Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (2. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (4. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (3. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Çıktısını alırken önce Allah ismini tek sayfa halinde çıkartıp diğerlerini de her sayfaya 9 tane gelecek şekilde çıktı alabilirsiniz.
Asma-ul Husna as its recited on this video; https://www.youtube.com/watch?v=aNUAEaendno
with the addition of Al ahad.
Printable for kids the meanings are in Turkish but you can easily find eng versions.
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (2. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (4. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (3. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5. KISIM) .pdfSevilenAdam
Kur'an-ı Kerim Ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (5 KISIM)
Hayrat Neşriyat yayınevlerinin hazırladığı bu Kelime Mealli Kuran sizlere hem Arapçayı öğrenmeyi hem de Kur'an-ı Kerimi mealinden okumanızı sağlayacaktır. Hayrat Neşriyat çok güzel bir kelime mealli Kur'an-ı Kerim hazırlamış. Burada gördüğünüz Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Mealinin bir kısım versiyonudur. Diğer kısımlar da bu vebsitesinde mevcuttur
Çıktısını alırken önce Allah ismini tek sayfa halinde çıkartıp diğerlerini de her sayfaya 9 tane gelecek şekilde çıktı alabilirsiniz.
Asma-ul Husna as its recited on this video; https://www.youtube.com/watch?v=aNUAEaendno
with the addition of Al ahad.
Printable for kids the meanings are in Turkish but you can easily find eng versions.
LIBRO DE ENOC, AYUDA PARA COMPRENDER EL ESTUDIO DE TORAH EN CUANTO A LOS NEPHILIM. ES DE SUMA IMPORTANCIA LEERLO PORQUE PERMITE HACER RELACIONES DE INFORMACION. ES CRITICADO Y HASTA A VECES DIFICIL DE COMPRENDER PERO ES NECESARIO TOMARLO EN CUENTA.
From an Islamic perspective, there are four spiritual dimensions or aspects in each of human being; Ruh (spirit), nafs (soul), aqal (intellect), and qalb (heart).
LIBRO DE ENOC, AYUDA PARA COMPRENDER EL ESTUDIO DE TORAH EN CUANTO A LOS NEPHILIM. ES DE SUMA IMPORTANCIA LEERLO PORQUE PERMITE HACER RELACIONES DE INFORMACION. ES CRITICADO Y HASTA A VECES DIFICIL DE COMPRENDER PERO ES NECESARIO TOMARLO EN CUENTA.
From an Islamic perspective, there are four spiritual dimensions or aspects in each of human being; Ruh (spirit), nafs (soul), aqal (intellect), and qalb (heart).
Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...SevilenAdam
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil PDF (كل صحيح الحديث العربي جامي الكامل) (Al-Jami Ul-Kamil Fi Al-Hadith Al-Sahih Al-Shamil) (الجامع الكامل في الحديث الصحيح الشامل).pdf
All Sahih hadiths in one book in arabic language
All sahih Ahadeeth in one book
Al-Jami ul-Kamil fi al-Hadith al-Sahih al-Shamil – 12 Volumes
الجامع الكامل في الحديث الصحيح الشامل
Jami Ul Kamil
كل صحيح الحديث العربي جامي الكامل
sahih, authentic, hadith, sunnah
Imam Zia ur Rahman Azimi, Jami ul Kamil, all Sahih hadiths in one book
جميع الأحاديث الصحيحة في كتاب واحد باللغة العربية
الجامع الكامل في الحديث الصحيح الشامل – 12 مجلداً
صحيح، صحيح، حديث، سنة
الإمام ضياء الرحمن عظيمي، جامع الكامل، كل الأحاديث الصحيحة في كتاب واحد
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...SevilenAdam
All Sahih Hadith Arabic Jami Ul Kamil (Al-Jami Ul-Kamil Fi Al-Hadith Al-Sahih Al-Shamil)
All Sahih hadiths in one book in arabic language
Al-Jami ul-Kamil fi al-Hadith al-Sahih al-Shamil – 12 Volumes
الجامع الكامل في الحديث الصحيح الشامل
Jami Ul Kamil
كل صحيح الحديث العربي جامي الكامل
sahih, authentic, hadith, sunnah
Imam Zia ur Rahman Azimi, Jami ul Kamil, all Sahih hadiths in one book
جميع الأحاديث الصحيحة في كتاب واحد باللغة العربية
الجامع الكامل في الحديث الصحيح الشامل – 12 مجلداً
صحيح، صحيح، حديث، سنة
الإمام ضياء الرحمن عظيمي، جامع الكامل، كل الأحاديث الصحيحة في كتاب واحد
All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...SevilenAdam
All Sahih Hadith Arabic Jami Ul Kamil (Al-Jami Ul-Kamil Fi Al-Hadith Al-Sahih Al-Shamil)
All Sahih hadiths in one book in arabic language
Al-Jami ul-Kamil fi al-Hadith al-Sahih al-Shamil – 12 Volumes
الجامع الكامل في الحديث الصحيح الشامل
Jami Ul Kamil
كل صحيح الحديث العربي جامي الكامل
sahih, authentic, hadith, sunnah
Imam Zia ur Rahman Azimi, Jami ul Kamil, all Sahih hadiths in one book
جميع الأحاديث الصحيحة في كتاب واحد باللغة العربية
الجامع الكامل في الحديث الصحيح الشامل – 12 مجلداً
صحيح، صحيح، حديث، سنة
الإمام ضياء الرحمن عظيمي، جامع الكامل، كل الأحاديث الصحيحة في كتاب واحد
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdfSevilenAdam
Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslim şerhini çok titizlikle yazmış, bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf Mehmed sofuoğlu tercemesi indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdfSevilenAdam
Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslim şerhini çok titizlikle yazmış, bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf Mehmed sofuoğlu tercemesi indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdfSevilenAdam
Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslim şerhini çok titizlikle yazmış, bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf Mehmed sofuoğlu tercemesi indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdfSevilenAdam
Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslim şerhini çok titizlikle yazmış, bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf Mehmed sofuoğlu tercemesi indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdfSevilenAdam
Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslim şerhini çok titizlikle yazmış, bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf Mehmed sofuoğlu tercemesi indirmek istiyorsanız bu eser bire bir. Bu eser en sahih ikinci hadis kitabıdır. Kütüb-i sittenin içindedir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdfSevilenAdam
Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslim şerhini çok titizlikle yazmış ve bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf Mehmed sofuoğlu tercemesi indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdfSevilenAdam
Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslim şerhini çok titizlikle yazmış ve bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf Mehmed sofuoğlu tercemesi indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdfSevilenAdam
Pdf Sahih-i müslim şerhi çok önemli bir hadis kitabıdır. Mehmed sofuoğlu Sahih-Müslimi çok titizlikle yazmış ve bu eseri beğeneceğinize eminim. Sahih Muslim pdf indirmek istiyorsanız bu eser bire bir
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
3. KUR'ÂN-1 KERM'DE BULUNAN
SECÂVENDLERN KEYFYET
Kur'ân- Kerim'de Bulunan Secâvendlerin Keyfiyeti
Kurän- Azimü-n' okuyan kii "secâvend lerin ne manâya geldiklerini yi bilmelidir.
(-) Kesin olarak durmanin lüzümuna alâmettir.
) Cevaz velüzüma delâlet etmeden durmaya alâmettir.
() Durmann ciz olduuna, durmak ve geçmek arasnda serbestlie alâmettir. Fakat durmak daha evlâdr.
() Ruhsat alåmetidir. Yani tilâvet edenin nefesi daraldzaman durur, sonra geriden almakszn devâm eder.
(6) Cevaz alâmetidir. Fakat geçmek durmaktan daha evlâdr.
113
(y) Durmann ciz olmadna alâmetir. "Durma! Çünki manåtamam deildir" ma'nsndadr. Eer zarretten
dolay durursa, üzerinde durulmu kelimeyi geriden alr. Fakat bu alâmet âyetin sonunda ise durur, sonra o
âyeti geriden almaz.
(3) Kurrä'nn çouna göre geçmek alâmetidir, fakat durmak câiz olur.
(-)
(5) Durmak için emirdir." Latifbir vakfe ile dur!l'ma'nsnadr. Bu, durmakta ma'nå açsndan bir fayda olduuna
iâret olarak, durmanin geçmekten daha evlâolduunaalâmettir.
(E) RüKü:a alâmettir. Yani eer okuyan namazda olur da rükü etmek isterse, artk onun için münásib olan,
bu alâmette rükü etmesidir. Çünki bu, kssann ve mevizann tamamlandna iâreltir. (Ayrica iki alâmet aras
nn bir "asr olduunu gösterit. Namaz hâricindeki Kur'ân krâatinde de evlã olan, bu alânmetlerde kratin bitril
mesidir.)
(sa) Bu üç noktalar, bitbirine geçmi durua iárettr. Yani tiâvet eden eer bininci noktalarda durursa, o zaman ikincide
durmaz; eer birincide durmazsa, o vakit ikincide durur. Tâki
maksd olan ma'nå donuolsun. Cünki her ikisinde de
durursa, ma'nå tamam olmaz.
Okuma esnâsnda durulup durulmayacak yerleri göstererek usülünce okumaya yardm eden bu alâmetlere, hicri
altnc asrda bunlar ilk defa Kur'ân- Kerim'e koyan Muhammed bin Tayfür es-SECÃVENDnin bu hizmetine
teberrüken, ismine atfla secâvend denmitir.
4. Rahim Rahmån Allah in ismiyle
Rahmân'- âlemlerin Rabbi Allah'a- hamd
dir
din gününün målikidir
deil
yoluna
yardm ancak ve ibâdet ancak
dileriz senden
kendilerine nimet
dosdoru yola bizi hidâ
ne dalalete
düenlerin
Rahim'dir
ve
verdin
ederiz Sana
yet eyle
o kimse
lerin ki
kendi- gazab edimi
lerine olanlarn
Cüz:1, Sire:I(Faiha 1-7)
1- FÄTHA SÜRES
[Mekke devrinde nåzil olmutur, 7 âyettir]
Kovulmu eytandan Allah'a sinirim!
1- Rahmân, RahimolanAllah'inismiyle.
2- Hamd., ålemlerin Rabbi olan Allah'a
mahsustur.2
3- (0,) Rahmândr, Rahimdir.
4- Din (hesab) gününün mâlikidir.
5- (Rabbimiz!) Ancak sana ibådet ederiz
ve ancak senden yardm dileriz.5)
6- Bizi dosdoru yola hidâyet eyle!
7- Kendilerine ni'met verdiin kimselerin
yoluna; gazab edilmi olanlarn ve dalâlete
düenlerin (yoluna) deill (min!)
(*) Meâl içerisinde geçen hâiye rakam
lari, kitabn sonunda hâiye bölümünde
sahifelere göre izâh edilmitir.
5. 2- BAKARASÚRES
[Medine devrinde nâzil olmutur, 286 âyettir]
Rahmân, Rahim olan Allah'in ismiyle
1- Elif, Lâm, Mim.
2- Ite bu, o Kitab'dr ki, onda übhe yok
tur. Takvâsâhibleri için bir hidâyettir.
3- Onlar ki, gayba inanrlar, namaz hak
kyla edâ ederlera ve kendilerini rizklan
drdimz eylerden (Allah yolunda) sarf
ederler.
4- Yine onlar ki, sana indirilene (Kur'ân'a)
ve senden önce indirilenlere (dier kitabla
ra) inanrlar. Onlar, âhirete de kati olarak
imân ederler.
5- teonlar, Rablerinden bir hidâyet üze
redirler, kurtulua erenler de ite ancak
onlardr.4
Rahim Rahmân Allahin
bir hidâ- on- übhe o kitatb
yettir da yoktur
hakkyla ve gayba inanr
kilarlar
Onlar ve
ki
senden
önce
infâk
ederler
bir hi- üze-
ite
dr ki
kurtulua onlar
erenler dir
lar
ismiyle
Ite
bu
onlar
ki
elif lâm
mim
indi- o e- ve sana indi- o
e inanir
rildi ye ki
takvâsâ
hibleri için
onlari rizik- o sey- ve namaZi
landrdik den ki
rildi ye ki lar
kati îmân on- âhirete ve
ederler lar
ite ve Rablerinden
onlar
dâyet redir onlar
6. onlar korkut
madin mi
Sa
kulaklar
ve büyük bir
kendi- deil âhiret
leri iken
ve onlari
artirmtr
O va- ve
t ki
aldatmazlar ve imân
ra
yok- onlar korkut- kendilerine
tun mu
üzeri- ve kalbleri
ne
Islâh edici
kimseleriz
sefihler
O ki
mse
onla- denil- o va- ve
di kit ki
dalåleti
biz
imân
ett
Kar
lerie ki latlar kit ki
bir has- kalblerinde
talik vardr
O va- ve
sizinle übhe- dedi
beraberiz siz biz ler
yalan soylu- idiler o eyden elemli
yorlar dolay ki
azåb
ettiler
onlara muh- ve onlarla
let venr
al
dilar
doru yolu bul
mu kimseler
onlar için ve bir perde
vardir
gününe ve Allah'a imân
üzeri- Allah
ne j
farkna var- fakat
mazlar
bilmiyorlar
eytanlaryla
deillerdi
o kimse- ve Allah't aldatmaya
leri ki
çalrlar
alay eder
eit
tir
o kimse- ite onlar
lerdir ki
Ve
fakat
ettik
mühü
vurmutur
farkna varmaz- ve
lar
Allah
bir
azáb
inkâr
ticâretleri
ettiler
ancak dediler yeryüzünde fesad çikar- onlara denildi
mayin
o ey biz inan dediler insanlar imân 0$ey
qibi ki yor muyuz
müfsidler
gozlerinin üzerinde ve
vardr
sefihler
der okim- insanlar
seler ki dan vardr
o kim- sub
seler ki hesiz
imân etmnezler
onlar için ve hasta- Allah
vardr Iikca
kendilerini
etti
mü
minler
onlar- übhe- dikkat
dir siz onlar edin
an
cak
gibi ki
ba
b
baa o va- ve imân dediler imân
kaldilar kit ki ettik
fakat kår ge
tirmemitir
onlar- ütbhe- dkkat
dir
SiZ
onlar edin
alay edicileriz biz
bocalayp du- azgnliklari içinde
rurlar
an
cak
hidáyete
karlik
Cüz:1, Süre:2(Bakara 6-16)
6- übhesiz ki inkâr edenler yok mu, on
lar korkutsan da korkutmasan da kendile
ri için birdir; îmân etmezler.
7- Allah, onlarn kalblerine ve kulaklarina
(küfürlerindeki inadlar yüzünden) mühür
vurmutur.9 Gözlerinin üzerinde ise bir
perde bulunur. Ve onlar için (pek) büyük
bir azab vardr.
8- Insanlardan öyleleri de vardr ki, ken
dileri inanan kimseler olmadklar hâlde:
"Allah'a ve âhiret gününe imân ettik" derler.
9- Allah'i ve imân edenleri aldatmaya çal
rlar. Hâltbuki sâdece kendilerini aldatrlar
da farkna varmazlar.
10- Kalblerinde bir hastalik (nifak) var
dr, Allah da hastaliklarin artirmitir. Ve
(imanlar hakknda) yalan söylemekte ol
duklarndan dolay. onlar için (pek) elemli
bir azab vardr.
11- Onlara: Yeryüzünde fesad çkarma
yn!" denildiizaman ise: "Biz ancak slâh
edici kimseleriz" derler.
12- Dikkat edin! übhesiz ki onlar, müf
sidlerin (bozguncularn) ta kendileridir,
fakat idrâk etmezler.
2
13- Onlara: "nsanlarn (müminlerin) îmân
ettiigibi imân edin!" denildii zaman ise:
"Biz, sefihlerin (beyinsizlerin) îmân ettii
gibi mi inanyoruz?"a derler. Dikkat edin!
Muhakkak kisefih olanlar ancak onlardr,
fakat bilmiyorlar.
14- Ve imân edenlerle karlatklar za
man: (Biz de) imân ettik!" derler. eytan
laryla (reisleriyle) ba baa kaldiklar za
man ise: "Gerçekten biz sizinle berâberiz:
biz (onlarla) ancak alay edicileriz!" derler.
15- (Bil'akis) Allah onlarla alay eder ve
onlara mühlet verir (de), azgnliklarn içinde
bocalayp dururlar.
16- Ite onlar, hidâyete karlk dalâleti
satn alanlardr. Fakat ticáretleri (onlara)
kâr getirmemitir. (Onlar, o zarardan kur
tulmak için) doru yolu bulmu kimseler de
deillerdir.
ettiler
7. 3 Cüz:1, Súre:2 (Bakara 17-24)
17- Onlarn (omünâfiklarn) misâli, (karan
ikta) ate yakan kimsenin håli gibidir.
Derken (o ate) etråfn aydnlatnca, Allah
onlarn nûrunu giderdi ve onlar karanliklar
içinde görmez bir hâlde birakt.
18- (Onlar) sardrlar (hakk iitmezler).
dilsizdirler (hakk söylemezler), kördür
ler (hakikati görmezler). Bu yüzden onlar
(hakka) dönemezler.
19- Veya (onlarn misåli) gökten boa
nan, (ve) kendisinde karanliklar, gök gü
rültüsü ve
imek bulunan bir yamur(a
tutulan kimselerin håli) gibidir. Yildrimlar
dan dolay, ölüm korkusuyla parmaklarn
kulaklarna tkarlar. Hâlbuki Allah, káirleri
(ilim ve kudretiyle) çepeçevre kuaticdr.
20- O imek, nerede ise gözlerini(n
nunu) kapp aliverecek! Ne zaman on
lara aydnlik verse, onda (onun inda)
yürürler; onlara karanlik çöktüü zaman
ise (olduklar yerde) dikilip kalrlar. Hâlbuki
Allah dileseydi, elbette onlarn iitmelerini
ve görmelerinigiderirdi. übhesiz ki Allah.
hereye hakkyla gücyetendir."
21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekile
ri yaratan Rabbinize ibâdet edin ki takvâ
sâhibi olasnz!2
22- (0,) sizin (ikamet ve istirâhatiniz) için
yeri bir döek, göü ise (üstünüze) bir
tavan yapandr. Ve gökten bir su indirip,
onunla size rizk olmak üzere mahsûller
çkarandr. Oyle ise siz (bu hakikati) bili
yor olduunuz hâlde Allah'a ortaklar ko
mayn!
23- Ve eer kulumuza indirdiimiz (Kurân)
dan übhe içindeyseniz, haydi onun ben
zerinden bir süre getirin; eer (iddiânzda)
doru kimseler iseniz, Allahdan baka
âhidlerinizi (yardmclariniz) da çarin!
24- Buna ramen yapamazsanz, ki
asl
yapamayacaksnz,o öyle ise o ateten
saknn ki, yakt insanlarla talardr; (ve)
kâfirler için hazrlanmitr!
Allah gider- etrafin- o ey-
di dadr leri ki
dilsiz- sar
kör.
lar
karanlk- onda
gökten
kapip ali- 0 im- nerede
verecek ek ISe
onlara
yldrmlardan kulaklarna
dolay
vardr
odur ki
gökten
Rabbinize ibâdet insanlar
edin
Allah'
dan
öyle ise
saknin
görmezler
Allah'a öyle ise kl
aydn bir
latt zaman ki ates
takvå sâhibi tâ ki siz
olursunuZ
indir- ve bi
di
mayn
baka
SiZin
bina
Allah üb- görmelerini ve iitmelerini elbete Allah dile
hesiz gidermiti
ve ne
karanlik o va- ve onda yürüdu- onlara aydnlik her ne
Çokt kit ki
ler verdi
åhidlerinizi
aslåyapama- ve
yacaksnz
mitir
boanan bir
yamur gibidir
kârleri
karan
liklar
riZIk
Cin olarak
parmaklarin kilarlar
yakt
ey
indir- oey- bir için- iseniz e- ve
dik den ki ubhe de
onlar
için
birakt
veya
yapama
r Misanz
o kim- misâli onlarn
senin ki gibidir misåli
çepeçevre Allah ve
kuaticdr
gö ve bir döek
mahsüllerden
hakkyla gü
C yetendir
dönmezler bu yúz
den onlar
zaman
káfirler için hazrlan- talardr ve insanlar
seydi
im- ve gok gu- ve
ek rultusu
sizden öncedir okimse- ve sizi yaratti
leri ki
onun
la
ve
biliyorsu
nuz
ölüm korku
yakt
nürlarn
e- ve dikilip
er kaldlar
hereye
sizin
Sonra
gözlerini
çikard
SIZ
Iken
suyla
o ki
o ki
kild
çarin ve benzerin- bir sûre haydi kulu
den
bir
Su
buna ra- doru kimse- iseniz eer
men eer ler
bir takm
benzerer
ate
ten
dürler dirler driar
er
de
yeri
için
getirin muza
8. cennet- kendileri übhe-
ler için vardr siz
bir meyveden
bunlar onlara
verildi
bir sivrisi
nei
muràd
etti
orada onlar ve
A9
ve
Sonra
onlar- riziklan
odur ki
bir misâl
olarak
neyi
ahdini bozarlar
emretti o eyi
zarara u- onlar
rayanlar
göü
bundan önce
haktir üphe- hemen bilirler
siz o
sålih amel
let
böylece size
hayat verdi
tertemiz
birçok onun- hidäyete ve birçok
kimseyi la erdirir
misålgetir
mesinden
hemen derler
o
kimse
ler ki
keserler
lar
ölüler
her ne
zaman
zevceler
nzikland
nldik
kasdetti Sonra
hakkyla hereyi
bilendir
yaptlar ve imân
döndürule- ona
ceksiniz
imân
ettiler
ve
Ifmaklar
0 ey
dír ki
orada
inkâr ettiler
onun- dalâle
kimseyi la
Ve
"çekinmez Allah
üb
ettiler
fâsklar
onlar için ve
vardr
o kimse- ite
ler ki
te atar
katiyen
kabulúnün
altlarindan
bu dediler
O kimse
ler ki
idiniz ve Allah'
o kimse- müj- ve
leri ki
hesiz
gökler olarak
ama
Ve
ama
birbirine ben
zer ekilde
dele
ebedi kalci
drlar
ondan hattâo
ite on- yeryüzün- fesad çka- ve birletirilme- onu Allah
de rirlar Sin
ardndan
akar
rizik
olarak
misål bununla Allah
olarak
an- onun- dalålete
Cak la
yedi
hepsini yerdedir 0 sey- sizin
leri ki
atmaz
Rable
rinden
için
inkâr edi-
nasl
yorsunuz
Sonra sizi diriltecek sonra sizi öldürecek
ve
Allahin
yaratti
sonra onlar
tanzim etti
Cüz:1, Siüre:2 (Bakara 25-29) 4
25- (Habibim, yâ Muhammed!) Imân edip
sålih ameller ileyenlere, übhesiz kendi
leri için altlarindan irmaklar akan Cennet
ler olduunu müjdele! (Onlar) ne zaman ri
zik olarak oradan, herhangi bir meyveden
rizklandrilsalar: "Bu, daha önce riziklan
drildimz eydir" derler.
Çünki bu (Cennet nimetleri), kendilerine
(dünyadaki rzklaryla) birbirine benzer
ekilde verilir.
Onlar için orada tertemiz zeVceler de vardr
ve onlar, orada ebedi olarak kalcdrlar.
26- übhesiz ki Allah, (kullarina doru
yolu göstermek için) bir sivrisinei. (hattå
küçüklük ve kymetsizlikte) ondan da öte
(daha aa) bir eyi misâl getirmekten
çekinmez.
Ama imân edenler, bunun Rablerinden
(gelen) hak olduunu hemen bilirler.
Inkär edenlere gelince: imdi Allah, misâl
olarak bununla neyi muråd etti?" derler.
(Allah) onunla birçok kimseyi dalâlete atar,
birçok kimseyi de hidâyete erdirir.
Fakat onunla ancak fâsklar dalälete dü
ürür.
27- O kimseler (o fâsklardr) ki, Allah'in
ahdini (0'na verdikleri sözü) katiyen
kabülünden sonra bozarlar, Allah'in bir
letirilmesini emrettiieyi (akrabâlar ve
müminler arasndaki irtibât) keserler ve
yeryüzünde fesad çkarrlar.
Ite onlar, zarara urayanlarn ta kendile
ridir.
28- (Ey káfirler!) Allahi nasl inkâr ediyor
sunuz ki, (siz) ölüler idiniz de, size (0) ha
yat verdi.
Sonra sizi öldürecek, sonra sizi (tekrar)
diriltecek, sonra da ancak O'na döndürü
leceksiniz.
29- Yerde ne varsa hepsini sizin için ya
ratan, sonra göü (yaratmay) kasdedip
onlar yedi (kat) semâolarak tanzim eden
O'dur.o Ve 0,
hereyi hakkyla bilendir.
dan drldilar
yukardr eyi ki
9. 5 Cüz:l, Süre:2 (Bakara 30-37)
30- (Ey Habbim!) Bir zaman Rabbin,
meleklere: "übhesiz ki ben, yeryüzünde
(insan) bir halife klacak olanm" buyur
mutu; (melekler) "Orada fesad çka
racak ve orada kanlar dökecek bir kimse
mi klacaksn? Hâlbuki biz, hamdin ile
(seni) tesbih ediyoruz ve seni takdis edi
yoruz" dediler. (Rabbin de onlara:) "Sizin
bilemeyeceiniz eyleri, übhesiz ki ben
bilirim! buyurdu.
31- Ve Adem'e isimlerin hepsinii öretti,
sonra onlar meleklere arz ederek: "Eer
(iddiânzda) doru kimseler iseniz, haydi
unlarn isimlerini bana bildirin!" buyurdu.
32- (Melekler) dediler ki: "Seni (her tür
lünoksanlktan) tenzih ederiz: senin bize
Örettiklerinden baka bizim için bir ilim
yoktur. übhe yok ki Alim (hereyi bilen),
Hakim (her ii hikmetli olan) ancak sensin!"
33- (Allah,) 'Ey Adem! Onlarn isimlerini
kendilerine (meleklere) bildir! buyurdu.
Bunun üzerine (Adem) onlarn isimlerini
kendilerine bildirince (Allah): "Size deme
dim mi? Göklerin ve yerin gaybin (size
gizli olan sirlarin) übhesiz ben bilirim!
Ve (siz) neyi açklarsanz ve (içinizde) neyi
gizlerseniz, (ben) bilirim!" buyurdu.
34- O vakit meleklere: Adem'e secde
edin!" demitik; (cinlerden olan) blis
hâriç, hemen secde ettiler. (0) dayatt ve
büyüklük taslad, böylece káfirlerden oldu.
35- Hem demitik: "Ey Adem! Sen zevcen
(Havvâ) ile Cennete yele: dilediiniz yer
de ondan bol bol yiyin; fakat u aaca yak
lamayn, sonra zâlimlerden olursunuz!"
36- Derken eytan onlar(n ayaklarin)
oradan kaydrd da içinde bulunduklar
eyden (o nimetten) onlar çkard. Bu
nun üzerine (biz onlara) öyle dedik: (Ey
man olarak inin! Artk sizin için yeryüzünde
bir zamâna kadar bir yerleme ve bir fayda
lanma vardr."
37- Nihâyet Adem, Rabbinden birtakm
kelimeler ald (ve onlarla yalvard, tev
be etti), bunun üzerine (Rabbi) tevbesini
kabül etti. Çünki Tevväb (tevbeleri çok
kabül eden), Rahim (merhameti bol olan)
ancak O'dur.
dediler
tesbih biz
ediyoruz iken
Ade- ö- ve
me retti
bana ha
ber verin buyurdu
ey buyur
sen münez- dediler
zehsin
du
buyur
du
bir halife yeryüzünde kilacak übhe- meleklere
olanm siz ben
Adem'e
Sonra
baznz
isimlerini
ey demi- ve
tik
nihâyet
ald
her ii hik-
metli olan
secde
edin
dilediniz oyer
de ki
kanlar
bilmiyor-
sunuz
eytan derken o iki
sini kaydrd
inin
meleklere
açklar- o e- bili- ve yerin ve goklerin gay
Siniz yiki rim
doru kimseler
dökecek ve orada fesad çl- o kim- orada kilacak
karacak seyi ki
hereyi
bilen
kâfirlerden
onlara ha
ber verdi
o
ey- bili- übhe- bu- seni takdis ve hamdin
leri ki rim siz ben yurdu ediyoruz
meleklere demi- 0 ve
tik vakit
iseniz
sen- übhe
sinsiz sen örettin
ve ne
zaman ki
onlar arzetti sonra hepsini
o
bir zama- bir fay- ve bir yer
na kadar dalanma
leme
merhamet tevbeleri odur übhe
Çok olan kabuleden siZ O
bint
eer
oldu ve büyüklük ve ka
taslad Çind
Sunuz
Rab- buyur- ve bir
bin mutu vakit
isimlerini
ve tevbesini
kabul etti
unlarn
misn
zâlimlerden sonra olur- aaca u
bize oey- an- bzim bir ilim
ler ki cak için
ile
isimleri
isimlerini
bili- übhe- size demedim
rim siz ben
bol ondan yi- ve cennete zevcen ve sen yerle Adem
bo yin
birtakm
kelimeler
yoktur
onlara ha- Adem
ber ver
gizliyorsunuz idiniz o
e
mi
yíki
Iblis hâ: hemen sec
riç. de ettler
ve
dedik ve içinde iiler o ey- ve onlarn çikard oradan
den ki
yakla- ve
mayin
Laic
yeryuzun- sizin için ve dü- bazsna
de vardir mandr
Rabbin- Adem
den
10. hidâye- tâbi' ol-
time
yalan- ve
ladilar
ve bir hi ben
musa kim
dâyetden
sräiloullar ey
az
beraberi- 0 e-
; nizdedir yi ki
inkâr
ettiler
hakk giziemeyin ve
onlar ki
SIze verdi- yerine bana verdi- yerine ve Size
im söz getireyim giniz söz getirin
yardm isteyin
ålemlere
rük edin ve zekát verin ve
o kim- ve
seler ki
ondan kabul
edilmez
Sunuz
yardm olunu
yorlar
ve
bir fiyata âyetler- satmayn ve onu inkâr
ebedi kali- ora- onlar ate
CIdrlar
mi
SIze ge-
artik hep ora
lirse eer birlikte dan
tasdik edi- indirdim o e- imân ve
ci
olarak ye ki edin
bâtl ile
ve
üzülüyor
da
lar
kendinizi unutuyor- ve iyilii insanlara emrediyor
musunuz
kimselerdir
siz ben
hiç akl erdirmez
misiniz
sizi üstün übhe- ve
kildm
onlar ve
deildir
gönülden bal an- gerçekten übhe- ve
cak büyüktür
hakk kartrma- ve
yin
namaz hakkyla ve
edâedin
ihsân
ettim
sz onlar
SIze
edenin
SIZ O
kimseden kimse
ehlidir
ler
kitab
ve bir fidye ondan
onlara
ihsân
ettim
Iki
ite âyetleri
onlar mIzi
oki nimeti- hatrla
inin
artik benden ancak ve
korkun benden
nuz
isräiloular ey dönecek
ona ubhe- ve Rable- kavuacak ubhe- sezer
o ki
m
dedik
artik bir kor.
ku yoktur
artik ben- ancak ve
den saknin benden
okuyorsu
nuz
biliyorsu- siz iken
olmayn ve
rük eden- bera
lerle
yin
alinmaz ve
namaz ve sabIr ile
ile
mi
rine kimselerdir siz onlar ler
ber
SIZ iken
ni meti- hatirla
yin
ödemez bir gün- saki- ve
den ki nin
bir efâat
Cü:1,Sire:2 (Bakara 38-48) 6
38- (Onlara öyle) dedik: "Hep birlikte
oradan inin!" Artk benden size bir hidâyet
gelir de kim hidâyetime tâbi olursa, o
takdirde onlara hiçbir korku yoktur, onlar
mahzun da olmazlar.
39- 0 inkâr edip âyetlerimizi yalanla
yanlara gelince, ite onlar ate ehlidirler!
Onlar orada ebedi olarak kalcIdrlar.
40- Ey Isrâiloullar! Size ihsân ettiim
ni'met(lerlimi hatrlayn; (imân edeceinize
dâir) bana verdiiniz sözü yerine getirin ki,
(ben de Cennete girmeniz husúsunda)
size verdiim sözü yerine getireyim ve ar
tik yalnzca benden korkun!
41- Beräberinizde olan (Tevrå'i) tasdik
edici olarak indirdiime (Kur'än 'a) da imân
edin ve onu inkâr eden(ler)in iki siz olma
yn! Ve âyetlerimi, (karilnda ne alsaniz)
az (düecek) bir fiyata satmayn ve artik
yalnzca benden saknn!
42- Hem siz (doru olan) bile bile hakk
bâtil ile kartrmayn ve hakk giz
lemeyin!
43- Hem namaz hakkyla edâ
edin, zekât verin ve rükü eden
lerle berâber rük edin!
44- Siz Kitâb okuyor olduunuz
hälde, insanlara iyilii emredip de
kendinizi unutuyor musunuz? Hiç
akl erdirmez misiniz?
45- O halde sabr ve namaz ile (Allahdan)
yardm isteyin! Halbuki übhesiz o, (Allah'a)
gönülden
balolanlardan bakasna el
bette argelir.
46- Onlar ki, gerçekten kendilerinin Rab
lerine kavuacak kimseler olduklarn ve
gerçekten kendilerinin ancak O'na döne
cek kimseler olduklarn sezerler (kat'i ola
rak imân ederler).
47- Ey Isrâilouilar! Size ihsân ettiim ni'
met/lerjimi ve gerçekten benim sizi (bir za
manlar) älemlere üstün kldm hatrlayn!
48- Ve öyle bir günden saknn ki, (o gün)
kimse, kimse nåmina bir ey ödemez, on
dan (Allah'in izni olmadkça) bir efâat de
kabül edilmez, ondan bir fidye de alnmaz
ve onlar yardm (da) olunmazlar!
olanlara
11. 7 Cüz:l, Sire:2 (Bahara 49-57)
49- Hem bir zaman sizi Fir'avun ehlinden
kurtarmtik; (onlar) sizi azâbn en kötü
süne (evlâd acsna) ma'ruz birakyorlar,
(yeni doan) oullarnz boazlyor, ka
50- Hani sizin için denizi yarp da sizi
kurtarmi ve siz (hayretle) bakp dururken
Fir'avun ehlini suda bomutuk.
51- Yine bir vakit Müså ile krk gece için
sözlemitik; sonra onun (Tür'a gitmesi
nin) ardndan siz zâlim kimseler olarak
buzay (ilâh) edindiniz.
52- Sonra bunun arkasndan sizi affettik.
tâki ükredesiniz.
53- Hani Müsâya Kitâb'ive (hak ile bâtl
ayran) Furkn'ivermitik, tâ ki hidâyete
eresiniz.
dinlarnz (kz çocuklarnzi) ise hayatta
Ji
GIEEL
,
ij A
brakyorlard." Ite bunda (size revågö
rülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük
bir imtihan vard.
54- O vakit Müså, kavmine: "Ey kavmim!
übhe yok ki siz, buzay (ilâh) edinmekle
kendinize zulmettiniz: öyle ise yaratan
niza tevbe edip. nefislerinizi öldürün! Bu
(hâiniz), yaratannzn katinda sizin için
daha hayrldr" dedi.
Bunun üzerine (Allah) tevbenizi kabül eti.
übhesiz i Tevváb (tevbeleri çok kabül
eden), Rahim (çok merhametli olan) ancak
O'dur.
55- Bir zaman da: Ey Müsâ! (Biz) Allah'i
açkça görmedikçe aslåsana îmân etme
yeceiz!" demitiniz de, siz (olup bitene
hayretle) bakadururken sizi yildrim yaka
layvermiti.
56- Sonra ükredesiniz diye, ölümünüzün
ardndan sizi dirilttik.
57- Hem (Tih çölünde ) üzerinizi bulutlarla
gölgeledik ve size kudret helvas ile bildr
cIn indirdik.
(Ve) Sizi rzklandrdmz temiz eyler
den yiyin!" (dedik).
boazl
yorlard
Artik (onlar) bize zulmetmediler; fakat (as
linda) kendilerine zulmediyorlard.
Rabbinizden bir im- bunda size ve kadnlarniz hayatta b- ve oullarnizi
azåbn kötüsü- sizi ma'ruz bi- Firavun ehlinden sizi kur- bir ve
ne rakyorlard tarmitik vakit
ehli- suda bo- ve
mutuk
ni
Son- gece krk
için
ra
Allah'i
affettik Son
Müsâlya vermi- bir ve
tik vakit
ve sizi kurtar
mitik
ra
ite bu
dedi bir ve
vakit
edinmenizle
Müså
le
vard
siZi dirilttik sonra
tâki sana
Üzerinizi gölgeledik ve
zâlim kimnse- siz ve
lersiniz
merhameti tevbeleri odur übhe-
çok olan kabul eden
sözle- bir ve
mitik vakit
nefislerinizi
SiZ O
denizi siZin
ükredersiniz
bakyor
sunuz
hidâyete
kendinize
erersinIz
aslâ
imân et
meyeceiz
zuimediyor- kendilerine idiler
lar
SIZ
için
sonra
öldürün
Ve
ükredersiniz
tâ ki siz
niz
temizlerinden yiyin bildrcin ve kudret
helvas
fakat
rakyorlard
yarmi- bir ve
tik vakit
bakyorsu- siz
zulmetti- übhesiz kav- ey kavmine
Müsâ
onun ar
dndan
tâ kisiz bunun
nuz
bunun üzerine tev- yaratanni- katin
benizi kabul etti
yldrm
tâ ki siz
size
SIZ
buzai- edindi
furkän ve
yi
Zin
yaratannza
mim
ey demi- bir ve
tiniz vakit
bize zulmnet- ve
mediler
da
hemen sizi
yakalamti
Zun
ölümünü- ardndan
açkça
indirdik ve bulutlar
la
sizi rziklan- oe
drdik yin k
12. dilediniz o yer
SIze
le
bir söz- zulmet-
kavmi
icin
on
rizkndan
Müsâ
de ki
bala- yà Rab deyin ve secde eden- kapIdan
yalim bizi affet ler olarak
buda
yndan
daha
aadr
tiler
kötü bir zulmet- okimse- üzerine biz de in- kendi- söy
azâb tiler lerin ki
Müsâ
bize çkarsin
öldürü
yorlar
iki
ondan ve yiyin
o kim- fakat dei
seler ki tirdiler
için
su iste bir ye
miti vakit
ey demi- bir ve
tiniz vakit
ondan bunun üzeri
ne fikrd
lar
ve yiyin
Rab- bizim
bine için
o eyi
ve hiyarindan ve
istediniz o sey- sizin için
ler ki
vardr
bir gazaba ura- ve
Alla-
haddi ayor- idiler
ehre
âyet
lerini
o halde
duâ et
deitirmek mi
istiyorsunuz
Ve
Çünki
übhesiz
iylik eden- artiraca- ve
lere
dirdik
taa
içecei yeri ksm her
insanlar
sebzesinden
re
ar
$u
tel
bir
eh
yoksulluk Ve
(mührü)
inkâr ediyor
lar
fesad çkarici- yeryüzünde bozgunculuk ve
lar olarak yapmayn
girin
lerine lendi
isyân ediyor- idiler oseyden gök
dolayki
asânla
isyân o eyden
ettiler dolaydr ki
girin
soanin-
inin
idiler
bir yemee
yer
bu
demi- bir ve
tik vakit
Ve
ve bol bol
hayrl
dr
hatâlarnzi
o ey-
den ki
Vur
bildi gerçek- pinar
ten
ba
ka
ten
biz de
dedik
Alla
hin
aslå sabre
demeyeceiz
bitirir o eyler
den ki
zillet Üzerlerine vuruldu ve
(mührü)
mercime
ginden
0
$eyle
çünki üb- budur Allah'
hesiz onlar dan
hakszyere peyg
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 58-61) 8
58- Yine bir zaman (size) öyle demitik:
"uehre (Kudüs'e) girin de ondan diledii
niz yerde bol bol yiyin; (ama) kapdan sec
de eden kimseler olarak girin ve (Yâ
Rab! Bizi affet!) deyin ki, size hatâlarinz
balayalm!" Çünki (biz,) iyilik edenlere
59- Fakat o zulmedenler, (alay ederek o
sözü) kendilerine söylenenden baka bir
sözle (buday ma'nâsindaki 'hnta' ile) de
itirdiler (biz) de isyân etmekte oldukla
rindan dolay zulmedenlerin üzerine gök
ten kötü bir azab indirdik.
60- Ve bir zaman Müsâ (Tih çölünde) kav
mi için su istemiti de (ona): "Asânla taa
vur!" dedik.
Bunun üzerine (taa vurunca) ondan on
iki pnar fikrd. Dorusu her kabile (su)
içecei yeri bildi.
(Onlara öyle dedik) "Allahin (size
lütfettii) rizkndan yiyin, için; fakat fesad
çkarclar olarak yeryüzünde bozgunculuk
yapmayn!"
61- Yine bir vakit öyle demitiniz: "Ey
Müsâ! (Biz) tek bir yemee (kudret helvas
ile bildrcna) aslâsabredemeyeceiz; bi
zim için Rabbine duâet de, bize yerin bi
tirdiieylerden, sebzesinden, hiyarndan,
budayndan, mercimeinden ve soa
nindan çkarsn!"
(Müsâ da onlara:) O hayrl olan, bu daha
aa olanla deitirmek mi istiyorsunuz?
(Oyle ise) bir ehre inin, (çünki kendiniz
için) istediiniz eyler (orada) elbette var
dr" dedi.
Böylece üzerlerine zillet ve meskenet
(yoksulluk damgas) vuruldu
2
ve Allah'dan
(gelen) bir gazaba uradilar.
Bu, übhesiz onlarn, Allah'in âyetlerini
inkâr ediyor ve haksz yere (hakszliklarn
bile bile) peygamberleriöldürüyor olmalar
sebebiyledir.
(Bütün) bu(nlar), isyân etmeleri ve haddi
amakta olduklarindan dolaydr.
Ve
hin
dedi
dan
(mükâfâtlarinn daha da) artracaz.
13. 9
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 62-69)
62- übhesiz ki (zâhiren) îmân edenler,
yahudi olanlar, hristiyanlar ve såbiiler' yok
mu, (onlardan) kim Allah'a ve âhiret günü
ne (hakikaten) îmân edip sâlih bir amel
ilerse, artik onlarn, Rableri katnda mü
onlar mahzun da olmazlar.
ra: "Aalik maymunlar olun!" demitik.
66- Böylece bunu (bu hâdiseyi) önün
dekilere ve arkasndakilere (o zamanda
bulunanlara ve ardndan geleceklere) ibret
verici bir cezâ, takvâsâhiblerine ise bir
nasihat kildk.
67- Yine bir zaman Müsâ, kavmine: "üb
he yok ki Allah, size bir bakara (bir sir)
kesmenizi emrediyor!" demiti. (0nlar:)
"Bizi alaya mi alyorsun?" dediler. (Müsâ)
(Ben) öyle câhillerden olmaktan Allah'a
sinrm!" dedi.
îmân kim sâbiler ve hristiyanlar ve yahudi o kim- ve imân okim- üb
etmise oldular seler ki ettler selerki
rki hesiz
68- (Onlar:) Bizim için Rabbine duâ et,
onun ne olduunu bize iyice açklasn!"
dediler. (Músâ) öyle dedi: "Muhakkak ki
0 (Rabbim) buyuruyor ki: 'Dorusu o, ne
yal ne de genç, bu (ikisi)nin aras (orta
yata) bir
srdr. Artik ne emrolunuyorsa
niz, yapn!"
katnda mükâfât- artik onla- sâlih bir yapm- ve âhiret gününe ve Allah'a
rin vardr amel
kafätlan vardr, onlara hiçbir korku
yoktur.ZL ,i3 t 5
Lit
69- (Onlar bu def'a:) "Bizim için Rabbine
duâet, onun renginin ne olduunu (da)
bize açklasn! dediler. (Müsá) öyle dedi:
"übhesiz0 (Rabbim) buyuruyor ki:
'Do
rusu o, rengi sapsar, bakanlarn houna
giden bir
sirdr."
almtik bir ve üzülüyorlar onlar ve onlara
deildir
vakit
kuvvetle size ver-
lari
63- Ve bir zaman sizin salam sözünüzü
alm. Tür (dan) da üzerinize (hemen
yklacak bir vaziyette) kaldrmtk. "Size
verdiimiz (Kitâb) kuvvetle tutun ve içinde
bulunanlari (amelederek) hatrlayn ki, (gü
nahlardan) saknasnz! (buyurmutuk).
64- Sonra bunun ardndan yüz çevirdiniz.
Fakat üzerinize Allahin ihsânve rahme
ti (tevbelerinizi kabúl etmesi) olmasayd,
mutlakàzarara urayanlardan olurdunuz.
65- lçinizden Cumartesi gününde haddi
aanlan da elbete bilirsiniz Bu
yüzden onla- cy W ylei bi@t 33 j
bunun ardndan
önündedir
onlara bu yüzden
demitik
SIZ
dik
ne
bizim duâ
için et
bizim duâ
IÇin
bir sir
dir
übhe- kavmi- Múså de- bir ve
miti vakit
zarara urayan- mutiaka ol- rahmeti ve üzerinize Allahin ihsân ve eer
lardan mutunuz
bir alay biziediniyor dediler
musun
o kimse- ibret verici
lere ki bir cezå
dedi
er
dedi
et ler
0 ey- tutun Túr'u üzerinize
leri ki
ki
yüz çe- Son
virdiniz
übhe
SIZ O
ra
cumartesi sizden haddi
qününde atilar
bakanlar
sa
ne yaldr bir
sir- übhe- buyuru- übhe- dedi
SIZ O yor
yor
saknrs- tâ ki siz için- O e-
dedir yíki
nIz
böylece onu
kildk
cähillerden
takvå sâhib
lerine
sevindirir
bir sir kesmenizi
SIZ O
emrolunu- 0 e- artik ya
yorsunuz yi ki
buyuru- übhe- dedi
siz O
Dir
bir korku ve Rableri
yoktur
kaldr- ve
mitik
o kimse-
leri ki
olmamdan
rengi
rengi
bir na
sihat
salam sõ
zünüzü
aalk maymun- olun
bildiniz and olsun ve
gerçekten
lar
hatrla- ve
yin
ve arkasin- o kim- ve
dadr selere ki
size emredi
yor
bu- arast orta
nun
Allah'a siini- dedi
rim
ne- bize açkla- Rab
dir Sin bine
Allah
ne ve
dir genç
nedir bize açkla
SIn
sapsar
Rab
bine
olmasayd
14. bize birbirine
sirlar üb
gore benzedi
ne boyundu- bir si- ubhe-
nuavunulan
rki SizO
ile din
bazs ile ona vu
gerçek gel- im- dedi- on-
bir alaca kusursuz- ekin ne sular ve yeri Süru
hak- ve birbirinizie bir öldumü- bir ve
knda tartimitinz kimseyi tunüz vakit
daha ve talar gibi
iddeti ya
yoksa ümid mi
edivorsunuz
iitirler
run
le
onuanladi- 0 e
lar yinki
açt
korkusun- düüp yu- elbet
dan varlanir o sey ki
ettik
hesiz
o ey
leri ki
buyu ub- de-
ruyor hesiz o di
misiniz
bunun üze
rine demitk
onlardan
hiç akl erdirmez
artik
onlar
0 ne- bize açkla- Rab- bizim duâ
dir Sin bine
in et
akl erdirirsiniz tâki siz âyetle- size gös- ve ölüleri Allah diriltir ite böyle
rini
yoktur
bir firka
ardndan
onlardan üb- ve nehirler ondan fikrir elbet o talardan üb- ve katlikca
vardr hesiz ey ki vardr hesiz
onlara konuu
yor musunuz
terir
elbette doru- Alah dile- e- ubhe- ve
yu bulanlanz mise er
giziyorsunuz idiniz
yapryorsunuz o eyler
dur
yapyorlar nerede ise ve
deillerdi
den ki
idi
A
dediler
bunun ardndan kalbleriniz katlat son
onlardan ub- ve Su ondan böylece yanlr elbet o
vardr hesiz Çikar ey ki
onu tahrif
ederlerdi
0 za- ve îmân dediler imân o kimse- kar- 0 za- ve
man ki ettiler lerle ki
latilar manki
L
gáfi
halbuki
gerçekten
o e- ortaya Allah ve
bazsyla
Alahdel- ve
dedi
21, er
Sonra Allah'in
dir
SIze
yor
böylece
onu kestiler
A
Rabbi- huz- onun- size delil getime
nizin runda la len için
bazlar
ra
Size
inanmalarin
Alla
hin
biliyorlar kendile
kelâmn
ri iken
ba ba
a kald
Allah
Cüz:1, Sire:2(Bakara 70-76) 10
70- (Onlar tekrar öyle) dediler: "Bizim
için Rabbine duâ et, onun ne olduunu
bize iyice açklasn! Çünki bize göre sir
lar birbirine benzer geldi. Bununla berâber
eer Allah dilerse, übhesiz biz elbette
doruyu bulan kimseler (olur)uz."
71- (Müsâöyle) dedi: "übhesiz O(Rab
bim) buyuruyor ki: Dorusu o, ne yeri
sürmek üzere boyundurua vurulan, ne
de (su taiyarak) ekin sular bir sirdr.
Kusursuzdur, onda bir alaca yoktur. (On
lar) "lte imdi gerçei getirdin!" dediler.
Bunun üzerine onu (bulup) kestiler, fakat
nerede ise (bunu) yapmayacaklard.
72- Hem hani bir zaman siz, bir kimseyi
birbirinizle münkaa etmitiniz. Hâlbuki
Allah, gizlemekte olduunuzu hakkyla or
taya çkaricidr.
73- Bunun üzerine: "(Boazladnz sii
rin) bir parçasyla ona (o ölüye) vurun!" de
mitik. Allah, ölüleri ite bôyle diriltir ve akl
erdiresiniz diye size âyetlerini gösterir!
74- Sonra bunun ardndan kalbleriniz kat
lat, artik onlar ta gibiveya daha
katdrlar. Hâbuki dorusu o
talar
dan öylesi vardr ki, ondan nehirler
fikrr; elbette onlardan öylesi de
vardr ki, yarlr da ondan su çkar.
Hem onlardan übhesiz öylesi de
vardr ki, Allah korkusundan düüp
yuvarlanr! Allah ise, yapmakta ol
duklarinzdan gfil deldir.)
75- (Ey mü minler! Onlarin) size inanacak
larn m ümid ediyorsunuz? Hâlbuki ger
çekten onlardan bir frka vard ki, Allahin
kelâmn iitirler, sonra onu anlamalarnn
ardndan, kendileri bile bile onu tahrif eder
(deitirir)lerdi.
76- Imân edenlerle karlatklari zaman:
(Biz de) imân ettik!" derler. Birbirleriyle
ba
baa kalnca da (reisleri onlara): "Allahin
size (Tevrât ta) açkladi (Muhammedin
sfatlar)n, Rabbinizin huzürunda size kar
I onunla delil getirsinler diye mi onlara (o
mminlere) anlatyorsunuz? Hiç akl erdir
mez misiniz?" dediler.
yiki çikancidr
15. 11 Cüz:l, Sire:2 (Bakara 77-83)
77- Hem (onlar) bilmiyorlar m ki, übhe
siz Allah, neyi gizlerler ve neyi açklarlarsa
bilir."
78- Onlardan ümmi olanlar da vardr ki,
Kitâbi (Tevråti) bilmezler; ancak (reisle
rinden duyduklar) bo temenniler(i bilirder)
ve onlar ancak zanda bulunurlar.
79- Artik vay o kimselerin häline ki, kitâb
elleriyle yazarlar da, sonra onu az bir fi
yata satabilmek için: "Bu, Allah tarafndan
dr!" derler.
Ite ellerinin yazdklar yüzünden onlarn
vay hâline!
Kazanmakta olduklarndan dolay da vay
onlara!
80- Hem: Sayl birkaç günden baka
bize ateaslâ dokunmayacaktr!" dediler.
(Ey Resúlüm! Onlara) de ki: (Buna dâi)
Allah katndan bir söz m aldnz, ki Al
lah sözünden aslådônmez, yoksa Allah'a
kar bilemeyeceiniz eyleri mi söylü
yorsunuz?"
81- Hayr! Kim bir kötülük yapar ve günâh
Onlar orada ebedi olarak kalcdrlar."
82- Imân edip sâlih ameller ileyenlere
gelince, ite onlar Cennet ehlidirler.
Onlar (da) orada ebediolarak kalcdrlar.)
83- Yine bir vakit sråiloullarindan:
"Allahdan bakasna kulluk etmeyeceksi
niz, ana-babaya, akrabâya, yetimlere ve
yoksullara iyilik (edeceksiniz), insanlara
da güzellikle söyleyin, namaz hakkyla
edåedin ve zekå verin!" diye salam söz
almtk.
onlardan ve
vardr
Sonra sizden pek az müstesn, (hepiniz
o sözünüzden) döndünüz, zâten siz yüz
çevirici kimselersiniz.
zanda bu-
lunurlar
onlara
derler Sonra
de ki
an
cak
ite
vay
açklar- o e- ve gizlerler o e- bilir
lar yiki
kazanyorlar o seyden onlara vay
dolay ki
sayl
söZünden Allah
sålih ameller
onlar ve
bote- an
deldir mennilen cak
ya
Soyleyin ve
zekât
elleriyle
kazanmisa kim bilakis
almitik bir ve
vakit
ate ehlidirler artik iteonlar
birkaç ancak ate
gün
kitab
ki aslå donmez
yaptilar ve
kendisini kuatr (da káfir olarak ölür)se.
TUÜWk
ite onlar Cehennem ehlidirler!
a7
bir fiyata onu satabilmeleri Allah tarafndandr
verin ve
bilmiyorsunuz
imân
ettiler
yüz çevirici kim-
SIZ
selersiniz
ve
günah
namaz
kitab
yazarlar
siniz
IÇin
bir söz
Ve Sizden
ebedi kalici- orada onlar
dirlar
elleri
o kim- ve
seler ki
kendi
Sini
bize aslå dokun
mayacaktr
Allah üb- ve bilmiyorlar
hesiz
bilmezler
o kimse
lere ki
azi
yazd
Iik
Alla- katn
hin dan
dedi
ler
yoksullara ve yetimlere ve akrabå- såhi- ve
mi
o sey- Allah'a kar! söyluyor yok
len ki
ümmi
olanlar
artik
vay
ana baba- ve Allah'a ancak kulluk etmeyecek- Isråiloullarndan salam
bine
bu
0 eyyu
Zunden ki
ve
aldnz mi
musunuzZ sa
kuat- ve bir kötülük
misa
ebedi kalici- orada onlar
dirlar
cennet ehlidirer
ite on
lar
SOZ
hakkyla ve güzelikle insanlara
edâedin
iylik
hâric döndünüz Sonra
yi ki
16. Çik
åhidlik edi
yorsunuz
günahta
çikaryorsu- ve kendinizi
nuz
kitabn
sizden
o iken onlan fidye vererek
kurtarýorsunuz
en
iddet
lisine
ve kanlarnz dökmeyeceksiniz salam sözü- alm
onlara kar
ondan
Sonra
SiZ ve kabul etiniz sonra
bunu yapar
0 kimse- ite
on
lerdir ki lar
Rühül-Kudüs
ile
bazsina
azâb onlardan
kaklriar
miz
inanrlar
yardmlayor
esirler
olarak
ard arda ve kitab
gönderdik
büyüklük tasladinz nefisleriniz
perdeli- kalbieri- dediler ve
dir
Sunuz
öldürüyorsu
voksainanyor
az
musunuz
bu yüzden
haffletilmez
o kim
senin ki
kiyâmet günü
yapyorsunuz
oe
nuz
bu yüzden pek
artik cezast
deildir
size gelirierse eer ve
maz
ve
yurtlarnzdan
åhirete kar
ilik
yurtlarndan
Çikarlmalar
nüzü
dunúz
u kimse
lersiniz ki
min
gåfl
bazsn
Müså- ver- ve and olsun
ya dik gerçekten
inkâr etmeleri
sebebiyle
Allah
deildir
SIZ
tik
dünya hayatnda
sizden
SIZe
Allah
bir ve
vakit
kendinizi
dümanlikta ve
ve
holan- o ey bir pey- size geldi
leki gamber
i kuy- ve mu'cizeler Merye- olu Isâya verdik ve peygam
tverdik
Sonra
bir
tâifeyi
inkâr
e
SUnOr. ve
naram
klnmi
dunya hayatn satin aldilar
rezil an
olmak cak
azåbn
yardim olu- onlar ve
nuyorlar deildir
öldürüyor- bir
ve yalanladniz bu yüzden
tâifeyi
berieri
her ne za
man m ki
bir tâifey
onlara lânet bila
etmitir kis
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 84-88) 12
84- Bir zaman da: "Birbirinizin kanlarn
dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlar
nzdan çikarmayacaksinz!" diye salam
sözünüzü almtik, sonra (bunu açkça)
kabül ettiniz.
Ve siz (buna) âhidlik etmektesiniz.
85- (Bütün bunlardan) sonra, siz öyle
kimselersiniz ki, birbirinizi öldürüyor ve
içinizden bir kismn yurtlarndan çkaryor,
onlara kar kötülükte ve dümanlikta yar
dmlayorsunuz.
Eer size esir olarak gelirlerse fidyelerini
veri(p onlar kurtar)yorsunuz; hâlbuki o,
(onlarn, yurtlarindan) çkarlmalar size
haram klnmit.
Yoksa Kitäbin bir ksmna inanp bir ks
min inkår m ediyorsunuz? Artik içinizden
böyle yapann cezâs, dünya hayåtnda
rezil olmaktan baka bir ey deildir!
Kiyâmet gününde ise (onlar) azâbn en
iddetisine uratlrlar!
Ve Allah, yapmakta olduklarnzdan gafil
deildir.
86- te onlar, âhiret karlinda dünya
hayåtn satn alanlardr. Bu yüzden on
lardan azab hafifletilmez ve onlar (o gün)
yardm olunmazlar.
87- And olsun ki, Müsäya Kitäbi
(Tevrât'i) verdik ve ondan sonra ard arda
peygamberler gönderdik.
Meryemolu säya da mcizeler verdik
ve Rühül-Kudüs (Cebráil) ile ona kuvvet
Buna ramen, ne zaman bir peygamber
nefislerinizin holanmadi bir eyi size
getirdi ise, büyüklük taslamadnz mi? Bu
yüzden bir ksmin yalanladnz, (Zekeriyyå
ve Yahyåya yaptnz gibi) bir ksmn da
öldürüyordunuz.
88- Hem (Peygambere:) "Kalblerimiz per
delidir! (Dediklerinianlamyoruz)" dediler.
Hayr! Inkâr etmeleri sebebiyle Allah onla
ra lå'net etmitir (rahmetinden uzaklatr
mtr); bu yzden pek az inanrlar.
verdik.
17. 13
89- Hem onlara Allah tarafndan, yanlarn
da bulunan (Tevråti) tasdik edici bir Kitab
Cüz:l, Süire:2 (Bakara 89.93)
cek peygamberi vesile yaparak) inkâr eden
lere kar zafer istiyorlard: ite (bu kadariyi)
tandklar (o peygamber) kendilerine gelin
ce, onu inkâr ettiler.
Bu yüzden, Allah'in lâ'neti o káfirler üzeri
nedir!
90- Allah'in, kullarindan dilediineihsânn
dan (Kitab) indirmesine (hasedle) isyân
ederek, Allah'in indirdiini (Kur'âni) inkâr
etmekle, mukabilinde kendilerini sattiklar
ey ne kötüdür!
Bu yüzden gazab üstüne gazaba uradilar.
Ite káfirler için (pek) aalayc bir azab
vardr.
(Kuràn) gelnce.ki daha önce (o
gönderile-sj ü Ši
91- Hem onlara: "Allah'in indirdiine îmân
edin!" denildiizaman: (Biz sâdece) bize
indirilene (Tevrât'a) imân ederiz!" deyip.
onun arkasndakini (Kur'ân'i) inkâr eder
ler; häbuki o, yanlarnda olan tasdik edici
hak (bir Kitab)dr.
(Ey Resilüm! Onlara) de ki:
Eer mü
min kimseler idiyseniz, o hâlde daha önce
Allah'in peygamberlerini niçin öldürüyor
dunuz?"
92- And olsun ki, Müsâ size apaçk mu'ci
zelerle gelmiti; sonra onun (Tr dana
gitmesinin) ardndan, siz zâlim kimseler
olarak buzay (ilâh) edindiniz.
93- Hani sizin salam sözünüzü alm.
Türu da üzerinize kaldrmitk.
(öyle demitik) "Size verdiimizi (Tevrâti)
kuvvetle tutun ve (emrettiklerimizi) dinleyin!"
(Onlar ise.) "Iittik ve isyân ettik!" dediler
de inkârlar sebebiyle kalblerine buza
(sevgisi) içirildi (o muhabbet, âdetâ ilikle
rine iledi).
A
(Ey Resúlüm! Onlara) de ki: "Eer mümin
kimseler iseniz, inancinizin size kendisiyle
emretmekte olduu ey ne kötüdür!"
yanlarin- o
eyi tasdik
dadr
ite ne
zaman ki
inkår ettiler
inkâr etmeleriyle
gazab
imân
edin
edici
kàfrlerlerin üzeri- Ala- bu yüzden onu
nedir hin lânet
ihsânndan
üstüne
onlara den
inkâr ederler ve
and olsun ve
gerçekten
öldüriyor- o häde de
dunuz niçin
o kimselere
kar ki
ki
Allah tarafindan
bize
kendilerini
Allah'in
gazaba
O Za- ve
man ki
mumin
kimseler
zafer istiyor
yanlarn- o e-
dadr yi ki
inkârlar sebebiyle buza
lar
indirmesine
bu yüzden
uradlar
linde
bir kitab onlara geldi ne za- ve
man ki
mukäbi- sattilar
inkâr
ettler
indirildi o
e
ye ki ederiz
iseniz eer
tasdik edi-
ci olarak
aalayc bir azäb
imân
mümin kim- iseniz eer inancinz
seler
kalblerinde
bundan
önce
isyån
ederek
kullarindan
Üzerinize kaldr- ve salam sözü- almitik bir ve
mitik nüzu
hak
dr
bundan
önce
tani- o ey kend- geldi
ki lerine
dilar
vakit
kendi
Siyle
idiler Ve
Allah indirdi o e
ne kötüdür
o eyki
dediler Allah indir- oe
diler
káfirer için vardr ve
Allah in
yi ki
o kim
seye ki
ondan sonra buzay edindiniz sonra apaçk mu'- Müsâ Sze gel
cizelerle miti
0 ve arkasin- 0 e
dadr
sIze emre
diyor
ye ki
iitk dediler dinleyin ve kuvvetle size verdik o e- tutun Tür'u
yíki
peygam
berlerini
zâlim kim- siz iken
seler
kendilerine ve isyân ettik ve
içirildi
o ey k
ne kötüdür de
ki
18. Alla- katinda âhiret
hin
doru kim
seler
zålimleri hakkyla Allah ve
bilendir
ki
o
kimselerden ve hayata kar
o deildir Ve
L
senin kalbine
káfirlere
meleklerine
iseniz eer olümü haydi te
yapiyoriar o
e- hakkrya Allah ve
görenidir
mujde ve bir hi- ve
olarak dâyet
sene bin
kitab
Ve
yurdu
bil'a- onlardan bir
kis tâife
bilmiyorlar
elleri
onu
menni edin
atti
Size aid
insanla
yaatilsa ke-
Allah'a düman
kendilen- 0 kimseler
nevenldi den ki
takdim
etti
o
kendinden
öncedir
rin
onu in- artik üb- Cebråil'e duman ise
dirmitr hesiz o
yaatilmas
an- onlar inkár etmez ve apaçik áyetler
cak
düman- Allah ite ub- Mikâil'e
dir hesiz
ke
Allah tarafndan bir pey- onlara gel ne za
gamber di man ki
Se
en hirslisI and olsun on
lar bulursun
insanlar- bakasna
dan deil
ISe
o ey yü- ebedi ve onuaslá temen
Zünden ki olarak ni etmeyeceklerdr
Ve
bir tâife att
sanki kendileri Sirtlarinin
onlarn her
bir
Ve
azábdan
o ey- tasdik edici Allah in izniyle
leri ki olarak
sana
SÖZ ve- bir andla- her ne za
rerek
ma yaptlar man m ki
arzu
eder
kim
eer de ki
Cebråile
sådece
dadr
Ve
irk kotular
onu uzakla
tiric
kim de ki
muminler için
indirdik and olsun ve
gerçekten
yanlarn- o eyi
ve peygam- ve
bererine
imân etmezler onlarin çou
fäsklar
tasdik
edici
gerisine Allah'in kitabin
Ciz:1, Süre:2 (Bakara 94-101l)
94- De ki: "Eer âhiret yurdu (Cennet)
Allah katnda baka insanlara deil de,
sâdece size âid ise, (ve bu iddiânzda) do
ru kimseler iseniz, haydi ölümü temenni
edin!
95- Hâlbuki ellerinin iledii (günahlar)
yüzünden, onu ebedi olarak aslâ temennî
etmeyeceklerdir.
Allah ise, zâlimleri hakkyla bilendir.
14
96- And olsun ki, onlar hayâta kar in
sanlarn, hattâirk koanlarn en hirsls
bulursun!
Her biri bin sene yaatilmay arzu eder.
Hâlbuki (çok) yaatlmas, onu azabdan
uzaklatric deildir.
Allah, ne yaparlarsa hakkyla görendir.
97- (Ey Resülüm!) De ki: "Kim Cebråil'e
düman ise, artk übhesiz (bilsin) kionu
(o Kur'âni) senin kalbine, Allah'in izniyle,
kendinden önceki (kitab)lar tasdik edici ve
müminler için bir hidâyet ve müjde olmak
üzere o (Cebráil) indirmitir."
98- Kim Allah'a, meleklerine, peygamber
lerine, Cebril'e ve Mikáil'e düman ise,
übhesiz Allah da o kâfirlerin dümandr.
99- Celâlim hakk için, sana apaçk âyetler
indirdik!
Hâlbuki onlar fâsklardan bakas inkâr
etmez.
100- Nitekim ne zaman söz vererek bir
andlama yapsalar, içlerinden bir ksm
onu bozmad mi? Hayr!
Onlarn çou îmân etmezler.
101- Hem onlara, Allah tarafndan yan
larnda olan (Tevrât'i) tasdik edici bir
peygamber gelince, kendilerine kitab ve
rilenlerden bir tâife. sanki kendileri bilmi
yorlarm gibi, Allah'in kitâbn srtlarnn
gerisine attlar.
19. 15 Cüz:1, Sire:2 (Bakara 102-105)
102- Ve eytanlarn, Süleymån'n salta
oldular.
Hâlbuki Süleymân kâfir olmad (sihir yap
mad);fakat eytanlar insanlara sihri (talim
ederek) ve Bâbildeki iki melee, (yani)
Hârût ve Mârût'a indirilen eyleri öreterek
kâfir oldular,.t
Hâlbuki (o iki melek): "Biz ancak bir imti
han (için gönderilmi)z, sakn (sihri câiz
görerek yapip da) kâfir olma!" demedikçe
hiçbir kimseye öretmezlerdi.
Buna ramen o ikisinden, koca ile kars
nin arasn kendisiyle ayracaklar eyleri
öreniyorlard.
Hâlbuki onlar, Allahin izni olmadkça,
onunla hiçbir kimseye zarar verici deil
lerdi.
Böylece kendilerine zarar verecek ve fay
da vermeyecek eyleri öreniyorlard.
ânm hakk için, (yahudiler) onu (o sihri)
satn alan kimsenin âhirette hiçbir nasibi
olmadn bilmilerdi.
Mukäbilinde kendilerini sattklar ey ne
kötüdür!
Keke bilselerdi!
nat aleyhinde söylemekte olduklarn
(sihir3t;3,j JL eLI J} L3
yaptna dâir uydurduklar) eylere täbi
103- Hem gerçekten onlar îmân edip
(günahlardan) saknm olsalard, Allah ta
rafindan (verilecek) bir sevab elbette daha
hayrliolurdu. Keke bilselerdi!
104- Ey imân edenler!
(Peygambere) ,demeyin, G;deyin
ve onu iyi) dinleyin!
Káfirler için ise (pek) elemli bir azab var
dir.
105- Ne ehl-i kitabdan inkâr edenler, ne
de mürikler, Rabbinizden size bir hayr
indirilmesini istemezler.
káir olma- ve Süleymå
di
Allah ise rahmetini dilediine tahsis eder.
Ve Allah, pek büyük ihsan sâhibidir.
sihri insanlara öretiyorlar káfir oldular
einin
ve Mârût'a ve Hârût'a Bâbil'
sakin kâfir olma bir imti- biz
hanz
nin
Ve kiinin ara
onu satn kim
almisa
imân et- übhesiz
selerdi Onlar
Öreniyor- ve Alla- izni ile an
lard
salta- aleyhin- eytanlar
nati de
o kimse- istemez
ler ki
indirilmesini
hin
bize müh- deyin ve
let ver
tahsis eder
pek büyük
mukå- sattilar o sey ne kötüdür ve
bilinde
eer Ve
kendi-
SIni siyle
Allah
deki
ihsän
cak
bilmi- and olsun ve
lerdi gerçekten
elemli
ancak demeleri- tâki hiç kimseye ikisi öret
ne kadar mezlerdi
ayracak-
lar
eytanlar
biliyorlar olsay- keke hayrtidr Allah tarafndan
dilar
hiç kimseye onun-
biliyorlar
bizi gö- demeyin
zet
ne müriklerden ve
bir azâb
bir nasib
iki melee
o ey-
leri ki
onlara fayda
vermeyecek
ve Rabbinizden
sâhi- Allah Ve
bidir
la
söylü- o ey- tâbi ol- ve
yorlar lere ki dular
imån
ettiler
fakat
o ikisin
den
zarar veri
ciler
olsaydilar keke
diler
käfirler için
vardr
áhirette
elbette bir
sevab
o kimse
ler ki
ve onlara zarar o ey
verecek
ehl-i kitabdan
bir hayr
Süleymån
indi- o ey- ve
rildi leri ki
ve
o kim
seye ki
buna ramen
Öreniyorlard
onlar de- ve
ildir
leni ki
kendi- yok
Sine tur
kendilerini
sakn- ve
salard
ey
dinleyin ve
inkâr etti
ler
size
rahmetini
20. benzerini veya ondan hayrlt- getiri-
riz
üb- bilmedin mi
hesiz
baka
peygamberi-
nizi
o halde
gerçekten
nefisleri
sizi geri dön- ke
dürebilseler
getrince tâ
ye dek ki
hayrdan
sizin için
yoktur
hakkyla
görendir
imân küfrü
ile
hakkyla gü
cyetendir
sorguya çek
menizi
doru
kimseler
ke
Sini
ve yerin ve
namaz hakkyla ve hakkyla gü
edåedin
yaparsnz
rirse
ehl-i kitabdan
kendiniz için
artik onun iyilik eden
vardr bir kimse
Sunuz Sa
yanndan bir kskançlk-
tan dolay
aldrma- ve artik affe-
yn din
C yetendir
yok
onuunut- veya bir âyetin hükmüneer
turursak
kaldrrsak
hereye
is te iLgamberinz sorguya m
çekmek isiyorsu.
deiti- kim ve bundan Müsâya sorul- oey
du gibi ki
hristiyan veya yahudi oldu okim-
se ki
takdim
edersiniz
iseniz eer delilinizi
Üzülüyor- onlar Ve onlara
lar deildir
haki-
kat
göklerin
ne bir yar- ve
L
dimci
birçok kii istedi yolun ortasn- sap
dan mitr
hereye
önce
Allah süb- bilmedin mi
hesiz
käfirler imân etmeni
olarak zin
cak
kendi
lerine
ub-
o $ey ve
ki
hesiz
an- cenne
te
mülkü onun- Allah
dur
bir dost
belli
oldu
Allah üb
hesiz
Allah'
zekåt
dan
Alla- katnda
hin
kendisi Allah'a yüzünü teslim
iken etmise
o e- ardndan
aslå gireme-
yecek
ardndan
emrini Allah
verin ve
onu bu
lursunuz
SLas
, U
Ri JGübhesiz ki Alah,
ne yaparsanz hakyla
dedi- ve
ler
getirin de ki bos temen- bu
nileridir
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 106-112)
kim bil'a
kis
bir korku ve Rabbi katnda mükâfât
yoktur
106- (Biz) bir âyetin hükmünü kaldrr
veya onu unutturursak, ondan daha ha
yrlisn veya benzerini getiririz. Bilmez
misin ki übhesiz Allah, hereye hakkyla
gücü yetendir!
16
107- (Hem) bilmez misin ki, göklerin ve
yerin mülkü übhesiz ki ancak Allahindr!
Ve sizin için Allah'dan baka ne bir dost,
ne de bir yardmc vardr.
108- Yoksa (siz de) daha önce Müsâya
sorulduu gibi, (itâat etmek yerine) pey
nuz? Kim imån küfürle deitirirse, o tak
dirde gerçekten (dosdoru) yol ortasnda
sapitmi olur.
109- Ehl-i kitabdan birçou, îmân etme
nizden sonra sizi kâfirler olarak geri dön
dürmeyi istediler.
(Bu, senin peygamberliin olan) hakikat
kendilerine belli olduktan sonra, srf nefis
lerinden gelen bir kskançlktan dolaydr.
Artk Allah (onlar hakkinda cihad) emrini
getirinceye kadar affedin, aldrmayn!
Muhakkak ki Allah, hereye hakkyla gücü
yetendir.
110- Namaz hakkyla edâ edin: ve
zekât verin! Hem kendiniz için hayr (ve
hasenât) dan ne takdim eder (hazrlar)sa
niz, Allah katnda onu bulursunuz.
görendir.
111- (Ehl-i kitab:) "Yahudiveya hristiyan
olandan bakasaslå Cennete giremeye
cek!" dediler.
Bu onlarn bo temennileridir.
De ki:
"Eer (iddiânzda) doru kimseler
iseniz, delilinizi getirin!"
112- Hayr! Kim (güzel bir niyet ve ihlâsla)
iyilik eden bir kimse olarak kendini Allah'a
teslim ederse, artik onun, Rabbi katnda
mükáât vardr; hem onlara bir korku yok
tur, onlar mahzun da olmazlar.
ey
Allah
21. 17 Cü::1, Sre:2 (Bakara l13-I19)
113- Ve yahudiler: "Hristiyanlar (hak) bir
ey (bir esas) üzerinde deildir" dediler.
Hristiyanlar da: "Yahudiler (hak) bir ey (bir
esas) üzerinde deildir" dediler. Hâbuki
onlar (kendilerine indirilen) kitâb okuyor
lar. (Kitab ehli olmayan ve bir ey) bilme
yenler de böyle onlarn sözlerinin benzerini
söylediler. Artk hakknda ihtilâf etmekte
olduklar eyler husüsunda, kyâmet günü
aralarnda Allah hüküm verecektir.
114- Hem Allahin mescidlerini ki, içlerin
de O'nun isminin zikredilmesini men' eden
ve oralarn harâb olmas için çalandan
daha zâlim kim olabilir? Ite onlar ki, ken
dilerinin oralara, ancak korkan kimseler
olarak girmeleri gerekirdi. Onlar için dün
yada bir rezillik, yine onlar için âhirette (de
pek) büyük-bir azab vardr.
115- Dou da, bat da (heryer)Allahindir,
o hâlde nerede (yüzünüzü kbleye) döner
seniz, artik orada Allahin râzolduu cihet
vardr. übhesiz ki Allah, Vâsi (rahmeti
geni olan)dr, Alim (hakkyla bilen)dir.
116- Hem, "Allah çocuk edindi" dediler.)
(Hâå!) 0, (bundan) münezzehtir. Bil'akis,
göklerde ve yerde ne varsa O'nundur.
Herey O'na itâat edicidir.
117- (.,) göklerin ve yerin benzersiz yara
ticsdr. Ve bir ie hükmettiinde, artik ona
sâdece "OI!" der, (o da) hemen oluverir.
118- Bilmeyenler ise: 'Allah bizimle (de)
konumal veya bize bir mu'cize gelmeli
deil miydi?" dediler. Kendilerinden önce
kiler de böyle onlarin sözlerinin benzerini
söylemilerdi. Kalbleri (ne kadar da) bir
birine benzedi! Dorusu (biz) kat'i olarak
îmân edecek bir kavim için âyetleri iyice
açkladk.
119- (Habibim, yå Muhammed!) übhe
yok ki biz seni, hak (din) ile, bir müjdeleyi
ci ve (ayn zamanda) bir korkutucu olarak
gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden
suål olunmayacaksn!
hristiyanlar dedi ve
o kim- söy
seler ki ledi
o ey- kyâmet günü
de ki
Allah'in mescid- men'
lerini
kendi- deildi
leni için
dôner- o hälde
seniz nerede
onlar için ve bir re
vardr zillik
ona her
ey
böyle
bilmiyorlar
Allah edindi dedi- ve
ler
o kim- söyle
gerçek
ten
hak ile
etti
ite on-
lar
di
cehennem
bir
ie hükmetti o za- ve
man ki
bati
yerde- ve
kalbleri
o kim
seler ki
böyle
seni gönder-
dik
bir
ey
arala-
rinda
kitab okuyorlar onlar
üze- hristiyanlar deildir yahudiler dedi ve
rinde
o kimse- daha
den ki zâlim
ve
hüküm ve-
artik
recektir Allah
dou
dedi ve
ehlinden
iken
haråb olmalar çalt ve isminin içlerin- zikredilme
hususunda
dünyada onlar için korkan kim- an
yerin ve
bir mu'
cize
übhe
siz biz
Kim- ve
dir
birbirine ben
zedi
göklerdedir oey- onun- bila
ler ki
bir üze- yahudiler deildir
ey rinde
Alla- ve büyük
hindr
hereyi rahmeti Allah üb- Allah in râz oldu- artik ora
blendir pek genitir hesiz uchet da vardr
göklerin
hemen olur
sözleri- ben- bilmiyorlar
zerini
bize gel- ve
meli
nin
ya
ihtiláf edi- hak
knda
yorlar
katiolarak
imân edecekler
suâl olunma- ve
yacaksn
kis
9
de
Sözlerinin benzerini
idiler
o münezZ
zehtir
benzersiz
yaraticisdr
oralara gir
meleri
bir âhirette
azâb
Sini
ol
ona der
bir
ÇOcuk
itâat edi
cidir
artik
ancak
Allah bizimle del
konumal miydi
kendilerinden
öncedir
bir kavim âyetleri açkla
için ki dik
bir korkutu- ve bir mujde
CU olarak leyici
seler ki miti
vardr seler olarak cak
22. dinlerine täbi ol-
tâki
mana dek
o ey- son- arzularina uymu- and o- ve hidá- odur Alla
den ki Sun eer
o kim
seler ki
ihsån
ettim
inkâr kim ve ona imân
ederse
kimse
ra
ne bir yar- ve
dmc
di
übhe- bu
siz ben yurdu
SOZ
ye
0 ve
vakit
mi
verdiim ulamaz bu
ederler
oki nimeti- hatrla- srâiloullar ey
öde- öyle bir sak- ve
mez qunden nin
onlar ve bir efåat ona fayda ve bir on
deildir fidye dan
ne hristiyanlar ve yahudiler senden asla honûd ve
olmayacaklardr
O varila
cakyer
Vin
dir
San
yurdu
bir dost
inkâr okim- ve buyur
et seyi ki du
vermez
Ismåil'e ve Ibrâhim'e
edinin ve emniyet- ve insanlar bir sevab Beyti
li bir yer yeri
secde ruk
edenler
edenler
ne kö- ve
tüdür
áhi.
ret
halkn riziklan- ve emni
ite tilåve- hak- onu
onlar tinin kyla okurlar
neslimden ve dedi
Allah'dan sana
yoktur
ve onlan ta birtakm Rab- Ibrâhimi inthân bir ve
yardm
mamlamti kelimelere bi etmiti vakit olunuyorlar
ve
yeti
ate
ålemlere
yet
ne
bir
belde
azábina
buray
hin
ilimden
zarara onlar- artik ite onu
urayanlar dr onlar
kabul ve bir
edilmez ey
itikáfta olan- ve tavf eden-
lar
qün- ve Allah'a onlar
sizi üstün übhe- ve SIZE
kildm siz ben
hidá- ub- de
yeti hesiz ki
imam insanlara
ki
kildk o va- ve
kit
kitab kendileri
ne verdik
dan
emrettik ve bir namaz- Ibråhimin makmn
gåh dan
ler için
sana
ra
geldi
bim
kimseden
seni
kilicyim
zâlimlere
o
bey- ikiniz te
JE
Rab- Ibrâhim de
miti
imân okim- mahsüller
etti seyi ki den
onu mah- son- biraz fakat onu fay
dalandrrim
küm ederim
Cüz:1, Sire:2 (Bakara120-126) 18
120- Ama dinlerine tâbi' olmadikça, ne
yahudiler ne de hristiyanlar senden aslâ
honúd olmayacaklardr. (Onlara) de ki:
übhesiz ki Allahin hidâyeti (olan Islâm).
hidâyetin ta kendisidir! Celâlim hakk için,
eer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra
onlarin arzularina uyarsan, Allah(dan ge
lecek azáb)a karsana ne bir dost, ne de
bir yardmc vardr!
121- Kendilerine Kitab verdiimiz kim
seler(den bazs) onu, tilâvetinin (okunma
Snin) hakkn vererek okurlar. Ite bunlar,
ona (Kitáb'a) imân ederler. Her kim de onu
inkâr ederse, ite onlar zarara urayanla
rin ta kendileridir.
122- Ey stâiloullar! Size ihsân ettiim
ni'met(ler)imi ve übhesiz benim sizi (bir
zamanlar) âlemlere üstün kldm hatr
layn!
123- Hem öyle bir günden saknin ki, (o
gün) kimse, kimse nåmna bir ey ödemez,
ondan bir kurtulu bedeli kabl edilmez,
hem ona (Allah izin vermedikçe) efâat
fayda vermez, onlara yardm da edilmez!
124- Ve bir zaman Rabbi, lbrähimi birta
km kelimelerle (emir ve yasaklarla) imtihân
etmi, bunun üzerine (o) onlar tamâmen
yerine getirmiti. (Rabbi de ona:) "Doru
su ben seni insanlara imam (her hususta
kendisine tâbi olunan rehber) yapcym"
buyurdu. (lbrâhim ise) "Neslimden de
(imamlar yap)!" dedi. (Rabbi de:) "Ver
diim söz (senin neslinden de olsa, aslá)
zålimlere ulamaz!" buyurdu.
125- O vakit Käbe'yi de insanlar için bir
sevab (kazanma) yeri ve emniyetli bir ma
hal kldik. Oyle ise (siz de) lbrâhim in ma
kamindan bir namazgåh edinin. Ibrâhim ve
smáil'e de:"Tavf edenler, itikáftaolanlar,
rük (ve) secde edenler (namaz klanlar)
için beytimi temiz tutun!" diye emrettik.
126- O vakit Ibrâhim de: "Rabbim! Bu
rasn emniyetli bir belde kl ve halkn,
içlerinden Allah'a ve âhiret gününe imân
edenleri mahsúllerle rizklandr!" demi
ti. (Rabbi de ona) öyle buyurdu: Inkâr
edene de (ni'met veririm); fakat onu ksa
bir müddet (dünya hayânda) faydaland
rif, sonra da onu ate azâbina (girmeye)
mahküm ederim! O varlacak yer ise, ne
kötüdür!"
timi miz tutun
23. 19 Cüz:l, Süre:2 (Bakara 127-134)
127- Ve bir zaman brâhim, smâil ile
berâber Beytin (Kâbe'nin) temellerini
yükseltiyordu. (Ve öyle duâ ediyorlard:)
"Rabbimiz! (Yaptimz) bizden kabül bu
yur! übhe yok ki Semî (her duây iiten),
Alim (hereyi bilen) ancak sensin!"
128- "Rabbimiz! Bizi, sana teslim olan
kimseler eyle ve neslimizden sana teslim
olan bir ümmet (çkar)! Bize, (râz olacan
hac, kurban gibi) kulluk usûllerimizi göster
ve tevbelerimizi kabül buyur! übhesiz ki
Tevvâb (tevbeleri çok kabl eden), Rahim
(merhameti bol olan) ancak sensin!"
129- "Rabbimiz! Onlara (neslimize) de
içlerinden bir peygamber gönder ki, kendi
lerine senin âyetlerini okusun ve kendileri
ne Kitäb'ive hikmeti (Kitabdaki hükümleri)
öretsin ve onlar (günahlardan) temizle
sin! Muhakkak ki Aziz (kudretidâimâ üstün
gelen), Hakim (her ii hikmetli olan) ancak
sensin!
130- Ohâlde kendini bilmeyenden baka,
kim brähimin dininden yüz çevirir? And
olsun ki (biz,) onu dünyada (peygamber
olarak) seçtik. Dorusuo, elbet âhirette de
sâlih kimselerdendir.
131- Birzaman Rabbi ona:"(lIhlâs ve imân
ile emirlerime) teslim ol!l' buyurduunda,
(o da:) "Âlemlerin Rabbine teslim oldum"
demiti.a
132- Ve brähim bunu oullarna vasi
yet etti, Ya'kub da. (0 böylece dedi ki)
"Ey oullarm! übhesiz ki Allah, sizin için
bu dini seçti; öyleyse siz ancak (Allah'a)
teslim olmu kimseler olarak can verin!"
133- Yoksa siz Ya'kub'a ölüm geldi
i zaman yannda m idiniz? O zaman
oullarina: "Benden sonra neye ibâdet
edeceksiniz?" demiti. (0ullar da) "Se
nin lâhn ve atalarn lbrâhim, lsmâil ve
Ishâk'in llâh olan tek bir llâha (Allah'a)
olan kimseleriz!" dediler.
biz- kabul Rab
134- Bunlar gerçekten gelip geçmi bir
ümmettir. (Onlarn) kazandklar kendile
rine, (sizin) kazandklarnz da sizedir. Ve
(siz) onlarn yapmakta olduklarndan suâl
olunmayacaksnz!
tevbelerimizi ve
kabul buyur
ve sana teslim olan
kimseler
onlardan bir pey
gamber
onlar temiz- ve hikmeti ve
Ilyor
seçti
de
miti
smâil ve Beyt'ten
senin
lâh ina
tek
ne
kulluk usülle
rimizi
o kim- an- brâhimin dininden yüz çe- kim ve
se ki cak
bizi kl ve Rab
bimiz
içlerin- gönder ve Rab-
de
teslim olmu kim- siz iken
seler
O za- ölüm
man
âhirette übhe- ve dünyada
SIZ O
bir
läh'a
yapyorlar
kitab
ibâdet dediler
edeceiz
bize ve sana teslim olan bir üm- neslimiz
met den
Vinr
ålemlerin Rabbi- teslim de- teslim Rabbi ona buyur- bir
oldum
mit du vakit
bimiz
ancak
onlara
öretiyor
temelleri brâhim yüksel- bir ve
tyordu vakit
Ya'kb'a hazr
Allah üb- oul- ey Yaküb ve oulla- ibråhim onu vasi- ve
hesiz lanm yet etti
oldu
hereyi
bilen
ok merha- tevbeleri sen- übhe
metli olarn kabul eden sin siz sen
benden sonra
onu seçtik ve andolsun kendini bilme
gerçekten di
rina
hereyi sen- übhe
iiten
öyleyse ölme
yin
Ve senin kendile- okuyor
âyetlerini rine
her iihik- däima sen- übhe
meti olan üstün Sin sIz sen
o za
man ki
kazandilar o ey- kendile- gelip ger- bir üm- bun
ler ki rinedir geçmi çekten metir lar
Sin siz sen
idiler oeyler- suâl olunma- ve
den ki yacaksnz
hitler
Siniz
elbet sålih kim
selerdendir
bu dini
ibâdet edecek- neye oullarina
sizin için
idiniz mi yok
Ishâk'in ve småilin ve brâhimin atalari- lâh'- ve
nin
ibädet edecegiz Zaten biz. Ona
teslimL JE i5Eei:J;
sa
na
teslim olan ona biz ve
kimseleriz
kazandnz o ey- size- Ve
lerki dir
den buyur bimiz
göster
24. lbrahimin dinine bil'a- de doru yolu hristiyan ve- yahudi olun
kis ki bulursunuz
indi- o
e ve Allah'a îmân deyin
nildi ye ki ettik
Ya'küb'a ve Ishåk'a ve Ismail'e ve Ibråhim'e
misli
gibi
imân et- ite
milerse eer
Allah'in boyas
J,S J; L 3 brahime. lsmäile. ishka. Ya küb'a ve
Rablerinden peygam- venl- o e- ve Iså ya ve Müsa- ve- o e- ve torunlara ve
berlere di ye ki ya di ye ki
b için- on- o takdir- yüz çevir- e- ve
ayrlik dedir lar de ancak milerse er
kulluk eden
kimseleriz
bize- ve
dir
Ya'kb
mi
Samimiolan
kimseleriz
Jäl,i GAS yapmay:z. Çünki biz, Ona teslimolan kim
biz
Rabbiniz
ve Rabbi
ona
kar
Allah
yo lensinz
hereyi hakkryla
bilendir iitendir
daha iyi
ve Ishâk ve
teslim olan ona biz ve onlardan hiç- arasn aym
kimseleriz bir da yapmayz
biz
siz mi
yapyorlar idile
kazand- o ey- kendile- gelip
lar
müriklerden
ve
Lsug 39diger) peygamberlere verlenlere imån et:
miz
ki
ve
småil
Allah de ve Allah dan yann
ildir daki
boyaca
o iken
hidâyete artik ger- kend- imån oe
emilerdir çekten sine etiniz yn k
ve
amelleiniz
åhidlii
deildi ve
ve Ibråhim
Allah
Allahdan
Allah hak
knda
ler ki inedir gecmis cekten mettir lar
hristiyan- ve- yahu
ar ya diler
bir üm- bun
indi- oe- ve bize
rildi ye ki
dedi- ve
ler
lalier o $eyier- sual olunma- ve
yacaksiniz
hakka
yönelmi
sizedir
artik onlara kar sana
yetecek
üb
hesiz
bizimle tarti- de
yor musunuz
daha gu- kim- ve
zel dir
sunuz
ve amellenmiz
gizledi o kimse- daha kim
den ki zålim dir
niz
söylüyor yok
musunuz
idiler torunlar ve
Sa
yapyor- o eyler- gafil
deri ki
ler ki
sLas S
iy ismáiin, lshkin, Yakübiun ve (onun)
Cüz1. Sire:2 (Bakara 135-14l)
kazandi- 0 ey- size- ve
ve
dir
20
135- (Onlar:) Yahudi veya hristiyan
olun ki
doru yolu bulasnz!" dediler. (Ey
Resülüm!) De ki: "Hayr! (Biz) Hanif (hak
ka yönelmi) olan Ibrâhim in dinine (tâbi'
oluruz). Çünki (o. sizin gibi) müriklerden
deldi."
136- (Biz) Allah'a, bize indirilene.,
(onun) torunlar(n)a indirilenlere, Müsäya
ve Isâya verilenlere ve Rableri tarafndan
tik. Onlardan hiçbirinin arasnda (Allah in
birer peygamberi olmalar cihetiyle) ayrim
seleriz" deyin!
137- Ite (onlar da) böyle sizin kendisine
îmån ettiiniz gibi imân ederlerse, o tak
dirde gerçekten hidâyete ermi olurlar.
Eer yüz çevirirlerse, o takdirde onlar, srf
(size kar bir dümanlk ve) bir muhålefet
içindedirler. Artik onlara kar Allah sana
yeter! Çünki O,Semi (hereyi hakkyla ii
ten)dir, Alim (hereyi hakkyla bile)dir.
138- (Ve deyin ki) "Allahin boyas (ki biz
onunla boyandik, dinine girdik). (Böyle)
boya cihetiyle Allahdan daha güzel kim
olabilir? Biz ise, ancak O'na kulluk eden
kimseleriz!"
139- De ki: "0, bizim de Rabbimiz, sizin de
Rabbiniz olduu hâlde, Allah('n bizden bir
peygamber göndermesi) hakknda bizimle
tartmaya m giriiyorsunuz? Hâlbuki bi
zim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de
sizedir. Çünki biz, O'na karsamimi olan
kimseleriz."
140- Yoksa (siz) gerçekten lbrâhimin,
torunlar()n yahudi veya hristiyan
ol
duklarn m söylüyorsunuz? De ki: "Siz
mi daha iyi bilensiniz, yoksa Allah m?*
Hälbuki kendi yanindaki, Allah'dan (gelen)
âhidlii (bildii bir eyi) gizleyenden daha
zålim kim olabilir? Allah ise, yapmakta
olduklarnzdan gafil deildir.
141- Bunlar gerçekten gelip geçmi
bir ümmettir. (Onlarin) kazandklar ken
dilerine, (sizin) kazandklarnz da sizedir.
Ve (siz) onlarin yapmakta olduklarndan
suâl
olunmayacaksnz!
ona
25. 21 Cü:2, Süre:2 (Bakara 142-145)
142- Insanlardan bir ksm sefihler: "On
lar (o Müslümanlar) üzerinde bulunduklar
(yöneldikleri) kblelerinden çeviren nedir?"
diyecekler. (Ey Resúlüm! Onlara) de ki:
"Dou da bat da (her yer) Allah'indr (0,)
diledii kimseyi (hikmetine bináen, kendi
lütfundan) dosdoru bir yola hidâyet eder.
143- te böylece sizi mu'tedil (adâletli
ve dengeli) bir ümmet kldik i, insanlarn
üzerine (hesab gününde umum peygam
berlerlehine) âhidler olasniz, peygamber
de sizin üzerinize åhid olsun!
Hem daha önce üzerinde bulunduunu
(kendisine yöneldiin Kâbeyi) ancak,
peygambere tâbi olanlar, ökçeleri üze
rinde geriye (küfre) donecek olanlardan
ayralm diye kble yaptk. Çünki übhesiz
(bu,) Allahin hidâyet etii kimselerden
bakasna elbette ardr.
Allah, îmânnz (Mescid-i Aksâ ya
doru
kildnz namazlar) zâyi edecek deildir.
übhesiz ki Allah, insanlara kar elbet
te Raûf (çok efkatli olan)dr, Rahim (çok
merhametli olan)dr.
144- (Ey habibim!) Yüzünün göe çevri
lip durduunu muhakkak görüyoruz. Artik
seni, honúd olacan bir kibleye elbette
döndüreceiz; bundan sonra yüzünü Mes
cid-i Harâm tarafina (Kâbe'ye) çevir! (Ey
müminler!) O hâlde (siz de) nerede olsa
niz, artk (namazda) yüzünüzü onun tara
fina çevirin! Hem dorusu o kendilerine
kitab verilenler, übhesiz bunun Rablerin
den (gelen) hak olduunu gerçekten bili
yorlar. Allah ise, (onlarn) yapmakta olduk
larndan gfil deildir.
145- And olsun ki, eer (sen) kendilerine
kitab verilrmi olanlara her ne delil getirsen,
(yine de) senin kiblene tâbi' olmazlar. Sen
de onlarn kblesine täbi (olacak) deilsin.
Onlarn bazs da (dier) bazlarn kb
eer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra
onlarn arzularna uyarsan, übhesiz sen
o takdirde, mutlak zälimlerden olursun!
kblelerinden
diler o kim-
seyi ki
mu'tedil bir üm
elbette bü
yuk
imânnz
hidàyet
eder
üzerinize peygamber olur
tarafna
met
onun ta
rafina
O kim- ayrma- an- üzerinde idin
seyi ki miz için cak
idi
onlari çe
virdi
arzularna
yüzünü
kendileri- o kim-
ne venildi selere ki
yüzünüz
kblelerine tâbi
bat
olan
Rablerinden haktr übhe
getir-
sen
nedir insanlardan
uysan
sizi kldk böylece Ve dosdoru
mutlaka zâlimler
densin
Ve
üb- ve iki ökçesi üzerin- geriye
hesiz de dôner
artik
çevir
dou
artik
çevinn
ve insanlarn üzerine åhidler
yüzünün çevrlip görü- gerçek- çok mer- elbette insanlara Allah
üb
dürmasin yoruz
ten hametidir efkatidir kar
onu kble
ki
zyi' ede- Allah deildir ve Allah hidâyet o kimselere ki an
cek etti
Alla- de üzerinde
and ol- ve
sun eer
oldunuz
gerçekten
siz O biliyorlar
sen de- ve kiblene
ilsin
o tak- übhe
dirde siz sen
o sefihler
o yerde
ki
kitab
kilmadik
tâbi' ol
mazlar
ne
ondan honüd bir kible- artk elbette seni göe
olacaksn ye ki çevirecez
yapyorlar o
eyler
ilimden
o kimse- peygam
den ki bere
ve
den ki
idiler
ve
diyecek
olan
olmanz için
sana
geldi
o ki
bir yola
deli- herbi
lin
kendileri- o kim- üb- ve
ne verildi seler ki hesiz
rini
bir åhid
tâbi
Olur
cak
Mescid-i Harm
and ol- ve bazsnn kiblesi- tâbi' bazlar deildir ve
sun eer
yin ki
gfil Alah de- ve
ildir
kitab
ardn
dan
hesiz
hindr ki
26. bir üb- ve kendioul- tanyor- o
ey onu tanr- kitab
firka hesiz larni
öyle ise
sakn olma
o hâlde yari
in
yüzünü
Allah üb- hep birfikte Allah
hesiz
yüzlerinizi
Allah deil- ve Rabbinden
yüzünü artik
çeyir
tiler
Rabbinden- hak
dir
ona yöneli
cidir
sizden
artik çiktn
Çevir
kitâb
o kim
seler ki
la
bir pey
gamber
öyle
ise beni
zikredin
çktin
artik oldunuz
çeviin 3
ey
delil
sabreden
lerle
üzerinize nimetimi tamamla- ve
mam için
size öretiyor ve
biliyolar kendi- hakk
leri iken
biryön herkes için ve
vardr
siZi
zulmet- o kim- an- bir aleyhinize insanlar
seler ki cak
k
o yerden ki ve
elbette übhe- ve
haktr siz O
O yerden ki
lar
getirir olursanz
o yerde ki
içinizde gönder-
dik
Ve
hesiz
benden
korkun
ve
için
oey
gibi ki
le
bana nankörlük ve bana
etmeyin
Ve
gucu ye
tendir
sunuz
sizi temizliyor ve âyetleri
kendileri- o kim
ne verdik seler ki
Mescid-i Harâm tarafina
gerçekten onlar
gizlerler dan
yapyor- o
eyler
denki
übhe edenlerden
nerede hayrlarda
Mescid-i Harâm
olmamast için
mIzi
artik onlardan
korkmayn
doru yolu
bulursunuz
Vot
bilyorsunuz olmadinz o ey- size öreti- ve
leri ki
ükredin
hereye
size
gfi
tarafina
tarafna
onlardan
tâ ki siz
yin
ve
okuyor
hikmeti ve
bera- Allah üb- namaz
ve sabr ile yardm iste- imân
berdir
ve sizi yàd edeyim
ettiler
Ciüz:2, Süre:2 (Bakara 146-153) 22
146- Kendilerine kitab verdiimiz kimse
ler, onu (o peygamberi) kendi oullarn ta
nimakta olduklar gibi tanrlar. Buna ra
men übhesiz onlardan bir firka, kendileri
bile bile gerçekten hakk gizlerler.
147- Hak, Rabbinden (gelen)dir; öyle ise
sakn übhe edenlerden olma!
148- Hem herkes için (her ümmetin) ken
disinin ona yönelici olduu bir yön (bir kb
le) vardr. O hâlde hayrl ilerde yarin!
Nerede olursanz olun, Allah sizi hep birlik
te (huzúruna) getirir.
Muhakkak ki Allah, hereye hakkyla gücü
yetendir.
149- Ve nereden (yolculua) çksan,
artik (namazda) yüzünü Mescid-i Harâm
tarafna (Kâbeye) çevir!
Hiç übhesiz ki bu, Rabbinden (gelen)
haktr. Hälbuki Allah, yapmakta olduklar
nizdan gåfil deildir.
150- Evet, nereden (yolculua) çksan,
bundan sonra (namaz klarken) yüzünü
Mescid-i Harâm tarafina çevir.
Ve (Ey mü 'minler! Siz de) nerede olsanz,
artk (namazda) yüzlerinizi onun tarafna
çevirin ki, içlerinden zulmedenlerin dn
da, insanlar (bilhassa yahudi ve mürikler)
için aleyhinize bir delil olmasn!
Artik onlardan korkmayn; öyleyse (ancak)
benden korkun ki üzerinize olan ni'metimi
tamamlayaym! Hem tâ ki
doru yolu bu
lasnz.
yor
151- Nitekim içinizde sizden bir peygam
ber gönderdik; size âyetlerimizi okuyor,
sizi (günahlardan) temizliyor, size Kitâbi
ve hikmeti (Kitabdaki hükümleri) öretiyor
ve size bilmiyor olduunuz eyleri öreti
152- Oyle ise beni (ibâdetle) zikredin ki,
(ben de) sizi (rahmetimle) yâd edeyim;
ve
bana ükredin fakat bana nankörlük
etmeyin!
153- Ey imân edenler! Sabr ve namaz
ile (Allah'dan) yardm isteyin! Muhakkak ki
Allah, sabredenlerle berâberdir.
gibi ki
27. 23 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 154-163)
154- Ve Allah yolunda öldürülenlere "ölü
ler" demeyin! Bil'akis (onlar) hayatdârdrlar,
fakat (siz) anlayamazsniz.
155- Sizi mutlak biraz korku ve açlik,
biraz da mallardan, canlardan ve mah
sllerden bir noksanlik ile imtihn edece
iz. (Ey Reslüm!) O hâlde sabredenleri
(Cennetle) müjdele!
156- Onlar ki, kendilerine bir musibet gel
dii zaman: "Muhakkak ki biz, Allah'a âidiz
ve muhakkak ki biz, ancak O'na dönücüle
riz!" derler.
157- Ite onlara Rablerinden mafiretler
ve bir rahmet vardr. Hidâyete erenler de
ite ancak onlardr.
158- Muhakkak ki Safâ ile Merve, Allahin
(hac ve umre ibâdeti için ta'yin ettii)
eâirinden (alâmetlerinden)dir. Bu yüz
den Kâbe'yi hacceden veya umre yapan
kimsenin, artk o ikisini tavâf etmesinde
(ikisi arasnda sa'y ederek, yürümesinde)
üzerine bir günah yoktur. Kim de gönlün
den koparak (fazladan) bir hayr ilerse,
o
takdirde übhesiz ki Allah, äkir (bütün
iyiliklerinize fazlasyla mükáfât veren)dir,
Alim (yaptnz hereyi bilen)dir.
159- übhe yok ki onu insanlara Kitab'da
(Tevrâtda) beyân etmemizden sonra,
(Muhammed'in sfatlar ve recm âyeti gibi)
indirdiimiz apaçk delilleri ve hidâyeti giz
leyenler yok mu, ite onlar ki Allah kendi
lerine
lâ net eder, (bütün) lnet edenler de
onlara l'net okur!
160- Ancak tevbe edip (hâllerini) dü
zeltenler ve (gizlediklerini) açklayanlar
müstesnâ; ite onlar var ya, onlarn tev
belerini kabl ederim. Çünki ben, Tevvâb
(tevbeleri çok kabl eden)im, Rahim (mer
hameti bol olan)m.
161- übhesiz inkâr edip kendileri kâfir
kimseler olarak ölenler(e gelince), ite on
lar yok mu, Allahin, meleklerin ve bütün
insanlarn l'neti ancak onlarn üzerinedir.
162- Orada (Cehennemde) ebedi olarak
kalcdrlar! Onlardan ne azab hafifletilir,
ne de onlara (özür dilemeleri üzere) müh
let verilir!
163- láhnz (olan Allah) ise, tek bir
lähdr. O'ndan baka ilâh yoktur, (0,)
Rahmân (bütün mahlükata rahmet eden)
dir, Rahim (müminlere çok merhamet
eden)dir.
fakat hayatdâr- bla- ölüler Allah
drlar kis
bir nok- ve açktan ve
sanlkla
onlar ki
dönücüleriz
sabredenleri müjdele ve
yapmisa
hidâyete onlar- ite
erenler dir
indirdik
insanlara
lâ'net eden
ler
korkudan bir ey-
le
tevbelerini ka
bul ederim
ona ubhe- ve
Siz biz
mühlet ve
rilirler
çok merha-
metlidir
o
takdirde bir gönlünden ko- kim ve o ikisini tavâf etme- üzerine
übhesiz hayr parak ilemise Sinde
gizliyorlar
umre veya Beyti hacoet- bu yz- Alla- alåmetlerin- Merve ve Safâ
üb
mise den kim hin hesiz
ve bir ve Rablerin- mafiretler onlara
onlar rahmet den
onu be- 0 e
yân ettik yin ki
onlara lâ
net eder
artik ite
onlar
o kimse
ler ki
Allaha ubhe- dedi-
âidiz siz biz ler
yolunda öldu- o kimse- deme- ve
rülür lere ki
mahsúl- ve canlar- ve
lerden y dan
sonsuz rah
met såhibidir
sizi mutlaka im- ve
tihân edeceiz
ve Allah
açkla
dilar
onlar ve azâb
deildir
ardndan
dendir
üb
hesiz
kendile- öldüler ve inkår ettiler o kim- üb
ri iken
bir musi-
bet
kendilerine
lânet eder
hidåyetten ve
bütün insan- ve melekle- ve Allah in lneti üzerleri
larin rin nedir
an- ilâh
cak yoktur
çok merha-
metli olanm
onlardan hafifletil
farkna vara
her eyi iyiliklere kar- Allah
bilendir ilik verendir
mez
mazsin1Z
kendilerine o va
isåbet etti kit ki
mallardan
tek
ve düzelttiler ve tevbe o kimse- an
ettiler ler ki cak
ite onlar
artik bir g
nah yoktur
apaçik deliller
ite onlar kitabda
den
tevbelen ka- ben ve
bul edenim
ite on
lar
kâir
kimseler
orada ebedi ka
Iicidrar
bir llâh inz ve
lh'dr
vardr
yin
seler ki hesiz
28. gündu
zùn
Allah
yay.
O ey- ve
dirdi de ki
in
Vo
boyun
ediilmi
Ve
azáb
Ve gece
olumün
den
ateten
Size emre
der
ard arda ve yerin
gelmesinde
akl erdire
cekler
görmü
ler iken
bulutlarda ve rüzgår
Sunuz
insan
lara
Sonra yery-
bzm üb- ke- uydu-
içn osa hesiz ke
Allah
in sevgi- onlarn severler birtakm Allah'
si gibi benzerler dan
J!
ar
fayda o
vérir lerlo ki
Allah onlara gös- böylece
terecektir
zünú
uydular
larin
leri ki
bir topluluk elbette delil
için ki ler vardr
onun- ve dinlt
la
yonlendiril- ve
mesinde
azâb pek id- Allah üb- ve tama Allah'a kuvvet üb
detlidir hesiz aittir
olarak olarak
men
o kimse- dedi ve
ler ki
çikacak onlar
kimseler deildir
Ve
0 za- zulmet- o kim- göre- eer ve Allah'a sev- daha id- imån o kim- ve
man ki tiler
seler bilse
denizde
Ve
o kimseler- kendilerine
den ki uyuldu
dedir
göklerin yaratilnda üb
baka
gice
mandr
Ver
balar
don
akp onlar
gider ki
uymayn Ve temiz helál
yeryüzün- 0 eyler- yiyin
ancak apaçk bir dü- size übhe
bilmiyor- o sey- Allah'a kar söylemenizi ve
bir su
biz- uzakla- oey onlardan
tilar gibi ki
den
SIZ O
Ve
her hareketli can- Orada
lidan
hesiz
o kim-
seler ki
edinir o kim- insanlar
seki dan vardr
kendilerine ac piman
liklar olarak
la
gökten
hesiz
gemi- ve
lerde
gok
çirkin ii
onlar- kopmu- ve
tur
ara
Sinda
azáb görecek
ler
$eytann
uzakla- o za
mitr man
Ve
ve uzak- bir da
lasak ha
insanlar ey
amellerini
admlarna
kötülüü
Ciz:2, Süre:2 (lakara l64-169) 24
164- übhesiz ki göklerin ve yerin yaratl
inda, gece ile gündüzün ihtiläfinda (ard
arda gelmosindo), insanlara fayda veren
eylerle (yüklü olarak) denizde akp giden
gemilerde, Allah'in gökten bir su indirip de,
onunla yeryüzünü ölümünden sonra dirilt
mesive orada her hareketi canly yay
masnda, rüzgårlarn yönlendirilmesinde
ve gökle yer arasnda (emre) boyun edi
rilmi bulutlarda akl erdirecek bir topluluk
için (Allah 'n varlina ve birliine) kat'i de
liller vardr.
165- nsanlardan öylesi de vardr ki,
Allah'i birakp birtakm putlar ilâh edinir,
onlar Allahi sever gibi severler.
Fakat imân edenler, Allath'a olan sevgi(leri)
cihetiyle daha kuvvetlidir.
Eer zulmedenler, (kyâmette) azäb göre
cekleri zaman (anlayacaklar gibi). übhe
siz kuvvetin tamämen Allah'a åid olduu
nu ve gerçekten Allahin, pek iddetli azab
sâhibiolduunu (dünyada da) gör(üp bil)
selerdi (putlar ilâh edinmezlerdi).
166- O zaman o tâbi' olunanlar, azb
görerek (kendilerine) tâbi olanlardan uzak
lamilar ve aralarndaki balar kopmutur.
167- (0zaman)tâbi olanlar öyle derler:
daha (dönü) olsayd da, onlarn (bugün)
bizden uzaklatiklar gitbi (biz de) onlardan
uzaklasaydk!" Böylece Allah, onlara bü
tün amellerini, kendi üzerlerinde (yilm)
ac pimanlklar hâlinde gösterecektir!
Onlar, o ateten çkacak kimseler de deil
dirler!
168- Ey insanlar!
Yeryüzünde bulunanlardan helâl ve temiz
olanlar(ni) yiyin ve eytann admlarina
tâbi' olmayn! Çünki o, size apaçk bir dü
mandr.
169- (0 eytan) size ancak kötülüü, çir
kin ilerive Allah'a kar, bilemeyeceiniz
eyleri söylemenizi emreder.
detidir, ettiler seler ki
29. 25 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 170-176)
170- Hâlbuki onlara (0 müriklere):
"Allah'n indirdiine tâbi' olun!" denildii
zaman: "Hayr! (Biz) atalarmZ Üzerinde
bulduumuz ey(ler)e tâbi' oluruz!' dediler.
Ya atalar bir eye akl erdirmeyen ve
do
ru yolu bulmayan kimseler idiyseler! (Yine
de onlara m tâbi' olacaklar?)
171- Inkâr edenler (ile onlar imâna da'vet
eden)in misâli, çarma ve barmadan
baka bir ey duymayan (ve anlamayan
hayvanlarla, on)lara haykran (çoban)n
hâli gibidir. (Onlar) sardr (hakk iitmez
ler), dilsizdir (hakk söylemezler), kördür
(hakikati görmezler), buyüzden onlar akl
erdiremezler.
172- Ey imân edenler! Sizi rzklandrd
miz eylerin temiz olanlarndan yiyin ve
eer sâdece O'na kulluk ediyorsanz,
Allah'a ükredin!
173- (0,) size ancak ölüyü (usülünce ke
silmeden veya avlanmadan ölen hayvan),.
(akan) kan, domuz etini ve kendisiAllah'dan
bakas için kesilen (hayvann etin)i ha
ram klmtr. Fakat (bakasnn hakkna)
tecavüz edici olmadan ve haddi (zarret
mikdârn) acolmadan kim (bunlardan
ömeyecek kadar yemeye) mecbur kalirsa,
artik ona bir günah yoktur. übhesiz ki Al
lah, Gafür (çok balayan)dr, Rahim (çok
merhamet eden)dir.
174- Muhakkak ki Alah'in indirdii (ve
içinde Muhammed'in sfatlar bulunan)
Kitab' gizleyip de onu
(karlnda ne
alsalar) az (düecek) bir fiyata satanlar
yok mu;
ite onlar, karnlar dolusu ateten
baka bir ey yemiyorlar! Allah da kyâmet
günü onlarlane konuur, ne de onlar (gü
nahlardan) temizler! Ve onlar için (pek)
elemli bir azab vardr.
175- Ite onlar, hidâyete mukbil dalâleti,
balanmaya karlk azâb satn alanlar
dr. Onlar atee kar ne kadar da sabrl
drlar!
176- Bu (azab), dorusu Allahin Kitâb'i
hak ile indirmesi (onlarn da bunu inkâr
etmeleri) sebebiyledir. Artik übhesiz ki
Kitab hakknda ihtilfa düenler, elbette
(haktan) uzak bir ayrlik içindedirler.
Yo
bulduk 0 e- tâbi bil'a- dedi- Allah indir- o e-
ler
ye ki
ye ki oluruz kis
bir eye
haykrr o kim
senin ki
akl erdirmiyorlar
bu yüz- kördür. dilsiz
den onlar ler dirler
temiz olanla- yiyin
rindan
ub
hesiz
Ona
indirdi o
e
yi kl y
ite onlar
baka- ken- ke- o e- ve domuz
SI iÇin disi sildi yi ki
ite onlar
misâli
gibidir
kulluk edi- sadece iseniz eer Allah'a
yorsunuz
onlarla konumaz
artik ne sa
brldr
uzak
ona
az
üb- ve hak ile
hesiz
gizliyorlar
elemli
atalar
ler
inkâr etti- o kimse- misåli
lerin ki
îmân
ettiler
sar- bar- ve
driar
artik bir g- ne haddi ve tecavüz
nah yoktur
ac
kitab
ma
o kim
seler ki
bir fiyata onu
di
o kim
seler ki
eer idiyse de
ve ate ancak
bir onlar için ve
azâb vardr
edici
üb
hesiz
bir ayrilk elbette
içindedirler
satiyorlar
mi
tábi
olun
bir ça
irma
ey
ükredin Ve
Ve
Ve
an
cak
etini ve kan ve ölüyü size haram an
kilmitr cak
balanma azâb ve hidâyete dalâleti
yakarlik karlik
karinlarinda
onla- denil- o va- ve
ra
indirdi Allah çünki budur
sübhesiz
kitab hakknda
di kit ki
atalarmz üzerinde
doru yolu
bulmuyorlar
duymuyor o e
olma- mecbur fakat Allah
dan kalmisa kim dan
çok merha- çok ba- Allah
met edendir layandr
akl erdiremezler
ye ki
sizi riziklan- o ey
drdk lenin ki
kitabdan
onlar temiz- ve kyâmet günü Allah
lemez
Allah
bir ey yemiyorlar
satn
aldilar
o kimse
lerdir ki
atee kar onlar
ihtiläfa dü- o kimse
tuler ler ki
30. bat
meleklere ve åhiret
yetimlere ve akra-
ve dou tarafna yüzlerinizi
namaz hakkryla ve
edåetti
sabreden- ve
lerdir
üzerinize
doru ol- o kimse
dular lerdir ki
bâlik
lei
birinize
sähib- ey hayat
merü bir
sürette
Sonra haddi fakat
atysa kim
ona ode- ve örfe
mektir
Söz ver-
diler
yazld imân
ettiler
na
günah artik
ancak
gününe ve Allah'a îmân o kimse- iyilik fakat
etti nindir ki
såhib- onu sev- ra- mal ver- ve peygam- ve kitaba ve
leine mesine men di berlere
köleler u- ve dlenenlere ve
runda
diiye dii ve köleye köle ve
hüre
hereyi
bilendir
ite
onlar
ra
0 za
man ki
o kim
seler ki
ksasta
hazr o za- üzerinize
oldu man ki
sözlerini
artik
uy
maktir
hakkyla
iitendir
harbin ânnda ve hastalk- ve sikntda
iddeti ta
ey
bir rah- ve Rabbiniz tara-
mettir
onu iitti o ey- son
den ki ra
bir
ey
findan
çevirmeniz iyilik deildir
yenne geti- ve zekåt
renlerdir
yazld
akrabåla- ve ana babaya vasiyet et
yolda kal- ve yoksulla- ve
mia
hür
mek
takvåså- onlar
hibleri
SiZin için ve ackl bir
vardir
öldürülenler
hakknda
bir hafiflet- bu
medir
dr
kardei tara- lehi- affedil- fakat
findan
onu de- imdi
gitrdiyse kim
bir
hayir
saknirsiniz tâ ki siz
azâb
rirler
Allah üb-
onu deiti-
hesiz
ra
ver- ve
di
ite
onlar
kirsa
kisas
diyse kim
artik ona bun
vardr dan
güzelliklo
akl
bira- eer olüm
takvåsâhib- bir borç
lerine olarak
o kimse- üzeri
Cüz:2, Süre:2 (Bakara 177-181) 26
177- (Ey ehl-i kitab!) Yüzlerinizi (ibâdet
maksadyla) dou ve bat tarafina çevir
meniz iyilik (için yeterli) deildir; fakat iyi
lik o kimsenin (iyiliildir ki, (o kii) Allah'a,
hiret gününe, meleklere, kitab(lar)a ve
peygamberlere imån eder; ona (o elin
deki mala) olan sevgisine ramen mali
akrabâlara, yetimlere, yoksullara, yolda
kalmia, dilenenlere ve köleler urunda
verir; namaz hakkIyla edåeder ve zekâti
verir. Çünki (onlar) söz verdikleri zaman
sözlerini yerine getirenler ve siknt (fa
kirlik), hastalik ve savan iddeti ânnda
sabredenlerdir. te onlar, doru olan kim
selerdir. Takvâ sâhibi olanlar da ite ancak
onlardr.
178- Ey îmân edenler! Öldürülenler hak
knda üzerinize ksas farz klnd! Hür
olana hür, köleye köle, kadna kadn (ksâs
edilir, öldürülür)! Fakat (öldüren) o kimse
lehinde, kardei tarafndan (cüz'i) bir ey
affedilirse, o takdirde (affedene düen,)
örfe tâbi olmak (diyetini arya kaçmadan
almak)tr ve (öldürene düen de, diyeti) ona
güzelikle ödemektir. Bu, Rabbiniz tarafn
dan bir hafifletme ve bir rahmettir. Buna
ramen kim bundan sonra haddi aar
sa, artik ona (pek) ackl bir azab vardr!
179- O hâlde ey akl sâhibleri, (bilin ki)
sizin için ksasta hayat vardr. Tâ ki siz
(bu sâyede bir bakasn haksz yere öl
dürmekten) saknasnz.
180- Birinize ölüm geldii zaman, eer bir
hayr (bir mal) birakacaksa, ana-babaya
ve akrabâlara merû bir sürette vasiyet
etmek, takvâsâhiblerine bir borç olarak
üzerinize farz klnd!
181- imdi kim bunu (bu yaplan vasi
yeti) iittikten sonra onu deitirirse, artk
günâh ancak onu deitirenler üzerinedir.
übhesiz ki Allah, Semi (vasiyetlerinizi
iiten)dir, Alim (yaptinz hereyi hakkyla
bilen)dir.
lerin ki nedir
31. 27 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 182-1S6)
182- Kim de vasiyet edenin bir hatâ et
mesinden veya bir günâha girmesinden
endie edip de (vasiyetle alâkasolanlarn)
aralarn düzeltirse, artik ona bir günah
layan)dr, Rahim (çok merhamet eden)dir.
183- Ey îmân edenler! Sizden evvelkile
re farz klndi gibi, oruç tutmak (sizin de)
üzerinize farz klnd; tâki (günahlardan)
saknasniz.1
184- Sayl günler olarak (oruç size farz
klnd)! Fakat içinizden kim hasta olur
veya yolculukta bulunursa, artik (tutamad
günler) saysnca baka günler(de oruç
tutsun)! Ona gücü yetmeyenlerin üzerine
ise, (tutamadklar her gün için) bir fakirin
(bir günlük) yiyecei kadar fidye (verme
borcu) vardr. Buna ramen kim gönlünden
koparak bir hayr ilerse (daha fazla verir
se), o takdirde bu, onun için daha hayrl
dr. Bununla beráber bilirseniz, (güçlüüne
ramen) oruç tutmanz sizin için daha ha
yrldr.
ry
185- (0 sayl günler) Ramazan aydr ki,
insanlara doruyolu göstermek ve hidâyet
ile furkandan (hak ile bâtil ayran hüküm
lerden) apaçk deliller olmak üzere, Kur'än
onda indirilmitir. Öyle ise içinizden kim o
aya eriirse, artik onda oruç tutsun!2 Kim
de hasta olur veya yolculukta bulunursa,
artik (onun üzerine, tutamadgünler) sa
yisnca baka günler(de oruç tutma borcu)
vardr. Allah size kolaylk ister ve size zor
luk istemez. Ite (bütün bunlar) sayy ta
mamlamaniz ve sizi hidâyete erdirmesine
mukabil (tekbir getirerek) Allahi büyük
tanmanz içindir; hem tâkiükredesiniz.
186- (Habibim, yâ Muhammed) Kulla
rim sana benden sorarsa, übhe yok ki
ben (onlara) pek yaknim. Bana duâettii
zaman duâedenin duâsna cevab veri
rim; öyle ise (onlar da) benim (rzâm) için
(davetime) icâbet etsinler ve bana îmân
etsinler; tâ ki hak yolu bulsunlar.
aralarn
o kimselere
ki
olmu- fakat
Sa
o kimseler
uzerine var ki
o
takdir-
insan-
lara
kim
sizden
yoktur. übhesiz ki Allah, Gafür (çok
ba-e 7
CHLJ G3
ve dü- bir günah ve- haktan me- vasiyet eden
zeltmise cihetiyle ya yil chetiyle den
artik
Çok mertha
met edendir
yazild
bir gönlünden ko- fakat
O za- ve
man ki
o ey
gibi ki
sayl
duâ
çok
ba Allah
üb- ona
layandr hesiz
ve baka günlerden artik sa
yisinca
görmü- öyle ise
Se
man ki edenin
kim
günler
olarak
donu yolu gös- Kur'ân onda indirildi
termek üzere
kim
büyük tanimanz ve sayy
içindir
oruç tut- üzerinize yazld
mak
istemez Ve kolaylik size
ükredersiniz
biliyorsunuz iseniz eer sizin hayrli- oruç tutmanz ve onun hayrl
iÇin
duâsina cevab
bir fakirin
k
sa- bir yolculukta ve- bir hasta olmu- kim ve
yisinca ya
veririm
dir
tâki siz
saknrs- tâ ki siz sizden öncedir
niz
sa
furkandan ve hidàyetten
pek ya-
knim
yiyecei
odur ki
Allah ister
hak yolu bu- tâki onlar bana imân et
sinler
lurlar
tamamlamanz ve
içindir
bir yolcu- ve- bir hasta SIZden
lukta
kork.
musa
bir
fidye
imân
ettiler
Ramazan
ve sizi hidâyete
erdirdi
baka
artik bir qü
nah yoktur
artik onda
oruç tutsun
kim de
zorluk
o kimse
ler ki
ona guç yeti
remiyórlar
icin
hiç übhe ben- kullarm
yok ki ben den
apaçik deliler ve
olmak üzere
ve benim öyle ise icåbet
için etsinler
dir
ay
O ayi
günlerden
o eye mu- Allahi
käbil ki
SIze
sana
sordu
bana
duâ ett
de bu hayr parak ilerse
32. bir elbise onlar
ihânet edi
yorsunuz
artik
imdi
için
aktar
mayn
Siyah
ve yiyin ve
oldunuz übhe- Allah bildi
siZi
tâki onlar insanlara
kadnlarniza
Ve
dan
Allah'in hudüdudur bunlar
arkalarndan
Allah
onlara yaklamayn ve geceye kadar
vakitölçü- onlar de ki
leridif
siz siz
bâtilla
affetti
iplikten
yolunda
yaklamak oruç
sizin Allah
için
günah ile insanlarn mallarndan
Ve
beyaz
mescidlerde
hilâllerden
ve tevbenizi kabul etti
Allah açklar
evlere gelmeniz
mallarnZI
onlar bir elbise siz ve sizin
için
yazd 0 e- isteyin ve onlara yakla
yiki
orucu
mini
savan ve
iplik
haddi aan- sevmez Allah üb
lar hesiz
gecesinde size
Size
Iin
ite böyle
tamamla- sonra
yin
JLUL LK ILEY 5,E iste Alih, åyellerini insanlara böyle açk.
yemeyin
nefislerinize
Allah- saknn ve kaplarndan evlere ge- ve sa- o kimse- iyilik
helâl
kilind
belli olun- tâ ki
caya kadar
i'tikäfta bulunan siz iken
kimseler
Ve
için
in
bir kis- yemeniz için hâkimlere onlar
kurtulua erer
siniz
knd nindir ki
fecrden
sakn onlara
yaklamayn
sana soruyorlar biliyorsunuz siz iken
iyilik
del. ve hac ve insanlar
dir iÇin
saknrlar
YA
fakat
tâ ki siz
Cüz:2, Stire:2 (Bakara 187-190)
haddi a- ve sizinle sava- o kimse
iyorlar
mayn lerle ki
187- Oruç gecesinde kadnlarniza yak
lamak size helâl klnd.
28
Onlar sizin için (günahlardan koruyan) bir
elbise, siz de onlar için bir elbise (gibi)siniz.
Allah übhesiz sizin, (oruç gecesi kadnla
rinza yaklamakla) nefislerinize ihânet et
mekte olduunuzu bildi de tevbenizi kabl
etti ve sizi affetti.
Artik imdi (oruç gecelerinde de) onlara
yaklan ve Allah'in sizin için takdir ettiini
isteyin!
Ve fecrin beyaz iplii, siyah iplikten size
belli oluncaya (imsak vaktine) kadar yiyin,
için; sonra da geceye (iftar vaktine) kadar
orucu tamamlayn!
Fakat siz mescidlerde itikâfta bulunan
kimseler olduunuzda, onlara (kadnlarn
za) yaklamayn!
Bunlar Allah'in huddudur, sakn onlara
yaklamayn!
lar; tâki (günahlardan) saknsnlar!
188- Hem mallarnizi aranzda bâtl (ha
ram yollar)la yemeyin ve insanlarn malla
rindan bir ksmin kendiniz (haksz olduu
nuzu) bile bile (rüvet veya yalanc âhidlik
gibi) günah ile yemeniz için onlar(n hük
münü) hâkimlere (brakp) aktarmayn!
189- (Ey Resúlüm!) Sana hilâllerden de
Soruyorlar.
De ki: "Onlar, insanlar ve hac için va
kit ölçüleridir. lyilik, (bâtl bir âdetinize
binâen) evlere arkalarndan girmeniz de
ildir, fakat iyilik, (günahlardan) saknan
kimse(nin iyilii)dir.
Artk evlere kaplarndan girin ve Allahdan
saknn, tâ ki kurtulua eresiniz.2)
190- Sizinle savaanlara kar Allah yo
lunda savan, fakat haddi amayn!
(Ma'sum olanlar öldürmeyin, ikence yap
mayn)! ütbhesiz ki Allah, haddi aanlar
sevmez.
åyetle
aranzda
33. 29 Cüz:2, Sire:2 (Bakara 191-196)
191- Ama onlarn yakaladnz yerde
iR!S i
öldürün ve sizi çkardklar yerden (Mek
ke'den, siz de) onlar çkarin! Çünki fitne
(onlarn sizi küfre zorlamalar), öldürmek
ten daha kötüdür. Hem (onlar) orada sizin
le savamadkça, (siz de) onlarla Mescid-i
Harâm yannda savamayn! Fakat sizinle
savarlarsa, o takdirde onlar öldürün!
Kâirlerin cezâs ite böyledir.
192- Sonunda (küfürden) vazgeçerlerse,
artk muhakkak ki Allah, Gafür (çok ba
layic)dr, Rahim (çok merhamet eden)dir.
193- O hâlde bir fitne kalmayncaya ve
din sâdece Allahin oluncaya kadar onlarla
savan! Fakat (küfürden) vazgeçerlerse, o
takdirde zålimlerden bakasna dümanlik
yoktur.
194- Haram ay haram aya bedeldir ve
hürmetler karlkldr. Öyle ise (o ayda)
size kim saldrirsa, artk (siz de) ona,
size saldrdinn misliyle saldrn; fakat
Allah'dan saknn ve bilin ki, übhesiz Al
lah, takvå sâhibleriyle beräberdir.
195- Hem Allah yolunda sarf edin, (kendini
zi) ellerinizle tehlikeye atmayn ve iyilik edin!
übhe yok ki Allah, iylik edenleri sever.
196- Hac ve umreyi de Allah için tamam
layn!2 Fakat (baladnz bu ibâdeti
tamamlamaktan, herhangi bir ekilde)
men' olunursanz, artk (size) kolaynza
gelen bir kurban (borcu) vardr. O hâlde bu
kurban yerine varincaya (ve boazlann
caya) kadar balarinz tira etmeyin!
Fakat içinizden kim hasta olur veya ban
da bir rahatszl bulunur (da vaktinden
önce tira olur)sa, bu takdirde (onun üzeri
ne üç gün) oruç veya (alt fakiri doyuracak)
sadaka veya kurbandan (biriyle) bir fidye
(verme borcu) vardr. Fakat emniyete ka
Vutuunuz zaman, artik kim hacca kadar
umre ile faydalanrsa, o durumda (ona da)
kolayna gelen bir kurban (kesme borcu)
vardr.
Buna ramen kim de (kurbana güç)
bulamazsa, artik (ona) hacda üç gün,
döndüünüz zaman da yedi (gün) oruç
(tutma borcu) vardr. Bunlar tam on (gün)
dür. Bu (hküm), âilesi Mescid-i Harâm
sâkinlerinden olmayanlar içindir. Artik
Allah'dan saknn ve bilin ki,übhesiz Al
fitne ve sizi çkar- o yerden ki onlari çl- ve onlar ya- o yerde onlar ve
dilar karin kaladnz k
öldürün
ora- sizinle sava- tà Mescid4 Haråm yann
da malarina dek ki
artik Son ve- artik
din olunca- ve bir
ya dek
aya be- haram
deldir
takvåså- bera-
hibleriyle berdir
O $e- mis-
ona artik sal
dirin
yin ki liyle
oruçtan
ay
artik o hacca
ey ki kadar
olmayn- t ki onlarla sa- ve çok mer- çok bai- Allah
fitne caya dek
hametlidir layandr
yerine kurban varinca- tâ
ya dek ki
(gün)
káfirlerin cezâs ite böy- o takdirde on-
ledir larnoldurun
zålimlere
såkinlenin- åilesi
den
size
Allah üb- bilin ki
hesiz
yedi ve hacda gün
da
üb- iyilik ve tehlikeye ellerinizle atma- ve Allah
artik o men' olu- fakat Allah umreyi ve hacci tamam- ve
ey ki nunursanz eer için layn
onlarla sa- ve öldürmek- daha
vamayn ten siddetidir
nizi
van
an- o takdirde dü-
cak manlik yoktur
saldrd öyle karlikl-
isekim
artik
oruç
Vin
balar- tira etme- ve
yin
olmad o kimse bu
için ki
ve Allah- sak- ve size
dan nin
artik bir bandan bir ra- kendisin- ve- hasta
fidye hatszlik de var ya
sizinle sa- fakat
varlarsa eer
son ve- fakat Alla
rirlerse eer hin
tam on
hünet- ve ha
ler
(günldur
saldrd
yolunda infâk ve
umre ile fayda- artik emniyette fakat o kurban- ve- sada- ve
landysa kim oldunuz vakit ki dan ya kadan ya
ram
edin
iyilik eden- sever Allah
leri
kurbandan kolay geldi
sizden Olauy
bulama- fakat kurbandan kolay geldi
diysa kim
fakat
kim
bunlar döndu- o va
nuz kit ki
azåbi çok id- Allah üb- bilin ki ve Allah'- sak- ve Mescid-i Haråm
detlidir hesiz dan nin
lah, azâb çok iddetli olandr!
sübhesiz rirlerse eer
hesiz edin
dr
34. hacci
yaparsnz o $ey ve
azin hayrls
size
onlarda
veoza
man ki
onu zikredin ve
insanlar
Rabbi
miz
ve
deildir
akn ettiniz nihâyet o
zaman ki
(kendine)
farz ettiyse
ondan once
der
fakat
übhesiz
akt
bir nasibden
babalarnzi anmanz qibi
bir iyilik
hesåb
hacda
kendileri- ite onlar
ne vardr
çok mer- çok bai- Allah
hametlidir layandr
O
Kimse
o hlde
kim
Me'ar-i Harâm
azk edinin Ve
münäkaa ve
etmek yoktur
akl
O yerden ki
dünyada
pek çabuk
görendir
idiniz
âhirette
Rabbinizden bir ihsân
Allah'
Allah
såhib- ey
lern
yannda Allah'
üb
hesiz
ve insanlardan
vardr
bilinen
ver
Allah
üb- ve
hesiz
akn edin
ate azâbindan
ve
günah ile- ve
mek yoktur
bize Rabbi
onun yoktur ve
için
mIz
bizi
koru
onu bilir
benden
sakinin
ve
aylardr
Sonra
artik zikredin
bir anma
ile
aramanIz
sizi hi iyete
der
artik kadna yak
lamak yoktur
Allah dan mafiret dileyin
kazandlar
ve takvådr
artik zikre- hac ibâdetlerinizi bitirdiniz
din
hac
hayrdan
dünyada
Arafattan
elbette dalålete
düenlerden
daha
iddetli
bir iylik
günah
o ey
den ki
gibik
O sey
ve
veya
bize
o kim- onlardan ve
vardr
se ki
ver
âhirette
bir nasib
Cüz:2. Sirc:2 (Bakara 197-202) 30
197- Hac (vakti), ma'lüm aylardr. O
hâlde kim onlarda (o aylarda ihrâma gir
mekle niyet ederek) hacc (kendine) farz
ederse, artk hacda ne kadna yaklamak,
ne günah ilemek, ne de münâkaa etmek
vardr.
Hayr (ve hasenât)dan ne yaparsanz, Al
lah onu bilir.
O halde (kendinize yolculuunuzda lâzm
olacak) azk edinin; fakat übhesiz ki
azin en hayrls, takvdr. Ve ey akl
såhibleri! (Sâdece) benden saknn!
198- (Hac esnásnda ticâet yaparak)
Rabbinizden bir ihsan aramanzda size bir
günah yoktur.
Nihâyet Arafat tan (ayrlp) akn ettiiniz
zaman, Me'ar-i Harâm (tepesi) yannda
(Müzdelife'de) artik Allah'i zikredin!
Ve (0) sizi hidâyete erdirdii gibi, (siz de)
O'nu zikredin! Dorusu (siz) bundan ev
vel de elbette dallete düenlerdendiniz.
199- Sonra insanlarn (sel gibi) akti
yerden (Arafat tan siz de) akn edin ve
Allah'dan mafiret dileyin!
übhesiz ki Allah, Gafür (çok mafiret
eden)dir, Rahim (çok merhamet eden)dir.
200- Nihâyet hac ibâdetlerinizi bitirdiiniz
de, babalarnz andnz gibi, hattâ daha
kuvvetli bir anma ile artk Allah'i zikredin!
Insanlardan öyleside vardr ki: "Rabbimiz!
Bize (nasibimizi) dünyada ver" der; o takdir
de onun için âhirette hiçbir nasib yoktur!
201- Onlardan bir kism da: "Rabbimiz!
Bize dünyada da iyilik, âhirette de iyilik ver
ve bizi ate azâbndan muhâfaza eyle!"
der.
202- te onlar ki, kendilerine kazandk
larndan bir nasib vardr. Allah ise, hesâbi
pek çabuk görendir.
erdird
35. 31 Cüz:2. Süre:2 (Bakara 203-210)
203- O hâlde sayl günlerde (terik gün
lerinde) Allah'i (tekbirlerle) zikredin! Bun
dan böyle kim iki günde (Mina'dan dönmek
için) acele ederse, artik ona bir günah yok
tur. Kim de (üçüncügüne) geri kalrsa ona
da bir günah yoktur. (Bu, günahlardan) sa
knanlar içindir. Oyleyse Allah'dan saknn
ve bilin ki, dorusu siz O'nun huzruna
toplanacaksnz.
204- Ve insanlardan öylesi vardr ki,
dünya hayåtna dâir sözü (senin) houna
gider. (Sözlerinin kendi) kalbinde olana
(muvâtik olduuna) da Allah'i âhid tutar;
hâlbuki o, dümanlarn en iddetisidir.
de fesad çkarmak, hem ekin(lerinizi) ve
(hayvanlarinzin) nesli(ni) helâk etmek için
çalr. Hâlbuki Allah, fesd sevmez.
206- Hem ona: "Allah dan sakn!" denil
dii zaman, gurür onu günaha sevk eder,
artik ona Cehennem yeter! Hälbuki (o,)
gerçekten ne fenâyataktr!
207- Fakat insanlardan öylesi de vardr
ki, Allah'in rizâsna nâil olmak için kendi
nefsini (ve bütün malin O'nun yolunda)
fedâeder. Allah ise, kullar(n)a karçok
efkatli olandr.
208- Ey imân edenler! slâma tamâmen
girin; ve eytann admlarna uymayn!
Çünkio, size apaçk bir dümandr.
209- O hâlde, size apaçk deliller gel
dikten sonra eer (lslâm'a tamâmen gir
mekten) saparsanz, artk bilin ki übhesiz
Allah, Aziz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir,
Hakim (her ii hikmetli olan)dr.
iki günde
210- (0 mürikler) ille de, Allah'in
(azâbnn) ve meleklerin buluttan gölgeler
içinde kendilerine gelip iin bitirilmesini mi
(helák edilmelerinimi) bekliyorlar? Nihâyet
bütün iler, ancak Allaha döndürülür.
sakn- o kimse
içindir ki
d
o kim- insanlar
se ki dan vardr
Ve
fesad çkar
mas için
fesâd
acele
ettiyse
dedir
yin ki
tamamen
SIze
kullara
kar
gunah ile gurúr
ona
kalbin- o eye Allahi âhid ve dünya hayatna
buluttan
bundan
böyle kim
toplanacak- ona
yeryuzünde
sevmez
ubhe
SIZ O
ardndan
yine günah geri kal- kim ve
ona artik qünah
yoktur yoktur
205- (Senden) ayrinca da.
yeryüzün-E @J;
her ii hik- dâima
çaliti
Allah ve
Islâm'a
sayl
tutar
iler döndürülür
onu tuttu
eytanin
gölgeler Allah'in
içinde
kayarsaniz
übhe
siz siz
satar o kim- insanlardan ve yataktr gerçekten ve cehen
se ki vardr ne kötü
Allah
üb
hesiz
geri
çok ef- Allah ve Allah'in rizåsn
katlidir
Allah'a
döndü man ki
nesli
günlerde
Allah'
dan
girin
ve
Ve ekini
bilin ve Allah- saknn ve
âir
o hâlde
eer
Allah' zikredin ve
artik bilin
admlarina
kendilerinegel
mesini
sakn ona denildi o za- ve
man ki
imân
ettiler
dan
SÖZÜ seni im
hasmla- en id
detlisidir
helâk ve orada
etmesi
ancak
aramak
iÇin
o kimse
ler ki
rendirir
apaçk
apaçk de
iller
uymayn
artik ona
yeter
nefsini
ey
Ve
bir dü
mandr
size geldi
beklemiyorlar
bitiildi ve meleklerin ve
ve
SInIz
metli olandr üstündür
nem
36. nime- dei- kim ve apaçik
tini tirirse
süslen
mitir
o kim- ve
seler ki
azåb
müjdeleyi- peygam-
ciler olarak berler
ardndan
imân
ettiler
bir yola
miså
bir he- olma- diler o kim- rizik- Allah ve
sab dan
O ey- insan- arasn- huküm ver- hak ile
de ki larin da
O kimse
lerle ki
o kendile
rine veildi
size henüz
gelmedi
infäk et- o ey
tiniz ki
yoksullar
çok id
detlidir
bilendir
Allah bunun üzeri
ne gönderdi
yar utb dikkat Alla
dm hesiz edin hin
mesi için
o e- imân o kim- Allah sonra hidå- aralarin
ye ki ettiler seleriki yet eyledi
de
ve
m'cize
Allah
k
alay edi- ve dünya hayati
yorlar
ve cennete
artik kendisi- o e
übhesiz ne geldi yin ki
onlara nice Isråiloulla
sarsl- ve hastaliklar ve fakirlikler onlara do
dilar
tek
verdik
kitab
hesiz
girmenizi
kiyåmet gü
nünde
zulum apaçk de
daki sebebiyle hler
diler okim- hidâyet Allah ve izniyle haktan hak
seyi ki eder
kundu
infäk edecek- neyi
ler
O kim- an- onda ihtiläfa dü- ve hakkn- ihtläfa
seler ki cak medi
bir üm- insanlar id
met
sandnz yok
rina
m
ardn
dan
beraber- indir- ve korkutu- ve
lerinde di cular
yetimler ve en yaknlar ve
inkâr
ettiler
onlarin üs- sakn
tündedirler dilar
Sizden once
sana soruyor
lar
Sa
o kimse
lere ki
Sor
Allah'n
onlara
var- ne za- bera- imân o kim- ve peygam- diye
ber cekti
dm man berinde ettiler seler ki
geldi yin ki
ihtilâfa
knda dütüler
artik ana
baba içindir
dosdoru
gelip o kimse
geçtiler lerin ki
tâ
yakndr Allahin
hakkyla onu Allah artik üb- hayrdan yaparsi- o ey ve yolda kalmi ve
hayrdan
Cüz:2, Süre:2 (Bakara 211-215) 32
211- sråiloullarna sor, onlara (hidâyet
vesilesiolacak) nice apaçk mu'cizelerden
verdik (de inkâr ettiler). O hålde kim
Allahin n'metini (mu'cizelerini) kendisine
geldikten sonra (onu) deitirirse (inkâr
sebebi yaparsa), artik übhesiz ki Allah,
azâbçok iddetli olandr.
212- Inkâr edenlere dünya hayât süs
lenmitir de imân edenlerle alay ediyorlar.
Hâlbuki (günahlardan) saknanlar, kyåmet
gününde onlarn üstündedirler. Allah ise,
diledii kimseyi hesabsz rizklandrr.
213- Insanlar tek bir ümmet (ayn din üze
re) idi (daha sonra ihtilfa dütüler); bunun
üzerine Allah, müjdeleyiciler ve (ayn za
manda) korkutucular olarak peygamberler
gönderdi ve hakknda ihtilâfa dütükleri
eyler husüsunda, insanlarin aralarinda
hüküm vermek için, beråberlerinde hak
ile Kitâb indirdi. Ancak kendilerine onun
(o kitâbn) verildii kimseler, onlara apaçk
deliller geldikten sonra aralarndaki zulüm
(ve hased)den dolay onda da ihtila dü
tüler. Sonra Allah, (o ehl-i kitâbn) üzerin
de ihtilâfa dütükleri hakka, îmân edenleri
izniyle hidâyet eyledi. Çünki Allah, diledii
kimseyi (hikmetine binâen kendi lütfun
dan) dosdoru bir yola hidâyet eder.
214- (Ey müminler!) Yoksa sizden önce
gelip geçenlerin hâli (sizin de) banza
gelmeksizin (kolayca) Cennete gireceinizi
misandnz? Onlara öyle fakirlikler ve has
talklar dokundu ve öyle (belâlarla) sarsl
dilar ki, hattâpeygamber ve berâberindeki
imân edenler: "Allah'in yardm ne zaman!"
diyecek (hle gelmillerdi! Dikkat edin,
übhe yok ki Allahn yardm yakndr.
215- (Ey Resülüm!) Sana (Allah yolunda)
neyi (kime) sarf edeceklerini soruyorlar.
De ki: "Hayr (ve hasenâ)dan ne sarf eder
seniz, artik (onlar), ana baba, en yaknlar,
yetimler, yoksullar ve yolda kalm(lar) için
olmaldr. Hayr (ve hasenât)dan ne yapar
sanz, artik muhakkak ki Allah, onu hak
kyla bilendir.
seyi ki
landrir
da dütüler