SlideShare a Scribd company logo
1 of 90
Download to read offline
Moleküler Biyoloji
GIDA456
Yrd. Doç. Dr. Barçın KARAKAŞ
Bahar 2015-2016
T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
• Protein saflaştırma ve analizi (devam)
Bir önceki derste …
• Proteinlerin saflaştırılması-saflık, verim ekonomi
• Hücre ekstraktı; hücre parçalama
• Büyüklüğe göre (MA, ebat) ayırma:
• Santrifüj işlemleri (diferansiyel ve zonal santrifüjleme)
• Membran teknikleri – diyaliz, ultrafiltrasyon
• Jel filtrasyonu
• İyonik şiddete bağlı çöktürme (salting-out)
• Yüklerine göre ayırma:
• İyon değişim kromatografisi
• Elektroforez: SDS-PAGE
Bu derste…
• Yüklerine göre ayırma(devam)…Elektroforez…
• Bağlanma özelliğinden faydalanarak ayırma (affinity)
• Elektroforetik yöntemler…İzoelektirik odaklama ve SDS
PAGE, 2 boyutlu elektroforez,
• Saflaştırma işleminin değerlendirilmesi
• Maldi-TOF ile protein MA tayini
• Amino asit dizilerinin belirlenmesi
• İmmunolojik analizler
Afinite (bağlanma) özelliğinden
faydalanarak ayırma
• “Affinity chromatography”
• Ör: bir bitkisel protein olan
Concanavalin A glikoza
meyillidir (ortamdaki glikoza
bağlanır)
• Con A önce kolon
malzemesinde bulunan G’a
bağlanır; glikoz içeren çözelti
kolondan geçirilince ise Con A
serbest glikoza bağlanmayı
tercih eder ve elüsyon
sağlanmış olur
Afinite (bağlanma) özelliğinden
faydalanarak ayırma
• Dolgu malzemesinin maliyetinden
ötürü pahalı bir yöntem olmakla
birlikte son derece spesifik oluşu
sebebiyle tercih edilebilir.
• DNA’da belirli dizileri tanıyarak
bağlanan ve transkripsiyonda
görev alan bazı proteinler vardır
(transkripsiyon faktörleri); bunların
ayrılmasında kolon matrisinde
DNA dizisini içeren moleküller
kullanılır.
• Ayırma için son derece etkili ve
seçici bir yöntemdir
Jel Elektroforezi
• Jel elektroforezi, saflaştırılmış nükleik asit ve proteinlerin
molekül ağırlığı, miktarı ve alt tiplerinin saptanmasında yaygın
olarak kullanılan moleküler bir inceleme yöntemidir.
• Yöntemin avantajı; basit ve hızlı
• En çok kullanılan jel elektroforezi yöntemleri agaroz jel
elektroforezi ve poliakrilamid jel elektroforezidir.
• Nükleik asitler için genellikle agaroz jel,
• proteinler için ise poliakrilamid jel elektroforezi kullanılmaktadır.
• SDS poliakrilamid jel elektroforezi (SDS-PAGE) hemen
tüm protein tiplerinin analizinde uygulanabilmektedir.
SDS poliakrilamid jel
elektroforezi (SDS-PAGE)
• SDS (sodyum dodesil sülfat) anyonik bir deterjan
olup iki amino asitte bir peptit zincirine bağlanarak
protein moleküllerini oluşturan alt birimleri
biribirinden ayırır.
• Ayrıca (-) yük taşıdığından peptitlerede yüksek
oranda '(-) yük kazandırır. Böylece elektrik yükü
açısından karışım içerisindeki bütün protein
molekülleri eşit duruma getirilir. Jel
konsantrasyonu arttırılarak protein moleküllerinin
molekül ağırlıklarına göre ayrışmaları sağlanır.
PolyAcrylamide Gel
Electrophoresis
Protein saflaştırma işlemlerinin her basamagında örnek
alınarak bu örnekler bir SDS-PAGE ile incelenebilir
• Herbir fraksiyondan jel kuyularına aynı miktarda yüklenmiştir
• Son fraksiyonda saflaştırılması hedeflenen proteine ait bant tek bant
olarak kalmıştır ve kalınlaşmıştır
M: marker
H: homojenat
F1-3: farklı saflaştırma
işlemleri ile elde edilen
fraksiyonların örnekleri
M H F1 F2 F3 M
100 kDa
50 kDa
10 kDa
İzoelektirik odaklama
• İzozimleri ya da özellikleri çok benzeyen proteinleri ayırmak için
kullanılır
• pH gradienti oluşturulan jel üzerinde elektroforez yapılarak, proteinlerin
pI değerleri tayin edilir
• pH gradienti: Küçük molekül ağırlıklı organik asit ve bazları içeren bir
amfolit ya da amfolin (katyonik/anyonik polistiren elektrolitler) çözeltisi
ilave edilen jele elektrik alanı uygulanır
• Amfolit çözeltisindeki H+ve OH- iyonları, biri diğerini nötralize ederek
sürüklenirken, jel üzerinde pH gradienti oluşur
İzoelektirik odaklama
• protein karışımı izoelektrik jele uygulanıp
elektroforez yapıldığında, karışımdaki her
protein kendi izoelektrik noktasına kadar jel
üzerinde sürüklenir ve durur
İki boyutlu SDS-page
Elektirik yüküne bağlı olarak ayrışma
↔MA’yabağlıolarakayrışma
↕
• E. coli proteinleri, bu şekilde belirli uygulamalar sonucunda hangi proteinlerin
üretiminin arttığı, hangilerinin ise azaldığı araştırılabilir
• (not: tür isimleri yazılırken klavye kullanılıyorsa MUTLAKA italik yazılır. El
yazısı ile tür isimleri yazılırken ise MUTLAKA altı çizilir)
Proteom
• Proteom (ing: “proteome”): bir organizmanın
sentezlediği proteinlerin tamamı
• En iyi ayırma yöntemi 2 boyutlu jel elektroforezidir
(>10 000 protein ayrıştırılabilir)
• Klasik proteom analizi 3 aşamada gerçekleştirilir:
• Jel elektroforezi/kutle spektrometrisi
• Kısmi dizi belirleme
• Veritabanlarının taranması
• Proteinin molekül ağırlığı kütle spektrometrisi ile
belirlenebilir
• Proteinin aa dizisi klasik olarak Edman dizi belirleme
yöntemine göre gerçekleştirilebilir.
Saflaştırma işleminin değerlendirmesi
• Taplam protein: bir fraksiyonda mevcut olan protein miktarı protein
konsantrasyonu belirlenerek ve fraksiyon hacmi ile çarpılarak bulunur
• Toplam aktivite: aktivite analizinde kullanılan miktar için tespit edilen
aktivite değeri belirlenir ve toplam fraksiyon hacmi ile çarpılarak toplam
aktivite hesaplanır
• Spesifik aktivite: toplam aktivitenin toplam proteine bölünmesiyle
hesaplanır
• Verim: herbir saflaştırma aşaması sonrasında fraksiyonda kalan aktivitenin
ham ekstredeki aktiviteye oranının yüzdesel ifadesidir
• Saflaştırma seviyesi: bu parametre saflık artışının göstergesidir ve herbir
aşamada hesaplanan spesifik aktivitenin başlangıçtaki spesifik aktiviteye
bölünmesi ile hesaplanır.
Proteinlerin karakterizasyonu
• Protein homojen bir çözeltide saflaştırıldığı
taktirde
– aa bileşimi
– molekül ağırlığı
– aa dizisi
belirlenerek karakterize edilebilir.
Kütle Spektrometrisi
• Kütle spektrometrisi organik kimyada çok uzun
yıllardan beri kullanılagelen bir analiz yöntemidir.
• Bileşikler iyonize edilerek gaz fazına geçirilir ve belirli bir mesafeyi
kat etmeleri sağlanır; moleküllerin dedektöre ulaşması kütlelerine
bağlı olduğu için buradan molekülün kütlesi hesaplanabilir.
• Proteinlerin (ve diğer makromoleküllerin)
spektrofotometride analizi bu büyük moleküllerin gaz
fazına geçmesini sağlayan tekniklerin geliştirilmesi
sayesinde mümkün olmuştur.
• Matrix-Assisted Laser Desorption-Ionization (MALDI)
time of flight (TOF)
• Matris-destekli lazer desorpsyonu
uçuş süresi
• Electrospray Spectrometry (ES)
• Elektrosprey spektometrisi
MALDI spektrometrisi
• Bu yöntemde proteinler iyonize edilir ve
oluşan yüklü gruplar elektirik alan içinde
hızlandırılır
• En küçük iyonlar daha hızlı yol alır…dedektöre
daha çabuk ulaşır
• TOF (yani uçuş süresi) » kütle/yük oranı (m/z)
• Bu yöntemle pikomol (pmol; 10-12) veya
fmol (femtomol; 10-15) gibi küçük
miktardaki örneklerin analizi mümkündür
Maldi-TOF-MS ile protein MA tayini
(1) Uygun bir matris içinde
hazırlanmış protein
örneği üzerine lazer
ışını verilerek
iyonizasyon sağlanır
(2) Oluşturulan elektrik
alanı sayesinde
iyonların detektöre
doğru ilerlemesini
sağlanır
(3) En hafif iyonlar daha
çabuk ulaşır
(4) İyonize edici lazer
ayrıca uçuş süresinin
(TOF) belirlenmesini
sağlayan bir
“kronometre”yi başlatır
MALDI-TOF …………150 0 000 – 700 000 €
Maldi-TOF-MS ile protein MA tayini
• Yukarıda β-laktoglobulin ve insülin içeren bir protein karışımına ait MALDİ-
TOF spektrumu verilmiştir
• β-laktoglobulin ve insülin için aa dizilerinin bilinmesi sayesinde
hesaplanarak bulunmuş olan MA değerleri sırasıyla 5733.5 ve 18388
Da’dur. Spektrumdan okunan MA değerleri ise sırasıyla 5733.9 ve 18364
Da.
• MALDI-TOF’un proteinin kütlesinin belirlenmesinde ne kadar etkin bir araç
olduğu görülmektedir.
• Kütle spektrometrisi ile peptid
parmak izinin alınması
(ing:“peptide fingerprinting”)
adında bir yöntem
geliştirilmiştir.
• Peptidlerin tanınmasını
sağlayan bu teknik sayesinde
2 boyutlu jellerin
kullanılırlığını büyük ölçüde
arttırmıştır.
• Burada…
• 2 boyutlu jelden kesilerek
alınan protein lekesi jelden
ekstrakte edilir.
• Protein enzimatik veya
kimyasal olarak spesifik
noktalardan kesilir.
• Spektrometre ile peptid
parçalarının kütleleri
belirlenir.
• Elde edilen peptid kütleleri
(yani “parmak izi”) internet
veri tabanlarında bulunan
proteinlerin “elektronik
ortamda kesilmesi” ile elde
edilen parmak izleri ile
eşleştirilerek taranır.
Tripsin K ve R aa
kalıntısından keser.
The major soluble proteins of
Schistosoma mansoni identified by
peptide mass fingerprinting,
illustrated on an annotated 2D gel of
material from eggs.
• Bu şekilde 2
boyutlu jellerdeki
protein lekelerinin
büyük oranda
tanımlanabilmesi
mümkün
olmaktadır.
Saflaştırma → MA belirleme → aa dizisi (primer yapı)
aa bileşiminin belirlenmesi…
• Peptid / protein hidrolize edilir (6 N HCl, 110 ºC, 24 saat)
• Hidrolize olmuş amino asitler iyon değişim kromatografisi ile sulfone
polistiren kolon ile ayrıştırılır.
• aa.lerin tanımlanması: Kolondan çıkan aa.ler elüsyon zamanına
(hacmine) bağlı olarak tanımlanır.
• aa.lerin miktarları: miktar belirleme (quantification) aa fraksiyonlarının
ninhidrin ile ısıtılarak tepkimeye sokulması ve absorbansın
belirlenmesi yoluyla gerçekleştirilir.
• Prolin dışında bütün aa.ler ninhidrin ile koyu mavi renk verir; prolinde
bulunan ikinci amin grubu nedeniyle sarı renk oluşur.
• Bir peptid hidrolizatında bulunan aa.ler sulfone edilmiş polistiren reçine (ör: Dowex-50)
kolondan geçirilerek ayrıştırılabilir.
• Burada elüsyon için artan pH’da tampon çözelti (bu örnekte sodyum sitrat) kullanılır.
• Absorbans ölçülerek her bir amino asidin miktarı belirlenir
• Asidik yan zinciri olan aspartat kolondan en hızlı çıkar, bazik yan zinciri olan arjinin ise
en son çıkar.
• Bu örnek peptidde (Asp1, Gly2, Ala1, Phe1, Arg1) vardır, bu gösterime göre sadece
aa içeriği verilmiştir, sıra bilinmemektedir
• Bu hidroliz ve
kromatografiye dayalı
yöntemle 10 ng kadar
küçük miktarda aa
belirlenebilmektedir.
• Bir parmak izinde her
aa.ten yaklaşık bu
miktarda bulunur.
• Kendiliğinden ışıma yapmayan bileşiklere floresan
özellikte guruplar bağlanarak ışıma yapmaları
sağlanabilir.
• Ninhidrin kullanımı yerine fluorescamine maddesi ile
etiketleme yapıldığında analiz daha hassas olur (1 ng =
10 pmol amino asit tayin edilebilir.)
• Fluorescamine aa ile tepkimeye girerek floresan bir türev
oluşturur.
• Bir sonraki aşamada hedef N-terminus amino
asidini belirlemektir.
• Bunun için Frederick Sanger tarafından ilk
olarak florodinitrobenzen
(fluorodinitrobenzene; FNB) maddesi
kullanılmıştır.
• Şimdilerde floresan türevler oluşturduğu için
daha hassas sonuçlar veren dabsilklorid
maddesi kullanılmaktadır.
• N-terminus ucundan dabsilklorür ile etiketlenen protein hidrolize edilir.
• Ortaya çıkan dabsilCl-aa türevi kromatografik olarak tanımlanabilir
(yukardaki ör: alanin)
• Bu yöntem bir protein için sadece 1 defa gerçekleştirilebilir; zira protein
hidroliz aşamasında tamamen bozunur, dizi bilgisi kaybolur.
• Sonuç olarak sadece son amino asit belirlenmiş olur.
Ala (N-terminus)
Edman dizi belirleme
• Pehr Edman tarafından geliştirilen peptid
amino asit dizisini belirleme tekniğidir.
• Bu yönteme göre aa dizisinin son
kalıntısına (ing: “N-terminus veya terminal
residue”) bir “etiketleme” yapılır ve bu
kalıntı zincirden koparılır. (ing: “cleaved”)
• Bu sırada peptid aa dizisi değişmez.
Edman dizi belirleme
• Edman yönteminde peptidin
amino ucundan sırayla birer
amino asit ayrılır.
• Fenil izotiyonat peptidin
yüksüz terminal ucu ile
tepkimeye girerek bir fenil
tiyokarbomil türevi oluşturur.
• Bunu takiben, hafif asidik
koşullar altında uçtaki amino
asidin halka yapıda (cyclic) bir
türevi serbest bırakılır.
• Halka yapıdaki bu türev
phenylthiohydantoin
bileşiğidir; kısaca bu amino
aside PTH-amino asit denir.
Edman degredasyonu ile aa dizisinin
belirlenmesi
• PTH-amino asitleri
kromatografik yollarla
tanımlanabilmektedir.
• Edman prosedürü
tekrar edilerek
sırasıyla amino asitler
belirlenebilir.
Otomasyonlu Edman degredasyonu ile aa
dizisinin belirlenmesi
• Otomasyonu sağlanmış dizi belirleme cihazları
geliştirilmiştir.
• Bu cihazlar sayesinde Edman yöntemi ile
yapılan bir döngü (yani 1 aa etiketleme, kesimi
ve belirleme işlemi) bir saatten kısa sürede
gerçekleştirilebilir.
• Otomasyonlu dizi belirleme cihazları ile 50
kalıntıya kadar aa içeren peptid zincirlerinin N-
terminus aa dizisi belirlenebilir.
Peptidler belirli noktalardan kesilerek dizi belirleme
analizi kolaylaştırılabilir.
• Edman yöntemi teorik olarak sonsuz
sayıda döngü halinde gerçekleştirilebilir.
• Ancak, pratikte 50'den fazla sayıda kalıntı
analiz edilememektedir.
• Bunun sebebi her döngüde bazı PTH-
aa.lerin serbest bırakılmasında sorunlar
olur, yani ayrılma %100 verimle
gerçekleşmez, … (ör: verim %98 olsa? → 60 döngü
sonrasında 0.9860=0.30…oldukça heterojen bir örnek olur)
Peptidler belirli noktalardan kesilerek dizi
belirleme analizi kolaylaştırılabilir.
• Bu sorunu aşmak için peptid zinciri belirli
noktalardan kesilir, sonra dizi belirlenir.
• Strateji: böl ve fethet!
• Spesifik kesim (spesifik kırma) kimyasal
veya enzimatik yolla gerçekleştirilebilir.
Kimyasal kesme
• Örneğin siyanojen bromür (cyanogen bromide;
CNBr) polipeptid zincirlerini sadece metiyonin
kalıntılarının karboksil tarafından parçalar.
• Örneğin 10 metiyonin kalıntısı içeren bir
polipeptid CNBr ile muamele sonrasında 11 adet
peptid zinciri oluşturur.
Enzimatik kesme
• Oldukça spesifik kesim sağlayan bir diğer madde tripsin
enzimidir.
• Tripsin pankreasın salgıladığı proteolitik bir enzimdir.
• Bu enzim polipeptidleri arjinin ve lisin kalıntılarının
karboksil taraflarından kesime uğratır.
• Örneğin 9 arjinin ve 7 lisin kalıntısı içeren bir polipeptid
tripsin ile muamele edildikten sonra 17 peptid zinciri
ortaya çıkarır. Bu peptidlerin C-terminal ucunda ya arjinin
ya da lisin bulunacaktır.
Başka kimyasal / enzimatik kesim yöntemleri
• Polipeptidleri parçalayarak Edman
yöntemiyle dizileri belirlenen parçalar tam
olarak proteinin dizisini vermez – peptid
parçalarının dizilişini bilemeyiz!!
• Bunun için ilave bilgiye ihtiyaç vardır.
• Peptidlerin çakıştırılarak analiz edilmesi
gerekir ~ ing: “overlapping peptides”
• Yani ikinci bir yöntemle daha kesim yapılır.
• Ör: polipeptid önce tripsin ile kesilip, sonrasında
kimotripsin enzimiyle 2. kesim gerçekleştirilebilir.
• Tripsin Ala veya Lys kalıntılarından keser; kimotripsin
aromatik ve büyük yan zincirli kalıntıların bulunduğu
noktadan keser (fenilalanin-triptofan gibi).
• OLİGOMERİK proteinler, non-kovalent bağlar
ve disülfid köprüleriyle birleşmiş, birden
fazla alt üniteden oluşurlar.
• Eğer protein 2 veya daha fazla sayıda polipeptid
zincirinden oluşmuş ise o halde önce bunların
sayısı ve yaklaşık uzunlukları SDS-PAGE ile
belirlenebilir
• Alternatif olarak farklı tipteki N-terminal amino
asitler var mı, bakılabilir.
Proteinler, üre, guanidin HCl, vb kaotropik ajanlar ile denature
edilir.
Bu işlemlerin sonucunda, primer yapı bozulmaksızın,
polipeptid zincirleri birbirinden ayrılmış olur.
Bireysel polipeptid zincirlerinin
elde edilmesi
• SDS-PAGE
• Kromatografik yöntemler
Oksidan/ redüktanlar ile sistin yapısındaki S-S bağı kırılır.
Bunun için β-merkaptoetanol veya ditiyotreitol gibi maddeler
kullanılır.
1- Hidrojen bağlarının koparılması
2- Disülfid köprülerinin yıkılması
3- Altünitelerin birbirinden ayrılması
• Disülfit bağının
indirgenmesi
• Bunun için önce DTT
varlığında disülfit
bağları kırılır
• Daha sonra da
alkilleme ile bağların
tekrar kurulması
engellenir
Kükürt köprülerinin konumu?
• Diyagonal elektroforez yöntemi ile belirlenebilir.
• Önce protein, kükürt köprüleri sağlam kalacak
şekilde kesime uğratılır.
• Peptid zincirlerini içeren karışım kağıdın bir köşesine
uygulanarak elektroforeze tabi tutulur.
• Daha sonra kağıda performik asit uygulanır, bu
madde sülfit bağlarını parçalar; sisteik asit kalıntıları
oluşur.
• Disülfit bağı içermeyen
polipeptidlerin hareketliliği
değişmeyeceği için bunlar
çapraz çizgi üzerinde hizaya
girerler.
• Sülfit bağları olan
polipeptidlerde ayrışma olur
ve çaprazlama giden
çigiden farklı yerde
gözlenirler
Electrophoresis
map of the
CNBr-cleavage
products of the
prochymosin
solubilized from
inclusion bodies
with 8 M urea at
pH 11
aa dizilerini bilmek ne işe yarar?
1. Araştırılan proteinin dizisi bilinen diziler ile
kıyaslanır, fark olup olmadığı ortaya çıkar. Eğer
protein dizisinde bilinen protein ailelerinden
birine özgü bir dizi olduğu tespit edilebilirse,
söz konusu proteinin de benzer bir işlevi olduğu
görüşü oluşabilir.
• Ör: kimotripsin ve tripsin serin proteazlar ailesinden
proteinlerdir
• Bu ailedeki proteinlerin aktif bölgelerinde bulunan reaktif bir
serin kalıntısına bağlı olarak proteolitik etki gösterir
• Eğer incelenen proteinin dizisi bu iki proteine benzerlik
gösteriyorsa bunun da bir serin proteazı olma olasılığı
yüksektir sonucu çıkarılabilir
aa dizilerini bilmek ne işe yarar?
2. Farklı kaynaklardan izole edilmiş aynı işleve sahip proteinlerin
aa dizileri kıyaslanarak türler arasındaki (evrimsel) mesafeler
araştırılabilir
4. Proteinin çeşitli görev/işlevleri yerine getirmesine yarayan
aa dizileri belirlenebilir
• Ör: proteinlerin amino ucunda bulunan 20 kalıntılı belirli bir dizi bu
proteinin hücre membranı dışına salgılanacağını gösterebilir; 20
hidrofobik kalıntıdan oluşan bu diziye sinyal dizisi veya öncü dizi denir.
3. aa diziler incelenerek tekrar
eden dizilerin olup olmadığı
belirlenebilir
• Ör: Calmodulin kalsiyuma
duyarlı bir proteindir. Bu protein
birbirine benzer aa dizisi içeren
4 bölgeden oluşur. Herbir bölge
bir Ca++ iyonu bağlar.
aa dizilerini bilmek ne işe yarar?
5. Belirli bir proteinin analizine yönelik antikorun
hazırlanabilmesi için o proteinin aa dizisinden
faydalanılır.
• Bir proteinin aa dizisi incelendiğinde belirli dizilerin, protein
fare veya tavşana enjekte edildiği taktirde dizideki belirli
bölgelerin antikor üretimini tetiklemede daha etkili olacağı
görülebilir.
• Bu dizileri içeren peptidler tasarlanarak antikorların üretimi
tetiklenebilir.
• Çok spesifik olan bu antikorlar daha sonra bu proteinin
çözeltideki veya kan içindeki konsantrasyonunun
belirlenmesinde, bir hücre içinde proteinin hangi bölgelerde
bulunduğunun belirlenmesinde ve proteini kodlayan genin
klonlanmasında kullanılabilir.
aa dizilerini bilmek ne işe yarar?
6. aa dizileri kullanılarak
spesifik DNA probları
sentezlenebilir,
• Bir proteinin primer yapısını
bilmek “tersine” genetik
yöntemlerin uygulanabilmesini
sağlar
• Aa genetik şifre ile
oluşturulduğu için aa dizisinin
bilinmesi genetik şifreye uyumlu
DNA problarının
sentezlenebilmesini sağlar
• Proteinde dizi analizi moleküler
genetik biliminin ayrılmaz bir
parçasıdır
Inverse table
Ala/A GCU, GCC, GCA, GCG
Leu/L UUA, UUG, CUU, CUC, CUA, CUG
Arg/R CGU, CGC, CGA, CGG, AGA, AGG
Lys/K AAA, AAG
Asn/N AAU, AAC
Met/M AUG
Asp/D GAU, GAC
Phe/F UUU, UUC
Cys/C UGU, UGC
Pro/P CCU, CCC, CCA, CCG
Gln/Q CAA, CAG
Ser/S UCU, UCC, UCA, UCG, AGU, AGC
Glu/E GAA, GAG
Thr/T ACU, ACC, ACA, ACG
Gly/G GGU, GGC, GGA, GGG
Trp/W UGG
His/H CAU, CAC
Tyr/Y UAU, UAC
Ile/I AUU, AUC, AUA
Val/V GUU, GUC, GUA, GUG
START AUG
STOP UAA, UGA, UAG
Rekombinant DNA teknolojisi proteinlerde dizi
analizinde devrim yaratmıştır.
• Edman yöntemi ile dizi analizi oldukça pratik bir
yöntem olmakla birlikte 1000 kalıntıdan daha
fazla sayıda aa içeren proteinlerin analizinde
günümüzde rekombinant teknolojinin
kullanılması daha iyi bir çözüm olmaktadır.
• Bu sayede proteini kodlayan uzun DNA dizileri
klonlanarak çoğaltılabilir, ve bu DNA’nın dizisi
doğrudan kodladığı proteinin aa dizisini verir
Rekombinant DNA teknolojisi proteinlerde dizi
analizinde devrim yaratmıştır.
• Edman yöntemi ile dizi analizi oldukça pratik bir
yöntem olmakla birlikte 1000 kalıntıdan daha
fazla sayıda aa içeren proteinlerin analizinde
günümüzde rekombinant teknolojinin
kullanılması daha iyi bir çözüm olmaktadır.
• Bu sayede proteini kodlayan uzun DNA dizileri
klonlanarak çoğaltılabilir, ve bu DNA’nın dizisi
doğrudan kodladığı proteinin aa dizisini verir
Rekombinant teknoloji var…proteini
izole etmeye ne gerek var?
• DNA baz dizileri yardımıyla proteinin primer yapısı
aydınlatılabilse bile yine de proteinleri izole etmeye gerek
duyulur.
• DNA baz dizisi ile elde edilen dizi sadece ham proteinin aa
dizisini belirlememizi sağlayabilir. Halbuki protein hücrede
sentezlenirken uygun katlama işlemi ile tersiyer yapısına
kavuşmuştur.
• Protein sentezi takip eden bazı translasyonu izleyen (ing:
posttranslational) modifikasyonlar sayesinde biyolojik işlevini /
aktivitesini kazanabilecek forma kavuşur:
• Pek çok protein sentez işlemleri sırasında kırpılır
• veya çok daha büyük polipeptid zincirlerinin uygun şekilde kesilmesiyle
oluşturulur
• Bazı proteinlerde sistein kalıntıları kside edilerek kükürt bağları oluşturulur
• Bazı proteinlerde bulunan bbelirli yan zincirler modifiye edilir
• Dolayısıyla genomik ve proteomik analizler birbirini tamamlayıcı
şekilde bir arada yürütülmelidir.
İmmünglobulinler
• Vücudun savunmasında çok önemli görev alan, B lenfositler
tarafından bir enfeksiyon mevcudiyetinde yapılarak kana
salınan güçlü savunma maddeleridir (vücudun savunma
silahlarıdır).
• Plazmada bulunan protein yapısında maddelerdir.
Gammaglobulinler veya Antikorlar olarak da bilinir.
• “ Ig ” kısaltılmış sembolü ile gösterilirler.
• İmmünglobulinler viral enfeksiyonlara, bakteriyel
enfeksiyonlara, allerjilere, mantarlara karşı vücudu üst
düzeyde korur.
• Kolostrum'da 5 çeşit immünglobulin vardır: IgA, IgD, IgE,
IgG, IgM
• İnek kolostrumu (Bovin Kolostrum) temel olarak IgG içerir.
Diğer Ig'ler daha az düzeydedir.
İmmün ~ bağışıklık
İmmünolojik Analizler
• Etiketlenmiş antikorlar (ing: “antibodies”)
kullanılarak hedef protein izole edilebilir,
miktarı belirlenebilir ve gözlenebilir.
Antikor ile
etiketlenmiş
hücrelerin
floresan ışıma
görüntüsü
antikor - antijen
• İmmünolojik yöntemler belirli bir proteine duyarlı
antikorların (diğer bir deyişle immünoglobulinlerin;
kısaca Ig) sentezlenmesi ile başlar.
• Antikor, antijen adı verilen yabancı bir maddenin
varlığına duyarlılık göstererek hayvan bünyesinde
sentezlenen proteindir. Sentezlenmelerinin nedeni
hayvanın bünyesini enfeksiyondan korumaktır.
• Antikorların sentezlenmelerine sebep olan antijenlerine
karşı çok yüksek bir afiniteleri (bağlanma meyilleri)
vardır.
• Proteinler, polisakaritler veya nükleik asitler etkin
antijenler olabilmektedir.
IgG
Antigen binding fragment (Fab)
Crystalizable fragment (Fc)
V indicates variable portion
62
• IgG antikorları disülfit bağları ile birbirine bağlanmış 2 ağır
(mavi) 2 hafif (kırmızı) olmak üzere 4 zincirden oluşmuştur.
• Hafif ve ağır zincirler biraraya gelerek uçlarında antijen
bağlama noktalarının bulunduğu Fab bölgelerini (Fab
domains) oluşturur.
• İki ağır zincir biraraya gelerek Fc bölgesini oluşturur. Fab
bölgeleri esnek bağlayıcılar ile Fc bölgesine bağlanmıştır.
• Antikorlar antijen üzerindeki belirli bir grubu veya aa kümesini
tanıyabilirler. Tanımayı sağlayan bu bölgeye antijen determinantı
veya epitop (ing: epitope) denir.
• Sentetik polipeptid zincirleri de antikor sentezini tetikleyebilir, yeter ki
küçük molekül, makromoleküler bir taşıyıcı üzerinde yer alsın ve
tanınan bir epitopa sahip olsun.
• Bu durumda küçük yabancı moleküle “hapten” adı verilir.
• Hayvanlarda antikor sentezleyebilme kapasitesine sahip
çok fazla sayıda hücre bulunmaktadır. Bunlardan her biri
belirli bir antijene duyarlı antikoru üretebilir.
• Canlıya verilen antijenin etkisi bu antijene spesifik
antikoru üreten az sayıda hücrenin aniden çoğalmasıyla
ve sayısının artmasıyla ortaya çıkar. Böylece bol
miktarda antikor sentezlenir.
antijen antikor
Bir protein antijen (bu
örnekte lizozim) Fab
bölgesinin ucuna
bağlanır. Antikorun ucu
ve protenin birbirine
uyumlu yüzeyleri vardır,
bağlanma sırasında hatrı
sayılır bir yüzey alanında
(yani kuvvetli bir)
kenetlenme olur.
Antikorlar heterojendir - poliklonal
• Bir tavşana 3 hafta arayla belirli bir antijen enjekte edilir,
haftalar sonra artık tavşanın kanında bu antijene karşı
oluşturduğu antikorlar dolaşmaktadır.
• Bu uygulama ile verilen antijene duyarlı antikorları üreten
hücrelerin üremesi sağlanmıştır.
• Antikorlar incelendiğinde görülür ki bu antikorların
antijene afinitesi farklı seviyelerdedir…birden fazla
sayıda (türde) antijen oluşmuştur.
• Bunun sebebi tavşanda antijenin farklı tarafını (epitop)
tanıyabilen çeşitli antikorların mevcut olmasıdır. Diğer bir
deyişle antijende birden fazla epitop vardır.
• Bu şekilde üretilen antikorlara poliklonal antikor denir.
• Poliklonal antikorlar heterojen
antikor karışımlarıdır ve bunlar
belirli bir antijende farklı
epitoplar üzerinden bağlanabilir.
• Bu heterojenlik araştırmalarda
antikorların kullanımını
kısıtlayıcıdır.
• Monoklonal antikorlar
birbirilerinin kopyasıdır. Bunlar
belirli bir antikoru üreten tek tip
hücre tarafından üretilirler.
• Monoklonal antikorlar antijende
sadece belirli bir epitopa
duyarlıdır.
• Monoklonal antikorların
sentezlenebilmesi immünolojik
yöntemlerde antikorların
kullanımını büyük ölçüde arttıran
bir gelişme olmuştur.
• Hibridoma hücreleri
antikor üreten
hücreler ile
miyelom
hücrelerinin
birleştirilmesiyle
oluşturulur
• Seçici besiyerinde
geliştirilen
hibridoma
hücrelerinin
çoğalması sağlanır
• Hücreler, arzu
edilen özellikte
(spesifisite) antikor
üretimi yapan
hücrenin seçimi için
taranır.
Proteinler, enzim ilintili immün testi
(ELISA) ile teşhis ve tayin edilebilir.
• ELISA, Enzyme-Linked ImmunoSorbent Assay
testinin İngilizce kısaltmasıdır.
• ELISA yönteminde: renksiz bir substrat ile renkli
bir ürün oluşturan belirli bir enzim belirli bir
antijene duyarlı antikora kovalent bağ ile
bağlanmıştır.
• Eğer antijen ortamda mevcutsa, antikor antijene
bağlanır, enzim katalizi ile gerçekleşen tepkime
ile de renk oluşur
• Dolayısıyla rengin oluştuğu yerde antijen
mevcuttur
• Bu analiz çabuk ve spesifiktir. Nanogram
miktarlarda antikor bu yöntemle analiz edilebilir.
• ELISA analizlerinde monoklonal antikorların
kullanımı daha güvenilir sonuçlar vermektedir.
• 2 tipi vardı: dolaylı ve sadviç
E
Dolaylı ELISA
• Dolaylı ELISA:
– Antijenin olup olmadığı belirlenir
– HIV testi bu temele göre gerçekleştirilir
– Antijen (viral proteinler) bir kuyucuğun dibine yerleştirilir/sabitlenir, insan
kanı kuyucuğa alınır, insanda antikor varsa antijene bağlanır,
bağlanmamış antikorlar ve kan yıkanarak uzaklaştırılır, insan
antikorlarına duyarlı enzim etiketli antijen eklenir
Sandviç ELISA
• Sandviç ELISA
– Antikor kuyunun dibine sabitlenir, antijeni içeren kan (veya sıvı)
kuyu içine alınır, antijen antikora bağlanır, antijene duyarlı ikinci
ve ilkinden farklı bir antikor ilave edilir,
– enzim etiketi sayesinde çok etkili şekilde miktar belirlemek
mümkün olur
Bir sonraki derste
• Western blot tekniği
• Floresan etiketleme
• Peptidlerin sentezi
• Proteinlerin NMR ve X-ışını ile 3 boyutlu
yapılarının belirlenmesi
• DNA, RNA ve genetik bilginin akışı
Rekombinant teknoloji var…proteini
izole etmeye ne gerek var?
• DNA baz dizileri yardımıyla proteinin primer yapısı
aydınlatılabilse bile yine de proteinleri izole etmeye gerek
duyulur.
• DNA baz dizisi ile elde edilen dizi sadece ham proteinin aa
dizisini belirlememizi sağlayabilir. Halbuki protein hücrede
sentezlenirken uygun katlama işlemi ile tersiyer yapısına
kavuşmuştur.
• Protein sentezi takip eden bazı translasyonu izleyen (ing:
posttranslational) modifikasyonlar sayesinde biyolojik işlevini /
aktivitesini kazanabilecek forma kavuşur:
• Pek çok protein sentez işlemleri sırasında kırpılır
• veya çok daha büyük polipeptid zincirlerinin uygun şekilde kesilmesiyle
oluşturulur
• Bazı proteinlerde sistein kalıntıları kside edilerek kükürt bağları oluşturulur
• Bazı proteinlerde bulunan bbelirli yan zincirler modifiye edilir
• Dolayısıyla genomik ve proteomik analizler birbirini tamamlayıcı
şekilde bir arada yürütülmelidir.
İmmünolojik Analizler
• İmmün ~ bağışıklık
• Etiketlenmiş antikorlar (ing: “antibodies”)
kullanılarak hedef protein izole edilebilir,
miktarı belirlenebilir ve gözlenebilir.
Antikor ile
etiketlenmiş
hücrelerin
floresan ışıma
görüntüsü
antikor - antijen
• İmmünolojik yöntemler belirli bir proteine duyarlı
antikorların (diğer bir deyişle immünoglobulinlerin;
kısaca Ig) sentezlenmesi ile başlar.
• Antikor, antijen adı verilen yabancı bir maddenin
varlığına duyarlılık göstererek hayvan bünyesinde
sentezlenen proteindir. Sentezlenmelerinin nedeni
hayvanın bünyesini enfeksiyondan korumaktır.
• Antikorların snetezlenmelerine sebep olan antijenlerine
karşı çok yüksek bir afiniteleri (bağlanma meyilleri)
vardır.
• Proteinler, polisakaritler veya nükleik asitler etkin
antijenler olabilmektedir.
• Antikorlar antijen üzerindeki belirli bir grubu veya aa kümesini
tanıyabilirler. tanımayı sağlayan bu bölgeye antijen determinantı
veya epitop (ing: epitope) denir.
• Sentetik polipeptid zincirleri de antikor sentezini tetikleyebilir, yeter ki
küçük molekül makromoleküler bir taşıyıcı üzerinde yer alsın ve
tanınan bir epitopa sahip olsun.
• Bu durumda kücük yabancı moleküle “hapten” adı verilir.
• Hayvanlarda antikor sentezleyebilme kapasitesine sahip
çok fazla sayıda hücre bulunmaktadır. Bunlardan herbiri
belirli bir antijene duyarlı antikoru üretebilir.
• Canlıya verilen antijenin etkisi bu antijene spesifik
antikoru üreten az sayıda hücrenin aniden çoğalmasıyla
ve sayısının artmasıyla ortaya çıkar. Böylece bol
miktarda antikor sentezlenir.
• IgG antikorları disülfit bağları ile birbirine bağlanmış 2 ağır
(mavi) 2 hafif (kırmızı) olmak üzere 4 zincirden oluşmuştur.
• Hafif ve ağır zincirler biraraya gelerek uçlarında antijen
bağlama noktalarının bulunduğu Fab bölgelerini (Fab
domains) oluşturur.
• İki ağır zincir biraraya gelerek Fc bölgesini oluşturur. Fab
bölgeleri esnek bağlayıcılar ile Fc bölgesine bağlanmıştır.
antijen antikor
Bir protein antijen (bu
örnekte lizozim) bir
Fab bölgesinin ucuna
bağlanır. Antikorun
ucu ve protenin
birbirine uyumlu
yüzeyleri vardır,
bağlanma sırasında
önemli bir yüzey
alanında kenetlenme
olur.
Antikorlar heterojendir - poliklonal
• Bir tavşana 3 hafta arayla belirli bir antijen enjekte edilir,
haftalar sonra artık tavşanın kanında bu antijene karşı
oluşturduğu antikorlar dolaşmaktadır.
• Bu antikorlar verilen antijenin antikor üreten hücrelerin
üremesini sağlamıştır.
• Antikorlar incelendiğinde görülür ki bu antikorların
antijene afinitesi farklı seviyelerdedir…birden fazla
sayıda (türde) antijen oluşmuştur.
• Bunun sebebi tavşanda antijenin farklı tarafını (epitop)
tanıyabilen çeşitli antikorların mevcut olmasıdır. Diğer bir
deyişle antijende birden fazla epitop vardır.
• Poliklonal antikorlar heterojen
antikor karışımlarıdır ve bunlar
belirli bir antijende farklı
epitoplar üzerinden
bağlanabilir.
• Bu heterojenlik araştırmalarda
antikorların kullanımını
kısıtlayıcıdır.
• Monoklonal antikorlar
birbirilerinin kopyasıdır. Bunlar
belirli bir antikoru üreten tek tip
hücre tarafından üretilirler.
• Monoklonal antikorlar
antijende sadece belirli bir
epitopa duyarlıdır.
• Monoklonal antikorların
sentezlenebilmesi immünolojik
yöntemlerde antikorların
kullanımını büyük ölçüde
arttıran bir gelişme olmuştur.
• Hibridoma hücreleri
antikor üreten
hücreler ile
miyelom
hücrelerinin
birleştirilmesiyle
oluşturulur.
• Seçici besiyerinde
geliştirilen
hibridoma
hücrelerinin
çoğalması sağlanır.
• Hücreler, arzu
edilen özellikte
(spesifisite) antikor
üretimi yapan
hücrenin seçimi için
taranır.
Floresans
mikroskopisi
• Belirli bir proteine duyarlı
floresan etiketler
monoklonal antikor ilgi
Gelişmekte olan Drosophila (meyve sineği)
embriyosunun floresan mikrografı
Proteinler enzim ilintili immün testi
(ELISA) ile teşhis ve tayin edilebilir
• ELISA yönteminde: renksiz birsubstrat ile renkli bir ürün
oluşturan belirli bir enzim belirli bir antijene duyarlı
antikora kovalent bağ ile bağlanmıştır.
• Eğer antijen ortamda mevcutsa, antikor antijene
bağlanır, enzim katalizi ile gerçekleşen tepkime ile de
renk oluşur
• Dolayısıyla rengin oluştuğu yerde antijen mevcuttur
• Bu analiz çabuk ve spesifiktir. Nanogram miktarlarda
antikor bu yöntemle analiz edilebilir.
• ELISA analizlerinde monoklonalantikorların kullanımı
daha güvenilir sonuçlar vermektedir.
Birkaç tip ELISA yöntemi vardır
• Dolaylı ELISA:
– Antijenin olup olmadığı belirlenir
– HIV testi bu temele göre gerçekleştirilir
– Antijen (viral proteinler) bir kuycuğun dibine yerleştirilir/sabitlenir,
insan kanı kuyucuğa alınır, insanda antikor varsa antijene
bağlanır, bağlanmamış antikorlar ve kan yıkanarak uzaklaştırılır,
insan antikorlarına duyarlı enzim etiketli antijen eklenir
Birkaç tip ELISA yöntemi vardır
• Sandviç ELISA
– Antikor kuyunun dibine sabitlenir, antijeni içeren kan (veya sıvı)
kuyu içine alınır, antijen antikora bağlanır, antijene duyarlı ikinci
ve ilkinden farklı bir antikor ilave edilir,
– enzim etiketi sayesinde çok etkili şekilde miktar belirlemek
mümkün olur
Bir sonraki derste
• Western blot tekniği
• Floresan etiketleme
• Peptidlerin sentezi
• Proteinlerin NMR ve X-ışını ile 3 boyutlu
yapılarının belirlenmesi
• DNA, RNA ve genetik bilginin akışı

More Related Content

What's hot

Biyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitlerBiyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitlerHikmet Geckil
 
1.sınıf3h ribozom 10.10.2013
1.sınıf3h ribozom 10.10.20131.sınıf3h ribozom 10.10.2013
1.sınıf3h ribozom 10.10.2013Muhammed Arvasi
 
Mutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptx
Mutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptxMutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptx
Mutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptxBehcetNAL
 
Ras Protein Ailesi ve CamK Yolağı
Ras Protein Ailesi ve CamK YolağıRas Protein Ailesi ve CamK Yolağı
Ras Protein Ailesi ve CamK YolağıBurak Küçük
 
Molekuler Hucre Biyolojisi
Molekuler Hucre BiyolojisiMolekuler Hucre Biyolojisi
Molekuler Hucre BiyolojisiHikmet Geckil
 
Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Enzimler asistan dersi Tıbbi Biyokimya
Enzimler asistan dersi Tıbbi BiyokimyaEnzimler asistan dersi Tıbbi Biyokimya
Enzimler asistan dersi Tıbbi Biyokimyagulsenyilmaz
 
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantıMuhammed Arvasi
 
alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 

What's hot (20)

Biyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitlerBiyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitler
 
1.sınıf3h ribozom 10.10.2013
1.sınıf3h ribozom 10.10.20131.sınıf3h ribozom 10.10.2013
1.sınıf3h ribozom 10.10.2013
 
Mutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptx
Mutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptxMutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptx
Mutasyonlar ve Tamir Mekanizmları.pptx
 
Ras Protein Ailesi ve CamK Yolağı
Ras Protein Ailesi ve CamK YolağıRas Protein Ailesi ve CamK Yolağı
Ras Protein Ailesi ve CamK Yolağı
 
DNA RNA [in Turkish]
DNA RNA [in Turkish]DNA RNA [in Turkish]
DNA RNA [in Turkish]
 
Hücre i̇skeleti̇
Hücre i̇skeleti̇Hücre i̇skeleti̇
Hücre i̇skeleti̇
 
Molekuler Hucre Biyolojisi
Molekuler Hucre BiyolojisiMolekuler Hucre Biyolojisi
Molekuler Hucre Biyolojisi
 
Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Reseptor (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Enzimler asistan dersi Tıbbi Biyokimya
Enzimler asistan dersi Tıbbi BiyokimyaEnzimler asistan dersi Tıbbi Biyokimya
Enzimler asistan dersi Tıbbi Biyokimya
 
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
2013 1 2 hücre iskeleti- hücreler arası bağlantı
 
Translasyon
TranslasyonTranslasyon
Translasyon
 
DNA İzolayonu Yöntemleri
DNA İzolayonu YöntemleriDNA İzolayonu Yöntemleri
DNA İzolayonu Yöntemleri
 
Genetiğe giriş
Genetiğe girişGenetiğe giriş
Genetiğe giriş
 
Transkripsiyon
TranskripsiyonTranskripsiyon
Transkripsiyon
 
Dna dizi analizi ve klonlama
Dna dizi analizi ve klonlamaDna dizi analizi ve klonlama
Dna dizi analizi ve klonlama
 
alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
alveollerde gaz değişimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Cushing Sendromu
Cushing SendromuCushing Sendromu
Cushing Sendromu
 
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mutasyonlar ve mutajenler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 

Viewers also liked

Agaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel Elektroforez
Agaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel ElektroforezAgaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel Elektroforez
Agaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel Elektroforez06AYDIN
 
Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve Organelleri06AYDIN
 
Mlpa (Multipleks PCR)
Mlpa (Multipleks PCR)Mlpa (Multipleks PCR)
Mlpa (Multipleks PCR)06AYDIN
 

Viewers also liked (7)

Agaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel Elektroforez
Agaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel ElektroforezAgaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel Elektroforez
Agaroz Jel Elektroforezi & İki Boyutlu Jel Elektroforez
 
10 Filtrasyon II
10 Filtrasyon II10 Filtrasyon II
10 Filtrasyon II
 
Kromatografi
KromatografiKromatografi
Kromatografi
 
Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve Organelleri
 
Genetik 1 ders notları
Genetik 1 ders notlarıGenetik 1 ders notları
Genetik 1 ders notları
 
Mlpa (Multipleks PCR)
Mlpa (Multipleks PCR)Mlpa (Multipleks PCR)
Mlpa (Multipleks PCR)
 
Elisa ppt
Elisa pptElisa ppt
Elisa ppt
 

Mb5~protein saflaştırma ve analizi

  • 1. Moleküler Biyoloji GIDA456 Yrd. Doç. Dr. Barçın KARAKAŞ Bahar 2015-2016 T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ • Protein saflaştırma ve analizi (devam)
  • 2. Bir önceki derste … • Proteinlerin saflaştırılması-saflık, verim ekonomi • Hücre ekstraktı; hücre parçalama • Büyüklüğe göre (MA, ebat) ayırma: • Santrifüj işlemleri (diferansiyel ve zonal santrifüjleme) • Membran teknikleri – diyaliz, ultrafiltrasyon • Jel filtrasyonu • İyonik şiddete bağlı çöktürme (salting-out) • Yüklerine göre ayırma: • İyon değişim kromatografisi • Elektroforez: SDS-PAGE
  • 3. Bu derste… • Yüklerine göre ayırma(devam)…Elektroforez… • Bağlanma özelliğinden faydalanarak ayırma (affinity) • Elektroforetik yöntemler…İzoelektirik odaklama ve SDS PAGE, 2 boyutlu elektroforez, • Saflaştırma işleminin değerlendirilmesi • Maldi-TOF ile protein MA tayini • Amino asit dizilerinin belirlenmesi • İmmunolojik analizler
  • 4. Afinite (bağlanma) özelliğinden faydalanarak ayırma • “Affinity chromatography” • Ör: bir bitkisel protein olan Concanavalin A glikoza meyillidir (ortamdaki glikoza bağlanır) • Con A önce kolon malzemesinde bulunan G’a bağlanır; glikoz içeren çözelti kolondan geçirilince ise Con A serbest glikoza bağlanmayı tercih eder ve elüsyon sağlanmış olur
  • 5. Afinite (bağlanma) özelliğinden faydalanarak ayırma • Dolgu malzemesinin maliyetinden ötürü pahalı bir yöntem olmakla birlikte son derece spesifik oluşu sebebiyle tercih edilebilir. • DNA’da belirli dizileri tanıyarak bağlanan ve transkripsiyonda görev alan bazı proteinler vardır (transkripsiyon faktörleri); bunların ayrılmasında kolon matrisinde DNA dizisini içeren moleküller kullanılır. • Ayırma için son derece etkili ve seçici bir yöntemdir
  • 6. Jel Elektroforezi • Jel elektroforezi, saflaştırılmış nükleik asit ve proteinlerin molekül ağırlığı, miktarı ve alt tiplerinin saptanmasında yaygın olarak kullanılan moleküler bir inceleme yöntemidir. • Yöntemin avantajı; basit ve hızlı • En çok kullanılan jel elektroforezi yöntemleri agaroz jel elektroforezi ve poliakrilamid jel elektroforezidir. • Nükleik asitler için genellikle agaroz jel, • proteinler için ise poliakrilamid jel elektroforezi kullanılmaktadır. • SDS poliakrilamid jel elektroforezi (SDS-PAGE) hemen tüm protein tiplerinin analizinde uygulanabilmektedir.
  • 7. SDS poliakrilamid jel elektroforezi (SDS-PAGE) • SDS (sodyum dodesil sülfat) anyonik bir deterjan olup iki amino asitte bir peptit zincirine bağlanarak protein moleküllerini oluşturan alt birimleri biribirinden ayırır. • Ayrıca (-) yük taşıdığından peptitlerede yüksek oranda '(-) yük kazandırır. Böylece elektrik yükü açısından karışım içerisindeki bütün protein molekülleri eşit duruma getirilir. Jel konsantrasyonu arttırılarak protein moleküllerinin molekül ağırlıklarına göre ayrışmaları sağlanır.
  • 9.
  • 10. Protein saflaştırma işlemlerinin her basamagında örnek alınarak bu örnekler bir SDS-PAGE ile incelenebilir • Herbir fraksiyondan jel kuyularına aynı miktarda yüklenmiştir • Son fraksiyonda saflaştırılması hedeflenen proteine ait bant tek bant olarak kalmıştır ve kalınlaşmıştır
  • 11. M: marker H: homojenat F1-3: farklı saflaştırma işlemleri ile elde edilen fraksiyonların örnekleri M H F1 F2 F3 M 100 kDa 50 kDa 10 kDa
  • 12. İzoelektirik odaklama • İzozimleri ya da özellikleri çok benzeyen proteinleri ayırmak için kullanılır • pH gradienti oluşturulan jel üzerinde elektroforez yapılarak, proteinlerin pI değerleri tayin edilir • pH gradienti: Küçük molekül ağırlıklı organik asit ve bazları içeren bir amfolit ya da amfolin (katyonik/anyonik polistiren elektrolitler) çözeltisi ilave edilen jele elektrik alanı uygulanır • Amfolit çözeltisindeki H+ve OH- iyonları, biri diğerini nötralize ederek sürüklenirken, jel üzerinde pH gradienti oluşur
  • 13. İzoelektirik odaklama • protein karışımı izoelektrik jele uygulanıp elektroforez yapıldığında, karışımdaki her protein kendi izoelektrik noktasına kadar jel üzerinde sürüklenir ve durur
  • 14. İki boyutlu SDS-page Elektirik yüküne bağlı olarak ayrışma ↔MA’yabağlıolarakayrışma ↕
  • 15.
  • 16. • E. coli proteinleri, bu şekilde belirli uygulamalar sonucunda hangi proteinlerin üretiminin arttığı, hangilerinin ise azaldığı araştırılabilir • (not: tür isimleri yazılırken klavye kullanılıyorsa MUTLAKA italik yazılır. El yazısı ile tür isimleri yazılırken ise MUTLAKA altı çizilir)
  • 17. Proteom • Proteom (ing: “proteome”): bir organizmanın sentezlediği proteinlerin tamamı • En iyi ayırma yöntemi 2 boyutlu jel elektroforezidir (>10 000 protein ayrıştırılabilir) • Klasik proteom analizi 3 aşamada gerçekleştirilir: • Jel elektroforezi/kutle spektrometrisi • Kısmi dizi belirleme • Veritabanlarının taranması • Proteinin molekül ağırlığı kütle spektrometrisi ile belirlenebilir • Proteinin aa dizisi klasik olarak Edman dizi belirleme yöntemine göre gerçekleştirilebilir.
  • 18. Saflaştırma işleminin değerlendirmesi • Taplam protein: bir fraksiyonda mevcut olan protein miktarı protein konsantrasyonu belirlenerek ve fraksiyon hacmi ile çarpılarak bulunur • Toplam aktivite: aktivite analizinde kullanılan miktar için tespit edilen aktivite değeri belirlenir ve toplam fraksiyon hacmi ile çarpılarak toplam aktivite hesaplanır • Spesifik aktivite: toplam aktivitenin toplam proteine bölünmesiyle hesaplanır • Verim: herbir saflaştırma aşaması sonrasında fraksiyonda kalan aktivitenin ham ekstredeki aktiviteye oranının yüzdesel ifadesidir • Saflaştırma seviyesi: bu parametre saflık artışının göstergesidir ve herbir aşamada hesaplanan spesifik aktivitenin başlangıçtaki spesifik aktiviteye bölünmesi ile hesaplanır.
  • 19. Proteinlerin karakterizasyonu • Protein homojen bir çözeltide saflaştırıldığı taktirde – aa bileşimi – molekül ağırlığı – aa dizisi belirlenerek karakterize edilebilir.
  • 20. Kütle Spektrometrisi • Kütle spektrometrisi organik kimyada çok uzun yıllardan beri kullanılagelen bir analiz yöntemidir. • Bileşikler iyonize edilerek gaz fazına geçirilir ve belirli bir mesafeyi kat etmeleri sağlanır; moleküllerin dedektöre ulaşması kütlelerine bağlı olduğu için buradan molekülün kütlesi hesaplanabilir. • Proteinlerin (ve diğer makromoleküllerin) spektrofotometride analizi bu büyük moleküllerin gaz fazına geçmesini sağlayan tekniklerin geliştirilmesi sayesinde mümkün olmuştur. • Matrix-Assisted Laser Desorption-Ionization (MALDI) time of flight (TOF) • Matris-destekli lazer desorpsyonu uçuş süresi • Electrospray Spectrometry (ES) • Elektrosprey spektometrisi
  • 21. MALDI spektrometrisi • Bu yöntemde proteinler iyonize edilir ve oluşan yüklü gruplar elektirik alan içinde hızlandırılır • En küçük iyonlar daha hızlı yol alır…dedektöre daha çabuk ulaşır • TOF (yani uçuş süresi) » kütle/yük oranı (m/z) • Bu yöntemle pikomol (pmol; 10-12) veya fmol (femtomol; 10-15) gibi küçük miktardaki örneklerin analizi mümkündür
  • 22. Maldi-TOF-MS ile protein MA tayini (1) Uygun bir matris içinde hazırlanmış protein örneği üzerine lazer ışını verilerek iyonizasyon sağlanır (2) Oluşturulan elektrik alanı sayesinde iyonların detektöre doğru ilerlemesini sağlanır (3) En hafif iyonlar daha çabuk ulaşır (4) İyonize edici lazer ayrıca uçuş süresinin (TOF) belirlenmesini sağlayan bir “kronometre”yi başlatır
  • 23. MALDI-TOF …………150 0 000 – 700 000 €
  • 24. Maldi-TOF-MS ile protein MA tayini • Yukarıda β-laktoglobulin ve insülin içeren bir protein karışımına ait MALDİ- TOF spektrumu verilmiştir • β-laktoglobulin ve insülin için aa dizilerinin bilinmesi sayesinde hesaplanarak bulunmuş olan MA değerleri sırasıyla 5733.5 ve 18388 Da’dur. Spektrumdan okunan MA değerleri ise sırasıyla 5733.9 ve 18364 Da. • MALDI-TOF’un proteinin kütlesinin belirlenmesinde ne kadar etkin bir araç olduğu görülmektedir.
  • 25. • Kütle spektrometrisi ile peptid parmak izinin alınması (ing:“peptide fingerprinting”) adında bir yöntem geliştirilmiştir. • Peptidlerin tanınmasını sağlayan bu teknik sayesinde 2 boyutlu jellerin kullanılırlığını büyük ölçüde arttırmıştır. • Burada… • 2 boyutlu jelden kesilerek alınan protein lekesi jelden ekstrakte edilir. • Protein enzimatik veya kimyasal olarak spesifik noktalardan kesilir. • Spektrometre ile peptid parçalarının kütleleri belirlenir. • Elde edilen peptid kütleleri (yani “parmak izi”) internet veri tabanlarında bulunan proteinlerin “elektronik ortamda kesilmesi” ile elde edilen parmak izleri ile eşleştirilerek taranır. Tripsin K ve R aa kalıntısından keser.
  • 26. The major soluble proteins of Schistosoma mansoni identified by peptide mass fingerprinting, illustrated on an annotated 2D gel of material from eggs. • Bu şekilde 2 boyutlu jellerdeki protein lekelerinin büyük oranda tanımlanabilmesi mümkün olmaktadır.
  • 27. Saflaştırma → MA belirleme → aa dizisi (primer yapı) aa bileşiminin belirlenmesi… • Peptid / protein hidrolize edilir (6 N HCl, 110 ºC, 24 saat) • Hidrolize olmuş amino asitler iyon değişim kromatografisi ile sulfone polistiren kolon ile ayrıştırılır. • aa.lerin tanımlanması: Kolondan çıkan aa.ler elüsyon zamanına (hacmine) bağlı olarak tanımlanır. • aa.lerin miktarları: miktar belirleme (quantification) aa fraksiyonlarının ninhidrin ile ısıtılarak tepkimeye sokulması ve absorbansın belirlenmesi yoluyla gerçekleştirilir. • Prolin dışında bütün aa.ler ninhidrin ile koyu mavi renk verir; prolinde bulunan ikinci amin grubu nedeniyle sarı renk oluşur.
  • 28. • Bir peptid hidrolizatında bulunan aa.ler sulfone edilmiş polistiren reçine (ör: Dowex-50) kolondan geçirilerek ayrıştırılabilir. • Burada elüsyon için artan pH’da tampon çözelti (bu örnekte sodyum sitrat) kullanılır. • Absorbans ölçülerek her bir amino asidin miktarı belirlenir • Asidik yan zinciri olan aspartat kolondan en hızlı çıkar, bazik yan zinciri olan arjinin ise en son çıkar. • Bu örnek peptidde (Asp1, Gly2, Ala1, Phe1, Arg1) vardır, bu gösterime göre sadece aa içeriği verilmiştir, sıra bilinmemektedir
  • 29. • Bu hidroliz ve kromatografiye dayalı yöntemle 10 ng kadar küçük miktarda aa belirlenebilmektedir. • Bir parmak izinde her aa.ten yaklaşık bu miktarda bulunur.
  • 30. • Kendiliğinden ışıma yapmayan bileşiklere floresan özellikte guruplar bağlanarak ışıma yapmaları sağlanabilir. • Ninhidrin kullanımı yerine fluorescamine maddesi ile etiketleme yapıldığında analiz daha hassas olur (1 ng = 10 pmol amino asit tayin edilebilir.) • Fluorescamine aa ile tepkimeye girerek floresan bir türev oluşturur.
  • 31. • Bir sonraki aşamada hedef N-terminus amino asidini belirlemektir. • Bunun için Frederick Sanger tarafından ilk olarak florodinitrobenzen (fluorodinitrobenzene; FNB) maddesi kullanılmıştır. • Şimdilerde floresan türevler oluşturduğu için daha hassas sonuçlar veren dabsilklorid maddesi kullanılmaktadır.
  • 32. • N-terminus ucundan dabsilklorür ile etiketlenen protein hidrolize edilir. • Ortaya çıkan dabsilCl-aa türevi kromatografik olarak tanımlanabilir (yukardaki ör: alanin) • Bu yöntem bir protein için sadece 1 defa gerçekleştirilebilir; zira protein hidroliz aşamasında tamamen bozunur, dizi bilgisi kaybolur. • Sonuç olarak sadece son amino asit belirlenmiş olur. Ala (N-terminus)
  • 33. Edman dizi belirleme • Pehr Edman tarafından geliştirilen peptid amino asit dizisini belirleme tekniğidir. • Bu yönteme göre aa dizisinin son kalıntısına (ing: “N-terminus veya terminal residue”) bir “etiketleme” yapılır ve bu kalıntı zincirden koparılır. (ing: “cleaved”) • Bu sırada peptid aa dizisi değişmez.
  • 34. Edman dizi belirleme • Edman yönteminde peptidin amino ucundan sırayla birer amino asit ayrılır. • Fenil izotiyonat peptidin yüksüz terminal ucu ile tepkimeye girerek bir fenil tiyokarbomil türevi oluşturur. • Bunu takiben, hafif asidik koşullar altında uçtaki amino asidin halka yapıda (cyclic) bir türevi serbest bırakılır. • Halka yapıdaki bu türev phenylthiohydantoin bileşiğidir; kısaca bu amino aside PTH-amino asit denir.
  • 35. Edman degredasyonu ile aa dizisinin belirlenmesi • PTH-amino asitleri kromatografik yollarla tanımlanabilmektedir. • Edman prosedürü tekrar edilerek sırasıyla amino asitler belirlenebilir.
  • 36.
  • 37. Otomasyonlu Edman degredasyonu ile aa dizisinin belirlenmesi • Otomasyonu sağlanmış dizi belirleme cihazları geliştirilmiştir. • Bu cihazlar sayesinde Edman yöntemi ile yapılan bir döngü (yani 1 aa etiketleme, kesimi ve belirleme işlemi) bir saatten kısa sürede gerçekleştirilebilir. • Otomasyonlu dizi belirleme cihazları ile 50 kalıntıya kadar aa içeren peptid zincirlerinin N- terminus aa dizisi belirlenebilir.
  • 38. Peptidler belirli noktalardan kesilerek dizi belirleme analizi kolaylaştırılabilir. • Edman yöntemi teorik olarak sonsuz sayıda döngü halinde gerçekleştirilebilir. • Ancak, pratikte 50'den fazla sayıda kalıntı analiz edilememektedir. • Bunun sebebi her döngüde bazı PTH- aa.lerin serbest bırakılmasında sorunlar olur, yani ayrılma %100 verimle gerçekleşmez, … (ör: verim %98 olsa? → 60 döngü sonrasında 0.9860=0.30…oldukça heterojen bir örnek olur)
  • 39. Peptidler belirli noktalardan kesilerek dizi belirleme analizi kolaylaştırılabilir. • Bu sorunu aşmak için peptid zinciri belirli noktalardan kesilir, sonra dizi belirlenir. • Strateji: böl ve fethet! • Spesifik kesim (spesifik kırma) kimyasal veya enzimatik yolla gerçekleştirilebilir.
  • 40. Kimyasal kesme • Örneğin siyanojen bromür (cyanogen bromide; CNBr) polipeptid zincirlerini sadece metiyonin kalıntılarının karboksil tarafından parçalar. • Örneğin 10 metiyonin kalıntısı içeren bir polipeptid CNBr ile muamele sonrasında 11 adet peptid zinciri oluşturur.
  • 41. Enzimatik kesme • Oldukça spesifik kesim sağlayan bir diğer madde tripsin enzimidir. • Tripsin pankreasın salgıladığı proteolitik bir enzimdir. • Bu enzim polipeptidleri arjinin ve lisin kalıntılarının karboksil taraflarından kesime uğratır. • Örneğin 9 arjinin ve 7 lisin kalıntısı içeren bir polipeptid tripsin ile muamele edildikten sonra 17 peptid zinciri ortaya çıkarır. Bu peptidlerin C-terminal ucunda ya arjinin ya da lisin bulunacaktır.
  • 42. Başka kimyasal / enzimatik kesim yöntemleri
  • 43. • Polipeptidleri parçalayarak Edman yöntemiyle dizileri belirlenen parçalar tam olarak proteinin dizisini vermez – peptid parçalarının dizilişini bilemeyiz!! • Bunun için ilave bilgiye ihtiyaç vardır. • Peptidlerin çakıştırılarak analiz edilmesi gerekir ~ ing: “overlapping peptides” • Yani ikinci bir yöntemle daha kesim yapılır.
  • 44.
  • 45. • Ör: polipeptid önce tripsin ile kesilip, sonrasında kimotripsin enzimiyle 2. kesim gerçekleştirilebilir. • Tripsin Ala veya Lys kalıntılarından keser; kimotripsin aromatik ve büyük yan zincirli kalıntıların bulunduğu noktadan keser (fenilalanin-triptofan gibi).
  • 46. • OLİGOMERİK proteinler, non-kovalent bağlar ve disülfid köprüleriyle birleşmiş, birden fazla alt üniteden oluşurlar. • Eğer protein 2 veya daha fazla sayıda polipeptid zincirinden oluşmuş ise o halde önce bunların sayısı ve yaklaşık uzunlukları SDS-PAGE ile belirlenebilir • Alternatif olarak farklı tipteki N-terminal amino asitler var mı, bakılabilir.
  • 47. Proteinler, üre, guanidin HCl, vb kaotropik ajanlar ile denature edilir. Bu işlemlerin sonucunda, primer yapı bozulmaksızın, polipeptid zincirleri birbirinden ayrılmış olur. Bireysel polipeptid zincirlerinin elde edilmesi • SDS-PAGE • Kromatografik yöntemler Oksidan/ redüktanlar ile sistin yapısındaki S-S bağı kırılır. Bunun için β-merkaptoetanol veya ditiyotreitol gibi maddeler kullanılır. 1- Hidrojen bağlarının koparılması 2- Disülfid köprülerinin yıkılması 3- Altünitelerin birbirinden ayrılması
  • 48. • Disülfit bağının indirgenmesi • Bunun için önce DTT varlığında disülfit bağları kırılır • Daha sonra da alkilleme ile bağların tekrar kurulması engellenir
  • 49. Kükürt köprülerinin konumu? • Diyagonal elektroforez yöntemi ile belirlenebilir. • Önce protein, kükürt köprüleri sağlam kalacak şekilde kesime uğratılır. • Peptid zincirlerini içeren karışım kağıdın bir köşesine uygulanarak elektroforeze tabi tutulur. • Daha sonra kağıda performik asit uygulanır, bu madde sülfit bağlarını parçalar; sisteik asit kalıntıları oluşur.
  • 50. • Disülfit bağı içermeyen polipeptidlerin hareketliliği değişmeyeceği için bunlar çapraz çizgi üzerinde hizaya girerler. • Sülfit bağları olan polipeptidlerde ayrışma olur ve çaprazlama giden çigiden farklı yerde gözlenirler Electrophoresis map of the CNBr-cleavage products of the prochymosin solubilized from inclusion bodies with 8 M urea at pH 11
  • 51. aa dizilerini bilmek ne işe yarar? 1. Araştırılan proteinin dizisi bilinen diziler ile kıyaslanır, fark olup olmadığı ortaya çıkar. Eğer protein dizisinde bilinen protein ailelerinden birine özgü bir dizi olduğu tespit edilebilirse, söz konusu proteinin de benzer bir işlevi olduğu görüşü oluşabilir. • Ör: kimotripsin ve tripsin serin proteazlar ailesinden proteinlerdir • Bu ailedeki proteinlerin aktif bölgelerinde bulunan reaktif bir serin kalıntısına bağlı olarak proteolitik etki gösterir • Eğer incelenen proteinin dizisi bu iki proteine benzerlik gösteriyorsa bunun da bir serin proteazı olma olasılığı yüksektir sonucu çıkarılabilir
  • 52. aa dizilerini bilmek ne işe yarar? 2. Farklı kaynaklardan izole edilmiş aynı işleve sahip proteinlerin aa dizileri kıyaslanarak türler arasındaki (evrimsel) mesafeler araştırılabilir 4. Proteinin çeşitli görev/işlevleri yerine getirmesine yarayan aa dizileri belirlenebilir • Ör: proteinlerin amino ucunda bulunan 20 kalıntılı belirli bir dizi bu proteinin hücre membranı dışına salgılanacağını gösterebilir; 20 hidrofobik kalıntıdan oluşan bu diziye sinyal dizisi veya öncü dizi denir. 3. aa diziler incelenerek tekrar eden dizilerin olup olmadığı belirlenebilir • Ör: Calmodulin kalsiyuma duyarlı bir proteindir. Bu protein birbirine benzer aa dizisi içeren 4 bölgeden oluşur. Herbir bölge bir Ca++ iyonu bağlar.
  • 53. aa dizilerini bilmek ne işe yarar? 5. Belirli bir proteinin analizine yönelik antikorun hazırlanabilmesi için o proteinin aa dizisinden faydalanılır. • Bir proteinin aa dizisi incelendiğinde belirli dizilerin, protein fare veya tavşana enjekte edildiği taktirde dizideki belirli bölgelerin antikor üretimini tetiklemede daha etkili olacağı görülebilir. • Bu dizileri içeren peptidler tasarlanarak antikorların üretimi tetiklenebilir. • Çok spesifik olan bu antikorlar daha sonra bu proteinin çözeltideki veya kan içindeki konsantrasyonunun belirlenmesinde, bir hücre içinde proteinin hangi bölgelerde bulunduğunun belirlenmesinde ve proteini kodlayan genin klonlanmasında kullanılabilir.
  • 54. aa dizilerini bilmek ne işe yarar? 6. aa dizileri kullanılarak spesifik DNA probları sentezlenebilir, • Bir proteinin primer yapısını bilmek “tersine” genetik yöntemlerin uygulanabilmesini sağlar • Aa genetik şifre ile oluşturulduğu için aa dizisinin bilinmesi genetik şifreye uyumlu DNA problarının sentezlenebilmesini sağlar • Proteinde dizi analizi moleküler genetik biliminin ayrılmaz bir parçasıdır Inverse table Ala/A GCU, GCC, GCA, GCG Leu/L UUA, UUG, CUU, CUC, CUA, CUG Arg/R CGU, CGC, CGA, CGG, AGA, AGG Lys/K AAA, AAG Asn/N AAU, AAC Met/M AUG Asp/D GAU, GAC Phe/F UUU, UUC Cys/C UGU, UGC Pro/P CCU, CCC, CCA, CCG Gln/Q CAA, CAG Ser/S UCU, UCC, UCA, UCG, AGU, AGC Glu/E GAA, GAG Thr/T ACU, ACC, ACA, ACG Gly/G GGU, GGC, GGA, GGG Trp/W UGG His/H CAU, CAC Tyr/Y UAU, UAC Ile/I AUU, AUC, AUA Val/V GUU, GUC, GUA, GUG START AUG STOP UAA, UGA, UAG
  • 55. Rekombinant DNA teknolojisi proteinlerde dizi analizinde devrim yaratmıştır. • Edman yöntemi ile dizi analizi oldukça pratik bir yöntem olmakla birlikte 1000 kalıntıdan daha fazla sayıda aa içeren proteinlerin analizinde günümüzde rekombinant teknolojinin kullanılması daha iyi bir çözüm olmaktadır. • Bu sayede proteini kodlayan uzun DNA dizileri klonlanarak çoğaltılabilir, ve bu DNA’nın dizisi doğrudan kodladığı proteinin aa dizisini verir
  • 56.
  • 57. Rekombinant DNA teknolojisi proteinlerde dizi analizinde devrim yaratmıştır. • Edman yöntemi ile dizi analizi oldukça pratik bir yöntem olmakla birlikte 1000 kalıntıdan daha fazla sayıda aa içeren proteinlerin analizinde günümüzde rekombinant teknolojinin kullanılması daha iyi bir çözüm olmaktadır. • Bu sayede proteini kodlayan uzun DNA dizileri klonlanarak çoğaltılabilir, ve bu DNA’nın dizisi doğrudan kodladığı proteinin aa dizisini verir
  • 58. Rekombinant teknoloji var…proteini izole etmeye ne gerek var? • DNA baz dizileri yardımıyla proteinin primer yapısı aydınlatılabilse bile yine de proteinleri izole etmeye gerek duyulur. • DNA baz dizisi ile elde edilen dizi sadece ham proteinin aa dizisini belirlememizi sağlayabilir. Halbuki protein hücrede sentezlenirken uygun katlama işlemi ile tersiyer yapısına kavuşmuştur. • Protein sentezi takip eden bazı translasyonu izleyen (ing: posttranslational) modifikasyonlar sayesinde biyolojik işlevini / aktivitesini kazanabilecek forma kavuşur: • Pek çok protein sentez işlemleri sırasında kırpılır • veya çok daha büyük polipeptid zincirlerinin uygun şekilde kesilmesiyle oluşturulur • Bazı proteinlerde sistein kalıntıları kside edilerek kükürt bağları oluşturulur • Bazı proteinlerde bulunan bbelirli yan zincirler modifiye edilir • Dolayısıyla genomik ve proteomik analizler birbirini tamamlayıcı şekilde bir arada yürütülmelidir.
  • 59. İmmünglobulinler • Vücudun savunmasında çok önemli görev alan, B lenfositler tarafından bir enfeksiyon mevcudiyetinde yapılarak kana salınan güçlü savunma maddeleridir (vücudun savunma silahlarıdır). • Plazmada bulunan protein yapısında maddelerdir. Gammaglobulinler veya Antikorlar olarak da bilinir. • “ Ig ” kısaltılmış sembolü ile gösterilirler. • İmmünglobulinler viral enfeksiyonlara, bakteriyel enfeksiyonlara, allerjilere, mantarlara karşı vücudu üst düzeyde korur. • Kolostrum'da 5 çeşit immünglobulin vardır: IgA, IgD, IgE, IgG, IgM • İnek kolostrumu (Bovin Kolostrum) temel olarak IgG içerir. Diğer Ig'ler daha az düzeydedir. İmmün ~ bağışıklık
  • 60. İmmünolojik Analizler • Etiketlenmiş antikorlar (ing: “antibodies”) kullanılarak hedef protein izole edilebilir, miktarı belirlenebilir ve gözlenebilir. Antikor ile etiketlenmiş hücrelerin floresan ışıma görüntüsü
  • 61. antikor - antijen • İmmünolojik yöntemler belirli bir proteine duyarlı antikorların (diğer bir deyişle immünoglobulinlerin; kısaca Ig) sentezlenmesi ile başlar. • Antikor, antijen adı verilen yabancı bir maddenin varlığına duyarlılık göstererek hayvan bünyesinde sentezlenen proteindir. Sentezlenmelerinin nedeni hayvanın bünyesini enfeksiyondan korumaktır. • Antikorların sentezlenmelerine sebep olan antijenlerine karşı çok yüksek bir afiniteleri (bağlanma meyilleri) vardır. • Proteinler, polisakaritler veya nükleik asitler etkin antijenler olabilmektedir.
  • 62. IgG Antigen binding fragment (Fab) Crystalizable fragment (Fc) V indicates variable portion 62
  • 63. • IgG antikorları disülfit bağları ile birbirine bağlanmış 2 ağır (mavi) 2 hafif (kırmızı) olmak üzere 4 zincirden oluşmuştur. • Hafif ve ağır zincirler biraraya gelerek uçlarında antijen bağlama noktalarının bulunduğu Fab bölgelerini (Fab domains) oluşturur. • İki ağır zincir biraraya gelerek Fc bölgesini oluşturur. Fab bölgeleri esnek bağlayıcılar ile Fc bölgesine bağlanmıştır.
  • 64. • Antikorlar antijen üzerindeki belirli bir grubu veya aa kümesini tanıyabilirler. Tanımayı sağlayan bu bölgeye antijen determinantı veya epitop (ing: epitope) denir. • Sentetik polipeptid zincirleri de antikor sentezini tetikleyebilir, yeter ki küçük molekül, makromoleküler bir taşıyıcı üzerinde yer alsın ve tanınan bir epitopa sahip olsun. • Bu durumda küçük yabancı moleküle “hapten” adı verilir.
  • 65. • Hayvanlarda antikor sentezleyebilme kapasitesine sahip çok fazla sayıda hücre bulunmaktadır. Bunlardan her biri belirli bir antijene duyarlı antikoru üretebilir. • Canlıya verilen antijenin etkisi bu antijene spesifik antikoru üreten az sayıda hücrenin aniden çoğalmasıyla ve sayısının artmasıyla ortaya çıkar. Böylece bol miktarda antikor sentezlenir.
  • 66. antijen antikor Bir protein antijen (bu örnekte lizozim) Fab bölgesinin ucuna bağlanır. Antikorun ucu ve protenin birbirine uyumlu yüzeyleri vardır, bağlanma sırasında hatrı sayılır bir yüzey alanında (yani kuvvetli bir) kenetlenme olur.
  • 67. Antikorlar heterojendir - poliklonal • Bir tavşana 3 hafta arayla belirli bir antijen enjekte edilir, haftalar sonra artık tavşanın kanında bu antijene karşı oluşturduğu antikorlar dolaşmaktadır. • Bu uygulama ile verilen antijene duyarlı antikorları üreten hücrelerin üremesi sağlanmıştır. • Antikorlar incelendiğinde görülür ki bu antikorların antijene afinitesi farklı seviyelerdedir…birden fazla sayıda (türde) antijen oluşmuştur. • Bunun sebebi tavşanda antijenin farklı tarafını (epitop) tanıyabilen çeşitli antikorların mevcut olmasıdır. Diğer bir deyişle antijende birden fazla epitop vardır. • Bu şekilde üretilen antikorlara poliklonal antikor denir.
  • 68. • Poliklonal antikorlar heterojen antikor karışımlarıdır ve bunlar belirli bir antijende farklı epitoplar üzerinden bağlanabilir. • Bu heterojenlik araştırmalarda antikorların kullanımını kısıtlayıcıdır. • Monoklonal antikorlar birbirilerinin kopyasıdır. Bunlar belirli bir antikoru üreten tek tip hücre tarafından üretilirler. • Monoklonal antikorlar antijende sadece belirli bir epitopa duyarlıdır. • Monoklonal antikorların sentezlenebilmesi immünolojik yöntemlerde antikorların kullanımını büyük ölçüde arttıran bir gelişme olmuştur.
  • 69.
  • 70. • Hibridoma hücreleri antikor üreten hücreler ile miyelom hücrelerinin birleştirilmesiyle oluşturulur • Seçici besiyerinde geliştirilen hibridoma hücrelerinin çoğalması sağlanır • Hücreler, arzu edilen özellikte (spesifisite) antikor üretimi yapan hücrenin seçimi için taranır.
  • 71. Proteinler, enzim ilintili immün testi (ELISA) ile teşhis ve tayin edilebilir. • ELISA, Enzyme-Linked ImmunoSorbent Assay testinin İngilizce kısaltmasıdır. • ELISA yönteminde: renksiz bir substrat ile renkli bir ürün oluşturan belirli bir enzim belirli bir antijene duyarlı antikora kovalent bağ ile bağlanmıştır. • Eğer antijen ortamda mevcutsa, antikor antijene bağlanır, enzim katalizi ile gerçekleşen tepkime ile de renk oluşur • Dolayısıyla rengin oluştuğu yerde antijen mevcuttur • Bu analiz çabuk ve spesifiktir. Nanogram miktarlarda antikor bu yöntemle analiz edilebilir. • ELISA analizlerinde monoklonal antikorların kullanımı daha güvenilir sonuçlar vermektedir. • 2 tipi vardı: dolaylı ve sadviç E
  • 72. Dolaylı ELISA • Dolaylı ELISA: – Antijenin olup olmadığı belirlenir – HIV testi bu temele göre gerçekleştirilir – Antijen (viral proteinler) bir kuyucuğun dibine yerleştirilir/sabitlenir, insan kanı kuyucuğa alınır, insanda antikor varsa antijene bağlanır, bağlanmamış antikorlar ve kan yıkanarak uzaklaştırılır, insan antikorlarına duyarlı enzim etiketli antijen eklenir
  • 73. Sandviç ELISA • Sandviç ELISA – Antikor kuyunun dibine sabitlenir, antijeni içeren kan (veya sıvı) kuyu içine alınır, antijen antikora bağlanır, antijene duyarlı ikinci ve ilkinden farklı bir antikor ilave edilir, – enzim etiketi sayesinde çok etkili şekilde miktar belirlemek mümkün olur
  • 74. Bir sonraki derste • Western blot tekniği • Floresan etiketleme • Peptidlerin sentezi • Proteinlerin NMR ve X-ışını ile 3 boyutlu yapılarının belirlenmesi • DNA, RNA ve genetik bilginin akışı
  • 75.
  • 76. Rekombinant teknoloji var…proteini izole etmeye ne gerek var? • DNA baz dizileri yardımıyla proteinin primer yapısı aydınlatılabilse bile yine de proteinleri izole etmeye gerek duyulur. • DNA baz dizisi ile elde edilen dizi sadece ham proteinin aa dizisini belirlememizi sağlayabilir. Halbuki protein hücrede sentezlenirken uygun katlama işlemi ile tersiyer yapısına kavuşmuştur. • Protein sentezi takip eden bazı translasyonu izleyen (ing: posttranslational) modifikasyonlar sayesinde biyolojik işlevini / aktivitesini kazanabilecek forma kavuşur: • Pek çok protein sentez işlemleri sırasında kırpılır • veya çok daha büyük polipeptid zincirlerinin uygun şekilde kesilmesiyle oluşturulur • Bazı proteinlerde sistein kalıntıları kside edilerek kükürt bağları oluşturulur • Bazı proteinlerde bulunan bbelirli yan zincirler modifiye edilir • Dolayısıyla genomik ve proteomik analizler birbirini tamamlayıcı şekilde bir arada yürütülmelidir.
  • 77. İmmünolojik Analizler • İmmün ~ bağışıklık • Etiketlenmiş antikorlar (ing: “antibodies”) kullanılarak hedef protein izole edilebilir, miktarı belirlenebilir ve gözlenebilir. Antikor ile etiketlenmiş hücrelerin floresan ışıma görüntüsü
  • 78. antikor - antijen • İmmünolojik yöntemler belirli bir proteine duyarlı antikorların (diğer bir deyişle immünoglobulinlerin; kısaca Ig) sentezlenmesi ile başlar. • Antikor, antijen adı verilen yabancı bir maddenin varlığına duyarlılık göstererek hayvan bünyesinde sentezlenen proteindir. Sentezlenmelerinin nedeni hayvanın bünyesini enfeksiyondan korumaktır. • Antikorların snetezlenmelerine sebep olan antijenlerine karşı çok yüksek bir afiniteleri (bağlanma meyilleri) vardır. • Proteinler, polisakaritler veya nükleik asitler etkin antijenler olabilmektedir.
  • 79. • Antikorlar antijen üzerindeki belirli bir grubu veya aa kümesini tanıyabilirler. tanımayı sağlayan bu bölgeye antijen determinantı veya epitop (ing: epitope) denir. • Sentetik polipeptid zincirleri de antikor sentezini tetikleyebilir, yeter ki küçük molekül makromoleküler bir taşıyıcı üzerinde yer alsın ve tanınan bir epitopa sahip olsun. • Bu durumda kücük yabancı moleküle “hapten” adı verilir.
  • 80. • Hayvanlarda antikor sentezleyebilme kapasitesine sahip çok fazla sayıda hücre bulunmaktadır. Bunlardan herbiri belirli bir antijene duyarlı antikoru üretebilir. • Canlıya verilen antijenin etkisi bu antijene spesifik antikoru üreten az sayıda hücrenin aniden çoğalmasıyla ve sayısının artmasıyla ortaya çıkar. Böylece bol miktarda antikor sentezlenir.
  • 81. • IgG antikorları disülfit bağları ile birbirine bağlanmış 2 ağır (mavi) 2 hafif (kırmızı) olmak üzere 4 zincirden oluşmuştur. • Hafif ve ağır zincirler biraraya gelerek uçlarında antijen bağlama noktalarının bulunduğu Fab bölgelerini (Fab domains) oluşturur. • İki ağır zincir biraraya gelerek Fc bölgesini oluşturur. Fab bölgeleri esnek bağlayıcılar ile Fc bölgesine bağlanmıştır.
  • 82. antijen antikor Bir protein antijen (bu örnekte lizozim) bir Fab bölgesinin ucuna bağlanır. Antikorun ucu ve protenin birbirine uyumlu yüzeyleri vardır, bağlanma sırasında önemli bir yüzey alanında kenetlenme olur.
  • 83. Antikorlar heterojendir - poliklonal • Bir tavşana 3 hafta arayla belirli bir antijen enjekte edilir, haftalar sonra artık tavşanın kanında bu antijene karşı oluşturduğu antikorlar dolaşmaktadır. • Bu antikorlar verilen antijenin antikor üreten hücrelerin üremesini sağlamıştır. • Antikorlar incelendiğinde görülür ki bu antikorların antijene afinitesi farklı seviyelerdedir…birden fazla sayıda (türde) antijen oluşmuştur. • Bunun sebebi tavşanda antijenin farklı tarafını (epitop) tanıyabilen çeşitli antikorların mevcut olmasıdır. Diğer bir deyişle antijende birden fazla epitop vardır.
  • 84. • Poliklonal antikorlar heterojen antikor karışımlarıdır ve bunlar belirli bir antijende farklı epitoplar üzerinden bağlanabilir. • Bu heterojenlik araştırmalarda antikorların kullanımını kısıtlayıcıdır. • Monoklonal antikorlar birbirilerinin kopyasıdır. Bunlar belirli bir antikoru üreten tek tip hücre tarafından üretilirler. • Monoklonal antikorlar antijende sadece belirli bir epitopa duyarlıdır. • Monoklonal antikorların sentezlenebilmesi immünolojik yöntemlerde antikorların kullanımını büyük ölçüde arttıran bir gelişme olmuştur.
  • 85. • Hibridoma hücreleri antikor üreten hücreler ile miyelom hücrelerinin birleştirilmesiyle oluşturulur. • Seçici besiyerinde geliştirilen hibridoma hücrelerinin çoğalması sağlanır. • Hücreler, arzu edilen özellikte (spesifisite) antikor üretimi yapan hücrenin seçimi için taranır.
  • 86. Floresans mikroskopisi • Belirli bir proteine duyarlı floresan etiketler monoklonal antikor ilgi Gelişmekte olan Drosophila (meyve sineği) embriyosunun floresan mikrografı
  • 87. Proteinler enzim ilintili immün testi (ELISA) ile teşhis ve tayin edilebilir • ELISA yönteminde: renksiz birsubstrat ile renkli bir ürün oluşturan belirli bir enzim belirli bir antijene duyarlı antikora kovalent bağ ile bağlanmıştır. • Eğer antijen ortamda mevcutsa, antikor antijene bağlanır, enzim katalizi ile gerçekleşen tepkime ile de renk oluşur • Dolayısıyla rengin oluştuğu yerde antijen mevcuttur • Bu analiz çabuk ve spesifiktir. Nanogram miktarlarda antikor bu yöntemle analiz edilebilir. • ELISA analizlerinde monoklonalantikorların kullanımı daha güvenilir sonuçlar vermektedir.
  • 88. Birkaç tip ELISA yöntemi vardır • Dolaylı ELISA: – Antijenin olup olmadığı belirlenir – HIV testi bu temele göre gerçekleştirilir – Antijen (viral proteinler) bir kuycuğun dibine yerleştirilir/sabitlenir, insan kanı kuyucuğa alınır, insanda antikor varsa antijene bağlanır, bağlanmamış antikorlar ve kan yıkanarak uzaklaştırılır, insan antikorlarına duyarlı enzim etiketli antijen eklenir
  • 89. Birkaç tip ELISA yöntemi vardır • Sandviç ELISA – Antikor kuyunun dibine sabitlenir, antijeni içeren kan (veya sıvı) kuyu içine alınır, antijen antikora bağlanır, antijene duyarlı ikinci ve ilkinden farklı bir antikor ilave edilir, – enzim etiketi sayesinde çok etkili şekilde miktar belirlemek mümkün olur
  • 90. Bir sonraki derste • Western blot tekniği • Floresan etiketleme • Peptidlerin sentezi • Proteinlerin NMR ve X-ışını ile 3 boyutlu yapılarının belirlenmesi • DNA, RNA ve genetik bilginin akışı