SlideShare a Scribd company logo
PARAGRAF



Paragraf, bir düşünceyi tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilen
cümleler topluluğudur. Yani paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler
ve aynı düşünceyi açıklar ya da destekler. Tek bir düşünce etrafında
oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük gösterir; kendinden önceki ya da
sonraki paragraflara bir bağlılık göstermez.

Bu konudaki sorular paragrafın değişik özellikleriyle ilgilidir. Genellikle
paragrafın ana düşüncesi, yardımcı düşünceleri, konusu, başlığı sorulur ya
da paragrafın oluşturulmasıyla ilgili özellikler üzerinde durulur. Bir veya iki
tane soruda da paragrafın anlatımıyla ilgili bilgiler sorulabilir.

Paragraf sorularının çözümünde bazı noktalara dikkat etmeliyiz. Bunlardan
en önemlisi paragrafa yorum karıştırmamaktır. Paragrafı okurken
önyargılarımızı, kabullerimizi bir kenara bırakıp paragrafta sözü
edilenler üzerinde durmalıyız. Bazen bize göre çok yanlış bir
düşüncenin doğruluğu savunulabilir. Paragrafta ne savunulursa onun
doğru olduğu kabullenilerek soruya yaklaşmak gerekir.




PARAGRAFIN KONUSU

Paragrafta hakkında söz söylenen düşünce, olay ya da durumlar konuyu
verir. Konuyu bulmak için “Parçada neden söz ediliyor?” diye sorabiliriz.
Yani üzerinde durulan neyse konu da odur. Bununla ilgili sorular değişik
soru kökleriyle karşımıza çıkar.

“Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir?”

“Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?”

“Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden yakınılmaktadır?”
gibi sorular konuyu sorar.

Parçada konuyu soran bir diğer soru şekli de paragrafın bir soruya cevap
olarak verilmesidir. Elbette bunlarda yazara sorulan sorunun konusu neyse
cevap da o konuda olacaktır.

Konumuzun paragraf olması, konu, başlık, anadüşünce vs. gibi soruların
sadece paragraftan olacağı anlamına gelmez. Bazen bir şiir parçası
verilerek de bu tür özellikler sorulabilir.




PARAGRAFIN BAŞLIĞI

Paragrafın bir düşünce etrafında döndüğünü ve daima bir konudan söz
ettiğini söylemiştik. Bir bakıma paragraf, bir makalenin, bir denemenin, bir
fıkranın küçültülmüş şekli gibidir. Öyleyse nasıl bu tür yazıların bir başlığı
varsa, paragrafın da bir başlığı olur. Ancak yazı başlıklarının dikkati
çekme, ilgi uyandırma ya da şaşırtma gibi özellikleri vardır. Oysa
paragrafın başlığı bu amaçla seçilmez. Konuyu en iyi şekilde yansıtan bir
veya birkaç söz başlık olarak belirlenir.




PARAGRAFIN ANADÜŞÜNCESİ

Anadüşünce, parçada yazarın okuyucuya vermek istediği mesajdır. Buna
yazarın paragrafı yazma amacı da diyebiliriz. Her paragrafın belli bir
anadüşüncesi vardır. Bu düşünce bazen paragrafın herhangi bir yerinde bir
cümle halinde verilir. Diğer cümleler bu düşünceyi açıklar ya da destekler.
Bazen ise belli bir cümleyle verilmez, paragrafın bütününe sindirilir.

Paragrafın anadüşüncesini bulabilmek için kendimize “Yazar bu parçayı
hangi amaçla yazdı?”, “Bize ne demek istedi?” gibi soruları sorabiliriz.

Anadüşünce, değişik soru biçimleriyle karşımıza çıkar.
“Bu paragrafın anadüşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?”

“Bu paragrafta anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?”

“Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?”

gibi sorular anadüşüncenin sorulduğu soru tiplerinden bazılarıdır.

Anadüşünceyi veren cümleler kesin bir yargı bildirir, açık ve anlaşılır bir
anlam taşır.

Anadüşünce, parçada sözü edilenleri en kapsamlı bir biçimde bildirir.
Parçada olmayan konular anadüşünce içinde yer almayacağı gibi, parçanın
bir kısmını bildiren cümleler de anadüşünceyi vermez. Parçanın tümünü
kapsayacak biçimde olması gerekir onun.

“Bir dilin söz dağarcığıyla o dili konuşan toplumun yaşama biçimi
arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Sözgelimi sözcük sayısı Türkçeye
oranla çok fazla olan İngilizcede yeşil için birkaç sözcük
bulunurken, Türkçede, doğayla içli dışlı olmanın bir sonucu olarak
yosun yeşili, çağla yeşili, tirşe, ördekbaşı gibi birçok sözcük vardır.
Bunun gibi, söz dağarcığını oluşturan öğelerin somutluğu,
soyutluğu da yine toplumun yaşama biçimine bağlıdır.”

Yukarıdaki parçaya baktığımızda toplumun yaşayış biçimiyle söz dağarcığı
arasında ilgi kurulduğunu görürüz. Yazar bize vermek istediği mesajı ilk
cümlede vermiş. Daha sonra “sözgelimi” diyerek ileri sürdüğü bu
düşünceyi örneklendirmiş. İlk cümlenin genel ve kesin bir yargı bildirmesi
de anadüşünceyi vermesinin diğer bu yanıdır. Bu parçadan “Türkler
doğayla iç içe yaşadığı için doğayla ilgili birçok sözcüğe sahiptir.” yargısını
çıkarabiliriz. Ancak bu yargı anadüşünce olmaz; çünkü parçanın sadece bir
kısmını karşılar. “Söz dağarcığının genişliği toplulukların gelişmişlik
düzeyini gösterir.” gibi bir yargı ise gerçekte doğru olsa bile parçada sözü
edilmediğinden parçanın anadüşüncesi olamaz.
PARAGRAFIN YARDIMCI DÜŞÜNCELERİ

Her paragrafın tek bir konu üzerinde durduğunu ve bir anadüşünce
etrafında döndüğünü söylemiştik. Paragrafta bunun dışında,
anadüşüncenin daha iyi açıklanmasını sağlayan, onu daha belirgin hale
getiren, işlediği konunun sınırlarını çizen düşünceler de vardır. Bu
düşüncelere de paragrafın yardımcı düşünceleri denir. Bir paragrafta
anadüşünce bir tane iken yardımcı düşünce sayısı birden fazla olabilir.

Yardımcı düşünceyle ilgili sorular çoğu zaman olumsuz biçimdedir.

“Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?”

“Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?”

“Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?”

gibi sorular hep yardımcı düşünceleri sormaktadır. Bir parça üzerinde
yardımcı düşünceleri inceleyelim.

Gündelik dil bilincimiz ile algımız, ister istemez birtakım toplumsal
kalıplarla koşullanmıştır. Oysa şiirin, öykünün, romanın sunduğu
kurmaca dünya, bizim yeni bir algı durumuna girmemizi gerektirir.
Gerçekte, okuma sırasında bir beklentiden ötekine, bir
varsayımdan ötekine geçerek sürdürdüğümüz bilinç etkinliği, bu
yeni algı konumunun aranışından başka bir şey değildir. Haşim’in
şiirindeki karanfil, bizim gündelik deneylerimizden tanıdığımız
karanfil olmaktan çok uzaktır.”


Şimdi bu parçadan hangi düşüncelerin çıkabileceğine bakalım.

   a. Toplumsal kalıplar algımızı ve bilincimizi koşullandırır.
b. Şiir, öykü, roman gibi türler bize kurmaca bir dünyanın kapılarını
       açar.
   c. Şiirin kurduğu dünya ile romanınki birbirinden oldukça farklıdır.
   d. Okuma sırasında bilinç etkinliğimiz sürekli değişir.
   e. Şiirin etkileme gücü, düzyazıdan daha çoktur.
   f. Gündelik hayatta karşılaştığımız nesneler, şiirde karşımıza farklı
       nesneler olarak çıkabilir.
   g. Haşim şiirinde karanfili en güzel biçimde betimlemiştir.

Parçayı incelediğimizde, şiirle romanın karşılaştırmasının yapılmadığını
görürüz. Öyleyse c’deki cümle parçadan çıkmaz. Eserlerin etkileme
gücünden söz edilmediğinden e, Haşim’in karanfili nasıl betimlediğinden
söz edilmediğinden g parçadan çıkarılamaz. Diğerlerine ise parçada yer
verilmiştir.




PARAGRAFIN YAPISI

Paragrafın; bir makalenin, denemenin ya da başka bir yazının küçültülmüş
biçimi olduğunu önceki sayımızda söylemiştik. Nasıl bu tür yazıların giriş,
gelişme ve sonuç bölümleri varsa, bir paragrafın da bu tür bölümleri
vardır. İşte paragrafın yapısıyla ilgili sorular böyle bir bölümlemeyi ortaya
çıkarmak için sorulur.


Paragrafın yapısı değişik soru biçimleriyle karşımıza çıkar.

   •   Bazı sorular paragraf oluşturmayla ilgilidir. Yani bir paragraf
       oluşturabilecek cümleler dağınık olarak verilir ve öğrencinin
       bunlardan bir paragraf oluşturması istenebilir. Bu tip sorularda
       cümlelerin anlamca ve yapıca birbirine bağlanabilmesi aranmalıdır.
   •   Bir paragraf kendi içinde bir bütünlük oluşturur. Bu yüzden
       kendinden önceki veya sonraki paragraflara yapıca bir bağlılık
       göstermez. Öyleyse paragrafın ilk cümlesi onu kendinden önceki
cümlelere bağlayan herhangi bir anlam veya bağlayıcı öğe
       taşımamalıdır. Bir başlangıç ifade etmelidir. Aynı zamanda
       kendinden sonraki cümlelere de anlamca bağlılık göstermelidir.
   •   Paragraf tamamlamanın sorulduğu bir diğer soru tipinde de son
       cümle sorulur. Parçanın son cümlesi bir bitiş bildirir. Ya
       anlatılanlardan bir sonuç çıkarılır ya da bir olayın bitişini gösterir. Bu
       soruların çözümünde cümlelerin anlamca bağlılığı yanında yapısal
       olarak bağlanmalarına da dikkat edilmelidir.
   •   Son yıllarda sorulan paragraf oluşturmayla ilgili diğer bir soru tipi,
       paragrafın içine cümle yerleştirme şeklindedir. Bu tip sorularda
       cümlelerin hem anlam hem yapı bakımından uygun olduğu yer
       aranmalıdır.
   •   Gittikçe soru sayısı artan diğer bir paragraf tipi, düşüncenin akışının
       bozulmasıyla ilgili olanlardır. Bir paragrafın tek bir düşünceyi
       aktardığını, cümlelerin hep bu düşünce etrafında döndüğünü önceki
       bölümlerde anlatmıştık. İşte bir paragraf içinde, paragrafın düşünce
       bütünlüğüne uymayan cümle varsa, bu cümle anlatımın akışını
       bozmaktadır.
   •   Düşüncenin akışıyla ilgili bir diğer soru tipi de, parçanın iki paragrafa
       bölünebilmesiyle ilgilidir. Bu tip parçalarda, parçanın bir bölümünde
       bir düşünce, ikinci bölümünde başka bir düşünce işlenir.
   •   Bazı tip sorularda ise düşüncenin akışı cümlelerin yanlış yerde
       bulunmasından dolayı bozulmuştur. Bu tür sorularda numaralanmış
       cümlelerin uygun bir biçimde düzenlenmesi istenir.




PARAGRAFLARDA SORULAN KAVRAMLAR VE DUYGULAR


Bazı paragraf sorularında kişilerin nitelikleri üzerinde ya da yazının
özellikleri üzerinde durulur. Bu tip sorularda seçeneklerde geçen
kavramların duyu ve duyguların bilinmesi gerekir. Bunlardan bazıları
şunlardır:
Özgünlük: Başkasına benzememe, kendine has olma demektir.
Parçalarda genelde taklitçilikten kaçınma ve yenilikçi olmayla açıklanır.

Doğallık: Yapmacıksız, süs ve özentiden uzak, günlük hayatta olduğu gibi
olma demektir.
Duruluk: Açık ve anlaşılır olma, kapalı ifadelerden kaçınma, söylenmek
isteneni imgeler arkasına gizlemeden anlatma demektir.

Akıcılık: Okuyucuyu sıkmayan, sürükleyici bir anlatıma sahip olma
demektir.

Özlülük: Az sözle çok şey ifade edebilme, sözü uzatmaktan kaçınma
demektir.

Yoğunluk: Birçok anlamı bir arada verme, anlam içinde anlam bulunması
demektir.

Kimi zaman da parçada ağır basan duyu ve duygular sorulabilir. Duyu ve
duyguyu birbirine karıştırmamak gerekir. Duyu dışarıdaki nesneleri
algılama yolumuzdur. Nesneler beş duyu organıyla algılanır. Duygu ise
içimizden geçen hislerdir. Sevinç, keder, hoşgörülü olma, alçak
gönüllülük...




ANLATIM BİÇİMLERİ

Paragrafta yazarın herhangi bir düşünceyi ya da durumu ortaya koyma
biçimine anlatım denir. Yazar aktaracağı duruma uygun bir anlatım biçimi
seçemezse, yazısının etki gücü azalır. Bir bilgiyi aktarmakla bir olayı
hikaye etmek ya da bir manzarayı betimlemek farklı bir anlatım
gerektirecektir.


Bu biçimleri şu şekilde açıklayabiliriz.
1. Açıklama

Öğretici özellik gösteren bir anlatım biçimidir. Yazarın amacı bilgiyi en kısa
yoldan okuyucuya anlatmak olduğundan, yazar sanatlı söyleyişlere, imalı
sözlere pek yer vermez. Açık, anlaşılır bir dil kullanır. Soyutluktan,
kişisellikten kaçınır. Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde
anlaşılmasını sağlar. Ansiklopedilerde daha çok bu tür bir anlatım görülür.




2. Tartışma

Yazarın, bir düşüncenin, bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak
amacıyla hazırladığı yazılarda başvurduğu bir yöntemdir. Yazar okuyucuyla
sohbet ediyormuş gibi bir üslupla yazısını oluşturur. Devrik cümlelerle,
soru ve cevaplarla yazısına akıcılık kazandırır. Sonuçta burada da bilgi
ortaya konmuş olabilir; ancak bir görüşün başka bir görüşe karşı
savunuculuğunun yapılması onu açıklamadan ayırır. Yazar, görüşlerini
inandırıcı kılmak için kanıtlama yoluna başvurur. Kanı niteliği taşıyan
yargılardan kaçınır, nesnel olmaya çalışır.




3. Betimleme

Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak biçimde
anlatmasıyla oluşan bir anlatım biçimidir. Betimlemede asıl olan
görselliktir. Bu nedenle gözle algılanan renk ve biçim ayrıntılarına büyük
yer verilir.


Betimlemeler iki grupta incelenir.

a. Ruhsal betimleme : İnsanların iç dünyasıyla tanıtıldığı, tavır ve
davranışlarının ele alındığı betimleme türüdür. Görsellikten çok, izlenim ve
sezginin ağır bastığı bu betimlemeler sadece insanlara özgüdür.
“İçli, çok duygulu bir adamdı; konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı...”
sözleri bu tür betimlemedir.

b. Fiziksel betimleme : Gözle görülenin anlatıldığı betimlemelerdir.
Kişinin dış görünüşüyle betimlenmesi ya da dış dünyanın anlatılması bu
türdendir.

Betimlemelerde yazar nesnel olabileceği gibi gözlemlerine duygularını da
katabilir.




4. Öyküleme

Belli bir zaman diliminde gelişen olayların anlatıldığı durumlarda
başvurulan anlatım biçimidir. Olayın olmadığı yerde öyküleme olmaz.
Anlatım yönüyle betimlemeye benzer; ancak betimlemelerde yazarın
izlenimleri söz konusu olduğu halde, öykülemede olayın aktarımı,
durumların değişmesi, zaman süreci söz konusudur.




DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

Her paragrafın belli bir düşünceyi aktarmak için yazıldığını söylemiştik.
Yazar bu düşünceyi okuyucuya değişik şekillerde ortaya koyarak anlatır.
Burada anlatım biçimiyle düşünceyi geliştirme yollarının farklı şeyler
olduğunu da söylemeliyiz. Ancak anlatım biçimi dört tane olduğundan bir
soru haline getirilemez. Bu nedenle geliştirme yollarıyla birlikte sorulur.


Şimdi sorularda karşımıza çıkan “düşünceyi geliştirme yolları”nı
açıklayalım.


1. Tanımlama
Kavramların tanımlar halinde verilmesi şeklinde ortaya çıkar. Tanımın ne
olduğunu cümle anlamında görmüştük. Parça içinde bir tanım cümlesi
varsa, tanımlama var sayılır; bütün paragrafın tanım olması gerekmez.




2. Karşılaştırma

İki farklı düşünce, kavram ya da durumun mukayese edilmesiyle ortaya
çıkan bir yöntemdir. Karşılaştırmada, karşılaştırılan olgular arasında bir
derecelendirme söz konusudur. Bir kavram diğerinden üstün, aşağı ya da
diğeriyle aynı seviyede olması yönünden başka bir kavramla karşılaştırılır.
Üslup olarak “Bu böyledir; şu ise şöyledir. “ ifadesi hakimdir.




3. Örneklendirme

Anlatılan konuyla ilgili örneklerin verilmesiyle ortaya çıkar. Konuyu daha
anlaşılır ve zihinde daha iyi kalıcı bir niteliğe kavuşturur. Verilen örneğin
okur tarafından bilinen, çağrışım yaptırıcı bir nitelik taşıması gerekir.
Bazen bir fıkra, bir öykücük bile örnek olarak verilebilir.




4. Tanık Gösterme

Yazarın, düşüncesini inandırıcı kılmak için, o konuda sözüne güvenilir
birinin sözünü parçasına alıntı yaparak almasıyla oluşur. Genellikle bu söz
tırnak içinde verilir. Sözün olmadığı yerde tanık gösterme de olmaz.

5. Benzetme

Bir olguyu anlatırken başka olgularla benzerlik kurma şeklinde oluşur. İki
olgu arasında sağlam bir benzerlik olmalıdır.
6. İlişki Kurma

İki kavram arasındaki ilgiden üçüncü bir hüküm çıkarma durumudur.
Genellikle kavramlar arasında ilişki kurulduğu için bu adla verilir.

More Related Content

What's hot

Paragraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu AnlatımıParagraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu Anlatımı
Gökpınar Lisesi
 
Noktalama IşAretleri
Noktalama IşAretleriNoktalama IşAretleri
Noktalama IşAretleriBigBoss
 
Cuemle E Itleri
Cuemle  E ItleriCuemle  E Itleri
Cuemle E Itleriyardimt
 
CüMle çEşItleri
CüMle çEşItleriCüMle çEşItleri
CüMle çEşItleriyardimt
 
7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim
7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim
7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim
enesulusoy
 
CüMle TüRleri
CüMle TüRleriCüMle TüRleri
CüMle TüRleriyardimt
 
CüMlenin öğEleri
CüMlenin öğEleriCüMlenin öğEleri
CüMlenin öğEleriBigBoss
 
Kelimede Anlam
Kelimede AnlamKelimede Anlam
Kelimede Anlamderslopedi
 
CüMlenyn Yapisi
CüMlenyn YapisiCüMlenyn Yapisi
CüMlenyn Yapisiyardimt
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlariUmut Açıkgöz
 
Deneme
DenemeDeneme
Düz yazi türleri
Düz yazi türleriDüz yazi türleri
Düz yazi türleriGamze Saba
 
Anlatim Bozukluklari
Anlatim BozukluklariAnlatim Bozukluklari
Anlatim BozukluklariBigBoss
 
5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay
5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay
5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay
enesulusoy
 
Kelime Tuerleri
Kelime TuerleriKelime Tuerleri
Kelime Tuerleriyardimt
 
5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum
5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum
5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum
enesulusoy
 
7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlam7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlamyardimt
 
SöZcüKte Anlam
SöZcüKte AnlamSöZcüKte Anlam
SöZcüKte Anlamyardimt
 

What's hot (19)

Paragraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu AnlatımıParagraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu Anlatımı
 
Noktalama IşAretleri
Noktalama IşAretleriNoktalama IşAretleri
Noktalama IşAretleri
 
Cuemle E Itleri
Cuemle  E ItleriCuemle  E Itleri
Cuemle E Itleri
 
CüMle çEşItleri
CüMle çEşItleriCüMle çEşItleri
CüMle çEşItleri
 
7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim
7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim
7. Sınıf Türkçe Ünite 1 İletişim
 
CüMle TüRleri
CüMle TüRleriCüMle TüRleri
CüMle TüRleri
 
CüMlenin öğEleri
CüMlenin öğEleriCüMlenin öğEleri
CüMlenin öğEleri
 
Kelimede Anlam
Kelimede AnlamKelimede Anlam
Kelimede Anlam
 
CüMlenyn Yapisi
CüMlenyn YapisiCüMlenyn Yapisi
CüMlenyn Yapisi
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlari
 
Deneme
DenemeDeneme
Deneme
 
Cumle bilgisi konu
Cumle bilgisi konuCumle bilgisi konu
Cumle bilgisi konu
 
Düz yazi türleri
Düz yazi türleriDüz yazi türleri
Düz yazi türleri
 
Anlatim Bozukluklari
Anlatim BozukluklariAnlatim Bozukluklari
Anlatim Bozukluklari
 
5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay
5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay
5. Sınıf Türkçe 5. Ünite Dünyamız ve Uzay
 
Kelime Tuerleri
Kelime TuerleriKelime Tuerleri
Kelime Tuerleri
 
5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum
5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum
5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum
 
7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlam7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlam
 
SöZcüKte Anlam
SöZcüKte AnlamSöZcüKte Anlam
SöZcüKte Anlam
 

More from BigBoss

2007kpsscs1genyet
2007kpsscs1genyet2007kpsscs1genyet
2007kpsscs1genyetBigBoss
 
2006kpsscs1genkulanah
2006kpsscs1genkulanah2006kpsscs1genkulanah
2006kpsscs1genkulanahBigBoss
 
2mayis 1999
2mayis 19992mayis 1999
2mayis 1999BigBoss
 
Yakin çAğ
Yakin çAğYakin çAğ
Yakin çAğBigBoss
 
Xx YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğU
Xx  YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğUXx  YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğU
Xx YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğUBigBoss
 
Xvii Islahat
Xvii IslahatXvii Islahat
Xvii IslahatBigBoss
 
Xix YüZyil Islahatlari
Xix YüZyil IslahatlariXix YüZyil Islahatlari
Xix YüZyil IslahatlariBigBoss
 
TüRkiye Tarihi
TüRkiye TarihiTüRkiye Tarihi
TüRkiye TarihiBigBoss
 
TüRk Kurtuluş SavaşI
TüRk Kurtuluş SavaşITüRk Kurtuluş SavaşI
TüRk Kurtuluş SavaşIBigBoss
 
TüRk DüNyasi
TüRk DüNyasiTüRk DüNyasi
TüRk DüNyasiBigBoss
 
Yeni çAğ
Yeni çAğYeni çAğ
Yeni çAğBigBoss
 
Osmanli KüLtüR Ve Medeniyeti
Osmanli KüLtüR Ve MedeniyetiOsmanli KüLtüR Ve Medeniyeti
Osmanli KüLtüR Ve MedeniyetiBigBoss
 
Osmanli Devleti
Osmanli DevletiOsmanli Devleti
Osmanli DevletiBigBoss
 
Osmanli Devlet YüKselme
Osmanli Devlet YüKselmeOsmanli Devlet YüKselme
Osmanli Devlet YüKselmeBigBoss
 
Orta çAğ
Orta çAğOrta çAğ
Orta çAğBigBoss
 
Mondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMeler
Mondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMelerMondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMeler
Mondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMelerBigBoss
 

More from BigBoss (20)

2007kpsscs1genyet
2007kpsscs1genyet2007kpsscs1genyet
2007kpsscs1genyet
 
2006kpsscs1genkulanah
2006kpsscs1genkulanah2006kpsscs1genkulanah
2006kpsscs1genkulanah
 
Edat
EdatEdat
Edat
 
2mayis 1999
2mayis 19992mayis 1999
2mayis 1999
 
Yakin çAğ
Yakin çAğYakin çAğ
Yakin çAğ
 
Xx YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğU
Xx  YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğUXx  YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğU
Xx YüZyil BaşLarinda Osmanli ImparatorluğU
 
Xviii
XviiiXviii
Xviii
 
Xvii Islahat
Xvii IslahatXvii Islahat
Xvii Islahat
 
Xvii
XviiXvii
Xvii
 
Xix YüZyil Islahatlari
Xix YüZyil IslahatlariXix YüZyil Islahatlari
Xix YüZyil Islahatlari
 
Xix
XixXix
Xix
 
TüRkiye Tarihi
TüRkiye TarihiTüRkiye Tarihi
TüRkiye Tarihi
 
TüRk Kurtuluş SavaşI
TüRk Kurtuluş SavaşITüRk Kurtuluş SavaşI
TüRk Kurtuluş SavaşI
 
TüRk DüNyasi
TüRk DüNyasiTüRk DüNyasi
TüRk DüNyasi
 
Yeni çAğ
Yeni çAğYeni çAğ
Yeni çAğ
 
Osmanli KüLtüR Ve Medeniyeti
Osmanli KüLtüR Ve MedeniyetiOsmanli KüLtüR Ve Medeniyeti
Osmanli KüLtüR Ve Medeniyeti
 
Osmanli Devleti
Osmanli DevletiOsmanli Devleti
Osmanli Devleti
 
Osmanli Devlet YüKselme
Osmanli Devlet YüKselmeOsmanli Devlet YüKselme
Osmanli Devlet YüKselme
 
Orta çAğ
Orta çAğOrta çAğ
Orta çAğ
 
Mondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMeler
Mondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMelerMondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMeler
Mondros AteşKesi Ve Sonrasindaki GelişMeler
 

Paragraf

  • 1. PARAGRAF Paragraf, bir düşünceyi tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilen cümleler topluluğudur. Yani paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler ve aynı düşünceyi açıklar ya da destekler. Tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük gösterir; kendinden önceki ya da sonraki paragraflara bir bağlılık göstermez. Bu konudaki sorular paragrafın değişik özellikleriyle ilgilidir. Genellikle paragrafın ana düşüncesi, yardımcı düşünceleri, konusu, başlığı sorulur ya da paragrafın oluşturulmasıyla ilgili özellikler üzerinde durulur. Bir veya iki tane soruda da paragrafın anlatımıyla ilgili bilgiler sorulabilir. Paragraf sorularının çözümünde bazı noktalara dikkat etmeliyiz. Bunlardan en önemlisi paragrafa yorum karıştırmamaktır. Paragrafı okurken önyargılarımızı, kabullerimizi bir kenara bırakıp paragrafta sözü edilenler üzerinde durmalıyız. Bazen bize göre çok yanlış bir düşüncenin doğruluğu savunulabilir. Paragrafta ne savunulursa onun doğru olduğu kabullenilerek soruya yaklaşmak gerekir. PARAGRAFIN KONUSU Paragrafta hakkında söz söylenen düşünce, olay ya da durumlar konuyu verir. Konuyu bulmak için “Parçada neden söz ediliyor?” diye sorabiliriz. Yani üzerinde durulan neyse konu da odur. Bununla ilgili sorular değişik soru kökleriyle karşımıza çıkar. “Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir?” “Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?” “Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden yakınılmaktadır?”
  • 2. gibi sorular konuyu sorar. Parçada konuyu soran bir diğer soru şekli de paragrafın bir soruya cevap olarak verilmesidir. Elbette bunlarda yazara sorulan sorunun konusu neyse cevap da o konuda olacaktır. Konumuzun paragraf olması, konu, başlık, anadüşünce vs. gibi soruların sadece paragraftan olacağı anlamına gelmez. Bazen bir şiir parçası verilerek de bu tür özellikler sorulabilir. PARAGRAFIN BAŞLIĞI Paragrafın bir düşünce etrafında döndüğünü ve daima bir konudan söz ettiğini söylemiştik. Bir bakıma paragraf, bir makalenin, bir denemenin, bir fıkranın küçültülmüş şekli gibidir. Öyleyse nasıl bu tür yazıların bir başlığı varsa, paragrafın da bir başlığı olur. Ancak yazı başlıklarının dikkati çekme, ilgi uyandırma ya da şaşırtma gibi özellikleri vardır. Oysa paragrafın başlığı bu amaçla seçilmez. Konuyu en iyi şekilde yansıtan bir veya birkaç söz başlık olarak belirlenir. PARAGRAFIN ANADÜŞÜNCESİ Anadüşünce, parçada yazarın okuyucuya vermek istediği mesajdır. Buna yazarın paragrafı yazma amacı da diyebiliriz. Her paragrafın belli bir anadüşüncesi vardır. Bu düşünce bazen paragrafın herhangi bir yerinde bir cümle halinde verilir. Diğer cümleler bu düşünceyi açıklar ya da destekler. Bazen ise belli bir cümleyle verilmez, paragrafın bütününe sindirilir. Paragrafın anadüşüncesini bulabilmek için kendimize “Yazar bu parçayı hangi amaçla yazdı?”, “Bize ne demek istedi?” gibi soruları sorabiliriz. Anadüşünce, değişik soru biçimleriyle karşımıza çıkar.
  • 3. “Bu paragrafın anadüşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?” “Bu paragrafta anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?” “Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?” gibi sorular anadüşüncenin sorulduğu soru tiplerinden bazılarıdır. Anadüşünceyi veren cümleler kesin bir yargı bildirir, açık ve anlaşılır bir anlam taşır. Anadüşünce, parçada sözü edilenleri en kapsamlı bir biçimde bildirir. Parçada olmayan konular anadüşünce içinde yer almayacağı gibi, parçanın bir kısmını bildiren cümleler de anadüşünceyi vermez. Parçanın tümünü kapsayacak biçimde olması gerekir onun. “Bir dilin söz dağarcığıyla o dili konuşan toplumun yaşama biçimi arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Sözgelimi sözcük sayısı Türkçeye oranla çok fazla olan İngilizcede yeşil için birkaç sözcük bulunurken, Türkçede, doğayla içli dışlı olmanın bir sonucu olarak yosun yeşili, çağla yeşili, tirşe, ördekbaşı gibi birçok sözcük vardır. Bunun gibi, söz dağarcığını oluşturan öğelerin somutluğu, soyutluğu da yine toplumun yaşama biçimine bağlıdır.” Yukarıdaki parçaya baktığımızda toplumun yaşayış biçimiyle söz dağarcığı arasında ilgi kurulduğunu görürüz. Yazar bize vermek istediği mesajı ilk cümlede vermiş. Daha sonra “sözgelimi” diyerek ileri sürdüğü bu düşünceyi örneklendirmiş. İlk cümlenin genel ve kesin bir yargı bildirmesi de anadüşünceyi vermesinin diğer bu yanıdır. Bu parçadan “Türkler doğayla iç içe yaşadığı için doğayla ilgili birçok sözcüğe sahiptir.” yargısını çıkarabiliriz. Ancak bu yargı anadüşünce olmaz; çünkü parçanın sadece bir kısmını karşılar. “Söz dağarcığının genişliği toplulukların gelişmişlik düzeyini gösterir.” gibi bir yargı ise gerçekte doğru olsa bile parçada sözü edilmediğinden parçanın anadüşüncesi olamaz.
  • 4. PARAGRAFIN YARDIMCI DÜŞÜNCELERİ Her paragrafın tek bir konu üzerinde durduğunu ve bir anadüşünce etrafında döndüğünü söylemiştik. Paragrafta bunun dışında, anadüşüncenin daha iyi açıklanmasını sağlayan, onu daha belirgin hale getiren, işlediği konunun sınırlarını çizen düşünceler de vardır. Bu düşüncelere de paragrafın yardımcı düşünceleri denir. Bir paragrafta anadüşünce bir tane iken yardımcı düşünce sayısı birden fazla olabilir. Yardımcı düşünceyle ilgili sorular çoğu zaman olumsuz biçimdedir. “Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?” “Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?” “Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?” gibi sorular hep yardımcı düşünceleri sormaktadır. Bir parça üzerinde yardımcı düşünceleri inceleyelim. Gündelik dil bilincimiz ile algımız, ister istemez birtakım toplumsal kalıplarla koşullanmıştır. Oysa şiirin, öykünün, romanın sunduğu kurmaca dünya, bizim yeni bir algı durumuna girmemizi gerektirir. Gerçekte, okuma sırasında bir beklentiden ötekine, bir varsayımdan ötekine geçerek sürdürdüğümüz bilinç etkinliği, bu yeni algı konumunun aranışından başka bir şey değildir. Haşim’in şiirindeki karanfil, bizim gündelik deneylerimizden tanıdığımız karanfil olmaktan çok uzaktır.” Şimdi bu parçadan hangi düşüncelerin çıkabileceğine bakalım. a. Toplumsal kalıplar algımızı ve bilincimizi koşullandırır.
  • 5. b. Şiir, öykü, roman gibi türler bize kurmaca bir dünyanın kapılarını açar. c. Şiirin kurduğu dünya ile romanınki birbirinden oldukça farklıdır. d. Okuma sırasında bilinç etkinliğimiz sürekli değişir. e. Şiirin etkileme gücü, düzyazıdan daha çoktur. f. Gündelik hayatta karşılaştığımız nesneler, şiirde karşımıza farklı nesneler olarak çıkabilir. g. Haşim şiirinde karanfili en güzel biçimde betimlemiştir. Parçayı incelediğimizde, şiirle romanın karşılaştırmasının yapılmadığını görürüz. Öyleyse c’deki cümle parçadan çıkmaz. Eserlerin etkileme gücünden söz edilmediğinden e, Haşim’in karanfili nasıl betimlediğinden söz edilmediğinden g parçadan çıkarılamaz. Diğerlerine ise parçada yer verilmiştir. PARAGRAFIN YAPISI Paragrafın; bir makalenin, denemenin ya da başka bir yazının küçültülmüş biçimi olduğunu önceki sayımızda söylemiştik. Nasıl bu tür yazıların giriş, gelişme ve sonuç bölümleri varsa, bir paragrafın da bu tür bölümleri vardır. İşte paragrafın yapısıyla ilgili sorular böyle bir bölümlemeyi ortaya çıkarmak için sorulur. Paragrafın yapısı değişik soru biçimleriyle karşımıza çıkar. • Bazı sorular paragraf oluşturmayla ilgilidir. Yani bir paragraf oluşturabilecek cümleler dağınık olarak verilir ve öğrencinin bunlardan bir paragraf oluşturması istenebilir. Bu tip sorularda cümlelerin anlamca ve yapıca birbirine bağlanabilmesi aranmalıdır. • Bir paragraf kendi içinde bir bütünlük oluşturur. Bu yüzden kendinden önceki veya sonraki paragraflara yapıca bir bağlılık göstermez. Öyleyse paragrafın ilk cümlesi onu kendinden önceki
  • 6. cümlelere bağlayan herhangi bir anlam veya bağlayıcı öğe taşımamalıdır. Bir başlangıç ifade etmelidir. Aynı zamanda kendinden sonraki cümlelere de anlamca bağlılık göstermelidir. • Paragraf tamamlamanın sorulduğu bir diğer soru tipinde de son cümle sorulur. Parçanın son cümlesi bir bitiş bildirir. Ya anlatılanlardan bir sonuç çıkarılır ya da bir olayın bitişini gösterir. Bu soruların çözümünde cümlelerin anlamca bağlılığı yanında yapısal olarak bağlanmalarına da dikkat edilmelidir. • Son yıllarda sorulan paragraf oluşturmayla ilgili diğer bir soru tipi, paragrafın içine cümle yerleştirme şeklindedir. Bu tip sorularda cümlelerin hem anlam hem yapı bakımından uygun olduğu yer aranmalıdır. • Gittikçe soru sayısı artan diğer bir paragraf tipi, düşüncenin akışının bozulmasıyla ilgili olanlardır. Bir paragrafın tek bir düşünceyi aktardığını, cümlelerin hep bu düşünce etrafında döndüğünü önceki bölümlerde anlatmıştık. İşte bir paragraf içinde, paragrafın düşünce bütünlüğüne uymayan cümle varsa, bu cümle anlatımın akışını bozmaktadır. • Düşüncenin akışıyla ilgili bir diğer soru tipi de, parçanın iki paragrafa bölünebilmesiyle ilgilidir. Bu tip parçalarda, parçanın bir bölümünde bir düşünce, ikinci bölümünde başka bir düşünce işlenir. • Bazı tip sorularda ise düşüncenin akışı cümlelerin yanlış yerde bulunmasından dolayı bozulmuştur. Bu tür sorularda numaralanmış cümlelerin uygun bir biçimde düzenlenmesi istenir. PARAGRAFLARDA SORULAN KAVRAMLAR VE DUYGULAR Bazı paragraf sorularında kişilerin nitelikleri üzerinde ya da yazının özellikleri üzerinde durulur. Bu tip sorularda seçeneklerde geçen kavramların duyu ve duyguların bilinmesi gerekir. Bunlardan bazıları şunlardır:
  • 7. Özgünlük: Başkasına benzememe, kendine has olma demektir. Parçalarda genelde taklitçilikten kaçınma ve yenilikçi olmayla açıklanır. Doğallık: Yapmacıksız, süs ve özentiden uzak, günlük hayatta olduğu gibi olma demektir. Duruluk: Açık ve anlaşılır olma, kapalı ifadelerden kaçınma, söylenmek isteneni imgeler arkasına gizlemeden anlatma demektir. Akıcılık: Okuyucuyu sıkmayan, sürükleyici bir anlatıma sahip olma demektir. Özlülük: Az sözle çok şey ifade edebilme, sözü uzatmaktan kaçınma demektir. Yoğunluk: Birçok anlamı bir arada verme, anlam içinde anlam bulunması demektir. Kimi zaman da parçada ağır basan duyu ve duygular sorulabilir. Duyu ve duyguyu birbirine karıştırmamak gerekir. Duyu dışarıdaki nesneleri algılama yolumuzdur. Nesneler beş duyu organıyla algılanır. Duygu ise içimizden geçen hislerdir. Sevinç, keder, hoşgörülü olma, alçak gönüllülük... ANLATIM BİÇİMLERİ Paragrafta yazarın herhangi bir düşünceyi ya da durumu ortaya koyma biçimine anlatım denir. Yazar aktaracağı duruma uygun bir anlatım biçimi seçemezse, yazısının etki gücü azalır. Bir bilgiyi aktarmakla bir olayı hikaye etmek ya da bir manzarayı betimlemek farklı bir anlatım gerektirecektir. Bu biçimleri şu şekilde açıklayabiliriz.
  • 8. 1. Açıklama Öğretici özellik gösteren bir anlatım biçimidir. Yazarın amacı bilgiyi en kısa yoldan okuyucuya anlatmak olduğundan, yazar sanatlı söyleyişlere, imalı sözlere pek yer vermez. Açık, anlaşılır bir dil kullanır. Soyutluktan, kişisellikten kaçınır. Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde anlaşılmasını sağlar. Ansiklopedilerde daha çok bu tür bir anlatım görülür. 2. Tartışma Yazarın, bir düşüncenin, bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak amacıyla hazırladığı yazılarda başvurduğu bir yöntemdir. Yazar okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir üslupla yazısını oluşturur. Devrik cümlelerle, soru ve cevaplarla yazısına akıcılık kazandırır. Sonuçta burada da bilgi ortaya konmuş olabilir; ancak bir görüşün başka bir görüşe karşı savunuculuğunun yapılması onu açıklamadan ayırır. Yazar, görüşlerini inandırıcı kılmak için kanıtlama yoluna başvurur. Kanı niteliği taşıyan yargılardan kaçınır, nesnel olmaya çalışır. 3. Betimleme Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak biçimde anlatmasıyla oluşan bir anlatım biçimidir. Betimlemede asıl olan görselliktir. Bu nedenle gözle algılanan renk ve biçim ayrıntılarına büyük yer verilir. Betimlemeler iki grupta incelenir. a. Ruhsal betimleme : İnsanların iç dünyasıyla tanıtıldığı, tavır ve davranışlarının ele alındığı betimleme türüdür. Görsellikten çok, izlenim ve sezginin ağır bastığı bu betimlemeler sadece insanlara özgüdür.
  • 9. “İçli, çok duygulu bir adamdı; konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı...” sözleri bu tür betimlemedir. b. Fiziksel betimleme : Gözle görülenin anlatıldığı betimlemelerdir. Kişinin dış görünüşüyle betimlenmesi ya da dış dünyanın anlatılması bu türdendir. Betimlemelerde yazar nesnel olabileceği gibi gözlemlerine duygularını da katabilir. 4. Öyküleme Belli bir zaman diliminde gelişen olayların anlatıldığı durumlarda başvurulan anlatım biçimidir. Olayın olmadığı yerde öyküleme olmaz. Anlatım yönüyle betimlemeye benzer; ancak betimlemelerde yazarın izlenimleri söz konusu olduğu halde, öykülemede olayın aktarımı, durumların değişmesi, zaman süreci söz konusudur. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI Her paragrafın belli bir düşünceyi aktarmak için yazıldığını söylemiştik. Yazar bu düşünceyi okuyucuya değişik şekillerde ortaya koyarak anlatır. Burada anlatım biçimiyle düşünceyi geliştirme yollarının farklı şeyler olduğunu da söylemeliyiz. Ancak anlatım biçimi dört tane olduğundan bir soru haline getirilemez. Bu nedenle geliştirme yollarıyla birlikte sorulur. Şimdi sorularda karşımıza çıkan “düşünceyi geliştirme yolları”nı açıklayalım. 1. Tanımlama
  • 10. Kavramların tanımlar halinde verilmesi şeklinde ortaya çıkar. Tanımın ne olduğunu cümle anlamında görmüştük. Parça içinde bir tanım cümlesi varsa, tanımlama var sayılır; bütün paragrafın tanım olması gerekmez. 2. Karşılaştırma İki farklı düşünce, kavram ya da durumun mukayese edilmesiyle ortaya çıkan bir yöntemdir. Karşılaştırmada, karşılaştırılan olgular arasında bir derecelendirme söz konusudur. Bir kavram diğerinden üstün, aşağı ya da diğeriyle aynı seviyede olması yönünden başka bir kavramla karşılaştırılır. Üslup olarak “Bu böyledir; şu ise şöyledir. “ ifadesi hakimdir. 3. Örneklendirme Anlatılan konuyla ilgili örneklerin verilmesiyle ortaya çıkar. Konuyu daha anlaşılır ve zihinde daha iyi kalıcı bir niteliğe kavuşturur. Verilen örneğin okur tarafından bilinen, çağrışım yaptırıcı bir nitelik taşıması gerekir. Bazen bir fıkra, bir öykücük bile örnek olarak verilebilir. 4. Tanık Gösterme Yazarın, düşüncesini inandırıcı kılmak için, o konuda sözüne güvenilir birinin sözünü parçasına alıntı yaparak almasıyla oluşur. Genellikle bu söz tırnak içinde verilir. Sözün olmadığı yerde tanık gösterme de olmaz. 5. Benzetme Bir olguyu anlatırken başka olgularla benzerlik kurma şeklinde oluşur. İki olgu arasında sağlam bir benzerlik olmalıdır.
  • 11. 6. İlişki Kurma İki kavram arasındaki ilgiden üçüncü bir hüküm çıkarma durumudur. Genellikle kavramlar arasında ilişki kurulduğu için bu adla verilir.