SlideShare a Scribd company logo
1 
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ 
İKTİSAT LİSANS PROGRAMI 
LİTOSFERİK AFETLER 
1. DEPREMLER VE OLUŞUM NEDENLERİ 
Prof. Dr. Ali Osman ÖNCEL
2 
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 
1.1. Depremin Tanımı 
1.2. Deprem Büyüklüğü ve Enerji 
1.3. Deprem Büyüklük ve Frekans Yasası 
1.4. Deprem Gerilmesinde Değişim 
1.5. Deprem Tehlikesinde Değişim
3 
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular 
Depremlerin Geleneksel ve Modern Anlamları Arasında ki Fark Nedir? 
Depremlerin Geleneksel ve Modern Anlamı Nedir? 
Deprem Büyüklüğü ve Boşalan Enerji Arasında İlişki Nasıldır? 
Deprem Sayısında Artış İzleme Sistemlerine Neden Bağlıdır? 
Depremleri Meydana Getiren Gerilme Türleri Nedir? 
Deprem Tehlikesi Nedir? 
Marmara Bölgesinde Hakim Gerilme Türleri Nedir?
4 
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri 
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde 
edileceği veya 
geliştirileceği 
Depremlerin temel 
kavramlarını öğrenecek 
Depremleri meydana getiren 
bölgesel gerilme tiplerini 
anlayacak 
Gerilme türüne bağlı olarak 
levhaların girişimlerini 
açıklayacak 
Beklenen büyük depremlerin 
olduğu Marmara bölgesinin 
büyük depremlerini 
anlayacak
5 
Anahtar Kavramlar 
Deprem, Gerilme, Risk, Levha Hareketleri, Konveksiyonel Hareketler, Okyanus 
Çukurları, Çarpışma Zonları, Marmara’da Deprem Tehlikesi, Deprem Büyüklüğü, 
Deprem Enerjisi, Levha Hızları
6 
Giriş 
Yerkürenin içi oldukça dinamiktir ve yaklaşık 40 trilyon volt enerji üretmektedir. Bu 
enerjinin ancak depremlerle hissedilen ve açığa çıkan bölümü % 1 dir. Depremlerin oluşum 
nedenleri üzerine yapılan çalışmalarda görünen en temel neden yerin bir dinamik motor gibi 
çalışmasıdır. Dış merkezinde bulunan yüksek sıcaklığa bağlı olarak akıcı hale gelen 
malzemenin farklı devinime ve dönüşüme neden olmasıdır. Ö zellikle, yerin dış çekirdek 
merkezinin (Outer Core) tamamen sıvı ve akışkan olmasına bağlı olarak dış çekirdek ve 
manto arasında ki sınırdan (Core-Mantle Boundary) bütün yönlere (yukarıya düşey ve yatay 
yönlerde) sıcak malzeme taşınır. Zayıf Küre (Astenosfer) içerisinde malzemelerin Konvektif 
Döngüsel (Convectional Motions) hareketle sürekli taşınmasıyla, Taş Küre (Litosfer) boyunca 
levhalar zorunlu hareket altında kaymaktadır. Depremlerin oluşum fiziği Yakınsak 
(Convergence) veya Iraksak (Divergence) olarak Tektonik Plaka Hareketlerin (Plate Tectonic 
Motions) bağlı olarak gelişen Düşey Gerilme (Dilitational Stra in) veya Yatay Gerilme (Shear 
Strain) büyüklüklerinde ki değişimlerle açıklanmaktadır. 
Depremden dolayı ölen insan sayısı son milenyumda 8 milyon ve 20. yüzyılda 2 
milyondur. Dünya’da 40’dan fazla ülke yıkıcı deprem tehlikesi altındadır ve 1990–99 yılları 
arasında olan depremlerin neden olduğu kayıp 215 milyar dolardır (USGS, Amerikan Deprem 
Servisi). Deprem küresel bir tehdit olduğu için, depreme karşı hazırlanma ve zararlarından 
korunma üzerine yapılan küresel çalışmalar insanlığın geleceği açısından çok büyük öneme 
sahiptir. Her yıl milyonlarca küçük (mikro) deprem olmaktadır. Depremselliğin İzlenmesinde 
(Seismicity Monitoring) yüzeyde veya Kuyu İçinde (Borehole) yerleşik duyarlı 
Sismometreler (Seismometers) kullanılarak belirlenebilmektedir. Ayrıca, her yıl sayıları 10 
civarında ve binlerce insanın öldüğü depremler de dünyanın değişik bölgelerinde doğal 
afetlere neden olmaktadır. 20. yüzyılda bu depremlerden en büyüğü (M=8,3) 1920 de Çin’de 
olmuş ve 200,000 kişi ölmüştür. 1976 yılında Ç in’in Tangshan kentinde meydana gelen M7.4 
büyüklüğünde ki depremde 655,000 kişi hayatını kaybetmiştir. M=7,9 büyüklüğünde 1923’de 
Japonya’da meydana gelen Tokyo depreminde 142,810 kişi ve M=7,7 büyüklüğündeki 1906 
yılında Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde meydana gelen sığ odaklı bir depremde ise kayıp 
sayısı yüksek olmuş ve 3000 kişi hayatını kaybetmiştir. Benzer büyüklükte 1994 yılında 
Japonya’nın K uril adalarında meydana gelmiş derin odaklı bir depremde kayıp sayısı yaklaşık 
10 kişiyle sınırlı kalmıştır. Ü lkemizde ise yaşanan en büyük deprem doğuda Erzincan’da 1939 
yılında meydana gelmiş ve 32.700 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaklaşık olarak büyüklükleri 
aynı olan ikinci deprem ise Ağustos 1999’da meydana gelen M=7,8 büyüklüğündeki Marmara 
depremidir. Bu depremde ölü sayısı kesin olmamakla beraber 20 binin üzerinde ve neden 
olduğu ekonomik kayıp ise 20 milyar dolardır. 23 Ekim 2011’de meydana gelen Van 
Depremi yüzlerce cana mal olmuş ve bölgede ciddi yapısal ve altyapı hasarına neden 
olmuştur. Ülkemizde 6316 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası ancak Van depreminin ortaya 
çıkardığı tahribatın sonucunda çıkan Cumhuriyet Tarihinde çıkan en reformcu yasalardan 
birisi olarak çıkartılmış ve deprem odaklı güvenli kentleşme uygulamaları devam etmektedir.
Şekil 1. Yerin merkezinde sıcaklıkla yerin yüzeyine taşınan gerilme güdümlü kabuk yapısı. 
Okyanusal kabuk: Oceanic Crust, Kıtasal Kabuk: Continental Crust, Upper Mantle: Üst 
Manto, Litosphere: Litosfer, Asthenosphere: Astenosfer 
Depremler yerin taşküresi Litosferin en üst kısmını oluşturan kabukta meydana gelir. 
Litosfer - üst manto ve kabuk - mekanik özellikleri açısından yüksek dayanımlı bir yapıya 
sahiptir. Yeryüzü bir düzine levhalardan oluşur. Üst bölümü oluşturan Kabuk (Crust) 
boyunca Açılmalı Gerilmeye (Extensional Tectonic Regime) bağlı olarak okyanus ortalarında 
açılmalarla yeni malzemeler meydana gelir. Sıkışmalı Tektonik Rejim (Compressional 
Tectonic Regime) aktif levha sınırlarında çarpışmaya, kapanmaya, bindirmelere ve eski 
malzeme yitimine neden olur. Yatay Gerilmeli Rejim (Shear Tectonic Regime) altında yatay 
hareketler oluşur ve bu gerilme altında malzemelerin ne yenilenmesi nede yitimi söz konusu 
değildir fakat farklı gerilmeli plakalar üzerinde gerilme transferini meydana gelmesiyle 
Transform Fay özelliği taşır. Levhaların pozisyonlarına göre farklı büyüklükte meydana 
gelen düşey veya yatay gerilmeler malzeme direncini bastırırsa ve aşarsa Kaymalar 
(Displacements) meydana gelir, enerji boşalır ve nihayetinde depremler oluşur. 
7
©2005 Robert J. Lillie 
8 
Parks and Plates 
Şekil 2. Yeryüzünde Levhalar ve Gerilme Sınırları. Açılan Iraksak Levhalar: Divergent, 
Kapanan Yakınsak levhalar: Convergent ve Yatay Gerilmeli Levhalar: Transform 
Levhalar boyunca yerin içinden yeni malzemelerin yüzeye çıktığı alanlar Okyanus 
Çukurları (Oceanic Trenches) ve Levhaların Iraksadığı (Divergent) alanlar olarak bilinir. 
Levhaların açıldığı alanlarda sıcaklık yüksek olduğu için meydana gelen depremler in 
büyüklükleri olarak küçük ve derinlik olarak sığdır. Eski malzemelerin derin tabana itildiği 
alanlarda ise çarpışma zonları, dalma-batma zonları veya kapanan yakınsak levhalar meydana 
gelir. En büyük ve en derin depremler Yakınlaşan Sınırlar (Convergent Bondaries) ve 
nihayetinde doğal olarak Çarpışma Sınırları (Collision Boundaires) meydana gelir. 
Levhaların birbirine paralel ötelendiği alanlar ise yatay gerilmeli levhalardır ve Doğrultu 
Atımlı Fay Sistemleri (Strike-Slip Faults) olarak bilinir. Çoğunlukla, düşey gerilmeli farklı 
sistemler arasında ki enerjinin transfer edilmesi yatay gerilmeli faylar boyunca sağlandığı için 
Transform Faylar (Transform Faulting) olarak da isimlendirilir. Bu levhalarda meydana gelen 
depremler oldukça büyüktür ve meydana gelen depremler in etkileri/şiddetleri veya neden 
oldukları hasar/risk nispeten sığ kabuk kalınlığıyla ilişkili olduğu için etkileri büyüktür. 
Dünya’da en meşhur transform faylar K uzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve San Andreas Fay 
Zonudur (SAFZ). 24 Ağustos 2014 tarihinde Amerika’nın SAFZ’nda M6.0 bir deprem 
meydana gelmiş ve son 25 yılda meydana gelen böyle bir depremde can kaybı olmamıştır.
Şekil 3. Açılma Diverjans Zonları ve Çarpışma Converjans Zonları. Astenosferden yükselen 
sıcak malzemeler iki yana doğru hareket etmesi sıkışan levha kenarlarında tekrar aşağı 
itilir. 
Türkiye ve civarında meydana gelen depremler, Afrika ve Arabistan levhaları arasında 
Kızıl Denizin ortasından yeni sıcak malzeme çıkmasıyla birlikte Doğu-Batı yönünde 
açılmasıyla ilişkilidir. D-B yönünde ki açılma tektoniği etkisi altında kalan bölgede Arabistan 
ve Afrika levhaları yaklaşık olarak kuzeye doğru harekete zorlanır. Bu nedenle, Türkiye’nin 
hem doğusunda ve hem de batısında kıta-kıta çarpışma zonları oluşur. Çarpışmanın temel 
nedeninin bir daha tekrar edilmesi gerekirse, Arabistan ve Afrika Levhalarının kuzeye doğru 
ilerlemesidir. Özellikle, Arabistan levhasının kuzeye doğru Avrasya Levhasına ilerlemesiyle 
Anadolu levhası iki büyük levha arasında sıkışır, gerilir ve düşey gerilmeli bindirme tipi 
depremler meydana gelir. Arabistan-Avrasya Levhaları arasında ki girişim benzer yoğunluklu 
kıtasal malzeme olduğu için sınırlarda – Bitlis Suture – yükselmeler meydana gelir. 
Türkiye’nin doğusunda K-G yönünde oluşan gerilme D-B yönünde Anadolu 
levhasının tek parça olarak iki büyük doğrultu atımlı fay sistemi ile taşınır. K uzeyde meydana 
gelen D-B yönlü Kuzey Anadolu Fay Zonu ve SB-KD doğrultusunda oluşan Doğu Anadolu 
Fay Zonu boyunca meydana gelen depremlerle Anadolu levhası batıya doğru taşınır. Bununla 
birlikte, ülkemizin batısında Afrika levhası denizel ve daha yoğun bir levhadır. Kuzeye doğru 
ilerler ve batı Anadolu levhasının altına dalar. Ö zellikle, 24 Ağustos 2014 tarihinde meydana 
gelen Fethiye-Burdur dirseğinde meydana gelen M5.2 büyüklüğünde ki depremin neden 
Afrika levhasının Batı Anadolu’nun ortalarına doğru derinden ilerlemesine bağlı olarak ortaya 
çıkan gerilmenin sonucudur. 
9
10 
Şekil 4. 24 Ağustos’ta meydana gelen M5.2 Burdur-Isparta depremi. 
Ülkemizin batısında ve doğusunda meydana gelen bu kıtasal levhaların çarpışma 
sınırlarında derin ve büyük depremler meydana gelir. Türkiye’de Anadolu Fay Zonları – 
Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı – tekrar ederek yeniden vurgulamak gerekirse 
yatay gerilmeli transform fay özelliğindedir. 17.08.1999 günü saat 3:01 de İzmit çevresinde 
(40.77°K-29.97° D) ve yaklaşık 45 saniye süren deprem yaklaşık 20 milyon bir nüfus 
yoğunluğuna sahip Marmara bölgesinde büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Depremin 
yüzey dalgalarından hesaplanan büyüklüğü “magnitude” Amerika Jeoloji Servisinin “USGS” 
verdiği bilgilere göre 7,8, İsviçre Gözlem Evinin “SED” verdiği bilgilere göre ise 7,5’dir. 
Depremin şiddeti “intensity” yaklaşık XI civarındadır. İzmit depremi yaklaşık olarak 100 km 
uzunluğunda bir kırılmaya ve 2,6 metre uzunluğunda kırıkların birbirine göre aksi istikamette 
yer değiştirmelerine neden olmuştur.
Şekil 5. Türkiye'de en çok yıkıma neden olan deprem 17 Ağustos depreminden bir 
görüntü. 
Bu depremde en çok hasar gören bölgeler başlıca İzmit, Adapazarı ve Yalova’dır. 
Yakın geçmişte 18.09.1963 yılında Yalova-Çınar’cıkda ve 20.06.1943 yılında ise 
Adapazarı’nda son büyük depreme göre küçükte olsa önemli depremler (M=6,2) olmuştur. 
Yakın denebilecek bir geçmişte bu depremlerin olmasına karşın son depremde ortaya çıkan 
inanılmaz hasar ve can kaybı bu depremlerden hiç ders alınmadığı ve çarpık kentleşmenin 
hızla günümüze değin devam ettirildiğidir. 
İzmit bölgesinin 20 yıl önce MIT Ö ğretim Üyesi Prof.Nafi Toksöz tarafından 
gelecekte büyük bir depremin olacağı alan ya da yerbilimleri terminolojisine göre sismik 
boşluk ‘seismic gab’ olduğu ileri sürülmüştür. Daha sonra rahmetli hocamız İstanbul Öğretim 
Üyesi Dr. Selçuk Sipahioğlu 1984 yılında İzmit bölgesinde büyük depremlerin oluştuğuna ve 
depremi oluşturacak kırıkların olduğunu gösteren veriler olduğunu ifade etmiştir. Japon 
deprem uzmanı Dr. Oshiman ise 1991 yılında ise Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ)’nda 
1939-1967 yılları arasında Erzincan’dan başlayıp Adapazarı’na kadar devam eden deprem 
göçünün tabi bir uzantısı ya da devamı olarak İzmit bölgesinde M=7 büyüklüğünde bir 
depremin olabileceğini belirtmiştir. Neticede birçok bilim insanının beklentisi gerçek oldu ve 
İzmit depremi meydana geldi. 
İzmit körfezinde tarihsel dönemde 447, 553, 1719 ve 1894 yıllarında büyük depremler 
olmuş fakat yaşadığımız yüzyılda büyük depremlerin olmamasından dolayı bölge bir sismik 
11
suskunluk geçirdiği ifade edilmiştir (Öncel, 1995). 1992 yılında Dr. Ö ncel tarafından 
hazırlanan yüksek lisans çalışmasında ileri sürülen tüm veriler dikkate alınarak olabilecek bir 
depremin büyüklüğü incelenmiş ve sonuç olarak Dr.Oshiman tarafından önerildiği gibi M=7.0 
ve daha büyük bir depremin olabileceği görüşü desteklenmiştir. Yukarıda verilen bilimsel 
çalışma ve sonuçları itibarı ile olan deprem bir tesadüf değil bilimsel çalışmalar ışığı altında 
olacağı önceden söylenen fakat herkesçe göz ardı edilen bir olgudur. 
12 
1. Depremler ve Oluşum Nedenleri 
1.1. Depremin Tanımı 
Depremlerin geleneksel anlamına göre Japon mitolojisinde Namazu adlı dev kedi 
balığının depremlere neden olduğuna inanılmıştır. Yunan mitolojisinde Poseidon depremlerin 
sebebi ve tanrısı olarak görülürdü. Eski Türk mitolojisine göre ise dünya dört öküz üze rinde 
duruyor ve öküzlerin hareket etmesiyle depremler meydana geliyordu. Modern anlamı ise; 
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin elastik dalgalar 
şeklinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir. 
Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını 
ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde 
yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. 
Şekil 4. Aktif Levha Sınırları ve Derin Odaklı Depremlerin oluş yerleri. 
Derin deprem dağılımları (100km ve daha derin) incelenirse yeryüzünde birbirleri 
altına girişim yapan veya dalan levha sınırları fark edilir (Şekil 4). Dikkat çeken levha
sınırlarından birisi, Güney Amerika levhası altına dalan ve hareket yönü doğuya doğru olan 
Nazca levhasıdır. Özellikle, Nazca Levhası-Güney Amerika levhası arasında ki deprem 
yığılmalarının oldukça fazla ve doğuya doğru girişim yapması dikkat çekicidir. Bunun bir 
nedeni, Nazca levhasının en hızlı (160 mm/yıl) ilerleyen levha olması ve buna bağlı olarak 
gerilme birikiminin veya açığa çıkmasının daha kısa süre almasıdır. Kuzey Amerika 
Levhasına doğru Juan De Fuca levhasının K B yönünde ilerlemesiyle depremler meydana 
gelmektedir. San Andreas Fayı meydana gelen aktif levha sınırı boyunca meydana gelir. 
Diğer önemli bir levha sınırında, batıya doğru ilerleyen ve Japonya’ya doğru girişim yapan ve 
altına dalan Filipin Levhası ve Pasifik Levhasıdır. Japonya’da depremlerin nedeni Avrasya 
levhası ile Pasifik-Filipin levhalarının arasında meydana gelen sıkışma rejimidir. Biraz daha 
batıya yaklaştığımızda, K-G yönünde ve kuzeye doğru ilerleyerek Çin’in altına dalan 
Hindistan levhası Çin’de önemli yıkıma neden olan depremlerin kaynağıdır. Türkiye’nin en 
güneyinde meydana gelen depremler Afrika Levhasının kuzeye doğru ilerlemesi ve Ege 
Levhasının altına doğru girişim yapmasıyla ilişkilidir. 
13 
Şekil 6. Deprem Büyüklüğü ve Enerji Arasında ki İlişki Verilir. 
1.2. Deprem Büyüklüğü ve Enerji 
Deprem Büyüklüğü ve Depremde Açığa Çıkan Enerji Arasında İlişki Nasıldır? Deprem 
büyüklüğünde 1 birimlik değişim, ortaya çıkan enerji miktarlarında çok büyük farklılıklara 
neden olmaktadır (Şekil 5). Deprem büyüklüğünün M=5 ya da M=6 olması aslında çok 
önemlidir. Çünkü deprem büyüklüğü M=6 olduğunda ortaya çıkan enerji; büyüklüğü M=5 
olan depreme oranla 30 kat ve büyüklüğü M=7 olduğunda ise ortaya çıkan enerji miktarı 
yaklaşık 900 kat artıyor. Dolayısıyla M=7 büyüklüğünde beklenen depremin ya da 
depremlerin olmamasından önce, M5 ve daha küçük büyüklükteki depremlerin izlenmesi ve 
bu deprem bilgilerinin kullanılması gerekir. Bu nedenle, büyük depremler oluşmadan küçük 
depremlerin izlenmesi son derece önemlidir.
Ülkemizde büyük deprem riski (% 95) altında yaşamamıza rağmen maalesef depremle ilgili 
terminoloji tam olarak zihinlerde doğru olarak yerleşmiş ve halkımıza öğretilmiş değildir. 
Halkımızın yanlış yönlendirilmesinde bilim adamlarının defalarca uyarmalarına karşın basının 
hala yanlış bilgi vermesinin etkisi vardır. Bunun nedeni ülkemiz basınında Deprem Muhabiri 
olarak yetişmiş basın mensubunun olmamasıdır. Depremin büyüklüğü depremin olduğu 
kaynak noktasından “hiposantr” başlayarak yerin tamamı boyunca yayılan deprem dalgaları 
genliklerinden belirlenen fiziksel bir büyüklüktür ve açığa çıkan enerji ile orantılıdır. Şiddet 
ise hissedildiği yerin zemin koşullarına göre değişir ve hasara bağlı olarak belirlenen 
gözlemsel bir değerdir. 
14 
1.3. Depremlerde Büyüklük – Sayı İlişkisi 
Depremlerin Büyüklükleri (M) ve Sayıları (N) arasında bir yasa olduğu Gutenberg-Richter 
tarafından keşfedilmiş ve bu yasaya göre deprem tehlike analizleri yapılabilmektedir. 
Log N = a – bM 
Yukarıda verilen yasa Log-Lineer bir ilişkiyi gösterir. Depremsellik parametreleri olarak 
bilinen a ve b parametrelerinin tespit edilmesiyle Deprem Büyüklük ve Frekans arasında ki 
ilişki rahatlıkla belirlenir. Parametre a deprem sayısıyla ilişkilidir ve incelenen alan 
büyüdükçe büyür. Parametre b ise bölgede ki gerilme ile ilişkilidir ve bölgeler in gerilme 
altında risk durumlarına göre bölgelendirilmesinde kullanılır. Parametre b değerinin büyük 
olduğu alanlarda daha küçük depremler olur fakat küçük olduğu alanlarda daha büyük 
depremler beklenir. Global değeri b değerinin 1 olduğu ileri sürülmüştür. 
Küçük Depremlerin Ö nemi ve İzleme Yöntemleri Nedir? Meydana gelen küçük depremlerin 
izlenmesi için Kuyu Sismometreli Deprem istasyonları kurulması gerekir. Yılda 1.000.000 
tane küçük depremler (büyüklükleri M2 ile M3 arasında olanlar) oluşuyor. Buna karşın; 
senede büyüklüğü ortalama M8 olan 1 tane deprem oluşuyor. Küçük depremlerin 
kaydedilmesi ve izlenmesi için de, Derinden (K uyu Sismometreli) İzleme S isteminin (DES) 
olması gerekir. Ayrıca, küçük depremlerin izlenmesi ile fay hatlarının güncellenmesi çok hızlı 
şekilde yapılabilir. Diğer yandan, küçük depremlerin izlenmesi ile büyük depremler önceden 
tahmin edilmeye çalışılmalıdır. Türkiye’de derinden izleme sistemi olmadığından ve son 
yıllarda kurulan birkaç istasyonla başladığından dolayı küçük depremlerin ülke genelinde 
izlenmesi yapılamıyor. 
1.4.Bölgesel Örnekli Depremlerde Gerilme Değişimi 
Levha hareketlerini kısaca tekrar özetleyelim. Yerküremiz üzerinde bir düzine kadar 
levhaların belli bir hızla hareket etmesiyle gerilme alanları oluşmaktadır. Bu levhalara örnek 
olarak, ülkemize en yakın olan Arabistan, Afrika ve Avrasya levhaları örnek olarak verilebilir. 
Mesela Arabistan ve Afrika levhasının kuzeye doğru hareket etmesi, ülkemizin doğusunda 
kapanma, batısında ise açılma seklinde gerilmelere (Şekil 7) neden olmaktadır. Bununla 
birlikte, ülkemizi bir uçtan diğer uca kesen Kuzey Anadolu Fay Zonu’da levhalar arasında ki 
gerilme sonucunda oluşan enerjinin depremlerle açığa çıkması ile oluşmuştur.
Şekil 7. Depremlere neden olan gerilme biçimleri. Açılma Türü Gerilme: Tensional 
Stress, Kapanma Türü Gerilme: Compressional Stress ve Yatay Gerilme: Shear Stress 
Oluşan farklı gerilme alanlarında biriken enerjinin büyüklüğü, en son meydana gelen 
depremle meydana gelen kırılmadan sonra geçen zamanın ne kadar büyüdüğüne bağlıdır. 
Faylar açılma, kapanma ve doğrultu yönlü gerilme biçimleri ile gerilir ve bu gerilme açığa 
çıkması ile fayların kırılması gerilme büyüklüğü düşer. Biriken gerilmenin tamamen 
boşalması ancak olabilecek en büyük depremle gerçekleşir, tabi göreceli daha küçük 
depremlerle gerilme değerleri azalmış olur. 
Şekil 8. Son 2000 yılda olmuş büyük depre mle rin yerle ri ve tarihleri gösterilmektedir 
[1] Marmara denizi içinde ki fay dağılımı [3] kırmızı, dışında ki karasal faylar [5] ise 
15
siyahla gösterilmiştir. 1991-1999 yılları arasında olmuş magnitüdü 2.6'dan büyük 
depremler ise gri renkle gösterilmiştir (bkz. real-time map). 
Büyük depremi oluşturacak gerilme alanları. Marmara bölgesi, kapanma, açılma ve yatay 
gerilmelerin hep birlikte gözlendiği bir geçiş alanıdır. En büyük ger ilme birikimi doğrultu 
atımlı hareketlere “Shear” bağlıdır. Bununla birlikte, açılma ve gerilme tipli gerilme türleri de 
Marmara’da ki fay gerilmelerinde etkilidir. 
Şekil 9. Gerime Türle ri. A) Mavi Renkle: Sıkışma Türü Gerilme ve B) Açılma Türü 
Gerilme 
Farklı gerilme alanlarında ki küçük depremlerin büyüklük ve yığılma özellikleri farklıdır. Bu 
nedenle, küçük depremlerle ile fay gerilimleri arasında ki ilişkiye bakılarak, büyük 
depremlerin oluşturacak gerilme alanları tahmin edileb ilir. K ısaca değinmek gerekirse, 
Marmara içinde ki farklı gerilme alanlarıyla modern deprem istasyonları ile kaydedilmiş 
küçük depremler arasında ilişki biçimi bu bölümde tartışılacak ve büyük depremlerin 
oluşabileceği alanlar belirlenecektir. Küresel Konumlama Sistemi (GPS) faylarda ki 
gerilmenin hızlı ve doğru ölçülmesinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle, 
faylarda ki gerilme değişimleri gün mertebesinde ölçülmektedir. Güne, aya ya da yıla bağlı 
gerilme değişimleri çok doğru ve hızlı bir şekilde ölçülmektedir. Bu sebepten, basta Amerika, 
Japonya ve Kanada’da gerilme değerleri ölçülmekte, değişimleri kentsel ya da noktasal 
ölçekte vatandaşların görebileceği ortamlarda gösterilmekte ve veriler çalışmak isteyen 
herkese pazarlıksız verilmektedir. 
Gerilmenin zamanla büyümesi. Depremlerle birlikte biriken gerilme enerjisini ya tamamı ya 
da bir kısmı boşalır. Tamamının boşalması büyük depremle, bir kısmının boşalması da orta 
büyüklükte ki depremlerle olabilir. Enerjinin önemli ölçüde boşalması ile yüzeyde kırıklar 
oluşur. Neticede, biriken gerilim enerjisi hem fayın hızına hem de birikme aralığına bağlıdır. 
Mesela, 1509 yılından günümüze Marmara içinde ki biriken deprem enerjisi ile 1999 İzmit 
depreminin olduğu alanda ki biriken gerilme enerjisi aynı değildir. Çünkü ilkinde 500 yıldır 
büyük bir gerilme enerjisi birikmiş, ikincisinde ise biriken gerilme enerjisi ise 10 yıllıktır. 
16
Gerilme çeşitliliği. Marmara bölgesinde ki gerilmeler (Şekil 9) mavi ve kırmızı renklerle 
gösterilmiş. Mavi renkli alanlar, kapanma " compressional stress" seklindeki gerilmenin 
kuzey-batı Marmara bölgesinde etkin olduğunu gösterir. K ırmızı renkle gösterilmiş açılmaya 
bağlı "tensional strese" gerilme birikiminin olduğunu belgeleri gösterir. Kuzey doğu 
Marmara'da bu alan belirgindir. 
İstanbul’un güneyinden gecen faylar, hem açılma hem de kapanma tipli bir gerilmeler 
altındadır. Bunun anlamı, Marmara bölgesinde ki gerilmenin tekdüze olmaması, gerilme 
tipleri farklı olan fayların, hem davranışlarının hem de deprem büyüklüklerinin farklı 
olacağını gösterir. Gerilme ve deprem tehlikesi arasında ki bağlantı. Depremin büyüklüğünün 
gerilmeyle olan ilişki boyutu hakkin da farklı sorular akla gelebilir. Mesela, gerilme ve 
deprem arasında nasıl bir ilişki vardır? Gerilme tipleri farklı alanlarda ki depremler farklı 
mıdır? Kapanma tipli gerilme altında ki faylar mı, yoksa açılma tipli gerilme altında ki faylar 
mı daha risklidir? Makalenin bu kısmında, bu sorulara açıklık getirilecektir. 
Ülkemizin batı kısmında yapılmış fazla istasyonlu GPS hassas gerilme ölçümleri ile önerilen 
faylar yukarda ki şekilde verildiği gibi ilişkilendirildiğinde, fayların davranış biçimleri ya da 
gerilme yapıları ortaya çıkar. Bu acıdan yukarda verilen gerilme haritası, gerilme biçimini ve 
depremlerle ilişkilerinin incelenmesi için çok önemli bir veridir. 2006 yılında yapılan 
yayınlanan bir çalışmada deprem büyüklükleri ile gerilme arasında istatistiği parametrelerce 
bir doğrusal ilişki ortaya konmuştur. Bu çalışmaya göre, Marmara bölgesinde, mavi alanlarla 
(compressional strain) gösterilen alanlarda daha büyük depremler olmaktadır. Çünkü 
kapanmaya bağlı gerilime "compressional stress" bağlı olarak büyük magnitudlü depremlerle 
meydana gelmektedir. Tersinden söylemek gerekirse, açılmaya bağlı gerilim li "tensional 
stress" alanlar ise daha küçük depremlere neden olmaktadır. 
Sonuç. Büyük depremleri oluşturacak alanlar kapanmaya bağlı gerilen fayların mavi alanların 
olduğu yerlerde beklenir. Bunun anlamı, K uzey Bati Marmara bölgesinde gerilme tipi büyük 
depremleri oluşturabilir. Deprem riskinin yüksek olduğu bölgede de, 1509 ve 1766 
depremlerinden sonra deprem meydana gelmemesi başlı başına bölgede ki gerilme birikimini 
ve büyük deprem riskini göstermektedir. Fakat Marmara denizi içinde M7.2'den büyük bir 
depremin, 2000 yıllık deprem verilerinin incelenmesinden meydana gelmediği ortadır, ve bu 
nedenle beklenen deprem M7.2'den büyük olmayacaktır. 
17
18 
Uygulamalar 
Türkiye’de Meydana Gelen Depremlerin Odak Derinlikleri Nasıl Değişmektedir? 
Türkiye’de Meydana Gelen Yıkıcı Depremler ve Meydana Getirdikleri Kırık 
Uzunlukları Arasında ki İliki Nedir?
19 
Uygulama Soruları 
Türkiye’de İl Merkezleri Esas Alındığında En Büyük Depremler (M>7.0) Hangi 
İllerimizde Oldu ve Ortaya Çıkan Hasar Dağılımları Nedir? 
San Andreas Fayı ve Kuzey Anadolu Fayında Meydana Gelen Büyük Depremleri 
Karşılaştırın?
20 
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti 
Depremlerin nasıl meydana geldiğini ve gerilme türlerine göre özelliklerinin nasıl değiştiğini 
açıkladık. Ü lkemizde meydana gelen depremlerin nedeni açıklandı ve Marmara özelinde 
gerilme değişimi açıklandı. Deprem büyüklükleri ve oluş sayıları arasında ki deprem yasasını 
kısaca açıklandı. Deprem büyüklüğü ve depremde açığa çıkan enerji arasında ki ilişki 
yaklaşık olarak açıklandı.
21 
Bölüm Soruları 
1. Düşey ve Yatay 
a. Deprem fayları gerilir 
b. Levha Sınırları Nasıl Gerilir? 
c. Normal Kırılma Gerçekleşir 
d. Levha Sınırları Neden Gerilir? 
2. Afrika 
a. Depremler derinlerde oluşur 
b. Deprem fayları gerilir 
c. Depremler arasında 
d. Türkiye'yi çevreleyen levhalardan 
3. İki blok arasında yer değiştirme 
a. Levha 
b. Fay atımı 
c. Fay gerilmesi 
d. Aktif Fay 
4. Yakın tetikleme 
a. Kuzey Anadolu Fayında Depremler 
b. Kuzey Anadolu Fayı Benzer 
c. Depremler arasında 
d. Deprem fayları gerilir 
5. Tavan blokun yukarı hareketi 
a. Deprem fayları gerilir 
b. Depremler arasında 
c. Deprem Kırılma Mekanizması Çalışır 
d. Kırılma Mekanizması Ters 
6. Yatay yönlü
22 
a. 12 Kasım Düzce' depreminde meydana gelen kırılma 
b. Türkiye'yi çevreleyen levhalardan 
c. Deprem cisim dalgalarının en hızlısı 
d. Depremler derinlerde oluşur 
7. Doğrultu atımlı 
a. Kırılma Mekanizması Ters 
b. Yatay gerilmeli kırılma 
c. Normal Kırılma Gerçekleşir 
d. Depremler derinlerde oluşur 
8. Gerilmede azalma 
a. Aktif Fay 
b. Levha 
c. Tetikleme zonu 
d. Gölge zonu 
9. Açılarak 
a. Depremler arasında 
b. Fay atımı 
c. Fay gerilmesi 
d. Deprem fayları gerilir 
10. Tektonik hareketlerle ilişkili 
a. Aktif Fay 
b. Fay gerilmesi 
c. Fay atımı 
d. Gölge zonu 
Cevaplar 
1) b, 2) d 3) b, 4)c, 5) d, 6) a, 7) b, 8) d, 9) d, 10) a

More Related Content

What's hot

Kuvvetvehareket
KuvvetvehareketKuvvetvehareket
Kuvvetvehareket
mhlsefdn
 
İstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına Göre
İstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına Göreİstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına Göre
İstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına GöreAli Osman Öncel
 
Kayseri̇'de Deprem Fayları
Kayseri̇'de Deprem FaylarıKayseri̇'de Deprem Fayları
Kayseri̇'de Deprem Fayları
Ali Osman Öncel
 
İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1
İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1
İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1
Haluk Eyidoğan
 
Sismoloji KEŞFEDER
Sismoloji KEŞFEDERSismoloji KEŞFEDER
Sismoloji KEŞFEDER
Ali Osman Öncel
 
ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009
ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009
ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009
Haluk Eyidoğan
 
Betonarme Binalarda Perdelerin Davranışa Etkileri
Betonarme Binalarda Perdelerin Davranışa EtkileriBetonarme Binalarda Perdelerin Davranışa Etkileri
Betonarme Binalarda Perdelerin Davranışa Etkileri
Yusuf Yıldız
 
A Century Earthquakes - Yüzyılın Depremleri
A Century Earthquakes - Yüzyılın DepremleriA Century Earthquakes - Yüzyılın Depremleri
A Century Earthquakes - Yüzyılın DepremleriAli Osman Öncel
 
Öncel Akademi: Konferans
Öncel Akademi: KonferansÖncel Akademi: Konferans
Öncel Akademi: Konferans
Ali Osman Öncel
 
Afet Haberciliği : Ders 02
Afet Haberciliği : Ders 02Afet Haberciliği : Ders 02
Afet Haberciliği : Ders 02
Ali Osman Öncel
 
7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket
7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket
7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket
enesulusoy
 
6. sınıf Kuvvet ve Hareket
6. sınıf Kuvvet ve Hareket6. sınıf Kuvvet ve Hareket
6. sınıf Kuvvet ve Hareket
cansuay1995
 
Isitma bolum-13
Isitma bolum-13Isitma bolum-13
Isitma bolum-13CMSMERSIN
 
Urban conversionbasedgeophysics
Urban conversionbasedgeophysicsUrban conversionbasedgeophysics
Urban conversionbasedgeophysicsAli Osman Öncel
 
Depreme dayanikli binalar
Depreme dayanikli binalarDepreme dayanikli binalar
Depreme dayanikli binalar
Ali KÜLAH
 

What's hot (17)

Sunami
SunamiSunami
Sunami
 
Kuvvetvehareket
KuvvetvehareketKuvvetvehareket
Kuvvetvehareket
 
İstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına Göre
İstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına Göreİstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına Göre
İstanbul'da Deprem Tehlikesi: İhtimaller Hesabına Göre
 
Kayseri̇'de Deprem Fayları
Kayseri̇'de Deprem FaylarıKayseri̇'de Deprem Fayları
Kayseri̇'de Deprem Fayları
 
İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1
İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1
İNSAN MARİFETİYLE DEPREM TETİKLENİR Mİ? - BÖLÜM 1
 
Sismoloji KEŞFEDER
Sismoloji KEŞFEDERSismoloji KEŞFEDER
Sismoloji KEŞFEDER
 
ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009
ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009
ATATÜRK BARAJI SU DÜZEYİ VE TETİKLENMİŞ DEPREMSELLİK İLİŞKİLERİ, 1992-2009
 
Betonarme Binalarda Perdelerin Davranışa Etkileri
Betonarme Binalarda Perdelerin Davranışa EtkileriBetonarme Binalarda Perdelerin Davranışa Etkileri
Betonarme Binalarda Perdelerin Davranışa Etkileri
 
A Century Earthquakes - Yüzyılın Depremleri
A Century Earthquakes - Yüzyılın DepremleriA Century Earthquakes - Yüzyılın Depremleri
A Century Earthquakes - Yüzyılın Depremleri
 
Öncel Akademi: Konferans
Öncel Akademi: KonferansÖncel Akademi: Konferans
Öncel Akademi: Konferans
 
Afet Haberciliği : Ders 02
Afet Haberciliği : Ders 02Afet Haberciliği : Ders 02
Afet Haberciliği : Ders 02
 
7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket
7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket
7. Sınıf Fen Bilimleri 2. Ünite Kuvvet ve Hareket
 
6. sınıf Kuvvet ve Hareket
6. sınıf Kuvvet ve Hareket6. sınıf Kuvvet ve Hareket
6. sınıf Kuvvet ve Hareket
 
Isitma bolum-13
Isitma bolum-13Isitma bolum-13
Isitma bolum-13
 
2007 Deprem Yönetmeliği
2007 Deprem Yönetmeliği2007 Deprem Yönetmeliği
2007 Deprem Yönetmeliği
 
Urban conversionbasedgeophysics
Urban conversionbasedgeophysicsUrban conversionbasedgeophysics
Urban conversionbasedgeophysics
 
Depreme dayanikli binalar
Depreme dayanikli binalarDepreme dayanikli binalar
Depreme dayanikli binalar
 

Similar to ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI

Türkiye'de Doğal Afetler
Türkiye'de Doğal AfetlerTürkiye'de Doğal Afetler
Türkiye'de Doğal Afetler
hakan dengiz
 
Depremler ve Oluşum Nedenlerİ
Depremler ve Oluşum NedenlerİDepremler ve Oluşum Nedenlerİ
Depremler ve Oluşum NedenlerİAli Osman Öncel
 
Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?
Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?
Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?Ali Osman Öncel
 
Öncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık AlanÖncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık Alan
Ali Osman Öncel
 
ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI
ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARIÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI
ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARIAli Osman Öncel
 
Dünya Afetler Coğrafyası: Volkanik Aktiviteler
Dünya Afetler Coğrafyası: Volkanik AktivitelerDünya Afetler Coğrafyası: Volkanik Aktiviteler
Dünya Afetler Coğrafyası: Volkanik Aktiviteler
Ali Osman Öncel
 
ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ
ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ
ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ
Ali Osman Öncel
 
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptx
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptxDoğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptx
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptx
Shaira Matniyazova
 
Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shairaDoğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira
Shaira Matniyazova
 
Atmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.pps
Atmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.ppsAtmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.pps
Atmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.ppscagrikarats
 
Tohoku Depremi ve Özellikleri
Tohoku Depremi ve ÖzellikleriTohoku Depremi ve Özellikleri
Tohoku Depremi ve ÖzellikleriAli Osman Öncel
 

Similar to ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI (14)

Türkiye'de Doğal Afetler
Türkiye'de Doğal AfetlerTürkiye'de Doğal Afetler
Türkiye'de Doğal Afetler
 
DEPREM
DEPREMDEPREM
DEPREM
 
Depremler ve Oluşum Nedenlerİ
Depremler ve Oluşum NedenlerİDepremler ve Oluşum Nedenlerİ
Depremler ve Oluşum Nedenlerİ
 
Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?
Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?
Herkes 250 yıldır İstanbul’da neden büyük bir deprem olmadığını tartışıyor?
 
Öncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık AlanÖncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık Alan
 
ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI
ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARIÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI
ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI
 
Dünya Afetler Coğrafyası: Volkanik Aktiviteler
Dünya Afetler Coğrafyası: Volkanik AktivitelerDünya Afetler Coğrafyası: Volkanik Aktiviteler
Dünya Afetler Coğrafyası: Volkanik Aktiviteler
 
ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ
ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ
ÖNCEL AKADEMİ : İSTATİSTİKSEL SİSMOLOJİ
 
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptx
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptxDoğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptx
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira.pptx
 
Marmarada Deprem Sorunu
Marmarada Deprem SorunuMarmarada Deprem Sorunu
Marmarada Deprem Sorunu
 
Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Atmosfer (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shairaDoğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira
Doğal süreçler üni̇tesi̇ 8 shaira
 
Atmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.pps
Atmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.ppsAtmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.pps
Atmosferin isinmasi ve iklim değişikliği.pps
 
Tohoku Depremi ve Özellikleri
Tohoku Depremi ve ÖzellikleriTohoku Depremi ve Özellikleri
Tohoku Depremi ve Özellikleri
 

More from Ali Osman Öncel

APA Yazım Kuralları
APA Yazım KurallarıAPA Yazım Kuralları
APA Yazım Kuralları
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri : Ders 14
Gravimetri : Ders 14Gravimetri : Ders 14
Gravimetri : Ders 14
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri : Ders 13
Gravimetri : Ders 13Gravimetri : Ders 13
Gravimetri : Ders 13
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri : Ders 12
Gravimetri : Ders 12Gravimetri : Ders 12
Gravimetri : Ders 12
Ali Osman Öncel
 
Riskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Ali Osman Öncel
 
Riskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri : Ders 07
Gravimetri : Ders 07Gravimetri : Ders 07
Gravimetri : Ders 07
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri : Ders 06
Gravimetri : Ders 06Gravimetri : Ders 06
Gravimetri : Ders 06
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri: Ders 05
Gravimetri: Ders 05Gravimetri: Ders 05
Gravimetri: Ders 05
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri : Ders 04
Gravimetri : Ders 04Gravimetri : Ders 04
Gravimetri : Ders 04
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri : Ders 03
Gravimetri : Ders 03Gravimetri : Ders 03
Gravimetri : Ders 03
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri Ders 02
Gravimetri Ders 02Gravimetri Ders 02
Gravimetri Ders 02
Ali Osman Öncel
 
Gravimetri Ders 01
Gravimetri Ders 01Gravimetri Ders 01
Gravimetri Ders 01
Ali Osman Öncel
 
Kar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field WorkKar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field Work
Ali Osman Öncel
 
Beppu geothermal field
Beppu geothermal fieldBeppu geothermal field
Beppu geothermal field
Ali Osman Öncel
 
High Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational FieldHigh Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational Field
Ali Osman Öncel
 
Gravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for EarthquakesGravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for Earthquakes
Ali Osman Öncel
 
Nakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil CharacterizationNakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil Characterization
Ali Osman Öncel
 
H/V User Guidelines
H/V User Guidelines H/V User Guidelines
H/V User Guidelines
Ali Osman Öncel
 
Geopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration ProcessingGeopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration Processing
Ali Osman Öncel
 

More from Ali Osman Öncel (20)

APA Yazım Kuralları
APA Yazım KurallarıAPA Yazım Kuralları
APA Yazım Kuralları
 
Gravimetri : Ders 14
Gravimetri : Ders 14Gravimetri : Ders 14
Gravimetri : Ders 14
 
Gravimetri : Ders 13
Gravimetri : Ders 13Gravimetri : Ders 13
Gravimetri : Ders 13
 
Gravimetri : Ders 12
Gravimetri : Ders 12Gravimetri : Ders 12
Gravimetri : Ders 12
 
Riskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
 
Riskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
 
Gravimetri : Ders 07
Gravimetri : Ders 07Gravimetri : Ders 07
Gravimetri : Ders 07
 
Gravimetri : Ders 06
Gravimetri : Ders 06Gravimetri : Ders 06
Gravimetri : Ders 06
 
Gravimetri: Ders 05
Gravimetri: Ders 05Gravimetri: Ders 05
Gravimetri: Ders 05
 
Gravimetri : Ders 04
Gravimetri : Ders 04Gravimetri : Ders 04
Gravimetri : Ders 04
 
Gravimetri : Ders 03
Gravimetri : Ders 03Gravimetri : Ders 03
Gravimetri : Ders 03
 
Gravimetri Ders 02
Gravimetri Ders 02Gravimetri Ders 02
Gravimetri Ders 02
 
Gravimetri Ders 01
Gravimetri Ders 01Gravimetri Ders 01
Gravimetri Ders 01
 
Kar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field WorkKar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field Work
 
Beppu geothermal field
Beppu geothermal fieldBeppu geothermal field
Beppu geothermal field
 
High Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational FieldHigh Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational Field
 
Gravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for EarthquakesGravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for Earthquakes
 
Nakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil CharacterizationNakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil Characterization
 
H/V User Guidelines
H/V User Guidelines H/V User Guidelines
H/V User Guidelines
 
Geopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration ProcessingGeopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration Processing
 

ÖNCEL AKADEMİ: DEPREM NOTLARI

  • 1. 1 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ İKTİSAT LİSANS PROGRAMI LİTOSFERİK AFETLER 1. DEPREMLER VE OLUŞUM NEDENLERİ Prof. Dr. Ali Osman ÖNCEL
  • 2. 2 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 1.1. Depremin Tanımı 1.2. Deprem Büyüklüğü ve Enerji 1.3. Deprem Büyüklük ve Frekans Yasası 1.4. Deprem Gerilmesinde Değişim 1.5. Deprem Tehlikesinde Değişim
  • 3. 3 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular Depremlerin Geleneksel ve Modern Anlamları Arasında ki Fark Nedir? Depremlerin Geleneksel ve Modern Anlamı Nedir? Deprem Büyüklüğü ve Boşalan Enerji Arasında İlişki Nasıldır? Deprem Sayısında Artış İzleme Sistemlerine Neden Bağlıdır? Depremleri Meydana Getiren Gerilme Türleri Nedir? Deprem Tehlikesi Nedir? Marmara Bölgesinde Hakim Gerilme Türleri Nedir?
  • 4. 4 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği Depremlerin temel kavramlarını öğrenecek Depremleri meydana getiren bölgesel gerilme tiplerini anlayacak Gerilme türüne bağlı olarak levhaların girişimlerini açıklayacak Beklenen büyük depremlerin olduğu Marmara bölgesinin büyük depremlerini anlayacak
  • 5. 5 Anahtar Kavramlar Deprem, Gerilme, Risk, Levha Hareketleri, Konveksiyonel Hareketler, Okyanus Çukurları, Çarpışma Zonları, Marmara’da Deprem Tehlikesi, Deprem Büyüklüğü, Deprem Enerjisi, Levha Hızları
  • 6. 6 Giriş Yerkürenin içi oldukça dinamiktir ve yaklaşık 40 trilyon volt enerji üretmektedir. Bu enerjinin ancak depremlerle hissedilen ve açığa çıkan bölümü % 1 dir. Depremlerin oluşum nedenleri üzerine yapılan çalışmalarda görünen en temel neden yerin bir dinamik motor gibi çalışmasıdır. Dış merkezinde bulunan yüksek sıcaklığa bağlı olarak akıcı hale gelen malzemenin farklı devinime ve dönüşüme neden olmasıdır. Ö zellikle, yerin dış çekirdek merkezinin (Outer Core) tamamen sıvı ve akışkan olmasına bağlı olarak dış çekirdek ve manto arasında ki sınırdan (Core-Mantle Boundary) bütün yönlere (yukarıya düşey ve yatay yönlerde) sıcak malzeme taşınır. Zayıf Küre (Astenosfer) içerisinde malzemelerin Konvektif Döngüsel (Convectional Motions) hareketle sürekli taşınmasıyla, Taş Küre (Litosfer) boyunca levhalar zorunlu hareket altında kaymaktadır. Depremlerin oluşum fiziği Yakınsak (Convergence) veya Iraksak (Divergence) olarak Tektonik Plaka Hareketlerin (Plate Tectonic Motions) bağlı olarak gelişen Düşey Gerilme (Dilitational Stra in) veya Yatay Gerilme (Shear Strain) büyüklüklerinde ki değişimlerle açıklanmaktadır. Depremden dolayı ölen insan sayısı son milenyumda 8 milyon ve 20. yüzyılda 2 milyondur. Dünya’da 40’dan fazla ülke yıkıcı deprem tehlikesi altındadır ve 1990–99 yılları arasında olan depremlerin neden olduğu kayıp 215 milyar dolardır (USGS, Amerikan Deprem Servisi). Deprem küresel bir tehdit olduğu için, depreme karşı hazırlanma ve zararlarından korunma üzerine yapılan küresel çalışmalar insanlığın geleceği açısından çok büyük öneme sahiptir. Her yıl milyonlarca küçük (mikro) deprem olmaktadır. Depremselliğin İzlenmesinde (Seismicity Monitoring) yüzeyde veya Kuyu İçinde (Borehole) yerleşik duyarlı Sismometreler (Seismometers) kullanılarak belirlenebilmektedir. Ayrıca, her yıl sayıları 10 civarında ve binlerce insanın öldüğü depremler de dünyanın değişik bölgelerinde doğal afetlere neden olmaktadır. 20. yüzyılda bu depremlerden en büyüğü (M=8,3) 1920 de Çin’de olmuş ve 200,000 kişi ölmüştür. 1976 yılında Ç in’in Tangshan kentinde meydana gelen M7.4 büyüklüğünde ki depremde 655,000 kişi hayatını kaybetmiştir. M=7,9 büyüklüğünde 1923’de Japonya’da meydana gelen Tokyo depreminde 142,810 kişi ve M=7,7 büyüklüğündeki 1906 yılında Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde meydana gelen sığ odaklı bir depremde ise kayıp sayısı yüksek olmuş ve 3000 kişi hayatını kaybetmiştir. Benzer büyüklükte 1994 yılında Japonya’nın K uril adalarında meydana gelmiş derin odaklı bir depremde kayıp sayısı yaklaşık 10 kişiyle sınırlı kalmıştır. Ü lkemizde ise yaşanan en büyük deprem doğuda Erzincan’da 1939 yılında meydana gelmiş ve 32.700 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaklaşık olarak büyüklükleri aynı olan ikinci deprem ise Ağustos 1999’da meydana gelen M=7,8 büyüklüğündeki Marmara depremidir. Bu depremde ölü sayısı kesin olmamakla beraber 20 binin üzerinde ve neden olduğu ekonomik kayıp ise 20 milyar dolardır. 23 Ekim 2011’de meydana gelen Van Depremi yüzlerce cana mal olmuş ve bölgede ciddi yapısal ve altyapı hasarına neden olmuştur. Ülkemizde 6316 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası ancak Van depreminin ortaya çıkardığı tahribatın sonucunda çıkan Cumhuriyet Tarihinde çıkan en reformcu yasalardan birisi olarak çıkartılmış ve deprem odaklı güvenli kentleşme uygulamaları devam etmektedir.
  • 7. Şekil 1. Yerin merkezinde sıcaklıkla yerin yüzeyine taşınan gerilme güdümlü kabuk yapısı. Okyanusal kabuk: Oceanic Crust, Kıtasal Kabuk: Continental Crust, Upper Mantle: Üst Manto, Litosphere: Litosfer, Asthenosphere: Astenosfer Depremler yerin taşküresi Litosferin en üst kısmını oluşturan kabukta meydana gelir. Litosfer - üst manto ve kabuk - mekanik özellikleri açısından yüksek dayanımlı bir yapıya sahiptir. Yeryüzü bir düzine levhalardan oluşur. Üst bölümü oluşturan Kabuk (Crust) boyunca Açılmalı Gerilmeye (Extensional Tectonic Regime) bağlı olarak okyanus ortalarında açılmalarla yeni malzemeler meydana gelir. Sıkışmalı Tektonik Rejim (Compressional Tectonic Regime) aktif levha sınırlarında çarpışmaya, kapanmaya, bindirmelere ve eski malzeme yitimine neden olur. Yatay Gerilmeli Rejim (Shear Tectonic Regime) altında yatay hareketler oluşur ve bu gerilme altında malzemelerin ne yenilenmesi nede yitimi söz konusu değildir fakat farklı gerilmeli plakalar üzerinde gerilme transferini meydana gelmesiyle Transform Fay özelliği taşır. Levhaların pozisyonlarına göre farklı büyüklükte meydana gelen düşey veya yatay gerilmeler malzeme direncini bastırırsa ve aşarsa Kaymalar (Displacements) meydana gelir, enerji boşalır ve nihayetinde depremler oluşur. 7
  • 8. ©2005 Robert J. Lillie 8 Parks and Plates Şekil 2. Yeryüzünde Levhalar ve Gerilme Sınırları. Açılan Iraksak Levhalar: Divergent, Kapanan Yakınsak levhalar: Convergent ve Yatay Gerilmeli Levhalar: Transform Levhalar boyunca yerin içinden yeni malzemelerin yüzeye çıktığı alanlar Okyanus Çukurları (Oceanic Trenches) ve Levhaların Iraksadığı (Divergent) alanlar olarak bilinir. Levhaların açıldığı alanlarda sıcaklık yüksek olduğu için meydana gelen depremler in büyüklükleri olarak küçük ve derinlik olarak sığdır. Eski malzemelerin derin tabana itildiği alanlarda ise çarpışma zonları, dalma-batma zonları veya kapanan yakınsak levhalar meydana gelir. En büyük ve en derin depremler Yakınlaşan Sınırlar (Convergent Bondaries) ve nihayetinde doğal olarak Çarpışma Sınırları (Collision Boundaires) meydana gelir. Levhaların birbirine paralel ötelendiği alanlar ise yatay gerilmeli levhalardır ve Doğrultu Atımlı Fay Sistemleri (Strike-Slip Faults) olarak bilinir. Çoğunlukla, düşey gerilmeli farklı sistemler arasında ki enerjinin transfer edilmesi yatay gerilmeli faylar boyunca sağlandığı için Transform Faylar (Transform Faulting) olarak da isimlendirilir. Bu levhalarda meydana gelen depremler oldukça büyüktür ve meydana gelen depremler in etkileri/şiddetleri veya neden oldukları hasar/risk nispeten sığ kabuk kalınlığıyla ilişkili olduğu için etkileri büyüktür. Dünya’da en meşhur transform faylar K uzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve San Andreas Fay Zonudur (SAFZ). 24 Ağustos 2014 tarihinde Amerika’nın SAFZ’nda M6.0 bir deprem meydana gelmiş ve son 25 yılda meydana gelen böyle bir depremde can kaybı olmamıştır.
  • 9. Şekil 3. Açılma Diverjans Zonları ve Çarpışma Converjans Zonları. Astenosferden yükselen sıcak malzemeler iki yana doğru hareket etmesi sıkışan levha kenarlarında tekrar aşağı itilir. Türkiye ve civarında meydana gelen depremler, Afrika ve Arabistan levhaları arasında Kızıl Denizin ortasından yeni sıcak malzeme çıkmasıyla birlikte Doğu-Batı yönünde açılmasıyla ilişkilidir. D-B yönünde ki açılma tektoniği etkisi altında kalan bölgede Arabistan ve Afrika levhaları yaklaşık olarak kuzeye doğru harekete zorlanır. Bu nedenle, Türkiye’nin hem doğusunda ve hem de batısında kıta-kıta çarpışma zonları oluşur. Çarpışmanın temel nedeninin bir daha tekrar edilmesi gerekirse, Arabistan ve Afrika Levhalarının kuzeye doğru ilerlemesidir. Özellikle, Arabistan levhasının kuzeye doğru Avrasya Levhasına ilerlemesiyle Anadolu levhası iki büyük levha arasında sıkışır, gerilir ve düşey gerilmeli bindirme tipi depremler meydana gelir. Arabistan-Avrasya Levhaları arasında ki girişim benzer yoğunluklu kıtasal malzeme olduğu için sınırlarda – Bitlis Suture – yükselmeler meydana gelir. Türkiye’nin doğusunda K-G yönünde oluşan gerilme D-B yönünde Anadolu levhasının tek parça olarak iki büyük doğrultu atımlı fay sistemi ile taşınır. K uzeyde meydana gelen D-B yönlü Kuzey Anadolu Fay Zonu ve SB-KD doğrultusunda oluşan Doğu Anadolu Fay Zonu boyunca meydana gelen depremlerle Anadolu levhası batıya doğru taşınır. Bununla birlikte, ülkemizin batısında Afrika levhası denizel ve daha yoğun bir levhadır. Kuzeye doğru ilerler ve batı Anadolu levhasının altına dalar. Ö zellikle, 24 Ağustos 2014 tarihinde meydana gelen Fethiye-Burdur dirseğinde meydana gelen M5.2 büyüklüğünde ki depremin neden Afrika levhasının Batı Anadolu’nun ortalarına doğru derinden ilerlemesine bağlı olarak ortaya çıkan gerilmenin sonucudur. 9
  • 10. 10 Şekil 4. 24 Ağustos’ta meydana gelen M5.2 Burdur-Isparta depremi. Ülkemizin batısında ve doğusunda meydana gelen bu kıtasal levhaların çarpışma sınırlarında derin ve büyük depremler meydana gelir. Türkiye’de Anadolu Fay Zonları – Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı – tekrar ederek yeniden vurgulamak gerekirse yatay gerilmeli transform fay özelliğindedir. 17.08.1999 günü saat 3:01 de İzmit çevresinde (40.77°K-29.97° D) ve yaklaşık 45 saniye süren deprem yaklaşık 20 milyon bir nüfus yoğunluğuna sahip Marmara bölgesinde büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Depremin yüzey dalgalarından hesaplanan büyüklüğü “magnitude” Amerika Jeoloji Servisinin “USGS” verdiği bilgilere göre 7,8, İsviçre Gözlem Evinin “SED” verdiği bilgilere göre ise 7,5’dir. Depremin şiddeti “intensity” yaklaşık XI civarındadır. İzmit depremi yaklaşık olarak 100 km uzunluğunda bir kırılmaya ve 2,6 metre uzunluğunda kırıkların birbirine göre aksi istikamette yer değiştirmelerine neden olmuştur.
  • 11. Şekil 5. Türkiye'de en çok yıkıma neden olan deprem 17 Ağustos depreminden bir görüntü. Bu depremde en çok hasar gören bölgeler başlıca İzmit, Adapazarı ve Yalova’dır. Yakın geçmişte 18.09.1963 yılında Yalova-Çınar’cıkda ve 20.06.1943 yılında ise Adapazarı’nda son büyük depreme göre küçükte olsa önemli depremler (M=6,2) olmuştur. Yakın denebilecek bir geçmişte bu depremlerin olmasına karşın son depremde ortaya çıkan inanılmaz hasar ve can kaybı bu depremlerden hiç ders alınmadığı ve çarpık kentleşmenin hızla günümüze değin devam ettirildiğidir. İzmit bölgesinin 20 yıl önce MIT Ö ğretim Üyesi Prof.Nafi Toksöz tarafından gelecekte büyük bir depremin olacağı alan ya da yerbilimleri terminolojisine göre sismik boşluk ‘seismic gab’ olduğu ileri sürülmüştür. Daha sonra rahmetli hocamız İstanbul Öğretim Üyesi Dr. Selçuk Sipahioğlu 1984 yılında İzmit bölgesinde büyük depremlerin oluştuğuna ve depremi oluşturacak kırıkların olduğunu gösteren veriler olduğunu ifade etmiştir. Japon deprem uzmanı Dr. Oshiman ise 1991 yılında ise Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ)’nda 1939-1967 yılları arasında Erzincan’dan başlayıp Adapazarı’na kadar devam eden deprem göçünün tabi bir uzantısı ya da devamı olarak İzmit bölgesinde M=7 büyüklüğünde bir depremin olabileceğini belirtmiştir. Neticede birçok bilim insanının beklentisi gerçek oldu ve İzmit depremi meydana geldi. İzmit körfezinde tarihsel dönemde 447, 553, 1719 ve 1894 yıllarında büyük depremler olmuş fakat yaşadığımız yüzyılda büyük depremlerin olmamasından dolayı bölge bir sismik 11
  • 12. suskunluk geçirdiği ifade edilmiştir (Öncel, 1995). 1992 yılında Dr. Ö ncel tarafından hazırlanan yüksek lisans çalışmasında ileri sürülen tüm veriler dikkate alınarak olabilecek bir depremin büyüklüğü incelenmiş ve sonuç olarak Dr.Oshiman tarafından önerildiği gibi M=7.0 ve daha büyük bir depremin olabileceği görüşü desteklenmiştir. Yukarıda verilen bilimsel çalışma ve sonuçları itibarı ile olan deprem bir tesadüf değil bilimsel çalışmalar ışığı altında olacağı önceden söylenen fakat herkesçe göz ardı edilen bir olgudur. 12 1. Depremler ve Oluşum Nedenleri 1.1. Depremin Tanımı Depremlerin geleneksel anlamına göre Japon mitolojisinde Namazu adlı dev kedi balığının depremlere neden olduğuna inanılmıştır. Yunan mitolojisinde Poseidon depremlerin sebebi ve tanrısı olarak görülürdü. Eski Türk mitolojisine göre ise dünya dört öküz üze rinde duruyor ve öküzlerin hareket etmesiyle depremler meydana geliyordu. Modern anlamı ise; Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin elastik dalgalar şeklinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir. Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. Şekil 4. Aktif Levha Sınırları ve Derin Odaklı Depremlerin oluş yerleri. Derin deprem dağılımları (100km ve daha derin) incelenirse yeryüzünde birbirleri altına girişim yapan veya dalan levha sınırları fark edilir (Şekil 4). Dikkat çeken levha
  • 13. sınırlarından birisi, Güney Amerika levhası altına dalan ve hareket yönü doğuya doğru olan Nazca levhasıdır. Özellikle, Nazca Levhası-Güney Amerika levhası arasında ki deprem yığılmalarının oldukça fazla ve doğuya doğru girişim yapması dikkat çekicidir. Bunun bir nedeni, Nazca levhasının en hızlı (160 mm/yıl) ilerleyen levha olması ve buna bağlı olarak gerilme birikiminin veya açığa çıkmasının daha kısa süre almasıdır. Kuzey Amerika Levhasına doğru Juan De Fuca levhasının K B yönünde ilerlemesiyle depremler meydana gelmektedir. San Andreas Fayı meydana gelen aktif levha sınırı boyunca meydana gelir. Diğer önemli bir levha sınırında, batıya doğru ilerleyen ve Japonya’ya doğru girişim yapan ve altına dalan Filipin Levhası ve Pasifik Levhasıdır. Japonya’da depremlerin nedeni Avrasya levhası ile Pasifik-Filipin levhalarının arasında meydana gelen sıkışma rejimidir. Biraz daha batıya yaklaştığımızda, K-G yönünde ve kuzeye doğru ilerleyerek Çin’in altına dalan Hindistan levhası Çin’de önemli yıkıma neden olan depremlerin kaynağıdır. Türkiye’nin en güneyinde meydana gelen depremler Afrika Levhasının kuzeye doğru ilerlemesi ve Ege Levhasının altına doğru girişim yapmasıyla ilişkilidir. 13 Şekil 6. Deprem Büyüklüğü ve Enerji Arasında ki İlişki Verilir. 1.2. Deprem Büyüklüğü ve Enerji Deprem Büyüklüğü ve Depremde Açığa Çıkan Enerji Arasında İlişki Nasıldır? Deprem büyüklüğünde 1 birimlik değişim, ortaya çıkan enerji miktarlarında çok büyük farklılıklara neden olmaktadır (Şekil 5). Deprem büyüklüğünün M=5 ya da M=6 olması aslında çok önemlidir. Çünkü deprem büyüklüğü M=6 olduğunda ortaya çıkan enerji; büyüklüğü M=5 olan depreme oranla 30 kat ve büyüklüğü M=7 olduğunda ise ortaya çıkan enerji miktarı yaklaşık 900 kat artıyor. Dolayısıyla M=7 büyüklüğünde beklenen depremin ya da depremlerin olmamasından önce, M5 ve daha küçük büyüklükteki depremlerin izlenmesi ve bu deprem bilgilerinin kullanılması gerekir. Bu nedenle, büyük depremler oluşmadan küçük depremlerin izlenmesi son derece önemlidir.
  • 14. Ülkemizde büyük deprem riski (% 95) altında yaşamamıza rağmen maalesef depremle ilgili terminoloji tam olarak zihinlerde doğru olarak yerleşmiş ve halkımıza öğretilmiş değildir. Halkımızın yanlış yönlendirilmesinde bilim adamlarının defalarca uyarmalarına karşın basının hala yanlış bilgi vermesinin etkisi vardır. Bunun nedeni ülkemiz basınında Deprem Muhabiri olarak yetişmiş basın mensubunun olmamasıdır. Depremin büyüklüğü depremin olduğu kaynak noktasından “hiposantr” başlayarak yerin tamamı boyunca yayılan deprem dalgaları genliklerinden belirlenen fiziksel bir büyüklüktür ve açığa çıkan enerji ile orantılıdır. Şiddet ise hissedildiği yerin zemin koşullarına göre değişir ve hasara bağlı olarak belirlenen gözlemsel bir değerdir. 14 1.3. Depremlerde Büyüklük – Sayı İlişkisi Depremlerin Büyüklükleri (M) ve Sayıları (N) arasında bir yasa olduğu Gutenberg-Richter tarafından keşfedilmiş ve bu yasaya göre deprem tehlike analizleri yapılabilmektedir. Log N = a – bM Yukarıda verilen yasa Log-Lineer bir ilişkiyi gösterir. Depremsellik parametreleri olarak bilinen a ve b parametrelerinin tespit edilmesiyle Deprem Büyüklük ve Frekans arasında ki ilişki rahatlıkla belirlenir. Parametre a deprem sayısıyla ilişkilidir ve incelenen alan büyüdükçe büyür. Parametre b ise bölgede ki gerilme ile ilişkilidir ve bölgeler in gerilme altında risk durumlarına göre bölgelendirilmesinde kullanılır. Parametre b değerinin büyük olduğu alanlarda daha küçük depremler olur fakat küçük olduğu alanlarda daha büyük depremler beklenir. Global değeri b değerinin 1 olduğu ileri sürülmüştür. Küçük Depremlerin Ö nemi ve İzleme Yöntemleri Nedir? Meydana gelen küçük depremlerin izlenmesi için Kuyu Sismometreli Deprem istasyonları kurulması gerekir. Yılda 1.000.000 tane küçük depremler (büyüklükleri M2 ile M3 arasında olanlar) oluşuyor. Buna karşın; senede büyüklüğü ortalama M8 olan 1 tane deprem oluşuyor. Küçük depremlerin kaydedilmesi ve izlenmesi için de, Derinden (K uyu Sismometreli) İzleme S isteminin (DES) olması gerekir. Ayrıca, küçük depremlerin izlenmesi ile fay hatlarının güncellenmesi çok hızlı şekilde yapılabilir. Diğer yandan, küçük depremlerin izlenmesi ile büyük depremler önceden tahmin edilmeye çalışılmalıdır. Türkiye’de derinden izleme sistemi olmadığından ve son yıllarda kurulan birkaç istasyonla başladığından dolayı küçük depremlerin ülke genelinde izlenmesi yapılamıyor. 1.4.Bölgesel Örnekli Depremlerde Gerilme Değişimi Levha hareketlerini kısaca tekrar özetleyelim. Yerküremiz üzerinde bir düzine kadar levhaların belli bir hızla hareket etmesiyle gerilme alanları oluşmaktadır. Bu levhalara örnek olarak, ülkemize en yakın olan Arabistan, Afrika ve Avrasya levhaları örnek olarak verilebilir. Mesela Arabistan ve Afrika levhasının kuzeye doğru hareket etmesi, ülkemizin doğusunda kapanma, batısında ise açılma seklinde gerilmelere (Şekil 7) neden olmaktadır. Bununla birlikte, ülkemizi bir uçtan diğer uca kesen Kuzey Anadolu Fay Zonu’da levhalar arasında ki gerilme sonucunda oluşan enerjinin depremlerle açığa çıkması ile oluşmuştur.
  • 15. Şekil 7. Depremlere neden olan gerilme biçimleri. Açılma Türü Gerilme: Tensional Stress, Kapanma Türü Gerilme: Compressional Stress ve Yatay Gerilme: Shear Stress Oluşan farklı gerilme alanlarında biriken enerjinin büyüklüğü, en son meydana gelen depremle meydana gelen kırılmadan sonra geçen zamanın ne kadar büyüdüğüne bağlıdır. Faylar açılma, kapanma ve doğrultu yönlü gerilme biçimleri ile gerilir ve bu gerilme açığa çıkması ile fayların kırılması gerilme büyüklüğü düşer. Biriken gerilmenin tamamen boşalması ancak olabilecek en büyük depremle gerçekleşir, tabi göreceli daha küçük depremlerle gerilme değerleri azalmış olur. Şekil 8. Son 2000 yılda olmuş büyük depre mle rin yerle ri ve tarihleri gösterilmektedir [1] Marmara denizi içinde ki fay dağılımı [3] kırmızı, dışında ki karasal faylar [5] ise 15
  • 16. siyahla gösterilmiştir. 1991-1999 yılları arasında olmuş magnitüdü 2.6'dan büyük depremler ise gri renkle gösterilmiştir (bkz. real-time map). Büyük depremi oluşturacak gerilme alanları. Marmara bölgesi, kapanma, açılma ve yatay gerilmelerin hep birlikte gözlendiği bir geçiş alanıdır. En büyük ger ilme birikimi doğrultu atımlı hareketlere “Shear” bağlıdır. Bununla birlikte, açılma ve gerilme tipli gerilme türleri de Marmara’da ki fay gerilmelerinde etkilidir. Şekil 9. Gerime Türle ri. A) Mavi Renkle: Sıkışma Türü Gerilme ve B) Açılma Türü Gerilme Farklı gerilme alanlarında ki küçük depremlerin büyüklük ve yığılma özellikleri farklıdır. Bu nedenle, küçük depremlerle ile fay gerilimleri arasında ki ilişkiye bakılarak, büyük depremlerin oluşturacak gerilme alanları tahmin edileb ilir. K ısaca değinmek gerekirse, Marmara içinde ki farklı gerilme alanlarıyla modern deprem istasyonları ile kaydedilmiş küçük depremler arasında ilişki biçimi bu bölümde tartışılacak ve büyük depremlerin oluşabileceği alanlar belirlenecektir. Küresel Konumlama Sistemi (GPS) faylarda ki gerilmenin hızlı ve doğru ölçülmesinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle, faylarda ki gerilme değişimleri gün mertebesinde ölçülmektedir. Güne, aya ya da yıla bağlı gerilme değişimleri çok doğru ve hızlı bir şekilde ölçülmektedir. Bu sebepten, basta Amerika, Japonya ve Kanada’da gerilme değerleri ölçülmekte, değişimleri kentsel ya da noktasal ölçekte vatandaşların görebileceği ortamlarda gösterilmekte ve veriler çalışmak isteyen herkese pazarlıksız verilmektedir. Gerilmenin zamanla büyümesi. Depremlerle birlikte biriken gerilme enerjisini ya tamamı ya da bir kısmı boşalır. Tamamının boşalması büyük depremle, bir kısmının boşalması da orta büyüklükte ki depremlerle olabilir. Enerjinin önemli ölçüde boşalması ile yüzeyde kırıklar oluşur. Neticede, biriken gerilim enerjisi hem fayın hızına hem de birikme aralığına bağlıdır. Mesela, 1509 yılından günümüze Marmara içinde ki biriken deprem enerjisi ile 1999 İzmit depreminin olduğu alanda ki biriken gerilme enerjisi aynı değildir. Çünkü ilkinde 500 yıldır büyük bir gerilme enerjisi birikmiş, ikincisinde ise biriken gerilme enerjisi ise 10 yıllıktır. 16
  • 17. Gerilme çeşitliliği. Marmara bölgesinde ki gerilmeler (Şekil 9) mavi ve kırmızı renklerle gösterilmiş. Mavi renkli alanlar, kapanma " compressional stress" seklindeki gerilmenin kuzey-batı Marmara bölgesinde etkin olduğunu gösterir. K ırmızı renkle gösterilmiş açılmaya bağlı "tensional strese" gerilme birikiminin olduğunu belgeleri gösterir. Kuzey doğu Marmara'da bu alan belirgindir. İstanbul’un güneyinden gecen faylar, hem açılma hem de kapanma tipli bir gerilmeler altındadır. Bunun anlamı, Marmara bölgesinde ki gerilmenin tekdüze olmaması, gerilme tipleri farklı olan fayların, hem davranışlarının hem de deprem büyüklüklerinin farklı olacağını gösterir. Gerilme ve deprem tehlikesi arasında ki bağlantı. Depremin büyüklüğünün gerilmeyle olan ilişki boyutu hakkin da farklı sorular akla gelebilir. Mesela, gerilme ve deprem arasında nasıl bir ilişki vardır? Gerilme tipleri farklı alanlarda ki depremler farklı mıdır? Kapanma tipli gerilme altında ki faylar mı, yoksa açılma tipli gerilme altında ki faylar mı daha risklidir? Makalenin bu kısmında, bu sorulara açıklık getirilecektir. Ülkemizin batı kısmında yapılmış fazla istasyonlu GPS hassas gerilme ölçümleri ile önerilen faylar yukarda ki şekilde verildiği gibi ilişkilendirildiğinde, fayların davranış biçimleri ya da gerilme yapıları ortaya çıkar. Bu acıdan yukarda verilen gerilme haritası, gerilme biçimini ve depremlerle ilişkilerinin incelenmesi için çok önemli bir veridir. 2006 yılında yapılan yayınlanan bir çalışmada deprem büyüklükleri ile gerilme arasında istatistiği parametrelerce bir doğrusal ilişki ortaya konmuştur. Bu çalışmaya göre, Marmara bölgesinde, mavi alanlarla (compressional strain) gösterilen alanlarda daha büyük depremler olmaktadır. Çünkü kapanmaya bağlı gerilime "compressional stress" bağlı olarak büyük magnitudlü depremlerle meydana gelmektedir. Tersinden söylemek gerekirse, açılmaya bağlı gerilim li "tensional stress" alanlar ise daha küçük depremlere neden olmaktadır. Sonuç. Büyük depremleri oluşturacak alanlar kapanmaya bağlı gerilen fayların mavi alanların olduğu yerlerde beklenir. Bunun anlamı, K uzey Bati Marmara bölgesinde gerilme tipi büyük depremleri oluşturabilir. Deprem riskinin yüksek olduğu bölgede de, 1509 ve 1766 depremlerinden sonra deprem meydana gelmemesi başlı başına bölgede ki gerilme birikimini ve büyük deprem riskini göstermektedir. Fakat Marmara denizi içinde M7.2'den büyük bir depremin, 2000 yıllık deprem verilerinin incelenmesinden meydana gelmediği ortadır, ve bu nedenle beklenen deprem M7.2'den büyük olmayacaktır. 17
  • 18. 18 Uygulamalar Türkiye’de Meydana Gelen Depremlerin Odak Derinlikleri Nasıl Değişmektedir? Türkiye’de Meydana Gelen Yıkıcı Depremler ve Meydana Getirdikleri Kırık Uzunlukları Arasında ki İliki Nedir?
  • 19. 19 Uygulama Soruları Türkiye’de İl Merkezleri Esas Alındığında En Büyük Depremler (M>7.0) Hangi İllerimizde Oldu ve Ortaya Çıkan Hasar Dağılımları Nedir? San Andreas Fayı ve Kuzey Anadolu Fayında Meydana Gelen Büyük Depremleri Karşılaştırın?
  • 20. 20 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti Depremlerin nasıl meydana geldiğini ve gerilme türlerine göre özelliklerinin nasıl değiştiğini açıkladık. Ü lkemizde meydana gelen depremlerin nedeni açıklandı ve Marmara özelinde gerilme değişimi açıklandı. Deprem büyüklükleri ve oluş sayıları arasında ki deprem yasasını kısaca açıklandı. Deprem büyüklüğü ve depremde açığa çıkan enerji arasında ki ilişki yaklaşık olarak açıklandı.
  • 21. 21 Bölüm Soruları 1. Düşey ve Yatay a. Deprem fayları gerilir b. Levha Sınırları Nasıl Gerilir? c. Normal Kırılma Gerçekleşir d. Levha Sınırları Neden Gerilir? 2. Afrika a. Depremler derinlerde oluşur b. Deprem fayları gerilir c. Depremler arasında d. Türkiye'yi çevreleyen levhalardan 3. İki blok arasında yer değiştirme a. Levha b. Fay atımı c. Fay gerilmesi d. Aktif Fay 4. Yakın tetikleme a. Kuzey Anadolu Fayında Depremler b. Kuzey Anadolu Fayı Benzer c. Depremler arasında d. Deprem fayları gerilir 5. Tavan blokun yukarı hareketi a. Deprem fayları gerilir b. Depremler arasında c. Deprem Kırılma Mekanizması Çalışır d. Kırılma Mekanizması Ters 6. Yatay yönlü
  • 22. 22 a. 12 Kasım Düzce' depreminde meydana gelen kırılma b. Türkiye'yi çevreleyen levhalardan c. Deprem cisim dalgalarının en hızlısı d. Depremler derinlerde oluşur 7. Doğrultu atımlı a. Kırılma Mekanizması Ters b. Yatay gerilmeli kırılma c. Normal Kırılma Gerçekleşir d. Depremler derinlerde oluşur 8. Gerilmede azalma a. Aktif Fay b. Levha c. Tetikleme zonu d. Gölge zonu 9. Açılarak a. Depremler arasında b. Fay atımı c. Fay gerilmesi d. Deprem fayları gerilir 10. Tektonik hareketlerle ilişkili a. Aktif Fay b. Fay gerilmesi c. Fay atımı d. Gölge zonu Cevaplar 1) b, 2) d 3) b, 4)c, 5) d, 6) a, 7) b, 8) d, 9) d, 10) a