Servikal myelopati ve radikülopati tedavisinde güncel teknikler cumartesi dergi klübü
Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı
Moderatör Prof Dr Selçuk Yılmazlar
2. CCaarrtteerr SS.. GGEERRAARRDD
Lisans: Indiana University
Tıp Fakültesi: University of Louisville School of Medicine (2009)
Çalıştığı Yer: Department of Neurological Surgery,
RUSH UNİVERSİTY MEDİCAL CENTER
Son Makaleleri:
-Surgical management of low-grade gliomas. (25 Haziran 2014 )
-Current techniques in the management of cervical myelopathy
and radiculopathy (31 Ocak 2014) )
4. GGİİRRİİŞŞ
Servikal Omurganın birçok dejeneratif bozuklukları posterior
dekompresif teknikleri ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Anterior servikal girişimler servikal disk herniasyonu için
varolan iyi bir tedavi olmasına rağmen posterior servikal
laminoforaminotomi foraminal stenoz veya lateral disk fıtığı
olan hastalarda %90 ile %97 iyileştirme gösterir.
Aynı şekilde, servikal stenozu olan miyelopati hastalarında
posterior dekompresyon laminektomi ya da laminoplasti ile %
62.5 ile % 83 klinik düzelme gösterilmiştir.
Posterior Dekompresif girişimler; özofagus yaralanması,
tekrarlayan larinx sinir paralizisi, disfaji ve bitişik düzeyi
hastalığı gibi anterior girişimler ile ilişkili komplikasyonları
önlemektedir.
5. Açık standart yaklaşımları etkili olmakla birlikte,
subperiosteal hasara yol açtıklarından hastalarının
%18 ile %60 önemli derecede postoperatif ağrı, kas
spazmı ve fonksiyon bozukluğu içinde sonuçlanabilir
bundan kaçınmak için minimal invaziv yaklaşımlar
geliştirilmiştir.
Ayrıca, ameliyat öncesi uzun süren dekompresyon
ile kombine lordoz kaybı genellikle dekompresyon ile
aynı anda olan füzyon nedeniyle oluştuğu bilinen
sagittal düzlem deformitesini riskini arttırabilir.
Posterior füzyon tekniği kullanımı ameliyat süresini,
kan kaybını, cerrahi risk ve erken postoperatif ağrıyı
artırır ve yakın seviye hasarı oluşmasını potansiyelize
eder.
6. Temel amacın minimal erişim tekniklerinin
kullanılması olması morbiditeyi azaltmaktır.
Bu amaçla, posterior servikal dekompresif
girşimlerde minimal invaziv tekniklerin uygulanması
için kas dokusunu ayıran ve buradan ilerleyen tubuler
sistemler ve bununla ilşkili araçlar geliştirlidi.
Minimal invaziv servikal diskektomi/foraminotomy
(MICD/F) ilk kadavra model olarak tanımlanmıştı ve
daha sonra açık işlemlerinin yanı sıra daha az kan
kaybı, hastanede kalış süresinin kısalma, ameliyat
sonrası ağrının azalma ve klinik etkinliğinin eşit olduğu
gösterildi.
7. MICD/F sinir kökü dekompresyonu, minimal invaziv
servikal stenoz (MICDS) kord dekompresyonu amacıyla
uygulanır.
MICDS lomber bölge için kapsamlı bir şekilde
uygulanmış olan minimal invaziv tekniklerin modifikasyonu
sonucu ortaya çıkmış bir tekniktir.
MIDCS; normal osteoligamentöz Servikal Omurga
anatomisi korunduğu durumlarda, postlaminektomi kifoz
riskini azaltır ve profilaktik olarak posterior füzyon
engeller. Her ne kadar uygulama teknik zorlukları ve
operasyon süresinin uzun olsa da ; minimal invaziv
laminoplasti kullanımı ile olumlu sonuçlar bildirilmiştir.
9. Şekil 1A kord basısı
olmadan lateralize disk
herniasyonu olan
hastanın ameliyat öncesi
MRI gösterilmiştir.
Şekil 1B’de kontrastlı
görüntüde hafif kordon
basısı ve herniyasyondan
kaynaklanan sinir kökü
basısını gösterilmiştir.
İkinci olguda MICDS
veya bir anterior
yaklaşım daha güvenli
ve daha etkili
olacakken, ilk olgu ise
MICD/F için ideal bir
aday olacaktır.
20. Bu bölge giriş bölgesi 1 cm aşağı ve yukarı
genişletilir. Kas gevşemesinden dolayı ortaya çıkan
sorunlar lomber bögede servikal bölgeden daha çok
tehlikeye neden olabilir. Bunun nedeni servikal fasya
eşit uzunlukta monopolar katater veya makasla
kesilir böylece kas dilatasyonu güvenli ve kontrol
altında ilerler. K-wire floroskopi altında yerleştirilir ve
tubuler kas dilatasyon cihazı seri bir şekilde içeri
yerleştirilir. Alternatif olarak metzenbaum makasıyla
daha geniş bir kesi yapılır ve ilk olarak dilate edilir
sonra yerleştirilir. Bu yöntem işlem için tecrübesiz
olanlara bağlı olarak komplikasyon geliştirebilir.
21. Dilatasyondan sonra son olarak 16 mm veya 18
mm tubuler METRx retraktör dilatatörlerin üstüne
konulur ve retraktör koluna tutturulur ve sonra
dilatatörler hareket ettirilir.(şekil 3)
Sonrasında mikroskop operasyon sahasına
getirilir yada 25 derecelik açılı endoskoba
yerleştirilmiş kamera retraktör sisteme sabitlenir.
22. K-wire’ın laminofasetin birleştiği
yere gelmesi(c6-c7)
İlk iki kas gevşeticinin arka arkaya içeri yerleştirilmesi
Daha geniş dilatasyonun
sağlanması
18 mm lik tubuler
retraktörlerin
yerleştirilmesi
ve dilatatörlerin
çıkalrılması
23. CCEERRRRAAHHİİ İİŞŞLLEEMMLLEERR
Monopolar katater ve pituitary rongeurs
yanlardaki kitle ve ilgili laminalardan gelen
yumuşak dokuları temizlemek amacıyla kullanılır,
solid kemik dokunun diseksiyonuna dikkatlice
başlanmalıdır. Küçük açılı küret yardımıyla
ligamentum flavum yavaşca laminanın alt
kenarından ayrılır ve Kerrison zımbalarıyla küçük
delikler açılarak laminotomiye başlanır. Bu noktada
MICD/F ve MIDCS uygulama bakımından ayrılır.ilk
olarak MICD/F sonrasında MIDCS bahsedilecektir.
24. MMIICCDD//FF TTEEKKNNİİĞĞİİ
Bu işlemlerin basamakları az bir farkla açık
girişimlerden ayrılır. Kerrison zımbası/stapler ;
Facet hipertrofisinin derecesine göre tüm
laminotomi için ya da erken foraminatomi için
kullanılabilir ; ya da kemiğin kaldırılmasının erken
döneminde matkabın/drill kullanılması gerekebilir.
Ligamentum flavum, laminotomi ile dura ve sinir
kökünün proksimal parçasının tespit edilmesi
arasında kaldırılabilir.
25. Dorsal kemik rezeksiyonu; medial facetin
parçasının kaldırılmasından sonra sinir kökünün
bulunmasını izlemelidir.
Biyomekaniksel bütünlüğün devamını
sağlamak için fasetin en az %50si korunmalıdır.
Bu miktar foramen içindeki köke yeterli müdahale
alanı sağlayacaktır.
Tam bu noktada kökün üstünde uzanan venöz
pleksus dikkatlice koagüle edilmeli ve insizyon
yapılmalıdır.
26. Kökün iyi bir görüntüsünü elde ettikten
sonra uygun açılı dissektör sinir kökündeki
osteofitleri ve disk parçalarını palpe edebilir.
Düşük açılı bir küretle osteofitin görülmesi
sağlanabilir. Yumuşak disk herniyasyonunda
pituitary rongeur ile sinir kökünden
herniyasyon uzaklaştırılır. Daha geniş büyük
ulaşımlar için matkap kullanılarak kapsamlı
sinir kökü retraksiyonu sağlanabilir.
27. Foramen son kez kompresyon açısından
değerlendirilir ve alan antibiyotikli solüsyonla
yıkanır.
Bipolar katater, kemik yapıştırıcı ve çeşitli
bağlayıcılar ile hemostaz sağlanır.
Postoperatif sinir kökü inflamasyonunu önlemek
için metil prednisolon emdirilmiş bir madde alana
bırakılır.
28. ekil 4.Laminotomi ve faset ekleminin %50’Ş den azının çıkarılmasının
tamamlanmasından sonra DURA orta görülür FACETin altından çıkan
SİNİR KÖKÜ.Görüntünün üst medial ve cranial yöndedir.
29. MMIICCDDSS TTEEKKNNİİĞĞİİ
İpsilateral laminotomiyi tamamladıktan sonra,
ligamentum flavum durayı koruması için o bölgede
bırakılır.
Tubuler retraktör 45 derece açılandırıldıktan
sonra mikroskobun yada endoskobun
kontralateraline oryante edilerek yerleştirilir.
Spinöz prosesin alt yüzeyi ile ligament arasında
katman dikkatlice ince bir küretle disseke edilir.
30. Spinöz prosesin alt yüzü ve kontralateral
lamina facete ulaşılana matkapla delinir.
Başlangıç olarak yapılan dekompresyon
sonucu hipertrofik ligamenti kaldıracak
kadar büyük bir çalışma alanı kazanılır buda
duradaki ve korddaki basıncın azalmasını
uyarır.
Küretler ve Kerrison rongeurları ile
disseksiyon ve ligamentin kaldırılması daha
güvenli hale gelmiştir.
31. Faset eklemini yada kaudal laminanın süperior
kenarı matkapla veya kerrison rongeurları ile
kaldırılabilir.
İnce bir probe kullanılarak özenli bir şekilde
dekompresyonu sağladıktan sonra tüp ipsilateral
ligament ve kemikleri kaldırmak için orijinal
pozisyonuna döndürülür.
Bu döndürme işlemleri dekomprese edilmiş ve
pulsatil olan durayı tamamen ortaya çıkardıktan
sonra yapılmalıdır.
Eğer endike ise; aynı zamanda foraminatomi de
yapılabilir. Alan antibiyotik içeren solüsyon ile
yıkanır, bipolar katater, kemik yapıştırıcı ve
hemostatik ajanlarla hemostaz sağlanır.
32. Şekil 5. 69 yaşındaki
kadın hastada, servikal
stenoza bağlı kronik
miyelopati mevcuttur ve
C5-6 MIDCS için sağ
taraftan bir yaklaşım
uygulandı. (A) T2 ağırlıklı
sagittal MRG’da Fokal C5-
6 spondylotik stenoz
gösterilmiştir. (B) T2
ağırlıklı Aksiyel MRG C5-6
ağır santral bası ortaya
koyulmaktadır. (C)
Postoperatif T2 ağırlıklı
aksiyal MRG kord
dekompresyon ortaya
koyulmaktadır. (D)
ameliyat sonrası T2
ağırlıklı sagittal MRG’da
Kaudal rostral
dekompresyon
gösterilmiştir.
33. KKOOMMPPLLİİKKAASSYYOONNLLAARRIINN
YYÖÖNNEETTİİMMİİ
Minimal invazif posterior servikal
prosedürlerinden sonra rapor edilen komplikasyon
%0 ile %7 arasındadır bunlarda çoğunlukla
duratomiye bağlıdır. Direkt sütur ile onarım dar
diameter tüpleri ile yapılır. Ayrıca, küçük
defektlerle başa çıkmak için duratomiyi kas, yağ,
köpük, dura benzeri maddeler ile örtülür. Bu girişim
kullanıldığında gece boyunca istirahat defekt
onarımı için yeterlidir.
34. Büyük dural defektler kendiliğinden
kapanmaz, 2-3 gün boyun BOS drenajı
sızıntıyı önler. Ne olursa olsun; ölü boşluğun
azlığı ve küçük girişim yeri olması gibi,
pseudomeningosel ve BOS-kutanöz fistül az
bir düzeye kadar indirilebilmiştir.
35. Potansiyel nörolojik komplikasyonlar dar kanala
müdahale edilirken oluşan radikuler hasarı, yada
dekompresyon veya dilatasyon sırasında oluşan
direkt mekanik hasarı içerir. Arterin etrafındaki
venöz pleksustan kaynaklanan koyu venöz
kanamanın erken taranması vertebral arter hasarı
için uyarıcı olabilir. Bunun nedeni de facetin
yakınındaki accidental olarak yapılan dilatasyon
veya foramenin agresif diseksiyonu esnasında
meydana gelebilir.
36. Bu tip kanamalar köpük veya başka
hemostatik ürünler ile kontrol altına
alınabilir. Minimal invazif posterior servikal
işlemlerden sonra postoperatif cerrahi alan
enfeksiyonu oldukça nadir görülmeye
başlanmıştır. Rekküren hastalık ve postop
instabilite hala potansiyel sorun halinde
olmasına rağmen son çalışmalar risk artışını
göstermekte başarısız olmuştur.
50. Posterior Dekompresif girişimler;
özofagus yaralanması, tekrarlayan larinx
sinir paralizisi, disfaji ve bitişik düzeyi
hastalığı gibi anterior girişimler ile ilişkili
komplikasyonları önlemektedir.(D/Y)
51. Posterior Dekompresif girişimler;
özofagus yaralanması, tekrarlayan larinx
sinir paralizisi, disfaji ve bitişik düzeyi
hastalığı gibi anterior girişimler ile ilişkili
komplikasyonları önlemektedir.(D/Y)
52. Minimal invaziv servikal
diskektomi/foraminotomy
(MICD/F) ilk kadavra model
olarak tanımlanmıştı.(D/Y)
53. Minimal invaziv servikal
diskektomi/foraminotomy
(MICD/F) ilk kadavra model
olarak tanımlanmıştı.(D/Y)