmektedir. Şemseddin Ebu's-Sena. el-Isbaha.nl'nin tcfisirinden bahsederken
onun ~~şafla Razı'nin te.fsir:ini cem ederek bu ldtabıru yazclıgıru belirtmeKtedir.
Alaeddin cl-Bagdadi el-Hazin'in el-Ubllb fi mellnl't·taı.tl'l adlı eserinde Meôlt-
mu't-T~'i ihrisar edip diğer re.fsirlerden bazı frudeler ilave ettigini ve hadis
isnadlannı hazfedip onlantahric ederek reınizlerle verdigini bel.irtı:nektedir.
Sadreddin Efendi'nin açıklamalannda göze çaı:pan bir diger konu tekellof ve
tefennüne karşı oluşudur. Genelde no,krasız harflerle veya tamamı manzO.m
olarak yazılan eserleri tekellüf ve tasannu eseri olarak degerlendirmektedir.
Ra.fıuddin es-Safevfnin ve Şam Müftüsü Ebü Neslb el-Haın.Uvi'nin noktasız
harflerle yazdıgı tefsideri tekellüfsaymaktadır.
Eserde bazen te.fsiderin hacimleriyle ilgili bilgilere yer verilmiştir. Örnegin,
Alosi'nin Rahu'l-me'Clni adlı tefsirinin sekiz buyük cilrten oluşrugunu ve pek çok
bahsi aynnclanyla ihtiva etrigini belirtmektedir. Muhammed b. Selmıe el-
tskenderanı'nin tefsirinin demanzüm ve on cilt olduguna işaret eı:mektedir.
Sadreddin Efendi'nin eserinde dikkatimizi eelbeden yönlerden birisi de ta-
savvuft-işart tefsirlere karşı yaklaşımıdıx. Bu türden bazı tcfsirleri, şaduyyAra yer
vermesi sebebiyle eleştirmiş hatta isoadını vermeye deger bulmadıgıru zikret-
miştir. Örnegin. Şihabudctin Sivasl'nin tefsirinden bahsederken onun gulat-ı
mutasavvifeden oldugunu ve kitabında "Rabbime sordum, bana şDyle cevap vadi"
diyecek kadar ileri gittiğini ve dolayısıyla kitabının isoAdını bulmanın gereksiz
oldugunu söylemektedir. Kemaleddin Ebu'l-Gan.A.im Abdurrezzak el-I<~şıinl'nin
Tc'vtlllc isimli tefsirinin İbn Arabl raifesinin ısnlah.ı ve zevki üzere yazıldıgını, bu
kitapla işrigalin bir anlamı olmadıgından isnadına da yer vermesinin gereksiz
oldugunu belironektedir. İsmail Hakkı Bursevl'nin Rahu'l-beyan adlı tefslrinden
bahsederken eserin şathiyat ve hezey1n içerdigini, mOe.lli6nin zındıklık robme-
rtyle sOrgüne gonderildiğini ve kitabının da buna delalet etrigi.ni ifade etmekte-
dir.
Özede son dönem Osmanlı alimlerinden Abdülkadir Sadreddin Efendi tara-
fından oldukça yakın bir tarihte kaleme alınmış olan ve kendisinden pek haber-
dar olunmayan bu eserin, İslami ilimlerin pek çok dalında bize yeni bilgiler
11. 4921 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KülTüROVETEFSIR ÇAUŞMALARl-ll-
sundugu gibi refsir sahasında da kıymetli pek çok malumao içerdigi. söylenebi-
lir. lli.m rarih.i:miz için oldukça onemli olan bu eserin Umı bir neşrini.n yapılma
sıyla daha saglıklı ve taEsilarlı araşormalara kapı aralanacakor. Son olarak bu
kitabın neşri yonünde tarafımızca çalışmalara başland.ıgıru müjdelemek istiyo-
ruz.