1. ٢٣
،آذار
٢٠٢٣
١٢:١٠
م
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ
ÖĞRETMAN : AĞAH TUĞRUL KORUCU
ÖĞRENCİ : BÜŞRA SHBAT
İkili Kodlama Teorisi
ʲ
İkili kodlama Teorisi, Bir biliş teorisi olan ikili
kodlama teorisi Western Ontario Üniversitesinden
Allan Paivio tarafından 1971 yılında öne
sürülmüştür. Bu teoriyi geliştirirken Paivio zihinsel
imaj oluşumunun öğrenmeye yardımcı olduğu
fikrini kullanmıştır.[1] Paivio’ya göre, bir kişinin
öğrenilen materyalin derinine inmesinin iki yolu
vardır: sözlü bağlantılar ve imaj. İkili kodlama
teorisi duyusal imajın ve sözlü bilginin her ikisinin
de bilgiyi temsil etmek için kullanıldığını
varsayıyor.[2][3] İmaj ve sözlü bilgi farklı
şekillerde, her kanalda işlenen bilgi için ayrı
2. temsiller yaratarak insan zihninde farklı kanallar
yoluyla işleniyor. Bu temsilleri karşılayan zihinsel
kodlar, doğrultusunda hareket edilebilecek,
saklanabilecek ve daha sonra kullanılmak üzere
erişilebilecek gelen bilgiyi düzenlemek için
kullanılır. Hem imaj hem sözlü kodlar bilgiyi
hatırlamada kullanılabilir.[3] Örneğin, bir kişi
“köpek” uyarıcı konseptini hem “köpek” kelimesi,
hem de bir köpeğin imajı olarak (görünüş, ses,
koku ve başka duyusal bilgiler) kodluyor.
Uyarıcının hatırlanması istediğinde kişi kelimeye
ve imaja ayrı olarak ya da aynı zamanda erişebilir.
Kelime hatırlandığında köpek imajı kaybolmamış
olup hala başka bir zamanda erişilebilir olur. Bir
uyarıcıyı iki farklı şekilde kodlama becerisi o öğeyi
hatırlama ihtimalini sadece bir şekilde kodlanmış
olmasına kıyasla artırır
.
İkili kodlama teorisinin sınırlarıyla ilgili tartışmalar
bulunmaktadır. İkili kodlama teorisi, bilişe kelime
ve imaj dışında bir şeyin aracı olması ihtimalini
göz önünde tutmaz. Kelime ve imajların öğeleri
hatırlamamızdaki tek yol olup olmadığını
belirlemek adına yeterince araştırma
yapılmamıştır ve farklı türde kodlar bulunursa bu
teori doğruluğunu korumaz[4]. İkili kodlama
teorisinin bir başka kısıtlamasıysa sadece
3. insanların konseptlerin bağlantılarını
tanımlamaları istenen testlerde geçerli olmasıdır.
[1] Bir kelime ve bir imaj arasında bağlantı
kurulamadığında kelimeyi farklı bir zamanda
hatırlayıp kelimeye erişmek çok daha zordur. Bu
durumun ikili kodlama teorisinin geçerliliğini
kısıtlamasına rağmen, teori geniş durumlar
kapsamında geçerli olup hafızayı iyileştirmek için
kullanılabilir.[1]
Kod türleri
Değiştir
Benzer Kodlar görüntüleri zihinsel olarak temsil
etmek için kullanılır. Benzeyen kodlar, temsil
edilen şeyin temel algısal özelliklerini tutar,
böylece zihnimizde oluşturduğumuz görüntüler
fiziksel uyarana oldukça benzer. Ağaçlar, nehirler
gibi çevremizde gözlemlediğimiz fiziksel
uyaranların neredeyse bire bir temsilleridir.[3]
Sembolik Kodlar kelimeleri zihinsel olarak temsil
etmek için kullanılır. Bir şeyi algısal olarak temsil
etmekten ziyade kavramsal olarak ve bazen de
keyfi olarak temsil ederler. Bir saatin, zamanı
göstermesi için sayı formunda bilgiyi temsil
etmesi gibi sembolik kodlar da bilgiyi zihnimizde,
4. çeşitli fikirleri temsil etmesi için kelimeler,
kelimelerin birleşimi gibi keyfi sembollerle
gösterir. Her sembol (x, y, 1, 2 gibi) kendisi dışında
bir şeyi keyfi olarak temsil edebilir. Örneğin, x harfi
sıklıkla alfabenin 24. harfi olan x kavramından
daha fazlasını temsil eder. Matematikte bir x
değişkenini veya bir eşitlikte çarpma işaretini
temsil etmek için kullanılabilir. Çarpma gibi
kavramlar sembolik olarak ‘’x’’ ile gösterilebilirler
çünkü biz keyfi olarak onu daha derin bir fikre
bağlarız. Onu sadece bu daha derin fikre
bağlamak için kullandığımızda ‘’x’’ harfi bu tarz bir
anlam taşıyabilir
.
Destekleyen Kanıtlar
Değiştir
Psikolojik araştırmalardan elde edilen kanıtlar
Değiştir
Birçok araştırmacı zihinsel temsilde sadece
kelimeler ve görseller kullanıldığı konusunda
hemfikirdir.[4] Bu yöndeki kanıtlar, alakalı görsel
de gösterildiğinde veya öğrenen kişi sözel bilgi ile
uyumlu görseli hayal edebiliyorsa, bazı sözel
bilgiler için hafızanın geliştiğini gösterir. Aynı
şekilde, görsel bilgi çoğu kez, gerçek veya hayal
ürünü, alakalı sözel bilgi ile eşleştirildiğinde
5. geliştirilebilir.[5] Bu teori, multimedya
sunumlarının kullanımında uygulanmıştır.
Multimedya sunumları hem uzamsal hem sözel
çalışma belleği gerektirdiği için ikili kod bilgisi
gösterilen bireyler daha sonraki bir tarihte test
edildiklerinde bilgi hatırlamaya daha yatkınlardır.
[6] Ayrıca, soyut ve somut kelimeler üzerine
yürütülen çalışmalar, katılımcıların somut
sözcükleri soyut sözcüklere göre daha iyi
hatırladıklarını ortaya koymuştur
.
Paivio, katılımcılara hızlıca hem ardışık resimler
hem de ardışık kelimeler göstermiş, sonrasında
onlardan sıralamayı önemsemeden bunları
hatırlamalarını istemiş ve bunun sonucunda
katılımcıların resimleri daha iyi hatırlayabildiğini
bulmuştur. Bununla birlikte, katılımcılar kelimeler
dizisini resimler dizisinden daha kolayca
hatırlayabilmiştir. Bu sonuçlar, Pavio’nun sözel
bilgilerin görsel bilgilerden farklı bir şekilde
işlendiği ve bellek testinde sıralı düzen gerekli
olduğunda sözel bilgilerin görsel bilgilerden üstün
olduğunu hipotezlerini desteklemiştir.[10] Lee
Brooks da belleğin iki sistemli olduğu görüşünü
destekleyen bir deney yürütmüştür. Katılımcılara,
gösterilen bazı resimler hakkında sorulara cevap
vermelerini gerektiren görsel bir test ya da
6. dinledikleri bazı cümleler hakkında sorulara cevap
vermelerini gerektiren sözel bir test uygulamıştır.
Katılımcılardan sorulara sözel, görsel ya da
manuel olarak yanıt vermeleri istenmiştir. Bu
deneyle Brooks, görsel algı ile görsel testin
manipülasyonu karıştırılınca müdahalenin
olduğunu ve sözel yanıtların manuel olarak
manipüle edilmiş sözel bir göreve müdahale
ettiğini buldu. Bu bulgu, bilgiyi zihinsel olarak
temsil etmek için iki kodun kullanıldığı
düşüncesini desteklemiştir
.
Alan Baddeley, çalışma belleğinin
görsel-mekânsal kopyalama ve seslendirme
döngüsü olmak üzere iki kısımdan oluşan bir
işlem sistemini içerdiğini ileri sürmüştür, bu da
Paivio’nun teorisiyle örtüşmektedir
.
Çift kodlama teorileri, çift-rota okuma teorisini
tamamlamaktadır. Çift-rota teorisi, insanların
yazılı bilgileri okuduklarında, yazıdaki kelimeleri
tanıyabilmek için ortografik ve fonolojik bilgilere
ulaştıklarını iddia eder
.
Paivio'nun çalışmalarının okuryazarlık, görsel
anımsatıcılar, fikir üretimi, HPT, insan faktörleri,
ara yüz tasarımı ve ayrıca eğitim materyallerinin
7. geliştirilmesi için etkileri vardır. Aynı zamanda,
bilişsel bilimlere ve hesaplamalı bilişsel
modellemeye etkileri vardır ve bu alanlarda
karşılığı vardır (ikili süreçli bilişsel modeller vb.
şeklinde; örneğin,[11][12][13] ). Bilişsel robotik
için de etkileri vardır
.
Bilişsel sinirbilim desteği
Değiştir
Görsel algı ve görsel imgeleme ile ilgili bölgeleri
belirlemek için iki farklı yöntem kullanılmıştır. İlk
olarak, fonksiyonel manyetik rezonans
görüntüleme (fMRI) serebral kan akışını ölçmek
için kullanılır, bu da araştırmacıların beynin belirli
bir bölümü tarafından tüketilen glikoz ve oksijen
miktarını belirlemesine olanak tanır ve kan
akışındaki artışla beyin aktivitesinin bir ölçüsünü
sağlar. Sonrasında, belirli bir uyaran nedeniyle
meydana gelen elektriksel beyin aktivitesinin
miktarını göstermek için olayla ilgili bir potansiyel
(ERP) kullanılabilir
.
Araştırmacılar, beynin hangi alanlarının farklı
uyaranlarla aktif olduğunu belirlemek için her iki
yöntemi de kullandılar ve sonuçlar ikili kodlama
teorisini destekledi. Pozitron emisyon tomografisi
8. (PET) taramaları ve fMRI ile yapılan diğer
araştırmalar, katılımcıların, hayali veya gerçek bir
görüntü ile eşleştirildiğinde konuşulan kelimeler
ve cümleler için gelişmiş hafızaya sahip
olduklarını göstermek için yapılmıştır. Bu
katılımcılar ayrıca, bir görüntüyle kolayca
eşleştirilemeyen soyut kelimeleri işleyen beyin
aktivasyonunda bir artış gösterdi
.
Alternatif teori
Değiştir
Çift kodlama teorisi herkes tarafından kabul
görmez. John Anderson ve Gordon Bower,
bilginin zihinsel olarak nasıl temsil edildiğine dair
alternatif bir yöntem olarak ifade teorisini sundula