3. İnsanlık tarihinde sanat - bilim gelişiminde paralelliği gösteren zaman çizelgesi, hemen hemen her zaman sanat
ve bilim birbirini beslemiş. En iyi-en kötü dönemler, yani tepe-çukurlar iki alanda da birbirini takip etmiştir.
The intensity of intellectual activity from the pre-Socratic times to the present.
…. In the figure, the curve running down the right-hand side represents the intensity of scientific achievement, while that on the left represents the intensity of work in
other areas (art and literature). We can see that these two realms have developed more or less in synch with each other, though to be sure, one can also find some
imbalances. …
‘Cultural History of Physics’, Károly Simonyi
4. M.Ö. 17 yy a ait bir papirüs
Tıbbi olarak “beyin” kelimesinin geçtiği ilk kaynak
5. 30.000 yıl kadar önce yapılmış 5 cm’lik
küçük at, hem de mamut dişinden
6. Bitkiler ve deniz anemonları hareket edemezler, çünkü bacakları
yoktur. Kendilerini korumak için de zehir salgılarlar. Ve bu zehirler
de ilaç sektörünün en önemli aktörü.
Yani bitkilerin bacaklarının olmamasına çok şey borçluyuz :)
https://www.motionmountain.net/index.html
7. Sosyal medya paylaşımları için ilham veren yazılarla karşılaşabilirsiniz !
Tam da o tarihlerden sonra bilimsel gelişmelerde patlama yaşanıyor.
8. 1818 de yazılan Frankestein kitabı ilk çıktığında
“bu nasıl densiz bir adam, kendini bir yaratıcı
yerine koyuyor” tepkileri arasında bu kitabı bir
kadının yazacağı hiç akla gelmiyor. Ama bu
kitabı yazan Marry idi.
Marry nin annesi (Mary Wollstonecraft) kadın
hakları konusunda hassas ve inatçı biri.
Ancak Marry nin doğumu sonrasında vefat
ediyor. Marry, annesinin kitapları ile büyüyor.
Muhtemelen annesi ölmese, Marry bu “ağır”
gölgede yeşeremezdi.
Elbette anneler ölsün demiyoruz :) Ama
olayların farklı kombinasyonları farklı
sonuçlara neden olabiliyor.
9. Sophocles okuyan nörobilimci ablamız, bu sunumda da ifade edilmeye çalışılan “yaratıcılık” ve “çeşitlilik”
arasındaki ilişkiye bir örnek.
10. İsa nın çarmıha gerilmesini umursamayan
ve oyun oynayan muhafızlar
Yaratıcı süreçler arasındaki paslaşmalara
örnek (ler).
11. “Filmdeki etkileyici parmak kesme sahnesi, meğerse 1200 lerde yazılmış bir eserde de varmış”
Elbette daha bir öncesi de olabilir !
12. Aynı zamanda bu film Cannes Film Festivalinde en büyük ödül olan altın palmiyeyi alan ilk
kadın yönetmene ait.
15. Sokrates e kadar merkezde “doğa” var denebilir, insanın uğraşısı kendisi ile değildi.
Belki de insan kendisini (aynı bebeklerdeki annenin-parçası hissetme durumu gibi) doğanın uzantısı
olarak görüyordu, bir dakika bu dediğim orjinal bir yorum oldu mu à
16. Orjinal fikir bulmanın güçlüğü !!
Benzer şeyler söyleniyormuş, ilkel toplumlarda bireyin kendini “yalın” bir varlık olarak algılayamaması.
17. Müziğin ilk olarak doğaüstü varlıklarla iletişim için ortaya çıkmış olabileceği öngörüsü
18. Sosyal yapı-çevresel koşulların belirleyiciliği:
Bizim için kar ve buz kelimeleri yeterlidir ama eskimolar için suyun bu donmuş (çeşitli) her hali iki
kelimeden çok daha fazlası ile ifade ediliyor. Muhtemelen onlar için “donmuş su”; kar yağarken çekilen
paylaşım fotoğraflarından veya mojito ya atılan buzdan daha fazlası.
21. Zihnimiz, düşüncelerimiz etrafımızla etkileşime giriyor olabilir mi? (dün tekir kedi bana gülümsüyordu,
bugün ne oldu ki, kediyi bakışımla mı değiştirdim yoksa :) )
Fizikte “gözlem” biraz sorunludur. Fotonun (ışık parçası) veya bir elektronun yerini bulmak için yine
başka bir fotona ihtiyacınız var (görmenin-ölçmenin ilkesi üzerine). Ama siz bu ölçümü yaptığınızda
foton-foton ya da foton-elektron etkileşiyor yani siz görmek istediğiniz sistemi bozdunuz artık ölçüm
anındaki veya öncesindeki durumda değil. Sistemi değiştirdiniz. (Kuantum mekaniği yasalarının doğası gereği de bu durum
ortaya çıkıyor, bertaraf edemiyorsunuz)
22. Burada bölünemeze gittiğimizde gerçek bilgiye ulaşırız anlamında ilk çağ felsefesinden notlar var.
Akla şunlar gelebilir (uyduruyorum-hatta atıyorum);
Teorik bir yapı da olsa acaba “string (ip)” leri ölçen bir gözlem yöntemi bulsak (yani en temel parçacık olduğundan)
acaba “heisenberg in belirsizlik ilkesi” olarak da bilinen bu sorunlu gözlemi yapmaktan kurtulabilir ve net bir gözlem
yapabilir miyim. Hani determinizm yıkılmıştı, belki de gelecekte kuantum mekaniğinin üzerine kurulduğu “olasılık” yapısı
çökecek …
(string ler ilgili diğer bir not sonraki sayfada)
23. Bir akşam arkadaşlarla buluşmuş parçacıklar ve
notalar arasındaki ilişkiler üzerine bir konu
geçmişti, dedikodu vs. :)
Onun üzerine tam da bunu görünce;
Teorik parçacık olan “string”ler, enerji paketçikleri
gibi bir şey. Bu paketçiklerin farklı titreşimleri de
farklı parçacıklara karşılık geliyor. Mesela
sn de 5 defa titreşirse “elektron”,
sn de 50 defa titreşirse “nötron” gibi
Freakans – parçacık cinsi arasındaki ilişki
aynı müzik notalarındaki
Frekans – ses arasındaki ilişki gibi
25. Özellikle daha yakın dönemdeki
köleliğin devam edebilmesine
çanak tutan diğer köleler hakkında;
siyahiler sihayilerin kurdudur
“insan insanın kurdudur”
28. Felsefenin din ve bilim arasındaki “tarafsız bölge (No Man’s Land)” olduğu ifadesi !
29. Ömer Hayyam dan; kısaca
Arkadaş boşuna arama teksin, öyle dost vs. diye bir şey yok.
30. Kısa süreli ve uzun süreli hafıza
oluşumunun biyolojik farkları;
kısa süreli hafızada var olan
sinaptik bağlantılar kuvvetlenirken;
Uzun süreli hafızada yeni sinaptik
bağlantılar oluşuyor.
Yani uzun süreli hafıza beyinde
“fiziksel değişimi” gerektiriyor.
31. Fetüsün erkek/dişi oluşuna göre
farklılaşması
Kromozomal farklılık belli olduktan
sonra, gelişim sürecinde;
erkek fetüs için sürekli olarak ciddi
miktarda hormon yüklemesine
gerek duyulurken,
dişi fetüs oluşumu nerede ise
kendiğinden devam ediyor, hormon
salgılanmasına gerek yok gibi.
34. https://www.birgun.net/haber/gulup-gecmiyoruz-109670
Umberto Eco’nun ünlü ve adı çok geçen kitabından
uyarlanan “Gülün Adı” filmi.
Bu kitabı okumayıp, daha çok yeni bu filmi seyrettiğinizde
şaşırırsınız.
Her şey “Gülmek” ile ilgili bir kitabın saklanmasıyla mı
ilgiliydi !
Annaud enteresan bir yönetmen, daha çok hayvanlarla
uğraşıyor gibi olsa da filmleri her telden çalıyor. Örneğin;
39. Ece’ nin sivri dili
Bazen de dile dolanan ifadelerin yaratıcısı “ne kestin koç, ne yedin hiç” :)
40. 30.000 yıl kadar varlığını sürdüren aborjinler
basit ve adaptasyonu yüksek bir toplum olup
pek anlaşmazlık da yaşamadıklarından bu
kadar uzun süre varlıklarını koruyabilmişler.
Aşağıdaki metinde de basit yapıların
adaptasyonunun/dayanıklığının; ”kompleks”
yapılara göre daha kolay olduğunu söylüyor
(mimari yapılar için olsa bile)
43. Biz organik canlılar, evrende en çok bulunan beş elementten, dördünü ihtiva ediyoruz (C, H, O N)
Beşinci element, Helyum, niye bende yok diyorsanız. Adam reaksiyona girmediğinden işinize yaramıyor,
git şurda bir enzim görevi yap diyemiyorsun. Varlığı-yokluğu en azından bizim işimize pek yaramıyor, en
azından şu an için öyle olduğunu kabul ediyoruz!
44. Tası-tarağı toplayıp köye yerleşeceğim diyenler haklı
olabilir. Platon da yapamamış, bir yol da önerememiş.
Sizin buna bir çözüm bulma ihtimaliniz ise hiç yok.