The President’s Speech in Cairo: A New Beginning - TurkishObama White House
President Obama’s speech in Cairo on America’s relationship with Muslim communities around the world. June 4th, 2009. http://www.whitehouse.gov/blog/newbeginning/
Dünya genelinde sanal sınırların kalkması ve iletişimin sınırlarının savrulduğu diğer manada globalleşen dünyada evlatlarımıza yaşam kodlarını, iman ve ahlak, algı ve yapılarımızı nasıl aktarıp, geleceğe geçmişi ile bağları sağlam, ama geleceğe de yön verebilecek gençler ya da nesiller yetiştirebilecek miyiz? Yoksa sadece izleyip kendi haline mi bırakacağız?
The President’s Speech in Cairo: A New Beginning - TurkishObama White House
President Obama’s speech in Cairo on America’s relationship with Muslim communities around the world. June 4th, 2009. http://www.whitehouse.gov/blog/newbeginning/
Dünya genelinde sanal sınırların kalkması ve iletişimin sınırlarının savrulduğu diğer manada globalleşen dünyada evlatlarımıza yaşam kodlarını, iman ve ahlak, algı ve yapılarımızı nasıl aktarıp, geleceğe geçmişi ile bağları sağlam, ama geleceğe de yön verebilecek gençler ya da nesiller yetiştirebilecek miyiz? Yoksa sadece izleyip kendi haline mi bırakacağız?
2. 32 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2016
TAKDİM
Biz âciz kullarını îmân nîmetiyle şereflendiren,
Rahmân ve Rahîm olan Allâh Teâlâ’ya hamd ü
senâlar olsun!
Âlemlere rahmet olarak gönderilen, kâinâtın
Fahr-i Ebedîsi’ne salât ve selâm olsun!
İslâm’ın rûh itibâriyle özü, inançta tevhid yâni
Allâh’ın birliği; amelde ise edeb, istikâmet ve
merhamettir. Merhamet, îmânın ilk meyvesidir.
Ondan uzak bir gönül, canlı sayılamaz.
Peygamberler ve velîlerin hayat hikâyeleri de
merhamet menkıbeleriyle doludur. Merhametin
en olgun tezahürlerinden birisi ise “infak”tır.
Zarif, güzel ve derin insan yetiştirmek sûretiyle
huzurlu bir cemiyet ortamı husûle getirmek,
dînin aslî gâyelerinden biridir. Bu olgunlaşma,
ancak gönüllerin merhamet ve şefkat hissi ile
dolması ve bunun en güzel tezâhürleri olan
zekât, infak ve hizmet ile mümkündür. Zîrâ
bütün bunlar, kulun Rabbine karşı en mühim
bir şükür borcudur.
Kardeşlik duygularının zayıfladığı, ictimâî
huzur ve sükûnun kaybolduğu, kin ve
husûmetin çoğaldığı zamanımızda, ciddî bir
infak ve hizmet seferberliğine ihtiyaç vardır. Bu
hususla ilgili ilk akla gelenler ise zekât-infak gibi
vecîbelerle, vakıf gibi şefkat müesseseleridir.
Biz de vakıf ve zekât gibi, dînimizin mâlî yönüyle
ilgili bâzı meselelerdeki temel prensipleri
hatırlatmak ve had safhada bir maddî-
mânevî sıkıntı yaşayan cemiyetimizde, vakıf,
zekât ve infak seferberliği vesîlesiyle yeniden
yaralara merhem olacak bir şevk, heyecan ve
şuurlanmanın teminine çalışmaktayız.
Gerçekten, bütün cihâna karşı, farklı bir dünya
görüşünün muhâfaza ve müdâfaasını üstlenerek
altı buçuk asır ayakta kalmış, dîn, dil ve ırk
itibâriyle onlarca ayrı topluluğu sulh, sükûn ve
huzur içinde bir arada yaşatmış olan Osmanlı
Devleti’nin bu başarısındaki temel sâiklerden
biri de, hiç şüphesiz “Hayır Müesseseleri” ve
bunlar arasında vakıflara atfettiği ehemmiyettir.
Mübârek ecdâdımız, muhtaç insanların
meselelerini halledip, merhamet, muhabbet
ve hizmeti, Allâh’ın mahlûkâtı içinde âciz
hayvanlara kadar yayabilmişlerdir. Bu
seviyeye bugün bile dünyanın hiçbir yerinde
ulaşılamamıştır. Bu itibarla şanlı târihimizden
alacağımız pek çok ders bulunmaktadır.
Diğer taraftan, merhamet ve muhabbeti vakıf
hizmetlerine ve hayırlarına en ideal ölçülerle
aksettiren ecdâdımız, bîçârelerin, fakirlerin,
dulların, yetimlerin izzet ve haysiyetlerini
korumak için de âzamî bir dikkat, nezâket ve
gayret göstermişlerdir.
Vakıflar, bu sevgi, şefkat ve merhametin
cemiyete taşınmasında, bilhassa ecdâdımızın
tatbikâtı itibâriyle bugünkü insanımız için bir
ibretlikler sergisidir.
Rabbimiz, bu infak sergisinden gereği gibi
feyizlenmeyi nasîb eylesin!
Bütün bu feyizli, ulvî ve güzel hizmetler, elbette
ki öncelikle onları yerine getirecek fedâkâr ve
örnek hizmet insanları yetiştirme sâyesinde
gerçekleşebilir.
Gâyemiz, kulu yücelere ve sonsuz güzelliklere
ulaştırmaya namzet olan kimselerin iki kanatlı
kuş misâli yetişmiş ve kemâle ermiş seçkin,
keyfiyetli ve liyâkatli şahsiyetler olmasıdır...
Bu vesîleyle, güzel bir haberi duyurmak isterim.
“Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı’na Bakanlar
Kurulunca 24.07.2017 tarih ve 2017/10634
sayılı kararı ile Vergi Muafiyeti tanınmıştır.”
“Kuran-ı Kerim Rehberliğinde; Vakıf “ temalı
Hoşgör bültenin hazırlanmasında emeği geçen
kardeşlerimize teşekkür eder, hizmetlerinin bir
sadaka-yı câriye olarak Allâh -celle celâlühû-
katında makbûliyetini niyâz ederim.
Ey mülkün gerçek sâhibi olan Allâh’ım! Senin
yolunda infak, hizmet, merhamet ve şefkatin
bütün tezâhürleri, gönül hayâtımızın tükenmez
hazînesi olsun! Âmin!
Abdullah BAYRAM
(Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı Başkanı)
Kıymetli Okuyucularımız,
3. 54 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
HOŞGÖR
FATİH İLİM ARAŞTIRMA
VAKFI
GENEL YAYIN
YÖNETMENİ
Abdullah BAYRAM
YAYIN KURULU
Nihat DURUR
Yusuf KİRAZ
Mevlüt GÜL
İsmail YILMAZ
Faruk ULUTAŞ
Ebubekir SEYHAN
Behiye KOCABAŞ
Muhammet ARIKAN
GRAFİK
Mehmet SÖNERCAN
BASKI
GNG OFSET
ADRES:
Boyacı Mah.
Buğday Pazarı
Pürsefa Hanı No: 21
Şahinbey/Gaziantep
Tel: 0342 2312567
YAZIŞMA ADRESİ:
Hoşgör Fatih Kur’ân Kursu
Batıkent Mahallesi, 27560
Şehitkamil/Gaziantep
Tel: 0342 4240251
Hoşgör Karataş Yatılı
Kız Kuran Kursu
Karataş 1. Bölge
Şahinbey/Gaziantep
Tel: 0342 3717601
Hoşgör Hayriye Özbudak
Anaokulu
Karataş Mah.
103401 Cad. No:24
Şahinbey/Gaziantep
0342 371 5741
RÖPORTAJ, MAKALE, YAZI DİZİSİ, HABERLER, ETKİNLİKLER...
KUR’ÂN-I KERİM
REHBERLİĞİNDE
VAKIF HİZMETLERİ
06-09
SUNUŞ YAZISI
MUSA İMAMOĞLU
“İSLAM’DA VAKIF
MEDENİYETİ”
12-15
RÖPORTAJ
MEHMET TAHMAZOĞLU
“BAŞKAN İLE VAKIFLAR
ÜZERİNE”
10-11
MAKALE
İSMAİL YILMAZ
“VAKIF
MEDENİYETİMİZ”
32
ETKİNLİK
“DOĞUM GÜNÜ
SÜRPRİZİ”
48-51
MERASİM
“2017 YILI HAFIZLIK
MERASİMİ”
54-55
AYLIK HATİM
“VAKIF
ETKİNLİKLERİ”
56-57
HABER
“GÖNÜLLÜ
KURULUŞLAR”
28-29
KURUMLAR
EBUBEKİR SEYHAN
“HOŞGÖR YEDİTEPE
KURAN KURSU”
34-35
ETKİNLİK
“YAZ KURAN
KURSLARI”
36-41
ANAOKULU
“MÜKERREM NESİL-
LER YETİŞTİRMEK”
26-27
KURUMLAR
MEVLÜT GÜL
“FETHİYE KURAN
KURSU”
52-53
15 TEMMUZ
“GAZİANTEP İL
MÜFTÜLÜĞÜ”
22-23
HABER
BÖLGE BİRİNCİSİ
“HAFIZLIK
YARIŞMALARI”
44-47
KURUMLAR
“BÜLBÜLZADE KIZ
KURAN KURSU”
42-43
KURUMLAR
“KARATAŞ KIZ
KURAN KURSU”
20-21
BAŞARI HİKAYESİ
VERGİ MUAFİYETİ
“NİHAT DURUR
TAHİR ÇALKILIÇ”
16-19
RÖPORTAJ
VAKIF İNSANI
“AHMET M. ZİYLAN”
62-65
ARAŞTIRMA
“VERGİ MUAFİYETİ
STATÜSÜ”
30-31
EĞİTİM
“OYUNLARLA
DEĞERLER EĞİTİMİ”
60
AÇILIŞ
“EREN BÜLBÜL
SOSYAL TESİSİ”
61
KİTAP FUARI
“KÜLTÜR
ETKİNLİKLERİ”
58-59
AÇILIŞ TÖRENİ
“ADİL ÖZBERK
CAMİİ AÇILŞI”
33
İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ
“ZEYTİNDALI
HAREKATI İÇİN DUA”
24-25
KURUMLAR
YUSUF KİRAZ
“HOŞGÖR FATİH
KURAN KURSU”
HOŞGÖRBÜLTENİ İÇİNDEKİLER
4. İSLAM’DA VAKIF MEDENİYETİ
SUNUŞ
MUSA İMAMOĞLU (ŞAHİNBEY İLÇE MÜFTÜSÜ)
76 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
“Kim güzel bir
(işte) aracılık
ederse, ona o
işin sevabından
bir pay vardır.
Kim de kötü bir
(işte) aracılık
ederse ona da
o kötülükten
bir pay vardır.
Allah’ın her şeye
gücü yeter.”
Nisa, 4/85
Medeniyetleri meydana getiren önemli
kurumlar vardır. İslam medeniyetini
meydana getiren kurumların başında
ise vakıflar gelmektedir.
Vakıf, kelime olarak «durmak»,
«durdurmak» anlamına gelir.
İslâm hukukunda ise, bir mülkün bütün
faydasını insanların yararına bırakarak,
kıyamete kadar başka birinin mülküne
geçmeyecek şekilde kullanımının
devamını sağlamaktır.
İslâm’da vakfın gayesi Allah (c.c.)’ın
rızasını kazanmaktır.
Malını vakfeden Müslümanlar, hep bu
düşüncede olmuşlar ve vakfiyelerinde
bunu açık bir şekilde ifade etmişlerdir.
Kur’ân’da “vakıf” kelimesi geçmemekle
birlikte bu manaya gelebilecek birçok
kelime vardır.
Vakıfta bulunmak isteyen Müslüman-
ları harekete geçiren ayet-i kerime-
lerden birisi şudur:
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda
harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz.
Her ne harcarsanız Allah onu bilir.”1
Bu ayet inince Ashab-ı Kiram’dan Ebu
Talha;
“Rabbimiz bizden mallarımızı kendi
yolunda harcamamızı istiyor.
Ey Allah’ın elçisi, en sevdiğim
“Beyruhâ” arazimi Allah için tasadduk
etmek istiyorum” dedi.
Allah Rasulü’nün, araziyi en yakın
hısımlarına vermesini tavsiye etmesi
üzerine de, onu amcasının oğulları ve
diğer bazı hısımları arasında taksim
etti.
Kur’an-ı kerimde ki bazı ayetler de vakıf
düşüncesini tetiklemiştir. Müslümanları
bu düşünceye sevk eden ayetlerden ikisini
burada zikredelim:
“Ey iman edenler, rükû edin, secde edin,
Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki
kurtuluşa eresiniz.”2
“Ey iman edenler! Kazandıklarınızın
iyilerinden ve yerden sizin için çıkardık-
larımızdan Allah yolunda harcayın”3
RASULULLAH (SAV) MÜSLÜMANLARI
HAYRA YÖNLENDİRİYOR
Abdulah İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan
rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle
buyurdu:
“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona
zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana
teslim etmez. Müslüman kardeşinin
ihtiyacını gideren kimsenin Allah da
ihtiyacını giderir. Kim bir müslümanın bir
sıkıntısını giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin
kıyamet günündeki sıkıntılarından birini
giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve
kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin
ayıp ve kusurunu örter.”4
VAKIF İYİLİKTE ÖLÜMSÜZLEŞMEKTİR
İnsanoğlu ölümlü bir varlık olmasına rağmen
ölmek istemiyor. Arzu ve istekleri bitmek
bilmiyor. Emelleri sonsuza uzanıyor. İnsan
ise isminin kalıcı olmasını istiyor. İşte başta
insanlık olmak üzere tüm varlıklara faydalı
olsun diye bıraktığı vakıflar müslümanı
ölümsüzleştiren eserlerdir.
Rasulullah (sav) müslümanı ölümsüzleştiren
amellerden bahisle şöyle buyuruyor:
“Âdemoğlu öldüğü zaman, amel defteri
kapanır. Üç kimse bundan müstesnadır.
Devamlı sadaka (sadaka-i câriye) meydana
getirenler, topluma yararlı bir ilim (eser)
bırakanlar ve kendisine hayır dua eden
hayırlı çocuk bırakanlar.” 5
Hadiste sevabı ölümden sonra da devam
eden üç amelden bahsedilmektedir.
Bunlardan biri sadaka-i câriye, yani hayrı
devam eden iyiliktir. Herkesin faydalandığı
ve varlığı devam ettiği müddetçe sevabı da
devam eden hayırlardır. Câmi ve mescidler,
mektep ve medreseler, yollar ve köprüler,
çeşmeler ve sebiller, hanlar ve hamamlar, her
çeşit hayır vakıfları bunun örneğidir. Bunları
yapanların, yapımına katkı sağlayanların
amel defteri kapanmaz ve sevabı sürekli olur.
Hadiste geçen “sadaka-i câriye” nin vakfı da
kapsamına aldığında şüphe yoktur.
VAKIFLAR İYİLİĞE ARACI OLAN
MÜESSESELERDİR
“Kim güzel bir (işte) aracılık ederse, ona o
işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü
bir (işte) aracılık ederse ona da o kötülükten
bir pay vardır. Allah’ın her şeye gücü yeter.” 6
Müslümanlar bu ve benzeri Ayet-i kerimeleri
ve Hadis-i şerifleri kendilerine rehber
edinerek başkalarına yardımcı olmayı,
sıkıntıları gidermeyi ve bu meyanda kalıcı
eserler bırakmayı kendilerine şiar edinerek
çeşitli vakıflar kurmuşlardır.
Vakfa Peygamber (sav) Efendimizin ve
sahabelerin (r.a.) çok önem verdiklerini, her
birinin imkânları nisbetinde vakıf eserleri
bırakmaya çalıştıklarını görmekteyiz.
HZ. ÖMER’İN VAKFI
Ashâb-ı kiramın pek çoğu da Hz.
Peygamber’in yolunda giderek çeşitli
şekillerde vakıflar kurarak insanlığa hizmet
etmişlerdir.
5. SUNUŞ
98 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Hz. Ömer çok sevdiği bir araziyi vakfedişini
şöyle anlatır:
“Allah’ın elçisine; Hayber topraklarının
taksimi sonucu, ömrümde sahip olmadığım
güzel ve değerli bir arazi bana isabet etti, bu
konuda ne buyuruyorsunuz?” dedim.
Hz. Peygamberde: “İstersen malın mülkiyetini
elinde tut, semere ve gelirini ise yoksullara
tasadduk et” buyurdu.
Hz. Ömer, arazisini; satılmamak,
bağışlanmamak ve mirasla da geçmemek
üzere, yoksullara, yakın hısımlara, miskinlere,
yolda kalmışlara, Allah yolunda savaşanlara
ve azatlık anlaşması yapan kölelere vakfetti.
Mütevellinin de bundan örfe göre
yiyebileceğini şart koştu. Bu konuda bir
vakıfnâme düzenleyerek kızı Hafsa’ya, teslim
etti. 7
SAHABELERİN VAKIF ANLAYIŞI
Hz. Ali Yenbu’daki bir arazisini ve çeşmesini
vakfetmiştir. 8
Hz. Osman susuzluk çekildiği bir sırada,
Medineli bir Yahudi’den Rume kuyusunu
satın alıp, suyunu ebedi olarak topluma
bağışlamıştır. 9
Hâlid bin Velid zırhını ve savaş atlarını
vakfetmiştir. 10
Câbir bin Abdillah’tan şöyle dediği
nakledilmiştir:
“Ben Mekkeli ve Medineli Müslümanlardan
mal ve mülk sahibi olup da, vakıf yapmamış
bir kimse bilmiyorum.”11
EMEVİLER DÖNEMİNDE VAKIF
Emeviler zamanında vakıflar çok genişledi.
Bu çeşit vakfın ilk örneğini hicrî 88 (Miladî
706) yılında Emevi Halifesi, Velid Bin
Abdülmelik vermiştir:
Halife Velid b. Abdülmelik, Şam’da yaptırdığı
meşhur Ümeyye Camii’nin masraflarını
karşılamak üzere bir kısım köy ve mezraları
gelir getiren birer kaynak olarak vakfetti.
Bu cami günümüzde de varlığını devam
ettirmektedir.
OSMANLI DÖNEMİNDE HAYVANLAR
İÇİN BİLE VAKIFLAR KURULMUŞTU
Osmanlı döneminde Türklerin oturduğu
yerlerde, hayvanlar bakımlı, gürbüz,
gayr-i Müslimlerin oturduğu mahallelerde
hayvanlar cılızdı. Müslümanların yaşadığı
toplumlarda hayvanlar asla aç bırakılmaz,
kış aylarında aç kalmamaları için tedbirler
alınırdı, tedavileri baytarlarca ücretsiz
yapılırdı.
FATİH SULTAN MEHMED VAKFA
DEĞER VERİRDİ
Fatih Sultan Mehmet’in vakfetmiş
olduğu şeylerle ilgili şu beyanı dikkate
değerdir: “Ben ki İstanbul fatihi abdi
aciz Fatih Sultan Mehmed bizatihi alın
terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın
aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde kâin
ve malumu’l-hudud olan 136 bap dükkanımı
aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakfı sahih
eylerim.”
FATİH’İN VASİYETİ
Şöyleki: Bu gayr-ı menkulatımdan elde
olunacak nemalarla İstanbul’un her sokağına
ikişer kişi tayin eyledim...
Ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara
sarıcı tayin ve nasb eyledim. Bunlar ki
ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, bila
istisna her kapıyı vuralar ve o evde hasta
olup olmadığını soralar; var ise şifası şifayap
olalar. Değilse kendilerinden hiçbir karşılık
beklemeksizin Darülaceze’ye kaldıralar, orada
salah bulduralar.
... Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim
imarethanede şehit ve şühedanın kavimleri
ve medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler.
Ancak yemek yemeye veya almaya bizatihi
kendüleri gelemeyenlerin yemekleri güneşin
loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı
kaplar içerisinde evlerine götürüle...”
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’IN KENDİ
VAKIFLARI İLE İLGİLİ DUASI
“Her kimse ki; vakıflarımın bekasına özen
gösterirse ve gelirlerinin artırılmasına itina
ederse, bağışlayıcı olan Allah Teâlâ’nın
huzurunda ameli güzel ve makbul olup,
mükâfatı sayılamayacak kadar çok olsun,
dünya üzüntülerinden korunsun ve esirgesin.”
İSLAM MEDENİYETİNİN GÖSTERGELERİ
Müslümanlar, yaşadıkları bütün coğrafyalarda
camiler, medreseler, hanlar, hamamlar,
köprüler, imaretler, aş evleri, çeşmeler, su
kanalları gibi muhteşem eserler inşa ederek
kamu yararına vakfetmişlerdir.
“İnsanların hayırlısı başkalarına faydalı
olandır.” hadisini kendilerine rehber edinen
Müslümanlar, yalnız kendi zamanlarına yönelik
değil, dünya durdukça insanlara hizmet edecek
olan hayırlı eserler bırakmak suretiyle vakıf
medeniyetini ebedileştirmişlerdir.
VAKIF SOSYAL DENGE UNSURLARIDIR
Vakıflar başta olmak üzere çeşitli hayır
kurumları, toplumdaki sosyal ve ekonomik
dengeyi sağlama hususunda çok önemli
görevler ifa etmektedirler.
Bir kısım insanlar yoksulluk ve sıkıntı içinde
kıvranırken, zenginlerin israf ve lüks içinde
yaşadığı, fakirlere, muhtaçlara, çaresizlere
yardım edilmeyen bir toplumda dirlik ve düzen
olmaz.
Zengin Müslümanlar, İslâm’ın emrettiği
zekâtlarını verdikten sonra, çeşitli hayır
kurumları inşa ederek ulaşamadıkları ihtiyaç
sahiplerine bu müesseseler sayesinde yardım
etme imkânını bulmuşlardır.
Vakıf ve benzeri müesseseler fakirler ile
zenginler arasında sevgi ve saygı köprüleri
kurmuştur. Toplumdaki dengesizliği ortadan
kaldırarak sosyal dengeyi sağlamıştır. Bu
kurumlar sayesinde toplumda kardeşlik ve
dayanışma ruhu hep canlı kalmıştır.
Bu yüzden milletimiz, asırlarca faziletli,
erdemli ve sağlam bir toplum olarak yaşamıştır
ve inşallah yaşamaya da devam edecektir.
Velhasıl vakıflar dünyada iyiliğe, güzelliğe
ve Allahın rızasına, ahirette ise sonsuz bir
mükâfata nail olmaya vesile olan hayır
kapılarıdır.
Medeniyetimizin temel taşlarından biri
olan vakıfların korunup kollanmasına
bugünde şiddetle ihtiyaç olduğu asla göz ardı
edilmemelidir.
---------------------------
1 Al-i İmran,3/92
2 Hacc, 22/77
3 Bakara, 2/267
4 Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58.
5 Müslim, Vasıyye, 14; Ebû Davud, Vesâyâ, 14; Tirmizî,
Ahkâm, 36
6 Nisa, 4/85
7 (Buharî, Vesâyâ, 22, 28, Eymân, 33; Müslim, Vasiyye,
15, 16)
8 Beyhâkî, Sünen, IV,160,161
9 Müslim, Şirb, 1; Tirmizî, Menâkıb, 18
10 Buharî, Cihad 89, Zekat, 49; Müslim,Zekat, 11
11 Şamil İslam Ansiklopedisi; Kazıcı, s. 280
6. VAKIF MEDENİYETİMİZ
MAKALE
İSMAİL YILMAZ (İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞR. GÖR.)
1110 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Osmanlı’da vakıf
duyarlılığı o
kadar zirveye
ulaşmıştı ki,
insanlara hizmet
imkânı kemâl
bulduktan sonra
hayvanlara dahi
hizmet eden vakıf
ve müesseseler
kurularak batı
medeniyetinin
hayal dahi
edemediği bir
medeniyet örneği
sergilenmiştir.
Vakıf medeniyetimiz Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ’nın: “İyilik ve takvada yardımlaşın”
(Maide 5/2) emrine dayanmaktadır. İyi işlerde yardımlaşmak kavramı aynı zamanda
Müslümanın şahsiyetini, Allah’ın istemiş olduğu Müslüman karakterini de yansıtmaktadır.
Şöyle ki; iyi olan bir müslüman sadece
kendisine iyi olmuştur, o iyilikten sadece
kendisi istifade etmektedir. Öyleyse
müslüman sadece iyilik yapan insan
değildir. Müslüman iyilik yapan, iyiliği
organize edebilen, o organizasyonda
aktif görev alan insandır. Çünkü bir
bölgede bir kişinin iyi olması oradaki
yetimler için yeterli olabilir. Ancak
yeryüzündeki şer odaklarının kötülük
üzerine örgütlendiği, hayrı engellemek,
Allah’a giden yolları tıkamak, Allah’a
inananları mahrum ve sefil bırakmak
için örgütlenmiş kitlelerin bulunduğu
bir dünyada; hiçbir Müslüman tek
başına asla yeterli olmaz. Başarı için
mutlak surette birlik ve beraberlik
içinde olmak gereklidir.
İyilikte yarışta ve yardımlaşmada kadın-
erkek, yaşlı-genç herkes aktif olarak yer
almak durumundadır. İsimler, sloganlar,
etiketler bu bağlamda kati surette önemli
değildir. Önemli olan iyiliği dünyaya
hâkim kılma ruhunu ve idealini
taşımaktır. Bizim bu anlayışımızda
ümmeti Muhammed olarak erkeğiyle
kadınıyla, ihtiyarıyla genciyle, siyahıyla
beyazıyla, hepimiz Allah’ın adının
yücelmesi için yeryüzünde şeytan
ve avanelerinin sesinin kısılması ve
yeryüzünde mü’minlerin, kâfirlerin,
Allah’a itaat edenlerin ve asi olanların da
huzur içerisinde yaşaması için mücadele
etmeliyiz.
Sadece kendimizin iyi olması
yetmiyor. İyiliği sistemli bir
şekilde organize etmeye ve
yürütmeye mecburuz.
İşte Hz. Peygamber (s.a.s)’in
Medine’ye hicret eder etmez
Ashabı Suffe müessesini (ilim
irfan yuvasını) kurmasının
temelinde de yukarıda
ifade edilen ruh ve ideal
yatmaktadır. O günden
bugüne kurulan vakıf ve
derneklerde de aynı ideal
ve hedef doğrultusunda
işletilmekte ve hizmetler
devam etmektedir. Dolayısıyla
vakıf kültürümüz Hz.
Peygamber (s.a.s)’e ve Sahabe-i
Kirama dayanmaktadır.
Ecdadımız Osmanlı zamanın-
da da aynı mantıkla kurulan
bu vakıfların adedinin gerçek
sayısı bilinmemektedir.
Şu ana kadar ancak 26
bin küsur kadarı tespit
edilebilmiştir. Bu sayı bile,
ecdâdın nasıl bir diğergâmlık
zirvesinde bulunduğunu
göstermesi açısından kâfidir.
Osmanlı’da vakıf duyarlılığı
o kadar zirveye ulaşmıştı
ki, insanlara hizmet imkânı
kemâl bulduktan sonra
hayvanlara dahi hizmet eden
vakıf ve müesseseler kurularak
batı medeniyetinin hayal dahi
edemediği bir medeniyet
örneği sergilenmiştir. Yaralı
kuşlarla, hasta hayvanlarla
ilgilenen tedavi merkezleri,
sokak hayvanlarının
barınabileceği barınaklar
kurulmuştur. Bu vakıfların
ifa ettiği vazife, Osmanlı
Devletinin sarsılıp dış ve
iç güçler tarafından zayıf
düşürüldüğü dönemlerde bile
devam etmiş ve cemiyetin
yaralarına şifalı bir merhem
olmuştur. Böylece en zor
şartlarda ve durumlarda dahî
cemiyetin mağdur, mahzun ve
gönlü yaralı insanlara açılan
bir şefkat kucağı daima var
olagelmiştir.
Hz. Peygamber (s.a.s) ve
ecdadımızdan devraldığımız
bu vakıf kültürünü bugün
onların torunları devam
ettirmektedir. Gazi şehrimizde
faaliyetlerini sürdüren
onlarca vakıf ve yüzlerce
dernek vardır. Bu vakıfların
başında Adil Özberk
hocamızın öncülüğünde
ilk dernek olarak kurulan,
daha sonra vakfa dönüşen ve
vakfiyesindeki amacıyla diğer
vakıflar arasında temayüz
eden Hoşgör Fatih İlim
Araştırma Vakfı gelmektedir.
Kurulduğu ilk günden bu
yana kendisine temel ilke
olarak dili ve gönlü Kur’an’la
coşan ve Kur’an’a hizmet
eden hafızlar yetiştirmek
olan bu vakfımız yetiştirdiği
hafızlarla adeta Gaziantep
ve bölge halkının gönlünde
taht kurmuştur. Dernek
olarak faaliyetlerine başlayan
ve yürüttüğü hizmetlerle
adından söz ettiren vakfımız
rahmetli Adil Hocamızın
gerçekleşen rüyasıdır. Bu
rüyanın gerçekleşmesinde
emeği geçen ve ahirete
irtihal eden başta merhum
hocamız olmak üzere bütün
hocalarımıza, ahçısından
hizmetlisine bu işin bir
ucundan tutup bugünlere
gelinmesine katkıda bulunan
her kardeşimize Allah’tan
rahmet diliyoruz. Hayatta
olan ve halen hizmetlerini
devam ettiren başta vakıf
onursal başkanımız Ahmet
M. Ziylan amcamıza ve
kıymetli vakitlerini Kur’an
hizmetinin devamına
harcayan tüm hocalarımız
ve personellerimize de
hizmetlerinin devamını
ve ömürlerinin bereketli
olmasını Rabbimizden niyaz
ediyoruz. Bu müessesede
yetişip resmi görev alan veya
almayan tüm hafızlarımıza
da ezberledikleri Kur’an
amel edip kendinden sonraki
nesillere bihakkın aktarmayı,
emaneti devraldıkları
hocalarını da ahirette sadaka-i
cariye olup amel defterlerini
açık bırakan bir nesil
olmalarını diliyoruz.
Sonuç olarak Allah’ın dini
ve Hz. Peygamber (s.a.s)’in
risaleti kıyamate kadar
payidar olacaktır. Biz ümmete
düşen yaşadığımız dönemde
bizden öncekiler gibi
emanete sahip çıkıp bizden
sonraki nesillere amelî olarak
aktarmaktır. Bu vakıflar
emanetin sonraki nesillere
aktarılması için birer vesiledir.
Ne mutlu o kimselere bu
vakıfları kuranlara, büyük
küçük ayırt etmeksizin bu
tür müesseselerde Kur’an
talebelerine hizmet edenlere,
bu tür müesseselerde Kur’an
talebesi olanlara.
Soldan Sağa; 1-Akif Ekinci 2-Abdülbaki Sevinç 3-Adil Özberk Hocaefendi 4-Settar Şaşmaz 5-Necdet Kalender
7. BAŞKAN İLE VAKIFLAR ÜZERİNE
RÖPORTAJ
1312 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Hoşgör
Vakfı, benim
çocukluğumdan
beri bildiğim bir
vakıftır. Hoşgör
Camii’nin
yanındaki
Kur’an kursu
geliyor aklıma.
2017 yılında “Vergi Muafiyeti Statüsü” kazandırılan Kamu yararına hizmet eden
vakıf olmamızdan dolayı Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile vakıflar
hakkında konuştuk. Gaziantep’te vakfetmek deyince akla gelenlerden biri de Mehmet
Tahmazoğlu’dur. Başkanımız konu Vakıf Medeniyeti olunca röportaj için bize vakit
ayırdılar. Samimi bir ortamda sizlerinde istifade edeceği güzel bir söyleşi yaptık.
Soru: Başkanım, vakıf denilince aklınıza
ne geliyor.
Cevap: Vakfın özünde, Allah rızası,
ahirete dönük çalışmalar vardır.
Sırf O’nun rızasını gözeterek, başka
insanların maddi manevi hayatını,
gerek dünyevi gerekse uhrevi
yönde kolaylaştıracak işleri hiç bir
menfaat beklemeden yapmayı vakıf
olarak tanımlayabiliriz. Ecdadımıza
baktığımızda; vakıf olmayı, insanlara
yardım etmeyi o kadar iyi yapmışlar ki,
sadaka taşlarından kuş saraylarına kadar
muhteşem hizmetleri bulunmaktadır.
Avrupa’da ise vakıflar, belki de kendi
vicdanını rahatlatmak için bazı
çalışmaları var. Ama İslamiyet ile
şereflenemedikleri için bunun Allah
katında bir sevabı olmayacaktır.
Soru: Vakıf denilince aklınıza gelen ilk 5
kelime nedir?
Cevap: Vakfın temelinde insan var.
Vakfın özünde, insanların dünyevi ve
uhrevi işlerini menfaat beklemeden
kolaylaştırmak var. Vakıf olan insanın
fedakarlığı ve cefakârlığı var. Vakıf
hizmetinin sırf Allah rızası olmasından
kaynaklanan mükâfatı var.
Ailelerimiz akrabaya, komşuya yardımcı
olmanın önemini anlatarak bizleri yetiştirdiler.
Ben ve kardeşlerim mahallede komşularımızın
adeta kapıcısı gibi çarşıya gidip gelmelerinde
ihtiyaçlarını karşılıyorduk. Oysa şimdi kendi
çocuğumuzdan bir şey isteyemiyoruz. Hiç
unutmuyorum, Erzurum’ da üniversitede
okurken bir gün gördüm ki, ablanın biri
pazardan alışveriş yapmış poşetleri taşımakta
zorluk çekiyordu. Hemen yanına gittim ve
yardım edebilir miyim dedim. O kadar mutlu
oldu ki bana çok dua etti.
Soru: Vakıf insanı nasıl olmalıdır?
Cevap: Vakıf insanı, elbette merhametli,
fedakâr, cefakar, sabırlı, kararlı ve azimli
olmalıdır. Zengin olmasına gerek yok, gayretli
ve istekli olursa parayı Allah bir şekilde
bulduruyor. Vakıf insanı, tevekkül edecek.
Başarılı olmak veya olmamak Allah’ın bir
lütfudur. Bir insan gerçekten Allah rızasını
gözeterek bir iş yaptığı zaman Allah sebepler
dairesinde mükâfatını veriyor zaten. O yüzden
en önemli unsur, gayretli olmaktır.
Soru: Bir belediye başkanı olarak, Gaziantep’te
hizmet veren bir vakıf sizce nasıl olmalıdır?
Cevap: Her vâkfın kendi belirlediği bir amacı
vardır. Ve belirlediği amaçlar doğrultusunda
faaliyetleri gerçekleştirir. Bu vakıf senedinde
de yazılır. Ama bundan daha önemli olan
vakıf, hedeflerini kuruluş aşamasında kararlı
bir şekilde belirlemelidir. Bu doğrultuda
hareket etmeli yapılacak işleri ve eserleri
hayata geçirmelidir. Bu amacın dışına
çıkmamalıdır. Vakıf yöneticileri, vakıflarda
çalışan arkadaşlar işini Allah rızası için
yapmalı, buradan bir ücret alıyorum diyerek
yalnız işimi yapayım gibi sade düşüncelere
kapılmazsa daha verimli olacaktır.
Soru : Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfını
nasıl tanıyorsunuz? Nasıl görüyorsunuz?
Cevap: Hoşgör Vakfı, benim çocukluğumdan
beri bildiğim bir vakıftır. Hoşgör Camii’nin
yanındaki Kur’an kursu geliyor aklıma. O
zamanlarda belki çok güzel binaları yoktu ama
insanlara bu dinin ve kitabının öğretilmesi
konusunda müthiş bir çaba sarf ediyorlardı.
8. RÖPORTAJ
1514 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Rahmetli Hayri Sertbaş amca, rahmetli
Abdulkadir Sökücü amca ve dayım
Abdullatif Leblebici Hoşgör Derneği’nin
üyelerindendi. O dönemde kimsenin arabası
yok. Kimsenin maddi gücü yok. Öyle ki
kıt kanaat uğraşa uğraşa Saçaklı İmam
Hatip Lisesi yapıldı ve devam ettirildi. Nice
insanlar yetişti oralardan.
Hoşgör Derneği’nden tanıdığım bir de
rahmetli Adil Özberk hocamız var. Rahmetli
hocamız Şıh Camii’nde bize Kur’ân-ı
Kerim öğretirdi. Sonrasında Hüseyin Paşa
Camii’nde ve Mehmet Akif Ersoy Camii’nde
derslerimize devam ettik. Ders verecek
mekan bulamayınca evlerinde derslerimize
devam ettik. Benim ve birçok arkadaşımın
hayatına rehber olan insanlardan biri de
hocamızdır. Gaziantep’in son zamanlarda
yetiştirdiği en büyük islam alimlerinden
biridir. O zaman ki siyasi şartlara rağmen
dimdik duran hak ve hakikati savunan, yiğit
bir insandır.
Gaziantep’ e çok önceleri küçük Buhara
deniliyordu. Sonra maalesef küçük Moskova
olarak anılmaya başlandı. Tekrar güzelliklerle
anılmasına Adil hocamızın büyük katkıları
oldu. O Gaziantep’in tamamına hitap ederdi.
Allah Rahmet eylesin. Mekanları cennettir
inşalah. Hiç şüphemiz yok. Rabbim
şefaatlerine nail eylesin.
Çocukluğumuzda ve gençliğimizde
bize rehber olan isimlerden birkaç
örnek verebiliriz. Hasan Celal Güzel,
Bedri İncetahtacı, Vehbi Dinçerler gibi
büyüklerimiz 28 Şubat gibi zor dönemlerde
herkesin susturulduğu dönemde tıpkı Elif
gibi dimdik duran insanlardır. Bu isimler
bir şehrin hatta ülkenin gençlerine rehber
olan insanlardır. Belki maddiyat olmadığı
için çok öne çıkamamış olsalar bile islami
hizmetler olarak dini eğitim konusunda
zirveyi yaşayan insanlardır.
Aslında Allah rızası için yapılan hiçbir iş
küçük değildir. İşin sırrı ihlastır.
Medar-ı necat ve halâs, yalnız ihlâstır. İhlâsı
kazanmakçokmühimdir.Birzerreihlâslıamel,
batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır.
Yani bir zerre ihlaslı amel batmanlarla halis
olmayana tercih edilir. Şimdi tonlarca kömür
mü kıymetli? Yoksa içinden çıkan bir parça
elmas mı kıymetli? Burada kıymeti harbiye
noktasından baktığımız zaman gerçekten
elmas çok kıymetlidir. Kuran kursunun
lavabosunu temizleyen bir insan, sırf ameli
halis olduğunda belki de çok kıymetli
gördüğümüz şeylerden Allah katında çok
daha değerlidir.
Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı.
Eğer o razı olsa bütün dünya küsse
ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse bütün halk
reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul
ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse
sizler istemek talebinde olmadığınız halde,
halklara da kabul ettirir, onları da razı eder.
Onun için bu hizmette doğrudan doğruya
yalnız Cenab-ı Hakk’ın rızasını esas maksat
yapmak gerekir. Bunu bildikten sonra mesele
bitiyor. Çünkü insanların kalpleri Allah’ın
elinde... Allah bir insanı sevdirince biter.
Onun için doğrudan doğruya rızayı esas
maksat yapmak gerekiyor.
Allah israf edenleri sevmiyor, eğer bir kurum
veya kuruluşta israf varsa Allah onların
rızıklarını eksiltiyor. Bu konuya da çok önem
vermeliyiz. Bizim insanımız mütevazılığı
seviyor. Bir vakıf veya dernek israfa kaçarsa
halk desteğini oralardan keser. İdarecisini
mütevazi görmek istiyor. Dindar, dürüst,
çalışkan görmek istiyor. Kendi idarecileri ile
beraber yaşamak istiyor.
Soru: Hoşgör ile bir hatıranız oldu mu?
Cevap: Kurs, Hoşgör Mahallesi meydanında
iken gidip Kuran-ı Kerim eğitimi alıyorduk.
Hoşgör Külliyesinin yapımında çok büyük
gayretlere şahit olduk. Oralarda nice hâfızlar
yetişti. Hepsinin ihtiyaçları karşılanması
konusunda çalışan çok insan var.
Eğer bir beldede, bir şehirde, hâfız yetişmiyorsa
o şehir öksüz şehirdir, o şehir yetim şehirdir.
Kuran kursları, büyük bir vazifeyi ifâ ediyorlar,
gençlerimizi maddi manevi hayata hazırlıyorlar.
Hoşgör yokken Ramazan aylarında Gaziantep’e
Erzurum’dan, Adıyaman’dan, Elbistan’dan hafız
getiriliyordu. Hoşgör sayesinde Gaziantep’te
hafızlık müessesesi vücut buldu.
Soru: Hafız talebelerimize ve onların kıymetli
ailelerine iletmek istediğiniz bir mesajınız var
mı?
Cevap: Hafızlık, elbette çok kıymetli. Çünkü
hayatımızın temel noktası Kuran’ı Kerim’dir.
Yüce kitabı ezberlemek, hıfzetmek ve onu
hayatına nakşetmek gerçekten çok değerli.
Hafızlık, farzı kifaye olduğu için toplumun
yükünü kaldırıyorlar. Düşünün, cebimizde
taşıdığımız cevşenle bile lavaboya girmek
istemiyoruz. Oysa hafızlar Kuran-ı Kerimi
vücuduna nakşetmişler. Hafızlığın verdiği
sorumluluk ile kafasındaki Kuranı Kerim’i
hayatına tatbik etmesi gerekiyor. Hafız olmak,
elbette çok kıymetli fakat devamında getirdiği
sorumlulukları da yerine getirmek gerekiyor.
Toplumda normal karşılanan bir hatayı hafızlar
yaptığı zaman aynı hoşgörüyü görememektedir.
Çünkü hafızlar Hazreti peygamberin
varisleridir. Toplum, sıradan insanlara helal
olan bazı durumları hacılara, hafızlara,
dindarlara helal olarak görmeyebilir.
Anne babaları için ne mutlu ki, tabiri
caizse çocuklarını canlı bir Kur’an olarak
yetiştiriyorlar. Allah’a döndüğünüz zaman
sadakayı cariyeniz varsa arkanızdan amel
defterimiz kapanmaz. Bu sadaka-i cariyelerden
biri de çocuklarını Hafız etmektir. Ben buna
sevap makinesi diyorum. Tıpkı darphane
gibi nasıl sürekli para basıyorsa hafız bir evlat
da sevap makinası olarak amel defterine
durmadan güzel şeyler yazdırıyor. Velilerimize
müjde olarak Kuran kursuna alt tarafında bir
İmam Hatip Ortaokulu ve kursun karşı tarafına
da Uluslararası İmam Hatip Lisesi ve yurt
yapımına yakın zamanda başlanacaktır. Kur’an
kursunda bir de isimsiz kahramanları anmak
gerekiyor. Bunlar Ahmet Ziylan ağabey, Ökkeş
Eruslu ağabey, Nihat Durur ağabey ve nice
gönül vermiş hizmet eden kahramanlar vardır.
Rabbim günahlarınıza/günahlarımza kefaret
eylesin hizmetlerimizi kabul eylesin.
9. VAKIF İNSANI
RÖPORTAJ
AHMET M. ZİYLAN (Vakıf Onursal Başkanı)
1716 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Vakfımızın
Onursal Başkanı
Ahmet M.
Ziylan ile Vakıf
İnsanı nasıl
olur? Özellikleri
nelerdir? konusunu
konuştuk.
Vakıf kurmanın,
vakfın önemi
üzerinde durdular
Soru: Kıymetli büyüğümüz;
hazırladığımız bültenimizin
bu sayısında öncelikle Vergi
Muafiyetinin başarı hikayesini ve
resmi yönlerini işledik.
Vakıf insanı yönünü de size sormak
istiyoruz.
Cevap: Vakıf insanı demek, hizmet
ehli olmak demektir. Nerede hayırlı
bir iş varsa orada olan kendini o
işlerin sorumlusu gören, o iş bitince,
başka bir işe koşan, hayır sahibine
Vakıf insanı denir.
Kim gibi, Hacı Mehmet Tekerlek
gibi, Kovacı Hayri gibi. Bu adamlar
varlıklı hayır sahiplerinden alır,
aracı olur, yardıma muhtaç olanlara
verirler. İnsan tek başına da vakıf
insanı olabilir. Bütün işi gücü o
olur. Hacı Mehmet Tekerlek ihtiyacı
olanların halini gördüğü, bildiği için
onların yardımına koşar.
Her insan bir vakıf insanı olabilir.
Yalnız yapılan işler vakıf çatısı altında
çalışılmadığında ölüm geldiği
an çalışmaların hepsi biter. Ama
bir grup olarak veya vakıf olarak
çalışıldığında bu çalışmaları diğer
arkadaşlar devralır. Vakıf hizmetleri
devam eder, hayır işleri de kesilmez.
Soru: Vakıf insanı nasıl olur, en
belirgin özelliği sizce nedir?
Cevap: Vakıf insanı maddi-
manevi Allah ve Rasulû’nün rızası
için insanların, hayvanatın ve
nebatatın iyiliği için çalışmaya
adayan kendisini başkasından üstün
görmeyen insandır. Zamanında hem
dünyada hem de ülkemizde bir çok
farklı amaçlara hizmet etmek için
vakıflar kurulmuştur.
Kimi kuşlara yuva yapmak için, kimi
hastalara şifa için, kimi eğitim için, kimi
ağaçları korumak için, kimi müşkül
insanların beslenmesi, ihtiyaçlarının
giderilmesi, hatta hizmetçilerin kırdığı
tabakların ücretini karşılamak için bile vakıf
kurulmuştur. Bütün vakıfların bir amacı
vardır, o da kamu yararına hizmettir.
Her vakfın bir vakıf senedi (Vakfiyesi)
vardır. Vakıf insanı da bu amacın dışına
çıkmamalıdır.
Vakıf insanların en belirgin özelliklerinden
biri de (aslında bu özelliğin bütün
Müslümanlar da bulunması gerekiyor) her
ne iş yaparsa yapsın onu en mükemmel
şekilde yapmalıdır. Kişi fedakâr olmalı ve
yaptığı bütün işleri Allah rızası için yapmalı.
Eğer samimiyet olmazsa yapılan işin
bereketi olmaz. Diğer bir belirgin özelliği de
hoşgörülü olmasıdır. Tıpkı Yunus Emre’nin
dediği gibi ‘‘yaratılanı Hoşgör yaratandan
ötürü’’.
Vakıf insanının; vakfın malını, eşyasını,
parasını kullanırken çok dikkatli olması
gerekir. İsraf etmemeli, hor kullanmamalı,
vakfın suyu ile abdest alırken bile tasarruflu
kullanmaya dikkat etmelidir. Yapılan hizmeti
kendisine mal etmemelidir. Hz Süleyman ile
serçenin diyaloğunu hepimiz biliriz. Serçe
yerden aldığı bir toprağı Hz Süleyman’ın
sarayına serpmek ile tehdit eder. Böylece
malına vakıf malı katarak Hz Süleyman’ın
malını yok etmekle tehdit ediyor. Bu
hadiseden çıkarılacak çok dersler vardır.
Hülasa vakıf malını zimmetine geçirmemeli,
vakıf malına tenezzül edenlerin çok müşkül
duruma düştüklerini unutmamalıdır.
Soru: Vakıf olmak neden önemlidir?
Cevap: Yardımlaşmanın teşkilatlandırılmış
en ideal şekli vakıftır. Osmanlı’ya
baktığımızda büyüklerimiz vakfa O kadar
önem vermişlerdir. Ecdadımız vakıf sistemi
ile hem yaşadıkları mekanları, hem de kendi
gönüllerini zenginleştirdiler. Kalpleri sevgi
ve şefkatle dolu Osmanlı insanları, kurduğu
vakıflarla sadece insanları değil, hayvanları
da düşünmüştür. Tarihe dönüp bakarsanız,
ecdadımızın fethettikleri şehirleri yakıp
yıkmak yerine, vakıflar kurarak ihya
ettiklerini görürsünüz. Camiler, medreseler,
kervansaraylar, darüşşifalar, hamamlar,
bedestenler ve çarşılar. Ve daha niceleri...
Zaten müslümana yakışan bu değil mi: İnsanı
inşa etmek için bir medeniyet inşa etmek.
Vakıf olmanın önemli bir yanı da insanları
şeytanın vesvesesi olan enaniyetten ve
kibirden korumaktır. Kurumsal çalışmayı
teşvik etmesidir, yasalar gereği.
Soru: Vakıf kurmak için neler gereklidir?
Cevap: Hayır sahipleri yaptığı veyahut
yapacağı hayır işlerinin sonsuza kadar devam
etmesi için Vakıflar Bölge Müdürlüğüne
müracaat eder. Vakfın nasıl kurulacağını,
şartlarını öğrenir, bir avukat yardımı ile vakıf
kurar. İstediği evini ve dükkânını, hanını,
tarlasını, bahçesini taşınmaz mülklerini
vakfa verir. Şartlarını isteklerini vakıf
senedine yazar, kimler bu vakfı yürütecek,
gelirleri nasıl taksim olacak belirler. O vakıf
devletin kontrolüne geçer. Sonuna kadar
amel defterine ecirleri yazılır. Veyahut
kurulmuş faaliyette olan bir vakfa taşınmaz
mülkünü hibe etmekle de aynı sevabı alır.
Vakıf olmanın önemi insanları şeytanın vesvesesi olan enaniyetten ve kibirden
korumaktır. Kişi seneler geçse bile o yardım ettiği kişiyi gördüğü zaman ben buna
yardım etmiştim diye içinden geçirir. Alan adam daima eziklik duyar. O vakıftan
aldığını bilmeli, diğeri de vakıfa verdim demelidir.
10. RÖPORTAJ
1918 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Hizmet ehli, iyilik yapmaktan, başkalarının
işini görmekten zevk alan yardımsever
insanlar, vakıf kurmadan önce bir amaç
için bir araya gelir. Bu işe gönül veren, aynı
düşüncede olan kişiler yukarıda dediğimiz
gibi Vakıflar Bölge Müdürlüğünden bilgi alır,
vakfı kurarlar.
İnsanlar ölüyor ama vakıf ölmüyor.
Vakıf işlerinde sırayla hizmet etmek vardır.
İnsan ölür, iş biter ama vakıf olduğunda
yapılan iş devam eder. Gerektiğinde devlet
kontrol ederek bu işlere sahip çıkar. Vakfın
kıyamete kadar devam etmesini sağlar. Bu
yüzden vakıf senedi yapılır, resmileşir.
Vakıfta insanların ismi konuşulmaz, vakfın
adı konuşulur. Bir fakire insan yardım etse
yardım alan kişi yıllar sonra bile yardım
aldığı kişiyi görünce yardım aldığından
dolayı ona karşı ezilir, büzülür. Halbuki
vakıftan alsa o insan ezilmez. Vakıf hem
vereni korur, hem de alanı korur. Asıl gerçek
hizmet budur. Vakıftan alan kişi vakfa kimin
para verdiğini bilmez. Hayır havuzu oluşmuş
olur. İnsanın vakıf kanalıyla vermesi kendi
eliyle vermesinden daha iyidir. Rahmetli
Adil hoca da bu hizmetlerin sürekliliği için
vakıf olmayı istemiştir.
Vakfımızdan önce Hoşgör Fatih Kuran
Kursu ve Haşim Bakbak adında bir vakıf
insanı var. Kurs ile ilgileniyor, yardım ediyor,
yemeklerini ayarlıyor, küçük bir dernek
olarak yürüyor. Adil hocamızı da oraya davet
ediyor ve vakıf fikri böylece meydana geliyor.
Soru: Kamu yararına vakıf olmakta kasıt
nedir?
Cevap: Kamu yararına vakıf olduğunu
vakıf senedine göre faaliyet gösterdiğini ve
devlet kontrolü altında güvenilir olduğunu
belirtmesidir. Bu vakıflara kamu yararına
çalıştığı için vergi muafiyeti tanınmıştır.
Bu vakıflara rahatlıkla yardım edebilirsiniz
benim kefaletim altındadır demek
istemektedir.
Dünyanın değişik ülkelerinde beşeriyete
faydalı olmak için zaman zaman hastane,
okul, sağlık ve eğitim için vakıflar
kurulmuştur. Müslümanlar ise hem beşeriyet
için hem de Allah rızası için çalışmışlardır.
Devletin desteklediği, kontrol ettiği bir
kamu yararına vakıf olmak bu açıdan da çok
önemlidir.
Soru: Bülteni hazırlanırken araştırmalar
yapıyoruz. Bu sırada vakfımızın büyükleri
ile sohbet etme imkânı buluyoruz.
Büyüklerimizin hepsi vakfı kurmadan önce
haftanın belirli günlerinde bir toplantı
yerinde toplandıklarını ve daha sonrasında
birkaç kişinin ortaya attığı fikir ile o fikir
ışığında kakfı kurduklarını söylüyorlar.
Cevap: Vakıf kurmak Adil Özberk hocamızın
fikriydi. Vakıf olmak böyledir. Küçük bir fikir
birkaç samimi fikirler ile birleşir ve Allah’ın
izniyle birçok Kur’an Kursu, cami ve medrese
yapmaya kadar gider.
Soru: Gaziantep halkı Hoşgör Fatih İlim
Vakfı’nı nasıl görüyor?
Cevap: Gaziantep halkı vakfımıza bir
maneviyat yuvası olarak bakıyor. Senelerdir
hâfız yetiştirmiş bir kurum olarak Gaziantep
halkı da bu hayır havuzuna maddi manevi
yardımlar yapıyor. Şahsım olarak vakfımızın
vergi muafiyetine en çok sadaka-i cariye yapan
firmaların, insanların dünyada da bir nebze
karşılığını görecek olmasına çok sevindim.
Soru: Peki siz yıllardır kendinizi vakfetmiş bir
insan olarak vakıf insanlarına hangi nasihatleri
etmek istersiniz.
Cevap: Hiçbir hizmet bir kişiye mal edilemez.
Büyüklerimiz Cami yaptırdıklarında bile
isimlerini vermekten kaçınmışlardır. Nedeni
ise şu şekildedir; insanlar kendi arasında
falanca şu Camii yaptı der de alacağı sevabın
eksilmesinden korkarlarmış.
Vakıf insanlarının hizmetlerinde devamlılık
ve işini severek yapma esastır. Bir örnek
vereyim benim askerde bir komutanım
vardı. Komutanımız akşam olunca ansızın
gelir yemeklerimizi ve temizliğimizi kontrol
ederdi. Kimi askerlerde komutanımızın işini
takip etmesinden rahatsız olurlardı. Oysa
ben komutanımızı takdir ederdim. Çünkü
komutanımız işini takip ettiği için onun
sayesinde herkes işini doğru dürüst yapmak
zorunda kalıyordu. Biz bu sayede düzgün
yemekler yiyebiliyorduk. Vakıf insanı da böyle
olmalı, işini bizatihi kendisi takip etmeli.
Soru: Bir vakfın veya vakıfların sonunu hangi
sebep hazırlar?
Cevap: İstişareye önem verilmeyen bir yerde
vakıflar yaşayamaz. İstişare sadece vakıflarda
da yapılmaz her aile babası istişare etmek
zorundadır. Bu konuda söylediğim bir söz var;
tek başına verilen en iyi karar istişare ile verilen
en kötü karardan daha kötüdür.
Soru: Türkiye’de sizinle aynı statüde çalışan
hangi vakıf veya vakıfları takdir etmişsinizdir?
Cevap: Türkiye’de Allah rızasını gözeterek
hizmet eden birçok vakıf vardır. Hepsinden
Rabbim razı olsun. Hizmetlerini daim eylesin.
Yalnız çalışmaları ile en çok dikkatimi çeken
Hüdayi Vakfı’dır. Hüdayi Vakfı’nın 52 dilde
kitap yazması Dünya da 5 kıtada her türlü,
insani, dini hizmet vermesi şayanı takdirimdir.
Allah devamını nasip eylesin. Devletim adına
ve İslam adına gururumdur, Kamu yararına
vakıftır. Başka vakıflar da vardır, Allah
onlardan da razı olsun.
Gaziantep halkı Hoşgör Vakfı’na bir maneviyat yuvası olarak bakıyor. Senelerdir
Hafız yetiştirmiş bir kurum olarak Gaziantep halkı da bu Hayır havuzuna
maddi manevi yardımlar yapıyor.
11. KAMU YARARINA VAKIF OLMAK
BAŞARI HİKAYESİ
NİHAT DURUR - TAHİR ÇALKILIÇ
2120 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Hoşgör Fatih İlim
Araştırma
Vakfı’nın,
Gaziantep’te
Vergi
Muafiyetinden
yararlanan ilk
4 Vakıf arasına
girmesinin
Başarı Hikayesi’ni
sizler için
araştırdık.
Bakanlar Kurulunca 24.07.2017 tarih ve
2017/10634 sayılı kararı ile Hoşgör Fatih
İlim Araştırma Vakfı’na Vergi Muafiyeti
tanınmıştır. Vergi muafiyeti Kamu
yararına çalışan vakıflara verilmektedir.
Gaziantep’te bu muafiyete sahip olan
vakfımız Kur’an- Kerim Rehberliğinde
geleceğe umutla çaılşmaktadır. 2017
yılında kazanılan bu başarıyı muhatapları
olan Nihat Durur ve Tahir Çalkılıç ile
değerlendirdik. Vakıfların vergi muafiyeti
başvurusunun değerlendirilmesinde esas
alınacak kriterler arasında öncelikle;
“Sağlık, sosyal yardım, eğitim, bilimsel
araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre
koruma ile ağaçlandırma konularında
faaliyette bulunmayı amaç edinmesi ve bu
faaliyetlerinin kamuya açık ve Devletin
kamu hizmeti yükünü azaltıcı etki
yapacak düzeyde olması,” yer almasıdır.
Bu başarıda Gaziantep’te bizi her zaman
destekleyen Hayırseverlerin katkılarını da
unutmadan sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Soru: Gaziantep’te vakıf muafiyetinden
yararlanan 4 vakfın arasına girmesinin
hikayesini bizi anlatır mısınız?
Cevap: Vakıf muafiyeti aslında 1964
tarihinden bu yana devletimizin vakıflara
sunduğu bir kolaylıktır. Türkiye’ de
Hafızlık ve dini eğitim imkanları
sunan vakıf bünyesinde ilk defa vakıf
muafiyetini almak bize nasip olmuştur.
Vakfımızın giderlerinin yüksek olması
ve devletimizin böyle imkânlarından
yararlanmanın faydalı olabileceğini
düşündük. 2014 yılının Nisan ayında
resmi müracaatları başlatmamıza
rağmen sürecin uzamasının en büyük
etkenlerinden biri vatanımızın 2016’nın
temmuz ayında hain darbe girişimi ile
karşılaşmasıydı. Devletimizin uğradığı
hain saldırıdan dolayı Bakanlar Kurulu
bir süre Vakıf muafiyetini gündeme
alamadı. Devletimiz vakfımızın vatana
ve millete faydalı hizmetlerinden dolayı
2017’nin Temmuz ayında vakfımızı kamu
yararına vakıf olarak kabul etti.
Soru: Sizi bu çalışmalara
yönlendiren durum neydi?
Cevap: Bizi bu yola çıkaran
3 etken vardı. Vakfımızın
büyümesi, dışarıya dönük
faaliyetleri ve 30 öğrenci
ile başlayıp şimdilerde 300
öğrenciye hizmet vermesidir.
Bu etkenler bizi nasıl daha
büyük hizmetler veririz ve
nasıl daha faydalı olabiliriz
arayışına sürükledi. Büyük
emekler verilerek bugünlere
getirilen yılların birikim
ve değerlerini bünyesinde
barındıran vakfımızın nitelikli
hizmetlerinin devamının
sağlanması, faaliyetlerinin
kişilerle kadim olmadan
sürdürülebilir olması,
kurumsallaşması ve kamu
tarafından denetlenebilir
olması büyük önem arz
etmektedir.
Bu kapsamda vakfımızın
faaliyetleri açısından şeffaf,
denetime açık olması,
gelirlerinin büyük bir kısmının
kuruluş amacı doğrultusunda
kamu hizmeti niteliğindeki
hizmetlerde kullanılması
ve bunu devletin kurumları
tarafından denetleniyor olması
vakıf yönetimi, yardımda
bulunanlar ve yardım alanlar
açısından en hassas konuların
başında gelmektedir. Bu bakış
açısıyla yapılması gerekenler
konusunda dönemin Vakıf
Başkanı Ökkeş Eruslu ile
uzun süre kamuda görev
yapmış ve vakfımızın yönetim
danışmanlığı yapan Recep
Karapınar’ın yönlendirmesi ile
süreçlerimiz başlamış oldu.
Başta eğitim hizmeti olmak
üzere, yurt, anaokulu, sosyal
yardımlar ve Gaziantep
ilimizdeki müftülükler
ile gerçekleştirilen
projeler nedeniyle birçok
Bakanlıklarımızın Denetim
Kurumları tarafından yerinde
denetime tabi tutulduk.
Soru: Vakıf muafiyetinin
faydalarını anlatırmısınız?
Cevap: Geçen yıl vakfımızın
muafiyet statüsü sayesinde 80
bin lira tasarrufumuz oldu.
1.Motorlu taşıt vergisi
ödemiyoruz
2.Emlak konut vergisi
ödemiyoruz
3.Damga vergileri ödemiyoruz.
4.Tapu harçları ödemiyoruz
5.Noterde yapılan sözleşmelere
ücret ödemiyoruz
Vakıf muafiyeti hem
vakfımızın gelirini hem de
giderini etkiliyor. Hoşgör Fatih
Kuran Kursu’ nun yapımında
dernek ile başlamıştık.Hem
vizyonumuzun gelişmesi hem
de eğitim imkanı sağladığımız
kuran kurslarının artması ile
Vakıf ve derneği birleştirip,
daha büyük hizmetler vermeyi
planladık.
Vergi muafiyeti aldıktan sonra
2017 Aralık döneminde Hoşgör
Kuran Kursları Yaptırma ve
Yaşatma Derneği’ni fest ettik.
Derneğin bünyesinde devam
eden kız hafız yetişrime
eğitimine vakfımızın çatısı
altında birleştirerek eğitimine
devam ediyoruz.
Soru: Vakıf muafiyeti vakfımıza
yardım eden hayırseverlere
nasıl yansımaktadır
Cevap: Mesela bize yıllardır
yardım eden bir gıda firması
Vakıf muafiyeti süreci
tamamlandıktan sonra yaptığı
yardım miktarına kendi vergi
miktarından düşürdü.
Soru: Şuan yazımızı okuyan
sevgili okurumuza ne demek
isterdiniz?
Biz Kur’an-ı Kerim Rehberli-
ğinde hizmet eden bir vakıf
olarak birinci planımız
Gaziantep’in hafız sorununu
çözmekti. Bu gün arkamıza
baktığımızda Rabbimize bin
şükür bu problemi ortadan
kaldırmış gözüküyoruz. Şimdi
ikinci planımıza yoğunlaştık
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
ve Türkiye’nin Hafız sorununu
çözmek istiyoruz. Allahın
izni ile planımızın temellerini
atarken hayırseverlerden maddi
manevi destek bekliyoruz.
TAHİR ÇALKILIÇ
12. BÖLGE BİRİNCİSİ KURSUMUZDAN
BAŞARI HİKAYESİ
23http://www.hosgorkulliyesi.org
Oku hafız kardeşim
Ayet-i Beyyinatı
Kur’an sedasıyla
inletin semavatı
10 Temmuz – 14 Temmuz 2017 tarihleri
arasında Kayseri’de yapılan “Hafızlık Tespit
Sınavları”nda Bölge Birincisi Şahinbey İlçe
Müftülüğü Hoşgör Fatih Kur’ân Kursu’ndan
Ömer Faruk Arıkan olmuş ve Diyanet İşleri
Başkanlığınca yapılacak Hafızlık Yarışması
Türkiye Finali ön elemesine katılmayı hak
kazanmıştır.
Bölge birincisi öğrencimizi ve onu yetiştiren
Kur’ân Kursu Öğreticisi Hafız Mehmet
Karakurt hocamızı ve diğer hocalarımızı tebrik
eder, ailesine ve kursumuza hayırlı olmasını
niyaz ederiz.
BÖLGE BİRİNCİSİ BİZDEN SORULUR
Diyanet İşleri Başkanlığımızca 2016-2017
yılında gerçekleştirilen Hafızlık Sağlamlık
Yarışması’na katılarak Mehmet Ali Çelik 2016
yılı bölge birincisi, Ömer Faruk Arıkan 2017
yılı Bölge birincisi olmuştur.
Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı
öğrencilerimizi Umre Ziyareti ile ödüllendirdi.
22 HOŞGÖR BÜLTENİ-2018
BÖLGE
BİRİNCİSİ
KURSUMUZDAN
“O kitap (Kur’ân);
onda asla şüphe yoktur.
O, müttakîler
(sakınanlar ve arınmak
isteyenler) için bir yol
göstericidir.”
(Bakara, 2/2).
13. 2524 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
ETKİNLİKLER
Şahinbey İlçe Müftülüğümüzün
düzenlediği “Her Ay Bir Konu Bir Konuk”
Programımızın Bu ay ki konuğu; Gaziantep
Üniversitesi Öğretim Görevlisi İbrahim İlgi
öğrencilerimizle buluştular...
Programın uygulanmasına vesile olan
Şahinbey İlçe Müftüsü Musa İmamoğlu
hocamızı ve programımıza iştirak eden
katılımcılara teşekkür ediyoruz.
Her Ay Bir Konu Bir Konuk
Hoşgör Fatih Kuran Kursu mezunumuz Hafız
Hasan Kiraz Araban İlçe Müftüsü olarak yeni
göreve başladığından kurs hocalarımız hayırlı
olsun ziyaretinde bulundular.
Rabbim hocamızın yar ve yardımcısı olsun.
Hayırlı hizmetlerde muvaffak eylesin.
Hoşgör’ den Adım Adım Başarı
Hafızlık sınıflarında başarı
gösteren öğrencilerimize Takdir
Belgesi verildi. Talebelerimizi,
hocalarımızı ve ailelerini tebrik
eder, başarılarının devamını
dileriz.
Öğrencilerimizden Ömer Faruk Arıkan, Muhammed Yılmaz,
H. Hüseyin Eker, H. Alper Ataoğlu, Müslüm Kıraç okullarında
Kuran-ı Kerim ve Ezan Okuma Yarışmalarında gösterdikleri
başarılardan dolayı hocalarını, ailelerini ve evlatlarımızı tebrik
eder bir ömür başarılarının devamını temenni ederiz.
Mevlid Kandili kutlama programı kapsamında yapılan İmam-
Hatip ortaokulları arası Kuran-ı Kerimi Güzel Okuma Yarışması
düzenlendi. Yarışmaya katılan Kurs öğrenilerimizden Hafız
Enes Özata önce Şahinbey ilçede ve daha sonra Gaziantep il
1.si oldu.
Gaziantep İmam-Hatip Ortaokulları arasında düzenlenen
Genç Bilaller Ezan Okuma Yarışmasında kurs öğrencimiz
Hafız Abdullatif Başoğlu güzel ezan okuma yarışmasında önce
Şahinbey ilçede ve daha sonra Gaziantep il 1.si oldu.
Gaziantep imam-hatip ortaokulları arasında düzenlenen Genç
Muhafızlar Kuran-ı Kerimi Ezbere Okuma Yarışmasında kurs
öğrencimiz Hafız Mehmet Emin Kılınç önce Şahinbey ilçede ve
daha sonra Gaziantep il 1.si oldu.
HAYIRLI OLSUN
Kur’ân-ı Kerim ve Ezan Okuma Yarışmaları
HOŞGÖR FATİH KURAN KURSU
Şahinbey İlçe Müftüsü Musa İmamoğlu
hocamız yeni adresimizde öğrencilerle
buluştular.
Hoşgör Fatih Kuran Kursu 12.01.2018
tarihinden itibaren tadilat dolayısıyla geçici
olarak yeni adreine geçti. Kursumuzun ilk
ziyaretçisi bize her zaman maddi ve manevi
destek veren Musa İmamoğlu oldu.
Müftümüz ziyaretlerinde öğrencilerle birebir
ilgilendiler. Yeni kurs hakkında bilgiler
aldılar.
Ziyaretleri sırasında yaptıkları
konuşmalarında, eğitimin önemi üzerinde
durdular .
14. FETHİYE KUR’AN KURSU(PÜRSEFA HANI)
KURUMLAR
MEVLÜT GÜL (KURS YÖNETİCİSİ)
2726 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
“Kur’an
okuyunuz.
Çünkü Kur’an,
kıyamet gününde
kendisini
okuyanlara
şefaatçı olarak
gelecektir.”
Riyazu’s salihin
993. Hadis
Kursumuz 09.02.2015 tarihinde
Gaziantep Boyacı Mahallesi Pürsefa
Hanı müştemilatında 28 talebe
ile hizmete başlamıştır. Şahinbey
Müftülüğü’ne bağlı resmi Kuran Kursu
olarak hizmet etmektedir.
Kursumuz 2017 yılının 7. ayı itibarı ile
38 Hafız talebe mezun etmiştir.
Kadrolu Kuran Kursu Öğreticisi
görevlendirilmiş olup kursumuzda
şuan 2 Hafızlık 1 Hazırlık sınıfında
toplam 32 talebeye hizmet
edilmektedir.
Özellikle öğrencilerimizin din
hizmetlerini yürütebilecek bilgi
ve becerilerini geliştirmek, mezun
olduktan sonra daha etkin ve verimli
bir din hizmeti sunmak, Kur’ân-ı
Kerîm’in okunmasında yaşanan
telâffuz hatalarını gidermek, ses-
sedâ ve mânâ bütünlüğü içerisinde
güzel okunmasını sağlamak
amaçlanmaktadır.
Hafızlık ve Hazırlık sınıflarımızda
talebelerimizle birlikte ezber dersi yanında
Kur’anı Kerimi anlama ve yaşamaya
dair kitaplar okunmaktadır. Hedefimiz,
öğrencilerimizin kültür düzeyini yükselterek
bu yolla topluma faydalı nesillerin
yetişmesine ortam hazırlamaktır.
Hafızlığını tamamlayan talebelerimizle
hocaları eşliğinde yılboyu Mukabele
programımız Ağa camiinde 3 yıldan beri
devam etmekte olup çeşitli camilerde
Cuma günleri İmam Hatip ve Müezzinlik
görevlerinde bulunulmaktadır.
Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre,
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim Kur’ân-ı okur ve ezberler, helal kıldıklarını helal
sayar, haram kıldıklarını haram kabul edip uzak durursa Allah O Kur’ân sebebiyle onu cennete
koyar ve ailesinden cehennemlik olan on kişiye de şefaatçi kılar.”
(Tirmizi,İbn-i Mâce)
15. HOŞGÖR YEDİTEPE KUR’ÂN KURSU
KURUMLAR
EBUBEKİR SEYHAN (KURS YÖNETİCİSİ)
2928 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
“Kalbinde
Kur’an’dan
bir miktar
bulunmayan
kimse harap ev
gibidir.”
Tirmizî,
Fazâilü’l–Kur’ân
18.
Kursumuz 25.09.2017 tarihinde resmi olarak açılmıştır.
350 m² kullanım alanı olan 70 yataklı, 9 sınıfı, kütüphane, mescid, TV odası,
misafirhanesi, nöbetçi odası, kantin, yemekhane, garaj, çamaşırhane ve su
deposu yerleri mevcut olarak Şahinbey Müftülüğü’ne bağlı resmi Kuran
Kursu olarak hizmet etmektedir.
Kadrolu Kuran Kursu Öğreticisi görevlendirilmiş olup kurs mevcudumuz 62
öğrencidir.
İl Müftümüz sayın Ahmet Çelik hocamız
Hoşgör Eğitim Kurumlarının yeni incisi olan
Hoşgör Yeditepe Kur’an Kursumuzu ziyaret
etmiştir. Kursta görevli olan hocalarımız ve
öğrenciler ile hasb-i hal ederek, bizlere Vaaz’u
nasihatta bulunmuştur. Değerli hocamıza bu
ziyaretinden dolayı teşekkür ederiz.
ZİYARET
BU VATAN BİZİMDİR KİMSENİN DEĞİL…
Her Perşembe akşam namazından sonra
tüm öğrencilerimizle beraber, Şüheda’nın
ruhu için, Gazilerimize sağlık ve şifa için,
hali hazırda devleti, bayrağı, milleti ve vatanı
için mücadele eden ordumuza, askerimize,
polisimize Yasin ve Fetih sureleri okunup, dua
edilmektedir
16. 31http://www.hosgorkulliyesi.org
Günümüzde eğitim alanında da değerler
eğitimi önemsenmekte, değerlerin
çocuklara nasıl aktarılacağı konusunda
çalışmalar yapılmaktadır. Sevgi, saygı,
dürüstlük, paylaşma, işbirliği, hoşgörü,
önyargısız yaklaşma, şiddetten kaçınma
gibi konuları kapsayan eğitim programları
geliştirilmeye başlanmıştır.
Değerlerin öğretilmesi ve benimsetilmesi
yaşantıyla mümkündür. Yani içinde
uygulamalara da ihtiyaç vardır.
Yaygın eğitimdeki değerler eğitiminin
amaçlarından biri, öğrencilerde sağlıklı,
tutarlı ve dengeli bir kişilik oluşturmaktır.
Diğer bir amacı ise “her öğrenciyi hem ilgi
ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirerek
hayata ve üst öğrenime hazırlamak, hem
de “iyi insan”, “iyi vatandaş” olmalarını
sağlamak için gerekli bilgi, beceri, tutum,
davranış ve alışkanlıklar kazandırıp, onları
kendi ahlak anlayışına uygun olarak
yetiştirmektir.
Değer aktarımı konusunda günümüz anne
baba ve eğitimcilerinin geçmiştekilere
göre işleri daha zor görülmektedir. Çünkü
çocuğun üzerindeki tek etken artık sadece
aile değildir, sadece okul ya da arkadaş
çevresi de değildir. Çocuklarımız artık tüm
dünyadaki değişimleri bizden daha önce
fark edip, daha çabuk etkilenmektedirler.
Dolayısıylabizimdedünyayı,yenieğilimleri
takip edip çocuğumuzun bunlardan nasıl
etkilendiğini araştırmamız gerekmektedir.
Bugün baktığımız zaman hızla gelişen
teknoloji çocukların da bu gelişmelere
kayıtsız kalmasını engellemiş durumdadır.
Televizyon, telefon, internet çocukların
elinin altında kolaylıkla ulaşılabilir
durumdadır. Pek çok tv programı, internet
reklamları ve oyunlar çocukların ve
özellikle gençlerin duyarsızlaşmasına sebep
olmaktadır. Bunun sonucunda da sevgi
saygı merhamet iyi niyet gibi değerlerden
uzaklaşan ve her olaya duygusuz
,umursamaz bakan bir nesil yetişmektedir.
Değerler eğitiminin temel sebebi de bu
sorundur. Bunun için de yaygın eğitimlerde
bu değerler ön plana çıkarılmalı ve eğitim
bu doğrultuda gerçekleşmelidir.
Çocukların zevk alacağı oyunlar
sergilenmelidir. Bunun yanında sevgi, saygı,
hoşgörü, merhamet vefa gibi konuların
ele alındığı haftalık ya da aylık çalışmalar
yapılarak öğrenciler merkezde olmak üzere
değerler eğitimi faaliyetleri yapılmalıdır.
Unutmayalım ki bu eğitimin ivedilikle
çocuklara aktarılması elzemdir. Aksi
taktirde gelecekte değerlerimizden yoksun,
duyarsız acımasız bir nesil gelecek ve her
şey için çok geç kalınmış olacaktır.
YAYGIN EĞİTİM
OYUNLARLA DEĞERLER EĞİTİMİ
FARUK ULUTAŞ (EĞİTİMCİ)
30 HOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Ahlakın değişmeyen değerleri vardır.
En önemli toplumsal değerlerin
başında tüm zaman ve mekânlarda
geçerli olan; saygı, sevgi, sorumluluk,
adalet, alçakgönüllülük, arkadaşlık,
bağışlayıcılık, bağlılık, barış, cesaret,
cömertlik, doğruluk, dostluk,
güvenilirlik, hoşgörü, istikrarlı olma,
işbirliği, itaat, iyilikseverlik, kanaatkârlık,
merhamet, nezaket, paylaşma, sabır,
sadakat, saygı, sevgi, sorumluluk, vefa,
yardımseverlik, söz ve davranışlarda
tutarlılık gibi değerler gelmektedir.
Birey bir bütün olarak ele alınmakta,
insanı insan yapan özelliklerin
geliştirilmesine çaba harcanmaktadır.
Yaygın eğitim için çok önemli,
vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz
durumundadırlar. Ailelerin bir
kısmı çocuklarının okula gitmesi ile
onlarla birlikte okulun verdiklerinden
etkilenmekte, yararlanmaktadırlar.
Eğitim öncelikle ailede başlar ve
öğrenilen değerlerin alışkanlık hâline
gelmesi ve pekişmesi okulda aldığı
eğitimle devam etmelidir.
17. 3332 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
HABER
ŞEHİTPOLİSÇOCUĞUNADOĞUMGÜNÜSÜRPRİZİ
ZEYTİN DALI HAREKATI İÇİN DUA EDİLDİ
Gaziantep’te Şehit Özel Harekat Polisi Hüseyin
Gümüş’ün oğlu Arda Gümüş için kursumuzda
sürpriz doğum günü kutlaması yapıldı.
Arda Gümüş’ün gittiği Hoşgör Fatih Kuran
Kursu’nda gerçekleşen kutlamaya, Gaziantep
Vali Yardımcısı Faik Arıcan, Şahinbey Belediye
Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, İl Emniyet
Müdür Vekili Güray Acar, Şahinbey İlçe
Müftüsü Musa İmamoğlu, şehidin eşi, ailesi ve
yakınları katıldı.
Belediye Başkanı Tahmazoğlu 11 yaşına basan
Arda’ya bisiklet hediye etti. İlahilerle kutlanan
doğum gününde Arda Gümüş doğum günü
pastasını katılımcılar ile birlikte kesti.
Babasından ayrı ilk kez doğum gününü kutlayan
Arda’nın annesi Didar Gümüş ise oğlu için çok
önemli bir günde gösterilen destek nedeniyle
mutlu olduğunu belirterek, “Oğlumu böyle
bir günde mutlu ettiler onun mutluluğu bizim
mutluluğumuz. Bu gün babasının yokluğunu
aratmadılar. Allah herkesten razı olsun” dedi.
İlçemiz Ulu Cami ve diğer camilerimizde,
Zeytin Dalı Harekatı’nın zaferle
sonuçlanması için Fetih Suresi okundu ve
Mehmetçik için dua edildi. sabah namazı
vakti camilerde toplananlar, Türk Silahlı
Kuvvetlerince Suriye’nin Afrin bölgesinde
yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nın zaferle
sonuçlanması için Fetih Suresi okundu.
Ulu Camide gerçekleştirilen programa İl
Müftü Yardımcısı Mehmet Yaman ve İlçe
Müftümüz Musa İmamoğlu katıldı.
Camiye gelen vatandaşlar ile beraber sabah
namazı eda edildikten sonra İlçemiz Tahtani
Camii İmam Hatibi Bünyamin Bahar ile
Hoşgör Fatih Kur’an Kursu Öğreticisi Eyüp
Ahraz Fetih Suresi’ni okudular, operasyona
katılan askerlerin başarısı için İlçe Müftümüz
Musa İmamoğlu dua etti. Daha sonra sabah
namazına katılanlara çorba ikram edildi.
Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı
üyeleri ve bu yola gönül vermiş
hocalarımız ile Onursal Başkanımız
Ahmet M. Ziylan’ın başkanlığında
güzel bir etkinlik düzenlendi.
ETKİNLİK
Yemekhane personelimiz Hanifi Çifçi’nin
emekliliği sebebiyle kendisine plaket
takdim edildi.
28 yıllık Hoşgör Fatih Kuran Kursu
hizmeti boyunca Kurs müdürü
Yusuf Kiraz ve eğitim vermekte olan
hocalarımızın öğrencilik yıllarına
tanıklık etmiş, birçok hâfızın yetişmesine
katkısı olmuştur. Emeklilik hayatında
huzur dolu günler dileriz.
PLAKETTAKDİMİ
18. 3534 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Gaziantep Müftülüğü,
Şahinbey Müftülüğü
ile Hoşgör Fatih İlim
Araştırma Vakfı
işbirliği ile 4 camii ve
4 okulda 100 derslikte
2995 öğrencinin
katılımıyla Yaz kuran
kursu programı
tamamlanmıştır.
“Kim güzel bir (işte)
aracılık ederse, ona
o işin sevabından
bir pay vardır. Kim
de kötü bir (işte)
aracılık ederse ona
da o kötülükten bir
pay vardır. Allah’ın
her şeye gücü yeter.”
Nisa, 4/85
YAZ KURAN KURSLARI
19. MÜKERREM NESİLLER YETİŞTİRMEK
SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİMİZ
YAŞLILAR YURDUNDAN NİNELER
VE DEDELER İLE EL ELE PROJESİ
YETİM ÇOCUKLARIMIZA
YARDIM KAMPANYASI PROJESİ
OKED TOPLUMSAL BARIŞ PROJESİ
KÖY OKULU KARDEŞLERİMİZLE
BİRLİKTELİK PROJESİ
SOKAK HAYVANLARINI BESLEME
PROJESİ
KURUMLAR
3736 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
2015 yılında “Önce İnsan” felsefesiyle eğitim ve
öğretim yolculuğuna başlamıştır. Bu yolculukta
gayemiz; geleceğe, adaletle ve zamanın
gerektirdiği tüm birikimlerle sahip çıkan, sahip
olduğu alanda ve meslekte vazifesini en iyi
şekilde ve hakkaniyetle yapan, toplum içerisinde
dimdik ayakta durabilen ve toplumu ayakta
tutan, ilme yön veren, haktan ve hakkaniyetten
ayrılmadan varlığını ifade edebilen nesiller
yetiştirmektir. Varoluş amacı Milli eğitim
temel kanununda da anlamını bulan temel
felsefeyi sahiplenmek, dolayısı ile önce insan
sonra alanında lider “MÜKERREM NESİLLER”
yetiştirmektir.
Özel Hayriye Özbudak Anaokulu olarak;
HEDEFİMİZ, gelişerek değişmek ve hep
ileri doğru ilerlemektir. YÖNTEMİMİZ,
sıradanlıktan değil alışılmışın dışında bir
eğitim ile hayattan kopmadan hayatın içinden
ama oynayarak, keyif alarak öğrenmektir.
ÖĞRENCİLERİMİZ, öğrenmeyi öğrenmek
isterken, millî ve manevî değerlere sahip
çıkarak, düşünen, soran, araştıran, çevresinin
ve kendisinin farkında, çağın gerekliliği ile
donanmış, hem gönül dünyası hem zihin
dünyası dopdolu nesiller olarak yetişmektedir.
Toplumu ayakta tutan birbirimiz için ne kadar
fedakârlık yapabildiğimizdir. Güzellikler ve
iyilikler paylaşıldığında çoğalır ve büyür.
Sonra kocaman bir güzellik olarak konar
kimimizin evine, kimimizin eline, kimilerimizin
de yüreklerine. Son zamanlarda yapılan
araştırmalar çocukların ödül beklentisi
olmadan ya da ceza korkusu duymadan yapmış
oldukları iyilikler üzerine yoğunlaşmakta.
Bu çalışmalarda, beklentisiz yapılan iyilikler
karşısında çocukların beyinlerinde salgılanan
mutluluk hormonu ile ödülden daha fazla
tatmin oldukları görülüyor. Hayriye Özbudak
Anaokulu olarak bizim çocuklarımız, sosyal
sorumluluk projelerinde yerlerini alarak
mutlu olmayı ve mutlu etmeyi öğreniyorlar.
Okulumuz bünyesinde yapmış olduğumuz
projeler:
Eğitimizin temellerinde:
“Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılacaklardan eyle”,
İbrahim Suresi, 40.
“Kişinin öldükten sonra geride bıraktığı şeylerin en hayırlısı, kendisine dua eden salih bir
evlattır”, Hz. Muhammed S.A.V.
“Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zira zaten size benzeyeceklerdir.
Kendinizi terbiye edin yeter”,
Üstün Dökmen
“Çocuğun eline koymadığınız şeyi aklına koyamazsınız”, Maria Montessori
“Oyun çocuğun işidir”, Maria Montessori
Özel Hayriye Özbudak Anaokulu,
20. KURUMLAR
3938 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Değişimi gelişmek için yaşayan, geçmişine
ve atalarına asla sırtını dönmeyen, millî ve
manevî değerlerini koruyan ve hayatında her
daim kullanan, haksızlıkların karşısında duran,
sanatı ve bilimi hayatın içerisinden çıkararak
kullanabilen ve tefekkür edebilen, araştıran,
düşünen, doğrulayan, merak eden, çözüm
üretebilen ve sevgisi ile kâinatı kuşatabilen
bireyler yetiştirir. Ezberci ve tekrar ettirici bir
değerler eğitiminden ziyade yaşanabilir ve
tüm hayatı boyunca uygulanabilir bir değerler
eğitimi anlayışındayız kızarak ya da korkutarak
öğretmek değil sevdirerek ve özendirerek
öğretmekten yanayız. Değerler eğitiminin, soyut
kavramların ve manevi eğitimin pedolojiye en
uygun şekilde verildiği, sevdirerek uygulamayı,
heveslendirip bıktırmamayı, teşvik edip heyecan
katmayı hedefliyoruz.
ÇanakkaleGeçilmezdiyenminikyiğitlerimiz
Al yıldızlı Bayrağımızı yapıyoruz.
MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLER
DEĞERLER EĞİTİMİ: DİNİ VE AHLAKİ EĞİTİM
Cumhuriyet ağacımızı yapıyoruz.
Milli veManevi değerlerimiz
Bir nesil yetiştirmeye talibiz. Öyle bir nesil ki üstat
Necip Fazıl’ın dediği gibi: “Orada kim var denildiğinde
sağına soluna bakmadan ben varım diyebilecek; asrı
elinde tutabilecek maneviyata ve güce sahip bir gençlik”
yetişecek çocuklara talibiz. Bıktırmadan, usandırmadan
mini minnacık adımlarla hedefimize sevgi ile ilerliyoruz.
Sevgi veriyoruz ve minik gönüllerde kainatı kuşatacak
bir sevgi inşa ediyoruz.
Mevlana gibi engin yürekli
Lokman hekim gibi hikmetli
Hüdâyi gibi mahlukâta karşı hizmetli
Fatih Sultan Mehmed gibi cesaretli
Eyyûb El Ensar-i gibi vefalı
Yunus Emre gibi şefkatli
Mimar Sinan gibi zerafetli
SAKAL-I ŞERİF
PEYGAMBERİM
CAMİ - NAMAZ FİL VAKASI
MEVLANA
MANEVİ DEĞERLER
21. 4140 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
Sıradan eğitimin dışına “kendim yapıyorum”
atölyeleri ile çıkıyoruz. İnce ve kalın motor
gelişimimizin temelinde atölyelerimiz yatıyor.
Baretimizi takarız, çekiç, çivi, testere ile işe
koyuluruz. Hem eğleniriz hem iş yaparız.
Bilim atölyesinde inceleme, araştırma ve bilimsel
soru sormaya giriş yapılıyor. Arkadaşlarına
evde hazırlanan deneylerini anlatıyor minik
yavrularımız. Vücudumuzu, gezegenleri ve uzayı,
kimyasal maddeleri çocuğun penceresinden
anlatıyoruz.
“Okuma bilmeyen” çocuklarımız arkadaşlarına
resimli hikaye kitaplarını okuyorlar/anlatıyorlar.
Toplum önüne çıkmayı ve konuşmayı
öğreniyorlar. Öğretmenleri öğretiyor: nasıl
anlatılır, vurgu nasıl olur, betimleme nasıl yapılır.
Örgü ve dikiş-nakış gibi ince işlerin yaşlılık
döneminde görülen unutkanlığı azaltıcısı etkisi
olduğu bilimsel olarak belirlenmiştir. Beynin
ilgili bölgesini gelişiminde fayda sağlayan
ince motor kaslarını gelişimine katkı sağlayan
atölyemizde çocuklarımız dikiş, biçki, kesme gibi
işler yapmaktadır.
Toplum Önünde Kendini Doğru İfade
Edebilmenin Adresi
Hayriye Özbudak Anaokulunda çocuklarımızın
her birine topluluk önünde kendilerini ifade
edebilme şansı sunuyoruz. Yavrularımız
deneylerini sınıf arkadaşları ile paylaşıyor,
hikâyelerini anlatıyor ve sınıf içerisinde farklı
görevlerde sorumluluklar alarak kendilerini çok
daha iyi ifade edebilen bireyler haline geliyorlar.
Bilimi Hedef, İlmi Rehber Edinmiş Lider
Şahsiyetler
Çocuklarımıza kattığımız araştırmacı ruh
ile onlar her şeyi inceliyorlar, soruyorlar,
sorguluyorlar, sonuçlar çıkarıp çözümler
üretiyorlar. Her sınıfımızda kendilerine ait göz
bantlarını, metrelerini, büyüteçlerini alıp ellerine
hayatı keşfe çıkıyorlar. Kurduğumuz atölyelerde
çalışıyorlar ve duyu organlarının gelişimini
sağlıyorlar.
ATÖLYELERİMİZ
Sıradan Değil; Yenilikçi, Durağan Değil Hareketli Bir Eğitim
Hayatın İçinden Hayatı Öğreten - Dokun - Hisset - Öğren
Öğretmek her zaman bıkmadan ve
yılmadan öğrenmeye istekli olmak demektir.
Okulumuzdaki öğretmenlerimizin tamamı
yıllarca okul öncesi alanında tecrübeler
biriktirmiş, gönüllerinde öğretmek aşkı ve
hazzı ile eğitim veriyorlar. Eğitimci kadromuz
yeniliklere açık, aktif ve enerjik bir şekilde her
gün güne başlıyor ve gün boyu aynı enerji ile
devam ediyor.
Sadece anlatanın ya da sadece dinleyenin
olmadığı öğretmenin öğrencisi ile birlikte
ürettiği aktif bir sistemde çalışıyoruz.
Çocuklarımız günün sonunda yoruluyorlar ama
bıkmıyorlar. Enerjilerini atıyorlar ama şikayet
etmiyorlar çünkü her bir ders farklı bir sürpriz
sunuyor onlara.
Hayatın içinden, yaşamdan kopmadan, kendini
sürekli tekrarlamadan, her güne yeni bir
heyecan yeni bir araştırma ile başlıyoruz. Neyi
neden yaptığımızı, eşyaların nasıl üretildiğini,
bitkilerin nasıl ve nerelerde yetiştiğini, hayatın
içinde kullandığımız her şeyi nerede ve
nasıl kullandığımızı bilmeyi önemsiyoruz.
Klasik boyama ve oyun eğitimi yerine dokunarak
duyuları kullanarak öğrenme metodu
uygulanmaktadır. Kalıcı ve eğlenerek eğitim ile
geleceğin nesillerinin temeli atılmaktadır.
JİMNASTİK
UZAY YÜRÜYÜŞÜ
SPOR
YARIŞ-MÜCADELE
KURUMLAR
22. 43http://www.hosgorkulliyesi.org
KURUMLAR
HOŞGÖR KARATAŞ KIZ KURAN KURSU
GürpınarKızKur’anKursuİdarecisiŞefika
Kaya Meriç Hocamızın öğrencilerimize
yapmış olduğu seminerden kareler..
103. Sene-i devriyesinde “Çanakkale
ve Aziz Şehidlerimizi” yad ettik. Allah
onlardan razı olsun..
“Mahremiyet Eğitimi” konulu seminer
gerçekleştirildi.
Bugün bir Hafizemiz daha hıfzını
tamamladı Elhamdülillah. İlahilerle,
dualarla, temennilerle kutluyoruz. Rabbim
sayılarını artırsın inşallah.
PANOLARIMIZ
“Hz. İbrahim(a.s) ve Gıybet”
“Müminler ancak kardeştir”
“Manevi Baharımız”
“ Üç Aylar”
42 HOŞGÖR BÜLTENİ-2018
23. 45http://www.hosgorkulliyesi.org
Şahinbey ilçe Müftülüğü’nün yapmiş
olduğu Yaz Kur’an Kursları, Kur’an-ı güzel
okuma yarışmasında ögrencimiz Gülay
Yaşar birinci olmuştur.
KURUMLAR
HOŞGÖR BÜLBÜLZADE KIZ KURAN KURSU
Kursumuz öğrencileriyle birlikte
Gaziantep’in tarihi dokusunu daha iyi
anlamak ve tanımak adına Büyükşehir
Belediyemizin destekleriyle düzenlenen
geziden kareler...
Kursumuzun öğrencileri ile birlikte
katılmış olduğumuz Gaziantep Büyükşehir
Belediyemiz tarafından düzenlenen
“Haremeyn,Hac,Mukaddese Yolculuk”
konulu sergi açılışından kareler....
Dedim Hafız, Bu nasıl bir yüktür?
Dedi, “Korkma ya hu” Allah bütün
yüklerden büyüktür...
Kursumuz talebeleri için hazırlanan
hafızlık programlarından kareler...
Vakfımızın imkanları
dahilinde zaman zaman
öğrencilerimizle Milli ve
Manevi Değerlerimizi
kapsayan Değerler
Eğitimi Gezi programları
düzenliyoruz.
Zaman zamanda AntepPark
gibi geziler düzenliyoruz.
44 HOŞGÖR BÜLTENİ-2018
24. 47http://www.hosgorkulliyesi.org
HOŞGÖR BÜLBÜLZADE KIZ KURAN KURSU
Hüzünlü besmeleler gelir akla, besmeleyi her
çektiğinde bırakır tüm hayatını geriye. Kur’ân’ı
ile başka bir hayatı daha vardır hafızın. Tüm
yorgunluklarını, tüm meşguliyetlerini arkasına
alır bir besmelesiyle. Kur’ân’ına derdini açar,
zaten tek derdi o olsa bile. Derdi odur, dermanı o,
sıkıntısı odur, duası o. Ezberlediği ayetlerde fena
olan gelir, bir ayeti okudumu diğer ayeti özleyen
gelir. Vuslat gelir akla ezberlediği her yeni ayette
vuslatın kokusunu alan gelir ve tek gayesi olan
vuslat arzusu daha da çoğalır gönlünde. Gözyaşı
gelir akla Kur’ân’ın sayfalarına inci gibi dökülen
tane tane gözyaşı. Saf yakarışlar, geceler gelir akla,
gecenin en derin yerinde, kimselerin olmadığı
saatlerde bulur kimsesini, en sevdiğini, gerçek
sevgilisini. Korkar hafız dediğin, hıfz ettiği her
ayetin gönlünden süzülerek çıkmasından korkar.
Evet korkar hafız, Kur’ân’ını açmadığı vakit
unutmasından ve O’nun nazından korkar. Hafız
için O nazlı Kur’ân ihmal edilmeye layık mı ki.
Tıpkı nefes almayı ihmal etmek gibi. Ağzından
çıkan her ayeti içine geri solar hafız, ta ki gönlüne
yerleşinceye kadar. Ve olmazlar olmazı sabır
gelir akla. Hafızın en büyük kalkanıdır sabır.
Ezberlediği her yeni sayfa yeni imtihanların
kapısını açar, karşılaştığı her imtihana sabırdan
sonraki selametin umuduyla göğüs germeye
çalışır. Ve hafız denilince Aşk gelir akla, ezber
için girdiği bu yolda aşkı ezberler harf harf. Ve
Aşk denilince Hafız gelir akla kim sevdiğinin
sözlerini ezberler uğru uğruna…
Hilal BOZKURT (Kurân Kursu öğrencisi)
HAFIZLIK DENİLİNCE
HAFIZLIK
Azığı; sabır olan bir yoldu bizimkisi…
İmtihan, hüzün ve gözyaşı ise katığıydı…
Allah için, her şeye göğüs germekti…
Ayağına batan dikenlere aldırmadan, yürümekti…
Kim ne derse desin, söylenenlere sağır olmaktı…
Öfkesini sineye çekip, susabilmekti…
Ayağın takıldığında yılmadan, yorulmadan yoluna
devam etmekti…
Her düştüğünde, daha da güçlenerek ayağa
kalkmaktı…
Her okuduğun besmele ile başka ufuklara açılmaktı…
Rahmet denizinde, damla olmaktı…
Gecenin karanlığında, güneş gibi doğmaktı…
Susamış insanlara, sâki olmaktı…
Hafızlık fedâkârlıktı…
Evinden, ailenden, akrabalarından, arkadaşlarından
ayrı kalmaktı…
Vuslat hasretinden, yanıp tutuşmaktı…
Şeytana inat, ayetleri kalbine nakış nakış işlemekti…
Peygamberimiz (s.a.v)’in izinden gitmekti…
Konuşmamızın Kur’ân, kokumuzun Kur’ân
kokmasıydı…
Kısacası hafızlık; YÜRÜYEN BİR KUR’ÂN olmaktı…
Müzeyyen EKER (Kur’ân Kursu öğrencisi)
Rahlenin başında başlayan bir hikaye bizim
hikayemiz
Seçilmiş olana talip seçilmiş olmanın aşkıyla
yapıyoruz işimizi
Her ayette yenileniyor ruhumuz,
Mesela; “Biz Kitabı kullarımız arasından süzüp
seçtiklerimize miras kıldık“ diyor Rabbimiz.
Ve ümitleniyoruz
Biz diğer insanlar gibi sırtımızda dünyevi
eşyaları değil, gönlümüzde Allah’ ın ayetlerini
taşıyoruz
Biliyoruz ki yolumuz Allah’ a
Yoldaşımız Rasulullah (s.a.v)
Yolu Allah’ a yoldaşı Rasulullah olanın işindeki
zorluk gözüne gelir mi hiç
Rıza uğruna feda edilmiş bir ömür bizimkisi
Sadece ömrümüz değil bütün vârımız onun artık
O’ nsuz bir hayat sürmeyi düşünenler zelil
oldular şimdi
O’ nu yarım bırakanların her daim bir tarafları
yarım kaldı
Biz de biliriz ki; bundan sonra O’nsuz da olmaz
O’ nsuz da yaşanmaz…
Şule ARIKAN (Kurân Kursu öğrencisi)
46 HOŞGÖR BÜLTENİ-2018
25. 4948 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
HAFIZLAR TAÇ GİYDİ
Gaziantep Şahinbey İlçe Müftülüğü’ne
bağlı Hoşgör Fatih Kur’an kurslarında
eğitimlerini başarılı bir şekilde tamamlayan
70 hafız ve hafize düzenlenen törenle
icazetlerini aldı. Gazianteplilerin yoğun
bir ilgi gösterdiği törende konuşan İl
Müftüsü Ahmet Çelik, Kur’an okumanın
ve hafızlığın bir meslek olmadığını belirtti.
Gaziantep’te bulunan Hoşgör Erkek ve Kız
Kur’an Kurslarında hafızlığını tamamlayan 70
hafız için “33. Hafızlık Merasimi” düzenlendi.
Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde
düzenlenen icazet törenine, Din Hizmetleri
Uzmanı Davut Kaya, Gaziantep İl Müftüsü
Ahmet Çelik, Kilis İl Müftüsü Mahmut
Karatepe, Kahramanmaraş İl Müftüsü
Celal Sürgeç, Şahinbey İlçe Müftüsü Musa
İmamoğlu, Şehitkamil Belediye başkan vekili
M.Hayri Özkeçeci , Şahinbey belediye başkan
vekili Cuma Güzel Vakıf onursal başkanı
Ahmet Ziylan, Vakıf Başkanı Abdullah
Bayram, Dernek başkanı Nihat Durur,
kamu kurum müdürleri, STK temsilcileri
ile hafız öğrencilerin aileleri ve halk katıldı.
Sunuculuğunu Hafız Mustafa Efe’nin yaptığı
icazet programı kurs öğrencisi Hafız Enes
Özata’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programın açılış konuşmasında Şahinbey İlçe
Müftüsü Musa İmamoğlu, her yıl kurslarında kız ve
erkek olmak üzere 40 mezun verdiklerini belirtti.
İmamoğlu, “2016-2017 eğitim öğretim yılında 70
hafız mezun ettik. Kız-erkek Kur’an kurslarımızdan
hafız ve hafize olan öğrencilerimizin icazet töreni
için buradayız. Hayırlı olsun diyorum. Hoşgör Kur’an
kursumuz 1961 yılından bu yana hizmet veren
çok köklü ve artık Güneydoğu’nun markası olmuş
bir Kur’an kursumuzdur. Her yıl ortalama olarak
kursumuzdan 35-40 civarında hafız mezun ediyoruz.
Kız Kur’an kurslarımızı da buna dahil ettiğimiz zaman
her yıl 70-80 civarında hafız mezun ediyoruz. Bu
sene toplam 70 hafızımız oldu. Bir hafız ortalama 2
yıl bir sürede hafızlığını tamamlar. şeklinde konuştu.
Hafızların tekbirlerle salona girmesiyle gözyaşlarına
hâkim olamayan misafirler duygulu anlar yaşarken,
programda yapılan konuşmalarda Kur’an’ı Kerim’in
insanlığı kurtarıcı kitap olduğuna dikkat çekildi.
2017 MERASİM
26. 5150 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
MERASİM
“Kur’an’a hizmet etmek her Müslüman’ın işidir”
Programda bir konuşma yapan
Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik,
Kur’an okumanın ve hafızlığın bir meslek
olmadığını ve Kur’an’a hizmet etmenin
her Müslüman’ın işi olduğunu vurguladı.
Kur’an ilminin ve bilgisinin herkese ulaşması
için çalışmanın her müminin görevi ve
vazifesi olduğunu vurgulayan Çelik, “Bizim
kitabımız Kur’an’dır. Hangi meslekten olursak
olalım. Kur’an okumak, hafızlık bir meslek
değildir. Kur’an’a hizmet etmek bir meslek
değildir. Kur’an’ı Kerim’in bize getirdiği
ahlak kuralları, muamelatı ve diğer kuralları,
Kur’an’a hizmet etmek her Müslüman’ın
işidir. Hangi görevde olursak olalım. Bir
Müslüman olarak Kur’an’a hizmet etmek
hepimize lazımdır. Kur’an’ı Kerim ilminin
ve bilgisinin herkese ulaşması için çalışmak
her müminin görevi ve vazifesidir.” dedi.
Çelik, “Bugün bizim en büyük sıkıntımız
‘neden çocuklarımız ve gençlerimiz İslami
şahsiyetle,kimliklebüyümüyorveyetişmiyor?’
diyoruz. Bir şeyin bilgisi yoksa onun kimliği
de olmaz. Bir şeyin bilgisi verilmiyorsa onun
bir fikri de olmaz. Bugün ülkemizde ve İslam
âleminde çektiğimiz sıkıntı budur. Eğer biz
Kur’an ahlakı diyorsak Kur’an’ı Kerim’in
bilgisini edinmemiz lazım. O’nu anlamamız
ve öğrenmemiz lazım. Bu bakımdan
İslami şahsiyetler, İslami mefkûre Kur’an’ı
anlamakla başlar. Kur’an’ı anlamak ise O’nu
okumakla, öğrenmekle olur. Öğrenmeden
anlamaya, anlamadan yaşamaya geçmek
mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.
Yüzakı Dergisi Genel Yönetmeni Hafız
Muhammed Ali Eşmeli Hafızlık ile
ilgili şiir okudu. Tasavvuf Musikisi
tarafından ilahiler seslendirildi.
Hafız Musa Bilir, Hâfız İlyas Avcı, Hafız
Eyüp Ahraz ‘ın Kur’an’ı Kerim tilavetleri
ile salonda manevi bir atmosfer yaşandı.
Vakıf Onursal Başkanı Ahmet Ziylan ve Dernek
Başkanı Nihat Durur birer konuşma yaptı.
Program yapılan dua ve hafızların icazet belgelerini almasıyla sona erdi.
HAFIZLAR TAÇ GİYDİ
27. 5352 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
ETKİNLİKLER
15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ
15 Temmuz darbe girişiminin halk tarafından
önlenmesinin yıl dönümü dolayısıyla
anma etkinlikleri kapsamında Gaziantep İl
Müftülüğü tarafından 15 Temmuz Şehitleri
için mevlit okutuldu.
Ulu Camii’nde gerçekleşen programda şehitler
için Kur’an-ı Kerim, mevlidi şerif ve program
sonunda İl Müftüsü Ahmet Çelik tarafından
şehitler için dua okundu.
Mevlit programının ardından Çelik, camiye
gelenlere şehit ve şehadetin önemiyle ilgili
vaaz verdi. Vaazdan sonra cuma namazına
geçilirken, vatandaşlar, Şahinbey İlçe Müftüsü
Musa İmamoğlu’nun “Salaların Şahit Olduğu
Direniş: 15 Temmuz” konulu hutbeyi dinledi.
İmamoğlu, “Biz millet olarak bundan bir
yıl önce 15 Temmuz’da Allah’ın bu vaadinin
gerçekleştiğine yeniden şahit olduk. O gece
ülke ve millet olarak büyük bir ihanet ve
işgal teşebbüsüne maruz kaldık. Bu karanlık
gecede Allah’ın lütuf ve rahmetini, yardım
ve inayetini bizlerden esirgemediğini bir
kez daha müşahede ettik. Bunun için 15
Temmuz’un sene-i devriyesinde millet olarak
bizlere düşen en önemli vazife, Allah’ın
lütuf ve inayetini, rahmet ve nusretini asla
unutmamaktır. Bu büyük badireyi omuz
omuza atlatmış müminler olarak üzerimize
düşen, yüce Rabbimize olan hamdimizi,
senamızı, şükrümüzü, secdemizi hiçbir zaman
eksik etmemektir.” dedi.
15 Temmuz gecesi bütün Müslümanların
Türkiye için dua ettiğini ifade eden İmamoğlu,
şunları söyledi: “Hiçbir zaman unutmamamız
gereken bir gerçek de yeryüzünde bize umut
bağlamış mazlum, mahrum ve mağdur
kardeşlerimizin o gecede gözyaşları ile
yaptıkları dua ve yakarışlarıdır. O gece
Peygamberimizin ‘Müminler, bir binanın
yapı taşları gibidir. Onlar, birbirlerinin hayata
tutunmasını temin ederler.’ hadisi şerifinin
anlamını hep birlikte yaşadık. Zihinlerimizden
asla çıkartmamamız gereken diğer bir husus
da o gece maruz kaldığımız ihanet ve işgal
teşebbüsünün din kisvesi altında yapılmasıdır.
15 Temmuz gecesinde şahit olduk ki haktan
yana görünerek 40 yıl boyunca bu milletin
dinini, imanını, değerlerini, duygularını,
zekât, sadaka ve yardımlarını istismar eden
bir ihanet şebekesi milletimizin varlığına kast
etti. Milletin çocuklarını çalarak birkaç nesli
heba eden bir nifak hareketi, müstevlilerin
kendi emelleri doğrultusunda ülkemizin
bekasını hedef aldı. Bu ihanet girişimi bir kez
daha gösterdi ki bizlere düşen vazife, yüce
dinimizi sahih kaynaklardan öğrenmektir.
İslam’ı, Kur’an ve sünnetin rehberliğinde en
güzel şekilde yaşamaktır.”
Program, cemaatle kılınan cuma namazının
ardından sona erdi.
Programa; İl Müftüsü Çelik, Şahinbey İlçe
Müftüsü İmamoğlu, Şahinbey Belediye
Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sivil toplum
kuruluşu temsilcileri, Hoşgör Kur’an Kursu
öğrencileri ile vatandaşlar katıldı.
28. 5554 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
ETKİNLİKLER
AYLIK HATİM PROGRAMLARI
Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan
nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte
O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında
idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola
eresiniz. Ali İmran Suresi 103. ayet meali
Memleketin selameti için okunan hatimlerin
duası her ayın ilk pazar günü yapılıyor.
Askerlerimiz, polislerimiz ve şehitlerimiz için
dualar ediliyor.
Milletimizin çektiği sıkıntıların çok olduğu
bu vakitte Rabbimiz askerde vatani görevini
yapmakta olan, polislik mesleğini yerine getirerek
vatanın birliğini ve bütünlüğünü koruyan tüm
müslüman kardeşlerimizin yardımcısı olsun.
Zor zamanlardan geçiyoruz. Bu zamanlarda
her zaman sığındığımız Rabbimize sığınarak
gerek evlatlarımızı gerek abilerimizi ve gerekse
babalarımızı yine O’na emanet ediyoruz.
Ey Kainatı yoktan var eden, her şeyi emrimize
yar eden Ulu Allah!
Lutfun ile bize bahşettiğin bunca nimetlere karşı
layıkıyla şükürden aciziz. Bu aczimizin ifadesi
ile ellerimizi açtık, boynumuzu büktük, yalnız
sana ibadete ediyor ve yalnız Sen’den yardım
diliyoruz. Dualarımızı kabul eyle Ya Rabbi!
Onursal Başkanımız Ahmet Ziylan 05 Aralık 2017 Saat:20.00’de Gaziantep Şafak FM 98.0 ‘de
her Salı yayınlanan ve Mehmet Dal’ın sunduğu Vakti Melal Programına katıldı. Programda
“Hayat Notları” ve 4. Kitap “Şikayet Yok Çare Var” konuşuldu.
Bir gün ne para kalacak, ne pul; ne bağ kalacak
ne bahçe!.. Fakat o gün; «Ahlar, vahlar, keşkeler»
kalacak. O gün sabırlı ve fedâkâr olanlar
kazanacak. «Hep ben haklıyım!» demeyenler,
karşısındakininde haklı olabileceğini
düşünenler kazanacak. İş işten geçmeden önce,
kadir kıymet bilmek lâzım. Muhatabımızın da
haklı olabileceğini düşünmek lâzım. Kendimizi
karşımızdakinin yerine de koymamız lâzım.
Sonradan pişmanlık fayda vermez.
İzleyicilerden aldığı beğeni üzerine farklı
zamanlarda programın tekrarı yayınlandı.
RADYO PROGRAMI “VAKTİ MELAL“
Ey bütün dertlere şifa bahşeden Rabbimiz!
Hasta gönüllerimizi iyileştir, dertli kullarına
deva, hasta kullarına şifalar ihsan eyle Ya
Rabbi! Bütün işlerimizin akibetini hayırlı eyle.
Bize dünyada ve ahirette iyilik ve güzellikler
ver. Bizleri cehennem azabından koru Ya
Rabbi!
Ya ilahel alemin! Ürpermeyen kalpten, kabul
olmayan duadan, doymayan nefisten ve fayda
vermeyen ilimden sana sığınırız. Ölümün
şiddetinden ve sıkıntısından, cehennem ve
kabir azabından, gevşeklik ve ihtiyarlıktan,
zenginliğin ve fakirliğin fitnesinden Sana
sığınırız. Bütün hata ve günahlarımızı
yıkayarak, arınmış bir kul olarak huzuruna
çıkmayı bizlere nasip eyle Ya Rabbi!
Aç gözlülükten, dünyaya meyletmekten, uzun
ömür peşinde koşmaktan bizleri muhafaza
buyur Ya Rabbi!
Ya Rabbi! Şu anda huzurunda büyük bir
ümitle sana el açan, vatanına, milletine hizmet
için, vatanına kurban olsun diye eline kına
yakılan yiğitlerin, mehmetçiklerin, annelerin,
babaların, kardeşlerin, eşlerin, çocukların,
akrabaların, komşuların yapmış oldukları
duaları kabul eyle, kalplerindeki güzel ve halis
istekleri Sen makbul eyle.
Ey Rabbimiz! Dinimizi, Kur’an’ımızı, ırzımızı,
namusumuzu, iffetimizi, şerefimizi, ordumuzu,
yurdumuzu muhafaza eyle. Memleketimize göz
diken düşmanlara ve memleketin kötülüğüne
çalışanlara fırsat verme Ya Rabbi!
Dinimize yardım edenleri iki cihanda aziz
eyle, her türlü hizmetlerinde muvaffak eyle
Ya Rabbi! Senin yolundan, Kur’an yolundan,
İslam’ın yolundan bizleri ayırma Ya Rabbi!
Bugün burada, canı, gözü gibi büyüttüğü fidan
gibi delikanlıları, genç yiğitleri yetiştiren ve
gururla, iftiharla, dualarla başı dik, alnı açık,
gururla, göğsünü gere gere askere uğurlayan
annelerin, babaların, emeği geçenlerin
kalplerinden geçen duaları da kabul eyle.
AMİN
29. 5756 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
ETKİNLİKLER
Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar PLATFORMU
Vakfımızın üyesi olduğu Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar
Platformu her ay bir üyenin ev sahipliğinde 36 STK’nın
temsilcilerinin katılımıyla toplanmaktadır. Gündeme
alınan konular hazırda bulunan STK’ların ortak kararı ile
uygulanmaktadır
Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar Platformu,
‘nun etkniliklerine Anadolu Tevhid
Vakfı, Ayder-Davet ve Kardeşlik Vakfı,
Bülbülzade Vakfı, Bilimder, Cihander
Derneği, Darulhadis Cemiyeti, Eğitim
Hizmet Vakfı, Ensar Vakfı, GAİMDER,
Hasan Hoca İlim Yayma Vakfı, Hayrat
Yardım Derneği, Hoşgör Fatih İlim Yayma
Vakfı, İlim Hikmet Derneği, İlim Yayma
Cemiyeti, Köprü Derneği, Medeniyet
Vakfı, Memursen Gaziantep, Semerkand
Vakfı, Vahdet Vakfı, Verenel Derneği,
TÜGVA, katılmaktadır
GÖNULKUR ETKİNLİĞİ: KUDÜS CUMA’SI
Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar olarak Mısır’a ve
halkın oylarıyla seçilmiş olan Cumhurbaşkanı
Muhammed Mursi başta olmak üzere İhvan
liderlerinden Muhammed Bedii, Muhammed
Biltaci ve Yusuf El-Karadavi gibi 107 kişinin
hakkında Mısır cuntasının verdiği idam
kararına tepki olarak bir yürüyüş düzenledik.
Yeşil Camii de kılınan İkindi namazına
müteakip başlayan yürüyüş Ordu Caddesi
üzerinden Yeşilsu Şehitler Abidesine kadar
Tekbirler, “İhvan’a selam direnişe devam”
“Antep uyuma kardeşine sahip çık” “Defol sisi,
seninleyiz Mursi” gibi çeşitli sloganlar eşliğinde
devam etti.
Şehitler Abidesinde yapılan basın açıklaması,
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayıp Gaziantep
Gönüllü Kuruluşlar Dönem Sözcüsünün
yaptığı basın açıklamasının ardından dua ile
son buldu.
30. 5958 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
HABER
ADİL ÖZBERK CAMİİ AÇILIŞ TÖRENİ
Adil Özberk Camii düzenlenen
bir törenle hizmete açıldı.
Törene Vali Ali Yerlikaya, Eski Diyanet
İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez,
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma
Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet
Tahmazoğlu, Din Öğretimi Genel Müdürü
Nazif Yılmaz, Hoşgör Fatih İlim Araştırma
Vakfı Onursal Başkanı Ahmet M. Ziylan,
Vakıf Başkanı Abdullah Bayram ve vakıf
yönetim kurulu üyeleri, Adil Hoca Derneği
Yönetim Kurulu ve üyeleri, Adil Özberk
Hocaefendinin yetiştirdiği öğrencileri,
protokol üyeleri ve davetliler katıldı.
Kur’an tilavetiyle başlayan törende Mehmet
Görmez kürsüye gelerek, “Bugün peş peşe
güzellikler yaşıyoruz. Yaptığımız açılışların
yağmur gibi devam etmesini diliyorum.” dedi.
Adil Özberk’in Antepliler tarafından
çok sevildiğine değinen Görmez,
“Cuma geldiğinde herkesi büyük bir
heyecan kuşatırdı. Adil hocanın verdiği
vaazı dinlemek için yollar kapanırdı.
Allah kendisine rahmet eylesin.” dedi.
Konuşmasının devamında camilerdeki
cemaat sorununa değinen Görmez
“Camilerin yapımına devam edilmeli fakat
camilerimizi dolduracak cemaatlere ihtiyaç
var. Burada din görevlilerine büyük görev
düşüyor. Sadece minarelerden değil, mahalle
sakinlerini, komşularını kapı kapı gezerek,
ziyaret ederek camilere davet etmeliler.
Şehre Nefes Aldıran Mekânlar
Görmez, camilerin cemaatlerle
doldurulması gerektiğini belirterek,
“Merhum Adil Hocamızın adına yapılan
böyle bir caminin açılışında bulunmaktan
büyük bir mutluluk duyuyorum. Cenab-ı
Hak kendisine rahmet eylesin. Cuma
günleri geldiğinde bütün herkesi Adil
Hocayı dinlemeye gitme heyecanı
sarardı. Mehmet Paşa Cami’ne giden
Karagözdeki cadde kapanıp seccade
serilirdi ve herkes hocamızı dinlemeye
gelirdi. Hocamız o zaman hakkın sesiydi.
Bu şehre nefes aldıran mekânlar yaptıkları
için belediye başkanlarımızdan Allah
razı olsun. Ancak bu camilerin içinin de
doldurulması gerekiyor. Camilerimizin
genç cemaatlere ihtiyacı var. Burada da din
gönüllüsü kardeşlerimize büyük görevler
düşüyor. Din görevlisi kardeşlerimiz
görev yaptıkları camilerin etrafında
bulunan evleri ziyaret ederek cami
cemaatini artırmalıdırlar. Cenab-ı Hak
Şehirlerimizi mabetsiz, mabetlerimizi
cemaatsiz, cemaatlerimizi ibadetsiz,
ibadetlerimizi de ihlassız kılmasın” dedi.
Camiler Yapmaya Devam Edeceğiz
Tahmazoğlu, göreve geldiği günden
bu yana cami yapımına büyük önem
verdiklerini belirterek “Adil Özberk
Hoca’mızın ismini taşıyan parkımızın
ve camimizin yapımını tamamlayarak
vatandaşlarımızın hizmetine sunduk.
Mehmet Görmez hocamız her 3.000 kişiye
bir cami olması gerektiğini söylemişti.
Göreve geldiğimizde 250.000 nüfusa sahip
Karataş’a üç tane cami yeri ayrılmıştı. Şu
anda sadece Karataş’ta 15’in üzerinde
camimiz var ve bir taraftan da yapmaya
devam ediyoruz. Buranın yakınında
Türkiye’nin ikinci büyük camisi olan
Akkent Camisi’nin de yapımı devam ediyor.
Camiler bir araya geldiğimiz, dinimizin
sembolü olan minareleri gördüğümüz
zaman buranın Türk ve İslam beldesi
olduğunu gösteren en büyük nişanelerden
birsidir. Ben camimizin yapımında emeği
geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Allah şehirlerimizi mabetsiz,
mabetlerimizi cemaatsiz bırakmasın.
Cumanız mübarek olsun.” dedi.
31. 6160 http://www.hosgorkulliyesi.orgHOŞGÖR BÜLTENİ-2018
HABER
Şehitkamiller, Eren Bülbüller hep yaşayacaktır
Gaziantep Kitap ve Kültür Etkinlikleri
Eren Bülbül Sosyal Tesisinin açılışı yoğun
katılımla yapıldı. Açılışa; Adalet Bakanı
Abdülhamit Gül, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya,
AK Parti Gaziantep Milletvekilleri Canan
Candemir Çelik, Ahmet Uzer, Mehmet Erdoğan,
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma
Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet
Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı
Rıdvan Fadıloğlu, Hoşgör Fatih İlim Araştırma
Vakfı Onursal Başkanı Ahmet M. Ziylan, Ökkeş
Eruslu, Muhtarlar ile çok sayıda davetli katıldı.
Törende konuşan Adalet Bakanı Abdülhamit
Gül, hizmetlerin hayırlara vesile olmasını
diledi. Bakan Gül, şunları söyledi: “Bugün
gerçekten çok önemli bir tesisi, çok güzel bir
eseri Şehitkamil ilçemize, Gaziantep’imize
kazandırıyoruz. Bizim yolculuğumuzun
temel felsefesi millete tepeden bakan, millete
hükümranlık kuran, millete efelik, efendilik
taslayan değil; millete hizmetkar olan bir
anlayışın eseridir.
Gerçekten Şehitkamil Belediyesinin yapmış
olduğu taziye evine Eren Bülbül isminin
vermesi de ayrı bir mana içeriyor. Şehitkamil
deyince vatan, memleket için nasıl bir insan can
verir bunu anlarız. Eren Bülbül dediğimizde de
yine vatan, memleket için nasıl can verilir, bunu
görürüz.
36 yıldır Ankara ve İstanbul’da Ramazan
ayının manevi havasını kitapla buluşturan
etkinlik fuarı bu yılda Gaziantep’te açıldı.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından
organize edilen “Gaziantep Kitap ve Kültür
Etkinlikleri” vatandaşlardan ilgi gördü.
İstasyon Parkı’nda bin 500 metrekare kapalı
alanda gerçekleştirilen etkinlik fuarına 55
stantta yaklaşık 70 yayıncı katıldı.
Özellikle İstanbul’dan katılan yayıncıların
Gaziantep ve bölgedeki kitapseverlere
ramazanı kitap tadında yaşatmak için yüzde
50’ye varan indirimler uyguladılar.
Kitap ve kültür etkinlikleri kapsamında
kitapseverler birbirinden değerli yazarlar ile
imza günlerinde buluşarak, onlarla sohbet
etme imkanı buldular.
Buradan bir kez daha iyi ki varsın Eren diyoruz. Hiç kimse
Eren’leri, Şehitkamil’leri unutturamayacak. Kıyamete
kadar vatan, memleket için canını veren kahramanları
unutmayacağız.
Terörle mücadelede ülkemiz asla diz çökmeyecek.
Türkiye’yi bölmek isteyenlere inat daha fazla bir, daha
fazla beraber ve kardeşçe, omuz omuza kıyamete kadar
yaşayacağız.