1. Asya’nın beş güzel şehrini odak noktası
olarak alan Zamanı Aşan Şehirler,
Sovyetler Birliği dağılmadan önce
seçkin bir toplulukla, 1991 yılının Nisan
ayında Azerbaycan ve Özbekistan’a
düzenlenen bir gezinin ardından ortaya
çıktı. Bu kitap, büyük İslam milletinin
değişik soylarının birbirlerini daha
yakından tanımalarına bir katkıda
bulunabilirse, amaçlanan hedefe ulaşmış
olacaktır
Teknolojinin hayatı güçleştiren, kişiyi
tedirgin eden, tüketimi kamçılayan,
insanları makinalara bağımlı hale getiren,
çevreleriyle birlikte ruhu kirleten,
bilgileri bulandıran, aileyi parçalayan ve
zamana el koyan yanları Gürdoğan‘ ın
ağırlıklı üzerinde durduğu konular
arasındadır. Yazar, bu kitabında yer alan
konuşmalarında ekonominin ve
sanayileşmenin öne çıkarılmasıyla
azgınlaşan teknolojik gücün insan ve
hayat üzerindeki etkilerini tartışıyor.
1945 yılında Eskişehir’de doğdu.
Temel üniversite eğitimini
İTÜ’de makina mühendisliği
alanında yaptı. İ.Ü. İşletme
İktisadı Enstitüsünün uzmanlık
programını 1968 yılında
tamamladı. Devlet Planlama
Teşkilatında 1968 ve 1972 yılları
arasında proje değerlendirme
uzmanı olarak çalıştı. Bu arada
bir yıl İngiltere’de incelemelerde
bulundu. Erzurum
Üniversitesinde 1972’de
akademik çalışmalara başladı.
Görevini 1976’da A.Ü. Siyasal
Bilgiler Fakültesine aktardı.
Doktora çalışmasını 1975’de
bitirdi, 1987’de doçent, 1994’de
profesör oldu. Mavera dergisinin
kurucularından olan Gürdoğan
evli ve üç çocuk sahibidir
Üzümün üzüme baka baka karardığı gibi,
insanlar da birbirine baka baka, sora
sora, konuşa konuşa, dinleye dinleye ve
anlata anlata güzelleşir ve olgunlaşırlar.
Bu olgunlaşma süreci büyük yol
göstericilerin çevresinde büyük bir
yoğunluk ve hız kazanır. Görünmeyen
üniversite olan Hocaefendi, son dönemin
en büyük olgunlaşma odaklarından
biriydi. O nerede olursa olsun,
çevresinde gönül ordularını harekete
geçiren büyük bir manyetik alan
oluştururdu.
Bilim ve teknolojinin günlük hayatı
karmaşıklaştıran, tüketimi körükleyen,
yaşantıyı makinalara bağımlı hale
getiren, çevresel ve ruhsal kirlenmeye
yol açan, aileyi parçalayan, zamanla
birlikte insanı da tutsak eden yanları
Nazif Gürdoğan'ın ağırlıkla üzerinde
durduğu konulardır. Bu kitabında yer
alan denemelerinde yazar
sanayileşmenin öne çıkarılmasıyla
azgınlaşan teknolojik gücün ekonomik
ve sosyal hayat üzerindeki etkilerini tartışıyor
Bugün bütün dünyada tartışıldığı gibi
önemli olan, işletmeleri özelleştirme
değil insanileştirme, daha yerinde bir
deyişle güzelleştirmedir. İster özel
kesimde ister kamu kesiminde olsun
işletmeler daha küçük ölçeklere
indirilerek güzelleştirilmezlerse
kaybeden sosyal demokratlar ya da
liberaller değil tüm insanlık olur. Bütün
dünyada işletmelerin özelleştirilmesinden
dem vuruluyor da insanileştirilmesinden
hiç söz edilmiyor.
Gürdoğan bu kitabıyla, Semerkant ve
Buhara'dan New York ve Los Angeles'e
uzanıyor. Tüketim çılgınlığından başka
dünyayı verecek bir kültürü olmayan
göçmenler ülkesi Amerika'nın
çıkmazlarındaki ümit kıvılcımlarını
yakalamanın ipuçlarını veriyor.
Yirmibirinci yüzyılda dünya köklü
dönüşümlerin arifesinde. Sınırların
önemini yitirdiği bir dünyada Batı
Doğu'ya değil. Doğu Batı'ya gidiyor.
Sınırların önemini yitirdiği, küresel bir
hayatın başladığı yeni çağda,
mücadelenin silahlarla mı olacağı, yoksa
kitaplarla mı olacağı sorusunun cevap
arayışıdır bu kitap. Batı ve Doğu
medeniyetleri masaya yatırılıyor ve iki
zihniyet karşılaştırılıyor. Kazanan olmak
için eksikler neler, yapılması gerekenler,
kaçınılması gerekenler neler? Ersin
Nazif Gürdoğan'ın usta kaleminden.
Bilim ve teknolojinin bireysel ve
toplumsal etkileri, değişik alanlarda
ortaya çıkan kirlenmenin fiziksel ve
ruhsal boyutları Gürdoğan’ın önemle
üzerinde durduğu konular arasındadır.
Yazar bu kitabında yalın ve hayatın
içinde bir anlatımla, Mekke’den
Kurtuba’ya kadar uzanan, keyifle
okuyacağınız değişik bir “seyahatname”
örneği veriyor. Zengin bir bilgi
birikimine dayanan bu izlenimlerini
duyacaksınız.
Görünen ve görünmeyen boyutlarıyla,
bütün dünyanın gündeminde önemli bir
yer tutan kirlenme olgusu, büyük bir
buzdağına benzemektedir. Buzdağının
deniz üstünde kalan kısmı toprak, su ve
hava kirlenmesiyse, deniz altında kalan
görünmeyen kısmı da ruh, değer ve
kültür kirlenmesidir. Gürdoğan’ın bu
kitabında ustalıkla vurguladığı gibi, her
alanda etkilerini gösteren kültür
kirlenmesinin kaynaklarını kurutmadan,
üstesinden gelmek mümkün değildir.
Dünyada ekonomik ve kültürel
gelişmenin öncüleri, teknolojik
gelişmeleri yakından izleyen, yenilik
yapmasını bilen girişimcilerdir.
Girişimciler ürün, hizmet ve bilgi
akışında, sınırların önemini yitirdiği
yüzyılın yeni fatihleridir. Girişimciler
sınırsız dünyanın en etkili ve en güçlü
ordularıdır. Onlar toplumları silahlarıyla
değil, ürün ve hizmetleriyle değiştirirler.
Girişimcilerin gücü, mükemmeli arama
yolunda, geçen günlerinden kaynaklanır.
PROF. DR. ERSİN NAZİF GÜRDOĞAN’IN ESERLERİ