SlideShare a Scribd company logo
1 of 54
Download to read offline
Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, « Siyasal Patoloji ve Siyasal Hastalıkların Anatomisi», içinde: Coşkun
Can Aktan, Siyasal Ahlak ve Siyasal Yozlaşma, Ankara: Hak-iş Yayınları, 2018.
Sunumu Hazırlayan: Buket Aksoy
SİYASAL PATOLOJİ VE SİYASAL
HASTALIKLARIN ANATOMİSİ:
SEMPTOMLAR VE
SENDROMLAR
PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN
KAYIRMACILIK SENDROMU
Kayırmacılık
Devlet yönetimindeki en önemli ve yaygın
hastalıklardan birisi
KAYIRMACILIK SENDROMU
Şekil 1: Kayırmacılık Türleri
AKRABA KAYIRMACILIĞI
(NEPOTİZM)
Gerekli olan
beceri,
yetenek, başarı
ve eğitim
düzeyi vb.
faktörler
dikkate
alınmaksızın
Sadece
politikacı,
bürokrat ve
diğer kamu
görevlileriyle
olan
akrabalık
ilişkilerine
bağlı olarak
Bir kişinin
kamu
görevinde
istihdam
edilmesidir
AKRABA KAYIRMACILIĞI
(NEPOTİZM
NEPOTİZM
bir üst
makama
terfi
ettirmesi
bazı
ayrıcalıklardan
istifade
ettirmesi
kendi akrabalarını
kamu kurum ve
kuruluşlarına
yerleştirmesi
EŞ-DOST KAYIRMACILIĞI
(KRONİZM)
• Kamu görevlilerinin
istihdamında liyakat
ilkeleri yerine
• Eş-dost ilişkilerinin
esas alınması
suretiyle yapılan
kayırmacılık
KRONİZM
SİYASAL KAYIRMACILIK
( SİYASAL YANDAŞLIK VEYA PARTİZANLIK )
Siyasal partilerin,
iktidara geldikten sonra
kendilerini destekleyen
seçmen gruplarına
ayrıcalıklı işlem yaparak bu
kimselere haksız yere
menfaat sağlamalarıdır.
SİYASAL KAYIRMACILIK
( SİYASAL YANDAŞLIK VEYA PARTİZANLIK )
AŞIRI PARTİZANLIK
(ZEALOTRY)
Özellikle yerel kamu
hizmetlerini yürüten
hizmet birimlerinde
yaygın
bir durum arz
etmektedir.
KAYIRMACILIK
• Kamu görevlilerinin istihdamında etnik
köken, milliyet, ırk, renk vs. önemli bir
faktöre arz edebilir.
Irkçılık, aşırı milliyetçilik,
şovenizm gibi ideolojilerin
hakim olduğu yerlerde
• Din ve inanç bir kamu görevlisi olarak
işe alınmada, atanmada, yükseltilmede
önemli bir faktör olabilir.
Aşırı muhafazakarlığın, aşırı
dindarlığın, cemaatlerin,
tarikatların vs. egemen
olduğu bir toplumda
• Cinsiyete dayalı bir ayrımcılık
yapılabilir.
Erkek-egemen bir toplumda
DEVLET YÖNETİMİNDE
SAHİPLİĞİN Ve
MÜLKİYETİN
BULUNMAMASI
İSRAF VE
SAVURGANLIKLARIN
ORTAYA ÇIKMASINA
NEDEN OLUR
İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU
İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU
İsraf ve
savurganlıkların en
az görüldüğü alan
HEM KAMUSAL
HEM DE ÖZEL
ALAN
İsraf ve
savurganlıkların en
az görüldüğü alan
ÖZEL ALAN
İsraf ve
savurganlıkların en
fazla görüldüğü alan
KAMUSAL ALAN
A B
C D
BaşkasıİçinKendisiİçin
KİMİNİÇİNHARCIYOR?
KİMİN PARASINI HARCIYOR?
Kendi Parasını Başkasının Parasını
Şekil-2: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Harcama ve Kamusal Harcama Alanları
Kaynak: Milton Friedman and Rose Friedman, Free to Choose, New York: Harcourt Brace
Jovanovich, 1980. S.116. (Şekil üzerinde tarafımızdan bazı değişiklikler yapılmıştır.)
İsraf ve
savurganlıkların en
az görüldüğü alan
HEM KAMUSAL
HEM DE ÖZEL
ALAN
İsraf ve
savurganlıkların en
az görüldüğü alan
ÖZEL ALAN
İsraf ve
savurganlıkların en
fazla görüldüğü alan
KAMUSAL ALAN
A B
C D
BaşkasıİçinKendisiİçin
KİMİNİÇİNHARCIYOR?
KİMİN PARASINI HARCIYOR?
Kendi Parasını Başkasının Parasını
Şekil-2: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Harcama ve Kamusal Harcama Alanları
Kaynak: Milton Friedman and Rose Friedman, Free to Choose, New York: Harcourt Brace
Jovanovich, 1980. S.116. (Şekil üzerinde tarafımızdan bazı değişiklikler yapılmıştır.)
İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU
İsraf ve
savurganlıkların en az
görüldüğü alan
Kamusal mülkiyetin
sahibi (halk) mülkiyeti
(teşebbüsü) kendisi
doğrudan yönetmiyor
İsraf ve
savurganlıkların en
fazla görüldüğü alan
KAMUSAL ALAN
A B
C D
KamuMülkiyetiÖzelMülkiyet
MÜLKİYETŞEKLİNASIL?
MÜLKİYETİ KİM YÖNETİYOR?
Sahibin Kendisi Sahibin Vekili
Şekil-3: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Mülkiyet ve Kamusal Mülkiyet Alanları
İsraf ve savurganlıkların
ikinci derecede en az
görüldüğü alan
ÖZEL ALAN
İsraf ve
savurganlıkların en az
görüldüğü alan
Kamusal mülkiyetin
sahibi (halk) mülkiyeti
(teşebbüsü) kendisi
doğrudan yönetmiyor
İsraf ve
savurganlıkların en
fazla görüldüğü alan
KAMUSAL ALAN
A B
C D
KamuMülkiyetiÖzelMülkiyet
MÜLKİYETŞEKLİNASIL?
MÜLKİYETİ KİM YÖNETİYOR?
Sahibin Kendisi Sahibin Vekili
Şekil-3: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Mülkiyet ve Kamusal Mülkiyet Alanları
İsraf ve savurganlıkların
ikinci derecede en az
görüldüğü alan
ÖZEL ALAN
İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU
Kamusal mülkiyet söz konusu olup
organizasyon, sahibin (yani halkın)
vekilleri tarafından yönetilmektedir.
Özel mülkiyet söz konusudur ve
organizasyon, bizzat sahip
tarafından yönetilmektedir.
Özel mülkiyet yapısı söz konusu
ise de “sahip”, organizasyonu
bizzat kendisi yönetmemektedir.
GRESHAM SENDROMU:
“VASAT ADAMLAR, İYİ ADAMLARI KOVAR”
"Memlekette fena adamlar
çoğaldı; halîm insanlar
ayak altında kaldı.
... İyiler kötüye bakarak
değiştiler!”
Yusuf Has Hacip
GRESHAM KANUNU
Devlet biri kötü para
(bakır ya da nikel)
diğeri iyi para (altın
ya da gümüş) olmak
üzere iki farklı parayı
tedavüle koyarsa
zaman içerisinde
kötü para iyi parayı
piyasadan kovar.
GRESHAM KANUNU
Devlet yönetiminde kayırmacılık ve
kollamacılık ile işe girmiş
Önemli makamlara seçilmiş ya da atanmış
olan vasat insanlar
Nitelikli kişiler üzerinde muhtelif şekillerde
psikolojik taciz uygulayarak
Bu kişileri işten soğutmaya ve
bezdirmeye çalışıp işten ayrılmalarına bile
sebep olabilirler.
Gresham Kanunu işlemektedir ve sonuçta
“kötü adamlar iyi adamları kovar.”
PARKİNSON SENDROMU (1):
VASAT İSTİHDAMIN ARTIŞI YASASI
“Herhangi bir çalışma grubunda yapılacak işin
kapsamı ya da hacmi ne olursa olsun çalışan sayısı
artar.”
Bu durum özellikle
kamusal organizasyonlarda
‘gizli işsizlik’ in
kaynağını oluşturur.
PARKİNSON SENDROMU (2):
İŞİN ZAMANINDAN ÖNCE BİTİRİLMEMESİ
ÇOĞALTMA SENDROMU
Devlet idaresinde üretim için gerekli olan fiziki
ve insan kaynaklarının sürekli olarak arttırılması
yaygın bir durumdur. Bu sorunu “ÇOĞALTMA
SENDROMU” olarak adlandırabiliriz.
HİZMETSİZ MEMURİYETLİK VE
“HAYALET DEVLET MEMURLARI”
SENDROMU
Bir kişinin bir kamu
kuruluşunda kadrolu ve
ücretli olarak istihdam
edilmekle beraber aktif
olarak çalışmaması
Gizlilik ve örtbasın
hakim olduğu kötü
devlet yönetimlerinde bu
ilginç durumu
gözlemlemekte
İKİNCİ İŞ YAPMAK
Memurların ve işçilerin görev
yaptıkları devlet kurumu dışında mesai
saatleri içinde ve/veya dışında özel
kurumlarda ikinci bir iş üstlenmeleri
söz konusu olabilir.
Hem yasal hem de ahlaki açıdan
doğru olmayan bu ve benzeri
uygulamalar devlet yönetiminde
yaygın bir durum arz edebilir.
HİZMET KAYIRMACILIĞI SENDROMU
HİZMET
KAYIRMACILIĞI
SENDROMU
Bütçeden daha
fazla ödenek alan
il ya da bölgeler
bu durumdan
memnun
Siyasal iktidarların gelecek seçimlerde yeniden
iktidarda kalabilmek için bütçe tahsisatlarını oylarını
maksimize edecek şekilde belirli seçim bölgelerine
tahsis etmeleri
Hizmetsiz kalan ya
da daha az ödenek
alan il ya da bölgeler
bu durumdan ya
habersiz ya da
ilgisizler
DÜYUNA BIRAKMA SENDROMU
Devletin ödemesi gereken bir paranın aynı mali yıl içinde
muhtelif nedenlerle ödenememesi sonucu paranın ileri
mali yıllara kalması “düyuna kalma” olarak adlandırılır.
Daha önce ihaleye
çıkarılmış ve
bütçeden ödenek
ayrılmış iş için
ayrılan para bir
süre kullanılamaz
olur.
Kimi zaman da bir
iş için bir mali yıl
için bütçeden
ayrılan ödenek, işin
yapılması için
gerekli olan
paradan çok daha
fazla olabilir.
Bürokrasi o
parayı tekrar ilgili
bütçeye iade
etmemek için
tamamını harcar.
ERTELEME SENDROMU
Atalet Ve
Rehavet
Tembellik,
Üşengeçlik
İş Yapmada
İsteksizlik
Kaos,
Verimsizlik,
Etkinsizlik
BÜROKRASİ VE KIRTASİYECİLİK SENDROMU
"Bürokrat için insanca
ilişkiler değil, yalnızca nesne
ilişkileri vardır. İnsan evrağa
dönüşür... Resmi dairelerin
koridorları aşağılanma kokar. Her
türlü ümit uçup gider. Kapıdan
kapıya gönderilen kişiye suçluluk
duygusu aşılanır. Buraya giren,
yalnızca bir vizite kağıdı ya da
pasaportunun uzatılmasını istese
bile kendini suçlu duyumsar.."
Franz Kafka
BÜROKRASİ VE KIRTASİYECİLİK SENDROMU
Gerekli Prosedürlerin
Çokluğu
Muhtelif Kuruluşlardan Pek
Çok Belge Evrak Talep
Edilmesi
İşlerin Geciktirilmesi Ve
Daha Pek Çok Sorun
Bürokrasinin Temel
Sorunlarıdır
PARKİNSON SENDROMU (3):
TIRI-VIRI YASASI
“Gündemde olan bir
harcama kalemi için
harcanan zaman ile
harcanan para ters
orantılıdır.”
Cyril Northcote
Parkinson
İNSIYATIFSIZLIK SENDROMU
Devlet ve bürokrasi kadrolarında makam-mevkii sahibi
bir kimseden en alt kademedeki bir çalışana kadar
hemen herkes insiyatif almaktan, insiyatif kullanmaktan
kaçınır.
Herhangi bir sorun masaya geldiğinde işi o anda çözmek
yerine ertelemeyi ve bir üst makama ya da kişiye
danışılması gerektiğini ifade eder.
“Durumdan vazife çıkarmak” gibi bir sorumluluk ahlakı
ile davranmak yerine insiyatif almamayı yeğler.
İçinde bulunulan duruma göre karar alma becerisi ve
esnekliği düşüktür.
VASAT YÖNETICILER SENDROMU
GÖSTERİŞLİ MAKAM ODALARI/
MAKAM ARABALARI
“Üç çift atın çektiği pırıl pırıl
arabanda, peşinde
sürüklediğin bir sürü
aşağılık kişilerle değer
bulduğunu sanıyorsan
aldanıyorsun Philémon. Dış
görünüşündeki bu gösterişli
şeyleri bir yana bırakırsan bir
budaladan başka ne kalır
ortada.”
La Bruyere
GÖSTERİŞLİ MAKAM ODALARI/
MAKAM ARABALARI
İsraf ve
savurganlıkların bir
kısmı kolayca
görülebilir özelliktedir
Makam odaları ve
makam arabaları
bunlara örnek teşkil
eder
İsraf ve
savurganlıkların bir
kısmı şeffaflıktan
uzaktır ve adeta gizli
ve saklıdır
Bir rektörün bir
üniversiteden aldığı
maaş dışında elde ettiği
diğer ödemeler (döner
sermayeden alınan pay)
adeta gizli ve saklıdır
DALKAVUKLUK SENDROMU
Dalkavukluk tüm devlet yönetiminde ve özellikle
bürokrasinin üst yönetimlerinde çok yaygın olan bir
hastalıktır. Çıkar sağlama ve rant kollama peşinde olan
herkes kendini bu sendromun içinde bulabilir.
EHLİYETSİZ DANIŞMANLAR SENDROMU
Özel organizasyonda asla gereksiz yere bir danışman istihdam edilmez ve
ücret ödenmez.
Devlet adı verilen organizasyonda devlet başkanları (cumhurbaşkanları,
başbakan vs.) nicelik ve nitelik ilkelerini hiçbir şekilde dikkate almaksızın
danışmanlar istihdam edebilirler.
Bu “kifayetsiz danışmanlar sendromu” özellikle geri kalmış vasat
demokrasilerde ciddi bir sorun teşkil eder.
Görünen ücret dışında bu kişilerin bir kısmı iş takipçiliği vs. yapmada maharet sahibi
olabilirler ve zaman içerisinde devlet yönetiminde rant kollama alanında uzman birer
kişi olur çıkarlar
KIZAĞA ÇEKİLMİŞ VALİLER SENDROMU
Geri kalmış “vasat”
demokrasilerde, İçişleri
Bakanlığı zaman zaman
mülki idare amirlerinin
(vali ve kaymakam)
yerlerini değiştirir.
Bir kısmını merkeze
alarak “Merkez
Valisi” adı altında
görünürde istihdam
etmeye devam
eder.
Valilik görevini yapan bir kişi
daha alt bir göreve atanmaz
ve Valilik sıfatı mahfuz
tutularak ilgili kişi deyim
yerindeyse “kızağa çekilmiş”
olur.
DUNNİNG-KRUEGER SENDROMU:
CAHİL CESARETİ VE KİFAYETSİZ MUHTRİSLER
Dunning-Kruger Etkisi
Vasat bireyler ne ölçüde vasat olduklarının idraki içinde
değildirler.
Kendi sahip oldukları kapasiteyi ve potansiyeli
olduğundan fazla gösterme ve abartma eğilimindedirler.
Kendilerinden üstün bilgi ve yetenek sahibi olan bireyleri
görme ve anlama becerisinden yoksundurlar.
Ya da kıskançlık, çekememezlik vs. sebeplerle başarıyı
görmeme eğilimindedirler.
PETER SENDROMU: OTOMATİK TERFİ YASASI
VE VASATLARIN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ
Hiyerarşide başarı
ve performans esas
değil, çoğunlukla
belirli bir unvan ya
da pozisyonda
geçirilen süre ile
alakalıdır.
Dilbert İlkesi,
organizasyondaki
en yeteneksiz
çalışanların
sistematik olarak
organizasyona en
az zarar verecekleri
seviyeye kadar
muhafaza
edileceğini ve
yöneticiliğe terfi
ettirileceğini ifade
eder.
PARETO İLKESİ : 80/20 KURALI
İşin yüzde 80’ini yapan
çalışanların yüzde 20’sidir.
veya
Yüzde 80 lik başarı,
yüzde 20’nin
çalışmasının neticesidir.
TEMBELLİK, REHAVET VE ATALET
SENDROMU
Hiçbir işletme ya
da firma sahibi,
tembellik,
rehavet ve
ataleti hoşgörü
ile karşılamaz ve
çalışmayan
kişinin işine son
verir.
Devlette adam
kayırmacılık,
siyasal
kayırmacılık vs.
yaygın
olduğundan işe
yaramaz
vasatlar
kendilerine
devlet
kurumlarında
yer bulurlar.
Devlette iş
güvencesi ,
performanstan
bağımsız
işlemektedir.
KISKANÇLIK VE ÇEKEMEMEZLİK
SENDROMU
Yeteneksiz ve kifayetsiz kişiler,
üstün yetenekli kişilere karşı
kıskançlık ve çekememezlik
davranışı sergilerler.
Bu davranışlar pasif ve
gizli olabileceği gibi aktif
ve tahripkar bir duruma
da dönüşebilir.
Sonuçta, yeteneksiz
vasatlar, organizasyonda
başarılı olan insanları
engelleme, yıldırma,
bezdirme yolunu
seçerler.
MESLEKİ TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Organizasyonlarda “mesleki tükenmişlik” çalışanların
işlerindeki mutsuzluk ve tatminsizlikten kaynaklanan
uzun bir dönemi kapsayan ciddi bir stres halidir.
• Kişinin işine olan ilgisinin yok olması, mesleğinden
soğuması, meslektaşlarına ve hizmet sunduğu kişilere
karşı duyarsızlaşması, motivasyon ve enerjisinin
azalması vs. anlamlarına gelir.
Çalışanın fizyolojik, biyolojik ve psikolojik sorunlar altında
yaşaması demektir.
MESLEKİ TÜKENMİŞLİK SENDROMU
İşte
monotonluk
Rehavet ve
ataletin bir kültüre
dönüşmüş olması
İş güvencesi
Emekli oluncaya
kadar çok uzun
yıllar çalışma
imkanının olması
Mesleki Tükenmişlik
Devlet yönetiminde kronik
hastalık durumuna dönüşür
KOMİSYONA HAVALE SENDROMU
Sonuçta, komisyon işlemez ve komisyondan arzu edilen bir sonuç
elde edilemez.
Kimi zaman komisyona üye sayısı gereksiz yere şişirilirken, kimi
zaman komisyona sadece belirli bir ünvanı ve makamı olan bilgisiz,
ehliyetsiz, yeteneksiz ve kifayetsiz insanlar seçilir ve/veya atanır.
Devlet kurumlarında herhangi bir iyileştirme ya da reform
gündeme geldiğinde hemen bir “komisyon” oluşturma düşüncesi
ortaya çıkar ve komisyona üyeler atanır.
SINIRLI RASYONELİTE VE İRRASYONEL
KARARLAR
Rasyonel karar alabilmek için tam
enformasyona sahip olmak bunu
işleyebilecek bir yetenek ve
kapasiteye sahip olmak gerekir.
Organizasyonlarda karar alma
daima bir “sınırlı rasyonelite”
altında gerçekleşir.
Vasatilerin hakim olduğu bir devlet
yönetiminde ancak “vasat” bir akıl ile
irrasyonel karar ve tercihler
alınacaktır.
Bilgiye erişim kolaylaşırken, tam
ve doğru enformasyona erişim
imkanı sınırlı hale gelmiştir.
FONKSİYONEL APTALLIK PARADOKSU
Çalışanlar kendi yaratıcı fikirlerini ön plana
çıkarmaktansa güç ve yetki sahibi olan lider
ve yöneticileri memnun edecek bir yolu
tercih edebilirler.
Fonksiyonel aptallık, işi kaybetme riskini ve
tehlikesini önemli ölçüde ortadan kaldırır.
Yüksek bir başarı ve performans, daima
kıskançlık ve çekememezlik gibi vasat aptal
sürüsünün saldırılarına maruz bırakabilir. Bu
durum da fonksiyonel aptallığı teşvik edebilir.
DİLBERT İLKESİ VE EBLEHLERİN
HOŞNUTLUĞU
Bir organizasyonda ne kadar
yeteneksiz davranırsanız, sizden
o kadar az iş talep edilir.
Hatta yeterince ebleh
göründüğünüz takdirde sizi
yönetici bile yapabilirler.
Organizasyonda duruma göre
“yetenekli”; yerine göre de
“ebleh” görünmek avantaj sağlar.
AHLAKSIZ İTTİFAK VE
NEGATİF OY TİCARETİ
Negatif oy ticareti
uygulaması bireysel
tercihleri toplumsal
tercihlere yansıtmada
bir engel teşkil
etmektedir
Negatif oy ticareti,
yasama organında
partilerin kendi
çıkarlarına yönelik
yasa tekliflerini ve
kararları karşılıklı
anlaşarak
desteklemeleridir
SEÇİM RÜŞVETLERİ
Siyasal konjonktür
haraketleri,siyasal iktidarların
yeniden seçilebilmeyi
garantileyebilmek için seçim
dönemlerinde uyguladıkları
iktisat politikaları sonucunda
makro ekonomik
büyüklüklerde meydana
gelen iniş ve çıkış
hareketleridir.
LİDER DİKTASI VE OLİGARŞİNİN TUNÇ YASASI :
GÜÇ ZEHİRLENMESİ VE İKTİDARA YAPIŞMA
SENDROMU
Geri kalmış demokrasilerde
güç zehirlenmesi ve iktidardan
vazgeçmeme çok yaygın bir
hastalıktır
Siyasal partilerde alınan kararlarda
parti başkanının tek söz sahibi
olması “Lider Diktası” zaman
içerisinde bir güç zehirlenmesine
kaynaklık teşkil eder
Parti içinde farklı bir sesin
yükselmesine izin verilmez
Robert Michels’ in “Oligarşinin
Tunç Yasası” olarak nitelendirdiği
bu katı hegemonyanın yıkılması
çok zordur
YASAL GİZLİLİK VE ÖRTBAS
“Örtülü ödenek” adı
verilen uygulama
devlet başkanlarının,
cumhurbaşkanı ya da
başbakanların gizlilik ve
örtbas içerisinde bazı
işlemler ve uygulamalar
yapmalarına imkan
sağlayabilir.
“Yasal gizlilik kavramı,
bürokrasinin önemli bir
keşfidir. Bürokrasi, hiçbir
şeyi gizlilik kadar fanatik
biçimde savunmaz.”
Max Weber
NEGATİF LOBİCİLİK VE
KANUN SİMSARLIĞI
Negatif lobicilik ve kanun simsarlığı, siyasal
karar alma sürecinde bürokratların özel çıkar
grupları (şirketler, medya vs.) adına hareket
ederek parlamentodan ya da Bakanlar
Kurulundan bu gruplar lehine yasa ya da
karar çıkması için mücadele etmeleridir.
RANT KOLLAMA
Suni rant , bizzat devlet
tarafından bazı
ekonomik faaliyetler
üzerinde sınırlamalar
konulması veya
ekonomik sonuçlar
doğuran faaliyetlerin
bizzat devlet tarafından
düzenlenmesi suretiyle
ortaya çıkan rantlardır
Rant kollama çıkar ve
baskı gruplarının devlet
tarafından “suni” olarak
yaratılmış bir ekonomik
transferi elde etmek
için giriştikleri
faaliyetlere ve bu
amaçla yapmış oldukları
harcamalardır
CAM TAVAN SENDROMU
Cam Tavan
Dar anlamda, kadınların iş
hayatında yükselmelerini önleyen
“görünmez” engelleri ifade eden
bir kavramdır
Geniş anlamda bazı azınlıklara karşı bir ayrımcılık
yaparak onların işte yükselmelerini engellemek ve
güçleştirmek anlamını taşır
WHISTLEBLOWING SENDROMU
Whistleblowing,
organizasyonlarda muhtemel
kötü ve yanlış
davranışların raporlanması
veya açığa çıkarılmasıdır
Çalışanlar tanık oldukları
yanlışları ve etik dışı
davranışları kanıksayarak
başlarına bir iş gelmemesi
için bu yanlışları ilgili
makamlara bildirmekten
imtina ederler
 Prof.Dr. Coşkun Can Aktan
 Dokuz Eylül Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi &
 Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği
 http://www.sobiad.org
 Professor Coşkun Can Aktan
 Dokuz Eylul University, Faculty of Economics and Management &
 Social Sciences Research Society
 http://www.sobiad.org
 CAN AKTAN: Sosyal Bilimler Kütüphanesi
 CAN AKTAN: Social Science Library
 http://www.canaktan.org
 CAN AKTAN: Yaşam Felsefesi ve Gezme Sanatı
 CAN AKTAN: Philosophy of Life and Art of Travel
 http://www.canaktan.net

More Related Content

More from COSKUN CAN AKTAN

İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?COSKUN CAN AKTAN
 
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİPATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİCOSKUN CAN AKTAN
 
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNEPATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNECOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEMECOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?COSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? COSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?COSKUN CAN AKTAN
 
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİMATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... COSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATEMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMİKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNKEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNCOSKUN CAN AKTAN
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİVERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİCOSKUN CAN AKTAN
 
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...COSKUN CAN AKTAN
 
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİVERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİCOSKUN CAN AKTAN
 

More from COSKUN CAN AKTAN (20)

İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
 
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİPATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
 
PATERNALİZM
PATERNALİZMPATERNALİZM
PATERNALİZM
 
PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ
 
PATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİPATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİ
 
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNEPATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
 
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİMATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
 
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATEMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
 
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMİKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
 
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNKEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARIVERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARI
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİVERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
 
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
 
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİVERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ
 

SİYASAL PATOLOJİ VE SİYASAL HASTALIKLARIN ANATOMİSİ: SEMPTOMLAR VE SENDROMLAR

  • 1. Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır: Coşkun Can Aktan, « Siyasal Patoloji ve Siyasal Hastalıkların Anatomisi», içinde: Coşkun Can Aktan, Siyasal Ahlak ve Siyasal Yozlaşma, Ankara: Hak-iş Yayınları, 2018. Sunumu Hazırlayan: Buket Aksoy SİYASAL PATOLOJİ VE SİYASAL HASTALIKLARIN ANATOMİSİ: SEMPTOMLAR VE SENDROMLAR PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN
  • 2. KAYIRMACILIK SENDROMU Kayırmacılık Devlet yönetimindeki en önemli ve yaygın hastalıklardan birisi
  • 3. KAYIRMACILIK SENDROMU Şekil 1: Kayırmacılık Türleri
  • 4. AKRABA KAYIRMACILIĞI (NEPOTİZM) Gerekli olan beceri, yetenek, başarı ve eğitim düzeyi vb. faktörler dikkate alınmaksızın Sadece politikacı, bürokrat ve diğer kamu görevlileriyle olan akrabalık ilişkilerine bağlı olarak Bir kişinin kamu görevinde istihdam edilmesidir
  • 6. EŞ-DOST KAYIRMACILIĞI (KRONİZM) • Kamu görevlilerinin istihdamında liyakat ilkeleri yerine • Eş-dost ilişkilerinin esas alınması suretiyle yapılan kayırmacılık KRONİZM
  • 7. SİYASAL KAYIRMACILIK ( SİYASAL YANDAŞLIK VEYA PARTİZANLIK ) Siyasal partilerin, iktidara geldikten sonra kendilerini destekleyen seçmen gruplarına ayrıcalıklı işlem yaparak bu kimselere haksız yere menfaat sağlamalarıdır.
  • 8. SİYASAL KAYIRMACILIK ( SİYASAL YANDAŞLIK VEYA PARTİZANLIK ) AŞIRI PARTİZANLIK (ZEALOTRY) Özellikle yerel kamu hizmetlerini yürüten hizmet birimlerinde yaygın bir durum arz etmektedir.
  • 9. KAYIRMACILIK • Kamu görevlilerinin istihdamında etnik köken, milliyet, ırk, renk vs. önemli bir faktöre arz edebilir. Irkçılık, aşırı milliyetçilik, şovenizm gibi ideolojilerin hakim olduğu yerlerde • Din ve inanç bir kamu görevlisi olarak işe alınmada, atanmada, yükseltilmede önemli bir faktör olabilir. Aşırı muhafazakarlığın, aşırı dindarlığın, cemaatlerin, tarikatların vs. egemen olduğu bir toplumda • Cinsiyete dayalı bir ayrımcılık yapılabilir. Erkek-egemen bir toplumda
  • 10. DEVLET YÖNETİMİNDE SAHİPLİĞİN Ve MÜLKİYETİN BULUNMAMASI İSRAF VE SAVURGANLIKLARIN ORTAYA ÇIKMASINA NEDEN OLUR İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU
  • 11. İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU İsraf ve savurganlıkların en az görüldüğü alan HEM KAMUSAL HEM DE ÖZEL ALAN İsraf ve savurganlıkların en az görüldüğü alan ÖZEL ALAN İsraf ve savurganlıkların en fazla görüldüğü alan KAMUSAL ALAN A B C D BaşkasıİçinKendisiİçin KİMİNİÇİNHARCIYOR? KİMİN PARASINI HARCIYOR? Kendi Parasını Başkasının Parasını Şekil-2: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Harcama ve Kamusal Harcama Alanları Kaynak: Milton Friedman and Rose Friedman, Free to Choose, New York: Harcourt Brace Jovanovich, 1980. S.116. (Şekil üzerinde tarafımızdan bazı değişiklikler yapılmıştır.) İsraf ve savurganlıkların en az görüldüğü alan HEM KAMUSAL HEM DE ÖZEL ALAN İsraf ve savurganlıkların en az görüldüğü alan ÖZEL ALAN İsraf ve savurganlıkların en fazla görüldüğü alan KAMUSAL ALAN A B C D BaşkasıİçinKendisiİçin KİMİNİÇİNHARCIYOR? KİMİN PARASINI HARCIYOR? Kendi Parasını Başkasının Parasını Şekil-2: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Harcama ve Kamusal Harcama Alanları Kaynak: Milton Friedman and Rose Friedman, Free to Choose, New York: Harcourt Brace Jovanovich, 1980. S.116. (Şekil üzerinde tarafımızdan bazı değişiklikler yapılmıştır.)
  • 12. İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU İsraf ve savurganlıkların en az görüldüğü alan Kamusal mülkiyetin sahibi (halk) mülkiyeti (teşebbüsü) kendisi doğrudan yönetmiyor İsraf ve savurganlıkların en fazla görüldüğü alan KAMUSAL ALAN A B C D KamuMülkiyetiÖzelMülkiyet MÜLKİYETŞEKLİNASIL? MÜLKİYETİ KİM YÖNETİYOR? Sahibin Kendisi Sahibin Vekili Şekil-3: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Mülkiyet ve Kamusal Mülkiyet Alanları İsraf ve savurganlıkların ikinci derecede en az görüldüğü alan ÖZEL ALAN İsraf ve savurganlıkların en az görüldüğü alan Kamusal mülkiyetin sahibi (halk) mülkiyeti (teşebbüsü) kendisi doğrudan yönetmiyor İsraf ve savurganlıkların en fazla görüldüğü alan KAMUSAL ALAN A B C D KamuMülkiyetiÖzelMülkiyet MÜLKİYETŞEKLİNASIL? MÜLKİYETİ KİM YÖNETİYOR? Sahibin Kendisi Sahibin Vekili Şekil-3: İsraf ve Savurganlık Yönünden Özel Mülkiyet ve Kamusal Mülkiyet Alanları İsraf ve savurganlıkların ikinci derecede en az görüldüğü alan ÖZEL ALAN
  • 13. İSRAF VE SAVURGANLIK SENDROMU Kamusal mülkiyet söz konusu olup organizasyon, sahibin (yani halkın) vekilleri tarafından yönetilmektedir. Özel mülkiyet söz konusudur ve organizasyon, bizzat sahip tarafından yönetilmektedir. Özel mülkiyet yapısı söz konusu ise de “sahip”, organizasyonu bizzat kendisi yönetmemektedir.
  • 14. GRESHAM SENDROMU: “VASAT ADAMLAR, İYİ ADAMLARI KOVAR” "Memlekette fena adamlar çoğaldı; halîm insanlar ayak altında kaldı. ... İyiler kötüye bakarak değiştiler!” Yusuf Has Hacip
  • 15. GRESHAM KANUNU Devlet biri kötü para (bakır ya da nikel) diğeri iyi para (altın ya da gümüş) olmak üzere iki farklı parayı tedavüle koyarsa zaman içerisinde kötü para iyi parayı piyasadan kovar.
  • 16. GRESHAM KANUNU Devlet yönetiminde kayırmacılık ve kollamacılık ile işe girmiş Önemli makamlara seçilmiş ya da atanmış olan vasat insanlar Nitelikli kişiler üzerinde muhtelif şekillerde psikolojik taciz uygulayarak Bu kişileri işten soğutmaya ve bezdirmeye çalışıp işten ayrılmalarına bile sebep olabilirler. Gresham Kanunu işlemektedir ve sonuçta “kötü adamlar iyi adamları kovar.”
  • 17. PARKİNSON SENDROMU (1): VASAT İSTİHDAMIN ARTIŞI YASASI “Herhangi bir çalışma grubunda yapılacak işin kapsamı ya da hacmi ne olursa olsun çalışan sayısı artar.” Bu durum özellikle kamusal organizasyonlarda ‘gizli işsizlik’ in kaynağını oluşturur.
  • 18. PARKİNSON SENDROMU (2): İŞİN ZAMANINDAN ÖNCE BİTİRİLMEMESİ
  • 19. ÇOĞALTMA SENDROMU Devlet idaresinde üretim için gerekli olan fiziki ve insan kaynaklarının sürekli olarak arttırılması yaygın bir durumdur. Bu sorunu “ÇOĞALTMA SENDROMU” olarak adlandırabiliriz.
  • 20. HİZMETSİZ MEMURİYETLİK VE “HAYALET DEVLET MEMURLARI” SENDROMU Bir kişinin bir kamu kuruluşunda kadrolu ve ücretli olarak istihdam edilmekle beraber aktif olarak çalışmaması Gizlilik ve örtbasın hakim olduğu kötü devlet yönetimlerinde bu ilginç durumu gözlemlemekte
  • 21. İKİNCİ İŞ YAPMAK Memurların ve işçilerin görev yaptıkları devlet kurumu dışında mesai saatleri içinde ve/veya dışında özel kurumlarda ikinci bir iş üstlenmeleri söz konusu olabilir. Hem yasal hem de ahlaki açıdan doğru olmayan bu ve benzeri uygulamalar devlet yönetiminde yaygın bir durum arz edebilir.
  • 22. HİZMET KAYIRMACILIĞI SENDROMU HİZMET KAYIRMACILIĞI SENDROMU Bütçeden daha fazla ödenek alan il ya da bölgeler bu durumdan memnun Siyasal iktidarların gelecek seçimlerde yeniden iktidarda kalabilmek için bütçe tahsisatlarını oylarını maksimize edecek şekilde belirli seçim bölgelerine tahsis etmeleri Hizmetsiz kalan ya da daha az ödenek alan il ya da bölgeler bu durumdan ya habersiz ya da ilgisizler
  • 23. DÜYUNA BIRAKMA SENDROMU Devletin ödemesi gereken bir paranın aynı mali yıl içinde muhtelif nedenlerle ödenememesi sonucu paranın ileri mali yıllara kalması “düyuna kalma” olarak adlandırılır. Daha önce ihaleye çıkarılmış ve bütçeden ödenek ayrılmış iş için ayrılan para bir süre kullanılamaz olur. Kimi zaman da bir iş için bir mali yıl için bütçeden ayrılan ödenek, işin yapılması için gerekli olan paradan çok daha fazla olabilir. Bürokrasi o parayı tekrar ilgili bütçeye iade etmemek için tamamını harcar.
  • 24. ERTELEME SENDROMU Atalet Ve Rehavet Tembellik, Üşengeçlik İş Yapmada İsteksizlik Kaos, Verimsizlik, Etkinsizlik
  • 25. BÜROKRASİ VE KIRTASİYECİLİK SENDROMU "Bürokrat için insanca ilişkiler değil, yalnızca nesne ilişkileri vardır. İnsan evrağa dönüşür... Resmi dairelerin koridorları aşağılanma kokar. Her türlü ümit uçup gider. Kapıdan kapıya gönderilen kişiye suçluluk duygusu aşılanır. Buraya giren, yalnızca bir vizite kağıdı ya da pasaportunun uzatılmasını istese bile kendini suçlu duyumsar.." Franz Kafka
  • 26. BÜROKRASİ VE KIRTASİYECİLİK SENDROMU Gerekli Prosedürlerin Çokluğu Muhtelif Kuruluşlardan Pek Çok Belge Evrak Talep Edilmesi İşlerin Geciktirilmesi Ve Daha Pek Çok Sorun Bürokrasinin Temel Sorunlarıdır
  • 27. PARKİNSON SENDROMU (3): TIRI-VIRI YASASI “Gündemde olan bir harcama kalemi için harcanan zaman ile harcanan para ters orantılıdır.” Cyril Northcote Parkinson
  • 28. İNSIYATIFSIZLIK SENDROMU Devlet ve bürokrasi kadrolarında makam-mevkii sahibi bir kimseden en alt kademedeki bir çalışana kadar hemen herkes insiyatif almaktan, insiyatif kullanmaktan kaçınır. Herhangi bir sorun masaya geldiğinde işi o anda çözmek yerine ertelemeyi ve bir üst makama ya da kişiye danışılması gerektiğini ifade eder. “Durumdan vazife çıkarmak” gibi bir sorumluluk ahlakı ile davranmak yerine insiyatif almamayı yeğler. İçinde bulunulan duruma göre karar alma becerisi ve esnekliği düşüktür.
  • 30. GÖSTERİŞLİ MAKAM ODALARI/ MAKAM ARABALARI “Üç çift atın çektiği pırıl pırıl arabanda, peşinde sürüklediğin bir sürü aşağılık kişilerle değer bulduğunu sanıyorsan aldanıyorsun Philémon. Dış görünüşündeki bu gösterişli şeyleri bir yana bırakırsan bir budaladan başka ne kalır ortada.” La Bruyere
  • 31. GÖSTERİŞLİ MAKAM ODALARI/ MAKAM ARABALARI İsraf ve savurganlıkların bir kısmı kolayca görülebilir özelliktedir Makam odaları ve makam arabaları bunlara örnek teşkil eder İsraf ve savurganlıkların bir kısmı şeffaflıktan uzaktır ve adeta gizli ve saklıdır Bir rektörün bir üniversiteden aldığı maaş dışında elde ettiği diğer ödemeler (döner sermayeden alınan pay) adeta gizli ve saklıdır
  • 32. DALKAVUKLUK SENDROMU Dalkavukluk tüm devlet yönetiminde ve özellikle bürokrasinin üst yönetimlerinde çok yaygın olan bir hastalıktır. Çıkar sağlama ve rant kollama peşinde olan herkes kendini bu sendromun içinde bulabilir.
  • 33. EHLİYETSİZ DANIŞMANLAR SENDROMU Özel organizasyonda asla gereksiz yere bir danışman istihdam edilmez ve ücret ödenmez. Devlet adı verilen organizasyonda devlet başkanları (cumhurbaşkanları, başbakan vs.) nicelik ve nitelik ilkelerini hiçbir şekilde dikkate almaksızın danışmanlar istihdam edebilirler. Bu “kifayetsiz danışmanlar sendromu” özellikle geri kalmış vasat demokrasilerde ciddi bir sorun teşkil eder. Görünen ücret dışında bu kişilerin bir kısmı iş takipçiliği vs. yapmada maharet sahibi olabilirler ve zaman içerisinde devlet yönetiminde rant kollama alanında uzman birer kişi olur çıkarlar
  • 34. KIZAĞA ÇEKİLMİŞ VALİLER SENDROMU Geri kalmış “vasat” demokrasilerde, İçişleri Bakanlığı zaman zaman mülki idare amirlerinin (vali ve kaymakam) yerlerini değiştirir. Bir kısmını merkeze alarak “Merkez Valisi” adı altında görünürde istihdam etmeye devam eder. Valilik görevini yapan bir kişi daha alt bir göreve atanmaz ve Valilik sıfatı mahfuz tutularak ilgili kişi deyim yerindeyse “kızağa çekilmiş” olur.
  • 35. DUNNİNG-KRUEGER SENDROMU: CAHİL CESARETİ VE KİFAYETSİZ MUHTRİSLER Dunning-Kruger Etkisi Vasat bireyler ne ölçüde vasat olduklarının idraki içinde değildirler. Kendi sahip oldukları kapasiteyi ve potansiyeli olduğundan fazla gösterme ve abartma eğilimindedirler. Kendilerinden üstün bilgi ve yetenek sahibi olan bireyleri görme ve anlama becerisinden yoksundurlar. Ya da kıskançlık, çekememezlik vs. sebeplerle başarıyı görmeme eğilimindedirler.
  • 36. PETER SENDROMU: OTOMATİK TERFİ YASASI VE VASATLARIN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ Hiyerarşide başarı ve performans esas değil, çoğunlukla belirli bir unvan ya da pozisyonda geçirilen süre ile alakalıdır. Dilbert İlkesi, organizasyondaki en yeteneksiz çalışanların sistematik olarak organizasyona en az zarar verecekleri seviyeye kadar muhafaza edileceğini ve yöneticiliğe terfi ettirileceğini ifade eder.
  • 37. PARETO İLKESİ : 80/20 KURALI İşin yüzde 80’ini yapan çalışanların yüzde 20’sidir. veya Yüzde 80 lik başarı, yüzde 20’nin çalışmasının neticesidir.
  • 38. TEMBELLİK, REHAVET VE ATALET SENDROMU Hiçbir işletme ya da firma sahibi, tembellik, rehavet ve ataleti hoşgörü ile karşılamaz ve çalışmayan kişinin işine son verir. Devlette adam kayırmacılık, siyasal kayırmacılık vs. yaygın olduğundan işe yaramaz vasatlar kendilerine devlet kurumlarında yer bulurlar. Devlette iş güvencesi , performanstan bağımsız işlemektedir.
  • 39. KISKANÇLIK VE ÇEKEMEMEZLİK SENDROMU Yeteneksiz ve kifayetsiz kişiler, üstün yetenekli kişilere karşı kıskançlık ve çekememezlik davranışı sergilerler. Bu davranışlar pasif ve gizli olabileceği gibi aktif ve tahripkar bir duruma da dönüşebilir. Sonuçta, yeteneksiz vasatlar, organizasyonda başarılı olan insanları engelleme, yıldırma, bezdirme yolunu seçerler.
  • 40. MESLEKİ TÜKENMİŞLİK SENDROMU Organizasyonlarda “mesleki tükenmişlik” çalışanların işlerindeki mutsuzluk ve tatminsizlikten kaynaklanan uzun bir dönemi kapsayan ciddi bir stres halidir. • Kişinin işine olan ilgisinin yok olması, mesleğinden soğuması, meslektaşlarına ve hizmet sunduğu kişilere karşı duyarsızlaşması, motivasyon ve enerjisinin azalması vs. anlamlarına gelir. Çalışanın fizyolojik, biyolojik ve psikolojik sorunlar altında yaşaması demektir.
  • 41. MESLEKİ TÜKENMİŞLİK SENDROMU İşte monotonluk Rehavet ve ataletin bir kültüre dönüşmüş olması İş güvencesi Emekli oluncaya kadar çok uzun yıllar çalışma imkanının olması Mesleki Tükenmişlik Devlet yönetiminde kronik hastalık durumuna dönüşür
  • 42. KOMİSYONA HAVALE SENDROMU Sonuçta, komisyon işlemez ve komisyondan arzu edilen bir sonuç elde edilemez. Kimi zaman komisyona üye sayısı gereksiz yere şişirilirken, kimi zaman komisyona sadece belirli bir ünvanı ve makamı olan bilgisiz, ehliyetsiz, yeteneksiz ve kifayetsiz insanlar seçilir ve/veya atanır. Devlet kurumlarında herhangi bir iyileştirme ya da reform gündeme geldiğinde hemen bir “komisyon” oluşturma düşüncesi ortaya çıkar ve komisyona üyeler atanır.
  • 43. SINIRLI RASYONELİTE VE İRRASYONEL KARARLAR Rasyonel karar alabilmek için tam enformasyona sahip olmak bunu işleyebilecek bir yetenek ve kapasiteye sahip olmak gerekir. Organizasyonlarda karar alma daima bir “sınırlı rasyonelite” altında gerçekleşir. Vasatilerin hakim olduğu bir devlet yönetiminde ancak “vasat” bir akıl ile irrasyonel karar ve tercihler alınacaktır. Bilgiye erişim kolaylaşırken, tam ve doğru enformasyona erişim imkanı sınırlı hale gelmiştir.
  • 44. FONKSİYONEL APTALLIK PARADOKSU Çalışanlar kendi yaratıcı fikirlerini ön plana çıkarmaktansa güç ve yetki sahibi olan lider ve yöneticileri memnun edecek bir yolu tercih edebilirler. Fonksiyonel aptallık, işi kaybetme riskini ve tehlikesini önemli ölçüde ortadan kaldırır. Yüksek bir başarı ve performans, daima kıskançlık ve çekememezlik gibi vasat aptal sürüsünün saldırılarına maruz bırakabilir. Bu durum da fonksiyonel aptallığı teşvik edebilir.
  • 45. DİLBERT İLKESİ VE EBLEHLERİN HOŞNUTLUĞU Bir organizasyonda ne kadar yeteneksiz davranırsanız, sizden o kadar az iş talep edilir. Hatta yeterince ebleh göründüğünüz takdirde sizi yönetici bile yapabilirler. Organizasyonda duruma göre “yetenekli”; yerine göre de “ebleh” görünmek avantaj sağlar.
  • 46. AHLAKSIZ İTTİFAK VE NEGATİF OY TİCARETİ Negatif oy ticareti uygulaması bireysel tercihleri toplumsal tercihlere yansıtmada bir engel teşkil etmektedir Negatif oy ticareti, yasama organında partilerin kendi çıkarlarına yönelik yasa tekliflerini ve kararları karşılıklı anlaşarak desteklemeleridir
  • 47. SEÇİM RÜŞVETLERİ Siyasal konjonktür haraketleri,siyasal iktidarların yeniden seçilebilmeyi garantileyebilmek için seçim dönemlerinde uyguladıkları iktisat politikaları sonucunda makro ekonomik büyüklüklerde meydana gelen iniş ve çıkış hareketleridir.
  • 48. LİDER DİKTASI VE OLİGARŞİNİN TUNÇ YASASI : GÜÇ ZEHİRLENMESİ VE İKTİDARA YAPIŞMA SENDROMU Geri kalmış demokrasilerde güç zehirlenmesi ve iktidardan vazgeçmeme çok yaygın bir hastalıktır Siyasal partilerde alınan kararlarda parti başkanının tek söz sahibi olması “Lider Diktası” zaman içerisinde bir güç zehirlenmesine kaynaklık teşkil eder Parti içinde farklı bir sesin yükselmesine izin verilmez Robert Michels’ in “Oligarşinin Tunç Yasası” olarak nitelendirdiği bu katı hegemonyanın yıkılması çok zordur
  • 49. YASAL GİZLİLİK VE ÖRTBAS “Örtülü ödenek” adı verilen uygulama devlet başkanlarının, cumhurbaşkanı ya da başbakanların gizlilik ve örtbas içerisinde bazı işlemler ve uygulamalar yapmalarına imkan sağlayabilir. “Yasal gizlilik kavramı, bürokrasinin önemli bir keşfidir. Bürokrasi, hiçbir şeyi gizlilik kadar fanatik biçimde savunmaz.” Max Weber
  • 50. NEGATİF LOBİCİLİK VE KANUN SİMSARLIĞI Negatif lobicilik ve kanun simsarlığı, siyasal karar alma sürecinde bürokratların özel çıkar grupları (şirketler, medya vs.) adına hareket ederek parlamentodan ya da Bakanlar Kurulundan bu gruplar lehine yasa ya da karar çıkması için mücadele etmeleridir.
  • 51. RANT KOLLAMA Suni rant , bizzat devlet tarafından bazı ekonomik faaliyetler üzerinde sınırlamalar konulması veya ekonomik sonuçlar doğuran faaliyetlerin bizzat devlet tarafından düzenlenmesi suretiyle ortaya çıkan rantlardır Rant kollama çıkar ve baskı gruplarının devlet tarafından “suni” olarak yaratılmış bir ekonomik transferi elde etmek için giriştikleri faaliyetlere ve bu amaçla yapmış oldukları harcamalardır
  • 52. CAM TAVAN SENDROMU Cam Tavan Dar anlamda, kadınların iş hayatında yükselmelerini önleyen “görünmez” engelleri ifade eden bir kavramdır Geniş anlamda bazı azınlıklara karşı bir ayrımcılık yaparak onların işte yükselmelerini engellemek ve güçleştirmek anlamını taşır
  • 53. WHISTLEBLOWING SENDROMU Whistleblowing, organizasyonlarda muhtemel kötü ve yanlış davranışların raporlanması veya açığa çıkarılmasıdır Çalışanlar tanık oldukları yanlışları ve etik dışı davranışları kanıksayarak başlarına bir iş gelmemesi için bu yanlışları ilgili makamlara bildirmekten imtina ederler
  • 54.  Prof.Dr. Coşkun Can Aktan  Dokuz Eylül Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi &  Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği  http://www.sobiad.org  Professor Coşkun Can Aktan  Dokuz Eylul University, Faculty of Economics and Management &  Social Sciences Research Society  http://www.sobiad.org  CAN AKTAN: Sosyal Bilimler Kütüphanesi  CAN AKTAN: Social Science Library  http://www.canaktan.org  CAN AKTAN: Yaşam Felsefesi ve Gezme Sanatı  CAN AKTAN: Philosophy of Life and Art of Travel  http://www.canaktan.net