SlideShare a Scribd company logo
AHİRETE İMAN
AYETLER
• “Ey iman edenler! Allah’a, Resûlü’ne, indirdiği Kitab (Kur’an’)a ve daha önce indirdiği kitap(ların asılların)a (gereğine
uygun şekilde) iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, resûllerini ve âhiret gününü (birini bile) inkâr ederse
muhakkak ki o, derin bir sapıklığa düşmüştür. “(Nisa Suresi 136)
• “Allah’ın izni olmadan hiçbir kimseye ölüm yoktur. (Ölüm) vadeye yazılmış bir yazıdır. Kim dünya nimetini isterse,
kendisine ondan veririz; kim de (ibadet ve itaatiyle) âhireti ve sevâbını isterse kendisine de ondan veririz. Şükrü
yerine getirenleri mükâfatlandıracağız.” (Ali İmran Suresi 145)
• “Sizi tek nefis (Âdem’)den yaratan ancak O’dur. Sonra (sizin için dünyada) bir süreli, bir de (âhirette diriliş ve)
süresiz kalış yeri vardır. Gerçekten biz, derin anlayış sahibi bir kavim için âyetleri geniş geniş açıkladık.” (En'am
Suresi 98 ) [ 2/28; 11/7; 40/11]
• “Âyetlerimizi ve âhirete kavuşmayı yalanlayanlar var ya, onların bütün işledikleri boşa gitmiştir. Onlar, yapmakta
oldukların(ın karşılığın)dan başka bir şeyle mi cezalandırılırlar? (Hayır ancak onunla.)” (A'raf Suresi 147)
• “Onların kimi de: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da güzellik, âhirette de güzellik ver ve bizi cehennem azabından
(ateşinden) koru.” der.” “İşte onlara, kazandıklarından (hem dünyada hem de âhirette) büyük bir nasip (rahmet,
hayır ve bereket) vardır. Allah hesabı çok çabuk görendir .” (Bakara Suresi 201-.202)
• “İşte onlar, âhirete karşılık dünya hayatını satın almış (tercih etmiş) kimselerdir. Bu yüzden, onların azabı
hafifletilmez, onlara asla yardım da edilmez. “(Bakara Suresi 86.) (Çünkü onlar, âhireti
yok sayıp: “Her şey dünya içindir.” diyerek materyalist/maddeperest olarak yaşamışlardır.)
• “Doğrusu Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir değer (olan dünyalık) karşılığında satanlar var ya, işte onlara
âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah, kıyâmet günü onlara hitap etmeyecek, onlara (merhametle) bakmayacak ve
onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için çok acı bir azap vardır.” (Ali İmran Suresi 77)
• “Rablerinin huzurunda durdurulmuş iken onları bir görsen! (O zaman, Allah:) “Bu (âhiret hayatı) gerçek değil
miymiş?” diyecek. Onlar da: “Evet, Rabbimiz hakkı için gerçektir.” diyecekler.O da:“Öyleyse, küfre sapmanız
yüzünden tadın azabı!” buyurur.”(En'am Suresi 30)
• “(Âhirette) bize kavuşmayı ummayan, (sadece) dünya hayatından hoşlanıp (gönlü) onunla yatışıp rahatlayan ve bir
de âyetlerimizden gafil olanlar var ya! İşte, onların kazandıkları (günahları)ndan dolayı, varacakları yer ateştir.”
(Yunus Suresi 7-8.)
• “Kâfirler diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: Hayır, Rabb’ime and olsun ki mutlaka diriltileceksiniz. Sonra
yaptıklarınız size haber verilecek. Bu Allah’a göre kolaydır.” (Teğabun Suresi, 7)
HADİS
• Bir sahâbî Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e: “–Hangi mü’min daha akıllıdır yâ Rasûlâllah?”
diye sordu. Hazret-i
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurdular: “–Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden
sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır…” (İbn-i Mâce, Zühd,
31)
• Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Ölümü ve öldükten sonra ceset ve
kemiklerin çürümesini hatırlayın. Âhiret hayatını isteyen, dünya hayatının süsünü terk eder.”
(Tirmizî, Kıyâmet, 24)
• Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhumâ- anlatır: “Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-
beni tuttu ve: «Dünyada tıpkı
bir garip, hattâ bir yolcu gibi davran! Kendini ölülerden ve kabir ehlinden say.» buyurdu.” (Buhârî,
Rikāk, 3; Tirmizi, Zühd, 25) Mücâhid bin Cebr -rahmetullâhi
aleyh- diyor ki: Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhumâ- bu hadîs-i şerifi naklettikten sonra bana
şu nasihatte bulundu: “Ey Mücâhid! Sabaha çıkınca nefsine akşamdan söz etme! Akşam olunca da
nefsine sabahtan bahsetme! Hastalıktan önce sıhhatinden, ölmeden evvel de hayatından istifâde
et! Çünkü ey Allâh’ın kulu, sen yarın ne hâlde olacağını (ölü mü, diri mi olacağını) bilmiyorsun.”
(Tirmizî, Zühd, 25)
AHİRET GÜNÜNE İMAN
• Allah-u Teâlâ Kitabında ahiret gününe imanın gerekliliğini zikretmiş ve onun mutlaka gerçekleşeceğini haber
vermiştir. Kur’an, sünnet, akıl ve fıtratı selime ahiret gününe iman etmemizi gerekli kılar.
• Bütün Peygamberler, kavmini, ahirete iman etmeye davet etmiştir. Semavi dinlerin hepsi öldükten sonra dirilmeyi
iman rükünlerinden saymış; ahiret ve dirilmeye iman etmeyen kimseyi mü’min saymamıştır. Bazı inatçı kâfirlerin
dışında ahireti inkâr eden de olmamıştır.
• Kâfirlerin tekrar dirilmeyi inkâr ve ondaki şüpheleri, Allah’ın kudretine olan bilgisizlikleri ve akıllarını gereği gibi
kullanmadıklarındandır. İlk yaratılışlarını unutarak çürüyüp toprak olmuş bu kemikleri kim diriltecek diye akıllarınca
delil getirmeye çalışmaktadırlar.
• Allah-u Teâlâ kullarına bu dünyada da ölüleri dirilttiğini göstermiştir. Bakara süresinde buna örnekler vardır: (Bakara
55, Bakara 73, Bakara 243, Bakara 259-260 ) Allah-u Teâlâ hem fert hem de toplum şeklinde dünyada iken
kullarına tekrar dirilmeyi göstermiştir.
• Ahirete iman, sahibine cenneti kazandıracak salih ameller yaptırır; cehenneme girdirici kötü amellerden de
uzaklaştırır. Dünyada kendisinin imtihan için kaldığını bilen bir kimse, bu imtihan dönemini iyi değerlendirir ve bu
dönemi kendi aleyhine kapatmaz.
• Hayır ve iyi işler yapanlara sevap ve cennet, kötü işler yapan asi kimselere de cehennem vereceğini vadeden,
hâkimler hâkimi Zatın huzurunda söz ve fiillerinden hesaba çekileceğine iman eden bir kimse, heva ve hevesine
göre değil, Allah ve Rasulünün ölçülerine göre bir hayat yaşar. İçerisinde salih amellerin bulunduğu defterinin
tartıda ağır gelmesi için çaba harcar.
• Allah-u Teâlâ tekrar dirilmeyi yeryüzünde bize bitkiler ve bazı hayvanlar üzerinde gösterir. Yeryüzü kışın gelmesiyle
güzellik ve canlılığını kaybeder. Ağaçlar kurur yapraklarını döker, yemyeşil otlar kupkuru olup rüzgârın önünde yok
olup giderler. Baharın gelmesiyle yeryüzünde tekrar bir canlılık ve hareket başlar. Allah-u Teâlâ birçok ayette
yeryüzünün öldükten sonra dirilmesini ahiretteki dirilmeye benzetmiş ve bunu tekrar dirilmeye örnek vermiştir:
• “Onun ayetlerinden biri de, sen toprağı boynu bükük kupkuru görürsün. Onun üzerine suyu döküğümüz vakit,
titreşir kabarır. Onu dirilten Allah elbette ölüleri de diriltir. O her şeye kadirdir.” (Fussilet Suresi, 39)
• “Gökten bereketli su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Birbirine girmiş kat kat tomurcukları
olan yüksek hurma ağaçları yetiştirdik. Kullara rızk olması için. O su ile ölü bir beldeye can verdik. İşte (kabirden)
çıkışta böyledir. Nasıl ölen toprak canlanıyor, ağaçlara taze bir hayat geliyor, bitkiler yerden çıkıyorsa, siz de
kabirlerden öyle taze can bulup çıkacaksınız. ( Kâf Suresi, 9, 10, 11)
• Ahiret gününe iman, imanın en önemli rükünlerinden bir rükündür. Mü’min kişi Kur’an ve Sahih Sünnette haber
verilen, ölümle başlayan gaybî işlerin hepsine inanır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
KABİR(BERZAH) ALEMİ
• Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in haber verdiği kabrin fitnesi ve
meleklerin kulu Rabb’i, dini ve Nebisi hakkında sorguya çekmesidir.
Bunun delili ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sahih
hadislerde insanlar kabirlerinde imtihan olunacaklar demesidir.
• Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem): ‘Kul kabrine konduğu ve arkadaşları
dönüp gittiği zaman, o arkadaşlarının ayakkabılarının sesini işitir. Ona iki
melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona: −“Muhammed denilen
kimse hakkında ne dersin? “derler.
O kul: −Onun Allah’ın Kulu ve Rasulü olduğuna şahadet ederim der.
Bunun üzerine melekler tarafından: −“Ey mü’min! Cehennemdeki yerine
bak! Allah bu azap yerini senin için cennetten bir makama değiştirdi
denir.” O kul cehennem ve cennetteki iki makamını birden görür.
Fakat kâfir veya münafık olan ölü ise meleklerin sorusuna:
−“Muhammed hakkında bir şey bilmiyorum. İnsanların Ona söyledikleri
bir sözü işitir ben de onu söylüyordum” der. Melekler o kâfir veya
münafığa: −“Anlamaz ve uymaz olaydın” der sonra bu kâfir veya
münafığın iki kulağı arasına demir bir balyozla vururlar. O balyozu yiyince
kâfir veya münafık şiddetle feryat eder. Bu feryadı ins ve cinden gayrı
ona yakın her şey işitir’ buyurdu.” (Buhari 1259, İbni Hibban 3120)
• Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
“Allah, mü’minleri dünya hayatında da ahiret hayatında da sabit bir sözde sebat ettirir...”. Kabirde
ölüye: −Rabb’in kimdir? diye sorulur.
O da: −Rabb’im Allah ve Nebim Muhammed’tir der.
İşte bu Allah’ın: “Allah, mü’minleri dünya hayatında da ahiret hayatında da sabit bir söz üzere
sebat ettirir...”( İbrahim 27) ayetindeki sabit kavlin delalet ettiği sözdür’ buyurdu.” (Müslim
2874/73, Buhari 1294)
• Kabrin azap ve nimetlerine Kur’an ve Sahih Sünnette birçok deliller vardır.
• Zeyd bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Neccar oğullarına
ait bir bahçede ve katırının üzerinde bulunduğu bir sırada biz onunla beraberdik. Katır aniden
yoldan saptı ve koştu. Nerede ise Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i yere atacaktı. Orada altı veya
beş veya dört tane mezarla karşılaştık. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Bu mezarların
sahiplerini kim tanıyor?’ ded Bir adam: −Ben tanıyorum dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Bunlar ne zaman öldüler?’ dedi.
O adam: −Müşriklik zamanında öldüler dedi.
Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Şüphesiz bu ümmet kabirleri içinde imtihana
tabi tutuluyorlar. Şayet ölülerinizi gömmeyi terk etmeniz endişesi olmasaydı, bu mezarlıktan
işitmekte olduğum kabir azabından bazısını sizlere işittirmesini Allah’tan muhakkak talep ederdim’
buyurdu. Sonra yüzünü bize
dönerek: −‘Kabir azabından Allah’a sığının!’ buyurdu. Sahabeler: −Kabir
azabından Allah’a sığınırız dediler. Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): −‘Kabir azabından Allah’a sığının!’ buyurdu. Sahabeler:
−Kabir azabından Allah’a sığınırız dediler. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Fitnelerden, onların görünenlerinden ve görünmeyenlerinden
Allah’a sığının!’ buyurdu. Sahabeler: −Fitnelerden, onların görünenlerinden ve
görünmeyenlerinden Allah’a sığınırız dediler.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Deccal fitnesinden de Allah’a sığının!’ buyurdu.
Sahabeler: −Deccal fitnesinden de Allah’a sığınırız dediler.” (Müslim 2867/67)
• Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) dedi ki: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
iki kabre uğradı ve: ‘Bu iki kabrin sahibi azap olunuyorlar! Hem de büyük bir şeyden dolayı
azap olunmuyorlar. Onlardan biri söz taşır, diğeri de bevlinden sakınmazdı...’ buyurdu.”
(Buhari 1361, 6052, Müslim 292/111)
• Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem): ‘Sizden biri vefat ettiğinde sabah ve akşam ona makamı gösterilir. O kimse cennet
ehlinden ise cennet ehli makamlarından bir makam; ateş ehlinden ise cehennem ehlinin
yerlerinden bir yer gösterilir ve: −Burası senin oturacağın yerdir. Kıyamet günü Allah seni o
makama gönderecektir denir’ buyurdu.” (Buhari 1301, Müslim 2866/65)
• Kabrin azap ve nimeti, iki meleğin gelip ölüye bir şeyler sorması Rasulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)’den rivayet edilmiştir. Nasıllığı ve niceliği hakkında konuşmak doğru değildir.
Ölen kişi, ister bir kabre defnedilsin, ister suda boğulup cesedi kaybolsun, ister kurda kuşa
yem olsun aynıdır. Azap defnedilenlere ulaştığı gibi bunlara da ulaşır.
• Bunu rüyasında azap ve işkence gören veya saadet içerisinde mutluluktan uçan biriyle
örneklendirelim. Rüyasında azap içerisinde inleyen kimse, azabı sadece cisminde mi
görmektedir, yoksa ruhunda mı? Sadece cisminde dense, uyuyan kimse vücudunda yara ve
bere gibi bir şey görmemektedir.
Sadece ruhunda azap görür dense, azap anında yatağında kıvranması terleyip çığlık atması
cismiyle alakalı bir şeydir. Netice olarak kabir azabı diye bildiğimiz ahiretten önce, öldükten
sonra vuku bulan azap ve nimet, kabir azabı ve nimetleridir. Keyfiyeti bizce malum değildir.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Sahih Hadislerinde gelen kabir azabı ve
nimetleriyle ilgili haberlere inanıp onlarla yetinmek ve keyfiyetini araştırmamak en doğru
yoldur.
Ba’s (Öldükten Sonra Tekrar Dirilme)
• Birinci sûra üflenişten sonra ikinci kez sûra üflenir, bu üflenişle
beraber ölülere tekrar hayat verilir. İşte ba’s dediğimiz tekrar dirilme
olayı budur.
• “...İlk yaratmaya başladığımız gibi tekrar iade edeceğiz; bu üzerimize
bir va’ddir; biz bunu mutlaka yapacağız.”( Enbiyâ Suresi,104)
• “Sûra üflendi. Şimdi onlar kabirlerinden kalkıp Rab’lerine koşuyorlar.
Vay bize! bizi yattığımız yerden kim kaldırdı! İşte Rahmânın va’d ettiği
şey budur. Demek Rasuller doğru söylüyormuş dediler.” (Yâsîn 51)
• “Kendi yaratılışını unutarak ve bize bir misal vererek: ‘Şu kemikleri
kim diriltecek?’ dedi. De ki: Onları ilk defa yaratan diriltecektir...”
(Yasin Suresi,78, 79)
• “Sura üflendiğinde göklerde ve yerde olanlar kendilerinden geçip
yere yıkılırlar. Ancak Allah’ın dilediği kalır. Sonra sura bir daha üflenir,
birden onlar mezardan kalkıp bakarlar.” (Zümer 68)
• “Yaratmaya başlayan O’dur. (Öldükten) sonra onu tekrar iade eder.
Bu Ona daha kolaydır...” (Rum Suresi, 27)
Haşr (Toplanmak)
• Haşr, mahlûkatın tekrar dirilip kabirlerinden çıkışından sonra meydana gelecektir.
• “Allahdan başka ilah yoktur! Sizi mutlaka kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Bunda
şüphe yoktur. Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir.”( Nisâ Suresi,87)
• “O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz! Sizden hiç kimse gizli kalmaz!” (Hakka
Suresi,18)
• “Rabb’ine and olsun ki onların hepsine yaptıklarından soracağız.” (Hicr Suresi,92)
• Haşr, halkın kendi aralarındaki hakların alınıp verilmesi için mahkemenin kurulacağı yerde
toplanmalarıdır. İnsanlar dirildikten sonra Allah, meleklere emreder, onlar insanları mahşer
yerine getirirler. Onların mahşere getirilirken halleri ilk yaratıldıkları günde olduğu gibi
sünnetsiz, çırılçıplak ve yalın ayaktır!
• Aişe (Radiyallahu Anha)’nın rivayet ettiği hadiste: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizler yalın ayak, çırılçıplak ve sünnetsiz olarak haşr olunacaksınız!’
Aişe (Radiyallahu Anha): −Ya Rasulallah! İnsanlar birbirlerine bakarlar, dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Ya Aişe! Durum insanların birbirlerine
bakmalarından daha şedit ve çetindir!’ buyurdu.” (Buhari 6441, Müslim 2859/56)
• Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle demiştir: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) bizim aramızda ayağa kalkarak bir hutbe irat etti ve:
‘Şüphesiz sizler yalın ayak, çırılçıplak sünnetsiz olarak haşr olunacaksınız!’ buyurdu. Sonra:
“İlk yaratmaya başladığımız gibi onu iade ederiz. Bu üzerimize bir va’ddir, biz bunu mutlaka
yapacağız. Enbiyâ Suresi 104 ayetini okudu.” (Buhari 3142, Müslim 2860/58)
Amellerin Karşılığının Alınması
• Ahiret gününde herkes işlediği amellerin karşılığını alacak ve hiç
kimseye zerre kadar zulmedilmeyecektir. İman edip salih amel
işleyenler Allah’ın mağfiret ve cennetini elde edecekler iman
etmeyip kötülük işleyenler de Allah’ın gazabı ve cehennemine duçar
olacaklardır.
• “O gün Allah onlara hak ettikleri cezayı (karşılığı) tam verir ve onlar
da bilirler ki Allah apaçık haktır.” (Nur Suresi, 25)
• Ebu Zer (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) Allah-u Teâlâ’dan rivayet ettiği kutsi bir hadiste Allah şöyle
buyuruyor: ‘Ey kullarım!
Bunlar sadece sizin amellerinizdir ki ben onları sizin için sayıyor ve
muhafaza ediyorum. Sonra onların karşılığını size noksansız olarak
veririm. Bundan dolayı herkim hayır bulursa hemen Allah’a hamd
etsin. Herkim de onun gayrı bir şey bulursa sadece kendini levm
etsin, ayıplasın!’ dedi.” (Müslim 2577/55)
Kulların Hesaba Çekilmesi
• İnsanlar Rab’lerine arz olunup adil bir şekilde muhakeme ve hesaba çekileceklerdir.. Bundan sonra herkes
işlediği amellerinin salih veya fasit olduğunu gözüyle görecektir.
• Kulların okuyacağı amel defterleri, kulların dünyada iken işlediği amellerin bulunduğu divandır. Kulların
dünyada iken işlediği amelleri yazan melekler, Kiramen Kâtibin melekleri amelleri yazıp muhafaza etmekle
görevlidir. Kullar, dünyada yaptığı amellerini yazılı olarak bulacaktır. Kullar amellerinden dolayı hesaba
çekilirken bu defterler beraberlerinde olacaktır.
• “Her insanın (amel) kuşunu boynuna doladık, kıyamet günü kendisi için açılmış olarak bulacağı bir kitap
çıkarırız. Kitabını oku, bu gün nefsin hesaba çekici olarak sana yeter.” (İsra Suresi, 13, 14)
• “Kitap (amel defteri) ortaya konmuştur. Onun içindekilerden korkarak suçluların: Vay bize, bu kitaba da ne
oluyor ki, ne küçük ne büyük hiç bir şey bırakmıyor; her şeyi sayıp döküyor, dediklerini görürsün. (Onlar)
yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Rabb’in kimseye zulmetmez!” (Kehf Suresi,49)
• “Kimin kitabı sağından verilirse o kolay bir hesaba çekilecektir ve sevinçli olarak ehline dönecektir. Kimin
kitabı da arka tarafından verilirse o ölümü çağıracaktır ve alevli bir ateşe girecektir. Çünkü o (dünyada
iken) ailesi arasında çok sevinçli idi. O hiç Rabb’ine dönmeyeceğini zannediyordu. Hayır, (asla zannettiği
gibi değildir; bir gün Rabb’ine elbette dönecektir ve) Rabb’i onu görmektedir.” (İnşikak Suresi, 7-15)
• “Kitabı sağından verilen: Alın kitabımı okuyun, ben zaten kitabımla karşılaşacağımı umuyordum der. Artık
o hoşnut edici bir hayatın içindedir.” (Hakka Suresi,19-21)
• “Kitabı sol tarafından verilen: Keşke bana kitabım verilmeseydi, şu hesabımı hiç bilmemiş olsaydım, keşke
ölüm işimi bitirmiş olsaydı der.” (Hakka Suresi,25-27)
• Adiy bin Hatim (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Sizden her biriyle
Allah konuşacaktır. Allah ile kendi arasında tercüman da olmayacaktır. Sonra o kimse bakar fakat önünde
hiçbir şey göremez. Sonra önüne bakar, kendisini ateş karşılar. Sizden herkim bir hurma yarısıyla da
ateşten korunmaya gücü yeterse bunu yapsın!’ buyurdu.” (Buhari 6451, Müslim 1016/66, 67, Nesei 2551,
2552, Ahmed 18274)
Amellerin Tartılması
• “Kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Hiç kimseye bir haksızlık
edilmez. (İnsanın yaptığı) bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da onu
getiririz. Hesap gören olarak biz yeteriz.” (Enbiyâ Suresi, 47)
• “O gün tartı tam doğrudur. (Kimseye zulmedilmez) Kimin sevap
tartıları ağır gelirse, işte onlar felaha erenlerdir. Kimin sevap tartıları
hafif gelirse, işte onlar da ayetlerimize haksızlık etmelerinden dolayı
kendilerini ziyana uğratanlardır.” (A’raf Suresi,89)
• “Herkim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür. Herkim de zerre
ağırlığınca şer yapmışsa onu görür.” (Zilzal 7, 8)
• “Nihayet oraya vardıklarında kulakları, gözleri, derileri yaptıkları
ameller hakkında onların aleyhine şahitlik ederler. Derilerine derler
ki: ‘Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?’ (Derileri): Her şeyi konuşturan
Allah bizi de konuşturdu...” (Fussilet Suresi,21)
• “O gün ağızlarını mühürleriz, elleri bize söyler, ayakları yaptıklarına
şahitlik eder.”(Yâsîn Suresi,65)
Havz
• Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
“‘Ashabımdan bir takım insanlar havuz başında benim yanıma geleceklerdir. Ben
onları görüp tanıdığım zaman, onlar benim önümden çekilip götürülürler!
Ben; −Onlar benim ashabımdır derim.
(Vazifeli melekler) bana: “−Sen onların senden sonra neler ihdas ettiklerini (ve
bidatler çıkardıklarını) bilmemektesin! derler’ buyurdu.” (Buhari 6478)
• Sehl bin Sa’d (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
“‘Ben sizin havuz başında öncünüzüm. Benim yanıma gelen ondan içer, ondan
içen kimse de bir daha susamaz! Şüphesiz yanıma benim kendilerini tanıdığım,
onların da beni tanıdığı bir takım kimseler gelecek. Sonra benimle onların arasına
bir engel konur. Ben: “−‘Onlar bendendir’
derim. Bana: −‘Sen
onların senden sonra ne bidatler ihdas ettiklerini bilmemektesin!’ denilir.
Ben de:−‘Benden sonra dinde değiştirme yapanlar uzak olsunlar, uzak olsunlar
derim’ buyurdu.” (Buhari 6479, 6480 Müslim 2295/29)
• Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem): ‘Kıyamet günü benim yanıma ashabımdan bir zümre kimseler gelecek,
onlar benim havuzumdan geri döndürülüp kovulacaklardır.
Ben de: −‘Ya Rab! Onlar benim ashabımdır! derim.’
(Allah cc ):−‘Senden sonra onların nasıl bidatler çıkardıklarından bilgin yoktur!
Kuşkusuz onlar arkaları üzere dönüp gerisin geri dinden çıkmışlardır!, buyurur’
dedi.” (Buhari 6480, Müslim 2290/27)
Sırat
• Sırat hesap ve mizandan sonra insanların üzerinden geçmesi için cehennem üzerine kurulan bir köprüdür. Rasuller
de dâhil bütün insanlar o köprüden geçecektir. Dünyada iken hak dinin gereği amelleri yapıp sıratı müstakim üzere
olan kimseler, ahirette de sırat üzerinde ayakları kaymayıp onu geçeceklerdir. Bu dünyada sıratı müstakimden
ayrılıp dinin gereklerini yapmayanlar ise ahirette ki sırat üzerinden geçemeyecek ayakları kayıp cehenneme
yuvarlanacaklardır! Hadislerde herkesin amellerine göre bir hızla sırattan geçeceği bildirilmiştir.
• “Sizden herkes şüphesiz oraya uğrayacaktır! Bu, Rabb’inin üzerine aldığı kesin bir hükümdür. Sonra muttakileri
kurtarırız ve zalimleri diz üstü çökmüş olarak bırakırız.” (Meryem Suresi,71,72)
• Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “‘Cehennemin tam ortasına
sırat kurulur. Ümmetimle beraber onun üzerinden ilk geçen ben olacağım. O gün Rasullerden başka hiç kimse
konuşmaz! Rasullerin o günkü konuşacağı söz: Ey Allah’ım! Selamet ver, ey Allah’ım! Selamet ver, demek olacaktır.
Cehennemin üzerinde sadan dikenleri gibi çengeller vardır. Sadan dikenlerini gördünüz mü?’
Sahabeler: −Evet, Ya Rasulallah! dediler. Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): −‘İşte o çengeller sadan dikenleri gibidir. Ancak onların ne kadar büyük olduğunu Allah bilir. O
çengeller insanları kötü amellerinden dolayı kapıp alırlar. İnsanlardan kimi ameli sayesinde düşmeden kalabilen
mü’min, kimi de cezalanmış olan, sonra kurtuluşa ulaşacak kimselerdir’ buyurdu.” (Müslim 182/299)
• Sıratı geçip oradan kurtulan mü’minlerin cennet ve cehennem arasında hak sahiplerine haklarının iadesi için
bekletilmeleri vardır.
• Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Kıyamet günü mü’minler (sıratı geçip) ateşten kurtulurlar
ve cennetle cehennem arasında bir köprü üzerinde bekletilirler. Orada dünyada iken aralarında meydana gelmiş
haksızlıklar için kısas yapılır. Haksızlıklardan arınıp tertemiz oldukları zaman onlara cennete girmelerine izin verilir!
Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin ederim ki o mü’minlerden her biri cennetteki makamına dünyadaki
meskeninden daha doğru yolu bulur.” (Buhari 6448)
• Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Kimin yanında kardeşinden
haksız alınmış bir şey varsa bundan dolayı hak sahibiyle helalleşsin! Ahirette hiç bir dinar ve dirhem yoktur!
Kardeşinin hakkı için kendi hasenelerinden alınmadan önce dünyada iken onunla helalleşsin! Ahirette zalimin
(haksız yere aldığı) hakkı karşılayacak hasenatı bulunmazsa kardeşinin kötülükleri alınır ve o zalimin üzerine atılır!’
buyurdu.” (Buhari 6447, Ahmed 9621, 10578, Begavi 3978)
Cennet ve Cehennem
• Cennet ve cehennem; İnsan ve cinlerin ebedi dönüş yerleridir. Cennet;
Allah’ın velilerinin, cehennem de İblis ve velilerinin yurdudur. Cennet ve
cehennem ebedi olup yok olmayacaktır. Cennet ve cehennem her ikisi
de yaratılmış olup sahiplerini beklemektedir.
• “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan
ateşten koruyun!..” (Tahrim Suresi, 6)
• “Muttakiler güvenli bir makamdadır. Bahçelerde ve çeşme başlarında.
İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı otururlar. Ayrıca
onları iri gözlü hurilerle de evlendirmişizdir. Orada güven içinde her
meyveden isterler. Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar! Onları
(Allah) cehennem azabından korumuştur. Rabb’inden bir lütuf olarak.
İşte büyük kazanç budur.” (Duhân Suresi,51-57)
• “Cennet de muttakilere yaklaştırılmış, uzak değildir. İşte size va’d edilen
budur. Daima tevbe ile Allah’a dönen (hukukunu) muhafaza eden. Gaybî
olarak Rahmândan huşu eden ve (Ona) yönelmiş bir kalp getiren
herkesin (mükafatı budur). Onlara cennete salimen girin, bu ebedi
yaşama günüdür. Orada onlara istedikleri her şey vardır. Katımızda daha
fazlası da vardır.” (Kâf Suresi,31)
• “Muttakiler cennetlerde nimet içindedirler. Rab’lerinin kendilerine verdikleriyle safa
sürerler. Rab’leri onları cehennem azabından korumuştur.” (Tur Suresi,17, 18)
• Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Rabb’inden rivayet ederek şöyle buyurdu:
“Allah-u Teâlâ: Ben salih kullarım için göz görmedik, kulak işitmedik ve insan kalbine
gelmedik bir takım nimetler hazırladım!” buyurdu. (Buhari 4659)
• “Cennet halkı ateş halkına nida etti: Rabb’imizin bize va’d ettiğini biz gerçek olarak bulduk.
Siz de Rabb’inizin size va’d ettiğini gerçek olarak buldunuz mu? (Onlar): Evet, derler...” (A’raf
Suresi,44)
• “O inkârcı kâfirler ve zalimler var ya, Allah onları bağışlamayacak ve bir yola da iletmeyecek.
Onları sadece cehennemin yoluna iletecek ve orada ebedi kalacaklardır. Bu da Allah’a çok
kolaydır...” (Nisâ Suresi,168, 169)
• Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) “‘Cennet ehli cennete, cehennem ehli de cehenneme doğru ayrılıp gidince, ölüm
getirilir. Cennet ve cehennem arasında kılınır sonra o boğazlanır.
Sonra bir nidacı: −‘Ey cennet ehli! Artık ölüm yoktur! Ey cehennem ehli! Artık ölüm yoktur!
diye nida eder. Cennet ehlinin sevincine bir sevinç daha eklenir. Cehennem ehlinin gam ve
kederine bir gam ve keder daha eklenir.’( Buhari 6457, Müslim 2850/42, 43)
• Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizin şu (dünyadaki) ateşiniz cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır!’
Sahabelerden: −“Ya Rasulallah! Azap için dünya ateşi dahi yeterli idi denildi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘”Cehennem ateşi, dünya ateşine altmış dokuz
derece daha fazla hararetli kılındı. Bunlardan her birinin sıcaklığı dünya ateşinin sıcaklığı
gibidir!’ buyurdu.” (Buhari 3064)
• Numan bin Beşir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)’i işittiğimde: ‘Kıyamet gününde cehennem ehlinin azapça en hafif ceza
göreni şu kimsedir ki, onun iki ayağının çukuruna iki ateş parçası konulacak
bunların tesiriyle onun beyni kaynayacaktır!’ buyuruyordu.” (Buhari 6462)
• Cennet ikram yurdudur. Allah-u Teâlâ orada iman edip salih amel işleyen
kimselere ikram edecektir. Allah-u Teâlâ’nın salih kimselere yapacağı en büyük
ikram ise kendisini onlara göstermesidir.
• “O gün öyle yüzler var ki parıl parıl, parlar Rabbine bakar.” (Kıyamet Suresi,22,
23)
• “İyilik yapanlara daha iyi ve güzel, bir de ziyade vardır...” (Yûnus Suresi,26)
• Müfessirlerden çoğu bu ayette ki: “...bir de ziyade vardır...” ayetinden murat
cennette Allah-u Teâlâ’yı görmektir demişler sonra da Müslim’deki Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hadisi ile delil getirmişlerdir: Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Cennet ehli cennete girdiği zaman,
Allah-u Teâlâ: −‘Bir şey istiyor musunuz?’ buyurur.
Cennet ehli: −Yüzlerimizi ağartmadın mı, bizleri ateşten kurtarıp cennete
girdirmedin mi? derler. Müteakiben Allah hicabı kaldırır, artık onlar için Rablerine
bakmaktan daha sevimli bir şey verilmemiştir, buyurdu sonra:
“İyilik yapanlara daha iyi ve güzeli, bir de ziyade vardır...” ayetini okudu.” (Müslim
181/297, 298, Fethu’l-Bari 8/198)
• Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Bazı insanlar: −Ya Rasulallah!
Kıyamet gününde biz Rabb’imizi görecek miyiz? dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −“Ayın on dördüncü gecesi
görmeye mani bir bulut yokken ayı görmede şüphe ve ihtilaf eder
misiniz?” buyurdu. Sahabeler: −Hayır, ya
Rasulallah! dediler.
• Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −“Görmeye mani bir bulut
yokken güneşi görmekte şüphe eder misiniz?” buyurdu.
Sahabeler: −Hayır, ya Rasulallah! dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −“İşte ay ve güneşi gördüğünüz
gibi Allah’ı da göreceksiniz...” buyurdu. (Buhari 799, Müslim 182/299)
• Cerir bin Abdullah el-Beceli (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Bir gece, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturuyorduk. O gece ayın on
dördüncü gecesi idi. Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) aya baktı ve şöyle buyurdu: “Şu ayı görmekte nasıl birbirinize
sıkışıklık sebebiyle engel olmuyor, hepiniz zahmetsiz olarak onu
görüyorsanız, Rabbinizi de öylece göreceksiniz...” (Buhari 7300, Müslim
633/211)
KISSA
• Ya Ahiret Varsa
• Bir gün Hz.Ali (R.A.)Efendimiz, namaz kılmış giderken müşriklerden(puta tapan kafirlerden) biriyle
karşılaşır. Müşrik. Hz. Ali Efendimize şöyle der:
• Ya Ali! Şu sizin halinize bakıyorum da düşünüyorum. Ahiret var, insan bu dünyada yaptıklarından
bir bir hesab verecek diye, namaz kılıyorsunuz, oruç tutuyorsunuz, zekat veriyorsunuz. Sonra da
diyorsunuz ki, ikinci bir hayat-ahiret hayatı var, Cehennem var diyorsunuz... Ben bunların hiç birine
inanmıyorum. Hem aramızda ne fark var, sende yaşıyorsun, bende yaşıyorum. Sizin bu kadar
çabanız nedir? Her gün vaktinde namaz kılacağım diye bu kadar çaba niye?..
Hz. Ali Efendimiz bütün bunları sükunetle dinledikten sonra şu cavabı verir:
Ey koca kafir! Farzet ki, öldükten sonra dirilmek yok. (var ya...) Bizim imanımız var. (ikinci hayat
var). Senin dediğin gibi dirilmek yoksa, senin dediğin gibi çıkarsa, O zaman ben bu yaptıklarımdan
ne kaybederim. Namaz kılıyorum, Allah'ımın, Dinimin emrini yerine getiriyorum. Bu benim kulluk
vazifemdir. Bundan hiç bir zarar dünyada görmüyorum. Ahirette bir zararım olur mu? Oruç
tutuyorum. Burada senin gözünle bir zarar görüyor musun? Hayır. Zekat veriyorum, hem dinimin
emrini yerine getiriyorum, hemde fakir, muhtaç insanlara yardım etmiş oluyorum. Bundan benim
bir kaybım olur mu? Ne dersin?..
• Ya Ahiret varsa! Burada yaptıklarımdan hesab varsa, imandan, namazdan, oruçtan, zekattan,
hakdan, hukuktan, insan yaptığı, işlediği her amelinden (işinden) hesaba çekilirse, ya bütün bunlar
varsa!..
• Ömrünü puta tapmakla geçiren ihtiyar müşrik uzun uzun, derin derin düşünmeye başlar... Ve Hz.
Alinin önüne diz çökerek: _”Ya Ali! Evet, ya varsa!... Sizin dediğniz gibiyse?.. Öldükten sonra
yeniden dirilir, Allah'ın huzuruna çıkarsam o vakit benim halim nice olur?..” der. Ve derhal iman
eder. Böylece aklını alt üst eden şüphecilik ve imansızlık zindanından kurtulur ve hidayete erer...
• Hz. Ali Efendimizin derin imanı, vakarlı hareketi. Ya varsa sözü bir hidayet ışığı olarak adamın
kalbine parlayıp hidayete ermesine vesile oluyor. Bu küçük kıssa bütün inkarcıları, şüphecileri
düşündürmelidir
BİR HİKAYE
• ÂHİRET MUHÂSEBESİ HİKÂYE
• Büyük velîlerden Mansûr bin Ammâr, şahit olduğu ibretlik bir hadiseyi naklediyor.
• Mansûr bin Ammâr (k.s.) şöyle anlatır:
• Bir gece sabah oldu zannıyla dışarı çıktım. Ancak henüz sabah olmadığını gördüm. Bir evin
önünden geçerken içeride birisinin dertli dertli ağlayarak şu duâyı yaptığını işittim:
• “‒İlâhî, çok günah işledim. Kendime yazık ettim. Maksadım Sana muhâlefet etmek değildi. Ben
nefsime yenik düştüm. Hem gördüm ki, ne kusur işlesem Sen (bu dünyada cezâ vermeyip) bir şey
yapmıyorsun, Sen’in Settâr (kusurları örten) sıfatına aldandım. İşlediğim günahları câhilliğimden
işledim. Hatâ ettiğimi şimdi anladım. Bana azâb edersen hâlim nice olur?! Vah bana ki ömrüm
uzadıkça günahlarım çoğalıyor! Yâ Rabbi! Kullarına Sırât’ı geçmelerini emrettiğin gün, kimisi
Cehennemʼe düşecek, kimisi Cennetʼe gidecek. Acabâ bu miskin kulun hangi gruptan olacak?!”
• Bu esnâda Cehennemʼden bahseden bir âyet işitildi. İçeride münâcâtta bulunan genç, bir kez “Âh!”
etti ve iniltisi kesildi.
• “‒Acabâ ne oldu ki sesi kesildi?” diye merak ettim. Evin yerini iyice tespit ettikten sonra evime
döndüm. Sabah gittiğimde o kapının önünde bir cenâze vardı. Ne olduğunu sorunca, annesi bana
şunları anlattı:
• “–Bu ölen, oğlumdur. Peygamber Efendimiz’in soyundandır. Gece olunca namazgâhında sabaha
kadar ağlardı. Gündüz kazandıklarını fakirlere infâk ederdi. Cehennem âyetlerinden birini işitince
dayanamadı, ağlaya ağlaya düştü ve rûhunu Hakk’a teslîm eyledi.”
• Ben de kendisine: “–Ey hanım, oğlun -inşâallah- Cennetʼe girer. Çünkü Allah korkusundan ağlayan,
Cehennemʼe girmez. Canını bu hâlde teslîm eden bir müʼmin, hiç Cehennemʼe girer mi? Allâh’a
şükret!” dedim.
• Tezkiretüʼl-Evliyâ; İhyâu Ulûmiddîn,
İZLE.DİNLE.
• İlgili Sohbetler
• https://www.youtube.com/watch?v=0h5u-vHGE3s
• https://www.youtube.com/watch?v=YE6gC711PK8
• https://www.youtube.com/watch?v=RF0z2if5MM0

More Related Content

What's hot

Lise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellikLise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellik
Serkan Dereli
 
89. âl i imran suresi
89. âl i imran suresi89. âl i imran suresi
89. âl i imran suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
Affetmek. faruk kesgi̇n
Affetmek. faruk kesgi̇nAffetmek. faruk kesgi̇n
Affetmek. faruk kesgi̇n
Faruk Kesgin
 
Lise kader
Lise kaderLise kader
Lise kader
serizci
 
Lise hadis sunnet
Lise hadis sunnetLise hadis sunnet
Lise hadis sunnet
serizci
 
El Beşir
El BeşirEl Beşir
El Beşir
AkifSamanci
 
El Beşir
El BeşirEl Beşir
El Beşir
OmerFarukBurak
 
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini SorgulaKuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
Salih Özüduruk
 
Allah'a yakın olmak
Allah'a yakın olmak Allah'a yakın olmak
Allah'a yakın olmak
AkifSamanci
 
Melekler
MeleklerMelekler
Melekler
AkifSamanci
 
Lise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutlerLise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutler
Serkan Dereli
 
Lise el besir
Lise el besirLise el besir
Lise el besir
Serkan Dereli
 
Allah Kimleri Sever 1
Allah Kimleri Sever 1Allah Kimleri Sever 1
Allah Kimleri Sever 1
Salih Özüduruk
 
Kurandan Gençlere Öğütler
Kurandan Gençlere ÖğütlerKurandan Gençlere Öğütler
Kurandan Gençlere Öğütler
OmerFarukBurak
 
Amellerniyetleregoredir
AmellerniyetleregoredirAmellerniyetleregoredir
AmellerniyetleregoredirBilal Gündüz
 
Hz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisi
Hz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisiHz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisi
Hz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisi
Kürsü hitabeleri
 
Turkish Quran
Turkish QuranTurkish Quran
Turkish Quranzakir2012
 
Kırk hadis turkce meali ve salavat
Kırk hadis turkce meali ve salavatKırk hadis turkce meali ve salavat
Kırk hadis turkce meali ve salavatSalım Selvi
 
Isra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğit
Isra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğitIsra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğit
Isra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğitSalım Selvi
 

What's hot (20)

Dua
DuaDua
Dua
 
Lise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellikLise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellik
 
89. âl i imran suresi
89. âl i imran suresi89. âl i imran suresi
89. âl i imran suresi
 
Affetmek. faruk kesgi̇n
Affetmek. faruk kesgi̇nAffetmek. faruk kesgi̇n
Affetmek. faruk kesgi̇n
 
Lise kader
Lise kaderLise kader
Lise kader
 
Lise hadis sunnet
Lise hadis sunnetLise hadis sunnet
Lise hadis sunnet
 
El Beşir
El BeşirEl Beşir
El Beşir
 
El Beşir
El BeşirEl Beşir
El Beşir
 
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini SorgulaKuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
 
Allah'a yakın olmak
Allah'a yakın olmak Allah'a yakın olmak
Allah'a yakın olmak
 
Melekler
MeleklerMelekler
Melekler
 
Lise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutlerLise kurandan ogutler
Lise kurandan ogutler
 
Lise el besir
Lise el besirLise el besir
Lise el besir
 
Allah Kimleri Sever 1
Allah Kimleri Sever 1Allah Kimleri Sever 1
Allah Kimleri Sever 1
 
Kurandan Gençlere Öğütler
Kurandan Gençlere ÖğütlerKurandan Gençlere Öğütler
Kurandan Gençlere Öğütler
 
Amellerniyetleregoredir
AmellerniyetleregoredirAmellerniyetleregoredir
Amellerniyetleregoredir
 
Hz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisi
Hz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisiHz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisi
Hz. ismail'in misyonu ve kurban psikologisi
 
Turkish Quran
Turkish QuranTurkish Quran
Turkish Quran
 
Kırk hadis turkce meali ve salavat
Kırk hadis turkce meali ve salavatKırk hadis turkce meali ve salavat
Kırk hadis turkce meali ve salavat
 
Isra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğit
Isra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğitIsra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğit
Isra ve miraç mucizesi idris yavuzyiğit
 

Similar to Ahirete iman

Believing in Allah - Turkish
Believing in Allah - TurkishBelieving in Allah - Turkish
Believing in Allah - Turkish
IslamHouseCom
 
65. casiye suresi
65. casiye suresi65. casiye suresi
65. casiye suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
80. nebe suresi
80. nebe suresi80. nebe suresi
80. nebe suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
Tefekkür
TefekkürTefekkür
Tefekkür
Ümit Şimşek
 
Tefekkür
TefekkürTefekkür
Tefekkür
Ümit Şimşek
 
Peygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
Peygamberimizin Hayatından Günümüze YansımalarPeygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
Peygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
Recep Çarpar
 
67. zariyat suresi
67. zariyat suresi67. zariyat suresi
67. zariyat suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
Ahiret
AhiretAhiret
Ahiret
AkifSamanci
 
51.yunus suresi
51.yunus suresi51.yunus suresi
51.yunus suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
Cennete götüren ameller faruk kesgi̇n
Cennete götüren ameller faruk kesgi̇nCennete götüren ameller faruk kesgi̇n
Cennete götüren ameller faruk kesgi̇n
Faruk Kesgin
 
Kuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdf
Kuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdfKuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdf
Kuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdf
halimgunes
 
103. hacc suresi
103. hacc suresi103. hacc suresi
103. hacc suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
41.yasin suresi
41.yasin suresi41.yasin suresi
41.yasin suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
54. hicr suresi
54. hicr suresi54. hicr suresi
54. hicr suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 
Kur'an ve Hayat
Kur'an ve HayatKur'an ve Hayat
Kur'an ve Hayat
OmerFarukBurak
 
Turkish Islam 15
Turkish Islam  15Turkish Islam  15
Turkish Islam 15
Helmon Chan
 
79. meariç suresi
79. meariç suresi79. meariç suresi
79. meariç suresi
TEBYİN-ÜL-KUR’AN
 

Similar to Ahirete iman (20)

Believing in Allah - Turkish
Believing in Allah - TurkishBelieving in Allah - Turkish
Believing in Allah - Turkish
 
Güzel ahlak
Güzel ahlakGüzel ahlak
Güzel ahlak
 
65. casiye suresi
65. casiye suresi65. casiye suresi
65. casiye suresi
 
80. nebe suresi
80. nebe suresi80. nebe suresi
80. nebe suresi
 
Tefekkür
TefekkürTefekkür
Tefekkür
 
Tefekkür
TefekkürTefekkür
Tefekkür
 
Islam ve çevre
Islam ve çevreIslam ve çevre
Islam ve çevre
 
Peygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
Peygamberimizin Hayatından Günümüze YansımalarPeygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
Peygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
 
67. zariyat suresi
67. zariyat suresi67. zariyat suresi
67. zariyat suresi
 
Ahiret
AhiretAhiret
Ahiret
 
51.yunus suresi
51.yunus suresi51.yunus suresi
51.yunus suresi
 
ZAFERİN ANAHTARI
ZAFERİN ANAHTARIZAFERİN ANAHTARI
ZAFERİN ANAHTARI
 
Cennete götüren ameller faruk kesgi̇n
Cennete götüren ameller faruk kesgi̇nCennete götüren ameller faruk kesgi̇n
Cennete götüren ameller faruk kesgi̇n
 
Kuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdf
Kuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdfKuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdf
Kuran-ı Kerim Dua Ayetleri(E.Mobil).pdf
 
103. hacc suresi
103. hacc suresi103. hacc suresi
103. hacc suresi
 
41.yasin suresi
41.yasin suresi41.yasin suresi
41.yasin suresi
 
54. hicr suresi
54. hicr suresi54. hicr suresi
54. hicr suresi
 
Kur'an ve Hayat
Kur'an ve HayatKur'an ve Hayat
Kur'an ve Hayat
 
Turkish Islam 15
Turkish Islam  15Turkish Islam  15
Turkish Islam 15
 
79. meariç suresi
79. meariç suresi79. meariç suresi
79. meariç suresi
 

More from serizci

Guzel Ahlak
Guzel AhlakGuzel Ahlak
Guzel Ahlak
serizci
 
Guzel Ahlak
Guzel AhlakGuzel Ahlak
Guzel Ahlak
serizci
 
Lise 13. hafta sabir
Lise 13. hafta sabirLise 13. hafta sabir
Lise 13. hafta sabir
serizci
 
Lise 12.hafta og retmene saygi
Lise 12.hafta og retmene saygiLise 12.hafta og retmene saygi
Lise 12.hafta og retmene saygi
serizci
 
Lise 10. hafta sevginin gucu
Lise 10. hafta sevginin gucuLise 10. hafta sevginin gucu
Lise 10. hafta sevginin gucu
serizci
 
Lise 11.hafta ozgurluk ve sorumluluk
Lise 11.hafta ozgurluk ve sorumlulukLise 11.hafta ozgurluk ve sorumluluk
Lise 11.hafta ozgurluk ve sorumluluk
serizci
 
Lise 9.hafta selaml as
Lise 9.hafta selaml asLise 9.hafta selaml as
Lise 9.hafta selaml as
serizci
 
I lkokul 15 hafta hicret
I lkokul 15 hafta  hicretI lkokul 15 hafta  hicret
I lkokul 15 hafta hicret
serizci
 
Ilkokul 13.hafta guler yuzlu olmak
Ilkokul 13.hafta guler yuzlu olmakIlkokul 13.hafta guler yuzlu olmak
Ilkokul 13.hafta guler yuzlu olmakserizci
 
Ilkokul 12.hafta buyuklere saygi
Ilkokul 12.hafta buyuklere saygiIlkokul 12.hafta buyuklere saygi
Ilkokul 12.hafta buyuklere saygi
serizci
 
Ilkokul 11. hafta ezan
Ilkokul 11. hafta ezanIlkokul 11. hafta ezan
Ilkokul 11. hafta ezan
serizci
 
Ilkokul 10.hafta en guzel varliklar melekler
Ilkokul 10.hafta  en guzel varliklar melekler   Ilkokul 10.hafta  en guzel varliklar melekler
Ilkokul 10.hafta en guzel varliklar melekler
serizci
 
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesajiIlkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
serizci
 
ilkokul ibadet nedir
ilkokul ibadet nedirilkokul ibadet nedir
ilkokul ibadet nedir
serizci
 
Ilkokul peygamberimizin ailesi
Ilkokul peygamberimizin ailesiIlkokul peygamberimizin ailesi
Ilkokul peygamberimizin ailesi
serizci
 
Ortaokul sahabe efendilerimiz
Ortaokul sahabe efendilerimizOrtaokul sahabe efendilerimiz
Ortaokul sahabe efendilerimiz
serizci
 
Ortaokul caliskanlik
Ortaokul caliskanlikOrtaokul caliskanlik
Ortaokul caliskanlik
serizci
 
Ortaokul fedakarlik
Ortaokul fedakarlikOrtaokul fedakarlik
Ortaokul fedakarlik
serizci
 
Ortaokul Haram
Ortaokul HaramOrtaokul Haram
Ortaokul Haram
serizci
 
Ortaokul hayatin merkezi namaz
Ortaokul hayatin merkezi namazOrtaokul hayatin merkezi namaz
Ortaokul hayatin merkezi namaz
serizci
 

More from serizci (20)

Guzel Ahlak
Guzel AhlakGuzel Ahlak
Guzel Ahlak
 
Guzel Ahlak
Guzel AhlakGuzel Ahlak
Guzel Ahlak
 
Lise 13. hafta sabir
Lise 13. hafta sabirLise 13. hafta sabir
Lise 13. hafta sabir
 
Lise 12.hafta og retmene saygi
Lise 12.hafta og retmene saygiLise 12.hafta og retmene saygi
Lise 12.hafta og retmene saygi
 
Lise 10. hafta sevginin gucu
Lise 10. hafta sevginin gucuLise 10. hafta sevginin gucu
Lise 10. hafta sevginin gucu
 
Lise 11.hafta ozgurluk ve sorumluluk
Lise 11.hafta ozgurluk ve sorumlulukLise 11.hafta ozgurluk ve sorumluluk
Lise 11.hafta ozgurluk ve sorumluluk
 
Lise 9.hafta selaml as
Lise 9.hafta selaml asLise 9.hafta selaml as
Lise 9.hafta selaml as
 
I lkokul 15 hafta hicret
I lkokul 15 hafta  hicretI lkokul 15 hafta  hicret
I lkokul 15 hafta hicret
 
Ilkokul 13.hafta guler yuzlu olmak
Ilkokul 13.hafta guler yuzlu olmakIlkokul 13.hafta guler yuzlu olmak
Ilkokul 13.hafta guler yuzlu olmak
 
Ilkokul 12.hafta buyuklere saygi
Ilkokul 12.hafta buyuklere saygiIlkokul 12.hafta buyuklere saygi
Ilkokul 12.hafta buyuklere saygi
 
Ilkokul 11. hafta ezan
Ilkokul 11. hafta ezanIlkokul 11. hafta ezan
Ilkokul 11. hafta ezan
 
Ilkokul 10.hafta en guzel varliklar melekler
Ilkokul 10.hafta  en guzel varliklar melekler   Ilkokul 10.hafta  en guzel varliklar melekler
Ilkokul 10.hafta en guzel varliklar melekler
 
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesajiIlkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
Ilkokul 9.hafta allahin insanlara mesaji
 
ilkokul ibadet nedir
ilkokul ibadet nedirilkokul ibadet nedir
ilkokul ibadet nedir
 
Ilkokul peygamberimizin ailesi
Ilkokul peygamberimizin ailesiIlkokul peygamberimizin ailesi
Ilkokul peygamberimizin ailesi
 
Ortaokul sahabe efendilerimiz
Ortaokul sahabe efendilerimizOrtaokul sahabe efendilerimiz
Ortaokul sahabe efendilerimiz
 
Ortaokul caliskanlik
Ortaokul caliskanlikOrtaokul caliskanlik
Ortaokul caliskanlik
 
Ortaokul fedakarlik
Ortaokul fedakarlikOrtaokul fedakarlik
Ortaokul fedakarlik
 
Ortaokul Haram
Ortaokul HaramOrtaokul Haram
Ortaokul Haram
 
Ortaokul hayatin merkezi namaz
Ortaokul hayatin merkezi namazOrtaokul hayatin merkezi namaz
Ortaokul hayatin merkezi namaz
 

Ahirete iman

  • 2. AYETLER • “Ey iman edenler! Allah’a, Resûlü’ne, indirdiği Kitab (Kur’an’)a ve daha önce indirdiği kitap(ların asılların)a (gereğine uygun şekilde) iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, resûllerini ve âhiret gününü (birini bile) inkâr ederse muhakkak ki o, derin bir sapıklığa düşmüştür. “(Nisa Suresi 136) • “Allah’ın izni olmadan hiçbir kimseye ölüm yoktur. (Ölüm) vadeye yazılmış bir yazıdır. Kim dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de (ibadet ve itaatiyle) âhireti ve sevâbını isterse kendisine de ondan veririz. Şükrü yerine getirenleri mükâfatlandıracağız.” (Ali İmran Suresi 145) • “Sizi tek nefis (Âdem’)den yaratan ancak O’dur. Sonra (sizin için dünyada) bir süreli, bir de (âhirette diriliş ve) süresiz kalış yeri vardır. Gerçekten biz, derin anlayış sahibi bir kavim için âyetleri geniş geniş açıkladık.” (En'am Suresi 98 ) [ 2/28; 11/7; 40/11] • “Âyetlerimizi ve âhirete kavuşmayı yalanlayanlar var ya, onların bütün işledikleri boşa gitmiştir. Onlar, yapmakta oldukların(ın karşılığın)dan başka bir şeyle mi cezalandırılırlar? (Hayır ancak onunla.)” (A'raf Suresi 147) • “Onların kimi de: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da güzellik, âhirette de güzellik ver ve bizi cehennem azabından (ateşinden) koru.” der.” “İşte onlara, kazandıklarından (hem dünyada hem de âhirette) büyük bir nasip (rahmet, hayır ve bereket) vardır. Allah hesabı çok çabuk görendir .” (Bakara Suresi 201-.202) • “İşte onlar, âhirete karşılık dünya hayatını satın almış (tercih etmiş) kimselerdir. Bu yüzden, onların azabı hafifletilmez, onlara asla yardım da edilmez. “(Bakara Suresi 86.) (Çünkü onlar, âhireti yok sayıp: “Her şey dünya içindir.” diyerek materyalist/maddeperest olarak yaşamışlardır.) • “Doğrusu Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir değer (olan dünyalık) karşılığında satanlar var ya, işte onlara âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah, kıyâmet günü onlara hitap etmeyecek, onlara (merhametle) bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için çok acı bir azap vardır.” (Ali İmran Suresi 77) • “Rablerinin huzurunda durdurulmuş iken onları bir görsen! (O zaman, Allah:) “Bu (âhiret hayatı) gerçek değil miymiş?” diyecek. Onlar da: “Evet, Rabbimiz hakkı için gerçektir.” diyecekler.O da:“Öyleyse, küfre sapmanız yüzünden tadın azabı!” buyurur.”(En'am Suresi 30) • “(Âhirette) bize kavuşmayı ummayan, (sadece) dünya hayatından hoşlanıp (gönlü) onunla yatışıp rahatlayan ve bir de âyetlerimizden gafil olanlar var ya! İşte, onların kazandıkları (günahları)ndan dolayı, varacakları yer ateştir.” (Yunus Suresi 7-8.) • “Kâfirler diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: Hayır, Rabb’ime and olsun ki mutlaka diriltileceksiniz. Sonra yaptıklarınız size haber verilecek. Bu Allah’a göre kolaydır.” (Teğabun Suresi, 7)
  • 3. HADİS • Bir sahâbî Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e: “–Hangi mü’min daha akıllıdır yâ Rasûlâllah?” diye sordu. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurdular: “–Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır…” (İbn-i Mâce, Zühd, 31) • Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Ölümü ve öldükten sonra ceset ve kemiklerin çürümesini hatırlayın. Âhiret hayatını isteyen, dünya hayatının süsünü terk eder.” (Tirmizî, Kıyâmet, 24) • Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhumâ- anlatır: “Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- beni tuttu ve: «Dünyada tıpkı bir garip, hattâ bir yolcu gibi davran! Kendini ölülerden ve kabir ehlinden say.» buyurdu.” (Buhârî, Rikāk, 3; Tirmizi, Zühd, 25) Mücâhid bin Cebr -rahmetullâhi aleyh- diyor ki: Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhumâ- bu hadîs-i şerifi naklettikten sonra bana şu nasihatte bulundu: “Ey Mücâhid! Sabaha çıkınca nefsine akşamdan söz etme! Akşam olunca da nefsine sabahtan bahsetme! Hastalıktan önce sıhhatinden, ölmeden evvel de hayatından istifâde et! Çünkü ey Allâh’ın kulu, sen yarın ne hâlde olacağını (ölü mü, diri mi olacağını) bilmiyorsun.” (Tirmizî, Zühd, 25)
  • 4. AHİRET GÜNÜNE İMAN • Allah-u Teâlâ Kitabında ahiret gününe imanın gerekliliğini zikretmiş ve onun mutlaka gerçekleşeceğini haber vermiştir. Kur’an, sünnet, akıl ve fıtratı selime ahiret gününe iman etmemizi gerekli kılar. • Bütün Peygamberler, kavmini, ahirete iman etmeye davet etmiştir. Semavi dinlerin hepsi öldükten sonra dirilmeyi iman rükünlerinden saymış; ahiret ve dirilmeye iman etmeyen kimseyi mü’min saymamıştır. Bazı inatçı kâfirlerin dışında ahireti inkâr eden de olmamıştır. • Kâfirlerin tekrar dirilmeyi inkâr ve ondaki şüpheleri, Allah’ın kudretine olan bilgisizlikleri ve akıllarını gereği gibi kullanmadıklarındandır. İlk yaratılışlarını unutarak çürüyüp toprak olmuş bu kemikleri kim diriltecek diye akıllarınca delil getirmeye çalışmaktadırlar. • Allah-u Teâlâ kullarına bu dünyada da ölüleri dirilttiğini göstermiştir. Bakara süresinde buna örnekler vardır: (Bakara 55, Bakara 73, Bakara 243, Bakara 259-260 ) Allah-u Teâlâ hem fert hem de toplum şeklinde dünyada iken kullarına tekrar dirilmeyi göstermiştir. • Ahirete iman, sahibine cenneti kazandıracak salih ameller yaptırır; cehenneme girdirici kötü amellerden de uzaklaştırır. Dünyada kendisinin imtihan için kaldığını bilen bir kimse, bu imtihan dönemini iyi değerlendirir ve bu dönemi kendi aleyhine kapatmaz. • Hayır ve iyi işler yapanlara sevap ve cennet, kötü işler yapan asi kimselere de cehennem vereceğini vadeden, hâkimler hâkimi Zatın huzurunda söz ve fiillerinden hesaba çekileceğine iman eden bir kimse, heva ve hevesine göre değil, Allah ve Rasulünün ölçülerine göre bir hayat yaşar. İçerisinde salih amellerin bulunduğu defterinin tartıda ağır gelmesi için çaba harcar. • Allah-u Teâlâ tekrar dirilmeyi yeryüzünde bize bitkiler ve bazı hayvanlar üzerinde gösterir. Yeryüzü kışın gelmesiyle güzellik ve canlılığını kaybeder. Ağaçlar kurur yapraklarını döker, yemyeşil otlar kupkuru olup rüzgârın önünde yok olup giderler. Baharın gelmesiyle yeryüzünde tekrar bir canlılık ve hareket başlar. Allah-u Teâlâ birçok ayette yeryüzünün öldükten sonra dirilmesini ahiretteki dirilmeye benzetmiş ve bunu tekrar dirilmeye örnek vermiştir: • “Onun ayetlerinden biri de, sen toprağı boynu bükük kupkuru görürsün. Onun üzerine suyu döküğümüz vakit, titreşir kabarır. Onu dirilten Allah elbette ölüleri de diriltir. O her şeye kadirdir.” (Fussilet Suresi, 39) • “Gökten bereketli su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları yetiştirdik. Kullara rızk olması için. O su ile ölü bir beldeye can verdik. İşte (kabirden) çıkışta böyledir. Nasıl ölen toprak canlanıyor, ağaçlara taze bir hayat geliyor, bitkiler yerden çıkıyorsa, siz de kabirlerden öyle taze can bulup çıkacaksınız. ( Kâf Suresi, 9, 10, 11) • Ahiret gününe iman, imanın en önemli rükünlerinden bir rükündür. Mü’min kişi Kur’an ve Sahih Sünnette haber verilen, ölümle başlayan gaybî işlerin hepsine inanır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
  • 5. KABİR(BERZAH) ALEMİ • Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in haber verdiği kabrin fitnesi ve meleklerin kulu Rabb’i, dini ve Nebisi hakkında sorguya çekmesidir. Bunun delili ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sahih hadislerde insanlar kabirlerinde imtihan olunacaklar demesidir. • Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Kul kabrine konduğu ve arkadaşları dönüp gittiği zaman, o arkadaşlarının ayakkabılarının sesini işitir. Ona iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona: −“Muhammed denilen kimse hakkında ne dersin? “derler. O kul: −Onun Allah’ın Kulu ve Rasulü olduğuna şahadet ederim der. Bunun üzerine melekler tarafından: −“Ey mü’min! Cehennemdeki yerine bak! Allah bu azap yerini senin için cennetten bir makama değiştirdi denir.” O kul cehennem ve cennetteki iki makamını birden görür. Fakat kâfir veya münafık olan ölü ise meleklerin sorusuna: −“Muhammed hakkında bir şey bilmiyorum. İnsanların Ona söyledikleri bir sözü işitir ben de onu söylüyordum” der. Melekler o kâfir veya münafığa: −“Anlamaz ve uymaz olaydın” der sonra bu kâfir veya münafığın iki kulağı arasına demir bir balyozla vururlar. O balyozu yiyince kâfir veya münafık şiddetle feryat eder. Bu feryadı ins ve cinden gayrı ona yakın her şey işitir’ buyurdu.” (Buhari 1259, İbni Hibban 3120)
  • 6. • Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Allah, mü’minleri dünya hayatında da ahiret hayatında da sabit bir sözde sebat ettirir...”. Kabirde ölüye: −Rabb’in kimdir? diye sorulur. O da: −Rabb’im Allah ve Nebim Muhammed’tir der. İşte bu Allah’ın: “Allah, mü’minleri dünya hayatında da ahiret hayatında da sabit bir söz üzere sebat ettirir...”( İbrahim 27) ayetindeki sabit kavlin delalet ettiği sözdür’ buyurdu.” (Müslim 2874/73, Buhari 1294) • Kabrin azap ve nimetlerine Kur’an ve Sahih Sünnette birçok deliller vardır. • Zeyd bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Neccar oğullarına ait bir bahçede ve katırının üzerinde bulunduğu bir sırada biz onunla beraberdik. Katır aniden yoldan saptı ve koştu. Nerede ise Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i yere atacaktı. Orada altı veya beş veya dört tane mezarla karşılaştık. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Bu mezarların sahiplerini kim tanıyor?’ ded Bir adam: −Ben tanıyorum dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Bunlar ne zaman öldüler?’ dedi. O adam: −Müşriklik zamanında öldüler dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Şüphesiz bu ümmet kabirleri içinde imtihana tabi tutuluyorlar. Şayet ölülerinizi gömmeyi terk etmeniz endişesi olmasaydı, bu mezarlıktan işitmekte olduğum kabir azabından bazısını sizlere işittirmesini Allah’tan muhakkak talep ederdim’ buyurdu. Sonra yüzünü bize dönerek: −‘Kabir azabından Allah’a sığının!’ buyurdu. Sahabeler: −Kabir azabından Allah’a sığınırız dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Kabir azabından Allah’a sığının!’ buyurdu. Sahabeler: −Kabir azabından Allah’a sığınırız dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Fitnelerden, onların görünenlerinden ve görünmeyenlerinden Allah’a sığının!’ buyurdu. Sahabeler: −Fitnelerden, onların görünenlerinden ve görünmeyenlerinden Allah’a sığınırız dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Deccal fitnesinden de Allah’a sığının!’ buyurdu. Sahabeler: −Deccal fitnesinden de Allah’a sığınırız dediler.” (Müslim 2867/67)
  • 7. • Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) dedi ki: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki kabre uğradı ve: ‘Bu iki kabrin sahibi azap olunuyorlar! Hem de büyük bir şeyden dolayı azap olunmuyorlar. Onlardan biri söz taşır, diğeri de bevlinden sakınmazdı...’ buyurdu.” (Buhari 1361, 6052, Müslim 292/111) • Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Sizden biri vefat ettiğinde sabah ve akşam ona makamı gösterilir. O kimse cennet ehlinden ise cennet ehli makamlarından bir makam; ateş ehlinden ise cehennem ehlinin yerlerinden bir yer gösterilir ve: −Burası senin oturacağın yerdir. Kıyamet günü Allah seni o makama gönderecektir denir’ buyurdu.” (Buhari 1301, Müslim 2866/65) • Kabrin azap ve nimeti, iki meleğin gelip ölüye bir şeyler sorması Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den rivayet edilmiştir. Nasıllığı ve niceliği hakkında konuşmak doğru değildir. Ölen kişi, ister bir kabre defnedilsin, ister suda boğulup cesedi kaybolsun, ister kurda kuşa yem olsun aynıdır. Azap defnedilenlere ulaştığı gibi bunlara da ulaşır. • Bunu rüyasında azap ve işkence gören veya saadet içerisinde mutluluktan uçan biriyle örneklendirelim. Rüyasında azap içerisinde inleyen kimse, azabı sadece cisminde mi görmektedir, yoksa ruhunda mı? Sadece cisminde dense, uyuyan kimse vücudunda yara ve bere gibi bir şey görmemektedir. Sadece ruhunda azap görür dense, azap anında yatağında kıvranması terleyip çığlık atması cismiyle alakalı bir şeydir. Netice olarak kabir azabı diye bildiğimiz ahiretten önce, öldükten sonra vuku bulan azap ve nimet, kabir azabı ve nimetleridir. Keyfiyeti bizce malum değildir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Sahih Hadislerinde gelen kabir azabı ve nimetleriyle ilgili haberlere inanıp onlarla yetinmek ve keyfiyetini araştırmamak en doğru yoldur.
  • 8. Ba’s (Öldükten Sonra Tekrar Dirilme) • Birinci sûra üflenişten sonra ikinci kez sûra üflenir, bu üflenişle beraber ölülere tekrar hayat verilir. İşte ba’s dediğimiz tekrar dirilme olayı budur. • “...İlk yaratmaya başladığımız gibi tekrar iade edeceğiz; bu üzerimize bir va’ddir; biz bunu mutlaka yapacağız.”( Enbiyâ Suresi,104) • “Sûra üflendi. Şimdi onlar kabirlerinden kalkıp Rab’lerine koşuyorlar. Vay bize! bizi yattığımız yerden kim kaldırdı! İşte Rahmânın va’d ettiği şey budur. Demek Rasuller doğru söylüyormuş dediler.” (Yâsîn 51) • “Kendi yaratılışını unutarak ve bize bir misal vererek: ‘Şu kemikleri kim diriltecek?’ dedi. De ki: Onları ilk defa yaratan diriltecektir...” (Yasin Suresi,78, 79) • “Sura üflendiğinde göklerde ve yerde olanlar kendilerinden geçip yere yıkılırlar. Ancak Allah’ın dilediği kalır. Sonra sura bir daha üflenir, birden onlar mezardan kalkıp bakarlar.” (Zümer 68) • “Yaratmaya başlayan O’dur. (Öldükten) sonra onu tekrar iade eder. Bu Ona daha kolaydır...” (Rum Suresi, 27)
  • 9. Haşr (Toplanmak) • Haşr, mahlûkatın tekrar dirilip kabirlerinden çıkışından sonra meydana gelecektir. • “Allahdan başka ilah yoktur! Sizi mutlaka kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir.”( Nisâ Suresi,87) • “O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz! Sizden hiç kimse gizli kalmaz!” (Hakka Suresi,18) • “Rabb’ine and olsun ki onların hepsine yaptıklarından soracağız.” (Hicr Suresi,92) • Haşr, halkın kendi aralarındaki hakların alınıp verilmesi için mahkemenin kurulacağı yerde toplanmalarıdır. İnsanlar dirildikten sonra Allah, meleklere emreder, onlar insanları mahşer yerine getirirler. Onların mahşere getirilirken halleri ilk yaratıldıkları günde olduğu gibi sünnetsiz, çırılçıplak ve yalın ayaktır! • Aişe (Radiyallahu Anha)’nın rivayet ettiği hadiste: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Sizler yalın ayak, çırılçıplak ve sünnetsiz olarak haşr olunacaksınız!’ Aişe (Radiyallahu Anha): −Ya Rasulallah! İnsanlar birbirlerine bakarlar, dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Ya Aişe! Durum insanların birbirlerine bakmalarından daha şedit ve çetindir!’ buyurdu.” (Buhari 6441, Müslim 2859/56) • Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle demiştir: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizim aramızda ayağa kalkarak bir hutbe irat etti ve: ‘Şüphesiz sizler yalın ayak, çırılçıplak sünnetsiz olarak haşr olunacaksınız!’ buyurdu. Sonra: “İlk yaratmaya başladığımız gibi onu iade ederiz. Bu üzerimize bir va’ddir, biz bunu mutlaka yapacağız. Enbiyâ Suresi 104 ayetini okudu.” (Buhari 3142, Müslim 2860/58)
  • 10. Amellerin Karşılığının Alınması • Ahiret gününde herkes işlediği amellerin karşılığını alacak ve hiç kimseye zerre kadar zulmedilmeyecektir. İman edip salih amel işleyenler Allah’ın mağfiret ve cennetini elde edecekler iman etmeyip kötülük işleyenler de Allah’ın gazabı ve cehennemine duçar olacaklardır. • “O gün Allah onlara hak ettikleri cezayı (karşılığı) tam verir ve onlar da bilirler ki Allah apaçık haktır.” (Nur Suresi, 25) • Ebu Zer (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allah-u Teâlâ’dan rivayet ettiği kutsi bir hadiste Allah şöyle buyuruyor: ‘Ey kullarım! Bunlar sadece sizin amellerinizdir ki ben onları sizin için sayıyor ve muhafaza ediyorum. Sonra onların karşılığını size noksansız olarak veririm. Bundan dolayı herkim hayır bulursa hemen Allah’a hamd etsin. Herkim de onun gayrı bir şey bulursa sadece kendini levm etsin, ayıplasın!’ dedi.” (Müslim 2577/55)
  • 11. Kulların Hesaba Çekilmesi • İnsanlar Rab’lerine arz olunup adil bir şekilde muhakeme ve hesaba çekileceklerdir.. Bundan sonra herkes işlediği amellerinin salih veya fasit olduğunu gözüyle görecektir. • Kulların okuyacağı amel defterleri, kulların dünyada iken işlediği amellerin bulunduğu divandır. Kulların dünyada iken işlediği amelleri yazan melekler, Kiramen Kâtibin melekleri amelleri yazıp muhafaza etmekle görevlidir. Kullar, dünyada yaptığı amellerini yazılı olarak bulacaktır. Kullar amellerinden dolayı hesaba çekilirken bu defterler beraberlerinde olacaktır. • “Her insanın (amel) kuşunu boynuna doladık, kıyamet günü kendisi için açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkarırız. Kitabını oku, bu gün nefsin hesaba çekici olarak sana yeter.” (İsra Suresi, 13, 14) • “Kitap (amel defteri) ortaya konmuştur. Onun içindekilerden korkarak suçluların: Vay bize, bu kitaba da ne oluyor ki, ne küçük ne büyük hiç bir şey bırakmıyor; her şeyi sayıp döküyor, dediklerini görürsün. (Onlar) yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Rabb’in kimseye zulmetmez!” (Kehf Suresi,49) • “Kimin kitabı sağından verilirse o kolay bir hesaba çekilecektir ve sevinçli olarak ehline dönecektir. Kimin kitabı da arka tarafından verilirse o ölümü çağıracaktır ve alevli bir ateşe girecektir. Çünkü o (dünyada iken) ailesi arasında çok sevinçli idi. O hiç Rabb’ine dönmeyeceğini zannediyordu. Hayır, (asla zannettiği gibi değildir; bir gün Rabb’ine elbette dönecektir ve) Rabb’i onu görmektedir.” (İnşikak Suresi, 7-15) • “Kitabı sağından verilen: Alın kitabımı okuyun, ben zaten kitabımla karşılaşacağımı umuyordum der. Artık o hoşnut edici bir hayatın içindedir.” (Hakka Suresi,19-21) • “Kitabı sol tarafından verilen: Keşke bana kitabım verilmeseydi, şu hesabımı hiç bilmemiş olsaydım, keşke ölüm işimi bitirmiş olsaydı der.” (Hakka Suresi,25-27) • Adiy bin Hatim (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Sizden her biriyle Allah konuşacaktır. Allah ile kendi arasında tercüman da olmayacaktır. Sonra o kimse bakar fakat önünde hiçbir şey göremez. Sonra önüne bakar, kendisini ateş karşılar. Sizden herkim bir hurma yarısıyla da ateşten korunmaya gücü yeterse bunu yapsın!’ buyurdu.” (Buhari 6451, Müslim 1016/66, 67, Nesei 2551, 2552, Ahmed 18274)
  • 12. Amellerin Tartılması • “Kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Hiç kimseye bir haksızlık edilmez. (İnsanın yaptığı) bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da onu getiririz. Hesap gören olarak biz yeteriz.” (Enbiyâ Suresi, 47) • “O gün tartı tam doğrudur. (Kimseye zulmedilmez) Kimin sevap tartıları ağır gelirse, işte onlar felaha erenlerdir. Kimin sevap tartıları hafif gelirse, işte onlar da ayetlerimize haksızlık etmelerinden dolayı kendilerini ziyana uğratanlardır.” (A’raf Suresi,89) • “Herkim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür. Herkim de zerre ağırlığınca şer yapmışsa onu görür.” (Zilzal 7, 8) • “Nihayet oraya vardıklarında kulakları, gözleri, derileri yaptıkları ameller hakkında onların aleyhine şahitlik ederler. Derilerine derler ki: ‘Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?’ (Derileri): Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu...” (Fussilet Suresi,21) • “O gün ağızlarını mühürleriz, elleri bize söyler, ayakları yaptıklarına şahitlik eder.”(Yâsîn Suresi,65)
  • 13. Havz • Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “‘Ashabımdan bir takım insanlar havuz başında benim yanıma geleceklerdir. Ben onları görüp tanıdığım zaman, onlar benim önümden çekilip götürülürler! Ben; −Onlar benim ashabımdır derim. (Vazifeli melekler) bana: “−Sen onların senden sonra neler ihdas ettiklerini (ve bidatler çıkardıklarını) bilmemektesin! derler’ buyurdu.” (Buhari 6478) • Sehl bin Sa’d (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “‘Ben sizin havuz başında öncünüzüm. Benim yanıma gelen ondan içer, ondan içen kimse de bir daha susamaz! Şüphesiz yanıma benim kendilerini tanıdığım, onların da beni tanıdığı bir takım kimseler gelecek. Sonra benimle onların arasına bir engel konur. Ben: “−‘Onlar bendendir’ derim. Bana: −‘Sen onların senden sonra ne bidatler ihdas ettiklerini bilmemektesin!’ denilir. Ben de:−‘Benden sonra dinde değiştirme yapanlar uzak olsunlar, uzak olsunlar derim’ buyurdu.” (Buhari 6479, 6480 Müslim 2295/29) • Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Kıyamet günü benim yanıma ashabımdan bir zümre kimseler gelecek, onlar benim havuzumdan geri döndürülüp kovulacaklardır. Ben de: −‘Ya Rab! Onlar benim ashabımdır! derim.’ (Allah cc ):−‘Senden sonra onların nasıl bidatler çıkardıklarından bilgin yoktur! Kuşkusuz onlar arkaları üzere dönüp gerisin geri dinden çıkmışlardır!, buyurur’ dedi.” (Buhari 6480, Müslim 2290/27)
  • 14. Sırat • Sırat hesap ve mizandan sonra insanların üzerinden geçmesi için cehennem üzerine kurulan bir köprüdür. Rasuller de dâhil bütün insanlar o köprüden geçecektir. Dünyada iken hak dinin gereği amelleri yapıp sıratı müstakim üzere olan kimseler, ahirette de sırat üzerinde ayakları kaymayıp onu geçeceklerdir. Bu dünyada sıratı müstakimden ayrılıp dinin gereklerini yapmayanlar ise ahirette ki sırat üzerinden geçemeyecek ayakları kayıp cehenneme yuvarlanacaklardır! Hadislerde herkesin amellerine göre bir hızla sırattan geçeceği bildirilmiştir. • “Sizden herkes şüphesiz oraya uğrayacaktır! Bu, Rabb’inin üzerine aldığı kesin bir hükümdür. Sonra muttakileri kurtarırız ve zalimleri diz üstü çökmüş olarak bırakırız.” (Meryem Suresi,71,72) • Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “‘Cehennemin tam ortasına sırat kurulur. Ümmetimle beraber onun üzerinden ilk geçen ben olacağım. O gün Rasullerden başka hiç kimse konuşmaz! Rasullerin o günkü konuşacağı söz: Ey Allah’ım! Selamet ver, ey Allah’ım! Selamet ver, demek olacaktır. Cehennemin üzerinde sadan dikenleri gibi çengeller vardır. Sadan dikenlerini gördünüz mü?’ Sahabeler: −Evet, Ya Rasulallah! dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘İşte o çengeller sadan dikenleri gibidir. Ancak onların ne kadar büyük olduğunu Allah bilir. O çengeller insanları kötü amellerinden dolayı kapıp alırlar. İnsanlardan kimi ameli sayesinde düşmeden kalabilen mü’min, kimi de cezalanmış olan, sonra kurtuluşa ulaşacak kimselerdir’ buyurdu.” (Müslim 182/299) • Sıratı geçip oradan kurtulan mü’minlerin cennet ve cehennem arasında hak sahiplerine haklarının iadesi için bekletilmeleri vardır. • Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Kıyamet günü mü’minler (sıratı geçip) ateşten kurtulurlar ve cennetle cehennem arasında bir köprü üzerinde bekletilirler. Orada dünyada iken aralarında meydana gelmiş haksızlıklar için kısas yapılır. Haksızlıklardan arınıp tertemiz oldukları zaman onlara cennete girmelerine izin verilir! Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin ederim ki o mü’minlerden her biri cennetteki makamına dünyadaki meskeninden daha doğru yolu bulur.” (Buhari 6448) • Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Kimin yanında kardeşinden haksız alınmış bir şey varsa bundan dolayı hak sahibiyle helalleşsin! Ahirette hiç bir dinar ve dirhem yoktur! Kardeşinin hakkı için kendi hasenelerinden alınmadan önce dünyada iken onunla helalleşsin! Ahirette zalimin (haksız yere aldığı) hakkı karşılayacak hasenatı bulunmazsa kardeşinin kötülükleri alınır ve o zalimin üzerine atılır!’ buyurdu.” (Buhari 6447, Ahmed 9621, 10578, Begavi 3978)
  • 15. Cennet ve Cehennem • Cennet ve cehennem; İnsan ve cinlerin ebedi dönüş yerleridir. Cennet; Allah’ın velilerinin, cehennem de İblis ve velilerinin yurdudur. Cennet ve cehennem ebedi olup yok olmayacaktır. Cennet ve cehennem her ikisi de yaratılmış olup sahiplerini beklemektedir. • “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!..” (Tahrim Suresi, 6) • “Muttakiler güvenli bir makamdadır. Bahçelerde ve çeşme başlarında. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı otururlar. Ayrıca onları iri gözlü hurilerle de evlendirmişizdir. Orada güven içinde her meyveden isterler. Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar! Onları (Allah) cehennem azabından korumuştur. Rabb’inden bir lütuf olarak. İşte büyük kazanç budur.” (Duhân Suresi,51-57) • “Cennet de muttakilere yaklaştırılmış, uzak değildir. İşte size va’d edilen budur. Daima tevbe ile Allah’a dönen (hukukunu) muhafaza eden. Gaybî olarak Rahmândan huşu eden ve (Ona) yönelmiş bir kalp getiren herkesin (mükafatı budur). Onlara cennete salimen girin, bu ebedi yaşama günüdür. Orada onlara istedikleri her şey vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.” (Kâf Suresi,31)
  • 16. • “Muttakiler cennetlerde nimet içindedirler. Rab’lerinin kendilerine verdikleriyle safa sürerler. Rab’leri onları cehennem azabından korumuştur.” (Tur Suresi,17, 18) • Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Rabb’inden rivayet ederek şöyle buyurdu: “Allah-u Teâlâ: Ben salih kullarım için göz görmedik, kulak işitmedik ve insan kalbine gelmedik bir takım nimetler hazırladım!” buyurdu. (Buhari 4659) • “Cennet halkı ateş halkına nida etti: Rabb’imizin bize va’d ettiğini biz gerçek olarak bulduk. Siz de Rabb’inizin size va’d ettiğini gerçek olarak buldunuz mu? (Onlar): Evet, derler...” (A’raf Suresi,44) • “O inkârcı kâfirler ve zalimler var ya, Allah onları bağışlamayacak ve bir yola da iletmeyecek. Onları sadece cehennemin yoluna iletecek ve orada ebedi kalacaklardır. Bu da Allah’a çok kolaydır...” (Nisâ Suresi,168, 169) • Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “‘Cennet ehli cennete, cehennem ehli de cehenneme doğru ayrılıp gidince, ölüm getirilir. Cennet ve cehennem arasında kılınır sonra o boğazlanır. Sonra bir nidacı: −‘Ey cennet ehli! Artık ölüm yoktur! Ey cehennem ehli! Artık ölüm yoktur! diye nida eder. Cennet ehlinin sevincine bir sevinç daha eklenir. Cehennem ehlinin gam ve kederine bir gam ve keder daha eklenir.’( Buhari 6457, Müslim 2850/42, 43) • Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Sizin şu (dünyadaki) ateşiniz cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır!’ Sahabelerden: −“Ya Rasulallah! Azap için dünya ateşi dahi yeterli idi denildi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘”Cehennem ateşi, dünya ateşine altmış dokuz derece daha fazla hararetli kılındı. Bunlardan her birinin sıcaklığı dünya ateşinin sıcaklığı gibidir!’ buyurdu.” (Buhari 3064)
  • 17. • Numan bin Beşir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittiğimde: ‘Kıyamet gününde cehennem ehlinin azapça en hafif ceza göreni şu kimsedir ki, onun iki ayağının çukuruna iki ateş parçası konulacak bunların tesiriyle onun beyni kaynayacaktır!’ buyuruyordu.” (Buhari 6462) • Cennet ikram yurdudur. Allah-u Teâlâ orada iman edip salih amel işleyen kimselere ikram edecektir. Allah-u Teâlâ’nın salih kimselere yapacağı en büyük ikram ise kendisini onlara göstermesidir. • “O gün öyle yüzler var ki parıl parıl, parlar Rabbine bakar.” (Kıyamet Suresi,22, 23) • “İyilik yapanlara daha iyi ve güzel, bir de ziyade vardır...” (Yûnus Suresi,26) • Müfessirlerden çoğu bu ayette ki: “...bir de ziyade vardır...” ayetinden murat cennette Allah-u Teâlâ’yı görmektir demişler sonra da Müslim’deki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hadisi ile delil getirmişlerdir: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Cennet ehli cennete girdiği zaman, Allah-u Teâlâ: −‘Bir şey istiyor musunuz?’ buyurur. Cennet ehli: −Yüzlerimizi ağartmadın mı, bizleri ateşten kurtarıp cennete girdirmedin mi? derler. Müteakiben Allah hicabı kaldırır, artık onlar için Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilmemiştir, buyurdu sonra: “İyilik yapanlara daha iyi ve güzeli, bir de ziyade vardır...” ayetini okudu.” (Müslim 181/297, 298, Fethu’l-Bari 8/198)
  • 18. • Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Bazı insanlar: −Ya Rasulallah! Kıyamet gününde biz Rabb’imizi görecek miyiz? dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −“Ayın on dördüncü gecesi görmeye mani bir bulut yokken ayı görmede şüphe ve ihtilaf eder misiniz?” buyurdu. Sahabeler: −Hayır, ya Rasulallah! dediler. • Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −“Görmeye mani bir bulut yokken güneşi görmekte şüphe eder misiniz?” buyurdu. Sahabeler: −Hayır, ya Rasulallah! dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −“İşte ay ve güneşi gördüğünüz gibi Allah’ı da göreceksiniz...” buyurdu. (Buhari 799, Müslim 182/299) • Cerir bin Abdullah el-Beceli (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Bir gece, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturuyorduk. O gece ayın on dördüncü gecesi idi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aya baktı ve şöyle buyurdu: “Şu ayı görmekte nasıl birbirinize sıkışıklık sebebiyle engel olmuyor, hepiniz zahmetsiz olarak onu görüyorsanız, Rabbinizi de öylece göreceksiniz...” (Buhari 7300, Müslim 633/211)
  • 19. KISSA • Ya Ahiret Varsa • Bir gün Hz.Ali (R.A.)Efendimiz, namaz kılmış giderken müşriklerden(puta tapan kafirlerden) biriyle karşılaşır. Müşrik. Hz. Ali Efendimize şöyle der: • Ya Ali! Şu sizin halinize bakıyorum da düşünüyorum. Ahiret var, insan bu dünyada yaptıklarından bir bir hesab verecek diye, namaz kılıyorsunuz, oruç tutuyorsunuz, zekat veriyorsunuz. Sonra da diyorsunuz ki, ikinci bir hayat-ahiret hayatı var, Cehennem var diyorsunuz... Ben bunların hiç birine inanmıyorum. Hem aramızda ne fark var, sende yaşıyorsun, bende yaşıyorum. Sizin bu kadar çabanız nedir? Her gün vaktinde namaz kılacağım diye bu kadar çaba niye?.. Hz. Ali Efendimiz bütün bunları sükunetle dinledikten sonra şu cavabı verir: Ey koca kafir! Farzet ki, öldükten sonra dirilmek yok. (var ya...) Bizim imanımız var. (ikinci hayat var). Senin dediğin gibi dirilmek yoksa, senin dediğin gibi çıkarsa, O zaman ben bu yaptıklarımdan ne kaybederim. Namaz kılıyorum, Allah'ımın, Dinimin emrini yerine getiriyorum. Bu benim kulluk vazifemdir. Bundan hiç bir zarar dünyada görmüyorum. Ahirette bir zararım olur mu? Oruç tutuyorum. Burada senin gözünle bir zarar görüyor musun? Hayır. Zekat veriyorum, hem dinimin emrini yerine getiriyorum, hemde fakir, muhtaç insanlara yardım etmiş oluyorum. Bundan benim bir kaybım olur mu? Ne dersin?.. • Ya Ahiret varsa! Burada yaptıklarımdan hesab varsa, imandan, namazdan, oruçtan, zekattan, hakdan, hukuktan, insan yaptığı, işlediği her amelinden (işinden) hesaba çekilirse, ya bütün bunlar varsa!.. • Ömrünü puta tapmakla geçiren ihtiyar müşrik uzun uzun, derin derin düşünmeye başlar... Ve Hz. Alinin önüne diz çökerek: _”Ya Ali! Evet, ya varsa!... Sizin dediğniz gibiyse?.. Öldükten sonra yeniden dirilir, Allah'ın huzuruna çıkarsam o vakit benim halim nice olur?..” der. Ve derhal iman eder. Böylece aklını alt üst eden şüphecilik ve imansızlık zindanından kurtulur ve hidayete erer... • Hz. Ali Efendimizin derin imanı, vakarlı hareketi. Ya varsa sözü bir hidayet ışığı olarak adamın kalbine parlayıp hidayete ermesine vesile oluyor. Bu küçük kıssa bütün inkarcıları, şüphecileri düşündürmelidir
  • 20. BİR HİKAYE • ÂHİRET MUHÂSEBESİ HİKÂYE • Büyük velîlerden Mansûr bin Ammâr, şahit olduğu ibretlik bir hadiseyi naklediyor. • Mansûr bin Ammâr (k.s.) şöyle anlatır: • Bir gece sabah oldu zannıyla dışarı çıktım. Ancak henüz sabah olmadığını gördüm. Bir evin önünden geçerken içeride birisinin dertli dertli ağlayarak şu duâyı yaptığını işittim: • “‒İlâhî, çok günah işledim. Kendime yazık ettim. Maksadım Sana muhâlefet etmek değildi. Ben nefsime yenik düştüm. Hem gördüm ki, ne kusur işlesem Sen (bu dünyada cezâ vermeyip) bir şey yapmıyorsun, Sen’in Settâr (kusurları örten) sıfatına aldandım. İşlediğim günahları câhilliğimden işledim. Hatâ ettiğimi şimdi anladım. Bana azâb edersen hâlim nice olur?! Vah bana ki ömrüm uzadıkça günahlarım çoğalıyor! Yâ Rabbi! Kullarına Sırât’ı geçmelerini emrettiğin gün, kimisi Cehennemʼe düşecek, kimisi Cennetʼe gidecek. Acabâ bu miskin kulun hangi gruptan olacak?!” • Bu esnâda Cehennemʼden bahseden bir âyet işitildi. İçeride münâcâtta bulunan genç, bir kez “Âh!” etti ve iniltisi kesildi. • “‒Acabâ ne oldu ki sesi kesildi?” diye merak ettim. Evin yerini iyice tespit ettikten sonra evime döndüm. Sabah gittiğimde o kapının önünde bir cenâze vardı. Ne olduğunu sorunca, annesi bana şunları anlattı: • “–Bu ölen, oğlumdur. Peygamber Efendimiz’in soyundandır. Gece olunca namazgâhında sabaha kadar ağlardı. Gündüz kazandıklarını fakirlere infâk ederdi. Cehennem âyetlerinden birini işitince dayanamadı, ağlaya ağlaya düştü ve rûhunu Hakk’a teslîm eyledi.” • Ben de kendisine: “–Ey hanım, oğlun -inşâallah- Cennetʼe girer. Çünkü Allah korkusundan ağlayan, Cehennemʼe girmez. Canını bu hâlde teslîm eden bir müʼmin, hiç Cehennemʼe girer mi? Allâh’a şükret!” dedim. • Tezkiretüʼl-Evliyâ; İhyâu Ulûmiddîn,
  • 21. İZLE.DİNLE. • İlgili Sohbetler • https://www.youtube.com/watch?v=0h5u-vHGE3s • https://www.youtube.com/watch?v=YE6gC711PK8 • https://www.youtube.com/watch?v=RF0z2if5MM0