SlideShare a Scribd company logo
1 of 13
Download to read offline
ĐÇĐNDEKĐLER
Dördüncü Baskıya Önsöz ................................................. IX
Birinci Baskının Önsözü................................................. XIII
1. Öztürk’ün Hadis Đlimlerine Yabancılığı ..........................19
1- Rical ilmine yabancılığına örnekler...........................19
2- Hadis terminolojisine yabancılığına önekler..............22
2. Kadınlarla Erkeklerin Birlikte Aynı Kaptan
Abdest Alması Meselesi................................................27
3. Hz. Peygamber (s.a.v)’in Kur’an Dışında Hüküm
Koyma Yetkisi..............................................................35
Kur’an-Sünnet Đlişkisi..................................................37
A- Sünnet’in Kur’an’ı Teyit Edici Özelliği..................37
B- Sünnet’in Kur’an’ı Beyan Edici Özelliği................37
a- Kur’an’ın Mücmel Nasslarını Tefsir veya
Müşkil Lafızlarını Beyan Eden Sünnet............38
b- Kur’an’ın Umum Bildiren Hükümlerini
Tahsis Eden Sünnet.......................................43
c- Kur’an’ın Mutlak Mahiyetteki Hükümlerini
Takyîd Eden Sünnet ......................................44
C- Sünnet’in, Kur’an’da Yer Alan Bazı Hükümleri
Neshedici Özelliği ...............................................44
D- Sünnet’in, Kur’an’da Yer Almayan Birtakım
Konularda Hüküm Koyucu Özelliği .....................45
Hz. Peygamber (s.a.v)’in Aldığı Vahiyler,
Sadece Kur’an Ayetlerinden Đbaret midir?.......50
Muhtemel Bir Đtiraz........................................72
4. Hz. Peygamber (s.a.v)’e Aidiyetinde Şüphe Olmayan
Hadislerin Miktarı........................................................77
VI| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I
Đmam Ebû Hanîfe ve Hadis .......................................... 80
5. Hadislerin Yazılması Konusunda Hz. Peygamber
(s.a.v)’in Tutumu ......................................................... 87
A- Hadis Yazımını Yasaklayan Rivayetler...................... 88
B- Hadis Yazımının Yasak Olmadığını Gösteren
Rivayetler ............................................................... 88
6. Hadislerin Yazılması Konusunda Sahabe’nin Tutumu.... 101
A- Sahabe’nin Hadislerin Yazıya Geçirilmesini
Yasakladığını Bildiren Rivayetler ........................... 101
B- Sahabe’nin Hadislerin Yazılmasına Yasaklama
Getirmediğini Bildiren Rivayetler........................... 106
Hz. Ömer ve Hadis Rivayeti ................................... 113
7. Sünnet ve “Mişna” Benzetmesi ................................... 119
8. Hz. Ömer Çok Hadis Rivayet Eden Bazı Sahabîleri
Hapsetmiş midir? ...................................................... 123
9. Ka’b el-Ahbâr ve Đsrailiyyat......................................... 131
10. Mezheplerin Mahiyeti ............................................... 139
11. Recm Meselesi – I ..................................................... 145
12. Recm Meselesi – II.................................................... 175
13. Miraç Hakkındaki Rivayetler Uydurma mı?............... 185
1- Melekler Örneği..................................................... 190
2- Hz. Zekeriyyâ (a.s) Örneği...................................... 190
3- Hz. Musa (a.s) Örneği ............................................ 191
14. Reenkarnasyon ve Đslam Akidesi – I .......................... 195
Reenkarnasyona Delil Olduğu Söylenen Ayetler ......... 215
15. Reenkarnasyon ve Đslam Akidesi – II ......................... 229
16. Ehl-i Kitab’ın Akıbeti – I ........................................... 245
1- Ebedî Kurtuluşu Hak Edenler Kimlerdir?............... 254
A- Allah’a inanmak ............................................... 257
a- Temel kitaplar.............................................. 260
b- Yalnızca rahipler tarafından kullanılan gizli
(esoterik) metinler........................................ 261
B- Ahirete Đnanmak .............................................. 266
C- Barışa Yönelik Hizmetler Sergilemek................. 268
2- Tevhit Đnancında Peygamberlerin Bir Kısmına
Đnanıp Bir kısmını Đnkâr Etmenin Yeri Nedir?........ 274
17. Ehl-i Kitab’ın Akıbeti – II .......................................... 283
1- Ehl-i Kitap’tan bahsetmekle birlikte, onlar
hakkında konumuz itibariyle herhangi
bir hüküm bildirmeyen ayetler.............................. 284
Đçindekiler |VII
2- Ehl-i Kitab’ın -herhangi bir istisna zikretmeksizin-
kurtuluşa erdiğini anlatan ayetler .........................285
3- Ehl-i Kitab’ın -herhangi bir istisna zikretmeksizin-
tümünün Kâfir/Müşrik olduğunu gösteren ve
onları Kur’an-ı Kerim’e/Hz. Peygamber (s.a.v)’e
inanmaya çağıran ayetler ......................................285
4- Ehl-i Kitap’tan bir kısmının Mü’min, bir kısmının
ise Đnkârcı olduğunu bildiren ayetler .....................288
18. Öztürk Tarafından Tahrif Edilen Ayetler....................301
Đlmî Emanet ve Öztürk’ün Güvenilirliği.......................303
19. Đcma Konusu............................................................315
1- Kur’an’da yer almayan bir hüküm Đcma ile
konabilir mi?.........................................................317
2- Đcma, Kur’an’da yer almayan bir yığın kabulü
Muhammed Ümmeti’ne Allah’ın emri gibi empoze
etmek için kullanılan yollardan biri midir? ............318
3- Đcmaın bağlayıcılığı tartışmalı mıdır?......................319
4- Đmam eş-Şâfi’î icmaın mümkün olmadığını
söylemiş midir?.....................................................321
5- Đcma, belli bir yöredeki birkaç kişinin
bir konuda söz birliği etmesi veya yaklaşık
düşünceler sergilemesi midir? ...............................325
6- Bir asırda yaşayan ulemanın bir meselede ittifakı
olan icma eğer bir nassın hükmünün teyidi ise, bu
takdirde nass dururken icmaa lüzum var mıdır? ...325
EKLER
EK – I Sahabe ve Hadisle Amel........................................331
EK – II Sünnet Etrafındaki Tartışmaların Geçmişi..........343
Sadece Kur’an’la Yetinilebileceği ve Sünnet’e Uymanın
Gerekli Olmadığı Görüşü ...........................................343
A- Mu’tezile...........................................................345
a- Mu’tezile Önderlerinin Sahabe Hakkındaki
Görüşü ........................................................347
b- Mu’tezile Önderlerine Göre Mütevatir Hadis ..348
c- Mu’tezile Önderlerine Göre Ahad Hadis .........348
B- Şia ...................................................................350
a- Şia’ya Göre Sahabe’nin Adaleti .....................352
b- Đmamiyye Şia’sına Göre Mütevatir ve Ahad
Hadisler.......................................................353
C- Haricîler ...........................................................355
VIII| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I
a- Haricîler’in Sahabe’ye Bakışı ........................ 357
b- Haricîler’e Göre Mütevatir ve Ahad Hadis...... 357
Sonuç .................................................................. 360
EK – III Sünnet ve Hadis Kelimelerinin Kur’an ve
Hadisler’deki Kullanımları.............................................. 363
I- “Sünnet” Kelimesinin Lügat Anlamı........................ 363
A- Kur’an’daki Kullanımları................................... 363
B- Hadislerdeki Kullanımları................................. 365
II- “Sünnet” Kelimesinin Istılah Anlamı...................... 367
A- Hadisçilere Göre Sünnet................................... 367
B- Fıkıhçılara Göre Sünnet .................................. 367
C- Usûl-i Fıkıhçılar’a Göre Sünnet ........................ 368
D- Kelamcılar’a Göre Sünnet ................................ 369
III- Bu Tanımların Değerlendirilmesi ......................... 369
IV- “Hadis” Kelimesinin Lügat Anlamı ........................ 370
A- Kur’an’daki Kullanımları .................................. 370
B- Hadislerdeki Kullanımları ................................ 370
V- “Hadis” Kelimesinin Istılah Anlamı ....................... 371
A- Hadisçilere Göre Hadis .................................... 371
B- Usul-i Fıkıhçılara Göre Hadis ........................... 371
VI- “Hadis” ve “Sünnet” Istılahları Arasındaki
Muhteva Benzerliği .............................................. 372
EK – IV “Kur’an’daki Đslam”da Zikredilmeyen Bazı Ayetler . 377
Bibliyografya ................................................................. 385
Karma Đndeks ................................................................ 405
DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ
Elinizdeki kitabın ilk baskısı Haziran-1997’de yapıl-
mıştı. Aradan iki sene bile geçmeden dördüncü baskıyı
yapmış olmanın ne anlama geldiğinin idrakindeyiz.
Kitabın okuyucuya arz edildiği tarihten itibaren bizzat,
mektupla veya telefonla teşekkür ve dualarını bildiren her ke-
simden okuyucuya bir kere de buradan teşekkür ediyor ve bu
kalbî irtibat ve muhabbetin, eksilmeden devam etmesini diliyoruz.
Bu süre zarfında, elinizdeki kitapla ilgili olarak okuyu-
cular tarafından bize iletilen bazı talepler oldu. Bunlardan
bir kısmı, kitapta kullanılan dilin çok fazla teknik olduğu
yönünde idi. Üçüncü baskıda okuyucuların anlamakta güç-
lük çektikleri ifadeleri parantez içinde açıklayarak bu talebi
yeterince karşıladığımız kanaatindeyiz.
Bu çerçevede bize iletilen bir başka talep de. Prof. Dr.
Yaşar Nuri Öztürk’ün bütün görüşlerinin ele alınması şek-
linde idi. Şunu belirtelim ki, bizim için bu, imkânsız bir şey
değildi. Ancak Öztürk’ün ele aldığı bütün hususları kritik
etmek, bir kitap hacmini çok aşan bir çalışmayı gerektiri-
yordu. Üstelik her gün yeni bir “keşif” ile gündeme gelen
birisinin her konuda söylediklerini izlemek ve bunlara cevap
yetiştirmeye çalışmak, bizim için zaman kaybından başka
bir anlam ifade etmeyecekti. Zira “Modern Đslam Düşüncesi-
nin Tenkidi” adıyla oluşturduğumuz projenin aksamadan
yürüyebilmesi için, bu projenin sadece bir parçası olan bir
kişinin söylediklerine takılıp kalmamız söz konusu olamazdı.
Bu sebeplerle elinizdeki kitapta, ağırlıklı olarak Öz-
türk’ün metodolojik [usûle yönelik] görüşlerini tenkit süzge-
cinden geçirmekle yetinmenin daha doğru olacağı kanaatine
vardık ve kitabı bu anlayışla hazırladık. Böylece okuyucu,
Öztürk’ün söylediği ve söyleyeceği şeylerin tümünün
X| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I
kıymet-i ilmiyesi hakkında daha kolay bir şekilde fikir sahibi
olabilir. Çünkü artık hangi sözün nasıl bir temele dayanıla-
rak söylendiği bilinmektedir...
Burada, bu çalışmanın fizikî görüntüsü ile ilgili değişik-
likler hakkında da bir açıklama yapmamız gerekiyor galiba.
Kitapta kullanılan harf karakteri üçüncü kere değişik-
liğe uğradı. Bilinci ve ikinci baskılarda kullanılan harf ka-
rakterinin çok küçük olduğu şeklindeki tenkitleri dikkate
alarak 3. baskıda daha rahat okunabilecek bir harf karakte-
ri kullanıldı. Ancak bu defa da kitabın hacmi kabardı ve
satırlarda gereksiz boşluklar oluştu.
Đşte elinizdeki baskıda bu sakıncaları gidermek için
yeni bir karakter kullanıldı. Böylece hem kitabın hacmindeki
gereksiz kabarıklık önlendi, hem de satırlarda görülen boş-
luklar ortadan kalkmış oldu.
Burada, 3. baskıdaki teknik bir aksaklıktan dolayı da
hem kendim, hem de yayıncım adına okuyuculardan özür
diliyorum. O baskıda 15 ve 16 numaralı konular, kitapta
mükerrer olarak yer almıştı. Bu, tamamen teknik bir hata
idi ve elinizdeki baskıda düzeltildi...
Burada değinmek istediğimiz bir diğer husus da şudur:
Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi serisinin ilki olan bu kita-
bın birinci baskısının önsözünde, görüşlerini eleştiri konusu
yaptığımız şahıslara yahut kendisini muhatap mevkiinde göre-
bileceklere açık yüreklilikle yaptığımız bir çağrı vardı:
“Burada görüşlerini kritik ettiğimiz kimselerin, arzu et-
tikleri vasatta mukabele hakları elbette mevcuttur. Hatta
üçüncü kişilerin tartışmalara katkıda bulunması da bizi mem-
nun eder. Ancak bütün bunların ilmî seviye muhafaza edilerek
yapılmasını beklemek de en tabii hakkımızdır” demiştik.
Ne var ki, elinizdeki kitabın ilk baskısından bugüne
kadar bu çağrımıza kayda değer herhangi bir karşılık veren
çıkmadı. Sadece bu kitapta görüşlerini kritik ettiğimiz Yaşar
Nuri Öztürk ile yapılan bir Tv. Programına, programın ya-
pımcısından gelen davet üzerine telefonla katılmak suretiyle
görüşme imkânı bulabildik. Ancak bütün çabalarımıza rağ-
men bu görüşmenin, ilmî bir münazara şeklinde cereyan
etmesini sağlamak yazık ki mümkün olmadı. Zira muhata-
bımızın tercih ettiği üslup “polemik”ti ve bunu dahi polemik
ahlakına riayet ederek yapmadı. Öztürk’ün, “ne kadar bağı-
rırsam o kadar baskın çıkarım” mantığıyla sürdürdüğü
olumsuz tavır sebebiyle o program, hafızalarda mecrasını ve
seviyesini kaybetmiş bir tartışma olarak kaldı.1 Daha sonra
1 Bu program, daha sonra yapımcısı Hulki Cevizoğlu tarafından “Yaşar
Nuri Öztürk” adıyla kitaplaştırıldı. (Beyaz yay., Đstanbul-1998.)
Sırası gelmişken burada Cevizoğlu’nun küçük bir yanlışını da düzeltelim:
Önsöz |XI
bazı Tv. Kuruluşlarından, o tartışmanın devamı niteliğinde,
ancak eşit şartlarda program teklifleri geldi ise de, biz her
şartta görüşmeye hazır olduğumuzu bildirmemize rağmen,
Öztürk’ten olumsuz cevap alınmış olacak ki, bir daha da
görüşme fırsatı bulamadık.
Kitabımızda dile getirdiğimiz görüşler hakkında en kü-
çük bir ilmî tenkidin yapılmadığı bahsi geçen programda, Öz-
türk’ün tavrına ilişkin olarak akıllarda belki de en fazla kalan
şey, şahsımıza yönelttiği itham ve karalama dolu sözler oldu.
Bu nokta ile ilgili olarak söylemeyi zaruri gördüğümüz
bir iki nokta var:
Öncelikle şunu belirtelim ki, bizim anlayışımıza göre
ilim bir emanettir ve ilmin namusunu korumak da emanete
hain durumuna düşmemenin vazgeçilmez şartıdır. Bunun
içindir ki, omuzlarında yazma ve konuşma sorumluluğu
hissedenlerin, her şeyden evvel hesap gününü yanıbaşların-
da hissetmek ve ilmi “az bir paha karşılığında” satılan bir
“meta” durumuna düşürmemek gibi bir sorumluluğun da
muhatabı olduklarını unutmamaları gerekir.
Đkinci olarak; yazmak ile eleştiriye muhatap olmak
arasında tabiri caizse bir “nimet-külfet dengesi” vardır. Eğer
söylediklerinizin altında kalacaksanız, eleştiri karşısında
tahammülsüzlük gösterecekseniz ve dahi “uçsa da keçidir”
tavrıyla kör bir inada saplanarak kendinizi gülünç duruma
düşürecekseniz, kendi onurunuzun zedelenmesine fırsat
vermemek ve ilmî haysiyetin çiğnenmesine vesile olmamak
için yazmamanız elbette daha hayırlıdır.
Sözünü ettiğimiz programda, Öztürk’ün tahrif ettiği ayetlere örnek olarak
zikrettiğim Yusuf Suresi 111. Ayetle ilgili – yakalayabildiğim nadir ko-
nuşma fırsatlarından birinde- konuşurken okuduğum ayetler hakkında
Cevizoğlu, adı geçen kitabın 113. Sayfasında şöyle demektedir:
“E. Sifil ayet numarasını karıştırıyor. Ayrıca bu ayetin meali, E. Sifil’in
açıkladığından daha farklı. Prof. Dr. Hüseyin Atay’ın “Kur’an-ı Kerim ve
Türkçe Anlamı (Meal)” sayfa 247’de yer alan Yusuf Suresinin sözkonusu
(109.) ayetinin meali şöyle: …”
Oysa ben, söz konusu ayetin bağlamı ortaya çıksın diye, içinde geçtiği
ayetler grubunu topluca ele almış ve meali zikretmeye, 109. Ayetten baş-
lamıştım. Nitekim sözlerimin devamında, 111. Ayeti de zikretmiştim.
Dolayısıyla Cevizoğlu’nun benim “ayetleri karıştırdığım” şeklindeki –iyi
niyetle yapıldığından şüphe etmediğim- bu tesbiti yerinde değildir.
Đkinci olarak, benim orada zikrettiğim ayetin mealinin, aslında daha
farklı olduğu şeklindeki tesbit de bana raci olamaz. Zira ben orada, ayete
verilen anlama Öztürk tarafından yapılabilecek itirazların şahsıma yöne-
lik olmasını engellemek için, ayetleri Süleyman Ateş’in mealinden aktar-
mıştım. Zira Ateş’in Öztürk nezdindeki makbuliyeti malumdur. Bu iti-
barla Cevizoğlu’nun bu itirazı bana değil, Ateş’e yönelik olmalıdır.
XII| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I
Nihayet ilim adamı, gerçeği arayan kişidir. Đlmî araş-
tırma denen mes’uliyetli, zorlu ve riskli faaliyette, size yönel-
tilen ciddî ve art niyetsiz her eleştiriyi, müktesebatınıza ve
doğruyu arama faaliyetinize yapılmış bir katkı olarak görme-
li ve bundan istifade etmeyi bilmelisiniz.
Bizim için yazmak, bir görev olduğu kadar, aynı za-
manda bir onurdur ve onur satılığa çıkarılamaz. Allah ve
ahiret inancı taşıyan bir kimsenin, onurunu satmak, kale-
mini kiralamak ya da basit dünyalıklar elde etmek için
inanmadığı şeyleri söylemek gibi alçaltıcı bir tavır içinde
olması asla düşünülemez.
Bu itibarla Öztürk’ün, hakkımızda ileri sürdüğü çirkin
ithamları isbatlayamadığı sürece boynunda ağır bir vebal
olarak taşımaya mahkûm bulunacağını söylemek istiyoruz...
Her şeye rağmen yukarıdaki çağrıyı tekrarlıyor ve di-
yoruz ki:
Đnsanımızın içine düşürüldüğü derin zihnî, fikrî ve
akidevî buhrandan kurtulmasını samimiyetle arzulayan
herkesin, bu yolda sarf edebileceği ne varsa sarf etmesi bir
vecibedir.
Birbirimizi önyargılar ve peşin hükümlerle damgalama
alışkanlığından vazgeçip, önce dinlemesini öğrenmeli; şeytanın
ve nefsin, bu çetin imtihanı kaybetmemize müncer olacak iğva-
larına kapılmadan birbirimizi samimiyetle anlamaya ve birbi-
rimize hakkı ve sabrı tavsiye etmeye yönelmeliyiz. Elbette bu
din, kimsenin tekelinde değildir ve insanlar, ancak ona liyakat-
leri ve samimiyetleri ölçüsünde kıymet ifade ederler.
Doğruların ortaya çıkarılmasına katkı sunmak ama-
cıyla başlattığımız bu tenkit serisine, okuyuculardan gelen
olumlu tepkilerden de güç alarak Yüce Allah’ın izniyle de-
vam edeceğiz.
Allahım! Amellerimizde ve niyetlerimizde senin rızan
ile bağdaşmayan ne varsa onu bizden uzaklaştır ve bizleri
rahmetinle senin rızana muvafık ameller işlemeye şevket.
Çaba bizden, tevfik Sendendir.
Ebubekir SĐFĐL
Keçiören, 25 Şaban 1418
14 Aralık 1998
BĐRĐNCĐ BASKININ ÖNSÖZÜ
Temeli büyük ölçüde Batı patentli istişrak faaliyetleri-
ne dayanan uzun çalışmalar sonucu itikat ve amel planında
ümmetin çekilmeye çalışıldığı nokta, çok yönlü ve derin bir
bunalımın, kimlik krizinin yaşandığı bir kaostan başka bir
şey değildir. Đslam coğrafyasında bugün yaşanan siyasal,
sosyal ve ağırlıklı olarak da akidevî ve kültürel çalkantı bu-
nun en bariz göstergesidir.
Her şeyden önce bir “insan” olarak belli bir kültürün
nesnesi durumunda bulunan müsteşrik, tabii ki Đslam’a
kendi kültürünün okuma biçimiyle yaklaşacak ve hiçbir
zaman nötr ve objektif olamayacaktır. Buna bir de istişra-
kın, Batı’nın Đslam Dünyası üzerinde kültürel, ekonomik ve
siyasal hegemonya kurma arzusunu gerçekleştirmek için
üstlendiği “öncü kuvvet” ve “keşif kolu” olma rolünün etkisi-
ni de eklersek, müsteşrikin Đslam konusunda ürettiği her
türlü bilginin niçin taraflı, sübjektif, kasıtlı ve “malul” oldu-
ğunu anlamak zor olmayacaktır.
Modern dönem Batılı istişrak taarruzu bugün eski yo-
ğunluğunu yitirmiş görünüyorsa, bunun sebebi müsteşrik-
lerin Đslamiyat [Đslam’la ilgili] çalışmalarından umdukları
sonuçları elde edememiş olmaları değil, tam tersine -ilmî
ciddiyet ve sistematik açıdan, orijinal istişrak hareketi sevi-
yesine ulaşamasa bile- yeni dönemde onların yerine kaim
kılınan yerli istişrak hareketlerinin Đslam Dünyası’nda sür-
dürmekte olduğu çalışmalardır. Zira artık konuşanlar “biz-
den” birileridir ve bu sebeple söylediklerinin kaale alınma
şansı nisbeten fazladır; böylesi, özellikle sokaktaki insan
bakımından daha etkili ve kalıcı olabilmektedir.
Bu yeni dönem, Đslam’ın bilgi ve inanç planındaki her
XIV| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I
türlü mahremiyetinin modern yerli Đslamiyatçılar eliyle Đslam
dışı epistemolojik alana çekilmesi ve öznellik iddiasıyla say-
damlaştırması dönemidir. Ehl-i Kitab’ın geçmişle yaşadığı
Talmud ve Đncil tecrübelerini yaşama sırası Kur’an bağla-
mında artık Müslümanlar’a gelmiştir.
Nasıl gerçekte Yahudi Şeriatı hahamların ve Hristi-
yan Şeriati papazların ürünü ise, Đslam Şeriatı da ulemanın
ürünüdür. Bu bakımdan Kur’an da yeni bir bakış açısı ile
yeniden “okunmalı”, yorumlanmalı; Kur’an’ı anlamada ve
hayata aktarmada Müslümanlar’ın geçmişte oluşturduğu
tecrübe, tarihin çöplüğüne terkedilmelidir. Eğer bu yapı-
lamıyorsa, o tecrübeye, sadece “Đslam’ı çağdaşlaştırmada”
kendisinden istifade edilecek bir “malzeme” olarak değer
atfetmelidir. Kısacası herkes Kur’an’a -ki o bir “başucu
kitabı”dır- Hz. Peygamber (s.a.v) de dahil olmak üzere baş-
ka herhangi bir kimsenin aracılığı olmadan doğrudan git-
meli ve problemlerini Kur’an’dan yaptığı çıkarsamalarla
bizzat çözmelidir...
Bu bakış açısı ile Müslümanlar’ın zihinleri kendi kül-
türleri ile hiçbir ilişkisi olmayan bir yığın kavramla doldu-
ruldu. “Gelenek-sel-ci-lik”, “Tarihsel-ci-lik”, “Hermenötik
Okuma”, “Klasik Đslam/Çağdaş Đslam kodlaması”... gibi ar-
gümanlar bu kavramsal yapının temel tayin edicileridir. Bu
ve benzeri kavramlar ile bunların türevlerinin geçmediği
herhangi bir Đslamî metne rastlamak artık neredeyse müm-
kün değil. Herhangi bir ilmî muhakemeden geçirilmeden ve
ciddi biçimde sorgulanmadan bilinçaltımıza boca edilmesine
ses çıkarmadığımız bu kavramların şekillendirdiği düşünme
ve algılama biçiminin bizi getirdiği nokta, bir önceki parag-
rafta dile getirmeye çalıştığımız durumu işaret etmektedir.
Artık Ehl-i Sünnet, Fıkıh, Fukaha... tabirleri bize gü-
ven vermiyor; Đslam Tarihi, ihanet, zorbalık ve tahrifin oluş-
turduğu, bir safra gibi çıkarıp atmamız gereken mülevves bir
geçmişin kronolojisidir ve esasen Müslümanlar’ın sahip çı-
kabilecekleri bir tarihleri yoktur; Tefsir bir Đsrailiyyat yuma-
ğı; Hadis, uydurma rivayetlerin kırk ambarıdır. Tasavvuf
Đran, Bizans ve Hint düşüncesiyle yoğrulmuş, içinde Đs-
lam’dan başka her şey bulunan bir uyuşturma mektebi;
mezhepler, hayatlarını, kendi görüşlerini Kur’an ve Sün-
net’in üzerine çıkarmaya çırpınmakla geçirmiş “hîle” ustala-
rının tahrif tezgâhı...
Ya Kur’an!
Aslına bakarsanız modern yerli müsteşriklere göre bu
Önsöz |XV
nokta da “fîhi kavlan” misali muhtelefun fih [ihtilaflı] bir
manzara arz ediyor.
Kimine göre Kur’an ayetleri henüz tarihsellik kuramcı-
larının teşrih masasında, kimine göre elimizdeki Mushaf’ın
ihtiva ettiği bir kısım ayetler apokrif (Şia’nın kulakları çınla-
sın!), bir kısmına göre Kur’an -özellikle de muamelata ilişkin
ayetler- “ölçü” değil, “örnek”tir; Kur’an’ı tarihe gömerek de
Müslüman kalabilirsiniz; bir kısmına göre ise özellikle
hudûd babındaki ayetlerde öngörülen cezalar simgesel; hır-
sızın eline atacağınız bir küçük çizikle Allah’ın emrini yerine
getirmiş olursunuz!..
Özetlemeye çalıştığımız bu düşündürücü durumun,
“Sizler, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı üm-
metsiniz. Đyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a ina-
nırsınız”1, “Đşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Re-
sul’ün de size şahit olması için sizi mutedil bir ümmet kıldık”2
gibi ayetlerde anlatılan “ümmet” ile bir ilgisi var mıdır? Yok-
sa bu ayetlerde tavsif buyrulan ümmet, Hz. Peygamber
(s.a.v)’in irtihalinden sonra terk-i dünya mı etmiştir? Kâfirle-
rin rağmına tamamlanması ilahî vaat ile garanti altına alın-
mış olan bu din, tarihin epeyce uzun bir diliminde sahneden
çekilmiş ve Allah’ın nuru söndürülmüş müdür? Şu halde
korunacağı bizzat Yüce Allah (c.c.) tarafından bildirilmiş ve
garanti edilmiş olan “Zikir”, başka bir ümmet eliyle mi mu-
hafaza edilmiş ve her türlü tahriften korunarak bize kadar
intikal ettirilmiştir?
Đşte bu ve benzeri hayati önemi haiz soruların muha-
tabı olan zevatın görüşleri, ilkini elinizdeki kitabın oluştur-
duğu bir dizi çalışma içinde değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Böylece ülkemizde yaşanan ve adı resmen konulma-
mış olan bir “sapma” hareketi karşısında Selef-i Salihin’den
sahih kaynaklar vasıtasıyla tevarüs ettiğimiz Đslamî akide ve
amelin tebellür etmesine ve yeni yetişen nesillerin, düşünce
dünyalarını bu doğrultuda oluşturmalarına katkıda buluna-
bilirsek kendimizi bahtiyar sayacağız.
Sözünü ettiğimiz dizide görüşleri kritik edilecek olan
kimselerin, yurt içinde bulunan ve yazıp söyledikleriyle gün-
dem işgal eden kimseler olması tercih edilmiştir. Bunun iki
sebebi vardır:
Birincisi; böyle bir tercih, bu çalışmanın sınırlarının
1 3/Âli Đmrân, 110.
2 2/el-Bakara, 143.
XVI| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I
çok fazla genişlemesini engelleyecektir.
Đkincisi; seçilen kimseler halen hayatta oldukları için
mukabele etme imkânları mevcuttur ve bu da, ele alınan
meselelerin canlı bir tartışma ortamında görüşülmesine
imkân verebilecektir.
Çizdiğimiz bu çerçevenin tek istisnası Fazlur Rah-
man’dır. Onu da, görüşleri ülkemizde hayli yankı yaptığı için
seçtik. Bununla birlikte ülkemizde Fazlur Rahman’ın görüş-
lerini beğenen, paylaşan ve onun, tarafımızdan kritik edile-
cek görüşlerini savunma ihtiyacı hissedenlerin de bu tartış-
maya katılmaları beklenebilir...
Ele aldığımız görüşlerin eleştirisi esnasında ilmî sevi-
yenin korunmasına azami ölçüde gayret gösterdik. Đlgilendi-
ğimiz nokta, kişiler ve şahsiyetler değil, görüşlerdir.
Burada görüşlerini kritik ettiğimiz kimselerin, arzu et-
tikleri vasatta mukabele hakları elbette mevcuttur. Hatta
üçüncü kişilerin tartışmalara katkıda bulunması da bizi
memnun eder. Ancak bütün bunların ilmî seviye muhafaza
edilerek yapılmasını beklemek de en tabii hakkımızdır.
Kitabın kapağında bir ismin yer alması, ele alınan
noktalarda o ismin temsil ettiği yaklaşımın hedef alındığını
göstermek içindir. Dolayısıyla o isme yöneltilen eleştiriler,
aynı görüşü paylaşan diğer şahıs ve çevreleri de şümulüne
almış olmaktadır.
Tartışma konularını, münhasıran olmasa da ağırlıklı
olarak seçilen somut problemler, Usul, Fıkıh ve Sün-
net/Hadis’e ilişkin noktalar teşkil etmektedir. Bu denge bi-
linçli olarak bu şekilde kurulmuştur. Sebebi, günümüzde
yapılan tartışmaların temelinde önemli ölçüde bu konular-
daki yaklaşım farklılıklarının yatıyor olmasıdır. Bu mesele-
nin gerçek yüzünün ortaya konmasıyla soru işaretlerinin
büyük ölçüde giderilebileceğini düşünüyoruz.
Tartışılan konu Sünnet’in bizzat kendisi olunca, tartı-
şılan noktalara Sünnetten delil getirmenin yararı ve ilmî bir
kıymeti olmaz. Bu bakımdan tartışma konusu yapılan hu-
susların mahiyetine göre tartışma kimi zaman tamamen
hadisler etrafında yoğunlaşırken, kimi zaman da üzerinde
durulan konuda çok temel fonksiyonlara sahip olsalar da
hadislere hiç değinilmemiştir.
Tartışma konusu olarak seçilen hususlar, insanımızın
gündemini yoğun olarak işgal ettiği gözlenen konulardır.
Bununla birlikte, bu çalışmada kritik edilecek görüşler ara-
Önsöz |XVII
sında da seçme yaptığımızı, kritik edilmeye değer bulunabi-
lecek bütün görüşleri buraya alma imkânı ve zorunluluğu
bulunmadığını düşündüğümüzü de belirtmeliyiz.
Bu bağlamda görüşlerini ele aldığımız yazarların gün-
dem işgal eden ve buraya alınan meselelerde söylediklerini,
ilmî seviyeyi mümkün olduğunca koruyarak tartışmaya gay-
ret ettik.
Özellikle Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün görüş ve iddi-
alarını ele aldığımız bu ilk ciltte, seviyeyi ve ölçüyü koruma-
nın hayli güç olduğunu söylemek zorundayız. Çünkü Öz-
türk’ün üslubuna ve konuları takdim ediş biçimine hakim
olan spekülatif ve agresif tarzın, zaman zaman bizim üslu-
bumuzu da sertleştirmesine istenen ölçüde engel olduğumu-
zu söylemek doğrusu pek mümkün değil.
Bununla birlikte şunu tekraren ve açıklıkla söylemeli-
yiz ki; -niyetler yargılanamayacağına göre- biz gerek Öz-
türk’ü gerekse diğer yazarları, kendilerini takdim ettikleri
şekliyle kabul etmekte ve kişileri değil görüşleri hedef al-
maktayız. Bütün söylediklerimizin bu çerçevede algılanması
dileğiyle...
Çabamız Hakk’ın ortaya çıkmasına yöneliktir. Gayret
bizden, tevfik Yüce Allah (c.c)’tan.
Ebubekir SĐFĐL
Keçiören, 22 Şevval 1417
2 Mart 1997

More Related Content

More from Sahn-ı Seman Araştırma Merkezi

Sana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir Sifil
Sana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir SifilSana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir Sifil
Sana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir Sifil
Sahn-ı Seman Araştırma Merkezi
 
Hikemiyât - Ebubekir Sifil
Hikemiyât - Ebubekir SifilHikemiyât - Ebubekir Sifil
Hikemiyât - Ebubekir Sifil
Sahn-ı Seman Araştırma Merkezi
 

More from Sahn-ı Seman Araştırma Merkezi (20)

Muhammed Zâhid el-Kevserî (ra)
Muhammed Zâhid el-Kevserî (ra)Muhammed Zâhid el-Kevserî (ra)
Muhammed Zâhid el-Kevserî (ra)
 
Kevseriyye Medresesi [İİEP - 2017] Ders Programı
Kevseriyye Medresesi [İİEP - 2017] Ders ProgramıKevseriyye Medresesi [İİEP - 2017] Ders Programı
Kevseriyye Medresesi [İİEP - 2017] Ders Programı
 
İslam ve Hayat Sohbetleri 4. Sezon Son Semineri
İslam ve Hayat Sohbetleri 4. Sezon Son Semineriİslam ve Hayat Sohbetleri 4. Sezon Son Semineri
İslam ve Hayat Sohbetleri 4. Sezon Son Semineri
 
[Tâhlil] - Oryantalistlerin Hadis Usulüne Etkileri: Cibril Hadisi Örneği
[Tâhlil] - Oryantalistlerin Hadis Usulüne Etkileri: Cibril Hadisi Örneği[Tâhlil] - Oryantalistlerin Hadis Usulüne Etkileri: Cibril Hadisi Örneği
[Tâhlil] - Oryantalistlerin Hadis Usulüne Etkileri: Cibril Hadisi Örneği
 
[Tâhlil] - Ebubekir Sifil - Ehl-i Sünnet'in Ehl-i Beyt'e Bakışı
[Tâhlil] - Ebubekir Sifil - Ehl-i Sünnet'in Ehl-i Beyt'e Bakışı[Tâhlil] - Ebubekir Sifil - Ehl-i Sünnet'in Ehl-i Beyt'e Bakışı
[Tâhlil] - Ebubekir Sifil - Ehl-i Sünnet'in Ehl-i Beyt'e Bakışı
 
Ne Sünnîyim Ne de Şiî… Sadece Müslümanım - Fikret Çetin
Ne Sünnîyim Ne de Şiî… Sadece Müslümanım - Fikret ÇetinNe Sünnîyim Ne de Şiî… Sadece Müslümanım - Fikret Çetin
Ne Sünnîyim Ne de Şiî… Sadece Müslümanım - Fikret Çetin
 
Sana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir Sifil
Sana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir SifilSana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir Sifil
Sana Dinden Sorarlar - II - Ebubekir Sifil
 
RIHLE Dergisi - Tasavvuf II
RIHLE Dergisi - Tasavvuf IIRIHLE Dergisi - Tasavvuf II
RIHLE Dergisi - Tasavvuf II
 
RIHLE Dergisi - Tasavvuf I
RIHLE Dergisi - Tasavvuf IRIHLE Dergisi - Tasavvuf I
RIHLE Dergisi - Tasavvuf I
 
e-Mülâkât V: Mezhebler, Ehl-i Sünnet ve Mealcilik Üzerine - Ebubekir Sifil
e-Mülâkât V: Mezhebler, Ehl-i Sünnet ve Mealcilik Üzerine - Ebubekir Sifile-Mülâkât V: Mezhebler, Ehl-i Sünnet ve Mealcilik Üzerine - Ebubekir Sifil
e-Mülâkât V: Mezhebler, Ehl-i Sünnet ve Mealcilik Üzerine - Ebubekir Sifil
 
Hikemiyât - Ebubekir Sifil
Hikemiyât - Ebubekir SifilHikemiyât - Ebubekir Sifil
Hikemiyât - Ebubekir Sifil
 
e-İktibas IV - Ötekine Benzeyerek Ötekileşmek - Ebubekir Sifil
e-İktibas IV - Ötekine Benzeyerek Ötekileşmek - Ebubekir Sifile-İktibas IV - Ötekine Benzeyerek Ötekileşmek - Ebubekir Sifil
e-İktibas IV - Ötekine Benzeyerek Ötekileşmek - Ebubekir Sifil
 
e-Mülâkât IV – Taha Abdurrahman ile Mülâkât - Ömer Faruk Tokat
e-Mülâkât IV – Taha Abdurrahman ile Mülâkât - Ömer Faruk Tokate-Mülâkât IV – Taha Abdurrahman ile Mülâkât - Ömer Faruk Tokat
e-Mülâkât IV – Taha Abdurrahman ile Mülâkât - Ömer Faruk Tokat
 
Ebubekir Sifil - İmam Gazali’ye Dair Mülâkât
Ebubekir Sifil - İmam Gazali’ye Dair Mülâkât Ebubekir Sifil - İmam Gazali’ye Dair Mülâkât
Ebubekir Sifil - İmam Gazali’ye Dair Mülâkât
 
Müslümanlığımızın Sünnet-i Seniyye ile İlişkisi - Ebubekir Sifil
Müslümanlığımızın Sünnet-i Seniyye ile İlişkisi - Ebubekir SifilMüslümanlığımızın Sünnet-i Seniyye ile İlişkisi - Ebubekir Sifil
Müslümanlığımızın Sünnet-i Seniyye ile İlişkisi - Ebubekir Sifil
 
الرافضة وأهل البيت [المتن الكامل]/ الأستاذ أبوبكر سيفيل
الرافضة وأهل البيت [المتن الكامل]/ الأستاذ أبوبكر سيفيلالرافضة وأهل البيت [المتن الكامل]/ الأستاذ أبوبكر سيفيل
الرافضة وأهل البيت [المتن الكامل]/ الأستاذ أبوبكر سيفيل
 
İmam Ahmed, Zalim Sultan Hadisleri ve İslamoğlu'nun Son Numarası - Ebubekir S...
İmam Ahmed, Zalim Sultan Hadisleri ve İslamoğlu'nun Son Numarası - Ebubekir S...İmam Ahmed, Zalim Sultan Hadisleri ve İslamoğlu'nun Son Numarası - Ebubekir S...
İmam Ahmed, Zalim Sultan Hadisleri ve İslamoğlu'nun Son Numarası - Ebubekir S...
 
Azınlık Fıkhı, Mevcut Duruma Meşruiyet Kılıfı Giydirme Çabasıdır - Ebubekir S...
Azınlık Fıkhı, Mevcut Duruma Meşruiyet Kılıfı Giydirme Çabasıdır - Ebubekir S...Azınlık Fıkhı, Mevcut Duruma Meşruiyet Kılıfı Giydirme Çabasıdır - Ebubekir S...
Azınlık Fıkhı, Mevcut Duruma Meşruiyet Kılıfı Giydirme Çabasıdır - Ebubekir S...
 
İdrak ve Tasdik - Ebubekir Sifil
İdrak ve Tasdik - Ebubekir Sifilİdrak ve Tasdik - Ebubekir Sifil
İdrak ve Tasdik - Ebubekir Sifil
 
İslâm Adına Konuşan Bütününü Konuşmak Zorundadır - Ebubekir Sifil
İslâm Adına Konuşan Bütününü Konuşmak Zorundadır - Ebubekir Sifilİslâm Adına Konuşan Bütününü Konuşmak Zorundadır - Ebubekir Sifil
İslâm Adına Konuşan Bütününü Konuşmak Zorundadır - Ebubekir Sifil
 

Modern islam dusuncesinin tenkidi i - ic

  • 1. ĐÇĐNDEKĐLER Dördüncü Baskıya Önsöz ................................................. IX Birinci Baskının Önsözü................................................. XIII 1. Öztürk’ün Hadis Đlimlerine Yabancılığı ..........................19 1- Rical ilmine yabancılığına örnekler...........................19 2- Hadis terminolojisine yabancılığına önekler..............22 2. Kadınlarla Erkeklerin Birlikte Aynı Kaptan Abdest Alması Meselesi................................................27 3. Hz. Peygamber (s.a.v)’in Kur’an Dışında Hüküm Koyma Yetkisi..............................................................35 Kur’an-Sünnet Đlişkisi..................................................37 A- Sünnet’in Kur’an’ı Teyit Edici Özelliği..................37 B- Sünnet’in Kur’an’ı Beyan Edici Özelliği................37 a- Kur’an’ın Mücmel Nasslarını Tefsir veya Müşkil Lafızlarını Beyan Eden Sünnet............38 b- Kur’an’ın Umum Bildiren Hükümlerini Tahsis Eden Sünnet.......................................43 c- Kur’an’ın Mutlak Mahiyetteki Hükümlerini Takyîd Eden Sünnet ......................................44 C- Sünnet’in, Kur’an’da Yer Alan Bazı Hükümleri Neshedici Özelliği ...............................................44 D- Sünnet’in, Kur’an’da Yer Almayan Birtakım Konularda Hüküm Koyucu Özelliği .....................45 Hz. Peygamber (s.a.v)’in Aldığı Vahiyler, Sadece Kur’an Ayetlerinden Đbaret midir?.......50 Muhtemel Bir Đtiraz........................................72 4. Hz. Peygamber (s.a.v)’e Aidiyetinde Şüphe Olmayan Hadislerin Miktarı........................................................77
  • 2. VI| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I Đmam Ebû Hanîfe ve Hadis .......................................... 80 5. Hadislerin Yazılması Konusunda Hz. Peygamber (s.a.v)’in Tutumu ......................................................... 87 A- Hadis Yazımını Yasaklayan Rivayetler...................... 88 B- Hadis Yazımının Yasak Olmadığını Gösteren Rivayetler ............................................................... 88 6. Hadislerin Yazılması Konusunda Sahabe’nin Tutumu.... 101 A- Sahabe’nin Hadislerin Yazıya Geçirilmesini Yasakladığını Bildiren Rivayetler ........................... 101 B- Sahabe’nin Hadislerin Yazılmasına Yasaklama Getirmediğini Bildiren Rivayetler........................... 106 Hz. Ömer ve Hadis Rivayeti ................................... 113 7. Sünnet ve “Mişna” Benzetmesi ................................... 119 8. Hz. Ömer Çok Hadis Rivayet Eden Bazı Sahabîleri Hapsetmiş midir? ...................................................... 123 9. Ka’b el-Ahbâr ve Đsrailiyyat......................................... 131 10. Mezheplerin Mahiyeti ............................................... 139 11. Recm Meselesi – I ..................................................... 145 12. Recm Meselesi – II.................................................... 175 13. Miraç Hakkındaki Rivayetler Uydurma mı?............... 185 1- Melekler Örneği..................................................... 190 2- Hz. Zekeriyyâ (a.s) Örneği...................................... 190 3- Hz. Musa (a.s) Örneği ............................................ 191 14. Reenkarnasyon ve Đslam Akidesi – I .......................... 195 Reenkarnasyona Delil Olduğu Söylenen Ayetler ......... 215 15. Reenkarnasyon ve Đslam Akidesi – II ......................... 229 16. Ehl-i Kitab’ın Akıbeti – I ........................................... 245 1- Ebedî Kurtuluşu Hak Edenler Kimlerdir?............... 254 A- Allah’a inanmak ............................................... 257 a- Temel kitaplar.............................................. 260 b- Yalnızca rahipler tarafından kullanılan gizli (esoterik) metinler........................................ 261 B- Ahirete Đnanmak .............................................. 266 C- Barışa Yönelik Hizmetler Sergilemek................. 268 2- Tevhit Đnancında Peygamberlerin Bir Kısmına Đnanıp Bir kısmını Đnkâr Etmenin Yeri Nedir?........ 274 17. Ehl-i Kitab’ın Akıbeti – II .......................................... 283 1- Ehl-i Kitap’tan bahsetmekle birlikte, onlar hakkında konumuz itibariyle herhangi bir hüküm bildirmeyen ayetler.............................. 284
  • 3. Đçindekiler |VII 2- Ehl-i Kitab’ın -herhangi bir istisna zikretmeksizin- kurtuluşa erdiğini anlatan ayetler .........................285 3- Ehl-i Kitab’ın -herhangi bir istisna zikretmeksizin- tümünün Kâfir/Müşrik olduğunu gösteren ve onları Kur’an-ı Kerim’e/Hz. Peygamber (s.a.v)’e inanmaya çağıran ayetler ......................................285 4- Ehl-i Kitap’tan bir kısmının Mü’min, bir kısmının ise Đnkârcı olduğunu bildiren ayetler .....................288 18. Öztürk Tarafından Tahrif Edilen Ayetler....................301 Đlmî Emanet ve Öztürk’ün Güvenilirliği.......................303 19. Đcma Konusu............................................................315 1- Kur’an’da yer almayan bir hüküm Đcma ile konabilir mi?.........................................................317 2- Đcma, Kur’an’da yer almayan bir yığın kabulü Muhammed Ümmeti’ne Allah’ın emri gibi empoze etmek için kullanılan yollardan biri midir? ............318 3- Đcmaın bağlayıcılığı tartışmalı mıdır?......................319 4- Đmam eş-Şâfi’î icmaın mümkün olmadığını söylemiş midir?.....................................................321 5- Đcma, belli bir yöredeki birkaç kişinin bir konuda söz birliği etmesi veya yaklaşık düşünceler sergilemesi midir? ...............................325 6- Bir asırda yaşayan ulemanın bir meselede ittifakı olan icma eğer bir nassın hükmünün teyidi ise, bu takdirde nass dururken icmaa lüzum var mıdır? ...325 EKLER EK – I Sahabe ve Hadisle Amel........................................331 EK – II Sünnet Etrafındaki Tartışmaların Geçmişi..........343 Sadece Kur’an’la Yetinilebileceği ve Sünnet’e Uymanın Gerekli Olmadığı Görüşü ...........................................343 A- Mu’tezile...........................................................345 a- Mu’tezile Önderlerinin Sahabe Hakkındaki Görüşü ........................................................347 b- Mu’tezile Önderlerine Göre Mütevatir Hadis ..348 c- Mu’tezile Önderlerine Göre Ahad Hadis .........348 B- Şia ...................................................................350 a- Şia’ya Göre Sahabe’nin Adaleti .....................352 b- Đmamiyye Şia’sına Göre Mütevatir ve Ahad Hadisler.......................................................353 C- Haricîler ...........................................................355
  • 4. VIII| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I a- Haricîler’in Sahabe’ye Bakışı ........................ 357 b- Haricîler’e Göre Mütevatir ve Ahad Hadis...... 357 Sonuç .................................................................. 360 EK – III Sünnet ve Hadis Kelimelerinin Kur’an ve Hadisler’deki Kullanımları.............................................. 363 I- “Sünnet” Kelimesinin Lügat Anlamı........................ 363 A- Kur’an’daki Kullanımları................................... 363 B- Hadislerdeki Kullanımları................................. 365 II- “Sünnet” Kelimesinin Istılah Anlamı...................... 367 A- Hadisçilere Göre Sünnet................................... 367 B- Fıkıhçılara Göre Sünnet .................................. 367 C- Usûl-i Fıkıhçılar’a Göre Sünnet ........................ 368 D- Kelamcılar’a Göre Sünnet ................................ 369 III- Bu Tanımların Değerlendirilmesi ......................... 369 IV- “Hadis” Kelimesinin Lügat Anlamı ........................ 370 A- Kur’an’daki Kullanımları .................................. 370 B- Hadislerdeki Kullanımları ................................ 370 V- “Hadis” Kelimesinin Istılah Anlamı ....................... 371 A- Hadisçilere Göre Hadis .................................... 371 B- Usul-i Fıkıhçılara Göre Hadis ........................... 371 VI- “Hadis” ve “Sünnet” Istılahları Arasındaki Muhteva Benzerliği .............................................. 372 EK – IV “Kur’an’daki Đslam”da Zikredilmeyen Bazı Ayetler . 377 Bibliyografya ................................................................. 385 Karma Đndeks ................................................................ 405
  • 5. DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ Elinizdeki kitabın ilk baskısı Haziran-1997’de yapıl- mıştı. Aradan iki sene bile geçmeden dördüncü baskıyı yapmış olmanın ne anlama geldiğinin idrakindeyiz. Kitabın okuyucuya arz edildiği tarihten itibaren bizzat, mektupla veya telefonla teşekkür ve dualarını bildiren her ke- simden okuyucuya bir kere de buradan teşekkür ediyor ve bu kalbî irtibat ve muhabbetin, eksilmeden devam etmesini diliyoruz. Bu süre zarfında, elinizdeki kitapla ilgili olarak okuyu- cular tarafından bize iletilen bazı talepler oldu. Bunlardan bir kısmı, kitapta kullanılan dilin çok fazla teknik olduğu yönünde idi. Üçüncü baskıda okuyucuların anlamakta güç- lük çektikleri ifadeleri parantez içinde açıklayarak bu talebi yeterince karşıladığımız kanaatindeyiz. Bu çerçevede bize iletilen bir başka talep de. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün bütün görüşlerinin ele alınması şek- linde idi. Şunu belirtelim ki, bizim için bu, imkânsız bir şey değildi. Ancak Öztürk’ün ele aldığı bütün hususları kritik etmek, bir kitap hacmini çok aşan bir çalışmayı gerektiri- yordu. Üstelik her gün yeni bir “keşif” ile gündeme gelen birisinin her konuda söylediklerini izlemek ve bunlara cevap yetiştirmeye çalışmak, bizim için zaman kaybından başka bir anlam ifade etmeyecekti. Zira “Modern Đslam Düşüncesi- nin Tenkidi” adıyla oluşturduğumuz projenin aksamadan yürüyebilmesi için, bu projenin sadece bir parçası olan bir kişinin söylediklerine takılıp kalmamız söz konusu olamazdı. Bu sebeplerle elinizdeki kitapta, ağırlıklı olarak Öz- türk’ün metodolojik [usûle yönelik] görüşlerini tenkit süzge- cinden geçirmekle yetinmenin daha doğru olacağı kanaatine vardık ve kitabı bu anlayışla hazırladık. Böylece okuyucu, Öztürk’ün söylediği ve söyleyeceği şeylerin tümünün
  • 6. X| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I kıymet-i ilmiyesi hakkında daha kolay bir şekilde fikir sahibi olabilir. Çünkü artık hangi sözün nasıl bir temele dayanıla- rak söylendiği bilinmektedir... Burada, bu çalışmanın fizikî görüntüsü ile ilgili değişik- likler hakkında da bir açıklama yapmamız gerekiyor galiba. Kitapta kullanılan harf karakteri üçüncü kere değişik- liğe uğradı. Bilinci ve ikinci baskılarda kullanılan harf ka- rakterinin çok küçük olduğu şeklindeki tenkitleri dikkate alarak 3. baskıda daha rahat okunabilecek bir harf karakte- ri kullanıldı. Ancak bu defa da kitabın hacmi kabardı ve satırlarda gereksiz boşluklar oluştu. Đşte elinizdeki baskıda bu sakıncaları gidermek için yeni bir karakter kullanıldı. Böylece hem kitabın hacmindeki gereksiz kabarıklık önlendi, hem de satırlarda görülen boş- luklar ortadan kalkmış oldu. Burada, 3. baskıdaki teknik bir aksaklıktan dolayı da hem kendim, hem de yayıncım adına okuyuculardan özür diliyorum. O baskıda 15 ve 16 numaralı konular, kitapta mükerrer olarak yer almıştı. Bu, tamamen teknik bir hata idi ve elinizdeki baskıda düzeltildi... Burada değinmek istediğimiz bir diğer husus da şudur: Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi serisinin ilki olan bu kita- bın birinci baskısının önsözünde, görüşlerini eleştiri konusu yaptığımız şahıslara yahut kendisini muhatap mevkiinde göre- bileceklere açık yüreklilikle yaptığımız bir çağrı vardı: “Burada görüşlerini kritik ettiğimiz kimselerin, arzu et- tikleri vasatta mukabele hakları elbette mevcuttur. Hatta üçüncü kişilerin tartışmalara katkıda bulunması da bizi mem- nun eder. Ancak bütün bunların ilmî seviye muhafaza edilerek yapılmasını beklemek de en tabii hakkımızdır” demiştik. Ne var ki, elinizdeki kitabın ilk baskısından bugüne kadar bu çağrımıza kayda değer herhangi bir karşılık veren çıkmadı. Sadece bu kitapta görüşlerini kritik ettiğimiz Yaşar Nuri Öztürk ile yapılan bir Tv. Programına, programın ya- pımcısından gelen davet üzerine telefonla katılmak suretiyle görüşme imkânı bulabildik. Ancak bütün çabalarımıza rağ- men bu görüşmenin, ilmî bir münazara şeklinde cereyan etmesini sağlamak yazık ki mümkün olmadı. Zira muhata- bımızın tercih ettiği üslup “polemik”ti ve bunu dahi polemik ahlakına riayet ederek yapmadı. Öztürk’ün, “ne kadar bağı- rırsam o kadar baskın çıkarım” mantığıyla sürdürdüğü olumsuz tavır sebebiyle o program, hafızalarda mecrasını ve seviyesini kaybetmiş bir tartışma olarak kaldı.1 Daha sonra 1 Bu program, daha sonra yapımcısı Hulki Cevizoğlu tarafından “Yaşar Nuri Öztürk” adıyla kitaplaştırıldı. (Beyaz yay., Đstanbul-1998.) Sırası gelmişken burada Cevizoğlu’nun küçük bir yanlışını da düzeltelim:
  • 7. Önsöz |XI bazı Tv. Kuruluşlarından, o tartışmanın devamı niteliğinde, ancak eşit şartlarda program teklifleri geldi ise de, biz her şartta görüşmeye hazır olduğumuzu bildirmemize rağmen, Öztürk’ten olumsuz cevap alınmış olacak ki, bir daha da görüşme fırsatı bulamadık. Kitabımızda dile getirdiğimiz görüşler hakkında en kü- çük bir ilmî tenkidin yapılmadığı bahsi geçen programda, Öz- türk’ün tavrına ilişkin olarak akıllarda belki de en fazla kalan şey, şahsımıza yönelttiği itham ve karalama dolu sözler oldu. Bu nokta ile ilgili olarak söylemeyi zaruri gördüğümüz bir iki nokta var: Öncelikle şunu belirtelim ki, bizim anlayışımıza göre ilim bir emanettir ve ilmin namusunu korumak da emanete hain durumuna düşmemenin vazgeçilmez şartıdır. Bunun içindir ki, omuzlarında yazma ve konuşma sorumluluğu hissedenlerin, her şeyden evvel hesap gününü yanıbaşların- da hissetmek ve ilmi “az bir paha karşılığında” satılan bir “meta” durumuna düşürmemek gibi bir sorumluluğun da muhatabı olduklarını unutmamaları gerekir. Đkinci olarak; yazmak ile eleştiriye muhatap olmak arasında tabiri caizse bir “nimet-külfet dengesi” vardır. Eğer söylediklerinizin altında kalacaksanız, eleştiri karşısında tahammülsüzlük gösterecekseniz ve dahi “uçsa da keçidir” tavrıyla kör bir inada saplanarak kendinizi gülünç duruma düşürecekseniz, kendi onurunuzun zedelenmesine fırsat vermemek ve ilmî haysiyetin çiğnenmesine vesile olmamak için yazmamanız elbette daha hayırlıdır. Sözünü ettiğimiz programda, Öztürk’ün tahrif ettiği ayetlere örnek olarak zikrettiğim Yusuf Suresi 111. Ayetle ilgili – yakalayabildiğim nadir ko- nuşma fırsatlarından birinde- konuşurken okuduğum ayetler hakkında Cevizoğlu, adı geçen kitabın 113. Sayfasında şöyle demektedir: “E. Sifil ayet numarasını karıştırıyor. Ayrıca bu ayetin meali, E. Sifil’in açıkladığından daha farklı. Prof. Dr. Hüseyin Atay’ın “Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı (Meal)” sayfa 247’de yer alan Yusuf Suresinin sözkonusu (109.) ayetinin meali şöyle: …” Oysa ben, söz konusu ayetin bağlamı ortaya çıksın diye, içinde geçtiği ayetler grubunu topluca ele almış ve meali zikretmeye, 109. Ayetten baş- lamıştım. Nitekim sözlerimin devamında, 111. Ayeti de zikretmiştim. Dolayısıyla Cevizoğlu’nun benim “ayetleri karıştırdığım” şeklindeki –iyi niyetle yapıldığından şüphe etmediğim- bu tesbiti yerinde değildir. Đkinci olarak, benim orada zikrettiğim ayetin mealinin, aslında daha farklı olduğu şeklindeki tesbit de bana raci olamaz. Zira ben orada, ayete verilen anlama Öztürk tarafından yapılabilecek itirazların şahsıma yöne- lik olmasını engellemek için, ayetleri Süleyman Ateş’in mealinden aktar- mıştım. Zira Ateş’in Öztürk nezdindeki makbuliyeti malumdur. Bu iti- barla Cevizoğlu’nun bu itirazı bana değil, Ateş’e yönelik olmalıdır.
  • 8. XII| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I Nihayet ilim adamı, gerçeği arayan kişidir. Đlmî araş- tırma denen mes’uliyetli, zorlu ve riskli faaliyette, size yönel- tilen ciddî ve art niyetsiz her eleştiriyi, müktesebatınıza ve doğruyu arama faaliyetinize yapılmış bir katkı olarak görme- li ve bundan istifade etmeyi bilmelisiniz. Bizim için yazmak, bir görev olduğu kadar, aynı za- manda bir onurdur ve onur satılığa çıkarılamaz. Allah ve ahiret inancı taşıyan bir kimsenin, onurunu satmak, kale- mini kiralamak ya da basit dünyalıklar elde etmek için inanmadığı şeyleri söylemek gibi alçaltıcı bir tavır içinde olması asla düşünülemez. Bu itibarla Öztürk’ün, hakkımızda ileri sürdüğü çirkin ithamları isbatlayamadığı sürece boynunda ağır bir vebal olarak taşımaya mahkûm bulunacağını söylemek istiyoruz... Her şeye rağmen yukarıdaki çağrıyı tekrarlıyor ve di- yoruz ki: Đnsanımızın içine düşürüldüğü derin zihnî, fikrî ve akidevî buhrandan kurtulmasını samimiyetle arzulayan herkesin, bu yolda sarf edebileceği ne varsa sarf etmesi bir vecibedir. Birbirimizi önyargılar ve peşin hükümlerle damgalama alışkanlığından vazgeçip, önce dinlemesini öğrenmeli; şeytanın ve nefsin, bu çetin imtihanı kaybetmemize müncer olacak iğva- larına kapılmadan birbirimizi samimiyetle anlamaya ve birbi- rimize hakkı ve sabrı tavsiye etmeye yönelmeliyiz. Elbette bu din, kimsenin tekelinde değildir ve insanlar, ancak ona liyakat- leri ve samimiyetleri ölçüsünde kıymet ifade ederler. Doğruların ortaya çıkarılmasına katkı sunmak ama- cıyla başlattığımız bu tenkit serisine, okuyuculardan gelen olumlu tepkilerden de güç alarak Yüce Allah’ın izniyle de- vam edeceğiz. Allahım! Amellerimizde ve niyetlerimizde senin rızan ile bağdaşmayan ne varsa onu bizden uzaklaştır ve bizleri rahmetinle senin rızana muvafık ameller işlemeye şevket. Çaba bizden, tevfik Sendendir. Ebubekir SĐFĐL Keçiören, 25 Şaban 1418 14 Aralık 1998
  • 9. BĐRĐNCĐ BASKININ ÖNSÖZÜ Temeli büyük ölçüde Batı patentli istişrak faaliyetleri- ne dayanan uzun çalışmalar sonucu itikat ve amel planında ümmetin çekilmeye çalışıldığı nokta, çok yönlü ve derin bir bunalımın, kimlik krizinin yaşandığı bir kaostan başka bir şey değildir. Đslam coğrafyasında bugün yaşanan siyasal, sosyal ve ağırlıklı olarak da akidevî ve kültürel çalkantı bu- nun en bariz göstergesidir. Her şeyden önce bir “insan” olarak belli bir kültürün nesnesi durumunda bulunan müsteşrik, tabii ki Đslam’a kendi kültürünün okuma biçimiyle yaklaşacak ve hiçbir zaman nötr ve objektif olamayacaktır. Buna bir de istişra- kın, Batı’nın Đslam Dünyası üzerinde kültürel, ekonomik ve siyasal hegemonya kurma arzusunu gerçekleştirmek için üstlendiği “öncü kuvvet” ve “keşif kolu” olma rolünün etkisi- ni de eklersek, müsteşrikin Đslam konusunda ürettiği her türlü bilginin niçin taraflı, sübjektif, kasıtlı ve “malul” oldu- ğunu anlamak zor olmayacaktır. Modern dönem Batılı istişrak taarruzu bugün eski yo- ğunluğunu yitirmiş görünüyorsa, bunun sebebi müsteşrik- lerin Đslamiyat [Đslam’la ilgili] çalışmalarından umdukları sonuçları elde edememiş olmaları değil, tam tersine -ilmî ciddiyet ve sistematik açıdan, orijinal istişrak hareketi sevi- yesine ulaşamasa bile- yeni dönemde onların yerine kaim kılınan yerli istişrak hareketlerinin Đslam Dünyası’nda sür- dürmekte olduğu çalışmalardır. Zira artık konuşanlar “biz- den” birileridir ve bu sebeple söylediklerinin kaale alınma şansı nisbeten fazladır; böylesi, özellikle sokaktaki insan bakımından daha etkili ve kalıcı olabilmektedir. Bu yeni dönem, Đslam’ın bilgi ve inanç planındaki her
  • 10. XIV| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I türlü mahremiyetinin modern yerli Đslamiyatçılar eliyle Đslam dışı epistemolojik alana çekilmesi ve öznellik iddiasıyla say- damlaştırması dönemidir. Ehl-i Kitab’ın geçmişle yaşadığı Talmud ve Đncil tecrübelerini yaşama sırası Kur’an bağla- mında artık Müslümanlar’a gelmiştir. Nasıl gerçekte Yahudi Şeriatı hahamların ve Hristi- yan Şeriati papazların ürünü ise, Đslam Şeriatı da ulemanın ürünüdür. Bu bakımdan Kur’an da yeni bir bakış açısı ile yeniden “okunmalı”, yorumlanmalı; Kur’an’ı anlamada ve hayata aktarmada Müslümanlar’ın geçmişte oluşturduğu tecrübe, tarihin çöplüğüne terkedilmelidir. Eğer bu yapı- lamıyorsa, o tecrübeye, sadece “Đslam’ı çağdaşlaştırmada” kendisinden istifade edilecek bir “malzeme” olarak değer atfetmelidir. Kısacası herkes Kur’an’a -ki o bir “başucu kitabı”dır- Hz. Peygamber (s.a.v) de dahil olmak üzere baş- ka herhangi bir kimsenin aracılığı olmadan doğrudan git- meli ve problemlerini Kur’an’dan yaptığı çıkarsamalarla bizzat çözmelidir... Bu bakış açısı ile Müslümanlar’ın zihinleri kendi kül- türleri ile hiçbir ilişkisi olmayan bir yığın kavramla doldu- ruldu. “Gelenek-sel-ci-lik”, “Tarihsel-ci-lik”, “Hermenötik Okuma”, “Klasik Đslam/Çağdaş Đslam kodlaması”... gibi ar- gümanlar bu kavramsal yapının temel tayin edicileridir. Bu ve benzeri kavramlar ile bunların türevlerinin geçmediği herhangi bir Đslamî metne rastlamak artık neredeyse müm- kün değil. Herhangi bir ilmî muhakemeden geçirilmeden ve ciddi biçimde sorgulanmadan bilinçaltımıza boca edilmesine ses çıkarmadığımız bu kavramların şekillendirdiği düşünme ve algılama biçiminin bizi getirdiği nokta, bir önceki parag- rafta dile getirmeye çalıştığımız durumu işaret etmektedir. Artık Ehl-i Sünnet, Fıkıh, Fukaha... tabirleri bize gü- ven vermiyor; Đslam Tarihi, ihanet, zorbalık ve tahrifin oluş- turduğu, bir safra gibi çıkarıp atmamız gereken mülevves bir geçmişin kronolojisidir ve esasen Müslümanlar’ın sahip çı- kabilecekleri bir tarihleri yoktur; Tefsir bir Đsrailiyyat yuma- ğı; Hadis, uydurma rivayetlerin kırk ambarıdır. Tasavvuf Đran, Bizans ve Hint düşüncesiyle yoğrulmuş, içinde Đs- lam’dan başka her şey bulunan bir uyuşturma mektebi; mezhepler, hayatlarını, kendi görüşlerini Kur’an ve Sün- net’in üzerine çıkarmaya çırpınmakla geçirmiş “hîle” ustala- rının tahrif tezgâhı... Ya Kur’an! Aslına bakarsanız modern yerli müsteşriklere göre bu
  • 11. Önsöz |XV nokta da “fîhi kavlan” misali muhtelefun fih [ihtilaflı] bir manzara arz ediyor. Kimine göre Kur’an ayetleri henüz tarihsellik kuramcı- larının teşrih masasında, kimine göre elimizdeki Mushaf’ın ihtiva ettiği bir kısım ayetler apokrif (Şia’nın kulakları çınla- sın!), bir kısmına göre Kur’an -özellikle de muamelata ilişkin ayetler- “ölçü” değil, “örnek”tir; Kur’an’ı tarihe gömerek de Müslüman kalabilirsiniz; bir kısmına göre ise özellikle hudûd babındaki ayetlerde öngörülen cezalar simgesel; hır- sızın eline atacağınız bir küçük çizikle Allah’ın emrini yerine getirmiş olursunuz!.. Özetlemeye çalıştığımız bu düşündürücü durumun, “Sizler, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı üm- metsiniz. Đyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a ina- nırsınız”1, “Đşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Re- sul’ün de size şahit olması için sizi mutedil bir ümmet kıldık”2 gibi ayetlerde anlatılan “ümmet” ile bir ilgisi var mıdır? Yok- sa bu ayetlerde tavsif buyrulan ümmet, Hz. Peygamber (s.a.v)’in irtihalinden sonra terk-i dünya mı etmiştir? Kâfirle- rin rağmına tamamlanması ilahî vaat ile garanti altına alın- mış olan bu din, tarihin epeyce uzun bir diliminde sahneden çekilmiş ve Allah’ın nuru söndürülmüş müdür? Şu halde korunacağı bizzat Yüce Allah (c.c.) tarafından bildirilmiş ve garanti edilmiş olan “Zikir”, başka bir ümmet eliyle mi mu- hafaza edilmiş ve her türlü tahriften korunarak bize kadar intikal ettirilmiştir? Đşte bu ve benzeri hayati önemi haiz soruların muha- tabı olan zevatın görüşleri, ilkini elinizdeki kitabın oluştur- duğu bir dizi çalışma içinde değerlendirilmeye çalışılacaktır. Böylece ülkemizde yaşanan ve adı resmen konulma- mış olan bir “sapma” hareketi karşısında Selef-i Salihin’den sahih kaynaklar vasıtasıyla tevarüs ettiğimiz Đslamî akide ve amelin tebellür etmesine ve yeni yetişen nesillerin, düşünce dünyalarını bu doğrultuda oluşturmalarına katkıda buluna- bilirsek kendimizi bahtiyar sayacağız. Sözünü ettiğimiz dizide görüşleri kritik edilecek olan kimselerin, yurt içinde bulunan ve yazıp söyledikleriyle gün- dem işgal eden kimseler olması tercih edilmiştir. Bunun iki sebebi vardır: Birincisi; böyle bir tercih, bu çalışmanın sınırlarının 1 3/Âli Đmrân, 110. 2 2/el-Bakara, 143.
  • 12. XVI| Modern Đslam Düşüncesinin Tenkidi - I çok fazla genişlemesini engelleyecektir. Đkincisi; seçilen kimseler halen hayatta oldukları için mukabele etme imkânları mevcuttur ve bu da, ele alınan meselelerin canlı bir tartışma ortamında görüşülmesine imkân verebilecektir. Çizdiğimiz bu çerçevenin tek istisnası Fazlur Rah- man’dır. Onu da, görüşleri ülkemizde hayli yankı yaptığı için seçtik. Bununla birlikte ülkemizde Fazlur Rahman’ın görüş- lerini beğenen, paylaşan ve onun, tarafımızdan kritik edile- cek görüşlerini savunma ihtiyacı hissedenlerin de bu tartış- maya katılmaları beklenebilir... Ele aldığımız görüşlerin eleştirisi esnasında ilmî sevi- yenin korunmasına azami ölçüde gayret gösterdik. Đlgilendi- ğimiz nokta, kişiler ve şahsiyetler değil, görüşlerdir. Burada görüşlerini kritik ettiğimiz kimselerin, arzu et- tikleri vasatta mukabele hakları elbette mevcuttur. Hatta üçüncü kişilerin tartışmalara katkıda bulunması da bizi memnun eder. Ancak bütün bunların ilmî seviye muhafaza edilerek yapılmasını beklemek de en tabii hakkımızdır. Kitabın kapağında bir ismin yer alması, ele alınan noktalarda o ismin temsil ettiği yaklaşımın hedef alındığını göstermek içindir. Dolayısıyla o isme yöneltilen eleştiriler, aynı görüşü paylaşan diğer şahıs ve çevreleri de şümulüne almış olmaktadır. Tartışma konularını, münhasıran olmasa da ağırlıklı olarak seçilen somut problemler, Usul, Fıkıh ve Sün- net/Hadis’e ilişkin noktalar teşkil etmektedir. Bu denge bi- linçli olarak bu şekilde kurulmuştur. Sebebi, günümüzde yapılan tartışmaların temelinde önemli ölçüde bu konular- daki yaklaşım farklılıklarının yatıyor olmasıdır. Bu mesele- nin gerçek yüzünün ortaya konmasıyla soru işaretlerinin büyük ölçüde giderilebileceğini düşünüyoruz. Tartışılan konu Sünnet’in bizzat kendisi olunca, tartı- şılan noktalara Sünnetten delil getirmenin yararı ve ilmî bir kıymeti olmaz. Bu bakımdan tartışma konusu yapılan hu- susların mahiyetine göre tartışma kimi zaman tamamen hadisler etrafında yoğunlaşırken, kimi zaman da üzerinde durulan konuda çok temel fonksiyonlara sahip olsalar da hadislere hiç değinilmemiştir. Tartışma konusu olarak seçilen hususlar, insanımızın gündemini yoğun olarak işgal ettiği gözlenen konulardır. Bununla birlikte, bu çalışmada kritik edilecek görüşler ara-
  • 13. Önsöz |XVII sında da seçme yaptığımızı, kritik edilmeye değer bulunabi- lecek bütün görüşleri buraya alma imkânı ve zorunluluğu bulunmadığını düşündüğümüzü de belirtmeliyiz. Bu bağlamda görüşlerini ele aldığımız yazarların gün- dem işgal eden ve buraya alınan meselelerde söylediklerini, ilmî seviyeyi mümkün olduğunca koruyarak tartışmaya gay- ret ettik. Özellikle Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün görüş ve iddi- alarını ele aldığımız bu ilk ciltte, seviyeyi ve ölçüyü koruma- nın hayli güç olduğunu söylemek zorundayız. Çünkü Öz- türk’ün üslubuna ve konuları takdim ediş biçimine hakim olan spekülatif ve agresif tarzın, zaman zaman bizim üslu- bumuzu da sertleştirmesine istenen ölçüde engel olduğumu- zu söylemek doğrusu pek mümkün değil. Bununla birlikte şunu tekraren ve açıklıkla söylemeli- yiz ki; -niyetler yargılanamayacağına göre- biz gerek Öz- türk’ü gerekse diğer yazarları, kendilerini takdim ettikleri şekliyle kabul etmekte ve kişileri değil görüşleri hedef al- maktayız. Bütün söylediklerimizin bu çerçevede algılanması dileğiyle... Çabamız Hakk’ın ortaya çıkmasına yöneliktir. Gayret bizden, tevfik Yüce Allah (c.c)’tan. Ebubekir SĐFĐL Keçiören, 22 Şevval 1417 2 Mart 1997