SlideShare a Scribd company logo
1 of 22
HAZİNE NAKİT YÖNETİMİ, TEK HAZİNE HESABI VE BAZI
DEĞERLENDİRMELER
A.MEVCUT DURUM
1.Nakit Yönetimi
Bütçenin uygulanmasından sorumlu kuruluşlardan biri olan Hazine Müsteşarlığı’nın başlıca
görevlerinden biri, nakit yönetimi yapmak, yani Devletin gelirleri ile giderlerini zaman
boyutunda denkleştirmektir.
Hazine, söz konusu uyumlaştırmayı yapabilmek amacıyla,
• Nakit bazlı gelirleri tahmin etmekte,
• İç ve dış borç servisleri de dahil olmak üzere harcamaları programlamakta,
• Oluşan nakit açığını iç ve dış borçlanma ile finanse etmektedir.
Nakit Yönetiminin Kapsamı
• Nakit Programının Hazırlanması ve
• Gerçekleşmelerin İzlenmesinden ibarettir.
2.Nakit Programının Hazırlanması
Etkin bir nakit yönetimi için sağlıklı bir nakit planlaması temel koşuldur. Bu çerçevede, Bu
çerçevede, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Hazine’nin koordineli olarak hazırladığı
mali yıla ilişkin aylık dağılım baz alınarak günlük bazda, aylık ve üç aylık nakit programları
hazırlanmaktadır. Nakit akım projeksiyonları yapılırken geçmiş yıl nakit ve bütçe
gerçekleşmelerine bakılmakta, bu akımların zaman içindeki seyri de dikkate alınmaktadır.
Nakit programının hazırlanması üç unsuru içermektedir:
• Gelirlerin Tahmini:
• Nakit Vergi Gelirlerinin Tahmini
• Vergi Dışı Nakit Gelirlerin Tahmini: (KİT Temettü ve Hasılat Payları, GSM
Operatörleri Hasılat Payları, Devirli ve Garantili Kredi Geri Dönüşleri, Tasfiye Edilen Fon
Gelirleri, Darphane, TCMB Karı, Kamu Bankaları Karı vs.)
Nakit Çıkışlarının Programlanması:
• Faiz Dışı Harcamalar: Her ayın son haftasında, ilgili kurum ve birimlerin katılımıyla
yapılan toplantıda, takip eden 3 aya ilişkin nakit bazda faiz dışı harcamalar belirlenmektedir.
• İç ve Dış Borç Servisi: Hazine Müsteşarlığının çeşitli birimlerince hazırlanan
projeksiyonlar kullanılmaktadır.
1
• Borçlanma Gereği ve Finansmanın Belirlenmesi: Nakit giriş ve çıkışlarının
programlanmasının ardından, dış borçlanma öngörüleri de dikkate alınarak belirlenen
finansman durumu ile hazırlanan taslak “Nakit Programı” Müsteşar ile gerçekleştirilen
toplantı ile nihai hale gelmektedir.
3.Gerçekleşmelerin İzlenmesi
Nakit programında yer alan nakit gelirler ve giderlere ilişkin gerçekleşmeler, nakit dengesi ve
bu dengenin finansmanı günlük, haftalık ve aylık bazda izlenmekte, program ve gerçekleşme
arasındaki sapmaların nedenleri irdelenmektedir.
4.Kamu Haznedarlığı Uygulaması
Kamu Haznedarlığı Uygulaması “Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği” ile yürütülmektedir.
Tebliğ, kamu kurumlarının mali kaynaklarını etkin ve verimli kullanabilmesi ve söz konusu
kaynakların Hazine Müsteşarlığınca izlenmesi faaliyetini kapsamaktadır.
Tebliğ Kapsamında; Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri, Özel Bütçeli İdareler, Döner
Sermayeler, Fonlar, Belediyeler, İl Özel İdareleri, Sosyal Güvenlik Kurumları, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri, Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları vebu
kurumların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile bu kurumlarca fon, hesap, özel
hesap, havuz ve benzeri adlarla açılmış olan ve/veya yönetilen her türlü banka hesabı yer
almaktadır.
Tebliğ kapsamında yer alan kurumların mevduat ve menkul kıymet tutarlarına ilişkin veriler
Türkiye’de yerleşik bankalar tarafından kamu kurumlarının Vergi Kimlik Numaraları esas
alınarak Hazine Müsteşarlığına düzenli olarak raporlanmaktadır. Söz konusu veriler belirli bir
tarih itibariyle Tebliğ kapsamında yer alan kamu kurumlarının mali kaynaklarının Türk lirası
cinsinden değerlerini göstermektedir. Bahse konu raporlar nakit ve varlık yönetimi sürecinde
kullanılmakta olup nakit yönetimi sürecinin daha etkin biçimde uygulanmasına katkı
sağlamaktadır.
5.Kamu Elektronik Ödeme Sistemi (KEÖS)
18/06/2011 tarihli ve 27968 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Genel Bütçe Kapsamındaki
Kamu İdarelerinin Ödeme ve Tahsilat İşlemlerinin Elektronik Ortamda Gerçekleştirilmesine
İlişkin Usul ve Esaslar gereğince KEÖS; Maliye Bakanlığı ve TCMB tarafından kamu
ödemelerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesini sağlayan bilişim sistemini ifade
etmektedir. Bu uygulama Muhasebe Birimlerinin Merkez Bankası nezdindeki hesaplarına
gelen paranın en az iki kişinin onayı ile hak sahibinin hesaplarına nakit aktarılmasını
sağlamaktadır. 1
1
Hazine Müsteşarlığı web sayfası Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü.
2
B. NAKİT YÖNETİMİ VE DÜNYA UYGULAMALARI
1.Hazine ve Nakit Rezervi Yönetimi
Devletin veznedarı görevini üstlenen hazinenin en temel ve klasik işlevlerinden bir tanesi,
kamunun gelir ve giderlerinin zaman ve yer itibariyle uyumlandırılması ve nakit akımlarının
yönetilmesidir (Eğilmez, 1997, s.44).
Hazine bu temel görevini yerine getirirken belirli düzeyde nakit rezervi tutmaktadır. Nakit
rezervlerinin tutulması, bilinçli bir politika seçeneği olduğu kadar kamunun gelir ve giderleri
arasındaki zaman farklarından dolayı kaçınılmaz bir durumu ifade etmektedir. Rezerv tutma
politikası, kamu finansmanı kapsamında gerekli ödemelerin yapılması ve borç servisinin
gerçekleştirilmesi gibi işlem saiklerinin yanı sıra finansal riskler, öngörülemeyen mali
yükümlülükler, borçlanma maliyetlerinde artış beklentisi gibi bir dizi ihtiyat faktörüne de
bağlıdır.
Nakit rezerv birikiminin başlıca kaynakları dönemsel olarak oluşan bütçe fazlaları, finansman
ihtiyacının üzerinde gerçekleştirilen borçlanmalar ve özelleştirmeler gibi diğer gelirlerdir. Her
üç durumda da hazine, nakit rezervini oluştururken belirli bir maliyete katlanmaktadır.
Ülke uygulamaları incelendiğinde, hazinelerin çeşitli seviyelerde nakit rezervi taşıdığı
görülmektedir. Gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamı, finansal piyasaları çok gelişmiş ve
para piyasalarına erişim imkanları fazla olmasına rağmen merkez bankalarında günlük olarak
belli miktarda “tampon nakit rezervi” bulundurmaktadır. Ancak bu ülkeler aynı zamanda,
taşıdıkları nakit rezervinin maliyetini en aza indirmenin yollarını araştırmakta ve bu yönde
politikalar izlemektedir. Özellikle 2000’li yılların başından itibaren OECD ülkelerinde kamu
nakit yönetiminin daha etkin, aktif ve şeffaf olması yönünde önemli reformlar
gerçekleştirilmiştir. Bu reformlar, kamu nakit akımlarının hızlandırılması, nakit rezerv
maliyetinin en aza indirilmesi ve para piyasası araçlarının nakit yönetimi amaçları
doğrultusunda kullanımı gibi operasyonel alanlarda olduğu kadar, kurumsal alanda yeniden
yapılandırma çalışmaları olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Başta AB ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülkede, klasik hazine fonksiyonları borç yönetimi
ofisleri tarafından üstlenilmektedir. Diğer taraftan, kamu nakit akımlarının para
piyasalarındaki etkilerinin yönetilmesi, geleneksel olarak merkez bankalarınca yürütülen
likidite yönetimi kapsamında gerçekleştirilmektedir. Ancak Avrupa Merkez Bankası’nın
(AMB) kurulması ile merkez bankalarının pek çok fonksiyonu AMB tarafından üstlenilirken,
kamu mali yönetimine ilişkin işlem ve sorumluluklar büyük ölçüde borç ofislerine
devredilmiştir.2
2.Aktif Nakit Yönetimi
Nakit yönetimi, kamu nakit giriş ve çıkışlarından oluşan akımların ve nakit rezervinin etkin ve
verimli olarak yönetimini ifade etmektedir. Bir başka tanımıyla nakit yönetimi, Storkey
2
Bozkurt Fatih, Aktif Nakit Yönetimi, Ülke Uygulamaları ve Türkiye, Hazine Müsteşarlığı
Uzmanlık Tezi, s. 1-2, 2007, Ankara.
3
(2001)’e göre devletin yükümlülüklerinin karşılanması için doğru zamanda doğru yerde ve
doğru miktarda nakit akımının sağlanmasıdır. Williams (2004) ise “kamu sektörü içerisinde
nakit dengesinin ve kısa vadeli nakit akımlarının etkin olarak yönetimi süreci ve stratejiler
bütünü” olarak tanımlamaktadır.
Diğer taraftan, nakit yönetimi, kamu harcama ve gelirlerinin zamanlamasının örtüştürülmeye
çalışılması anlamına gelmemektedir. Nitekim kamu gelir ve giderleri arasında zaman
bakımından uyumsuzluk olması kaçınılmazdır. Örneğin, ülkemizde gelir ve kurumlar vergisi
gibi vergi gelirlerinin tahsilatı mevzuat gereği yılın belli dönemlerinde yoğunluk kazanırken,
kamu maaş ödemeleri her ay aynı gün yapılmaktadır.
Kamu nakit yönetimi, kamunun tüm nakit akımlarının başta merkezi anlamda Hazine
tarafından yönetilmesi olmak üzere diğer kamu kuruluşlarının kendi nakit varlıklarını
yönetmesini de içeren geniş kapsamlı bir anlam taşımaktadır.
Gelişmiş ülkelerde özellikle son yıllarda oluşturulmakta olan nakit yönetimi yapılanmaları
incelendiğinde, hazinenin nakit varlık ve yükümlülüklerini aktif olarak belirli stratejiler
çerçevesinde yönettiği görülmektedir. “Aktif nakit yönetimi” adı verilen bu stratejiler
bütününün yapısı ülkeler arasında, uygulamada ve kurumsal yapıları itibariyle farklılıklar arz
etmekle birlikte, temel bileşenleri, amaçları ve araçları bakımından benzer özelliklere sahiptir.
Aktif nakit yönetimi uygulamakta olan bir ülkede, hazine tarafından izlenen ve kamu nakit
akımlarının konsolide edildiği tek bir hesap bulunmakta, bu hesabın bakiyesi günlük olarak ve
maliyet etkinliği sağlayacak şekilde yönetilmektedir. Hazine, nakit pozisyonunun
dalgalanmasını önlemek amacıyla aktif bir rol üstlenmekte ve belli araçlar kullanarak kısa
vadeli finansman ve atıl nakit rezervinin değerlendirilmesi operasyonlarını doğrudan veya
Merkez Bankası aracılığı ile yürütmektedir.
Yukarıda belirtilen tanımlamalar çerçevesinde, kamu nakit akımlarının en uygun koşullarda,
olabilecek en düşük maliyetle ve ilgili riskleri de gözetmek suretiyle yönetilmesi nakit
yönetiminin temel amaçları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, nakit yönetimi ile borç ve
likidite yönetimi hedefleri arasında paralellik sağlanması, nakit yönetimi araçlarının para
piyasalarının gelişimine katkı sağlaması gibi diğer amaç ve politika hedefleri de
gözetilmektedir.3
Bu çerçevede, aktif nakit yönetiminin temel amaçları;
- Nakit rezervinin dalgalanmasının en aza indirilmesi,
- Bankacılık sisteminde tutulan atıl rezervin olabilecek en düşük seviyeye indirilmesi,
- Kamu nakit giriş ve çıkışları arasındaki zamanlama farkının uygun finansman araçları
kullanılarak ve mümkün olduğu ölçüde uyumlulaştırılması,
- Diğer finansal politikaların desteklenmesi olarak belirtilebilir (Williams 2004).
3
A.g.e. s. 6-8.
4
IMF’ye (IMF 1995; IMF 1999) göre ise nakit yönetiminin 3 temel amacı vardır:
- Kamu harcamalarını yıl içerisinde en az dalgalanma ve en uygun borçlanma
maliyetleri ile finanse etmek,
- Bütçe açık veya fazlasına ilişkin hedefleri tutturmak,
- Para ve maliye politikalarının uygulanmasına yardımcı olmak,
Ülkeler, aktif nakit yönetimi ile yukarıda belirtilen temel amaçlar çerçevesinde;
- Gerektiği anda kamu harcamaları ve borç servisi için ihtiyaç duyulan nakdin temin
edilmesini,
- Bankacılık sisteminde atıl nakit rezervi kalması sonucu üstlenilecek gizli ve açık
maliyetleri nakit akımlarının tam ve doğru tahmin edilmesini sağlayarak azaltmayı,
- Oluşacak atıl nakit rezervinin yatırım yapılarak değerlendirilmesini,
- Piyasalara ve alacaklılara ödemelerin zamanında ve tam olarak yapılacağı konusunda
güven verilmesini,
- Likidite, kredi, borç çevirme ve piyasa riski gibi çeşitli risk unsurlarının kontrol
edilmesini,
- Merkez Bankası nezdindeki hazine hesaplarında oluşacak gereksiz nakit
fazlalıklarının, netleştirme ve transfer işlemleri ile azaltılmasını, bu sayede borçlanma
ihtiyacının daha net olarak belirlenmesini,
- Finansal enstrüman çeşitliliğini artırmak suretiyle kamu harcamalarının finansmanında
daha esnek bir yapının oluşturulmasını,
- Nakit rezerv yönetiminin likidite yönetimi üzerindeki olumsuz etkilerini en aza
indirmeyi,
- Borçlanma senetlerinin ikincil piyasasının etkinliğinin ve derinliğinin artırılmasını
hedeflemektedir.
Nakit yönetiminde karşılaşılabilecek riskler başlıca likidite, kredi, rollover, piyasa, ödeme
riski ve operasyonel riskler olarak sıralanmaktadır.
- Likidite riski; likit varlıkların hacminin yükümlülük doğuran beklenmedik nakit
akımlarının karşısında çabucak azalması ve ihtiyaç duyulan nakdin kısa vadede
borçlanma ile temin edilememesini,
- Kredi riski; bir finansal sözleşmede taraflardan kaynaklanan performans bozukluğunu,
- Rollover riski; borcun çevrilememe veya yüksek maliyet üstlenilerek çevrilmesini,
5
- Piyasa riski; faiz ve kur gibi piyasa fiyatlarındaki değişimin kamunun borç servisi
üzerindeki etkisini ifade etmektedir (IMF, WB, 2001). Y.Zelanda örneği için bkz.
Horman (2002)
3.Tek Hazine Hesabı
Kamu nakit akımları, Merkez Bankası, kamu bankaları ve özel bankalarda bulunan kamu
hesapları üzerinden gerçekleşmektedir. Merkezi İdarelere doğru çıkıldıkça, büyük çoğunluğu
bir üst birimin hesapları ile ilişkilendirilmiş olan bu yapı bir kamu hesapları piramidi
oluşturmaktadır. Aktif nakit yönetiminde, kamu hesap piramitlerinin en tepesinde Hazine
hesapları bulunmaktadır. Kamu hesaplarının bakiyeleri gecelik süpürme (overnight sweeping)
imkanı ile netleştirilerek, Hazine’nin merkez bankasındaki hesabında konsolide edilmektedir.
Kamu hesaplarının merkezileşmesi ve birbirleriyle ilişkilendirilerek gerekli netleşme ve
transfer işlemlerini mümkün kılacak bir piramit hesap yapısının varlığı aktif nakit yönetiminin
en temel bileşenini oluşturmaktadır. Aktif nakit yönetiminde Hazine, merkez bankasında “Tek
Hazine Hesabı” (Treasury Single Account) “THH” bulundurmaktadır.
“Tek Hazine Hesabı” gelirlerin toplandığı ve büyük ölçekli kamu harcamalarının yapıldığı
ana hesaplarla ilişkilendirilmektedir. Kamu mali akımlarının izlendiği hesapların bakiyeleri
günlük olarak bu hesaba aktarılmakta, açıkları da bu hesaptan karşılanmaktadır.
THH’ nin yapısı Hazinenin farklı hesaplarda bulunabilecek ve netleştirildiğinde borçlanma
ihtiyacına neden olmayacak nakit fazlalarının zamanında ve doğru olarak izlenmesini
sağlamakta ve gereksiz borçlanmayı önlemektedir.
Ülkeler arasında farklı yapılar bulunmakla birlikte genel uygulamada kamu hesaplarının
günlük olarak konsolide edildiği merkezi bir hesap yapısının bulunduğu görülmektedir.
İngiltere’de kamu nakit akımları Merkez Bankası nezdindeki Consolidated Fund (CF) ve
National Loan Fund (NLF) hesaplarında tutulmakta, CF’ de kamu gelir ve giderleri, NLF’ de
ise borçlanma ve finansman işlemleri izlenmektedir. Temel borçlanma işlemleri NLF’ de
gerçekleşmekte ve CF’ nin açık veya fazlalıkları NLF tarafından kapatılmaktadır. İngiltere
Borç Ofisi (DMO) nakit ve kısa vadeli borçlanma işlemleri için oluşturulan Borç Yönetimi
Hesabı(DMA) ile NLF’ nin finansmanını sağlamaktadır. DMO kısa vadeli nakit işlemlerini
DMA’ ya kaydederek izlemekte, uzun vadeli borçlanma işlemleri ise NLF’ nin yükümlülüğü
olarak izlenmektedir. Bu yapıda DMA NLF’ nin üstünde yer alan bir hesap niteliğinde olup
NLF kapsamında ihraç edilen uzun vadeli borçlanma gelirleri ve NLF’ nin bakiyeleri DMA’
ya aktarılarak nakit yönetimi operasyonları gerçekleştirilmektedir. Gün sonunda DMA’ da
oluşan ve hedef rezerv üzerinde kalan bakiye NLF’ de mevduat olarak tutulmakta ve bu
bakiyeler için Merkez Bankası repo faiz oranında faiz işletmektedir (DMA, 2006, Mu, 2004).
ABD’de ise Hazine iki tür hesap tutmaktadır. Bunlar; kamu gelir ve harcamalarının izlendiği
Hazine vergi ve kredi hesapları (Treasury Tax and Loan Accounts) (TT&L)ile New York
Federal Reserve Bank nezdindeki mevduat hesabıdır. ABD vergi gelirlerinin toplandığı
TT&L hesapları ticari bankalarda tutulmakta olup St. Louis Federal Reserve Bank nezdinde
konsolide edilmektedir (Garbade et.al. 2004).
6
Fransa’da Banca de France nezdinde oluşturulan hazine hesabı (Treasury Account) yaklaşık
8.300 alt hesabın ilişkilendirildiği tek hazine hesabı görevi üstlenmektedir (AFT, 2005a).
Avustralya örneğinde ise Reserve Bank of Avustralia nezdinde harcamaların, gelirlerin ve
borçlanma işlemlerinin ayrı ayrı izlendiği hesaplar grubundan oluşan ve “overdraft group”
adıverilen hesap yapısı mevcuttur. Nakit yönetimi hedef ve uygulamaları bu hesap grubu
üzerinden gerçekleştirilmektedir (Storkey, 2001).
Diğer taraftan, uluslararası uygulamalarda kamunun döviz işlemleri için oluşturulan döviz
hesaplarının yönetiminin döviz yönetimi kapsamında merkez bankalarına bırakıldığı
görülmektedir. Örneğin, İngiltere’de Merkez Bankasında oluşturulan döviz dengeleme hesabı,
borç ofisi kurulduktan sonra DMO’ya devredilmeyerek Merkez Bankasının kontrolünde
bırakılmıştır (Storkey, 2001).
4.Kurumsal Yapı ve Ülke Uygulamaları
Ülkelerin kurumsal yapılarına ve nakit yönetimi yaklaşımlarına bağlı olarak nakit
yönetiminden sorumlu birimler farklılıklar göstermektedir. Aktif nakit yönetimi, gerek borç
yönetimi gerekse Merkez Bankası likidite yönetimi ile doğrudan ilgili bir alandır. Hazine
nakit dengesinin finansmanı borç yönetimi stratejileri ile belirlenirken, günlük veya haftalık
nakit dengesinin izlenmesi ve finansmanı borç yönetimi araçları yerine borç yönetimi
araçlarının devamı ve tamamlayıcısı niteliğindeki daha esnek ve kısa vadeli nakit yönetimi
araçları ile gerçekleştirilmektedir. Diğer taraftan bankacılık kesimi ile hazine arasında
gerçekleşen nakit akımları ekonominin genel likiditesini etkileyen faktörler olarak likidite
yönetimi kapsamında Merkez Bankasını da ilgilendirmektedir.
Ülke uygulamalarında bu açıdan iki yaklaşım görülmektedir. Birinci yaklaşımda nakit
yönetimi borç yönetiminin bir parçası ve devamı olarak algılanmakta ve borç yönetimi
işlemlerinin yapıldığı birim tarafından yürütülmektedir. İkinci yaklaşımda ise, nakit yönetimi
likidite yönetimi kapsamında ele alınmakta ve Merkez Bankası tarafından yürütülmektedir.
Bu iki yaklaşım arasında çeşitli ara modeller ve uygulamalar yer almaktadır. Uluslararası en
iyi uygulama örnekleri incelendiğinde, aktif nakit yönetiminin amaçları ve hedefleri
doğrultusunda yürütülmesinin, nakit yönetiminin borç yönetimi ile bütünlüğünü koruyan ve
likidite yönetiminden ayrıştırıldığı bir yapı ile sağlandığı görülmektedir. ABD, Avustralya, Y.
Zelanda gibi ülke örneklerinde kamu nakit akımlarının tahmin edilmesi, idari işlemlerinin
yürütülmesi, ilgili bankaların seçilmesi, nakit limitlerinin belirlenmesi gibi bir dizi görevler
hazine tarafından üstlenilirken, nakit fazlasının değerlendirilmesi gibi nakit yönetimi işlemleri
Merkez Bankasına bırakılmıştır.
ABD’de Term Investment Program (TIP) adı verilen programın her türlü takibi için St.Louis
Federal Reserve Bank yetkilendirilmiştir. Kasım 2003’ten itibaren uygulamaya konulan
sistem ile Hazine vergi ve kredi (TT&L) hesapları elektronik ortamda St. Louis Fed nezdinde
konsolide edilmekte, alınan teminatlar, hedef rezervin aşılıp aşılmadığı gibi hususlar banka
tarafından takip edilmektedir.4
4
www.stlousfed.gov.
7
Kanada, Danimarka gibi bazı ülke örneklerinde ise, kamu borç yönetimi ile birlikte nakit
yönetiminin Merkez Bankasına devredildiği görülmektedir. Merkez Bankası borçlanma
senetleri ihracını gerçekleştirmekte, nakit akımlarını izlemekte, nakit ihtiyacına göre
finansman araçlarını kullanmakta ve nakit yönetimini likidite yönetiminden ayrı olarak
yürütmektedir.
Aktif nakit yönetimi uygulayan ve para piyasalarında işlem yapan ülkelerde ise borç ofisi
oluşturulmuş, merkez bankasının yürüttüğü bazı görevler de dahil olmak üzere nakit yönetimi
fonksiyonları borç ofislerine devredilmiştir.
İngiltere, İsveç, Fransa gibi ülkelerde borç ofisleri nakit yönetiminden sorumlu birim olup
bankalar arası para piyasasında işlem gerçekleştirebilmektedirler. Euro bölgesinde para
piyasası işlemleri gerçekleştiren her bir hazine büyük piyasada küçük oyuncu olduğu için
“fiyat alıcı” pozisyonda olup para piyasalarının faiz ve hacimleri üzerindeki etkileri sınırlı
kalmaktadır. Diğer taraftan, AB bölgesinde olmasına rağmen para piyasalarında işlem
yapmayan ülkeler de bulunmaktadır. Örneğin Danimarka, Merkezi Hükümetin para
piyasasında aktif rol alması halinde “fiyat alıcı” olamayacağı görüşü ile nakit rezervini para
piyasasında değerlendirmemektedir. Bunun yerine piyasada işlem yapma yetkisi para
politikası kapsamında Danimarka Merkez Bankası tarafından yürütülmektedir5
5. Mevcut Durum İçin Değerlendirme ve Bazı Öneriler
Geleneksel olarak tüm ülkelerde merkez bankası, hazinenin ajan bankası olup her tür
bankacılık işlemi Merkez Bankası üzerinden gerçekleştirilmektedir. Öte yandan, hazine aynı
zamanda Merkez Bankasının hissedarıdır. Merkez Bankası, temel hedefi olan fiyat istikrarının
sağlanması doğrultusunda para politikası araçlarını kullanarak likidite yönetimini
gerçekleştirmekte iken hazinelerin temel amacını kamu harcamalarının en uygun maliyet ve
risk koşulları altında finanse edilmesi oluşturmaktadır. Her iki kurumun amaç ve araçlarının
bir birleri ile koordinasyon içerisinde bulunması gerekmektedir. (Bozkurt 2007, s.10-11.)
Türkiye’de nakit yönetimi borç yönetiminin bir parçası olarak Hazine Müsteşarlığı tarafından
Merkez Bankası ile koordinasyon içerisinde yürütülmektedir. Hazine nakit rezervi, Merkez
Bankası ve TCZB’de tutulan hesaplardan oluşmaktadır. Türkiye’de nakit ve borç yönetiminde
oluşabilecek likidite riskinin azaltılması amacıyla güçlü rezerv tutulması borç yönetiminin
stratejik ölçütlerinden birisidir (KBYR, 2006). Borç çevrim riski gerekli düzeyde nakit rezervi
tutularak yönetilmektedir. Tampon rezerv düzeyi, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü
bünyesindeki Nakit Yönetimi Dairesi ve Risk Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı ile birlikte
çeşitli risk unsurları dikkate alınarak tespit edilmekte, öngörülen nakit ihtiyacı ve borcun
çevrilebilirliği riski çerçevesinde Borç Yönetimi Komitesi (BYK) tarafından belirlenmektedir.
Nakit yönetimi kapsamında kısa vadeli yatırım ve finansman araçları kullanılmamaktadır.
Kısa vadeli finansman aracı olarak bir yıl vadeli bono ihracı gerçekleştirilmekte, değişken
faizli devlet tahvillerinin (FRN) faizinin tespit edilmesi amacıyla 3 ve 6 aylık referans bono
ihalesi düzenlenmektedir. Bununla birlikte aktif borç yönetimi kapsamında borç servisi
5
Kanada için (Merrett et.al. 1995; BOC, 2006), Danimarka için (Jensen, 2002) Borç Yönetimi
Ofisi üzerine kapsamlı bir tartışma için Bkz. Ateş(2002)
8
akımlarının düzlenmesi amacıyla iç ve dış borç yönetiminde borç geri alım ve senet değişimi
işlemleri yapılmaktadır.
Diğer ülkelerle yapılan karşılaştırma çerçevesinde, Hazine nakit rezervinin izlendiği hesap
yapısının nakit yönetimini daha etkin kılacak şekilde yapılandırılması öncelik arz ederken,
basit nakit yönetimi ortalama değerlerinden alınan farka göre ise atıl rezervin
değerlendirilmesinin öncelik arz ettiği görülmektedir.
Türkiye uygulamasının basit nakit yönetimi uygulayan, nakit rezervini para piyasalarında
aktif olarak değerlendirmeyen ülkelere yakın olduğu görülmektedir.
Nakit yönetimi yapısının daha aktif hale getirilebilmesi için örnek alınabilecek ülkeler aktif
nakit yönetiminin alt bileşenleri bazında ayrı ayrı incelenebilir. Buna göre nakit rezervinin
izlendiği hesapların Merkez Bankasında konsolide edildiği, düşük ve sabit bir rezerv düzeyi
yerine hareketli ortalama veya bant düzeyinin uygulandığı, nakit rezervinin vadeli hesaplarda
değerlendirildiği ve nakit yönetimi amacıyla düzenli ve 6 aydan kısa vadeli bono ihracının
yapıldığı ülke uygulamaları(-1 farkın oluştuğu ülkeler) Türkiye için öncelikli örnek ülke
uygulaması olarak değerlendirilebilir.
Kurumsal yapıda ise nakit yönetiminin likidite yönetiminden ayrılmasını sağlayacak hazine-
merkez bankası ilişkisinin kurulması veya nakit rezervinin merkez bankası aracılığıyla
piyasalarda değerlendirilmesini sağlayacak ülke uygulamaları örnek olarak değerlendirilebilir.
Türkiye’nin değer zinciri yaklaşımı ile elde edilen aktif nakit yönetimi ortalamasının
yükseltilebilmesi için;6
- Tüm muhasebe birimlerinin nakit akımlarının Hazine tarafından anlık olarak
izlenmesinin sağlanması gerektiği,
- Hazine hesaplarının günlük olarak konsolide edilmesini sağlayacak THH yapısının,
uygun ülke örnekleri çerçevesinde kurulmasının,
- Hazine nakit sisteminde ikili bir yapının oluşmasına neden olan taşra sisteminin
kaldırılmasının,
- Hazine nakit rezervinin dalgalanmasının olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla
hedef rezerv uygulamasına geçilebileceği, bu kapsamda döviz rezervi tampon stok
olarak değerlendirilebileceği, TL rezerv seviyesi için ise dönemsel hareketli ortalama
veya bant uygulamasının değerlendirilebileceği,
- Nakit rezervi, atıl kalması ile üstlenilecek maliyetlerin azaltılması amacıyla kredi riski
dikkate alınarak vadeli hesaplarda değerlendirilebileceği, bu kapsamda hazine nakit
rezervinin merkez bankası ile belirlenecek uygulama çerçevesinde gerek merkez
bankasında gerekse de ticari bankalarda oluşturulacak vadeli hesaplarda
değerlendirilebileceği,
6
Bozkurt 2007, s.82-83.
9
- Nakit yönetimi amaçlı ve 3 aydan kısa vadeli olarak düzenli bono ihraçlarının
yapılabileceği,
- Merkez Bankası Hazine ilişkilerinin uluslararası uygulamalar çerçevesinde yeniden
yapılandırılabileceği,
İfade edilmiştir.
C. DAHA İYİ BİR NAKİT VE REZERV YÖNETİMİ
1. İdeal Nakit Yönetimi İçin Kriterler ve Kritik Noktalar
İdeal bir THH için aşağıdaki hususlar kritik noktalar olarak ele alınmaktadır.7
1) THH’nın sınırları her ülkenin yapısına göre dikkatlice belirlenmelidir.
2) THH en azından merkezi hükümet kuruluşlarını ve bunların işlemlerini kapsamalıdır.
3) THH’nın kapsamı genişletilirken özellikle sosyal güvenlik kuruluşları bakımından
dikkatli olunmalı, örneğin özel emeklilik fonlarının kullanımına kadar gidilmemelidir.
Bununla birlikte kamu emeklilik fonları kapsama dahil edilebilir.
4) Piyasa bazlı mal ve hizmet üreten kuruluşların kapsama alınması, onların piyasa
şartlarına göre ayarlanmış stratejilerini uygulamalarına engel olabilir veya
otonomilerini zedeleyebilir.
Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda devlet kurumları hesaplarını çeşitli ticari
bankalarda tutmakta ve bazı kurumların kullanamadıkları atıl nakit ortaya çıkmakta,
bazı kurumlar ise nakit ihtiyacı içinde olmakta, etkin bir nakit yönetimi
yapılamamaktadır. Bu nedenle, THH’nın birinci derecede önceliği devlet nakit
dengesini entegre biçimde kontrol etmektir. Nakit kaynakların THH vasıtasıyla
konsolidasyonu, devlet nakit yönetiminin optimizasyonu anlamına gelmektedir. Bu
durum, bazı devlet kuruluşlarında nakit fazlası var iken, diğer bazı devlet
kuruluşlarının nakit ihtiyacı için borç almaları ve faiz ödemelerinin de önüne
geçecektir. THH’nın en azından iki temel özelliği bulunmalıdır. 1) Hiçbir kamu
kurumu Hazinenin gözetimi olmaksızın banka hesabı açmamalıdır. 2) Tüm kamu
nakdini kapsayıcı olmalıdır. İster bütçe içi ister bütçe dışı olsun.8
Tek bir THH modeli yoktur. Model, ülkelerin kamu kuruluşlarının ve finansal yönetim
sistemlerinin kalitesine, teknolojik gelişme ve iletişim altyapısına ve bankacılık sisteminin
gelişmişlik seviyesine bağlı olarak uygulanabilecektir.
7
Pattanayak Sailendra, Fainboim Israel, Treasury Single Account:Concept, Design and Implementation Issues,
p.9-10, IMF Working Paper, WP/10/143, May 2010.
8
A.g.e. s.32
10
Altyapının yeterli olması halinde en iyi uygulama, Merkez Bankası’nda bir THH
açılması, Hazinenin bu hesap üzerinden tüm kamu kuruluşlarının işlemlerini kaydetmesi
şeklinde olacaktır. Harcamacı kuruluşlar ticari bankalarda hesap açabilirler, ancak bu hesap
sıfır balanslı olmalıdır. Diğer bir ifadeyle, günün sonunda (+) bakiye veren hesapların
tümündeki paralar MB’na devredilmelidir. Sistem on-line real time çalışmalıdır. Nakit
yönetimi ile ilgili konular, muhasebe kontrolü ve ödemelerin yönetimi ile karıştırılmamalıdır.
Özetleyecek olursak, THH’nın oluşturulması, etkili ve etkin bir kamu finansal yönetimi için
anahtar öge ve devlet borçlanmasının maliyetinin azaltılması için gerekli bir araçtır.9
Diğer taraftan Cem Dener (2014)10
THH için ön şartlar olarak aşağıdaki 8 kuralı
açıklamaktadır.
1) Yasal altyapı,
2) Güvenilir bilgi işlem altyapısı,
3) Tam anlamıyla çalışan bir bankalararası hesaplaşma düzeni,
4) MB ve Hazine arasında entegre çalışan bilgi sistemi,
5) Kapsamlı bir hesap planı,
6) THH’nda kullanılacak mevcut banka hesaplarının envanterinin çıkarılması,
7) THH’nı kullanacak olanların kapasitesinin geliştirilmesi (eğitim ve staj)
8) Siyasi destek sağlanması.
2. Türkiye Uygulaması ile İlgili Gelişmeler
Türkiye’de!THH!uygulaması!ilk!defa!1972!yılında!başlatılmıştır.!
THH genel bütçeli kuruluşların taşradaki harcamalarının yapılması ve gelirlerin toplanması
amacıyla T.C. Ziraat Bankasında (TCZB) oluşturulmuştur. TCZB’deki saymanlık hesapları
ile ilgili işlemler haftalık dönemler itibarıyla yapılan mutabakat ve mahsuplaşmalarla
yürütülmüştür. Mutabakat dönemi içinde muhasebe birimlerinin hesaplarında yeterli nakit
olmasa dahi ödemeler TCZB tarafından fonlanmak suretiyle yapılmaya devam edilmiştir.
Ayrıca tahsilat ve ödemeler aynı hesaptan yapıldığından, toplanan gelirler nedeniyle
hesaplarda bakiye oluşması durumunda muhasebe birimleri ödemelerini bu bakiyeleri
kullanmak suretiyle gerçekleştirmiştir.
Taşradaki muhasebe birimlerinin banka hesaplarında her hangi bir bakiye yokken bile miktar
ve zaman kısıtı olmaksızın TCZB’den kaynak kullanarak ödeme yapabilmeleri, taşra gelir ve
gider gerçekleşmelerinin iki gün gecikmeli olarak alınabiliyor olması ve bu raporların da
detaylı bilgi içermemesi, gelir ve gider açısından nakit hareketlerinin zamanlı bir şekilde
izlenememesi gibi nedenlerle nakit hareketlerinin sağlıklı bir şekilde öngörülememesi
neticesinde 2007 yılında imzalanan protokollerle Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, T.C.
9
A.g.e. s.33
10
Dener Cem, Treasury Single Account Rapid Assesment Toolkit 2014,
www.worldbank.org/publicfinance/fmis,s.3.
11
Merkez Bankası (TCMB) ve TCZB Tek Hazine Cari Hesabı (THCH) adı altında yeni bir
uygulamayı hayata geçirmişlerdir.
THCH ile öncelikle taşra muhasebe birimlerinin THH kapsamında TCZB bünyesinde açmış
oldukları hesaplar kapatılmıştır. Eş anlı olarak TCZB Merkez Şubesi nezdinde Hazine
adına bir tediye, ve bir de tahsilat hesabı açılmıştır. Ayrıca yurt sathındaki her bir
muhasebe birimi için de bu hesapların alt hesapları olacak şekilde birer tediye ve
tahsilat hesabı oluşturulmuştur. THCH taşra ulamasıyla getirilen bir diğer değişiklikle
muhasebe birimlerinin hesaplarında yeterli bakiye olmadığı durumlarda herhangi bir ödeme
yapma imkanı da ortadan kaldırılmıştır.11
Detaylarına Erdener ve Cangöz (2010) tarafından yer verildiği üzere 2007 yılında Hazine
Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve TCMB arasında düzenlenen protokolle TCMB’nin
gerekli bilgi sistemleri altyapısını kurmasının ardından taşra ve merkezdeki muhasebe
birimlerinin bütün ödeme ve tahsilat işlemlerinin tek bir merkeze toplanması ve
elektronik ortamda gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda yaklaşık olarak 5 yıl
devam eden çalışmaların sonucunda Kamu Elektronik Ödeme Sistemi (KEÖS) adı altında
kamu ödemelerinin elektronik imza ile yapılmasına ilişkin altyapı oluşturulmuştur.
KEÖS’ün oluşumu Türkiye’deki THH uygulamasının uluslararası uygulamalara paralel bir
yapıya dönüştürülmesi bakımından önemlidir. Nitekim, TCMB tarafından geliştirilen
perakende ödeme sistemi ile Maliye Bakanlığı tarafından geliştirilmiş olan Kamu Harcama
ve Muhasebe Bilişim Sisteminin (KBS) gerekli kontrol mekanizmaları kurularak iletişimi
sağlanmış, böylece kamu ödemelerinin güvenli olarak elektronik ortamda gerçekleştirilmesi
mümkün hale gelmiştir. KEÖS’ün sağladığı güvenli elektronik işlem platformunun hayata
geçirilmesine paralel olarak THCH kapsamında muhabir banka sıfatıyla TCZB nezdinde
Hazine Müsteşarlığı tarafından açılmış olan tahsilat ve tediye hesapları ile muhasebe
birimlerine ait tediye hesapları kapatılmış ve muhasebe birimleri adına Hazine’nin THH
olarak tanımlanmış olan TCMB bünyesindeki 410 nolu hesabıyla ilişkili alt hesaplar
açılmıştır. Genel bütçeli idarelerin THH bünyesindeki hesaplarına ilişkin düzenleme 18
Haziran 2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu
İdarelerinin Ödeme ve Tahsilat İşlemlerinin Elektronik Ortamda Gerçekleştirilmesine
İlişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliği” ile yapılmıştır. Buna göre; muhasebe birimleri yurt
içi ödemelerinde TCMB nezdindeki ödeme hesabını ve tahsilat için de TCMB veya
muhabir banka (TCZB) nezdinde tahsilat hesabını kullanmaktadır. Vergi daireleri adına
ise sadece tahsilat hesabı bulunmaktadır. Ayrıca muhasebe birimlerinin yurt dışı ödemeleri
için de sadece Ankara’daki merkez muhasebe birimleri adına TCMB Ankara Şubesinde
yurt dışı ödeme hesapları açılmıştır.
Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Ödeme ve Tahsilat KEÖS kapsamında
başlatılan ödemelerle ilgili uygulama THCH sistemiyle paralellik göstermektedir. Bu
kapsamda ödeme hesaplarından para çekilememekte ve bu hesaplar yapılan ödemelerden
iadeler hariç tahsilat için kullanılamamaktadır. Ayrıca, tahsilat hesaplarından da ödeme
yapılamadığı gibi ödeme ve tahsilat hesapları arasında hiçbir şekilde aktarım da
yapılamamaktadır. Ödeme hesaplarıyla ilgili olarak yapılan düzenlemelerde THCH ile
temel farklılık söz konusu hesapların TCZB’den TCMB’ye transfer edilmesidir. Tahsilat
hesapları içinse ikili bir yapı sözkonusudur.
11
Cangöz M. Coşkun, Tek Hazine Hesabı: Kavramsal ve Operasyonel Çerçeve, s.1, www.researchgate.net,
Haziran 2014.
12
Gelirler TCMB’nin faaliyet gösterdiği yerlerde TCMB, faaliyet göstermediği yerlerde ise
TCZB tarafından toplanmakta ve TCMB Ankara Şubesindeki THH’ye aktarılmaktadır.
THCH uygulamasından farklılaşan bir başka husus ise banka hesaplarının yönetilmesiyle
ilgilidir. THCH kapsamında muhasebe birimleri ve vergi daireleri adına hesap açma ve
kapatma yetkisi Hazine Müsteşarlığına aitken Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerinin
Ödeme ve Tahsilat İşlemlerinin Elektronik Ortamda Gerçekleştirilmesine İlişkin Usul ve
Esaslar Yönetmeliği ile Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Ayrıca, Maliye Bakanlığının
ilgili mevzuatı uyarınca ayrı hesaplarda izlenmesi gereken ödeme ve tahsilat işlemleri için de
THH dışında muhasebe birimi adına hesap açılmasına Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü
üzerine izin verme yetkisi de bulunmaktadır. Buna ilaveten, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 41 inci maddesine istinaden aracı
bankalarda açılmış ve açılacak hesaplar da için Yönetmeliğin bankalarla ilgili 8. maddesi
hükümleri uygulanmamaktadır.
Ülkemizdeki THH uygulaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde genel bütçeli
idarelere ait hesapların TCMB bünyesinde birleştirilmiş bir yapıya sahip olduğu
görülmektedir. Bu haliyle THH, genel bütçeli idarelerle sınırlı olmak üzere, başarılı ülke
uygulamalarına paralel olarak hiyerarşik bir hesaplar sistemidir. 6183 sayılı Kanunun 41.
Maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek amme alacakları, Bakanlık
tarafından belirlenecek bankalar tarafından hesaba aktarım, çek, havale, banka kartı, kredi
kartı yoluyla tahsil edilebilmektedir. Maliye Bakanlığı maddede belirtilen süreleri aşmamak
kaydıyla alacak türleri ve bankalar itibarıyla bankaların tahsil ettikleri tutarları TCMB’ye
aktarma sürelerinde farklılaştırma yapabilmektedir.12
Raporlama ve muhasebeleştirme açısından olduğu kadar kamu kaynaklarının hızlı ve
etkin kullanımına olanak sağlaması bakımından da THH’nin elektronik bankacılık
sistemine entegre olması önem arzetmektedir. Bu çerçevede, THH bünyesindeki ödeme
hesaplarından yapılan işlemlerde güvenli elektronik imza kullanılması elektronik bankacılık
uygulamalarının üst düzeyde kullanıldığını ve işlem maliyetinin de minimum seviyede
oluşmasının sağlandığını göstermektedir. Öte yandan, TCMB tarafından sağlanan
elektronik bankacılık hizmeti kapsamında THH hesap bakiyeleri de gerçek zamanlı
olarak görüntülenebilmektedir.
Uluslararası iyi uygulamalarda THH bünyesindeki hesaplar bütününün hiyerarşik bir
yapıda olmasının ve kullanıl(a)mayan nakit varlıkların gün sonunda ana hesaba iade
edilmesinin temel nedeni, yukarı da değinildiği üzere, vergi mükellefleri üzerine ilave
yük getirmekten kaçınmak amacıyla devletin minimum seviyede banka rezervi ile nakit
yönetimini yürütmesi ve devlete ait banka hesaplarında biriken fonların atıl kalmasının
engellenmesidir. Bu çerçevede ideal THH yapısında Hazine nakit yönetiminden sorumlu
birim dışındaki devlet kuruluşlarının yönetiminde herhangi bir banka hesabı olmaması
ilkesi benimsenmiştir.
lkemizdeki uygulama değerlendirildiğinde ise; genel bütçeli idarelerin banka hesaplarına
ilişkin tasarrufta bulunma yetkisi Maliye Bakanlığına, Hazinenin nakit ve borç yönetimiyle
ilgili banka hesaplarına ilişkin tasarrufta bulunma yetkisi Hazine Müsteşarlığına, genel bütçe
dışındaki idarelerin banka hesaplarıyla ilgili tasarrufta bulunma yetkisi ise Maliye
Bakanı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Bakanın müşterek teklifi ile Başbakana
aittir. Öte yandan, genel bütçeli idarelerin ve genel bütçe dışındaki kamu kurum ve
kuruluşlarının çok sayıda banka hesabı olmakla beraber THH sisteminin
12
A.g.e. s.3.
13
oluşturulmasıyla birlikte genel bütçeli idarelerin banka hesapları konsolide edilmiş, genel
bütçe dışındaki kurum ve kuruluşların banka hesapları ise Kamu Haznedarlığı Genel
Tebliğinde yapılan değişikliklerle izlenebilir hale getirilmiştir.
4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun
13. Maddesi uyarınca özel bütçeli idareler, sosyal güvenlik kurumları, özel kanunla kurulmuş
diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşlar ile döner sermayeler, fonlar,
belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bu maddede sayılanların
bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birlikleri kendi bütçeleri veya tasarrufları
altında bulunan her türlü mali kaynaklarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında veya
Maliye Bakanı ile Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayıyla belirlenecek esaslar
dahilinde Türkiye'de yerleşik bankalar nezdinde kendi adlarına açtıracakları hesaplarda
toplarlar. Kanunun 13. maddesine dayanarak yapılan Kamu Haznedarlığı düzenlemesinin
amacı esas olarak kurumların mali kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ve
izlenebilmesidir.13
Yürürlükteki 7 Mayıs 2012 tarihli Tebliğe göre özel bütçeli idareler, döner sermayeler,
fonlar, belediyeler, il özel idareleri, sosyal güvenlik kurumları, kamu iktisadi teşebbüsleri,
özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları ile bu
sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese, işletmeleri ve birlikleri ile bu kurumlarca
açılmış ve/veya yönetilmekte olan fon, hesap, özel hesap, havuz ve benzeri adlarla
oluşturulmuş olan hesaplar tasarrufları altındaki mali kaynaklarla TCMB, TCZB, T.
Halk Bankası veya T. Vakıflar Bankasında vadeli ve vadesiz TL ve döviz hesabı
açabilmekte ve Devlet iç borçlanma senetlerine yatırım yapabilmektedir.
Kamu Haznedarlığı düzenlemesiyle genel bütçe dışındaki idarelerin banka hesaplarının
işletilmesi ve bu hesaplardaki kaynakların nemalandırılmasına ilişkin genel çerçeve
çizilmiş olsa da THH ile ilgili başarılı ülke uygulamaları dikkate alındığında pek çok
ülkede merkezi yönetimin ve daha ileri örneklerde de genel yönetimin THH kapsamında
olduğu görülürken Türkiye’deki mevcut THH uygulamasının kapsamının sadece genel
bütçe ile sınırlıdır. Bu çerçevede, genel bütçe dışındaki kuruluşların sahip oldukları
mali kaynakların büyüklüğü dikkate alındığında, söz konusu kuruluşlara ait banka
hesaplarının aşamalı olarak sıfır-bakiyeli hesaplara dönüştürülmek suretiyle THH
bünyesine alınmak suretiyle devletin mali kaynaklarını daha düşük maliyetle ve daha
etkin bir şekilde kullanmasının mümkün olduğu değerlendirilmektedir.14
D. SONUÇ
Yapılan incelemeler çerçevesinde, gerek dünya ülkelerindeki en iyi uygulamalar ve gerekse
Türkiye’de görülen gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde ülkemiz THH uygulamasının
mevcut haliyle istenen seviyede olmadığı görülmektedir. Türkiye uygulamasında THH
yalnızca (I) sayılı cetveldeki kurumları kapsamakta, merkezi hükümeti bile tam olarak
kapsamamaktadır. İncelenen sınırlı sayıda kaynaktan da anlaşılacağı üzere THH bakımından
minimum uygulama en azından merkezi hükümetin kapsanmasıdır. Dolayısıyla en azından
önce tüm merkezi hükümetin kapsama alınması, daha sonra da (II) ve (III) no.lu cetvellerdeki
13
A.g.e.s.4.
14
A.g.e.s.4.
14
kamu kurumlarının ve ayrıca SGK’nın durumunun da değerlendirilerek THH’nın kapsamının
genişletilmesi ve uygulamanın on line real time olarak planlanması önem arz etmektedir.
Nitekim 2017-2019 ORTA VADELİ PROGRAMDA “B. MAKROEKONOMİK
POLİTİKALAR 2. Maliye Politikası ç. Kamu Borçlanma Politikası” başlığı altında şu ifade
yer almaktadır.
159. Tek Hazine Hesabı uygulamasının kapsamı genişletilerek kamu nakit yönetiminin
etkinliği artırılacaktır.
Bu durum, Hükümetin de THH’nın kapsamını genişletme politikasını benimsemiş
olduğunu göstermektedir. Ancak amaçlanan hedefe ulaşılabilmesi, uygulamanın başarısına
bağlı olacaktır.
KAYNAKLAR
1) Bozkurt Fatih, Aktif Nakit Yönetimi, Ülke Uygulamaları ve Türkiye, Hazine
Müsteşarlığı Uzmanlık Tezi, 2007, Ankara.
2) Cangöz M. Coşkun, Tek Hazine Hesabı: Kavramsal ve Operasyonel Çerçeve,
www.researchgate.net, Haziran 2014.
3) Dener Cem, Treasury Single Account Rapid Assesment Toolkit 2014,
www.worldbank.org/publicfinance/fmis.
4) Hazine Müsteşarlığı web sayfası Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü.
5) Pattanayak Sailendra, Fainboim Israel, Treasury Single Account:Concept,
Design and Implementation Issues, IMF Working Paper, WP/10/143, May 2010.
6) Pattanayak Sailendra, Fainboim Israel, Treasury Single Account: An Essential
Tool for Government Cash Management, IMF Technical Notes and Manuels,
2011.
7) www.stlousfed.gov.
15
8) Erdener Gonca, Cangöz M. Coşkun, Hazine Nakit Yönetimi, Maliye Finans
Yazıları Dergisi Sayı:88, Temmuz 2010 Ankara.
16
3. 1. 2. Hazine Nakit Sistemi
Türkiye’de hazine nakit sistemi, “merkezi sistem” ve “taşra sistemi”
adıverilen ikili yapıdan oluşmaktadır.
Merkezi sistem, genel ve özel bütçeli bakanlık ve kurumların
muhasebe birimlerini kapsamakta, merkezde toplanan gelir ve yapılan
harcamalarıiçermektedir. Merkezi sistemde vergi daireleri ve bankalarca
toplanan gelirler Hazine’nin merkezdeki hesaplarına aktarılmaktadır.
39
Harcamaların yapılmasında ise bakanlıklar ve kuruluşlar nezdindeki strateji
geliştirme dairesi başkanlıkları, ödenekleri çerçevesinde Hazine’ye nakit
taleplerini bildirmekte, Hazine bu talepleri de dikkate alarak söz konusu
bakanlık ve kuruluşlara gerekli nakit aktarımınıyapmaktadır. İlgili bakanlık ve
kuruluşlar ödemelerini kendi hesaplarından gerçekleştirmektedir. Merkezi
sistem Hazine’nin Merkez Bankasınezdindeki TL ve döviz hesaplarıile Ziraat
Bankası(TCZB) nezdindeki Tevdiat Hesabından oluşmaktadır.
Diğer taraftan, 01.08.1972 tarihinde uygulamaya geçilen “Hazine
Tek Hesabı” düzenlemesini ifade etmekte olan Taşra Sistemi, Merkez
Bankasınezdindeki aracıhesap (412 numaralıhesap) ve bunun TCZB
nezdindeki uzantısından oluşmaktadır. Merkez Bankası1211 sayılıkanunun
2 nci maddesine dayanarak TCZB’yi tek muhabir banka olarak seçmişve
‘’Dahili Muhabirlik Anlaşması‘’ yapmıştır. Taşra sistemi, söz konusu anlaşma
17
uyarınca TCZB aracılığıyla yürütülmektedir. TCZB Ankara Merkez Şubesi,
Tek Hesap Sistemi içindeki tüm bölgelerden gelen sonuçları
değerlendirmekte ve nakit açıklarınıkarşılarken fazlalıklarını, Merkez
Bankası’ndaki Hazine hesabına aktarmaktadır.
TCZB, Merkez Bankasıile haftalık olarak hesaplarını
netleştirmektedir.
24
Merkez BankasıTCZB’ye Tek Hazine HesabıSistemi
uygulamasıçerçevesinde yapmışolduğu ödemeler üzerinden onbinde
yirmibeşoranında, yatırılan tutarlar üzerinden de onbinde bir oranında
komisyon ödemektedir.
24
Haftalık dönemler itibariyle uygulanan tek hesap sistemi Perşembe günü başlayıp
Çarşamba günü sona ermektedir. Gelir ve gider durumu ile altyapıimkanlarıda dikkate
alınarak sistem ilk kez ve bir pilot uygulama şeklinde 19.01.1996 tarihinden itibaren Konya
ilinde günlük olarak uygulanmaya başlanılmıştır.
40
Tek Hesap Sistemindeki vergi tahsilatlarının daha kısa sürede
gerçekleştirilebilmesi amacıyla 1996 yılından itibaren vergilerin ticari
bankalarca da tahsil edilmesi uygulamasına geçilmiştir.
Özetle, hazine nakit sistemi daha önceki bölümlerde aktif nakit
yönetiminin ilk bileşeni olarak tanımlanan THH sisteminden büyük ölçüde
farklılık göstermektedir. Her ne kadar taşra sistemi tek hesap olarak
adlandırılmışise de günlük bakiyelerin konsolide edildiği bir hesaplar piramidi
yapısınıtaşımamaktadır. Gerek taşra sistemi gerekse söz konusu ikili yapı
uluslararasıkuruluşlarca da sıklıkla eleştirilmektedir.
25
18
3. 1. 3. Hazine Nakit Rezervini Oluşturan Hesaplar
Hazine hesaplarının hareketlerinin izlenmesi, akımların
muhasebeleştirilmesi ve gerekli her tür aktarım işlemleri Kamu Finansmanı
Genel Müdürlüğü bünyesindeki Muhasebe Birimleri tarafından
yürütülmektedir. Bu kapsamda Merkez BankasıAnkara Şubesi nezdinde İç
Ödemeler Muhasebe Birimi tarafından izlenen 410 ve 412 numaralıhesaplar,
DışÖdemeler Muhasebe Birimi tarafından izlenen 475 ve 8578 sayılıdöviz
hesabı, Devlet BorçlarıMuhasebe Birimi tarafından izlenen 411, 416 ve 8576
sayılıdöviz hesabıile 4749 sayılıKanun uyarınca 2003 başlarında
oluşturulmuşolan risk hesabıve proje özel hesaplarıbulunmaktadır. TCZB
25
Örneğin bkz. OECD SIGMA (2005).
41
nezdinde tutulan hesaplar ise daha önce değinilen tevdiat hesabıve tek
hesaptır.
26
Hazine nakit rezervi, yukarıda verilen hesaplardan Merkez
Bankasınezdindeki 410, 411 ve 416 numaralıTL hesapları, 85 numaralı
döviz hesabıve Ziraat Bankasınezdindeki tevdiat hesabıile tek hesap
bakiyelerinin toplamından oluşmaktadır. Hesaplara nakit girişve çıkışlarını
oluşturan başlıca kalemler Ek E’de verilmektedir.
Merkez Bankasınezdindeki TL hesapları:
410 numaralıhesap:
Tek hesap sistemi dışında kalan vergi daireleri, gümrükler ve
bankalarca tahsil edilen vergi vb gelirler bu hesapta toplanmakta olup yapılan
harcamalar ilgili muhasebe birimlerinin hesabına aktarma yapılarak bu hesap
üzerinden gerçekleştirilmektedir.
19
410 No’lu hesap, İç Ödemeler Muhasebe Biriminin izlediği ana
hesaptır. Bu hesaptan Merkez Muhasebe Birimlerine, KİT’lere ve Özel
Bütçeli Kuruluşlara, ödemeler gerçekleştirilmektedir. Gerçekleştirilen
ödemeler başlıca faiz dışıgiderler ve maaşödemelerinden oluşmaktadır.
411 numaralıhesap:
Temel olarak devlet iç borçlanma senetleri hasılatının girdiği ve iç
borç anapara ve faiz ödemelerinin yapıldığıhesaptır.
26
Bkz. Çelebi (1994)
42
416 numaralıhesap:
Dışborç servisinin yapıldığıhesaptır.
Merkez Bankasınezdindeki döviz hesaplar (85 numaralı
hesaplar):
Döviz cinsi iç borçlanma senedi ihraçlarından elde edilen hasılatlar
ile uluslararasısermaye piyasalarında ihraç edilen devlettahvillerinden elde
edilen hasılatların izlendiği hesaptır. Ayrıca yurt içinde döviz cinsinden
yapılan vergi dışıgelirlerden tahsilatlar bu hesaplarda izlenmektedir.
Ziraat Bankasınezdindeki hesaplar:
Tek hesap:
Taşra sistemini takip etmek amacıyla oluşturulmuşolan bu hesap
aracılığıile Genel ve Özel Bütçe kapsamındaki kuruluşların Merkez
Muhasebe Birimleri dışındaki muhasebe birimlerine yapılan maaşödemeleri
ve faiz dışıgiderleri gerçekleştirilirken, taşra muhasebe birimleri aracılığıyla
tahsil edilen tüm gelirler bu hesapta toplanmaktadır.
Tek hazine hesabının izlenmesi amacıyla Merkez Bankası
nezdinde 412 numaralıhesap açılmıştır. TCZB hesaplarıile MB arasında
20
aracıhesap niteliğinde olan bu hesap ile tek hesabın açıklarıfinanse
edilirken fazlalıklarıbu hesap aracılığıyla Merkez Bankasına aktarılmaktadır.
43
Tevdiat hesabı:
Tek hesap dışında kalan ve Genel ve Özel Bütçeli kuruluşların
Merkez Muhasebe Birimleri aracılığıyla tahsil edilen gelirlerinin izlendiği ve
ödemelerinin gerçekleştirildiği hesaptır.
Yaygın şube ağınedeniyle vergi tahsilatının bir kısmıZiraat
Bankasıaracılığıyla yapılmakta, aynı şekilde uygulamada sağladığı
kolaylıklar nedeniyle faiz dışıharcamaların bir kısmıda bu hesap aracılığıyla
gerçekleştirilmektedir.
Tevdiat hesabından Merkez Bankasınezdindeki 410 numaralı
hesapla benzer şekilde KİT’lere ve Özel Bütçeli Kuruluşlara ödemeler
gerçekleştirilmektedir. Gerçekleştirilen ödemeler başlıca faiz dışıgiderler ve
maaşödemeleridir.
21
22

More Related Content

Similar to Hazine nakit yonetimi_tek_hazine_hesabi

Çağdaş Para Teorisi
Çağdaş Para TeorisiÇağdaş Para Teorisi
Çağdaş Para TeorisiAhmet Dinc
 
FİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptx
FİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptxFİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptx
FİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptxUfukPala1
 
Aof muhasebe ve finans
Aof muhasebe ve finansAof muhasebe ve finans
Aof muhasebe ve finansFatih Yaldiz
 
Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi Projesi
Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi ProjesiBütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi Projesi
Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi ProjesiArif YILDIRIM
 
3. HAFTA.ppt
3. HAFTA.ppt3. HAFTA.ppt
3. HAFTA.pptSeceSece
 
4. Mevduat İşlemleri
4. Mevduat İşlemleri4. Mevduat İşlemleri
4. Mevduat İşlemlerieFinans
 
Mali Af Kanunu Tasarısı
Mali Af Kanunu TasarısıMali Af Kanunu Tasarısı
Mali Af Kanunu TasarısıCihat Ertürk
 
3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara Etkileri
3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara Etkileri3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara Etkileri
3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara EtkilerieFinans
 
Turkiye'de bolgesel kalkinma
Turkiye'de bolgesel kalkinmaTurkiye'de bolgesel kalkinma
Turkiye'de bolgesel kalkinmabilimalim
 
Kurumsal Maliye Politikası ve Mali Kurallar
Kurumsal Maliye Politikası ve Mali KurallarKurumsal Maliye Politikası ve Mali Kurallar
Kurumsal Maliye Politikası ve Mali KurallarCOSKUN CAN AKTAN
 

Similar to Hazine nakit yonetimi_tek_hazine_hesabi (20)

10. 5 YILLIK KALKINMA PLANI
10. 5 YILLIK KALKINMA PLANI10. 5 YILLIK KALKINMA PLANI
10. 5 YILLIK KALKINMA PLANI
 
Çağdaş Para Teorisi
Çağdaş Para TeorisiÇağdaş Para Teorisi
Çağdaş Para Teorisi
 
FİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptx
FİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptxFİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptx
FİNANSAL KURUMLAR VE PİYASALAR 13.HAFTA.pptx
 
Mali tablo analizi
Mali tablo analiziMali tablo analizi
Mali tablo analizi
 
Aof muhasebe ve finans
Aof muhasebe ve finansAof muhasebe ve finans
Aof muhasebe ve finans
 
VERGİNİN YANSIMASI
VERGİNİN YANSIMASIVERGİNİN YANSIMASI
VERGİNİN YANSIMASI
 
Presentation, Katja Lautar, joint SIGMA ReSPA PIFC regional conference, Skopj...
Presentation, Katja Lautar, joint SIGMA ReSPA PIFC regional conference, Skopj...Presentation, Katja Lautar, joint SIGMA ReSPA PIFC regional conference, Skopj...
Presentation, Katja Lautar, joint SIGMA ReSPA PIFC regional conference, Skopj...
 
Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi Projesi
Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi ProjesiBütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi Projesi
Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi Projesi
 
BKMYBS Sunumu
BKMYBS SunumuBKMYBS Sunumu
BKMYBS Sunumu
 
3. HAFTA.ppt
3. HAFTA.ppt3. HAFTA.ppt
3. HAFTA.ppt
 
4. Mevduat İşlemleri
4. Mevduat İşlemleri4. Mevduat İşlemleri
4. Mevduat İşlemleri
 
MALİ SAYDAMLIK
MALİ SAYDAMLIKMALİ SAYDAMLIK
MALİ SAYDAMLIK
 
Mali Af Kanunu Tasarısı
Mali Af Kanunu TasarısıMali Af Kanunu Tasarısı
Mali Af Kanunu Tasarısı
 
3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara Etkileri
3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara Etkileri3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara Etkileri
3. Kamu Borçlanması ve Finansal Piyasalara Etkileri
 
Turkiye'de bolgesel kalkinma
Turkiye'de bolgesel kalkinmaTurkiye'de bolgesel kalkinma
Turkiye'de bolgesel kalkinma
 
KAMU MALİYESİNE GÜVEN
KAMU MALİYESİNE GÜVENKAMU MALİYESİNE GÜVEN
KAMU MALİYESİNE GÜVEN
 
Discussion paper, 4th Regional PIFC Conference for EU Enlargement Countries, ...
Discussion paper, 4th Regional PIFC Conference for EU Enlargement Countries, ...Discussion paper, 4th Regional PIFC Conference for EU Enlargement Countries, ...
Discussion paper, 4th Regional PIFC Conference for EU Enlargement Countries, ...
 
Mali tablolar analizi
Mali tablolar analiziMali tablolar analizi
Mali tablolar analizi
 
Mali Disiplin
Mali DisiplinMali Disiplin
Mali Disiplin
 
Kurumsal Maliye Politikası ve Mali Kurallar
Kurumsal Maliye Politikası ve Mali KurallarKurumsal Maliye Politikası ve Mali Kurallar
Kurumsal Maliye Politikası ve Mali Kurallar
 

More from Kutlu Group

Politics in the_third_world
Politics in the_third_worldPolitics in the_third_world
Politics in the_third_worldKutlu Group
 
Siyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refahSiyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refahKutlu Group
 

More from Kutlu Group (6)

What is instex?
What is instex?What is instex?
What is instex?
 
Politics in the_third_world
Politics in the_third_worldPolitics in the_third_world
Politics in the_third_world
 
What is instex
What is instexWhat is instex
What is instex
 
Nano teknoloji
Nano teknolojiNano teknoloji
Nano teknoloji
 
Siyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refahSiyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refah
 
2008 krizi
2008 krizi2008 krizi
2008 krizi
 

Hazine nakit yonetimi_tek_hazine_hesabi

  • 1. HAZİNE NAKİT YÖNETİMİ, TEK HAZİNE HESABI VE BAZI DEĞERLENDİRMELER A.MEVCUT DURUM 1.Nakit Yönetimi Bütçenin uygulanmasından sorumlu kuruluşlardan biri olan Hazine Müsteşarlığı’nın başlıca görevlerinden biri, nakit yönetimi yapmak, yani Devletin gelirleri ile giderlerini zaman boyutunda denkleştirmektir. Hazine, söz konusu uyumlaştırmayı yapabilmek amacıyla, • Nakit bazlı gelirleri tahmin etmekte, • İç ve dış borç servisleri de dahil olmak üzere harcamaları programlamakta, • Oluşan nakit açığını iç ve dış borçlanma ile finanse etmektedir. Nakit Yönetiminin Kapsamı • Nakit Programının Hazırlanması ve • Gerçekleşmelerin İzlenmesinden ibarettir. 2.Nakit Programının Hazırlanması Etkin bir nakit yönetimi için sağlıklı bir nakit planlaması temel koşuldur. Bu çerçevede, Bu çerçevede, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Hazine’nin koordineli olarak hazırladığı mali yıla ilişkin aylık dağılım baz alınarak günlük bazda, aylık ve üç aylık nakit programları hazırlanmaktadır. Nakit akım projeksiyonları yapılırken geçmiş yıl nakit ve bütçe gerçekleşmelerine bakılmakta, bu akımların zaman içindeki seyri de dikkate alınmaktadır. Nakit programının hazırlanması üç unsuru içermektedir: • Gelirlerin Tahmini: • Nakit Vergi Gelirlerinin Tahmini • Vergi Dışı Nakit Gelirlerin Tahmini: (KİT Temettü ve Hasılat Payları, GSM Operatörleri Hasılat Payları, Devirli ve Garantili Kredi Geri Dönüşleri, Tasfiye Edilen Fon Gelirleri, Darphane, TCMB Karı, Kamu Bankaları Karı vs.) Nakit Çıkışlarının Programlanması: • Faiz Dışı Harcamalar: Her ayın son haftasında, ilgili kurum ve birimlerin katılımıyla yapılan toplantıda, takip eden 3 aya ilişkin nakit bazda faiz dışı harcamalar belirlenmektedir. • İç ve Dış Borç Servisi: Hazine Müsteşarlığının çeşitli birimlerince hazırlanan projeksiyonlar kullanılmaktadır. 1
  • 2. • Borçlanma Gereği ve Finansmanın Belirlenmesi: Nakit giriş ve çıkışlarının programlanmasının ardından, dış borçlanma öngörüleri de dikkate alınarak belirlenen finansman durumu ile hazırlanan taslak “Nakit Programı” Müsteşar ile gerçekleştirilen toplantı ile nihai hale gelmektedir. 3.Gerçekleşmelerin İzlenmesi Nakit programında yer alan nakit gelirler ve giderlere ilişkin gerçekleşmeler, nakit dengesi ve bu dengenin finansmanı günlük, haftalık ve aylık bazda izlenmekte, program ve gerçekleşme arasındaki sapmaların nedenleri irdelenmektedir. 4.Kamu Haznedarlığı Uygulaması Kamu Haznedarlığı Uygulaması “Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği” ile yürütülmektedir. Tebliğ, kamu kurumlarının mali kaynaklarını etkin ve verimli kullanabilmesi ve söz konusu kaynakların Hazine Müsteşarlığınca izlenmesi faaliyetini kapsamaktadır. Tebliğ Kapsamında; Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri, Özel Bütçeli İdareler, Döner Sermayeler, Fonlar, Belediyeler, İl Özel İdareleri, Sosyal Güvenlik Kurumları, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları vebu kurumların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile bu kurumlarca fon, hesap, özel hesap, havuz ve benzeri adlarla açılmış olan ve/veya yönetilen her türlü banka hesabı yer almaktadır. Tebliğ kapsamında yer alan kurumların mevduat ve menkul kıymet tutarlarına ilişkin veriler Türkiye’de yerleşik bankalar tarafından kamu kurumlarının Vergi Kimlik Numaraları esas alınarak Hazine Müsteşarlığına düzenli olarak raporlanmaktadır. Söz konusu veriler belirli bir tarih itibariyle Tebliğ kapsamında yer alan kamu kurumlarının mali kaynaklarının Türk lirası cinsinden değerlerini göstermektedir. Bahse konu raporlar nakit ve varlık yönetimi sürecinde kullanılmakta olup nakit yönetimi sürecinin daha etkin biçimde uygulanmasına katkı sağlamaktadır. 5.Kamu Elektronik Ödeme Sistemi (KEÖS) 18/06/2011 tarihli ve 27968 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Ödeme ve Tahsilat İşlemlerinin Elektronik Ortamda Gerçekleştirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar gereğince KEÖS; Maliye Bakanlığı ve TCMB tarafından kamu ödemelerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesini sağlayan bilişim sistemini ifade etmektedir. Bu uygulama Muhasebe Birimlerinin Merkez Bankası nezdindeki hesaplarına gelen paranın en az iki kişinin onayı ile hak sahibinin hesaplarına nakit aktarılmasını sağlamaktadır. 1 1 Hazine Müsteşarlığı web sayfası Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü. 2
  • 3. B. NAKİT YÖNETİMİ VE DÜNYA UYGULAMALARI 1.Hazine ve Nakit Rezervi Yönetimi Devletin veznedarı görevini üstlenen hazinenin en temel ve klasik işlevlerinden bir tanesi, kamunun gelir ve giderlerinin zaman ve yer itibariyle uyumlandırılması ve nakit akımlarının yönetilmesidir (Eğilmez, 1997, s.44). Hazine bu temel görevini yerine getirirken belirli düzeyde nakit rezervi tutmaktadır. Nakit rezervlerinin tutulması, bilinçli bir politika seçeneği olduğu kadar kamunun gelir ve giderleri arasındaki zaman farklarından dolayı kaçınılmaz bir durumu ifade etmektedir. Rezerv tutma politikası, kamu finansmanı kapsamında gerekli ödemelerin yapılması ve borç servisinin gerçekleştirilmesi gibi işlem saiklerinin yanı sıra finansal riskler, öngörülemeyen mali yükümlülükler, borçlanma maliyetlerinde artış beklentisi gibi bir dizi ihtiyat faktörüne de bağlıdır. Nakit rezerv birikiminin başlıca kaynakları dönemsel olarak oluşan bütçe fazlaları, finansman ihtiyacının üzerinde gerçekleştirilen borçlanmalar ve özelleştirmeler gibi diğer gelirlerdir. Her üç durumda da hazine, nakit rezervini oluştururken belirli bir maliyete katlanmaktadır. Ülke uygulamaları incelendiğinde, hazinelerin çeşitli seviyelerde nakit rezervi taşıdığı görülmektedir. Gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamı, finansal piyasaları çok gelişmiş ve para piyasalarına erişim imkanları fazla olmasına rağmen merkez bankalarında günlük olarak belli miktarda “tampon nakit rezervi” bulundurmaktadır. Ancak bu ülkeler aynı zamanda, taşıdıkları nakit rezervinin maliyetini en aza indirmenin yollarını araştırmakta ve bu yönde politikalar izlemektedir. Özellikle 2000’li yılların başından itibaren OECD ülkelerinde kamu nakit yönetiminin daha etkin, aktif ve şeffaf olması yönünde önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Bu reformlar, kamu nakit akımlarının hızlandırılması, nakit rezerv maliyetinin en aza indirilmesi ve para piyasası araçlarının nakit yönetimi amaçları doğrultusunda kullanımı gibi operasyonel alanlarda olduğu kadar, kurumsal alanda yeniden yapılandırma çalışmaları olarak da karşımıza çıkmaktadır. Başta AB ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülkede, klasik hazine fonksiyonları borç yönetimi ofisleri tarafından üstlenilmektedir. Diğer taraftan, kamu nakit akımlarının para piyasalarındaki etkilerinin yönetilmesi, geleneksel olarak merkez bankalarınca yürütülen likidite yönetimi kapsamında gerçekleştirilmektedir. Ancak Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) kurulması ile merkez bankalarının pek çok fonksiyonu AMB tarafından üstlenilirken, kamu mali yönetimine ilişkin işlem ve sorumluluklar büyük ölçüde borç ofislerine devredilmiştir.2 2.Aktif Nakit Yönetimi Nakit yönetimi, kamu nakit giriş ve çıkışlarından oluşan akımların ve nakit rezervinin etkin ve verimli olarak yönetimini ifade etmektedir. Bir başka tanımıyla nakit yönetimi, Storkey 2 Bozkurt Fatih, Aktif Nakit Yönetimi, Ülke Uygulamaları ve Türkiye, Hazine Müsteşarlığı Uzmanlık Tezi, s. 1-2, 2007, Ankara. 3
  • 4. (2001)’e göre devletin yükümlülüklerinin karşılanması için doğru zamanda doğru yerde ve doğru miktarda nakit akımının sağlanmasıdır. Williams (2004) ise “kamu sektörü içerisinde nakit dengesinin ve kısa vadeli nakit akımlarının etkin olarak yönetimi süreci ve stratejiler bütünü” olarak tanımlamaktadır. Diğer taraftan, nakit yönetimi, kamu harcama ve gelirlerinin zamanlamasının örtüştürülmeye çalışılması anlamına gelmemektedir. Nitekim kamu gelir ve giderleri arasında zaman bakımından uyumsuzluk olması kaçınılmazdır. Örneğin, ülkemizde gelir ve kurumlar vergisi gibi vergi gelirlerinin tahsilatı mevzuat gereği yılın belli dönemlerinde yoğunluk kazanırken, kamu maaş ödemeleri her ay aynı gün yapılmaktadır. Kamu nakit yönetimi, kamunun tüm nakit akımlarının başta merkezi anlamda Hazine tarafından yönetilmesi olmak üzere diğer kamu kuruluşlarının kendi nakit varlıklarını yönetmesini de içeren geniş kapsamlı bir anlam taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde özellikle son yıllarda oluşturulmakta olan nakit yönetimi yapılanmaları incelendiğinde, hazinenin nakit varlık ve yükümlülüklerini aktif olarak belirli stratejiler çerçevesinde yönettiği görülmektedir. “Aktif nakit yönetimi” adı verilen bu stratejiler bütününün yapısı ülkeler arasında, uygulamada ve kurumsal yapıları itibariyle farklılıklar arz etmekle birlikte, temel bileşenleri, amaçları ve araçları bakımından benzer özelliklere sahiptir. Aktif nakit yönetimi uygulamakta olan bir ülkede, hazine tarafından izlenen ve kamu nakit akımlarının konsolide edildiği tek bir hesap bulunmakta, bu hesabın bakiyesi günlük olarak ve maliyet etkinliği sağlayacak şekilde yönetilmektedir. Hazine, nakit pozisyonunun dalgalanmasını önlemek amacıyla aktif bir rol üstlenmekte ve belli araçlar kullanarak kısa vadeli finansman ve atıl nakit rezervinin değerlendirilmesi operasyonlarını doğrudan veya Merkez Bankası aracılığı ile yürütmektedir. Yukarıda belirtilen tanımlamalar çerçevesinde, kamu nakit akımlarının en uygun koşullarda, olabilecek en düşük maliyetle ve ilgili riskleri de gözetmek suretiyle yönetilmesi nakit yönetiminin temel amaçları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, nakit yönetimi ile borç ve likidite yönetimi hedefleri arasında paralellik sağlanması, nakit yönetimi araçlarının para piyasalarının gelişimine katkı sağlaması gibi diğer amaç ve politika hedefleri de gözetilmektedir.3 Bu çerçevede, aktif nakit yönetiminin temel amaçları; - Nakit rezervinin dalgalanmasının en aza indirilmesi, - Bankacılık sisteminde tutulan atıl rezervin olabilecek en düşük seviyeye indirilmesi, - Kamu nakit giriş ve çıkışları arasındaki zamanlama farkının uygun finansman araçları kullanılarak ve mümkün olduğu ölçüde uyumlulaştırılması, - Diğer finansal politikaların desteklenmesi olarak belirtilebilir (Williams 2004). 3 A.g.e. s. 6-8. 4
  • 5. IMF’ye (IMF 1995; IMF 1999) göre ise nakit yönetiminin 3 temel amacı vardır: - Kamu harcamalarını yıl içerisinde en az dalgalanma ve en uygun borçlanma maliyetleri ile finanse etmek, - Bütçe açık veya fazlasına ilişkin hedefleri tutturmak, - Para ve maliye politikalarının uygulanmasına yardımcı olmak, Ülkeler, aktif nakit yönetimi ile yukarıda belirtilen temel amaçlar çerçevesinde; - Gerektiği anda kamu harcamaları ve borç servisi için ihtiyaç duyulan nakdin temin edilmesini, - Bankacılık sisteminde atıl nakit rezervi kalması sonucu üstlenilecek gizli ve açık maliyetleri nakit akımlarının tam ve doğru tahmin edilmesini sağlayarak azaltmayı, - Oluşacak atıl nakit rezervinin yatırım yapılarak değerlendirilmesini, - Piyasalara ve alacaklılara ödemelerin zamanında ve tam olarak yapılacağı konusunda güven verilmesini, - Likidite, kredi, borç çevirme ve piyasa riski gibi çeşitli risk unsurlarının kontrol edilmesini, - Merkez Bankası nezdindeki hazine hesaplarında oluşacak gereksiz nakit fazlalıklarının, netleştirme ve transfer işlemleri ile azaltılmasını, bu sayede borçlanma ihtiyacının daha net olarak belirlenmesini, - Finansal enstrüman çeşitliliğini artırmak suretiyle kamu harcamalarının finansmanında daha esnek bir yapının oluşturulmasını, - Nakit rezerv yönetiminin likidite yönetimi üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmeyi, - Borçlanma senetlerinin ikincil piyasasının etkinliğinin ve derinliğinin artırılmasını hedeflemektedir. Nakit yönetiminde karşılaşılabilecek riskler başlıca likidite, kredi, rollover, piyasa, ödeme riski ve operasyonel riskler olarak sıralanmaktadır. - Likidite riski; likit varlıkların hacminin yükümlülük doğuran beklenmedik nakit akımlarının karşısında çabucak azalması ve ihtiyaç duyulan nakdin kısa vadede borçlanma ile temin edilememesini, - Kredi riski; bir finansal sözleşmede taraflardan kaynaklanan performans bozukluğunu, - Rollover riski; borcun çevrilememe veya yüksek maliyet üstlenilerek çevrilmesini, 5
  • 6. - Piyasa riski; faiz ve kur gibi piyasa fiyatlarındaki değişimin kamunun borç servisi üzerindeki etkisini ifade etmektedir (IMF, WB, 2001). Y.Zelanda örneği için bkz. Horman (2002) 3.Tek Hazine Hesabı Kamu nakit akımları, Merkez Bankası, kamu bankaları ve özel bankalarda bulunan kamu hesapları üzerinden gerçekleşmektedir. Merkezi İdarelere doğru çıkıldıkça, büyük çoğunluğu bir üst birimin hesapları ile ilişkilendirilmiş olan bu yapı bir kamu hesapları piramidi oluşturmaktadır. Aktif nakit yönetiminde, kamu hesap piramitlerinin en tepesinde Hazine hesapları bulunmaktadır. Kamu hesaplarının bakiyeleri gecelik süpürme (overnight sweeping) imkanı ile netleştirilerek, Hazine’nin merkez bankasındaki hesabında konsolide edilmektedir. Kamu hesaplarının merkezileşmesi ve birbirleriyle ilişkilendirilerek gerekli netleşme ve transfer işlemlerini mümkün kılacak bir piramit hesap yapısının varlığı aktif nakit yönetiminin en temel bileşenini oluşturmaktadır. Aktif nakit yönetiminde Hazine, merkez bankasında “Tek Hazine Hesabı” (Treasury Single Account) “THH” bulundurmaktadır. “Tek Hazine Hesabı” gelirlerin toplandığı ve büyük ölçekli kamu harcamalarının yapıldığı ana hesaplarla ilişkilendirilmektedir. Kamu mali akımlarının izlendiği hesapların bakiyeleri günlük olarak bu hesaba aktarılmakta, açıkları da bu hesaptan karşılanmaktadır. THH’ nin yapısı Hazinenin farklı hesaplarda bulunabilecek ve netleştirildiğinde borçlanma ihtiyacına neden olmayacak nakit fazlalarının zamanında ve doğru olarak izlenmesini sağlamakta ve gereksiz borçlanmayı önlemektedir. Ülkeler arasında farklı yapılar bulunmakla birlikte genel uygulamada kamu hesaplarının günlük olarak konsolide edildiği merkezi bir hesap yapısının bulunduğu görülmektedir. İngiltere’de kamu nakit akımları Merkez Bankası nezdindeki Consolidated Fund (CF) ve National Loan Fund (NLF) hesaplarında tutulmakta, CF’ de kamu gelir ve giderleri, NLF’ de ise borçlanma ve finansman işlemleri izlenmektedir. Temel borçlanma işlemleri NLF’ de gerçekleşmekte ve CF’ nin açık veya fazlalıkları NLF tarafından kapatılmaktadır. İngiltere Borç Ofisi (DMO) nakit ve kısa vadeli borçlanma işlemleri için oluşturulan Borç Yönetimi Hesabı(DMA) ile NLF’ nin finansmanını sağlamaktadır. DMO kısa vadeli nakit işlemlerini DMA’ ya kaydederek izlemekte, uzun vadeli borçlanma işlemleri ise NLF’ nin yükümlülüğü olarak izlenmektedir. Bu yapıda DMA NLF’ nin üstünde yer alan bir hesap niteliğinde olup NLF kapsamında ihraç edilen uzun vadeli borçlanma gelirleri ve NLF’ nin bakiyeleri DMA’ ya aktarılarak nakit yönetimi operasyonları gerçekleştirilmektedir. Gün sonunda DMA’ da oluşan ve hedef rezerv üzerinde kalan bakiye NLF’ de mevduat olarak tutulmakta ve bu bakiyeler için Merkez Bankası repo faiz oranında faiz işletmektedir (DMA, 2006, Mu, 2004). ABD’de ise Hazine iki tür hesap tutmaktadır. Bunlar; kamu gelir ve harcamalarının izlendiği Hazine vergi ve kredi hesapları (Treasury Tax and Loan Accounts) (TT&L)ile New York Federal Reserve Bank nezdindeki mevduat hesabıdır. ABD vergi gelirlerinin toplandığı TT&L hesapları ticari bankalarda tutulmakta olup St. Louis Federal Reserve Bank nezdinde konsolide edilmektedir (Garbade et.al. 2004). 6
  • 7. Fransa’da Banca de France nezdinde oluşturulan hazine hesabı (Treasury Account) yaklaşık 8.300 alt hesabın ilişkilendirildiği tek hazine hesabı görevi üstlenmektedir (AFT, 2005a). Avustralya örneğinde ise Reserve Bank of Avustralia nezdinde harcamaların, gelirlerin ve borçlanma işlemlerinin ayrı ayrı izlendiği hesaplar grubundan oluşan ve “overdraft group” adıverilen hesap yapısı mevcuttur. Nakit yönetimi hedef ve uygulamaları bu hesap grubu üzerinden gerçekleştirilmektedir (Storkey, 2001). Diğer taraftan, uluslararası uygulamalarda kamunun döviz işlemleri için oluşturulan döviz hesaplarının yönetiminin döviz yönetimi kapsamında merkez bankalarına bırakıldığı görülmektedir. Örneğin, İngiltere’de Merkez Bankasında oluşturulan döviz dengeleme hesabı, borç ofisi kurulduktan sonra DMO’ya devredilmeyerek Merkez Bankasının kontrolünde bırakılmıştır (Storkey, 2001). 4.Kurumsal Yapı ve Ülke Uygulamaları Ülkelerin kurumsal yapılarına ve nakit yönetimi yaklaşımlarına bağlı olarak nakit yönetiminden sorumlu birimler farklılıklar göstermektedir. Aktif nakit yönetimi, gerek borç yönetimi gerekse Merkez Bankası likidite yönetimi ile doğrudan ilgili bir alandır. Hazine nakit dengesinin finansmanı borç yönetimi stratejileri ile belirlenirken, günlük veya haftalık nakit dengesinin izlenmesi ve finansmanı borç yönetimi araçları yerine borç yönetimi araçlarının devamı ve tamamlayıcısı niteliğindeki daha esnek ve kısa vadeli nakit yönetimi araçları ile gerçekleştirilmektedir. Diğer taraftan bankacılık kesimi ile hazine arasında gerçekleşen nakit akımları ekonominin genel likiditesini etkileyen faktörler olarak likidite yönetimi kapsamında Merkez Bankasını da ilgilendirmektedir. Ülke uygulamalarında bu açıdan iki yaklaşım görülmektedir. Birinci yaklaşımda nakit yönetimi borç yönetiminin bir parçası ve devamı olarak algılanmakta ve borç yönetimi işlemlerinin yapıldığı birim tarafından yürütülmektedir. İkinci yaklaşımda ise, nakit yönetimi likidite yönetimi kapsamında ele alınmakta ve Merkez Bankası tarafından yürütülmektedir. Bu iki yaklaşım arasında çeşitli ara modeller ve uygulamalar yer almaktadır. Uluslararası en iyi uygulama örnekleri incelendiğinde, aktif nakit yönetiminin amaçları ve hedefleri doğrultusunda yürütülmesinin, nakit yönetiminin borç yönetimi ile bütünlüğünü koruyan ve likidite yönetiminden ayrıştırıldığı bir yapı ile sağlandığı görülmektedir. ABD, Avustralya, Y. Zelanda gibi ülke örneklerinde kamu nakit akımlarının tahmin edilmesi, idari işlemlerinin yürütülmesi, ilgili bankaların seçilmesi, nakit limitlerinin belirlenmesi gibi bir dizi görevler hazine tarafından üstlenilirken, nakit fazlasının değerlendirilmesi gibi nakit yönetimi işlemleri Merkez Bankasına bırakılmıştır. ABD’de Term Investment Program (TIP) adı verilen programın her türlü takibi için St.Louis Federal Reserve Bank yetkilendirilmiştir. Kasım 2003’ten itibaren uygulamaya konulan sistem ile Hazine vergi ve kredi (TT&L) hesapları elektronik ortamda St. Louis Fed nezdinde konsolide edilmekte, alınan teminatlar, hedef rezervin aşılıp aşılmadığı gibi hususlar banka tarafından takip edilmektedir.4 4 www.stlousfed.gov. 7
  • 8. Kanada, Danimarka gibi bazı ülke örneklerinde ise, kamu borç yönetimi ile birlikte nakit yönetiminin Merkez Bankasına devredildiği görülmektedir. Merkez Bankası borçlanma senetleri ihracını gerçekleştirmekte, nakit akımlarını izlemekte, nakit ihtiyacına göre finansman araçlarını kullanmakta ve nakit yönetimini likidite yönetiminden ayrı olarak yürütmektedir. Aktif nakit yönetimi uygulayan ve para piyasalarında işlem yapan ülkelerde ise borç ofisi oluşturulmuş, merkez bankasının yürüttüğü bazı görevler de dahil olmak üzere nakit yönetimi fonksiyonları borç ofislerine devredilmiştir. İngiltere, İsveç, Fransa gibi ülkelerde borç ofisleri nakit yönetiminden sorumlu birim olup bankalar arası para piyasasında işlem gerçekleştirebilmektedirler. Euro bölgesinde para piyasası işlemleri gerçekleştiren her bir hazine büyük piyasada küçük oyuncu olduğu için “fiyat alıcı” pozisyonda olup para piyasalarının faiz ve hacimleri üzerindeki etkileri sınırlı kalmaktadır. Diğer taraftan, AB bölgesinde olmasına rağmen para piyasalarında işlem yapmayan ülkeler de bulunmaktadır. Örneğin Danimarka, Merkezi Hükümetin para piyasasında aktif rol alması halinde “fiyat alıcı” olamayacağı görüşü ile nakit rezervini para piyasasında değerlendirmemektedir. Bunun yerine piyasada işlem yapma yetkisi para politikası kapsamında Danimarka Merkez Bankası tarafından yürütülmektedir5 5. Mevcut Durum İçin Değerlendirme ve Bazı Öneriler Geleneksel olarak tüm ülkelerde merkez bankası, hazinenin ajan bankası olup her tür bankacılık işlemi Merkez Bankası üzerinden gerçekleştirilmektedir. Öte yandan, hazine aynı zamanda Merkez Bankasının hissedarıdır. Merkez Bankası, temel hedefi olan fiyat istikrarının sağlanması doğrultusunda para politikası araçlarını kullanarak likidite yönetimini gerçekleştirmekte iken hazinelerin temel amacını kamu harcamalarının en uygun maliyet ve risk koşulları altında finanse edilmesi oluşturmaktadır. Her iki kurumun amaç ve araçlarının bir birleri ile koordinasyon içerisinde bulunması gerekmektedir. (Bozkurt 2007, s.10-11.) Türkiye’de nakit yönetimi borç yönetiminin bir parçası olarak Hazine Müsteşarlığı tarafından Merkez Bankası ile koordinasyon içerisinde yürütülmektedir. Hazine nakit rezervi, Merkez Bankası ve TCZB’de tutulan hesaplardan oluşmaktadır. Türkiye’de nakit ve borç yönetiminde oluşabilecek likidite riskinin azaltılması amacıyla güçlü rezerv tutulması borç yönetiminin stratejik ölçütlerinden birisidir (KBYR, 2006). Borç çevrim riski gerekli düzeyde nakit rezervi tutularak yönetilmektedir. Tampon rezerv düzeyi, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü bünyesindeki Nakit Yönetimi Dairesi ve Risk Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı ile birlikte çeşitli risk unsurları dikkate alınarak tespit edilmekte, öngörülen nakit ihtiyacı ve borcun çevrilebilirliği riski çerçevesinde Borç Yönetimi Komitesi (BYK) tarafından belirlenmektedir. Nakit yönetimi kapsamında kısa vadeli yatırım ve finansman araçları kullanılmamaktadır. Kısa vadeli finansman aracı olarak bir yıl vadeli bono ihracı gerçekleştirilmekte, değişken faizli devlet tahvillerinin (FRN) faizinin tespit edilmesi amacıyla 3 ve 6 aylık referans bono ihalesi düzenlenmektedir. Bununla birlikte aktif borç yönetimi kapsamında borç servisi 5 Kanada için (Merrett et.al. 1995; BOC, 2006), Danimarka için (Jensen, 2002) Borç Yönetimi Ofisi üzerine kapsamlı bir tartışma için Bkz. Ateş(2002) 8
  • 9. akımlarının düzlenmesi amacıyla iç ve dış borç yönetiminde borç geri alım ve senet değişimi işlemleri yapılmaktadır. Diğer ülkelerle yapılan karşılaştırma çerçevesinde, Hazine nakit rezervinin izlendiği hesap yapısının nakit yönetimini daha etkin kılacak şekilde yapılandırılması öncelik arz ederken, basit nakit yönetimi ortalama değerlerinden alınan farka göre ise atıl rezervin değerlendirilmesinin öncelik arz ettiği görülmektedir. Türkiye uygulamasının basit nakit yönetimi uygulayan, nakit rezervini para piyasalarında aktif olarak değerlendirmeyen ülkelere yakın olduğu görülmektedir. Nakit yönetimi yapısının daha aktif hale getirilebilmesi için örnek alınabilecek ülkeler aktif nakit yönetiminin alt bileşenleri bazında ayrı ayrı incelenebilir. Buna göre nakit rezervinin izlendiği hesapların Merkez Bankasında konsolide edildiği, düşük ve sabit bir rezerv düzeyi yerine hareketli ortalama veya bant düzeyinin uygulandığı, nakit rezervinin vadeli hesaplarda değerlendirildiği ve nakit yönetimi amacıyla düzenli ve 6 aydan kısa vadeli bono ihracının yapıldığı ülke uygulamaları(-1 farkın oluştuğu ülkeler) Türkiye için öncelikli örnek ülke uygulaması olarak değerlendirilebilir. Kurumsal yapıda ise nakit yönetiminin likidite yönetiminden ayrılmasını sağlayacak hazine- merkez bankası ilişkisinin kurulması veya nakit rezervinin merkez bankası aracılığıyla piyasalarda değerlendirilmesini sağlayacak ülke uygulamaları örnek olarak değerlendirilebilir. Türkiye’nin değer zinciri yaklaşımı ile elde edilen aktif nakit yönetimi ortalamasının yükseltilebilmesi için;6 - Tüm muhasebe birimlerinin nakit akımlarının Hazine tarafından anlık olarak izlenmesinin sağlanması gerektiği, - Hazine hesaplarının günlük olarak konsolide edilmesini sağlayacak THH yapısının, uygun ülke örnekleri çerçevesinde kurulmasının, - Hazine nakit sisteminde ikili bir yapının oluşmasına neden olan taşra sisteminin kaldırılmasının, - Hazine nakit rezervinin dalgalanmasının olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla hedef rezerv uygulamasına geçilebileceği, bu kapsamda döviz rezervi tampon stok olarak değerlendirilebileceği, TL rezerv seviyesi için ise dönemsel hareketli ortalama veya bant uygulamasının değerlendirilebileceği, - Nakit rezervi, atıl kalması ile üstlenilecek maliyetlerin azaltılması amacıyla kredi riski dikkate alınarak vadeli hesaplarda değerlendirilebileceği, bu kapsamda hazine nakit rezervinin merkez bankası ile belirlenecek uygulama çerçevesinde gerek merkez bankasında gerekse de ticari bankalarda oluşturulacak vadeli hesaplarda değerlendirilebileceği, 6 Bozkurt 2007, s.82-83. 9
  • 10. - Nakit yönetimi amaçlı ve 3 aydan kısa vadeli olarak düzenli bono ihraçlarının yapılabileceği, - Merkez Bankası Hazine ilişkilerinin uluslararası uygulamalar çerçevesinde yeniden yapılandırılabileceği, İfade edilmiştir. C. DAHA İYİ BİR NAKİT VE REZERV YÖNETİMİ 1. İdeal Nakit Yönetimi İçin Kriterler ve Kritik Noktalar İdeal bir THH için aşağıdaki hususlar kritik noktalar olarak ele alınmaktadır.7 1) THH’nın sınırları her ülkenin yapısına göre dikkatlice belirlenmelidir. 2) THH en azından merkezi hükümet kuruluşlarını ve bunların işlemlerini kapsamalıdır. 3) THH’nın kapsamı genişletilirken özellikle sosyal güvenlik kuruluşları bakımından dikkatli olunmalı, örneğin özel emeklilik fonlarının kullanımına kadar gidilmemelidir. Bununla birlikte kamu emeklilik fonları kapsama dahil edilebilir. 4) Piyasa bazlı mal ve hizmet üreten kuruluşların kapsama alınması, onların piyasa şartlarına göre ayarlanmış stratejilerini uygulamalarına engel olabilir veya otonomilerini zedeleyebilir. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda devlet kurumları hesaplarını çeşitli ticari bankalarda tutmakta ve bazı kurumların kullanamadıkları atıl nakit ortaya çıkmakta, bazı kurumlar ise nakit ihtiyacı içinde olmakta, etkin bir nakit yönetimi yapılamamaktadır. Bu nedenle, THH’nın birinci derecede önceliği devlet nakit dengesini entegre biçimde kontrol etmektir. Nakit kaynakların THH vasıtasıyla konsolidasyonu, devlet nakit yönetiminin optimizasyonu anlamına gelmektedir. Bu durum, bazı devlet kuruluşlarında nakit fazlası var iken, diğer bazı devlet kuruluşlarının nakit ihtiyacı için borç almaları ve faiz ödemelerinin de önüne geçecektir. THH’nın en azından iki temel özelliği bulunmalıdır. 1) Hiçbir kamu kurumu Hazinenin gözetimi olmaksızın banka hesabı açmamalıdır. 2) Tüm kamu nakdini kapsayıcı olmalıdır. İster bütçe içi ister bütçe dışı olsun.8 Tek bir THH modeli yoktur. Model, ülkelerin kamu kuruluşlarının ve finansal yönetim sistemlerinin kalitesine, teknolojik gelişme ve iletişim altyapısına ve bankacılık sisteminin gelişmişlik seviyesine bağlı olarak uygulanabilecektir. 7 Pattanayak Sailendra, Fainboim Israel, Treasury Single Account:Concept, Design and Implementation Issues, p.9-10, IMF Working Paper, WP/10/143, May 2010. 8 A.g.e. s.32 10
  • 11. Altyapının yeterli olması halinde en iyi uygulama, Merkez Bankası’nda bir THH açılması, Hazinenin bu hesap üzerinden tüm kamu kuruluşlarının işlemlerini kaydetmesi şeklinde olacaktır. Harcamacı kuruluşlar ticari bankalarda hesap açabilirler, ancak bu hesap sıfır balanslı olmalıdır. Diğer bir ifadeyle, günün sonunda (+) bakiye veren hesapların tümündeki paralar MB’na devredilmelidir. Sistem on-line real time çalışmalıdır. Nakit yönetimi ile ilgili konular, muhasebe kontrolü ve ödemelerin yönetimi ile karıştırılmamalıdır. Özetleyecek olursak, THH’nın oluşturulması, etkili ve etkin bir kamu finansal yönetimi için anahtar öge ve devlet borçlanmasının maliyetinin azaltılması için gerekli bir araçtır.9 Diğer taraftan Cem Dener (2014)10 THH için ön şartlar olarak aşağıdaki 8 kuralı açıklamaktadır. 1) Yasal altyapı, 2) Güvenilir bilgi işlem altyapısı, 3) Tam anlamıyla çalışan bir bankalararası hesaplaşma düzeni, 4) MB ve Hazine arasında entegre çalışan bilgi sistemi, 5) Kapsamlı bir hesap planı, 6) THH’nda kullanılacak mevcut banka hesaplarının envanterinin çıkarılması, 7) THH’nı kullanacak olanların kapasitesinin geliştirilmesi (eğitim ve staj) 8) Siyasi destek sağlanması. 2. Türkiye Uygulaması ile İlgili Gelişmeler Türkiye’de!THH!uygulaması!ilk!defa!1972!yılında!başlatılmıştır.! THH genel bütçeli kuruluşların taşradaki harcamalarının yapılması ve gelirlerin toplanması amacıyla T.C. Ziraat Bankasında (TCZB) oluşturulmuştur. TCZB’deki saymanlık hesapları ile ilgili işlemler haftalık dönemler itibarıyla yapılan mutabakat ve mahsuplaşmalarla yürütülmüştür. Mutabakat dönemi içinde muhasebe birimlerinin hesaplarında yeterli nakit olmasa dahi ödemeler TCZB tarafından fonlanmak suretiyle yapılmaya devam edilmiştir. Ayrıca tahsilat ve ödemeler aynı hesaptan yapıldığından, toplanan gelirler nedeniyle hesaplarda bakiye oluşması durumunda muhasebe birimleri ödemelerini bu bakiyeleri kullanmak suretiyle gerçekleştirmiştir. Taşradaki muhasebe birimlerinin banka hesaplarında her hangi bir bakiye yokken bile miktar ve zaman kısıtı olmaksızın TCZB’den kaynak kullanarak ödeme yapabilmeleri, taşra gelir ve gider gerçekleşmelerinin iki gün gecikmeli olarak alınabiliyor olması ve bu raporların da detaylı bilgi içermemesi, gelir ve gider açısından nakit hareketlerinin zamanlı bir şekilde izlenememesi gibi nedenlerle nakit hareketlerinin sağlıklı bir şekilde öngörülememesi neticesinde 2007 yılında imzalanan protokollerle Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, T.C. 9 A.g.e. s.33 10 Dener Cem, Treasury Single Account Rapid Assesment Toolkit 2014, www.worldbank.org/publicfinance/fmis,s.3. 11
  • 12. Merkez Bankası (TCMB) ve TCZB Tek Hazine Cari Hesabı (THCH) adı altında yeni bir uygulamayı hayata geçirmişlerdir. THCH ile öncelikle taşra muhasebe birimlerinin THH kapsamında TCZB bünyesinde açmış oldukları hesaplar kapatılmıştır. Eş anlı olarak TCZB Merkez Şubesi nezdinde Hazine adına bir tediye, ve bir de tahsilat hesabı açılmıştır. Ayrıca yurt sathındaki her bir muhasebe birimi için de bu hesapların alt hesapları olacak şekilde birer tediye ve tahsilat hesabı oluşturulmuştur. THCH taşra ulamasıyla getirilen bir diğer değişiklikle muhasebe birimlerinin hesaplarında yeterli bakiye olmadığı durumlarda herhangi bir ödeme yapma imkanı da ortadan kaldırılmıştır.11 Detaylarına Erdener ve Cangöz (2010) tarafından yer verildiği üzere 2007 yılında Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve TCMB arasında düzenlenen protokolle TCMB’nin gerekli bilgi sistemleri altyapısını kurmasının ardından taşra ve merkezdeki muhasebe birimlerinin bütün ödeme ve tahsilat işlemlerinin tek bir merkeze toplanması ve elektronik ortamda gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda yaklaşık olarak 5 yıl devam eden çalışmaların sonucunda Kamu Elektronik Ödeme Sistemi (KEÖS) adı altında kamu ödemelerinin elektronik imza ile yapılmasına ilişkin altyapı oluşturulmuştur. KEÖS’ün oluşumu Türkiye’deki THH uygulamasının uluslararası uygulamalara paralel bir yapıya dönüştürülmesi bakımından önemlidir. Nitekim, TCMB tarafından geliştirilen perakende ödeme sistemi ile Maliye Bakanlığı tarafından geliştirilmiş olan Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sisteminin (KBS) gerekli kontrol mekanizmaları kurularak iletişimi sağlanmış, böylece kamu ödemelerinin güvenli olarak elektronik ortamda gerçekleştirilmesi mümkün hale gelmiştir. KEÖS’ün sağladığı güvenli elektronik işlem platformunun hayata geçirilmesine paralel olarak THCH kapsamında muhabir banka sıfatıyla TCZB nezdinde Hazine Müsteşarlığı tarafından açılmış olan tahsilat ve tediye hesapları ile muhasebe birimlerine ait tediye hesapları kapatılmış ve muhasebe birimleri adına Hazine’nin THH olarak tanımlanmış olan TCMB bünyesindeki 410 nolu hesabıyla ilişkili alt hesaplar açılmıştır. Genel bütçeli idarelerin THH bünyesindeki hesaplarına ilişkin düzenleme 18 Haziran 2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Ödeme ve Tahsilat İşlemlerinin Elektronik Ortamda Gerçekleştirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliği” ile yapılmıştır. Buna göre; muhasebe birimleri yurt içi ödemelerinde TCMB nezdindeki ödeme hesabını ve tahsilat için de TCMB veya muhabir banka (TCZB) nezdinde tahsilat hesabını kullanmaktadır. Vergi daireleri adına ise sadece tahsilat hesabı bulunmaktadır. Ayrıca muhasebe birimlerinin yurt dışı ödemeleri için de sadece Ankara’daki merkez muhasebe birimleri adına TCMB Ankara Şubesinde yurt dışı ödeme hesapları açılmıştır. Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Ödeme ve Tahsilat KEÖS kapsamında başlatılan ödemelerle ilgili uygulama THCH sistemiyle paralellik göstermektedir. Bu kapsamda ödeme hesaplarından para çekilememekte ve bu hesaplar yapılan ödemelerden iadeler hariç tahsilat için kullanılamamaktadır. Ayrıca, tahsilat hesaplarından da ödeme yapılamadığı gibi ödeme ve tahsilat hesapları arasında hiçbir şekilde aktarım da yapılamamaktadır. Ödeme hesaplarıyla ilgili olarak yapılan düzenlemelerde THCH ile temel farklılık söz konusu hesapların TCZB’den TCMB’ye transfer edilmesidir. Tahsilat hesapları içinse ikili bir yapı sözkonusudur. 11 Cangöz M. Coşkun, Tek Hazine Hesabı: Kavramsal ve Operasyonel Çerçeve, s.1, www.researchgate.net, Haziran 2014. 12
  • 13. Gelirler TCMB’nin faaliyet gösterdiği yerlerde TCMB, faaliyet göstermediği yerlerde ise TCZB tarafından toplanmakta ve TCMB Ankara Şubesindeki THH’ye aktarılmaktadır. THCH uygulamasından farklılaşan bir başka husus ise banka hesaplarının yönetilmesiyle ilgilidir. THCH kapsamında muhasebe birimleri ve vergi daireleri adına hesap açma ve kapatma yetkisi Hazine Müsteşarlığına aitken Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Ödeme ve Tahsilat İşlemlerinin Elektronik Ortamda Gerçekleştirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliği ile Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Ayrıca, Maliye Bakanlığının ilgili mevzuatı uyarınca ayrı hesaplarda izlenmesi gereken ödeme ve tahsilat işlemleri için de THH dışında muhasebe birimi adına hesap açılmasına Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü üzerine izin verme yetkisi de bulunmaktadır. Buna ilaveten, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 41 inci maddesine istinaden aracı bankalarda açılmış ve açılacak hesaplar da için Yönetmeliğin bankalarla ilgili 8. maddesi hükümleri uygulanmamaktadır. Ülkemizdeki THH uygulaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde genel bütçeli idarelere ait hesapların TCMB bünyesinde birleştirilmiş bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Bu haliyle THH, genel bütçeli idarelerle sınırlı olmak üzere, başarılı ülke uygulamalarına paralel olarak hiyerarşik bir hesaplar sistemidir. 6183 sayılı Kanunun 41. Maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek amme alacakları, Bakanlık tarafından belirlenecek bankalar tarafından hesaba aktarım, çek, havale, banka kartı, kredi kartı yoluyla tahsil edilebilmektedir. Maliye Bakanlığı maddede belirtilen süreleri aşmamak kaydıyla alacak türleri ve bankalar itibarıyla bankaların tahsil ettikleri tutarları TCMB’ye aktarma sürelerinde farklılaştırma yapabilmektedir.12 Raporlama ve muhasebeleştirme açısından olduğu kadar kamu kaynaklarının hızlı ve etkin kullanımına olanak sağlaması bakımından da THH’nin elektronik bankacılık sistemine entegre olması önem arzetmektedir. Bu çerçevede, THH bünyesindeki ödeme hesaplarından yapılan işlemlerde güvenli elektronik imza kullanılması elektronik bankacılık uygulamalarının üst düzeyde kullanıldığını ve işlem maliyetinin de minimum seviyede oluşmasının sağlandığını göstermektedir. Öte yandan, TCMB tarafından sağlanan elektronik bankacılık hizmeti kapsamında THH hesap bakiyeleri de gerçek zamanlı olarak görüntülenebilmektedir. Uluslararası iyi uygulamalarda THH bünyesindeki hesaplar bütününün hiyerarşik bir yapıda olmasının ve kullanıl(a)mayan nakit varlıkların gün sonunda ana hesaba iade edilmesinin temel nedeni, yukarı da değinildiği üzere, vergi mükellefleri üzerine ilave yük getirmekten kaçınmak amacıyla devletin minimum seviyede banka rezervi ile nakit yönetimini yürütmesi ve devlete ait banka hesaplarında biriken fonların atıl kalmasının engellenmesidir. Bu çerçevede ideal THH yapısında Hazine nakit yönetiminden sorumlu birim dışındaki devlet kuruluşlarının yönetiminde herhangi bir banka hesabı olmaması ilkesi benimsenmiştir. lkemizdeki uygulama değerlendirildiğinde ise; genel bütçeli idarelerin banka hesaplarına ilişkin tasarrufta bulunma yetkisi Maliye Bakanlığına, Hazinenin nakit ve borç yönetimiyle ilgili banka hesaplarına ilişkin tasarrufta bulunma yetkisi Hazine Müsteşarlığına, genel bütçe dışındaki idarelerin banka hesaplarıyla ilgili tasarrufta bulunma yetkisi ise Maliye Bakanı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Bakanın müşterek teklifi ile Başbakana aittir. Öte yandan, genel bütçeli idarelerin ve genel bütçe dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarının çok sayıda banka hesabı olmakla beraber THH sisteminin 12 A.g.e. s.3. 13
  • 14. oluşturulmasıyla birlikte genel bütçeli idarelerin banka hesapları konsolide edilmiş, genel bütçe dışındaki kurum ve kuruluşların banka hesapları ise Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinde yapılan değişikliklerle izlenebilir hale getirilmiştir. 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 13. Maddesi uyarınca özel bütçeli idareler, sosyal güvenlik kurumları, özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşlar ile döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bu maddede sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birlikleri kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan her türlü mali kaynaklarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında veya Maliye Bakanı ile Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayıyla belirlenecek esaslar dahilinde Türkiye'de yerleşik bankalar nezdinde kendi adlarına açtıracakları hesaplarda toplarlar. Kanunun 13. maddesine dayanarak yapılan Kamu Haznedarlığı düzenlemesinin amacı esas olarak kurumların mali kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ve izlenebilmesidir.13 Yürürlükteki 7 Mayıs 2012 tarihli Tebliğe göre özel bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, sosyal güvenlik kurumları, kamu iktisadi teşebbüsleri, özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları ile bu sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese, işletmeleri ve birlikleri ile bu kurumlarca açılmış ve/veya yönetilmekte olan fon, hesap, özel hesap, havuz ve benzeri adlarla oluşturulmuş olan hesaplar tasarrufları altındaki mali kaynaklarla TCMB, TCZB, T. Halk Bankası veya T. Vakıflar Bankasında vadeli ve vadesiz TL ve döviz hesabı açabilmekte ve Devlet iç borçlanma senetlerine yatırım yapabilmektedir. Kamu Haznedarlığı düzenlemesiyle genel bütçe dışındaki idarelerin banka hesaplarının işletilmesi ve bu hesaplardaki kaynakların nemalandırılmasına ilişkin genel çerçeve çizilmiş olsa da THH ile ilgili başarılı ülke uygulamaları dikkate alındığında pek çok ülkede merkezi yönetimin ve daha ileri örneklerde de genel yönetimin THH kapsamında olduğu görülürken Türkiye’deki mevcut THH uygulamasının kapsamının sadece genel bütçe ile sınırlıdır. Bu çerçevede, genel bütçe dışındaki kuruluşların sahip oldukları mali kaynakların büyüklüğü dikkate alındığında, söz konusu kuruluşlara ait banka hesaplarının aşamalı olarak sıfır-bakiyeli hesaplara dönüştürülmek suretiyle THH bünyesine alınmak suretiyle devletin mali kaynaklarını daha düşük maliyetle ve daha etkin bir şekilde kullanmasının mümkün olduğu değerlendirilmektedir.14 D. SONUÇ Yapılan incelemeler çerçevesinde, gerek dünya ülkelerindeki en iyi uygulamalar ve gerekse Türkiye’de görülen gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde ülkemiz THH uygulamasının mevcut haliyle istenen seviyede olmadığı görülmektedir. Türkiye uygulamasında THH yalnızca (I) sayılı cetveldeki kurumları kapsamakta, merkezi hükümeti bile tam olarak kapsamamaktadır. İncelenen sınırlı sayıda kaynaktan da anlaşılacağı üzere THH bakımından minimum uygulama en azından merkezi hükümetin kapsanmasıdır. Dolayısıyla en azından önce tüm merkezi hükümetin kapsama alınması, daha sonra da (II) ve (III) no.lu cetvellerdeki 13 A.g.e.s.4. 14 A.g.e.s.4. 14
  • 15. kamu kurumlarının ve ayrıca SGK’nın durumunun da değerlendirilerek THH’nın kapsamının genişletilmesi ve uygulamanın on line real time olarak planlanması önem arz etmektedir. Nitekim 2017-2019 ORTA VADELİ PROGRAMDA “B. MAKROEKONOMİK POLİTİKALAR 2. Maliye Politikası ç. Kamu Borçlanma Politikası” başlığı altında şu ifade yer almaktadır. 159. Tek Hazine Hesabı uygulamasının kapsamı genişletilerek kamu nakit yönetiminin etkinliği artırılacaktır. Bu durum, Hükümetin de THH’nın kapsamını genişletme politikasını benimsemiş olduğunu göstermektedir. Ancak amaçlanan hedefe ulaşılabilmesi, uygulamanın başarısına bağlı olacaktır. KAYNAKLAR 1) Bozkurt Fatih, Aktif Nakit Yönetimi, Ülke Uygulamaları ve Türkiye, Hazine Müsteşarlığı Uzmanlık Tezi, 2007, Ankara. 2) Cangöz M. Coşkun, Tek Hazine Hesabı: Kavramsal ve Operasyonel Çerçeve, www.researchgate.net, Haziran 2014. 3) Dener Cem, Treasury Single Account Rapid Assesment Toolkit 2014, www.worldbank.org/publicfinance/fmis. 4) Hazine Müsteşarlığı web sayfası Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü. 5) Pattanayak Sailendra, Fainboim Israel, Treasury Single Account:Concept, Design and Implementation Issues, IMF Working Paper, WP/10/143, May 2010. 6) Pattanayak Sailendra, Fainboim Israel, Treasury Single Account: An Essential Tool for Government Cash Management, IMF Technical Notes and Manuels, 2011. 7) www.stlousfed.gov. 15
  • 16. 8) Erdener Gonca, Cangöz M. Coşkun, Hazine Nakit Yönetimi, Maliye Finans Yazıları Dergisi Sayı:88, Temmuz 2010 Ankara. 16
  • 17. 3. 1. 2. Hazine Nakit Sistemi Türkiye’de hazine nakit sistemi, “merkezi sistem” ve “taşra sistemi” adıverilen ikili yapıdan oluşmaktadır. Merkezi sistem, genel ve özel bütçeli bakanlık ve kurumların muhasebe birimlerini kapsamakta, merkezde toplanan gelir ve yapılan harcamalarıiçermektedir. Merkezi sistemde vergi daireleri ve bankalarca toplanan gelirler Hazine’nin merkezdeki hesaplarına aktarılmaktadır. 39 Harcamaların yapılmasında ise bakanlıklar ve kuruluşlar nezdindeki strateji geliştirme dairesi başkanlıkları, ödenekleri çerçevesinde Hazine’ye nakit taleplerini bildirmekte, Hazine bu talepleri de dikkate alarak söz konusu bakanlık ve kuruluşlara gerekli nakit aktarımınıyapmaktadır. İlgili bakanlık ve kuruluşlar ödemelerini kendi hesaplarından gerçekleştirmektedir. Merkezi sistem Hazine’nin Merkez Bankasınezdindeki TL ve döviz hesaplarıile Ziraat Bankası(TCZB) nezdindeki Tevdiat Hesabından oluşmaktadır. Diğer taraftan, 01.08.1972 tarihinde uygulamaya geçilen “Hazine Tek Hesabı” düzenlemesini ifade etmekte olan Taşra Sistemi, Merkez Bankasınezdindeki aracıhesap (412 numaralıhesap) ve bunun TCZB nezdindeki uzantısından oluşmaktadır. Merkez Bankası1211 sayılıkanunun 2 nci maddesine dayanarak TCZB’yi tek muhabir banka olarak seçmişve ‘’Dahili Muhabirlik Anlaşması‘’ yapmıştır. Taşra sistemi, söz konusu anlaşma 17
  • 18. uyarınca TCZB aracılığıyla yürütülmektedir. TCZB Ankara Merkez Şubesi, Tek Hesap Sistemi içindeki tüm bölgelerden gelen sonuçları değerlendirmekte ve nakit açıklarınıkarşılarken fazlalıklarını, Merkez Bankası’ndaki Hazine hesabına aktarmaktadır. TCZB, Merkez Bankasıile haftalık olarak hesaplarını netleştirmektedir. 24 Merkez BankasıTCZB’ye Tek Hazine HesabıSistemi uygulamasıçerçevesinde yapmışolduğu ödemeler üzerinden onbinde yirmibeşoranında, yatırılan tutarlar üzerinden de onbinde bir oranında komisyon ödemektedir. 24 Haftalık dönemler itibariyle uygulanan tek hesap sistemi Perşembe günü başlayıp Çarşamba günü sona ermektedir. Gelir ve gider durumu ile altyapıimkanlarıda dikkate alınarak sistem ilk kez ve bir pilot uygulama şeklinde 19.01.1996 tarihinden itibaren Konya ilinde günlük olarak uygulanmaya başlanılmıştır. 40 Tek Hesap Sistemindeki vergi tahsilatlarının daha kısa sürede gerçekleştirilebilmesi amacıyla 1996 yılından itibaren vergilerin ticari bankalarca da tahsil edilmesi uygulamasına geçilmiştir. Özetle, hazine nakit sistemi daha önceki bölümlerde aktif nakit yönetiminin ilk bileşeni olarak tanımlanan THH sisteminden büyük ölçüde farklılık göstermektedir. Her ne kadar taşra sistemi tek hesap olarak adlandırılmışise de günlük bakiyelerin konsolide edildiği bir hesaplar piramidi yapısınıtaşımamaktadır. Gerek taşra sistemi gerekse söz konusu ikili yapı uluslararasıkuruluşlarca da sıklıkla eleştirilmektedir. 25 18
  • 19. 3. 1. 3. Hazine Nakit Rezervini Oluşturan Hesaplar Hazine hesaplarının hareketlerinin izlenmesi, akımların muhasebeleştirilmesi ve gerekli her tür aktarım işlemleri Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü bünyesindeki Muhasebe Birimleri tarafından yürütülmektedir. Bu kapsamda Merkez BankasıAnkara Şubesi nezdinde İç Ödemeler Muhasebe Birimi tarafından izlenen 410 ve 412 numaralıhesaplar, DışÖdemeler Muhasebe Birimi tarafından izlenen 475 ve 8578 sayılıdöviz hesabı, Devlet BorçlarıMuhasebe Birimi tarafından izlenen 411, 416 ve 8576 sayılıdöviz hesabıile 4749 sayılıKanun uyarınca 2003 başlarında oluşturulmuşolan risk hesabıve proje özel hesaplarıbulunmaktadır. TCZB 25 Örneğin bkz. OECD SIGMA (2005). 41 nezdinde tutulan hesaplar ise daha önce değinilen tevdiat hesabıve tek hesaptır. 26 Hazine nakit rezervi, yukarıda verilen hesaplardan Merkez Bankasınezdindeki 410, 411 ve 416 numaralıTL hesapları, 85 numaralı döviz hesabıve Ziraat Bankasınezdindeki tevdiat hesabıile tek hesap bakiyelerinin toplamından oluşmaktadır. Hesaplara nakit girişve çıkışlarını oluşturan başlıca kalemler Ek E’de verilmektedir. Merkez Bankasınezdindeki TL hesapları: 410 numaralıhesap: Tek hesap sistemi dışında kalan vergi daireleri, gümrükler ve bankalarca tahsil edilen vergi vb gelirler bu hesapta toplanmakta olup yapılan harcamalar ilgili muhasebe birimlerinin hesabına aktarma yapılarak bu hesap üzerinden gerçekleştirilmektedir. 19
  • 20. 410 No’lu hesap, İç Ödemeler Muhasebe Biriminin izlediği ana hesaptır. Bu hesaptan Merkez Muhasebe Birimlerine, KİT’lere ve Özel Bütçeli Kuruluşlara, ödemeler gerçekleştirilmektedir. Gerçekleştirilen ödemeler başlıca faiz dışıgiderler ve maaşödemelerinden oluşmaktadır. 411 numaralıhesap: Temel olarak devlet iç borçlanma senetleri hasılatının girdiği ve iç borç anapara ve faiz ödemelerinin yapıldığıhesaptır. 26 Bkz. Çelebi (1994) 42 416 numaralıhesap: Dışborç servisinin yapıldığıhesaptır. Merkez Bankasınezdindeki döviz hesaplar (85 numaralı hesaplar): Döviz cinsi iç borçlanma senedi ihraçlarından elde edilen hasılatlar ile uluslararasısermaye piyasalarında ihraç edilen devlettahvillerinden elde edilen hasılatların izlendiği hesaptır. Ayrıca yurt içinde döviz cinsinden yapılan vergi dışıgelirlerden tahsilatlar bu hesaplarda izlenmektedir. Ziraat Bankasınezdindeki hesaplar: Tek hesap: Taşra sistemini takip etmek amacıyla oluşturulmuşolan bu hesap aracılığıile Genel ve Özel Bütçe kapsamındaki kuruluşların Merkez Muhasebe Birimleri dışındaki muhasebe birimlerine yapılan maaşödemeleri ve faiz dışıgiderleri gerçekleştirilirken, taşra muhasebe birimleri aracılığıyla tahsil edilen tüm gelirler bu hesapta toplanmaktadır. Tek hazine hesabının izlenmesi amacıyla Merkez Bankası nezdinde 412 numaralıhesap açılmıştır. TCZB hesaplarıile MB arasında 20
  • 21. aracıhesap niteliğinde olan bu hesap ile tek hesabın açıklarıfinanse edilirken fazlalıklarıbu hesap aracılığıyla Merkez Bankasına aktarılmaktadır. 43 Tevdiat hesabı: Tek hesap dışında kalan ve Genel ve Özel Bütçeli kuruluşların Merkez Muhasebe Birimleri aracılığıyla tahsil edilen gelirlerinin izlendiği ve ödemelerinin gerçekleştirildiği hesaptır. Yaygın şube ağınedeniyle vergi tahsilatının bir kısmıZiraat Bankasıaracılığıyla yapılmakta, aynı şekilde uygulamada sağladığı kolaylıklar nedeniyle faiz dışıharcamaların bir kısmıda bu hesap aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Tevdiat hesabından Merkez Bankasınezdindeki 410 numaralı hesapla benzer şekilde KİT’lere ve Özel Bütçeli Kuruluşlara ödemeler gerçekleştirilmektedir. Gerçekleştirilen ödemeler başlıca faiz dışıgiderler ve maaşödemeleridir. 21
  • 22. 22