Bu çalışmanın amacı İslam Kültürü’nde yiyecek-içecek tüketimine yüklenen değerin önemini araştırmak olmuştur. Bu kapsamda yeme ve içme olgusuna İslami açıdan bakılarak Kuran ve Hadis-i Şeriflere atıf yapılmıştır. Metodoloji olarak ikincil verilerin taranması belirlenmiştir.
1. İSLAMA GÖRE BESLENME VE SOFRA ADABI:
KURAN’DA VE HADİS-İ ŞERİFLERDE GEÇEN YEME
İÇME USULUNE YONELİK BİR LİTERATÜR TARAMASI
Hacı Ahmet Çakır
TC. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı
Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi
E-mail: haciahmetcakir@hotmail.com
2. İÇİNDEKİLER
•
•
•
•
•
•
Giriş
Çalışmanın amacı
İslam’da Beslenmenin Önemi
İslam Kültüründe Dikkat Edilmesi Gereken Sofra Adabı
Yemeğe Başlangıç Aşamasında Önem Arz Eden Hususlar
Yemek Esnasında Mevlevilerin Ritüelleri ve Ateş-Bazı Veli
– Aşçıya Duyulan Saygı Ateş-Bazı Veli Örneği
• Yemek Sonrasında Önem Arz Eden Hususlar
– Yemek Sonrası Ağız Temizliği; Misvâk Örneği
– Yemek Sonrası İçeceklere Dikkat Edilmesi Hususu
• Sonuç
• Kaynakça
3. Giriş
• İslam dininde yemeğe ve yemek yeme sürecine
yüklenen değer Hz. Muhammed (SAV) tarafından
birçok Hadis-i Şerif ile beyan edilmiştir. O yemeğe
başlamadan ve yemekten sonra elleri yıkamanın
gerekliliği; yemeğe “besmele” ile başlamanın
gerekliliği; yeme şekli ve sofra adabı, hal ve hareketler
üzerinde önemle durmuştur. Yine yemeğe tam
acıkmadan oturulmayıp tam doymadan kalkmayı,
yemekten sonra ağız temizliği, akşam yemeğini akşam
namazından sonraya bırakmayarak geç vakitlerde
yemek yememe gibi nasihatler ile yeme içme olayının
başlı başına bir ibadet şekli olduğunu vurgulamıştır.
İnsan yaşamı için sağlıklı beslenmeyi kutsal bir olay
saymıştır.
4. Hz. Muhammed’den nakledilen Hadis-i Şerif’lere
bakıldığında neredeyse hayır ve bereketi olmayan
yiyecek – içecek yok desek yanlış olmayacaktır. Öyle
ki ona “İman nedir ?” diye sorulduğun da “ İman
yemek yedirmek ve selam vermektir” (Müttefekun
aleyh) diyerek yemenin kutsallığını bir kez daha
vurgulamıştır. Nitekim Kuran’a yiyecek ve içecek
yönünde bakılacak olunursa insanı şekillendiren tüm
hak edişler yedikleri ve içtikleri üzerinden aktarıldığı
görülecektir. (Bulut, M. 2011:26)
5. ÇALIŞMANIN AMACI
• Bu çalışmanın amacı İslam Kültürü’nde yiyecek-içecek
tüketimine yüklenen değerin önemini araştırmak
olmuştur. Bu kapsamda yeme ve içme olgusuna
İslami açıdan bakılarak Kuran ve Hadis-i Şeriflere atıf
yapılmıştır. Metodoloji olarak ikincil verilerin
taranması belirlenmiştir.
6. 1. İslam’da Beslenmenin Önemi
• “Beslenme, besin maddelerinin mizaç olarak vücut
yapısına uygun hale gelmesi ve böylece dokulardaki
günlük yırtılmaların tamire uygun hale gelecek şekilde
değişmesidir.” (Kahya, 2009:115)
• Lokman hekimin oğluna verdiği bir öğütte “Ey oğul,
mideni tıka basa doldurduğun zaman fikir uyur, hikmet
dilsizleşir. Âzalarsa ibadetten bıkıp otururlar” diye
belirtilmiştir.
• “Bir gün gelir insanın yedikleri kendisine düşman olur”
Hz. Davut as.
• “Ademoğlu midesinden daha şerli bir kap
doldurmamıştır.” (Tirmizi, Zühd, İbni Mace, Et’ıme)
Peygamberler her şeyde aşırıya kaçmayı mekruh kıldıkları
gibi yeme içmede de haddi aşanları uyarmışlardır.
7. • Mısır Kıralı Mukavkıs, Hz. Peygamber (sav)’e
hastalarının tedavi edilmesi için bir hekim gönderir. Bir
buçuk sene Medine’de kalan doktor bir gün Hz.
Muhammed (sav)’nin huzuruna çıkararak Medine’de
bulunduğu sürece hiç kimsenin ona hasta olarak
gelmediğini ve kendisinin de aralarında hasta hiç
kimseyi görmediğini belirtmiştir. Rasululah’tan
müsaade isteyerek memleketine dönmek ister ancak
insanların bu sağlıklı yaşamlarının sebebini de sual
eder. Peygamber sav. “Biz asla acıkmadan yemeyiz ve
yemek yediğimiz de ise doymadan kalkarız. Ayrıca
senede bir hacamat (kan aldırma ) yaparız” der. (Bulut,
2011:50-52)
8. 2. İslam Kültüründe Dikkat Edilmesi Gereken
Sofra Adabı
• Sufi kültürünün kurumsallaşması ile dergah ve
tekkelerde uyulması gereken bazı kurallar ve sofra
adabı oluşturulmuştur. Aslında bu kurallar o
dönemdeki Müslümanların bilip uyması gereken
genel kurallardı. Bunların büyük bir kısmı İslam
Kültürü’nün gerekliliği iken Arap Kültürü’nün de
etkileri görülmüştür. 960-1200’lü yıllar arasında
yaşamış Serrac Tusi, Ebu Talip Mekki, Hucviri,
Gazali, Sühreverdi gibi sufi yazarlar eserlerinde
sofra adabına özel bölümler ayırmıştır. Bunları
kısaca özetlersek, (Tosun, 2012)
9. •
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Yemek helal olmalı,
Sofra hazır iken namaz vakti girse bile önce yemeği yemeli,
Yemekten önce ve sonra elleri yıkamalı,
Yemeğe besmele ile başlamalı,
Yemeği sağ elle yemeli,
Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirmeli, (tuz dengeyi
simgeler)
Yiyecekleri kötülememeli,
Lokmaları küçük tutmalı ve iyice çiğnemeli,
Yemek yiyen kişilerin yüzüne bakıp yediklerini
gözetlememeli,
Yaslanarak ve yatarak yememeli,
Sol ayak üzerine oturup sağ dizi dikmeli,
10. • Büyüklerden önce yemeğe başlamamalı,
• Mideyi tam doyurmadan yemeği bırakmalı,
• Sofrada tamamen susmamalı (hikmetli konularda
konuşmalı),
• Yemeğin ardından su içmeli,
• Bir bardak suyu üç defada içmeli,
• Yemekten sonra İhlâs ve Kureyş surelerini
okumalı, ayrıca Allah’a şükür manası taşıyan dualar
edilmeli,
• Yemekten sonra dişler temizlenmeli. Bu adap arasında
o günkü Arap geleneklerinden kaynaklanan pişmiş eti
ve ekmeği bıçakla kesmemek gibi maddeler
bulunmaktaydı.
11. 3. Yemeğe Başlangıç Aşamasında Önem Arz
Eden Hususlar
• İslam yiyecek ve içecekleri haram ve helal olarak ikiye
ayırmaktadır. Bu bakımında İslami yolda beslenme ancak
yemek ve içeceği helal yoldan elde etmek, helal yemek ve
içmekten geçmektedir. “Sizi rızıklandırdığımız temiz ve helal
şeylerden yiyin ve Allah’a şükredin.” (Bakara, 172) Bu husus
da Rasulullah “Haramla beslenen bir vücuda yakışan şey
cehennem ateşidir” (Tirmizî, Beyhakî) diyerek helal
yollardan beslenmeyi teşvik etmektedir.
12. • Bir hadis-i şerif de “Kim yüce Allah’ın evinin hayır ve bereketini
artırmasını diliyorsa yemeğe otururken ve yemekten kalkarken
ellerini yıkasın.” (İbn-i Mace) ve diğerinde “Yemeğin bereketi
yemekten önce ve sonra ellerin yıkanmasındadır.” (Ebu Davud)
şeklinde buyrulmuştur. O halde insanın sağlıklı yaşamak için ve
zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için yeme içmeye ibadet nazarında
bakılırsa, yemekten önce ellerini yıkamak da abdest olarak
yorumlanabilinir. (Coulter, 2012:64)
• “Sizden kim bir şeye Bismillah desin. Başta söylemeyi unutursa
aklına geldiği yerde desin.” (Ebu Davut) İslam dini yeme-içmede
de olduğu gibi kutsalı olarak gördüğü besmelesiz başlanılan her
işi noksan olarak görmektedir. Sofraya besmelesiz oturmanın
sofranın bereketini kaçıracağına inanılmaktadır. Cenab-ı Allah
“Üzerine benim adım anılmamış gıdayı tüketmeyin”(Enam, 118)
“Bismillah diyerek tabağın kendinize yakın yerinden yiyin, orta
kısmını bırakın. Zira yemeğe bereket ortasından gelir.” (İbn-i
Mace)
13. • Rasulullah ayakta bir şey içmeyi yasaklamıştı, yemeği ise
şiddetle yasaklamıştı” (Müslim) Ayak da yiyip içmek edep ve
sağlık açısından doğru bulunmamaktadır. Diğer bir yandan
yürüyerek yemek hem hızlı yiyip içmemize yol açacak hem
de çevre kirliliğine neden olacaktır. Ayakta su içildiğinde su
midede emilimini gerçekleştirmeden barsaklara gidecek ve
yiyeceklerin de mide de haz mı zor olacaktır.
• “Yemekten evvel kavun, karpuz yemek şifadır. Birçok
dertleri giderir.” (Ramuz el-Ehadis) Eğer menüde meyve var
ise bu mutlaka ya yemekten 2-2,5 saat sonra ya da
yemekten hemen önce yenilmelidir. Aksi takdirde yemek ile
birlikte ya da yemeğin hemen ardından tüketilen meyveler
mide de alkol etkisi yaratmaktadır. Bu da hem mide
şişkinliği yapak hem de siroz olma tehlikesini tetikleyecektir.
(Bulut, 2011) Meyve, sebze gibi hazmı kolay yiyeceklerin ilk
önce tüketilmesi aynı zamanda mideyi de ana yemeğe
hazırlamaktadır. Bu şekilde mide daha az yorulmuş olup
işlevini daha iyi yerine getirerek daha sonra tüketilecek olan
ağır yiyecekler için kendini hazırlayacaktır.
14. • Eski zamanlarda Anadolu’da Ahi zaviyelerinde verilen
eğitimlerden biri de “sofra töresi” idi. Burada
öğretilenlerden bazıları yemek yenen yere ayakkabı ile
girmemek, lokmaları ağzı şişirecek derecede almamak,
kemikleri sofranın üzerine koymamak, sofrada kaşınıp
sümkürmemek, ağzı şapırdatmamak, kendi önünden
yeterince yemek şeklinde idi. Ahilikte yemeğe
başlamada önce ve yemek bittikten sonra bir ibrik ile
bir leğen getirilir ve eller sabun ile yıkanılırdı. Gelmiş
geçmiş tüm yarenlerin ruhlarına Fatihalar okunur ve
yemeğe Büyük baş ağanın kaşığı eline alması ile
başlanırdı. (Soysal, 2007)
15. 4. Yemek Esnasında Mevlevilerin
Ritüelleri ve Ateş-Bazı Veli
• İslam inancında yemek esnasında gereksiz ve fazla
konuşmak hoş karşılanmazdı. Ayrıca yemek yiyenlerin
birbirlerinin yüzüne veya lokmalarına bakmak da
edeben doğru karşılanmamıştır. Hz. Muhammed (sav)
tarafından yemeğin sağ elle yenmesi tavsiye edilerek
temiz işlerin uygulanmasında bir elin kullanılması
amaçlanmıştır. Yine yemeği kendi önünde yenilmesi
gerektiği vurgulanarak kimsenin hakkının kimseye
geçmemesi üzerinde önemle durulmuştur. Lokmaların
ağza girecek şekilde küçük alınması ve acele etmeden
çiğnenmesi ile yemeğin lezzetinin daha iyi çıkacağı,
doyuma daha erken varılacağı ve çiğnenmiş olan
yemeklerin mideyi daha az yoracağı varsayılmıştır.
(Coulter, 2012)
16. • Mevlevi kültüründe dervişlerin sofra adabı ibadet
derecesinde önemli ve sistematik kuralların bulunduğu
disiplinli bir süreçtir. Sofra düzenine çok önem veren
dervişler kaşıkları ağızları aşagı gelecek şekilde sofraya
herkesin sağ tarafına koyarlardı. Sakiler su bardaklarını
ve su ibriği ile bekler su istediğini işaret eden dervişe su
verilirdi. Bu esnada derviş suyunu içinceye kadar kimse
lokma almayarak yenilen yemekte bir denge
oluşturmayı sağlamış olurlar. Mevlevilerin sofrasında
haram olan hiçbir şey bulunmazken balık türleri de
bulunmazdı. Bahariye Mevlevihanesi şeyhi Hüseyin
Fahreddin Dede bunun nedenini dervişlerin balık
yemeleri halinde kalplerine korku gireceğini ve
ruhlarının esir alınacağını bu nedenle yasaklandığını
ifade etmiştir. (Bayru, 2010)
17. 4.1. Aşçıya Duyulan Saygı Ateş-Bazı Veli Örneği
• Dervişler eğitimlerine mutfakta başladıkları için mutfağın
önemi sufizm de çok büyüktür. Yiyeceklerini en verimli ve
en uygun şekilde kullanıp tüketmeye önem gösterirlerdi. Bu
yüzden aşçılıkda Mevlana zamanında çok itibar edilen bir
meslek olarak görülmüştür ve ruhani bir makam olarak
kabul edilmiştir. Onlara göre aşçı, yaratıcının nimetlerini
büyük hünerlerle pişiren ve kulların beslenmesinde aracı
olan önemli bir şahsiyettir. Bu derin saygının nişanesi olarak
Mevlana’nın babasının da aşçılığını yapmış Ateş-baz Veli’ye
özel bir türbe yaptırılmıştır. Dünyada aşçılığının uhrevi
boyutundan ötürü adına türbe yaptırılan bu ilk ve tek
mekanı ziyarete gelen yiyecek araştırmacısı Alan Davidson
bir makalesinde bu yerden şu şekilde bahsetmektedir:
“Türbeye turist gittik, hacı olarak döndük”. (Halıcı, 2005)
18. 5. Yemek Sonrasında Önem Arz Eden Hususlar
• Tam doymadan yemek yemeği bırakarak insan yemeğine son
vermesi gerektiği yeri iyi bilmeli, bu konuda iradeli olmalıdır. Çünkü
çok yemek kalbi katılaştırır ve insanın nurunu, merhamet meleksini
söndürür. Allah Rasulu (sav.) çok yemenin ilim ve anlayışı eksikliğine
sebep olarak zihin açıklığını yok ettiğini belirtmiştir. İnsanı
hantallaştırarak günlük işlerinden de alı koyar ve verimliliğini azaltır.
Zira insanoğlu yemek için yaşamamalı yaşamak için yemelidir.
Araştırmalar gösteriyor ki hiçbir ölümün sebebi açlıktan olmamıştır
bilakis mide şişkinliği hemen her hastalığı tetikler niteliktedir. Hz. Ali
bu konuyla alakalı bir ifadesinde “Eğer karnın doymuyor ve obur
isen, kendini müzmin hastalardan say” demiştir. Yine
peygamberimizin midenin yemek dışında veya yemek sonrasında da
ihtiyaç duyduğu şeyler olduğunu belirten diğer bir hadisinde ise
“Âdemoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysaki
Âdemoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet
mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman midesini üçte birini yemek,
üçte birini su ve üçte birini de nefes için ayırsın” (Tirmizi, Zühd 47)
buyurmuşlardır.
19. • Yemeği etrafa döke saça yememek, kırıntıları toplamak.
Yemeği yavaş yemek hem sağlık yönünden önem arz
ettiği gibi hem de sofraya bir intizam getirmiştir. Çünkü
yiyeceklere nimet, bereket ve Allah’ın (cc.) rahmeti ile
sulandıkları inancı vardır. Ayrıca israf İslam inancınca
haram kılınmış ve haddi aşılmasının terk edilmesi
buyrulmuştur. Yemek tabağına yenilebilecek kadar
almak ve kapta kalanları mutlaka sıyırarak israftan
kaçınılmalıdır. Yemek sonrası kırıntıları toplamak ve
etrafa döküp saçmayarak çevre temizliğine, insan
sağlığının yanında doğanın da kirletilmemesine dikkat
edilmek gerekir.
20. • Eğer yemek olgusu da bir ibadet ise, bireyin sağlığını ve
toplumsal yaşamın bütünlüğünü ağlayan bir paradigma
olarak bakılacak olunursa, her şeyde olduğu gibi bu
olayın da sonunu bir ilahi ritüelle sonlandırmak en
doğru olanı olacaktır. Bu bağlamda Allah’a şükretmek
Kuran’ı Kerim’de de ifade edildiği üzere şu şekildedir:
“Sizi rızıklandırdığımız temiz ve helal şeylerden yiyin ve
Allah’a şükredin” (Bakara, 172) En kısa ifade ile şükür
“El- Hamdu lillah” olarak ifade edilmektedir. İlahi ya da
ilahi olmayan tüm inançların kendilerine has bir yemek
sonrası ve hatta öncesi duaları, onlarında kendi
İlah(lar)’ına bir şükür göstergeleridir.
21. 5.1. Yemek Sonrası Ağız Temizliği; Misvâk
Örneği
• Yemekten sonra ağız temizliğine mutlaka dikkat
edilmesi gerekir. Çünkü ağız vücudun topluma açılan
kapısı olarak görülmektedir. Birçok hastalığı tetikleyen
etmenlerden biri olarak görülen ağızda uzun süre kalan
artıklar zamanlar diş çürümesine sebep olup, ağızda
nahoş kokuları meydana getirecektir. Bu sebeple
“Sivak” da denilen diş ve dil temizliği çok mühim bir
konudur. Hatta dil temizliğini ilk uygulayan ve tavsiye
edenin Hz. Muhammed (sav.) olduğu bilinmektedir. Bir
sahabe Hz. Muhammed’den bir hâdiseyi şöyle
nakletmektedir. “Kendisinden binek istemek
maksadıyla Resulluh (sav.)’a gittim. O misvâğın ucuyla
dilini temizliyor idi.” (Ebu Davut, Taharet 26)
22. • Modern tıp her öğünden sonra dişlerin fırçalanması
tavsiye ederek ağız temizliğine dikkat çekmektedir. En
azından günde iki defa diş fırçalamak gerektiğini ve
özellikle yağlı yiyecekler sonrasında ağzı gargara
yaparak temizlenmesinin mühim olduğu
vurgulanmaktadır. Yine bir Hadis-i Şerif de
“Ümmetimden abdest alırken ve yemekten sonra
ağızlarını ve dişlerini temizleyenler ne güzel iş yapmış
olurlar” (İbn Mâce, Taharet 68) buyrulmuştur.
23. 5.2. Yemek Sonrası İçeceklere Dikkat Edilmesi
• Yemekten sonra meyve suyu içeren yiyeceklerin içilmemesi mide
şişkinliği ve siroz tehlikesi açısından önemlidir. Kuran’ı Kerim Vakia
20-21. ayetlerinde yemekte bir sıraya riayet edilmesi gerektiği,
yemekten önce meyve sonra et yenmesi gerektiği buyrulmuştur.
Ayrıca siyah çay demir emilimine sebep olduğu için en az yemekten
2 saat sonra tüketilmelidir. Fazla su içerek mideyi şişirmek de
tehlikelidir zira nefes almaya bir alan bırakılmalıdır. Hem özellikle
yemekten sonra çok sıcak havalarda tüketilen soğuk suyun hararete
ve mide rahatsızlıklarına yol açacağı bilinmektedir. Yine özellikle
kırmızı et içeren bir yemek yendi ise süt ve türevlerini tüketmek
sakıncalı olarak görülmüş, hatta protein zehirlenmesine neden
olabilirliği yüksektir. (Bulut, 2011:130-135;209) Çünkü et ile sütün
karışımı insan fıtratın aykırıdır. Tevrat’ta et ürünleri ile süt
ürünlerinin birlikte tüketilmesi haram kılınmıştır. McDonal’s
İsrail’deki şubelerine köftenin üzerinde peynir olan CheeseBurger
menülerini sokamaması buna apaçık bir ispattır.
24. SONUÇ
• İnsanların ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük bir önem
arz eden yeme-içme olayı geçiştirilecek basit bir olay
değildir. İnsanoğlu sırf yemek için yememeli veya sırf
karınlarını doyurmak için rast gele yiyip içmemelidir. Her
şeyin bir adabı, usul-u erkanı olduğu gibi kuşkusuz
beslenmedin de bir usulü vardır. Sağlıklı bir yaşam
sürebilmek ve dolaylı olarak günlük hayattaki işlerin
selamet, ibadetlerin huşu içinde gerçekleştirilebilmesi için
düzenli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmesi
gerekmektedir. Ayrıca bu işin bir kuralları vardır ki mutlaka
bu kurallara azami ölçüde riayet edilmesi gerekir. Nitekim
Kuran’ı Kerim ve Hadis-i Şerifler insanlığa gösteriyor ki insan
midesi doldurulacak bir kap değil, ancak yaşamlarını
sürdürebilecekleri bir heybe olabilir. Bu heybe ne kadar az
ve öz doldurabilinirse o kadar az yük taşınır ve nihayetinde
günlük yaşam da buna orantılı bir şekilde kolaylaşır.
25. KAYNAKÇA
• İbni Sina, El-Kanun Fi’t Tıbb, Çev. Enis Kahya , (2009). Atatürk Kültür
Merkezi Yayını: İstanbul
• Bulut, Mehmet Ali, (2011). Can Boğazdan Çıkar, Hayat Yayın Gurubu:
İstanbul
• Coulter, Catherine R., (2012). Sekizinci Günah Şişmanlık, Granada
Yayınları: İstanbul
• Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası, Kültür Eğitim
Yayınları;6, “Günü Hz. Muhammed (sav) Gibi Yaşamak”
• Halıcı, Nevin, (2005). Sufi Couisine, Saqi Books: Londra.
• Tosun, Necdet, (2012). Derviş Keşkülü: Tasavvuf ve Dergâh Kültürü,
İstanbul: Erkam Yayınları.
• Bayru Ç., Esin, (2010). “Edep Yolu Mevlevîlik, Mevlevîhâneler ve
Alınması Gereken Tedbirler” www.semazen.net Erişim Tarihi:
02.01.2013
• Soysal, Sahrap, (2007). Derviş Sofraları Tasavvufta Yeme İçme
Kültürü ve Sofra Adabı, Doğan Kitap: İstanbul.