1. Luce ve Daniel Randevuda
Luce etrafına baktığında meleklerin , şeytanların ve diğer kovulan varlıkların ne kadar çabuk uykuya
daldığını görünce şaşırdı. Hatırladığı son şey Dee’nin , ayın Qayom Malak’a vurmasını görene dek
beklemesini söylemesiydi. O zaman saat kaçtı? Rays’ın güneş ışığı mağaranın ağzına vurmuştu.
Ilık bir el omzunu okşadı. Döndüğünde , saçı Daniel’ın yanağını okşamıştı. ‘ Biraz şansla yalnız
kalabildik.’ dedi gülerek.
Sırıttı. ‘ Hedi buradan gidelim.’ Dedi fısıldayarak.
El ele tutuşarak ve çocuklar gibi gülerek oradan sıvıştılar. İzledikleri yol kıvrılınca kendilerini uçsuz
bucaksız çöle bakarken buldular. Daniel onu yine kolları arasına aldı.
‘ Ellerimi senden uzak tutamıyorum.’
Luce onu hevesle öptü. Elleri beyaz kanatları okşuyordu. Daniel gibi onlarda güçlü ,mağrur ve
mükemmeldiler.
Daniel zevkle titredi.
‘ Bir yere uçmak ister misin?’
Luce her zaman Daniel ile havada olmak istiyordu. Sırıttı. ‘ Tabii. Neresi olursa olsun sadece seninle
olmak istiyorum.’
Daniel uzaklara baktı.
‘ Sorun ne?’
‘ Eğer bunlar senin için hep aynıysa , seve seve toprakta kalabilirim. Ben sadece ikimiz olmak
istiyorum. Bir kız ve bir çocuk olarak , sadece takılmak. ‘ dedi.
Gözleri endişeli bakarken kanatları okşamayı bıraktı ve elini tuttu. ‘ Ne demek istediğini biliyorum ve
çok isterim.’
2. Daniel kanatlarını açıp esnetirken minnettar görünüyordu. Derken yavaş yavaş küçülmeye başladılar
ta ki boynunda iki beyazlık olarak kalana dek. Tamamen gittiklerinde Daniel yine Daniel olmuştu. Ve
gülümsediği zaman Luce onu kanatsız görmeyeli çok zaman geçtiğini fark etti.
‘ Ayaklarını yerde tutmak güzel bir duygu. ‘ dedi Luce botlarına bakarak. Daniel’ında onunda
ayakkabıları çölün tozuna bulanmıştı.
Daniel onun omzundan geriye doğru bakarken ‘ Belki de yere yakın olmak yeterli olur.’ dedi
‘ Ne demek istiyorsun? ‘ Luce ayakucunda yükselerek Daniel’ın nereye baktığını görmeye çalıştı.
‘ Hiç hayatında deveye bindin mi?’
‘ Bilmiyorum.’ dedi ona bakarak. ‘ Bindim mi?’
Devenin adını Woody koydular çünkü 1970’lerdeki Woody Allen’a benziyordu. Tabii ondan fazlasıyla
uzundu.’ Bunu alacağız.’ Dedi Daniel
‘ Onu böylece alıp götüremeyiz. Ya başkasına aitse? ‘
Daniel elini alnına götürerek gözlerine kalkan yaptı ve ileriye doğru baktı . ‘Onu bir gün için ödünç
alacağız , sadece.’
Elini Luce doğru uzattı . ‘ Hadi gel. Gitme zamanı. ‘
Bir ayağını deveye atarken , Luce gülüyordu ve bütün ağırlıyla üzerine yerleşti. ‘ Sen nasıl bineceksin ,
normal çocuk.’
Daniel ayaklarına baktı ve çenesini kaşıdı. ‘ Hiç bunu düşünmemiştim. ‘
Luce elini uzatınca , Daniel devenin üstüne atlamaya çalıştı. Ama gerisi geri toza düştü.
‘ Bu denemeydi, sayılmaz yani.’ İkincisinde ise sonuç değişmedi , Daniel düştüğü zaman Woody
huysuzlanmaya başlamıştı. ‘ Tamam.’ Dedi Luce gülmemeye çalışarak. ‘ Tanrı’nın hakkı üçtür derler. ‘
Sonraki iki deneme başarısız olmuştu ama Luce gülmemişti. Dördüncü denemede kendini tutamadı ve
kahkaha attı. Daniel son kez Luce’un ellini tuttu ve kız da son gücüyle onu çekti. İşte şimdi devenin
üstüne yerleşmişlerdi. Fakat Woody durumdan pek hoşnut değildi. Onun çıkardığı sesler kızı fena
güldürdü. Danielda ona katıldı. Yavaş yavaş hareket etmeye başladılar.
Sonunda gülüşleri son bulunca , Luce Daniel’a döndü. Parmağını dudaklarına sürdü. ‘ Hala
uçuyormuşuz gibi hissettiriyor.’
‘ Sanırım hep havalardayız. ‘ dedi Daniel onun parmak uçlarını öperek. Woody’nin hızlanması için
hayvana zarif bir tekme vurdu.
Yolculukları esnasında sessizce ilerliyorlarken Luce bu kahverengi kumun dünyanın en güzel yeriymiş
gibi hissediyordu. ‘ Daha önce hiç deveye bindiğimi sanmıyorum.’
‘ Hayır.’ dedi Daniel , Luce onun gülümsediğini hissedebiliyordu. ‘ Binmedin. En azından ben
etrafındayken binmedin. Geçmişinden anıları görebiliyor musun?’
3. ‘ Sanırım. Çok garip , ulaşabiliyorum ama aklım başka bir anın etrafında dolaşırken ,yaptığım bir şeyi
bulduğum zaman hafif bir sıcaklık hissediyorum. ‘ Omuz silkti. ‘ Şuan hiçbir şey hissetmediğim için
bunu daha önce deneyimlemediğimi düşünüyorum.’
‘ Etkilendim.’ Dedi Daniel. ‘ O zaman bana başka bir şey söyler misin? Bana Dover’da geçirdiğin
zamanı anlat mesela.’
‘ Dover mı?’ Bu onu şaşırtmıştı. Bunu konuşmak yerine geçmiş yaşamında ziyaret ettiği yerleri
düşünmeyi tercih ederdi. Bir kaktüs ağaçını geçtiler sonra kurumuş bir nehiri. Burada onu eleştirecek
kimse yoktu. Sadece Daniel.
‘ Üç yıllık bir sıkıntıydı , ölü bir çocuğun üzerinden yaşadığım. ‘ dedi sonunda.’ Düşünmek bile beni
hasta ediyor çünkü – ‘
‘ Trevor’ın ölmesi senin suçun değildi. ‘
Kıuz arkasını döndü. ‘ Bunu nereden biliyorsun?’
‘ Onun arkasında başkası var. Senin o yangın hakkında nasıl hissedeceğini bilen birisi ve böyle
hissetmeni isteyen. Birisi orada ne yaşandıysa bundan suçluluk duymana emin olmak istediği için
önem verdiğini birini hedef aldı. ‘
‘ Kim bunu yaptı ?’ diye fısıldadı Luce.
‘ Senin asla aşık olmanı istemeyen birisi. Sen ve benim paylaştığımızı kıskanan birisi. ‘
‘ Bir insan kıskançlık yüzünden mi öldü , Daniel? Masun bir çocuk bizimle alakası olmayan bir şey
yüzünden öldü. ‘
‘ Böyle bir şeyin olacağını bilmiyordum , bilseydim durdururdum. Üzgünüm , Luce acı çektiğini
biliyorum. ‘
Luce elini başına koydu. ‘ Trevor’u öldüren kişi kimse sana aşık olmayayım diye mi bunu yaptığını
söylüyorsun?’
‘ Evet.’
‘ Yalnız … İşe yaramadı. ‘
‘ Hayır.’ Dedi Daniel. .’ İşe yaramadı. ‘
‘ Çünkü lanet yüzünden , o bizi bir araya getiriyor. ‘
‘ Çünkü hiçbir lanet aşktan daha kuvvetli değildir. ‘
Bir tepeden başka tepeye tırmandılar. Güneş omuzlarının arkasında batarken el ele tutuşmuşlardı.
Woody onları bir uçuruma götürdüğünde , derin ve korkutucu okyanusu gördüler. Birbirlerine
sessizce gülümserken , bunun mükemmel bir anı olduğunu biliyorlardı.
Ve basit bir randevu olduğunu , uçmak yok , kanatlar yok.
4. ‘ Buraya gel.’ Dedi Daniel uçurumun kenarına oturdu ve Luce’unda yanına gelmesini işaret etti.
‘ Dünya sadece bizimmiş gibi hissettiriyor , bugün değil mi?’ dedi Luce üzgünce.
Daniel onu kendine cevirdi ve burnunu burnuna dayadı. Elleri yavaşçı sırtını okşuyordu. Onu yeni bir
farkındalıkla öptü , dokunuşu yumuşak , pürürsüz ve bir o kadar umutsuzcaydı. Luce kendini heyecanlı
, başı dönmüş gibi hissetti. Sanki ruhları keyifle birbirlerine dolaşmışlardı.
‘ Seni seviyorum , Daniel.’ Dedi Luce nefes alışları arasında.
‘ Bende seni seviyorum. ‘ diye cevap verdi. ‘ Her şeyden çok. Her şey –‘
Boom
Sanki gök gürültüsü havayı yırtıyordu. Luce mağaranın içinde uyanıverdi. Daniel’ın omzunda uyuya
kaldığını anlayınca iç çekti…
Onokumalar.com cevirisidir. Bu ön okumayı beğendiyseniz , Düşüş Serisini en yakın kitapçılardan
temin edebilirsiniz.