SlideShare a Scribd company logo
1 of 189
İÇİMİZDEKİ LİDER
Yazar : Niyazi ALTILAR
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
• Herkes lider olabilir. Hepimizin hamurunda
liderlik mayası , tohumu vardır.
ÖNSÖZ
Bu kitap, içinizde gerçekte var olan liderlik potansiyelinin
ortaya çıkmasına, geliştirdiğiniz liderlik yeteneğinin
şekillenmesine ve liderlik repertuarınızın geliştirilmesi
konusunda yardımcı olacaktır.
Bu kitap, içinizdeki liderlik mayasının farkına varmak, daha iyi
bir lider olmak için gereken özellikleri anlamanızı sağlamak ve
bu hedefe yönelik çalışmalara destek olmak için kaleme
alınmıştır.
Bu kitap,yolculuk boyunca liderlik için gerek duyulacak
motivasyon, esin, bilgi, teknik ve stratejiyi takviye edecektir.
Bu kitap,liderlik yolculuğunda yol boyunca karşınıza çıkacak ya
da çıkması muhtemel engelleri, zorlukları aşmanızda size
rehberlik edecektir.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
LİDERLİK
BİZİM İLE BAŞLAR
BİR LİDER, OLUMLU DÜŞÜNMEYİ UYGULAYARAK
KENDİ CENNETİNİ YARATIR
Verimimizi bakış açımız belirler.
Nereye gidersek gidelim tavırlarımız, fikirlerimizi ve
imgelerimizi de yanımızda götürürüz.
Unutmayalım,insan kendi dünyasının merkezidir. Neyi ve
nasıl düşünmeyi seçerse o düşüncelerin ürettiği cennetini
de, cehennemini de yaşar.
İnsanın düşünce ve duyguları adeta bir manyetik enerjiye
sahiptir. Bu nedenle, benzeri düşünce ve duyguları
kendilerine çekerler. Benzemeyenleri ise
reddeder,iterler. Kuşkusuz, ürettiğimiz düşünceler
olumlu ve duygular uyumlu olursa,kendimize doğru bir
çekim alanı oluştururken,aynı paraleldeki düşünce ve
duygulara sahip kişilerle çevreleniriz.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Bir liderin en önemli görevi, olumlu,kendine güvenli
bir düşünce ve tutum içinde olmak, diğer insanlara
başarısızlığın bir olasılık olmadığını göstermektir.
Lider, umut taşır.
Araştırmalar iyi liderlerin iyimser,olumlu düşünen ve
umut dağıtıcı olduğunu göstermektedir. Bunun biline en
aşina örneği de Napoleon diyor ki: “Lider, umutlarla
uğraşandır.” Liderler,etraflarındaki insanlara başarı
umudunu ve kendilerine inanmayı damla damla aşılarlar.
İnsanları, hedeflerine ulaşmaları için güçlendirirler.
Büyük İskender, Asya seferine çıkacağı sırada bütün
servetini ordu komutanlarına dağıtmıştı.
“Size ne kaldı?”diye soran Perdik’e şu cevabı verdi:
“Ümidim!”
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Zihninize ne sokacağınıza karar verecek olan yalnızca
sizlersiniz.
Hapisteki iki adam,aynı parmaklıklardan dışarı bakar.
Birisi yerdeki çamuru görür, diğeri gökyüzündeki
yıldızları. Seçim daima bizimdir.
Bir profesör ,ilk dersine tahtaya kocaman beyaz bir
kağıt asar. Kağıdın ortasına kurşun kalemle bir nokta
koyar ve öğrencilerine sorar: “bana ne gördüğünüzü
söyler misiniz?” Herkes bir ağızdan “siyah bir nokta”
diye cevap verir. Profesör ikinci sorusunu sorar:
“hiçbiriniz koskoca beyaz kağıdı göremedi mi?”
Kendinizi başkalarının iyi yanlarını görmeye alıştırın.
Böylece kendi ruhunuzun da huzura kavuştuğunu
göreceksiniz.
Eğitimci Ramazan Sönmez, olumlu düşünme
konusunda şöyle bir benzetme yapmıştır: “Siyah bir
bezi güneşe bıraktığınız zaman,bezin zamanla gri ,
daha sonra açık gri ve daha sonra da beyaz olduğunu
görürsünüz.” Zihnimize olumlu düşünceler
kattığımızda, zihindekilerin dengesi değişir.
Bizler hergün olumsuz bilgi bombardımanına maruz
kalıyoruz. Olumsuzluğun negatif yıkıcı etkisinden
sakınmanın tek yolu zihnimizi buna karşı dirençli
tutmaktır. Ve onu filtrelerden geçirmektir.
Şu andan itibaren “yapamam”, “başaramam” diye bir
kelime yok: lügatınızdan bu kelimeleri çıkarıp atın.
Bundan sonra kuşku, yetersizlik, umutsuzluk,
başarısızlık veya tembellik anlamı taşıyan tüm
kelimelerin üzerini çizin. Olumsuz kelimeleri
lügatınızdan silerseniz, içten içe sizi kemiren en sinsi
düşmanınızı yerle bir etmiş olursunuz.
BİR LİDER,İNANCIN YAŞAMA ANLAM VEREN EN
ÖNEMLİ GÜÇ OLDUĞUNU BİLİR
Hintli bir psikoloğun belirttiğine göre; Hindistan’da
insanlar sık sık yılan sokmasından ölüyorlar. Bu
yılanlardan biri sonradan bulunuyor ve zehirli
olmadığı fark ediliyor. Hindistan’daki yılanların çoğu
zehirli ama Hintliler bunu bildiklerinden ve yılan
soktuktan sonra öleceklerine inandıklarından, yılan
zehirsiz olsa bile ölebiliyorlar.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Bir inanca sahip olur olmaz, o bizim neler
göreceğimizi ve hissedeceğimizi kontrol
etmeye başlar.
Plasebolarla yapılan deneyler sonucu,inanç olgusu daha
fazla ilgi toplamaya başladı ve artık bilimsel olarak da
inkar edilemez. (Plasebo; gerçek ilaç gibi görünen, ama
aslında tıbbi faydası olmayan boş ilaçlardır.) Şu deneyi
düşünün: deneyin ilk aşamasında, doktorlar bilerek
binlerce hastaya plasebolar verdiler. Katılımcıların üçte
ikisi bir plasebo ile iyileştiler. Onlara yardım edenin
gerçek bir ilaç olduğuna inandılar.
Aynı deneyin ikinci aşamasında, yine geniş bir hasta
grubuna plasebolar verildi, ama bu kez doktorlar da
bunların gerçek ilaç olduğuna inanmışlardı. Böylece
doktorlar plaseboları hastalara tam bir inançla verdiler.
Sonuç; hastaların %90’ı iyileşti.
Bu şaşırtıcı sonuca ulaşılmasının nedeni; hastaların
ilaca olan inancının ,doktorların inancıyla
birleşmesidir.
Gücün, ilacın kendisinde değil, ilaca duyulan inançta
olduğu ortadaydı.
İnançlar, amacımıza giden yolda haritamız pusulamız ve
amacımıza ulaşabilmeyi garantileyen aracımızdır.
Kişinin kendine inancı yoksa ne cesareti ne de özgüveni
olur.
Lider olmanın ön koşullarından biri sağlam bir inançtır.
Bir kez gerçekten inanıp inancın gücünü anladıktan
sonra, her zorluğu aşabilir ve gerekli her değişimi
sağlayabilirsiniz. Bu şekilde, eleştiri ve engelleri geride
bırakarak başarıda sınır tanımayacaksınız.
Başarmanın anahtarı bilinçli inançtır. Peki bu
inançlara nasıl ulaşırız?
İlk önce bir hedef belirleriz, sonra o hedefi
görselleştiririz. Sonra, bu hedefe ulaşma
yeteneğimizle inancımızı pekiştiririz.
Kendiniz hakkında doğru olduğuna inandığınız şey,
inançlarınızla eylemleriniz arasında koparılamaz bir
bağ nedeniyle onaylanır. Başarısız olacağınıza
inanıyorsanız, başarısız olursunuz.
Zihninizde gerçekleştirmeyi çok istediğiniz bşr hedef
belirleyin. Kendinize inanın,ısrarcı olun,pes emeyin. İş
dünyasında, aile yaşamında,sporda, politikada bu
temel kuralları uygulayın. Başarılı olma şansınız
inanılmaz ölçüde artacaktır.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Bütün inançlarınız öğrenilmiştir; ve öğrenilen her şey
yeniden öğrenilebilir. Doğduğunuz zaman zihniniz
tertemiz bir sayfaydı. Zihninizi tertemiz bırakmak
veya kirletmek tamamen size kalmıştır.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Aklınızı inanca hazırlamak için şu üç adımın size
yardımcı olacaktır:
* Olumlu düşünün
* Kendinize güvenin
* Başarısızlığı unutun
Bütün bu bilgilerden hareketle, içimizdeki lideri
bulmanın ilk adımı,gerekli potansiyele sahip
olduğumuza inanmaktır. Unutmayın;
* Liderlik öğrenilebilir.
* Liderler yaptıkları işe kendilerini adarlar.
* Liderler kendi gayretlerinden, birlikte çalıştıkları
insanlardan bir şeyler öğrenirler.
* Liderler bilgi iktidarına sahiptirler.
BİR LİDER, AZMİN ELİNDEN HİÇ BİR ŞEYİN
KURTULAMAYACAĞINI BİLİR
Azim, amacınıza ulaşmak için gerekeni yapmaya
kararlı olduğunuzda; zihinsel,bedensel,ruhsal olarak
bir sonuca ulaşma veya bağlı kalma durumudur.
Azimliyseniz, vazgeçmek diye bir seçenek yoktur. Ne
olursa olsun, sebat gösterirsiniz.
Başarısız olmanın en emin yolu, ısrarcı
davranmamaktır. Siz ne istediğinizden emin
değilseniz; başkaları nasıl emin olsun.
14.yüzyılda Moğol İmparatoru Timurlenk’in ordusu güçlü
bir ordu tarafından bozguna uğratılmıştı. Karşı tarafın
askerleri bölgeyi tararken Timurlenk terkedilmiş bir
barakada yatarak saklandı.
Orada ümitsiz yatarken bir mısır tanesini dik bir duvara
taşımaya çalışan karıncayı gördü. Mısır tanesi karıncanın
kendisinden daha büyüktü. İmparator, karıncanın o mısır
tanesini altmış dokuz kez taşımaya çalıştığını saydı. Ve
altmış dokuz kez geri düştüğünü. Karınca yetmişinci
denemesinde mısırı duvarın üzerine çıkarabildi.
Timurlenk birden yerinden fırladı.O da sonunda
kazanabilir, zafere ulaşabilirdi.Ordusunu düzenledi,bunu
başardı.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Azimli kişiler, engelleri çıkmaz yol olarak değil de,
çıkışın işareti olarak görürler. Her zaman için, gitmek
istedikleri yere varmanın bir başka yolunu ararlar; bu,
çizdikleri ilk yoldan farklı olsa bile.
Bill Toomey, 1964’de 25 yaşındayken olimpiyatların
en yorucu oyunu olan dekatlon seçmelerine katılıyor.
İlk üç rakibi olimpiyatlara katılma hakkı kazanırken o,
dördüncü oluyor. Ertesi gün onu sahanın etrafında
koşarken görenler, “Toomey neden çalışıyorsunuz,
kaybettiniz” dediklerinde şöyle cevap veriyor: “1968
olimpiyatları için çalışıyorum.”
1968 Mexico City olimpiyatlarında altın madalyayı
takan kişi Bill Toomey’di.
Katlanmayı göze alıp ya azmedeceksiniz ya da
bırakacaksınız. Ciddi başarılar, ancak böyle elde edilir.
Aksi halde, ikileme düşer hiçbir şey başaramazsınız.
Pes etmek,yapamamak,aciz kalmak, işe yaramamak,
umutsuzluk, geri çekilmek türünden sözcükler
başarısız insanlara özgüdür. Umutsuzluğa kapılmayın,
bu hastalık size bulaşsa bile, çalışmaya devam edin.
Kendinizi daha azimli olmaya motive etmek için Harold
Sherman’ın azim yasasını uygulayın:
1. Haklı olduğumu bildiğim sürece asla vazgeçmeyeceğim.
2. Aksilikler karşısında cesur olup yılmayacağım.
3. Herhangi birisinin beni aşağılamasına ya da hedeflerimden
caydırmasına izin vermeyeceğim.
4. Tekrar deneyecek, arzu ettiğim şeye ulaşana kadar
deneyeceğim.
5. Karşıma ne tür engeller çıkarsa çıksın asla cesaretimin
kırılmasına izin vermeyecek ve umutsuzluğa kapılmayacağım.
BİR LİDER ZİHİNSEL,RUHSAL VE FİZİKSEL
GÜCÜNÜ TEK BİR NOKTADA YOĞUNLAŞTIRIR
Dikkatlerini hemen ilgilenilmesi gereken problemlere
yöneltebilen insanlar bizi daha çok etkilerler. Onlar,
dikkatlerini;önlerine çıkan her yeni sorunun üzerinde
yoğunlaştırarak adım adım başarıya doğru ilerler.
Modern dünyanın çelişki düzeyi her zamankinden daha
fazladır ve biz bunu kendi hayatlarımızda içselleştirmekteyiz.
Belli bir konuda yoğunlaşamıyoruz, çünkü;
* günlük sorunlar dikkatimizi dağıtıyor,
* yoğunlaşmanın faydalarını bilmiyoruz,
* birden fazla işi aynı anda yapıyoruz,
* kısa sürede başarılı olmak istiyoruz,
* belli bir konuda yoğunlaşıp başaramamanın korkusunu
yaşıyoruz,
* belli bir konuda yoğunlaşmak bize sıkıcı geliyor.
Çözüm ; kendi içlerimize, daha yoğun düşünce ve
hareketlerine dönmektir.
İstediğiniz şey hakkında belirleyici olduğunuzda,
hayatınızda yoğunlaşmaya başlayabilirsiniz.
Yoğunlaşmak, zihninizin belirli niyetlerinizle ilgili
muhteşem şeyler üretmesine yardımcı olur.
Psikolog Victor Frankel, II.Dünya Savaşı yıllarında bir toplama
kampından kurtulan ender insanlardan biridir. Aynı kampı
paylaştığı on binlerce insan ölürken,çok az yiyecek ve
giyecekle hiçbir tıbbi bakım görmeden hayatta kalmayı
başarmıştır.
Nasıl kurtulduğu yönündeki sorulara psikolog Frankel’in
cevabı şöyle olmuştur: “Ümitsizliğe kapılmayı ya da ümitli
olmayı seçebilirdim. Ama ümitli olabilmem için istediğim
birşeye yoğunlaşmam gerekiyordu. Eşimin ellerine
yoğunlaştım. Onları bir kez daha tutmayı istiyordum. Onun
gözlerinin içine bir kere daha bakmayı, bir kere daha
sarılabilmeyi ve kalp kalbe olduğumuzu düşünmeyi
istiyordum. Bu, saniye saniye beni hayatta tuttu.”
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Amaçlarınıza ulaşmak için, yapılması gerekli olana yoğunlaşmış bir
dikkate ihtiyacımız vardır:
Ressam Salvador Dali’ye ilham,olağanüstü bir yolla geliyordu. Elinde
bir kaşıkla kanepede uzanırdı. Uykuya dalınca elindeki kaşık yere
düşerdi. Bu ses onu irkiltir ve o uyanır uyanmaz zihnine doluşmuş
olan görüntüleri resmederdi.
Albert Einstein herhangi bir soruya cevap bulmakta güçlük
çektiğinde, yalnız başına oturur ve saatlerce bulutlara bakardı. Zihni
tümüyle sakinleştiğinde kendine bir soru sorardı. Birkaç dakika
içinde cevap aklına geliverirdi.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Bu bir yaşam yasasıdır. Dikkatimizi yoğunlaştırdığımız
şeyi yaşarız. Yapmamız gereken bu yasayı bilmek ve
etkin bir biçimde kullanmaktır.
BİR LİDER,TEHLİKE KARŞISINDA AKIL VE ZEKASINI
KULLANARAK CESARETİNİ GÖSTERİR.
“Cesaret bulaşıcıdır” demiş Bill Graham. Cesur bir
adam ayağa kalktığı zaman diğerlerine de cesaretlilik
gelir. Cesaretin göstergesi, başkalarını
cesaretlendirme ile gerçekleşir.
Cesarete sadece kahramanlık ya da bir erdemi
gerçekleştirmek gibi özel durumlarda ihtiyaç
duyulmaz, doğal yaşamın her anında aranır.
Dünyaya ya da bir başkasına karşı gelmek,göğüs
germek,savaşım vermek istenildiğinde sadece
cesarete htiyaç duyulur. Eğilimlerimizi,meramlarımızı
kararlar haline getiren; arzularımıza,heveslerimize
bilinçli istemler biçimi veren,hep onların içine karışan
cesaret dozlarıdır.
Cesaret artık “korkuya karşı ilerlemek” olarak tanımlanıyor.
İstesek de istemesek de korku eksik olmayacağı için, en iyisi
bolca cesaret depolamamız gerekiyor.
Gerçek şu ki, cesaret kırıcı,demotive edici bir toplumda
yaşamak, yeteneklerimizi geliştirmemizin önünde en büyük
engeldir.
Birçok zorluk yaşıyorsanız bunun nedeni cesaretinizin kırılması
ve kırılma sonucu size heyecan verecek çok az şeyin
olmasındandır. İnsanlar ayaklarınızın tozunu silkip,çakılıp
kaldığınız yerden zirveye yükselmeniz için cesaret vermiyor.
Onun için, her şey sizde bitiyor.
Bir zorluk ya da engel karşısında en iyi taktik, cesurca
eyleme geçmektir. İlk vuran, daima mücadelenin
yarısını baştan kazanmış demektir.
Devamlı müdafaa yapan bir boksörün maç kazandığı
görülmemiştir. Ne kadar iyi müdafaa yaparsa yapsın,
saldıran, isabet ettireceği ilk yumrukla işini bitirir.
Korku bir lideri sınırlar. Roma tarihçisi Tacitus, “güven
altında olma arzusu,tüm büyük ve soylu girişimlerin
karşısında durur” diye yazmıştır. Ancak cesaret karşı
etkiye sahiptir.
Sivil haklar lideri Martin Luther King, “bir insanın sonsuz
ölçüsü, rahat ve güven anlarında nerede bulunduğu
değil, mücadele ve çatışma anlarında nerede
bulunduğudur” demiştir. Bu anlamda cesaret bir ilkedir.
Bir şeyi yapmak için ayağa kalkma cesaretine sahip
değilseniz, asla etkin bir lider olamazsınız.
Şimdi, bütün cesaretinizi toplayın, ilk adımınıza karar
verin ve onu atın. Kendinize güvenin. Mutlaka
büyükçe bir adım atmanız gerekmez. Bu, küçük bir
adım olsun. Fakat yine de sizi çakılıp kaldığınız yerden
uzaklaştırmaya yetecek kadar büyük olması gerekir.
BİR LİDER, BAŞARIYA GİDEN YOLUN
BAŞARISIZLIKTAN GEÇTİĞİNİ BİLİR
Düşmanınızın kim ya da ne olduğu hiç önemli değil,
onun en güçlü silahı sizin korkunuzdur. Bu
düşmandan korkmaya başladığınız an sizden güçlü
konuma geçer.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Hayatta karşılaştığınız olaylar sizi incittiğinde,paniğe
kapılmanız doğaldır. Dengenizi yitirmeniz, koruyucu
kabuğunuza çekilmek istemeniz normaldir. Ancak eski
hayatınıza ne kadar çabuk dönerseniz, bir kazaya
uğrama,riske girme olasılığınız da o kadar azalır. “korkuyor
olmanız,tehlikede olduğunuzu göstermez” diyor bir yazar.
Korkudan kurtulmak için gerekli olan şey;onunla yüzleşebilme
ve beklemeden onu çözümleyebilme imkanını veren bir
enerjidir; işte bu dikkattir. Dikkat, her çeşit enerjinin
kaynağıdır. Kişinin dikkatini vermesi demek; zihnini, kalbini,
tüm fiziksel varlığını vermesi anlamına gelir.
Temel olarak, insanların eğilimi başarısızlığın aşlarına
gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünmeleridir. Bu
da bizim başarısızlıktan korkmamıza neden olur.
Başarısızlık size bir şeyi yapmanın daha iyi yolunu
öğrenmeniz için bir fırsat tanır. Bir başarısızlık
deneyimlerinize deneyim katar. Başarısızlık, geçici bir
güvensizlik ve bir basamak taşıdır.
Başarısızlığa karşı en zayıf insanlar,sağlıklı kimlik
duygusundan yoksun olanlardır. Kim olduğunuzu, ne
olduğunuzu,ne olmanız gerektiğini,nereye gittiğinizi
mutlaka bilmeniz gerekir.
Konfüçyüs “en büyük zaferimiz asla başarısızlıkta
bulunmaz, fakat yükseliş her zaman
başarısızlıklarımız üzerindedir” der.
Liderler vazgeçmezler!
Başarısızlık, biz vazgeçtiğimizde yıkıcı olur ve
tutumumuzun kaza yapmasına neden olur.
George Shinn, motivasyon mucizesi adlı eserinde
başarısızlıkla ilgili akılda tutulması gereken dört
noktadan bahseder:
1. Başaramamak yenilmiş olmak demek değildir.
2. Başarısızlıklarınızdan ders alır almaz onları unutun.
3. Denemeye devam ettiğiniz sürece asla yenilmiş
değilsiniz.
4. Başarısızlık siz izin vermediğiniz sürece ,son
değildir.
BİR LİDER,FIRSATLARIN KAPISINI İKİ KERE
ÇALMAYACAĞINI BİLİR
Yıllar önce ,bir ayakkabı şirketinin lideri Pazar
araştırması yapmaları için Afrika’ya pazarlamacılarını
gönderdi. Birinci pazarlamacı patronunu arayıp;
“Burada bizim için hiçbir fırsat yok. Çünkü hiç kimse
ayakkabı giymiyor” dedi. Birkaç ay sonra ikinci
pazarlamacı patronunu arayıp şöyle dedi; “ Afrika’da
inanılmaz fırsatlar var. Hiç kimsenin ayakkabısı yok.”
Değişik açılardan bakabilirsek, neredeyse
hayatımızdaki her olay bir fırsattır.
Hayatta iki tür fırsat vardır; göze çarpacak kadar bariz
olanlar ve gizli olanlar.
Fırsatlar ender olarak kendini açıkça gösterir. Bunun
için fırsatların nasıl göründüğünü ve onları nasıl
yakalayacağınızı öğrenmek zorundasınız.
Bariz olmayan fırsatlar için yüzeyin altına bakmanız
gerekir. Bulmak için biraz deşmeniz gerekir.
İstanbul Şehir Tiyatroları’nın unutulmaz yıldızlarından
Suna Pekuysal henüz çocuktur ve tabii çocuk oyunlarında
çocuk rollerine çıkmaktadır. “büyükler için yazılmış”
oyunlarda ona ancak arada sırada figüran olarak yer
verilmektedir.
Suna Pekuysal sadece kendi oyunlarıyla
ilgilenmemektedir. O sırada “büyükler için” oynanan
bütün piyesleri ezberlemektedir. Tek amacı vardır. Eğer
oyunculardan biri hastalanır da bir başkası aranırsa rolü
hemen kapabilmek! Böylesine hazırlığın “rolü
kapmaması” ve “rolünde” başarılı olmaması mümkün
değil.
Daima atılacak bir adım, ondan sonra birbirini izleyen
adımlar vardır. Hiçbir şey yapmadan yaşamın
nimetlerinin ayağınıza gelmesini beklemek başarılı
insanların tarzı değildir. Çünkü başarı, birbiri ardına
atılan adımlarla gerçekleşir. Başarılı insanlar
mücadeleyi ve fırsatları değerlendirmeyi severler.
BİR LİDER, VİZYONUNU VE ALGILAMA MENZİLİNİ
KULLANARAK ÖNGÖRÜYE SAHİP OLMASINI BİLİR
İnsanların başlayacak bir yere,yöne ve izlenecek bir
yola ihtiyaçları vardır. İşte bize bu yön levhalarını
sunan vizyondur.
Vizyonları gerçekliğe dönüştüren,onları gerçek
hedefler haline getirme iradesidir.
Araştırmalar,geleceğe yönelik beklentileri olan
çocukların okulda çok daha başarılı ve hayatın
zorluklarıyla başa çıkmakta önemli oranda daha
yeterli olduğunu gösteriyor.
Güçlü bir misyon anlayışı olan takım, kurum ve
kuruluşlar vizyon gücüne sahip olmayanlara kıyasla
önemli oranda daha büyük başarı gösterirler.
Hollandalı sosyolog Fred Polak’a göre, uygarlıkların
başarısını etkileyen başlıca etkenlerden biri “gelecek
vizyonu”dur.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Sakatlanan başarılı bir sporcunun toparlanıp yeniden ödül
kazandığını, iflas eden bir iş adamının tekrar sıfırdan
başlayıp çok başarılı olduğunu ya da önceki evlilikleri
yıkılan kişinin bir kez daha sağlam,güvenli bir aile
kurmayı başardıklarını duymuşsunuzdur. Böyle insanların
başarısının nedeni, içinde bulundukları koşullara rağmen
vizyonlarını ayakta tutmalarıdır.
Vizyon,; korkuyu,kuşkuyu, cesaret kaybını ve bizi
başarıdan alıkoyan daha birçok şeyi aşmanız için güç
verir.
Vizyona ilişkin özellikleri ve kapsamlarındaki eylemlerin daha
somut anlatılması gerekirse; en güzel örneklerini Atatürk’ün
düşünce ve eylemlerinde bulmak mümkündür.
Atatürk, “Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir” sözleriyle
vurguladığı kişisel inancını, “Ya istiklal ya ölüm” sözleriyle
toplumsal bir inanca dönüştürmüş, bu inançla ilgili amaçlara
ulaşma kararlılığını sürdürürken; aynı kararlılığa toplumu
güdülemiştir.
Atatürk’ün bir lider olarak belki de en çarpıcı özelliği, sahip
olduğu vizyondur.Atatürk’ün vizyonu,kapsadığı inançlar,
değerler,amaçlar ve öngörüler açısından halen güncelliğini
korumaktadır.
Yaşamın en büyük ironilerinden biri de, en büyük
vizyonlardan bazılarının güçlüklerden doğmasıdır:
Demosthenes kekemeydi. Julius Ceasar epilepsi
hastasıydı. Napoleon yoksul bir aileden geliyordu ve bir
deha olmaktan çok uzak görünüyordu. Charles Dickens
ve Handel sakattılar. Eflatun kamburdu. Walter Scott
felçliydi.
Bu insanlara bir sürü zorluğu aşmak ve büyük başarılar
kazanmak için gerekli gücü veren neydi? Her birinin
içinde söndürülemez bir ateşle yanan hayalleri vardı.
Sonra bu hayaller somut birer vizyona dönüştü.
BİR LİDER,TOPLUMSAL İLİŞKİLERİNİ AHLAKİ
DEĞERLER VE NORMLAR ÜZERİNE İNŞA EDER
Altın Kural : Karşınızdakine size davranılmasını
istediğiniz gibi davranın.
Altın kurala göre yaşarsak, başkalarını
yüzeysel görünüşlere göre yargılamayız. Biz de
yargılanmayı istemeyiz. Gerçekte olmadığımız
gibi görünerek başkalarını aldatmak istemeyiz.
Onlar tarafından da aynı biçimde aldatılmak
istemeyiz.
Karakter kişiliğin ahlaksal özüdür. Kişiliğin temeli
olarak düşünülmelidir.
İyi karakter çoğunlukla terbiyenin sonucudur, kötü
karakter sıklıkla ihmalin sonucudur. İyi karakter
ahlaksal anlayışın ve akıllı karar vermenin ana
kaynağıdır. Kötü karakter, ahlaksal hatanın temel
kaynağıdır.
İnsan sağlam karakterli olursa bulunduğu yerde bir
nüfuz elde edecektir.
Sadakat,dürüstlük,doğruluk ve iyilik… Bunlar sağlam
bir karakterin esasını meydana getirirler. Bunlara
sahip birisinde bir de amacına ulaşma kararı varsa,
dayanılmaz bir kuvvet kazanmış demektir.
Doğru bildiğiniz değerler için savaştığınızda,
prensiplerinizden vazgeçmediğinizde ve
değerlerinizin kaybolmasına izin vermediğinizde
karakter olarak içiniz dışınızdan daha büyük hale
gelir.
Karakter yalnızca ilerlemenize yardımcı olmakla
kalmaz, aynı zamanda yol boyunca doğru kararlar
almanızı da sağlar.
Sağlam bir karakteri,temeli sağlam bir eve sahip
olmanın korkunç bir fırtınada sağladığı yararlar gibi
düşünün. Temel sağlamsa, sel sularına dayanacaktır.
Phillips Brooks: “karakter, hayatımızın küçük
anlarından oluşur” der. Ne zaman ahlaki bir ilkeyi
çiğnerseniz,dürüstlüğünüzün temelinde bir çatlak
oluşturursunuz
Ünlü kişisel gelişim uzmanı Doğan Cüceloğlu:
“karakter geliştirme kas geliştirme gibidir. Hemen bir
iki günde olacak bir iş değildir. Kas geliştiren kişi
kendini belirli bir programa adar; uzun süre bu
program içinde çalışarak yavaş yavaş koyduğu hedefe
yaklaşır. Karakter geliştiren kişi, başına gelen olayları
dürüstçe, kişisel bütünlük içinde göğüsler ve zaman
içinde yavaş yavaş karakterini geliştirir” diyor.
BİR LİDER, ENGEL OLUŞTURAN DUVARLARI
ATLAMA TAŞLARINA ÇEVİRİR
Bir deniz akvaryumunda vahşi bir barracuda balığı
birden uskumrulara saldırmaya çalışır, ama aradaki
bölme buna engel olur. Burnunu defalarca çarptıktan
sonra denemekten vazgeçer. Sonra aradaki bölme
kaldırılır. Ama barracuda,yalnızca bölmenin önceden
durduğu yere kadar yüzer ve durur.
Birçok insan da böyledir. Hayali bir engele ulaşana
kadar ilerler, ama sonra kendi dayattıkları sınırlayıcı
bir engel yüzünden dururlar.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Kuşkusuz yükselme yolunda her zaman için çeşitli
engeller bulunmaktadır. Ancak en büyük engel, dış
engellerden biri değil,sizin içinizdeki engeldir. Eğer
kendi zihin engellerimizi aşabilirsek, ilk engeli aşarak
kendi durumumuzu geliştirme yolculuğuna çıkabiliriz.
Başarıdan çok yenilgilerle akıllanıyoruz. Hayatında hiç
tökezlememiş, hiçbir işin altını üstüne getirmemiş,
hiç hata yapmamış başarılı bir insan göremezsiniz.
Yenilgi tatmamış insanlar hayatlarında hiç, ama hiç
riske girmemiş insanlardır.
Mark Twain, sıcak sobaya atlayıp karnını yakan bir
kedinin öyküsünü anlatır. Bundan sonra, bu kedi bir
daha sıcak sobaya atlamaz. Ama aynı kedi bir daha
soğuk sobaya da atlamaz!
Çoğumuzda bir deneyimin değeri olduğundan fazla
kendini belli eder. Ama bir zamanlar sizi inciten bir
deneyim tekrardan denemenize engel oluyorsa, bu
sizin için zararlıdır. Çok güzel bir İskandinav sözü
vardır: “ Vikingleri Viking yapan kuzey rüzgarlarıdır.”
Nietzsche’nin üstün insan formülü şuydu:
“Zorunluluklara sadece dayanmak değil, onları
sevmek.”
Başarılı kişilerin yaşamlarını araştırdıkça, onların bir
çoğunun, işe çaresizlik ve umutsuzluklarla başlamış
olduğunu görürsünüz. Willam James’in dediği gibi,
“çürük yanlarımızın bize beklenmedik yardımları
olur.”
Mümkündür ki, Milton göremediği için iyi şiirler
yazmış, Beethaven duyamadığı için daha iyi müzikler
bestelemiştir.
İmkansız görünen herşey başarılabilir, eğer;
* kendinizi amacınıza adarsanız
* kendinize ve fikirlerinize inanırsanız
* zorluklara hazırlıklı olursanız
* sorunlara yaratıcı çözümler ararsınız
* ne olursa olsun azimle çalışmaya devam ederseniz
* kalbinizin sesini dinlerseniz
* hatalı ve zayıf noktalarınızı bilirseniz
* kaybettiğinizde bundan ders almayı öğrenirseniz
* kökleri derinlere inmiş duygusal sorunları aşarsanız
Şimdi, bilinçsizce sahip olduğumuz ve potansiyelimizi
sınırlayarak yaşam tabakasının ötesine geçmemizi
engelleyen kapakları kaldırma zamanı geldi.
BİR LİDER,DİKKATİNİ HAKLARINDAN ÇOK
SORUMLULUKLARINA KAYDIRACAK KADAR
OLGUNDUR
Sorumluluk duygunuz ne kadar artarsa, lider olma
yolunda en büyük adımı da atmış olursunuz.
Sorumluluk denince çoğu insanın aklına ailesi,
işyeri,dostlarına karşı görevleri gelir. Bu doğru, ama
kişinin kendisine karşı görevi olan kişisel
sorumluluğunu yerine getirmeden sözü geçen diğer
sorumlulukların da gerçekleşmeyeceği bir gerçek.
Başarısızlığa inanmıyor ve sonuçlara inanıyorsanız,
sorumluluk almakla kaybedecek hiçbir şeyiniz olmadığı
gibi,kazanacak çok şeyiniz olacaktır. Denetim
sizdeyse,başarılı olacaksınız demektir.
Liderler sorumluluğun gücüne inanırlar. Başarıdan ayrı
düşünülemeyecek bir inanç varsa; o da sorumluluk
yüklenilmeden, büyük başarı elde edilemeyeceğidir.
Bireysel gelişiminiz için sorumluluğu kabullenin.Bunu
başkalarına bırakmayın. İyi kitaplar okuyun, iyi kasetler
dinleyin, iyi filmler izleyin,seminerlere, konferanslara
katılın. Kendiniz üzerinde devamlı çalışın.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Neyin sorumluluğunu duyuyorsanız siz o’sunuzdur.
Sorumluluktan kaçma duygusunun kökleri
çocukluktadır. Her işleri anne babaları tarafından
yapılan ve bu yüzden yeteneklerini ,güçlerini ve
sorumluluk duygularını çok az geliştirebilmiş
çocuklar,yetişkin olduklarında sorumluluk almaktan
kaçmaya daha meyilli olabilmektedirler.
Parlak bir gelecek için sorumluluğu kabul edin. Eğer
işler istediğiniz gibi gitmiyorsa, ne istediğiniz
hakkında çok fazla düşündüğünüz gerçeğini
kabullenme sorumluluğunu kabul etmelisiniz.
Eğer sürekli kaybetmek hakkında düşünüyorsanız,
kazanamazsınız.
İnsanlara daha büyük sorumluluklar verdiğinizde,
kişinin kendine verdiği değer artar ve böylece bir
özgüven duygusu doğar. Buradan hareketle kişi
inisiyatif kullanma hakkını elde eder. Bu da
beraberinde kişisel özgürlüğü getirir.
Sorumluluk alarak inisiyatif kullanmak, liderlerin belki
de en önemli vasıflarından biridir.
İnisiyatif, olaya yön verme gücüdür. Ne yapılması
gerektiğine karar verip,gerektiğinde talimatlar
olmaksızın olayları yönlendirebilmektir. Hannibal’ın
dediği gibi: “bir yol bulacağım; olmadı yenisini
yaparım!”
İnisiyatif,fırsatları ve düşünceleri gerçekçi eylemlere
dönüştürmek için gereken öz-güdülemedir. Bir lider
için insan ilişkilerinde bu önemli bir beceridir. Her
kariyer ya da girişimin gerçekten başarılı olabilmesi
için gereklidir.
BİR LİDER,ÖZGÜVENİN LİDERLİĞİN ASIL MAYASI
VE OLMAZSA OLMAZI OLDUĞUNU BİLİR
Kendimize olan güvenimiz,kendimize biçtiğimiz
değerdir. O aynaya baktığımız zaman gördüğümüz
kişidir.
Özgüveni olan kişiler, kendilerini zorlayabilirler. Uzun
vadeli hedefler koyabilirler. Risk üstlenebilirler.
Özgüven, motivasyonun temellerindendir.
Özgüven, içsel gücü açığa çıkaran ve kişiye hareket
cesareti veren bir irdelemeye dayanır. Kendini
ateşleyen kişi artılarını ve eksilerini bilir ve sürekli
eksilerini artıya dönüştürür. Risk olsa bile harekete
geçmekten korkmaz. Çünkü eylemin bir öğrenme
süreci olduğunu bilir.
“Bunu yapabilirim. En azından deneyeceğim.” Böyle
bir kararlılık sergileyen bir insanın başarısız olması
beklenebilir mi?
Bu tür olumlu, özgüven dolu duygular sadece daha
fazlasını elde etmemizi sağlamakla kalmaz, insanların
sizinle işbirliği yapmasını da sağlar.
Uygun bir özgüvenin iki anahtarı vardır: içinde
bulunduğumuz durumu anlamak ve repertuarınızda
bu duruma uygun güvenli bir davranışınızın
bulunması.
Eğer düşüncelerimiz temelde hep kendimizle ilgiliyse,
motivasyonumuz aşırı özgüvendir. Bu, zorluğa sebep
olan, etkinliğimizi engelleyen, işteki üretkenliğimizi
sınırlayan ve geleceğimizin önemli bir bölümünü
mahveden bir düşünce modelidir.
Aşırı özgüven yaşama egosentrik yani ben merkezli
yaklaşmaktır ve potansiyelinizi yükseltmenize engel
olur.
BİR LİDER, KAOS VE KARIŞIKLIĞIN YARATTIĞI
SORUNLARA PRATİK ÇÖZÜMLER ÜRETİR
Genç bir adam, bir psikoloğun bürosuna gider, psikoloğun
yakasına yapışır ve “lütfen bana yardım edin.
Sorunlarımla başa çıkamıyorum,bana çok ağır geliyorlar”
der.
Psikolog ona “yakamı bırakırsan, sana sorunsuz
insanların olduğu bir yer gösteririm”cevabını verir.
Adam,” böyle bir yer gerçekten de varsa, oraya gitmek
için her şeyimi veririm.” dedi.
Psikolog, “orayı görünce gitmek istemeyebilirsin. Sadece
iki blok ötede.”dedi. Birlikte iki blok ötedeki mezarlığa
gittiler ve psikolog “burada 150.000 kişi var ve hiçbirinin
bir sorunu olmadığını biliyorum” der.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Sorunlar, yaşamın bir işaretidir. Büyük bir sorununuz
varsa, bunun için şükredin. Bu sorun, sizin hayatta
olduğunuzu, işlev gördüğünüzü ve sorunları çözmek
için stratejiler geliştirebileceğinizi kanıtlıyor.
Başarılı insanları başarısızlardan ayıran temel fark;
soruları çözme yetenekleri arasındaki farktır.
Liderler, sorunlara fırsat olarak bakarlar. Çünkü
sorunlar liderlere şu inandıkları şeyler uğruna çalışma
fırsatı veriyor: hedefler, olumlu düşünme, kendine
inanç, azim…
Tüm liderler sorunların çözülebilir olduğuna inanırlar.
Bu, onların tüm sorunları çözebileceği anlamına
gelmiyor, ama her sorunun kendi olası çözümünü de
barındırdığı bilinen bir gerçektir.
Sorunların olmaması, yaratıcı gerilimi ortadan kaldırır,
güç ve imkanları sıfıra indirecektir.
Sorunlar çeşitli biçimlerde, büyüklükte ve ciddiyette
karşımıza çıkar, ama tümünün ortak bir yanı vardır:
önümüze, farklı olmasını istediğimiz bir durum çıkmıştır.
Sorunlarımızla boğuştukça ve bunlardan kurtulmayı
istedikçe,daha kötü görünmeye başlar ve daha çok strese
neden olurlar.
Neyse ki, bunun tam tersi de aynı derecede doğrudur.
Sorunları yaşamın kaçınılmaz bir parçası olarak
kabullendiğimiz ve onları bir öğretmen gibi
görebildiğimiz zaman sırtımızdan yük kalkmış gibi olur.
George Shinn “motivasyon mucizesi” adlı kitabında
sorunları çözmenin altı adımı olduğunu ileri sürmektedir:
1. Sorundan korkmayın, sakinleşin.
2. Sorun üzerinde çalışın ama aklınızı onun yığıntısıyla
doldurmayın.
3. Basit bile olsa çözüme odaklanın.
4. Bilinenden bilinmeyene ilerleyin.
5. Kendiniz için olduğu kadar başkaları için de iyi olan bir
çözüm seçin.
6. Küçük bir risk almanız gerekse bile harekete geçin.
İnsanlar sadece başarılı olmak için sorunları aşmazlar.
Belirli bir düzeyde başarıya ulaştıktan sonra bile
problemlerle karşılaşabilirler. Kötü olan
şey,insanların gerek kişisel gerekse mesleki
hayatlarında daha yükseğe çıktıkça,hayatlarının daha
da zorlaşmasıdır. Programlar yoğunlaşır,parasal
sorunlar artar ve başarılı kişilerin omuzlarına daha da
çok yük biner. İyi olan şey ise, büyümeye ve
kendilerini geliştirmeye devam ettikçe, sorun çözme
yeteneklerinin de artacağıdır.
İş hayatında herkesin kafasında canlandırdığı mükemmel
bir çalışma modeli vardır. Düzenli, tutarlı,sorunsuz…..
Hemen herkesin görevi de,işleri bu hayale uydurmaya
çalışmaktır. Şimdiye kadar bunu başaran çıkmamıştır
ama,sonunda sinirleri bozulup ülser olanlar oldukça
fazladır. Bir liderin en belirgin özelliği, yenilgiyi bir filozof
gibi kabullenmesidir. O çözülmesi imkansız gibi görünen
sorunlarla mücadeleye devam eder, ama bu durum
karşısında hastalanmaz, direncini devamlı artırmaya
çalışır.
Sorunlarımızla yüzleşmekten korkmamalı, her
sorunun mutlaka bir çözümü olduğunun farkında
olmalıyız.
Sorunlar; önceden belirleyicidirler, anımsatıcıdırlar,
nimettirler, derstirler, her yerdedirler, mesajdırlar ve
hepsinden önemlisi çözülebilirler.
BİR LİDER ANALİZİ KAFASIYLA YAPAR, KARARI
KALBİYLE VERİR
Eğer bir yol ayrımına gelip de sağa mı sola mı
gideceğinize karar veremiyorsanız, vereceğiniz her
karar yanlış demektir.
Karar alamadan önce kesinlikle emin olmak
zorundasınız. Yoksa kararsızlığa yol açar.
Nereye nasıl varacağınız, vereceğiniz kararlara
bağlıdır. Bu kurala günlük küçük kararlar kadar,
büyük kararlar da dahildir.
Etkili bir karar için ;
• Diğer insanların tavsiyelerini, fikirlerini göz önünde
bulundurun ama kararı kendiniz verin.
• Bugünün pişmanlık veren kararları, yarının buhranlarıdır.
• Eğer herkes mutlu olsun derseniz siz hayatınız boyunca
karar vermeyi bir kenara bırakın.
• İhtimaller ülkesine çakılıp kalmayın. Daha az söz veren
gerçekler dünyasına bakın.
• “bekle gör” tavrını kabullenmeyin. Herşeyi daha iyi
yaptığı kadar,daha kötü de yapabilir.
• Kritik kararlar söz konusu olduğunda önyargılarınızı ,
hislerinizi kapının önünde bırakın.
• Kararlarınızı arzu ettiğiniz sonuçlara göre değil,
gerçeklere göre şekillendirin.
• Kararların gerçek hayatta alındığını, fedakarlık,
mahrumiyet ve sıkıntı gerektirebileceğini kabul edin.
Şunu da kabul edin: Hiçbir şey yapmamaya karar
vermekle karar vermekten kaçınmak arasında fark
yoktur.
Etkili bir karar aynı zamanda, daha az kontrol edilebilir ve
ölçülebilir faktörleri de içermelidir: İçgüdü, estetik
yaklaşımı, sezgi. Öte yandan, deneyime, kabiliyet ve
hayal gücüne güvenmeyi tercih edersiniz,kararlarınızı
desteklemek ve onu diğerlerine de kabul ettirebilmek
için, çözümleyici becerilerinizi geliştirmeyi faydalı
bulabilirsiniz.
İşinizi yürütmek için en çok ne istediğinizi ve hedefinizi
başarmak için ilgi alanlarınızın,değerlerinizin,
kaygılarınızın,korkularınızın ve arzularınızın hangisinin en
önemli olduğunu sorun kendinize. Hedefleriniz üzerinde
düşünmek, kararınızın yönünü belirleyecektir.
Karar alırken kaçınılmaz bir sonuç da yanlış kararlar
almanızdır. Karar alırken her zaman mükemmel olamazsınız.
John C.Maxvell’e göre karar vermenin anahtarı zamanlamadır.
Zamanlama doğru karar vermek kadar önemlidir.
• Yanlış zamanda yanlış karar= felaket
• Doğru zamanda yanlış karar= hata
• Yanlış zamanda doğru karar = kabul edilmeme
• Doğru zamanda doğru karar= başarı
En iyi karar en iyi bilgilendirilmiş karardır. Bundan
kastımız, bir karar almadan önce mevcut seçenekler
ve muhtelif sonuçları üzerinde adamakıllı düşünmüş
olmanızdır. Böylesi bir karar almak ise, zengin
düşünebilme yeteneği gerektirir.
William James’in güzel bir sözü var: “Bir kez karar
verildi mi, olası sonuçlara ilişkin tüm kaygılar bir yana
bırakılıp, yerine getirilmelidir.” Diğer bir deyişle,
sağlıklı bilgilere dayanan kararı aldığınız an harekete
geçin.
Kararsızlık stres oluşturup, kişiyi baskı altına sokar.
Stres ise, dengesizliğe, düşünülmeden alınan
kararlara yol açar.
Üzüntü, korku ve baskı altında iken karar
alınmamalıdır. Bu bir kaidedir. Böyle durumlarda
insan tabii halde bulunamaz. Zayıflamıştır, zayıf bir
insanın kararı da zayıf olur.
Kararsızlık içinde çırpınmak ne kadar acı bir
şeyse,yanlış ve yarı pişmiş kararlar vermiş olmak da o
kadar üzüntülü ve tehlikelidir.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Her şeye rağmen sık sık yapılan yanlış kararlarla
tecrübe sahibi oluruz.
BİR LİDER ÖNCELİKLE İÇİNDEKİ POTANSİYEL
LİDERİ KEŞFEDER VE GELİŞTİRİR
Lider olmanın birinci kuralı, lider ile onu takip edenler
arasında bir bağın olmasıdır. Takipçiler yoksa, lider de
yoktur.
İçindeki liderliği keşfeden liderlerin bilinen
yetenekleri vardır, bazılarının çok yüksek kişisel
güçleri, stratejik düşünebilme yetenekleri, geleceği
görebilme ve insan davranışlarının temel kurallarına
ilişkin inançları vardır. Sağlam inançlarını dışa
vurmaktan hiç çekinmezler, politik üstünlük
sergilerler. Verimlilik ve uzun süreli yararlar için
ellerindeki gücü nasıl kullanılması gerektiğini bilirler.
Başkalarının hislerini kolayca kavradıklarından,
ilişkide oldukları kimselerin beyinlerinin içine
girebilmeyi başarırlar.
Büyük liderler, insanlardan sadece işe göz kulak
olmalarını değil kendi peşlerinden gelme fikrini aşılarlar.
Statüko, yani mevcut durumla yetinmek, yerinde saymak
yeterli değildir. Liderler hareket halindedir, gelişme
kaydederler ve başka yeni alanlara yayılarak büyürler.
En iyi liderler sürekli büyüyen,gelişen,esneyen ve
öğrenenlerdir. Liderliğin bedelini ödemeye
hazırdırlar:kendilerini daha iyiye götürebilmek,
görüşlerini genişletebilmek,yeteneklerini
artırabilmek,güçlerine erişebilmek için gereken
fedakarlığı yapmaya hazırdırlar. Çabaları ile başkalarının
gıpta ettiği kişiler haline gelirler.
Liderlik yaratılır. Tabii ki “ doğuştan lider” daima
olacaktır; ama zirvede kalmak için doğal liderlik
özellikleri geliştirilmelidir.
Her insanda bir liderlik potansiyeli vardır ve bu
günümüzde geçmişte olduğundan daha kolay
gerçekleştirebilmektedir.
Eğer insanlara hiçbir zaman liderlik işlevlerini yerine
getirme olanağı tanınmamışsa, eğer hiç liderlik
yeteneklerini geliştirme fırsatı bulamamışlarsa, o
zaman kaçınılmaz olarak izleyici olacaklardır.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Liderlik önce var olmak, sonra yapmaktır. Warren Bennis bunu
şöyle formüle etmiştir:
1. Düşünme çözüme yöneltir.
2. Çözüm perspektife yöneltir.
3. Perspektif bakış açısına yöneltir.
4. Bakış açısı sınama ve ölçmeye yöneltir.
5. Sınamalar ve ölçmeler isteğe yöneltir.
6. İstek ustalığa yöneltir.
7. Ustalık stratejik düşünmeye yöneltir.
8. Stratejik düşünme kendini tam ifade etmeye yöneltir.
9. Kendini tam ifade etmenin sentezi = liderlik.
Değişen koşullara adapte olabiliyorsanız, liderliğe doğru
adım adım ilerliyorsunuz demektir. Şöyle ki;
• Eski şeyleri yapmak için yeni yollar bulduğunuzda,
• Yeni şeyleri öğrenebileceğinize inandığınızda,
• Açık fikirli olduğunuzda,
• Tamamen duygusal davranarak alınan kararlara
bağlılığı reddettiğinizde,
• Taklitçi düşünmekten kaçınıp, insanlar ve iş hakkında
kendi düşüncelerinizi bulduğunuzda,
• Gelecek hakkında hastalık derecesinde kaygılı
olmadığınızda,
• Ülkemizdeki sosyal,ekonomik ve politik değişimlerde
mutlaka yer aldığınızda,
• Hedefinize ulaşana kadar ona bağlı kaldığınızda,
• İnandıklarınız uğruna savaşmaya hazır olduğunuzda,
• Duygularınızı kontrol ettiğinizde,
• Başarısızlık, sizin için olağan dışı bir olaymış gibi
davranmadığınızda.
Liderlik gücünüzü geliştirmek için size birkaç ipucu:
kendi alanınızdaki mesleki yayınları izleyin. Alanınızla
ilgili kurslara gidin. Benzer alanlarda uzmanlaşan
insanlarla irtibata geçin. Yeni kazandığınız
deneyimleri işinizde uygulayın. Yirmi yıllık deneyimi
olduğunu ileri süren, ama aslında tek bir yıllık
deneyimi yirmi kere tekrarlamış olan kişinin
durumuna asla düşmeyin.
Henry Kissinger şöyle diyor: “liderlik ufak ayrıntıların
gizli toplamıdır. Yüzlerce şey biraz daha iyiyi
oluşturur.”
Başka insanlara liderlik etmek kendinize iyi liderlik
etmekle başlar. Sizde olmayan bir şeyi üretemezsiniz.
Kendine liderlik etmeyi düşündüğümüzde akla pek
çok nitelik geliyor:dürüstlük, doğru öncelikler, vizyon,
disiplin, sorun çözme yeteneği, olumlu tutum vb.
İstekli olmak ve kişisel gelişme planı da bu özellikleri
geliştirmenize yardımcı olur.
BİR LİDER, ROL MODELLERİNE KENDİ
DAMGASINI VURUR
Birisi başarabilirse, bunu herkes başarabilir.
Modellemenin özündeki düşünce budur.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Modelleme, aynı düşünce basamaklarını kullanarak,
dil ve davranışları kopyalamaktır. Bunu yapabilmek
için, geçici bir süre için bile olsa örnek aldığınız kişinin
kimliğine bürünüp,inançlarını benimsemeniz gerekir.
Yalnız, modelinizi tam olarak kopya etmeyi
düşünmeyin. Hiçbir zaman tam olarak onlar gibi
olmayacaksınız; çünkü bu davranışların üzerine kendi
damganızı vuracaksınız. Kendi tecrübelerinizin,
karakter özelliklerinizin, becerilerinizin,
yeteneklerinizin bir bileşimi size bireysel bir tarz
verecektir.
Basit ve beceriksiz kişiler başarılı kişileri taklit ederler.
Taklit dışsaldır. Taklit edenin durumu hakkında hiçbir şey
açığa vurulmaz.
Emerson şöyle diyor: “Daima kendi kendiniz olmakla
direnin; asla taklit etmeyin. Ancak kendi yeteneklerinizi
kullanarak,yaşamın tüm aydınlıklarının birikimli gücüyle
her an yüz yüze gelmeyi başarabilirsiniz; ama
başkalarının yeteneklerini taklit ettiğiniz takdirde
yalnızca eğreti ve uyduruk bir kazancınız olur.”
Dustin Hoffman, Rainman filmindeki tiplemesinde,
uzun süre otistik kişileri inceleyerek mükemmel
oynamıştır. Hoffman, rolünün hakkını vermek için
altı ay gibi uzun bir süre, otistik kişilerin içinde kalmış
ve onlarla özdeşim kurmuştur. Hatta bir söyleşisinde,
çoğu zaman kendini rolüne o kadar kaptırmıştı ki,
günlük hayata uyum sağlamasını güçleştiğini, ifade
etmiştir.
Özetle, istenilen herhangi bir insani davranışı, o
insanın, davranışsal, duyusal, zihinsel ve inanç
sistemleri bulunarak modellenir ve yenide üretilebilir.
Modelleme son derece etkili bir davranıştır. Olumlu
kullanılırsa istenilen sonuçların üretilmesinde çok önemli rol
oynayabilir. Özet olarak modelleme konusunda aşağıdaki
hususlara dikkat edilmesinde fayda var:
• Bir başkası olmaya çalışmak işe yaramayacağı gibi, doğal
yeteneklerinize dayalı, doğal tarzınıza da zarar verecektir.
• Başkalarının davranışlarından önemli dersler ve stratejiler
öğrenilebilir, sonra bunları kendi tarzınızla birleştirebilirsiniz.
• Belli koşullarda,sınırlı bir süre için bazı rollere girmek yararlı
bir strateji olabilir. Bu özellikle bazı temel eksiklerinizi
gidermesi açısından yararlıdır.
BİR LİDER, YAŞAMDA EN BÜYÜK RİSKİN HİÇ RİSK
ALMAMAK OLDUĞUNU BİLİR
Kendinizi yerleştirdiğiniz güvenli dünya ile yaratmak
istediğiniz yeni yaşam arasında bir boşluk vardır. Bu
iki dünya arasında köprüyü kurmak sizin elinizdedir.
Başarılı olmaya çalışanlar, yeni yaşama atlamayı
cesaretini göstermelidir. Bu türden bir atlama
yapmaya “risk”denir. Açıkça belirlenmiş bir stratejiye
sahip olmak risk almayı kolaylaştırır.
Unutmayınız ki; her iş hesaplı bir risktir, ama risk
yüzdesini bilmelisiniz.
Eğer küçük riskler almaya başlarsak, büyük riskler
almaya teşvik ediliriz. Ve eğer bundan dolayı
karşımızda ne gibi bir tehlike olduğunu bilirsek,
riskleri daha makul bir şekilde alırız.
Yaşam risklidir. Sevgi risklidir. Başarı risklidir.
Yolculuğa çıkmak risklidir. Riskten uzak durmak
yaşamadan uzak durmaktır.
Risk alma özgüveni oluşturur. Daha çok risk almamız,
o konuda daha iyi olmamızı sağlar. En önemlisi,
hayallerinizi, ideallerinizi gerçekleştirmek için kendi
içinizdeki gizli gücü ve asil hareketleri bulabilirsiniz.
“Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu!”
sözünde olduğu gibi , şu yaşam sahnesinde ya riski
göze alıp zirvelere çıkacaksınız, ya da monoton bir
yaşam yaşayıp kendi halinizde şu dünyadan göçüp
gideceksiniz. Unutmayın, “bazen her şeyi elde etmek
için, her şeyi kaybetmeyi göze almak gerekir.”
Gereğinden fazla cesursanız, her an felaketle yüz
yüze gelebilirsiniz. Ama ihtiyatlı davranarak da bir
yere varamazsınız. O yüzden yetenekli insanlar,
sadece hesaplı riskleri göze alır.
Kendi tecrübelerimizi inceleyebiliriz. Endişemizi,
korkumuzu pozitif kanallara yöneltip, korkuyu kendi
lehimize çevirebiliriz.
BİR LİDER İÇİN HEDEFLER YOLUNUN
ÜZERİNDEKİ SIÇRAMA TAŞLARIDIR
Yaşamlarında hedefleri olan insanların daha hızlı
ilerledikleri, daha ileri gittikleri ve yaşamın hemen her
alanında çok başarılı oldukları dünyaca kabul görmüş
bir gerçektir.
Doğru ve yerinde bir hedef belirlemek, en iyi
motivasyon kaynaklarındandır. Bununla birlikte, hedefe
ulaşılarak elde edilen başarının takdir edilmesi de,
süreci iyileştirici bir unsur olacaktır.
Hedeflerinize ulaşmanız size şevk vermekle kalmayıp,
rota üzerinde kalmanızı sağlar ve daireler çizerek
dönüp durmanızı engeller.
Hangi iş veya meslekte çalışıyor olursanız olun, sağlıklı
bir düşünce sürecinin sonunda; kendi ömrünüzden daha
uzun sürecek idealler,yüksek değerler ve hedefler
belirleyin. Bu hedefler ölçülebilir, tanımlanabilir,
ulaşılabilir, özgün ve yazılı olmalıdır! Ayrıca bu hedefler,
sürekli ve düzenli olarak kontrol de edilmelidir.
Başarılarınızın hem farkına, hem de tadına varabilmeniz
için gerekli bir çabadır bu.
Sizi ilerleten,yol boyunca belirlediğiniz hedeflerdir. Onlar
yolunuzun üzerindeki sıçrama taşları gibidir, her biri
tatmine doğru yolculuğunuzda bir sonraki aşamada
nereye sıçrayacağınızı gösterir.
Etkin bir şekilde hedef belirlemek için atılması gereken
bazı adımlar şöyledir:
• Şu anda kim olduğunuzu ve nerede bulunduğunuzu tahlil
edin.
• Nerede olmak istediğinizi belirleyin.
• Uygun olmayan ;yani başkalarından ödünç
alınmış,gerçekçi olmayan, bir biriyle çatışan,
istemediklerinizi ifade eden hedeflerden kaçının.
• Üzerinde yoğunlaşarak hedeflerinizi önem derecesine
göre sıralayın.
• Dönem dönem nerede olduğunuzu ve nereye gittiğinizi
gözden geçirin.
BİR LİDER,OLUMLU TUTUMLAR
SERGİLEDİKÇE,EN YÜKSEK KİŞİLİK
POTANSİYELİNE ULAŞACAĞINI BİLİR
İnsanlar arasındaki büyük farkı yaratan, olumlu
tutumdur. Başarı ve başarısızlık arasındaki farkı
yaratan da…Olumlu bir tutum olmadan stresi ve
zorlukları yenmek mümkün değildir.
Olumlu tutum takınan bir kişi iseniz, etrafınız da
bundan olumlu bir şekilde etkilenecektir.
Olumsuz tutumları olan bir lider, kendisini
izleyenleri uzun süre yanında tutamaz.
İnsanlar olumlu tutumlar sergiledikçe, en yüksek
kişilik potansiyeline ulaşırlar.
Bireyler olumlu olurlarsa daha yaratıcı olurlar.
Olumlu bir tutum, bireylerin içinde birikmiş olan
hevesi, gayreti özgüveni ortaya döker.
Tutumunuzun,yaşamınızdaki her değişiklikle
birlikte sürekli düzenlenmesi gerekir.
Herkes yaşamında, tutumunu tehdit eden
fırtınalarla karşılaşabilir. Güvenle hedefinize
ulaşmanızın yolu bakış açınızı sürekli
ayarlamaktır.
Bir hafta boyunca karşılaştığınız herkese,
istisnasız olarak, çok önemli kişilermiş gibi
davranın. Onların da, aynı şekilde davranmaya
başladıklarını göreceksiniz.
BİR LİDER, HATALARIN BAŞARI
YOLUNDAKİ KİLOMETRE TAŞLARI
OLDUĞUNU BİLİR
Herkes kendi davranışı ve yaptığı işle kendi
kişisel atmosferini yaratır ve genelde de bu
atmosfer işletmenin iklimini meydana getirir.
Her işte muayyen bir hata yüzdesi vardır. Hiç
hata yapmamak isteyen insan,hiç iş yapmayan
ve hiçbir şey başaramayan insan demektir.
Mesele hata yapmamakta değil, hataları büyük
bir erdemle kabul edip, ders alıp
tekrarlanmasına mani olmaktır.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Mükemmel olmak zorunda değilsiniz, fakat
hatalarınızdan da bir şeyler öğrenmelisiniz.
Hatalarla ilgili iki temel etmen var:
1. Her insan hata yapar.
2. Başkalarının hatalarını görmekten büyük haz
duyarız, ama başkalarının bize hatalarımızı
göstermesinden, hatırlatmasından nefret
ederiz.
Filozof Kant’ın şu sözleri düşündürücüdür:
“Başkalarının yaptıkları hatalardan dolayı
kızarsanız,onların yüzünden kendinizi
cezalandırmış olursunuz.”
Şüphe yok ki;hatalar, yüzünüzü maskelemenize,
hırçınlaşmanıza yol açabilir.Fakat hatalar aynı
zamanda bir karakteri yapılandırır,yeteneklerinizi
bilmenize yardımcı olur. Kararlılığınızı sınar ve
geriye dönüp taşın altına elinizi yeniden
sokmanız için ihtiyacınız olan gücü ve cesareti
sağlar.
Hata yapmak,arabayla yolda kaybolmaya
benzer. Yola çıkmadan, gözünüzü iyice açıp
nereye gittiğinize bakarsanız, kaybolmazsınız.
Yani rotanızı iyice çizmeniz gerekiyor.
Hayatta, bir lider için, çeşitli yol haritaları, işaret
levhaları, sinyal lambaları, uyarı tabelaları vardır.
Ve bunlar bir lideri hata yapmaktan koruyan
ikazlardır.
Liderler hataları için üzülmezler, onlardan ders
alırlar ve öğrenmenin en temel faktörü
olduğunun da bilincindedirler.
Bugün kaybetmezseniz,yarın kazanamazsınız.
Ancak şu da önemlidir; liderler bu pek çok hatayı
sadece bir kez yaparlar. Onlar pek çok insan gibi
aynı hatayı tekrar tekrar yapmazlar. Bir kısır
döngü etrafında dönmezler.
BİR LİDER, BEYNİNİN KAPILARINI
DEĞİŞİM VE GELİŞİM KAPILARINA
AÇMASINI BİLİR
Değişim en çok tekrarlanan olgu olduğu halde, yine de
her defasında korku verir.
Değişimi kabullenin! Değişimi yönetmeyi
öğrendiğinizde,hayatta ilerlediğiniz yolu kontrol etmeye
başlarsınız. Değişim; cesaret,çaba ve sabır gerektirir.
Değişiklik bizi taze ve yenilenmiş tutar. Bizi
bayatlamaktan ve monotonluktan kurtarır. Değişime
katılmak,güçlenmek ve gelişmektir.
Değişim yolunda atılacak ilk adım, varolan donmuş
alışkanlığı çözmektir.
Bazı insanlar değişemeyecek kadar yaşlı
olduklarını,alışkanlıklarına fazla bağlı olduklarını,
yaptıklarına çok alıştıklarını ileri sürerler. Bunlar
mazeret olamaz. Ya değişirsiniz ya da
başkalarının gerisinde kalırsınız.
Bugünden başlayarak kafanızdaki köhnemiş,
yorulmuş ve paçavraya dönmüş düşünceleri
çıkarıp atın.onun yerine kafanızı inançla,taze
fikirlerle,sevgi ve iyilikle doldurun.
Kendinizi geliştirme ve yenileme ihtiyacı duymanız
olumludur. Çünkü;
• Kendi kişisel sorumluluğunuzu üstlendiğinizi,
• Çevrenize faydalı bir insan olduğunuzu,
• Değişimin ve gelişimin kaçınılmaz olduğunu kabul
ettiğinizi,
• Kendinize karşı dürüst olduğunuzu,
• Özgüvene dayalı bir tutuma sahip olmak istediğinizi,
• Gelişmek ve daha iyi bir insan olmak için güçlü bir
arzunuz olduğunu gösteriyor.
Bir biyolog, Yeni Zelanda’da bir çok kuş türünün
niye uçmadığını araştırmış: Yeni Zelanda bir çok
kuş türü için bir cennettir. Çünkü orada doğal
avcılar yoktur ve yiyecek boldur. Ama bu kuş
cennetinin bir de öbür yüzü vardır. Avcılardan
kaçmak zorunda olmadıkları ve yiyecek bulmak
çok kolay olduğu için yerli kuşların çoğu uçma
yeteneklerini kaybetmişlerdir.
Biz insanlar da, bizdeki potansiyeli
kullanmazsak, Yeni Zelanda’daki kuşların
akıbetine uğramayacağımızı kim garanti edebilir.
Fred Smith’e göre insanların yeteneklerini geliştirmeme ve
kullanmamasının nedenleri şöyledir:
• Çoğu kişi yeteneklerini inkar etmeyi bir kolaylık olarak
görürler. “ben sadece bir ev kadınıyım” ya da “ben
sadece lise mezunuyum” derler.
• İşi ağırdan alıp ertelerler. “bir gün yapacağım” en büyük
mazerettir.
• Korku. Başarısızlığın bir sonuç olduğunu anlamaz,
güvende olmak için hiçbir şey yapmamayı seçerler.
• Sorumsuzlukları. Başarısızlıklar için başkalarını
suçlamak daha kolaydır.
Yaşamınızın niteliğini yükseltmenizin tek yolu; kendinizi
geliştirmenizdir. Organizasyonunuzu büyütmek
istiyorsanız bir lider gibi gelişmelisiniz.
İçinizdeki kendinizi geliştirme ve yenileme isteğini
ortaya çıkaracak itici güçlere bakalım:
1. Hemen hepimizde var olan aşağılık, değersizlik
duygusunu azaltmak için bilgi dağarcığının
genişletilmesi gereğini fark etmek.
2. Sabit bir yerde kapanıp kalmak yerine, her an değişik
fikirler,değişik faaliyetler ve duygular yaşamak isteği.
3. Kendiniz olma şansını yakalama isteği. Başkalarına
ihtiyaç duymadan kendi kararlarınızı verme, kişisel
sorumluluğunuzu üstlenme gücüne sahip olmak için
kendinizi yetiştirmek isteği.
4. Değer yargılarınızın oturmaya başlamasıyla,neyin önemli
neyin önemsiz olduğunu ortaya çıkarmak ve belirsizlik,
endişe gibi cehaletin getirdiği duygulardan kurtulmak
istersiniz.
İki şeye ihtiyacınız vardır; okumak ve düşünmek için
zaman ve sizi başarılı yapacak konuları öğrenme isteği.
BİR LİDER,HER KOŞULDA DÜŞÜNCE
ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUR VE SAĞLAR
Hepimiz, düşüncelerimizin sonucunda oluşan
yaşam denemelerimizin birer özetiyiz.
Düşüncelerimiz sürekli olarak geleceğimizi
oluşturma çabasındadır.
Düşünce,her türlü engeli aşmanın yollarını bulur.
İnsanı özgür kılar. Özgür insan yeteneklerini,
tüm niteliklerini etkin olarak kullanabilir ve
başarılı olur. Başarının temel ve kaçınılmaz
koşulu iyi düşünebilmektir.
Düşüncelerin bir enerjiye sahip olduğunu yadsımak
mümkün değil. Bu gerçek de birkaç yıl önce Earl
Nightingale tarafından dile getirildi. Batıya hayatın gizini
üç kelimeyle hatırlattı: “Düşünceleriniz sizi oluşturur.”
Bu yüzden unutmayın; ne ekerseniz nu biçersiniz.
Düşünceler sebepleriniz,eylemler ise sonuçlarıdır. Yapıcı
düşünceler sizi yapıcı eylemlere, yıkıcı düşünceler sizi
yıkıcı eylemlere taşır.
Arzular, korkular ve yanlış fikirler tarafından yaratılan tüm
sorunlar, yalnız ve yalnız düşünce aşamasında
çözümlenebilir. Kısacası, bizler kendi düşüncelerimizin
fatihi olma durumundayız.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Düşünme özgürlüğü ile kendine güvenme arasında sıkı
bir ilişki vardır. İnsan,kendine güvenebildiği ölçüde,
düşünme yeteneğinden yararlanabilir. Düşünme olanağı
güçlendirilebilir.Yaratıcı bir güç haline getirilebilir.Bütün
bunların sonucu olarak, iç güdüsel dürtülerine egemen
olabilir.
Düşünme özgürlüğünün temel koşulları; iyi
düşünebilmektir. Düşünme gücüne inanmaktır. Bilgili
olmaktır. Sakin kalabilmektir. Başkaları ile düzenli ilişkiler
kurabilmektir. Çevrede önemli bir kişi olarak tanınmaktır.
BİR LİDER, KARİZMASINI GELİŞTİREREK
PSİKOLOJİK ÇEKİM GÜCÜNÜ ARTIRIR
Karizma, insanları kendinize çekme yeteneğidir. Ve diğer
karakter özellikleri gibi geliştirilebilir. Çoğu zaman
karizma doğal bir seçimin sonucudur yani kişilik
yapımızda yer alan birkaç belirgin özelliğin birleşimidir.
Eğer insanları pozitif yönde etkileyip, karizmanıza ek
katkılar yapmak istiyorsanız, kendinizi hiçbir zaman
kalabalıkta yok etmeyin, ilgisizliğe gömmeyin. Göze
çarpın.
Karizmatik liderlerin davranışsal ve kişilik özelliklerini şöyle sıralamak
mümkündür:
• Şartları gerçekçi olarak değerlendirirler.
• Geleceğe dönük vizyon geliştirirler.
• Ortaya koydukları amaçlar kadar, bu amaçlara ulaşmak için ilginç
yollar da bulurlar.
• Kendilerini güçlü bir şekilde ifade ederler.
• Karmaşık fikirleri basit mesajlara indirgerler.
• Başkaları ile ilişki kurar ve onlara esin kaynağı olurlar.
• Empatikdirler.
• Kendilerini riske atarlar, özverilerde bulunurlar ve ortak amaçlar
uğruna büyük bedeller öderler. Riske giren liderler,izleyenlerinin
daha çok güvenini kazanırlar.
Kendinizi karizmaya sahip olma konusunda nasıl
değerlendiriyorsunuz? Diğer insanlar doğal olarak sizin tarafınızdan
çekiliyor mu? Hoşlanılan bir insan mısınız? Eğer değilseniz, karizma
için engel taşıyan şu özelliklerden birine sahip olabilirsiniz:
• Gurur: hiç kimse kendinin herkesten daha iyi olduğunu düşünen bir
lideri izlemek istemez.
• Güvensizlik: eğer kendinizle barışık değilseniz, başkalarıyla de
barışık yaşayamazsınız.
• Karamsarlık: eğer insanlar sizden ne umacaklarını bilmezlerse,
onlar herhangi bir şey ummaktan vazgeçerler.
• Mükemmelcilik: insanlar mükemmel olma isteğine saygı duyarlar
fakat gerçekçi olmayan beklentilere karşı çıkarlar.
BİR LİDER, SAĞDUYULU OLDUĞU İÇİN
ÇELİŞKİLERDEN VE ÇATIŞMALARDAN
KORKMAZ
Liderlerle yöneticiler arasındaki farklar, bulunduğu koşullara hakim
olanlar ile ona teslim olanlar arasındaki farklar gibidir. Bundan başka
büyük ve önemli farklar da vardır:
• Yönetici uygular, lider yenilik getirir.
• Yönetici süreklilik sağlar, lider geliştirir.
• Yönetici düzene, lider kişilere dayanır.
• Yönetici denetime, lider kişilere güvenir.
• Yönetici işleri doğru yapar, lider doğru iş yapar.
Liderlik; yenilik ve başlatma ile ilgili her şeydir. Yönetim kopyalama
ve var olan durumu sürdürme üzerine yoğunlaşır. Liderlik
yaratıcı,uyum sağlayıcı ve çeviktir. Liderlik ufuk çizgisine bakar.
Liderlik daha çok, bir grubun,en yüksek gayretlerini
ortaya çıkaracak şekilde motive etmek için tasarlanmış
bir etkileme fonksiyonudur. Lider şu tür davranışlar
sergiler:
• Başkalarının akıl hocası olmak,
• Bir iş kültürü yerleştirmek,
• Bir kaynak gibi hareket etmek,
• Gelişme için fırsatlar yaratmak,
• Amigoluk yapmak,
• Başkalarını mücadeleye davet etmek,
• Geniş kapsamlı bir vizyon kurmak.
Lider riske girmekten kaçmaz, riske girilmesini teşvik
eder. Kriz dönemlerinden korkmaz.Tam tersine,böyle
dönemlerde kendisini bir kez daha kanıtlama hırsı ve
azmi ile dolu olarak sorunların üzerine gider.
Lider, pratik zekalı ve yaratıcıdır. Herkesin baktığına
bakar ve kimsenin görmediğini görür.
Lider, iyi şeylerden ayrılıp kötü şeyler yapmaya
başlayınca sağduyusu onu uyarır.
İyi bir liderliğin gerektirdiği aklî ve ahlakî güce sahip olan
insanlar,başkalarının ırkına,rengine,inancına ve
milliyetine karşı büyük bir müsamaha gösterir.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Etkin liderlerin hemen hepsi şu dört hususu iyi bilirler:
1. Arkasından gelen insanlar yoksa, liderlik diye de bir
şey yoktur.
2. Etkin lider, sevilen ya da hayranlık duyulan kimse
değildir. Kendisini izleyen kişiler doğru şeyler
yapıyorsa etkin liderdir. Popüler olmak da liderlik
değildir. Önemli olan sonuçlardır.
3. Liderler daima göz önünde olan insanlardır. Bu
nedenle de örnek alınanlardır.
4. Liderlik; rütbe, imtiyaz,unvan veya para değildir.
Liderlik demek, sorumluluk demektir.
BİR LİDER, TOPLUMU VE DÜNYAYI
ANLAMAK İÇİN KENDİNİ BİLİR
Josh Billigs “kişinin kendini bilmesi, en güç şey olmakla
kalmayıp aynı zamanda en rahatsız edici şeydir” demiş.
İnsan, kendisinden kaçmak için zekice yollar bulmaya
çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Özellikle
modern dünya bu gibi kaçış yollarına ilişkin hilelerle
doludur.
Montaigne, “denemeler” adlı kitabında “kimse içine
inmeye çalışmaz”sözüne atıfla şu açıklamayı
yapmıştır:“herkesin gözü dışarda, ben gözümü içime
çevirir,içimde gezdiririm. Herkes önüne bakar ben içime
bakarım.işim gücüm kendimledir. Oysa herkes
kendinden başka şeylerin peşinde, kendisinin ötesine
gitme sevdasında.”
Kim olduğunuzu bilirseniz,içinizdeki arzuları
kabullenebilir ve buradan yola çıkarak rotanızı
belirleyebilirsiniz. Kim olduğunuzu bildiğinizde, ne
istediğinizi de bilirsiniz. Ne istediğinizi bildiğinizde seçme
olasılığına, sizin için doğru olan yolla bağlantı
kuracağınız yere kavuşursunuz.
Bir insan, kendini daha iyi anlamaya çalıştığında ve
kendini hüsrana uğratan etmenlerle yapıcı bir şekilde
başa çıkmayı başardığında liderliği öğrenmeye başlar.
BİR LİDER,BİLGELİĞİN SESSİZLİKLE
BAŞLADIĞINI,DİNLEMEKLE GELİŞTİĞİNİ
BİLİR
İki kulağa sahipken, bir ağzımızın olmasının ve ağzımız
kapanabilecek gibi yaratılmışken, kulaklarımızı
kapatamayışımızın özel bir nedeni var. Konuştuğumuz
zaman öğrenemiyoruz.
Dinlemek, yeni ufuklar açar. Ayrıca, öğrenmenin de
anahtarıdır. Dinlemek, pasif bir biçimde seslerin
etrafınızda akıp gitmesine izin vermekten farklıdır.
Gerçek dinleme,basitçe söylenene dikkat etme durumu
değildir. Aynı zamanda; sesine, sözcük seçimine,
tonlamasına,hızına ve beden diline karşı duyarlı olmaktır.
Dinlemeyi iletmenin belki de en etkili yolu,kendi “katılım
davranışlarınızın” ne olduğuna dikkat etmektir. Fiziksel,
psikolojik ve sözlü olmak üzere üç tür katılım biçimi
vardır:
1. Fiziksel katılım: insanların sizin dinlediğinizi “görmeleri”ni
sağlamaktır. Konuşmacıya cepheden bakarak, göz
iletişimi sağlayarak, algılamaya açık bir zihinle olur.
2. Psikolojik katılım: tarafsız bir dinleyici olarak kalıp
konuşmacının görüşlerini anlamaya çalışmak, yani onun
pabuçlarıyla yürümektir.
3. Sözlü katılım
Büyük liderleri diğerlerinden ayıran,onların dinleme
sanatını doğru ve öğrenmiş olmalarıdır.
Başkalarının anlattıklarına ilgi göstermediğiniz her
durumda, kendilerine değer vermediğiniz mesajını
göndermiş oluyorsunuz. Ama söylediklerine kulak
verdiğinizde onlara saygı gösterdiğiniz anlaşılır. Her
şeyden önce, onları umursadığınızı gösterir.
Karşınızdakini dinlemek, ona “sen varsın,sana değer
veriyorum” demenin en doğru yoludur.
Başkalarını dinlerken anlama becerinizi yükseltmek istiyorsanız,
Erıc Allenbaugh’un önerdiği şu yöntemleri izleyin:
1. beyin-kalp bağlantısıyla dinleyin.
2. Anlama niyetiyle dinleyin.
3. Hem içeriğe,hem duygulara kulak verin.
4. Gözlerinizle dinleyin.
5. Mesaja ve mesajın arkasındaki mesaja kulak verin.
6. Empatiyle ve benimseyerek dinleyin.
7. Korktukları ve onları inciten bölümleri dinleyin.
8. Sizi dinlemelerini istedikleri gibi dinleyin.
Kendinizi başkalarının yerine koyunca,anlama beceriniz artacaktır.
Anlama beceriniz ne kadar artarsa, o kadar iyi bir dinleyici
olursunuz.
BİR LİDER,BAŞARISINI DOĞRU YERDE
VE DOĞRU ZAMANDA ELDE EDER
Zaman her meslekten bireyler üzerinde baskı yapan
evrensel bir kaynaktır. Profesyonel çalışma yapan
herkes zamanını akıllıca planlamak ve kullanmak
zorundadır.
Zaman, ender bulunan bir kaynaktır ve harcanan
zamanın yerine yenisi konamaz, geriye de
döndürülemez. Bizler için zaman kazanmayı ve bunu
nasıl akıllıca kullanabileceğimizi öğrenmekten daha
önemli bir şey olamaz.
Belirli bir amaç için harcana zaman hızla geçer. Belki de
bu nedenle yaşlandıkça zaman bize daha çabuk
geçiyormuş gibi saatler, saatler de dakikalar gibi gelir.
Kullanılan zamanın niteliği, niceliğinden daha önemlidir.
Bu nedenle, zamanın bir çeşit kalite kontrolünü yapmak
gereklidir. Buradaki temel ilke, zamanın en iyi şekilde
değerlendirilmesidir.
İnsanın başarısı ile başarısızlığı arasındaki ayırıcı çizgi,
zamanını ne kadar iyi yönettiği konusunda ortaya çıkar.
Kişisel, ailevi,iş hayatımızda başarı sağlamak için,
zamanımızı en etkin şekilde kullanmaya ihtiyacımız var.
Bunu yapabilmek için hedeflerimizi, amaçlarımızı
belirlemeli ve onlara ulaşmalıyız.
Zamanın en büyük düşmanı plansızlık, disiplinsizlik ve
ona saygısızlıktır.
Zamanınızın gücünü emen parazitler; zaman
öldürmekten zevk duyan, bu cinayeti sanat haline
getirmiş insanlardır.Ne yapıp edip böylelerinden uzak
durmalısınız.
Bir tasavvuf müridi, şeyhine şikayette bulundu: “sürekli
misafir geliyor evime. Zamanımı hep onlara veriyorum.ne
yapacağımı şaşırıyorum. Bana akıl verin.”
Şeyh: “gelen fakir ise borç ver, zengin olanlardan ise bir
şey iste, bir daha çevrende dolaşmazlar.” dedi.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Zamanı iyi değerlendirmek için; insan kendisine öncelikle bir yaşam
planı ya da amaçlar oluşturmalıdır:
• Hayır demesini bilin.
• Gününüzü işle doldurmayın, dinlenmek için de zaman ayırın.
• Düşünebilmek için kendinize zaman ayırın.
• Mükemmelcilikten kaçının.
• Her gün yarım saat önce kalkın.
• TV nin esiri olmayın.
• İş yaparken konsantre olun.
• Daha kısa süreli programlar yapın.
• Gününüzü programlayın.
• İşleri önceliklerine göre sıralayın.
BİR LİDER,SEVGİSİNİN DERİNLİĞİ
ÖLÇÜSÜNDE BÜYÜK BİR LİDERDİR
İçimizdeki lideri geliştirmenin bir koşulu da diğer
insanlarla karşılıklı olarak verimli bir ilişkiye girmektir.
Böyle bir insan sevgiyi almaya da vermeye de hazırdır.
Başkalarını sevmek için öncelikle kendinizi sevmelisiniz.
Sevgi bize değerli olduğumuzu söyler. Benlik saygımızı
ve özgüvenimizi besler. Sevildiğimizi bildiğimiz zaman
hayatta üstün bir performans gösterebiliriz.
Sevildiğimizden şüphe ediyorsak,performansımız düşüşe
geçer.
Bir liderin büyüklüğü, sevgisinin menzili ile ölçülür.
Sevginin sağladığı inancın, ümidin ve sabrın sınırı
yoktur.
BİR LİDER, SAĞ VE SOL BEYNİNİ BİR
BÜTÜN HALİNDE KULLANARAK
YARATICILIĞINI ORTAYA KOYAR
Farkında olmak, her şeyin anahtarıdır.; çevrenizde ve içinizde olup
bitenlerin farkında olmak.
“Farkında olma” yeteneğini geliştirmenin en büyük yararı; sol
beyninizin sesini kısıp, sağ beyninizi öne çıkararak sezgilerinizi ve
yaratıcı güçlerinizi kuvvetlendirmeniz size yardımcı olacaktır.
“Beyin üstünlüğü” kuramı diye bilinen konu üzerinde yapılan
araştırmalar temelde, beynin her iki yarım küresinin değişik işlevleri
yönettiklerini,değişik sorunlarla ilgilendiklerini gösteriyor.
Temelde sol yarımküre daha çok mantık ve konuşmayla ilgilenir. Sağ
yarımkürenin sezgileri güçlüdür ve yaratıcı olan da odur. Sol sözle
ilgilenir, sağ ise resimlerle. Sol analizci, yani çözümleyicidir, sağ
sentezci yani parçaları birleştiricidir. Sol yarımküre neden-sonuçla
ilgilenirken, sağ anlık ve bütüncül düşünmeyle ilgilidir. Sol beyin
bilinç, sağ beyin bilinçaltıdır.
Sağ beyin kapasitemizden ne kadar yararlanırsak,
hayal etme, sentez yapma, zamanı ve mevcut koşulları
aşabilme,ne olmak ve ne yapmak istediğimizle ilgili üç
boyutlu bir resim yapabilme gücümüz de o kadar
artacaktır.
Sağ beyinden yararlanmanın iki farklı yolu var:
1. Görüş açısını genişletmek
2. Göz önünde canlandırma ve onaylama
BİR LİDER,STRESLE BAŞA ÇIKMANIN
YOLLARINI BULUR
Bred Lee Thompson şunları ileri sürmektedir: “İnsan
vücudu ve zihni sınırsız miktarda strese dayanamaz. Her
insan için sınırlar farklıdır. Birey kırılma noktasına
vardığında veya aştığında, işyerindeki fonksiyonlarını
yerine getirmesini ve hatta her zaman karşılaşılan
sorunlarla başa çıkmasını önleyen fiziksel veya psikolojik
reaksiyonlar oluşur. Ciddi durumlarda tümden çöküş
yaşanır ve birey hiçbir fonksiyonunu yerine getiremez
hale gelir.”
Birey, tüm çabalarına rağmen stresle baş etmede
başarılı olamadığı zaman, strese gömülür ve tükenme
noktasına gelir.
Thompson, çalışanın kırılma noktasına yakın veya daha ileri olduğunu
gösterebilecek altı işaret belirlemiştir:
1. Devamsızlıklar, gecikmeler,
2. Performans seviyesinde keskin yükselme ve düşüşler,
3. İş ortamından ve diğer çalışanlardan kaçmalar,
4. Diğer çalışanlara karşı düşmanlık ve şiddet,
5. Zihinsel uyanıklık eksikliği,
6. Garip ve anti-sosyal davranışlar,
Vücut sistemi artık tepki vermemektedir. Bu kişi, çevresinde
gelişen olaylar karşısında duyarsızdır.
Tükenmek,genellikle başarıya ulaşmış kişilerin hastalığı olarak
bilinir; yüksek ideal ve inancı olan kişilere musallat olur.
Pek çok yolla stresin üstesinden gelinebilir. Ancak gerektiğinde tıbbi
yardım almaktan çekinmeyin. Aşağıda sıralanan kuralları
uygularsanız,stressiz yaşama doğru önemli bir adım atmış
olursunuz:
• Aşırı iş yüklenmekten kaçının. Üstesinden gelebileceğiniz,
bilgi,tecrübe ve yeteneklerinizin sizi başarılı kılacağı ölçüde iş
yüklenin.
• Gerçekçi olmayan iş bitim tarihleri koymayın.
• Rutininizi sık sık çeşitlendirin. Böylece eski işlerinizi yeni bir ışık
altında görebilirsiniz.
• İnsan doğasını değiştiremeyeceğinizi kabullenin. Böylece diğer
insanların tutumlarıyla ilgili sıkıntıya girmezsiniz.
• Kişisel ve iş yaşamınız arasında daha iyi bir denge kurun.
• Başkalarını desteklemeye çalışın ve onların yardımlarını kabul edin.
• Size anlamlı ve yapmaktan,başarmaktan kişisel olarak zevk
aldığınız bir işte çalışmaya gayret gösterin.
• Bardağın yarısının dolu olduğunu düşünün.
• Hatasız ve yenilgisiz insan olmaz; enerjinizi toparlayın ve kendinize
güveninizi tazeleyin.
• Hoşlanmadığınız işleri ertelemeyin, bir an önce yapın ve kurtulun.
• Kendinizi başkalarının esiriymiş gibi hissetmeyin, özgür olduğunuzu
düşünün, kişiliğinizi onaylayan insanlarla birlikte olmaya çalışın.
• Sevginize layık olmayan kişilerle dostluğunuzu sürdürmeyin.
• Hedefleri,öncelikleri ve işle ilgili görevleri iş ortamına uygun ve
gerçekçi olarak belirleyin.
• Gülümseyin, bulaşıcıdır !
LİDERLİK
DİĞERLERİ İLE DEVAM EDER
BİR LİDER, ÖVGÜNÜN VE YERGİNİN
DOZUNU KAÇIRMADAN İNSANLARI
TEŞVİK EDER
Bitkiler nasıl güneş ile büyürse, insanlar da övgü ile büyürler.
Etrafınızdaki insanları övün, hiçbir maliyeti yoktur ve karşınızdaki
insanı besler. Karşınızdakileri övmek, her zaman size bir biçimde
geri dönecektir.
Övgü, insanları teşvik edip ödüllendirmenin en güçlü yoludur. Ama
ustalıkla kullanmayı bilmezseniz tehlikeli ve zararlı olabilir. Eğer
bunu geç fark ederseniz tam anlamıyla bir felakete dönüşebilir.
Çok az insan,övgünün enerji açığa çıkardığını biliyor. Birisi size içten
bir övgüde bulunduğunda veya iyi başarılmış bir iş için teşekkür
ettiğinde, damardan iğne yemiş gibi birden keyiflendiğinizi hiç fark
ettiniz mi?
Araştırmacıların son çalışmaları övgünün sadece verimli olmayıp
yaygın etkileri de olduğunu ortaya koymuştur. Övülen öğrencilerin,
azarlanan öğrencilere kıyasla sadece sevdikleri konularda değil,
diğer derslerde de başarı gösterdikleri görülmüştür.
İlginçtir; insan davranışının derinliklerinde aşırı dostluk, arkadaşlık
gösterilerine karşı bir tepki vardır. Birini teşvik için aşırıya
kaçtığınızda, herkes gizli işler çevirdiğinizi düşünmeye
başlayacaktır. Aşırılık sezildiğinde şüpheli bakışlardan
kurtulamazsınız. Onun için temkinli davranmakta fayda var.
Övgü yeteneğinizin iş hayatındaki başarılarınıza katkıda bulunmasını
istiyorsanız, hak eden kimseden övgüyü esirgemeyin. Bunu
yapmamak hırsızlığa benzer.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Övgü, neye hedeflenmekteyse onu çoğaltmaya ve artırma
eğilimindedir. Birini işle ilgili överseniz, daha çok iş yapacaktır.
Davranışı konusunda överseniz, daha iyi davranışlarda
bulunacaktır. Ancak yalnızca kişi olarak överseniz, sadece
egoizmini ve kendini beğenmişliğini arttırırsınız. Pek çok çocuk,
annesinin kendisine sürekli “sen dünyanın en harika insanısın”
demesi yüzünden ömür boyu zarar görmüştür. Gerçekte, pek
çoğumuzun övgü konusunda cimri olmasının bir nedeni de
karşımızdakini şımartma korkusudur.
Övgünün değeri birkaç şeye bağlıdır: övgünün miktarı, çeşidi,
övgüde bulunduğunuz kişi, kullandığınız üslup. Bütün bunlar,
övgünün değerli ve etkili olup olmamasını saptayan etkenlerdir.
Övgünün memnuniyet verici ve teşvik edici olabilmesi için şu
özellikleri taşıması gerekir: gerçekçi ve dürüst , belli bir konuda, yüz
yüze, içten.
BİR LİDER, DOSTLARINI VE
DÜŞMANLARINI TANIYARAK HERKESİ
AV YA DA AVCI OLARAK GÖRMEZ
Amerikan NBC şirketini kuran David Sarnoff, iş hayatındaki
rekabetin gelişmeye olumlu katkılarını şu sözlerle ifade etmektedir:
• Gelişme yolundaki uzun mesafeli bir hareketle arkadan vurulan bir
tekme,sizi dostça bir el sıkışından daha ileri götürür.
• Zaman ve enerjinizi, başkalarının ve bilhassa “sırtınızdan vuranların”
size yaptıklarını ödetmek için tüketiyorsanız, hiçbir zaman başarılı
olamazsınız.
• İntikam etkisizdir. Başarınıza katkısı olsaydı, önemli olabilirdi ama
hiçbir yararı olmadığına göre intikamı aklınızdan çıkarın.
İş dünyasında düşman,kin bağlamış bir arkadaş ya da bir rakiptir.
Bu düşman, kendi başarısını ne kadar çok isterse, sizin
başarısızlığınızı da o kadar ister.
İş hayatınızda düşmanın yok diyorsanız, ya kendinizi aldatıyorsunuz
ya da dahi bir politikacısınız.
Etrafınızda düşmanlarımız olmazsa tembelleşiriz.
Peşimizdeki düşmanlar zekamızı keskinleştirir. Bizi
dikkatli ve uyanık tutar. Bazen düşmanları düşman
olarak kullanmak dosta çevirmekten daha iyidir.
Kendi iyiliğiniz için düşmanlarınızı nasıl kullanacağınızı
öğrenin. Kılıcı elinizi kesecek olan keskin ucundan değil,
kendinizi savunmanızı sağlayacak sapından tutmayı
öğrenmelisiniz.
Düşmanınızı düşman yapan, sizin hatanız mıydı, yoksa onun hatası
mıydı? Taktiğiniz, bu soruya vereceğiniz cevaba bağlıdır.
İşte belli başlı seçenekleriniz:
1. Ciddi bir düşman yenmenin en iyi yolu, onu ciddiye almamaktır.
2. düşmanınıza, karşı, iyi bir savunma hazırlayın.
3. Asılsız dedikodular yapıyorsa, gerçekleri ilan edin.
4. Ona sırtınızı dönün.
5. Stratejik konumunuzu güçlendirin.
6. Mücadelenizi olumsuz değil, olumlu yönde sürdürün.
Doğru kullanılırsa, düşmanlarla başa çıkmanızı sağlayan bu teknikler
intikam almaya oranla daha kesin sonuçlu, daha yararlı ve daha
tatminkardır.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Mevlana’nın yedi öğüdü, gerçek dostluğa ,gerçek barışa
evrensel bir mesajdır:
1. Cömertlik veya yardım etmede akarsu gibi ol!
2. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol!
3. Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol!
4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol!
5. Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol!
6. Hoşgörülükte deniz gibi ol!
7. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!
BİR LİDER, İDEAL BİR İLETİŞİMLE
BAŞKALARININ KOORDİNAT SİSTEMİNE
UYUM SAĞLAR
Lider, başka şeylerin yanı sıra iletişim yoluyla da güvenilir olduğunu
kabul ettirir. Söylenenler ve yapılanlar arasındaki tutarlılık,liderin
kişisel performansını dikkatle izleyen takipçilerin beyinlerinde sürekli
doğrulanmalıdır.
Bazı insanlar iletişim konusunda doğuştan yeteneklidir. Hemen
herkesle, hemen her konuda,hemen her ortamda etkili iletişimde
bulunabilir görünürler.
İletişim beceriniz ne düzeyde olursa olsun daha da iyileştirilebilir.
Kötü iletişimcilerin ortak bir özelliği, basit sorulara karmaşık
açıklamalarla cevap vermeleridir. Başarılı insanların
çoğu,dikkatlerini sonuçlar üzerinde toplarlar ve sonuca yönelik bir
soruya,işleme dayalı bir yanıt aldıklarında bu onları sabırsızlandırır.
İletişim yöntemlerinizi ve kendinize olan güveni
geliştirmek için bilinçli olarak öğrenmek ve sürekli olarak
yeni becerileri uygulamak zorundasınız.
İyi bir iletişimci, çalışalar arasındaki benzerlikler ve
farklılıkları algılama yeteneğine sahiptir. Bireysel
farklılıklar nedeniyle, herkese kendimize davranılmasını
istediğimiz gibi davranmak her zaman en iyi iletişim yolu
olmayabilir. İyi bir iletişim kurabilmek için, alıcının arka
plana,kişiliği ve beklentileri hakkında bir fikir sahibi olmak
gerekir.
Yalnız şunu da unutmayın: kendi çevrenize ördüğünüz
koza içinde, her şeyden yalıtılmış bir biçimde yaşarsanız
iyi bir iletişimci olmazsınız.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
İyi bir iletişim kurmak için gizli bir tarif yok, ama buna yardım
edebilecek bazı temel kavramlar var. Bunları uygularsanız kendi
yolunuzu bulursunuz:
1. Anlaşma zemini kurun,uygun bir beden dili kullanın.
2. Olumlu davranın.
3. Net,kısa ve konuyla ilgili tespitlerde bulunmaya çalışın.
4. İnsanların beden dillerini bilinçli bir gözle takip edin.
5. Hangi konuya karşı çıkacağınızı, hangi konuyu başaracağınızı
önceden hesap edin.
6. İlgi ve mantık sıralamasına göre konuşun.
7. İletişimi iki yönlü bir süreç olarak kabul edin.
8. Karşılıklı konuşurken ana temayı çabucak kabul edin.
9. Muhtemel sorular ve itirazlara hazırlık olun.
10. Soru ve itirazları, mesajınızı kuvvetlendirmek için fırsatlar olarak
görün.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
ABD başkanı olan Einsenhover diyor ki; “İnsanları kafalarına
vurarak yönetemezsiniz, bu liderlik değil saldırıdır.” En etkili liderlik
tarzları, insanları hissettikleri ve düşündükleriyle ilgilenir ve iyi
iletişim yeteneklerini işin içine sokar.
Empati, kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koyarak onun
duygularını, ilgilerini ve tutumlarını anlama yeteneğidir. Kendimizi bir
başka kişinin pabuçları içine koyma çabasıdır. Empati sayesinde,
karşımızdaki kişinin hassas noktalarına habersizce dokunma
eğiliminden kurtuluruz. Çünkü empati olan insanlar başkalarının
görüşlerine değer verirler. Kendi yaklaşımlarını daha incelikli bir
biçimde ortaya koyma eğilimindedirler.
Bir başkasını empatiyle dinlediğinizde, o insana psikolojik soluma
olanağı tanırsınız, bu yaşamsal ihtiyacı karşıladıktan sonra
etkilemek veya sorun çözmekle ilgilenirsiniz.
BİR LİDER,ÖĞRENMEK VE GELİŞMEK
İSTEYEN İNSANLARI MANİPÜLE DEĞİL
MOTİVE EDER
Motivasyon, birkaç faktörün birleşiminden oluşur: Neye ulaşmak
istediğinize karar veren zihniniz, ona ulaşmak için kararlı olmayı
sağlayan iradeniz,sizi harekete geçirecek duygularınız, hedefiniz
için göstereceğiniz çaba ve yukarıdakilerin birleşmesiyle oluşan
eyleminiz.
Motivasyon yönlendirici bir güçtür. Eğer insanları motive etmek
istiyorsanız, onları güdüleyen şeyler hakkında birşeyler bilmeniz ve
onların ihtiyaçlarını tatmin etmeniz gerekir.
Temel olarak motivasyonun iki seviyesi vardır: Hayatta kalmak ve
başarı. Hayatta kalmak için gerekli temel ihtiyaçlarımız giderilirse,
bizler başarı,duygusal tatminler, kişisel gelişim, değerli olmak, kabul
edilmek gibi diğer ihtiyaçların giderilmesine yöneliriz. Yani insanları
harekete geçiren ve yönlerini belirleyen, onların düşünceleri,
umutları, inançları kısaca arzu ,ihtiyaç ve korkularıdır. Bu kelimeler
ise, aktif ve motive edici kuvvetlerdir.
Motivasyon oluşturmanın en etkili yolu, çıtayı yüksek tutmaktır.
Büyük amaçlar büyük motivasyonlar üretir. Büyük amaçları küçük
adımlara bölmeniz ve her gün bir adım atmanız bir sonraki ilerleme
için gerekli olan güven ve isteği oluşturacaktır.
Etkili bir motivatörü karakterize eden şey, olumlu, destekleyici ve
akılcı bir heyecandır. Bu tanımlardan , insanların hem iyi hem de
kötü motive edebileceği sonucu çıkar. John Keneddy de insanları
motive etti. Adolf Hitler de.
Lider kişi, emri altındaki insanları yerinde ve zamanında motive
etmesini bilendir. Yerinde yapılan bir motive, başarının kapısını açan
bir anahtar olur.
Herkesi birer birer çağırıp “bana katılır mısın?” demeyi
bekleyemezsiniz. Siz yola çıkın. Herkesi çektiğinizi göreceksiniz.
Önemli olan sizin yola çıkmanızdır. Sadece sizinle gelmeyi
istemelerini sağlamanız yeterli.
İnsanları fark edin. Onları yanınıza alın. Teşvik edin.
Cesaretlendirin. Eğitin. Fikirlerini sorun. Övün. Karar vermelerini
sağlayın. Başarılarını paylaşın. Onlardan tavsiyeler isteyin ve
mümkünse bunlara uyun. Ne kadar değerli olduklarını anlamalarına
yardımcı olun.
Başkalarını harekete geçirme, motivasyon veya manipülasyon
yoluyla olabilir. Hangisi olduğu, harekete geçirenin niyetine bağlıdır.
Diğer kişiyi kendi kişisel kazanımları için faaliyete ittiğinde bunun
adı, manipülasyondur. İkisi birlikte karşılıklı çıkarları için hareket
ettirdiğinde, bu motivasyondur.
Eğer insanları neyin motive ettiğini anlarsanız, onları idare etmek için
en güçlü araca sahip olmuş olursunuz.
Öncelikle kendinizi, sonra çevrenizdeki insanları motive etmek
istiyorsanız, şu prensipleri uygulayabilirsiniz:
• Kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız, karşınızdakine de öyle
davranın.
• Niçin ve nasıl yaptığınız, ne yaptığınızdan daha önemlidir.
• Kaybetmemek için zaaflarınızı, kazanmak için gücünüzü bilin.
• Eğer bir şeyi başarmak için bedelini ödemeye hazırsanız, hayata
her şeye sahip olabilirsiniz.
• Kaç defa düştüğünüz değil, kaç defa tekrar ayağa kalktığınız
önemlidir.
• İşinizi yaparken yeteneklerinizi bloke eden olumsuz düşüncelere
başkaldırın.
• Verdiğiniz ödülün, ödülü hak eden davranışa uygun olduğundan
emin olun.
BİR LİDER, YA BİR YOL BULUR, YA BİR
YOL AÇAR, YA DA YOLDAN ÇEKİLİR
Yolu en iyi kullanan, arkasından gelenler için yolu daha kullanılabilir
bir hale getirendir.
İnsanlar rekabet ortamında birbirlerinden üstün gelmek için
birbirlerini ezerken,ortaya bir lider çıkar ve herkesin iyiliği için
çalışır,herkesin yaşamını kolaylaştırır. Ve herkes için tıkanmış ve
tıkanma ihtimali olan yolları açar.
Hayatınız boyunca başarılı olmak istiyorsanız, dünyada bir gözlemci
olarak olup biteni izlemeyi değil, bir oyuncu olarak yaşamın içinden
aktif biçimde yer almayı ve bir fark yaratmayı seçmelisiniz. Bir liderin
yol açması, liderin tek başına veya ekip halinde bir şeyler başarma
arzusudur. Yol açmak, liderin elinden gelenin en iyisini
yapması,başarılı olması,çaba ve yetenek gerektiren görevleri yerine
getirmesi,önemli bir işte başarı göstermesi, zor bir işi yapması,zor
sorunları çözmesi ve diğer insanların bundan istifade etmelerini
sağlamaktır.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
İngiliz filozof Bacon, başarılı olmak isteyenlere şunları
öğütlüyor:
• Yediklerinizle değil, hazmettiklerinizle güçlüsünüz.
• Kazandıklarınızla değil, muhafaza ettiklerinizle
zenginsiniz.
• Okuduklarınızla değil, kafanıza yerleştirdiklerinizle
bilgilisiniz.
• Başkalarına verdiğiniz öğütlerle değil, onları kendi
hayatınıza uyguladıklarınızla değerlisiniz.
BİR LİDER, YA OLDUĞU GİBİ GÖRÜNÜR
YA DA GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLUR
Hangimiz söylenti veya dedikoduya bulaşmamışızdır ki? Ve
hangimiz bulunduğumuz ortamların, iş dünyasının söylenti ve
dedikodudan arınmasını dilememiştir ki?
Düşünce zehrinin anlaşılması zordur ama doğrusu büyük işler yapar.
Bizi ufak tefek, önemsiz şeyleri düşünmeye zorlayarak düşünce
kapasitemizi düşürür. İnsanlar hakkındaki düşüncelerimizi saptırır ve
çarpıtır.
İnsanların birbirleri,arkadaşları, müşterileri ve iş yaptıkları kişiler
hakkında söylediklerine bakarak, bunlar hakkında pek çok şey
öğrenebilirsiniz. Söyledikleri, ortak bir saygının olup
olmadığını,kurumdaki ruhu,insanların ne kadar meşgul olduğunu,
yönetim kontrolünün derecesini yansıtacaktır.
Unutmayınız ki; eğer insanlar birbirleriyle dedikodu yapacak zaman
ve eğilimi buluyorlarsa, yeterince işleri yok demektir.
Başarılı bir insan, alay,iğneleme ve dedikodulara hedef olmaya
mahkumdur. Küçük düşünen insanlar öfke ve kinlerini büyük
insanlardan almaktan hoşlanırlar.
Toplumda pek başarılı olamayan kişiler başkalarını da kendi
seviyelerine indirmeye çalışırlar. Onları lanetlemenize gerek yok,
uymayın yeter!
Hangi görevde bulunursanız bulunun ve kaç yıllık tecrübeye sahip
olursanız olun, sizinle aynı hedefleri güden rakiplerinizle kıran
kırana bir mücadele yaşayacağınızı unutmayın. Bu sebeple,
çalışkanlığı , dürüstlüğü,uyumu,kendini geliştirmeyi, yenilenmeyi
elden bırakmayın. Her şeye rağmen, gerçekçi bakışlarınız ve
kararlılığınızla engelleri aşmanız mümkündür. Bilin ki, elde ettiğiniz
başarılar bazılarına kıskançlık krizi geçirtirken,bazılarının haklı
takdirlerini kazanacaktır.
Meyveli ağaç taşlanır. Dolayısıyla;tanınma,sivrilme ve yükselme
yolunda engellemelerle karşılacaksınız. Serinkanlılık,bilgi,azim ve
psikolji/diplomasi başlıca silahlarınız olacaktır.
BİR LİDER, EKİP RUHUYLA OPTİMAL
DÜZEYDE SİNERJİ YARATIR
Hayatta bir şeyi başarmak istiyorsan, ekibinize güvenmelisiniz.
Etkili bir ekip, bireylerin gelişmelerini hızlandırmak ve diğer
organizasyonel kazanımları arttırmak için başvurabilecek en etkin
yoldur.
Araştırmalar şunu göstermiştir: Eski metodları yeniden gözden
geçirmeye ve ekip çalışması kurmaya istekli kuruluşların, kalite ve
verimliliği arttırarak, karlarını arttırdığı görülmüştür. Bununla da
kalmamış, kararlı ve motive olmuş iş gücüne sahip olmuşlardır.
Bunların yanı sıra etkili bir ekip çalışmasının, çalışanlar arasındaki
sorunların çözümü, etkili üretim programlaması ve gelişmiş üretim
hedefleri belirleme gibi yan kazançlar getirdiği de tespit edilmiştir.
Başarılı ekipler, ihtiyaçlar ve yeteneklere göre üyelerinin değişik
zamanlarda farklı roller üstlenmesiyle, kendi yapısını oluşturmaya
eğilimlidir.
Sorumlu olduğumuz kişileri motive etmek ve geliştirmek için başarılı
bir ekibin ana özelliklerinin farkında olmalısınız. Bu, size ve iş
arkadaşlarınıza üzerinde çalışılacak bir çerçeve sunar. Böyle bir
ekip genellikle; tek vücut olmuş,organize olmuş,birbirini destekleyen
bir ekiptir.
Kazanan ekipler;
• Büyük liderlere sahiptirler.
• İyi insanları bir araya getirirler.
• Kazanmak için oynarlar.
• Ekipteki diğer oyuncuları daha başarılı hale getirirler.
Takım lideri, takımın hedefine ulaşması için takım üyelerinin
doldurulması gereken rolleri bilmelidir. Ve bir rolün doldurulmadığını
gördüğünde, işin yapılmasını sağlamak için belli ayarlamaları
yapmalıdır.
tolga.aktoprak@gmail.com
tolgaaktoprak.blogspot.com
Aşağıdaki küçük liste, araştırmalara göre “süper ekiplerin” temel
özelliklerini göstermektedir:
• Ekip üyeleri arasında etkin bir bir iletişim vardır.
• Tüm ekip üyelerinin hedeflere ulaşmak kadar, birbirlerinin kişisel
gelişme ve başarılarıyla da bağlantı kurmaları sağlanır.
• Ekibin kendi yöntemleri ve çalışma sonuçlarının sürekli geliştirilmesi
süreci vardır.
• En zor, incelik gerektiren, çatışmaya yol açan konularla uğraşma
becerisi vardır.
• Etkili, yaratıcılık düzeyi yüksek bir sinerji yaratmak belki de asıl
hedeftir.
Evet, ekipteki her bireyin enerjisi birleştiğinde sinerji ortaya çıkar.
Ekiplerde, bireylerin iş yapma isteklerinin üst düzeyde olması
birleştiğinde sinerji ortaya çıkar.
BİR LİDER, YETKİ DEVREDECEK KADAR
ERDEM SAHİBİDİR
Anlamlı çalışma,otorite, özerklik ve hesap sorulabilirlik yetki
devretmenin kilit kavramlarıdır.
Yetki devretmenin mekanik bir süreç olmadığı açıktır. Her yetki devri
amir ile astı arasındaki ilişkiyi,aralarındaki karşılıklı güven ve
saygıyı, karşılıklı etkileşime her birinin yaptığı düşünce ve davranış
katkılarını ve bekledikleri potansiyel ödül ve tatminleri temel alır.
Yetki devri görev zenginleştirmenin bir biçimidir. Yönetici sadece
kendisinin hoşlanmadığı işleri devretme eğilimine karşı
koyabilmelidir.
Yetki devri eleman açısından hem bir güvenoyu hem de bir sınavdır.
Kendisine gereken ölçülerde otorite ve özerklik tanınmalıdır.
Bunların sınırları her iki taraf açısından da net olduğu sürece,
eleman özgürce kendi işini yapabilir.
İnsanları yetkilendirmenin ilk adımı onları doğru
değerlendirmektir. Yetkilendirmeye niyetlendiğiniz kişileri
değerlendirirken şu alanlara bakın:
• Bilgi: Sizin bildiğiniz her şeyi bildiklerini sanmayın. Geçmişle ve
arka planla ilgili bilgiler verin.
• Beceri: bir yetkilendirici olarak göreviniz, işin gereklerini bulmak
ve insanların başarılı olmak için ihtiyaç duydukları becerilere
sahip olmalarını sağlamaktır.
• Arzu: insanların başarılı olmaya istekleri yoksa, hiçbir düzeydeki
bilgi,beceri veya potansiyel onlara yardımcı olamaz.
Yöneticinin kişiliği ve yönetim felsefesi, otorite devrini tayin eden
ana faktörlerden birini teşkil eder. Bazı yöneticiler yetki devri
sonucunda ellerindeki iktidar kuvvetlerinin kaybolacağından
korkarlar.
Yetki devrinin yararları:
• Verimliliği artırır.
• İşin yoğun zamanlarında, tatillerde ve özel durumlarda destek
kabiliyetlerini artırarak takımın çalışmasını güçlendirir.
• Hem çalışanlara hem de yönetime, çalışanın yeteneklerini görme
fırsatı verir.
• Öğrenme fırsatlarını sağlar.
• Başarılacak iş yaratır, motivasyonu uyandırır.
• Kendini takdire ve gurur duymaya yol açabilir.
• Daha iyi karar oluşturulmasına sebep olabilir.
• Daha hızlı sonuç üretebilir.
Yetki devretmeyi öyle zor bir iş olarak görmeyin. Şu belli başlı
basamakları kullanın:
1. Devredeceğiniz proje üzerinde çalışın.
2. Bu konu için aklınıza gelen en iyi isim kim? Bunu bulun.
3. Projenin tamamını kağıda dökün. Sözlü uyarılara güvenmeyin.
4. İşi ona verdikten sonra, buna alışmasına imkan tanıyın. Uzaktan
onu kontrol edin, ama baskı uygulamayın.
5. Proje tamamlandığında ve sonuçtan memnun kaldığınızda onu
kutlama ve takdir etme vakti gelmiş demektir.kendisine
güvenmesini sağlayın.
BİR LİDER, TOPLUMUN İSTİKRARI İÇİN
ADALETİ UYGULAR
En kısa ve özlü olarak adaleti, her şeyi yerli yerine koymak, yani herkese layık
olduğu şeyi vermek olarak tanımlayabiliriz.
Bir lider şu koşullarda adil bir liderdir:
• Herkese karşı derin bir sevgi beslediğinde,
• Bütün canlılara karşı merhamet duyduğunda,
• İnsanların diline, rengine, dinine bakmaksızın herkese eşit davrandığında,
• İnsanlar arasında kin ve nefret yerine sevgi ve dostluk köprüsü kurduğunda,
• İnsanları kendi kazançları için manipüle etmediğinde,
• Tüm insanlara karşı açık kapı politikası uyguladığında,
• Sağduyulu olduğunda,
• İnsanların daha iyi bir yaşama kavuşmaları için, strateji ve projeler
ürettiğinde,
• İnsanların iyi niyetlerini suistimal etmediğinde,
• Temsil ettiği insanlarla etle kemik misali bütünleştiğinde.
BİR LİDER, SÜRÜNEREK DEĞİL
SÜZÜLEREK ZİRVEYE ÇIKAR
Zirveye çıkanlar başarıyı sabit bir durum olarak görmedikleri gibi,
bireyin demir attığı, yolculuğunu tamamladığı güvenli bir sığınak
olarak da görmezler.
Liderler zirveye çıkarlar çünkü hedeflerini tanımlar, yeteneklerini
kullanır ve onları adanma ve sıkı çalışmayla keskinleştirir.
Zirveye çıkarken altınızda kalan insanlara iyi davranın, bir gün tekrar
aşağı inip onlara ihtiyacınız olabilir.
Önemli olan şey nerede başladığınız değil, nerede bitirdiğiniz, sonuçta
nereye ulaştığınızdır.
İnsanlar başarıyı “zirve kuralları”nı uygulayarak yakalarlar. Aynı
kuralların üzerinde ciddiyetle çalışmanız durumunda, işinize mutlaka
yarayacaktır. İşte zirve kuralları:
Lider Olma Sanatı // Art Of Become A Leader
Lider Olma Sanatı // Art Of Become A Leader

More Related Content

Viewers also liked

Liderlik tiplerihk
Liderlik tiplerihkLiderlik tiplerihk
Liderlik tiplerihkozgelim
 
Elif Alpcan Eğitim ve Koçluk Hizmetleri
Elif Alpcan Eğitim ve Koçluk HizmetleriElif Alpcan Eğitim ve Koçluk Hizmetleri
Elif Alpcan Eğitim ve Koçluk HizmetleriElif Alpcan
 
Liderlik ve yöneticilik analizi
Liderlik ve yöneticilik analiziLiderlik ve yöneticilik analizi
Liderlik ve yöneticilik analiziOğuzhan Ozkan
 
Yönetici ve lider
Yönetici ve liderYönetici ve lider
Yönetici ve lideradigemre
 
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Etkili iletişim
Etkili iletişimEtkili iletişim
Etkili iletişimdsilli
 
Yöneticilik ve Liderlik Eğitimi
Yöneticilik ve Liderlik EğitimiYöneticilik ve Liderlik Eğitimi
Yöneticilik ve Liderlik EğitimiErkan Çifte
 

Viewers also liked (18)

Lider olmak, Liderlik
Lider olmak, LiderlikLider olmak, Liderlik
Lider olmak, Liderlik
 
Liderlik tiplerihk
Liderlik tiplerihkLiderlik tiplerihk
Liderlik tiplerihk
 
Liderlik
LiderlikLiderlik
Liderlik
 
Liderlik sunum
Liderlik sunumLiderlik sunum
Liderlik sunum
 
Elif Alpcan Eğitim ve Koçluk Hizmetleri
Elif Alpcan Eğitim ve Koçluk HizmetleriElif Alpcan Eğitim ve Koçluk Hizmetleri
Elif Alpcan Eğitim ve Koçluk Hizmetleri
 
Liderlik ve yöneticilik analizi
Liderlik ve yöneticilik analiziLiderlik ve yöneticilik analizi
Liderlik ve yöneticilik analizi
 
Yönetici ve lider
Yönetici ve liderYönetici ve lider
Yönetici ve lider
 
Doğuştan liderlik
Doğuştan liderlikDoğuştan liderlik
Doğuştan liderlik
 
Mikro Öğretim
Mikro ÖğretimMikro Öğretim
Mikro Öğretim
 
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
SDÜ EHM Bitirme Projesi Tez
SDÜ EHM Bitirme Projesi TezSDÜ EHM Bitirme Projesi Tez
SDÜ EHM Bitirme Projesi Tez
 
Etkili iletişim
Etkili iletişimEtkili iletişim
Etkili iletişim
 
Teknik Rapor Nasıl Yazılır?
Teknik Rapor Nasıl Yazılır?Teknik Rapor Nasıl Yazılır?
Teknik Rapor Nasıl Yazılır?
 
ÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKA
ÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKAÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKA
ÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKA
 
Yöneticilik ve Liderlik Eğitimi
Yöneticilik ve Liderlik EğitimiYöneticilik ve Liderlik Eğitimi
Yöneticilik ve Liderlik Eğitimi
 
Liderlik
LiderlikLiderlik
Liderlik
 
Liderlik
LiderlikLiderlik
Liderlik
 
Liderlik
LiderlikLiderlik
Liderlik
 

Similar to Lider Olma Sanatı // Art Of Become A Leader

Düşün ve zengin ol (1)
Düşün ve zengin ol (1)Düşün ve zengin ol (1)
Düşün ve zengin ol (1)Emel Öztürk
 
Düşün ve zengin ol
Düşün ve zengin olDüşün ve zengin ol
Düşün ve zengin olEmel Öztürk
 
Bireysel Motivasyonunuz IçIn 50 Tavsiye
Bireysel Motivasyonunuz IçIn 50 TavsiyeBireysel Motivasyonunuz IçIn 50 Tavsiye
Bireysel Motivasyonunuz IçIn 50 TavsiyeAhmet Türkan
 
Catışma yönetimi
Catışma yönetimiCatışma yönetimi
Catışma yönetimiilker KALDI
 
Motivasyon Başucu Kitabı
Motivasyon Başucu KitabıMotivasyon Başucu Kitabı
Motivasyon Başucu KitabıEarlyBird18
 
Bireysel Motivasyon Teknikleri
Bireysel Motivasyon TeknikleriBireysel Motivasyon Teknikleri
Bireysel Motivasyon TeknikleriUniverist
 
Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)
Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)
Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)Miraç Palabıyıklar
 
Bireysel motivasyon 50 tavsiye
Bireysel motivasyon 50 tavsiyeBireysel motivasyon 50 tavsiye
Bireysel motivasyon 50 tavsiyeNihanTuna1965
 
Mega ilk 90gün
Mega ilk 90günMega ilk 90gün
Mega ilk 90güncosacos2
 
Mega ilk 90 gün - kopya
Mega ilk 90 gün - kopyaMega ilk 90 gün - kopya
Mega ilk 90 gün - kopyacosacos2
 
Sinav kaygisi
Sinav kaygisiSinav kaygisi
Sinav kaygisiaishe0
 
Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...
Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...
Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...Prof. Dr. Ekrem Çulfa
 
İleti̇şi̇mde farkindalik
İleti̇şi̇mde farkindalikİleti̇şi̇mde farkindalik
İleti̇şi̇mde farkindalikMeryem Bal
 
Kişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı Intro
Kişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı IntroKişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı Intro
Kişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı IntroFerhan BUGAY (CC, ACC)
 
ÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdf
ÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdfÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdf
ÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdfAhmet Türkan
 
Martı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralık
Martı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralıkMartı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralık
Martı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralıkYasemin Sungur
 

Similar to Lider Olma Sanatı // Art Of Become A Leader (20)

Düşün ve zengin ol (1)
Düşün ve zengin ol (1)Düşün ve zengin ol (1)
Düşün ve zengin ol (1)
 
Düşün ve zengin ol
Düşün ve zengin olDüşün ve zengin ol
Düşün ve zengin ol
 
Düşün ve zengin ol
Düşün ve zengin olDüşün ve zengin ol
Düşün ve zengin ol
 
Bireysel Motivasyonunuz IçIn 50 Tavsiye
Bireysel Motivasyonunuz IçIn 50 TavsiyeBireysel Motivasyonunuz IçIn 50 Tavsiye
Bireysel Motivasyonunuz IçIn 50 Tavsiye
 
Motivasyon 2
Motivasyon 2Motivasyon 2
Motivasyon 2
 
Motivasyon 1
Motivasyon 1Motivasyon 1
Motivasyon 1
 
Catışma yönetimi
Catışma yönetimiCatışma yönetimi
Catışma yönetimi
 
Motivasyon Başucu Kitabı
Motivasyon Başucu KitabıMotivasyon Başucu Kitabı
Motivasyon Başucu Kitabı
 
Bireysel Motivasyon Teknikleri
Bireysel Motivasyon TeknikleriBireysel Motivasyon Teknikleri
Bireysel Motivasyon Teknikleri
 
Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)
Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)
Bireysel motivasyon teknikleri by Miraç Palabıyıklar (Motivem)
 
Bireysel motivasyon 50 tavsiye
Bireysel motivasyon 50 tavsiyeBireysel motivasyon 50 tavsiye
Bireysel motivasyon 50 tavsiye
 
Mega ilk 90gün
Mega ilk 90günMega ilk 90gün
Mega ilk 90gün
 
Mega ilk 90 gün - kopya
Mega ilk 90 gün - kopyaMega ilk 90 gün - kopya
Mega ilk 90 gün - kopya
 
Sinav kaygisi
Sinav kaygisiSinav kaygisi
Sinav kaygisi
 
Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...
Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...
Cilingir Kitap, Hayat Cikmazi Kitabı,Prof Dr Ekrem Culfa, İstanbul, Anadolu Y...
 
İleti̇şi̇mde farkindalik
İleti̇şi̇mde farkindalikİleti̇şi̇mde farkindalik
İleti̇şi̇mde farkindalik
 
Sinav kaygisi
Sinav kaygisiSinav kaygisi
Sinav kaygisi
 
Kişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı Intro
Kişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı IntroKişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı Intro
Kişisel ve Profesyonel Yaşamda Mükemmelliğin Sırrı Intro
 
ÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdf
ÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdfÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdf
ÇOCUK EĞİTİMİ. E KİTAP -2 docx.pdf
 
Martı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralık
Martı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralıkMartı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralık
Martı Dergisi "hayata gülümse" 31 aralık
 

Lider Olma Sanatı // Art Of Become A Leader

  • 1. İÇİMİZDEKİ LİDER Yazar : Niyazi ALTILAR tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com
  • 2. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com • Herkes lider olabilir. Hepimizin hamurunda liderlik mayası , tohumu vardır.
  • 3. ÖNSÖZ Bu kitap, içinizde gerçekte var olan liderlik potansiyelinin ortaya çıkmasına, geliştirdiğiniz liderlik yeteneğinin şekillenmesine ve liderlik repertuarınızın geliştirilmesi konusunda yardımcı olacaktır. Bu kitap, içinizdeki liderlik mayasının farkına varmak, daha iyi bir lider olmak için gereken özellikleri anlamanızı sağlamak ve bu hedefe yönelik çalışmalara destek olmak için kaleme alınmıştır. Bu kitap,yolculuk boyunca liderlik için gerek duyulacak motivasyon, esin, bilgi, teknik ve stratejiyi takviye edecektir. Bu kitap,liderlik yolculuğunda yol boyunca karşınıza çıkacak ya da çıkması muhtemel engelleri, zorlukları aşmanızda size rehberlik edecektir.
  • 5. BİR LİDER, OLUMLU DÜŞÜNMEYİ UYGULAYARAK KENDİ CENNETİNİ YARATIR Verimimizi bakış açımız belirler. Nereye gidersek gidelim tavırlarımız, fikirlerimizi ve imgelerimizi de yanımızda götürürüz. Unutmayalım,insan kendi dünyasının merkezidir. Neyi ve nasıl düşünmeyi seçerse o düşüncelerin ürettiği cennetini de, cehennemini de yaşar. İnsanın düşünce ve duyguları adeta bir manyetik enerjiye sahiptir. Bu nedenle, benzeri düşünce ve duyguları kendilerine çekerler. Benzemeyenleri ise reddeder,iterler. Kuşkusuz, ürettiğimiz düşünceler olumlu ve duygular uyumlu olursa,kendimize doğru bir çekim alanı oluştururken,aynı paraleldeki düşünce ve duygulara sahip kişilerle çevreleniriz.
  • 6. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Bir liderin en önemli görevi, olumlu,kendine güvenli bir düşünce ve tutum içinde olmak, diğer insanlara başarısızlığın bir olasılık olmadığını göstermektir.
  • 8. Araştırmalar iyi liderlerin iyimser,olumlu düşünen ve umut dağıtıcı olduğunu göstermektedir. Bunun biline en aşina örneği de Napoleon diyor ki: “Lider, umutlarla uğraşandır.” Liderler,etraflarındaki insanlara başarı umudunu ve kendilerine inanmayı damla damla aşılarlar. İnsanları, hedeflerine ulaşmaları için güçlendirirler. Büyük İskender, Asya seferine çıkacağı sırada bütün servetini ordu komutanlarına dağıtmıştı. “Size ne kaldı?”diye soran Perdik’e şu cevabı verdi: “Ümidim!”
  • 9. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Zihninize ne sokacağınıza karar verecek olan yalnızca sizlersiniz. Hapisteki iki adam,aynı parmaklıklardan dışarı bakar. Birisi yerdeki çamuru görür, diğeri gökyüzündeki yıldızları. Seçim daima bizimdir. Bir profesör ,ilk dersine tahtaya kocaman beyaz bir kağıt asar. Kağıdın ortasına kurşun kalemle bir nokta koyar ve öğrencilerine sorar: “bana ne gördüğünüzü söyler misiniz?” Herkes bir ağızdan “siyah bir nokta” diye cevap verir. Profesör ikinci sorusunu sorar: “hiçbiriniz koskoca beyaz kağıdı göremedi mi?”
  • 10. Kendinizi başkalarının iyi yanlarını görmeye alıştırın. Böylece kendi ruhunuzun da huzura kavuştuğunu göreceksiniz.
  • 11. Eğitimci Ramazan Sönmez, olumlu düşünme konusunda şöyle bir benzetme yapmıştır: “Siyah bir bezi güneşe bıraktığınız zaman,bezin zamanla gri , daha sonra açık gri ve daha sonra da beyaz olduğunu görürsünüz.” Zihnimize olumlu düşünceler kattığımızda, zihindekilerin dengesi değişir. Bizler hergün olumsuz bilgi bombardımanına maruz kalıyoruz. Olumsuzluğun negatif yıkıcı etkisinden sakınmanın tek yolu zihnimizi buna karşı dirençli tutmaktır. Ve onu filtrelerden geçirmektir.
  • 12. Şu andan itibaren “yapamam”, “başaramam” diye bir kelime yok: lügatınızdan bu kelimeleri çıkarıp atın. Bundan sonra kuşku, yetersizlik, umutsuzluk, başarısızlık veya tembellik anlamı taşıyan tüm kelimelerin üzerini çizin. Olumsuz kelimeleri lügatınızdan silerseniz, içten içe sizi kemiren en sinsi düşmanınızı yerle bir etmiş olursunuz.
  • 13. BİR LİDER,İNANCIN YAŞAMA ANLAM VEREN EN ÖNEMLİ GÜÇ OLDUĞUNU BİLİR Hintli bir psikoloğun belirttiğine göre; Hindistan’da insanlar sık sık yılan sokmasından ölüyorlar. Bu yılanlardan biri sonradan bulunuyor ve zehirli olmadığı fark ediliyor. Hindistan’daki yılanların çoğu zehirli ama Hintliler bunu bildiklerinden ve yılan soktuktan sonra öleceklerine inandıklarından, yılan zehirsiz olsa bile ölebiliyorlar.
  • 14. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Bir inanca sahip olur olmaz, o bizim neler göreceğimizi ve hissedeceğimizi kontrol etmeye başlar.
  • 15. Plasebolarla yapılan deneyler sonucu,inanç olgusu daha fazla ilgi toplamaya başladı ve artık bilimsel olarak da inkar edilemez. (Plasebo; gerçek ilaç gibi görünen, ama aslında tıbbi faydası olmayan boş ilaçlardır.) Şu deneyi düşünün: deneyin ilk aşamasında, doktorlar bilerek binlerce hastaya plasebolar verdiler. Katılımcıların üçte ikisi bir plasebo ile iyileştiler. Onlara yardım edenin gerçek bir ilaç olduğuna inandılar. Aynı deneyin ikinci aşamasında, yine geniş bir hasta grubuna plasebolar verildi, ama bu kez doktorlar da bunların gerçek ilaç olduğuna inanmışlardı. Böylece doktorlar plaseboları hastalara tam bir inançla verdiler. Sonuç; hastaların %90’ı iyileşti.
  • 16. Bu şaşırtıcı sonuca ulaşılmasının nedeni; hastaların ilaca olan inancının ,doktorların inancıyla birleşmesidir. Gücün, ilacın kendisinde değil, ilaca duyulan inançta olduğu ortadaydı.
  • 17. İnançlar, amacımıza giden yolda haritamız pusulamız ve amacımıza ulaşabilmeyi garantileyen aracımızdır. Kişinin kendine inancı yoksa ne cesareti ne de özgüveni olur. Lider olmanın ön koşullarından biri sağlam bir inançtır. Bir kez gerçekten inanıp inancın gücünü anladıktan sonra, her zorluğu aşabilir ve gerekli her değişimi sağlayabilirsiniz. Bu şekilde, eleştiri ve engelleri geride bırakarak başarıda sınır tanımayacaksınız.
  • 18. Başarmanın anahtarı bilinçli inançtır. Peki bu inançlara nasıl ulaşırız? İlk önce bir hedef belirleriz, sonra o hedefi görselleştiririz. Sonra, bu hedefe ulaşma yeteneğimizle inancımızı pekiştiririz.
  • 19. Kendiniz hakkında doğru olduğuna inandığınız şey, inançlarınızla eylemleriniz arasında koparılamaz bir bağ nedeniyle onaylanır. Başarısız olacağınıza inanıyorsanız, başarısız olursunuz. Zihninizde gerçekleştirmeyi çok istediğiniz bşr hedef belirleyin. Kendinize inanın,ısrarcı olun,pes emeyin. İş dünyasında, aile yaşamında,sporda, politikada bu temel kuralları uygulayın. Başarılı olma şansınız inanılmaz ölçüde artacaktır.
  • 20. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Bütün inançlarınız öğrenilmiştir; ve öğrenilen her şey yeniden öğrenilebilir. Doğduğunuz zaman zihniniz tertemiz bir sayfaydı. Zihninizi tertemiz bırakmak veya kirletmek tamamen size kalmıştır.
  • 21. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Aklınızı inanca hazırlamak için şu üç adımın size yardımcı olacaktır: * Olumlu düşünün * Kendinize güvenin * Başarısızlığı unutun
  • 22. Bütün bu bilgilerden hareketle, içimizdeki lideri bulmanın ilk adımı,gerekli potansiyele sahip olduğumuza inanmaktır. Unutmayın; * Liderlik öğrenilebilir. * Liderler yaptıkları işe kendilerini adarlar. * Liderler kendi gayretlerinden, birlikte çalıştıkları insanlardan bir şeyler öğrenirler. * Liderler bilgi iktidarına sahiptirler.
  • 23. BİR LİDER, AZMİN ELİNDEN HİÇ BİR ŞEYİN KURTULAMAYACAĞINI BİLİR Azim, amacınıza ulaşmak için gerekeni yapmaya kararlı olduğunuzda; zihinsel,bedensel,ruhsal olarak bir sonuca ulaşma veya bağlı kalma durumudur. Azimliyseniz, vazgeçmek diye bir seçenek yoktur. Ne olursa olsun, sebat gösterirsiniz.
  • 24. Başarısız olmanın en emin yolu, ısrarcı davranmamaktır. Siz ne istediğinizden emin değilseniz; başkaları nasıl emin olsun.
  • 25. 14.yüzyılda Moğol İmparatoru Timurlenk’in ordusu güçlü bir ordu tarafından bozguna uğratılmıştı. Karşı tarafın askerleri bölgeyi tararken Timurlenk terkedilmiş bir barakada yatarak saklandı. Orada ümitsiz yatarken bir mısır tanesini dik bir duvara taşımaya çalışan karıncayı gördü. Mısır tanesi karıncanın kendisinden daha büyüktü. İmparator, karıncanın o mısır tanesini altmış dokuz kez taşımaya çalıştığını saydı. Ve altmış dokuz kez geri düştüğünü. Karınca yetmişinci denemesinde mısırı duvarın üzerine çıkarabildi. Timurlenk birden yerinden fırladı.O da sonunda kazanabilir, zafere ulaşabilirdi.Ordusunu düzenledi,bunu başardı.
  • 26. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Azimli kişiler, engelleri çıkmaz yol olarak değil de, çıkışın işareti olarak görürler. Her zaman için, gitmek istedikleri yere varmanın bir başka yolunu ararlar; bu, çizdikleri ilk yoldan farklı olsa bile.
  • 27. Bill Toomey, 1964’de 25 yaşındayken olimpiyatların en yorucu oyunu olan dekatlon seçmelerine katılıyor. İlk üç rakibi olimpiyatlara katılma hakkı kazanırken o, dördüncü oluyor. Ertesi gün onu sahanın etrafında koşarken görenler, “Toomey neden çalışıyorsunuz, kaybettiniz” dediklerinde şöyle cevap veriyor: “1968 olimpiyatları için çalışıyorum.” 1968 Mexico City olimpiyatlarında altın madalyayı takan kişi Bill Toomey’di.
  • 28. Katlanmayı göze alıp ya azmedeceksiniz ya da bırakacaksınız. Ciddi başarılar, ancak böyle elde edilir. Aksi halde, ikileme düşer hiçbir şey başaramazsınız. Pes etmek,yapamamak,aciz kalmak, işe yaramamak, umutsuzluk, geri çekilmek türünden sözcükler başarısız insanlara özgüdür. Umutsuzluğa kapılmayın, bu hastalık size bulaşsa bile, çalışmaya devam edin.
  • 29. Kendinizi daha azimli olmaya motive etmek için Harold Sherman’ın azim yasasını uygulayın: 1. Haklı olduğumu bildiğim sürece asla vazgeçmeyeceğim. 2. Aksilikler karşısında cesur olup yılmayacağım. 3. Herhangi birisinin beni aşağılamasına ya da hedeflerimden caydırmasına izin vermeyeceğim. 4. Tekrar deneyecek, arzu ettiğim şeye ulaşana kadar deneyeceğim. 5. Karşıma ne tür engeller çıkarsa çıksın asla cesaretimin kırılmasına izin vermeyecek ve umutsuzluğa kapılmayacağım.
  • 30. BİR LİDER ZİHİNSEL,RUHSAL VE FİZİKSEL GÜCÜNÜ TEK BİR NOKTADA YOĞUNLAŞTIRIR Dikkatlerini hemen ilgilenilmesi gereken problemlere yöneltebilen insanlar bizi daha çok etkilerler. Onlar, dikkatlerini;önlerine çıkan her yeni sorunun üzerinde yoğunlaştırarak adım adım başarıya doğru ilerler.
  • 31. Modern dünyanın çelişki düzeyi her zamankinden daha fazladır ve biz bunu kendi hayatlarımızda içselleştirmekteyiz. Belli bir konuda yoğunlaşamıyoruz, çünkü; * günlük sorunlar dikkatimizi dağıtıyor, * yoğunlaşmanın faydalarını bilmiyoruz, * birden fazla işi aynı anda yapıyoruz, * kısa sürede başarılı olmak istiyoruz, * belli bir konuda yoğunlaşıp başaramamanın korkusunu yaşıyoruz, * belli bir konuda yoğunlaşmak bize sıkıcı geliyor.
  • 32. Çözüm ; kendi içlerimize, daha yoğun düşünce ve hareketlerine dönmektir. İstediğiniz şey hakkında belirleyici olduğunuzda, hayatınızda yoğunlaşmaya başlayabilirsiniz. Yoğunlaşmak, zihninizin belirli niyetlerinizle ilgili muhteşem şeyler üretmesine yardımcı olur.
  • 33. Psikolog Victor Frankel, II.Dünya Savaşı yıllarında bir toplama kampından kurtulan ender insanlardan biridir. Aynı kampı paylaştığı on binlerce insan ölürken,çok az yiyecek ve giyecekle hiçbir tıbbi bakım görmeden hayatta kalmayı başarmıştır. Nasıl kurtulduğu yönündeki sorulara psikolog Frankel’in cevabı şöyle olmuştur: “Ümitsizliğe kapılmayı ya da ümitli olmayı seçebilirdim. Ama ümitli olabilmem için istediğim birşeye yoğunlaşmam gerekiyordu. Eşimin ellerine yoğunlaştım. Onları bir kez daha tutmayı istiyordum. Onun gözlerinin içine bir kere daha bakmayı, bir kere daha sarılabilmeyi ve kalp kalbe olduğumuzu düşünmeyi istiyordum. Bu, saniye saniye beni hayatta tuttu.”
  • 34. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Amaçlarınıza ulaşmak için, yapılması gerekli olana yoğunlaşmış bir dikkate ihtiyacımız vardır: Ressam Salvador Dali’ye ilham,olağanüstü bir yolla geliyordu. Elinde bir kaşıkla kanepede uzanırdı. Uykuya dalınca elindeki kaşık yere düşerdi. Bu ses onu irkiltir ve o uyanır uyanmaz zihnine doluşmuş olan görüntüleri resmederdi. Albert Einstein herhangi bir soruya cevap bulmakta güçlük çektiğinde, yalnız başına oturur ve saatlerce bulutlara bakardı. Zihni tümüyle sakinleştiğinde kendine bir soru sorardı. Birkaç dakika içinde cevap aklına geliverirdi.
  • 35. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Bu bir yaşam yasasıdır. Dikkatimizi yoğunlaştırdığımız şeyi yaşarız. Yapmamız gereken bu yasayı bilmek ve etkin bir biçimde kullanmaktır.
  • 36. BİR LİDER,TEHLİKE KARŞISINDA AKIL VE ZEKASINI KULLANARAK CESARETİNİ GÖSTERİR. “Cesaret bulaşıcıdır” demiş Bill Graham. Cesur bir adam ayağa kalktığı zaman diğerlerine de cesaretlilik gelir. Cesaretin göstergesi, başkalarını cesaretlendirme ile gerçekleşir.
  • 37. Cesarete sadece kahramanlık ya da bir erdemi gerçekleştirmek gibi özel durumlarda ihtiyaç duyulmaz, doğal yaşamın her anında aranır. Dünyaya ya da bir başkasına karşı gelmek,göğüs germek,savaşım vermek istenildiğinde sadece cesarete htiyaç duyulur. Eğilimlerimizi,meramlarımızı kararlar haline getiren; arzularımıza,heveslerimize bilinçli istemler biçimi veren,hep onların içine karışan cesaret dozlarıdır.
  • 38. Cesaret artık “korkuya karşı ilerlemek” olarak tanımlanıyor. İstesek de istemesek de korku eksik olmayacağı için, en iyisi bolca cesaret depolamamız gerekiyor. Gerçek şu ki, cesaret kırıcı,demotive edici bir toplumda yaşamak, yeteneklerimizi geliştirmemizin önünde en büyük engeldir. Birçok zorluk yaşıyorsanız bunun nedeni cesaretinizin kırılması ve kırılma sonucu size heyecan verecek çok az şeyin olmasındandır. İnsanlar ayaklarınızın tozunu silkip,çakılıp kaldığınız yerden zirveye yükselmeniz için cesaret vermiyor. Onun için, her şey sizde bitiyor.
  • 39. Bir zorluk ya da engel karşısında en iyi taktik, cesurca eyleme geçmektir. İlk vuran, daima mücadelenin yarısını baştan kazanmış demektir. Devamlı müdafaa yapan bir boksörün maç kazandığı görülmemiştir. Ne kadar iyi müdafaa yaparsa yapsın, saldıran, isabet ettireceği ilk yumrukla işini bitirir.
  • 40. Korku bir lideri sınırlar. Roma tarihçisi Tacitus, “güven altında olma arzusu,tüm büyük ve soylu girişimlerin karşısında durur” diye yazmıştır. Ancak cesaret karşı etkiye sahiptir. Sivil haklar lideri Martin Luther King, “bir insanın sonsuz ölçüsü, rahat ve güven anlarında nerede bulunduğu değil, mücadele ve çatışma anlarında nerede bulunduğudur” demiştir. Bu anlamda cesaret bir ilkedir. Bir şeyi yapmak için ayağa kalkma cesaretine sahip değilseniz, asla etkin bir lider olamazsınız.
  • 41. Şimdi, bütün cesaretinizi toplayın, ilk adımınıza karar verin ve onu atın. Kendinize güvenin. Mutlaka büyükçe bir adım atmanız gerekmez. Bu, küçük bir adım olsun. Fakat yine de sizi çakılıp kaldığınız yerden uzaklaştırmaya yetecek kadar büyük olması gerekir.
  • 42. BİR LİDER, BAŞARIYA GİDEN YOLUN BAŞARISIZLIKTAN GEÇTİĞİNİ BİLİR Düşmanınızın kim ya da ne olduğu hiç önemli değil, onun en güçlü silahı sizin korkunuzdur. Bu düşmandan korkmaya başladığınız an sizden güçlü konuma geçer.
  • 43. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Hayatta karşılaştığınız olaylar sizi incittiğinde,paniğe kapılmanız doğaldır. Dengenizi yitirmeniz, koruyucu kabuğunuza çekilmek istemeniz normaldir. Ancak eski hayatınıza ne kadar çabuk dönerseniz, bir kazaya uğrama,riske girme olasılığınız da o kadar azalır. “korkuyor olmanız,tehlikede olduğunuzu göstermez” diyor bir yazar. Korkudan kurtulmak için gerekli olan şey;onunla yüzleşebilme ve beklemeden onu çözümleyebilme imkanını veren bir enerjidir; işte bu dikkattir. Dikkat, her çeşit enerjinin kaynağıdır. Kişinin dikkatini vermesi demek; zihnini, kalbini, tüm fiziksel varlığını vermesi anlamına gelir.
  • 44. Temel olarak, insanların eğilimi başarısızlığın aşlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünmeleridir. Bu da bizim başarısızlıktan korkmamıza neden olur. Başarısızlık size bir şeyi yapmanın daha iyi yolunu öğrenmeniz için bir fırsat tanır. Bir başarısızlık deneyimlerinize deneyim katar. Başarısızlık, geçici bir güvensizlik ve bir basamak taşıdır.
  • 45. Başarısızlığa karşı en zayıf insanlar,sağlıklı kimlik duygusundan yoksun olanlardır. Kim olduğunuzu, ne olduğunuzu,ne olmanız gerektiğini,nereye gittiğinizi mutlaka bilmeniz gerekir. Konfüçyüs “en büyük zaferimiz asla başarısızlıkta bulunmaz, fakat yükseliş her zaman başarısızlıklarımız üzerindedir” der.
  • 46. Liderler vazgeçmezler! Başarısızlık, biz vazgeçtiğimizde yıkıcı olur ve tutumumuzun kaza yapmasına neden olur.
  • 47. George Shinn, motivasyon mucizesi adlı eserinde başarısızlıkla ilgili akılda tutulması gereken dört noktadan bahseder: 1. Başaramamak yenilmiş olmak demek değildir. 2. Başarısızlıklarınızdan ders alır almaz onları unutun. 3. Denemeye devam ettiğiniz sürece asla yenilmiş değilsiniz. 4. Başarısızlık siz izin vermediğiniz sürece ,son değildir.
  • 48. BİR LİDER,FIRSATLARIN KAPISINI İKİ KERE ÇALMAYACAĞINI BİLİR Yıllar önce ,bir ayakkabı şirketinin lideri Pazar araştırması yapmaları için Afrika’ya pazarlamacılarını gönderdi. Birinci pazarlamacı patronunu arayıp; “Burada bizim için hiçbir fırsat yok. Çünkü hiç kimse ayakkabı giymiyor” dedi. Birkaç ay sonra ikinci pazarlamacı patronunu arayıp şöyle dedi; “ Afrika’da inanılmaz fırsatlar var. Hiç kimsenin ayakkabısı yok.” Değişik açılardan bakabilirsek, neredeyse hayatımızdaki her olay bir fırsattır.
  • 49. Hayatta iki tür fırsat vardır; göze çarpacak kadar bariz olanlar ve gizli olanlar. Fırsatlar ender olarak kendini açıkça gösterir. Bunun için fırsatların nasıl göründüğünü ve onları nasıl yakalayacağınızı öğrenmek zorundasınız. Bariz olmayan fırsatlar için yüzeyin altına bakmanız gerekir. Bulmak için biraz deşmeniz gerekir.
  • 50. İstanbul Şehir Tiyatroları’nın unutulmaz yıldızlarından Suna Pekuysal henüz çocuktur ve tabii çocuk oyunlarında çocuk rollerine çıkmaktadır. “büyükler için yazılmış” oyunlarda ona ancak arada sırada figüran olarak yer verilmektedir. Suna Pekuysal sadece kendi oyunlarıyla ilgilenmemektedir. O sırada “büyükler için” oynanan bütün piyesleri ezberlemektedir. Tek amacı vardır. Eğer oyunculardan biri hastalanır da bir başkası aranırsa rolü hemen kapabilmek! Böylesine hazırlığın “rolü kapmaması” ve “rolünde” başarılı olmaması mümkün değil.
  • 51. Daima atılacak bir adım, ondan sonra birbirini izleyen adımlar vardır. Hiçbir şey yapmadan yaşamın nimetlerinin ayağınıza gelmesini beklemek başarılı insanların tarzı değildir. Çünkü başarı, birbiri ardına atılan adımlarla gerçekleşir. Başarılı insanlar mücadeleyi ve fırsatları değerlendirmeyi severler.
  • 52. BİR LİDER, VİZYONUNU VE ALGILAMA MENZİLİNİ KULLANARAK ÖNGÖRÜYE SAHİP OLMASINI BİLİR İnsanların başlayacak bir yere,yöne ve izlenecek bir yola ihtiyaçları vardır. İşte bize bu yön levhalarını sunan vizyondur. Vizyonları gerçekliğe dönüştüren,onları gerçek hedefler haline getirme iradesidir.
  • 53. Araştırmalar,geleceğe yönelik beklentileri olan çocukların okulda çok daha başarılı ve hayatın zorluklarıyla başa çıkmakta önemli oranda daha yeterli olduğunu gösteriyor. Güçlü bir misyon anlayışı olan takım, kurum ve kuruluşlar vizyon gücüne sahip olmayanlara kıyasla önemli oranda daha büyük başarı gösterirler. Hollandalı sosyolog Fred Polak’a göre, uygarlıkların başarısını etkileyen başlıca etkenlerden biri “gelecek vizyonu”dur.
  • 54. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Sakatlanan başarılı bir sporcunun toparlanıp yeniden ödül kazandığını, iflas eden bir iş adamının tekrar sıfırdan başlayıp çok başarılı olduğunu ya da önceki evlilikleri yıkılan kişinin bir kez daha sağlam,güvenli bir aile kurmayı başardıklarını duymuşsunuzdur. Böyle insanların başarısının nedeni, içinde bulundukları koşullara rağmen vizyonlarını ayakta tutmalarıdır. Vizyon,; korkuyu,kuşkuyu, cesaret kaybını ve bizi başarıdan alıkoyan daha birçok şeyi aşmanız için güç verir.
  • 55. Vizyona ilişkin özellikleri ve kapsamlarındaki eylemlerin daha somut anlatılması gerekirse; en güzel örneklerini Atatürk’ün düşünce ve eylemlerinde bulmak mümkündür. Atatürk, “Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir” sözleriyle vurguladığı kişisel inancını, “Ya istiklal ya ölüm” sözleriyle toplumsal bir inanca dönüştürmüş, bu inançla ilgili amaçlara ulaşma kararlılığını sürdürürken; aynı kararlılığa toplumu güdülemiştir. Atatürk’ün bir lider olarak belki de en çarpıcı özelliği, sahip olduğu vizyondur.Atatürk’ün vizyonu,kapsadığı inançlar, değerler,amaçlar ve öngörüler açısından halen güncelliğini korumaktadır.
  • 56. Yaşamın en büyük ironilerinden biri de, en büyük vizyonlardan bazılarının güçlüklerden doğmasıdır: Demosthenes kekemeydi. Julius Ceasar epilepsi hastasıydı. Napoleon yoksul bir aileden geliyordu ve bir deha olmaktan çok uzak görünüyordu. Charles Dickens ve Handel sakattılar. Eflatun kamburdu. Walter Scott felçliydi. Bu insanlara bir sürü zorluğu aşmak ve büyük başarılar kazanmak için gerekli gücü veren neydi? Her birinin içinde söndürülemez bir ateşle yanan hayalleri vardı. Sonra bu hayaller somut birer vizyona dönüştü.
  • 57. BİR LİDER,TOPLUMSAL İLİŞKİLERİNİ AHLAKİ DEĞERLER VE NORMLAR ÜZERİNE İNŞA EDER Altın Kural : Karşınızdakine size davranılmasını istediğiniz gibi davranın. Altın kurala göre yaşarsak, başkalarını yüzeysel görünüşlere göre yargılamayız. Biz de yargılanmayı istemeyiz. Gerçekte olmadığımız gibi görünerek başkalarını aldatmak istemeyiz. Onlar tarafından da aynı biçimde aldatılmak istemeyiz.
  • 58. Karakter kişiliğin ahlaksal özüdür. Kişiliğin temeli olarak düşünülmelidir. İyi karakter çoğunlukla terbiyenin sonucudur, kötü karakter sıklıkla ihmalin sonucudur. İyi karakter ahlaksal anlayışın ve akıllı karar vermenin ana kaynağıdır. Kötü karakter, ahlaksal hatanın temel kaynağıdır. İnsan sağlam karakterli olursa bulunduğu yerde bir nüfuz elde edecektir.
  • 59. Sadakat,dürüstlük,doğruluk ve iyilik… Bunlar sağlam bir karakterin esasını meydana getirirler. Bunlara sahip birisinde bir de amacına ulaşma kararı varsa, dayanılmaz bir kuvvet kazanmış demektir. Doğru bildiğiniz değerler için savaştığınızda, prensiplerinizden vazgeçmediğinizde ve değerlerinizin kaybolmasına izin vermediğinizde karakter olarak içiniz dışınızdan daha büyük hale gelir.
  • 60. Karakter yalnızca ilerlemenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda yol boyunca doğru kararlar almanızı da sağlar. Sağlam bir karakteri,temeli sağlam bir eve sahip olmanın korkunç bir fırtınada sağladığı yararlar gibi düşünün. Temel sağlamsa, sel sularına dayanacaktır. Phillips Brooks: “karakter, hayatımızın küçük anlarından oluşur” der. Ne zaman ahlaki bir ilkeyi çiğnerseniz,dürüstlüğünüzün temelinde bir çatlak oluşturursunuz
  • 61. Ünlü kişisel gelişim uzmanı Doğan Cüceloğlu: “karakter geliştirme kas geliştirme gibidir. Hemen bir iki günde olacak bir iş değildir. Kas geliştiren kişi kendini belirli bir programa adar; uzun süre bu program içinde çalışarak yavaş yavaş koyduğu hedefe yaklaşır. Karakter geliştiren kişi, başına gelen olayları dürüstçe, kişisel bütünlük içinde göğüsler ve zaman içinde yavaş yavaş karakterini geliştirir” diyor.
  • 62. BİR LİDER, ENGEL OLUŞTURAN DUVARLARI ATLAMA TAŞLARINA ÇEVİRİR Bir deniz akvaryumunda vahşi bir barracuda balığı birden uskumrulara saldırmaya çalışır, ama aradaki bölme buna engel olur. Burnunu defalarca çarptıktan sonra denemekten vazgeçer. Sonra aradaki bölme kaldırılır. Ama barracuda,yalnızca bölmenin önceden durduğu yere kadar yüzer ve durur. Birçok insan da böyledir. Hayali bir engele ulaşana kadar ilerler, ama sonra kendi dayattıkları sınırlayıcı bir engel yüzünden dururlar.
  • 63. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Kuşkusuz yükselme yolunda her zaman için çeşitli engeller bulunmaktadır. Ancak en büyük engel, dış engellerden biri değil,sizin içinizdeki engeldir. Eğer kendi zihin engellerimizi aşabilirsek, ilk engeli aşarak kendi durumumuzu geliştirme yolculuğuna çıkabiliriz.
  • 64. Başarıdan çok yenilgilerle akıllanıyoruz. Hayatında hiç tökezlememiş, hiçbir işin altını üstüne getirmemiş, hiç hata yapmamış başarılı bir insan göremezsiniz. Yenilgi tatmamış insanlar hayatlarında hiç, ama hiç riske girmemiş insanlardır.
  • 65. Mark Twain, sıcak sobaya atlayıp karnını yakan bir kedinin öyküsünü anlatır. Bundan sonra, bu kedi bir daha sıcak sobaya atlamaz. Ama aynı kedi bir daha soğuk sobaya da atlamaz! Çoğumuzda bir deneyimin değeri olduğundan fazla kendini belli eder. Ama bir zamanlar sizi inciten bir deneyim tekrardan denemenize engel oluyorsa, bu sizin için zararlıdır. Çok güzel bir İskandinav sözü vardır: “ Vikingleri Viking yapan kuzey rüzgarlarıdır.”
  • 66. Nietzsche’nin üstün insan formülü şuydu: “Zorunluluklara sadece dayanmak değil, onları sevmek.” Başarılı kişilerin yaşamlarını araştırdıkça, onların bir çoğunun, işe çaresizlik ve umutsuzluklarla başlamış olduğunu görürsünüz. Willam James’in dediği gibi, “çürük yanlarımızın bize beklenmedik yardımları olur.” Mümkündür ki, Milton göremediği için iyi şiirler yazmış, Beethaven duyamadığı için daha iyi müzikler bestelemiştir.
  • 67. İmkansız görünen herşey başarılabilir, eğer; * kendinizi amacınıza adarsanız * kendinize ve fikirlerinize inanırsanız * zorluklara hazırlıklı olursanız * sorunlara yaratıcı çözümler ararsınız * ne olursa olsun azimle çalışmaya devam ederseniz * kalbinizin sesini dinlerseniz * hatalı ve zayıf noktalarınızı bilirseniz * kaybettiğinizde bundan ders almayı öğrenirseniz * kökleri derinlere inmiş duygusal sorunları aşarsanız
  • 68. Şimdi, bilinçsizce sahip olduğumuz ve potansiyelimizi sınırlayarak yaşam tabakasının ötesine geçmemizi engelleyen kapakları kaldırma zamanı geldi.
  • 69. BİR LİDER,DİKKATİNİ HAKLARINDAN ÇOK SORUMLULUKLARINA KAYDIRACAK KADAR OLGUNDUR Sorumluluk duygunuz ne kadar artarsa, lider olma yolunda en büyük adımı da atmış olursunuz. Sorumluluk denince çoğu insanın aklına ailesi, işyeri,dostlarına karşı görevleri gelir. Bu doğru, ama kişinin kendisine karşı görevi olan kişisel sorumluluğunu yerine getirmeden sözü geçen diğer sorumlulukların da gerçekleşmeyeceği bir gerçek.
  • 70. Başarısızlığa inanmıyor ve sonuçlara inanıyorsanız, sorumluluk almakla kaybedecek hiçbir şeyiniz olmadığı gibi,kazanacak çok şeyiniz olacaktır. Denetim sizdeyse,başarılı olacaksınız demektir. Liderler sorumluluğun gücüne inanırlar. Başarıdan ayrı düşünülemeyecek bir inanç varsa; o da sorumluluk yüklenilmeden, büyük başarı elde edilemeyeceğidir. Bireysel gelişiminiz için sorumluluğu kabullenin.Bunu başkalarına bırakmayın. İyi kitaplar okuyun, iyi kasetler dinleyin, iyi filmler izleyin,seminerlere, konferanslara katılın. Kendiniz üzerinde devamlı çalışın.
  • 71. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Neyin sorumluluğunu duyuyorsanız siz o’sunuzdur. Sorumluluktan kaçma duygusunun kökleri çocukluktadır. Her işleri anne babaları tarafından yapılan ve bu yüzden yeteneklerini ,güçlerini ve sorumluluk duygularını çok az geliştirebilmiş çocuklar,yetişkin olduklarında sorumluluk almaktan kaçmaya daha meyilli olabilmektedirler.
  • 72. Parlak bir gelecek için sorumluluğu kabul edin. Eğer işler istediğiniz gibi gitmiyorsa, ne istediğiniz hakkında çok fazla düşündüğünüz gerçeğini kabullenme sorumluluğunu kabul etmelisiniz. Eğer sürekli kaybetmek hakkında düşünüyorsanız, kazanamazsınız.
  • 73. İnsanlara daha büyük sorumluluklar verdiğinizde, kişinin kendine verdiği değer artar ve böylece bir özgüven duygusu doğar. Buradan hareketle kişi inisiyatif kullanma hakkını elde eder. Bu da beraberinde kişisel özgürlüğü getirir. Sorumluluk alarak inisiyatif kullanmak, liderlerin belki de en önemli vasıflarından biridir.
  • 74. İnisiyatif, olaya yön verme gücüdür. Ne yapılması gerektiğine karar verip,gerektiğinde talimatlar olmaksızın olayları yönlendirebilmektir. Hannibal’ın dediği gibi: “bir yol bulacağım; olmadı yenisini yaparım!” İnisiyatif,fırsatları ve düşünceleri gerçekçi eylemlere dönüştürmek için gereken öz-güdülemedir. Bir lider için insan ilişkilerinde bu önemli bir beceridir. Her kariyer ya da girişimin gerçekten başarılı olabilmesi için gereklidir.
  • 75. BİR LİDER,ÖZGÜVENİN LİDERLİĞİN ASIL MAYASI VE OLMAZSA OLMAZI OLDUĞUNU BİLİR Kendimize olan güvenimiz,kendimize biçtiğimiz değerdir. O aynaya baktığımız zaman gördüğümüz kişidir. Özgüveni olan kişiler, kendilerini zorlayabilirler. Uzun vadeli hedefler koyabilirler. Risk üstlenebilirler.
  • 76. Özgüven, motivasyonun temellerindendir. Özgüven, içsel gücü açığa çıkaran ve kişiye hareket cesareti veren bir irdelemeye dayanır. Kendini ateşleyen kişi artılarını ve eksilerini bilir ve sürekli eksilerini artıya dönüştürür. Risk olsa bile harekete geçmekten korkmaz. Çünkü eylemin bir öğrenme süreci olduğunu bilir.
  • 77. “Bunu yapabilirim. En azından deneyeceğim.” Böyle bir kararlılık sergileyen bir insanın başarısız olması beklenebilir mi? Bu tür olumlu, özgüven dolu duygular sadece daha fazlasını elde etmemizi sağlamakla kalmaz, insanların sizinle işbirliği yapmasını da sağlar. Uygun bir özgüvenin iki anahtarı vardır: içinde bulunduğumuz durumu anlamak ve repertuarınızda bu duruma uygun güvenli bir davranışınızın bulunması.
  • 78. Eğer düşüncelerimiz temelde hep kendimizle ilgiliyse, motivasyonumuz aşırı özgüvendir. Bu, zorluğa sebep olan, etkinliğimizi engelleyen, işteki üretkenliğimizi sınırlayan ve geleceğimizin önemli bir bölümünü mahveden bir düşünce modelidir. Aşırı özgüven yaşama egosentrik yani ben merkezli yaklaşmaktır ve potansiyelinizi yükseltmenize engel olur.
  • 79. BİR LİDER, KAOS VE KARIŞIKLIĞIN YARATTIĞI SORUNLARA PRATİK ÇÖZÜMLER ÜRETİR Genç bir adam, bir psikoloğun bürosuna gider, psikoloğun yakasına yapışır ve “lütfen bana yardım edin. Sorunlarımla başa çıkamıyorum,bana çok ağır geliyorlar” der. Psikolog ona “yakamı bırakırsan, sana sorunsuz insanların olduğu bir yer gösteririm”cevabını verir. Adam,” böyle bir yer gerçekten de varsa, oraya gitmek için her şeyimi veririm.” dedi. Psikolog, “orayı görünce gitmek istemeyebilirsin. Sadece iki blok ötede.”dedi. Birlikte iki blok ötedeki mezarlığa gittiler ve psikolog “burada 150.000 kişi var ve hiçbirinin bir sorunu olmadığını biliyorum” der.
  • 80. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Sorunlar, yaşamın bir işaretidir. Büyük bir sorununuz varsa, bunun için şükredin. Bu sorun, sizin hayatta olduğunuzu, işlev gördüğünüzü ve sorunları çözmek için stratejiler geliştirebileceğinizi kanıtlıyor.
  • 81. Başarılı insanları başarısızlardan ayıran temel fark; soruları çözme yetenekleri arasındaki farktır. Liderler, sorunlara fırsat olarak bakarlar. Çünkü sorunlar liderlere şu inandıkları şeyler uğruna çalışma fırsatı veriyor: hedefler, olumlu düşünme, kendine inanç, azim… Tüm liderler sorunların çözülebilir olduğuna inanırlar. Bu, onların tüm sorunları çözebileceği anlamına gelmiyor, ama her sorunun kendi olası çözümünü de barındırdığı bilinen bir gerçektir.
  • 82. Sorunların olmaması, yaratıcı gerilimi ortadan kaldırır, güç ve imkanları sıfıra indirecektir. Sorunlar çeşitli biçimlerde, büyüklükte ve ciddiyette karşımıza çıkar, ama tümünün ortak bir yanı vardır: önümüze, farklı olmasını istediğimiz bir durum çıkmıştır. Sorunlarımızla boğuştukça ve bunlardan kurtulmayı istedikçe,daha kötü görünmeye başlar ve daha çok strese neden olurlar. Neyse ki, bunun tam tersi de aynı derecede doğrudur. Sorunları yaşamın kaçınılmaz bir parçası olarak kabullendiğimiz ve onları bir öğretmen gibi görebildiğimiz zaman sırtımızdan yük kalkmış gibi olur.
  • 83. George Shinn “motivasyon mucizesi” adlı kitabında sorunları çözmenin altı adımı olduğunu ileri sürmektedir: 1. Sorundan korkmayın, sakinleşin. 2. Sorun üzerinde çalışın ama aklınızı onun yığıntısıyla doldurmayın. 3. Basit bile olsa çözüme odaklanın. 4. Bilinenden bilinmeyene ilerleyin. 5. Kendiniz için olduğu kadar başkaları için de iyi olan bir çözüm seçin. 6. Küçük bir risk almanız gerekse bile harekete geçin.
  • 84. İnsanlar sadece başarılı olmak için sorunları aşmazlar. Belirli bir düzeyde başarıya ulaştıktan sonra bile problemlerle karşılaşabilirler. Kötü olan şey,insanların gerek kişisel gerekse mesleki hayatlarında daha yükseğe çıktıkça,hayatlarının daha da zorlaşmasıdır. Programlar yoğunlaşır,parasal sorunlar artar ve başarılı kişilerin omuzlarına daha da çok yük biner. İyi olan şey ise, büyümeye ve kendilerini geliştirmeye devam ettikçe, sorun çözme yeteneklerinin de artacağıdır.
  • 85. İş hayatında herkesin kafasında canlandırdığı mükemmel bir çalışma modeli vardır. Düzenli, tutarlı,sorunsuz….. Hemen herkesin görevi de,işleri bu hayale uydurmaya çalışmaktır. Şimdiye kadar bunu başaran çıkmamıştır ama,sonunda sinirleri bozulup ülser olanlar oldukça fazladır. Bir liderin en belirgin özelliği, yenilgiyi bir filozof gibi kabullenmesidir. O çözülmesi imkansız gibi görünen sorunlarla mücadeleye devam eder, ama bu durum karşısında hastalanmaz, direncini devamlı artırmaya çalışır.
  • 86. Sorunlarımızla yüzleşmekten korkmamalı, her sorunun mutlaka bir çözümü olduğunun farkında olmalıyız. Sorunlar; önceden belirleyicidirler, anımsatıcıdırlar, nimettirler, derstirler, her yerdedirler, mesajdırlar ve hepsinden önemlisi çözülebilirler.
  • 87. BİR LİDER ANALİZİ KAFASIYLA YAPAR, KARARI KALBİYLE VERİR Eğer bir yol ayrımına gelip de sağa mı sola mı gideceğinize karar veremiyorsanız, vereceğiniz her karar yanlış demektir. Karar alamadan önce kesinlikle emin olmak zorundasınız. Yoksa kararsızlığa yol açar. Nereye nasıl varacağınız, vereceğiniz kararlara bağlıdır. Bu kurala günlük küçük kararlar kadar, büyük kararlar da dahildir.
  • 88. Etkili bir karar için ; • Diğer insanların tavsiyelerini, fikirlerini göz önünde bulundurun ama kararı kendiniz verin. • Bugünün pişmanlık veren kararları, yarının buhranlarıdır. • Eğer herkes mutlu olsun derseniz siz hayatınız boyunca karar vermeyi bir kenara bırakın. • İhtimaller ülkesine çakılıp kalmayın. Daha az söz veren gerçekler dünyasına bakın. • “bekle gör” tavrını kabullenmeyin. Herşeyi daha iyi yaptığı kadar,daha kötü de yapabilir. • Kritik kararlar söz konusu olduğunda önyargılarınızı , hislerinizi kapının önünde bırakın.
  • 89. • Kararlarınızı arzu ettiğiniz sonuçlara göre değil, gerçeklere göre şekillendirin. • Kararların gerçek hayatta alındığını, fedakarlık, mahrumiyet ve sıkıntı gerektirebileceğini kabul edin. Şunu da kabul edin: Hiçbir şey yapmamaya karar vermekle karar vermekten kaçınmak arasında fark yoktur.
  • 90. Etkili bir karar aynı zamanda, daha az kontrol edilebilir ve ölçülebilir faktörleri de içermelidir: İçgüdü, estetik yaklaşımı, sezgi. Öte yandan, deneyime, kabiliyet ve hayal gücüne güvenmeyi tercih edersiniz,kararlarınızı desteklemek ve onu diğerlerine de kabul ettirebilmek için, çözümleyici becerilerinizi geliştirmeyi faydalı bulabilirsiniz. İşinizi yürütmek için en çok ne istediğinizi ve hedefinizi başarmak için ilgi alanlarınızın,değerlerinizin, kaygılarınızın,korkularınızın ve arzularınızın hangisinin en önemli olduğunu sorun kendinize. Hedefleriniz üzerinde düşünmek, kararınızın yönünü belirleyecektir.
  • 91. Karar alırken kaçınılmaz bir sonuç da yanlış kararlar almanızdır. Karar alırken her zaman mükemmel olamazsınız. John C.Maxvell’e göre karar vermenin anahtarı zamanlamadır. Zamanlama doğru karar vermek kadar önemlidir. • Yanlış zamanda yanlış karar= felaket • Doğru zamanda yanlış karar= hata • Yanlış zamanda doğru karar = kabul edilmeme • Doğru zamanda doğru karar= başarı
  • 92. En iyi karar en iyi bilgilendirilmiş karardır. Bundan kastımız, bir karar almadan önce mevcut seçenekler ve muhtelif sonuçları üzerinde adamakıllı düşünmüş olmanızdır. Böylesi bir karar almak ise, zengin düşünebilme yeteneği gerektirir. William James’in güzel bir sözü var: “Bir kez karar verildi mi, olası sonuçlara ilişkin tüm kaygılar bir yana bırakılıp, yerine getirilmelidir.” Diğer bir deyişle, sağlıklı bilgilere dayanan kararı aldığınız an harekete geçin.
  • 93. Kararsızlık stres oluşturup, kişiyi baskı altına sokar. Stres ise, dengesizliğe, düşünülmeden alınan kararlara yol açar. Üzüntü, korku ve baskı altında iken karar alınmamalıdır. Bu bir kaidedir. Böyle durumlarda insan tabii halde bulunamaz. Zayıflamıştır, zayıf bir insanın kararı da zayıf olur. Kararsızlık içinde çırpınmak ne kadar acı bir şeyse,yanlış ve yarı pişmiş kararlar vermiş olmak da o kadar üzüntülü ve tehlikelidir.
  • 94. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Her şeye rağmen sık sık yapılan yanlış kararlarla tecrübe sahibi oluruz.
  • 95. BİR LİDER ÖNCELİKLE İÇİNDEKİ POTANSİYEL LİDERİ KEŞFEDER VE GELİŞTİRİR Lider olmanın birinci kuralı, lider ile onu takip edenler arasında bir bağın olmasıdır. Takipçiler yoksa, lider de yoktur.
  • 96. İçindeki liderliği keşfeden liderlerin bilinen yetenekleri vardır, bazılarının çok yüksek kişisel güçleri, stratejik düşünebilme yetenekleri, geleceği görebilme ve insan davranışlarının temel kurallarına ilişkin inançları vardır. Sağlam inançlarını dışa vurmaktan hiç çekinmezler, politik üstünlük sergilerler. Verimlilik ve uzun süreli yararlar için ellerindeki gücü nasıl kullanılması gerektiğini bilirler. Başkalarının hislerini kolayca kavradıklarından, ilişkide oldukları kimselerin beyinlerinin içine girebilmeyi başarırlar.
  • 97. Büyük liderler, insanlardan sadece işe göz kulak olmalarını değil kendi peşlerinden gelme fikrini aşılarlar. Statüko, yani mevcut durumla yetinmek, yerinde saymak yeterli değildir. Liderler hareket halindedir, gelişme kaydederler ve başka yeni alanlara yayılarak büyürler. En iyi liderler sürekli büyüyen,gelişen,esneyen ve öğrenenlerdir. Liderliğin bedelini ödemeye hazırdırlar:kendilerini daha iyiye götürebilmek, görüşlerini genişletebilmek,yeteneklerini artırabilmek,güçlerine erişebilmek için gereken fedakarlığı yapmaya hazırdırlar. Çabaları ile başkalarının gıpta ettiği kişiler haline gelirler.
  • 98. Liderlik yaratılır. Tabii ki “ doğuştan lider” daima olacaktır; ama zirvede kalmak için doğal liderlik özellikleri geliştirilmelidir. Her insanda bir liderlik potansiyeli vardır ve bu günümüzde geçmişte olduğundan daha kolay gerçekleştirebilmektedir. Eğer insanlara hiçbir zaman liderlik işlevlerini yerine getirme olanağı tanınmamışsa, eğer hiç liderlik yeteneklerini geliştirme fırsatı bulamamışlarsa, o zaman kaçınılmaz olarak izleyici olacaklardır.
  • 99. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Liderlik önce var olmak, sonra yapmaktır. Warren Bennis bunu şöyle formüle etmiştir: 1. Düşünme çözüme yöneltir. 2. Çözüm perspektife yöneltir. 3. Perspektif bakış açısına yöneltir. 4. Bakış açısı sınama ve ölçmeye yöneltir. 5. Sınamalar ve ölçmeler isteğe yöneltir. 6. İstek ustalığa yöneltir. 7. Ustalık stratejik düşünmeye yöneltir. 8. Stratejik düşünme kendini tam ifade etmeye yöneltir. 9. Kendini tam ifade etmenin sentezi = liderlik.
  • 100. Değişen koşullara adapte olabiliyorsanız, liderliğe doğru adım adım ilerliyorsunuz demektir. Şöyle ki; • Eski şeyleri yapmak için yeni yollar bulduğunuzda, • Yeni şeyleri öğrenebileceğinize inandığınızda, • Açık fikirli olduğunuzda, • Tamamen duygusal davranarak alınan kararlara bağlılığı reddettiğinizde, • Taklitçi düşünmekten kaçınıp, insanlar ve iş hakkında kendi düşüncelerinizi bulduğunuzda,
  • 101. • Gelecek hakkında hastalık derecesinde kaygılı olmadığınızda, • Ülkemizdeki sosyal,ekonomik ve politik değişimlerde mutlaka yer aldığınızda, • Hedefinize ulaşana kadar ona bağlı kaldığınızda, • İnandıklarınız uğruna savaşmaya hazır olduğunuzda, • Duygularınızı kontrol ettiğinizde, • Başarısızlık, sizin için olağan dışı bir olaymış gibi davranmadığınızda.
  • 102. Liderlik gücünüzü geliştirmek için size birkaç ipucu: kendi alanınızdaki mesleki yayınları izleyin. Alanınızla ilgili kurslara gidin. Benzer alanlarda uzmanlaşan insanlarla irtibata geçin. Yeni kazandığınız deneyimleri işinizde uygulayın. Yirmi yıllık deneyimi olduğunu ileri süren, ama aslında tek bir yıllık deneyimi yirmi kere tekrarlamış olan kişinin durumuna asla düşmeyin.
  • 103. Henry Kissinger şöyle diyor: “liderlik ufak ayrıntıların gizli toplamıdır. Yüzlerce şey biraz daha iyiyi oluşturur.” Başka insanlara liderlik etmek kendinize iyi liderlik etmekle başlar. Sizde olmayan bir şeyi üretemezsiniz. Kendine liderlik etmeyi düşündüğümüzde akla pek çok nitelik geliyor:dürüstlük, doğru öncelikler, vizyon, disiplin, sorun çözme yeteneği, olumlu tutum vb. İstekli olmak ve kişisel gelişme planı da bu özellikleri geliştirmenize yardımcı olur.
  • 104. BİR LİDER, ROL MODELLERİNE KENDİ DAMGASINI VURUR Birisi başarabilirse, bunu herkes başarabilir. Modellemenin özündeki düşünce budur.
  • 105. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Modelleme, aynı düşünce basamaklarını kullanarak, dil ve davranışları kopyalamaktır. Bunu yapabilmek için, geçici bir süre için bile olsa örnek aldığınız kişinin kimliğine bürünüp,inançlarını benimsemeniz gerekir. Yalnız, modelinizi tam olarak kopya etmeyi düşünmeyin. Hiçbir zaman tam olarak onlar gibi olmayacaksınız; çünkü bu davranışların üzerine kendi damganızı vuracaksınız. Kendi tecrübelerinizin, karakter özelliklerinizin, becerilerinizin, yeteneklerinizin bir bileşimi size bireysel bir tarz verecektir.
  • 106. Basit ve beceriksiz kişiler başarılı kişileri taklit ederler. Taklit dışsaldır. Taklit edenin durumu hakkında hiçbir şey açığa vurulmaz. Emerson şöyle diyor: “Daima kendi kendiniz olmakla direnin; asla taklit etmeyin. Ancak kendi yeteneklerinizi kullanarak,yaşamın tüm aydınlıklarının birikimli gücüyle her an yüz yüze gelmeyi başarabilirsiniz; ama başkalarının yeteneklerini taklit ettiğiniz takdirde yalnızca eğreti ve uyduruk bir kazancınız olur.”
  • 107. Dustin Hoffman, Rainman filmindeki tiplemesinde, uzun süre otistik kişileri inceleyerek mükemmel oynamıştır. Hoffman, rolünün hakkını vermek için altı ay gibi uzun bir süre, otistik kişilerin içinde kalmış ve onlarla özdeşim kurmuştur. Hatta bir söyleşisinde, çoğu zaman kendini rolüne o kadar kaptırmıştı ki, günlük hayata uyum sağlamasını güçleştiğini, ifade etmiştir. Özetle, istenilen herhangi bir insani davranışı, o insanın, davranışsal, duyusal, zihinsel ve inanç sistemleri bulunarak modellenir ve yenide üretilebilir.
  • 108. Modelleme son derece etkili bir davranıştır. Olumlu kullanılırsa istenilen sonuçların üretilmesinde çok önemli rol oynayabilir. Özet olarak modelleme konusunda aşağıdaki hususlara dikkat edilmesinde fayda var: • Bir başkası olmaya çalışmak işe yaramayacağı gibi, doğal yeteneklerinize dayalı, doğal tarzınıza da zarar verecektir. • Başkalarının davranışlarından önemli dersler ve stratejiler öğrenilebilir, sonra bunları kendi tarzınızla birleştirebilirsiniz. • Belli koşullarda,sınırlı bir süre için bazı rollere girmek yararlı bir strateji olabilir. Bu özellikle bazı temel eksiklerinizi gidermesi açısından yararlıdır.
  • 109. BİR LİDER, YAŞAMDA EN BÜYÜK RİSKİN HİÇ RİSK ALMAMAK OLDUĞUNU BİLİR Kendinizi yerleştirdiğiniz güvenli dünya ile yaratmak istediğiniz yeni yaşam arasında bir boşluk vardır. Bu iki dünya arasında köprüyü kurmak sizin elinizdedir. Başarılı olmaya çalışanlar, yeni yaşama atlamayı cesaretini göstermelidir. Bu türden bir atlama yapmaya “risk”denir. Açıkça belirlenmiş bir stratejiye sahip olmak risk almayı kolaylaştırır.
  • 110. Unutmayınız ki; her iş hesaplı bir risktir, ama risk yüzdesini bilmelisiniz. Eğer küçük riskler almaya başlarsak, büyük riskler almaya teşvik ediliriz. Ve eğer bundan dolayı karşımızda ne gibi bir tehlike olduğunu bilirsek, riskleri daha makul bir şekilde alırız. Yaşam risklidir. Sevgi risklidir. Başarı risklidir. Yolculuğa çıkmak risklidir. Riskten uzak durmak yaşamadan uzak durmaktır.
  • 111. Risk alma özgüveni oluşturur. Daha çok risk almamız, o konuda daha iyi olmamızı sağlar. En önemlisi, hayallerinizi, ideallerinizi gerçekleştirmek için kendi içinizdeki gizli gücü ve asil hareketleri bulabilirsiniz. “Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu!” sözünde olduğu gibi , şu yaşam sahnesinde ya riski göze alıp zirvelere çıkacaksınız, ya da monoton bir yaşam yaşayıp kendi halinizde şu dünyadan göçüp gideceksiniz. Unutmayın, “bazen her şeyi elde etmek için, her şeyi kaybetmeyi göze almak gerekir.”
  • 112. Gereğinden fazla cesursanız, her an felaketle yüz yüze gelebilirsiniz. Ama ihtiyatlı davranarak da bir yere varamazsınız. O yüzden yetenekli insanlar, sadece hesaplı riskleri göze alır. Kendi tecrübelerimizi inceleyebiliriz. Endişemizi, korkumuzu pozitif kanallara yöneltip, korkuyu kendi lehimize çevirebiliriz.
  • 113. BİR LİDER İÇİN HEDEFLER YOLUNUN ÜZERİNDEKİ SIÇRAMA TAŞLARIDIR Yaşamlarında hedefleri olan insanların daha hızlı ilerledikleri, daha ileri gittikleri ve yaşamın hemen her alanında çok başarılı oldukları dünyaca kabul görmüş bir gerçektir. Doğru ve yerinde bir hedef belirlemek, en iyi motivasyon kaynaklarındandır. Bununla birlikte, hedefe ulaşılarak elde edilen başarının takdir edilmesi de, süreci iyileştirici bir unsur olacaktır. Hedeflerinize ulaşmanız size şevk vermekle kalmayıp, rota üzerinde kalmanızı sağlar ve daireler çizerek dönüp durmanızı engeller.
  • 114. Hangi iş veya meslekte çalışıyor olursanız olun, sağlıklı bir düşünce sürecinin sonunda; kendi ömrünüzden daha uzun sürecek idealler,yüksek değerler ve hedefler belirleyin. Bu hedefler ölçülebilir, tanımlanabilir, ulaşılabilir, özgün ve yazılı olmalıdır! Ayrıca bu hedefler, sürekli ve düzenli olarak kontrol de edilmelidir. Başarılarınızın hem farkına, hem de tadına varabilmeniz için gerekli bir çabadır bu. Sizi ilerleten,yol boyunca belirlediğiniz hedeflerdir. Onlar yolunuzun üzerindeki sıçrama taşları gibidir, her biri tatmine doğru yolculuğunuzda bir sonraki aşamada nereye sıçrayacağınızı gösterir.
  • 115. Etkin bir şekilde hedef belirlemek için atılması gereken bazı adımlar şöyledir: • Şu anda kim olduğunuzu ve nerede bulunduğunuzu tahlil edin. • Nerede olmak istediğinizi belirleyin. • Uygun olmayan ;yani başkalarından ödünç alınmış,gerçekçi olmayan, bir biriyle çatışan, istemediklerinizi ifade eden hedeflerden kaçının. • Üzerinde yoğunlaşarak hedeflerinizi önem derecesine göre sıralayın. • Dönem dönem nerede olduğunuzu ve nereye gittiğinizi gözden geçirin.
  • 116. BİR LİDER,OLUMLU TUTUMLAR SERGİLEDİKÇE,EN YÜKSEK KİŞİLİK POTANSİYELİNE ULAŞACAĞINI BİLİR İnsanlar arasındaki büyük farkı yaratan, olumlu tutumdur. Başarı ve başarısızlık arasındaki farkı yaratan da…Olumlu bir tutum olmadan stresi ve zorlukları yenmek mümkün değildir.
  • 117. Olumlu tutum takınan bir kişi iseniz, etrafınız da bundan olumlu bir şekilde etkilenecektir. Olumsuz tutumları olan bir lider, kendisini izleyenleri uzun süre yanında tutamaz. İnsanlar olumlu tutumlar sergiledikçe, en yüksek kişilik potansiyeline ulaşırlar. Bireyler olumlu olurlarsa daha yaratıcı olurlar. Olumlu bir tutum, bireylerin içinde birikmiş olan hevesi, gayreti özgüveni ortaya döker.
  • 118. Tutumunuzun,yaşamınızdaki her değişiklikle birlikte sürekli düzenlenmesi gerekir. Herkes yaşamında, tutumunu tehdit eden fırtınalarla karşılaşabilir. Güvenle hedefinize ulaşmanızın yolu bakış açınızı sürekli ayarlamaktır. Bir hafta boyunca karşılaştığınız herkese, istisnasız olarak, çok önemli kişilermiş gibi davranın. Onların da, aynı şekilde davranmaya başladıklarını göreceksiniz.
  • 119. BİR LİDER, HATALARIN BAŞARI YOLUNDAKİ KİLOMETRE TAŞLARI OLDUĞUNU BİLİR Herkes kendi davranışı ve yaptığı işle kendi kişisel atmosferini yaratır ve genelde de bu atmosfer işletmenin iklimini meydana getirir. Her işte muayyen bir hata yüzdesi vardır. Hiç hata yapmamak isteyen insan,hiç iş yapmayan ve hiçbir şey başaramayan insan demektir. Mesele hata yapmamakta değil, hataları büyük bir erdemle kabul edip, ders alıp tekrarlanmasına mani olmaktır.
  • 120. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Mükemmel olmak zorunda değilsiniz, fakat hatalarınızdan da bir şeyler öğrenmelisiniz.
  • 121. Hatalarla ilgili iki temel etmen var: 1. Her insan hata yapar. 2. Başkalarının hatalarını görmekten büyük haz duyarız, ama başkalarının bize hatalarımızı göstermesinden, hatırlatmasından nefret ederiz. Filozof Kant’ın şu sözleri düşündürücüdür: “Başkalarının yaptıkları hatalardan dolayı kızarsanız,onların yüzünden kendinizi cezalandırmış olursunuz.”
  • 122. Şüphe yok ki;hatalar, yüzünüzü maskelemenize, hırçınlaşmanıza yol açabilir.Fakat hatalar aynı zamanda bir karakteri yapılandırır,yeteneklerinizi bilmenize yardımcı olur. Kararlılığınızı sınar ve geriye dönüp taşın altına elinizi yeniden sokmanız için ihtiyacınız olan gücü ve cesareti sağlar.
  • 123. Hata yapmak,arabayla yolda kaybolmaya benzer. Yola çıkmadan, gözünüzü iyice açıp nereye gittiğinize bakarsanız, kaybolmazsınız. Yani rotanızı iyice çizmeniz gerekiyor. Hayatta, bir lider için, çeşitli yol haritaları, işaret levhaları, sinyal lambaları, uyarı tabelaları vardır. Ve bunlar bir lideri hata yapmaktan koruyan ikazlardır.
  • 124. Liderler hataları için üzülmezler, onlardan ders alırlar ve öğrenmenin en temel faktörü olduğunun da bilincindedirler. Bugün kaybetmezseniz,yarın kazanamazsınız. Ancak şu da önemlidir; liderler bu pek çok hatayı sadece bir kez yaparlar. Onlar pek çok insan gibi aynı hatayı tekrar tekrar yapmazlar. Bir kısır döngü etrafında dönmezler.
  • 125. BİR LİDER, BEYNİNİN KAPILARINI DEĞİŞİM VE GELİŞİM KAPILARINA AÇMASINI BİLİR Değişim en çok tekrarlanan olgu olduğu halde, yine de her defasında korku verir. Değişimi kabullenin! Değişimi yönetmeyi öğrendiğinizde,hayatta ilerlediğiniz yolu kontrol etmeye başlarsınız. Değişim; cesaret,çaba ve sabır gerektirir. Değişiklik bizi taze ve yenilenmiş tutar. Bizi bayatlamaktan ve monotonluktan kurtarır. Değişime katılmak,güçlenmek ve gelişmektir. Değişim yolunda atılacak ilk adım, varolan donmuş alışkanlığı çözmektir.
  • 126. Bazı insanlar değişemeyecek kadar yaşlı olduklarını,alışkanlıklarına fazla bağlı olduklarını, yaptıklarına çok alıştıklarını ileri sürerler. Bunlar mazeret olamaz. Ya değişirsiniz ya da başkalarının gerisinde kalırsınız. Bugünden başlayarak kafanızdaki köhnemiş, yorulmuş ve paçavraya dönmüş düşünceleri çıkarıp atın.onun yerine kafanızı inançla,taze fikirlerle,sevgi ve iyilikle doldurun.
  • 127. Kendinizi geliştirme ve yenileme ihtiyacı duymanız olumludur. Çünkü; • Kendi kişisel sorumluluğunuzu üstlendiğinizi, • Çevrenize faydalı bir insan olduğunuzu, • Değişimin ve gelişimin kaçınılmaz olduğunu kabul ettiğinizi, • Kendinize karşı dürüst olduğunuzu, • Özgüvene dayalı bir tutuma sahip olmak istediğinizi, • Gelişmek ve daha iyi bir insan olmak için güçlü bir arzunuz olduğunu gösteriyor.
  • 128. Bir biyolog, Yeni Zelanda’da bir çok kuş türünün niye uçmadığını araştırmış: Yeni Zelanda bir çok kuş türü için bir cennettir. Çünkü orada doğal avcılar yoktur ve yiyecek boldur. Ama bu kuş cennetinin bir de öbür yüzü vardır. Avcılardan kaçmak zorunda olmadıkları ve yiyecek bulmak çok kolay olduğu için yerli kuşların çoğu uçma yeteneklerini kaybetmişlerdir. Biz insanlar da, bizdeki potansiyeli kullanmazsak, Yeni Zelanda’daki kuşların akıbetine uğramayacağımızı kim garanti edebilir.
  • 129. Fred Smith’e göre insanların yeteneklerini geliştirmeme ve kullanmamasının nedenleri şöyledir: • Çoğu kişi yeteneklerini inkar etmeyi bir kolaylık olarak görürler. “ben sadece bir ev kadınıyım” ya da “ben sadece lise mezunuyum” derler. • İşi ağırdan alıp ertelerler. “bir gün yapacağım” en büyük mazerettir. • Korku. Başarısızlığın bir sonuç olduğunu anlamaz, güvende olmak için hiçbir şey yapmamayı seçerler. • Sorumsuzlukları. Başarısızlıklar için başkalarını suçlamak daha kolaydır.
  • 130. Yaşamınızın niteliğini yükseltmenizin tek yolu; kendinizi geliştirmenizdir. Organizasyonunuzu büyütmek istiyorsanız bir lider gibi gelişmelisiniz. İçinizdeki kendinizi geliştirme ve yenileme isteğini ortaya çıkaracak itici güçlere bakalım: 1. Hemen hepimizde var olan aşağılık, değersizlik duygusunu azaltmak için bilgi dağarcığının genişletilmesi gereğini fark etmek. 2. Sabit bir yerde kapanıp kalmak yerine, her an değişik fikirler,değişik faaliyetler ve duygular yaşamak isteği.
  • 131. 3. Kendiniz olma şansını yakalama isteği. Başkalarına ihtiyaç duymadan kendi kararlarınızı verme, kişisel sorumluluğunuzu üstlenme gücüne sahip olmak için kendinizi yetiştirmek isteği. 4. Değer yargılarınızın oturmaya başlamasıyla,neyin önemli neyin önemsiz olduğunu ortaya çıkarmak ve belirsizlik, endişe gibi cehaletin getirdiği duygulardan kurtulmak istersiniz. İki şeye ihtiyacınız vardır; okumak ve düşünmek için zaman ve sizi başarılı yapacak konuları öğrenme isteği.
  • 132. BİR LİDER,HER KOŞULDA DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUR VE SAĞLAR Hepimiz, düşüncelerimizin sonucunda oluşan yaşam denemelerimizin birer özetiyiz. Düşüncelerimiz sürekli olarak geleceğimizi oluşturma çabasındadır. Düşünce,her türlü engeli aşmanın yollarını bulur. İnsanı özgür kılar. Özgür insan yeteneklerini, tüm niteliklerini etkin olarak kullanabilir ve başarılı olur. Başarının temel ve kaçınılmaz koşulu iyi düşünebilmektir.
  • 133. Düşüncelerin bir enerjiye sahip olduğunu yadsımak mümkün değil. Bu gerçek de birkaç yıl önce Earl Nightingale tarafından dile getirildi. Batıya hayatın gizini üç kelimeyle hatırlattı: “Düşünceleriniz sizi oluşturur.” Bu yüzden unutmayın; ne ekerseniz nu biçersiniz. Düşünceler sebepleriniz,eylemler ise sonuçlarıdır. Yapıcı düşünceler sizi yapıcı eylemlere, yıkıcı düşünceler sizi yıkıcı eylemlere taşır. Arzular, korkular ve yanlış fikirler tarafından yaratılan tüm sorunlar, yalnız ve yalnız düşünce aşamasında çözümlenebilir. Kısacası, bizler kendi düşüncelerimizin fatihi olma durumundayız.
  • 134. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Düşünme özgürlüğü ile kendine güvenme arasında sıkı bir ilişki vardır. İnsan,kendine güvenebildiği ölçüde, düşünme yeteneğinden yararlanabilir. Düşünme olanağı güçlendirilebilir.Yaratıcı bir güç haline getirilebilir.Bütün bunların sonucu olarak, iç güdüsel dürtülerine egemen olabilir. Düşünme özgürlüğünün temel koşulları; iyi düşünebilmektir. Düşünme gücüne inanmaktır. Bilgili olmaktır. Sakin kalabilmektir. Başkaları ile düzenli ilişkiler kurabilmektir. Çevrede önemli bir kişi olarak tanınmaktır.
  • 135. BİR LİDER, KARİZMASINI GELİŞTİREREK PSİKOLOJİK ÇEKİM GÜCÜNÜ ARTIRIR Karizma, insanları kendinize çekme yeteneğidir. Ve diğer karakter özellikleri gibi geliştirilebilir. Çoğu zaman karizma doğal bir seçimin sonucudur yani kişilik yapımızda yer alan birkaç belirgin özelliğin birleşimidir. Eğer insanları pozitif yönde etkileyip, karizmanıza ek katkılar yapmak istiyorsanız, kendinizi hiçbir zaman kalabalıkta yok etmeyin, ilgisizliğe gömmeyin. Göze çarpın.
  • 136. Karizmatik liderlerin davranışsal ve kişilik özelliklerini şöyle sıralamak mümkündür: • Şartları gerçekçi olarak değerlendirirler. • Geleceğe dönük vizyon geliştirirler. • Ortaya koydukları amaçlar kadar, bu amaçlara ulaşmak için ilginç yollar da bulurlar. • Kendilerini güçlü bir şekilde ifade ederler. • Karmaşık fikirleri basit mesajlara indirgerler. • Başkaları ile ilişki kurar ve onlara esin kaynağı olurlar. • Empatikdirler. • Kendilerini riske atarlar, özverilerde bulunurlar ve ortak amaçlar uğruna büyük bedeller öderler. Riske giren liderler,izleyenlerinin daha çok güvenini kazanırlar.
  • 137. Kendinizi karizmaya sahip olma konusunda nasıl değerlendiriyorsunuz? Diğer insanlar doğal olarak sizin tarafınızdan çekiliyor mu? Hoşlanılan bir insan mısınız? Eğer değilseniz, karizma için engel taşıyan şu özelliklerden birine sahip olabilirsiniz: • Gurur: hiç kimse kendinin herkesten daha iyi olduğunu düşünen bir lideri izlemek istemez. • Güvensizlik: eğer kendinizle barışık değilseniz, başkalarıyla de barışık yaşayamazsınız. • Karamsarlık: eğer insanlar sizden ne umacaklarını bilmezlerse, onlar herhangi bir şey ummaktan vazgeçerler. • Mükemmelcilik: insanlar mükemmel olma isteğine saygı duyarlar fakat gerçekçi olmayan beklentilere karşı çıkarlar.
  • 138. BİR LİDER, SAĞDUYULU OLDUĞU İÇİN ÇELİŞKİLERDEN VE ÇATIŞMALARDAN KORKMAZ Liderlerle yöneticiler arasındaki farklar, bulunduğu koşullara hakim olanlar ile ona teslim olanlar arasındaki farklar gibidir. Bundan başka büyük ve önemli farklar da vardır: • Yönetici uygular, lider yenilik getirir. • Yönetici süreklilik sağlar, lider geliştirir. • Yönetici düzene, lider kişilere dayanır. • Yönetici denetime, lider kişilere güvenir. • Yönetici işleri doğru yapar, lider doğru iş yapar. Liderlik; yenilik ve başlatma ile ilgili her şeydir. Yönetim kopyalama ve var olan durumu sürdürme üzerine yoğunlaşır. Liderlik yaratıcı,uyum sağlayıcı ve çeviktir. Liderlik ufuk çizgisine bakar.
  • 139. Liderlik daha çok, bir grubun,en yüksek gayretlerini ortaya çıkaracak şekilde motive etmek için tasarlanmış bir etkileme fonksiyonudur. Lider şu tür davranışlar sergiler: • Başkalarının akıl hocası olmak, • Bir iş kültürü yerleştirmek, • Bir kaynak gibi hareket etmek, • Gelişme için fırsatlar yaratmak, • Amigoluk yapmak, • Başkalarını mücadeleye davet etmek, • Geniş kapsamlı bir vizyon kurmak.
  • 140. Lider riske girmekten kaçmaz, riske girilmesini teşvik eder. Kriz dönemlerinden korkmaz.Tam tersine,böyle dönemlerde kendisini bir kez daha kanıtlama hırsı ve azmi ile dolu olarak sorunların üzerine gider. Lider, pratik zekalı ve yaratıcıdır. Herkesin baktığına bakar ve kimsenin görmediğini görür. Lider, iyi şeylerden ayrılıp kötü şeyler yapmaya başlayınca sağduyusu onu uyarır. İyi bir liderliğin gerektirdiği aklî ve ahlakî güce sahip olan insanlar,başkalarının ırkına,rengine,inancına ve milliyetine karşı büyük bir müsamaha gösterir.
  • 141. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Etkin liderlerin hemen hepsi şu dört hususu iyi bilirler: 1. Arkasından gelen insanlar yoksa, liderlik diye de bir şey yoktur. 2. Etkin lider, sevilen ya da hayranlık duyulan kimse değildir. Kendisini izleyen kişiler doğru şeyler yapıyorsa etkin liderdir. Popüler olmak da liderlik değildir. Önemli olan sonuçlardır. 3. Liderler daima göz önünde olan insanlardır. Bu nedenle de örnek alınanlardır. 4. Liderlik; rütbe, imtiyaz,unvan veya para değildir. Liderlik demek, sorumluluk demektir.
  • 142. BİR LİDER, TOPLUMU VE DÜNYAYI ANLAMAK İÇİN KENDİNİ BİLİR Josh Billigs “kişinin kendini bilmesi, en güç şey olmakla kalmayıp aynı zamanda en rahatsız edici şeydir” demiş. İnsan, kendisinden kaçmak için zekice yollar bulmaya çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Özellikle modern dünya bu gibi kaçış yollarına ilişkin hilelerle doludur. Montaigne, “denemeler” adlı kitabında “kimse içine inmeye çalışmaz”sözüne atıfla şu açıklamayı yapmıştır:“herkesin gözü dışarda, ben gözümü içime çevirir,içimde gezdiririm. Herkes önüne bakar ben içime bakarım.işim gücüm kendimledir. Oysa herkes kendinden başka şeylerin peşinde, kendisinin ötesine gitme sevdasında.”
  • 143. Kim olduğunuzu bilirseniz,içinizdeki arzuları kabullenebilir ve buradan yola çıkarak rotanızı belirleyebilirsiniz. Kim olduğunuzu bildiğinizde, ne istediğinizi de bilirsiniz. Ne istediğinizi bildiğinizde seçme olasılığına, sizin için doğru olan yolla bağlantı kuracağınız yere kavuşursunuz. Bir insan, kendini daha iyi anlamaya çalıştığında ve kendini hüsrana uğratan etmenlerle yapıcı bir şekilde başa çıkmayı başardığında liderliği öğrenmeye başlar.
  • 144. BİR LİDER,BİLGELİĞİN SESSİZLİKLE BAŞLADIĞINI,DİNLEMEKLE GELİŞTİĞİNİ BİLİR İki kulağa sahipken, bir ağzımızın olmasının ve ağzımız kapanabilecek gibi yaratılmışken, kulaklarımızı kapatamayışımızın özel bir nedeni var. Konuştuğumuz zaman öğrenemiyoruz. Dinlemek, yeni ufuklar açar. Ayrıca, öğrenmenin de anahtarıdır. Dinlemek, pasif bir biçimde seslerin etrafınızda akıp gitmesine izin vermekten farklıdır. Gerçek dinleme,basitçe söylenene dikkat etme durumu değildir. Aynı zamanda; sesine, sözcük seçimine, tonlamasına,hızına ve beden diline karşı duyarlı olmaktır.
  • 145. Dinlemeyi iletmenin belki de en etkili yolu,kendi “katılım davranışlarınızın” ne olduğuna dikkat etmektir. Fiziksel, psikolojik ve sözlü olmak üzere üç tür katılım biçimi vardır: 1. Fiziksel katılım: insanların sizin dinlediğinizi “görmeleri”ni sağlamaktır. Konuşmacıya cepheden bakarak, göz iletişimi sağlayarak, algılamaya açık bir zihinle olur. 2. Psikolojik katılım: tarafsız bir dinleyici olarak kalıp konuşmacının görüşlerini anlamaya çalışmak, yani onun pabuçlarıyla yürümektir. 3. Sözlü katılım
  • 146. Büyük liderleri diğerlerinden ayıran,onların dinleme sanatını doğru ve öğrenmiş olmalarıdır. Başkalarının anlattıklarına ilgi göstermediğiniz her durumda, kendilerine değer vermediğiniz mesajını göndermiş oluyorsunuz. Ama söylediklerine kulak verdiğinizde onlara saygı gösterdiğiniz anlaşılır. Her şeyden önce, onları umursadığınızı gösterir. Karşınızdakini dinlemek, ona “sen varsın,sana değer veriyorum” demenin en doğru yoludur.
  • 147. Başkalarını dinlerken anlama becerinizi yükseltmek istiyorsanız, Erıc Allenbaugh’un önerdiği şu yöntemleri izleyin: 1. beyin-kalp bağlantısıyla dinleyin. 2. Anlama niyetiyle dinleyin. 3. Hem içeriğe,hem duygulara kulak verin. 4. Gözlerinizle dinleyin. 5. Mesaja ve mesajın arkasındaki mesaja kulak verin. 6. Empatiyle ve benimseyerek dinleyin. 7. Korktukları ve onları inciten bölümleri dinleyin. 8. Sizi dinlemelerini istedikleri gibi dinleyin. Kendinizi başkalarının yerine koyunca,anlama beceriniz artacaktır. Anlama beceriniz ne kadar artarsa, o kadar iyi bir dinleyici olursunuz.
  • 148. BİR LİDER,BAŞARISINI DOĞRU YERDE VE DOĞRU ZAMANDA ELDE EDER Zaman her meslekten bireyler üzerinde baskı yapan evrensel bir kaynaktır. Profesyonel çalışma yapan herkes zamanını akıllıca planlamak ve kullanmak zorundadır. Zaman, ender bulunan bir kaynaktır ve harcanan zamanın yerine yenisi konamaz, geriye de döndürülemez. Bizler için zaman kazanmayı ve bunu nasıl akıllıca kullanabileceğimizi öğrenmekten daha önemli bir şey olamaz. Belirli bir amaç için harcana zaman hızla geçer. Belki de bu nedenle yaşlandıkça zaman bize daha çabuk geçiyormuş gibi saatler, saatler de dakikalar gibi gelir.
  • 149. Kullanılan zamanın niteliği, niceliğinden daha önemlidir. Bu nedenle, zamanın bir çeşit kalite kontrolünü yapmak gereklidir. Buradaki temel ilke, zamanın en iyi şekilde değerlendirilmesidir. İnsanın başarısı ile başarısızlığı arasındaki ayırıcı çizgi, zamanını ne kadar iyi yönettiği konusunda ortaya çıkar. Kişisel, ailevi,iş hayatımızda başarı sağlamak için, zamanımızı en etkin şekilde kullanmaya ihtiyacımız var. Bunu yapabilmek için hedeflerimizi, amaçlarımızı belirlemeli ve onlara ulaşmalıyız. Zamanın en büyük düşmanı plansızlık, disiplinsizlik ve ona saygısızlıktır.
  • 150. Zamanınızın gücünü emen parazitler; zaman öldürmekten zevk duyan, bu cinayeti sanat haline getirmiş insanlardır.Ne yapıp edip böylelerinden uzak durmalısınız. Bir tasavvuf müridi, şeyhine şikayette bulundu: “sürekli misafir geliyor evime. Zamanımı hep onlara veriyorum.ne yapacağımı şaşırıyorum. Bana akıl verin.” Şeyh: “gelen fakir ise borç ver, zengin olanlardan ise bir şey iste, bir daha çevrende dolaşmazlar.” dedi.
  • 151. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Zamanı iyi değerlendirmek için; insan kendisine öncelikle bir yaşam planı ya da amaçlar oluşturmalıdır: • Hayır demesini bilin. • Gününüzü işle doldurmayın, dinlenmek için de zaman ayırın. • Düşünebilmek için kendinize zaman ayırın. • Mükemmelcilikten kaçının. • Her gün yarım saat önce kalkın. • TV nin esiri olmayın. • İş yaparken konsantre olun. • Daha kısa süreli programlar yapın. • Gününüzü programlayın. • İşleri önceliklerine göre sıralayın.
  • 152. BİR LİDER,SEVGİSİNİN DERİNLİĞİ ÖLÇÜSÜNDE BÜYÜK BİR LİDERDİR İçimizdeki lideri geliştirmenin bir koşulu da diğer insanlarla karşılıklı olarak verimli bir ilişkiye girmektir. Böyle bir insan sevgiyi almaya da vermeye de hazırdır. Başkalarını sevmek için öncelikle kendinizi sevmelisiniz. Sevgi bize değerli olduğumuzu söyler. Benlik saygımızı ve özgüvenimizi besler. Sevildiğimizi bildiğimiz zaman hayatta üstün bir performans gösterebiliriz. Sevildiğimizden şüphe ediyorsak,performansımız düşüşe geçer. Bir liderin büyüklüğü, sevgisinin menzili ile ölçülür. Sevginin sağladığı inancın, ümidin ve sabrın sınırı yoktur.
  • 153. BİR LİDER, SAĞ VE SOL BEYNİNİ BİR BÜTÜN HALİNDE KULLANARAK YARATICILIĞINI ORTAYA KOYAR Farkında olmak, her şeyin anahtarıdır.; çevrenizde ve içinizde olup bitenlerin farkında olmak. “Farkında olma” yeteneğini geliştirmenin en büyük yararı; sol beyninizin sesini kısıp, sağ beyninizi öne çıkararak sezgilerinizi ve yaratıcı güçlerinizi kuvvetlendirmeniz size yardımcı olacaktır. “Beyin üstünlüğü” kuramı diye bilinen konu üzerinde yapılan araştırmalar temelde, beynin her iki yarım küresinin değişik işlevleri yönettiklerini,değişik sorunlarla ilgilendiklerini gösteriyor. Temelde sol yarımküre daha çok mantık ve konuşmayla ilgilenir. Sağ yarımkürenin sezgileri güçlüdür ve yaratıcı olan da odur. Sol sözle ilgilenir, sağ ise resimlerle. Sol analizci, yani çözümleyicidir, sağ sentezci yani parçaları birleştiricidir. Sol yarımküre neden-sonuçla ilgilenirken, sağ anlık ve bütüncül düşünmeyle ilgilidir. Sol beyin bilinç, sağ beyin bilinçaltıdır.
  • 154. Sağ beyin kapasitemizden ne kadar yararlanırsak, hayal etme, sentez yapma, zamanı ve mevcut koşulları aşabilme,ne olmak ve ne yapmak istediğimizle ilgili üç boyutlu bir resim yapabilme gücümüz de o kadar artacaktır. Sağ beyinden yararlanmanın iki farklı yolu var: 1. Görüş açısını genişletmek 2. Göz önünde canlandırma ve onaylama
  • 155. BİR LİDER,STRESLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARINI BULUR Bred Lee Thompson şunları ileri sürmektedir: “İnsan vücudu ve zihni sınırsız miktarda strese dayanamaz. Her insan için sınırlar farklıdır. Birey kırılma noktasına vardığında veya aştığında, işyerindeki fonksiyonlarını yerine getirmesini ve hatta her zaman karşılaşılan sorunlarla başa çıkmasını önleyen fiziksel veya psikolojik reaksiyonlar oluşur. Ciddi durumlarda tümden çöküş yaşanır ve birey hiçbir fonksiyonunu yerine getiremez hale gelir.” Birey, tüm çabalarına rağmen stresle baş etmede başarılı olamadığı zaman, strese gömülür ve tükenme noktasına gelir.
  • 156. Thompson, çalışanın kırılma noktasına yakın veya daha ileri olduğunu gösterebilecek altı işaret belirlemiştir: 1. Devamsızlıklar, gecikmeler, 2. Performans seviyesinde keskin yükselme ve düşüşler, 3. İş ortamından ve diğer çalışanlardan kaçmalar, 4. Diğer çalışanlara karşı düşmanlık ve şiddet, 5. Zihinsel uyanıklık eksikliği, 6. Garip ve anti-sosyal davranışlar, Vücut sistemi artık tepki vermemektedir. Bu kişi, çevresinde gelişen olaylar karşısında duyarsızdır. Tükenmek,genellikle başarıya ulaşmış kişilerin hastalığı olarak bilinir; yüksek ideal ve inancı olan kişilere musallat olur.
  • 157. Pek çok yolla stresin üstesinden gelinebilir. Ancak gerektiğinde tıbbi yardım almaktan çekinmeyin. Aşağıda sıralanan kuralları uygularsanız,stressiz yaşama doğru önemli bir adım atmış olursunuz: • Aşırı iş yüklenmekten kaçının. Üstesinden gelebileceğiniz, bilgi,tecrübe ve yeteneklerinizin sizi başarılı kılacağı ölçüde iş yüklenin. • Gerçekçi olmayan iş bitim tarihleri koymayın. • Rutininizi sık sık çeşitlendirin. Böylece eski işlerinizi yeni bir ışık altında görebilirsiniz. • İnsan doğasını değiştiremeyeceğinizi kabullenin. Böylece diğer insanların tutumlarıyla ilgili sıkıntıya girmezsiniz. • Kişisel ve iş yaşamınız arasında daha iyi bir denge kurun. • Başkalarını desteklemeye çalışın ve onların yardımlarını kabul edin.
  • 158. • Size anlamlı ve yapmaktan,başarmaktan kişisel olarak zevk aldığınız bir işte çalışmaya gayret gösterin. • Bardağın yarısının dolu olduğunu düşünün. • Hatasız ve yenilgisiz insan olmaz; enerjinizi toparlayın ve kendinize güveninizi tazeleyin. • Hoşlanmadığınız işleri ertelemeyin, bir an önce yapın ve kurtulun. • Kendinizi başkalarının esiriymiş gibi hissetmeyin, özgür olduğunuzu düşünün, kişiliğinizi onaylayan insanlarla birlikte olmaya çalışın. • Sevginize layık olmayan kişilerle dostluğunuzu sürdürmeyin. • Hedefleri,öncelikleri ve işle ilgili görevleri iş ortamına uygun ve gerçekçi olarak belirleyin. • Gülümseyin, bulaşıcıdır !
  • 160. BİR LİDER, ÖVGÜNÜN VE YERGİNİN DOZUNU KAÇIRMADAN İNSANLARI TEŞVİK EDER Bitkiler nasıl güneş ile büyürse, insanlar da övgü ile büyürler. Etrafınızdaki insanları övün, hiçbir maliyeti yoktur ve karşınızdaki insanı besler. Karşınızdakileri övmek, her zaman size bir biçimde geri dönecektir. Övgü, insanları teşvik edip ödüllendirmenin en güçlü yoludur. Ama ustalıkla kullanmayı bilmezseniz tehlikeli ve zararlı olabilir. Eğer bunu geç fark ederseniz tam anlamıyla bir felakete dönüşebilir. Çok az insan,övgünün enerji açığa çıkardığını biliyor. Birisi size içten bir övgüde bulunduğunda veya iyi başarılmış bir iş için teşekkür ettiğinde, damardan iğne yemiş gibi birden keyiflendiğinizi hiç fark ettiniz mi?
  • 161. Araştırmacıların son çalışmaları övgünün sadece verimli olmayıp yaygın etkileri de olduğunu ortaya koymuştur. Övülen öğrencilerin, azarlanan öğrencilere kıyasla sadece sevdikleri konularda değil, diğer derslerde de başarı gösterdikleri görülmüştür. İlginçtir; insan davranışının derinliklerinde aşırı dostluk, arkadaşlık gösterilerine karşı bir tepki vardır. Birini teşvik için aşırıya kaçtığınızda, herkes gizli işler çevirdiğinizi düşünmeye başlayacaktır. Aşırılık sezildiğinde şüpheli bakışlardan kurtulamazsınız. Onun için temkinli davranmakta fayda var. Övgü yeteneğinizin iş hayatındaki başarılarınıza katkıda bulunmasını istiyorsanız, hak eden kimseden övgüyü esirgemeyin. Bunu yapmamak hırsızlığa benzer.
  • 162. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Övgü, neye hedeflenmekteyse onu çoğaltmaya ve artırma eğilimindedir. Birini işle ilgili överseniz, daha çok iş yapacaktır. Davranışı konusunda överseniz, daha iyi davranışlarda bulunacaktır. Ancak yalnızca kişi olarak överseniz, sadece egoizmini ve kendini beğenmişliğini arttırırsınız. Pek çok çocuk, annesinin kendisine sürekli “sen dünyanın en harika insanısın” demesi yüzünden ömür boyu zarar görmüştür. Gerçekte, pek çoğumuzun övgü konusunda cimri olmasının bir nedeni de karşımızdakini şımartma korkusudur. Övgünün değeri birkaç şeye bağlıdır: övgünün miktarı, çeşidi, övgüde bulunduğunuz kişi, kullandığınız üslup. Bütün bunlar, övgünün değerli ve etkili olup olmamasını saptayan etkenlerdir. Övgünün memnuniyet verici ve teşvik edici olabilmesi için şu özellikleri taşıması gerekir: gerçekçi ve dürüst , belli bir konuda, yüz yüze, içten.
  • 163. BİR LİDER, DOSTLARINI VE DÜŞMANLARINI TANIYARAK HERKESİ AV YA DA AVCI OLARAK GÖRMEZ Amerikan NBC şirketini kuran David Sarnoff, iş hayatındaki rekabetin gelişmeye olumlu katkılarını şu sözlerle ifade etmektedir: • Gelişme yolundaki uzun mesafeli bir hareketle arkadan vurulan bir tekme,sizi dostça bir el sıkışından daha ileri götürür. • Zaman ve enerjinizi, başkalarının ve bilhassa “sırtınızdan vuranların” size yaptıklarını ödetmek için tüketiyorsanız, hiçbir zaman başarılı olamazsınız. • İntikam etkisizdir. Başarınıza katkısı olsaydı, önemli olabilirdi ama hiçbir yararı olmadığına göre intikamı aklınızdan çıkarın. İş dünyasında düşman,kin bağlamış bir arkadaş ya da bir rakiptir. Bu düşman, kendi başarısını ne kadar çok isterse, sizin başarısızlığınızı da o kadar ister. İş hayatınızda düşmanın yok diyorsanız, ya kendinizi aldatıyorsunuz ya da dahi bir politikacısınız.
  • 164. Etrafınızda düşmanlarımız olmazsa tembelleşiriz. Peşimizdeki düşmanlar zekamızı keskinleştirir. Bizi dikkatli ve uyanık tutar. Bazen düşmanları düşman olarak kullanmak dosta çevirmekten daha iyidir. Kendi iyiliğiniz için düşmanlarınızı nasıl kullanacağınızı öğrenin. Kılıcı elinizi kesecek olan keskin ucundan değil, kendinizi savunmanızı sağlayacak sapından tutmayı öğrenmelisiniz.
  • 165. Düşmanınızı düşman yapan, sizin hatanız mıydı, yoksa onun hatası mıydı? Taktiğiniz, bu soruya vereceğiniz cevaba bağlıdır. İşte belli başlı seçenekleriniz: 1. Ciddi bir düşman yenmenin en iyi yolu, onu ciddiye almamaktır. 2. düşmanınıza, karşı, iyi bir savunma hazırlayın. 3. Asılsız dedikodular yapıyorsa, gerçekleri ilan edin. 4. Ona sırtınızı dönün. 5. Stratejik konumunuzu güçlendirin. 6. Mücadelenizi olumsuz değil, olumlu yönde sürdürün. Doğru kullanılırsa, düşmanlarla başa çıkmanızı sağlayan bu teknikler intikam almaya oranla daha kesin sonuçlu, daha yararlı ve daha tatminkardır.
  • 166. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Mevlana’nın yedi öğüdü, gerçek dostluğa ,gerçek barışa evrensel bir mesajdır: 1. Cömertlik veya yardım etmede akarsu gibi ol! 2. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol! 3. Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol! 4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol! 5. Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol! 6. Hoşgörülükte deniz gibi ol! 7. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!
  • 167. BİR LİDER, İDEAL BİR İLETİŞİMLE BAŞKALARININ KOORDİNAT SİSTEMİNE UYUM SAĞLAR Lider, başka şeylerin yanı sıra iletişim yoluyla da güvenilir olduğunu kabul ettirir. Söylenenler ve yapılanlar arasındaki tutarlılık,liderin kişisel performansını dikkatle izleyen takipçilerin beyinlerinde sürekli doğrulanmalıdır. Bazı insanlar iletişim konusunda doğuştan yeteneklidir. Hemen herkesle, hemen her konuda,hemen her ortamda etkili iletişimde bulunabilir görünürler. İletişim beceriniz ne düzeyde olursa olsun daha da iyileştirilebilir. Kötü iletişimcilerin ortak bir özelliği, basit sorulara karmaşık açıklamalarla cevap vermeleridir. Başarılı insanların çoğu,dikkatlerini sonuçlar üzerinde toplarlar ve sonuca yönelik bir soruya,işleme dayalı bir yanıt aldıklarında bu onları sabırsızlandırır.
  • 168. İletişim yöntemlerinizi ve kendinize olan güveni geliştirmek için bilinçli olarak öğrenmek ve sürekli olarak yeni becerileri uygulamak zorundasınız. İyi bir iletişimci, çalışalar arasındaki benzerlikler ve farklılıkları algılama yeteneğine sahiptir. Bireysel farklılıklar nedeniyle, herkese kendimize davranılmasını istediğimiz gibi davranmak her zaman en iyi iletişim yolu olmayabilir. İyi bir iletişim kurabilmek için, alıcının arka plana,kişiliği ve beklentileri hakkında bir fikir sahibi olmak gerekir. Yalnız şunu da unutmayın: kendi çevrenize ördüğünüz koza içinde, her şeyden yalıtılmış bir biçimde yaşarsanız iyi bir iletişimci olmazsınız.
  • 169. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com İyi bir iletişim kurmak için gizli bir tarif yok, ama buna yardım edebilecek bazı temel kavramlar var. Bunları uygularsanız kendi yolunuzu bulursunuz: 1. Anlaşma zemini kurun,uygun bir beden dili kullanın. 2. Olumlu davranın. 3. Net,kısa ve konuyla ilgili tespitlerde bulunmaya çalışın. 4. İnsanların beden dillerini bilinçli bir gözle takip edin. 5. Hangi konuya karşı çıkacağınızı, hangi konuyu başaracağınızı önceden hesap edin. 6. İlgi ve mantık sıralamasına göre konuşun. 7. İletişimi iki yönlü bir süreç olarak kabul edin. 8. Karşılıklı konuşurken ana temayı çabucak kabul edin. 9. Muhtemel sorular ve itirazlara hazırlık olun. 10. Soru ve itirazları, mesajınızı kuvvetlendirmek için fırsatlar olarak görün.
  • 170. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com ABD başkanı olan Einsenhover diyor ki; “İnsanları kafalarına vurarak yönetemezsiniz, bu liderlik değil saldırıdır.” En etkili liderlik tarzları, insanları hissettikleri ve düşündükleriyle ilgilenir ve iyi iletişim yeteneklerini işin içine sokar. Empati, kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koyarak onun duygularını, ilgilerini ve tutumlarını anlama yeteneğidir. Kendimizi bir başka kişinin pabuçları içine koyma çabasıdır. Empati sayesinde, karşımızdaki kişinin hassas noktalarına habersizce dokunma eğiliminden kurtuluruz. Çünkü empati olan insanlar başkalarının görüşlerine değer verirler. Kendi yaklaşımlarını daha incelikli bir biçimde ortaya koyma eğilimindedirler. Bir başkasını empatiyle dinlediğinizde, o insana psikolojik soluma olanağı tanırsınız, bu yaşamsal ihtiyacı karşıladıktan sonra etkilemek veya sorun çözmekle ilgilenirsiniz.
  • 171. BİR LİDER,ÖĞRENMEK VE GELİŞMEK İSTEYEN İNSANLARI MANİPÜLE DEĞİL MOTİVE EDER Motivasyon, birkaç faktörün birleşiminden oluşur: Neye ulaşmak istediğinize karar veren zihniniz, ona ulaşmak için kararlı olmayı sağlayan iradeniz,sizi harekete geçirecek duygularınız, hedefiniz için göstereceğiniz çaba ve yukarıdakilerin birleşmesiyle oluşan eyleminiz. Motivasyon yönlendirici bir güçtür. Eğer insanları motive etmek istiyorsanız, onları güdüleyen şeyler hakkında birşeyler bilmeniz ve onların ihtiyaçlarını tatmin etmeniz gerekir. Temel olarak motivasyonun iki seviyesi vardır: Hayatta kalmak ve başarı. Hayatta kalmak için gerekli temel ihtiyaçlarımız giderilirse, bizler başarı,duygusal tatminler, kişisel gelişim, değerli olmak, kabul edilmek gibi diğer ihtiyaçların giderilmesine yöneliriz. Yani insanları harekete geçiren ve yönlerini belirleyen, onların düşünceleri, umutları, inançları kısaca arzu ,ihtiyaç ve korkularıdır. Bu kelimeler ise, aktif ve motive edici kuvvetlerdir.
  • 172. Motivasyon oluşturmanın en etkili yolu, çıtayı yüksek tutmaktır. Büyük amaçlar büyük motivasyonlar üretir. Büyük amaçları küçük adımlara bölmeniz ve her gün bir adım atmanız bir sonraki ilerleme için gerekli olan güven ve isteği oluşturacaktır. Etkili bir motivatörü karakterize eden şey, olumlu, destekleyici ve akılcı bir heyecandır. Bu tanımlardan , insanların hem iyi hem de kötü motive edebileceği sonucu çıkar. John Keneddy de insanları motive etti. Adolf Hitler de. Lider kişi, emri altındaki insanları yerinde ve zamanında motive etmesini bilendir. Yerinde yapılan bir motive, başarının kapısını açan bir anahtar olur.
  • 173. Herkesi birer birer çağırıp “bana katılır mısın?” demeyi bekleyemezsiniz. Siz yola çıkın. Herkesi çektiğinizi göreceksiniz. Önemli olan sizin yola çıkmanızdır. Sadece sizinle gelmeyi istemelerini sağlamanız yeterli. İnsanları fark edin. Onları yanınıza alın. Teşvik edin. Cesaretlendirin. Eğitin. Fikirlerini sorun. Övün. Karar vermelerini sağlayın. Başarılarını paylaşın. Onlardan tavsiyeler isteyin ve mümkünse bunlara uyun. Ne kadar değerli olduklarını anlamalarına yardımcı olun. Başkalarını harekete geçirme, motivasyon veya manipülasyon yoluyla olabilir. Hangisi olduğu, harekete geçirenin niyetine bağlıdır. Diğer kişiyi kendi kişisel kazanımları için faaliyete ittiğinde bunun adı, manipülasyondur. İkisi birlikte karşılıklı çıkarları için hareket ettirdiğinde, bu motivasyondur.
  • 174. Eğer insanları neyin motive ettiğini anlarsanız, onları idare etmek için en güçlü araca sahip olmuş olursunuz. Öncelikle kendinizi, sonra çevrenizdeki insanları motive etmek istiyorsanız, şu prensipleri uygulayabilirsiniz: • Kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız, karşınızdakine de öyle davranın. • Niçin ve nasıl yaptığınız, ne yaptığınızdan daha önemlidir. • Kaybetmemek için zaaflarınızı, kazanmak için gücünüzü bilin. • Eğer bir şeyi başarmak için bedelini ödemeye hazırsanız, hayata her şeye sahip olabilirsiniz. • Kaç defa düştüğünüz değil, kaç defa tekrar ayağa kalktığınız önemlidir. • İşinizi yaparken yeteneklerinizi bloke eden olumsuz düşüncelere başkaldırın. • Verdiğiniz ödülün, ödülü hak eden davranışa uygun olduğundan emin olun.
  • 175. BİR LİDER, YA BİR YOL BULUR, YA BİR YOL AÇAR, YA DA YOLDAN ÇEKİLİR Yolu en iyi kullanan, arkasından gelenler için yolu daha kullanılabilir bir hale getirendir. İnsanlar rekabet ortamında birbirlerinden üstün gelmek için birbirlerini ezerken,ortaya bir lider çıkar ve herkesin iyiliği için çalışır,herkesin yaşamını kolaylaştırır. Ve herkes için tıkanmış ve tıkanma ihtimali olan yolları açar. Hayatınız boyunca başarılı olmak istiyorsanız, dünyada bir gözlemci olarak olup biteni izlemeyi değil, bir oyuncu olarak yaşamın içinden aktif biçimde yer almayı ve bir fark yaratmayı seçmelisiniz. Bir liderin yol açması, liderin tek başına veya ekip halinde bir şeyler başarma arzusudur. Yol açmak, liderin elinden gelenin en iyisini yapması,başarılı olması,çaba ve yetenek gerektiren görevleri yerine getirmesi,önemli bir işte başarı göstermesi, zor bir işi yapması,zor sorunları çözmesi ve diğer insanların bundan istifade etmelerini sağlamaktır.
  • 176. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com İngiliz filozof Bacon, başarılı olmak isteyenlere şunları öğütlüyor: • Yediklerinizle değil, hazmettiklerinizle güçlüsünüz. • Kazandıklarınızla değil, muhafaza ettiklerinizle zenginsiniz. • Okuduklarınızla değil, kafanıza yerleştirdiklerinizle bilgilisiniz. • Başkalarına verdiğiniz öğütlerle değil, onları kendi hayatınıza uyguladıklarınızla değerlisiniz.
  • 177. BİR LİDER, YA OLDUĞU GİBİ GÖRÜNÜR YA DA GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLUR Hangimiz söylenti veya dedikoduya bulaşmamışızdır ki? Ve hangimiz bulunduğumuz ortamların, iş dünyasının söylenti ve dedikodudan arınmasını dilememiştir ki? Düşünce zehrinin anlaşılması zordur ama doğrusu büyük işler yapar. Bizi ufak tefek, önemsiz şeyleri düşünmeye zorlayarak düşünce kapasitemizi düşürür. İnsanlar hakkındaki düşüncelerimizi saptırır ve çarpıtır. İnsanların birbirleri,arkadaşları, müşterileri ve iş yaptıkları kişiler hakkında söylediklerine bakarak, bunlar hakkında pek çok şey öğrenebilirsiniz. Söyledikleri, ortak bir saygının olup olmadığını,kurumdaki ruhu,insanların ne kadar meşgul olduğunu, yönetim kontrolünün derecesini yansıtacaktır. Unutmayınız ki; eğer insanlar birbirleriyle dedikodu yapacak zaman ve eğilimi buluyorlarsa, yeterince işleri yok demektir.
  • 178. Başarılı bir insan, alay,iğneleme ve dedikodulara hedef olmaya mahkumdur. Küçük düşünen insanlar öfke ve kinlerini büyük insanlardan almaktan hoşlanırlar. Toplumda pek başarılı olamayan kişiler başkalarını da kendi seviyelerine indirmeye çalışırlar. Onları lanetlemenize gerek yok, uymayın yeter! Hangi görevde bulunursanız bulunun ve kaç yıllık tecrübeye sahip olursanız olun, sizinle aynı hedefleri güden rakiplerinizle kıran kırana bir mücadele yaşayacağınızı unutmayın. Bu sebeple, çalışkanlığı , dürüstlüğü,uyumu,kendini geliştirmeyi, yenilenmeyi elden bırakmayın. Her şeye rağmen, gerçekçi bakışlarınız ve kararlılığınızla engelleri aşmanız mümkündür. Bilin ki, elde ettiğiniz başarılar bazılarına kıskançlık krizi geçirtirken,bazılarının haklı takdirlerini kazanacaktır. Meyveli ağaç taşlanır. Dolayısıyla;tanınma,sivrilme ve yükselme yolunda engellemelerle karşılacaksınız. Serinkanlılık,bilgi,azim ve psikolji/diplomasi başlıca silahlarınız olacaktır.
  • 179. BİR LİDER, EKİP RUHUYLA OPTİMAL DÜZEYDE SİNERJİ YARATIR Hayatta bir şeyi başarmak istiyorsan, ekibinize güvenmelisiniz. Etkili bir ekip, bireylerin gelişmelerini hızlandırmak ve diğer organizasyonel kazanımları arttırmak için başvurabilecek en etkin yoldur. Araştırmalar şunu göstermiştir: Eski metodları yeniden gözden geçirmeye ve ekip çalışması kurmaya istekli kuruluşların, kalite ve verimliliği arttırarak, karlarını arttırdığı görülmüştür. Bununla da kalmamış, kararlı ve motive olmuş iş gücüne sahip olmuşlardır. Bunların yanı sıra etkili bir ekip çalışmasının, çalışanlar arasındaki sorunların çözümü, etkili üretim programlaması ve gelişmiş üretim hedefleri belirleme gibi yan kazançlar getirdiği de tespit edilmiştir. Başarılı ekipler, ihtiyaçlar ve yeteneklere göre üyelerinin değişik zamanlarda farklı roller üstlenmesiyle, kendi yapısını oluşturmaya eğilimlidir.
  • 180. Sorumlu olduğumuz kişileri motive etmek ve geliştirmek için başarılı bir ekibin ana özelliklerinin farkında olmalısınız. Bu, size ve iş arkadaşlarınıza üzerinde çalışılacak bir çerçeve sunar. Böyle bir ekip genellikle; tek vücut olmuş,organize olmuş,birbirini destekleyen bir ekiptir. Kazanan ekipler; • Büyük liderlere sahiptirler. • İyi insanları bir araya getirirler. • Kazanmak için oynarlar. • Ekipteki diğer oyuncuları daha başarılı hale getirirler. Takım lideri, takımın hedefine ulaşması için takım üyelerinin doldurulması gereken rolleri bilmelidir. Ve bir rolün doldurulmadığını gördüğünde, işin yapılmasını sağlamak için belli ayarlamaları yapmalıdır.
  • 181. tolga.aktoprak@gmail.com tolgaaktoprak.blogspot.com Aşağıdaki küçük liste, araştırmalara göre “süper ekiplerin” temel özelliklerini göstermektedir: • Ekip üyeleri arasında etkin bir bir iletişim vardır. • Tüm ekip üyelerinin hedeflere ulaşmak kadar, birbirlerinin kişisel gelişme ve başarılarıyla da bağlantı kurmaları sağlanır. • Ekibin kendi yöntemleri ve çalışma sonuçlarının sürekli geliştirilmesi süreci vardır. • En zor, incelik gerektiren, çatışmaya yol açan konularla uğraşma becerisi vardır. • Etkili, yaratıcılık düzeyi yüksek bir sinerji yaratmak belki de asıl hedeftir. Evet, ekipteki her bireyin enerjisi birleştiğinde sinerji ortaya çıkar. Ekiplerde, bireylerin iş yapma isteklerinin üst düzeyde olması birleştiğinde sinerji ortaya çıkar.
  • 182. BİR LİDER, YETKİ DEVREDECEK KADAR ERDEM SAHİBİDİR Anlamlı çalışma,otorite, özerklik ve hesap sorulabilirlik yetki devretmenin kilit kavramlarıdır. Yetki devretmenin mekanik bir süreç olmadığı açıktır. Her yetki devri amir ile astı arasındaki ilişkiyi,aralarındaki karşılıklı güven ve saygıyı, karşılıklı etkileşime her birinin yaptığı düşünce ve davranış katkılarını ve bekledikleri potansiyel ödül ve tatminleri temel alır. Yetki devri görev zenginleştirmenin bir biçimidir. Yönetici sadece kendisinin hoşlanmadığı işleri devretme eğilimine karşı koyabilmelidir. Yetki devri eleman açısından hem bir güvenoyu hem de bir sınavdır. Kendisine gereken ölçülerde otorite ve özerklik tanınmalıdır. Bunların sınırları her iki taraf açısından da net olduğu sürece, eleman özgürce kendi işini yapabilir.
  • 183. İnsanları yetkilendirmenin ilk adımı onları doğru değerlendirmektir. Yetkilendirmeye niyetlendiğiniz kişileri değerlendirirken şu alanlara bakın: • Bilgi: Sizin bildiğiniz her şeyi bildiklerini sanmayın. Geçmişle ve arka planla ilgili bilgiler verin. • Beceri: bir yetkilendirici olarak göreviniz, işin gereklerini bulmak ve insanların başarılı olmak için ihtiyaç duydukları becerilere sahip olmalarını sağlamaktır. • Arzu: insanların başarılı olmaya istekleri yoksa, hiçbir düzeydeki bilgi,beceri veya potansiyel onlara yardımcı olamaz. Yöneticinin kişiliği ve yönetim felsefesi, otorite devrini tayin eden ana faktörlerden birini teşkil eder. Bazı yöneticiler yetki devri sonucunda ellerindeki iktidar kuvvetlerinin kaybolacağından korkarlar.
  • 184. Yetki devrinin yararları: • Verimliliği artırır. • İşin yoğun zamanlarında, tatillerde ve özel durumlarda destek kabiliyetlerini artırarak takımın çalışmasını güçlendirir. • Hem çalışanlara hem de yönetime, çalışanın yeteneklerini görme fırsatı verir. • Öğrenme fırsatlarını sağlar. • Başarılacak iş yaratır, motivasyonu uyandırır. • Kendini takdire ve gurur duymaya yol açabilir. • Daha iyi karar oluşturulmasına sebep olabilir. • Daha hızlı sonuç üretebilir.
  • 185. Yetki devretmeyi öyle zor bir iş olarak görmeyin. Şu belli başlı basamakları kullanın: 1. Devredeceğiniz proje üzerinde çalışın. 2. Bu konu için aklınıza gelen en iyi isim kim? Bunu bulun. 3. Projenin tamamını kağıda dökün. Sözlü uyarılara güvenmeyin. 4. İşi ona verdikten sonra, buna alışmasına imkan tanıyın. Uzaktan onu kontrol edin, ama baskı uygulamayın. 5. Proje tamamlandığında ve sonuçtan memnun kaldığınızda onu kutlama ve takdir etme vakti gelmiş demektir.kendisine güvenmesini sağlayın.
  • 186. BİR LİDER, TOPLUMUN İSTİKRARI İÇİN ADALETİ UYGULAR En kısa ve özlü olarak adaleti, her şeyi yerli yerine koymak, yani herkese layık olduğu şeyi vermek olarak tanımlayabiliriz. Bir lider şu koşullarda adil bir liderdir: • Herkese karşı derin bir sevgi beslediğinde, • Bütün canlılara karşı merhamet duyduğunda, • İnsanların diline, rengine, dinine bakmaksızın herkese eşit davrandığında, • İnsanlar arasında kin ve nefret yerine sevgi ve dostluk köprüsü kurduğunda, • İnsanları kendi kazançları için manipüle etmediğinde, • Tüm insanlara karşı açık kapı politikası uyguladığında, • Sağduyulu olduğunda, • İnsanların daha iyi bir yaşama kavuşmaları için, strateji ve projeler ürettiğinde, • İnsanların iyi niyetlerini suistimal etmediğinde, • Temsil ettiği insanlarla etle kemik misali bütünleştiğinde.
  • 187. BİR LİDER, SÜRÜNEREK DEĞİL SÜZÜLEREK ZİRVEYE ÇIKAR Zirveye çıkanlar başarıyı sabit bir durum olarak görmedikleri gibi, bireyin demir attığı, yolculuğunu tamamladığı güvenli bir sığınak olarak da görmezler. Liderler zirveye çıkarlar çünkü hedeflerini tanımlar, yeteneklerini kullanır ve onları adanma ve sıkı çalışmayla keskinleştirir. Zirveye çıkarken altınızda kalan insanlara iyi davranın, bir gün tekrar aşağı inip onlara ihtiyacınız olabilir. Önemli olan şey nerede başladığınız değil, nerede bitirdiğiniz, sonuçta nereye ulaştığınızdır. İnsanlar başarıyı “zirve kuralları”nı uygulayarak yakalarlar. Aynı kuralların üzerinde ciddiyetle çalışmanız durumunda, işinize mutlaka yarayacaktır. İşte zirve kuralları: