2. • NORMAL-ANORMAL AYRIMI
• TERĠMLERĠN AÇIKLANMASI:
• Normal ve anormal sözcüklerini günlük yaĢamda sık sık kullanırız. Hepimiz için bu sözcüklerin
belli anlamları vardır. Ancak bu anlamlar herkese göre az ya da çok değiĢebilmektedir. Bu
kavramların tanımlanması istenirse, hemen hepimiz uygun bir tanımlama yapmakta güçlük
çekeriz. Bunun nedeni, bu kavramların herkesin kabul ettiği kesin, nesnel tanımlarının
olmamasıdır. Diğer nedeni ise, bu kavramlara yaklaĢımların farklı çıkıĢ noktalarına dayanmasıdır.
• Ġnsan davranıĢlarının değerlendirebilmek için onların normal olup olmadığını bilmemiz gerekir.
Normalliği tanımlamanın güç olduğu düĢünülürse, bunu gösteren bazı nesnel ölçütlerin gerekli
olduğu ortaya çıkar. Normallik kavramıyla ilgili ölçütlerin saptanması, aynı zamanda anormalliğin
de ters yönden ölçütleri olacaktır.
• Normal ve anormal kavramlarına yaklaĢımlar dört grupta ele alınabilir.
• 1. Geleneksel yaklaĢım normalliği ve anormalliği sağlıklı ve hasta olma yönünden ele alır. Buna
göre, herhangi bir hastalığı ya da bozukluğu olmayan sağlıklı insan normaldir. Bir insanın
davranıĢlarının normal olması, onda anormal davranıĢlar olmamasıyla eĢanlamlı olarak düĢünülür.
Ancak bu yaklaĢım normal ve anormal kavramlarının tanımlanması konusunda önemli bir yarar
sağlamaz.
• 2- Normalliği genel ortalama ile eĢanlamlı tutan görüĢ en yaygın görüĢlerden biridir. Ġnsan
davranıĢlarının toplumda dağılımı Gauss’un çan eğrisine uyar. Buna göre, insanların davranıĢları
büyük oranda eğrinin orta bölümünde toplanır ve bunlar normal olarak değerlendirilir. Çan
eğrisinin iki ucunda yer alan davranıĢlar çok azdır. Ve bunlar anormaldir. Bu görüĢ, insanların
genel uyumunun ortalama çevresinde olmasını normal olarak kabul eder.
• 3- Normal olarak nitelendirilen uyumsal davranıĢların, birbirleriyle iliĢkili süreçlerin ortak bir ürünü
olduğu da öne sürülür.. Bu görüĢe göre, insanın normal davranıĢları onun bedensel, ruhsal ve
toplumsal yönlerinin birbirleriyle sürekli etkileĢimi sonucunda iĢlevlerini uyumlu biçimde
sürdürmesi sürecidir. Burada insanın uyumsal davranıĢlar geliĢtirmesi, çevresiyle uyum içinde
olması, problem çözümüne yönelik davranıĢlar ortaya koyması önemlidir.
3. • 4- Bazılarına göre normallik kavramı bir ütopyadır, gerçek yaĢamda mutlak normallik yoktur.
• Normal ve anormal kavramlarıyla ilgili çeĢitli ölçütler ve özellikler belirtilmektedir. Bunların gözden
geçirilmesi bu kavramların ne olduklarını ya da ne olmadıklarını göstermesi açısından yararlıdır:
– normallik kiĢiden kiĢiye göre değiĢir.
– Normallik yaĢa göre değiĢir. Çocukların motor ve zihinsel geliĢmeleri tam olarak
tamamlanmadığı için davranıĢları eriĢkinlerin davranıĢlarından farklıdır. Bu nedenle
normalliği ya da anormalliği değerlendirirken çocukların bu özelliği de dikkate alınmalıdır.
– Normallik cinsiyete göre değiĢir. Kadınların ve erkeklerin bedensel farklılıkları nedeniyle,
davranıĢları arasında bazı yönlerden farklar vardır.
– Normallik öğretim düzeyine göre değiĢir. Örneğin, bir üniversite mezununun heceleyerek
okuması anormalken, okumayı yeni öğrenen altı yaĢındaki bir çocuğun heceleyerek okuması
normaldir.
– Normallik içinde bulunulan zaman dilimine göre değiĢir. Örneğin, yüz yıl önce aya gidilmesi
bir hayal olarak görülüp anormal bir düĢünce olarak değerlendirilirken, günümüzde daha
uzak gezegenlere gidilebileceğinin söylenmesi normal olarak kabul edilmektedir.
– Normallik toplumlara göre ya da onların kültürlerine göre değiĢir. Yukarıdaki özellikler de bu
açıdan düĢünülmelidir. Bir toplum için baĢlık parası normalken, bir baĢka toplum için anormal
olabilir.
Görüldüğü gibi normal ve anormal kavramlarını belirleyen çok çeĢitli etkenler vardır ve bunlar
değiĢmez etkenler değildir. Bu nedenle, yapılan bir tanımlamanın her zaman, her toplum için,
her insan için geçerli olup olmadığı tartıĢmalıdır.
Ġnsan davranıĢları kesin sınırlarla normal ve anormal olarak ayrılamaz. Bu kavramlar için sürenin
ve Ģiddetin de açıklığa kavuĢturulması gereklidir. Bir davranıĢ ortalama ölçülerden sapma
gösterdiği oranda, uzun süre sürdüğü ve Ģiddeti oranında anormal olarak kabul edilebilir.
Ancak yine de , normal-anormal ayrımını yapmak güçtür. Bunlar arasında kesin bir sınır
çizilemediği için, normallik nerede baĢlayıp biter, anormallik nerede baĢlayıp biter sorularının
cevaplarını vermek kolay değildir.
4. • Genel olarak normallikle anormalliğin arasında geniĢ bir geçiĢ alanının olduğunu düĢünmek
doğrudur.
• NORMALLĠĞĠN SAPTANMASI:
• Somut davranıĢlarda ve olaylarda normalliğin saptanmasında çok fazla güçlük yaĢanmayabilir,
fakat ruhsal ve toplumsal davranıĢlarda bunun saptanması güçtür. Normallik, bir topluma ve diğer
özelliklere göre normal kabul edilen değerlerden görece ne ölçüde sapma olduğuna göre
değerlendirilir. Bunları saptamada üç norm kullanılır.
• 1- ĠSTATĠSTĠK NORM: Ġncelenen davranıĢ ya da olayla ilgili en sık rastlanan değer istatistik
normu oluĢturur. Değerlerin aritmetik ortalaması “normal değer” olarak kabul edilir, bu değerden
uzaklığına göre diğer değerlerin normal ya da anormal olduğuna karar verilir. Ġstatistik norm çan
eğrisine uyar. Örneğin, zeka katsayılarının toplumda dağılımı çan eğrisine uyar.
• 2- ĠDEAL NORM: Daha çok toplumsal olaylardaki normalliği ya da anormalliği saptamak için
kullanılır. Önce bir değer,” ideal değer” olarak alınır ve değerlerin gösterdikleri sapmalara göre
anormallik değerlendirmesi yapılır. Ġdeal norm eğrisi ters J biçimindedir.
• 3- ĠġLEVSEL NORM: Ruh sağlığı yönünden normal ve anormali ayırmak için kullanılır. ĠĢlevsel
norm bir insanın kiĢilik özelliklerini, uyumunu, iĢlevsel yeterliliğini dikkate alır. Bunlar yeterli
düzeyde ise, o insan normaldir denir. Bu özellikler yetersizse, o insanı ve çevresini rahatsız
ediyorsa, bir anormallikten ( ya da bozukluktan ) söz edilir.
• SAĞLIK ALANINDA NORMALLĠK
• Sağlık alnında normal ve anormal kavramlarına “sağlıklı olma” ve “hasta olma” kavramları karĢı
gelir. Bunlar en genel anlamda birer insan davranıĢıdır. Bu iki kavram arasında da kesin sınırlar
yoktur. Sağlıklı bir insanın bazı hasta yönleri, hasta bir insanın bazı sağlıklı yönleri olabilir.
Örneğin, kalp krizi geçiren bir kiĢinin zihinsel yetileri tam olarak yerinde olabilir; bunaması olan bir
kiĢinin zihinsel yetilerine önemli bozukluklar varken, bedensel yönden hiçbir sorunu olmayabilir.
Sağlıklı ve hasta olma arasında geniĢ bir geçiĢ alanı vardır.
5. • Bedensel sağlık ya da hastalık konusunda bir yargıya varmak genellikle güç değildir. Bunun
ölçütleri daha kesindir. Ve daha kolay ölçülebilir. Herhangi bir ölçütteki değer normal kabul edilen
sınırların dıĢına çıkmıĢsa ve uzun süreliyse, bir hastalık vardır. Oysa ruhsal ve toplumsal
alanlarda görülen belirtiler ya da davranıĢ bozukluklarının nesnel bir ölçümü yoktur. Bu alanlardaki
bozuk davranıĢların hangilerinin ya da hangi düzeydekilerin bir bozukluk olduğunu saptamak
güçtür. Bu alanlardaki davranıĢların değerlendirilmesinde toplumsal değer yargıları, inançlar,
kültür, toplumsal iliĢkiler, yaĢam biçimleri gibi birçok etken önem taĢır.