1. Türkiye'de Reklamcılık
Ülkemizde de reklama ticaret kanunumuz haksız rekabet başlığı altında yer verilmiştir. Ancak
bu çok yetersiz ve eski kalmaktadır. Ayrıca reklamcılığın hobi olduğu bağımsız bir yasa
yoktur. Ancak 1981 yılında reklamcılık alanında önemli gelişmeler olmuş ve ticaret Odası
sözü edilen yasayı kabul edere, ilk defe yapılan reklamlar tüketiciyi korumak amacıyla
denetime tabi tutmuştur.
Reklamcılığın Türkiye'deki tarihine göz atılacak olursa, ülkemizde de reklamcılık gerçek
anlamda matbaanın kuruluşu ile başlamıştır. Bir İngiliz tarafından çıkarılan Ceride-i Havadis
Osmanlı Devletinden aldığı yardımların yanı sıra reklam ve duyuruların yayınlanmasında da
gelir sağlıyordu. Daha sonraları çıkarılan Tercüman-ı Ahval’de bu özellik süre gitmiştir.
Ancak yayınlanan ilan ve duyurular genellikle ya bir ölüm ilanı yada satılık ev veya arsa
konusundaki haberlerdi. Ticari değer taşıyan ilk duyuru 1864'de Tercüman-ı Ahval’de
yayınlanan iki duyuru oldu.
1896 yılında Servet-i Finun'un ticari reklam geliri aylık 12-15 atana varıyordu. Ancak
sanayide fazla gelişme olmaması, ticaretin belirli kişiler ve sınırlar içinde yapılması, rekabetin
gelişmemesi reklamcılık alanında fazla büyüme olmaması sonucunu doğurmuştur. Bu
dönemlerde yapılan reklamlar çoğunlukla yabancı marka malları kapsıyordu. Yerli sanayinin
gelişmeye başlaması, fabrikaların kurulması, reklamcılıkta bir hareket doğurmuş, basında
reklam önem kazanmıştır.
1950'lerde başlayan yatırımlar, pazara yeni ürünler sürme dönemi sonucu buzdolabından,
kozmetiğe kadar geniş bir ürün grubunun reklamlarla halka tanıtılmasına neden olmuştur. İyi
bir metinin yanı sıra, güzel bir görüntü iyi bir baskı ve renk 1964'den itibaren basınımızda yer
alan ofset ve renkli baskı ile sağlanmıştır. Basında gelişen reklamcılık olgusunda önemi bir
amaç olan televizyonda 1972'de yerini almıştır. Televizyon hayatın tüm boyutlarını,
görüntüyü, sözü efektifi, müziği de beraberinde getirmiştir. Bu arada belirtilmesi gereken en
önemli olgu Türkiye'de reklamcılık sektörünün yabancı girişimciler ve destekleyiciler
olmaksızın tek başına büyüyüp geliştiğidir.
Bugün ülkemiz gelişen bir ekonomik yapıya sahip olup dış pazarlarda bir yer edinme çabası
içindedir. Bu durum da kaliteli üretim yanında reklamın da önemli olduğu göz ardı edilemez.