SlideShare a Scribd company logo
KURÄN-I KERM VE MUHTASAR
KELME MEAL
Hayrât Neriyat
Eser Kod No: 311
ISBN 978-975-9023-83-6
gl789759l023836
1 Fätiha
11
Hüd (as)
12 Yüsuf (as)
ibráhim (as)
Hier
Nah
Keht
Meryem
TåHâ
Mü'minün
Núr
Furkr
Mom!
Kasas
29 Ankebüt
Rum
kmân (as)
40 Mü'min (Gfir)
41 Fussilet
42 ürå
45 Câsiye
46 Ahkf
48Munammed(asm)
27 55
8
88886388S&5
Miicádele
Hasr
Mümtehne
Cum!
63 Münåfikün
Teäbün
105
Mülk
Kalem (Nün)
69 Hâkka
Mearic
Müzzemmil
Muddessit
Insan
(as
Mürselât
102 Tekâsür
03Ast
106 Kureys
107 Mún
00 hevSer 30 3
A04
306
KUR'ÂN-1 KERM'DE BULUNAN
SECÂVENDLERN KEYFYET
Kur'ân- Kerim'de Bulunan Secâvendlerin Keyfiyeti
Kurän- Azimü-n' okuyan kii "secâvend lerin ne manâya geldiklerini yi bilmelidir.
(-) Kesin olarak durmanin lüzümuna alâmettir.
) Cevaz velüzüma delâlet etmeden durmaya alâmettir.
() Durmann ciz olduuna, durmak ve geçmek arasnda serbestlie alâmettir. Fakat durmak daha evlâdr.
() Ruhsat alåmetidir. Yani tilâvet edenin nefesi daraldzaman durur, sonra geriden almakszn devâm eder.
(6) Cevaz alâmetidir. Fakat geçmek durmaktan daha evlâdr.
113
(y) Durmann ciz olmadna alâmetir. "Durma! Çünki manåtamam deildir" ma'nsndadr. Eer zarretten
dolay durursa, üzerinde durulmu kelimeyi geriden alr. Fakat bu alâmet âyetin sonunda ise durur, sonra o
âyeti geriden almaz.
(3) Kurrä'nn çouna göre geçmek alâmetidir, fakat durmak câiz olur.
(-)
(5) Durmak için emirdir." Latifbir vakfe ile dur!l'ma'nsnadr. Bu, durmakta ma'nå açsndan bir fayda olduuna
iâret olarak, durmanin geçmekten daha evlâolduunaalâmettir.
(E) RüKü:a alâmettir. Yani eer okuyan namazda olur da rükü etmek isterse, artk onun için münásib olan,
bu alâmette rükü etmesidir. Çünki bu, kssann ve mevizann tamamlandna iâreltir. (Ayrica iki alâmet aras
nn bir "asr olduunu gösterit. Namaz hâricindeki Kur'ân krâatinde de evlã olan, bu alânmetlerde kratin bitril
mesidir.)
(sa) Bu üç noktalar, bitbirine geçmi durua iárettr. Yani tiâvet eden eer bininci noktalarda durursa, o zaman ikincide
durmaz; eer birincide durmazsa, o vakit ikincide durur. Tâki
maksd olan ma'nå donuolsun. Cünki her ikisinde de
durursa, ma'nå tamam olmaz.
Okuma esnâsnda durulup durulmayacak yerleri göstererek usülünce okumaya yardm eden bu alâmetlere, hicri
altnc asrda bunlar ilk defa Kur'ân- Kerim'e koyan Muhammed bin Tayfür es-SECÃVENDnin bu hizmetine
teberrüken, ismine atfla secâvend denmitir.
Rahim Rahmån Allah in ismiyle
Rahmân'- âlemlerin Rabbi Allah'a- hamd
dir
din gününün målikidir
deil
yoluna
yardm ancak ve ibâdet ancak
dileriz senden
kendilerine nimet
dosdoru yola bizi hidâ
ne dalalete
düenlerin
Rahim'dir
ve
verdin
ederiz Sana
yet eyle
o kimse
lerin ki
kendi- gazab edimi
lerine olanlarn
Cüz:1, Sire:I(Faiha 1-7)
1- FÄTHA SÜRES
[Mekke devrinde nåzil olmutur, 7 âyettir]
Kovulmu eytandan Allah'a sinirim!
1- Rahmân, RahimolanAllah'inismiyle.
2- Hamd., ålemlerin Rabbi olan Allah'a
mahsustur.2
3- (0,) Rahmândr, Rahimdir.
4- Din (hesab) gününün mâlikidir.
5- (Rabbimiz!) Ancak sana ibådet ederiz
ve ancak senden yardm dileriz.5)
6- Bizi dosdoru yola hidâyet eyle!
7- Kendilerine ni'met verdiin kimselerin
yoluna; gazab edilmi olanlarn ve dalâlete
düenlerin (yoluna) deill (min!)
(*) Meâl içerisinde geçen hâiye rakam
lari, kitabn sonunda hâiye bölümünde
sahifelere göre izâh edilmitir.
2- BAKARASÚRES
[Medine devrinde nâzil olmutur, 286 âyettir]
Rahmân, Rahim olan Allah'in ismiyle
1- Elif, Lâm, Mim.
2- Ite bu, o Kitab'dr ki, onda übhe yok
tur. Takvâsâhibleri için bir hidâyettir.
3- Onlar ki, gayba inanrlar, namaz hak
kyla edâ ederlera ve kendilerini rizklan
drdimz eylerden (Allah yolunda) sarf
ederler.
4- Yine onlar ki, sana indirilene (Kur'ân'a)
ve senden önce indirilenlere (dier kitabla
ra) inanrlar. Onlar, âhirete de kati olarak
imân ederler.
5- teonlar, Rablerinden bir hidâyet üze
redirler, kurtulua erenler de ite ancak
onlardr.4
Rahim Rahmân Allahin
bir hidâ- on- übhe o kitatb
yettir da yoktur
hakkyla ve gayba inanr
kilarlar
Onlar ve
ki
senden
önce
infâk
ederler
bir hi- üze-
ite
dr ki
kurtulua onlar
erenler dir
lar
ismiyle
Ite
bu
onlar
ki
elif lâm
mim
indi- o e- ve sana indi- o
e inanir
rildi ye ki
takvâsâ
hibleri için
onlari rizik- o sey- ve namaZi
landrdik den ki
rildi ye ki lar
kati îmân on- âhirete ve
ederler lar
ite ve Rablerinden
onlar
dâyet redir onlar
onlar korkut
madin mi
Sa
kulaklar
ve büyük bir
kendi- deil âhiret
leri iken
ve onlari
artirmtr
O va- ve
t ki
aldatmazlar ve imân
ra
yok- onlar korkut- kendilerine
tun mu
üzeri- ve kalbleri
ne
Islâh edici
kimseleriz
sefihler
O ki
mse
onla- denil- o va- ve
di kit ki
dalåleti
biz
imân
ett
Kar
lerie ki latlar kit ki
bir has- kalblerinde
talik vardr
O va- ve
sizinle übhe- dedi
beraberiz siz biz ler
yalan soylu- idiler o eyden elemli
yorlar dolay ki
azåb
ettiler
onlara muh- ve onlarla
let venr
al
dilar
doru yolu bul
mu kimseler
onlar için ve bir perde
vardir
gününe ve Allah'a imân
üzeri- Allah
ne j
farkna var- fakat
mazlar
bilmiyorlar
eytanlaryla
deillerdi
o kimse- ve Allah't aldatmaya
leri ki
çalrlar
alay eder
eit
tir
o kimse- ite onlar
lerdir ki
Ve
fakat
ettik
mühü
vurmutur
farkna varmaz- ve
lar
Allah
bir
azáb
inkâr
ticâretleri
ettiler
ancak dediler yeryüzünde fesad çikar- onlara denildi
mayin
o ey biz inan dediler insanlar imân 0$ey
qibi ki yor muyuz
müfsidler
gozlerinin üzerinde ve
vardr
sefihler
der okim- insanlar
seler ki dan vardr
o kim- sub
seler ki hesiz
imân etmnezler
onlar için ve hasta- Allah
vardr Iikca
kendilerini
etti
mü
minler
onlar- übhe- dikkat
dir siz onlar edin
an
cak
gibi ki
ba
b
baa o va- ve imân dediler imân
kaldilar kit ki ettik
fakat kår ge
tirmemitir
onlar- ütbhe- dkkat
dir
SiZ
onlar edin
alay edicileriz biz
bocalayp du- azgnliklari içinde
rurlar
an
cak
hidáyete
karlik
Cüz:1, Süre:2(Bakara 6-16)
6- übhesiz ki inkâr edenler yok mu, on
lar korkutsan da korkutmasan da kendile
ri için birdir; îmân etmezler.
7- Allah, onlarn kalblerine ve kulaklarina
(küfürlerindeki inadlar yüzünden) mühür
vurmutur.9 Gözlerinin üzerinde ise bir
perde bulunur. Ve onlar için (pek) büyük
bir azab vardr.
8- Insanlardan öyleleri de vardr ki, ken
dileri inanan kimseler olmadklar hâlde:
"Allah'a ve âhiret gününe imân ettik" derler.
9- Allah'i ve imân edenleri aldatmaya çal
rlar. Hâltbuki sâdece kendilerini aldatrlar
da farkna varmazlar.
10- Kalblerinde bir hastalik (nifak) var
dr, Allah da hastaliklarin artirmitir. Ve
(imanlar hakknda) yalan söylemekte ol
duklarndan dolay. onlar için (pek) elemli
bir azab vardr.
11- Onlara: Yeryüzünde fesad çkarma
yn!" denildiizaman ise: "Biz ancak slâh
edici kimseleriz" derler.
12- Dikkat edin! übhesiz ki onlar, müf
sidlerin (bozguncularn) ta kendileridir,
fakat idrâk etmezler.
2
13- Onlara: "nsanlarn (müminlerin) îmân
ettiigibi imân edin!" denildii zaman ise:
"Biz, sefihlerin (beyinsizlerin) îmân ettii
gibi mi inanyoruz?"a derler. Dikkat edin!
Muhakkak kisefih olanlar ancak onlardr,
fakat bilmiyorlar.
14- Ve imân edenlerle karlatklar za
man: (Biz de) imân ettik!" derler. eytan
laryla (reisleriyle) ba baa kaldiklar za
man ise: "Gerçekten biz sizinle berâberiz:
biz (onlarla) ancak alay edicileriz!" derler.
15- (Bil'akis) Allah onlarla alay eder ve
onlara mühlet verir (de), azgnliklarn içinde
bocalayp dururlar.
16- Ite onlar, hidâyete karlk dalâleti
satn alanlardr. Fakat ticáretleri (onlara)
kâr getirmemitir. (Onlar, o zarardan kur
tulmak için) doru yolu bulmu kimseler de
deillerdir.
ettiler
3 Cüz:1, Súre:2 (Bakara 17-24)
17- Onlarn (omünâfiklarn) misâli, (karan
ikta) ate yakan kimsenin håli gibidir.
Derken (o ate) etråfn aydnlatnca, Allah
onlarn nûrunu giderdi ve onlar karanliklar
içinde görmez bir hâlde birakt.
18- (Onlar) sardrlar (hakk iitmezler).
dilsizdirler (hakk söylemezler), kördür
ler (hakikati görmezler). Bu yüzden onlar
(hakka) dönemezler.
19- Veya (onlarn misåli) gökten boa
nan, (ve) kendisinde karanliklar, gök gü
rültüsü ve
imek bulunan bir yamur(a
tutulan kimselerin håli) gibidir. Yildrimlar
dan dolay, ölüm korkusuyla parmaklarn
kulaklarna tkarlar. Hâlbuki Allah, káirleri
(ilim ve kudretiyle) çepeçevre kuaticdr.
20- O imek, nerede ise gözlerini(n
nunu) kapp aliverecek! Ne zaman on
lara aydnlik verse, onda (onun inda)
yürürler; onlara karanlik çöktüü zaman
ise (olduklar yerde) dikilip kalrlar. Hâlbuki
Allah dileseydi, elbette onlarn iitmelerini
ve görmelerinigiderirdi. übhesiz ki Allah.
hereye hakkyla gücyetendir."
21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekile
ri yaratan Rabbinize ibâdet edin ki takvâ
sâhibi olasnz!2
22- (0,) sizin (ikamet ve istirâhatiniz) için
yeri bir döek, göü ise (üstünüze) bir
tavan yapandr. Ve gökten bir su indirip,
onunla size rizk olmak üzere mahsûller
çkarandr. Oyle ise siz (bu hakikati) bili
yor olduunuz hâlde Allah'a ortaklar ko
mayn!
23- Ve eer kulumuza indirdiimiz (Kurân)
dan übhe içindeyseniz, haydi onun ben
zerinden bir süre getirin; eer (iddiânzda)
doru kimseler iseniz, Allahdan baka
âhidlerinizi (yardmclariniz) da çarin!
24- Buna ramen yapamazsanz, ki
asl
yapamayacaksnz,o öyle ise o ateten
saknn ki, yakt insanlarla talardr; (ve)
kâfirler için hazrlanmitr!
Allah gider- etrafin- o ey-
di dadr leri ki
dilsiz- sar
kör.
lar
karanlk- onda
gökten
kapip ali- 0 im- nerede
verecek ek ISe
onlara
yldrmlardan kulaklarna
dolay
vardr
odur ki
gökten
Rabbinize ibâdet insanlar
edin
Allah'
dan
öyle ise
saknin
görmezler
Allah'a öyle ise kl
aydn bir
latt zaman ki ates
takvå sâhibi tâ ki siz
olursunuZ
indir- ve bi
di
mayn
baka
SiZin
bina
Allah üb- görmelerini ve iitmelerini elbete Allah dile
hesiz gidermiti
ve ne
karanlik o va- ve onda yürüdu- onlara aydnlik her ne
Çokt kit ki
ler verdi
åhidlerinizi
aslåyapama- ve
yacaksnz
mitir
boanan bir
yamur gibidir
kârleri
karan
liklar
riZIk
Cin olarak
parmaklarin kilarlar
yakt
ey
indir- oey- bir için- iseniz e- ve
dik den ki ubhe de
onlar
için
birakt
veya
yapama
r Misanz
o kim- misâli onlarn
senin ki gibidir misåli
çepeçevre Allah ve
kuaticdr
gö ve bir döek
mahsüllerden
hakkyla gü
C yetendir
dönmezler bu yúz
den onlar
zaman
káfirler için hazrlan- talardr ve insanlar
seydi
im- ve gok gu- ve
ek rultusu
sizden öncedir okimse- ve sizi yaratti
leri ki
onun
la
ve
biliyorsu
nuz
ölüm korku
yakt
nürlarn
e- ve dikilip
er kaldlar
hereye
sizin
Sonra
gözlerini
çikard
SIZ
Iken
suyla
o ki
o ki
kild
çarin ve benzerin- bir sûre haydi kulu
den
bir
Su
buna ra- doru kimse- iseniz eer
men eer ler
bir takm
benzerer
ate
ten
dürler dirler driar
er
de
yeri
için
getirin muza
cennet- kendileri übhe-
ler için vardr siz
bir meyveden
bunlar onlara
verildi
bir sivrisi
nei
muràd
etti
orada onlar ve
A9
ve
Sonra
onlar- riziklan
odur ki
bir misâl
olarak
neyi
ahdini bozarlar
emretti o eyi
zarara u- onlar
rayanlar
göü
bundan önce
haktir üphe- hemen bilirler
siz o
sålih amel
let
böylece size
hayat verdi
tertemiz
birçok onun- hidäyete ve birçok
kimseyi la erdirir
misålgetir
mesinden
hemen derler
o
kimse
ler ki
keserler
lar
ölüler
her ne
zaman
zevceler
nzikland
nldik
kasdetti Sonra
hakkyla hereyi
bilendir
yaptlar ve imân
döndürule- ona
ceksiniz
imân
ettiler
ve
Ifmaklar
0 ey
dír ki
orada
inkâr ettiler
onun- dalâle
kimseyi la
Ve
"çekinmez Allah
üb
ettiler
fâsklar
onlar için ve
vardr
o kimse- ite
ler ki
te atar
katiyen
kabulúnün
altlarindan
bu dediler
O kimse
ler ki
idiniz ve Allah'
o kimse- müj- ve
leri ki
hesiz
gökler olarak
ama
Ve
ama
birbirine ben
zer ekilde
dele
ebedi kalci
drlar
ondan hattâo
ite on- yeryüzün- fesad çka- ve birletirilme- onu Allah
de rirlar Sin
ardndan
akar
rizik
olarak
misål bununla Allah
olarak
an- onun- dalålete
Cak la
yedi
hepsini yerdedir 0 sey- sizin
leri ki
atmaz
Rable
rinden
için
inkâr edi-
nasl
yorsunuz
Sonra sizi diriltecek sonra sizi öldürecek
ve
Allahin
yaratti
sonra onlar
tanzim etti
Cüz:1, Siüre:2 (Bakara 25-29) 4
25- (Habibim, yâ Muhammed!) Imân edip
sålih ameller ileyenlere, übhesiz kendi
leri için altlarindan irmaklar akan Cennet
ler olduunu müjdele! (Onlar) ne zaman ri
zik olarak oradan, herhangi bir meyveden
rizklandrilsalar: "Bu, daha önce riziklan
drildimz eydir" derler.
Çünki bu (Cennet nimetleri), kendilerine
(dünyadaki rzklaryla) birbirine benzer
ekilde verilir.
Onlar için orada tertemiz zeVceler de vardr
ve onlar, orada ebedi olarak kalcdrlar.
26- übhesiz ki Allah, (kullarina doru
yolu göstermek için) bir sivrisinei. (hattå
küçüklük ve kymetsizlikte) ondan da öte
(daha aa) bir eyi misâl getirmekten
çekinmez.
Ama imân edenler, bunun Rablerinden
(gelen) hak olduunu hemen bilirler.
Inkär edenlere gelince: imdi Allah, misâl
olarak bununla neyi muråd etti?" derler.
(Allah) onunla birçok kimseyi dalâlete atar,
birçok kimseyi de hidâyete erdirir.
Fakat onunla ancak fâsklar dalälete dü
ürür.
27- O kimseler (o fâsklardr) ki, Allah'in
ahdini (0'na verdikleri sözü) katiyen
kabülünden sonra bozarlar, Allah'in bir
letirilmesini emrettiieyi (akrabâlar ve
müminler arasndaki irtibât) keserler ve
yeryüzünde fesad çkarrlar.
Ite onlar, zarara urayanlarn ta kendile
ridir.
28- (Ey káfirler!) Allahi nasl inkâr ediyor
sunuz ki, (siz) ölüler idiniz de, size (0) ha
yat verdi.
Sonra sizi öldürecek, sonra sizi (tekrar)
diriltecek, sonra da ancak O'na döndürü
leceksiniz.
29- Yerde ne varsa hepsini sizin için ya
ratan, sonra göü (yaratmay) kasdedip
onlar yedi (kat) semâolarak tanzim eden
O'dur.o Ve 0,
hereyi hakkyla bilendir.
dan drldilar
yukardr eyi ki
5 Cüz:l, Süre:2 (Bakara 30-37)
30- (Ey Habbim!) Bir zaman Rabbin,
meleklere: "übhesiz ki ben, yeryüzünde
(insan) bir halife klacak olanm" buyur
mutu; (melekler) "Orada fesad çka
racak ve orada kanlar dökecek bir kimse
mi klacaksn? Hâlbuki biz, hamdin ile
(seni) tesbih ediyoruz ve seni takdis edi
yoruz" dediler. (Rabbin de onlara:) "Sizin
bilemeyeceiniz eyleri, übhesiz ki ben
bilirim! buyurdu.
31- Ve Adem'e isimlerin hepsinii öretti,
sonra onlar meleklere arz ederek: "Eer
(iddiânzda) doru kimseler iseniz, haydi
unlarn isimlerini bana bildirin!" buyurdu.
32- (Melekler) dediler ki: "Seni (her tür
lünoksanlktan) tenzih ederiz: senin bize
Örettiklerinden baka bizim için bir ilim
yoktur. übhe yok ki Alim (hereyi bilen),
Hakim (her ii hikmetli olan) ancak sensin!"
33- (Allah,) 'Ey Adem! Onlarn isimlerini
kendilerine (meleklere) bildir! buyurdu.
Bunun üzerine (Adem) onlarn isimlerini
kendilerine bildirince (Allah): "Size deme
dim mi? Göklerin ve yerin gaybin (size
gizli olan sirlarin) übhesiz ben bilirim!
Ve (siz) neyi açklarsanz ve (içinizde) neyi
gizlerseniz, (ben) bilirim!" buyurdu.
34- O vakit meleklere: Adem'e secde
edin!" demitik; (cinlerden olan) blis
hâriç, hemen secde ettiler. (0) dayatt ve
büyüklük taslad, böylece káfirlerden oldu.
35- Hem demitik: "Ey Adem! Sen zevcen
(Havvâ) ile Cennete yele: dilediiniz yer
de ondan bol bol yiyin; fakat u aaca yak
lamayn, sonra zâlimlerden olursunuz!"
36- Derken eytan onlar(n ayaklarin)
oradan kaydrd da içinde bulunduklar
eyden (o nimetten) onlar çkard. Bu
nun üzerine (biz onlara) öyle dedik: (Ey
man olarak inin! Artk sizin için yeryüzünde
bir zamâna kadar bir yerleme ve bir fayda
lanma vardr."
37- Nihâyet Adem, Rabbinden birtakm
kelimeler ald (ve onlarla yalvard, tev
be etti), bunun üzerine (Rabbi) tevbesini
kabül etti. Çünki Tevväb (tevbeleri çok
kabül eden), Rahim (merhameti bol olan)
ancak O'dur.
dediler
tesbih biz
ediyoruz iken
Ade- ö- ve
me retti
bana ha
ber verin buyurdu
ey buyur
sen münez- dediler
zehsin
du
buyur
du
bir halife yeryüzünde kilacak übhe- meleklere
olanm siz ben
Adem'e
Sonra
baznz
isimlerini
ey demi- ve
tik
nihâyet
ald
her ii hik-
metli olan
secde
edin
dilediniz oyer
de ki
kanlar
bilmiyor-
sunuz
eytan derken o iki
sini kaydrd
inin
meleklere
açklar- o e- bili- ve yerin ve goklerin gay
Siniz yiki rim
doru kimseler
dökecek ve orada fesad çl- o kim- orada kilacak
karacak seyi ki
hereyi
bilen
kâfirlerden
onlara ha
ber verdi
o
ey- bili- übhe- bu- seni takdis ve hamdin
leri ki rim siz ben yurdu ediyoruz
meleklere demi- 0 ve
tik vakit
iseniz
sen- übhe
sinsiz sen örettin
ve ne
zaman ki
onlar arzetti sonra hepsini
o
bir zama- bir fay- ve bir yer
na kadar dalanma
leme
merhamet tevbeleri odur übhe
Çok olan kabuleden siZ O
bint
eer
oldu ve büyüklük ve ka
taslad Çind
Sunuz
Rab- buyur- ve bir
bin mutu vakit
isimlerini
ve tevbesini
kabul etti
unlarn
misn
zâlimlerden sonra olur- aaca u
bize oey- an- bzim bir ilim
ler ki cak için
ile
isimleri
isimlerini
bili- übhe- size demedim
rim siz ben
bol ondan yi- ve cennete zevcen ve sen yerle Adem
bo yin
birtakm
kelimeler
yoktur
onlara ha- Adem
ber ver
gizliyorsunuz idiniz o
e
mi
yíki
Iblis hâ: hemen sec
riç. de ettler
ve
dedik ve içinde iiler o ey- ve onlarn çikard oradan
den ki
yakla- ve
mayin
Laic
yeryuzun- sizin için ve dü- bazsna
de vardir mandr
Rabbin- Adem
den
hidâye- tâbi' ol-
time
yalan- ve
ladilar
ve bir hi ben
musa kim
dâyetden
sräiloullar ey
az
beraberi- 0 e-
; nizdedir yi ki
inkâr
ettiler
hakk giziemeyin ve
onlar ki
SIze verdi- yerine bana verdi- yerine ve Size
im söz getireyim giniz söz getirin
yardm isteyin
ålemlere
rük edin ve zekát verin ve
o kim- ve
seler ki
ondan kabul
edilmez
Sunuz
yardm olunu
yorlar
ve
bir fiyata âyetler- satmayn ve onu inkâr
ebedi kali- ora- onlar ate
CIdrlar
mi
SIze ge-
artik hep ora
lirse eer birlikte dan
tasdik edi- indirdim o e- imân ve
ci
olarak ye ki edin
bâtl ile
ve
üzülüyor
da
lar
kendinizi unutuyor- ve iyilii insanlara emrediyor
musunuz
kimselerdir
siz ben
hiç akl erdirmez
misiniz
sizi üstün übhe- ve
kildm
onlar ve
deildir
gönülden bal an- gerçekten übhe- ve
cak büyüktür
hakk kartrma- ve
yin
namaz hakkyla ve
edâedin
ihsân
ettim
sz onlar
SIze
edenin
SIZ O
kimseden kimse
ehlidir
ler
kitab
ve bir fidye ondan
onlara
ihsân
ettim
Iki
ite âyetleri
onlar mIzi
oki nimeti- hatrla
inin
artik benden ancak ve
korkun benden
nuz
isräiloular ey dönecek
ona ubhe- ve Rable- kavuacak ubhe- sezer
o ki
m
dedik
artik bir kor.
ku yoktur
artik ben- ancak ve
den saknin benden
okuyorsu
nuz
biliyorsu- siz iken
olmayn ve
rük eden- bera
lerle
yin
alinmaz ve
namaz ve sabIr ile
ile
mi
rine kimselerdir siz onlar ler
ber
SIZ iken
ni meti- hatirla
yin
ödemez bir gün- saki- ve
den ki nin
bir efâat
Cü:1,Sire:2 (Bakara 38-48) 6
38- (Onlara öyle) dedik: "Hep birlikte
oradan inin!" Artk benden size bir hidâyet
gelir de kim hidâyetime tâbi olursa, o
takdirde onlara hiçbir korku yoktur, onlar
mahzun da olmazlar.
39- 0 inkâr edip âyetlerimizi yalanla
yanlara gelince, ite onlar ate ehlidirler!
Onlar orada ebedi olarak kalcIdrlar.
40- Ey Isrâiloullar! Size ihsân ettiim
ni'met(lerlimi hatrlayn; (imân edeceinize
dâir) bana verdiiniz sözü yerine getirin ki,
(ben de Cennete girmeniz husúsunda)
size verdiim sözü yerine getireyim ve ar
tik yalnzca benden korkun!
41- Beräberinizde olan (Tevrå'i) tasdik
edici olarak indirdiime (Kur'än 'a) da imân
edin ve onu inkâr eden(ler)in iki siz olma
yn! Ve âyetlerimi, (karilnda ne alsaniz)
az (düecek) bir fiyata satmayn ve artik
yalnzca benden saknn!
42- Hem siz (doru olan) bile bile hakk
bâtil ile kartrmayn ve hakk giz
lemeyin!
43- Hem namaz hakkyla edâ
edin, zekât verin ve rükü eden
lerle berâber rük edin!
44- Siz Kitâb okuyor olduunuz
hälde, insanlara iyilii emredip de
kendinizi unutuyor musunuz? Hiç
akl erdirmez misiniz?
45- O halde sabr ve namaz ile (Allahdan)
yardm isteyin! Halbuki übhesiz o, (Allah'a)
gönülden
balolanlardan bakasna el
bette argelir.
46- Onlar ki, gerçekten kendilerinin Rab
lerine kavuacak kimseler olduklarn ve
gerçekten kendilerinin ancak O'na döne
cek kimseler olduklarn sezerler (kat'i ola
rak imân ederler).
47- Ey Isrâilouilar! Size ihsân ettiim ni'
met/lerjimi ve gerçekten benim sizi (bir za
manlar) älemlere üstün kldm hatrlayn!
48- Ve öyle bir günden saknn ki, (o gün)
kimse, kimse nåmina bir ey ödemez, on
dan (Allah'in izni olmadkça) bir efâat de
kabül edilmez, ondan bir fidye de alnmaz
ve onlar yardm (da) olunmazlar!
olanlara
7 Cüz:l, Sire:2 (Bahara 49-57)
49- Hem bir zaman sizi Fir'avun ehlinden
kurtarmtik; (onlar) sizi azâbn en kötü
süne (evlâd acsna) ma'ruz birakyorlar,
(yeni doan) oullarnz boazlyor, ka
50- Hani sizin için denizi yarp da sizi
kurtarmi ve siz (hayretle) bakp dururken
Fir'avun ehlini suda bomutuk.
51- Yine bir vakit Müså ile krk gece için
sözlemitik; sonra onun (Tür'a gitmesi
nin) ardndan siz zâlim kimseler olarak
buzay (ilâh) edindiniz.
52- Sonra bunun arkasndan sizi affettik.
tâki ükredesiniz.
53- Hani Müsâya Kitâb'ive (hak ile bâtl
ayran) Furkn'ivermitik, tâ ki hidâyete
eresiniz.
dinlarnz (kz çocuklarnzi) ise hayatta
Ji
GIEEL
,
ij A
brakyorlard." Ite bunda (size revågö
rülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük
bir imtihan vard.
54- O vakit Müså, kavmine: "Ey kavmim!
übhe yok ki siz, buzay (ilâh) edinmekle
kendinize zulmettiniz: öyle ise yaratan
niza tevbe edip. nefislerinizi öldürün! Bu
(hâiniz), yaratannzn katinda sizin için
daha hayrldr" dedi.
Bunun üzerine (Allah) tevbenizi kabül eti.
übhesiz i Tevváb (tevbeleri çok kabül
eden), Rahim (çok merhametli olan) ancak
O'dur.
55- Bir zaman da: Ey Müsâ! (Biz) Allah'i
açkça görmedikçe aslåsana îmân etme
yeceiz!" demitiniz de, siz (olup bitene
hayretle) bakadururken sizi yildrim yaka
layvermiti.
56- Sonra ükredesiniz diye, ölümünüzün
ardndan sizi dirilttik.
57- Hem (Tih çölünde ) üzerinizi bulutlarla
gölgeledik ve size kudret helvas ile bildr
cIn indirdik.
(Ve) Sizi rzklandrdmz temiz eyler
den yiyin!" (dedik).
boazl
yorlard
Artik (onlar) bize zulmetmediler; fakat (as
linda) kendilerine zulmediyorlard.
Rabbinizden bir im- bunda size ve kadnlarniz hayatta b- ve oullarnizi
azåbn kötüsü- sizi ma'ruz bi- Firavun ehlinden sizi kur- bir ve
ne rakyorlard tarmitik vakit
ehli- suda bo- ve
mutuk
ni
Son- gece krk
için
ra
Allah'i
affettik Son
Müsâlya vermi- bir ve
tik vakit
ve sizi kurtar
mitik
ra
ite bu
dedi bir ve
vakit
edinmenizle
Müså
le
vard
siZi dirilttik sonra
tâki sana
Üzerinizi gölgeledik ve
zâlim kimnse- siz ve
lersiniz
merhameti tevbeleri odur übhe-
çok olan kabul eden
sözle- bir ve
mitik vakit
nefislerinizi
SiZ O
denizi siZin
ükredersiniz
bakyor
sunuz
hidâyete
kendinize
erersinIz
aslâ
imân et
meyeceiz
zuimediyor- kendilerine idiler
lar
SIZ
için
sonra
öldürün
Ve
ükredersiniz
tâ ki siz
niz
temizlerinden yiyin bildrcin ve kudret
helvas
fakat
rakyorlard
yarmi- bir ve
tik vakit
bakyorsu- siz
zulmetti- übhesiz kav- ey kavmine
Müsâ
onun ar
dndan
tâ kisiz bunun
nuz
bunun üzerine tev- yaratanni- katin
benizi kabul etti
yldrm
tâ ki siz
size
SIZ
buzai- edindi
furkän ve
yi
Zin
yaratannza
mim
ey demi- bir ve
tiniz vakit
bize zulmnet- ve
mediler
da
hemen sizi
yakalamti
Zun
ölümünü- ardndan
açkça
indirdik ve bulutlar
la
sizi rziklan- oe
drdik yin k
dilediniz o yer
SIze
le
bir söz- zulmet-
kavmi
icin
on
rizkndan
Müsâ
de ki
bala- yà Rab deyin ve secde eden- kapIdan
yalim bizi affet ler olarak
buda
yndan
daha
aadr
tiler
kötü bir zulmet- okimse- üzerine biz de in- kendi- söy
azâb tiler lerin ki
Müsâ
bize çkarsin
öldürü
yorlar
iki
ondan ve yiyin
o kim- fakat dei
seler ki tirdiler
için
su iste bir ye
miti vakit
ey demi- bir ve
tiniz vakit
ondan bunun üzeri
ne fikrd
lar
ve yiyin
Rab- bizim
bine için
o eyi
ve hiyarindan ve
istediniz o sey- sizin için
ler ki
vardr
bir gazaba ura- ve
Alla-
haddi ayor- idiler
ehre
âyet
lerini
o halde
duâ et
deitirmek mi
istiyorsunuz
Ve
Çünki
übhesiz
iylik eden- artiraca- ve
lere
dirdik
taa
içecei yeri ksm her
insanlar
sebzesinden
re
ar
$u
tel
bir
eh
yoksulluk Ve
(mührü)
inkâr ediyor
lar
fesad çkarici- yeryüzünde bozgunculuk ve
lar olarak yapmayn
girin
lerine lendi
isyân ediyor- idiler oseyden gök
dolayki
asânla
isyân o eyden
ettiler dolaydr ki
girin
soanin-
inin
idiler
bir yemee
yer
bu
demi- bir ve
tik vakit
Ve
ve bol bol
hayrl
dr
hatâlarnzi
o ey-
den ki
Vur
bildi gerçek- pinar
ten
ba
ka
ten
biz de
dedik
Alla
hin
aslå sabre
demeyeceiz
bitirir o eyler
den ki
zillet Üzerlerine vuruldu ve
(mührü)
mercime
ginden
0
$eyle
çünki üb- budur Allah'
hesiz onlar dan
hakszyere peyg
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 58-61) 8
58- Yine bir zaman (size) öyle demitik:
"uehre (Kudüs'e) girin de ondan diledii
niz yerde bol bol yiyin; (ama) kapdan sec
de eden kimseler olarak girin ve (Yâ
Rab! Bizi affet!) deyin ki, size hatâlarinz
balayalm!" Çünki (biz,) iyilik edenlere
59- Fakat o zulmedenler, (alay ederek o
sözü) kendilerine söylenenden baka bir
sözle (buday ma'nâsindaki 'hnta' ile) de
itirdiler (biz) de isyân etmekte oldukla
rindan dolay zulmedenlerin üzerine gök
ten kötü bir azab indirdik.
60- Ve bir zaman Müsâ (Tih çölünde) kav
mi için su istemiti de (ona): "Asânla taa
vur!" dedik.
Bunun üzerine (taa vurunca) ondan on
iki pnar fikrd. Dorusu her kabile (su)
içecei yeri bildi.
(Onlara öyle dedik) "Allahin (size
lütfettii) rizkndan yiyin, için; fakat fesad
çkarclar olarak yeryüzünde bozgunculuk
yapmayn!"
61- Yine bir vakit öyle demitiniz: "Ey
Müsâ! (Biz) tek bir yemee (kudret helvas
ile bildrcna) aslâsabredemeyeceiz; bi
zim için Rabbine duâet de, bize yerin bi
tirdiieylerden, sebzesinden, hiyarndan,
budayndan, mercimeinden ve soa
nindan çkarsn!"
(Müsâ da onlara:) O hayrl olan, bu daha
aa olanla deitirmek mi istiyorsunuz?
(Oyle ise) bir ehre inin, (çünki kendiniz
için) istediiniz eyler (orada) elbette var
dr" dedi.
Böylece üzerlerine zillet ve meskenet
(yoksulluk damgas) vuruldu
2
ve Allah'dan
(gelen) bir gazaba uradilar.
Bu, übhesiz onlarn, Allah'in âyetlerini
inkâr ediyor ve haksz yere (hakszliklarn
bile bile) peygamberleriöldürüyor olmalar
sebebiyledir.
(Bütün) bu(nlar), isyân etmeleri ve haddi
amakta olduklarindan dolaydr.
Ve
hin
dedi
dan
(mükâfâtlarinn daha da) artracaz.
9
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 62-69)
62- übhesiz ki (zâhiren) îmân edenler,
yahudi olanlar, hristiyanlar ve såbiiler' yok
mu, (onlardan) kim Allah'a ve âhiret günü
ne (hakikaten) îmân edip sâlih bir amel
ilerse, artik onlarn, Rableri katnda mü
onlar mahzun da olmazlar.
ra: "Aalik maymunlar olun!" demitik.
66- Böylece bunu (bu hâdiseyi) önün
dekilere ve arkasndakilere (o zamanda
bulunanlara ve ardndan geleceklere) ibret
verici bir cezâ, takvâsâhiblerine ise bir
nasihat kildk.
67- Yine bir zaman Müsâ, kavmine: "üb
he yok ki Allah, size bir bakara (bir sir)
kesmenizi emrediyor!" demiti. (0nlar:)
"Bizi alaya mi alyorsun?" dediler. (Müsâ)
(Ben) öyle câhillerden olmaktan Allah'a
sinrm!" dedi.
îmân kim sâbiler ve hristiyanlar ve yahudi o kim- ve imân okim- üb
etmise oldular seler ki ettler selerki
rki hesiz
68- (Onlar:) Bizim için Rabbine duâ et,
onun ne olduunu bize iyice açklasn!"
dediler. (Músâ) öyle dedi: "Muhakkak ki
0 (Rabbim) buyuruyor ki: 'Dorusu o, ne
yal ne de genç, bu (ikisi)nin aras (orta
yata) bir
srdr. Artik ne emrolunuyorsa
niz, yapn!"
katnda mükâfât- artik onla- sâlih bir yapm- ve âhiret gününe ve Allah'a
rin vardr amel
kafätlan vardr, onlara hiçbir korku
yoktur.ZL ,i3 t 5
Lit
69- (Onlar bu def'a:) "Bizim için Rabbine
duâet, onun renginin ne olduunu (da)
bize açklasn! dediler. (Müsá) öyle dedi:
"übhesiz0 (Rabbim) buyuruyor ki:
'Do
rusu o, rengi sapsar, bakanlarn houna
giden bir
sirdr."
almtik bir ve üzülüyorlar onlar ve onlara
deildir
vakit
kuvvetle size ver-
lari
63- Ve bir zaman sizin salam sözünüzü
alm. Tür (dan) da üzerinize (hemen
yklacak bir vaziyette) kaldrmtk. "Size
verdiimiz (Kitâb) kuvvetle tutun ve içinde
bulunanlari (amelederek) hatrlayn ki, (gü
nahlardan) saknasnz! (buyurmutuk).
64- Sonra bunun ardndan yüz çevirdiniz.
Fakat üzerinize Allahin ihsânve rahme
ti (tevbelerinizi kabúl etmesi) olmasayd,
mutlakàzarara urayanlardan olurdunuz.
65- lçinizden Cumartesi gününde haddi
aanlan da elbete bilirsiniz Bu
yüzden onla- cy W ylei bi@t 33 j
bunun ardndan
önündedir
onlara bu yüzden
demitik
SIZ
dik
ne
bizim duâ
için et
bizim duâ
IÇin
bir sir
dir
übhe- kavmi- Múså de- bir ve
miti vakit
zarara urayan- mutiaka ol- rahmeti ve üzerinize Allahin ihsân ve eer
lardan mutunuz
bir alay biziediniyor dediler
musun
o kimse- ibret verici
lere ki bir cezå
dedi
er
dedi
et ler
0 ey- tutun Túr'u üzerinize
leri ki
ki
yüz çe- Son
virdiniz
übhe
SIZ O
ra
cumartesi sizden haddi
qününde atilar
bakanlar
sa
ne yaldr bir
sir- übhe- buyuru- übhe- dedi
SIZ O yor
yor
saknrs- tâ ki siz için- O e-
dedir yíki
nIz
böylece onu
kildk
cähillerden
takvå sâhib
lerine
sevindirir
bir sir kesmenizi
SIZ O
emrolunu- 0 e- artik ya
yorsunuz yi ki
buyuru- übhe- dedi
siz O
Dir
bir korku ve Rableri
yoktur
kaldr- ve
mitik
o kimse-
leri ki
olmamdan
rengi
rengi
bir na
sihat
salam sõ
zünüzü
aalk maymun- olun
bildiniz and olsun ve
gerçekten
lar
hatrla- ve
yin
ve arkasin- o kim- ve
dadr selere ki
size emredi
yor
bu- arast orta
nun
Allah'a siini- dedi
rim
ne- bize açkla- Rab
dir Sin bine
Allah
ne ve
dir genç
nedir bize açkla
SIn
sapsar
Rab
bine
olmasayd
bize birbirine
sirlar üb
gore benzedi
ne boyundu- bir si- ubhe-
nuavunulan
rki SizO
ile din
bazs ile ona vu
gerçek gel- im- dedi- on-
bir alaca kusursuz- ekin ne sular ve yeri Süru
hak- ve birbirinizie bir öldumü- bir ve
knda tartimitinz kimseyi tunüz vakit
daha ve talar gibi
iddeti ya
yoksa ümid mi
edivorsunuz
iitirler
run
le
onuanladi- 0 e
lar yinki
açt
korkusun- düüp yu- elbet
dan varlanir o sey ki
ettik
hesiz
o ey
leri ki
buyu ub- de-
ruyor hesiz o di
misiniz
bunun üze
rine demitk
onlardan
hiç akl erdirmez
artik
onlar
0 ne- bize açkla- Rab- bizim duâ
dir Sin bine
in et
akl erdirirsiniz tâki siz âyetle- size gös- ve ölüleri Allah diriltir ite böyle
rini
yoktur
bir firka
ardndan
onlardan üb- ve nehirler ondan fikrir elbet o talardan üb- ve katlikca
vardr hesiz ey ki vardr hesiz
onlara konuu
yor musunuz
terir
elbette doru- Alah dile- e- ubhe- ve
yu bulanlanz mise er
giziyorsunuz idiniz
yapryorsunuz o eyler
dur
yapyorlar nerede ise ve
deillerdi
den ki
idi
A
dediler
bunun ardndan kalbleriniz katlat son
onlardan ub- ve Su ondan böylece yanlr elbet o
vardr hesiz Çikar ey ki
onu tahrif
ederlerdi
0 za- ve îmân dediler imân o kimse- kar- 0 za- ve
man ki ettiler lerle ki
latilar manki
L
gáfi
halbuki
gerçekten
o e- ortaya Allah ve
bazsyla
Alahdel- ve
dedi
21, er
Sonra Allah'in
dir
SIze
yor
böylece
onu kestiler
A
Rabbi- huz- onun- size delil getime
nizin runda la len için
bazlar
ra
Size
inanmalarin
Alla
hin
biliyorlar kendile
kelâmn
ri iken
ba ba
a kald
Allah
Cüz:1, Sire:2(Bakara 70-76) 10
70- (Onlar tekrar öyle) dediler: "Bizim
için Rabbine duâ et, onun ne olduunu
bize iyice açklasn! Çünki bize göre sir
lar birbirine benzer geldi. Bununla berâber
eer Allah dilerse, übhesiz biz elbette
doruyu bulan kimseler (olur)uz."
71- (Müsâöyle) dedi: "übhesiz O(Rab
bim) buyuruyor ki: Dorusu o, ne yeri
sürmek üzere boyundurua vurulan, ne
de (su taiyarak) ekin sular bir sirdr.
Kusursuzdur, onda bir alaca yoktur. (On
lar) "lte imdi gerçei getirdin!" dediler.
Bunun üzerine onu (bulup) kestiler, fakat
nerede ise (bunu) yapmayacaklard.
72- Hem hani bir zaman siz, bir kimseyi
birbirinizle münkaa etmitiniz. Hâlbuki
Allah, gizlemekte olduunuzu hakkyla or
taya çkaricidr.
73- Bunun üzerine: "(Boazladnz sii
rin) bir parçasyla ona (o ölüye) vurun!" de
mitik. Allah, ölüleri ite bôyle diriltir ve akl
erdiresiniz diye size âyetlerini gösterir!
74- Sonra bunun ardndan kalbleriniz kat
lat, artik onlar ta gibiveya daha
katdrlar. Hâbuki dorusu o
talar
dan öylesi vardr ki, ondan nehirler
fikrr; elbette onlardan öylesi de
vardr ki, yarlr da ondan su çkar.
Hem onlardan übhesiz öylesi de
vardr ki, Allah korkusundan düüp
yuvarlanr! Allah ise, yapmakta ol
duklarinzdan gfil deldir.)
75- (Ey mü minler! Onlarin) size inanacak
larn m ümid ediyorsunuz? Hâlbuki ger
çekten onlardan bir frka vard ki, Allahin
kelâmn iitirler, sonra onu anlamalarnn
ardndan, kendileri bile bile onu tahrif eder
(deitirir)lerdi.
76- Imân edenlerle karlatklari zaman:
(Biz de) imân ettik!" derler. Birbirleriyle
ba
baa kalnca da (reisleri onlara): "Allahin
size (Tevrât ta) açkladi (Muhammedin
sfatlar)n, Rabbinizin huzürunda size kar
I onunla delil getirsinler diye mi onlara (o
mminlere) anlatyorsunuz? Hiç akl erdir
mez misiniz?" dediler.
yiki çikancidr
11 Cüz:l, Sire:2 (Bakara 77-83)
77- Hem (onlar) bilmiyorlar m ki, übhe
siz Allah, neyi gizlerler ve neyi açklarlarsa
bilir."
78- Onlardan ümmi olanlar da vardr ki,
Kitâbi (Tevråti) bilmezler; ancak (reisle
rinden duyduklar) bo temenniler(i bilirder)
ve onlar ancak zanda bulunurlar.
79- Artik vay o kimselerin häline ki, kitâb
elleriyle yazarlar da, sonra onu az bir fi
yata satabilmek için: "Bu, Allah tarafndan
dr!" derler.
Ite ellerinin yazdklar yüzünden onlarn
vay hâline!
Kazanmakta olduklarndan dolay da vay
onlara!
80- Hem: Sayl birkaç günden baka
bize ateaslâ dokunmayacaktr!" dediler.
(Ey Resúlüm! Onlara) de ki: (Buna dâi)
Allah katndan bir söz m aldnz, ki Al
lah sözünden aslådônmez, yoksa Allah'a
kar bilemeyeceiniz eyleri mi söylü
yorsunuz?"
81- Hayr! Kim bir kötülük yapar ve günâh
Onlar orada ebedi olarak kalcdrlar."
82- Imân edip sâlih ameller ileyenlere
gelince, ite onlar Cennet ehlidirler.
Onlar (da) orada ebediolarak kalcdrlar.)
83- Yine bir vakit sråiloullarindan:
"Allahdan bakasna kulluk etmeyeceksi
niz, ana-babaya, akrabâya, yetimlere ve
yoksullara iyilik (edeceksiniz), insanlara
da güzellikle söyleyin, namaz hakkyla
edåedin ve zekå verin!" diye salam söz
almtk.
onlardan ve
vardr
Sonra sizden pek az müstesn, (hepiniz
o sözünüzden) döndünüz, zâten siz yüz
çevirici kimselersiniz.
zanda bu-
lunurlar
onlara
derler Sonra
de ki
an
cak
ite
vay
açklar- o e- ve gizlerler o e- bilir
lar yiki
kazanyorlar o seyden onlara vay
dolay ki
sayl
söZünden Allah
sålih ameller
onlar ve
bote- an
deldir mennilen cak
ya
Soyleyin ve
zekât
elleriyle
kazanmisa kim bilakis
almitik bir ve
vakit
ate ehlidirler artik iteonlar
birkaç ancak ate
gün
kitab
ki aslå donmez
yaptilar ve
kendisini kuatr (da káfir olarak ölür)se.
TUÜWk
ite onlar Cehennem ehlidirler!
a7
bir fiyata onu satabilmeleri Allah tarafndandr
verin ve
bilmiyorsunuz
imân
ettiler
yüz çevirici kim-
SIZ
selersiniz
ve
günah
namaz
kitab
yazarlar
siniz
IÇin
bir söz
Ve Sizden
ebedi kalici- orada onlar
dirlar
elleri
o kim- ve
seler ki
kendi
Sini
bize aslå dokun
mayacaktr
Allah üb- ve bilmiyorlar
hesiz
bilmezler
o kimse
lere ki
azi
yazd
Iik
Alla- katn
hin dan
dedi
ler
yoksullara ve yetimlere ve akrabå- såhi- ve
mi
o sey- Allah'a kar! söyluyor yok
len ki
ümmi
olanlar
artik
vay
ana baba- ve Allah'a ancak kulluk etmeyecek- Isråiloullarndan salam
bine
bu
0 eyyu
Zunden ki
ve
aldnz mi
musunuzZ sa
kuat- ve bir kötülük
misa
ebedi kalici- orada onlar
dirlar
cennet ehlidirer
ite on
lar
SOZ
hakkyla ve güzelikle insanlara
edâedin
iylik
hâric döndünüz Sonra
yi ki
Çik
åhidlik edi
yorsunuz
günahta
çikaryorsu- ve kendinizi
nuz
kitabn
sizden
o iken onlan fidye vererek
kurtarýorsunuz
en
iddet
lisine
ve kanlarnz dökmeyeceksiniz salam sözü- alm
onlara kar
ondan
Sonra
SiZ ve kabul etiniz sonra
bunu yapar
0 kimse- ite
on
lerdir ki lar
Rühül-Kudüs
ile
bazsina
azâb onlardan
kaklriar
miz
inanrlar
yardmlayor
esirler
olarak
ard arda ve kitab
gönderdik
büyüklük tasladinz nefisleriniz
perdeli- kalbieri- dediler ve
dir
Sunuz
öldürüyorsu
voksainanyor
az
musunuz
bu yüzden
haffletilmez
o kim
senin ki
kiyâmet günü
yapyorsunuz
oe
nuz
bu yüzden pek
artik cezast
deildir
size gelirierse eer ve
maz
ve
yurtlarnzdan
åhirete kar
ilik
yurtlarndan
Çikarlmalar
nüzü
dunúz
u kimse
lersiniz ki
min
gåfl
bazsn
Müså- ver- ve and olsun
ya dik gerçekten
inkâr etmeleri
sebebiyle
Allah
deildir
SIZ
tik
dünya hayatnda
sizden
SIZe
Allah
bir ve
vakit
kendinizi
dümanlikta ve
ve
holan- o ey bir pey- size geldi
leki gamber
i kuy- ve mu'cizeler Merye- olu Isâya verdik ve peygam
tverdik
Sonra
bir
tâifeyi
inkâr
e
SUnOr. ve
naram
klnmi
dunya hayatn satin aldilar
rezil an
olmak cak
azåbn
yardim olu- onlar ve
nuyorlar deildir
öldürüyor- bir
ve yalanladniz bu yüzden
tâifeyi
berieri
her ne za
man m ki
bir tâifey
onlara lânet bila
etmitir kis
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 84-88) 12
84- Bir zaman da: "Birbirinizin kanlarn
dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlar
nzdan çikarmayacaksinz!" diye salam
sözünüzü almtik, sonra (bunu açkça)
kabül ettiniz.
Ve siz (buna) âhidlik etmektesiniz.
85- (Bütün bunlardan) sonra, siz öyle
kimselersiniz ki, birbirinizi öldürüyor ve
içinizden bir kismn yurtlarndan çkaryor,
onlara kar kötülükte ve dümanlikta yar
dmlayorsunuz.
Eer size esir olarak gelirlerse fidyelerini
veri(p onlar kurtar)yorsunuz; hâlbuki o,
(onlarn, yurtlarindan) çkarlmalar size
haram klnmit.
Yoksa Kitäbin bir ksmna inanp bir ks
min inkår m ediyorsunuz? Artik içinizden
böyle yapann cezâs, dünya hayåtnda
rezil olmaktan baka bir ey deildir!
Kiyâmet gününde ise (onlar) azâbn en
iddetisine uratlrlar!
Ve Allah, yapmakta olduklarnzdan gafil
deildir.
86- te onlar, âhiret karlinda dünya
hayåtn satn alanlardr. Bu yüzden on
lardan azab hafifletilmez ve onlar (o gün)
yardm olunmazlar.
87- And olsun ki, Müsäya Kitäbi
(Tevrât'i) verdik ve ondan sonra ard arda
peygamberler gönderdik.
Meryemolu säya da mcizeler verdik
ve Rühül-Kudüs (Cebráil) ile ona kuvvet
Buna ramen, ne zaman bir peygamber
nefislerinizin holanmadi bir eyi size
getirdi ise, büyüklük taslamadnz mi? Bu
yüzden bir ksmin yalanladnz, (Zekeriyyå
ve Yahyåya yaptnz gibi) bir ksmn da
öldürüyordunuz.
88- Hem (Peygambere:) "Kalblerimiz per
delidir! (Dediklerinianlamyoruz)" dediler.
Hayr! Inkâr etmeleri sebebiyle Allah onla
ra lå'net etmitir (rahmetinden uzaklatr
mtr); bu yzden pek az inanrlar.
verdik.
13
89- Hem onlara Allah tarafndan, yanlarn
da bulunan (Tevråti) tasdik edici bir Kitab
Cüz:l, Süire:2 (Bakara 89.93)
cek peygamberi vesile yaparak) inkâr eden
lere kar zafer istiyorlard: ite (bu kadariyi)
tandklar (o peygamber) kendilerine gelin
ce, onu inkâr ettiler.
Bu yüzden, Allah'in lâ'neti o káfirler üzeri
nedir!
90- Allah'in, kullarindan dilediineihsânn
dan (Kitab) indirmesine (hasedle) isyân
ederek, Allah'in indirdiini (Kur'âni) inkâr
etmekle, mukabilinde kendilerini sattiklar
ey ne kötüdür!
Bu yüzden gazab üstüne gazaba uradilar.
Ite káfirler için (pek) aalayc bir azab
vardr.
(Kuràn) gelnce.ki daha önce (o
gönderile-sj ü Ši
91- Hem onlara: "Allah'in indirdiine îmân
edin!" denildiizaman: (Biz sâdece) bize
indirilene (Tevrât'a) imân ederiz!" deyip.
onun arkasndakini (Kur'ân'i) inkâr eder
ler; häbuki o, yanlarnda olan tasdik edici
hak (bir Kitab)dr.
(Ey Resilüm! Onlara) de ki:
Eer mü
min kimseler idiyseniz, o hâlde daha önce
Allah'in peygamberlerini niçin öldürüyor
dunuz?"
92- And olsun ki, Müsâ size apaçk mu'ci
zelerle gelmiti; sonra onun (Tr dana
gitmesinin) ardndan, siz zâlim kimseler
olarak buzay (ilâh) edindiniz.
93- Hani sizin salam sözünüzü alm.
Türu da üzerinize kaldrmitk.
(öyle demitik) "Size verdiimizi (Tevrâti)
kuvvetle tutun ve (emrettiklerimizi) dinleyin!"
(Onlar ise.) "Iittik ve isyân ettik!" dediler
de inkârlar sebebiyle kalblerine buza
(sevgisi) içirildi (o muhabbet, âdetâ ilikle
rine iledi).
A
(Ey Resúlüm! Onlara) de ki: "Eer mümin
kimseler iseniz, inancinizin size kendisiyle
emretmekte olduu ey ne kötüdür!"
yanlarin- o
eyi tasdik
dadr
ite ne
zaman ki
inkår ettiler
inkâr etmeleriyle
gazab
imân
edin
edici
kàfrlerlerin üzeri- Ala- bu yüzden onu
nedir hin lânet
ihsânndan
üstüne
onlara den
inkâr ederler ve
and olsun ve
gerçekten
öldüriyor- o häde de
dunuz niçin
o kimselere
kar ki
ki
Allah tarafindan
bize
kendilerini
Allah'in
gazaba
O Za- ve
man ki
mumin
kimseler
zafer istiyor
yanlarn- o e-
dadr yi ki
inkârlar sebebiyle buza
lar
indirmesine
bu yüzden
uradlar
linde
bir kitab onlara geldi ne za- ve
man ki
mukäbi- sattilar
inkâr
ettler
indirildi o
e
ye ki ederiz
iseniz eer
tasdik edi-
ci olarak
aalayc bir azäb
imân
mümin kim- iseniz eer inancinz
seler
kalblerinde
bundan
önce
isyån
ederek
kullarindan
Üzerinize kaldr- ve salam sözü- almitik bir ve
mitik nüzu
hak
dr
bundan
önce
tani- o ey kend- geldi
ki lerine
dilar
vakit
kendi
Siyle
idiler Ve
Allah indirdi o e
ne kötüdür
o eyki
dediler Allah indir- oe
diler
káfirer için vardr ve
Allah in
yi ki
o kim
seye ki
ondan sonra buzay edindiniz sonra apaçk mu'- Müsâ Sze gel
cizelerle miti
0 ve arkasin- 0 e
dadr
sIze emre
diyor
ye ki
iitk dediler dinleyin ve kuvvetle size verdik o e- tutun Tür'u
yíki
peygam
berlerini
zâlim kim- siz iken
seler
kendilerine ve isyân ettik ve
içirildi
o ey k
ne kötüdür de
ki
Alla- katinda âhiret
hin
doru kim
seler
zålimleri hakkyla Allah ve
bilendir
ki
o
kimselerden ve hayata kar
o deildir Ve
L
senin kalbine
káfirlere
meleklerine
iseniz eer olümü haydi te
yapiyoriar o
e- hakkrya Allah ve
görenidir
mujde ve bir hi- ve
olarak dâyet
sene bin
kitab
Ve
yurdu
bil'a- onlardan bir
kis tâife
bilmiyorlar
elleri
onu
menni edin
atti
Size aid
insanla
yaatilsa ke-
Allah'a düman
kendilen- 0 kimseler
nevenldi den ki
takdim
etti
o
kendinden
öncedir
rin
onu in- artik üb- Cebråil'e duman ise
dirmitr hesiz o
yaatilmas
an- onlar inkár etmez ve apaçik áyetler
cak
düman- Allah ite ub- Mikâil'e
dir hesiz
ke
Allah tarafndan bir pey- onlara gel ne za
gamber di man ki
Se
en hirslisI and olsun on
lar bulursun
insanlar- bakasna
dan deil
ISe
o ey yü- ebedi ve onuaslá temen
Zünden ki olarak ni etmeyeceklerdr
Ve
bir tâife att
sanki kendileri Sirtlarinin
onlarn her
bir
Ve
azábdan
o ey- tasdik edici Allah in izniyle
leri ki olarak
sana
SÖZ ve- bir andla- her ne za
rerek
ma yaptlar man m ki
arzu
eder
kim
eer de ki
Cebråile
sådece
dadr
Ve
irk kotular
onu uzakla
tiric
kim de ki
muminler için
indirdik and olsun ve
gerçekten
yanlarn- o eyi
ve peygam- ve
bererine
imân etmezler onlarin çou
fäsklar
tasdik
edici
gerisine Allah'in kitabin
Ciz:1, Süre:2 (Bakara 94-101l)
94- De ki: "Eer âhiret yurdu (Cennet)
Allah katnda baka insanlara deil de,
sâdece size âid ise, (ve bu iddiânzda) do
ru kimseler iseniz, haydi ölümü temenni
edin!
95- Hâlbuki ellerinin iledii (günahlar)
yüzünden, onu ebedi olarak aslâ temennî
etmeyeceklerdir.
Allah ise, zâlimleri hakkyla bilendir.
14
96- And olsun ki, onlar hayâta kar in
sanlarn, hattâirk koanlarn en hirsls
bulursun!
Her biri bin sene yaatilmay arzu eder.
Hâlbuki (çok) yaatlmas, onu azabdan
uzaklatric deildir.
Allah, ne yaparlarsa hakkyla görendir.
97- (Ey Resülüm!) De ki: "Kim Cebråil'e
düman ise, artk übhesiz (bilsin) kionu
(o Kur'âni) senin kalbine, Allah'in izniyle,
kendinden önceki (kitab)lar tasdik edici ve
müminler için bir hidâyet ve müjde olmak
üzere o (Cebráil) indirmitir."
98- Kim Allah'a, meleklerine, peygamber
lerine, Cebril'e ve Mikáil'e düman ise,
übhesiz Allah da o kâfirlerin dümandr.
99- Celâlim hakk için, sana apaçk âyetler
indirdik!
Hâlbuki onlar fâsklardan bakas inkâr
etmez.
100- Nitekim ne zaman söz vererek bir
andlama yapsalar, içlerinden bir ksm
onu bozmad mi? Hayr!
Onlarn çou îmân etmezler.
101- Hem onlara, Allah tarafndan yan
larnda olan (Tevrât'i) tasdik edici bir
peygamber gelince, kendilerine kitab ve
rilenlerden bir tâife. sanki kendileri bilmi
yorlarm gibi, Allah'in kitâbn srtlarnn
gerisine attlar.
15 Cüz:1, Sire:2 (Bakara 102-105)
102- Ve eytanlarn, Süleymån'n salta
oldular.
Hâlbuki Süleymân kâfir olmad (sihir yap
mad);fakat eytanlar insanlara sihri (talim
ederek) ve Bâbildeki iki melee, (yani)
Hârût ve Mârût'a indirilen eyleri öreterek
kâfir oldular,.t
Hâlbuki (o iki melek): "Biz ancak bir imti
han (için gönderilmi)z, sakn (sihri câiz
görerek yapip da) kâfir olma!" demedikçe
hiçbir kimseye öretmezlerdi.
Buna ramen o ikisinden, koca ile kars
nin arasn kendisiyle ayracaklar eyleri
öreniyorlard.
Hâlbuki onlar, Allahin izni olmadkça,
onunla hiçbir kimseye zarar verici deil
lerdi.
Böylece kendilerine zarar verecek ve fay
da vermeyecek eyleri öreniyorlard.
ânm hakk için, (yahudiler) onu (o sihri)
satn alan kimsenin âhirette hiçbir nasibi
olmadn bilmilerdi.
Mukäbilinde kendilerini sattklar ey ne
kötüdür!
Keke bilselerdi!
nat aleyhinde söylemekte olduklarn
(sihir3t;3,j JL eLI J} L3
yaptna dâir uydurduklar) eylere täbi
103- Hem gerçekten onlar îmân edip
(günahlardan) saknm olsalard, Allah ta
rafindan (verilecek) bir sevab elbette daha
hayrliolurdu. Keke bilselerdi!
104- Ey imân edenler!
(Peygambere) ,demeyin, G;deyin
ve onu iyi) dinleyin!
Káfirler için ise (pek) elemli bir azab var
dir.
105- Ne ehl-i kitabdan inkâr edenler, ne
de mürikler, Rabbinizden size bir hayr
indirilmesini istemezler.
káir olma- ve Süleymå
di
Allah ise rahmetini dilediine tahsis eder.
Ve Allah, pek büyük ihsan sâhibidir.
sihri insanlara öretiyorlar káfir oldular
einin
ve Mârût'a ve Hârût'a Bâbil'
sakin kâfir olma bir imti- biz
hanz
nin
Ve kiinin ara
onu satn kim
almisa
imân et- übhesiz
selerdi Onlar
Öreniyor- ve Alla- izni ile an
lard
salta- aleyhin- eytanlar
nati de
o kimse- istemez
ler ki
indirilmesini
hin
bize müh- deyin ve
let ver
tahsis eder
pek büyük
mukå- sattilar o sey ne kötüdür ve
bilinde
eer Ve
kendi-
SIni siyle
Allah
deki
ihsän
cak
bilmi- and olsun ve
lerdi gerçekten
elemli
ancak demeleri- tâki hiç kimseye ikisi öret
ne kadar mezlerdi
ayracak-
lar
eytanlar
biliyorlar olsay- keke hayrtidr Allah tarafndan
dilar
hiç kimseye onun-
biliyorlar
bizi gö- demeyin
zet
ne müriklerden ve
bir azâb
bir nasib
iki melee
o ey-
leri ki
onlara fayda
vermeyecek
ve Rabbinizden
sâhi- Allah Ve
bidir
la
söylü- o ey- tâbi ol- ve
yorlar lere ki dular
imån
ettiler
fakat
o ikisin
den
zarar veri
ciler
olsaydilar keke
diler
käfirler için
vardr
áhirette
elbette bir
sevab
o kimse
ler ki
ve onlara zarar o ey
verecek
ehl-i kitabdan
bir hayr
Süleymån
indi- o ey- ve
rildi leri ki
ve
o kim
seye ki
buna ramen
Öreniyorlard
onlar de- ve
ildir
leni ki
kendi- yok
Sine tur
kendilerini
sakn- ve
salard
ey
dinleyin ve
inkâr etti
ler
size
rahmetini
benzerini veya ondan hayrlt- getiri-
riz
üb- bilmedin mi
hesiz
baka
peygamberi-
nizi
o halde
gerçekten
nefisleri
sizi geri dön- ke
dürebilseler
getrince tâ
ye dek ki
hayrdan
sizin için
yoktur
hakkyla
görendir
imân küfrü
ile
hakkyla gü
cyetendir
sorguya çek
menizi
doru
kimseler
ke
Sini
ve yerin ve
namaz hakkyla ve hakkyla gü
edåedin
yaparsnz
rirse
ehl-i kitabdan
kendiniz için
artik onun iyilik eden
vardr bir kimse
Sunuz Sa
yanndan bir kskançlk-
tan dolay
aldrma- ve artik affe-
yn din
C yetendir
yok
onuunut- veya bir âyetin hükmüneer
turursak
kaldrrsak
hereye
is te iLgamberinz sorguya m
çekmek isiyorsu.
deiti- kim ve bundan Müsâya sorul- oey
du gibi ki
hristiyan veya yahudi oldu okim-
se ki
takdim
edersiniz
iseniz eer delilinizi
Üzülüyor- onlar Ve onlara
lar deildir
haki-
kat
göklerin
ne bir yar- ve
L
dimci
birçok kii istedi yolun ortasn- sap
dan mitr
hereye
önce
Allah süb- bilmedin mi
hesiz
käfirler imân etmeni
olarak zin
cak
kendi
lerine
ub-
o $ey ve
ki
hesiz
an- cenne
te
mülkü onun- Allah
dur
bir dost
belli
oldu
Allah üb
hesiz
Allah'
zekåt
dan
Alla- katnda
hin
kendisi Allah'a yüzünü teslim
iken etmise
o e- ardndan
aslå gireme-
yecek
ardndan
emrini Allah
verin ve
onu bu
lursunuz
SLas
, U
Ri JGübhesiz ki Alah,
ne yaparsanz hakyla
dedi- ve
ler
getirin de ki bos temen- bu
nileridir
Cüz:1, Süre:2 (Bakara 106-112)
kim bil'a
kis
bir korku ve Rabbi katnda mükâfât
yoktur
106- (Biz) bir âyetin hükmünü kaldrr
veya onu unutturursak, ondan daha ha
yrlisn veya benzerini getiririz. Bilmez
misin ki übhesiz Allah, hereye hakkyla
gücü yetendir!
16
107- (Hem) bilmez misin ki, göklerin ve
yerin mülkü übhesiz ki ancak Allahindr!
Ve sizin için Allah'dan baka ne bir dost,
ne de bir yardmc vardr.
108- Yoksa (siz de) daha önce Müsâya
sorulduu gibi, (itâat etmek yerine) pey
nuz? Kim imån küfürle deitirirse, o tak
dirde gerçekten (dosdoru) yol ortasnda
sapitmi olur.
109- Ehl-i kitabdan birçou, îmân etme
nizden sonra sizi kâfirler olarak geri dön
dürmeyi istediler.
(Bu, senin peygamberliin olan) hakikat
kendilerine belli olduktan sonra, srf nefis
lerinden gelen bir kskançlktan dolaydr.
Artk Allah (onlar hakkinda cihad) emrini
getirinceye kadar affedin, aldrmayn!
Muhakkak ki Allah, hereye hakkyla gücü
yetendir.
110- Namaz hakkyla edâ edin: ve
zekât verin! Hem kendiniz için hayr (ve
hasenât) dan ne takdim eder (hazrlar)sa
niz, Allah katnda onu bulursunuz.
görendir.
111- (Ehl-i kitab:) "Yahudiveya hristiyan
olandan bakasaslå Cennete giremeye
cek!" dediler.
Bu onlarn bo temennileridir.
De ki:
"Eer (iddiânzda) doru kimseler
iseniz, delilinizi getirin!"
112- Hayr! Kim (güzel bir niyet ve ihlâsla)
iyilik eden bir kimse olarak kendini Allah'a
teslim ederse, artik onun, Rabbi katnda
mükáât vardr; hem onlara bir korku yok
tur, onlar mahzun da olmazlar.
ey
Allah
17 Cü::1, Sre:2 (Bakara l13-I19)
113- Ve yahudiler: "Hristiyanlar (hak) bir
ey (bir esas) üzerinde deildir" dediler.
Hristiyanlar da: "Yahudiler (hak) bir ey (bir
esas) üzerinde deildir" dediler. Hâbuki
onlar (kendilerine indirilen) kitâb okuyor
lar. (Kitab ehli olmayan ve bir ey) bilme
yenler de böyle onlarn sözlerinin benzerini
söylediler. Artk hakknda ihtilâf etmekte
olduklar eyler husüsunda, kyâmet günü
aralarnda Allah hüküm verecektir.
114- Hem Allahin mescidlerini ki, içlerin
de O'nun isminin zikredilmesini men' eden
ve oralarn harâb olmas için çalandan
daha zâlim kim olabilir? Ite onlar ki, ken
dilerinin oralara, ancak korkan kimseler
olarak girmeleri gerekirdi. Onlar için dün
yada bir rezillik, yine onlar için âhirette (de
pek) büyük-bir azab vardr.
115- Dou da, bat da (heryer)Allahindir,
o hâlde nerede (yüzünüzü kbleye) döner
seniz, artik orada Allahin râzolduu cihet
vardr. übhesiz ki Allah, Vâsi (rahmeti
geni olan)dr, Alim (hakkyla bilen)dir.
116- Hem, "Allah çocuk edindi" dediler.)
(Hâå!) 0, (bundan) münezzehtir. Bil'akis,
göklerde ve yerde ne varsa O'nundur.
Herey O'na itâat edicidir.
117- (.,) göklerin ve yerin benzersiz yara
ticsdr. Ve bir ie hükmettiinde, artik ona
sâdece "OI!" der, (o da) hemen oluverir.
118- Bilmeyenler ise: 'Allah bizimle (de)
konumal veya bize bir mu'cize gelmeli
deil miydi?" dediler. Kendilerinden önce
kiler de böyle onlarin sözlerinin benzerini
söylemilerdi. Kalbleri (ne kadar da) bir
birine benzedi! Dorusu (biz) kat'i olarak
îmân edecek bir kavim için âyetleri iyice
açkladk.
119- (Habibim, yå Muhammed!) übhe
yok ki biz seni, hak (din) ile, bir müjdeleyi
ci ve (ayn zamanda) bir korkutucu olarak
gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden
suål olunmayacaksn!
hristiyanlar dedi ve
o kim- söy
seler ki ledi
o ey- kyâmet günü
de ki
Allah'in mescid- men'
lerini
kendi- deildi
leni için
dôner- o hälde
seniz nerede
onlar için ve bir re
vardr zillik
ona her
ey
böyle
bilmiyorlar
Allah edindi dedi- ve
ler
o kim- söyle
gerçek
ten
hak ile
etti
ite on-
lar
di
cehennem
bir
ie hükmetti o za- ve
man ki
bati
yerde- ve
kalbleri
o kim
seler ki
böyle
seni gönder-
dik
bir
ey
arala-
rinda
kitab okuyorlar onlar
üze- hristiyanlar deildir yahudiler dedi ve
rinde
o kimse- daha
den ki zâlim
ve
hüküm ve-
artik
recektir Allah
dou
dedi ve
ehlinden
iken
haråb olmalar çalt ve isminin içlerin- zikredilme
hususunda
dünyada onlar için korkan kim- an
yerin ve
bir mu'
cize
übhe
siz biz
Kim- ve
dir
birbirine ben
zedi
göklerdedir oey- onun- bila
ler ki
bir üze- yahudiler deildir
ey rinde
Alla- ve büyük
hindr
hereyi rahmeti Allah üb- Allah in râz oldu- artik ora
blendir pek genitir hesiz uchet da vardr
göklerin
hemen olur
sözleri- ben- bilmiyorlar
zerini
bize gel- ve
meli
nin
ya
ihtiláf edi- hak
knda
yorlar
katiolarak
imân edecekler
suâl olunma- ve
yacaksn
kis
9
de
Sözlerinin benzerini
idiler
o münezZ
zehtir
benzersiz
yaraticisdr
oralara gir
meleri
bir âhirette
azâb
Sini
ol
ona der
bir
ÇOcuk
itâat edi
cidir
artik
ancak
Allah bizimle del
konumal miydi
kendilerinden
öncedir
bir kavim âyetleri açkla
için ki dik
bir korkutu- ve bir mujde
CU olarak leyici
seler ki miti
vardr seler olarak cak
dinlerine täbi ol-
tâki
mana dek
o ey- son- arzularina uymu- and o- ve hidá- odur Alla
den ki Sun eer
o kim
seler ki
ihsån
ettim
inkâr kim ve ona imân
ederse
kimse
ra
ne bir yar- ve
dmc
di
übhe- bu
siz ben yurdu
SOZ
ye
0 ve
vakit
mi
verdiim ulamaz bu
ederler
oki nimeti- hatrla- srâiloullar ey
öde- öyle bir sak- ve
mez qunden nin
onlar ve bir efåat ona fayda ve bir on
deildir fidye dan
ne hristiyanlar ve yahudiler senden asla honûd ve
olmayacaklardr
O varila
cakyer
Vin
dir
San
yurdu
bir dost
inkâr okim- ve buyur
et seyi ki du
vermez
Ismåil'e ve Ibrâhim'e
edinin ve emniyet- ve insanlar bir sevab Beyti
li bir yer yeri
secde ruk
edenler
edenler
ne kö- ve
tüdür
áhi.
ret
halkn riziklan- ve emni
ite tilåve- hak- onu
onlar tinin kyla okurlar
neslimden ve dedi
Allah'dan sana
yoktur
ve onlan ta birtakm Rab- Ibrâhimi inthân bir ve
yardm
mamlamti kelimelere bi etmiti vakit olunuyorlar
ve
yeti
ate
ålemlere
yet
ne
bir
belde
azábina
buray
hin
ilimden
zarara onlar- artik ite onu
urayanlar dr onlar
kabul ve bir
edilmez ey
itikáfta olan- ve tavf eden-
lar
qün- ve Allah'a onlar
sizi üstün übhe- ve SIZE
kildm siz ben
hidá- ub- de
yeti hesiz ki
imam insanlara
ki
kildk o va- ve
kit
kitab kendileri
ne verdik
dan
emrettik ve bir namaz- Ibråhimin makmn
gåh dan
ler için
sana
ra
geldi
bim
kimseden
seni
kilicyim
zâlimlere
o
bey- ikiniz te
JE
Rab- Ibrâhim de
miti
imân okim- mahsüller
etti seyi ki den
onu mah- son- biraz fakat onu fay
dalandrrim
küm ederim
Cüz:1, Sire:2 (Bakara120-126) 18
120- Ama dinlerine tâbi' olmadikça, ne
yahudiler ne de hristiyanlar senden aslâ
honúd olmayacaklardr. (Onlara) de ki:
übhesiz ki Allahin hidâyeti (olan Islâm).
hidâyetin ta kendisidir! Celâlim hakk için,
eer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra
onlarin arzularina uyarsan, Allah(dan ge
lecek azáb)a karsana ne bir dost, ne de
bir yardmc vardr!
121- Kendilerine Kitab verdiimiz kim
seler(den bazs) onu, tilâvetinin (okunma
Snin) hakkn vererek okurlar. Ite bunlar,
ona (Kitáb'a) imân ederler. Her kim de onu
inkâr ederse, ite onlar zarara urayanla
rin ta kendileridir.
122- Ey stâiloullar! Size ihsân ettiim
ni'met(ler)imi ve übhesiz benim sizi (bir
zamanlar) âlemlere üstün kldm hatr
layn!
123- Hem öyle bir günden saknin ki, (o
gün) kimse, kimse nåmna bir ey ödemez,
ondan bir kurtulu bedeli kabl edilmez,
hem ona (Allah izin vermedikçe) efâat
fayda vermez, onlara yardm da edilmez!
124- Ve bir zaman Rabbi, lbrähimi birta
km kelimelerle (emir ve yasaklarla) imtihân
etmi, bunun üzerine (o) onlar tamâmen
yerine getirmiti. (Rabbi de ona:) "Doru
su ben seni insanlara imam (her hususta
kendisine tâbi olunan rehber) yapcym"
buyurdu. (lbrâhim ise) "Neslimden de
(imamlar yap)!" dedi. (Rabbi de:) "Ver
diim söz (senin neslinden de olsa, aslá)
zålimlere ulamaz!" buyurdu.
125- O vakit Käbe'yi de insanlar için bir
sevab (kazanma) yeri ve emniyetli bir ma
hal kldik. Oyle ise (siz de) lbrâhim in ma
kamindan bir namazgåh edinin. Ibrâhim ve
smáil'e de:"Tavf edenler, itikáftaolanlar,
rük (ve) secde edenler (namaz klanlar)
için beytimi temiz tutun!" diye emrettik.
126- O vakit Ibrâhim de: "Rabbim! Bu
rasn emniyetli bir belde kl ve halkn,
içlerinden Allah'a ve âhiret gününe imân
edenleri mahsúllerle rizklandr!" demi
ti. (Rabbi de ona) öyle buyurdu: Inkâr
edene de (ni'met veririm); fakat onu ksa
bir müddet (dünya hayânda) faydaland
rif, sonra da onu ate azâbina (girmeye)
mahküm ederim! O varlacak yer ise, ne
kötüdür!"
timi miz tutun
19 Cüz:l, Süre:2 (Bakara 127-134)
127- Ve bir zaman brâhim, smâil ile
berâber Beytin (Kâbe'nin) temellerini
yükseltiyordu. (Ve öyle duâ ediyorlard:)
"Rabbimiz! (Yaptimz) bizden kabül bu
yur! übhe yok ki Semî (her duây iiten),
Alim (hereyi bilen) ancak sensin!"
128- "Rabbimiz! Bizi, sana teslim olan
kimseler eyle ve neslimizden sana teslim
olan bir ümmet (çkar)! Bize, (râz olacan
hac, kurban gibi) kulluk usûllerimizi göster
ve tevbelerimizi kabül buyur! übhesiz ki
Tevvâb (tevbeleri çok kabl eden), Rahim
(merhameti bol olan) ancak sensin!"
129- "Rabbimiz! Onlara (neslimize) de
içlerinden bir peygamber gönder ki, kendi
lerine senin âyetlerini okusun ve kendileri
ne Kitäb'ive hikmeti (Kitabdaki hükümleri)
öretsin ve onlar (günahlardan) temizle
sin! Muhakkak ki Aziz (kudretidâimâ üstün
gelen), Hakim (her ii hikmetli olan) ancak
sensin!
130- Ohâlde kendini bilmeyenden baka,
kim brähimin dininden yüz çevirir? And
olsun ki (biz,) onu dünyada (peygamber
olarak) seçtik. Dorusuo, elbet âhirette de
sâlih kimselerdendir.
131- Birzaman Rabbi ona:"(lIhlâs ve imân
ile emirlerime) teslim ol!l' buyurduunda,
(o da:) "Âlemlerin Rabbine teslim oldum"
demiti.a
132- Ve brähim bunu oullarna vasi
yet etti, Ya'kub da. (0 böylece dedi ki)
"Ey oullarm! übhesiz ki Allah, sizin için
bu dini seçti; öyleyse siz ancak (Allah'a)
teslim olmu kimseler olarak can verin!"
133- Yoksa siz Ya'kub'a ölüm geldi
i zaman yannda m idiniz? O zaman
oullarina: "Benden sonra neye ibâdet
edeceksiniz?" demiti. (0ullar da) "Se
nin lâhn ve atalarn lbrâhim, lsmâil ve
Ishâk'in llâh olan tek bir llâha (Allah'a)
olan kimseleriz!" dediler.
biz- kabul Rab
134- Bunlar gerçekten gelip geçmi bir
ümmettir. (Onlarn) kazandklar kendile
rine, (sizin) kazandklarnz da sizedir. Ve
(siz) onlarn yapmakta olduklarndan suâl
olunmayacaksnz!
tevbelerimizi ve
kabul buyur
ve sana teslim olan
kimseler
onlardan bir pey
gamber
onlar temiz- ve hikmeti ve
Ilyor
seçti
de
miti
smâil ve Beyt'ten
senin
lâh ina
tek
ne
kulluk usülle
rimizi
o kim- an- brâhimin dininden yüz çe- kim ve
se ki cak
bizi kl ve Rab
bimiz
içlerin- gönder ve Rab-
de
teslim olmu kim- siz iken
seler
O za- ölüm
man
âhirette übhe- ve dünyada
SIZ O
bir
läh'a
yapyorlar
kitab
ibâdet dediler
edeceiz
bize ve sana teslim olan bir üm- neslimiz
met den
Vinr
ålemlerin Rabbi- teslim de- teslim Rabbi ona buyur- bir
oldum
mit du vakit
bimiz
ancak
onlara
öretiyor
temelleri brâhim yüksel- bir ve
tyordu vakit
Ya'kb'a hazr
Allah üb- oul- ey Yaküb ve oulla- ibråhim onu vasi- ve
hesiz lanm yet etti
oldu
hereyi
bilen
ok merha- tevbeleri sen- übhe
metli olarn kabul eden sin siz sen
benden sonra
onu seçtik ve andolsun kendini bilme
gerçekten di
rina
hereyi sen- übhe
iiten
öyleyse ölme
yin
Ve senin kendile- okuyor
âyetlerini rine
her iihik- däima sen- übhe
meti olan üstün Sin sIz sen
o za
man ki
kazandilar o ey- kendile- gelip ger- bir üm- bun
ler ki rinedir geçmi çekten metir lar
Sin siz sen
idiler oeyler- suâl olunma- ve
den ki yacaksnz
hitler
Siniz
elbet sålih kim
selerdendir
bu dini
ibâdet edecek- neye oullarina
sizin için
idiniz mi yok
Ishâk'in ve småilin ve brâhimin atalari- lâh'- ve
nin
ibädet edecegiz Zaten biz. Ona
teslimL JE i5Eei:J;
sa
na
teslim olan ona biz ve
kimseleriz
kazandnz o ey- size- Ve
lerki dir
den buyur bimiz
göster
lbrahimin dinine bil'a- de doru yolu hristiyan ve- yahudi olun
kis ki bulursunuz
indi- o
e ve Allah'a îmân deyin
nildi ye ki ettik
Ya'küb'a ve Ishåk'a ve Ismail'e ve Ibråhim'e
misli
gibi
imân et- ite
milerse eer
Allah'in boyas
J,S J; L 3 brahime. lsmäile. ishka. Ya küb'a ve
Rablerinden peygam- venl- o e- ve Iså ya ve Müsa- ve- o e- ve torunlara ve
berlere di ye ki ya di ye ki
b için- on- o takdir- yüz çevir- e- ve
ayrlik dedir lar de ancak milerse er
kulluk eden
kimseleriz
bize- ve
dir
Ya'kb
mi
Samimiolan
kimseleriz
Jäl,i GAS yapmay:z. Çünki biz, Ona teslimolan kim
biz
Rabbiniz
ve Rabbi
ona
kar
Allah
yo lensinz
hereyi hakkryla
bilendir iitendir
daha iyi
ve Ishâk ve
teslim olan ona biz ve onlardan hiç- arasn aym
kimseleriz bir da yapmayz
biz
siz mi
yapyorlar idile
kazand- o ey- kendile- gelip
lar
müriklerden
ve
Lsug 39diger) peygamberlere verlenlere imån et:
miz
ki
ve
småil
Allah de ve Allah dan yann
ildir daki
boyaca
o iken
hidâyete artik ger- kend- imån oe
emilerdir çekten sine etiniz yn k
ve
amelleiniz
åhidlii
deildi ve
ve Ibråhim
Allah
Allahdan
Allah hak
knda
ler ki inedir gecmis cekten mettir lar
hristiyan- ve- yahu
ar ya diler
bir üm- bun
indi- oe- ve bize
rildi ye ki
dedi- ve
ler
lalier o $eyier- sual olunma- ve
yacaksiniz
hakka
yönelmi
sizedir
artik onlara kar sana
yetecek
üb
hesiz
bizimle tarti- de
yor musunuz
daha gu- kim- ve
zel dir
sunuz
ve amellenmiz
gizledi o kimse- daha kim
den ki zålim dir
niz
söylüyor yok
musunuz
idiler torunlar ve
Sa
yapyor- o eyler- gafil
deri ki
ler ki
sLas S
iy ismáiin, lshkin, Yakübiun ve (onun)
Cüz1. Sire:2 (Bakara 135-14l)
kazandi- 0 ey- size- ve
ve
dir
20
135- (Onlar:) Yahudi veya hristiyan
olun ki
doru yolu bulasnz!" dediler. (Ey
Resülüm!) De ki: "Hayr! (Biz) Hanif (hak
ka yönelmi) olan Ibrâhim in dinine (tâbi'
oluruz). Çünki (o. sizin gibi) müriklerden
deldi."
136- (Biz) Allah'a, bize indirilene.,
(onun) torunlar(n)a indirilenlere, Müsäya
ve Isâya verilenlere ve Rableri tarafndan
tik. Onlardan hiçbirinin arasnda (Allah in
birer peygamberi olmalar cihetiyle) ayrim
seleriz" deyin!
137- Ite (onlar da) böyle sizin kendisine
îmån ettiiniz gibi imân ederlerse, o tak
dirde gerçekten hidâyete ermi olurlar.
Eer yüz çevirirlerse, o takdirde onlar, srf
(size kar bir dümanlk ve) bir muhålefet
içindedirler. Artik onlara kar Allah sana
yeter! Çünki O,Semi (hereyi hakkyla ii
ten)dir, Alim (hereyi hakkyla bile)dir.
138- (Ve deyin ki) "Allahin boyas (ki biz
onunla boyandik, dinine girdik). (Böyle)
boya cihetiyle Allahdan daha güzel kim
olabilir? Biz ise, ancak O'na kulluk eden
kimseleriz!"
139- De ki: "0, bizim de Rabbimiz, sizin de
Rabbiniz olduu hâlde, Allah('n bizden bir
peygamber göndermesi) hakknda bizimle
tartmaya m giriiyorsunuz? Hâlbuki bi
zim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de
sizedir. Çünki biz, O'na karsamimi olan
kimseleriz."
140- Yoksa (siz) gerçekten lbrâhimin,
torunlar()n yahudi veya hristiyan
ol
duklarn m söylüyorsunuz? De ki: "Siz
mi daha iyi bilensiniz, yoksa Allah m?*
Hälbuki kendi yanindaki, Allah'dan (gelen)
âhidlii (bildii bir eyi) gizleyenden daha
zålim kim olabilir? Allah ise, yapmakta
olduklarnzdan gafil deildir.
141- Bunlar gerçekten gelip geçmi
bir ümmettir. (Onlarin) kazandklar ken
dilerine, (sizin) kazandklarnz da sizedir.
Ve (siz) onlarin yapmakta olduklarndan
suâl
olunmayacaksnz!
ona
21 Cü:2, Süre:2 (Bakara 142-145)
142- Insanlardan bir ksm sefihler: "On
lar (o Müslümanlar) üzerinde bulunduklar
(yöneldikleri) kblelerinden çeviren nedir?"
diyecekler. (Ey Resúlüm! Onlara) de ki:
"Dou da bat da (her yer) Allah'indr (0,)
diledii kimseyi (hikmetine bináen, kendi
lütfundan) dosdoru bir yola hidâyet eder.
143- te böylece sizi mu'tedil (adâletli
ve dengeli) bir ümmet kldik i, insanlarn
üzerine (hesab gününde umum peygam
berlerlehine) âhidler olasniz, peygamber
de sizin üzerinize åhid olsun!
Hem daha önce üzerinde bulunduunu
(kendisine yöneldiin Kâbeyi) ancak,
peygambere tâbi olanlar, ökçeleri üze
rinde geriye (küfre) donecek olanlardan
ayralm diye kble yaptk. Çünki übhesiz
(bu,) Allahin hidâyet etii kimselerden
bakasna elbette ardr.
Allah, îmânnz (Mescid-i Aksâ ya
doru
kildnz namazlar) zâyi edecek deildir.
übhesiz ki Allah, insanlara kar elbet
te Raûf (çok efkatli olan)dr, Rahim (çok
merhametli olan)dr.
144- (Ey habibim!) Yüzünün göe çevri
lip durduunu muhakkak görüyoruz. Artik
seni, honúd olacan bir kibleye elbette
döndüreceiz; bundan sonra yüzünü Mes
cid-i Harâm tarafina (Kâbe'ye) çevir! (Ey
müminler!) O hâlde (siz de) nerede olsa
niz, artk (namazda) yüzünüzü onun tara
fina çevirin! Hem dorusu o kendilerine
kitab verilenler, übhesiz bunun Rablerin
den (gelen) hak olduunu gerçekten bili
yorlar. Allah ise, (onlarn) yapmakta olduk
larndan gfil deildir.
145- And olsun ki, eer (sen) kendilerine
kitab verilrmi olanlara her ne delil getirsen,
(yine de) senin kiblene tâbi' olmazlar. Sen
de onlarn kblesine täbi (olacak) deilsin.
Onlarn bazs da (dier) bazlarn kb
eer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra
onlarn arzularna uyarsan, übhesiz sen
o takdirde, mutlak zälimlerden olursun!
kblelerinden
diler o kim-
seyi ki
mu'tedil bir üm
elbette bü
yuk
imânnz
hidàyet
eder
üzerinize peygamber olur
tarafna
met
onun ta
rafina
O kim- ayrma- an- üzerinde idin
seyi ki miz için cak
idi
onlari çe
virdi
arzularna
yüzünü
kendileri- o kim-
ne venildi selere ki
yüzünüz
kblelerine tâbi
bat
olan
Rablerinden haktr übhe
getir-
sen
nedir insanlardan
uysan
sizi kldk böylece Ve dosdoru
mutlaka zâlimler
densin
Ve
üb- ve iki ökçesi üzerin- geriye
hesiz de dôner
artik
çevir
dou
artik
çevinn
ve insanlarn üzerine åhidler
yüzünün çevrlip görü- gerçek- çok mer- elbette insanlara Allah
üb
dürmasin yoruz
ten hametidir efkatidir kar
onu kble
ki
zyi' ede- Allah deildir ve Allah hidâyet o kimselere ki an
cek etti
Alla- de üzerinde
and ol- ve
sun eer
oldunuz
gerçekten
siz O biliyorlar
sen de- ve kiblene
ilsin
o tak- übhe
dirde siz sen
o sefihler
o yerde
ki
kitab
kilmadik
tâbi' ol
mazlar
ne
ondan honüd bir kible- artk elbette seni göe
olacaksn ye ki çevirecez
yapyorlar o
eyler
ilimden
o kimse- peygam
den ki bere
ve
den ki
idiler
ve
diyecek
olan
olmanz için
sana
geldi
o ki
bir yola
deli- herbi
lin
kendileri- o kim- üb- ve
ne verildi seler ki hesiz
rini
bir åhid
tâbi
Olur
cak
Mescid-i Harm
and ol- ve bazsnn kiblesi- tâbi' bazlar deildir ve
sun eer
yin ki
gfil Alah de- ve
ildir
kitab
ardn
dan
hesiz
hindr ki
bir üb- ve kendioul- tanyor- o
ey onu tanr- kitab
firka hesiz larni
öyle ise
sakn olma
o hâlde yari
in
yüzünü
Allah üb- hep birfikte Allah
hesiz
yüzlerinizi
Allah deil- ve Rabbinden
yüzünü artik
çeyir
tiler
Rabbinden- hak
dir
ona yöneli
cidir
sizden
artik çiktn
Çevir
kitâb
o kim
seler ki
la
bir pey
gamber
öyle
ise beni
zikredin
çktin
artik oldunuz
çeviin 3
ey
delil
sabreden
lerle
üzerinize nimetimi tamamla- ve
mam için
size öretiyor ve
biliyolar kendi- hakk
leri iken
biryön herkes için ve
vardr
siZi
zulmet- o kim- an- bir aleyhinize insanlar
seler ki cak
k
o yerden ki ve
elbette übhe- ve
haktr siz O
O yerden ki
lar
getirir olursanz
o yerde ki
içinizde gönder-
dik
Ve
hesiz
benden
korkun
ve
için
oey
gibi ki
le
bana nankörlük ve bana
etmeyin
Ve
gucu ye
tendir
sunuz
sizi temizliyor ve âyetleri
kendileri- o kim
ne verdik seler ki
Mescid-i Harâm tarafina
gerçekten onlar
gizlerler dan
yapyor- o
eyler
denki
übhe edenlerden
nerede hayrlarda
Mescid-i Harâm
olmamast için
mIzi
artik onlardan
korkmayn
doru yolu
bulursunuz
Vot
bilyorsunuz olmadinz o ey- size öreti- ve
leri ki
ükredin
hereye
size
gfi
tarafina
tarafna
onlardan
tâ ki siz
yin
ve
okuyor
hikmeti ve
bera- Allah üb- namaz
ve sabr ile yardm iste- imân
berdir
ve sizi yàd edeyim
ettiler
Ciüz:2, Süre:2 (Bakara 146-153) 22
146- Kendilerine kitab verdiimiz kimse
ler, onu (o peygamberi) kendi oullarn ta
nimakta olduklar gibi tanrlar. Buna ra
men übhesiz onlardan bir firka, kendileri
bile bile gerçekten hakk gizlerler.
147- Hak, Rabbinden (gelen)dir; öyle ise
sakn übhe edenlerden olma!
148- Hem herkes için (her ümmetin) ken
disinin ona yönelici olduu bir yön (bir kb
le) vardr. O hâlde hayrl ilerde yarin!
Nerede olursanz olun, Allah sizi hep birlik
te (huzúruna) getirir.
Muhakkak ki Allah, hereye hakkyla gücü
yetendir.
149- Ve nereden (yolculua) çksan,
artik (namazda) yüzünü Mescid-i Harâm
tarafna (Kâbeye) çevir!
Hiç übhesiz ki bu, Rabbinden (gelen)
haktr. Hälbuki Allah, yapmakta olduklar
nizdan gåfil deildir.
150- Evet, nereden (yolculua) çksan,
bundan sonra (namaz klarken) yüzünü
Mescid-i Harâm tarafina çevir.
Ve (Ey mü 'minler! Siz de) nerede olsanz,
artk (namazda) yüzlerinizi onun tarafna
çevirin ki, içlerinden zulmedenlerin dn
da, insanlar (bilhassa yahudi ve mürikler)
için aleyhinize bir delil olmasn!
Artik onlardan korkmayn; öyleyse (ancak)
benden korkun ki üzerinize olan ni'metimi
tamamlayaym! Hem tâ ki
doru yolu bu
lasnz.
yor
151- Nitekim içinizde sizden bir peygam
ber gönderdik; size âyetlerimizi okuyor,
sizi (günahlardan) temizliyor, size Kitâbi
ve hikmeti (Kitabdaki hükümleri) öretiyor
ve size bilmiyor olduunuz eyleri öreti
152- Oyle ise beni (ibâdetle) zikredin ki,
(ben de) sizi (rahmetimle) yâd edeyim;
ve
bana ükredin fakat bana nankörlük
etmeyin!
153- Ey imân edenler! Sabr ve namaz
ile (Allah'dan) yardm isteyin! Muhakkak ki
Allah, sabredenlerle berâberdir.
gibi ki
23 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 154-163)
154- Ve Allah yolunda öldürülenlere "ölü
ler" demeyin! Bil'akis (onlar) hayatdârdrlar,
fakat (siz) anlayamazsniz.
155- Sizi mutlak biraz korku ve açlik,
biraz da mallardan, canlardan ve mah
sllerden bir noksanlik ile imtihn edece
iz. (Ey Reslüm!) O hâlde sabredenleri
(Cennetle) müjdele!
156- Onlar ki, kendilerine bir musibet gel
dii zaman: "Muhakkak ki biz, Allah'a âidiz
ve muhakkak ki biz, ancak O'na dönücüle
riz!" derler.
157- Ite onlara Rablerinden mafiretler
ve bir rahmet vardr. Hidâyete erenler de
ite ancak onlardr.
158- Muhakkak ki Safâ ile Merve, Allahin
(hac ve umre ibâdeti için ta'yin ettii)
eâirinden (alâmetlerinden)dir. Bu yüz
den Kâbe'yi hacceden veya umre yapan
kimsenin, artk o ikisini tavâf etmesinde
(ikisi arasnda sa'y ederek, yürümesinde)
üzerine bir günah yoktur. Kim de gönlün
den koparak (fazladan) bir hayr ilerse,
o
takdirde übhesiz ki Allah, äkir (bütün
iyiliklerinize fazlasyla mükáfât veren)dir,
Alim (yaptnz hereyi bilen)dir.
159- übhe yok ki onu insanlara Kitab'da
(Tevrâtda) beyân etmemizden sonra,
(Muhammed'in sfatlar ve recm âyeti gibi)
indirdiimiz apaçk delilleri ve hidâyeti giz
leyenler yok mu, ite onlar ki Allah kendi
lerine
lâ net eder, (bütün) lnet edenler de
onlara l'net okur!
160- Ancak tevbe edip (hâllerini) dü
zeltenler ve (gizlediklerini) açklayanlar
müstesnâ; ite onlar var ya, onlarn tev
belerini kabl ederim. Çünki ben, Tevvâb
(tevbeleri çok kabl eden)im, Rahim (mer
hameti bol olan)m.
161- übhesiz inkâr edip kendileri kâfir
kimseler olarak ölenler(e gelince), ite on
lar yok mu, Allahin, meleklerin ve bütün
insanlarn l'neti ancak onlarn üzerinedir.
162- Orada (Cehennemde) ebedi olarak
kalcdrlar! Onlardan ne azab hafifletilir,
ne de onlara (özür dilemeleri üzere) müh
let verilir!
163- láhnz (olan Allah) ise, tek bir
lähdr. O'ndan baka ilâh yoktur, (0,)
Rahmân (bütün mahlükata rahmet eden)
dir, Rahim (müminlere çok merhamet
eden)dir.
fakat hayatdâr- bla- ölüler Allah
drlar kis
bir nok- ve açktan ve
sanlkla
onlar ki
dönücüleriz
sabredenleri müjdele ve
yapmisa
hidâyete onlar- ite
erenler dir
indirdik
insanlara
lâ'net eden
ler
korkudan bir ey-
le
tevbelerini ka
bul ederim
ona ubhe- ve
Siz biz
mühlet ve
rilirler
çok merha-
metlidir
o
takdirde bir gönlünden ko- kim ve o ikisini tavâf etme- üzerine
übhesiz hayr parak ilemise Sinde
gizliyorlar
umre veya Beyti hacoet- bu yz- Alla- alåmetlerin- Merve ve Safâ
üb
mise den kim hin hesiz
ve bir ve Rablerin- mafiretler onlara
onlar rahmet den
onu be- 0 e
yân ettik yin ki
onlara lâ
net eder
artik ite
onlar
o kimse
ler ki
Allaha ubhe- dedi-
âidiz siz biz ler
yolunda öldu- o kimse- deme- ve
rülür lere ki
mahsúl- ve canlar- ve
lerden y dan
sonsuz rah
met såhibidir
sizi mutlaka im- ve
tihân edeceiz
ve Allah
açkla
dilar
onlar ve azâb
deildir
ardndan
dendir
üb
hesiz
kendile- öldüler ve inkår ettiler o kim- üb
ri iken
bir musi-
bet
kendilerine
lânet eder
hidåyetten ve
bütün insan- ve melekle- ve Allah in lneti üzerleri
larin rin nedir
an- ilâh
cak yoktur
çok merha-
metli olanm
onlardan hafifletil
farkna vara
her eyi iyiliklere kar- Allah
bilendir ilik verendir
mez
mazsin1Z
kendilerine o va
isåbet etti kit ki
mallardan
tek
ve düzelttiler ve tevbe o kimse- an
ettiler ler ki cak
ite onlar
artik bir g
nah yoktur
apaçik deliller
ite onlar kitabda
den
tevbelen ka- ben ve
bul edenim
ite on
lar
kâir
kimseler
orada ebedi ka
Iicidrar
bir llâh inz ve
lh'dr
vardr
yin
seler ki hesiz
gündu
zùn
Allah
yay.
O ey- ve
dirdi de ki
in
Vo
boyun
ediilmi
Ve
azáb
Ve gece
olumün
den
ateten
Size emre
der
ard arda ve yerin
gelmesinde
akl erdire
cekler
görmü
ler iken
bulutlarda ve rüzgår
Sunuz
insan
lara
Sonra yery-
bzm üb- ke- uydu-
içn osa hesiz ke
Allah
in sevgi- onlarn severler birtakm Allah'
si gibi benzerler dan
J!
ar
fayda o
vérir lerlo ki
Allah onlara gös- böylece
terecektir
zünú
uydular
larin
leri ki
bir topluluk elbette delil
için ki ler vardr
onun- ve dinlt
la
yonlendiril- ve
mesinde
azâb pek id- Allah üb- ve tama Allah'a kuvvet üb
detlidir hesiz aittir
olarak olarak
men
o kimse- dedi ve
ler ki
çikacak onlar
kimseler deildir
Ve
0 za- zulmet- o kim- göre- eer ve Allah'a sev- daha id- imån o kim- ve
man ki tiler
seler bilse
denizde
Ve
o kimseler- kendilerine
den ki uyuldu
dedir
göklerin yaratilnda üb
baka
gice
mandr
Ver
balar
don
akp onlar
gider ki
uymayn Ve temiz helál
yeryüzün- 0 eyler- yiyin
ancak apaçk bir dü- size übhe
bilmiyor- o sey- Allah'a kar söylemenizi ve
bir su
biz- uzakla- oey onlardan
tilar gibi ki
den
SIZ O
Ve
her hareketli can- Orada
lidan
hesiz
o kim-
seler ki
edinir o kim- insanlar
seki dan vardr
kendilerine ac piman
liklar olarak
la
gökten
hesiz
gemi- ve
lerde
gok
çirkin ii
onlar- kopmu- ve
tur
ara
Sinda
azáb görecek
ler
$eytann
uzakla- o za
mitr man
Ve
ve uzak- bir da
lasak ha
insanlar ey
amellerini
admlarna
kötülüü
Ciz:2, Süre:2 (lakara l64-169) 24
164- übhesiz ki göklerin ve yerin yaratl
inda, gece ile gündüzün ihtiläfinda (ard
arda gelmosindo), insanlara fayda veren
eylerle (yüklü olarak) denizde akp giden
gemilerde, Allah'in gökten bir su indirip de,
onunla yeryüzünü ölümünden sonra dirilt
mesive orada her hareketi canly yay
masnda, rüzgårlarn yönlendirilmesinde
ve gökle yer arasnda (emre) boyun edi
rilmi bulutlarda akl erdirecek bir topluluk
için (Allah 'n varlina ve birliine) kat'i de
liller vardr.
165- nsanlardan öylesi de vardr ki,
Allah'i birakp birtakm putlar ilâh edinir,
onlar Allahi sever gibi severler.
Fakat imân edenler, Allath'a olan sevgi(leri)
cihetiyle daha kuvvetlidir.
Eer zulmedenler, (kyâmette) azäb göre
cekleri zaman (anlayacaklar gibi). übhe
siz kuvvetin tamämen Allah'a åid olduu
nu ve gerçekten Allahin, pek iddetli azab
sâhibiolduunu (dünyada da) gör(üp bil)
selerdi (putlar ilâh edinmezlerdi).
166- O zaman o tâbi' olunanlar, azb
görerek (kendilerine) tâbi olanlardan uzak
lamilar ve aralarndaki balar kopmutur.
167- (0zaman)tâbi olanlar öyle derler:
daha (dönü) olsayd da, onlarn (bugün)
bizden uzaklatiklar gitbi (biz de) onlardan
uzaklasaydk!" Böylece Allah, onlara bü
tün amellerini, kendi üzerlerinde (yilm)
ac pimanlklar hâlinde gösterecektir!
Onlar, o ateten çkacak kimseler de deil
dirler!
168- Ey insanlar!
Yeryüzünde bulunanlardan helâl ve temiz
olanlar(ni) yiyin ve eytann admlarina
tâbi' olmayn! Çünki o, size apaçk bir dü
mandr.
169- (0 eytan) size ancak kötülüü, çir
kin ilerive Allah'a kar, bilemeyeceiniz
eyleri söylemenizi emreder.
detidir, ettiler seler ki
25 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 170-176)
170- Hâlbuki onlara (0 müriklere):
"Allah'n indirdiine tâbi' olun!" denildii
zaman: "Hayr! (Biz) atalarmZ Üzerinde
bulduumuz ey(ler)e tâbi' oluruz!' dediler.
Ya atalar bir eye akl erdirmeyen ve
do
ru yolu bulmayan kimseler idiyseler! (Yine
de onlara m tâbi' olacaklar?)
171- Inkâr edenler (ile onlar imâna da'vet
eden)in misâli, çarma ve barmadan
baka bir ey duymayan (ve anlamayan
hayvanlarla, on)lara haykran (çoban)n
hâli gibidir. (Onlar) sardr (hakk iitmez
ler), dilsizdir (hakk söylemezler), kördür
(hakikati görmezler), buyüzden onlar akl
erdiremezler.
172- Ey imân edenler! Sizi rzklandrd
miz eylerin temiz olanlarndan yiyin ve
eer sâdece O'na kulluk ediyorsanz,
Allah'a ükredin!
173- (0,) size ancak ölüyü (usülünce ke
silmeden veya avlanmadan ölen hayvan),.
(akan) kan, domuz etini ve kendisiAllah'dan
bakas için kesilen (hayvann etin)i ha
ram klmtr. Fakat (bakasnn hakkna)
tecavüz edici olmadan ve haddi (zarret
mikdârn) acolmadan kim (bunlardan
ömeyecek kadar yemeye) mecbur kalirsa,
artik ona bir günah yoktur. übhesiz ki Al
lah, Gafür (çok balayan)dr, Rahim (çok
merhamet eden)dir.
174- Muhakkak ki Alah'in indirdii (ve
içinde Muhammed'in sfatlar bulunan)
Kitab' gizleyip de onu
(karlnda ne
alsalar) az (düecek) bir fiyata satanlar
yok mu;
ite onlar, karnlar dolusu ateten
baka bir ey yemiyorlar! Allah da kyâmet
günü onlarlane konuur, ne de onlar (gü
nahlardan) temizler! Ve onlar için (pek)
elemli bir azab vardr.
175- Ite onlar, hidâyete mukbil dalâleti,
balanmaya karlk azâb satn alanlar
dr. Onlar atee kar ne kadar da sabrl
drlar!
176- Bu (azab), dorusu Allahin Kitâb'i
hak ile indirmesi (onlarn da bunu inkâr
etmeleri) sebebiyledir. Artik übhesiz ki
Kitab hakknda ihtilfa düenler, elbette
(haktan) uzak bir ayrlik içindedirler.
Yo
bulduk 0 e- tâbi bil'a- dedi- Allah indir- o e-
ler
ye ki
ye ki oluruz kis
bir eye
haykrr o kim
senin ki
akl erdirmiyorlar
bu yüz- kördür. dilsiz
den onlar ler dirler
temiz olanla- yiyin
rindan
ub
hesiz
Ona
indirdi o
e
yi kl y
ite onlar
baka- ken- ke- o e- ve domuz
SI iÇin disi sildi yi ki
ite onlar
misâli
gibidir
kulluk edi- sadece iseniz eer Allah'a
yorsunuz
onlarla konumaz
artik ne sa
brldr
uzak
ona
az
üb- ve hak ile
hesiz
gizliyorlar
elemli
atalar
ler
inkâr etti- o kimse- misåli
lerin ki
îmân
ettiler
sar- bar- ve
driar
artik bir g- ne haddi ve tecavüz
nah yoktur
ac
kitab
ma
o kim
seler ki
bir fiyata onu
di
o kim
seler ki
eer idiyse de
ve ate ancak
bir onlar için ve
azâb vardr
edici
üb
hesiz
bir ayrilk elbette
içindedirler
satiyorlar
mi
tábi
olun
bir ça
irma
ey
ükredin Ve
Ve
Ve
an
cak
etini ve kan ve ölüyü size haram an
kilmitr cak
balanma azâb ve hidâyete dalâleti
yakarlik karlik
karinlarinda
onla- denil- o va- ve
ra
indirdi Allah çünki budur
sübhesiz
kitab hakknda
di kit ki
atalarmz üzerinde
doru yolu
bulmuyorlar
duymuyor o e
olma- mecbur fakat Allah
dan kalmisa kim dan
çok merha- çok ba- Allah
met edendir layandr
akl erdiremezler
ye ki
sizi riziklan- o ey
drdk lenin ki
kitabdan
onlar temiz- ve kyâmet günü Allah
lemez
Allah
bir ey yemiyorlar
satn
aldilar
o kimse
lerdir ki
atee kar onlar
ihtiläfa dü- o kimse
tuler ler ki
bat
meleklere ve åhiret
yetimlere ve akra-
ve dou tarafna yüzlerinizi
namaz hakkryla ve
edåetti
sabreden- ve
lerdir
üzerinize
doru ol- o kimse
dular lerdir ki
bâlik
lei
birinize
sähib- ey hayat
merü bir
sürette
Sonra haddi fakat
atysa kim
ona ode- ve örfe
mektir
Söz ver-
diler
yazld imân
ettiler
na
günah artik
ancak
gününe ve Allah'a îmân o kimse- iyilik fakat
etti nindir ki
såhib- onu sev- ra- mal ver- ve peygam- ve kitaba ve
leine mesine men di berlere
köleler u- ve dlenenlere ve
runda
diiye dii ve köleye köle ve
hüre
hereyi
bilendir
ite
onlar
ra
0 za
man ki
o kim
seler ki
ksasta
hazr o za- üzerinize
oldu man ki
sözlerini
artik
uy
maktir
hakkyla
iitendir
harbin ânnda ve hastalk- ve sikntda
iddeti ta
ey
bir rah- ve Rabbiniz tara-
mettir
onu iitti o ey- son
den ki ra
bir
ey
findan
çevirmeniz iyilik deildir
yenne geti- ve zekåt
renlerdir
yazld
akrabåla- ve ana babaya vasiyet et
yolda kal- ve yoksulla- ve
mia
hür
mek
takvåså- onlar
hibleri
SiZin için ve ackl bir
vardir
öldürülenler
hakknda
bir hafiflet- bu
medir
dr
kardei tara- lehi- affedil- fakat
findan
onu de- imdi
gitrdiyse kim
bir
hayir
saknirsiniz tâ ki siz
azâb
rirler
Allah üb-
onu deiti-
hesiz
ra
ver- ve
di
ite
onlar
kirsa
kisas
diyse kim
artik ona bun
vardr dan
güzelliklo
akl
bira- eer olüm
takvåsâhib- bir borç
lerine olarak
o kimse- üzeri
Cüz:2, Süre:2 (Bakara 177-181) 26
177- (Ey ehl-i kitab!) Yüzlerinizi (ibâdet
maksadyla) dou ve bat tarafina çevir
meniz iyilik (için yeterli) deildir; fakat iyi
lik o kimsenin (iyiliildir ki, (o kii) Allah'a,
hiret gününe, meleklere, kitab(lar)a ve
peygamberlere imån eder; ona (o elin
deki mala) olan sevgisine ramen mali
akrabâlara, yetimlere, yoksullara, yolda
kalmia, dilenenlere ve köleler urunda
verir; namaz hakkIyla edåeder ve zekâti
verir. Çünki (onlar) söz verdikleri zaman
sözlerini yerine getirenler ve siknt (fa
kirlik), hastalik ve savan iddeti ânnda
sabredenlerdir. te onlar, doru olan kim
selerdir. Takvâ sâhibi olanlar da ite ancak
onlardr.
178- Ey îmân edenler! Öldürülenler hak
knda üzerinize ksas farz klnd! Hür
olana hür, köleye köle, kadna kadn (ksâs
edilir, öldürülür)! Fakat (öldüren) o kimse
lehinde, kardei tarafndan (cüz'i) bir ey
affedilirse, o takdirde (affedene düen,)
örfe tâbi olmak (diyetini arya kaçmadan
almak)tr ve (öldürene düen de, diyeti) ona
güzelikle ödemektir. Bu, Rabbiniz tarafn
dan bir hafifletme ve bir rahmettir. Buna
ramen kim bundan sonra haddi aar
sa, artik ona (pek) ackl bir azab vardr!
179- O hâlde ey akl sâhibleri, (bilin ki)
sizin için ksasta hayat vardr. Tâ ki siz
(bu sâyede bir bakasn haksz yere öl
dürmekten) saknasnz.
180- Birinize ölüm geldii zaman, eer bir
hayr (bir mal) birakacaksa, ana-babaya
ve akrabâlara merû bir sürette vasiyet
etmek, takvâsâhiblerine bir borç olarak
üzerinize farz klnd!
181- imdi kim bunu (bu yaplan vasi
yeti) iittikten sonra onu deitirirse, artk
günâh ancak onu deitirenler üzerinedir.
übhesiz ki Allah, Semi (vasiyetlerinizi
iiten)dir, Alim (yaptinz hereyi hakkyla
bilen)dir.
lerin ki nedir
27 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 182-1S6)
182- Kim de vasiyet edenin bir hatâ et
mesinden veya bir günâha girmesinden
endie edip de (vasiyetle alâkasolanlarn)
aralarn düzeltirse, artik ona bir günah
layan)dr, Rahim (çok merhamet eden)dir.
183- Ey îmân edenler! Sizden evvelkile
re farz klndi gibi, oruç tutmak (sizin de)
üzerinize farz klnd; tâki (günahlardan)
saknasniz.1
184- Sayl günler olarak (oruç size farz
klnd)! Fakat içinizden kim hasta olur
veya yolculukta bulunursa, artik (tutamad
günler) saysnca baka günler(de oruç
tutsun)! Ona gücü yetmeyenlerin üzerine
ise, (tutamadklar her gün için) bir fakirin
(bir günlük) yiyecei kadar fidye (verme
borcu) vardr. Buna ramen kim gönlünden
koparak bir hayr ilerse (daha fazla verir
se), o takdirde bu, onun için daha hayrl
dr. Bununla beráber bilirseniz, (güçlüüne
ramen) oruç tutmanz sizin için daha ha
yrldr.
ry
185- (0 sayl günler) Ramazan aydr ki,
insanlara doruyolu göstermek ve hidâyet
ile furkandan (hak ile bâtil ayran hüküm
lerden) apaçk deliller olmak üzere, Kur'än
onda indirilmitir. Öyle ise içinizden kim o
aya eriirse, artik onda oruç tutsun!2 Kim
de hasta olur veya yolculukta bulunursa,
artik (onun üzerine, tutamadgünler) sa
yisnca baka günler(de oruç tutma borcu)
vardr. Allah size kolaylk ister ve size zor
luk istemez. Ite (bütün bunlar) sayy ta
mamlamaniz ve sizi hidâyete erdirmesine
mukabil (tekbir getirerek) Allahi büyük
tanmanz içindir; hem tâkiükredesiniz.
186- (Habibim, yâ Muhammed) Kulla
rim sana benden sorarsa, übhe yok ki
ben (onlara) pek yaknim. Bana duâettii
zaman duâedenin duâsna cevab veri
rim; öyle ise (onlar da) benim (rzâm) için
(davetime) icâbet etsinler ve bana îmân
etsinler; tâ ki hak yolu bulsunlar.
aralarn
o kimselere
ki
olmu- fakat
Sa
o kimseler
uzerine var ki
o
takdir-
insan-
lara
kim
sizden
yoktur. übhesiz ki Allah, Gafür (çok
ba-e 7
CHLJ G3
ve dü- bir günah ve- haktan me- vasiyet eden
zeltmise cihetiyle ya yil chetiyle den
artik
Çok mertha
met edendir
yazild
bir gönlünden ko- fakat
O za- ve
man ki
o ey
gibi ki
sayl
duâ
çok
ba Allah
üb- ona
layandr hesiz
ve baka günlerden artik sa
yisinca
görmü- öyle ise
Se
man ki edenin
kim
günler
olarak
donu yolu gös- Kur'ân onda indirildi
termek üzere
kim
büyük tanimanz ve sayy
içindir
oruç tut- üzerinize yazld
mak
istemez Ve kolaylik size
ükredersiniz
biliyorsunuz iseniz eer sizin hayrli- oruç tutmanz ve onun hayrl
iÇin
duâsina cevab
bir fakirin
k
sa- bir yolculukta ve- bir hasta olmu- kim ve
yisinca ya
veririm
dir
tâki siz
saknrs- tâ ki siz sizden öncedir
niz
sa
furkandan ve hidàyetten
pek ya-
knim
yiyecei
odur ki
Allah ister
hak yolu bu- tâki onlar bana imân et
sinler
lurlar
tamamlamanz ve
içindir
bir yolcu- ve- bir hasta SIZden
lukta
kork.
musa
bir
fidye
imân
ettiler
Ramazan
ve sizi hidâyete
erdirdi
baka
artik bir qü
nah yoktur
artik onda
oruç tutsun
kim de
zorluk
o kimse
ler ki
ona guç yeti
remiyórlar
icin
hiç übhe ben- kullarm
yok ki ben den
apaçik deliler ve
olmak üzere
ve benim öyle ise icåbet
için etsinler
dir
ay
O ayi
günlerden
o eye mu- Allahi
käbil ki
SIze
sana
sordu
bana
duâ ett
de bu hayr parak ilerse
bir elbise onlar
ihânet edi
yorsunuz
artik
imdi
için
aktar
mayn
Siyah
ve yiyin ve
oldunuz übhe- Allah bildi
siZi
tâki onlar insanlara
kadnlarniza
Ve
dan
Allah'in hudüdudur bunlar
arkalarndan
Allah
onlara yaklamayn ve geceye kadar
vakitölçü- onlar de ki
leridif
siz siz
bâtilla
affetti
iplikten
yolunda
yaklamak oruç
sizin Allah
için
günah ile insanlarn mallarndan
Ve
beyaz
mescidlerde
hilâllerden
ve tevbenizi kabul etti
Allah açklar
evlere gelmeniz
mallarnZI
onlar bir elbise siz ve sizin
için
yazd 0 e- isteyin ve onlara yakla
yiki
orucu
mini
savan ve
iplik
haddi aan- sevmez Allah üb
lar hesiz
gecesinde size
Size
Iin
ite böyle
tamamla- sonra
yin
JLUL LK ILEY 5,E iste Alih, åyellerini insanlara böyle açk.
yemeyin
nefislerinize
Allah- saknn ve kaplarndan evlere ge- ve sa- o kimse- iyilik
helâl
kilind
belli olun- tâ ki
caya kadar
i'tikäfta bulunan siz iken
kimseler
Ve
için
in
bir kis- yemeniz için hâkimlere onlar
kurtulua erer
siniz
knd nindir ki
fecrden
sakn onlara
yaklamayn
sana soruyorlar biliyorsunuz siz iken
iyilik
del. ve hac ve insanlar
dir iÇin
saknrlar
YA
fakat
tâ ki siz
Cüz:2, Stire:2 (Bakara 187-190)
haddi a- ve sizinle sava- o kimse
iyorlar
mayn lerle ki
187- Oruç gecesinde kadnlarniza yak
lamak size helâl klnd.
28
Onlar sizin için (günahlardan koruyan) bir
elbise, siz de onlar için bir elbise (gibi)siniz.
Allah übhesiz sizin, (oruç gecesi kadnla
rinza yaklamakla) nefislerinize ihânet et
mekte olduunuzu bildi de tevbenizi kabl
etti ve sizi affetti.
Artik imdi (oruç gecelerinde de) onlara
yaklan ve Allah'in sizin için takdir ettiini
isteyin!
Ve fecrin beyaz iplii, siyah iplikten size
belli oluncaya (imsak vaktine) kadar yiyin,
için; sonra da geceye (iftar vaktine) kadar
orucu tamamlayn!
Fakat siz mescidlerde itikâfta bulunan
kimseler olduunuzda, onlara (kadnlarn
za) yaklamayn!
Bunlar Allah'in huddudur, sakn onlara
yaklamayn!
lar; tâki (günahlardan) saknsnlar!
188- Hem mallarnizi aranzda bâtl (ha
ram yollar)la yemeyin ve insanlarn malla
rindan bir ksmin kendiniz (haksz olduu
nuzu) bile bile (rüvet veya yalanc âhidlik
gibi) günah ile yemeniz için onlar(n hük
münü) hâkimlere (brakp) aktarmayn!
189- (Ey Resúlüm!) Sana hilâllerden de
Soruyorlar.
De ki: "Onlar, insanlar ve hac için va
kit ölçüleridir. lyilik, (bâtl bir âdetinize
binâen) evlere arkalarndan girmeniz de
ildir, fakat iyilik, (günahlardan) saknan
kimse(nin iyilii)dir.
Artk evlere kaplarndan girin ve Allahdan
saknn, tâ ki kurtulua eresiniz.2)
190- Sizinle savaanlara kar Allah yo
lunda savan, fakat haddi amayn!
(Ma'sum olanlar öldürmeyin, ikence yap
mayn)! ütbhesiz ki Allah, haddi aanlar
sevmez.
åyetle
aranzda
29 Cüz:2, Sire:2 (Bakara 191-196)
191- Ama onlarn yakaladnz yerde
iR!S i
öldürün ve sizi çkardklar yerden (Mek
ke'den, siz de) onlar çkarin! Çünki fitne
(onlarn sizi küfre zorlamalar), öldürmek
ten daha kötüdür. Hem (onlar) orada sizin
le savamadkça, (siz de) onlarla Mescid-i
Harâm yannda savamayn! Fakat sizinle
savarlarsa, o takdirde onlar öldürün!
Kâirlerin cezâs ite böyledir.
192- Sonunda (küfürden) vazgeçerlerse,
artk muhakkak ki Allah, Gafür (çok ba
layic)dr, Rahim (çok merhamet eden)dir.
193- O hâlde bir fitne kalmayncaya ve
din sâdece Allahin oluncaya kadar onlarla
savan! Fakat (küfürden) vazgeçerlerse, o
takdirde zålimlerden bakasna dümanlik
yoktur.
194- Haram ay haram aya bedeldir ve
hürmetler karlkldr. Öyle ise (o ayda)
size kim saldrirsa, artk (siz de) ona,
size saldrdinn misliyle saldrn; fakat
Allah'dan saknn ve bilin ki, übhesiz Al
lah, takvå sâhibleriyle beräberdir.
195- Hem Allah yolunda sarf edin, (kendini
zi) ellerinizle tehlikeye atmayn ve iyilik edin!
übhe yok ki Allah, iylik edenleri sever.
196- Hac ve umreyi de Allah için tamam
layn!2 Fakat (baladnz bu ibâdeti
tamamlamaktan, herhangi bir ekilde)
men' olunursanz, artk (size) kolaynza
gelen bir kurban (borcu) vardr. O hâlde bu
kurban yerine varincaya (ve boazlann
caya) kadar balarinz tira etmeyin!
Fakat içinizden kim hasta olur veya ban
da bir rahatszl bulunur (da vaktinden
önce tira olur)sa, bu takdirde (onun üzeri
ne üç gün) oruç veya (alt fakiri doyuracak)
sadaka veya kurbandan (biriyle) bir fidye
(verme borcu) vardr. Fakat emniyete ka
Vutuunuz zaman, artik kim hacca kadar
umre ile faydalanrsa, o durumda (ona da)
kolayna gelen bir kurban (kesme borcu)
vardr.
Buna ramen kim de (kurbana güç)
bulamazsa, artik (ona) hacda üç gün,
döndüünüz zaman da yedi (gün) oruç
(tutma borcu) vardr. Bunlar tam on (gün)
dür. Bu (hküm), âilesi Mescid-i Harâm
sâkinlerinden olmayanlar içindir. Artik
Allah'dan saknn ve bilin ki,übhesiz Al
fitne ve sizi çkar- o yerden ki onlari çl- ve onlar ya- o yerde onlar ve
dilar karin kaladnz k
öldürün
ora- sizinle sava- tà Mescid4 Haråm yann
da malarina dek ki
artik Son ve- artik
din olunca- ve bir
ya dek
aya be- haram
deldir
takvåså- bera-
hibleriyle berdir
O $e- mis-
ona artik sal
dirin
yin ki liyle
oruçtan
ay
artik o hacca
ey ki kadar
olmayn- t ki onlarla sa- ve çok mer- çok bai- Allah
fitne caya dek
hametlidir layandr
yerine kurban varinca- tâ
ya dek ki
(gün)
káfirlerin cezâs ite böy- o takdirde on-
ledir larnoldurun
zålimlere
såkinlenin- åilesi
den
size
Allah üb- bilin ki
hesiz
yedi ve hacda gün
da
üb- iyilik ve tehlikeye ellerinizle atma- ve Allah
artik o men' olu- fakat Allah umreyi ve hacci tamam- ve
ey ki nunursanz eer için layn
onlarla sa- ve öldürmek- daha
vamayn ten siddetidir
nizi
van
an- o takdirde dü-
cak manlik yoktur
saldrd öyle karlikl-
isekim
artik
oruç
Vin
balar- tira etme- ve
yin
olmad o kimse bu
için ki
ve Allah- sak- ve size
dan nin
artik bir bandan bir ra- kendisin- ve- hasta
fidye hatszlik de var ya
sizinle sa- fakat
varlarsa eer
son ve- fakat Alla
rirlerse eer hin
tam on
hünet- ve ha
ler
(günldur
saldrd
yolunda infâk ve
umre ile fayda- artik emniyette fakat o kurban- ve- sada- ve
landysa kim oldunuz vakit ki dan ya kadan ya
ram
edin
iyilik eden- sever Allah
leri
kurbandan kolay geldi
sizden Olauy
bulama- fakat kurbandan kolay geldi
diysa kim
fakat
kim
bunlar döndu- o va
nuz kit ki
azåbi çok id- Allah üb- bilin ki ve Allah'- sak- ve Mescid-i Haråm
detlidir hesiz dan nin
lah, azâb çok iddetli olandr!
sübhesiz rirlerse eer
hesiz edin
dr
hacci
yaparsnz o $ey ve
azin hayrls
size
onlarda
veoza
man ki
onu zikredin ve
insanlar
Rabbi
miz
ve
deildir
akn ettiniz nihâyet o
zaman ki
(kendine)
farz ettiyse
ondan once
der
fakat
übhesiz
akt
bir nasibden
babalarnzi anmanz qibi
bir iyilik
hesåb
hacda
kendileri- ite onlar
ne vardr
çok mer- çok bai- Allah
hametlidir layandr
O
Kimse
o hlde
kim
Me'ar-i Harâm
azk edinin Ve
münäkaa ve
etmek yoktur
akl
O yerden ki
dünyada
pek çabuk
görendir
idiniz
âhirette
Rabbinizden bir ihsân
Allah'
Allah
såhib- ey
lern
yannda Allah'
üb
hesiz
ve insanlardan
vardr
bilinen
ver
Allah
üb- ve
hesiz
akn edin
ate azâbindan
ve
günah ile- ve
mek yoktur
bize Rabbi
onun yoktur ve
için
mIz
bizi
koru
onu bilir
benden
sakinin
ve
aylardr
Sonra
artik zikredin
bir anma
ile
aramanIz
sizi hi iyete
der
artik kadna yak
lamak yoktur
Allah dan mafiret dileyin
kazandlar
ve takvådr
artik zikre- hac ibâdetlerinizi bitirdiniz
din
hac
hayrdan
dünyada
Arafattan
elbette dalålete
düenlerden
daha
iddetli
bir iylik
günah
o ey
den ki
gibik
O sey
ve
veya
bize
o kim- onlardan ve
vardr
se ki
ver
âhirette
bir nasib
Cüz:2. Sirc:2 (Bakara 197-202) 30
197- Hac (vakti), ma'lüm aylardr. O
hâlde kim onlarda (o aylarda ihrâma gir
mekle niyet ederek) hacc (kendine) farz
ederse, artk hacda ne kadna yaklamak,
ne günah ilemek, ne de münâkaa etmek
vardr.
Hayr (ve hasenât)dan ne yaparsanz, Al
lah onu bilir.
O halde (kendinize yolculuunuzda lâzm
olacak) azk edinin; fakat übhesiz ki
azin en hayrls, takvdr. Ve ey akl
såhibleri! (Sâdece) benden saknn!
198- (Hac esnásnda ticâet yaparak)
Rabbinizden bir ihsan aramanzda size bir
günah yoktur.
Nihâyet Arafat tan (ayrlp) akn ettiiniz
zaman, Me'ar-i Harâm (tepesi) yannda
(Müzdelife'de) artik Allah'i zikredin!
Ve (0) sizi hidâyete erdirdii gibi, (siz de)
O'nu zikredin! Dorusu (siz) bundan ev
vel de elbette dallete düenlerdendiniz.
199- Sonra insanlarn (sel gibi) akti
yerden (Arafat tan siz de) akn edin ve
Allah'dan mafiret dileyin!
übhesiz ki Allah, Gafür (çok mafiret
eden)dir, Rahim (çok merhamet eden)dir.
200- Nihâyet hac ibâdetlerinizi bitirdiiniz
de, babalarnz andnz gibi, hattâ daha
kuvvetli bir anma ile artk Allah'i zikredin!
Insanlardan öyleside vardr ki: "Rabbimiz!
Bize (nasibimizi) dünyada ver" der; o takdir
de onun için âhirette hiçbir nasib yoktur!
201- Onlardan bir kism da: "Rabbimiz!
Bize dünyada da iyilik, âhirette de iyilik ver
ve bizi ate azâbndan muhâfaza eyle!"
der.
202- te onlar ki, kendilerine kazandk
larndan bir nasib vardr. Allah ise, hesâbi
pek çabuk görendir.
erdird
31 Cüz:2. Süre:2 (Bakara 203-210)
203- O hâlde sayl günlerde (terik gün
lerinde) Allah'i (tekbirlerle) zikredin! Bun
dan böyle kim iki günde (Mina'dan dönmek
için) acele ederse, artik ona bir günah yok
tur. Kim de (üçüncügüne) geri kalrsa ona
da bir günah yoktur. (Bu, günahlardan) sa
knanlar içindir. Oyleyse Allah'dan saknn
ve bilin ki, dorusu siz O'nun huzruna
toplanacaksnz.
204- Ve insanlardan öylesi vardr ki,
dünya hayåtna dâir sözü (senin) houna
gider. (Sözlerinin kendi) kalbinde olana
(muvâtik olduuna) da Allah'i âhid tutar;
hâlbuki o, dümanlarn en iddetisidir.
de fesad çkarmak, hem ekin(lerinizi) ve
(hayvanlarinzin) nesli(ni) helâk etmek için
çalr. Hâlbuki Allah, fesd sevmez.
206- Hem ona: "Allah dan sakn!" denil
dii zaman, gurür onu günaha sevk eder,
artik ona Cehennem yeter! Hälbuki (o,)
gerçekten ne fenâyataktr!
207- Fakat insanlardan öylesi de vardr
ki, Allah'in rizâsna nâil olmak için kendi
nefsini (ve bütün malin O'nun yolunda)
fedâeder. Allah ise, kullar(n)a karçok
efkatli olandr.
208- Ey imân edenler! slâma tamâmen
girin; ve eytann admlarna uymayn!
Çünkio, size apaçk bir dümandr.
209- O hâlde, size apaçk deliller gel
dikten sonra eer (lslâm'a tamâmen gir
mekten) saparsanz, artk bilin ki übhesiz
Allah, Aziz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir,
Hakim (her ii hikmetli olan)dr.
iki günde
210- (0 mürikler) ille de, Allah'in
(azâbnn) ve meleklerin buluttan gölgeler
içinde kendilerine gelip iin bitirilmesini mi
(helák edilmelerinimi) bekliyorlar? Nihâyet
bütün iler, ancak Allaha döndürülür.
sakn- o kimse
içindir ki
d
o kim- insanlar
se ki dan vardr
Ve
fesad çkar
mas için
fesâd
acele
ettiyse
dedir
yin ki
tamamen
SIze
kullara
kar
gunah ile gurúr
ona
kalbin- o eye Allahi âhid ve dünya hayatna
buluttan
bundan
böyle kim
toplanacak- ona
yeryuzünde
sevmez
ubhe
SIZ O
ardndan
yine günah geri kal- kim ve
ona artik qünah
yoktur yoktur
205- (Senden) ayrinca da.
yeryüzün-E @J;
her ii hik- dâima
çaliti
Allah ve
Islâm'a
sayl
tutar
iler döndürülür
onu tuttu
eytanin
gölgeler Allah'in
içinde
kayarsaniz
übhe
siz siz
satar o kim- insanlardan ve yataktr gerçekten ve cehen
se ki vardr ne kötü
Allah
üb
hesiz
geri
çok ef- Allah ve Allah'in rizåsn
katlidir
Allah'a
döndü man ki
nesli
günlerde
Allah'
dan
girin
ve
Ve ekini
bilin ve Allah- saknn ve
âir
o hâlde
eer
Allah' zikredin ve
artik bilin
admlarina
kendilerinegel
mesini
sakn ona denildi o za- ve
man ki
imân
ettiler
dan
SÖZÜ seni im
hasmla- en id
detlisidir
helâk ve orada
etmesi
ancak
aramak
iÇin
o kimse
ler ki
rendirir
apaçk
apaçk de
iller
uymayn
artik ona
yeter
nefsini
ey
Ve
bir dü
mandr
size geldi
beklemiyorlar
bitiildi ve meleklerin ve
ve
SInIz
metli olandr üstündür
nem
nime- dei- kim ve apaçik
tini tirirse
süslen
mitir
o kim- ve
seler ki
azåb
müjdeleyi- peygam-
ciler olarak berler
ardndan
imân
ettiler
bir yola
miså
bir he- olma- diler o kim- rizik- Allah ve
sab dan
O ey- insan- arasn- huküm ver- hak ile
de ki larin da
O kimse
lerle ki
o kendile
rine veildi
size henüz
gelmedi
infäk et- o ey
tiniz ki
yoksullar
çok id
detlidir
bilendir
Allah bunun üzeri
ne gönderdi
yar utb dikkat Alla
dm hesiz edin hin
mesi için
o e- imân o kim- Allah sonra hidå- aralarin
ye ki ettiler seleriki yet eyledi
de
ve
m'cize
Allah
k
alay edi- ve dünya hayati
yorlar
ve cennete
artik kendisi- o e
übhesiz ne geldi yin ki
onlara nice Isråiloulla
sarsl- ve hastaliklar ve fakirlikler onlara do
dilar
tek
verdik
kitab
hesiz
girmenizi
kiyåmet gü
nünde
zulum apaçk de
daki sebebiyle hler
diler okim- hidâyet Allah ve izniyle haktan hak
seyi ki eder
kundu
infäk edecek- neyi
ler
O kim- an- onda ihtiläfa dü- ve hakkn- ihtläfa
seler ki cak medi
bir üm- insanlar id
met
sandnz yok
rina
m
ardn
dan
beraber- indir- ve korkutu- ve
lerinde di cular
yetimler ve en yaknlar ve
inkâr
ettiler
onlarin üs- sakn
tündedirler dilar
Sizden once
sana soruyor
lar
Sa
o kimse
lere ki
Sor
Allah'n
onlara
var- ne za- bera- imân o kim- ve peygam- diye
ber cekti
dm man berinde ettiler seler ki
geldi yin ki
ihtilâfa
knda dütüler
artik ana
baba içindir
dosdoru
gelip o kimse
geçtiler lerin ki
tâ
yakndr Allahin
hakkyla onu Allah artik üb- hayrdan yaparsi- o ey ve yolda kalmi ve
hayrdan
Cüz:2, Süre:2 (Bakara 211-215) 32
211- sråiloullarna sor, onlara (hidâyet
vesilesiolacak) nice apaçk mu'cizelerden
verdik (de inkâr ettiler). O hålde kim
Allahin n'metini (mu'cizelerini) kendisine
geldikten sonra (onu) deitirirse (inkâr
sebebi yaparsa), artik übhesiz ki Allah,
azâbçok iddetli olandr.
212- Inkâr edenlere dünya hayât süs
lenmitir de imân edenlerle alay ediyorlar.
Hâlbuki (günahlardan) saknanlar, kyåmet
gününde onlarn üstündedirler. Allah ise,
diledii kimseyi hesabsz rizklandrr.
213- Insanlar tek bir ümmet (ayn din üze
re) idi (daha sonra ihtilfa dütüler); bunun
üzerine Allah, müjdeleyiciler ve (ayn za
manda) korkutucular olarak peygamberler
gönderdi ve hakknda ihtilâfa dütükleri
eyler husüsunda, insanlarin aralarinda
hüküm vermek için, beråberlerinde hak
ile Kitâb indirdi. Ancak kendilerine onun
(o kitâbn) verildii kimseler, onlara apaçk
deliller geldikten sonra aralarndaki zulüm
(ve hased)den dolay onda da ihtila dü
tüler. Sonra Allah, (o ehl-i kitâbn) üzerin
de ihtilâfa dütükleri hakka, îmân edenleri
izniyle hidâyet eyledi. Çünki Allah, diledii
kimseyi (hikmetine binâen kendi lütfun
dan) dosdoru bir yola hidâyet eder.
214- (Ey müminler!) Yoksa sizden önce
gelip geçenlerin hâli (sizin de) banza
gelmeksizin (kolayca) Cennete gireceinizi
misandnz? Onlara öyle fakirlikler ve has
talklar dokundu ve öyle (belâlarla) sarsl
dilar ki, hattâpeygamber ve berâberindeki
imân edenler: "Allah'in yardm ne zaman!"
diyecek (hle gelmillerdi! Dikkat edin,
übhe yok ki Allahn yardm yakndr.
215- (Ey Resülüm!) Sana (Allah yolunda)
neyi (kime) sarf edeceklerini soruyorlar.
De ki: "Hayr (ve hasenâ)dan ne sarf eder
seniz, artik (onlar), ana baba, en yaknlar,
yetimler, yoksullar ve yolda kalm(lar) için
olmaldr. Hayr (ve hasenât)dan ne yapar
sanz, artik muhakkak ki Allah, onu hak
kyla bilendir.
seyi ki
landrir
da dütüler
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf
Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf

More Related Content

What's hot

El libro de enoc
El libro de enocEl libro de enoc
El libro de enoc
Isaac Gc
 
Livro de Enoque
Livro de Enoque Livro de Enoque
Livro de Enoque
Sandersonpires7
 
Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2
Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2
Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2
ftjaffer
 
Terceiro livro de Enoque
Terceiro livro de EnoqueTerceiro livro de Enoque
Terceiro livro de Enoque
Nelson Marins
 
Haxhi dhe katër llojet e njerëzve
Haxhi dhe katër llojet e njerëzveHaxhi dhe katër llojet e njerëzve
Haxhi dhe katër llojet e njerëzve
RregullatIslame
 
Osmanlica imla müfredati hayrat vakfi
Osmanlica imla müfredati hayrat vakfiOsmanlica imla müfredati hayrat vakfi
Osmanlica imla müfredati hayrat vakfi
Ahmet Türkan
 
Libri i Allahut dhe Pozita e tij Madhështore
Libri i Allahut dhe Pozita e tij MadhështoreLibri i Allahut dhe Pozita e tij Madhështore
Libri i Allahut dhe Pozita e tij Madhështore
RregullatIslame
 
40 hadithet kudsi xhamiambretcom
40 hadithet kudsi xhamiambretcom40 hadithet kudsi xhamiambretcom
40 hadithet kudsi xhamiambretcom
E verteta vjen nga Zoti
 
99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF
99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF
99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF
Caller To Islam / الداعية الإسلامي
 
Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Prayers from quran malayalam
Prayers from quran   malayalamPrayers from quran   malayalam
Prayers from quran malayalamshabeel pn
 
15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi
15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi
15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi
RregullatIslame
 
Görme yolları
Görme yollarıGörme yolları
Görme yolları
MuhammetEnesGrses
 
رحــلــــــــة الـــخـلــــــــود
رحــلــــــــة الـــخـلــــــــودرحــلــــــــة الـــخـلــــــــود
رحــلــــــــة الـــخـلــــــــود
غايتي الجنة
 
Sinir Sistemi
Sinir SistemiSinir Sistemi
Sinir Sistemi
SeyfettinColak
 
Livro de Enoque 1, 2 e 3
Livro de Enoque 1, 2 e 3Livro de Enoque 1, 2 e 3
Livro de Enoque 1, 2 e 3
Nelson Marins
 
Myasthenia gravis türkçe
Myasthenia gravis türkçeMyasthenia gravis türkçe
Myasthenia gravis türkçeBanu Arslan
 
Nature of man (Fitrah)
Nature of man (Fitrah)Nature of man (Fitrah)
Nature of man (Fitrah)
Kaiyisah Yusof
 
ANATOMİ duyu organları
ANATOMİ duyu organlarıANATOMİ duyu organları
ANATOMİ duyu organlarıSemih Tan
 
Prophet Dawud (a.s.)
Prophet Dawud (a.s.)Prophet Dawud (a.s.)
Prophet Dawud (a.s.)
ftjaffer
 

What's hot (20)

El libro de enoc
El libro de enocEl libro de enoc
El libro de enoc
 
Livro de Enoque
Livro de Enoque Livro de Enoque
Livro de Enoque
 
Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2
Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2
Hudhud and Prophet Sulayman (a.s.) - Animals 2
 
Terceiro livro de Enoque
Terceiro livro de EnoqueTerceiro livro de Enoque
Terceiro livro de Enoque
 
Haxhi dhe katër llojet e njerëzve
Haxhi dhe katër llojet e njerëzveHaxhi dhe katër llojet e njerëzve
Haxhi dhe katër llojet e njerëzve
 
Osmanlica imla müfredati hayrat vakfi
Osmanlica imla müfredati hayrat vakfiOsmanlica imla müfredati hayrat vakfi
Osmanlica imla müfredati hayrat vakfi
 
Libri i Allahut dhe Pozita e tij Madhështore
Libri i Allahut dhe Pozita e tij MadhështoreLibri i Allahut dhe Pozita e tij Madhështore
Libri i Allahut dhe Pozita e tij Madhështore
 
40 hadithet kudsi xhamiambretcom
40 hadithet kudsi xhamiambretcom40 hadithet kudsi xhamiambretcom
40 hadithet kudsi xhamiambretcom
 
99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF
99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF
99 Beautiful Names Of Allah ﷻ | PDF
 
Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil dahiliye(fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Prayers from quran malayalam
Prayers from quran   malayalamPrayers from quran   malayalam
Prayers from quran malayalam
 
15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi
15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi
15. Devotshmëria, sprovat, ballafaqimi
 
Görme yolları
Görme yollarıGörme yolları
Görme yolları
 
رحــلــــــــة الـــخـلــــــــود
رحــلــــــــة الـــخـلــــــــودرحــلــــــــة الـــخـلــــــــود
رحــلــــــــة الـــخـلــــــــود
 
Sinir Sistemi
Sinir SistemiSinir Sistemi
Sinir Sistemi
 
Livro de Enoque 1, 2 e 3
Livro de Enoque 1, 2 e 3Livro de Enoque 1, 2 e 3
Livro de Enoque 1, 2 e 3
 
Myasthenia gravis türkçe
Myasthenia gravis türkçeMyasthenia gravis türkçe
Myasthenia gravis türkçe
 
Nature of man (Fitrah)
Nature of man (Fitrah)Nature of man (Fitrah)
Nature of man (Fitrah)
 
ANATOMİ duyu organları
ANATOMİ duyu organlarıANATOMİ duyu organları
ANATOMİ duyu organları
 
Prophet Dawud (a.s.)
Prophet Dawud (a.s.)Prophet Dawud (a.s.)
Prophet Dawud (a.s.)
 

Similar to Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf

Turkish Quran
Turkish QuranTurkish Quran
Turkish Quranzakir2012
 
85. ankebut suresi
85. ankebut suresi85. ankebut suresi
85. ankebut suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
55. en'am suresi
55. en'am suresi55. en'am suresi
55. en'am suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
42.furkan suresi
42.furkan suresi42.furkan suresi
42.furkan suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
104. münafikun suresi
104. münafikun suresi104. münafikun suresi
104. münafikun suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
Kuran-ı kerim Diyanet Meali
Kuran-ı kerim Diyanet MealiKuran-ı kerim Diyanet Meali
Kuran-ı kerim Diyanet Meali
DEDE OSMAN AVNİ K.S
 
67. zariyat suresi
67. zariyat suresi67. zariyat suresi
67. zariyat suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
52. hud suresi
52. hud suresi52. hud suresi
52. hud suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
61. fussilet suresi
61. fussilet suresi61. fussilet suresi
61. fussilet suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
96. ra'd suresi
96. ra'd suresi96. ra'd suresi
96. ra'd suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
78. hakka suresi
78. hakka suresi78. hakka suresi
78. hakka suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!guestd1cbe2
 
51.yunus suresi
51.yunus suresi51.yunus suresi
51.yunus suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
103. hacc suresi
103. hacc suresi103. hacc suresi
103. hacc suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
94. hadid suresi
94. hadid suresi94. hadid suresi
94. hadid suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
73. enbiya suresi
73. enbiya suresi73. enbiya suresi
73. enbiya suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
63. zuhruf suresi
63. zuhruf suresi63. zuhruf suresi
63. zuhruf suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
75. secde suresi
75. secde suresi75. secde suresi
75. secde suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
43.fatır suresi
43.fatır suresi43.fatır suresi
43.fatır suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
102. nur suresi
102. nur suresi102. nur suresi
102. nur suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 

Similar to Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf (20)

Turkish Quran
Turkish QuranTurkish Quran
Turkish Quran
 
85. ankebut suresi
85. ankebut suresi85. ankebut suresi
85. ankebut suresi
 
55. en'am suresi
55. en'am suresi55. en'am suresi
55. en'am suresi
 
42.furkan suresi
42.furkan suresi42.furkan suresi
42.furkan suresi
 
104. münafikun suresi
104. münafikun suresi104. münafikun suresi
104. münafikun suresi
 
Kuran-ı kerim Diyanet Meali
Kuran-ı kerim Diyanet MealiKuran-ı kerim Diyanet Meali
Kuran-ı kerim Diyanet Meali
 
67. zariyat suresi
67. zariyat suresi67. zariyat suresi
67. zariyat suresi
 
52. hud suresi
52. hud suresi52. hud suresi
52. hud suresi
 
61. fussilet suresi
61. fussilet suresi61. fussilet suresi
61. fussilet suresi
 
96. ra'd suresi
96. ra'd suresi96. ra'd suresi
96. ra'd suresi
 
78. hakka suresi
78. hakka suresi78. hakka suresi
78. hakka suresi
 
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
 
51.yunus suresi
51.yunus suresi51.yunus suresi
51.yunus suresi
 
103. hacc suresi
103. hacc suresi103. hacc suresi
103. hacc suresi
 
94. hadid suresi
94. hadid suresi94. hadid suresi
94. hadid suresi
 
73. enbiya suresi
73. enbiya suresi73. enbiya suresi
73. enbiya suresi
 
63. zuhruf suresi
63. zuhruf suresi63. zuhruf suresi
63. zuhruf suresi
 
75. secde suresi
75. secde suresi75. secde suresi
75. secde suresi
 
43.fatır suresi
43.fatır suresi43.fatır suresi
43.fatır suresi
 
102. nur suresi
102. nur suresi102. nur suresi
102. nur suresi
 

More from SevilenAdam

Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...
Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...
Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...
SevilenAdam
 
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...
SevilenAdam
 
All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...
All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...
All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdf
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdf
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdf
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdf
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdf
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdf
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdf
SevilenAdam
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
SevilenAdam
 

More from SevilenAdam (11)

Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...
Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...
Jami ul Kamil PDF (All Sahih Ahadeeth In One Book) (PDF كل صحيح الحديث العربي...
 
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...
All Sahih Hadith Arabic Jami ul Kamil pdf ( pdf كل صحيح الحديث العربي جامي ال...
 
All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...
All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...
All Sahih Hadith In One Book Jami Ul Kamil (PDF) (PDF كل صحيح الحديث العربي ج...
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 8.pdf
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 7.pdf
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 6.pdf
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 5.pdf
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 4.pdf
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 3.pdf
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 2.pdf
 
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdfSahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
Sahih-i Müslim PDF Tercemesi Ve Şerhi Mehmed Sofuoğlu CİLT 1.pdf
 

Kur'an-ı Kerim ve Muhtasar Kelime Meali - Hayrat Neşriyat (1. KISIM) .pdf

  • 1. KURÄN-I KERM VE MUHTASAR KELME MEAL Hayrât Neriyat Eser Kod No: 311 ISBN 978-975-9023-83-6 gl789759l023836
  • 2. 1 Fätiha 11 Hüd (as) 12 Yüsuf (as) ibráhim (as) Hier Nah Keht Meryem TåHâ Mü'minün Núr Furkr Mom! Kasas 29 Ankebüt Rum kmân (as) 40 Mü'min (Gfir) 41 Fussilet 42 ürå 45 Câsiye 46 Ahkf 48Munammed(asm) 27 55 8 88886388S&5 Miicádele Hasr Mümtehne Cum! 63 Münåfikün Teäbün 105 Mülk Kalem (Nün) 69 Hâkka Mearic Müzzemmil Muddessit Insan (as Mürselât 102 Tekâsür 03Ast 106 Kureys 107 Mún 00 hevSer 30 3 A04 306
  • 3. KUR'ÂN-1 KERM'DE BULUNAN SECÂVENDLERN KEYFYET Kur'ân- Kerim'de Bulunan Secâvendlerin Keyfiyeti Kurän- Azimü-n' okuyan kii "secâvend lerin ne manâya geldiklerini yi bilmelidir. (-) Kesin olarak durmanin lüzümuna alâmettir. ) Cevaz velüzüma delâlet etmeden durmaya alâmettir. () Durmann ciz olduuna, durmak ve geçmek arasnda serbestlie alâmettir. Fakat durmak daha evlâdr. () Ruhsat alåmetidir. Yani tilâvet edenin nefesi daraldzaman durur, sonra geriden almakszn devâm eder. (6) Cevaz alâmetidir. Fakat geçmek durmaktan daha evlâdr. 113 (y) Durmann ciz olmadna alâmetir. "Durma! Çünki manåtamam deildir" ma'nsndadr. Eer zarretten dolay durursa, üzerinde durulmu kelimeyi geriden alr. Fakat bu alâmet âyetin sonunda ise durur, sonra o âyeti geriden almaz. (3) Kurrä'nn çouna göre geçmek alâmetidir, fakat durmak câiz olur. (-) (5) Durmak için emirdir." Latifbir vakfe ile dur!l'ma'nsnadr. Bu, durmakta ma'nå açsndan bir fayda olduuna iâret olarak, durmanin geçmekten daha evlâolduunaalâmettir. (E) RüKü:a alâmettir. Yani eer okuyan namazda olur da rükü etmek isterse, artk onun için münásib olan, bu alâmette rükü etmesidir. Çünki bu, kssann ve mevizann tamamlandna iâreltir. (Ayrica iki alâmet aras nn bir "asr olduunu gösterit. Namaz hâricindeki Kur'ân krâatinde de evlã olan, bu alânmetlerde kratin bitril mesidir.) (sa) Bu üç noktalar, bitbirine geçmi durua iárettr. Yani tiâvet eden eer bininci noktalarda durursa, o zaman ikincide durmaz; eer birincide durmazsa, o vakit ikincide durur. Tâki maksd olan ma'nå donuolsun. Cünki her ikisinde de durursa, ma'nå tamam olmaz. Okuma esnâsnda durulup durulmayacak yerleri göstererek usülünce okumaya yardm eden bu alâmetlere, hicri altnc asrda bunlar ilk defa Kur'ân- Kerim'e koyan Muhammed bin Tayfür es-SECÃVENDnin bu hizmetine teberrüken, ismine atfla secâvend denmitir.
  • 4. Rahim Rahmån Allah in ismiyle Rahmân'- âlemlerin Rabbi Allah'a- hamd dir din gününün målikidir deil yoluna yardm ancak ve ibâdet ancak dileriz senden kendilerine nimet dosdoru yola bizi hidâ ne dalalete düenlerin Rahim'dir ve verdin ederiz Sana yet eyle o kimse lerin ki kendi- gazab edimi lerine olanlarn Cüz:1, Sire:I(Faiha 1-7) 1- FÄTHA SÜRES [Mekke devrinde nåzil olmutur, 7 âyettir] Kovulmu eytandan Allah'a sinirim! 1- Rahmân, RahimolanAllah'inismiyle. 2- Hamd., ålemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.2 3- (0,) Rahmândr, Rahimdir. 4- Din (hesab) gününün mâlikidir. 5- (Rabbimiz!) Ancak sana ibådet ederiz ve ancak senden yardm dileriz.5) 6- Bizi dosdoru yola hidâyet eyle! 7- Kendilerine ni'met verdiin kimselerin yoluna; gazab edilmi olanlarn ve dalâlete düenlerin (yoluna) deill (min!) (*) Meâl içerisinde geçen hâiye rakam lari, kitabn sonunda hâiye bölümünde sahifelere göre izâh edilmitir.
  • 5. 2- BAKARASÚRES [Medine devrinde nâzil olmutur, 286 âyettir] Rahmân, Rahim olan Allah'in ismiyle 1- Elif, Lâm, Mim. 2- Ite bu, o Kitab'dr ki, onda übhe yok tur. Takvâsâhibleri için bir hidâyettir. 3- Onlar ki, gayba inanrlar, namaz hak kyla edâ ederlera ve kendilerini rizklan drdimz eylerden (Allah yolunda) sarf ederler. 4- Yine onlar ki, sana indirilene (Kur'ân'a) ve senden önce indirilenlere (dier kitabla ra) inanrlar. Onlar, âhirete de kati olarak imân ederler. 5- teonlar, Rablerinden bir hidâyet üze redirler, kurtulua erenler de ite ancak onlardr.4 Rahim Rahmân Allahin bir hidâ- on- übhe o kitatb yettir da yoktur hakkyla ve gayba inanr kilarlar Onlar ve ki senden önce infâk ederler bir hi- üze- ite dr ki kurtulua onlar erenler dir lar ismiyle Ite bu onlar ki elif lâm mim indi- o e- ve sana indi- o e inanir rildi ye ki takvâsâ hibleri için onlari rizik- o sey- ve namaZi landrdik den ki rildi ye ki lar kati îmân on- âhirete ve ederler lar ite ve Rablerinden onlar dâyet redir onlar
  • 6. onlar korkut madin mi Sa kulaklar ve büyük bir kendi- deil âhiret leri iken ve onlari artirmtr O va- ve t ki aldatmazlar ve imân ra yok- onlar korkut- kendilerine tun mu üzeri- ve kalbleri ne Islâh edici kimseleriz sefihler O ki mse onla- denil- o va- ve di kit ki dalåleti biz imân ett Kar lerie ki latlar kit ki bir has- kalblerinde talik vardr O va- ve sizinle übhe- dedi beraberiz siz biz ler yalan soylu- idiler o eyden elemli yorlar dolay ki azåb ettiler onlara muh- ve onlarla let venr al dilar doru yolu bul mu kimseler onlar için ve bir perde vardir gününe ve Allah'a imân üzeri- Allah ne j farkna var- fakat mazlar bilmiyorlar eytanlaryla deillerdi o kimse- ve Allah't aldatmaya leri ki çalrlar alay eder eit tir o kimse- ite onlar lerdir ki Ve fakat ettik mühü vurmutur farkna varmaz- ve lar Allah bir azáb inkâr ticâretleri ettiler ancak dediler yeryüzünde fesad çikar- onlara denildi mayin o ey biz inan dediler insanlar imân 0$ey qibi ki yor muyuz müfsidler gozlerinin üzerinde ve vardr sefihler der okim- insanlar seler ki dan vardr o kim- sub seler ki hesiz imân etmnezler onlar için ve hasta- Allah vardr Iikca kendilerini etti mü minler onlar- übhe- dikkat dir siz onlar edin an cak gibi ki ba b baa o va- ve imân dediler imân kaldilar kit ki ettik fakat kår ge tirmemitir onlar- ütbhe- dkkat dir SiZ onlar edin alay edicileriz biz bocalayp du- azgnliklari içinde rurlar an cak hidáyete karlik Cüz:1, Süre:2(Bakara 6-16) 6- übhesiz ki inkâr edenler yok mu, on lar korkutsan da korkutmasan da kendile ri için birdir; îmân etmezler. 7- Allah, onlarn kalblerine ve kulaklarina (küfürlerindeki inadlar yüzünden) mühür vurmutur.9 Gözlerinin üzerinde ise bir perde bulunur. Ve onlar için (pek) büyük bir azab vardr. 8- Insanlardan öyleleri de vardr ki, ken dileri inanan kimseler olmadklar hâlde: "Allah'a ve âhiret gününe imân ettik" derler. 9- Allah'i ve imân edenleri aldatmaya çal rlar. Hâltbuki sâdece kendilerini aldatrlar da farkna varmazlar. 10- Kalblerinde bir hastalik (nifak) var dr, Allah da hastaliklarin artirmitir. Ve (imanlar hakknda) yalan söylemekte ol duklarndan dolay. onlar için (pek) elemli bir azab vardr. 11- Onlara: Yeryüzünde fesad çkarma yn!" denildiizaman ise: "Biz ancak slâh edici kimseleriz" derler. 12- Dikkat edin! übhesiz ki onlar, müf sidlerin (bozguncularn) ta kendileridir, fakat idrâk etmezler. 2 13- Onlara: "nsanlarn (müminlerin) îmân ettiigibi imân edin!" denildii zaman ise: "Biz, sefihlerin (beyinsizlerin) îmân ettii gibi mi inanyoruz?"a derler. Dikkat edin! Muhakkak kisefih olanlar ancak onlardr, fakat bilmiyorlar. 14- Ve imân edenlerle karlatklar za man: (Biz de) imân ettik!" derler. eytan laryla (reisleriyle) ba baa kaldiklar za man ise: "Gerçekten biz sizinle berâberiz: biz (onlarla) ancak alay edicileriz!" derler. 15- (Bil'akis) Allah onlarla alay eder ve onlara mühlet verir (de), azgnliklarn içinde bocalayp dururlar. 16- Ite onlar, hidâyete karlk dalâleti satn alanlardr. Fakat ticáretleri (onlara) kâr getirmemitir. (Onlar, o zarardan kur tulmak için) doru yolu bulmu kimseler de deillerdir. ettiler
  • 7. 3 Cüz:1, Súre:2 (Bakara 17-24) 17- Onlarn (omünâfiklarn) misâli, (karan ikta) ate yakan kimsenin håli gibidir. Derken (o ate) etråfn aydnlatnca, Allah onlarn nûrunu giderdi ve onlar karanliklar içinde görmez bir hâlde birakt. 18- (Onlar) sardrlar (hakk iitmezler). dilsizdirler (hakk söylemezler), kördür ler (hakikati görmezler). Bu yüzden onlar (hakka) dönemezler. 19- Veya (onlarn misåli) gökten boa nan, (ve) kendisinde karanliklar, gök gü rültüsü ve imek bulunan bir yamur(a tutulan kimselerin håli) gibidir. Yildrimlar dan dolay, ölüm korkusuyla parmaklarn kulaklarna tkarlar. Hâlbuki Allah, káirleri (ilim ve kudretiyle) çepeçevre kuaticdr. 20- O imek, nerede ise gözlerini(n nunu) kapp aliverecek! Ne zaman on lara aydnlik verse, onda (onun inda) yürürler; onlara karanlik çöktüü zaman ise (olduklar yerde) dikilip kalrlar. Hâlbuki Allah dileseydi, elbette onlarn iitmelerini ve görmelerinigiderirdi. übhesiz ki Allah. hereye hakkyla gücyetendir." 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekile ri yaratan Rabbinize ibâdet edin ki takvâ sâhibi olasnz!2 22- (0,) sizin (ikamet ve istirâhatiniz) için yeri bir döek, göü ise (üstünüze) bir tavan yapandr. Ve gökten bir su indirip, onunla size rizk olmak üzere mahsûller çkarandr. Oyle ise siz (bu hakikati) bili yor olduunuz hâlde Allah'a ortaklar ko mayn! 23- Ve eer kulumuza indirdiimiz (Kurân) dan übhe içindeyseniz, haydi onun ben zerinden bir süre getirin; eer (iddiânzda) doru kimseler iseniz, Allahdan baka âhidlerinizi (yardmclariniz) da çarin! 24- Buna ramen yapamazsanz, ki asl yapamayacaksnz,o öyle ise o ateten saknn ki, yakt insanlarla talardr; (ve) kâfirler için hazrlanmitr! Allah gider- etrafin- o ey- di dadr leri ki dilsiz- sar kör. lar karanlk- onda gökten kapip ali- 0 im- nerede verecek ek ISe onlara yldrmlardan kulaklarna dolay vardr odur ki gökten Rabbinize ibâdet insanlar edin Allah' dan öyle ise saknin görmezler Allah'a öyle ise kl aydn bir latt zaman ki ates takvå sâhibi tâ ki siz olursunuZ indir- ve bi di mayn baka SiZin bina Allah üb- görmelerini ve iitmelerini elbete Allah dile hesiz gidermiti ve ne karanlik o va- ve onda yürüdu- onlara aydnlik her ne Çokt kit ki ler verdi åhidlerinizi aslåyapama- ve yacaksnz mitir boanan bir yamur gibidir kârleri karan liklar riZIk Cin olarak parmaklarin kilarlar yakt ey indir- oey- bir için- iseniz e- ve dik den ki ubhe de onlar için birakt veya yapama r Misanz o kim- misâli onlarn senin ki gibidir misåli çepeçevre Allah ve kuaticdr gö ve bir döek mahsüllerden hakkyla gü C yetendir dönmezler bu yúz den onlar zaman káfirler için hazrlan- talardr ve insanlar seydi im- ve gok gu- ve ek rultusu sizden öncedir okimse- ve sizi yaratti leri ki onun la ve biliyorsu nuz ölüm korku yakt nürlarn e- ve dikilip er kaldlar hereye sizin Sonra gözlerini çikard SIZ Iken suyla o ki o ki kild çarin ve benzerin- bir sûre haydi kulu den bir Su buna ra- doru kimse- iseniz eer men eer ler bir takm benzerer ate ten dürler dirler driar er de yeri için getirin muza
  • 8. cennet- kendileri übhe- ler için vardr siz bir meyveden bunlar onlara verildi bir sivrisi nei muràd etti orada onlar ve A9 ve Sonra onlar- riziklan odur ki bir misâl olarak neyi ahdini bozarlar emretti o eyi zarara u- onlar rayanlar göü bundan önce haktir üphe- hemen bilirler siz o sålih amel let böylece size hayat verdi tertemiz birçok onun- hidäyete ve birçok kimseyi la erdirir misålgetir mesinden hemen derler o kimse ler ki keserler lar ölüler her ne zaman zevceler nzikland nldik kasdetti Sonra hakkyla hereyi bilendir yaptlar ve imân döndürule- ona ceksiniz imân ettiler ve Ifmaklar 0 ey dír ki orada inkâr ettiler onun- dalâle kimseyi la Ve "çekinmez Allah üb ettiler fâsklar onlar için ve vardr o kimse- ite ler ki te atar katiyen kabulúnün altlarindan bu dediler O kimse ler ki idiniz ve Allah' o kimse- müj- ve leri ki hesiz gökler olarak ama Ve ama birbirine ben zer ekilde dele ebedi kalci drlar ondan hattâo ite on- yeryüzün- fesad çka- ve birletirilme- onu Allah de rirlar Sin ardndan akar rizik olarak misål bununla Allah olarak an- onun- dalålete Cak la yedi hepsini yerdedir 0 sey- sizin leri ki atmaz Rable rinden için inkâr edi- nasl yorsunuz Sonra sizi diriltecek sonra sizi öldürecek ve Allahin yaratti sonra onlar tanzim etti Cüz:1, Siüre:2 (Bakara 25-29) 4 25- (Habibim, yâ Muhammed!) Imân edip sålih ameller ileyenlere, übhesiz kendi leri için altlarindan irmaklar akan Cennet ler olduunu müjdele! (Onlar) ne zaman ri zik olarak oradan, herhangi bir meyveden rizklandrilsalar: "Bu, daha önce riziklan drildimz eydir" derler. Çünki bu (Cennet nimetleri), kendilerine (dünyadaki rzklaryla) birbirine benzer ekilde verilir. Onlar için orada tertemiz zeVceler de vardr ve onlar, orada ebedi olarak kalcdrlar. 26- übhesiz ki Allah, (kullarina doru yolu göstermek için) bir sivrisinei. (hattå küçüklük ve kymetsizlikte) ondan da öte (daha aa) bir eyi misâl getirmekten çekinmez. Ama imân edenler, bunun Rablerinden (gelen) hak olduunu hemen bilirler. Inkär edenlere gelince: imdi Allah, misâl olarak bununla neyi muråd etti?" derler. (Allah) onunla birçok kimseyi dalâlete atar, birçok kimseyi de hidâyete erdirir. Fakat onunla ancak fâsklar dalälete dü ürür. 27- O kimseler (o fâsklardr) ki, Allah'in ahdini (0'na verdikleri sözü) katiyen kabülünden sonra bozarlar, Allah'in bir letirilmesini emrettiieyi (akrabâlar ve müminler arasndaki irtibât) keserler ve yeryüzünde fesad çkarrlar. Ite onlar, zarara urayanlarn ta kendile ridir. 28- (Ey káfirler!) Allahi nasl inkâr ediyor sunuz ki, (siz) ölüler idiniz de, size (0) ha yat verdi. Sonra sizi öldürecek, sonra sizi (tekrar) diriltecek, sonra da ancak O'na döndürü leceksiniz. 29- Yerde ne varsa hepsini sizin için ya ratan, sonra göü (yaratmay) kasdedip onlar yedi (kat) semâolarak tanzim eden O'dur.o Ve 0, hereyi hakkyla bilendir. dan drldilar yukardr eyi ki
  • 9. 5 Cüz:l, Süre:2 (Bakara 30-37) 30- (Ey Habbim!) Bir zaman Rabbin, meleklere: "übhesiz ki ben, yeryüzünde (insan) bir halife klacak olanm" buyur mutu; (melekler) "Orada fesad çka racak ve orada kanlar dökecek bir kimse mi klacaksn? Hâlbuki biz, hamdin ile (seni) tesbih ediyoruz ve seni takdis edi yoruz" dediler. (Rabbin de onlara:) "Sizin bilemeyeceiniz eyleri, übhesiz ki ben bilirim! buyurdu. 31- Ve Adem'e isimlerin hepsinii öretti, sonra onlar meleklere arz ederek: "Eer (iddiânzda) doru kimseler iseniz, haydi unlarn isimlerini bana bildirin!" buyurdu. 32- (Melekler) dediler ki: "Seni (her tür lünoksanlktan) tenzih ederiz: senin bize Örettiklerinden baka bizim için bir ilim yoktur. übhe yok ki Alim (hereyi bilen), Hakim (her ii hikmetli olan) ancak sensin!" 33- (Allah,) 'Ey Adem! Onlarn isimlerini kendilerine (meleklere) bildir! buyurdu. Bunun üzerine (Adem) onlarn isimlerini kendilerine bildirince (Allah): "Size deme dim mi? Göklerin ve yerin gaybin (size gizli olan sirlarin) übhesiz ben bilirim! Ve (siz) neyi açklarsanz ve (içinizde) neyi gizlerseniz, (ben) bilirim!" buyurdu. 34- O vakit meleklere: Adem'e secde edin!" demitik; (cinlerden olan) blis hâriç, hemen secde ettiler. (0) dayatt ve büyüklük taslad, böylece káfirlerden oldu. 35- Hem demitik: "Ey Adem! Sen zevcen (Havvâ) ile Cennete yele: dilediiniz yer de ondan bol bol yiyin; fakat u aaca yak lamayn, sonra zâlimlerden olursunuz!" 36- Derken eytan onlar(n ayaklarin) oradan kaydrd da içinde bulunduklar eyden (o nimetten) onlar çkard. Bu nun üzerine (biz onlara) öyle dedik: (Ey man olarak inin! Artk sizin için yeryüzünde bir zamâna kadar bir yerleme ve bir fayda lanma vardr." 37- Nihâyet Adem, Rabbinden birtakm kelimeler ald (ve onlarla yalvard, tev be etti), bunun üzerine (Rabbi) tevbesini kabül etti. Çünki Tevväb (tevbeleri çok kabül eden), Rahim (merhameti bol olan) ancak O'dur. dediler tesbih biz ediyoruz iken Ade- ö- ve me retti bana ha ber verin buyurdu ey buyur sen münez- dediler zehsin du buyur du bir halife yeryüzünde kilacak übhe- meleklere olanm siz ben Adem'e Sonra baznz isimlerini ey demi- ve tik nihâyet ald her ii hik- metli olan secde edin dilediniz oyer de ki kanlar bilmiyor- sunuz eytan derken o iki sini kaydrd inin meleklere açklar- o e- bili- ve yerin ve goklerin gay Siniz yiki rim doru kimseler dökecek ve orada fesad çl- o kim- orada kilacak karacak seyi ki hereyi bilen kâfirlerden onlara ha ber verdi o ey- bili- übhe- bu- seni takdis ve hamdin leri ki rim siz ben yurdu ediyoruz meleklere demi- 0 ve tik vakit iseniz sen- übhe sinsiz sen örettin ve ne zaman ki onlar arzetti sonra hepsini o bir zama- bir fay- ve bir yer na kadar dalanma leme merhamet tevbeleri odur übhe Çok olan kabuleden siZ O bint eer oldu ve büyüklük ve ka taslad Çind Sunuz Rab- buyur- ve bir bin mutu vakit isimlerini ve tevbesini kabul etti unlarn misn zâlimlerden sonra olur- aaca u bize oey- an- bzim bir ilim ler ki cak için ile isimleri isimlerini bili- übhe- size demedim rim siz ben bol ondan yi- ve cennete zevcen ve sen yerle Adem bo yin birtakm kelimeler yoktur onlara ha- Adem ber ver gizliyorsunuz idiniz o e mi yíki Iblis hâ: hemen sec riç. de ettler ve dedik ve içinde iiler o ey- ve onlarn çikard oradan den ki yakla- ve mayin Laic yeryuzun- sizin için ve dü- bazsna de vardir mandr Rabbin- Adem den
  • 10. hidâye- tâbi' ol- time yalan- ve ladilar ve bir hi ben musa kim dâyetden sräiloullar ey az beraberi- 0 e- ; nizdedir yi ki inkâr ettiler hakk giziemeyin ve onlar ki SIze verdi- yerine bana verdi- yerine ve Size im söz getireyim giniz söz getirin yardm isteyin ålemlere rük edin ve zekát verin ve o kim- ve seler ki ondan kabul edilmez Sunuz yardm olunu yorlar ve bir fiyata âyetler- satmayn ve onu inkâr ebedi kali- ora- onlar ate CIdrlar mi SIze ge- artik hep ora lirse eer birlikte dan tasdik edi- indirdim o e- imân ve ci olarak ye ki edin bâtl ile ve üzülüyor da lar kendinizi unutuyor- ve iyilii insanlara emrediyor musunuz kimselerdir siz ben hiç akl erdirmez misiniz sizi üstün übhe- ve kildm onlar ve deildir gönülden bal an- gerçekten übhe- ve cak büyüktür hakk kartrma- ve yin namaz hakkyla ve edâedin ihsân ettim sz onlar SIze edenin SIZ O kimseden kimse ehlidir ler kitab ve bir fidye ondan onlara ihsân ettim Iki ite âyetleri onlar mIzi oki nimeti- hatrla inin artik benden ancak ve korkun benden nuz isräiloular ey dönecek ona ubhe- ve Rable- kavuacak ubhe- sezer o ki m dedik artik bir kor. ku yoktur artik ben- ancak ve den saknin benden okuyorsu nuz biliyorsu- siz iken olmayn ve rük eden- bera lerle yin alinmaz ve namaz ve sabIr ile ile mi rine kimselerdir siz onlar ler ber SIZ iken ni meti- hatirla yin ödemez bir gün- saki- ve den ki nin bir efâat Cü:1,Sire:2 (Bakara 38-48) 6 38- (Onlara öyle) dedik: "Hep birlikte oradan inin!" Artk benden size bir hidâyet gelir de kim hidâyetime tâbi olursa, o takdirde onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar. 39- 0 inkâr edip âyetlerimizi yalanla yanlara gelince, ite onlar ate ehlidirler! Onlar orada ebedi olarak kalcIdrlar. 40- Ey Isrâiloullar! Size ihsân ettiim ni'met(lerlimi hatrlayn; (imân edeceinize dâir) bana verdiiniz sözü yerine getirin ki, (ben de Cennete girmeniz husúsunda) size verdiim sözü yerine getireyim ve ar tik yalnzca benden korkun! 41- Beräberinizde olan (Tevrå'i) tasdik edici olarak indirdiime (Kur'än 'a) da imân edin ve onu inkâr eden(ler)in iki siz olma yn! Ve âyetlerimi, (karilnda ne alsaniz) az (düecek) bir fiyata satmayn ve artik yalnzca benden saknn! 42- Hem siz (doru olan) bile bile hakk bâtil ile kartrmayn ve hakk giz lemeyin! 43- Hem namaz hakkyla edâ edin, zekât verin ve rükü eden lerle berâber rük edin! 44- Siz Kitâb okuyor olduunuz hälde, insanlara iyilii emredip de kendinizi unutuyor musunuz? Hiç akl erdirmez misiniz? 45- O halde sabr ve namaz ile (Allahdan) yardm isteyin! Halbuki übhesiz o, (Allah'a) gönülden balolanlardan bakasna el bette argelir. 46- Onlar ki, gerçekten kendilerinin Rab lerine kavuacak kimseler olduklarn ve gerçekten kendilerinin ancak O'na döne cek kimseler olduklarn sezerler (kat'i ola rak imân ederler). 47- Ey Isrâilouilar! Size ihsân ettiim ni' met/lerjimi ve gerçekten benim sizi (bir za manlar) älemlere üstün kldm hatrlayn! 48- Ve öyle bir günden saknn ki, (o gün) kimse, kimse nåmina bir ey ödemez, on dan (Allah'in izni olmadkça) bir efâat de kabül edilmez, ondan bir fidye de alnmaz ve onlar yardm (da) olunmazlar! olanlara
  • 11. 7 Cüz:l, Sire:2 (Bahara 49-57) 49- Hem bir zaman sizi Fir'avun ehlinden kurtarmtik; (onlar) sizi azâbn en kötü süne (evlâd acsna) ma'ruz birakyorlar, (yeni doan) oullarnz boazlyor, ka 50- Hani sizin için denizi yarp da sizi kurtarmi ve siz (hayretle) bakp dururken Fir'avun ehlini suda bomutuk. 51- Yine bir vakit Müså ile krk gece için sözlemitik; sonra onun (Tür'a gitmesi nin) ardndan siz zâlim kimseler olarak buzay (ilâh) edindiniz. 52- Sonra bunun arkasndan sizi affettik. tâki ükredesiniz. 53- Hani Müsâya Kitâb'ive (hak ile bâtl ayran) Furkn'ivermitik, tâ ki hidâyete eresiniz. dinlarnz (kz çocuklarnzi) ise hayatta Ji GIEEL , ij A brakyorlard." Ite bunda (size revågö rülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük bir imtihan vard. 54- O vakit Müså, kavmine: "Ey kavmim! übhe yok ki siz, buzay (ilâh) edinmekle kendinize zulmettiniz: öyle ise yaratan niza tevbe edip. nefislerinizi öldürün! Bu (hâiniz), yaratannzn katinda sizin için daha hayrldr" dedi. Bunun üzerine (Allah) tevbenizi kabül eti. übhesiz i Tevváb (tevbeleri çok kabül eden), Rahim (çok merhametli olan) ancak O'dur. 55- Bir zaman da: Ey Müsâ! (Biz) Allah'i açkça görmedikçe aslåsana îmân etme yeceiz!" demitiniz de, siz (olup bitene hayretle) bakadururken sizi yildrim yaka layvermiti. 56- Sonra ükredesiniz diye, ölümünüzün ardndan sizi dirilttik. 57- Hem (Tih çölünde ) üzerinizi bulutlarla gölgeledik ve size kudret helvas ile bildr cIn indirdik. (Ve) Sizi rzklandrdmz temiz eyler den yiyin!" (dedik). boazl yorlard Artik (onlar) bize zulmetmediler; fakat (as linda) kendilerine zulmediyorlard. Rabbinizden bir im- bunda size ve kadnlarniz hayatta b- ve oullarnizi azåbn kötüsü- sizi ma'ruz bi- Firavun ehlinden sizi kur- bir ve ne rakyorlard tarmitik vakit ehli- suda bo- ve mutuk ni Son- gece krk için ra Allah'i affettik Son Müsâlya vermi- bir ve tik vakit ve sizi kurtar mitik ra ite bu dedi bir ve vakit edinmenizle Müså le vard siZi dirilttik sonra tâki sana Üzerinizi gölgeledik ve zâlim kimnse- siz ve lersiniz merhameti tevbeleri odur übhe- çok olan kabul eden sözle- bir ve mitik vakit nefislerinizi SiZ O denizi siZin ükredersiniz bakyor sunuz hidâyete kendinize erersinIz aslâ imân et meyeceiz zuimediyor- kendilerine idiler lar SIZ için sonra öldürün Ve ükredersiniz tâ ki siz niz temizlerinden yiyin bildrcin ve kudret helvas fakat rakyorlard yarmi- bir ve tik vakit bakyorsu- siz zulmetti- übhesiz kav- ey kavmine Müsâ onun ar dndan tâ kisiz bunun nuz bunun üzerine tev- yaratanni- katin benizi kabul etti yldrm tâ ki siz size SIZ buzai- edindi furkän ve yi Zin yaratannza mim ey demi- bir ve tiniz vakit bize zulmnet- ve mediler da hemen sizi yakalamti Zun ölümünü- ardndan açkça indirdik ve bulutlar la sizi rziklan- oe drdik yin k
  • 12. dilediniz o yer SIze le bir söz- zulmet- kavmi icin on rizkndan Müsâ de ki bala- yà Rab deyin ve secde eden- kapIdan yalim bizi affet ler olarak buda yndan daha aadr tiler kötü bir zulmet- okimse- üzerine biz de in- kendi- söy azâb tiler lerin ki Müsâ bize çkarsin öldürü yorlar iki ondan ve yiyin o kim- fakat dei seler ki tirdiler için su iste bir ye miti vakit ey demi- bir ve tiniz vakit ondan bunun üzeri ne fikrd lar ve yiyin Rab- bizim bine için o eyi ve hiyarindan ve istediniz o sey- sizin için ler ki vardr bir gazaba ura- ve Alla- haddi ayor- idiler ehre âyet lerini o halde duâ et deitirmek mi istiyorsunuz Ve Çünki übhesiz iylik eden- artiraca- ve lere dirdik taa içecei yeri ksm her insanlar sebzesinden re ar $u tel bir eh yoksulluk Ve (mührü) inkâr ediyor lar fesad çkarici- yeryüzünde bozgunculuk ve lar olarak yapmayn girin lerine lendi isyân ediyor- idiler oseyden gök dolayki asânla isyân o eyden ettiler dolaydr ki girin soanin- inin idiler bir yemee yer bu demi- bir ve tik vakit Ve ve bol bol hayrl dr hatâlarnzi o ey- den ki Vur bildi gerçek- pinar ten ba ka ten biz de dedik Alla hin aslå sabre demeyeceiz bitirir o eyler den ki zillet Üzerlerine vuruldu ve (mührü) mercime ginden 0 $eyle çünki üb- budur Allah' hesiz onlar dan hakszyere peyg Cüz:1, Süre:2 (Bakara 58-61) 8 58- Yine bir zaman (size) öyle demitik: "uehre (Kudüs'e) girin de ondan diledii niz yerde bol bol yiyin; (ama) kapdan sec de eden kimseler olarak girin ve (Yâ Rab! Bizi affet!) deyin ki, size hatâlarinz balayalm!" Çünki (biz,) iyilik edenlere 59- Fakat o zulmedenler, (alay ederek o sözü) kendilerine söylenenden baka bir sözle (buday ma'nâsindaki 'hnta' ile) de itirdiler (biz) de isyân etmekte oldukla rindan dolay zulmedenlerin üzerine gök ten kötü bir azab indirdik. 60- Ve bir zaman Müsâ (Tih çölünde) kav mi için su istemiti de (ona): "Asânla taa vur!" dedik. Bunun üzerine (taa vurunca) ondan on iki pnar fikrd. Dorusu her kabile (su) içecei yeri bildi. (Onlara öyle dedik) "Allahin (size lütfettii) rizkndan yiyin, için; fakat fesad çkarclar olarak yeryüzünde bozgunculuk yapmayn!" 61- Yine bir vakit öyle demitiniz: "Ey Müsâ! (Biz) tek bir yemee (kudret helvas ile bildrcna) aslâsabredemeyeceiz; bi zim için Rabbine duâet de, bize yerin bi tirdiieylerden, sebzesinden, hiyarndan, budayndan, mercimeinden ve soa nindan çkarsn!" (Müsâ da onlara:) O hayrl olan, bu daha aa olanla deitirmek mi istiyorsunuz? (Oyle ise) bir ehre inin, (çünki kendiniz için) istediiniz eyler (orada) elbette var dr" dedi. Böylece üzerlerine zillet ve meskenet (yoksulluk damgas) vuruldu 2 ve Allah'dan (gelen) bir gazaba uradilar. Bu, übhesiz onlarn, Allah'in âyetlerini inkâr ediyor ve haksz yere (hakszliklarn bile bile) peygamberleriöldürüyor olmalar sebebiyledir. (Bütün) bu(nlar), isyân etmeleri ve haddi amakta olduklarindan dolaydr. Ve hin dedi dan (mükâfâtlarinn daha da) artracaz.
  • 13. 9 Cüz:1, Süre:2 (Bakara 62-69) 62- übhesiz ki (zâhiren) îmân edenler, yahudi olanlar, hristiyanlar ve såbiiler' yok mu, (onlardan) kim Allah'a ve âhiret günü ne (hakikaten) îmân edip sâlih bir amel ilerse, artik onlarn, Rableri katnda mü onlar mahzun da olmazlar. ra: "Aalik maymunlar olun!" demitik. 66- Böylece bunu (bu hâdiseyi) önün dekilere ve arkasndakilere (o zamanda bulunanlara ve ardndan geleceklere) ibret verici bir cezâ, takvâsâhiblerine ise bir nasihat kildk. 67- Yine bir zaman Müsâ, kavmine: "üb he yok ki Allah, size bir bakara (bir sir) kesmenizi emrediyor!" demiti. (0nlar:) "Bizi alaya mi alyorsun?" dediler. (Müsâ) (Ben) öyle câhillerden olmaktan Allah'a sinrm!" dedi. îmân kim sâbiler ve hristiyanlar ve yahudi o kim- ve imân okim- üb etmise oldular seler ki ettler selerki rki hesiz 68- (Onlar:) Bizim için Rabbine duâ et, onun ne olduunu bize iyice açklasn!" dediler. (Músâ) öyle dedi: "Muhakkak ki 0 (Rabbim) buyuruyor ki: 'Dorusu o, ne yal ne de genç, bu (ikisi)nin aras (orta yata) bir srdr. Artik ne emrolunuyorsa niz, yapn!" katnda mükâfât- artik onla- sâlih bir yapm- ve âhiret gününe ve Allah'a rin vardr amel kafätlan vardr, onlara hiçbir korku yoktur.ZL ,i3 t 5 Lit 69- (Onlar bu def'a:) "Bizim için Rabbine duâet, onun renginin ne olduunu (da) bize açklasn! dediler. (Müsá) öyle dedi: "übhesiz0 (Rabbim) buyuruyor ki: 'Do rusu o, rengi sapsar, bakanlarn houna giden bir sirdr." almtik bir ve üzülüyorlar onlar ve onlara deildir vakit kuvvetle size ver- lari 63- Ve bir zaman sizin salam sözünüzü alm. Tür (dan) da üzerinize (hemen yklacak bir vaziyette) kaldrmtk. "Size verdiimiz (Kitâb) kuvvetle tutun ve içinde bulunanlari (amelederek) hatrlayn ki, (gü nahlardan) saknasnz! (buyurmutuk). 64- Sonra bunun ardndan yüz çevirdiniz. Fakat üzerinize Allahin ihsânve rahme ti (tevbelerinizi kabúl etmesi) olmasayd, mutlakàzarara urayanlardan olurdunuz. 65- lçinizden Cumartesi gününde haddi aanlan da elbete bilirsiniz Bu yüzden onla- cy W ylei bi@t 33 j bunun ardndan önündedir onlara bu yüzden demitik SIZ dik ne bizim duâ için et bizim duâ IÇin bir sir dir übhe- kavmi- Múså de- bir ve miti vakit zarara urayan- mutiaka ol- rahmeti ve üzerinize Allahin ihsân ve eer lardan mutunuz bir alay biziediniyor dediler musun o kimse- ibret verici lere ki bir cezå dedi er dedi et ler 0 ey- tutun Túr'u üzerinize leri ki ki yüz çe- Son virdiniz übhe SIZ O ra cumartesi sizden haddi qününde atilar bakanlar sa ne yaldr bir sir- übhe- buyuru- übhe- dedi SIZ O yor yor saknrs- tâ ki siz için- O e- dedir yíki nIz böylece onu kildk cähillerden takvå sâhib lerine sevindirir bir sir kesmenizi SIZ O emrolunu- 0 e- artik ya yorsunuz yi ki buyuru- übhe- dedi siz O Dir bir korku ve Rableri yoktur kaldr- ve mitik o kimse- leri ki olmamdan rengi rengi bir na sihat salam sõ zünüzü aalk maymun- olun bildiniz and olsun ve gerçekten lar hatrla- ve yin ve arkasin- o kim- ve dadr selere ki size emredi yor bu- arast orta nun Allah'a siini- dedi rim ne- bize açkla- Rab dir Sin bine Allah ne ve dir genç nedir bize açkla SIn sapsar Rab bine olmasayd
  • 14. bize birbirine sirlar üb gore benzedi ne boyundu- bir si- ubhe- nuavunulan rki SizO ile din bazs ile ona vu gerçek gel- im- dedi- on- bir alaca kusursuz- ekin ne sular ve yeri Süru hak- ve birbirinizie bir öldumü- bir ve knda tartimitinz kimseyi tunüz vakit daha ve talar gibi iddeti ya yoksa ümid mi edivorsunuz iitirler run le onuanladi- 0 e lar yinki açt korkusun- düüp yu- elbet dan varlanir o sey ki ettik hesiz o ey leri ki buyu ub- de- ruyor hesiz o di misiniz bunun üze rine demitk onlardan hiç akl erdirmez artik onlar 0 ne- bize açkla- Rab- bizim duâ dir Sin bine in et akl erdirirsiniz tâki siz âyetle- size gös- ve ölüleri Allah diriltir ite böyle rini yoktur bir firka ardndan onlardan üb- ve nehirler ondan fikrir elbet o talardan üb- ve katlikca vardr hesiz ey ki vardr hesiz onlara konuu yor musunuz terir elbette doru- Alah dile- e- ubhe- ve yu bulanlanz mise er giziyorsunuz idiniz yapryorsunuz o eyler dur yapyorlar nerede ise ve deillerdi den ki idi A dediler bunun ardndan kalbleriniz katlat son onlardan ub- ve Su ondan böylece yanlr elbet o vardr hesiz Çikar ey ki onu tahrif ederlerdi 0 za- ve îmân dediler imân o kimse- kar- 0 za- ve man ki ettiler lerle ki latilar manki L gáfi halbuki gerçekten o e- ortaya Allah ve bazsyla Alahdel- ve dedi 21, er Sonra Allah'in dir SIze yor böylece onu kestiler A Rabbi- huz- onun- size delil getime nizin runda la len için bazlar ra Size inanmalarin Alla hin biliyorlar kendile kelâmn ri iken ba ba a kald Allah Cüz:1, Sire:2(Bakara 70-76) 10 70- (Onlar tekrar öyle) dediler: "Bizim için Rabbine duâ et, onun ne olduunu bize iyice açklasn! Çünki bize göre sir lar birbirine benzer geldi. Bununla berâber eer Allah dilerse, übhesiz biz elbette doruyu bulan kimseler (olur)uz." 71- (Müsâöyle) dedi: "übhesiz O(Rab bim) buyuruyor ki: Dorusu o, ne yeri sürmek üzere boyundurua vurulan, ne de (su taiyarak) ekin sular bir sirdr. Kusursuzdur, onda bir alaca yoktur. (On lar) "lte imdi gerçei getirdin!" dediler. Bunun üzerine onu (bulup) kestiler, fakat nerede ise (bunu) yapmayacaklard. 72- Hem hani bir zaman siz, bir kimseyi birbirinizle münkaa etmitiniz. Hâlbuki Allah, gizlemekte olduunuzu hakkyla or taya çkaricidr. 73- Bunun üzerine: "(Boazladnz sii rin) bir parçasyla ona (o ölüye) vurun!" de mitik. Allah, ölüleri ite bôyle diriltir ve akl erdiresiniz diye size âyetlerini gösterir! 74- Sonra bunun ardndan kalbleriniz kat lat, artik onlar ta gibiveya daha katdrlar. Hâbuki dorusu o talar dan öylesi vardr ki, ondan nehirler fikrr; elbette onlardan öylesi de vardr ki, yarlr da ondan su çkar. Hem onlardan übhesiz öylesi de vardr ki, Allah korkusundan düüp yuvarlanr! Allah ise, yapmakta ol duklarinzdan gfil deldir.) 75- (Ey mü minler! Onlarin) size inanacak larn m ümid ediyorsunuz? Hâlbuki ger çekten onlardan bir frka vard ki, Allahin kelâmn iitirler, sonra onu anlamalarnn ardndan, kendileri bile bile onu tahrif eder (deitirir)lerdi. 76- Imân edenlerle karlatklari zaman: (Biz de) imân ettik!" derler. Birbirleriyle ba baa kalnca da (reisleri onlara): "Allahin size (Tevrât ta) açkladi (Muhammedin sfatlar)n, Rabbinizin huzürunda size kar I onunla delil getirsinler diye mi onlara (o mminlere) anlatyorsunuz? Hiç akl erdir mez misiniz?" dediler. yiki çikancidr
  • 15. 11 Cüz:l, Sire:2 (Bakara 77-83) 77- Hem (onlar) bilmiyorlar m ki, übhe siz Allah, neyi gizlerler ve neyi açklarlarsa bilir." 78- Onlardan ümmi olanlar da vardr ki, Kitâbi (Tevråti) bilmezler; ancak (reisle rinden duyduklar) bo temenniler(i bilirder) ve onlar ancak zanda bulunurlar. 79- Artik vay o kimselerin häline ki, kitâb elleriyle yazarlar da, sonra onu az bir fi yata satabilmek için: "Bu, Allah tarafndan dr!" derler. Ite ellerinin yazdklar yüzünden onlarn vay hâline! Kazanmakta olduklarndan dolay da vay onlara! 80- Hem: Sayl birkaç günden baka bize ateaslâ dokunmayacaktr!" dediler. (Ey Resúlüm! Onlara) de ki: (Buna dâi) Allah katndan bir söz m aldnz, ki Al lah sözünden aslådônmez, yoksa Allah'a kar bilemeyeceiniz eyleri mi söylü yorsunuz?" 81- Hayr! Kim bir kötülük yapar ve günâh Onlar orada ebedi olarak kalcdrlar." 82- Imân edip sâlih ameller ileyenlere gelince, ite onlar Cennet ehlidirler. Onlar (da) orada ebediolarak kalcdrlar.) 83- Yine bir vakit sråiloullarindan: "Allahdan bakasna kulluk etmeyeceksi niz, ana-babaya, akrabâya, yetimlere ve yoksullara iyilik (edeceksiniz), insanlara da güzellikle söyleyin, namaz hakkyla edåedin ve zekå verin!" diye salam söz almtk. onlardan ve vardr Sonra sizden pek az müstesn, (hepiniz o sözünüzden) döndünüz, zâten siz yüz çevirici kimselersiniz. zanda bu- lunurlar onlara derler Sonra de ki an cak ite vay açklar- o e- ve gizlerler o e- bilir lar yiki kazanyorlar o seyden onlara vay dolay ki sayl söZünden Allah sålih ameller onlar ve bote- an deldir mennilen cak ya Soyleyin ve zekât elleriyle kazanmisa kim bilakis almitik bir ve vakit ate ehlidirler artik iteonlar birkaç ancak ate gün kitab ki aslå donmez yaptilar ve kendisini kuatr (da káfir olarak ölür)se. TUÜWk ite onlar Cehennem ehlidirler! a7 bir fiyata onu satabilmeleri Allah tarafndandr verin ve bilmiyorsunuz imân ettiler yüz çevirici kim- SIZ selersiniz ve günah namaz kitab yazarlar siniz IÇin bir söz Ve Sizden ebedi kalici- orada onlar dirlar elleri o kim- ve seler ki kendi Sini bize aslå dokun mayacaktr Allah üb- ve bilmiyorlar hesiz bilmezler o kimse lere ki azi yazd Iik Alla- katn hin dan dedi ler yoksullara ve yetimlere ve akrabå- såhi- ve mi o sey- Allah'a kar! söyluyor yok len ki ümmi olanlar artik vay ana baba- ve Allah'a ancak kulluk etmeyecek- Isråiloullarndan salam bine bu 0 eyyu Zunden ki ve aldnz mi musunuzZ sa kuat- ve bir kötülük misa ebedi kalici- orada onlar dirlar cennet ehlidirer ite on lar SOZ hakkyla ve güzelikle insanlara edâedin iylik hâric döndünüz Sonra yi ki
  • 16. Çik åhidlik edi yorsunuz günahta çikaryorsu- ve kendinizi nuz kitabn sizden o iken onlan fidye vererek kurtarýorsunuz en iddet lisine ve kanlarnz dökmeyeceksiniz salam sözü- alm onlara kar ondan Sonra SiZ ve kabul etiniz sonra bunu yapar 0 kimse- ite on lerdir ki lar Rühül-Kudüs ile bazsina azâb onlardan kaklriar miz inanrlar yardmlayor esirler olarak ard arda ve kitab gönderdik büyüklük tasladinz nefisleriniz perdeli- kalbieri- dediler ve dir Sunuz öldürüyorsu voksainanyor az musunuz bu yüzden haffletilmez o kim senin ki kiyâmet günü yapyorsunuz oe nuz bu yüzden pek artik cezast deildir size gelirierse eer ve maz ve yurtlarnzdan åhirete kar ilik yurtlarndan Çikarlmalar nüzü dunúz u kimse lersiniz ki min gåfl bazsn Müså- ver- ve and olsun ya dik gerçekten inkâr etmeleri sebebiyle Allah deildir SIZ tik dünya hayatnda sizden SIZe Allah bir ve vakit kendinizi dümanlikta ve ve holan- o ey bir pey- size geldi leki gamber i kuy- ve mu'cizeler Merye- olu Isâya verdik ve peygam tverdik Sonra bir tâifeyi inkâr e SUnOr. ve naram klnmi dunya hayatn satin aldilar rezil an olmak cak azåbn yardim olu- onlar ve nuyorlar deildir öldürüyor- bir ve yalanladniz bu yüzden tâifeyi berieri her ne za man m ki bir tâifey onlara lânet bila etmitir kis Cüz:1, Süre:2 (Bakara 84-88) 12 84- Bir zaman da: "Birbirinizin kanlarn dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlar nzdan çikarmayacaksinz!" diye salam sözünüzü almtik, sonra (bunu açkça) kabül ettiniz. Ve siz (buna) âhidlik etmektesiniz. 85- (Bütün bunlardan) sonra, siz öyle kimselersiniz ki, birbirinizi öldürüyor ve içinizden bir kismn yurtlarndan çkaryor, onlara kar kötülükte ve dümanlikta yar dmlayorsunuz. Eer size esir olarak gelirlerse fidyelerini veri(p onlar kurtar)yorsunuz; hâlbuki o, (onlarn, yurtlarindan) çkarlmalar size haram klnmit. Yoksa Kitäbin bir ksmna inanp bir ks min inkår m ediyorsunuz? Artik içinizden böyle yapann cezâs, dünya hayåtnda rezil olmaktan baka bir ey deildir! Kiyâmet gününde ise (onlar) azâbn en iddetisine uratlrlar! Ve Allah, yapmakta olduklarnzdan gafil deildir. 86- te onlar, âhiret karlinda dünya hayåtn satn alanlardr. Bu yüzden on lardan azab hafifletilmez ve onlar (o gün) yardm olunmazlar. 87- And olsun ki, Müsäya Kitäbi (Tevrât'i) verdik ve ondan sonra ard arda peygamberler gönderdik. Meryemolu säya da mcizeler verdik ve Rühül-Kudüs (Cebráil) ile ona kuvvet Buna ramen, ne zaman bir peygamber nefislerinizin holanmadi bir eyi size getirdi ise, büyüklük taslamadnz mi? Bu yüzden bir ksmin yalanladnz, (Zekeriyyå ve Yahyåya yaptnz gibi) bir ksmn da öldürüyordunuz. 88- Hem (Peygambere:) "Kalblerimiz per delidir! (Dediklerinianlamyoruz)" dediler. Hayr! Inkâr etmeleri sebebiyle Allah onla ra lå'net etmitir (rahmetinden uzaklatr mtr); bu yzden pek az inanrlar. verdik.
  • 17. 13 89- Hem onlara Allah tarafndan, yanlarn da bulunan (Tevråti) tasdik edici bir Kitab Cüz:l, Süire:2 (Bakara 89.93) cek peygamberi vesile yaparak) inkâr eden lere kar zafer istiyorlard: ite (bu kadariyi) tandklar (o peygamber) kendilerine gelin ce, onu inkâr ettiler. Bu yüzden, Allah'in lâ'neti o káfirler üzeri nedir! 90- Allah'in, kullarindan dilediineihsânn dan (Kitab) indirmesine (hasedle) isyân ederek, Allah'in indirdiini (Kur'âni) inkâr etmekle, mukabilinde kendilerini sattiklar ey ne kötüdür! Bu yüzden gazab üstüne gazaba uradilar. Ite káfirler için (pek) aalayc bir azab vardr. (Kuràn) gelnce.ki daha önce (o gönderile-sj ü Ši 91- Hem onlara: "Allah'in indirdiine îmân edin!" denildiizaman: (Biz sâdece) bize indirilene (Tevrât'a) imân ederiz!" deyip. onun arkasndakini (Kur'ân'i) inkâr eder ler; häbuki o, yanlarnda olan tasdik edici hak (bir Kitab)dr. (Ey Resilüm! Onlara) de ki: Eer mü min kimseler idiyseniz, o hâlde daha önce Allah'in peygamberlerini niçin öldürüyor dunuz?" 92- And olsun ki, Müsâ size apaçk mu'ci zelerle gelmiti; sonra onun (Tr dana gitmesinin) ardndan, siz zâlim kimseler olarak buzay (ilâh) edindiniz. 93- Hani sizin salam sözünüzü alm. Türu da üzerinize kaldrmitk. (öyle demitik) "Size verdiimizi (Tevrâti) kuvvetle tutun ve (emrettiklerimizi) dinleyin!" (Onlar ise.) "Iittik ve isyân ettik!" dediler de inkârlar sebebiyle kalblerine buza (sevgisi) içirildi (o muhabbet, âdetâ ilikle rine iledi). A (Ey Resúlüm! Onlara) de ki: "Eer mümin kimseler iseniz, inancinizin size kendisiyle emretmekte olduu ey ne kötüdür!" yanlarin- o eyi tasdik dadr ite ne zaman ki inkår ettiler inkâr etmeleriyle gazab imân edin edici kàfrlerlerin üzeri- Ala- bu yüzden onu nedir hin lânet ihsânndan üstüne onlara den inkâr ederler ve and olsun ve gerçekten öldüriyor- o häde de dunuz niçin o kimselere kar ki ki Allah tarafindan bize kendilerini Allah'in gazaba O Za- ve man ki mumin kimseler zafer istiyor yanlarn- o e- dadr yi ki inkârlar sebebiyle buza lar indirmesine bu yüzden uradlar linde bir kitab onlara geldi ne za- ve man ki mukäbi- sattilar inkâr ettler indirildi o e ye ki ederiz iseniz eer tasdik edi- ci olarak aalayc bir azäb imân mümin kim- iseniz eer inancinz seler kalblerinde bundan önce isyån ederek kullarindan Üzerinize kaldr- ve salam sözü- almitik bir ve mitik nüzu hak dr bundan önce tani- o ey kend- geldi ki lerine dilar vakit kendi Siyle idiler Ve Allah indirdi o e ne kötüdür o eyki dediler Allah indir- oe diler káfirer için vardr ve Allah in yi ki o kim seye ki ondan sonra buzay edindiniz sonra apaçk mu'- Müsâ Sze gel cizelerle miti 0 ve arkasin- 0 e dadr sIze emre diyor ye ki iitk dediler dinleyin ve kuvvetle size verdik o e- tutun Tür'u yíki peygam berlerini zâlim kim- siz iken seler kendilerine ve isyân ettik ve içirildi o ey k ne kötüdür de ki
  • 18. Alla- katinda âhiret hin doru kim seler zålimleri hakkyla Allah ve bilendir ki o kimselerden ve hayata kar o deildir Ve L senin kalbine káfirlere meleklerine iseniz eer olümü haydi te yapiyoriar o e- hakkrya Allah ve görenidir mujde ve bir hi- ve olarak dâyet sene bin kitab Ve yurdu bil'a- onlardan bir kis tâife bilmiyorlar elleri onu menni edin atti Size aid insanla yaatilsa ke- Allah'a düman kendilen- 0 kimseler nevenldi den ki takdim etti o kendinden öncedir rin onu in- artik üb- Cebråil'e duman ise dirmitr hesiz o yaatilmas an- onlar inkár etmez ve apaçik áyetler cak düman- Allah ite ub- Mikâil'e dir hesiz ke Allah tarafndan bir pey- onlara gel ne za gamber di man ki Se en hirslisI and olsun on lar bulursun insanlar- bakasna dan deil ISe o ey yü- ebedi ve onuaslá temen Zünden ki olarak ni etmeyeceklerdr Ve bir tâife att sanki kendileri Sirtlarinin onlarn her bir Ve azábdan o ey- tasdik edici Allah in izniyle leri ki olarak sana SÖZ ve- bir andla- her ne za rerek ma yaptlar man m ki arzu eder kim eer de ki Cebråile sådece dadr Ve irk kotular onu uzakla tiric kim de ki muminler için indirdik and olsun ve gerçekten yanlarn- o eyi ve peygam- ve bererine imân etmezler onlarin çou fäsklar tasdik edici gerisine Allah'in kitabin Ciz:1, Süre:2 (Bakara 94-101l) 94- De ki: "Eer âhiret yurdu (Cennet) Allah katnda baka insanlara deil de, sâdece size âid ise, (ve bu iddiânzda) do ru kimseler iseniz, haydi ölümü temenni edin! 95- Hâlbuki ellerinin iledii (günahlar) yüzünden, onu ebedi olarak aslâ temennî etmeyeceklerdir. Allah ise, zâlimleri hakkyla bilendir. 14 96- And olsun ki, onlar hayâta kar in sanlarn, hattâirk koanlarn en hirsls bulursun! Her biri bin sene yaatilmay arzu eder. Hâlbuki (çok) yaatlmas, onu azabdan uzaklatric deildir. Allah, ne yaparlarsa hakkyla görendir. 97- (Ey Resülüm!) De ki: "Kim Cebråil'e düman ise, artk übhesiz (bilsin) kionu (o Kur'âni) senin kalbine, Allah'in izniyle, kendinden önceki (kitab)lar tasdik edici ve müminler için bir hidâyet ve müjde olmak üzere o (Cebráil) indirmitir." 98- Kim Allah'a, meleklerine, peygamber lerine, Cebril'e ve Mikáil'e düman ise, übhesiz Allah da o kâfirlerin dümandr. 99- Celâlim hakk için, sana apaçk âyetler indirdik! Hâlbuki onlar fâsklardan bakas inkâr etmez. 100- Nitekim ne zaman söz vererek bir andlama yapsalar, içlerinden bir ksm onu bozmad mi? Hayr! Onlarn çou îmân etmezler. 101- Hem onlara, Allah tarafndan yan larnda olan (Tevrât'i) tasdik edici bir peygamber gelince, kendilerine kitab ve rilenlerden bir tâife. sanki kendileri bilmi yorlarm gibi, Allah'in kitâbn srtlarnn gerisine attlar.
  • 19. 15 Cüz:1, Sire:2 (Bakara 102-105) 102- Ve eytanlarn, Süleymån'n salta oldular. Hâlbuki Süleymân kâfir olmad (sihir yap mad);fakat eytanlar insanlara sihri (talim ederek) ve Bâbildeki iki melee, (yani) Hârût ve Mârût'a indirilen eyleri öreterek kâfir oldular,.t Hâlbuki (o iki melek): "Biz ancak bir imti han (için gönderilmi)z, sakn (sihri câiz görerek yapip da) kâfir olma!" demedikçe hiçbir kimseye öretmezlerdi. Buna ramen o ikisinden, koca ile kars nin arasn kendisiyle ayracaklar eyleri öreniyorlard. Hâlbuki onlar, Allahin izni olmadkça, onunla hiçbir kimseye zarar verici deil lerdi. Böylece kendilerine zarar verecek ve fay da vermeyecek eyleri öreniyorlard. ânm hakk için, (yahudiler) onu (o sihri) satn alan kimsenin âhirette hiçbir nasibi olmadn bilmilerdi. Mukäbilinde kendilerini sattklar ey ne kötüdür! Keke bilselerdi! nat aleyhinde söylemekte olduklarn (sihir3t;3,j JL eLI J} L3 yaptna dâir uydurduklar) eylere täbi 103- Hem gerçekten onlar îmân edip (günahlardan) saknm olsalard, Allah ta rafindan (verilecek) bir sevab elbette daha hayrliolurdu. Keke bilselerdi! 104- Ey imân edenler! (Peygambere) ,demeyin, G;deyin ve onu iyi) dinleyin! Káfirler için ise (pek) elemli bir azab var dir. 105- Ne ehl-i kitabdan inkâr edenler, ne de mürikler, Rabbinizden size bir hayr indirilmesini istemezler. káir olma- ve Süleymå di Allah ise rahmetini dilediine tahsis eder. Ve Allah, pek büyük ihsan sâhibidir. sihri insanlara öretiyorlar káfir oldular einin ve Mârût'a ve Hârût'a Bâbil' sakin kâfir olma bir imti- biz hanz nin Ve kiinin ara onu satn kim almisa imân et- übhesiz selerdi Onlar Öreniyor- ve Alla- izni ile an lard salta- aleyhin- eytanlar nati de o kimse- istemez ler ki indirilmesini hin bize müh- deyin ve let ver tahsis eder pek büyük mukå- sattilar o sey ne kötüdür ve bilinde eer Ve kendi- SIni siyle Allah deki ihsän cak bilmi- and olsun ve lerdi gerçekten elemli ancak demeleri- tâki hiç kimseye ikisi öret ne kadar mezlerdi ayracak- lar eytanlar biliyorlar olsay- keke hayrtidr Allah tarafndan dilar hiç kimseye onun- biliyorlar bizi gö- demeyin zet ne müriklerden ve bir azâb bir nasib iki melee o ey- leri ki onlara fayda vermeyecek ve Rabbinizden sâhi- Allah Ve bidir la söylü- o ey- tâbi ol- ve yorlar lere ki dular imån ettiler fakat o ikisin den zarar veri ciler olsaydilar keke diler käfirler için vardr áhirette elbette bir sevab o kimse ler ki ve onlara zarar o ey verecek ehl-i kitabdan bir hayr Süleymån indi- o ey- ve rildi leri ki ve o kim seye ki buna ramen Öreniyorlard onlar de- ve ildir leni ki kendi- yok Sine tur kendilerini sakn- ve salard ey dinleyin ve inkâr etti ler size rahmetini
  • 20. benzerini veya ondan hayrlt- getiri- riz üb- bilmedin mi hesiz baka peygamberi- nizi o halde gerçekten nefisleri sizi geri dön- ke dürebilseler getrince tâ ye dek ki hayrdan sizin için yoktur hakkyla görendir imân küfrü ile hakkyla gü cyetendir sorguya çek menizi doru kimseler ke Sini ve yerin ve namaz hakkyla ve hakkyla gü edåedin yaparsnz rirse ehl-i kitabdan kendiniz için artik onun iyilik eden vardr bir kimse Sunuz Sa yanndan bir kskançlk- tan dolay aldrma- ve artik affe- yn din C yetendir yok onuunut- veya bir âyetin hükmüneer turursak kaldrrsak hereye is te iLgamberinz sorguya m çekmek isiyorsu. deiti- kim ve bundan Müsâya sorul- oey du gibi ki hristiyan veya yahudi oldu okim- se ki takdim edersiniz iseniz eer delilinizi Üzülüyor- onlar Ve onlara lar deildir haki- kat göklerin ne bir yar- ve L dimci birçok kii istedi yolun ortasn- sap dan mitr hereye önce Allah süb- bilmedin mi hesiz käfirler imân etmeni olarak zin cak kendi lerine ub- o $ey ve ki hesiz an- cenne te mülkü onun- Allah dur bir dost belli oldu Allah üb hesiz Allah' zekåt dan Alla- katnda hin kendisi Allah'a yüzünü teslim iken etmise o e- ardndan aslå gireme- yecek ardndan emrini Allah verin ve onu bu lursunuz SLas , U Ri JGübhesiz ki Alah, ne yaparsanz hakyla dedi- ve ler getirin de ki bos temen- bu nileridir Cüz:1, Süre:2 (Bakara 106-112) kim bil'a kis bir korku ve Rabbi katnda mükâfât yoktur 106- (Biz) bir âyetin hükmünü kaldrr veya onu unutturursak, ondan daha ha yrlisn veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki übhesiz Allah, hereye hakkyla gücü yetendir! 16 107- (Hem) bilmez misin ki, göklerin ve yerin mülkü übhesiz ki ancak Allahindr! Ve sizin için Allah'dan baka ne bir dost, ne de bir yardmc vardr. 108- Yoksa (siz de) daha önce Müsâya sorulduu gibi, (itâat etmek yerine) pey nuz? Kim imån küfürle deitirirse, o tak dirde gerçekten (dosdoru) yol ortasnda sapitmi olur. 109- Ehl-i kitabdan birçou, îmân etme nizden sonra sizi kâfirler olarak geri dön dürmeyi istediler. (Bu, senin peygamberliin olan) hakikat kendilerine belli olduktan sonra, srf nefis lerinden gelen bir kskançlktan dolaydr. Artk Allah (onlar hakkinda cihad) emrini getirinceye kadar affedin, aldrmayn! Muhakkak ki Allah, hereye hakkyla gücü yetendir. 110- Namaz hakkyla edâ edin: ve zekât verin! Hem kendiniz için hayr (ve hasenât) dan ne takdim eder (hazrlar)sa niz, Allah katnda onu bulursunuz. görendir. 111- (Ehl-i kitab:) "Yahudiveya hristiyan olandan bakasaslå Cennete giremeye cek!" dediler. Bu onlarn bo temennileridir. De ki: "Eer (iddiânzda) doru kimseler iseniz, delilinizi getirin!" 112- Hayr! Kim (güzel bir niyet ve ihlâsla) iyilik eden bir kimse olarak kendini Allah'a teslim ederse, artik onun, Rabbi katnda mükáât vardr; hem onlara bir korku yok tur, onlar mahzun da olmazlar. ey Allah
  • 21. 17 Cü::1, Sre:2 (Bakara l13-I19) 113- Ve yahudiler: "Hristiyanlar (hak) bir ey (bir esas) üzerinde deildir" dediler. Hristiyanlar da: "Yahudiler (hak) bir ey (bir esas) üzerinde deildir" dediler. Hâbuki onlar (kendilerine indirilen) kitâb okuyor lar. (Kitab ehli olmayan ve bir ey) bilme yenler de böyle onlarn sözlerinin benzerini söylediler. Artk hakknda ihtilâf etmekte olduklar eyler husüsunda, kyâmet günü aralarnda Allah hüküm verecektir. 114- Hem Allahin mescidlerini ki, içlerin de O'nun isminin zikredilmesini men' eden ve oralarn harâb olmas için çalandan daha zâlim kim olabilir? Ite onlar ki, ken dilerinin oralara, ancak korkan kimseler olarak girmeleri gerekirdi. Onlar için dün yada bir rezillik, yine onlar için âhirette (de pek) büyük-bir azab vardr. 115- Dou da, bat da (heryer)Allahindir, o hâlde nerede (yüzünüzü kbleye) döner seniz, artik orada Allahin râzolduu cihet vardr. übhesiz ki Allah, Vâsi (rahmeti geni olan)dr, Alim (hakkyla bilen)dir. 116- Hem, "Allah çocuk edindi" dediler.) (Hâå!) 0, (bundan) münezzehtir. Bil'akis, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Herey O'na itâat edicidir. 117- (.,) göklerin ve yerin benzersiz yara ticsdr. Ve bir ie hükmettiinde, artik ona sâdece "OI!" der, (o da) hemen oluverir. 118- Bilmeyenler ise: 'Allah bizimle (de) konumal veya bize bir mu'cize gelmeli deil miydi?" dediler. Kendilerinden önce kiler de böyle onlarin sözlerinin benzerini söylemilerdi. Kalbleri (ne kadar da) bir birine benzedi! Dorusu (biz) kat'i olarak îmân edecek bir kavim için âyetleri iyice açkladk. 119- (Habibim, yå Muhammed!) übhe yok ki biz seni, hak (din) ile, bir müjdeleyi ci ve (ayn zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden suål olunmayacaksn! hristiyanlar dedi ve o kim- söy seler ki ledi o ey- kyâmet günü de ki Allah'in mescid- men' lerini kendi- deildi leni için dôner- o hälde seniz nerede onlar için ve bir re vardr zillik ona her ey böyle bilmiyorlar Allah edindi dedi- ve ler o kim- söyle gerçek ten hak ile etti ite on- lar di cehennem bir ie hükmetti o za- ve man ki bati yerde- ve kalbleri o kim seler ki böyle seni gönder- dik bir ey arala- rinda kitab okuyorlar onlar üze- hristiyanlar deildir yahudiler dedi ve rinde o kimse- daha den ki zâlim ve hüküm ve- artik recektir Allah dou dedi ve ehlinden iken haråb olmalar çalt ve isminin içlerin- zikredilme hususunda dünyada onlar için korkan kim- an yerin ve bir mu' cize übhe siz biz Kim- ve dir birbirine ben zedi göklerdedir oey- onun- bila ler ki bir üze- yahudiler deildir ey rinde Alla- ve büyük hindr hereyi rahmeti Allah üb- Allah in râz oldu- artik ora blendir pek genitir hesiz uchet da vardr göklerin hemen olur sözleri- ben- bilmiyorlar zerini bize gel- ve meli nin ya ihtiláf edi- hak knda yorlar katiolarak imân edecekler suâl olunma- ve yacaksn kis 9 de Sözlerinin benzerini idiler o münezZ zehtir benzersiz yaraticisdr oralara gir meleri bir âhirette azâb Sini ol ona der bir ÇOcuk itâat edi cidir artik ancak Allah bizimle del konumal miydi kendilerinden öncedir bir kavim âyetleri açkla için ki dik bir korkutu- ve bir mujde CU olarak leyici seler ki miti vardr seler olarak cak
  • 22. dinlerine täbi ol- tâki mana dek o ey- son- arzularina uymu- and o- ve hidá- odur Alla den ki Sun eer o kim seler ki ihsån ettim inkâr kim ve ona imân ederse kimse ra ne bir yar- ve dmc di übhe- bu siz ben yurdu SOZ ye 0 ve vakit mi verdiim ulamaz bu ederler oki nimeti- hatrla- srâiloullar ey öde- öyle bir sak- ve mez qunden nin onlar ve bir efåat ona fayda ve bir on deildir fidye dan ne hristiyanlar ve yahudiler senden asla honûd ve olmayacaklardr O varila cakyer Vin dir San yurdu bir dost inkâr okim- ve buyur et seyi ki du vermez Ismåil'e ve Ibrâhim'e edinin ve emniyet- ve insanlar bir sevab Beyti li bir yer yeri secde ruk edenler edenler ne kö- ve tüdür áhi. ret halkn riziklan- ve emni ite tilåve- hak- onu onlar tinin kyla okurlar neslimden ve dedi Allah'dan sana yoktur ve onlan ta birtakm Rab- Ibrâhimi inthân bir ve yardm mamlamti kelimelere bi etmiti vakit olunuyorlar ve yeti ate ålemlere yet ne bir belde azábina buray hin ilimden zarara onlar- artik ite onu urayanlar dr onlar kabul ve bir edilmez ey itikáfta olan- ve tavf eden- lar qün- ve Allah'a onlar sizi üstün übhe- ve SIZE kildm siz ben hidá- ub- de yeti hesiz ki imam insanlara ki kildk o va- ve kit kitab kendileri ne verdik dan emrettik ve bir namaz- Ibråhimin makmn gåh dan ler için sana ra geldi bim kimseden seni kilicyim zâlimlere o bey- ikiniz te JE Rab- Ibrâhim de miti imân okim- mahsüller etti seyi ki den onu mah- son- biraz fakat onu fay dalandrrim küm ederim Cüz:1, Sire:2 (Bakara120-126) 18 120- Ama dinlerine tâbi' olmadikça, ne yahudiler ne de hristiyanlar senden aslâ honúd olmayacaklardr. (Onlara) de ki: übhesiz ki Allahin hidâyeti (olan Islâm). hidâyetin ta kendisidir! Celâlim hakk için, eer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra onlarin arzularina uyarsan, Allah(dan ge lecek azáb)a karsana ne bir dost, ne de bir yardmc vardr! 121- Kendilerine Kitab verdiimiz kim seler(den bazs) onu, tilâvetinin (okunma Snin) hakkn vererek okurlar. Ite bunlar, ona (Kitáb'a) imân ederler. Her kim de onu inkâr ederse, ite onlar zarara urayanla rin ta kendileridir. 122- Ey stâiloullar! Size ihsân ettiim ni'met(ler)imi ve übhesiz benim sizi (bir zamanlar) âlemlere üstün kldm hatr layn! 123- Hem öyle bir günden saknin ki, (o gün) kimse, kimse nåmna bir ey ödemez, ondan bir kurtulu bedeli kabl edilmez, hem ona (Allah izin vermedikçe) efâat fayda vermez, onlara yardm da edilmez! 124- Ve bir zaman Rabbi, lbrähimi birta km kelimelerle (emir ve yasaklarla) imtihân etmi, bunun üzerine (o) onlar tamâmen yerine getirmiti. (Rabbi de ona:) "Doru su ben seni insanlara imam (her hususta kendisine tâbi olunan rehber) yapcym" buyurdu. (lbrâhim ise) "Neslimden de (imamlar yap)!" dedi. (Rabbi de:) "Ver diim söz (senin neslinden de olsa, aslá) zålimlere ulamaz!" buyurdu. 125- O vakit Käbe'yi de insanlar için bir sevab (kazanma) yeri ve emniyetli bir ma hal kldik. Oyle ise (siz de) lbrâhim in ma kamindan bir namazgåh edinin. Ibrâhim ve smáil'e de:"Tavf edenler, itikáftaolanlar, rük (ve) secde edenler (namaz klanlar) için beytimi temiz tutun!" diye emrettik. 126- O vakit Ibrâhim de: "Rabbim! Bu rasn emniyetli bir belde kl ve halkn, içlerinden Allah'a ve âhiret gününe imân edenleri mahsúllerle rizklandr!" demi ti. (Rabbi de ona) öyle buyurdu: Inkâr edene de (ni'met veririm); fakat onu ksa bir müddet (dünya hayânda) faydaland rif, sonra da onu ate azâbina (girmeye) mahküm ederim! O varlacak yer ise, ne kötüdür!" timi miz tutun
  • 23. 19 Cüz:l, Süre:2 (Bakara 127-134) 127- Ve bir zaman brâhim, smâil ile berâber Beytin (Kâbe'nin) temellerini yükseltiyordu. (Ve öyle duâ ediyorlard:) "Rabbimiz! (Yaptimz) bizden kabül bu yur! übhe yok ki Semî (her duây iiten), Alim (hereyi bilen) ancak sensin!" 128- "Rabbimiz! Bizi, sana teslim olan kimseler eyle ve neslimizden sana teslim olan bir ümmet (çkar)! Bize, (râz olacan hac, kurban gibi) kulluk usûllerimizi göster ve tevbelerimizi kabül buyur! übhesiz ki Tevvâb (tevbeleri çok kabl eden), Rahim (merhameti bol olan) ancak sensin!" 129- "Rabbimiz! Onlara (neslimize) de içlerinden bir peygamber gönder ki, kendi lerine senin âyetlerini okusun ve kendileri ne Kitäb'ive hikmeti (Kitabdaki hükümleri) öretsin ve onlar (günahlardan) temizle sin! Muhakkak ki Aziz (kudretidâimâ üstün gelen), Hakim (her ii hikmetli olan) ancak sensin! 130- Ohâlde kendini bilmeyenden baka, kim brähimin dininden yüz çevirir? And olsun ki (biz,) onu dünyada (peygamber olarak) seçtik. Dorusuo, elbet âhirette de sâlih kimselerdendir. 131- Birzaman Rabbi ona:"(lIhlâs ve imân ile emirlerime) teslim ol!l' buyurduunda, (o da:) "Âlemlerin Rabbine teslim oldum" demiti.a 132- Ve brähim bunu oullarna vasi yet etti, Ya'kub da. (0 böylece dedi ki) "Ey oullarm! übhesiz ki Allah, sizin için bu dini seçti; öyleyse siz ancak (Allah'a) teslim olmu kimseler olarak can verin!" 133- Yoksa siz Ya'kub'a ölüm geldi i zaman yannda m idiniz? O zaman oullarina: "Benden sonra neye ibâdet edeceksiniz?" demiti. (0ullar da) "Se nin lâhn ve atalarn lbrâhim, lsmâil ve Ishâk'in llâh olan tek bir llâha (Allah'a) olan kimseleriz!" dediler. biz- kabul Rab 134- Bunlar gerçekten gelip geçmi bir ümmettir. (Onlarn) kazandklar kendile rine, (sizin) kazandklarnz da sizedir. Ve (siz) onlarn yapmakta olduklarndan suâl olunmayacaksnz! tevbelerimizi ve kabul buyur ve sana teslim olan kimseler onlardan bir pey gamber onlar temiz- ve hikmeti ve Ilyor seçti de miti smâil ve Beyt'ten senin lâh ina tek ne kulluk usülle rimizi o kim- an- brâhimin dininden yüz çe- kim ve se ki cak bizi kl ve Rab bimiz içlerin- gönder ve Rab- de teslim olmu kim- siz iken seler O za- ölüm man âhirette übhe- ve dünyada SIZ O bir läh'a yapyorlar kitab ibâdet dediler edeceiz bize ve sana teslim olan bir üm- neslimiz met den Vinr ålemlerin Rabbi- teslim de- teslim Rabbi ona buyur- bir oldum mit du vakit bimiz ancak onlara öretiyor temelleri brâhim yüksel- bir ve tyordu vakit Ya'kb'a hazr Allah üb- oul- ey Yaküb ve oulla- ibråhim onu vasi- ve hesiz lanm yet etti oldu hereyi bilen ok merha- tevbeleri sen- übhe metli olarn kabul eden sin siz sen benden sonra onu seçtik ve andolsun kendini bilme gerçekten di rina hereyi sen- übhe iiten öyleyse ölme yin Ve senin kendile- okuyor âyetlerini rine her iihik- däima sen- übhe meti olan üstün Sin sIz sen o za man ki kazandilar o ey- kendile- gelip ger- bir üm- bun ler ki rinedir geçmi çekten metir lar Sin siz sen idiler oeyler- suâl olunma- ve den ki yacaksnz hitler Siniz elbet sålih kim selerdendir bu dini ibâdet edecek- neye oullarina sizin için idiniz mi yok Ishâk'in ve småilin ve brâhimin atalari- lâh'- ve nin ibädet edecegiz Zaten biz. Ona teslimL JE i5Eei:J; sa na teslim olan ona biz ve kimseleriz kazandnz o ey- size- Ve lerki dir den buyur bimiz göster
  • 24. lbrahimin dinine bil'a- de doru yolu hristiyan ve- yahudi olun kis ki bulursunuz indi- o e ve Allah'a îmân deyin nildi ye ki ettik Ya'küb'a ve Ishåk'a ve Ismail'e ve Ibråhim'e misli gibi imân et- ite milerse eer Allah'in boyas J,S J; L 3 brahime. lsmäile. ishka. Ya küb'a ve Rablerinden peygam- venl- o e- ve Iså ya ve Müsa- ve- o e- ve torunlara ve berlere di ye ki ya di ye ki b için- on- o takdir- yüz çevir- e- ve ayrlik dedir lar de ancak milerse er kulluk eden kimseleriz bize- ve dir Ya'kb mi Samimiolan kimseleriz Jäl,i GAS yapmay:z. Çünki biz, Ona teslimolan kim biz Rabbiniz ve Rabbi ona kar Allah yo lensinz hereyi hakkryla bilendir iitendir daha iyi ve Ishâk ve teslim olan ona biz ve onlardan hiç- arasn aym kimseleriz bir da yapmayz biz siz mi yapyorlar idile kazand- o ey- kendile- gelip lar müriklerden ve Lsug 39diger) peygamberlere verlenlere imån et: miz ki ve småil Allah de ve Allah dan yann ildir daki boyaca o iken hidâyete artik ger- kend- imån oe emilerdir çekten sine etiniz yn k ve amelleiniz åhidlii deildi ve ve Ibråhim Allah Allahdan Allah hak knda ler ki inedir gecmis cekten mettir lar hristiyan- ve- yahu ar ya diler bir üm- bun indi- oe- ve bize rildi ye ki dedi- ve ler lalier o $eyier- sual olunma- ve yacaksiniz hakka yönelmi sizedir artik onlara kar sana yetecek üb hesiz bizimle tarti- de yor musunuz daha gu- kim- ve zel dir sunuz ve amellenmiz gizledi o kimse- daha kim den ki zålim dir niz söylüyor yok musunuz idiler torunlar ve Sa yapyor- o eyler- gafil deri ki ler ki sLas S iy ismáiin, lshkin, Yakübiun ve (onun) Cüz1. Sire:2 (Bakara 135-14l) kazandi- 0 ey- size- ve ve dir 20 135- (Onlar:) Yahudi veya hristiyan olun ki doru yolu bulasnz!" dediler. (Ey Resülüm!) De ki: "Hayr! (Biz) Hanif (hak ka yönelmi) olan Ibrâhim in dinine (tâbi' oluruz). Çünki (o. sizin gibi) müriklerden deldi." 136- (Biz) Allah'a, bize indirilene., (onun) torunlar(n)a indirilenlere, Müsäya ve Isâya verilenlere ve Rableri tarafndan tik. Onlardan hiçbirinin arasnda (Allah in birer peygamberi olmalar cihetiyle) ayrim seleriz" deyin! 137- Ite (onlar da) böyle sizin kendisine îmån ettiiniz gibi imân ederlerse, o tak dirde gerçekten hidâyete ermi olurlar. Eer yüz çevirirlerse, o takdirde onlar, srf (size kar bir dümanlk ve) bir muhålefet içindedirler. Artik onlara kar Allah sana yeter! Çünki O,Semi (hereyi hakkyla ii ten)dir, Alim (hereyi hakkyla bile)dir. 138- (Ve deyin ki) "Allahin boyas (ki biz onunla boyandik, dinine girdik). (Böyle) boya cihetiyle Allahdan daha güzel kim olabilir? Biz ise, ancak O'na kulluk eden kimseleriz!" 139- De ki: "0, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz olduu hâlde, Allah('n bizden bir peygamber göndermesi) hakknda bizimle tartmaya m giriiyorsunuz? Hâlbuki bi zim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de sizedir. Çünki biz, O'na karsamimi olan kimseleriz." 140- Yoksa (siz) gerçekten lbrâhimin, torunlar()n yahudi veya hristiyan ol duklarn m söylüyorsunuz? De ki: "Siz mi daha iyi bilensiniz, yoksa Allah m?* Hälbuki kendi yanindaki, Allah'dan (gelen) âhidlii (bildii bir eyi) gizleyenden daha zålim kim olabilir? Allah ise, yapmakta olduklarnzdan gafil deildir. 141- Bunlar gerçekten gelip geçmi bir ümmettir. (Onlarin) kazandklar ken dilerine, (sizin) kazandklarnz da sizedir. Ve (siz) onlarin yapmakta olduklarndan suâl olunmayacaksnz! ona
  • 25. 21 Cü:2, Süre:2 (Bakara 142-145) 142- Insanlardan bir ksm sefihler: "On lar (o Müslümanlar) üzerinde bulunduklar (yöneldikleri) kblelerinden çeviren nedir?" diyecekler. (Ey Resúlüm! Onlara) de ki: "Dou da bat da (her yer) Allah'indr (0,) diledii kimseyi (hikmetine bináen, kendi lütfundan) dosdoru bir yola hidâyet eder. 143- te böylece sizi mu'tedil (adâletli ve dengeli) bir ümmet kldik i, insanlarn üzerine (hesab gününde umum peygam berlerlehine) âhidler olasniz, peygamber de sizin üzerinize åhid olsun! Hem daha önce üzerinde bulunduunu (kendisine yöneldiin Kâbeyi) ancak, peygambere tâbi olanlar, ökçeleri üze rinde geriye (küfre) donecek olanlardan ayralm diye kble yaptk. Çünki übhesiz (bu,) Allahin hidâyet etii kimselerden bakasna elbette ardr. Allah, îmânnz (Mescid-i Aksâ ya doru kildnz namazlar) zâyi edecek deildir. übhesiz ki Allah, insanlara kar elbet te Raûf (çok efkatli olan)dr, Rahim (çok merhametli olan)dr. 144- (Ey habibim!) Yüzünün göe çevri lip durduunu muhakkak görüyoruz. Artik seni, honúd olacan bir kibleye elbette döndüreceiz; bundan sonra yüzünü Mes cid-i Harâm tarafina (Kâbe'ye) çevir! (Ey müminler!) O hâlde (siz de) nerede olsa niz, artk (namazda) yüzünüzü onun tara fina çevirin! Hem dorusu o kendilerine kitab verilenler, übhesiz bunun Rablerin den (gelen) hak olduunu gerçekten bili yorlar. Allah ise, (onlarn) yapmakta olduk larndan gfil deildir. 145- And olsun ki, eer (sen) kendilerine kitab verilrmi olanlara her ne delil getirsen, (yine de) senin kiblene tâbi' olmazlar. Sen de onlarn kblesine täbi (olacak) deilsin. Onlarn bazs da (dier) bazlarn kb eer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra onlarn arzularna uyarsan, übhesiz sen o takdirde, mutlak zälimlerden olursun! kblelerinden diler o kim- seyi ki mu'tedil bir üm elbette bü yuk imânnz hidàyet eder üzerinize peygamber olur tarafna met onun ta rafina O kim- ayrma- an- üzerinde idin seyi ki miz için cak idi onlari çe virdi arzularna yüzünü kendileri- o kim- ne venildi selere ki yüzünüz kblelerine tâbi bat olan Rablerinden haktr übhe getir- sen nedir insanlardan uysan sizi kldk böylece Ve dosdoru mutlaka zâlimler densin Ve üb- ve iki ökçesi üzerin- geriye hesiz de dôner artik çevir dou artik çevinn ve insanlarn üzerine åhidler yüzünün çevrlip görü- gerçek- çok mer- elbette insanlara Allah üb dürmasin yoruz ten hametidir efkatidir kar onu kble ki zyi' ede- Allah deildir ve Allah hidâyet o kimselere ki an cek etti Alla- de üzerinde and ol- ve sun eer oldunuz gerçekten siz O biliyorlar sen de- ve kiblene ilsin o tak- übhe dirde siz sen o sefihler o yerde ki kitab kilmadik tâbi' ol mazlar ne ondan honüd bir kible- artk elbette seni göe olacaksn ye ki çevirecez yapyorlar o eyler ilimden o kimse- peygam den ki bere ve den ki idiler ve diyecek olan olmanz için sana geldi o ki bir yola deli- herbi lin kendileri- o kim- üb- ve ne verildi seler ki hesiz rini bir åhid tâbi Olur cak Mescid-i Harm and ol- ve bazsnn kiblesi- tâbi' bazlar deildir ve sun eer yin ki gfil Alah de- ve ildir kitab ardn dan hesiz hindr ki
  • 26. bir üb- ve kendioul- tanyor- o ey onu tanr- kitab firka hesiz larni öyle ise sakn olma o hâlde yari in yüzünü Allah üb- hep birfikte Allah hesiz yüzlerinizi Allah deil- ve Rabbinden yüzünü artik çeyir tiler Rabbinden- hak dir ona yöneli cidir sizden artik çiktn Çevir kitâb o kim seler ki la bir pey gamber öyle ise beni zikredin çktin artik oldunuz çeviin 3 ey delil sabreden lerle üzerinize nimetimi tamamla- ve mam için size öretiyor ve biliyolar kendi- hakk leri iken biryön herkes için ve vardr siZi zulmet- o kim- an- bir aleyhinize insanlar seler ki cak k o yerden ki ve elbette übhe- ve haktr siz O O yerden ki lar getirir olursanz o yerde ki içinizde gönder- dik Ve hesiz benden korkun ve için oey gibi ki le bana nankörlük ve bana etmeyin Ve gucu ye tendir sunuz sizi temizliyor ve âyetleri kendileri- o kim ne verdik seler ki Mescid-i Harâm tarafina gerçekten onlar gizlerler dan yapyor- o eyler denki übhe edenlerden nerede hayrlarda Mescid-i Harâm olmamast için mIzi artik onlardan korkmayn doru yolu bulursunuz Vot bilyorsunuz olmadinz o ey- size öreti- ve leri ki ükredin hereye size gfi tarafina tarafna onlardan tâ ki siz yin ve okuyor hikmeti ve bera- Allah üb- namaz ve sabr ile yardm iste- imân berdir ve sizi yàd edeyim ettiler Ciüz:2, Süre:2 (Bakara 146-153) 22 146- Kendilerine kitab verdiimiz kimse ler, onu (o peygamberi) kendi oullarn ta nimakta olduklar gibi tanrlar. Buna ra men übhesiz onlardan bir firka, kendileri bile bile gerçekten hakk gizlerler. 147- Hak, Rabbinden (gelen)dir; öyle ise sakn übhe edenlerden olma! 148- Hem herkes için (her ümmetin) ken disinin ona yönelici olduu bir yön (bir kb le) vardr. O hâlde hayrl ilerde yarin! Nerede olursanz olun, Allah sizi hep birlik te (huzúruna) getirir. Muhakkak ki Allah, hereye hakkyla gücü yetendir. 149- Ve nereden (yolculua) çksan, artik (namazda) yüzünü Mescid-i Harâm tarafna (Kâbeye) çevir! Hiç übhesiz ki bu, Rabbinden (gelen) haktr. Hälbuki Allah, yapmakta olduklar nizdan gåfil deildir. 150- Evet, nereden (yolculua) çksan, bundan sonra (namaz klarken) yüzünü Mescid-i Harâm tarafina çevir. Ve (Ey mü 'minler! Siz de) nerede olsanz, artk (namazda) yüzlerinizi onun tarafna çevirin ki, içlerinden zulmedenlerin dn da, insanlar (bilhassa yahudi ve mürikler) için aleyhinize bir delil olmasn! Artik onlardan korkmayn; öyleyse (ancak) benden korkun ki üzerinize olan ni'metimi tamamlayaym! Hem tâ ki doru yolu bu lasnz. yor 151- Nitekim içinizde sizden bir peygam ber gönderdik; size âyetlerimizi okuyor, sizi (günahlardan) temizliyor, size Kitâbi ve hikmeti (Kitabdaki hükümleri) öretiyor ve size bilmiyor olduunuz eyleri öreti 152- Oyle ise beni (ibâdetle) zikredin ki, (ben de) sizi (rahmetimle) yâd edeyim; ve bana ükredin fakat bana nankörlük etmeyin! 153- Ey imân edenler! Sabr ve namaz ile (Allah'dan) yardm isteyin! Muhakkak ki Allah, sabredenlerle berâberdir. gibi ki
  • 27. 23 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 154-163) 154- Ve Allah yolunda öldürülenlere "ölü ler" demeyin! Bil'akis (onlar) hayatdârdrlar, fakat (siz) anlayamazsniz. 155- Sizi mutlak biraz korku ve açlik, biraz da mallardan, canlardan ve mah sllerden bir noksanlik ile imtihn edece iz. (Ey Reslüm!) O hâlde sabredenleri (Cennetle) müjdele! 156- Onlar ki, kendilerine bir musibet gel dii zaman: "Muhakkak ki biz, Allah'a âidiz ve muhakkak ki biz, ancak O'na dönücüle riz!" derler. 157- Ite onlara Rablerinden mafiretler ve bir rahmet vardr. Hidâyete erenler de ite ancak onlardr. 158- Muhakkak ki Safâ ile Merve, Allahin (hac ve umre ibâdeti için ta'yin ettii) eâirinden (alâmetlerinden)dir. Bu yüz den Kâbe'yi hacceden veya umre yapan kimsenin, artk o ikisini tavâf etmesinde (ikisi arasnda sa'y ederek, yürümesinde) üzerine bir günah yoktur. Kim de gönlün den koparak (fazladan) bir hayr ilerse, o takdirde übhesiz ki Allah, äkir (bütün iyiliklerinize fazlasyla mükáfât veren)dir, Alim (yaptnz hereyi bilen)dir. 159- übhe yok ki onu insanlara Kitab'da (Tevrâtda) beyân etmemizden sonra, (Muhammed'in sfatlar ve recm âyeti gibi) indirdiimiz apaçk delilleri ve hidâyeti giz leyenler yok mu, ite onlar ki Allah kendi lerine lâ net eder, (bütün) lnet edenler de onlara l'net okur! 160- Ancak tevbe edip (hâllerini) dü zeltenler ve (gizlediklerini) açklayanlar müstesnâ; ite onlar var ya, onlarn tev belerini kabl ederim. Çünki ben, Tevvâb (tevbeleri çok kabl eden)im, Rahim (mer hameti bol olan)m. 161- übhesiz inkâr edip kendileri kâfir kimseler olarak ölenler(e gelince), ite on lar yok mu, Allahin, meleklerin ve bütün insanlarn l'neti ancak onlarn üzerinedir. 162- Orada (Cehennemde) ebedi olarak kalcdrlar! Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara (özür dilemeleri üzere) müh let verilir! 163- láhnz (olan Allah) ise, tek bir lähdr. O'ndan baka ilâh yoktur, (0,) Rahmân (bütün mahlükata rahmet eden) dir, Rahim (müminlere çok merhamet eden)dir. fakat hayatdâr- bla- ölüler Allah drlar kis bir nok- ve açktan ve sanlkla onlar ki dönücüleriz sabredenleri müjdele ve yapmisa hidâyete onlar- ite erenler dir indirdik insanlara lâ'net eden ler korkudan bir ey- le tevbelerini ka bul ederim ona ubhe- ve Siz biz mühlet ve rilirler çok merha- metlidir o takdirde bir gönlünden ko- kim ve o ikisini tavâf etme- üzerine übhesiz hayr parak ilemise Sinde gizliyorlar umre veya Beyti hacoet- bu yz- Alla- alåmetlerin- Merve ve Safâ üb mise den kim hin hesiz ve bir ve Rablerin- mafiretler onlara onlar rahmet den onu be- 0 e yân ettik yin ki onlara lâ net eder artik ite onlar o kimse ler ki Allaha ubhe- dedi- âidiz siz biz ler yolunda öldu- o kimse- deme- ve rülür lere ki mahsúl- ve canlar- ve lerden y dan sonsuz rah met såhibidir sizi mutlaka im- ve tihân edeceiz ve Allah açkla dilar onlar ve azâb deildir ardndan dendir üb hesiz kendile- öldüler ve inkår ettiler o kim- üb ri iken bir musi- bet kendilerine lânet eder hidåyetten ve bütün insan- ve melekle- ve Allah in lneti üzerleri larin rin nedir an- ilâh cak yoktur çok merha- metli olanm onlardan hafifletil farkna vara her eyi iyiliklere kar- Allah bilendir ilik verendir mez mazsin1Z kendilerine o va isåbet etti kit ki mallardan tek ve düzelttiler ve tevbe o kimse- an ettiler ler ki cak ite onlar artik bir g nah yoktur apaçik deliller ite onlar kitabda den tevbelen ka- ben ve bul edenim ite on lar kâir kimseler orada ebedi ka Iicidrar bir llâh inz ve lh'dr vardr yin seler ki hesiz
  • 28. gündu zùn Allah yay. O ey- ve dirdi de ki in Vo boyun ediilmi Ve azáb Ve gece olumün den ateten Size emre der ard arda ve yerin gelmesinde akl erdire cekler görmü ler iken bulutlarda ve rüzgår Sunuz insan lara Sonra yery- bzm üb- ke- uydu- içn osa hesiz ke Allah in sevgi- onlarn severler birtakm Allah' si gibi benzerler dan J! ar fayda o vérir lerlo ki Allah onlara gös- böylece terecektir zünú uydular larin leri ki bir topluluk elbette delil için ki ler vardr onun- ve dinlt la yonlendiril- ve mesinde azâb pek id- Allah üb- ve tama Allah'a kuvvet üb detlidir hesiz aittir olarak olarak men o kimse- dedi ve ler ki çikacak onlar kimseler deildir Ve 0 za- zulmet- o kim- göre- eer ve Allah'a sev- daha id- imån o kim- ve man ki tiler seler bilse denizde Ve o kimseler- kendilerine den ki uyuldu dedir göklerin yaratilnda üb baka gice mandr Ver balar don akp onlar gider ki uymayn Ve temiz helál yeryüzün- 0 eyler- yiyin ancak apaçk bir dü- size übhe bilmiyor- o sey- Allah'a kar söylemenizi ve bir su biz- uzakla- oey onlardan tilar gibi ki den SIZ O Ve her hareketli can- Orada lidan hesiz o kim- seler ki edinir o kim- insanlar seki dan vardr kendilerine ac piman liklar olarak la gökten hesiz gemi- ve lerde gok çirkin ii onlar- kopmu- ve tur ara Sinda azáb görecek ler $eytann uzakla- o za mitr man Ve ve uzak- bir da lasak ha insanlar ey amellerini admlarna kötülüü Ciz:2, Süre:2 (lakara l64-169) 24 164- übhesiz ki göklerin ve yerin yaratl inda, gece ile gündüzün ihtiläfinda (ard arda gelmosindo), insanlara fayda veren eylerle (yüklü olarak) denizde akp giden gemilerde, Allah'in gökten bir su indirip de, onunla yeryüzünü ölümünden sonra dirilt mesive orada her hareketi canly yay masnda, rüzgårlarn yönlendirilmesinde ve gökle yer arasnda (emre) boyun edi rilmi bulutlarda akl erdirecek bir topluluk için (Allah 'n varlina ve birliine) kat'i de liller vardr. 165- nsanlardan öylesi de vardr ki, Allah'i birakp birtakm putlar ilâh edinir, onlar Allahi sever gibi severler. Fakat imân edenler, Allath'a olan sevgi(leri) cihetiyle daha kuvvetlidir. Eer zulmedenler, (kyâmette) azäb göre cekleri zaman (anlayacaklar gibi). übhe siz kuvvetin tamämen Allah'a åid olduu nu ve gerçekten Allahin, pek iddetli azab sâhibiolduunu (dünyada da) gör(üp bil) selerdi (putlar ilâh edinmezlerdi). 166- O zaman o tâbi' olunanlar, azb görerek (kendilerine) tâbi olanlardan uzak lamilar ve aralarndaki balar kopmutur. 167- (0zaman)tâbi olanlar öyle derler: daha (dönü) olsayd da, onlarn (bugün) bizden uzaklatiklar gitbi (biz de) onlardan uzaklasaydk!" Böylece Allah, onlara bü tün amellerini, kendi üzerlerinde (yilm) ac pimanlklar hâlinde gösterecektir! Onlar, o ateten çkacak kimseler de deil dirler! 168- Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanlardan helâl ve temiz olanlar(ni) yiyin ve eytann admlarina tâbi' olmayn! Çünki o, size apaçk bir dü mandr. 169- (0 eytan) size ancak kötülüü, çir kin ilerive Allah'a kar, bilemeyeceiniz eyleri söylemenizi emreder. detidir, ettiler seler ki
  • 29. 25 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 170-176) 170- Hâlbuki onlara (0 müriklere): "Allah'n indirdiine tâbi' olun!" denildii zaman: "Hayr! (Biz) atalarmZ Üzerinde bulduumuz ey(ler)e tâbi' oluruz!' dediler. Ya atalar bir eye akl erdirmeyen ve do ru yolu bulmayan kimseler idiyseler! (Yine de onlara m tâbi' olacaklar?) 171- Inkâr edenler (ile onlar imâna da'vet eden)in misâli, çarma ve barmadan baka bir ey duymayan (ve anlamayan hayvanlarla, on)lara haykran (çoban)n hâli gibidir. (Onlar) sardr (hakk iitmez ler), dilsizdir (hakk söylemezler), kördür (hakikati görmezler), buyüzden onlar akl erdiremezler. 172- Ey imân edenler! Sizi rzklandrd miz eylerin temiz olanlarndan yiyin ve eer sâdece O'na kulluk ediyorsanz, Allah'a ükredin! 173- (0,) size ancak ölüyü (usülünce ke silmeden veya avlanmadan ölen hayvan),. (akan) kan, domuz etini ve kendisiAllah'dan bakas için kesilen (hayvann etin)i ha ram klmtr. Fakat (bakasnn hakkna) tecavüz edici olmadan ve haddi (zarret mikdârn) acolmadan kim (bunlardan ömeyecek kadar yemeye) mecbur kalirsa, artik ona bir günah yoktur. übhesiz ki Al lah, Gafür (çok balayan)dr, Rahim (çok merhamet eden)dir. 174- Muhakkak ki Alah'in indirdii (ve içinde Muhammed'in sfatlar bulunan) Kitab' gizleyip de onu (karlnda ne alsalar) az (düecek) bir fiyata satanlar yok mu; ite onlar, karnlar dolusu ateten baka bir ey yemiyorlar! Allah da kyâmet günü onlarlane konuur, ne de onlar (gü nahlardan) temizler! Ve onlar için (pek) elemli bir azab vardr. 175- Ite onlar, hidâyete mukbil dalâleti, balanmaya karlk azâb satn alanlar dr. Onlar atee kar ne kadar da sabrl drlar! 176- Bu (azab), dorusu Allahin Kitâb'i hak ile indirmesi (onlarn da bunu inkâr etmeleri) sebebiyledir. Artik übhesiz ki Kitab hakknda ihtilfa düenler, elbette (haktan) uzak bir ayrlik içindedirler. Yo bulduk 0 e- tâbi bil'a- dedi- Allah indir- o e- ler ye ki ye ki oluruz kis bir eye haykrr o kim senin ki akl erdirmiyorlar bu yüz- kördür. dilsiz den onlar ler dirler temiz olanla- yiyin rindan ub hesiz Ona indirdi o e yi kl y ite onlar baka- ken- ke- o e- ve domuz SI iÇin disi sildi yi ki ite onlar misâli gibidir kulluk edi- sadece iseniz eer Allah'a yorsunuz onlarla konumaz artik ne sa brldr uzak ona az üb- ve hak ile hesiz gizliyorlar elemli atalar ler inkâr etti- o kimse- misåli lerin ki îmân ettiler sar- bar- ve driar artik bir g- ne haddi ve tecavüz nah yoktur ac kitab ma o kim seler ki bir fiyata onu di o kim seler ki eer idiyse de ve ate ancak bir onlar için ve azâb vardr edici üb hesiz bir ayrilk elbette içindedirler satiyorlar mi tábi olun bir ça irma ey ükredin Ve Ve Ve an cak etini ve kan ve ölüyü size haram an kilmitr cak balanma azâb ve hidâyete dalâleti yakarlik karlik karinlarinda onla- denil- o va- ve ra indirdi Allah çünki budur sübhesiz kitab hakknda di kit ki atalarmz üzerinde doru yolu bulmuyorlar duymuyor o e olma- mecbur fakat Allah dan kalmisa kim dan çok merha- çok ba- Allah met edendir layandr akl erdiremezler ye ki sizi riziklan- o ey drdk lenin ki kitabdan onlar temiz- ve kyâmet günü Allah lemez Allah bir ey yemiyorlar satn aldilar o kimse lerdir ki atee kar onlar ihtiläfa dü- o kimse tuler ler ki
  • 30. bat meleklere ve åhiret yetimlere ve akra- ve dou tarafna yüzlerinizi namaz hakkryla ve edåetti sabreden- ve lerdir üzerinize doru ol- o kimse dular lerdir ki bâlik lei birinize sähib- ey hayat merü bir sürette Sonra haddi fakat atysa kim ona ode- ve örfe mektir Söz ver- diler yazld imân ettiler na günah artik ancak gününe ve Allah'a îmân o kimse- iyilik fakat etti nindir ki såhib- onu sev- ra- mal ver- ve peygam- ve kitaba ve leine mesine men di berlere köleler u- ve dlenenlere ve runda diiye dii ve köleye köle ve hüre hereyi bilendir ite onlar ra 0 za man ki o kim seler ki ksasta hazr o za- üzerinize oldu man ki sözlerini artik uy maktir hakkyla iitendir harbin ânnda ve hastalk- ve sikntda iddeti ta ey bir rah- ve Rabbiniz tara- mettir onu iitti o ey- son den ki ra bir ey findan çevirmeniz iyilik deildir yenne geti- ve zekåt renlerdir yazld akrabåla- ve ana babaya vasiyet et yolda kal- ve yoksulla- ve mia hür mek takvåså- onlar hibleri SiZin için ve ackl bir vardir öldürülenler hakknda bir hafiflet- bu medir dr kardei tara- lehi- affedil- fakat findan onu de- imdi gitrdiyse kim bir hayir saknirsiniz tâ ki siz azâb rirler Allah üb- onu deiti- hesiz ra ver- ve di ite onlar kirsa kisas diyse kim artik ona bun vardr dan güzelliklo akl bira- eer olüm takvåsâhib- bir borç lerine olarak o kimse- üzeri Cüz:2, Süre:2 (Bakara 177-181) 26 177- (Ey ehl-i kitab!) Yüzlerinizi (ibâdet maksadyla) dou ve bat tarafina çevir meniz iyilik (için yeterli) deildir; fakat iyi lik o kimsenin (iyiliildir ki, (o kii) Allah'a, hiret gününe, meleklere, kitab(lar)a ve peygamberlere imån eder; ona (o elin deki mala) olan sevgisine ramen mali akrabâlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmia, dilenenlere ve köleler urunda verir; namaz hakkIyla edåeder ve zekâti verir. Çünki (onlar) söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirenler ve siknt (fa kirlik), hastalik ve savan iddeti ânnda sabredenlerdir. te onlar, doru olan kim selerdir. Takvâ sâhibi olanlar da ite ancak onlardr. 178- Ey îmân edenler! Öldürülenler hak knda üzerinize ksas farz klnd! Hür olana hür, köleye köle, kadna kadn (ksâs edilir, öldürülür)! Fakat (öldüren) o kimse lehinde, kardei tarafndan (cüz'i) bir ey affedilirse, o takdirde (affedene düen,) örfe tâbi olmak (diyetini arya kaçmadan almak)tr ve (öldürene düen de, diyeti) ona güzelikle ödemektir. Bu, Rabbiniz tarafn dan bir hafifletme ve bir rahmettir. Buna ramen kim bundan sonra haddi aar sa, artik ona (pek) ackl bir azab vardr! 179- O hâlde ey akl sâhibleri, (bilin ki) sizin için ksasta hayat vardr. Tâ ki siz (bu sâyede bir bakasn haksz yere öl dürmekten) saknasnz. 180- Birinize ölüm geldii zaman, eer bir hayr (bir mal) birakacaksa, ana-babaya ve akrabâlara merû bir sürette vasiyet etmek, takvâsâhiblerine bir borç olarak üzerinize farz klnd! 181- imdi kim bunu (bu yaplan vasi yeti) iittikten sonra onu deitirirse, artk günâh ancak onu deitirenler üzerinedir. übhesiz ki Allah, Semi (vasiyetlerinizi iiten)dir, Alim (yaptinz hereyi hakkyla bilen)dir. lerin ki nedir
  • 31. 27 Cüz:2, Süre:2 (Bakara 182-1S6) 182- Kim de vasiyet edenin bir hatâ et mesinden veya bir günâha girmesinden endie edip de (vasiyetle alâkasolanlarn) aralarn düzeltirse, artik ona bir günah layan)dr, Rahim (çok merhamet eden)dir. 183- Ey îmân edenler! Sizden evvelkile re farz klndi gibi, oruç tutmak (sizin de) üzerinize farz klnd; tâki (günahlardan) saknasniz.1 184- Sayl günler olarak (oruç size farz klnd)! Fakat içinizden kim hasta olur veya yolculukta bulunursa, artik (tutamad günler) saysnca baka günler(de oruç tutsun)! Ona gücü yetmeyenlerin üzerine ise, (tutamadklar her gün için) bir fakirin (bir günlük) yiyecei kadar fidye (verme borcu) vardr. Buna ramen kim gönlünden koparak bir hayr ilerse (daha fazla verir se), o takdirde bu, onun için daha hayrl dr. Bununla beráber bilirseniz, (güçlüüne ramen) oruç tutmanz sizin için daha ha yrldr. ry 185- (0 sayl günler) Ramazan aydr ki, insanlara doruyolu göstermek ve hidâyet ile furkandan (hak ile bâtil ayran hüküm lerden) apaçk deliller olmak üzere, Kur'än onda indirilmitir. Öyle ise içinizden kim o aya eriirse, artik onda oruç tutsun!2 Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, artik (onun üzerine, tutamadgünler) sa yisnca baka günler(de oruç tutma borcu) vardr. Allah size kolaylk ister ve size zor luk istemez. Ite (bütün bunlar) sayy ta mamlamaniz ve sizi hidâyete erdirmesine mukabil (tekbir getirerek) Allahi büyük tanmanz içindir; hem tâkiükredesiniz. 186- (Habibim, yâ Muhammed) Kulla rim sana benden sorarsa, übhe yok ki ben (onlara) pek yaknim. Bana duâettii zaman duâedenin duâsna cevab veri rim; öyle ise (onlar da) benim (rzâm) için (davetime) icâbet etsinler ve bana îmân etsinler; tâ ki hak yolu bulsunlar. aralarn o kimselere ki olmu- fakat Sa o kimseler uzerine var ki o takdir- insan- lara kim sizden yoktur. übhesiz ki Allah, Gafür (çok ba-e 7 CHLJ G3 ve dü- bir günah ve- haktan me- vasiyet eden zeltmise cihetiyle ya yil chetiyle den artik Çok mertha met edendir yazild bir gönlünden ko- fakat O za- ve man ki o ey gibi ki sayl duâ çok ba Allah üb- ona layandr hesiz ve baka günlerden artik sa yisinca görmü- öyle ise Se man ki edenin kim günler olarak donu yolu gös- Kur'ân onda indirildi termek üzere kim büyük tanimanz ve sayy içindir oruç tut- üzerinize yazld mak istemez Ve kolaylik size ükredersiniz biliyorsunuz iseniz eer sizin hayrli- oruç tutmanz ve onun hayrl iÇin duâsina cevab bir fakirin k sa- bir yolculukta ve- bir hasta olmu- kim ve yisinca ya veririm dir tâki siz saknrs- tâ ki siz sizden öncedir niz sa furkandan ve hidàyetten pek ya- knim yiyecei odur ki Allah ister hak yolu bu- tâki onlar bana imân et sinler lurlar tamamlamanz ve içindir bir yolcu- ve- bir hasta SIZden lukta kork. musa bir fidye imân ettiler Ramazan ve sizi hidâyete erdirdi baka artik bir qü nah yoktur artik onda oruç tutsun kim de zorluk o kimse ler ki ona guç yeti remiyórlar icin hiç übhe ben- kullarm yok ki ben den apaçik deliler ve olmak üzere ve benim öyle ise icåbet için etsinler dir ay O ayi günlerden o eye mu- Allahi käbil ki SIze sana sordu bana duâ ett de bu hayr parak ilerse
  • 32. bir elbise onlar ihânet edi yorsunuz artik imdi için aktar mayn Siyah ve yiyin ve oldunuz übhe- Allah bildi siZi tâki onlar insanlara kadnlarniza Ve dan Allah'in hudüdudur bunlar arkalarndan Allah onlara yaklamayn ve geceye kadar vakitölçü- onlar de ki leridif siz siz bâtilla affetti iplikten yolunda yaklamak oruç sizin Allah için günah ile insanlarn mallarndan Ve beyaz mescidlerde hilâllerden ve tevbenizi kabul etti Allah açklar evlere gelmeniz mallarnZI onlar bir elbise siz ve sizin için yazd 0 e- isteyin ve onlara yakla yiki orucu mini savan ve iplik haddi aan- sevmez Allah üb lar hesiz gecesinde size Size Iin ite böyle tamamla- sonra yin JLUL LK ILEY 5,E iste Alih, åyellerini insanlara böyle açk. yemeyin nefislerinize Allah- saknn ve kaplarndan evlere ge- ve sa- o kimse- iyilik helâl kilind belli olun- tâ ki caya kadar i'tikäfta bulunan siz iken kimseler Ve için in bir kis- yemeniz için hâkimlere onlar kurtulua erer siniz knd nindir ki fecrden sakn onlara yaklamayn sana soruyorlar biliyorsunuz siz iken iyilik del. ve hac ve insanlar dir iÇin saknrlar YA fakat tâ ki siz Cüz:2, Stire:2 (Bakara 187-190) haddi a- ve sizinle sava- o kimse iyorlar mayn lerle ki 187- Oruç gecesinde kadnlarniza yak lamak size helâl klnd. 28 Onlar sizin için (günahlardan koruyan) bir elbise, siz de onlar için bir elbise (gibi)siniz. Allah übhesiz sizin, (oruç gecesi kadnla rinza yaklamakla) nefislerinize ihânet et mekte olduunuzu bildi de tevbenizi kabl etti ve sizi affetti. Artik imdi (oruç gecelerinde de) onlara yaklan ve Allah'in sizin için takdir ettiini isteyin! Ve fecrin beyaz iplii, siyah iplikten size belli oluncaya (imsak vaktine) kadar yiyin, için; sonra da geceye (iftar vaktine) kadar orucu tamamlayn! Fakat siz mescidlerde itikâfta bulunan kimseler olduunuzda, onlara (kadnlarn za) yaklamayn! Bunlar Allah'in huddudur, sakn onlara yaklamayn! lar; tâki (günahlardan) saknsnlar! 188- Hem mallarnizi aranzda bâtl (ha ram yollar)la yemeyin ve insanlarn malla rindan bir ksmin kendiniz (haksz olduu nuzu) bile bile (rüvet veya yalanc âhidlik gibi) günah ile yemeniz için onlar(n hük münü) hâkimlere (brakp) aktarmayn! 189- (Ey Resúlüm!) Sana hilâllerden de Soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac için va kit ölçüleridir. lyilik, (bâtl bir âdetinize binâen) evlere arkalarndan girmeniz de ildir, fakat iyilik, (günahlardan) saknan kimse(nin iyilii)dir. Artk evlere kaplarndan girin ve Allahdan saknn, tâ ki kurtulua eresiniz.2) 190- Sizinle savaanlara kar Allah yo lunda savan, fakat haddi amayn! (Ma'sum olanlar öldürmeyin, ikence yap mayn)! ütbhesiz ki Allah, haddi aanlar sevmez. åyetle aranzda
  • 33. 29 Cüz:2, Sire:2 (Bakara 191-196) 191- Ama onlarn yakaladnz yerde iR!S i öldürün ve sizi çkardklar yerden (Mek ke'den, siz de) onlar çkarin! Çünki fitne (onlarn sizi küfre zorlamalar), öldürmek ten daha kötüdür. Hem (onlar) orada sizin le savamadkça, (siz de) onlarla Mescid-i Harâm yannda savamayn! Fakat sizinle savarlarsa, o takdirde onlar öldürün! Kâirlerin cezâs ite böyledir. 192- Sonunda (küfürden) vazgeçerlerse, artk muhakkak ki Allah, Gafür (çok ba layic)dr, Rahim (çok merhamet eden)dir. 193- O hâlde bir fitne kalmayncaya ve din sâdece Allahin oluncaya kadar onlarla savan! Fakat (küfürden) vazgeçerlerse, o takdirde zålimlerden bakasna dümanlik yoktur. 194- Haram ay haram aya bedeldir ve hürmetler karlkldr. Öyle ise (o ayda) size kim saldrirsa, artk (siz de) ona, size saldrdinn misliyle saldrn; fakat Allah'dan saknn ve bilin ki, übhesiz Al lah, takvå sâhibleriyle beräberdir. 195- Hem Allah yolunda sarf edin, (kendini zi) ellerinizle tehlikeye atmayn ve iyilik edin! übhe yok ki Allah, iylik edenleri sever. 196- Hac ve umreyi de Allah için tamam layn!2 Fakat (baladnz bu ibâdeti tamamlamaktan, herhangi bir ekilde) men' olunursanz, artk (size) kolaynza gelen bir kurban (borcu) vardr. O hâlde bu kurban yerine varincaya (ve boazlann caya) kadar balarinz tira etmeyin! Fakat içinizden kim hasta olur veya ban da bir rahatszl bulunur (da vaktinden önce tira olur)sa, bu takdirde (onun üzeri ne üç gün) oruç veya (alt fakiri doyuracak) sadaka veya kurbandan (biriyle) bir fidye (verme borcu) vardr. Fakat emniyete ka Vutuunuz zaman, artik kim hacca kadar umre ile faydalanrsa, o durumda (ona da) kolayna gelen bir kurban (kesme borcu) vardr. Buna ramen kim de (kurbana güç) bulamazsa, artik (ona) hacda üç gün, döndüünüz zaman da yedi (gün) oruç (tutma borcu) vardr. Bunlar tam on (gün) dür. Bu (hküm), âilesi Mescid-i Harâm sâkinlerinden olmayanlar içindir. Artik Allah'dan saknn ve bilin ki,übhesiz Al fitne ve sizi çkar- o yerden ki onlari çl- ve onlar ya- o yerde onlar ve dilar karin kaladnz k öldürün ora- sizinle sava- tà Mescid4 Haråm yann da malarina dek ki artik Son ve- artik din olunca- ve bir ya dek aya be- haram deldir takvåså- bera- hibleriyle berdir O $e- mis- ona artik sal dirin yin ki liyle oruçtan ay artik o hacca ey ki kadar olmayn- t ki onlarla sa- ve çok mer- çok bai- Allah fitne caya dek hametlidir layandr yerine kurban varinca- tâ ya dek ki (gün) káfirlerin cezâs ite böy- o takdirde on- ledir larnoldurun zålimlere såkinlenin- åilesi den size Allah üb- bilin ki hesiz yedi ve hacda gün da üb- iyilik ve tehlikeye ellerinizle atma- ve Allah artik o men' olu- fakat Allah umreyi ve hacci tamam- ve ey ki nunursanz eer için layn onlarla sa- ve öldürmek- daha vamayn ten siddetidir nizi van an- o takdirde dü- cak manlik yoktur saldrd öyle karlikl- isekim artik oruç Vin balar- tira etme- ve yin olmad o kimse bu için ki ve Allah- sak- ve size dan nin artik bir bandan bir ra- kendisin- ve- hasta fidye hatszlik de var ya sizinle sa- fakat varlarsa eer son ve- fakat Alla rirlerse eer hin tam on hünet- ve ha ler (günldur saldrd yolunda infâk ve umre ile fayda- artik emniyette fakat o kurban- ve- sada- ve landysa kim oldunuz vakit ki dan ya kadan ya ram edin iyilik eden- sever Allah leri kurbandan kolay geldi sizden Olauy bulama- fakat kurbandan kolay geldi diysa kim fakat kim bunlar döndu- o va nuz kit ki azåbi çok id- Allah üb- bilin ki ve Allah'- sak- ve Mescid-i Haråm detlidir hesiz dan nin lah, azâb çok iddetli olandr! sübhesiz rirlerse eer hesiz edin dr
  • 34. hacci yaparsnz o $ey ve azin hayrls size onlarda veoza man ki onu zikredin ve insanlar Rabbi miz ve deildir akn ettiniz nihâyet o zaman ki (kendine) farz ettiyse ondan once der fakat übhesiz akt bir nasibden babalarnzi anmanz qibi bir iyilik hesåb hacda kendileri- ite onlar ne vardr çok mer- çok bai- Allah hametlidir layandr O Kimse o hlde kim Me'ar-i Harâm azk edinin Ve münäkaa ve etmek yoktur akl O yerden ki dünyada pek çabuk görendir idiniz âhirette Rabbinizden bir ihsân Allah' Allah såhib- ey lern yannda Allah' üb hesiz ve insanlardan vardr bilinen ver Allah üb- ve hesiz akn edin ate azâbindan ve günah ile- ve mek yoktur bize Rabbi onun yoktur ve için mIz bizi koru onu bilir benden sakinin ve aylardr Sonra artik zikredin bir anma ile aramanIz sizi hi iyete der artik kadna yak lamak yoktur Allah dan mafiret dileyin kazandlar ve takvådr artik zikre- hac ibâdetlerinizi bitirdiniz din hac hayrdan dünyada Arafattan elbette dalålete düenlerden daha iddetli bir iylik günah o ey den ki gibik O sey ve veya bize o kim- onlardan ve vardr se ki ver âhirette bir nasib Cüz:2. Sirc:2 (Bakara 197-202) 30 197- Hac (vakti), ma'lüm aylardr. O hâlde kim onlarda (o aylarda ihrâma gir mekle niyet ederek) hacc (kendine) farz ederse, artk hacda ne kadna yaklamak, ne günah ilemek, ne de münâkaa etmek vardr. Hayr (ve hasenât)dan ne yaparsanz, Al lah onu bilir. O halde (kendinize yolculuunuzda lâzm olacak) azk edinin; fakat übhesiz ki azin en hayrls, takvdr. Ve ey akl såhibleri! (Sâdece) benden saknn! 198- (Hac esnásnda ticâet yaparak) Rabbinizden bir ihsan aramanzda size bir günah yoktur. Nihâyet Arafat tan (ayrlp) akn ettiiniz zaman, Me'ar-i Harâm (tepesi) yannda (Müzdelife'de) artik Allah'i zikredin! Ve (0) sizi hidâyete erdirdii gibi, (siz de) O'nu zikredin! Dorusu (siz) bundan ev vel de elbette dallete düenlerdendiniz. 199- Sonra insanlarn (sel gibi) akti yerden (Arafat tan siz de) akn edin ve Allah'dan mafiret dileyin! übhesiz ki Allah, Gafür (çok mafiret eden)dir, Rahim (çok merhamet eden)dir. 200- Nihâyet hac ibâdetlerinizi bitirdiiniz de, babalarnz andnz gibi, hattâ daha kuvvetli bir anma ile artk Allah'i zikredin! Insanlardan öyleside vardr ki: "Rabbimiz! Bize (nasibimizi) dünyada ver" der; o takdir de onun için âhirette hiçbir nasib yoktur! 201- Onlardan bir kism da: "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, âhirette de iyilik ver ve bizi ate azâbndan muhâfaza eyle!" der. 202- te onlar ki, kendilerine kazandk larndan bir nasib vardr. Allah ise, hesâbi pek çabuk görendir. erdird
  • 35. 31 Cüz:2. Süre:2 (Bakara 203-210) 203- O hâlde sayl günlerde (terik gün lerinde) Allah'i (tekbirlerle) zikredin! Bun dan böyle kim iki günde (Mina'dan dönmek için) acele ederse, artik ona bir günah yok tur. Kim de (üçüncügüne) geri kalrsa ona da bir günah yoktur. (Bu, günahlardan) sa knanlar içindir. Oyleyse Allah'dan saknn ve bilin ki, dorusu siz O'nun huzruna toplanacaksnz. 204- Ve insanlardan öylesi vardr ki, dünya hayåtna dâir sözü (senin) houna gider. (Sözlerinin kendi) kalbinde olana (muvâtik olduuna) da Allah'i âhid tutar; hâlbuki o, dümanlarn en iddetisidir. de fesad çkarmak, hem ekin(lerinizi) ve (hayvanlarinzin) nesli(ni) helâk etmek için çalr. Hâlbuki Allah, fesd sevmez. 206- Hem ona: "Allah dan sakn!" denil dii zaman, gurür onu günaha sevk eder, artik ona Cehennem yeter! Hälbuki (o,) gerçekten ne fenâyataktr! 207- Fakat insanlardan öylesi de vardr ki, Allah'in rizâsna nâil olmak için kendi nefsini (ve bütün malin O'nun yolunda) fedâeder. Allah ise, kullar(n)a karçok efkatli olandr. 208- Ey imân edenler! slâma tamâmen girin; ve eytann admlarna uymayn! Çünkio, size apaçk bir dümandr. 209- O hâlde, size apaçk deliller gel dikten sonra eer (lslâm'a tamâmen gir mekten) saparsanz, artk bilin ki übhesiz Allah, Aziz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakim (her ii hikmetli olan)dr. iki günde 210- (0 mürikler) ille de, Allah'in (azâbnn) ve meleklerin buluttan gölgeler içinde kendilerine gelip iin bitirilmesini mi (helák edilmelerinimi) bekliyorlar? Nihâyet bütün iler, ancak Allaha döndürülür. sakn- o kimse içindir ki d o kim- insanlar se ki dan vardr Ve fesad çkar mas için fesâd acele ettiyse dedir yin ki tamamen SIze kullara kar gunah ile gurúr ona kalbin- o eye Allahi âhid ve dünya hayatna buluttan bundan böyle kim toplanacak- ona yeryuzünde sevmez ubhe SIZ O ardndan yine günah geri kal- kim ve ona artik qünah yoktur yoktur 205- (Senden) ayrinca da. yeryüzün-E @J; her ii hik- dâima çaliti Allah ve Islâm'a sayl tutar iler döndürülür onu tuttu eytanin gölgeler Allah'in içinde kayarsaniz übhe siz siz satar o kim- insanlardan ve yataktr gerçekten ve cehen se ki vardr ne kötü Allah üb hesiz geri çok ef- Allah ve Allah'in rizåsn katlidir Allah'a döndü man ki nesli günlerde Allah' dan girin ve Ve ekini bilin ve Allah- saknn ve âir o hâlde eer Allah' zikredin ve artik bilin admlarina kendilerinegel mesini sakn ona denildi o za- ve man ki imân ettiler dan SÖZÜ seni im hasmla- en id detlisidir helâk ve orada etmesi ancak aramak iÇin o kimse ler ki rendirir apaçk apaçk de iller uymayn artik ona yeter nefsini ey Ve bir dü mandr size geldi beklemiyorlar bitiildi ve meleklerin ve ve SInIz metli olandr üstündür nem
  • 36. nime- dei- kim ve apaçik tini tirirse süslen mitir o kim- ve seler ki azåb müjdeleyi- peygam- ciler olarak berler ardndan imân ettiler bir yola miså bir he- olma- diler o kim- rizik- Allah ve sab dan O ey- insan- arasn- huküm ver- hak ile de ki larin da O kimse lerle ki o kendile rine veildi size henüz gelmedi infäk et- o ey tiniz ki yoksullar çok id detlidir bilendir Allah bunun üzeri ne gönderdi yar utb dikkat Alla dm hesiz edin hin mesi için o e- imân o kim- Allah sonra hidå- aralarin ye ki ettiler seleriki yet eyledi de ve m'cize Allah k alay edi- ve dünya hayati yorlar ve cennete artik kendisi- o e übhesiz ne geldi yin ki onlara nice Isråiloulla sarsl- ve hastaliklar ve fakirlikler onlara do dilar tek verdik kitab hesiz girmenizi kiyåmet gü nünde zulum apaçk de daki sebebiyle hler diler okim- hidâyet Allah ve izniyle haktan hak seyi ki eder kundu infäk edecek- neyi ler O kim- an- onda ihtiläfa dü- ve hakkn- ihtläfa seler ki cak medi bir üm- insanlar id met sandnz yok rina m ardn dan beraber- indir- ve korkutu- ve lerinde di cular yetimler ve en yaknlar ve inkâr ettiler onlarin üs- sakn tündedirler dilar Sizden once sana soruyor lar Sa o kimse lere ki Sor Allah'n onlara var- ne za- bera- imân o kim- ve peygam- diye ber cekti dm man berinde ettiler seler ki geldi yin ki ihtilâfa knda dütüler artik ana baba içindir dosdoru gelip o kimse geçtiler lerin ki tâ yakndr Allahin hakkyla onu Allah artik üb- hayrdan yaparsi- o ey ve yolda kalmi ve hayrdan Cüz:2, Süre:2 (Bakara 211-215) 32 211- sråiloullarna sor, onlara (hidâyet vesilesiolacak) nice apaçk mu'cizelerden verdik (de inkâr ettiler). O hålde kim Allahin n'metini (mu'cizelerini) kendisine geldikten sonra (onu) deitirirse (inkâr sebebi yaparsa), artik übhesiz ki Allah, azâbçok iddetli olandr. 212- Inkâr edenlere dünya hayât süs lenmitir de imân edenlerle alay ediyorlar. Hâlbuki (günahlardan) saknanlar, kyåmet gününde onlarn üstündedirler. Allah ise, diledii kimseyi hesabsz rizklandrr. 213- Insanlar tek bir ümmet (ayn din üze re) idi (daha sonra ihtilfa dütüler); bunun üzerine Allah, müjdeleyiciler ve (ayn za manda) korkutucular olarak peygamberler gönderdi ve hakknda ihtilâfa dütükleri eyler husüsunda, insanlarin aralarinda hüküm vermek için, beråberlerinde hak ile Kitâb indirdi. Ancak kendilerine onun (o kitâbn) verildii kimseler, onlara apaçk deliller geldikten sonra aralarndaki zulüm (ve hased)den dolay onda da ihtila dü tüler. Sonra Allah, (o ehl-i kitâbn) üzerin de ihtilâfa dütükleri hakka, îmân edenleri izniyle hidâyet eyledi. Çünki Allah, diledii kimseyi (hikmetine binâen kendi lütfun dan) dosdoru bir yola hidâyet eder. 214- (Ey müminler!) Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hâli (sizin de) banza gelmeksizin (kolayca) Cennete gireceinizi misandnz? Onlara öyle fakirlikler ve has talklar dokundu ve öyle (belâlarla) sarsl dilar ki, hattâpeygamber ve berâberindeki imân edenler: "Allah'in yardm ne zaman!" diyecek (hle gelmillerdi! Dikkat edin, übhe yok ki Allahn yardm yakndr. 215- (Ey Resülüm!) Sana (Allah yolunda) neyi (kime) sarf edeceklerini soruyorlar. De ki: "Hayr (ve hasenâ)dan ne sarf eder seniz, artik (onlar), ana baba, en yaknlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalm(lar) için olmaldr. Hayr (ve hasenât)dan ne yapar sanz, artik muhakkak ki Allah, onu hak kyla bilendir. seyi ki landrir da dütüler