SlideShare a Scribd company logo
1 of 84
Download to read offline
İNOVATİFKimya Dergisi
YIL : 1 SAYI : 2 EYLÜL 2013
TEKSTİL VE HAZIR GİYİM
SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER
ON PARMAKDA ON MARİFET
TARIM SEKTÖRÜNDEKİ KALİTE
KONTROL CİHAZLARI
İLAÇ SANAYİDE GMP
KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ
ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ
SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ
VE TEMAS AÇISI
DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE
DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASIN
PROSES
EKİPMANLARI
Sahibi :
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
Genel Yayın Yönetmeni :
Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı :
Ayşe Emir
Dergi ve Yazı Editörleri :
Ayşe Emir
Röportaj Sorumlusu :
Ceyda Sarıkaya
Sayfa Tasarımı :
Yavuz Selim Kart
İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları,
Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu
açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla
hazırlanmıştır.
Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.
Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde
Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler, Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler
olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmaya-
cağınızı ümit ediyoruz.
Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle...
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
Bize Ulaşın
facebook.com/InovatifKimyaDergisi
twitter.com/InovatifKimya
inovatifkimyadergisi@gmail.com
Yazarlarımız
YAVUZ SELIM KART
CEYDA SARIKAYA
ABDULHAMIT AYDIN
HACER AY
AHMET YILMAZ
YAKUP BICER
HATILE MOUMINTSA
AYSE EMIR
VAHIT KENAR
EMRAH YÜCE
GULTEKIN OZDEMIR
SEVGI GULTEKIN
AYKUT CENGIZ
HAKAN OZTURK
İNOVATİF
Kimya Dergisi
İNOVATİFKimya Dergisi KURALLARI
1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumun-
dasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir so-
run yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza ge-
lebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler ke-
sinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu
zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz.
Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına
riayet ederek resimlerini dökümanlarına ekleme-
leri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar
sorumludur.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları
gerekmektedir.
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.
Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yaz-
mayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli
görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici say-
famızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında
gerekli adresler mevcuttur.
6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı
yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim
yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirt-
miş olduğum isimlere sorabilirsiniz.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde
bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu
kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha
güzel bir dergi çünkü.
8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz
yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir
kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler
bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle
isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı
yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönder-
irseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın
olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin
adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybet-
memiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca
aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa
bu seferde dergi amacından sapmış olur.
10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar
2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz
hakkı dergi yönetimine aittir.
11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi her-
kes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz.
12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
*Akademik Makaleler
*Endüstriyel Yazılar
*Üniversite Hayatında Kimya
*İş Hayatında Kimya
*Laboratuvar Üzerine
*Kimya Güvenliği
13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.
Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.
Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya
çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel
gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında
da çalışmalar yapılacaktır.
14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koy-
maya yetkilidir.
13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş
sayılırlar.
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
İçindekilerİnovatif Kimya Dergisi
9
12
16
24
29
32
36
42
48
50
52
56
KİL
Uygarlığın başlangıcından bu yana kullanıla geldiği bilinen killer...
MADEN SUYU
Günlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su (maden suyu)...
PROSES EKİPMANLARINI TANIYALIM
Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda yeni ürünlerin elde edilişi...
TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE KALİTE-KONTROL
ANALİZLERİNDE KULLANILAN CİHAZLAR
Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda belirtilen...
KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ
Birçok arkadaşımız kendini kimyacı, kimyager veyahut...
ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ
Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahiptir...
SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI
Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin yaprak...
AYIN RÖPORTAJI
Dem Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş‘nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile...
TÜRKİYEDE KAFEİN
Kafein başlıca gıda ve ilaç sanayisinde kullanılan, alkoloid grubunun...
DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE DOĞAL YAŞAMAK
NEDEN OLMASIN
İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmaktadır...
TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGER-
LER
Dergimizin ilk sayısında deterjanlar ve temizlik sektörü ile ilgili...
İLAÇ SANAYİDE GMP
Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim; fakat bir ilaç çalışanı değilim...
60
66
72
80
81
82
KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILAR
Her kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı vardır...
ON PARMAKTA ON MARİFET
Kimya denilince aklımıza çeşitli kimyasallar ve mineraller...
CROCODILE CHEMISTRY PROGRAMI NEDİR NE İŞE
YARAR?
Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis ettim...
HER AY 3 WEB SİTESİ
Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi....
KİMYA BULMACA
Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca...
KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY)
Geçen ayın bulmaca çözümleri...
İnovatif Kimya Dergisi 9
Aykut CENGİZ
Celal Bayar Üniversitesi
aykutcengiz@windowslive.com
MADEN SUYU
Günlük içilmesi gereken suyun doğal
mineralli su(maden suyu) olarak alın-
ması birçok avantajlar sağlar. Öncelikle,
sağlıklı bir su metabolizmasının sağlıklı
bir vücutta sürdürülmesi garantiye
alınmış olur. Ayrıca, günlük alınması
gereken minerallerin bir kısmı belli
düzeylerde karşılanmış olur. Bununda
ötesinde kişilerde var olan bazı fonk-
siyonel rahatsızlıklar(mide yanması,
böbrek taşı oluşumuna eğilim gibi) üze-
rinde yararlı etki elde edilir. Daha da
önemlisi bazı hastalıkların (örneğin;
osteoporoz gibi) doğrudan veya dolaylı
tedavisi de sağlanabilir. Bu etkiler için
günde en az 1,5 litre mineralli suyun
içilmesi gereklidir. Böylelikle; bir yan-
dan günlük su gereksinimimizin bir
kısmı karşılanırken, diğer yandan da
yararlı etkiler elde edilebilir.
Mineralli sularda, en yoğun bulunan
elementler, Kalsiyum, Magnezyum,
Sodyum ve Klordur. Daha az bulunan-
lar, Potasyum ve Flor, bazen de İyottur.
Ayrıca, mineralli sularda sık olarak
Bikarbonat ve daha az da Sülfat iyon-
ları bulunur. Söz konusu minerallere
olan gereksinim yaşamın bazı dönem-
lerinde (örneğin, gençlik, çocukluk,
yaşlılık gibi) özellikle artar. Bu dönem-
lerde mineralli suların içilmesi daha çok
önem kazanır.
Mineralli sularda bulunan miner-
allerden Kalsiyum Osteoporozun ön-
lenmesi ve tedavisinde etkindir. Güçlü
kemik yapısı oluşması, kan pıhtılaşması
ve sinir uyarılarının iletilmesinde rol
oynar. Magnezyum kan ve sinirsel
yorgunluğun önlenmesinde etkindir ve
sağlıklı kalp fonksiyonu için gereklidir.
Sodyum, su ve elektrolit dengesi, asit-
baz dengesi ve uyarı iletiminde rol oy-
nar. Sindirimde yardımcıdır. Potasyum,
hücre metabolizmasında ve vücuttaki
su dengesinde görev yapar. Florür, diş
çürüklerinin önlenmesinde etkilidir ve
sağlıklı kemik ve dişler için gereklidir.
İyot, Troid Bezinin sağlıklı çalışması
için gereklidir, eksikliğinde Troid Bez-
inin büyümesi (guatr) görülür. Klor, su
ve elektrolit dengesi ve sindirimde so-
dyum ile birlikte görev üstlenir.
*Maden Suyu’nun(mineralli su) Avan-
tajları
• Sağlıklı yaşam desteği ve sağlıklı koru-
ma
• Mineral eksikliğini giderme, mineral
gereksinimi karşılama
• Bazı hastalıkların doğrudan veya
destekleyici tedavisi
• Bazı rahatsızlıkların giderilmesi ve
önlenmesi
İnovatif Kimya Dergisi10
**Doğal Mineralli Suların Fizyolojik
ve Terapötik Etkileri
Mineralli sulardaki minerallere bağlı
etkilerin dışında, mineralli sulardaki
iyonların fizyolojik etkileri ve bazı hast-
alıklardaki terapötik yararları da söz
konusudur. Bunlar sistemler özelinde
kısaca özetlenirse;
Böbrek üzerine; Mineralli sular böbrek
ve idrar yollarında taş oluşumunu önler-
ler. İdrar yolu enfeksiyonların da özel-
likle Bikarbonat, Magnezyum ve Kalsi-
yum içerikleri yüksek mineralli sular
iltihabı geriletici etki gösterirler. Ürolo-
jik birçok hastalıkta böbrek fonksiyon-
larını destekleme ve geliştirme amacıyla
bol su içilmesi, özelliklede mineralli su
içilmesi temel önlemlerdendir.
Metabolizma üzerine; Mineralli sular
özellikle sülfatlı olanlar, safra kesesi
tembelliğinde yararlıdır ve pankreas
fonksiyonlarını da desteklerler. Diya-
bet’te Sodyum Bikarbonatlı sular insü-
lin’in etkisini güçlendirir ve karbonhi-
drat metabolizmasını iyileştirirler. Yine,
hem idrar miktarını, hem de idrarla
ürik asit atılımını artırırlar, bu yüzden
Gut Hastalığı’nda krizler arası dönemde
yararlıdırlar.
Mide üzerine; Kronik mide mukozası
iltihabında veya mide asidi fazlalığında
yüksek Bikarbonat içeren(1300mg/L-
1200mg/L) mineralli sular oldukça
yararlıdır.
Sindirim sistemi üzerine; Günümüz
insanının az su içme alışkanlığı, min-
erallerden yetersiz beslenme, hareket
azlığı ve sedanter yaşam gibi özellikleri,
sindirim sistemi rahatsızlıklarının başlı-
ca nedenleridir. Bunların başında da
habitüel kabızlık gelir. Burada Sülfatlı
(600mg/L-1200mg/L) mineralli sular
oldukça yararlıdır.
***Şifalı Su Olarak Mineralli Su
Sağlık üzerindeki olumlu etkileri ned-
eniyle, Almanya’da şişelenmiş doğal
mineralli suların bir kısmı “şifalı su”
niteliğini de kazanabilmektedir. Alman
İnovatif Kimya Dergisi 11
Federal İlaç ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü
analitik, farmakolojik, toksikolojik ve
klinik araştırma ve değerlendirmel-
er sonucunda şişelenmiş bir mineralli
suyu, şifalı su olarak onaylayabilmekte-
dir. Ülkemizde ise, böyle bir düzenleme
geçerli değildir.
Almanya’da bir mineralli suyun böylesi
bir onay alabilmesi koşulları şunlardır.
• Belirli mineralleri çözünmüş olarak
belirli değerlerin (mg/L) üzerinde içer-
mesi
• Mineral kompozisyonu ve mikro-
biyolojik özelliklerinin uygunluğu ve
bunun belirli aralıklarla bağımsız ku-
rumlarca kontrol edilmesi
• Kaynak koruma ve şişeleme tesisleri ile
ilgili düzenlemelere uygun ilaç üretim
kurallarına ve koşullarına göre üretilm-
esi(şişelenmesi)
• Sağlığa yararlı etkisinin bilimsel
araştırmalarla ve bilimsel kurumlarca
kanıtlanması
Unutulmamalıdır ki; birçok kişi soda ile
mineralli suyu aynı sanmaktadır. Soda
içilebilir suya Karbondioksit eklenmesi
suretiyle yapılır.
Soda ise mineral ihtiva etmez.
Kaynaklar
Turk Masuder
Resimler ve Görsel Kaynak
http://www.bilgiustam.com/res-
imler/2013/07/4163_doktoru-
ma-sorun-kibarli-panax-musta-
fa-eraslan-5892.jpg
http://www.kadincasayfa.com/wp-con-
tent/uploads/maden-suyu.jpg
Inovatif Kimya Dergisi12
Yakup BİÇER
Yüzüncü Yıl Üniversitesi
yakup.bicer855@gmail.com
KİL
Uygarlığın başlangıcından bu yana kul-
lanıla geldiği bilinen killer günümüzde
de en önemli endüstriyel hammaddeler
arasında yer almaktadır. Üzerinde ateş
yakılan bazı toprakların sertleştiğini
gören insanlar bu gün kil adını ver-
diğimiz bu topraklardan değişik seramik
kaplar, tuğlalar ve tapınmak için putlar
yapmışlardır. Güçlü hava akımlarının et-
kisi altında kayaların aşınmasıyla oluşan
killer ya oluştukları yerde ya da rüzgâr
ve su ile taşınarak başka yelerde büyük
yataklar halinde depolanmıştır.
Seramikler için kil, ısıtıldığında şekil-
lendirilebilecek ölçüde plastik özel-
lik gösteren, kurutulduğunda veya
kızdırıldığında ise sertleşen doğal bir
katı maddedir. Kimyasal analizler, kill-
erin su tutma ve iyon değiştirme gücü
yüksek olan alüminyum silikat ya da
magnezyum silikat bileşikleri olduğunu
göstermiştir. Mineral içerikleri ve min-
erallerin kimyasal bileşimlerine bağlı
olarak doğal killerin rengi beyaz, gri,
yeşil, mavi, pembe ve kahverenginin
çeşitli tonlarında olabilmektedir.
Killer, insanoğlunun yaşamına at-
eşin bulunması ile girmiş önemli ham-
maddelerdir.
Günümüzde ise çok geniş kullanım
alanlarına sahiptirler. Yaşantımızda
gereksinim duyduğumuz pek çok mal-
zemenin seramik olduğunu düşünürsek,
bu çok geniş yelpazenin ana malzem-
esinin kil olması, bu hammaddenin
önemini bir ölçüde ortaya koymaktadır.
Seramik dışında çok çeşitli endüstri
alanlarının önemli hammaddesi de olan
killer ziraatte, jeolojide ve başka pek
çok alanda da araştırıcıların dikkatini
çekmiş ve geçmişten günümüze kadar
farklı disiplinler tarafından hep araştır-
ma konusu olmuşlardır. Onun için ben
de bu yazımda killerin neler olduklarını,
ne işe yaradıklarını, dünyadaki işlevleri
hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.
Killer çok değişik özelliklere sahiptirler.
Aynı renk, aynı görünüm, aynı dokuya
sahip olan killerin çok farklı karak-
teristik özellikleri olabilir. Kimyasal
bileşimlerindeki farklılıklardan dolayı
kazanılan bu farklı fiziksel özellikler
onların değişik alanlarda kullanılabil-
irliğini ortaya çıkarmıştır.
İnovatif Kimya Dergisi 13
Killer ikincil mineraller olmaları
nedeni ile de bulundukları ortamın
fiziko-kimyasal koşulları konusunda bil-
gi verirler. Hem endüstriyel hammadde
olmaları, hem de ortamların yorumlan-
masında yol gösterici olmaları ile bilime
çok katkı sağlayan bu minerallerin bol-
luğu onların önemini bir kat daha art-
tırmıştır.
Ülkemizde 1983 yılından günümüze
değin 2 yılda bir yapılan Ulusal Kil Sem-
pozyumları ve pek çok ülkenin kurmuş
olduğu kil toplulukları, AIPEA (İnter-
national Association for the study
of Clays) gibi topluluklar bu mineral-
lerin ne kadar önemli olduklarının bir
göstergesidir.
Kil, yumuşak ve çok ince tanecikli
(kumdan ince) bir materyaldir. Kil ma-
teryalindeki atomlar ya bir kafes ya da
bir zincir dizilişi şeklinde olmaktadırlar.
Kilin esas maddesi alüminyum silikat
hidratı olup, türüne göre yanında So-
dyum(Na), Potasyum(K), Kalsiyum(Ca),
Magnezyum(Mg) ve Demir(Fe) gibi
diğer elementlerin bileşikleri de bulu-
na bilir. Kimyasal analiz sonuçlarının
L.Pauling tarafından 1930`lu yıllar-
da başlatılan X-ışınları difraksiyonu
çalışmaları ile birleştirilmesinden kil
minerallerinin farklı iki yapı taşından
oluştuğu ortaya çıkmıştır. Merkezinde
silisyum iyonu köşelerinde ise oksijen
iyonları bulunan birinci yapı görüldüğü
gibi düzgün dörtyüzlü yani tetrahedron
şeklindedir. Kimyasal formülü SiO-44
şeklinde yazılabilen bu düzgün dörtyü-
zlülerin tabanları aynı düzlemde olmak
üzere köşelerinden oksijen köprüleri ile
altılı halkalar vererek birleşmesinden
tetrahedron yapı diğer adı ile silika tab-
akası ortaya çıkmaktadır.
Merkezinde alüminyum iyonu köşeler-
inde ise oksijen iyonları bulunan ikinci
yapı düzgün sekizyüzlü yani oktahedron
şeklindedir. Kimyasal formülü AlO-66
şeklinde yazılabilen düzgün sekiz yü-
zlülerin birer yüzleri aynı düzlem üzer-
inde kalacak şekilde oksijenlerin oksijen
köprüleri ile birleşmesinden oktahedron
tabakası ortaya çıkar.
Kil Çeşitleri
Killer, saflık derecelerine ve fiziki du-
rumlarına göre çeşitli tipler arz eder
bunlar;
•	KAOLEN
•	SİMETRİK
•	PLASTİK
•	BENTONİT
İnovatif Kimya Dergisi14
Şeklinde en önemli kil çeşitleri ve daha
fazlası bulunmaktadır. Yalnız önem
derecelerine göre bu kil çeşitleri üzer-
inde kısaca duracağız.
Kaolen Killer
Kilin en saf şeklidir. Rengi beyazdır
ve kızdırıldıktan sonrada gene beyaz
kalır. Su ile temizlendikten sonra saflığı
%90 olmaktadır. Türkiye de Kütahya da
çıkarılmaktadır.
Simetrik Killer
Bazı yabancı maddeler, özellikle kireç,
magnezyum içerir, renk ya da yağ
giderici olarak kullanılır.
Plastik Killer
Genellikle tuğla ve çanak, çömlek
imalatında kullanılan kil grubu old-
uğundan dolayı tuğla kilerlide denil-
mektedir. Bu tip killerin bileşiminde
silis ve alüminden başka daima demir
oksit ve kireç bulunur, bu kompo-
nentlerin oranları değişkendir.
SiO2 : % 57,64 Fe2O2 : % 3,5
Al2O2 : % 27.35 CaO2 : % 7
Bentonit Killer
Montmorillonit tipinde, kompleks bir
alüminyum, demir ve kalsiyum bazen
de sodyum silikattan meydana gelmiş
olup, su içinde bir jel meydana getirerek
şişme özelliğine sahiptirler ve bir çok
alanda da kullanılırlar. Çamur haline
getirildiklerinde plastik özellik göster-
en bentonitleriçinde koloidal halde
dağılmış silikatlarda bulunmaktadır.
Aslında killer başlı başına yıllar alacak
bir araştırma konusudur, bu bilgiler
sadece deryada bir damlanın damlası
denecek kadar azdır. Bundan dolayı
killer üzerine olan bu yazımıza ileriki
sayımıza devem edeceğiz.
Kaynaklar
www.wikimedia.org
www.kilclay.com
www.türkcebilgi.com
Prof.Dr. Yüksel Sarıkaya `nın Notları
Resimler ve Görsel Kaynak
http://www.merakname.com/depo/
kil-neredelerde-bulunur.jpg
İnovatif Kimya Dergisi 15
KONUNU
DÜŞÜN
Kimya Dergisi
İNOVATİF
KONUNA
HAZIRLAN
KONUNU
YAZ
Inovatif Kimya Dergisi16
Sevgi GÜLTEKİN
Hitit Üniversitesi
sevgigultekin_@hotmail.com
PROSES EKİPMANLARINI
TANIYALIM
Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda
yeni ürünlerin elde edilişi, ayırma,
ısıtma-soğutma vb. işlemleri
gerçekleştirmek için kullandığımız bazı
ekipmanlarımız vardır. Büyük ölçek-
li üretime geçtiğimizde bu ekipmanlar
biraz karmaşık hale gelir. Proseslerim-
izin doğru işleyebilmesi ve kolay kon-
trol sağlayabilmemiz için ekipmanların
tasarımlarının doğru yapılması ve mal-
zemelerinin doğru seçilmesi gerekir.
Vanalar ve ısı değiştiriciler fabrikalarda
karşımıza çıkabilecek önemli ekipman-
lardır. Bu ekipmanlarla ilgili genel bilgi
içeren bir yazı oluşturmaya çalıştım. Her
ne kadar kendi cümlelerimi kullanmaya
çalıştıysam da çoğunluk kaynaklardan
aktarım şeklinde oldu. Umarım tüm
okurlarımız için faydalı bir paylaşım
olur. Vakit ayırdığınız için teşekkürler.
Proses Ekipmanları Nelerdir?
Proses ekipmanlarının anlaşılabilmesi
için önce prosesin tanımı yapılmalıdır.
Girdileri alıp bir çıktıya dönüştüren
her bir aktivite veya operasyon proses
(süreç) olarak isimlendirilebilir.[1]
Şekil 1 : Üretim Sürecinin Şematik
Hali [2]
Proseslerde kullanılan ekipmanlar,
özellikle kimya sektörü için önemlidir.
Prosesteki akışkanların fiziksel, kimy-
asal özelliklerine göre uygun malzeme
seçiminin sağlanamaması nedeniyle
proses düzgün çalışmayabilir, ürünler
kalitesizleşebilir, maliyetler artar, kazal-
ar yaşanabilir ve hatta can kayıplarına
neden olabilir.
İnovatif Kimya Dergisi 17
Proseslerde kullanılan ekipmanlara:
* Isı Değiştiriciler (eşanjörler)
* Pompalar ve Kompresörler
* Vanalar, Filtreler ve Regülatörler
* Distilasyon Kolonları, Reaktörler
* Tanklar
* Boru Hatları
* Debimetre, Monometre, Termocouple
vb.
ölçü kontrol ürünleri örnek verilebilir.
ISI DEĞİŞTİRİCİLER
(EŞANJÖRLER)
Isı değiştirici ya da sanayi diliyle eşan-
jör; farklı sıcaklıklardaki iki akışkanın
birbirlerine karışmadan ısılarını ak-
tarmalarını sağlayan cihazlardır.[3] Isı
değiştiricilerin sanayide birçok çeşidi
bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de
plakalı tip ısı değiştiricilerdir.
Plakalı ısı değiştiricilerin kullanım alan-
ları şöyle sıralanabilir:
* Isıtma-soğutma sektöründe (HVAC,
Sıcak Su Uygulamaları, Enerji Santral-
leri, Isı Merkezi Uygulamaları, Soğutma
Kuleleri, Basınç Kırıcı, Isı Geri Ka-
zanımı, Buz Deposu, Yerden Isıtma Sis-
temleri, Güneş Enerjisi Sistemleri vb.)
* Endüstriyel Uygulamalarda (Hidrolik
Yağ Soğutma, Su Soğutma, Boya Ka-
binleri, Yüzey İşleme Sistemleri, Buhar
Uygulamaları, Pastörizasyon Sistemleri,
Tekstil Uygulamaları, İlaç Endüstri-
si, Gıda Endüstrisi, Kimya Endüstrisi,
Gemi Uygulamaları, Petrol Rafinerileri,
Termik Santraller vb.)
Resim 1: Plakalı Tip Isı Değiştirici[4]
Plakalı Tip Isı Değiştiriciler
Plakalı ısı değiştiricilerde sıcak ve soğuk
akışkanın geçtiği iki farklı devre bu-
lunur. Bunlar primer ve sekonder olarak
adlandırılır. Akışkanlar farklı devrel-
erden geçtiği için birbirine karışmazlar.
Plakalı ısı değiştiricilerin avantajları şu
şekildedir:
* Yatırım maliyetleri, kurulum mali-
yetleri, bakım maliyetleri diğer tip ısı
değiştiricilere göre daha düşüktür.
* Az yer kaplarlar, taşımaları daha
kolaydır, kapasiteleri plaka ekleme
işlemiyle arttırılabilir ve 1⁰C’ye kadar
sıcaklık yaklaşımı bu tip ısı değiştiricil-
erde sağlanabilir.
İnovatif Kimya Dergisi18
Resim 2. Plakalı Eşanjör Plakası
Günümüzde plakalı ısı değiştirici
tasarımı için firmalar kendi tasarım
programlarını kullanırlar.
Bunların temelinde birkaç formül
vardır:
Q= m.Cp.∆T
Q Verilen Isı Miktarı = Q Alınan Isı
Miktarı
mp.Cpp.(Tpg –Tpç) = ms.Cps.(Tsç-Tsg)
Burada;
Q = Aktarılan Isı Enerjisi Miktarı
mp, ms = Primer, Sekonder Devre Deb-
isi
Cpp, Cps = Primer, Sekonder Devre
Özgül Isısı
Tpg, Tsg= Primer, Sekonder Devre Giriş
Sıcaklığı
Tpç, Tsç = Primer, Sekonder Devre Çıkış
Sıcaklığı
Şekil 2. Plakalı Isı Değiştirici Boyunca
Akışkan Akış Doğası[5]
Q=U.A.∆Tlm
Burada;
A= Isı Aktarım Alanı
U= Toplam Isı Transfer Katsayısı
∆Tlm= Logaritmik Sıcaklık Farkları
∆Tlm’nin açılımı şu şekildedir:
(∆T1- ∆T2)
∆Tlm=
(ln(∆T1/∆T2))
∆T1 = Tpg - Tsç
∆T2 = Tpç - Tsg
İnovatif Kimya Dergisi 19
Şekil 3. Karşıt Akışlı Isı Değiştirici
Diyagramı[6]
Plakalı ısı değiştiricilerin temel bileşen-
leri plakalar ve contalardır. Plakalar
geçecek akışkanlara göre aşağıdaki mal-
zemelerden imal edilebilirler:
* 304 Kalite Paslanmaz Çelik
* 316 Kalite Paslanmaz Çelik
* Titanyum, Paladyum
* Incoloy 825
* Hastelloy
* Nikel
* Alüminyum Bronz
* Molibden, SMO254
Pek çok ısı değiştirici üreticisi standart
olarak 304 kalite ve 316 kalite paslan-
maz çelik plakalar kullanırlar. Deniz
Suyu, Tuzlu Su, Jeotermal su gibi agresif
akışkanların olduğu proseslerde Tit-
anyum gibi malzemeler seçilir. Derişik
Sülfürik Asit, Hidroklorik Asit ve Fos-
forik Asit uygulamalarında hastelloy
alaşımları tercih edilir.
Plakalı ısı değiştiricilerin en önemli
parçalarından bir diğeri de contalardır.
Contalar akışkana ve akışkanın sıcak-
lığına göre uygun malzemeden seçilir.
Plakalı ısı değiştiricilerde kullanılan
contalardan bazıları şöyledir:
1- ) Stiren Bütadien Kauçuk (SBR,
Buna-S):
Yaklaşık 85⁰C’ye kadar dayanıklıdır.
Aşınma, yaşlanma ve ısıya karşı
dayanımı doğal kauçuğa göre daha
iyidir. Polar olmayan çözücülere, seyrel-
tik asit ve bazlara dayanıklı; yakıt ve
yağlara dayanıklı değildir. [7]
2- ) Kloropren (Neopren) Kauçuk
(CR):
Yaklaşık 125⁰C’ye kadar dayanıklıdır-
lar. Aşınmaya karşı direnci ve mekanik
özellikleri çok iyidir. Su ve kimyasallara
karşı uzun süre dayanırlar.[7]
3- ) Akrilonitril Bütadien Kauçuk
(NBR, Buna-N):
Plakalı ısı değiştiricilerde en çok
kullanılan contalardandır. Yaklaşık
110⁰C’ye kadar dayanım sağlar-
lar. Özellikle yağa ve yakıtlara karşı
dayanıklıdırlar. [7] Sanayide geniş bir
kullanım alanına sahiptir.
İnovatif Kimya Dergisi20
4- ) Etilen-Propilen Kauçuk (EPM-EPDM):
Sanayide en çok kullanılan conta malzemelerinden diğeri de EPDM’dir. Yaklaşık
150⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Ozon ve Oksijene karşı dayanıklıdır. Sıcak
su, buhar, alkali ve asitlerde kullanılabilirler. [7] Yağ uygulamalarına pek uygun
değildirler.
5- ) Florokarbon Kauçuk (FKM, Viton):
Yaklaşık 180⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Gres yağı, yakıt, çözücü, kimyasal mad-
delerin büyük çoğunluğuna, buhara dayanıklıdırlar. Diğer contalara göre fiyatları
daha pahalıdır. Keton, Amin, Ester ve Eter içeren akışkanlara karşı dayanımları iyi
değildir. [8]
Şekil 5. Bazı conta malzemelerinin, çeşitli kimyasallara dayanımları [9]
İnovatif Kimya Dergisi 21
A= Mükemmel Dayanım
B= İyi, Düşük Etki, Hafif korozyon veya
renk solması oluşabilir.
C= Orta Etki, Sürekli kullanım için
önerilmez. Dayanım kaybı, yumuşama
ve şişme oluşabilir.
D= Şiddetli Etki, Herhangi bir kullanım
için önerilmez.
Isı değiştiriciler zamanla akışkandaki
kirlilikten ötürü tıkanırlar ve yeterli ısı
aktarımını gerçekleştiremezler. Prosesin
sağlıklı çalışması için ısı değiştiriciler
belirli periyotlarla kontrol edilmeli, pla-
ka temizliği, conta yenilemesi vb. işlem-
leri yaptırılmalıdır.
VANALAR
Vanalar, akışkanlara yön vermek, dur-
durmak, ayarlamak kısacası akışkanı
kontrol etmek amacıyla kullanılırlar. Va-
nalar sanayine valf ve ventil isimleriyle
de kullanılırlar. Prosesteki vana seçimi
için aynı eşanjörlerdeki gibi akışkanın
cinsi, basıncı, sıcaklığı gibi bilgilere ih-
tiyaç duyulur. Özellikle akışkanın buhar
olduğu sistemlerde buharın basıncının
yanı sıra çıkabildiği maksimum sıcak-
lığı da bilmemiz gerekir. Vananın uy-
gunsuz seçilmesi ile prosesin düzgün
çalışmaması, akışkanların sızması,
karışması gibi durumlar meydana gele-
bilir ve bu durum kazalara ve patlama-
lara sebep olabilir.
Resim 3. Dişli Küresel Vana [11]
Vana seçiminde cevap verilmesi gereken
temel sorular şöyle sıralanabilir:
* Akışkan nedir?
* Akışkanın minimum ve maksimum
sıcaklığı nedir?
* Akışkanın minimum ve maksimum
basıncı nedir?
* Bağlantı çapı ne olacak?
* Vana bağlantı şekli nasıl olmalı? (Dişli,
flanşlı, kaynaklı…)
* Akışkanı kontrol etmek mi yoksa sa-
dece açıp kapatmak mı isteniliyor?
* Vana çalışması manuel (kollu) olarak
mı yoksa aktüatör ile mi yapılacak?
Tüm bu sorulara verilen cevaplara göre
vana seçimi yapılabilir. Ancak bilin-
melidir ki tüm istenilen özellikler tek
bir vanada bulunamaz. Bizim için en
önemli özellik ne ise ona öncelik ver-
meliyiz. Örneğin akışkanı sadece açıp
kapamak mı; yoksa belirli açılarda dur-
masını sağlayarak hassas kontrol etmek
mi istiyoruz? Eğer sadece açma kapama
yapılacaksa kelebek vana, küresel vana…
kullanılabilir. Hassas kontrol yapılmak
isteniyorsa glob vanalar ve diğer kon-
trol vanaları uygun olacaktır. Bazı vana
çeşitleri aşağıdaki gibidir:
* Gate (Sürgülü) Vanalar
* Globe (Tablalı) ve Açılı Vanalar
* Çek Vanalar
* İğne Vanalar
* Emniyet Vanaları
* Pistonlu Vanalar
* Küresel Vanalar
* Diyafram Vanalar
* Kelebek Vanalar
* Kontrol Vanaları
İnovatif Kimya Dergisi22
Çek vanalar diğer isimleriyle çek valfler
tek yönlü akışı sağlarlar ve akışkanın
geriye kaçması istenmediği durumlarda
kullanılabilirler.
	 Prosesteki vanalar her zam-
an manuel olarak kontrol edilmezler.
Günümüzde artık küçük tesislerden
büyük petrokimya tesislerine kadar
çoğu fabrika otomasyon ile prosesler-
ini kontrol ediyorlar. Vanaların manuel
(kollu) olarak değil de otomatik olarak
kullanılması için aktüatör denilen bir
ürün vananın üzerine takılır. Aktüatörl-
er pnömatik, elektrikli vb. olabilirler.
Pnömatik aktüatörde hava verilerek,
elektrikli aktüatörde elektrik verilerek
aktüatörün vanayı açması ve kapatması
sağlanır. Vana çeşitlerinden küresel ve
kelebek vanalardan kısaca bahsetmek
gerekirse:
Küresel Vanalar
Bir milin ucuna yerleştirilmiş ortasında
bir veya birden fazla delik olan, çoğun-
lukla elastomer (ihtiyaca göre metal de
olabilir) iki conta arasında dengelenmiş
bir kürenin, akışkan geçiş delik ekseni
üzerinde 90⁰ döndürülmesi ve deliğin
geçişe açık veya kapalı konuma getiril-
mesi ile akışkan geçişini kesip, açarak
görevlerini yerine getirirler. [12] Küresel
vanalarda kullanılan akışkanların tem-
iz olması, katılaşmaması gerekir. Su ve
doğalgaz, nötr veya agresif sıvılar için
kullanılabilir.
Küresel vanalarda basınç düşümü azdır.
Proses akışkanlarına göre gövde pasl-
anmaz çelik, prinç, pik döküm, sfero
döküm, bronz, pvc… malzemelerden
yapılabilir. 	
Resim 4. Küresel vana ve boru hattına
bağlanması[13]
Contalar akışkanın özelliklerine göre
belirlenir. Yüksek sıcaklıklarda karbon
grafit denilen özel contalar kullanıla-
bilir. Su gibi normal akışkanlarda teflon
keçeli olarak kullanılabilirler.
	 Küresel vanaların kullanım alan-
ları şebeke suları, arıtma tesisleri, kimya
ve petrokimya tesisleri, doğalgaz petrol
taşıma ana hatları, kâğıt sektörü… şek-
lindedir.
Kelebek Vanalar
Kelebek vanalar; merkezinden veya
eksantrik olarak yataklanmış düz bir
diskin, akışkan geçiş deliği ortasında 90⁰
döndürülmesi ile akışkan geçişini kesip,
açarak görevlerini yerine getirirler. [14]
Hassas akış için küresel vanalar gibi kel-
ebek vanalar da uygun değildirler.
Lug tipi, wafer tipi gibi çeşitleri bulun-
maktadır. Kullanım alanları aşağıdaki
gibi sıralanabilir:
İnovatif Kimya Dergisi 23
Resim 5. Wafer (1) ve Lug Tip (2) Kele-
bek Vana [15]
* Sıcak Soğuk su Tesisatları,
* Kimyasal ve Petrokimya Tesisleri,
* Gıda Sanayi,
* Kâğıt Sanayi,
* Arıtma Tesisleri,
* Viskoz Akışlanlarda,
* Asit, baz ve tuz ortamlarında,
* Gaz ve egsoz hatlarında
Kısacası çok kirli, çok sık açma kapama
ihtiyacı ve yüksek sıcaklığın olmadığı
hemen hemen Resim 5. Wafer (1) ve Lug
Tip (2) Kelebek Vana [15] tüm uygula-
ma alanlarında kullanılabilir.
Kaynaklar
Kapak fotoğrafı: http://axiom.com.my/
index.php/engineering/chemical-engi-
neering/
[1] http://proses.nedir.com/#ixzz-
2cAUBKW4Z
[2] http://www.sabittuncel.com/main.
php?kid=410
[3], [6] Y. A. Cengel, Heat Transfer: A
Practical Approach, 2nd ed., McGraw-
Hill, 2003. ISBN 0072458933
[4] Fiorini Plate Heat Exchangers Edi-
tion 2009 – Rev.00
[5] Kevin D. Rafferty, P.E. Gene Cul-
ver, Heat Exchangers, Geo-Heat Center,
Klamath Falls, Oregon 97601
[7] Megep Kimya Teknolojisi, Lastik Ha-
muru Hammaddeleri-2, Ankara, 2009
[8] http://www.beksankaucuk.com.tr/
malzemebilgisi.htm,
[9] http://www.coleparmer.com/Chemi-
cal-Resistance
[10] www.jeotes.com
[11] http://www.or-fa.com/wp-content/
uploads/2013/03/k%C3%BCresel-va-
na-su.jpg
[12], [14] Mak. Yük. Müh. Serdar Gürel,
Vanalar
[13] Megep Kimya Teknolojisi, Akışkan-
lar Mekaniği, Ankara, 2008
[15] http://www.asteknikvana.com
İnovatif Kimya Dergisi24
Hakan ÖZTÜRK
Marmara Üniversitesi
hkn_sea_eyes@hotmail.com
TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE
KALİTE-KONTROL ANALİZLERİNDE
KULLANILAN CİHAZLAR
Alpine Elek
Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda
belirtilen mikrondaki elek üzerinde kalan miktarı, belir-
lenen süre zarfında eleme işlemi yapılarak tespit edilmek-
tedir.
Alev Alma Noktası Ölçüm Cihazı
Bu cihaz ile sıvı ürünlerin alev alma noktaları, cihazın kapalı haznesinin belirli
bir seviyeye kadar test edilecek sıvı ile doldurulduktan sonra, ısınması sağlanırken
belirli sıcaklıklarda bir alev kıvılcımı ile kap içerisindeki buharın parladığı sıcaklık
değerine bakılarak tespit edilmektedir.
İnovatif Kimya Dergisi 25
HG63 Halogen Moisture Analyzer
Cihaz halojen lamba ile sıcaklık artışını
sağlayarak, kurutma ünitesine koyulan
test edilecek ürünün içerdiği su mik-
tarını, otomatik ölçüm yaparak hes-
aplamaktadır. Bu ölçümü cihaz, nu-
munenin başlangıçtaki miktarından
kurutulduktan sonraki miktarını çıkara-
rak yüzde kurutma kaybı hesabını yap-
maktadır.
Karl Fischer Cihazı
Karl Fischer cihazında farklı
çözücülerde çözünebilen veya
dağılabilen numunelerin nem (su)
tayini yapılmaktadır. Elektrolitik olarak
anotta üretilen iyot numunedeki su ile
reaksiyona girer. Karl fischer metotu
ile H2O analizinde elektrotta üretilen
titrant I2 ,kullanılan elektrot Pt/I- ,
kullanılan elektrolit SO2 ve metanoldür.
I2 + SO2 + H2O --> 2HI + SO3 Faraday
kanununa göre elektrik miktarı ile
orantılı olarak iyot üretilir.1 mol iyot 1
mol su ile tepkimeye girer.
Yığın Hacim Ölçüm Cihazı
Katıların sıkıştırılmış yığın
hacimlerinin ölçümünde kullanılır.
Toz ürün, cihaza ait ölçekli silindire
aktarılır ve vuruş sayısı uygun seviyeye
ayarlandıktan sonra sıkıştırılmış hacim
değeri okunur.
İnovatif Kimya Dergisi26
Lange LT 100 Termostat ve Lange
Lasa 100 Cihazı
Atık sulardaki kimyasal oksijen değeri
tayininin yapılmasında kullanıl-
maktadır. Sular , COD çözeltileri ile
karıştırılır ve ısıtılmak üzere Lange LT
100 cihazında belirli bir süre bekletilir.
Daha sonra Lange Lasa 100 cihazının
haznesine yerleştirilen atık suyun COD
değeri cihaz tarafından otomatik olarak
belirlenir.
IR Cihazı
İnfrared spektroskopisi, maddenin
infrared ışınlarını absorblaması üzerine
kurulmuştur. IR sprektrumu veren
maddelere IR aktif maddeler denir. Yük
dağılımı asimetrik olan dipol moleküller
IR ışınlarını absorblar ve bant verirler.
IR spektrumunda genellikle 400 cm-1
ve 4000 cm-1 aralığındaki bantlar %
geçirgenliğe karşı kaydedilir. Alınan
spektrum referans sprektrumla
karşılaştırılır. Bu metot ile numunenin
tanısının yapılması amaçlanır.
İnovatif Kimya Dergisi 27
HPLC Cihazı
Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının
tayininde kullanılır.Benzer mantıkla,
ilaçların birbirine kontamine olup ol-
madığı da tespit edilebilmektedir. Bir
üründen diğer ürüne geçmeden önce
formülasyon , dolum makine ve ekip-
manlarının uygun bir solventle temi-
zlenmesi gerekir.Eğer önceki ilacın aktif
maddesi yıkama solventinde tespit edil-
irse yeni ürüne geçilmez ; formülasyon ,
dolum makine ve ekipmanlarının tekrar
temizlenmesi gerekir.
Cihazın çalışma prensibi aşağıdaki gibi
özetlenebilir :
Cihaz için analize ait metotta belir-
tilen şartlar sağlandıktan ve cihaz sta-
bil olduktan sonra çözelti enjeksiyonu
yapılır.Eluent(taşıyıcı solvent) ile kol-
ona taşınan bileşenler birbirinden ay-
rılarak kolondan çıkarlar ve daha sonra
dedektöre taşınırlar.
Koyu renkli kısımda da belirtildiği gibi
ışığın bir kısmı bileşenler tarafından ab-
sorblanır ve bu esnada dedektöre daha
az ışık geçtiği için cihaza ait ekrandaki
Base Line da kayma olur ve bu kayma
bir peak olarak gözlenir.
Işığın maksimum seviyede absorbe
edildiği noktalarda tepe noktası görülür.
Sistem integrasyon yöntemi ile peaklere
ait alan hesabı yaparak numune içindeki
bileşenlerin miktarını belirler.
GC Cihazı
Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının
tayininde kullanılır. GC cihazı için
analize ait metotta belirtilen şartlara
göre parametreler ayarlandıktan ve
cihaz stabil olduktan sonra çözelti
enjeksiyonu yapılır.Taşıyıcı gaz (
Helyum ) ile kapiler kolona taşınan
bileşenler buradan birbirinden ayrılarak
çıkarlar ve sonrasında dedektöre
taşınırlar.
Dedektörde bulunan hidrojen ve kuru
hava içerisindeki oksijen ile yanma
meydana gelir.Yanma olayına bağlı
olarak dedektörde sinyal oluşur ve
cihaza ait ekrandaki Base Line da kayma
görülür.Bu kayma bir peak oluşturur.
Sistem integrasyon yöntemiyle
peaklere ait alan hesabı
yaparak numune içerisindeki
bileşenlerin miktarını belirler.
İnovatif Kimya Dergisi28
Titroprocessor Cihazı
Titroprocessor cihazı titrasyon yön-
temiyle belirli bir ilacın içerisindeki
aktif madde tayinini yapabilmektedir.
Cihaza gerekli veriler girilir ve titrasyon
başlatılır, cihaz otomatik olarak ölçüm
yapar ve sonuçları verir.
Kaynaklar
Kaynak : portal.firat.edu.tr
Resimler ve Görsel Kaynak
http://www.mam.gov.tr/img/
ke-lab-res-volumetrik.jpg
İnovatif Kimya Dergisi 29
Vahit KENAR
Sakarya Üniversitesi
vahitkenar@gmail.com
KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ
Merhaba Meslektaşlarım ve meslektaş
adayı arkadaşlarım.
Dergimizin ikinci sayısının da birin-
cideki gibi ses getireceğine eminim.
Derginin hazırlanmasında emeği geçen,
kimya uğruna yararlı çalışmalarda bu-
lunan bunu yaparken de diğer insanlara
da faydalı olmaya çalışan tüm dost-
larımıza sizler adına teşekkür ediyorum.
Sevgili arkadaşlarım bundan böyle va-
kit buldukça bu sayfadan sizlerle kimya
sektörü konulu yazılar, tecrübeler, haber
ve makaleler paylaşacağım.
Birçok arkadaşımız kendini kimyacı,
kimyager veyahut kimya mühendisi
olarak tanımlasa da aslında birçoğu-
muz tam olarak ne iş yaptığını, hangi
sektörlerde ne tür işler yapabileceğini,
hangi tür yetki, hak ve sorumluluklara
sahip olduğunu bilmeden hayatlarını
idame ettirmektedir. Aslına bakarsanız
temel bilimlerden olan kimya dünyanın
en önemli ve stratejik bir bilimidir.
Girişimciliğe ve inovasyona çok açıktır.
İyi bir kimyacı sürekli gelişen ve değişen
dünyayı gözlemlemeli yorumlayabilmeli
ve analitik düşünebilmedir. Özellikle
sektöre atılacak arkadaşların çok uyanık
olması gerekmektedir.
Bazı arkadaşlarımız mesleğe atılmaları-
na ramak kala sektöre mi atılsam, yok-
sa akademik kariyer mi edinsem diye
çelişki içersinde kalmaktadır. Aslında
üretimin tadı bambaşkadır. Özellikle
bu üretim sektörde olur ve gündelik
yaşamda göz önünde yer alan bir ürünse
o ürünü bir yakınınızın kullandığını
gördüğünüzde ki keyif ve gurur anlatıl-
maz yaşanır.
Savaşlar, sanayiler, sağlık ve doğal kay-
nakların korunmasından tutunda al-
dığınız nefeste bile kimya vardır. Bir
sonraki yazımda kimya-üretimin key-
fi-Alternatif Kimya Sektörleri konusun-
da geniş bir sohbet alanımız olacaktır.
Şimdi biraz sektörden bahsedelim.
Kimya bir ülkenin lokomotifidir ancak
kullanmasını bilene. Kelimelerim fazla
dolandırmadan ve laf cambazlığı yap-
madan kısa bir sektör tanımı yapmak
istiyorum.
Kimya sanayi sermaye yoğun ve ürün
yelpazesi geniş bir sanayidir. Ülkem-
izdeki sermaye birikimini göz önüne
alırsak yatırım oldukça güçtür. Hatta
mevcut alanlarda, kapasite artırımında
dahi problemlerle karşılaşılmaktadır.
Örneğin PETKİM ülke talebini ancak %
30’unu karşılayabilmekte ve bu oran git-
tikçe düşmektedir. PETKİM gibi üç tane
yatırım gereklidir. Sermaye problemi
vardır. [1]
İnovatif Kimya Dergisi30
TÜİK verilerine göre kimya sektöründe
2009 yılında 229.465 kişi istihdam edil-
mektedir. Kimya sektörü istihdamının
imalat sanayi içindeki payı 2009 yılında
% 8,8 olmuştur. Sektör, temizlik ürün-
leri, boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar
gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım
sektörü için gübreler ve tarım ilaçları,
kimya sanayinin de dâhil olduğu imalat
sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve
inorganik kimyasallar, boyalar, labo-
ratuar kimyasalları, termoplastikler ve
benzeri ürünler üretmektedir.
2008 yılı itibariyle kimya sektöründe
18.858 işyeri bulunurken bu rakam %
15,8 artarak 2009 yılında 21.836 olmuş-
tur. Kimya sektörü işyeri sayısının im-
alat sanayi içindeki payı 2009 yılında %
6,81 olmuştur.
Böylesine yoğun ürün yelpazesine sahip
olan kimya sektörü ithalata bağımlı bir
sektördür. Kullanılan hammaddenin %
70’i ithal edilmekte, % 30’u ise yerli üre-
timle karşılanmaktadır. Plastik ve kau-
çuk sektörü % 90 oranında petrokimya
sektörüne bağımlıdır. Petrokimya sek-
törü ise Nafta, LPG gibi petrol ürünleri
veya doğal gaza dayalı temel girdileri
kullanarak plastik, lastik, elyaf hammad-
deleri ve diğer organik ara malları üre-
ten, geniş bir üretim yelpazesine sahip,
büyük ölçekli, sermaye ve teknoloji
yoğun bir sektördür. Kimyasal madde
ve ürünleri sektörünün ithalata bağım-
lılığı, plastik ve kauçuk sektörüne göre
daha düşük seviyededir[2].
AB mevzuatında kimya sanayine ilişkin
çevre konulu birçok düzenleme bulun-
maktadır. Bunlardan en önemlisi 17
Kasım 2005 tarihinde Avrupa Parlamen-
tosu tarafından kabul edilen
REACH (Kimyasalların Kaydı, Değer-
lendirilmesi ve İzni) direktifidir. Avrupa
Birliği Kimyasallar Politikasını teşkil
eden REACH Tüzüğü 1 Haziran 2007’de
yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tüzüğe
göre, AB+AEA (İzlanda, Norveç ve Li-
htenştayn) ülkelerinde faaliyet gösteren
ve yılda 1 ton veya daha fazla miktarda
kimyasal madde üreten veya ithal eden
firmaların söz konusu kimyasal mad-
deleri AB örgütlenmesi içerisinde yer
alan Avrupa Kimyasallar Ajansı (AKA)
yönetimindeki merkezi bir veri tabanına
kaydettirmesi zorunludur. Tüzüğün tüm
uygulamalarından AB’deki üreticiler
veya ithalatçılar sorumlu olsalar da, bu
yükümlülüklerin AB dışından mal te-
darik edilen firmalarla paylaşılmak zo-
runda olunması nedeniyle AB dışındaki
pazarlar da REACH’dan etkilenmektedir.
Dünyadaki kimyasal madde dış ti-
caretinin coğrafi dağılımına bakıldığı
zaman, halen AB’nin en büyük dış ticar-
et hacmine sahip olduğu görülmektedir.
Dünya kimya ihracatının % 44’ünü
gerçekleştiren AB, dünya kimya itha-
latının da % 37’sini yapmaktadır. Asya
ülkeleri ihracatın % 33’ünü, ithalatın ise
% 37’sini; NAFTA ülkeleri ihracatın %
14’ünü, ithalatın % 11’ini; diğer Avrupa
ülkeleri ise ihracatın % 5’ini, ithalatın %
6’sını yapmaktadır.
Dünyada kimya sanayinin yaklaşık %
38’ini ana kimyasallar, % 27’sini özel
kimyasallar, % 25’ini farmasötikler ve
% 10’unu tüketici kimyasalları oluştur-
makta olup; kimya üretiminin yaklaşık
% 33’ü Asya, % 29’u Avrupa Birliği,
% 25’i NAFTA ülkeleri tarafından
gerçekleştirilmektedir. [1, 2, 3].
Sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör
olan kimya sektöründe en önemli sorun
hammadde tedarikidir. Kullanılan ham-
maddelerin % 70’i ithal edilmekte, %
30’u ise yerli üretimle karşılanmaktadır.
İnovatif Kimya Dergisi 31
Kimya sektöründe ithalatın azaltılması
ve katma değeri yüksek ürünler üretilm-
esini temin etmek amacıyla 5174 sayılı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile
Odalar ve Borsalar Kanununun 57’nci
maddesine dayanılarak, Türkiye Kimya
Sanayi Meclisi altında Ar-Ge ve İno-
vasyon alt komitesi oluşturulmuştur.
[1,4].
Kaynaklar
[1] DPT Dokuzuncu Kalkınma Planı
Kimya Sanayi Özel İhtisas Komisyonu
Raporu
[2]. CEFİC Kimya Sektör Raporu (2011)
[3]. Türkiye Kimya Sektörü Strateji Bel-
gesi ve Eylem Planı Taslağı (2012–2015)
[4]. TÜİK Sektör Verileri
İnovatif Kimya Dergisi32
Ahmet YILMAZ
19 Mayıs Üniversitesi
ahmetyilmaz923@gmail.com
ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ
Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahip-
tir. Ömrümüzün neredeyse yarıdan fazlasını geçirdiğimiz
betonarme yapıların en önemli bileşenidir.
Çimento bileşenleri incelendiğinde ana bileşen olarak
Klinker(Kalker+Kil) ve Alçı Taşı söylenebilir. Bu bileşen-
lere ek olarak katılan malzemeler üretilen çimento tipler-
ine göre değişmektedir. TSE’ de çimento ürünlerinde 5 ana
tipte işaretleme yapılmaktadır. İşaretleme şunları içermek-
tedir. Ana Çimento, Portland Çimento klinkeri oranı, ikin-
ci ana bileşen, standart dayanım sınıfı ve erken dayanım
kazanma hızı özelliklerine göre sınıflandırma yapılmak-
tadır. Mesela Cem-I Çimentosu TSE’nin belirlemiş olduğu
standartlara göre %95 minör bileşen olarak klinker olması
gerektiğini söyler. Geriye kalan %5 lik kısım ise alçı taşı
olduğunu söyleyebiliriz. Cem-I çimentosu katkısız çimento
olarak bilinir.
Biraz önce bahsettiğimiz adlandırma konusunu biraz açarsak; Cem-I 42,5R üret-
en bir fabrika üretmiş olduğu bu tür çimentonun 28 günlük basınç dayanımının
minimum 42,5 kN geldiğini ifade eder. Bu mukavemet değeri fabrikaları incele-
diğimizde genellikle 50 kN üzerinde tutulur. Çimento adında yer alan R ise, çimen-
tonun erken dayanım özelliği gösterdiğini vurgular. Zaten şuan yapılan inşaatlara
baktığımızda bugün dökülen betonun ertesi gün neredeyse prizini tamamladığı
görülür. Bu olayda tabi ki tek etken bu özellik değildir.
İnovatif Kimya Dergisi 33
Çimentoda üretilen başka bir tür ise Cem-II 32,5 ve 42,5R çimentolarıdır. Cem-II
katkılı çimento olarak da söylenebilir. Burada katkı olarak tras adı verilen toprak,
marn, kil, uçucu kül, kimyasal pigmentler, hava sürükleyici katkılar ve mineral
maddeler kullanılabiliyor. Örnek verecek olursak Cem-II de trası % 25,kalkeri %
5-6, alçıyı ise % 5 civarı ve geriye kalan kısmı klinker ile tamamlayarak kabaca
Cem-II 32,5 R çimento elde edilebilir. Bu bahsettiğim reçete ile iyi bir çimento
elde edilip edilemeyeceği bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Şöyle ki, fabrikaya
gelen hammaddenin yani klinkerin özellikleri, Trasın, Kalkerin, a-Alçı Taşının
özellikleri de büyük önem arz eder. Analiz sonuçlarına göre bir reçete yapmak en
doğru olanıdır. Örnek vermek gerekirse alçı çimentonun olmazsa olmazlarından-
dır. Çimento içinde hidratasyonu ve priz süresinin ayarlamasını yapmak için reçete
üzerindeki alçı miktarının ayarlanmasıyla birazda olsa yapılabilmektedir.
Klinkerden biraz bahsetmek istiyorum. Başlıca 4 ana bileşenden oluşur. C3S
olarak bilinen Tri Kalsiyum Silikat (3CaO,SiO2) tır. C3S saf olmayıp içinde Mag-
nezyum ve Aluminyum Oksitlerini de barındırmaktadır. Çimentoda mukavemeti
sağlayan bileşendir. Çimento içindeki miktarının artması erken mukavemet değer-
inide artıracaktır.C2S olarak bilinen Di Kalsiyum Silikat(2CaO,SiO2)’tır. Klink-
erin pişirilmesi sırasında oluşur. Bu bileşen çimentoda mukavemet alma süresini
yavaşlattığı için pek de istenen bir bileşen değildir.C3A Tri Kalsiyum Alüminat
(3CaO, Al2O3)’tır. Beton maddeleri içerisinde hidratasyon sırasında hidratasyon
ısısı yükselir ve etrenjit adı verilen Sülfatlı Candlot Tuzu oluşturur. Şöyle ki; bu
etkileşimler betonda istenmeyen genleşmelere ve çatlaklara neden olur.
İnovatif Kimya Dergisi34
C4AF Tetra Kalsiyum Alümina Ferrit (4CaO,Al2O3,Fe2O3) ’tir. Çimento içinde
fazla bir etkinliği olmamasına rağmen etkileri C3A gibidir. Klinker oluşum sıcak-
lığını düşürerek çimento üretimine fayda sağlar.
Şekil : Klinker örneği
Çimento fabrikasında bulunan, kalite kontrol laboratuarlarında üretilen üründen
sıkça numune alınır ve kontrol edilir. Laboratuarda rutin olarak yapılan analizler
vardır. Bunlar; çözünmeyen kalıntı,SO3 miktarı, kızdırma kaybı, serbest kireç
miktarı gibi analizlerdir. Biraz öncede bahsettiğim C3S,C3A,C2S,C4AF ya da
CaO,Al2O3,MgO,Na2O,K2O,SiO2 gibi bileşenlerde rutin olarak hem fabrikaya gel-
en k-Klinkerde, Trasta, diğer katkı maddelerinde ve üretilen çimentoda XRF cihazı
ile daha kolay ve daha hızlı sonuç almakta kullanılmaktadır. XRF cihazı radyoaktif
ışınlar yayan bir cihazdır. Bu cihazın çalışması için gerekli sıcaklık ve nem koşul-
ları vardır. Genellikle kendine has bir odası bulunur. OHSAS kanunlarına göre
cihazla çalışmadan önce ortamdaki radyasyonu Dozimetre ile ölçmeniz gerekir.
Rutin yapılan analizlerden biraz bahsedecek olursak, kızdırma kaybı kalkerden
gelir. Kızdırma kaybında standart üst limit Cem-I 42,5R için %5 olsada, fabrikala-
rın yıllık hedef planlarında bu oran 3-3,5 arasında yer almaktadır. Kızdırma kaybı
oranı yüksekse veya düşükse, kalker ile bu oran ayarlanabilir. Kızdırma kaybı sa-
dece kalker üzerinde oynanarak istenen sonuçlar elde edilemediyse, klinker kay-
nağı incelenmelidir. Cem-II Çimentosuna katılan Trastan ise çözünmeyen kalıntı
gelir. Çözünmeyen kalıntı deneyi çimentonun HCl de çözülüp, vakum altında
süzülmesi, çökeltinin yıkanması ve kül fırınında kızdırılmasıyla yapılır. Yapılan
deneyler TSE EN-197 serisinden yapılabilmektedir. Çözünmeyen kalıntı miktarın-
da % 5 ‘ e kadar üst limit var iken, fabrikalar % 1,5 altında ürün üretmeye çalışır-
lar.%SO3 miktarı ise çimentoda Alçı taşından gelir. Burada kalsiyum sülfatın ısı
etkileşimden dolayı CaO ve SO3 vererek bozunmasıdır.SO3 miktarında müsade
edilen miktar %4 oranındadır.
İnovatif Kimya Dergisi 35
Çimentoda yapılan deneyler bu anlat-
tıklarımla sınırlı değildir. Çimento fab-
rikalarında Kalite Kontrol Laboratuarı;
Kimya, Fizik ve Beton laboratuarı olar-
ak ayrılmıştır. Bu laboratuarların her
birinde ayrı ayrı elemanlar çalıştırıla-
bildiği gibi, bir veya iki kişinin bu üç
laboratuara baktığı işletmelerde mevcut-
tur. İşin laboratuar kısmında Kimya
Teknisyenleri, Kimyagerler, Kimya
Öğretmenliği mezunları, Fizik Bölümü
ve Kimya Mühendisleri istihdam edil-
mektedir. Tabi bazı şirketler çekirdekten
yetişme elemanlarada şans tanımaktadır.
Yukarıda anlattığım üç laboratuarda bir
üst yetkili olan bir şefe bağlıdır. Bahset-
tiğim bu şeflik kısmında Kimyagerler ve
Kimya Mühendisliği mezunları istihdam
edilmektedir.
Kaynaklar
www.thbb.org/utılity.aspx
Resimler ve Görsel Kaynak
http://enerjienstitusu.com/medya/
nuh-cimento-evsel-yakit-sanayi.jpg
http://images-mediawiki-sites.thefullwi-
ki.org/11/4/0/4/44183793165135706.jpg
http://www.123rf.com/photo_15918251_
pile-of-dry-grey-portland-cement-iso-
lated-on-white.html
İnovatif Kimya Dergisi36
Gültekin ÖZDEMİR
Trakya Üniversitesi
ozdemirgultekinn@gmail.com
SIVILARIN ISLATMA
YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI
Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın
üzerindeki çiğ tanesinin yaprak üzer-
indeyken dağılmadan dururken, aynı
sıvının başka bir yüzeydeyken dağılıp o
yüzeyi nasıl ıslattığını? Bir sıvı katı bir
yüzeyi nasıl ıslatır acaba? Bu soruların
cevaplarını arıyoruz yazımızda.
Öncelikle birkaç tanımdan bahsetmek
istiyorum konuyu daha iyi anlayabil-
memiz için. İlk olarak ıslatmanın ne
olduğunu açıklayalım. Adezyon oluştu-
rabilmek için sıvının katı yüzeyinde
kolayca yayılmasına ıslatma denir ve
sıvının katıyı ıslatma miktarı, sıvının
katıyla yaptığı temas açısına bağlıdır.
Temas açısı ne kadar küçükse, ıslana-
bilirlik o kadar fazla olur. Şimdi de
diğer bir tanım karşımıza çıktı Temas
açısı, bir sıvı damlasının katı yüzeyi ile
oluşturduğu açı olarak tanımlanabilir ve
sıvının ıslatma özelliğinin bir ölçüsüdür.
Temas açısının ölçülmesinde birkaç
yöntem vardır. Bunlar; Tensiyometre
ve Temas açısı gonyometresidir. Şekilde
sıvı damlası ve bu sıvı damlasının katı
bir yüzey üzerinde oluşturduğu temas
açısı görülmektedir.
İlk olarak 1805’ de Thomas Young, ısl-
anmanın, bir sıvının bir yüzey üzerine
yayılmasının olup olmayacağını belirley-
en kohezyon ve adhezyon kuvvetleri ar-
asındaki etkileşimi tanımlamıştır. Eğer
tam ıslanma gerçekleşmiyorsa sistemin
yüzey enerjisinin bir fonksiyonu olan
temas açısı ile bir sıvı damlası oluşur.
İnovatif Kimya Dergisi 37
Young Denklemi :
γ_SV = γ _SL + γ_LV cosθ
Adhezyon > Kohezyon Islatan Sıvı
Kohezyon > Adhezyon Islatmayan Sıvı
Şekil : Katı sıvı arasında meydana gelen temas açısı
Şekilde görüldüğü gibi bir sıvı ile katı yüzeyi arasındaki temas açısı sıfır derece
ile 180 derece arasında olabilir (θ). Temas açısı büyüklüğü, sıvının katı yüzeyinde
dağılmasına bağlıdır. Sıvı ne kadar dağılmadan kalırsa o kadar büyük açı oluşur.
Açının büyüklüğü aynı zamanda katı ile sıvı arasındaki etkileşmenin az olduğunu
gösterir. Katı yüzey tamamen ıslanıyorsa, 0<θ<180 derecedir.
Katı – su arasındaki çekim kuvveti, su molekülleri arasındaki kuvvetlere eşit veya
daha büyükse, θ sıfıra eşit olur ve su damlası katı yüzeyi üzerine tamamen yayılır
ve katıyı ıslatır.
İnovatif Kimya Dergisi38
Bir ıslatma ajanının yardımıyla bir hidrofobik katı yüzeyin ıslanması şekilde
görülmektedir. Burada yüzey etkin madde su/hava arayüzey gerilimini düşürür ve
katı yüzeyi üzerinde adsorbe olarak katı-sıvı arayüzey gerilimini düşürür. Her iki
etki cosθ değerini arttırır veya temas açısını düşürür ve böylece katının dağılımı
artar.
Mükemmel bir ıslatma için temas açısının θ=0° olması gerekir. Bu durumda sıvı
katı yüzey üzerine ince bir film halinde yayılır. θ=180° durumu pratikte gözlen-
mez. Damla üzerine etki eden yer çekim kuvveti damlayı katı yüzeyine çeker. Tef-
lon üzerinde su, cam üzerinde civa bu duruma örnektir. Eğer θ<90° ise sıvının katı
yüzeyi ıslattığı, θ>90° ise ıslatmadığı söylenebilir. θ<20° güçlü bir ıslatma, θ>140°
ise güçlü bir ıslatmama özelliğini gösterir.
Temas açısı, yüzeyin ıslatma karakteristiklerinin bir ölçüsü olduğuna göre 90o’den
daha az temas açısına sahip bir yüzeye hidrofilik veya ıslatmış yüzey, temas açısı
90o veya daha yüksek bir yüzey ise hidrofobik veya ıslatmamış yüzey denir. Şekilde
ilk olarak hidrofilik ve ikincisinde hidrofobik cam yüzey gösterilmiştir.
Süperhidrofobik Yüzeyler
150° den yüksek temas açısına sahip yüzeylere süperhidrofobik yüzeyler denir. Bu
yüzeyler yapışmama, kirletmeme ve kendi kendini temizleme gibi üstün özelliklere
sahiptirler.
İnovatif Kimya Dergisi 39
Bu özellikler gemiler için biyo-kirliliğe karsı kaplamalar, otomobiller için kendi
kendini temizleyen camlar, metal saflaştırma, leke tutmayan kumaşlar, kirlenmez
cephe kaplamaları gibi biyolojik ve endüstriyel birçok uygulamalara sahiptirler.
Doğada nilüfer çiçeği, kelebek kanadı, su örümceğinin bacakları gibi birçok tür
150° den büyük su temas açısı veren bir yüzeye sahiptir. Bu yüzeyler ufak bir eğim
verildiğinde su damlalarının yuvarlandığı ve yüzeydeki kirliliklerin uzaklaştırıldığı
su iticiliğe sahiptir.
Nilüfer (Lotus) Etkisi
Pek çok Asya kültüründe nilüfer çiçeği bitkisi saflığın ve temizliğin sembolü olarak
bilinir. Bu düşüncenin temeli nilüfer bitkisi yapraklarının kendi kendini temizleme
özelliğine dayanır. Bu kendi kendini temizleme özelliği tamamen araştırılmıştır ve
yüzeyin yüksek derecede suyu itmesiyle sonuçlanan nilüfer yaprağının yüzeyi ile
su arasındaki etkileşime bağlanmıştır. Yüksek derecede suyu itme karakteristiği ve
kendi kendini temizlemenin nilüfer çiçeği bitkisi ile etkili biçimde gösterilmesine
dayanarak Prof. Dr. W. Barthlott, bu etkileri Nilüfer (Lotus)Etkisi olarak tanım-
lamıştır.
a) Lotus yaprağının taramalı elektron mikroskobu görüntüsü, b)Lotus
yaprağındaki su damlasının görüntüsü
Nilüfer etkisinin bulunuşu büyük teknolojik ilgi alanlarına yol açmıştır. Bu etkinin
yapay yüzeylere taşınması ile birçok teknik uygulamalar elde edilmiştir.
Nilüfer etkisi gösteren bir yüzey süperhidrofobiktir ve 150° den daha büyük temas
açısını ifade eder. Süperhidrofobisitesine dayanarak, yüzey hafifçe meyillendi-
rildiğinde su yüzeyde kayar ve yolu üzerindeki kirlilikleri yüzey üzerinden temi-
zler.
İnovatif Kimya Dergisi40
Lotus bitkisinin yapraklarının vaksla kaplanmış pürüzlü yüzeyi epidermal hücrel-
er içermektedir. Vaks kristalleri su itici bir tabaka sağlamakta ve Wenzel ve Cassie
Baxter modellerine göre yüzey pürüzlülüğünü arttırmaktadır. Bu kristallerin ıslat-
ma özelliği çok kötüdür. Bunun sonucu olarak, yüzey üzerindeki su damlası yüzey-
le arasındaki etkileşimi en aza indirir. Böylece yüzeyde küresel bir damla oluşur.
Yaprak yüzeyi üzerindeki kirlilikler yaprağın hücresel yapısından daha büyük old-
uğu için yüzey çıkıntıları üzerindeki partiküller yüzeyden uzaklaştırılabilir. Sonuç
olarak temas alanı ve ara yüzeydeki etkileşim minimize edilmiş olur. Bir su dam-
lası kirlilik üzerinde dönerek hareket ettiğinde, kirlilik hidrofobik özellikte olsa
dahi absorpsiyon sayesinde enerji kazanılır. Eğer kirliliği lotus yaprağından uzak-
laştırmak için harcanan enerji, su damlasının kirliliği absorbe etmesi ile kazandığı
enerjiden daha az ise kirlilik bitki yüzeyinden uzaklaştırılmış olur. Bunun nedeni,
genellikle küçük temas alanıdır.
Şekilde Bir damla nilüfer yaprağını kaplayan tozu alır, b) ve c) hidrofilik ve hi-
drofobik yüzeyler üzerinde nilüfer etkisinin şematik olarak gösterilmiştir.
Süperhidrofilik (Suyu Çok Seven)Yüzeyler
Suyu çok seven yüzeyler hidrofilik olarak sınıflandırılırlar. Bu tip yüzeyler genel-
likle yüklüdür ve yapılarındaki polar grup sayesinde su moleküllerini çekerler.
Bu mekanizmayı anlamak için kısaca suyun yapısına bakmak gerekir. Su, iki tane
hidrojen ve bunlara bağlı bir oksijen atomu sayesinde üçgen bir yapıya sahiptir.
Oksijen eksi yüklü, hidrojen ise pozitif yüke sahiptir. Böylelikle, su molekülleri
birbirine hidrojen bağlarıyla bağlıdırlar. Maddelerin hidrofilik özelliklerinin
endüstride pek çok önemli kullanım alanları vardır. Bunlardan bir tanesi hidrofil-
ik membranlardır. Bu membranlar su moleküllerini çekerken, diğer polar olmayan
molekülleri, yağ, gres vb. iterek temiz bir yüzey sağlarlar.
İnovatif Kimya Dergisi 41
Hidrofilik yüzeylerin diğer kullanım
alanlarına, kontak lens temizleyicileri,
ıslak mendil ve çocuk bezleri örnek
olarak gösterilebilir. Cam yüzeylerinin
negatif yüklü ve boyutları yaklaşık 10
nm olan silika (SiO2) nanoparçacıkları
ve uygun bir polikatyonla [poli(allila-
min-hidrojen klorür) veya kısaca PAH]
ile 14 tabaka kaplandıktan sonra kara-
rlı ve süperhidrofilik bir yüzey elde
edildiği, 2006 yılındaki bir yayınlarında
Rubner ve arkadaşları tarafından göster-
ilmiştir.
Kaynaklar
http://members.ziggo.nl/scslai/lotus.pdf
http://www.mecheng.osu.edu/nlbb/files/
nlbb/Lotus_Effect.pdf
http://library.thinkquest.org/27468/e/
lotus.htm
Prof. Dr. İbrahim Uslu, İnce Filmlerin
Yüzeysel Uygulaması, Gazi Üniversitesi,
Eğitim Fak. Kimya Eğitimi
Modern Farmasötik Teknoloji, Böl.13
Yüzeylerarası Özellikler/ Nevin Çelebi,
Tuncer Değim, Zelihagül Değim
Trakya Üniversitesi Fen Fak. Kimya Böl.
Fizikokimya ABD. Surfaktantların Katı
Yüzeyleri Islatma Üzerine Etkisi 2013 ,
Lisans Bitirme Çalışması
İnovatif Kimya Dergisi42
Röportaj
Ayın Röportajı
Merhaba Sayın okurlar sizlere bu ay tekstil sektöründe kimyagerlerin yerini ve
yapabilecekleri işlere ait yazımdan sonra ,tekstil sektöründe faaliyet gösteren Dem
Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’ nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile yaptığımız
keyifli röportajın ayrıntılarını sunuyorum ;
İnovatif Kimya Dergisi 43
• Bize kendinizden , firmanızdan ve çalıştığınız sektörden kısaca söz
eder misiniz?
Adım, Hakan SARIÖZ…
Dem Tekstil San ve Tic. AŞ’nin hem Genel Müdürü hem de Yönetim Kurulu üye-
siyim, zaten firmamız bir ailesi firması , yaklaşık 30 sene önce kurulmuş ve ku-
rulduğundan beri ağırlıklı olarak İngiltere pazarına üretim yapan bir ihracat
firmasıyız.Örme kumaştan bayan, bay ve çocuk tüm ürün gruplarında üretim
yapıyoruz. Firmamızda yaklaşık 180 kişi çalışıyor ama dışarıdada sadece bizim için
üretim yapan onaylı fason atölyelerimiz mevcut.
• Bu sektörde çalışmaya nasıl karar verdiniz ? Hangi aşamalardan geçtiniz ?
Bu sektör’de çalışmak hiç aklımda yoktu, birazda kısmet diyebiliriz, ben bir kaza
sonucu diz kemiğimi kırdım ve iki sefer ameliyat geçirdim, 10 ay hiç yürüyemeden
yattım, o esnadada üniversite sınavlarına giremedim sağlık nedeniyle ve özellikle
sayısal konusunda çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen maalesef ideallerimi
gerçekleştirememiş oldum, iyileştikten sonrada fizik tedavi süresi beni çok yıprat-
tığı için tekrar sınavlara girmek istemedim ve dayımın çağrısı ile hiç hesapta yok-
ken kendimi bir anda Tekstilin içinde buldum…Her aşamada çalıştım, depo, kes-
im, aksesuar, fason takip, kumaş ve boyahane takibi, hepsinde çok yoğun mesailer
harcadım ve işin teknik kısmını eksiksiz bir şekilde tecrübe ettim…
• Çalıştığınız firmada kaç yıldır çalışıyorsunuz işinizi, sorumluluk alanınızı
ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz?
Şu an firmada 20. Senem bitti, yaklaşık olarak son 11 senedir firmanın Genel
Müdürüyüm ve tüm sevk ve idare benim sorumluluğumda…Bu sorumluluk kol-
eksiyon numune alımından başlıyor, müşteri ilişkileri, maliyetler, siparişlerin
alınması, imalat programları, kumaş ve kesim programlarından, tüm ödeme kon-
trollerine kadar uzanıyor, yani elimden geldiği kadarıyla tüm aşamalarıyla işime
hakim olmaya ve birebir şahsen işin içinde olmaya özen gösteriyorum…Çok sık
toplantılar için yurtdışına gitmek zorunda kalıyorum, o zamanda yine teknolo-
jinin yardımıyla firmadaki tüm gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum , edemesem
bile imalatın başında erkek kardeşim vede onunla beraber çalışan çok sağlam bir
ekibim olduğu için kendimi güvende ve rahat hissediyorum…Ekip ve takım ola-
bilmek bizim başarımızın en büyük sırrı, biz genç, çalışkan , üreten ve sürekli
gelişime açık bir firmayız, bu yüzdende terminler konusunda ve kalite standartı
konusunda müşterilerimiz tarafından her zaman takdir edilen bir imalatçı olduk…
İnovatif Kimya Dergisi44
• İşinizin kimya, kalite kontrol, ar-ge ile bağlantısı ne düzeyde biraz söz eder
misiniz?
İşimizin kimya ile olan bağlantısı kullandığımız kumaşların boyahane aşamaların-
da kullanılan boyalar vede eğerki malın üzerinde baskı varsa parça baskı işlemleri
esnasında kullanılan kimyasallardır.
• Kimyaya ilginiz var mı ve ne düzeyde bilgi sahibisiniz?
Kimya ile ilgim birebir yok , sadece işimin gerektirdiği kadar altyapı ve ön bilgiye
sahibim , tabiiki bir boyahane sahibi kadar kimyanın içinde değilim ama bizimde
firmamızın bünyesinde bulunan fizik laboratuvarımızda kimyager bir arkadaşımı-
zla çalışıyoruz kumaşların ve bitmiş ürünlerimize ait fiziksel testlerin yapımından
kimyager bir arkadaşımız sorumlu.
• Size göre bu sektörde kimyagerlerin yeri nedir?
Kimyagerlerin yeri son yıllarda gittikçe arttı ve şu anda piyasada kurumsal olarak
çalışan, belli kalite standartlarına erişmiş, iyi markalara üretim yapan tüm firma-
larda Kimyager arkadaşlar mevcut , boyahaneler, baskıcılar, bizim gibi konfeksi-
yoncular, test laboratuvarları, vb..her aşamada kimyager arkadaşların rolü artık çok
İnovatif Kimya Dergisi 45
daha fazla ….Her geçen gün talep edilen boyar madde kalite standartları yükse-
lirken, her ürettiğimiz malın üzerindeki kimyasallar a’dan z’ye testler yapılarak
incelenirken, bizler milyon dolarlık anlaşma ve satışları bazı standartları temin ve
garanti ederek imzalarken, hayatımızda kimyagerlerin olmaması mümkün değildir,
çokta kilit bir rol üstlenmişlerdir, bundan sonrada kimyager arkadaşlarımıza ihti-
yaç bizim sektör içinde artarak devam edecektir….
• Şu anda geçmişe göre hedeflediğiniz yerde misiniz ve gelecekte ki hedefiniz
nedir ?
Geleceğe dönük amacımız firmamızı istikrarlı bir şekilde büyüyen , bu piyasanın
en köklü , güvenilir, etik kurallara sonuna kadar riayet eden Aile firmalarından
biri yapmak, bu yoldada emin adımlarla ilerliyoruz, herkes tarafından takdir edilen
bir tekstil firması olabilmek ve bu piyasada 30 sene dimdik ayakta, her geçen gün
daha çok güvenilirliği artan bir firma konumuna getirmek çok kolay olmadı, çok
emek verdik , umarım bundan sonrada çok daha iyi yerlere getirmek için elim-
izden geleni yapmaya devam edeceğiz….
• İşe başvurunuzda yaşamınıza etki eden önemli bir olay var mı? Genç ark-
adaşlara işe başvurur iken dikkat etmesi gerekli noktalar hakkında kısa bilg-
ilendirme yapabilir misiniz?
İşe başvururken genç arkadaşlara verebileceğim en büyük tavsiye dürüst olma-
larıdır…ne olursa olsun işveren sizinle yaptığı görüşmenin sonunda sizin ne kadar
güvenilir, işini emanet edebileceği, zamanla ona her konuda omuz verebileceğiniz
bir kişi izlenimini edinmelidir, mesela ben çok kez işi fazla bilmeyen , yeterince
tecrübesi olmayan arkadaşları aldım burda başlattım , çünkü bana çok fazla güven
verdiler, anladımki ben onlara destek olur işi öğretirsem ileride bize her konu-
da destek olabilirler, bizi yüzüstü bırakıp gitmezler, onlara firmamı, müşterimi
emanet edebilirim, nitekim hiçte yanılmadım hatta aralarında çalışma süreleri 10-
15 seneye varan arkadaşlarımız var , halende benimle beraber takım olarak burda
mücadele etmeye devam ediyorlar, karşılıklı güven , dürüstlük, iş ahlakı ve etik
olabilmek çok önemlidir, bu özelliklere sahip olan herkes alanında mutlaka başarılı
olur….
• Sektörde kendinizi geliştirmek için çalışan biri neler yapabilir. Kısaca ba-
his eder misiniz?
Tekstil sektöründe kendini geliştirmek isteyen arkadaşlara tavsiyem , iyi bir firma-
da kalıcı bir işte çalışmalarıdır…Sürekli iş değiştiren kişilerin gelişme gösterebil-
meleri bana göre imkansız denecek kadar azdır… İyi bir firmada sürekli yeni şey-
ler öğrenmek, o firmayı temsilen toplantılara katılmak, yeni insanlarla tanışmak,
boyahaneleri, baskıcıları, örmecileri, firma adına gezmek ziyaret etmek, kişiye her
zaman büyük tecrübeler kazandırır, zaten bizim sektörde önemli olan pratiktir,
İnovatif Kimya Dergisi46
, ne kadar çok işin içinde bizzat olursanız, her aşamasını ne kadar çok öğre-
nirseniz, o kadar çabuk ilerleme kaydedebilirsiniz….
• Size göre bu sektör ün Türkiyedeki yeri nedir ve geleceği açısından neler
söyleyebilir siziniz?
Tekstilin Türkiye’deki önemi ve yeri hakkında bence çok fazla söze gerek yok, her-
kesin malumu olduğu üzere bu sektör yıllardır ülkenin lokomotifi olmuştur, Tür-
kiyede üretimin ve ihracatın bu kadar artmasında en büyük rol yıllar önce konfek-
siyon atölyesi olarak başlanan ama şimdi uluslar arası birçok markaya sahip Türk
Tekstil sektörüdür…yıllardır sürekli farklı ülkeler, farklı özellikleriyle Türk Tekstil
sektörüne rakip olmuşlardır, ama biz her zaman her türlü zorluğun ve rekabetin
altından başarıyla kalkmayı bilmişizdir , çünkü biz çalışkan bir milletiz, sorumlu-
luğunu bilen bir milletiz, herkesten hızlı üretim yapabiliyoruz, dolayısıyla bu özel-
liklerimizi koruduğumuz sürece sektörde kalıcı olmaya ve rekabet etmeye devam
edeceğiz….
• Son olarak eklemek istedikleriniz?
Sizlere ve bu dergide emeği geçen tüm arkadaşlara çok tşk ederim, bu sektörle
İnovatif Kimya Dergisi 47
sektörle ilgili en ufak katkısı olan herkese ve bu sektörü tercih eden tüm gençlere
sonsuz saygı duyuyorum, umarım biraz olsun ışık tutabilmişimdir…Bizim gençlere
bu sektörde çok ihtiyacımız var, dünya Tekstil sektörününde Türk tekstiline çok
ihtiyacı var, umarım hep birlikte Türk Tekstilini daha iyi yerlere taşıyacağız….Si-
zlere ve tüm okuyuculara saygılarımı sunuyorum…
Tekrardan HAKAN SARIÖZ’ e bize zaman ayırdığı ve verdiği değerli bilgilerden
dolayı teşekkürlerimizi sunar iş hayatında başarılar dileriz.
Röportajı Yapan Ceyda SARIKAYA adlı arkadaşımıza ve Sn. Hakan SARIÖZ’e
Röportajdaki Bilgiler ve Resimleri için Çok Teşekkürler.
İnovatif Kimya Dergisi48
Hacer AY
Giresun Üniversitesi
hacr2013@yandex.com
Türkiyede Kafein
Kafein başlıca gıda ve ilaç sanay-
isinde kullanılan, alkoloid grubunun
azotlu organik bileşiğidir. Kafein bi-
yolojik ya da sentetik yolla elde edil-
mektedir. Dünyada kafeinin %45 doğal
kaynaklardan (Dekafeinize kahve ve çay
artıkları) elde edilirken, %55 i sentetik
yolla üretilmektedir. Kafein birçok bit-
kide bulunurken ticari açıdan da koka
bitkisinde ve kahve ağaçlarında elde
edilen kafein çay bitkisinde de yüksek
oranda bulunmaktadır.
Dünya çayları kafein yüzdesi olar-
ak incelediğinde Hindistan çaylarında
%2,8 ‘4,0, Çin çaylarında %2,9 ’4,0, Türk
çaylarında ise %3,1 ‘3,8 olarak belirlen-
miştir. Yüzdelerden de anlaşıldığı gibi
ülkemizin biyolojik olarak kafein eldes-
in deki yeri önemlidir.
Çay artıklarından kafein üreti-
mi araştırılması 1960’lı yıllara kadar
uzanmaktadır. 1975 yılında Hacettepe
üniversitesinin farmakoloji bölümü
Türk çay artığından kafein üretiminin
ticari olarak araştırılmasını başlatmış
ve proje Çay Kurumu ve Türkiye Bil-
imsel ve Teknik Araştırma tarafından
desteklenmişti. Proje sonucu ise pilot
tesisin kurulmasına, çay artık miktarı
tam olarak bilinmediğinden miktarın
tespitine karar verilmiştir. Sonralarında
ihaleler gerçekleşmiş ve Federal Alman-
ya Buckau Walther firması kazanmıştır.
Fakat pilot tesis kurulmamıştır.
Doğu Karadeniz bölgemizde çay üretimi
yapılmasına rağmen ülkemizde kafein
ihtiyacı hala ithal yollarla sağlanmak-
tadır. Kafeine gıda ve ilaç sanayisinin
ihtiyacı arttıkça bir anlamda da bizimde
dışa bağımlılığımız artmaktadır.1960 lı
yıllardan beri çay arttıklarından kafein
üretimi bilinmesine rağmen bu konu-
da hala tam bir çalışma yapılmamıştır.
Elimizdeki kaynağı değerlendirip kendi
kafeinimizi üretmeye başlayabilseydik,
hem dışa bağımlılığımız bir alanda daha
azalacak hem de bir yandan da sentetik
olarak da üretime geçip ihracata başlay-
abilirdik.
Kaynaklar
http://www.biriz.biz/cay/kafein/kafein.
htm
http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/
zfd/article/viewFile/5685/5481
http://www.biriz.biz/cay/caygonul/kaf-
einuretimi1985.pdf
Resimler ve Görsel Kaynak
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Kof-
fein_-_Caffeine.svg
İnovatif Kimya Dergisi 49
KONUNU
DÜŞÜN
Kimya Dergisi
İNOVATİF
KONUNA
HAZIRLAN
KONUNU
YAZ
İnovatif Kimya Dergisi50
Hatile Moumintsa
University of Ioannina
hatile_m@hotmail.com
Doğamız ve Doğal Ürünlerle Doğal Yaşamak Neden
Olmasın
İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmak-
tadır. En önemli hastalıklardan olan kanserde, ilerleyen
senelerde hep daha çok çesitlerle karşımıza çıkacaktır ve
onu durdurmamız mümkün olmayacaktır. İnsanlar gittikçe
doğal ürünler almaya çalışacaktır. Günümüzde insanlar
imkân buldukça doğal ürün almaya çalışıyorlar. Doğal
ürün satan dükkânlar çok fazla açıldı ve oldukça rağbet
görüyor.
Kimyagerin işlerinden biride üretmekse, doğal üret-
mek neden olmasın. Çok güzel örneklerden biri şu olabilir
mesela solucan gübresi. Bu gübre, Organik Gübreler içer-
isinde en güçlü ve en etkili gübredir.
Amerika Kaliforniya Gıda ve Tarım Birliğinin yaptırdığı Akademik araştırma-
lara göre; özellikle sebze ve meyve bitkilerinde %70’e varan verim artışı gözlem-
lenmiştir. %100 Organik Solucan Gübresi, içeriğindeki organik madde muhtevası
nedeniyle toprağın su tutma ve havalandırma kapasitesini arttırır. Solucanların
gübreye geçirdikleri vücut sıvıları (Sölom Sıvısı) sayesinde bitkilerde patojenlere
karşı direnç oluşturur. Solucanların sindirim sisteminde, çok sayıdaki mikroorgan-
izma taşıyan, azot fikse eden bakteriler, antibiyotik etkisi yaratacak doğal büyüme
hormonları ve enzimler bulunur. Bunlar dışkıya (gübreye) geçer ve bitkinin
büyümesinde hız ve direnç sağlar. Böylece hem bitki daha çabuk büyümüş olur
hemde doğal olur.
Aynı zamanda bunu isteyen herkes evinde de yapabilir. Evdeki atıklarımızı
değerlendirerek solucan gübresi üretebiliriz. Ekosol KompostBox sayesinde, ev-
lerimizden çöp olarak atılan sebze, meyve kabuk ve posaları, yumurta kabukları
vs. gibi değerli organik atıkları değerlendirerek, yüksek kalitede %100 Organik
Solucan Gübresi’ne dönüştürebilirisiniz. Ekosol KompostBox geri dönüşümlü kutu
demektir. Böylece balkonumuzda, bahçemizde %100 Organik Solucan Gübresini
yetiştirerek hem siz hem çocuklarınız sağlıklı beslenmiş olur.
Bir kimyacı sadece kendini değil, doğayı çevreyi ve onun iyiliğini de düşünmeli.
Dünya sağlık örgütü tarafından hesaplanmış olan dünyaca hasat tarım ürünlerinin
her sene yaklaşık yüzde onbeşi böcekler tarafından yok olduğunu, aynı zamanda
ise böcekleri öldürmek için en az 2 milyar dolar ilaçlar için harcandığını buldular.
Böceklere karşı anoreksi bitkileri kullanabiliriz. Bu bitkilerin icerisindeki kimyasal
bileşikler, böceklerin bitkilerle beslenmesini engelliyor; fakat onları öldürmüyor.
Ayrıca daha az zararlı olduğu bulundu. Bu kimyasal bileşikler böceklerin o bit-
kilerle beslenme arzusunu bastırıyor, böylece böcekler bitkinin yanında kalabilir;
fakat açlıktan ölebilirler.
İnovatif Kimya Dergisi 51
Bu doğal anoreksilerin çoğu karışık moleküllerdir. Mesela poligodial bir dial-
dehittir, Afrika Böceklerini etkiler. Agiugkarin ise çekirgelere karşı etkinliği vardır.
Bu bileşikleri üretmek maliyetli; fakat araştırmalarla az maliyetle aynı etkiye sahip
daha bir sürü doğal anoreksi bitkileri, çok daha basit moleküllerle keşfetmişlerdir.
Söylemiş olduğum karışık bileşikler aşağıdadır:
Bunlar sadece küçük bir iki tane örnek bunların çok daha fazlasını da yapabiliriz...
Kaynaklar
John Mcmrry, Organik Kimya Kitabı, Anorektik böcekler
İnovatif Kimya Dergisi52
Ceyda SARIKAYA
Yıldız Teknik Üniversitesi
kim.ceydasarikaya@gmail.com
TEKSTİL VE HAZIR GİYİM
SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER
Dergimizin ilk sayısında deterjanlar
ve temizlik sektörü ile ilgili yazımdan
sonra bu sayımızda sizlere tekstil sek-
töründen söz etmek istiyorum. Sonuçta
kimya’nın içinde bulunduğu sektörl-
er saymakla bitmez ve bunlardan en
bilindik olanları kozmetik, ilaç ve boya
olarak sınıflandırılabilir. Fakat kimyag-
er olarak en büyük sorunumuz nerel-
erde ne türde işler yapabileceğimizi
bilmememizden kaynaklanıyor. Aslında
laboratuarı olan her yerde çalışabi-
lecek potansiyele sahip ve buna yönelik
eğitimi de üniversite hayatımız boyun-
ca almış olmamıza rağmen tek sorun,
bilgiyi kullanma yerimizi tam olarak
kestiremiyor olmamız.
Kimyagerlerin kozmetik, ilaç ve boya
sektörlerinde ne şekilde çalışabileceği
ve sorumlulukları bilindik olduğundan,
pek azımızın bilgi sahibi olduğu tekstil
ve hazır giyim sektöründe kimyagerlerin
yerine değinmek istiyorum.
2012 yılında tekstil ve hazır giyim se-
ktörü ülkemizin geleneksel sanayi kol-
larından olup, ihracatta gösterdiği başarı
ile sanayide önde gelen vazgeçilemez
sektörlerden biridir. Türkiye tekstil ve
hazır giyim sektörü, halen en fazla dış
ticaret fazlası veren sektördür.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lığı (ÇSGB) 2010 yılı kayıtlarına göre
10.030.810 zorunlu sigortalı arasında
2.876.529’u imalat sanayinde kayıtlıdır.
Bunlardan 14.624 işyerinde 356.477
kişi tekstil imalatında, 28.411 işyerinde
390.140 kişi hazır giyim imalatında,
5.140 işyerinde 46.163 kişi ise deri ve
deri ürünleri imalatında istihdam edil-
mektedir.
Buna karşın kayıt dışılık dikkate
alındığında, tarım ve hizmet sektörleri
dâhil tüm sektörler içinde THD sektörl-
erinde yaklaşık %12 civarında bir isti-
hdam sağlanmaktadır. Kayıtlı-kayıtsız
çalışanlarla birlikte 450.000 kişi tekstil
sanayinde, 1.500.000 kişi de hazır giyim
sanayinde olmak üzere, THD sektörler-
inde toplam 2.000.000 civarında kişinin
çalıştığı tahmin edilmektedir.
İmalat sanayinde çalışan AR-GE per-
soneli sayısı bakımından yapılan değer-
lendirmede ise tekstilde %3,64, hazır
giyimde %1,39, deri ve deri ürünleri
sektöründe ise %0,33 oranında AR-
GE personeli istihdamı sağlandığı
görülmektedir
Türkiye ‘nin tekstil, hazır giyim ve deri
sektöründeki gelişimi de göz önünde
bulundurulursa merdiven altı işletm-
esi olan bir kozmetik firması veya ke-
mikleşmiş durumda olan ilaç sektörüne
göre çok da fena bir çalışma alanı sayıl-
maz.
İnovatif Kimya Dergisi 53
Öncelikle kimyagerlerin tekstil ve hazır
giyim sektörlerinde hangi alanlarda ve
nerelerde çalışabileceğine bakacak olur-
sak,
İlk olarak iplik üretim tesislerinde veya
tekstüre işlemi gerçekleştiren iplik fab-
rikalarında laboratuarda analiz sorum-
lusu, üretim sorumlusu veya üretim
müdürü yardımcısı; ikinci olarak kumaş
boyahanelerinde renk analisti, renk
uzmanı, boya uzmanı, kumaş sorumlusu
veya kumaş üretimi yapan işletmelerde
ürün analisti olarak çalışmanın dışında
birde birçok firmada gerçekleştirilen
fiziksel testlerin yapıldığı fizik laboratu-
arlarında çalışmak mümkün.
Kumaş testleri konusunda kendinizi
geliştirip sonuçları yorumlama ve rapor-
lama niteliklerine de sahip olduğunuzda
bir çok kapı kendiliğinden aralanmış
olacaktır. Üstelik bu testleri öğrenmeniz
için haftalar süren bir eğitime de ihti-
yacınız bulunmuyor. Sonuçta biz kimy-
agerler aldığımız eğitimler neticesinde
bir çok deneyi, analizi gerçekleştirmiş
ve bunları da yorumlamayı 4 sene-
lik öğrenim hayatımızda defalarca
yazdığımız raporlarla uygulamış bu-
lunuyoruz.
Aklınızda biraz daha netleşmesi için
sizlere TSE’ nin ISO standartlarına göre
uygulanan kumaşlarda gerçekleştirilen
yıkama sonrası boyutsal değişim testin-
den ve sonuçlarının yorumlanmasından
söz edersem.
Yıkama Haslığı olarak bilinen test, nasıl
yapılır?
Colour Fastness to Washing- BS EN ISO
105 C06- B2S@50C
Şekil 1: Test Numunesi Örneği
Multifiber ve test numunesi kısa ke-
narından birbirine dikilir. (Şekil 1)
Şekil 2: Yıkama Haslığı Cihazı
Yıkama Haslığı cihazında 50C yıkanıp,
kurutulup değerlendirilir. (Şekil2)
Şekil 3: Numunedeki Renk Değişi-
minin Değerlendirilmesi Numunedeki
renk değişiminin değerlendirilmesi.
Bu değerlendirme için renk değişim
gri skalası (clour change) kullanılır.
Bu sıkalayı kullanırken skaladaki
ton farklarından yararlanarak kendi
ürününüzdeki ton farkını derecelendi-
rebilirsiniz.
İnovatif Kimya Dergisi54
Değerlendirme: numunedeki renk değişimi ve multifibredaki lekeleme ışık kabin-
inde D65 (Gün Işığı) ışığı altında Gri Skala kullanılarak yapılır. (Şekil3)
Raporlama:
Raporlama kısmında multifiber bezde sırasıyla asetat, koton, naylon, poliester,
akrilik ve yük kumaşları bulunur ve elimizde bulunan kumaşın yıkama sonucunda
multifiber bezini e kadar kirlettiği ve ürünü renginin ne kadar solduğudur. Belir-
tilen 4-5 gibi rakamlar ton farkından yararlanılarak bizim ürünümüzde gri skalaya
karşılık gelen değişim numarasıdır.
Spesifik sayılabilecek testlerden birisidir yıkama haslığı testi ve tekstil sektöründe
sonuçları kumaşın boyutsal değişimi kadar önemlidir.
Bunlar gibi yapılan testlerden bir kaçı;
	 *Sürtme Haslığı
	 *Işık Haslığı
	*pH
	 *Kumaş Karışım
	 *Yıkama sonrası boyutsal Değişim
	*Dönme
	*PILLING
Şekil 4 : Multifiberdeki
Değişimin Değerlendirilmesi
multifiber lekeleme değerlendi-
rilmesi. Lekeleme değerlendiril-
mesi için stainning gri skalası
kullanılır. Yine renk değişi-
mindeki gibi ton farkından
yararlanılarak derecelendirme
yapılır.
İnovatif Kimya Dergisi 55
En temel olarak sayılabilir ve yukarıda
anlattığım kadar basit sayılabilecek yön-
temlerle testler yapılmaktadır.
Bu testleri bilmemiz durumunda bir çok
tekstil firmalarının kapısını aralamış ve
kendimizi daha da geliştirerek bu alanda
aranan bir birey olmamız mümkün.
Bu ve buna benzer testleri İTKİB gibi
bazı kurumlar vermektedir. Bunun
dışında TSE’ nin eğitimlerini de takip
ederek istediğiniz alanda kendinizi
geliştirmeniz mümkün.
Unutmayalım ki bilgiler sadece kul-
lanıldığında işimize yarar ve 4 sene-
lik kimya eğitimimiz sonucunda
edindiğimiz tecrübelerimizi kullanabi-
leceğimiz çok fazla sektör var. Önemli
olan bilginizi nerede kullanabileceğinizi
bilmeniz ve o alana yönelmeniz.
Son olarak Condorcet in bir özü ile
yazımı bitiriyorum.
“ Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan
mükemmele erişecektir.”
Kaynaklar
•Dünya Ticaret Örgütü 2011 Yıllık
Raporu
•İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhra-
catçılar Birliği
•Tekstil, Hazır Giyim/Deri ve Deri
Ürünleri Stratejisi
•Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri
Sendikası
•Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
(ÇSGB)
•Dem Tekstil ve Ticaret A.Ş laboratuvar
eğitim notları
İnovatif Kimya Dergisi56
Ayşe EMİR
Gazi Osman Paşa Üniversitesi
ayseemirr_2008@hotmail.com
İLAÇ SANAYİDE GMP
Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim;
fakat bir ilaç çalışanı değilim.
Bir gün de bir ilaç çalışanı arkadaşımız
veya bizler bir ilaç çalışanı olarak
GMP’yi belki dergimizde tekrar an-
latırız. GMP’yi anlatmak nerden esti
dediğinizi duyar gibiyim. Daha önce
GMP sertifikasını almıştım, bir ilaç
şirketine iş başvurusunda bulundum,
iki kere görüşmeye çağırıldım ve işe
alınacağımı zannediyordum. Zaman-
dan kazanayım diye iyi haber bekleme
sürecinde, ilaçla ilgili endüstri kita-
pları okudum. Tabi kötü haber geldi ve
işe alınmadım, arkadaşım Yavuz Selim
Kart da bu ay dergide ilaçla ilgili yaz,
okudukların boşa gitmemiş olur dedi.
GMP sertifikasını, Kimyagerlerin alma-
ya çalıştığını düşünerek, bu ay yazımda
GMP den bahsetmek istedim.
GMP (İyi Üretim Uygulamaları), bir
ürünün güvenilir bir şekilde imal
edildiğini gösteren belgedir. GMP
çoğalan insan ölümlerinden sonra,
FDA(Amerikan Gıda ve İlaç Daire-
si) ve WHO(Dünya Sağlık Örgütü)
tarafından belirlenen kurallardır. GMP
kaliteli standartlarda üretimin yapılıp
yapılmadığını güvence altına alır. GMP
insan sağlığını ilgilendiren ürünleri
kapsar. Bunlar; İlaç, kozmetik, gıda
ve temizlik sektörleridir. Bu sektörler,
GMP kurallarına uymak zorundadırlar.
İlaç endüstrisi 1984 yılında GMP uygu-
lamasına geçmiştir. İlaç fabrikalarında
GMP İlaç da güvenilirliği artırmak ve
yapılan hataları azaltmaktır. İlaç fab-
rikalarının GMP kurallarına uyup uy-
madığını kontrol eden kuruluşlar vardır.
Denetleyen kuruluşlar, ülkelere göre
değişir. ABD’de GMP’yi kontrol eden
kuruluş FDA( Amerikan Gıda ve İlaç
Dairesi); Türkiye de ise Sağlık Bakanlığı
tarafından kontrol edilmektedir. İhra-
cat yapan firmaların, ayrıca uluslararası
kuruluşlar tarafından da GMP’ye uyup
uymadıkları kontrol edilmektedir.
İlaç imalatçısının amacı, hastaya yüksek
kalitede ürün satmaktır. Hayat koruyup
kurtaracak maddelerin ihmal ve dik-
katsizlik affedilemez. İlaç sektöründe
kalitesizlik sadece maliyet kaybı değil,
güvenilirlik kaybetmek ve şirketin yok
olması demektir.
İnovatif Kimya Dergisi 57
İlaç da Çapraz Bulaşma ve
Bulaşmanın Önlenmesi:
Hammaddenin ve ürünün, başka bir
madde ve ürünle bulaşması önlenme-
lidir. Çapraz bulaşma (kontaminasyon),
bir maddeye kirlilik bulaşması demektir.
İlaç Endüstrisinde mikrobik bulaşma,
insan, çevre, alet, imalat işlemleri ve
ambalaj malzemelerinden olmaktadır.
Çapraz bulaşma çevredeki tozlardan,
gazlardan ve spreylerden oluşmaktadır.
Eğer laboratuar da partikül veren koz-
metik kullanırsak, maddemiz etkilen-
mektedir. İmalat da çalışan personel
ilacı bulaşmalardan korumak için, hem
de kendisini korumak için özel elbiseler
giymeli. Bu elbiseler çalışma alanından
dışarı çıkmamalı ve görevli kişiler
dışındakiler imalata girmemelidir. Lab-
oratuarda kol saati ve mücevher takmak;
yemek yemek, sigara içmek ve sakız
çiğneme gibi işlemler üründe bulaş-
maya neden olmaktadır. İlaçta çalışan
personelde sarı hastalığı mikrop yayıcı
hastalık ve çalışanların açık yarası bu-
lunmamalıdır. Tüm çalışanlar belirli
zamanlarda hekim kontrolünden geçiril-
melidir.
Bulaşmanın önüne geçmek için kul-
landığımız kaplar, aletler ve çalışılan
alan temiz bırakılmalıdır. Aynı üretim
alanında farklı ürün üretimine geçme-
den önce temizlik yapılmalıdır. İlaçta
başarının sırrı temizliktir. Kirlenmenin
önüne geçebilmek için çok toksik
maddeler ile çalışılırken ayrı odalar-
da çalışılmalıdır. Kapı ve pencerelerin
kapalı tutulması ve havalandırmanın
etkin olması bulaşmayı önlemektedir.
Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu
dikkattir. Dikkatsizlik ilaç sanayide
affedilmeyecek bir şeydir. Bulaşmayı
önlemenin bir yolu da, kapılar, duvar-
lar ve havalandırmalar içerideki mad-
denin diğer üretim alanına gitmesini
engelleyecek şekilde dizayn edilmelidir.
Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu ön-
lem almaktır. Laboratuar önlüğümüzün
üst cebi var diyelim, cebimiz dolu old-
uğunda çalışırken cep içerisindeki mad-
de, ürün içerisine düşebilir. Üst ce-
bimizde bir şey bulundurmamak, önlem
almak demektir.
İmalat ve Kalite Kontrol de Sorumlu
Müdürlük:
WHO(Dünya sağlık teşkilatının) öneril-
erine göre ilaç imalatının sorumlusu ile
kalite kontrol sorumlusu yüksek eğitim
görmüş kişilerden olmalıdır. Bildiğimiz
üzere Kimyagerler de bu alanlarda
çalışabilmektedir.
Kariyerini ilaç sektöründe geliştirmek
isteyen Kimyagerler, şu alanlarda yük-
sek lisans yapmalılar: Farmosetik-Tıbbı
Kimya, Analitik Kimya ve Biyokimya
dalları ilaç sanayi için gerekli olan
kimya eğitim dallarıdır.
İnovatif Kimya Dergisi58
Kalite Kontrol ve İmalatta sorumlu
müdürlük yapanlar, buradaki görev-
lerinden başka departmanlar da
çalışmamalılar ve başka bir iş yap-
mamalılar. Kalite kontrol sorumluluğu
ile imalat sorumluluğu aynı kişide ola-
maz. Kalite kontrol sorumlusu ve imalat
sorumlusu mesai saatlerinde üretim ye-
rinde bulunmak zorundadırlar. Görevde
bulunmadıkları zaman kendileri ile
aynı şartları taşıyan birini geçici olarak
görevlendirirler.
İlaç Fabrikalarında Hammaddeler:
Hammaddeler direk imalatçıdan alın-
malı, eğer bu mümkün değilse tanınan
ve güvenilir olan bir toptancıdan alın-
malıdır. Hammaddelerin kabul yeri,
numune alma yeri, depolama ve dağıtım
yeri ayrı yerlerde olmalıdır. Dağıtım
yerlerindeki terazi ve basküller sık sık
ayarlanıp, temizlenmelidir. Dağıtım tek
kullanımlık kaplarla yapılmalıdır. Bu-
rada çalışan personel hijyen kuralları-
na uymalıdır. Red edilenler, muayene
edilenler ve muayene edilmeyi bekley-
enler ayrı yerlerde olmalıdır. Kabul
edilen hammaddelere yeşil, red edilen-
lere sarı renkte etiket yapıştırılmalıdır.
Hammaddeler her teslimattan sonra
Kalite Kontrol Laboratuarına gönderilip,
gerekli kontroller yapılmalıdır. Ham-
maddelerde kullanılan kapların içeriği
tanımlanmalıdır. Kalite Kontrol Labo-
ratuarı tarafından kullanımı onaylanmış
ve raf ömrünü doldurmamış ham mad-
deler kullanıma hazırdır.
İlaç Fabrikalarında Ambalajlama
işlemleri:
İlaç ambalaj maddesinden ilaçlara kirli-
lik bulaşacağından, ilaç ambalaj malze-
melerinin satın alınması, işlem görmesi
ve kontrol edilmesinde hammaddel-
ere gösterilen önem gösterilmelidir.
Ambalaj malzemeleri, yetkili kişilerin
giremediği yerlerde ve uygun güven-
lik önlemleri ile saklanmalıdır. Günü
geçmiş kullanılmayan ambalaj malze-
meleri imha edilmeli ve imha işlemi
kaydedilmelidir. Ambalajlama işle-
minde bulaşmaya ve yanlış ilacı başka
bir ambalaj kutusu ile ambalajlamamaya
dikkat gösterilmeli. Bu dikkatsizliğin
bedeli, bir insanın hayatı olabilir. Farklı
ürünler, ayrı yerlerde ambalajlanma-
lıdır. Ambalajlama işlemi başlamadan
önce kullanılacak cihaz ve ekipman-
ların, daha önceki kullanımdan kalan
kalıntılardan temizlendiği kesin olarak
belirlenmelidir.
İlaçta fazla aktif madde kullanımı,
hastada yan etki oluşturur. Belirtilen
miktarda aktif madde kullanılsa bile,
hatalı tablet basıldığında, tablet içer-
isinde gerekenden fazla miktarda ilaç
bulunması, hastada yan etki oluştura-
caktır.
İnovatif Kimya Dergisi 59
Ambalajlama işleminden sonra etike-
tleme işlemi yapılmalı, ilacın son kul-
lanma tarihinin doğru yazılıp yazıl-
madığı ve baskı hatasının olup olmadığı
kontrol edilmelidir. Hatalı etiketleme,
müşteriye yanlış ilacın ulaşması demek-
tir. Üretimde bir noktada yapılan yanlış
etiketleme, tüm operasyonun imhası
demektir. Etiket sayıcı cihazların, doğru
çalıştığından emin olunmalıdır. Ambalaj
malzemesi üzerindeki baskının silinme-
mesi de ambalajlama işleminde önem-
lidir.
Kaynaklar
1. MEGEB, Kimya Teknolojisi, İyi Üre-
tim Uygulamaları(GMP), Ankara, 2008
2. İlaç Sanayide Milli ve Milletlerarası
Kanunlar, Anlaşmalar Yönetmelikler
Yönünden, İyi İmalat(GMP) ve Kontrol
(GLP) Uygulama Kuralları, Prof. Dr.
Gen. (E) Enver İzgü, Prof. Dr. Gen. (E)
Enver İzgü, Farmosetik Teknoloji Öğre-
tim Üyesi, Ankara, 1988
3. Genel Endüstriyel, Farmosetik Te-
knoloji-II ve İlaç Sanayide Organi-
zasyon, Uluslar arası İyi İmalat(G-
MP)-Kontrol(GLP) Koşulları, Fabrika
ve Çalışma güvenliği, Prof. Dr. Gen.
(E) Enver İzgü, Ankara Üniversitesi
Eczacılık Fakültesi Dekanı, Farmosetik
Teknoloji Ana Dalı Bilim Başkanı, An-
kara, 1983
4. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakült-
esi, Farmosetik Teknoloji Anabilimdalı,
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Yayınları Yayın No:95, Farmosetik Te-
knoloji, Deneysel Uygulamalar Kitabı
5. TSC Yönetim Sistemleri Eğitim Akad-
emisi
6. T.C Süleyman Demirel Üniversit-
esi Fen Bilimleri Enstitüsü, İlaç Nu-
munelerinde Amilorid Hidroklorid ve
Hidroklorotiyazid Kemometrik Yön-
temlerle Tayinleri, İkbal Demet Ünlü,
Danışman: Prof. Dr. Ahmet Hakan Ak-
taş, Yüksek Lisans Tezi, Kimya Anabilim
Dalı, Isparta, 2012
Resimler ve Görsel Kaynak
1. www.aksiyon.com.tr
2. www.asuka.com.tr
3. www.etkinkimyagerler.com.tr
4. www.kocakfarma.com
İnovatif Kimya Dergisi60
Emrah YÜCE
Selçuk Üniversitesi
emredadas93@gmail.com
ON PARMAKTA ON MARİFET
Kimya denilince aklımıza çeşitli kimy-
asallar ve mineraller gelir. Dergimiz-
in ikinci sayısı hasebiyle ülkemizde
ki bu tip kimyasalların üretimi, kul-
lanım alanları ekonomik anlamda bize
sağladığı katkılar ve buna benzer birçok
konu hakkında yaptığım naçizane
araştırmaları sizlerle paylaşmak isterim.
Son yapılan araştırmalarda kimyas-
al madde ve ürünlerinin imalatında
çalışan kişi sayısı 83.514 ve bunun
ekonomiye katkısı ise 28.476 milyon
olarak belirtilmiştir. Kimyasal madde
ve ürünlerinin imalatı ise 20 alt grup da
incelenmiştir. Bu 20 alt grup içersinde
en büyük payı %30 luk bir dilimle ana
kimyasal madde üretimi almaktadır.
Ülkemiz kimyasal madde üretimi an-
lamında daha alması gereken çok yol
varken, bazı kimyasallarda ise dünya
devlerini geride bırakmayı başarmış du-
rumdayız. Bu başarı en çok Bor ve onun
mineralleri, çeşitli Bor ürünleri konu-
sunda sağlanmıştır. Bu yazımda bize
dünya devlerini geride bırakma şansını
veren ve kimyacıların hakkında ki
gelişmeleri hep özenle ve dikkatle takip
ettikleri Bor maddesini birçok yönüyle
açıklamaya çalışacağım.
Bir mineral bir madde düşünün ki enerji
de, savaş sanayinde, yakıtlar da, sağlık
da, mukavemet artıcı yapısallar da, kul-
lanılabildiği gibi giderek de kullanım
alanları ve popülaritesi artmaktadır
Bunun en belirgin nedeni ise Bor ve
minerallerinin, alternatif enerji kaynak-
ları ve kullanılabilirliği yüksek fonksi-
yonel madde bulma derdine düşen dev-
letlerin ilk uğradığı durak olmasıdır.
Günümüzden 3000-4000 yıl öncesinde
zamanın devletleri bu maddeyi kullan-
mış, bulundukları çağın şartlarına en
uygun şekilde yararlanmışlardır. Tarih
de ilk olarak Babiller Uzak Doğu dan
Bor ithal etmiş ve bunu altın işleme-
ciliğinde kullanmışlardır.
İnovatif Kimya Dergisi 61
Mısırlılar mumyalama da tıp ve metalürji de kullanırken, Eski Yunan ve Roma
medeniyetleri ise, temizlik malzemesi olarak Bor ve minerallerinden yararlan-
mışlardır. Şu bir gerçek ki Bor artık başlı başına bir çalışma ve araştırma alanı
haline gelmiştir. Peki Bor’u bu kadar kullanılabilir, tabiri caizse her işe yatkın kılan
özellikleri nelerdir acaba?
Öncelikle Bor kelime kökü olarak Arapça da baurag ve farsça da urahdan gelmek-
tedir. İlk olarak 1808 yılında Gay Lussa , Louis Thenord ve Sir Davy tarafından Bor
Oksidin Potasyumla ısıtılmasından elde edilmiştir.
Periyodik tablonun 5. Elementi olan Bor, elektron konfigürasyonuna bakıldığı
zaman 3A grubunun ametal olan tek elementidir.
Kimyasal özellikleri bakımından şu şekilde bir tablo ile bor daha iyi tanıyabiliriz.
Atom Ağırlığı: 	 10.811 ± 0.005 g/mol
Kaynama noktası: 	 2500˚ C
Yoğunluğu: 	 2.34 g /cm3
Oksidasyon Sayısı : 	 3
Elektronegatifliği: 	 2.0
İyonlaşma Enerjisi:	 191 k cal /g atom
Sertliği: 	 9.3 Mohs
Atom Yarıçapı:	 0.98
Fusıon Isısı: 	 5.3 k cal / g atom
Buharlaşma Isısı: 	 128 k cal / g atom
Kristal yapısı olarak ise Bor hekzagonal yapıdadır.
Bor elementinin kristal yapısı önemli ölçüde serttir, çizilmeye ve ısıya karşı
dayanıklıdır. Oda sıcaklığında zayıf iletken iken, yüksek sıcaklık da iyi bir ilet-
kendir. Kristal Bor kimyasal olarak inerttir; ancak çok ince öğütülmüş Bor kon-
santre Nitrik Asitle yavaşça oksitlenir. Bor elementi, HCl ve HF de bozunmaz.
Yeryüzünün en çok bulunan 51. Elementi olan Bor toprak da kayalar da ve suda
bulunur. Ancak Bor’un elementel halinden çok mineralleri şeklinde ki formlarıy-
la karşılaşılır. Na (sodyum) kökenli olanlara tinkal yada boraks, Ca (kalsiyum)
kökenli olanlara kolemanit Na-Ca kökenli olanlara ise üleksit adı verilmiştir.
Bunun yanında birçok mineralleri de bulunmaktadır.
İnovatif Kimya Dergisi62
Mineral	 Formülü	 % B2O3	 Bulunduğu yer
Boraks (Tinkal)	 Na2B4O7.10H2O	 36.6	 Kırka, Emet, Bigadiç, A.B.D
Kernit(Razorit)	 Na2B4O7.+H2O	 51.0	 Kırka, A.B.D., Arjantin
Üleksit	 NaCaB5O9.8H2O	 43.0	 Bigadiç, Kırka, Emet, Arjantin
Propertit	 NaCaB5O9.5H2O	 49.6	 Kestelek, Emet, A.B.D
Kolemanit	 Ca2B6O11.5H2O	 50.8	 Emet, Bigadiç, Küçükler, A.B.D
Pandermit(Priseit) Ca4B10O19.7H2O	 49.8	 Sultançayır, Bigadiç
Borasit	 Mg3B7O13Cl	 62.2	 Almanya
Szaybelit	 MgBO2(OH)	 41.4	 B.D.T.
Hidroborasit	 CaMgBO11.6H2O	 50.5	 Emet
Yine bor denilince bu minerallerin haricinde en çok bilinen bileşiği olan borik
asit den de bahsetmek gerekir. Borik asit B(OH)3 formülüne sahip bir zayıf asit-
tir. Orto ve meta Borik Asit diye de iki farklı türü vardır. Orto Borik asit B(OH)3,
Bor bileşiklerinin çoğunun hidrolizinin son ürünüdür ve genellikle Boraksın sulu
çözeltisinin asitlendirilmesiyle yapılır. B(OH)3’ ün 100 oC’ nin üzerinde kısmi
dehidrasyonu birkaç kristal modifikasyonu bulunan Metaborik Asitin (HBO2)
oluşmasını sağlar.
Bor ve minerallerinin kullanım alanlarına değinecek olursak yazımın başlığından
da esinlendiğim gibi on parmak da on marifete sahip bir kimyasal olduğu
görülmektedir. Aklınıza gelebilecek her türlü çalışma sahasına doğrudan ya da
çeşitli bileşik ve mineralleri vasıtasıyla girmiş durumdadır. Belli başlı kullanım
alanlarını şöyle sıralayabiliriz.
Bor pencere camı, şişe camı… sanayilerinde ender hallerde kullanılmaktadır.
Özel camlarda ise Borik Asit vazgeçilemeyen bir unsur olup, rafine sulu / susuz
boraks, Borik Asit veya kolemanit / boraks gibi doğal haliyle kullanılmaktadır.
Camın ısıya dayanmasını, cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve devitri-
fikasyonun önlenmesini sağlayan Bor; yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini
de arttırmaktadır. Bor, camı asite ve çizilmeye karşı korur. Cam tipine bağlı olar-
ak; cam eriyiğinin % 0.5 ile % 0.23’ ü Bor Oksitten oluşmaktadır. Örneğin Pyrex’
de % 13.5 B2O3 vardır.
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2

More Related Content

What's hot (9)

inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4
 
inovatif kimya dergisi sayi 10
inovatif kimya dergisi sayi 10inovatif kimya dergisi sayi 10
inovatif kimya dergisi sayi 10
 
inovatif kimya dergisi sayi 1
inovatif kimya dergisi sayi 1inovatif kimya dergisi sayi 1
inovatif kimya dergisi sayi 1
 
inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13
 
inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14
 
inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23
 
inovatif kimya dergisi sayi 17
inovatif kimya dergisi sayi 17inovatif kimya dergisi sayi 17
inovatif kimya dergisi sayi 17
 
inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19
 
inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20
 

Viewers also liked (6)

Chempublish Kimya Dergisi Sayı 3
Chempublish Kimya Dergisi Sayı 3Chempublish Kimya Dergisi Sayı 3
Chempublish Kimya Dergisi Sayı 3
 
ClassesandObjects
ClassesandObjectsClassesandObjects
ClassesandObjects
 
Дайджест журнала "Дистрибуция и логистика" № 6, 2016
Дайджест журнала "Дистрибуция и логистика" № 6, 2016Дайджест журнала "Дистрибуция и логистика" № 6, 2016
Дайджест журнала "Дистрибуция и логистика" № 6, 2016
 
內觀修行的起源
內觀修行的起源內觀修行的起源
內觀修行的起源
 
The life of a Leo
The life of a LeoThe life of a Leo
The life of a Leo
 
TUREB Magazin
TUREB MagazinTUREB Magazin
TUREB Magazin
 

Similar to inovatif kimya dergisi sayi 2

Similar to inovatif kimya dergisi sayi 2 (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
 
inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26
 
inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
 
inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24
 
inovatif kimya dergisi sayi 16
inovatif kimya dergisi sayi 16inovatif kimya dergisi sayi 16
inovatif kimya dergisi sayi 16
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
 

More from İnovatif Kimya Dergisi (10)

inovatif kimya dergisi sayi 32
inovatif kimya dergisi sayi 32inovatif kimya dergisi sayi 32
inovatif kimya dergisi sayi 32
 
inovatif kimya dergisi sayi 31
inovatif kimya dergisi sayi 31inovatif kimya dergisi sayi 31
inovatif kimya dergisi sayi 31
 
inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30
 
inovatif kimya dergisi sayi 29
inovatif kimya dergisi sayi 29inovatif kimya dergisi sayi 29
inovatif kimya dergisi sayi 29
 
inovatif kimya dergisi sayi 28
inovatif kimya dergisi sayi 28inovatif kimya dergisi sayi 28
inovatif kimya dergisi sayi 28
 
inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27
 
inovatif kimya dergisi sayi 25
inovatif kimya dergisi sayi 25inovatif kimya dergisi sayi 25
inovatif kimya dergisi sayi 25
 
inovatif kimya dergisi sayi 22
inovatif kimya dergisi sayi 22inovatif kimya dergisi sayi 22
inovatif kimya dergisi sayi 22
 
inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21
 
inovatif kimya dergisi sayi 18
inovatif kimya dergisi sayi 18inovatif kimya dergisi sayi 18
inovatif kimya dergisi sayi 18
 

inovatif kimya dergisi sayi 2

  • 1. İNOVATİFKimya Dergisi YIL : 1 SAYI : 2 EYLÜL 2013 TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER ON PARMAKDA ON MARİFET TARIM SEKTÖRÜNDEKİ KALİTE KONTROL CİHAZLARI İLAÇ SANAYİDE GMP KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASIN PROSES EKİPMANLARI
  • 2.
  • 3. Sahibi : İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart Yayın Danışmanı : Ayşe Emir Dergi ve Yazı Editörleri : Ayşe Emir Röportaj Sorumlusu : Ceyda Sarıkaya Sayfa Tasarımı : Yavuz Selim Kart İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları, Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır. Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler, Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmaya- cağınızı ümit ediyoruz. Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle... İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları Bize Ulaşın facebook.com/InovatifKimyaDergisi twitter.com/InovatifKimya inovatifkimyadergisi@gmail.com
  • 4. Yazarlarımız YAVUZ SELIM KART CEYDA SARIKAYA ABDULHAMIT AYDIN HACER AY AHMET YILMAZ YAKUP BICER HATILE MOUMINTSA AYSE EMIR VAHIT KENAR EMRAH YÜCE GULTEKIN OZDEMIR SEVGI GULTEKIN AYKUT CENGIZ HAKAN OZTURK İNOVATİF Kimya Dergisi
  • 5. İNOVATİFKimya Dergisi KURALLARI 1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun- dasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumun- dasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir so- run yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza ge- lebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler ke- sinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına ekleme- leri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar sorumludur. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları gerekmektedir. www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı ile ulaşabilirler. Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yaz- mayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici say- famızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında gerekli adresler mevcuttur. 6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirt- miş olduğum isimlere sorabilirsiniz. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder- diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir dergi çünkü. 8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönder- irseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybet- memiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur. 10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar 2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz hakkı dergi yönetimine aittir. 11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark- adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi her- kes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz. 12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. *Akademik Makaleler *Endüstriyel Yazılar *Üniversite Hayatında Kimya *İş Hayatında Kimya *Laboratuvar Üzerine *Kimya Güvenliği 13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız. Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz. Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında da çalışmalar yapılacaktır. 14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koy- maya yetkilidir. 13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları
  • 6. İçindekilerİnovatif Kimya Dergisi 9 12 16 24 29 32 36 42 48 50 52 56 KİL Uygarlığın başlangıcından bu yana kullanıla geldiği bilinen killer... MADEN SUYU Günlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su (maden suyu)... PROSES EKİPMANLARINI TANIYALIM Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda yeni ürünlerin elde edilişi... TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE KALİTE-KONTROL ANALİZLERİNDE KULLANILAN CİHAZLAR Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda belirtilen... KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ Birçok arkadaşımız kendini kimyacı, kimyager veyahut... ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahiptir... SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin yaprak... AYIN RÖPORTAJI Dem Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş‘nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile... TÜRKİYEDE KAFEİN Kafein başlıca gıda ve ilaç sanayisinde kullanılan, alkoloid grubunun... DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASIN İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmaktadır... TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGER- LER Dergimizin ilk sayısında deterjanlar ve temizlik sektörü ile ilgili... İLAÇ SANAYİDE GMP Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim; fakat bir ilaç çalışanı değilim...
  • 7. 60 66 72 80 81 82 KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILAR Her kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı vardır... ON PARMAKTA ON MARİFET Kimya denilince aklımıza çeşitli kimyasallar ve mineraller... CROCODILE CHEMISTRY PROGRAMI NEDİR NE İŞE YARAR? Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis ettim... HER AY 3 WEB SİTESİ Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi.... KİMYA BULMACA Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca... KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY) Geçen ayın bulmaca çözümleri...
  • 8.
  • 9. İnovatif Kimya Dergisi 9 Aykut CENGİZ Celal Bayar Üniversitesi aykutcengiz@windowslive.com MADEN SUYU Günlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su(maden suyu) olarak alın- ması birçok avantajlar sağlar. Öncelikle, sağlıklı bir su metabolizmasının sağlıklı bir vücutta sürdürülmesi garantiye alınmış olur. Ayrıca, günlük alınması gereken minerallerin bir kısmı belli düzeylerde karşılanmış olur. Bununda ötesinde kişilerde var olan bazı fonk- siyonel rahatsızlıklar(mide yanması, böbrek taşı oluşumuna eğilim gibi) üze- rinde yararlı etki elde edilir. Daha da önemlisi bazı hastalıkların (örneğin; osteoporoz gibi) doğrudan veya dolaylı tedavisi de sağlanabilir. Bu etkiler için günde en az 1,5 litre mineralli suyun içilmesi gereklidir. Böylelikle; bir yan- dan günlük su gereksinimimizin bir kısmı karşılanırken, diğer yandan da yararlı etkiler elde edilebilir. Mineralli sularda, en yoğun bulunan elementler, Kalsiyum, Magnezyum, Sodyum ve Klordur. Daha az bulunan- lar, Potasyum ve Flor, bazen de İyottur. Ayrıca, mineralli sularda sık olarak Bikarbonat ve daha az da Sülfat iyon- ları bulunur. Söz konusu minerallere olan gereksinim yaşamın bazı dönem- lerinde (örneğin, gençlik, çocukluk, yaşlılık gibi) özellikle artar. Bu dönem- lerde mineralli suların içilmesi daha çok önem kazanır. Mineralli sularda bulunan miner- allerden Kalsiyum Osteoporozun ön- lenmesi ve tedavisinde etkindir. Güçlü kemik yapısı oluşması, kan pıhtılaşması ve sinir uyarılarının iletilmesinde rol oynar. Magnezyum kan ve sinirsel yorgunluğun önlenmesinde etkindir ve sağlıklı kalp fonksiyonu için gereklidir. Sodyum, su ve elektrolit dengesi, asit- baz dengesi ve uyarı iletiminde rol oy- nar. Sindirimde yardımcıdır. Potasyum, hücre metabolizmasında ve vücuttaki su dengesinde görev yapar. Florür, diş çürüklerinin önlenmesinde etkilidir ve sağlıklı kemik ve dişler için gereklidir. İyot, Troid Bezinin sağlıklı çalışması için gereklidir, eksikliğinde Troid Bez- inin büyümesi (guatr) görülür. Klor, su ve elektrolit dengesi ve sindirimde so- dyum ile birlikte görev üstlenir. *Maden Suyu’nun(mineralli su) Avan- tajları • Sağlıklı yaşam desteği ve sağlıklı koru- ma • Mineral eksikliğini giderme, mineral gereksinimi karşılama • Bazı hastalıkların doğrudan veya destekleyici tedavisi • Bazı rahatsızlıkların giderilmesi ve önlenmesi
  • 10. İnovatif Kimya Dergisi10 **Doğal Mineralli Suların Fizyolojik ve Terapötik Etkileri Mineralli sulardaki minerallere bağlı etkilerin dışında, mineralli sulardaki iyonların fizyolojik etkileri ve bazı hast- alıklardaki terapötik yararları da söz konusudur. Bunlar sistemler özelinde kısaca özetlenirse; Böbrek üzerine; Mineralli sular böbrek ve idrar yollarında taş oluşumunu önler- ler. İdrar yolu enfeksiyonların da özel- likle Bikarbonat, Magnezyum ve Kalsi- yum içerikleri yüksek mineralli sular iltihabı geriletici etki gösterirler. Ürolo- jik birçok hastalıkta böbrek fonksiyon- larını destekleme ve geliştirme amacıyla bol su içilmesi, özelliklede mineralli su içilmesi temel önlemlerdendir. Metabolizma üzerine; Mineralli sular özellikle sülfatlı olanlar, safra kesesi tembelliğinde yararlıdır ve pankreas fonksiyonlarını da desteklerler. Diya- bet’te Sodyum Bikarbonatlı sular insü- lin’in etkisini güçlendirir ve karbonhi- drat metabolizmasını iyileştirirler. Yine, hem idrar miktarını, hem de idrarla ürik asit atılımını artırırlar, bu yüzden Gut Hastalığı’nda krizler arası dönemde yararlıdırlar. Mide üzerine; Kronik mide mukozası iltihabında veya mide asidi fazlalığında yüksek Bikarbonat içeren(1300mg/L- 1200mg/L) mineralli sular oldukça yararlıdır. Sindirim sistemi üzerine; Günümüz insanının az su içme alışkanlığı, min- erallerden yetersiz beslenme, hareket azlığı ve sedanter yaşam gibi özellikleri, sindirim sistemi rahatsızlıklarının başlı- ca nedenleridir. Bunların başında da habitüel kabızlık gelir. Burada Sülfatlı (600mg/L-1200mg/L) mineralli sular oldukça yararlıdır. ***Şifalı Su Olarak Mineralli Su Sağlık üzerindeki olumlu etkileri ned- eniyle, Almanya’da şişelenmiş doğal mineralli suların bir kısmı “şifalı su” niteliğini de kazanabilmektedir. Alman
  • 11. İnovatif Kimya Dergisi 11 Federal İlaç ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü analitik, farmakolojik, toksikolojik ve klinik araştırma ve değerlendirmel- er sonucunda şişelenmiş bir mineralli suyu, şifalı su olarak onaylayabilmekte- dir. Ülkemizde ise, böyle bir düzenleme geçerli değildir. Almanya’da bir mineralli suyun böylesi bir onay alabilmesi koşulları şunlardır. • Belirli mineralleri çözünmüş olarak belirli değerlerin (mg/L) üzerinde içer- mesi • Mineral kompozisyonu ve mikro- biyolojik özelliklerinin uygunluğu ve bunun belirli aralıklarla bağımsız ku- rumlarca kontrol edilmesi • Kaynak koruma ve şişeleme tesisleri ile ilgili düzenlemelere uygun ilaç üretim kurallarına ve koşullarına göre üretilm- esi(şişelenmesi) • Sağlığa yararlı etkisinin bilimsel araştırmalarla ve bilimsel kurumlarca kanıtlanması Unutulmamalıdır ki; birçok kişi soda ile mineralli suyu aynı sanmaktadır. Soda içilebilir suya Karbondioksit eklenmesi suretiyle yapılır. Soda ise mineral ihtiva etmez. Kaynaklar Turk Masuder Resimler ve Görsel Kaynak http://www.bilgiustam.com/res- imler/2013/07/4163_doktoru- ma-sorun-kibarli-panax-musta- fa-eraslan-5892.jpg http://www.kadincasayfa.com/wp-con- tent/uploads/maden-suyu.jpg
  • 12. Inovatif Kimya Dergisi12 Yakup BİÇER Yüzüncü Yıl Üniversitesi yakup.bicer855@gmail.com KİL Uygarlığın başlangıcından bu yana kul- lanıla geldiği bilinen killer günümüzde de en önemli endüstriyel hammaddeler arasında yer almaktadır. Üzerinde ateş yakılan bazı toprakların sertleştiğini gören insanlar bu gün kil adını ver- diğimiz bu topraklardan değişik seramik kaplar, tuğlalar ve tapınmak için putlar yapmışlardır. Güçlü hava akımlarının et- kisi altında kayaların aşınmasıyla oluşan killer ya oluştukları yerde ya da rüzgâr ve su ile taşınarak başka yelerde büyük yataklar halinde depolanmıştır. Seramikler için kil, ısıtıldığında şekil- lendirilebilecek ölçüde plastik özel- lik gösteren, kurutulduğunda veya kızdırıldığında ise sertleşen doğal bir katı maddedir. Kimyasal analizler, kill- erin su tutma ve iyon değiştirme gücü yüksek olan alüminyum silikat ya da magnezyum silikat bileşikleri olduğunu göstermiştir. Mineral içerikleri ve min- erallerin kimyasal bileşimlerine bağlı olarak doğal killerin rengi beyaz, gri, yeşil, mavi, pembe ve kahverenginin çeşitli tonlarında olabilmektedir. Killer, insanoğlunun yaşamına at- eşin bulunması ile girmiş önemli ham- maddelerdir. Günümüzde ise çok geniş kullanım alanlarına sahiptirler. Yaşantımızda gereksinim duyduğumuz pek çok mal- zemenin seramik olduğunu düşünürsek, bu çok geniş yelpazenin ana malzem- esinin kil olması, bu hammaddenin önemini bir ölçüde ortaya koymaktadır. Seramik dışında çok çeşitli endüstri alanlarının önemli hammaddesi de olan killer ziraatte, jeolojide ve başka pek çok alanda da araştırıcıların dikkatini çekmiş ve geçmişten günümüze kadar farklı disiplinler tarafından hep araştır- ma konusu olmuşlardır. Onun için ben de bu yazımda killerin neler olduklarını, ne işe yaradıklarını, dünyadaki işlevleri hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Killer çok değişik özelliklere sahiptirler. Aynı renk, aynı görünüm, aynı dokuya sahip olan killerin çok farklı karak- teristik özellikleri olabilir. Kimyasal bileşimlerindeki farklılıklardan dolayı kazanılan bu farklı fiziksel özellikler onların değişik alanlarda kullanılabil- irliğini ortaya çıkarmıştır.
  • 13. İnovatif Kimya Dergisi 13 Killer ikincil mineraller olmaları nedeni ile de bulundukları ortamın fiziko-kimyasal koşulları konusunda bil- gi verirler. Hem endüstriyel hammadde olmaları, hem de ortamların yorumlan- masında yol gösterici olmaları ile bilime çok katkı sağlayan bu minerallerin bol- luğu onların önemini bir kat daha art- tırmıştır. Ülkemizde 1983 yılından günümüze değin 2 yılda bir yapılan Ulusal Kil Sem- pozyumları ve pek çok ülkenin kurmuş olduğu kil toplulukları, AIPEA (İnter- national Association for the study of Clays) gibi topluluklar bu mineral- lerin ne kadar önemli olduklarının bir göstergesidir. Kil, yumuşak ve çok ince tanecikli (kumdan ince) bir materyaldir. Kil ma- teryalindeki atomlar ya bir kafes ya da bir zincir dizilişi şeklinde olmaktadırlar. Kilin esas maddesi alüminyum silikat hidratı olup, türüne göre yanında So- dyum(Na), Potasyum(K), Kalsiyum(Ca), Magnezyum(Mg) ve Demir(Fe) gibi diğer elementlerin bileşikleri de bulu- na bilir. Kimyasal analiz sonuçlarının L.Pauling tarafından 1930`lu yıllar- da başlatılan X-ışınları difraksiyonu çalışmaları ile birleştirilmesinden kil minerallerinin farklı iki yapı taşından oluştuğu ortaya çıkmıştır. Merkezinde silisyum iyonu köşelerinde ise oksijen iyonları bulunan birinci yapı görüldüğü gibi düzgün dörtyüzlü yani tetrahedron şeklindedir. Kimyasal formülü SiO-44 şeklinde yazılabilen bu düzgün dörtyü- zlülerin tabanları aynı düzlemde olmak üzere köşelerinden oksijen köprüleri ile altılı halkalar vererek birleşmesinden tetrahedron yapı diğer adı ile silika tab- akası ortaya çıkmaktadır. Merkezinde alüminyum iyonu köşeler- inde ise oksijen iyonları bulunan ikinci yapı düzgün sekizyüzlü yani oktahedron şeklindedir. Kimyasal formülü AlO-66 şeklinde yazılabilen düzgün sekiz yü- zlülerin birer yüzleri aynı düzlem üzer- inde kalacak şekilde oksijenlerin oksijen köprüleri ile birleşmesinden oktahedron tabakası ortaya çıkar. Kil Çeşitleri Killer, saflık derecelerine ve fiziki du- rumlarına göre çeşitli tipler arz eder bunlar; • KAOLEN • SİMETRİK • PLASTİK • BENTONİT
  • 14. İnovatif Kimya Dergisi14 Şeklinde en önemli kil çeşitleri ve daha fazlası bulunmaktadır. Yalnız önem derecelerine göre bu kil çeşitleri üzer- inde kısaca duracağız. Kaolen Killer Kilin en saf şeklidir. Rengi beyazdır ve kızdırıldıktan sonrada gene beyaz kalır. Su ile temizlendikten sonra saflığı %90 olmaktadır. Türkiye de Kütahya da çıkarılmaktadır. Simetrik Killer Bazı yabancı maddeler, özellikle kireç, magnezyum içerir, renk ya da yağ giderici olarak kullanılır. Plastik Killer Genellikle tuğla ve çanak, çömlek imalatında kullanılan kil grubu old- uğundan dolayı tuğla kilerlide denil- mektedir. Bu tip killerin bileşiminde silis ve alüminden başka daima demir oksit ve kireç bulunur, bu kompo- nentlerin oranları değişkendir. SiO2 : % 57,64 Fe2O2 : % 3,5 Al2O2 : % 27.35 CaO2 : % 7 Bentonit Killer Montmorillonit tipinde, kompleks bir alüminyum, demir ve kalsiyum bazen de sodyum silikattan meydana gelmiş olup, su içinde bir jel meydana getirerek şişme özelliğine sahiptirler ve bir çok alanda da kullanılırlar. Çamur haline getirildiklerinde plastik özellik göster- en bentonitleriçinde koloidal halde dağılmış silikatlarda bulunmaktadır. Aslında killer başlı başına yıllar alacak bir araştırma konusudur, bu bilgiler sadece deryada bir damlanın damlası denecek kadar azdır. Bundan dolayı killer üzerine olan bu yazımıza ileriki sayımıza devem edeceğiz. Kaynaklar www.wikimedia.org www.kilclay.com www.türkcebilgi.com Prof.Dr. Yüksel Sarıkaya `nın Notları Resimler ve Görsel Kaynak http://www.merakname.com/depo/ kil-neredelerde-bulunur.jpg
  • 15. İnovatif Kimya Dergisi 15 KONUNU DÜŞÜN Kimya Dergisi İNOVATİF KONUNA HAZIRLAN KONUNU YAZ
  • 16. Inovatif Kimya Dergisi16 Sevgi GÜLTEKİN Hitit Üniversitesi sevgigultekin_@hotmail.com PROSES EKİPMANLARINI TANIYALIM Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda yeni ürünlerin elde edilişi, ayırma, ısıtma-soğutma vb. işlemleri gerçekleştirmek için kullandığımız bazı ekipmanlarımız vardır. Büyük ölçek- li üretime geçtiğimizde bu ekipmanlar biraz karmaşık hale gelir. Proseslerim- izin doğru işleyebilmesi ve kolay kon- trol sağlayabilmemiz için ekipmanların tasarımlarının doğru yapılması ve mal- zemelerinin doğru seçilmesi gerekir. Vanalar ve ısı değiştiriciler fabrikalarda karşımıza çıkabilecek önemli ekipman- lardır. Bu ekipmanlarla ilgili genel bilgi içeren bir yazı oluşturmaya çalıştım. Her ne kadar kendi cümlelerimi kullanmaya çalıştıysam da çoğunluk kaynaklardan aktarım şeklinde oldu. Umarım tüm okurlarımız için faydalı bir paylaşım olur. Vakit ayırdığınız için teşekkürler. Proses Ekipmanları Nelerdir? Proses ekipmanlarının anlaşılabilmesi için önce prosesin tanımı yapılmalıdır. Girdileri alıp bir çıktıya dönüştüren her bir aktivite veya operasyon proses (süreç) olarak isimlendirilebilir.[1] Şekil 1 : Üretim Sürecinin Şematik Hali [2] Proseslerde kullanılan ekipmanlar, özellikle kimya sektörü için önemlidir. Prosesteki akışkanların fiziksel, kimy- asal özelliklerine göre uygun malzeme seçiminin sağlanamaması nedeniyle proses düzgün çalışmayabilir, ürünler kalitesizleşebilir, maliyetler artar, kazal- ar yaşanabilir ve hatta can kayıplarına neden olabilir.
  • 17. İnovatif Kimya Dergisi 17 Proseslerde kullanılan ekipmanlara: * Isı Değiştiriciler (eşanjörler) * Pompalar ve Kompresörler * Vanalar, Filtreler ve Regülatörler * Distilasyon Kolonları, Reaktörler * Tanklar * Boru Hatları * Debimetre, Monometre, Termocouple vb. ölçü kontrol ürünleri örnek verilebilir. ISI DEĞİŞTİRİCİLER (EŞANJÖRLER) Isı değiştirici ya da sanayi diliyle eşan- jör; farklı sıcaklıklardaki iki akışkanın birbirlerine karışmadan ısılarını ak- tarmalarını sağlayan cihazlardır.[3] Isı değiştiricilerin sanayide birçok çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de plakalı tip ısı değiştiricilerdir. Plakalı ısı değiştiricilerin kullanım alan- ları şöyle sıralanabilir: * Isıtma-soğutma sektöründe (HVAC, Sıcak Su Uygulamaları, Enerji Santral- leri, Isı Merkezi Uygulamaları, Soğutma Kuleleri, Basınç Kırıcı, Isı Geri Ka- zanımı, Buz Deposu, Yerden Isıtma Sis- temleri, Güneş Enerjisi Sistemleri vb.) * Endüstriyel Uygulamalarda (Hidrolik Yağ Soğutma, Su Soğutma, Boya Ka- binleri, Yüzey İşleme Sistemleri, Buhar Uygulamaları, Pastörizasyon Sistemleri, Tekstil Uygulamaları, İlaç Endüstri- si, Gıda Endüstrisi, Kimya Endüstrisi, Gemi Uygulamaları, Petrol Rafinerileri, Termik Santraller vb.) Resim 1: Plakalı Tip Isı Değiştirici[4] Plakalı Tip Isı Değiştiriciler Plakalı ısı değiştiricilerde sıcak ve soğuk akışkanın geçtiği iki farklı devre bu- lunur. Bunlar primer ve sekonder olarak adlandırılır. Akışkanlar farklı devrel- erden geçtiği için birbirine karışmazlar. Plakalı ısı değiştiricilerin avantajları şu şekildedir: * Yatırım maliyetleri, kurulum mali- yetleri, bakım maliyetleri diğer tip ısı değiştiricilere göre daha düşüktür. * Az yer kaplarlar, taşımaları daha kolaydır, kapasiteleri plaka ekleme işlemiyle arttırılabilir ve 1⁰C’ye kadar sıcaklık yaklaşımı bu tip ısı değiştiricil- erde sağlanabilir.
  • 18. İnovatif Kimya Dergisi18 Resim 2. Plakalı Eşanjör Plakası Günümüzde plakalı ısı değiştirici tasarımı için firmalar kendi tasarım programlarını kullanırlar. Bunların temelinde birkaç formül vardır: Q= m.Cp.∆T Q Verilen Isı Miktarı = Q Alınan Isı Miktarı mp.Cpp.(Tpg –Tpç) = ms.Cps.(Tsç-Tsg) Burada; Q = Aktarılan Isı Enerjisi Miktarı mp, ms = Primer, Sekonder Devre Deb- isi Cpp, Cps = Primer, Sekonder Devre Özgül Isısı Tpg, Tsg= Primer, Sekonder Devre Giriş Sıcaklığı Tpç, Tsç = Primer, Sekonder Devre Çıkış Sıcaklığı Şekil 2. Plakalı Isı Değiştirici Boyunca Akışkan Akış Doğası[5] Q=U.A.∆Tlm Burada; A= Isı Aktarım Alanı U= Toplam Isı Transfer Katsayısı ∆Tlm= Logaritmik Sıcaklık Farkları ∆Tlm’nin açılımı şu şekildedir: (∆T1- ∆T2) ∆Tlm= (ln(∆T1/∆T2)) ∆T1 = Tpg - Tsç ∆T2 = Tpç - Tsg
  • 19. İnovatif Kimya Dergisi 19 Şekil 3. Karşıt Akışlı Isı Değiştirici Diyagramı[6] Plakalı ısı değiştiricilerin temel bileşen- leri plakalar ve contalardır. Plakalar geçecek akışkanlara göre aşağıdaki mal- zemelerden imal edilebilirler: * 304 Kalite Paslanmaz Çelik * 316 Kalite Paslanmaz Çelik * Titanyum, Paladyum * Incoloy 825 * Hastelloy * Nikel * Alüminyum Bronz * Molibden, SMO254 Pek çok ısı değiştirici üreticisi standart olarak 304 kalite ve 316 kalite paslan- maz çelik plakalar kullanırlar. Deniz Suyu, Tuzlu Su, Jeotermal su gibi agresif akışkanların olduğu proseslerde Tit- anyum gibi malzemeler seçilir. Derişik Sülfürik Asit, Hidroklorik Asit ve Fos- forik Asit uygulamalarında hastelloy alaşımları tercih edilir. Plakalı ısı değiştiricilerin en önemli parçalarından bir diğeri de contalardır. Contalar akışkana ve akışkanın sıcak- lığına göre uygun malzemeden seçilir. Plakalı ısı değiştiricilerde kullanılan contalardan bazıları şöyledir: 1- ) Stiren Bütadien Kauçuk (SBR, Buna-S): Yaklaşık 85⁰C’ye kadar dayanıklıdır. Aşınma, yaşlanma ve ısıya karşı dayanımı doğal kauçuğa göre daha iyidir. Polar olmayan çözücülere, seyrel- tik asit ve bazlara dayanıklı; yakıt ve yağlara dayanıklı değildir. [7] 2- ) Kloropren (Neopren) Kauçuk (CR): Yaklaşık 125⁰C’ye kadar dayanıklıdır- lar. Aşınmaya karşı direnci ve mekanik özellikleri çok iyidir. Su ve kimyasallara karşı uzun süre dayanırlar.[7] 3- ) Akrilonitril Bütadien Kauçuk (NBR, Buna-N): Plakalı ısı değiştiricilerde en çok kullanılan contalardandır. Yaklaşık 110⁰C’ye kadar dayanım sağlar- lar. Özellikle yağa ve yakıtlara karşı dayanıklıdırlar. [7] Sanayide geniş bir kullanım alanına sahiptir.
  • 20. İnovatif Kimya Dergisi20 4- ) Etilen-Propilen Kauçuk (EPM-EPDM): Sanayide en çok kullanılan conta malzemelerinden diğeri de EPDM’dir. Yaklaşık 150⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Ozon ve Oksijene karşı dayanıklıdır. Sıcak su, buhar, alkali ve asitlerde kullanılabilirler. [7] Yağ uygulamalarına pek uygun değildirler. 5- ) Florokarbon Kauçuk (FKM, Viton): Yaklaşık 180⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Gres yağı, yakıt, çözücü, kimyasal mad- delerin büyük çoğunluğuna, buhara dayanıklıdırlar. Diğer contalara göre fiyatları daha pahalıdır. Keton, Amin, Ester ve Eter içeren akışkanlara karşı dayanımları iyi değildir. [8] Şekil 5. Bazı conta malzemelerinin, çeşitli kimyasallara dayanımları [9]
  • 21. İnovatif Kimya Dergisi 21 A= Mükemmel Dayanım B= İyi, Düşük Etki, Hafif korozyon veya renk solması oluşabilir. C= Orta Etki, Sürekli kullanım için önerilmez. Dayanım kaybı, yumuşama ve şişme oluşabilir. D= Şiddetli Etki, Herhangi bir kullanım için önerilmez. Isı değiştiriciler zamanla akışkandaki kirlilikten ötürü tıkanırlar ve yeterli ısı aktarımını gerçekleştiremezler. Prosesin sağlıklı çalışması için ısı değiştiriciler belirli periyotlarla kontrol edilmeli, pla- ka temizliği, conta yenilemesi vb. işlem- leri yaptırılmalıdır. VANALAR Vanalar, akışkanlara yön vermek, dur- durmak, ayarlamak kısacası akışkanı kontrol etmek amacıyla kullanılırlar. Va- nalar sanayine valf ve ventil isimleriyle de kullanılırlar. Prosesteki vana seçimi için aynı eşanjörlerdeki gibi akışkanın cinsi, basıncı, sıcaklığı gibi bilgilere ih- tiyaç duyulur. Özellikle akışkanın buhar olduğu sistemlerde buharın basıncının yanı sıra çıkabildiği maksimum sıcak- lığı da bilmemiz gerekir. Vananın uy- gunsuz seçilmesi ile prosesin düzgün çalışmaması, akışkanların sızması, karışması gibi durumlar meydana gele- bilir ve bu durum kazalara ve patlama- lara sebep olabilir. Resim 3. Dişli Küresel Vana [11] Vana seçiminde cevap verilmesi gereken temel sorular şöyle sıralanabilir: * Akışkan nedir? * Akışkanın minimum ve maksimum sıcaklığı nedir? * Akışkanın minimum ve maksimum basıncı nedir? * Bağlantı çapı ne olacak? * Vana bağlantı şekli nasıl olmalı? (Dişli, flanşlı, kaynaklı…) * Akışkanı kontrol etmek mi yoksa sa- dece açıp kapatmak mı isteniliyor? * Vana çalışması manuel (kollu) olarak mı yoksa aktüatör ile mi yapılacak? Tüm bu sorulara verilen cevaplara göre vana seçimi yapılabilir. Ancak bilin- melidir ki tüm istenilen özellikler tek bir vanada bulunamaz. Bizim için en önemli özellik ne ise ona öncelik ver- meliyiz. Örneğin akışkanı sadece açıp kapamak mı; yoksa belirli açılarda dur- masını sağlayarak hassas kontrol etmek mi istiyoruz? Eğer sadece açma kapama yapılacaksa kelebek vana, küresel vana… kullanılabilir. Hassas kontrol yapılmak isteniyorsa glob vanalar ve diğer kon- trol vanaları uygun olacaktır. Bazı vana çeşitleri aşağıdaki gibidir: * Gate (Sürgülü) Vanalar * Globe (Tablalı) ve Açılı Vanalar * Çek Vanalar * İğne Vanalar * Emniyet Vanaları * Pistonlu Vanalar * Küresel Vanalar * Diyafram Vanalar * Kelebek Vanalar * Kontrol Vanaları
  • 22. İnovatif Kimya Dergisi22 Çek vanalar diğer isimleriyle çek valfler tek yönlü akışı sağlarlar ve akışkanın geriye kaçması istenmediği durumlarda kullanılabilirler. Prosesteki vanalar her zam- an manuel olarak kontrol edilmezler. Günümüzde artık küçük tesislerden büyük petrokimya tesislerine kadar çoğu fabrika otomasyon ile prosesler- ini kontrol ediyorlar. Vanaların manuel (kollu) olarak değil de otomatik olarak kullanılması için aktüatör denilen bir ürün vananın üzerine takılır. Aktüatörl- er pnömatik, elektrikli vb. olabilirler. Pnömatik aktüatörde hava verilerek, elektrikli aktüatörde elektrik verilerek aktüatörün vanayı açması ve kapatması sağlanır. Vana çeşitlerinden küresel ve kelebek vanalardan kısaca bahsetmek gerekirse: Küresel Vanalar Bir milin ucuna yerleştirilmiş ortasında bir veya birden fazla delik olan, çoğun- lukla elastomer (ihtiyaca göre metal de olabilir) iki conta arasında dengelenmiş bir kürenin, akışkan geçiş delik ekseni üzerinde 90⁰ döndürülmesi ve deliğin geçişe açık veya kapalı konuma getiril- mesi ile akışkan geçişini kesip, açarak görevlerini yerine getirirler. [12] Küresel vanalarda kullanılan akışkanların tem- iz olması, katılaşmaması gerekir. Su ve doğalgaz, nötr veya agresif sıvılar için kullanılabilir. Küresel vanalarda basınç düşümü azdır. Proses akışkanlarına göre gövde pasl- anmaz çelik, prinç, pik döküm, sfero döküm, bronz, pvc… malzemelerden yapılabilir. Resim 4. Küresel vana ve boru hattına bağlanması[13] Contalar akışkanın özelliklerine göre belirlenir. Yüksek sıcaklıklarda karbon grafit denilen özel contalar kullanıla- bilir. Su gibi normal akışkanlarda teflon keçeli olarak kullanılabilirler. Küresel vanaların kullanım alan- ları şebeke suları, arıtma tesisleri, kimya ve petrokimya tesisleri, doğalgaz petrol taşıma ana hatları, kâğıt sektörü… şek- lindedir. Kelebek Vanalar Kelebek vanalar; merkezinden veya eksantrik olarak yataklanmış düz bir diskin, akışkan geçiş deliği ortasında 90⁰ döndürülmesi ile akışkan geçişini kesip, açarak görevlerini yerine getirirler. [14] Hassas akış için küresel vanalar gibi kel- ebek vanalar da uygun değildirler. Lug tipi, wafer tipi gibi çeşitleri bulun- maktadır. Kullanım alanları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
  • 23. İnovatif Kimya Dergisi 23 Resim 5. Wafer (1) ve Lug Tip (2) Kele- bek Vana [15] * Sıcak Soğuk su Tesisatları, * Kimyasal ve Petrokimya Tesisleri, * Gıda Sanayi, * Kâğıt Sanayi, * Arıtma Tesisleri, * Viskoz Akışlanlarda, * Asit, baz ve tuz ortamlarında, * Gaz ve egsoz hatlarında Kısacası çok kirli, çok sık açma kapama ihtiyacı ve yüksek sıcaklığın olmadığı hemen hemen Resim 5. Wafer (1) ve Lug Tip (2) Kelebek Vana [15] tüm uygula- ma alanlarında kullanılabilir. Kaynaklar Kapak fotoğrafı: http://axiom.com.my/ index.php/engineering/chemical-engi- neering/ [1] http://proses.nedir.com/#ixzz- 2cAUBKW4Z [2] http://www.sabittuncel.com/main. php?kid=410 [3], [6] Y. A. Cengel, Heat Transfer: A Practical Approach, 2nd ed., McGraw- Hill, 2003. ISBN 0072458933 [4] Fiorini Plate Heat Exchangers Edi- tion 2009 – Rev.00 [5] Kevin D. Rafferty, P.E. Gene Cul- ver, Heat Exchangers, Geo-Heat Center, Klamath Falls, Oregon 97601 [7] Megep Kimya Teknolojisi, Lastik Ha- muru Hammaddeleri-2, Ankara, 2009 [8] http://www.beksankaucuk.com.tr/ malzemebilgisi.htm, [9] http://www.coleparmer.com/Chemi- cal-Resistance [10] www.jeotes.com [11] http://www.or-fa.com/wp-content/ uploads/2013/03/k%C3%BCresel-va- na-su.jpg [12], [14] Mak. Yük. Müh. Serdar Gürel, Vanalar [13] Megep Kimya Teknolojisi, Akışkan- lar Mekaniği, Ankara, 2008 [15] http://www.asteknikvana.com
  • 24. İnovatif Kimya Dergisi24 Hakan ÖZTÜRK Marmara Üniversitesi hkn_sea_eyes@hotmail.com TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE KALİTE-KONTROL ANALİZLERİNDE KULLANILAN CİHAZLAR Alpine Elek Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda belirtilen mikrondaki elek üzerinde kalan miktarı, belir- lenen süre zarfında eleme işlemi yapılarak tespit edilmek- tedir. Alev Alma Noktası Ölçüm Cihazı Bu cihaz ile sıvı ürünlerin alev alma noktaları, cihazın kapalı haznesinin belirli bir seviyeye kadar test edilecek sıvı ile doldurulduktan sonra, ısınması sağlanırken belirli sıcaklıklarda bir alev kıvılcımı ile kap içerisindeki buharın parladığı sıcaklık değerine bakılarak tespit edilmektedir.
  • 25. İnovatif Kimya Dergisi 25 HG63 Halogen Moisture Analyzer Cihaz halojen lamba ile sıcaklık artışını sağlayarak, kurutma ünitesine koyulan test edilecek ürünün içerdiği su mik- tarını, otomatik ölçüm yaparak hes- aplamaktadır. Bu ölçümü cihaz, nu- munenin başlangıçtaki miktarından kurutulduktan sonraki miktarını çıkara- rak yüzde kurutma kaybı hesabını yap- maktadır. Karl Fischer Cihazı Karl Fischer cihazında farklı çözücülerde çözünebilen veya dağılabilen numunelerin nem (su) tayini yapılmaktadır. Elektrolitik olarak anotta üretilen iyot numunedeki su ile reaksiyona girer. Karl fischer metotu ile H2O analizinde elektrotta üretilen titrant I2 ,kullanılan elektrot Pt/I- , kullanılan elektrolit SO2 ve metanoldür. I2 + SO2 + H2O --> 2HI + SO3 Faraday kanununa göre elektrik miktarı ile orantılı olarak iyot üretilir.1 mol iyot 1 mol su ile tepkimeye girer. Yığın Hacim Ölçüm Cihazı Katıların sıkıştırılmış yığın hacimlerinin ölçümünde kullanılır. Toz ürün, cihaza ait ölçekli silindire aktarılır ve vuruş sayısı uygun seviyeye ayarlandıktan sonra sıkıştırılmış hacim değeri okunur.
  • 26. İnovatif Kimya Dergisi26 Lange LT 100 Termostat ve Lange Lasa 100 Cihazı Atık sulardaki kimyasal oksijen değeri tayininin yapılmasında kullanıl- maktadır. Sular , COD çözeltileri ile karıştırılır ve ısıtılmak üzere Lange LT 100 cihazında belirli bir süre bekletilir. Daha sonra Lange Lasa 100 cihazının haznesine yerleştirilen atık suyun COD değeri cihaz tarafından otomatik olarak belirlenir. IR Cihazı İnfrared spektroskopisi, maddenin infrared ışınlarını absorblaması üzerine kurulmuştur. IR sprektrumu veren maddelere IR aktif maddeler denir. Yük dağılımı asimetrik olan dipol moleküller IR ışınlarını absorblar ve bant verirler. IR spektrumunda genellikle 400 cm-1 ve 4000 cm-1 aralığındaki bantlar % geçirgenliğe karşı kaydedilir. Alınan spektrum referans sprektrumla karşılaştırılır. Bu metot ile numunenin tanısının yapılması amaçlanır.
  • 27. İnovatif Kimya Dergisi 27 HPLC Cihazı Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının tayininde kullanılır.Benzer mantıkla, ilaçların birbirine kontamine olup ol- madığı da tespit edilebilmektedir. Bir üründen diğer ürüne geçmeden önce formülasyon , dolum makine ve ekip- manlarının uygun bir solventle temi- zlenmesi gerekir.Eğer önceki ilacın aktif maddesi yıkama solventinde tespit edil- irse yeni ürüne geçilmez ; formülasyon , dolum makine ve ekipmanlarının tekrar temizlenmesi gerekir. Cihazın çalışma prensibi aşağıdaki gibi özetlenebilir : Cihaz için analize ait metotta belir- tilen şartlar sağlandıktan ve cihaz sta- bil olduktan sonra çözelti enjeksiyonu yapılır.Eluent(taşıyıcı solvent) ile kol- ona taşınan bileşenler birbirinden ay- rılarak kolondan çıkarlar ve daha sonra dedektöre taşınırlar. Koyu renkli kısımda da belirtildiği gibi ışığın bir kısmı bileşenler tarafından ab- sorblanır ve bu esnada dedektöre daha az ışık geçtiği için cihaza ait ekrandaki Base Line da kayma olur ve bu kayma bir peak olarak gözlenir. Işığın maksimum seviyede absorbe edildiği noktalarda tepe noktası görülür. Sistem integrasyon yöntemi ile peaklere ait alan hesabı yaparak numune içindeki bileşenlerin miktarını belirler. GC Cihazı Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının tayininde kullanılır. GC cihazı için analize ait metotta belirtilen şartlara göre parametreler ayarlandıktan ve cihaz stabil olduktan sonra çözelti enjeksiyonu yapılır.Taşıyıcı gaz ( Helyum ) ile kapiler kolona taşınan bileşenler buradan birbirinden ayrılarak çıkarlar ve sonrasında dedektöre taşınırlar. Dedektörde bulunan hidrojen ve kuru hava içerisindeki oksijen ile yanma meydana gelir.Yanma olayına bağlı olarak dedektörde sinyal oluşur ve cihaza ait ekrandaki Base Line da kayma görülür.Bu kayma bir peak oluşturur. Sistem integrasyon yöntemiyle peaklere ait alan hesabı yaparak numune içerisindeki bileşenlerin miktarını belirler.
  • 28. İnovatif Kimya Dergisi28 Titroprocessor Cihazı Titroprocessor cihazı titrasyon yön- temiyle belirli bir ilacın içerisindeki aktif madde tayinini yapabilmektedir. Cihaza gerekli veriler girilir ve titrasyon başlatılır, cihaz otomatik olarak ölçüm yapar ve sonuçları verir. Kaynaklar Kaynak : portal.firat.edu.tr Resimler ve Görsel Kaynak http://www.mam.gov.tr/img/ ke-lab-res-volumetrik.jpg
  • 29. İnovatif Kimya Dergisi 29 Vahit KENAR Sakarya Üniversitesi vahitkenar@gmail.com KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ Merhaba Meslektaşlarım ve meslektaş adayı arkadaşlarım. Dergimizin ikinci sayısının da birin- cideki gibi ses getireceğine eminim. Derginin hazırlanmasında emeği geçen, kimya uğruna yararlı çalışmalarda bu- lunan bunu yaparken de diğer insanlara da faydalı olmaya çalışan tüm dost- larımıza sizler adına teşekkür ediyorum. Sevgili arkadaşlarım bundan böyle va- kit buldukça bu sayfadan sizlerle kimya sektörü konulu yazılar, tecrübeler, haber ve makaleler paylaşacağım. Birçok arkadaşımız kendini kimyacı, kimyager veyahut kimya mühendisi olarak tanımlasa da aslında birçoğu- muz tam olarak ne iş yaptığını, hangi sektörlerde ne tür işler yapabileceğini, hangi tür yetki, hak ve sorumluluklara sahip olduğunu bilmeden hayatlarını idame ettirmektedir. Aslına bakarsanız temel bilimlerden olan kimya dünyanın en önemli ve stratejik bir bilimidir. Girişimciliğe ve inovasyona çok açıktır. İyi bir kimyacı sürekli gelişen ve değişen dünyayı gözlemlemeli yorumlayabilmeli ve analitik düşünebilmedir. Özellikle sektöre atılacak arkadaşların çok uyanık olması gerekmektedir. Bazı arkadaşlarımız mesleğe atılmaları- na ramak kala sektöre mi atılsam, yok- sa akademik kariyer mi edinsem diye çelişki içersinde kalmaktadır. Aslında üretimin tadı bambaşkadır. Özellikle bu üretim sektörde olur ve gündelik yaşamda göz önünde yer alan bir ürünse o ürünü bir yakınınızın kullandığını gördüğünüzde ki keyif ve gurur anlatıl- maz yaşanır. Savaşlar, sanayiler, sağlık ve doğal kay- nakların korunmasından tutunda al- dığınız nefeste bile kimya vardır. Bir sonraki yazımda kimya-üretimin key- fi-Alternatif Kimya Sektörleri konusun- da geniş bir sohbet alanımız olacaktır. Şimdi biraz sektörden bahsedelim. Kimya bir ülkenin lokomotifidir ancak kullanmasını bilene. Kelimelerim fazla dolandırmadan ve laf cambazlığı yap- madan kısa bir sektör tanımı yapmak istiyorum. Kimya sanayi sermaye yoğun ve ürün yelpazesi geniş bir sanayidir. Ülkem- izdeki sermaye birikimini göz önüne alırsak yatırım oldukça güçtür. Hatta mevcut alanlarda, kapasite artırımında dahi problemlerle karşılaşılmaktadır. Örneğin PETKİM ülke talebini ancak % 30’unu karşılayabilmekte ve bu oran git- tikçe düşmektedir. PETKİM gibi üç tane yatırım gereklidir. Sermaye problemi vardır. [1]
  • 30. İnovatif Kimya Dergisi30 TÜİK verilerine göre kimya sektöründe 2009 yılında 229.465 kişi istihdam edil- mektedir. Kimya sektörü istihdamının imalat sanayi içindeki payı 2009 yılında % 8,8 olmuştur. Sektör, temizlik ürün- leri, boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım sektörü için gübreler ve tarım ilaçları, kimya sanayinin de dâhil olduğu imalat sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik kimyasallar, boyalar, labo- ratuar kimyasalları, termoplastikler ve benzeri ürünler üretmektedir. 2008 yılı itibariyle kimya sektöründe 18.858 işyeri bulunurken bu rakam % 15,8 artarak 2009 yılında 21.836 olmuş- tur. Kimya sektörü işyeri sayısının im- alat sanayi içindeki payı 2009 yılında % 6,81 olmuştur. Böylesine yoğun ürün yelpazesine sahip olan kimya sektörü ithalata bağımlı bir sektördür. Kullanılan hammaddenin % 70’i ithal edilmekte, % 30’u ise yerli üre- timle karşılanmaktadır. Plastik ve kau- çuk sektörü % 90 oranında petrokimya sektörüne bağımlıdır. Petrokimya sek- törü ise Nafta, LPG gibi petrol ürünleri veya doğal gaza dayalı temel girdileri kullanarak plastik, lastik, elyaf hammad- deleri ve diğer organik ara malları üre- ten, geniş bir üretim yelpazesine sahip, büyük ölçekli, sermaye ve teknoloji yoğun bir sektördür. Kimyasal madde ve ürünleri sektörünün ithalata bağım- lılığı, plastik ve kauçuk sektörüne göre daha düşük seviyededir[2]. AB mevzuatında kimya sanayine ilişkin çevre konulu birçok düzenleme bulun- maktadır. Bunlardan en önemlisi 17 Kasım 2005 tarihinde Avrupa Parlamen- tosu tarafından kabul edilen REACH (Kimyasalların Kaydı, Değer- lendirilmesi ve İzni) direktifidir. Avrupa Birliği Kimyasallar Politikasını teşkil eden REACH Tüzüğü 1 Haziran 2007’de yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tüzüğe göre, AB+AEA (İzlanda, Norveç ve Li- htenştayn) ülkelerinde faaliyet gösteren ve yılda 1 ton veya daha fazla miktarda kimyasal madde üreten veya ithal eden firmaların söz konusu kimyasal mad- deleri AB örgütlenmesi içerisinde yer alan Avrupa Kimyasallar Ajansı (AKA) yönetimindeki merkezi bir veri tabanına kaydettirmesi zorunludur. Tüzüğün tüm uygulamalarından AB’deki üreticiler veya ithalatçılar sorumlu olsalar da, bu yükümlülüklerin AB dışından mal te- darik edilen firmalarla paylaşılmak zo- runda olunması nedeniyle AB dışındaki pazarlar da REACH’dan etkilenmektedir. Dünyadaki kimyasal madde dış ti- caretinin coğrafi dağılımına bakıldığı zaman, halen AB’nin en büyük dış ticar- et hacmine sahip olduğu görülmektedir. Dünya kimya ihracatının % 44’ünü gerçekleştiren AB, dünya kimya itha- latının da % 37’sini yapmaktadır. Asya ülkeleri ihracatın % 33’ünü, ithalatın ise % 37’sini; NAFTA ülkeleri ihracatın % 14’ünü, ithalatın % 11’ini; diğer Avrupa ülkeleri ise ihracatın % 5’ini, ithalatın % 6’sını yapmaktadır. Dünyada kimya sanayinin yaklaşık % 38’ini ana kimyasallar, % 27’sini özel kimyasallar, % 25’ini farmasötikler ve % 10’unu tüketici kimyasalları oluştur- makta olup; kimya üretiminin yaklaşık % 33’ü Asya, % 29’u Avrupa Birliği, % 25’i NAFTA ülkeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. [1, 2, 3]. Sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör olan kimya sektöründe en önemli sorun hammadde tedarikidir. Kullanılan ham- maddelerin % 70’i ithal edilmekte, % 30’u ise yerli üretimle karşılanmaktadır.
  • 31. İnovatif Kimya Dergisi 31 Kimya sektöründe ithalatın azaltılması ve katma değeri yüksek ürünler üretilm- esini temin etmek amacıyla 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 57’nci maddesine dayanılarak, Türkiye Kimya Sanayi Meclisi altında Ar-Ge ve İno- vasyon alt komitesi oluşturulmuştur. [1,4]. Kaynaklar [1] DPT Dokuzuncu Kalkınma Planı Kimya Sanayi Özel İhtisas Komisyonu Raporu [2]. CEFİC Kimya Sektör Raporu (2011) [3]. Türkiye Kimya Sektörü Strateji Bel- gesi ve Eylem Planı Taslağı (2012–2015) [4]. TÜİK Sektör Verileri
  • 32. İnovatif Kimya Dergisi32 Ahmet YILMAZ 19 Mayıs Üniversitesi ahmetyilmaz923@gmail.com ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahip- tir. Ömrümüzün neredeyse yarıdan fazlasını geçirdiğimiz betonarme yapıların en önemli bileşenidir. Çimento bileşenleri incelendiğinde ana bileşen olarak Klinker(Kalker+Kil) ve Alçı Taşı söylenebilir. Bu bileşen- lere ek olarak katılan malzemeler üretilen çimento tipler- ine göre değişmektedir. TSE’ de çimento ürünlerinde 5 ana tipte işaretleme yapılmaktadır. İşaretleme şunları içermek- tedir. Ana Çimento, Portland Çimento klinkeri oranı, ikin- ci ana bileşen, standart dayanım sınıfı ve erken dayanım kazanma hızı özelliklerine göre sınıflandırma yapılmak- tadır. Mesela Cem-I Çimentosu TSE’nin belirlemiş olduğu standartlara göre %95 minör bileşen olarak klinker olması gerektiğini söyler. Geriye kalan %5 lik kısım ise alçı taşı olduğunu söyleyebiliriz. Cem-I çimentosu katkısız çimento olarak bilinir. Biraz önce bahsettiğimiz adlandırma konusunu biraz açarsak; Cem-I 42,5R üret- en bir fabrika üretmiş olduğu bu tür çimentonun 28 günlük basınç dayanımının minimum 42,5 kN geldiğini ifade eder. Bu mukavemet değeri fabrikaları incele- diğimizde genellikle 50 kN üzerinde tutulur. Çimento adında yer alan R ise, çimen- tonun erken dayanım özelliği gösterdiğini vurgular. Zaten şuan yapılan inşaatlara baktığımızda bugün dökülen betonun ertesi gün neredeyse prizini tamamladığı görülür. Bu olayda tabi ki tek etken bu özellik değildir.
  • 33. İnovatif Kimya Dergisi 33 Çimentoda üretilen başka bir tür ise Cem-II 32,5 ve 42,5R çimentolarıdır. Cem-II katkılı çimento olarak da söylenebilir. Burada katkı olarak tras adı verilen toprak, marn, kil, uçucu kül, kimyasal pigmentler, hava sürükleyici katkılar ve mineral maddeler kullanılabiliyor. Örnek verecek olursak Cem-II de trası % 25,kalkeri % 5-6, alçıyı ise % 5 civarı ve geriye kalan kısmı klinker ile tamamlayarak kabaca Cem-II 32,5 R çimento elde edilebilir. Bu bahsettiğim reçete ile iyi bir çimento elde edilip edilemeyeceği bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Şöyle ki, fabrikaya gelen hammaddenin yani klinkerin özellikleri, Trasın, Kalkerin, a-Alçı Taşının özellikleri de büyük önem arz eder. Analiz sonuçlarına göre bir reçete yapmak en doğru olanıdır. Örnek vermek gerekirse alçı çimentonun olmazsa olmazlarından- dır. Çimento içinde hidratasyonu ve priz süresinin ayarlamasını yapmak için reçete üzerindeki alçı miktarının ayarlanmasıyla birazda olsa yapılabilmektedir. Klinkerden biraz bahsetmek istiyorum. Başlıca 4 ana bileşenden oluşur. C3S olarak bilinen Tri Kalsiyum Silikat (3CaO,SiO2) tır. C3S saf olmayıp içinde Mag- nezyum ve Aluminyum Oksitlerini de barındırmaktadır. Çimentoda mukavemeti sağlayan bileşendir. Çimento içindeki miktarının artması erken mukavemet değer- inide artıracaktır.C2S olarak bilinen Di Kalsiyum Silikat(2CaO,SiO2)’tır. Klink- erin pişirilmesi sırasında oluşur. Bu bileşen çimentoda mukavemet alma süresini yavaşlattığı için pek de istenen bir bileşen değildir.C3A Tri Kalsiyum Alüminat (3CaO, Al2O3)’tır. Beton maddeleri içerisinde hidratasyon sırasında hidratasyon ısısı yükselir ve etrenjit adı verilen Sülfatlı Candlot Tuzu oluşturur. Şöyle ki; bu etkileşimler betonda istenmeyen genleşmelere ve çatlaklara neden olur.
  • 34. İnovatif Kimya Dergisi34 C4AF Tetra Kalsiyum Alümina Ferrit (4CaO,Al2O3,Fe2O3) ’tir. Çimento içinde fazla bir etkinliği olmamasına rağmen etkileri C3A gibidir. Klinker oluşum sıcak- lığını düşürerek çimento üretimine fayda sağlar. Şekil : Klinker örneği Çimento fabrikasında bulunan, kalite kontrol laboratuarlarında üretilen üründen sıkça numune alınır ve kontrol edilir. Laboratuarda rutin olarak yapılan analizler vardır. Bunlar; çözünmeyen kalıntı,SO3 miktarı, kızdırma kaybı, serbest kireç miktarı gibi analizlerdir. Biraz öncede bahsettiğim C3S,C3A,C2S,C4AF ya da CaO,Al2O3,MgO,Na2O,K2O,SiO2 gibi bileşenlerde rutin olarak hem fabrikaya gel- en k-Klinkerde, Trasta, diğer katkı maddelerinde ve üretilen çimentoda XRF cihazı ile daha kolay ve daha hızlı sonuç almakta kullanılmaktadır. XRF cihazı radyoaktif ışınlar yayan bir cihazdır. Bu cihazın çalışması için gerekli sıcaklık ve nem koşul- ları vardır. Genellikle kendine has bir odası bulunur. OHSAS kanunlarına göre cihazla çalışmadan önce ortamdaki radyasyonu Dozimetre ile ölçmeniz gerekir. Rutin yapılan analizlerden biraz bahsedecek olursak, kızdırma kaybı kalkerden gelir. Kızdırma kaybında standart üst limit Cem-I 42,5R için %5 olsada, fabrikala- rın yıllık hedef planlarında bu oran 3-3,5 arasında yer almaktadır. Kızdırma kaybı oranı yüksekse veya düşükse, kalker ile bu oran ayarlanabilir. Kızdırma kaybı sa- dece kalker üzerinde oynanarak istenen sonuçlar elde edilemediyse, klinker kay- nağı incelenmelidir. Cem-II Çimentosuna katılan Trastan ise çözünmeyen kalıntı gelir. Çözünmeyen kalıntı deneyi çimentonun HCl de çözülüp, vakum altında süzülmesi, çökeltinin yıkanması ve kül fırınında kızdırılmasıyla yapılır. Yapılan deneyler TSE EN-197 serisinden yapılabilmektedir. Çözünmeyen kalıntı miktarın- da % 5 ‘ e kadar üst limit var iken, fabrikalar % 1,5 altında ürün üretmeye çalışır- lar.%SO3 miktarı ise çimentoda Alçı taşından gelir. Burada kalsiyum sülfatın ısı etkileşimden dolayı CaO ve SO3 vererek bozunmasıdır.SO3 miktarında müsade edilen miktar %4 oranındadır.
  • 35. İnovatif Kimya Dergisi 35 Çimentoda yapılan deneyler bu anlat- tıklarımla sınırlı değildir. Çimento fab- rikalarında Kalite Kontrol Laboratuarı; Kimya, Fizik ve Beton laboratuarı olar- ak ayrılmıştır. Bu laboratuarların her birinde ayrı ayrı elemanlar çalıştırıla- bildiği gibi, bir veya iki kişinin bu üç laboratuara baktığı işletmelerde mevcut- tur. İşin laboratuar kısmında Kimya Teknisyenleri, Kimyagerler, Kimya Öğretmenliği mezunları, Fizik Bölümü ve Kimya Mühendisleri istihdam edil- mektedir. Tabi bazı şirketler çekirdekten yetişme elemanlarada şans tanımaktadır. Yukarıda anlattığım üç laboratuarda bir üst yetkili olan bir şefe bağlıdır. Bahset- tiğim bu şeflik kısmında Kimyagerler ve Kimya Mühendisliği mezunları istihdam edilmektedir. Kaynaklar www.thbb.org/utılity.aspx Resimler ve Görsel Kaynak http://enerjienstitusu.com/medya/ nuh-cimento-evsel-yakit-sanayi.jpg http://images-mediawiki-sites.thefullwi- ki.org/11/4/0/4/44183793165135706.jpg http://www.123rf.com/photo_15918251_ pile-of-dry-grey-portland-cement-iso- lated-on-white.html
  • 36. İnovatif Kimya Dergisi36 Gültekin ÖZDEMİR Trakya Üniversitesi ozdemirgultekinn@gmail.com SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin yaprak üzer- indeyken dağılmadan dururken, aynı sıvının başka bir yüzeydeyken dağılıp o yüzeyi nasıl ıslattığını? Bir sıvı katı bir yüzeyi nasıl ıslatır acaba? Bu soruların cevaplarını arıyoruz yazımızda. Öncelikle birkaç tanımdan bahsetmek istiyorum konuyu daha iyi anlayabil- memiz için. İlk olarak ıslatmanın ne olduğunu açıklayalım. Adezyon oluştu- rabilmek için sıvının katı yüzeyinde kolayca yayılmasına ıslatma denir ve sıvının katıyı ıslatma miktarı, sıvının katıyla yaptığı temas açısına bağlıdır. Temas açısı ne kadar küçükse, ıslana- bilirlik o kadar fazla olur. Şimdi de diğer bir tanım karşımıza çıktı Temas açısı, bir sıvı damlasının katı yüzeyi ile oluşturduğu açı olarak tanımlanabilir ve sıvının ıslatma özelliğinin bir ölçüsüdür. Temas açısının ölçülmesinde birkaç yöntem vardır. Bunlar; Tensiyometre ve Temas açısı gonyometresidir. Şekilde sıvı damlası ve bu sıvı damlasının katı bir yüzey üzerinde oluşturduğu temas açısı görülmektedir. İlk olarak 1805’ de Thomas Young, ısl- anmanın, bir sıvının bir yüzey üzerine yayılmasının olup olmayacağını belirley- en kohezyon ve adhezyon kuvvetleri ar- asındaki etkileşimi tanımlamıştır. Eğer tam ıslanma gerçekleşmiyorsa sistemin yüzey enerjisinin bir fonksiyonu olan temas açısı ile bir sıvı damlası oluşur.
  • 37. İnovatif Kimya Dergisi 37 Young Denklemi : γ_SV = γ _SL + γ_LV cosθ Adhezyon > Kohezyon Islatan Sıvı Kohezyon > Adhezyon Islatmayan Sıvı Şekil : Katı sıvı arasında meydana gelen temas açısı Şekilde görüldüğü gibi bir sıvı ile katı yüzeyi arasındaki temas açısı sıfır derece ile 180 derece arasında olabilir (θ). Temas açısı büyüklüğü, sıvının katı yüzeyinde dağılmasına bağlıdır. Sıvı ne kadar dağılmadan kalırsa o kadar büyük açı oluşur. Açının büyüklüğü aynı zamanda katı ile sıvı arasındaki etkileşmenin az olduğunu gösterir. Katı yüzey tamamen ıslanıyorsa, 0<θ<180 derecedir. Katı – su arasındaki çekim kuvveti, su molekülleri arasındaki kuvvetlere eşit veya daha büyükse, θ sıfıra eşit olur ve su damlası katı yüzeyi üzerine tamamen yayılır ve katıyı ıslatır.
  • 38. İnovatif Kimya Dergisi38 Bir ıslatma ajanının yardımıyla bir hidrofobik katı yüzeyin ıslanması şekilde görülmektedir. Burada yüzey etkin madde su/hava arayüzey gerilimini düşürür ve katı yüzeyi üzerinde adsorbe olarak katı-sıvı arayüzey gerilimini düşürür. Her iki etki cosθ değerini arttırır veya temas açısını düşürür ve böylece katının dağılımı artar. Mükemmel bir ıslatma için temas açısının θ=0° olması gerekir. Bu durumda sıvı katı yüzey üzerine ince bir film halinde yayılır. θ=180° durumu pratikte gözlen- mez. Damla üzerine etki eden yer çekim kuvveti damlayı katı yüzeyine çeker. Tef- lon üzerinde su, cam üzerinde civa bu duruma örnektir. Eğer θ<90° ise sıvının katı yüzeyi ıslattığı, θ>90° ise ıslatmadığı söylenebilir. θ<20° güçlü bir ıslatma, θ>140° ise güçlü bir ıslatmama özelliğini gösterir. Temas açısı, yüzeyin ıslatma karakteristiklerinin bir ölçüsü olduğuna göre 90o’den daha az temas açısına sahip bir yüzeye hidrofilik veya ıslatmış yüzey, temas açısı 90o veya daha yüksek bir yüzey ise hidrofobik veya ıslatmamış yüzey denir. Şekilde ilk olarak hidrofilik ve ikincisinde hidrofobik cam yüzey gösterilmiştir. Süperhidrofobik Yüzeyler 150° den yüksek temas açısına sahip yüzeylere süperhidrofobik yüzeyler denir. Bu yüzeyler yapışmama, kirletmeme ve kendi kendini temizleme gibi üstün özelliklere sahiptirler.
  • 39. İnovatif Kimya Dergisi 39 Bu özellikler gemiler için biyo-kirliliğe karsı kaplamalar, otomobiller için kendi kendini temizleyen camlar, metal saflaştırma, leke tutmayan kumaşlar, kirlenmez cephe kaplamaları gibi biyolojik ve endüstriyel birçok uygulamalara sahiptirler. Doğada nilüfer çiçeği, kelebek kanadı, su örümceğinin bacakları gibi birçok tür 150° den büyük su temas açısı veren bir yüzeye sahiptir. Bu yüzeyler ufak bir eğim verildiğinde su damlalarının yuvarlandığı ve yüzeydeki kirliliklerin uzaklaştırıldığı su iticiliğe sahiptir. Nilüfer (Lotus) Etkisi Pek çok Asya kültüründe nilüfer çiçeği bitkisi saflığın ve temizliğin sembolü olarak bilinir. Bu düşüncenin temeli nilüfer bitkisi yapraklarının kendi kendini temizleme özelliğine dayanır. Bu kendi kendini temizleme özelliği tamamen araştırılmıştır ve yüzeyin yüksek derecede suyu itmesiyle sonuçlanan nilüfer yaprağının yüzeyi ile su arasındaki etkileşime bağlanmıştır. Yüksek derecede suyu itme karakteristiği ve kendi kendini temizlemenin nilüfer çiçeği bitkisi ile etkili biçimde gösterilmesine dayanarak Prof. Dr. W. Barthlott, bu etkileri Nilüfer (Lotus)Etkisi olarak tanım- lamıştır. a) Lotus yaprağının taramalı elektron mikroskobu görüntüsü, b)Lotus yaprağındaki su damlasının görüntüsü Nilüfer etkisinin bulunuşu büyük teknolojik ilgi alanlarına yol açmıştır. Bu etkinin yapay yüzeylere taşınması ile birçok teknik uygulamalar elde edilmiştir. Nilüfer etkisi gösteren bir yüzey süperhidrofobiktir ve 150° den daha büyük temas açısını ifade eder. Süperhidrofobisitesine dayanarak, yüzey hafifçe meyillendi- rildiğinde su yüzeyde kayar ve yolu üzerindeki kirlilikleri yüzey üzerinden temi- zler.
  • 40. İnovatif Kimya Dergisi40 Lotus bitkisinin yapraklarının vaksla kaplanmış pürüzlü yüzeyi epidermal hücrel- er içermektedir. Vaks kristalleri su itici bir tabaka sağlamakta ve Wenzel ve Cassie Baxter modellerine göre yüzey pürüzlülüğünü arttırmaktadır. Bu kristallerin ıslat- ma özelliği çok kötüdür. Bunun sonucu olarak, yüzey üzerindeki su damlası yüzey- le arasındaki etkileşimi en aza indirir. Böylece yüzeyde küresel bir damla oluşur. Yaprak yüzeyi üzerindeki kirlilikler yaprağın hücresel yapısından daha büyük old- uğu için yüzey çıkıntıları üzerindeki partiküller yüzeyden uzaklaştırılabilir. Sonuç olarak temas alanı ve ara yüzeydeki etkileşim minimize edilmiş olur. Bir su dam- lası kirlilik üzerinde dönerek hareket ettiğinde, kirlilik hidrofobik özellikte olsa dahi absorpsiyon sayesinde enerji kazanılır. Eğer kirliliği lotus yaprağından uzak- laştırmak için harcanan enerji, su damlasının kirliliği absorbe etmesi ile kazandığı enerjiden daha az ise kirlilik bitki yüzeyinden uzaklaştırılmış olur. Bunun nedeni, genellikle küçük temas alanıdır. Şekilde Bir damla nilüfer yaprağını kaplayan tozu alır, b) ve c) hidrofilik ve hi- drofobik yüzeyler üzerinde nilüfer etkisinin şematik olarak gösterilmiştir. Süperhidrofilik (Suyu Çok Seven)Yüzeyler Suyu çok seven yüzeyler hidrofilik olarak sınıflandırılırlar. Bu tip yüzeyler genel- likle yüklüdür ve yapılarındaki polar grup sayesinde su moleküllerini çekerler. Bu mekanizmayı anlamak için kısaca suyun yapısına bakmak gerekir. Su, iki tane hidrojen ve bunlara bağlı bir oksijen atomu sayesinde üçgen bir yapıya sahiptir. Oksijen eksi yüklü, hidrojen ise pozitif yüke sahiptir. Böylelikle, su molekülleri birbirine hidrojen bağlarıyla bağlıdırlar. Maddelerin hidrofilik özelliklerinin endüstride pek çok önemli kullanım alanları vardır. Bunlardan bir tanesi hidrofil- ik membranlardır. Bu membranlar su moleküllerini çekerken, diğer polar olmayan molekülleri, yağ, gres vb. iterek temiz bir yüzey sağlarlar.
  • 41. İnovatif Kimya Dergisi 41 Hidrofilik yüzeylerin diğer kullanım alanlarına, kontak lens temizleyicileri, ıslak mendil ve çocuk bezleri örnek olarak gösterilebilir. Cam yüzeylerinin negatif yüklü ve boyutları yaklaşık 10 nm olan silika (SiO2) nanoparçacıkları ve uygun bir polikatyonla [poli(allila- min-hidrojen klorür) veya kısaca PAH] ile 14 tabaka kaplandıktan sonra kara- rlı ve süperhidrofilik bir yüzey elde edildiği, 2006 yılındaki bir yayınlarında Rubner ve arkadaşları tarafından göster- ilmiştir. Kaynaklar http://members.ziggo.nl/scslai/lotus.pdf http://www.mecheng.osu.edu/nlbb/files/ nlbb/Lotus_Effect.pdf http://library.thinkquest.org/27468/e/ lotus.htm Prof. Dr. İbrahim Uslu, İnce Filmlerin Yüzeysel Uygulaması, Gazi Üniversitesi, Eğitim Fak. Kimya Eğitimi Modern Farmasötik Teknoloji, Böl.13 Yüzeylerarası Özellikler/ Nevin Çelebi, Tuncer Değim, Zelihagül Değim Trakya Üniversitesi Fen Fak. Kimya Böl. Fizikokimya ABD. Surfaktantların Katı Yüzeyleri Islatma Üzerine Etkisi 2013 , Lisans Bitirme Çalışması
  • 42. İnovatif Kimya Dergisi42 Röportaj Ayın Röportajı Merhaba Sayın okurlar sizlere bu ay tekstil sektöründe kimyagerlerin yerini ve yapabilecekleri işlere ait yazımdan sonra ,tekstil sektöründe faaliyet gösteren Dem Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’ nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile yaptığımız keyifli röportajın ayrıntılarını sunuyorum ;
  • 43. İnovatif Kimya Dergisi 43 • Bize kendinizden , firmanızdan ve çalıştığınız sektörden kısaca söz eder misiniz? Adım, Hakan SARIÖZ… Dem Tekstil San ve Tic. AŞ’nin hem Genel Müdürü hem de Yönetim Kurulu üye- siyim, zaten firmamız bir ailesi firması , yaklaşık 30 sene önce kurulmuş ve ku- rulduğundan beri ağırlıklı olarak İngiltere pazarına üretim yapan bir ihracat firmasıyız.Örme kumaştan bayan, bay ve çocuk tüm ürün gruplarında üretim yapıyoruz. Firmamızda yaklaşık 180 kişi çalışıyor ama dışarıdada sadece bizim için üretim yapan onaylı fason atölyelerimiz mevcut. • Bu sektörde çalışmaya nasıl karar verdiniz ? Hangi aşamalardan geçtiniz ? Bu sektör’de çalışmak hiç aklımda yoktu, birazda kısmet diyebiliriz, ben bir kaza sonucu diz kemiğimi kırdım ve iki sefer ameliyat geçirdim, 10 ay hiç yürüyemeden yattım, o esnadada üniversite sınavlarına giremedim sağlık nedeniyle ve özellikle sayısal konusunda çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen maalesef ideallerimi gerçekleştirememiş oldum, iyileştikten sonrada fizik tedavi süresi beni çok yıprat- tığı için tekrar sınavlara girmek istemedim ve dayımın çağrısı ile hiç hesapta yok- ken kendimi bir anda Tekstilin içinde buldum…Her aşamada çalıştım, depo, kes- im, aksesuar, fason takip, kumaş ve boyahane takibi, hepsinde çok yoğun mesailer harcadım ve işin teknik kısmını eksiksiz bir şekilde tecrübe ettim… • Çalıştığınız firmada kaç yıldır çalışıyorsunuz işinizi, sorumluluk alanınızı ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz? Şu an firmada 20. Senem bitti, yaklaşık olarak son 11 senedir firmanın Genel Müdürüyüm ve tüm sevk ve idare benim sorumluluğumda…Bu sorumluluk kol- eksiyon numune alımından başlıyor, müşteri ilişkileri, maliyetler, siparişlerin alınması, imalat programları, kumaş ve kesim programlarından, tüm ödeme kon- trollerine kadar uzanıyor, yani elimden geldiği kadarıyla tüm aşamalarıyla işime hakim olmaya ve birebir şahsen işin içinde olmaya özen gösteriyorum…Çok sık toplantılar için yurtdışına gitmek zorunda kalıyorum, o zamanda yine teknolo- jinin yardımıyla firmadaki tüm gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum , edemesem bile imalatın başında erkek kardeşim vede onunla beraber çalışan çok sağlam bir ekibim olduğu için kendimi güvende ve rahat hissediyorum…Ekip ve takım ola- bilmek bizim başarımızın en büyük sırrı, biz genç, çalışkan , üreten ve sürekli gelişime açık bir firmayız, bu yüzdende terminler konusunda ve kalite standartı konusunda müşterilerimiz tarafından her zaman takdir edilen bir imalatçı olduk…
  • 44. İnovatif Kimya Dergisi44 • İşinizin kimya, kalite kontrol, ar-ge ile bağlantısı ne düzeyde biraz söz eder misiniz? İşimizin kimya ile olan bağlantısı kullandığımız kumaşların boyahane aşamaların- da kullanılan boyalar vede eğerki malın üzerinde baskı varsa parça baskı işlemleri esnasında kullanılan kimyasallardır. • Kimyaya ilginiz var mı ve ne düzeyde bilgi sahibisiniz? Kimya ile ilgim birebir yok , sadece işimin gerektirdiği kadar altyapı ve ön bilgiye sahibim , tabiiki bir boyahane sahibi kadar kimyanın içinde değilim ama bizimde firmamızın bünyesinde bulunan fizik laboratuvarımızda kimyager bir arkadaşımı- zla çalışıyoruz kumaşların ve bitmiş ürünlerimize ait fiziksel testlerin yapımından kimyager bir arkadaşımız sorumlu. • Size göre bu sektörde kimyagerlerin yeri nedir? Kimyagerlerin yeri son yıllarda gittikçe arttı ve şu anda piyasada kurumsal olarak çalışan, belli kalite standartlarına erişmiş, iyi markalara üretim yapan tüm firma- larda Kimyager arkadaşlar mevcut , boyahaneler, baskıcılar, bizim gibi konfeksi- yoncular, test laboratuvarları, vb..her aşamada kimyager arkadaşların rolü artık çok
  • 45. İnovatif Kimya Dergisi 45 daha fazla ….Her geçen gün talep edilen boyar madde kalite standartları yükse- lirken, her ürettiğimiz malın üzerindeki kimyasallar a’dan z’ye testler yapılarak incelenirken, bizler milyon dolarlık anlaşma ve satışları bazı standartları temin ve garanti ederek imzalarken, hayatımızda kimyagerlerin olmaması mümkün değildir, çokta kilit bir rol üstlenmişlerdir, bundan sonrada kimyager arkadaşlarımıza ihti- yaç bizim sektör içinde artarak devam edecektir…. • Şu anda geçmişe göre hedeflediğiniz yerde misiniz ve gelecekte ki hedefiniz nedir ? Geleceğe dönük amacımız firmamızı istikrarlı bir şekilde büyüyen , bu piyasanın en köklü , güvenilir, etik kurallara sonuna kadar riayet eden Aile firmalarından biri yapmak, bu yoldada emin adımlarla ilerliyoruz, herkes tarafından takdir edilen bir tekstil firması olabilmek ve bu piyasada 30 sene dimdik ayakta, her geçen gün daha çok güvenilirliği artan bir firma konumuna getirmek çok kolay olmadı, çok emek verdik , umarım bundan sonrada çok daha iyi yerlere getirmek için elim- izden geleni yapmaya devam edeceğiz…. • İşe başvurunuzda yaşamınıza etki eden önemli bir olay var mı? Genç ark- adaşlara işe başvurur iken dikkat etmesi gerekli noktalar hakkında kısa bilg- ilendirme yapabilir misiniz? İşe başvururken genç arkadaşlara verebileceğim en büyük tavsiye dürüst olma- larıdır…ne olursa olsun işveren sizinle yaptığı görüşmenin sonunda sizin ne kadar güvenilir, işini emanet edebileceği, zamanla ona her konuda omuz verebileceğiniz bir kişi izlenimini edinmelidir, mesela ben çok kez işi fazla bilmeyen , yeterince tecrübesi olmayan arkadaşları aldım burda başlattım , çünkü bana çok fazla güven verdiler, anladımki ben onlara destek olur işi öğretirsem ileride bize her konu- da destek olabilirler, bizi yüzüstü bırakıp gitmezler, onlara firmamı, müşterimi emanet edebilirim, nitekim hiçte yanılmadım hatta aralarında çalışma süreleri 10- 15 seneye varan arkadaşlarımız var , halende benimle beraber takım olarak burda mücadele etmeye devam ediyorlar, karşılıklı güven , dürüstlük, iş ahlakı ve etik olabilmek çok önemlidir, bu özelliklere sahip olan herkes alanında mutlaka başarılı olur…. • Sektörde kendinizi geliştirmek için çalışan biri neler yapabilir. Kısaca ba- his eder misiniz? Tekstil sektöründe kendini geliştirmek isteyen arkadaşlara tavsiyem , iyi bir firma- da kalıcı bir işte çalışmalarıdır…Sürekli iş değiştiren kişilerin gelişme gösterebil- meleri bana göre imkansız denecek kadar azdır… İyi bir firmada sürekli yeni şey- ler öğrenmek, o firmayı temsilen toplantılara katılmak, yeni insanlarla tanışmak, boyahaneleri, baskıcıları, örmecileri, firma adına gezmek ziyaret etmek, kişiye her zaman büyük tecrübeler kazandırır, zaten bizim sektörde önemli olan pratiktir,
  • 46. İnovatif Kimya Dergisi46 , ne kadar çok işin içinde bizzat olursanız, her aşamasını ne kadar çok öğre- nirseniz, o kadar çabuk ilerleme kaydedebilirsiniz…. • Size göre bu sektör ün Türkiyedeki yeri nedir ve geleceği açısından neler söyleyebilir siziniz? Tekstilin Türkiye’deki önemi ve yeri hakkında bence çok fazla söze gerek yok, her- kesin malumu olduğu üzere bu sektör yıllardır ülkenin lokomotifi olmuştur, Tür- kiyede üretimin ve ihracatın bu kadar artmasında en büyük rol yıllar önce konfek- siyon atölyesi olarak başlanan ama şimdi uluslar arası birçok markaya sahip Türk Tekstil sektörüdür…yıllardır sürekli farklı ülkeler, farklı özellikleriyle Türk Tekstil sektörüne rakip olmuşlardır, ama biz her zaman her türlü zorluğun ve rekabetin altından başarıyla kalkmayı bilmişizdir , çünkü biz çalışkan bir milletiz, sorumlu- luğunu bilen bir milletiz, herkesten hızlı üretim yapabiliyoruz, dolayısıyla bu özel- liklerimizi koruduğumuz sürece sektörde kalıcı olmaya ve rekabet etmeye devam edeceğiz…. • Son olarak eklemek istedikleriniz? Sizlere ve bu dergide emeği geçen tüm arkadaşlara çok tşk ederim, bu sektörle
  • 47. İnovatif Kimya Dergisi 47 sektörle ilgili en ufak katkısı olan herkese ve bu sektörü tercih eden tüm gençlere sonsuz saygı duyuyorum, umarım biraz olsun ışık tutabilmişimdir…Bizim gençlere bu sektörde çok ihtiyacımız var, dünya Tekstil sektörününde Türk tekstiline çok ihtiyacı var, umarım hep birlikte Türk Tekstilini daha iyi yerlere taşıyacağız….Si- zlere ve tüm okuyuculara saygılarımı sunuyorum… Tekrardan HAKAN SARIÖZ’ e bize zaman ayırdığı ve verdiği değerli bilgilerden dolayı teşekkürlerimizi sunar iş hayatında başarılar dileriz. Röportajı Yapan Ceyda SARIKAYA adlı arkadaşımıza ve Sn. Hakan SARIÖZ’e Röportajdaki Bilgiler ve Resimleri için Çok Teşekkürler.
  • 48. İnovatif Kimya Dergisi48 Hacer AY Giresun Üniversitesi hacr2013@yandex.com Türkiyede Kafein Kafein başlıca gıda ve ilaç sanay- isinde kullanılan, alkoloid grubunun azotlu organik bileşiğidir. Kafein bi- yolojik ya da sentetik yolla elde edil- mektedir. Dünyada kafeinin %45 doğal kaynaklardan (Dekafeinize kahve ve çay artıkları) elde edilirken, %55 i sentetik yolla üretilmektedir. Kafein birçok bit- kide bulunurken ticari açıdan da koka bitkisinde ve kahve ağaçlarında elde edilen kafein çay bitkisinde de yüksek oranda bulunmaktadır. Dünya çayları kafein yüzdesi olar- ak incelediğinde Hindistan çaylarında %2,8 ‘4,0, Çin çaylarında %2,9 ’4,0, Türk çaylarında ise %3,1 ‘3,8 olarak belirlen- miştir. Yüzdelerden de anlaşıldığı gibi ülkemizin biyolojik olarak kafein eldes- in deki yeri önemlidir. Çay artıklarından kafein üreti- mi araştırılması 1960’lı yıllara kadar uzanmaktadır. 1975 yılında Hacettepe üniversitesinin farmakoloji bölümü Türk çay artığından kafein üretiminin ticari olarak araştırılmasını başlatmış ve proje Çay Kurumu ve Türkiye Bil- imsel ve Teknik Araştırma tarafından desteklenmişti. Proje sonucu ise pilot tesisin kurulmasına, çay artık miktarı tam olarak bilinmediğinden miktarın tespitine karar verilmiştir. Sonralarında ihaleler gerçekleşmiş ve Federal Alman- ya Buckau Walther firması kazanmıştır. Fakat pilot tesis kurulmamıştır. Doğu Karadeniz bölgemizde çay üretimi yapılmasına rağmen ülkemizde kafein ihtiyacı hala ithal yollarla sağlanmak- tadır. Kafeine gıda ve ilaç sanayisinin ihtiyacı arttıkça bir anlamda da bizimde dışa bağımlılığımız artmaktadır.1960 lı yıllardan beri çay arttıklarından kafein üretimi bilinmesine rağmen bu konu- da hala tam bir çalışma yapılmamıştır. Elimizdeki kaynağı değerlendirip kendi kafeinimizi üretmeye başlayabilseydik, hem dışa bağımlılığımız bir alanda daha azalacak hem de bir yandan da sentetik olarak da üretime geçip ihracata başlay- abilirdik. Kaynaklar http://www.biriz.biz/cay/kafein/kafein. htm http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/ zfd/article/viewFile/5685/5481 http://www.biriz.biz/cay/caygonul/kaf- einuretimi1985.pdf Resimler ve Görsel Kaynak http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Kof- fein_-_Caffeine.svg
  • 49. İnovatif Kimya Dergisi 49 KONUNU DÜŞÜN Kimya Dergisi İNOVATİF KONUNA HAZIRLAN KONUNU YAZ
  • 50. İnovatif Kimya Dergisi50 Hatile Moumintsa University of Ioannina hatile_m@hotmail.com Doğamız ve Doğal Ürünlerle Doğal Yaşamak Neden Olmasın İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmak- tadır. En önemli hastalıklardan olan kanserde, ilerleyen senelerde hep daha çok çesitlerle karşımıza çıkacaktır ve onu durdurmamız mümkün olmayacaktır. İnsanlar gittikçe doğal ürünler almaya çalışacaktır. Günümüzde insanlar imkân buldukça doğal ürün almaya çalışıyorlar. Doğal ürün satan dükkânlar çok fazla açıldı ve oldukça rağbet görüyor. Kimyagerin işlerinden biride üretmekse, doğal üret- mek neden olmasın. Çok güzel örneklerden biri şu olabilir mesela solucan gübresi. Bu gübre, Organik Gübreler içer- isinde en güçlü ve en etkili gübredir. Amerika Kaliforniya Gıda ve Tarım Birliğinin yaptırdığı Akademik araştırma- lara göre; özellikle sebze ve meyve bitkilerinde %70’e varan verim artışı gözlem- lenmiştir. %100 Organik Solucan Gübresi, içeriğindeki organik madde muhtevası nedeniyle toprağın su tutma ve havalandırma kapasitesini arttırır. Solucanların gübreye geçirdikleri vücut sıvıları (Sölom Sıvısı) sayesinde bitkilerde patojenlere karşı direnç oluşturur. Solucanların sindirim sisteminde, çok sayıdaki mikroorgan- izma taşıyan, azot fikse eden bakteriler, antibiyotik etkisi yaratacak doğal büyüme hormonları ve enzimler bulunur. Bunlar dışkıya (gübreye) geçer ve bitkinin büyümesinde hız ve direnç sağlar. Böylece hem bitki daha çabuk büyümüş olur hemde doğal olur. Aynı zamanda bunu isteyen herkes evinde de yapabilir. Evdeki atıklarımızı değerlendirerek solucan gübresi üretebiliriz. Ekosol KompostBox sayesinde, ev- lerimizden çöp olarak atılan sebze, meyve kabuk ve posaları, yumurta kabukları vs. gibi değerli organik atıkları değerlendirerek, yüksek kalitede %100 Organik Solucan Gübresi’ne dönüştürebilirisiniz. Ekosol KompostBox geri dönüşümlü kutu demektir. Böylece balkonumuzda, bahçemizde %100 Organik Solucan Gübresini yetiştirerek hem siz hem çocuklarınız sağlıklı beslenmiş olur. Bir kimyacı sadece kendini değil, doğayı çevreyi ve onun iyiliğini de düşünmeli. Dünya sağlık örgütü tarafından hesaplanmış olan dünyaca hasat tarım ürünlerinin her sene yaklaşık yüzde onbeşi böcekler tarafından yok olduğunu, aynı zamanda ise böcekleri öldürmek için en az 2 milyar dolar ilaçlar için harcandığını buldular. Böceklere karşı anoreksi bitkileri kullanabiliriz. Bu bitkilerin icerisindeki kimyasal bileşikler, böceklerin bitkilerle beslenmesini engelliyor; fakat onları öldürmüyor. Ayrıca daha az zararlı olduğu bulundu. Bu kimyasal bileşikler böceklerin o bit- kilerle beslenme arzusunu bastırıyor, böylece böcekler bitkinin yanında kalabilir; fakat açlıktan ölebilirler.
  • 51. İnovatif Kimya Dergisi 51 Bu doğal anoreksilerin çoğu karışık moleküllerdir. Mesela poligodial bir dial- dehittir, Afrika Böceklerini etkiler. Agiugkarin ise çekirgelere karşı etkinliği vardır. Bu bileşikleri üretmek maliyetli; fakat araştırmalarla az maliyetle aynı etkiye sahip daha bir sürü doğal anoreksi bitkileri, çok daha basit moleküllerle keşfetmişlerdir. Söylemiş olduğum karışık bileşikler aşağıdadır: Bunlar sadece küçük bir iki tane örnek bunların çok daha fazlasını da yapabiliriz... Kaynaklar John Mcmrry, Organik Kimya Kitabı, Anorektik böcekler
  • 52. İnovatif Kimya Dergisi52 Ceyda SARIKAYA Yıldız Teknik Üniversitesi kim.ceydasarikaya@gmail.com TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER Dergimizin ilk sayısında deterjanlar ve temizlik sektörü ile ilgili yazımdan sonra bu sayımızda sizlere tekstil sek- töründen söz etmek istiyorum. Sonuçta kimya’nın içinde bulunduğu sektörl- er saymakla bitmez ve bunlardan en bilindik olanları kozmetik, ilaç ve boya olarak sınıflandırılabilir. Fakat kimyag- er olarak en büyük sorunumuz nerel- erde ne türde işler yapabileceğimizi bilmememizden kaynaklanıyor. Aslında laboratuarı olan her yerde çalışabi- lecek potansiyele sahip ve buna yönelik eğitimi de üniversite hayatımız boyun- ca almış olmamıza rağmen tek sorun, bilgiyi kullanma yerimizi tam olarak kestiremiyor olmamız. Kimyagerlerin kozmetik, ilaç ve boya sektörlerinde ne şekilde çalışabileceği ve sorumlulukları bilindik olduğundan, pek azımızın bilgi sahibi olduğu tekstil ve hazır giyim sektöründe kimyagerlerin yerine değinmek istiyorum. 2012 yılında tekstil ve hazır giyim se- ktörü ülkemizin geleneksel sanayi kol- larından olup, ihracatta gösterdiği başarı ile sanayide önde gelen vazgeçilemez sektörlerden biridir. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü, halen en fazla dış ticaret fazlası veren sektördür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan- lığı (ÇSGB) 2010 yılı kayıtlarına göre 10.030.810 zorunlu sigortalı arasında 2.876.529’u imalat sanayinde kayıtlıdır. Bunlardan 14.624 işyerinde 356.477 kişi tekstil imalatında, 28.411 işyerinde 390.140 kişi hazır giyim imalatında, 5.140 işyerinde 46.163 kişi ise deri ve deri ürünleri imalatında istihdam edil- mektedir. Buna karşın kayıt dışılık dikkate alındığında, tarım ve hizmet sektörleri dâhil tüm sektörler içinde THD sektörl- erinde yaklaşık %12 civarında bir isti- hdam sağlanmaktadır. Kayıtlı-kayıtsız çalışanlarla birlikte 450.000 kişi tekstil sanayinde, 1.500.000 kişi de hazır giyim sanayinde olmak üzere, THD sektörler- inde toplam 2.000.000 civarında kişinin çalıştığı tahmin edilmektedir. İmalat sanayinde çalışan AR-GE per- soneli sayısı bakımından yapılan değer- lendirmede ise tekstilde %3,64, hazır giyimde %1,39, deri ve deri ürünleri sektöründe ise %0,33 oranında AR- GE personeli istihdamı sağlandığı görülmektedir Türkiye ‘nin tekstil, hazır giyim ve deri sektöründeki gelişimi de göz önünde bulundurulursa merdiven altı işletm- esi olan bir kozmetik firması veya ke- mikleşmiş durumda olan ilaç sektörüne göre çok da fena bir çalışma alanı sayıl- maz.
  • 53. İnovatif Kimya Dergisi 53 Öncelikle kimyagerlerin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde hangi alanlarda ve nerelerde çalışabileceğine bakacak olur- sak, İlk olarak iplik üretim tesislerinde veya tekstüre işlemi gerçekleştiren iplik fab- rikalarında laboratuarda analiz sorum- lusu, üretim sorumlusu veya üretim müdürü yardımcısı; ikinci olarak kumaş boyahanelerinde renk analisti, renk uzmanı, boya uzmanı, kumaş sorumlusu veya kumaş üretimi yapan işletmelerde ürün analisti olarak çalışmanın dışında birde birçok firmada gerçekleştirilen fiziksel testlerin yapıldığı fizik laboratu- arlarında çalışmak mümkün. Kumaş testleri konusunda kendinizi geliştirip sonuçları yorumlama ve rapor- lama niteliklerine de sahip olduğunuzda bir çok kapı kendiliğinden aralanmış olacaktır. Üstelik bu testleri öğrenmeniz için haftalar süren bir eğitime de ihti- yacınız bulunmuyor. Sonuçta biz kimy- agerler aldığımız eğitimler neticesinde bir çok deneyi, analizi gerçekleştirmiş ve bunları da yorumlamayı 4 sene- lik öğrenim hayatımızda defalarca yazdığımız raporlarla uygulamış bu- lunuyoruz. Aklınızda biraz daha netleşmesi için sizlere TSE’ nin ISO standartlarına göre uygulanan kumaşlarda gerçekleştirilen yıkama sonrası boyutsal değişim testin- den ve sonuçlarının yorumlanmasından söz edersem. Yıkama Haslığı olarak bilinen test, nasıl yapılır? Colour Fastness to Washing- BS EN ISO 105 C06- B2S@50C Şekil 1: Test Numunesi Örneği Multifiber ve test numunesi kısa ke- narından birbirine dikilir. (Şekil 1) Şekil 2: Yıkama Haslığı Cihazı Yıkama Haslığı cihazında 50C yıkanıp, kurutulup değerlendirilir. (Şekil2) Şekil 3: Numunedeki Renk Değişi- minin Değerlendirilmesi Numunedeki renk değişiminin değerlendirilmesi. Bu değerlendirme için renk değişim gri skalası (clour change) kullanılır. Bu sıkalayı kullanırken skaladaki ton farklarından yararlanarak kendi ürününüzdeki ton farkını derecelendi- rebilirsiniz.
  • 54. İnovatif Kimya Dergisi54 Değerlendirme: numunedeki renk değişimi ve multifibredaki lekeleme ışık kabin- inde D65 (Gün Işığı) ışığı altında Gri Skala kullanılarak yapılır. (Şekil3) Raporlama: Raporlama kısmında multifiber bezde sırasıyla asetat, koton, naylon, poliester, akrilik ve yük kumaşları bulunur ve elimizde bulunan kumaşın yıkama sonucunda multifiber bezini e kadar kirlettiği ve ürünü renginin ne kadar solduğudur. Belir- tilen 4-5 gibi rakamlar ton farkından yararlanılarak bizim ürünümüzde gri skalaya karşılık gelen değişim numarasıdır. Spesifik sayılabilecek testlerden birisidir yıkama haslığı testi ve tekstil sektöründe sonuçları kumaşın boyutsal değişimi kadar önemlidir. Bunlar gibi yapılan testlerden bir kaçı; *Sürtme Haslığı *Işık Haslığı *pH *Kumaş Karışım *Yıkama sonrası boyutsal Değişim *Dönme *PILLING Şekil 4 : Multifiberdeki Değişimin Değerlendirilmesi multifiber lekeleme değerlendi- rilmesi. Lekeleme değerlendiril- mesi için stainning gri skalası kullanılır. Yine renk değişi- mindeki gibi ton farkından yararlanılarak derecelendirme yapılır.
  • 55. İnovatif Kimya Dergisi 55 En temel olarak sayılabilir ve yukarıda anlattığım kadar basit sayılabilecek yön- temlerle testler yapılmaktadır. Bu testleri bilmemiz durumunda bir çok tekstil firmalarının kapısını aralamış ve kendimizi daha da geliştirerek bu alanda aranan bir birey olmamız mümkün. Bu ve buna benzer testleri İTKİB gibi bazı kurumlar vermektedir. Bunun dışında TSE’ nin eğitimlerini de takip ederek istediğiniz alanda kendinizi geliştirmeniz mümkün. Unutmayalım ki bilgiler sadece kul- lanıldığında işimize yarar ve 4 sene- lik kimya eğitimimiz sonucunda edindiğimiz tecrübelerimizi kullanabi- leceğimiz çok fazla sektör var. Önemli olan bilginizi nerede kullanabileceğinizi bilmeniz ve o alana yönelmeniz. Son olarak Condorcet in bir özü ile yazımı bitiriyorum. “ Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan mükemmele erişecektir.” Kaynaklar •Dünya Ticaret Örgütü 2011 Yıllık Raporu •İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhra- catçılar Birliği •Tekstil, Hazır Giyim/Deri ve Deri Ürünleri Stratejisi •Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası •Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) •Dem Tekstil ve Ticaret A.Ş laboratuvar eğitim notları
  • 56. İnovatif Kimya Dergisi56 Ayşe EMİR Gazi Osman Paşa Üniversitesi ayseemirr_2008@hotmail.com İLAÇ SANAYİDE GMP Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim; fakat bir ilaç çalışanı değilim. Bir gün de bir ilaç çalışanı arkadaşımız veya bizler bir ilaç çalışanı olarak GMP’yi belki dergimizde tekrar an- latırız. GMP’yi anlatmak nerden esti dediğinizi duyar gibiyim. Daha önce GMP sertifikasını almıştım, bir ilaç şirketine iş başvurusunda bulundum, iki kere görüşmeye çağırıldım ve işe alınacağımı zannediyordum. Zaman- dan kazanayım diye iyi haber bekleme sürecinde, ilaçla ilgili endüstri kita- pları okudum. Tabi kötü haber geldi ve işe alınmadım, arkadaşım Yavuz Selim Kart da bu ay dergide ilaçla ilgili yaz, okudukların boşa gitmemiş olur dedi. GMP sertifikasını, Kimyagerlerin alma- ya çalıştığını düşünerek, bu ay yazımda GMP den bahsetmek istedim. GMP (İyi Üretim Uygulamaları), bir ürünün güvenilir bir şekilde imal edildiğini gösteren belgedir. GMP çoğalan insan ölümlerinden sonra, FDA(Amerikan Gıda ve İlaç Daire- si) ve WHO(Dünya Sağlık Örgütü) tarafından belirlenen kurallardır. GMP kaliteli standartlarda üretimin yapılıp yapılmadığını güvence altına alır. GMP insan sağlığını ilgilendiren ürünleri kapsar. Bunlar; İlaç, kozmetik, gıda ve temizlik sektörleridir. Bu sektörler, GMP kurallarına uymak zorundadırlar. İlaç endüstrisi 1984 yılında GMP uygu- lamasına geçmiştir. İlaç fabrikalarında GMP İlaç da güvenilirliği artırmak ve yapılan hataları azaltmaktır. İlaç fab- rikalarının GMP kurallarına uyup uy- madığını kontrol eden kuruluşlar vardır. Denetleyen kuruluşlar, ülkelere göre değişir. ABD’de GMP’yi kontrol eden kuruluş FDA( Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi); Türkiye de ise Sağlık Bakanlığı tarafından kontrol edilmektedir. İhra- cat yapan firmaların, ayrıca uluslararası kuruluşlar tarafından da GMP’ye uyup uymadıkları kontrol edilmektedir. İlaç imalatçısının amacı, hastaya yüksek kalitede ürün satmaktır. Hayat koruyup kurtaracak maddelerin ihmal ve dik- katsizlik affedilemez. İlaç sektöründe kalitesizlik sadece maliyet kaybı değil, güvenilirlik kaybetmek ve şirketin yok olması demektir.
  • 57. İnovatif Kimya Dergisi 57 İlaç da Çapraz Bulaşma ve Bulaşmanın Önlenmesi: Hammaddenin ve ürünün, başka bir madde ve ürünle bulaşması önlenme- lidir. Çapraz bulaşma (kontaminasyon), bir maddeye kirlilik bulaşması demektir. İlaç Endüstrisinde mikrobik bulaşma, insan, çevre, alet, imalat işlemleri ve ambalaj malzemelerinden olmaktadır. Çapraz bulaşma çevredeki tozlardan, gazlardan ve spreylerden oluşmaktadır. Eğer laboratuar da partikül veren koz- metik kullanırsak, maddemiz etkilen- mektedir. İmalat da çalışan personel ilacı bulaşmalardan korumak için, hem de kendisini korumak için özel elbiseler giymeli. Bu elbiseler çalışma alanından dışarı çıkmamalı ve görevli kişiler dışındakiler imalata girmemelidir. Lab- oratuarda kol saati ve mücevher takmak; yemek yemek, sigara içmek ve sakız çiğneme gibi işlemler üründe bulaş- maya neden olmaktadır. İlaçta çalışan personelde sarı hastalığı mikrop yayıcı hastalık ve çalışanların açık yarası bu- lunmamalıdır. Tüm çalışanlar belirli zamanlarda hekim kontrolünden geçiril- melidir. Bulaşmanın önüne geçmek için kul- landığımız kaplar, aletler ve çalışılan alan temiz bırakılmalıdır. Aynı üretim alanında farklı ürün üretimine geçme- den önce temizlik yapılmalıdır. İlaçta başarının sırrı temizliktir. Kirlenmenin önüne geçebilmek için çok toksik maddeler ile çalışılırken ayrı odalar- da çalışılmalıdır. Kapı ve pencerelerin kapalı tutulması ve havalandırmanın etkin olması bulaşmayı önlemektedir. Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu dikkattir. Dikkatsizlik ilaç sanayide affedilmeyecek bir şeydir. Bulaşmayı önlemenin bir yolu da, kapılar, duvar- lar ve havalandırmalar içerideki mad- denin diğer üretim alanına gitmesini engelleyecek şekilde dizayn edilmelidir. Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu ön- lem almaktır. Laboratuar önlüğümüzün üst cebi var diyelim, cebimiz dolu old- uğunda çalışırken cep içerisindeki mad- de, ürün içerisine düşebilir. Üst ce- bimizde bir şey bulundurmamak, önlem almak demektir. İmalat ve Kalite Kontrol de Sorumlu Müdürlük: WHO(Dünya sağlık teşkilatının) öneril- erine göre ilaç imalatının sorumlusu ile kalite kontrol sorumlusu yüksek eğitim görmüş kişilerden olmalıdır. Bildiğimiz üzere Kimyagerler de bu alanlarda çalışabilmektedir. Kariyerini ilaç sektöründe geliştirmek isteyen Kimyagerler, şu alanlarda yük- sek lisans yapmalılar: Farmosetik-Tıbbı Kimya, Analitik Kimya ve Biyokimya dalları ilaç sanayi için gerekli olan kimya eğitim dallarıdır.
  • 58. İnovatif Kimya Dergisi58 Kalite Kontrol ve İmalatta sorumlu müdürlük yapanlar, buradaki görev- lerinden başka departmanlar da çalışmamalılar ve başka bir iş yap- mamalılar. Kalite kontrol sorumluluğu ile imalat sorumluluğu aynı kişide ola- maz. Kalite kontrol sorumlusu ve imalat sorumlusu mesai saatlerinde üretim ye- rinde bulunmak zorundadırlar. Görevde bulunmadıkları zaman kendileri ile aynı şartları taşıyan birini geçici olarak görevlendirirler. İlaç Fabrikalarında Hammaddeler: Hammaddeler direk imalatçıdan alın- malı, eğer bu mümkün değilse tanınan ve güvenilir olan bir toptancıdan alın- malıdır. Hammaddelerin kabul yeri, numune alma yeri, depolama ve dağıtım yeri ayrı yerlerde olmalıdır. Dağıtım yerlerindeki terazi ve basküller sık sık ayarlanıp, temizlenmelidir. Dağıtım tek kullanımlık kaplarla yapılmalıdır. Bu- rada çalışan personel hijyen kuralları- na uymalıdır. Red edilenler, muayene edilenler ve muayene edilmeyi bekley- enler ayrı yerlerde olmalıdır. Kabul edilen hammaddelere yeşil, red edilen- lere sarı renkte etiket yapıştırılmalıdır. Hammaddeler her teslimattan sonra Kalite Kontrol Laboratuarına gönderilip, gerekli kontroller yapılmalıdır. Ham- maddelerde kullanılan kapların içeriği tanımlanmalıdır. Kalite Kontrol Labo- ratuarı tarafından kullanımı onaylanmış ve raf ömrünü doldurmamış ham mad- deler kullanıma hazırdır. İlaç Fabrikalarında Ambalajlama işlemleri: İlaç ambalaj maddesinden ilaçlara kirli- lik bulaşacağından, ilaç ambalaj malze- melerinin satın alınması, işlem görmesi ve kontrol edilmesinde hammaddel- ere gösterilen önem gösterilmelidir. Ambalaj malzemeleri, yetkili kişilerin giremediği yerlerde ve uygun güven- lik önlemleri ile saklanmalıdır. Günü geçmiş kullanılmayan ambalaj malze- meleri imha edilmeli ve imha işlemi kaydedilmelidir. Ambalajlama işle- minde bulaşmaya ve yanlış ilacı başka bir ambalaj kutusu ile ambalajlamamaya dikkat gösterilmeli. Bu dikkatsizliğin bedeli, bir insanın hayatı olabilir. Farklı ürünler, ayrı yerlerde ambalajlanma- lıdır. Ambalajlama işlemi başlamadan önce kullanılacak cihaz ve ekipman- ların, daha önceki kullanımdan kalan kalıntılardan temizlendiği kesin olarak belirlenmelidir. İlaçta fazla aktif madde kullanımı, hastada yan etki oluşturur. Belirtilen miktarda aktif madde kullanılsa bile, hatalı tablet basıldığında, tablet içer- isinde gerekenden fazla miktarda ilaç bulunması, hastada yan etki oluştura- caktır.
  • 59. İnovatif Kimya Dergisi 59 Ambalajlama işleminden sonra etike- tleme işlemi yapılmalı, ilacın son kul- lanma tarihinin doğru yazılıp yazıl- madığı ve baskı hatasının olup olmadığı kontrol edilmelidir. Hatalı etiketleme, müşteriye yanlış ilacın ulaşması demek- tir. Üretimde bir noktada yapılan yanlış etiketleme, tüm operasyonun imhası demektir. Etiket sayıcı cihazların, doğru çalıştığından emin olunmalıdır. Ambalaj malzemesi üzerindeki baskının silinme- mesi de ambalajlama işleminde önem- lidir. Kaynaklar 1. MEGEB, Kimya Teknolojisi, İyi Üre- tim Uygulamaları(GMP), Ankara, 2008 2. İlaç Sanayide Milli ve Milletlerarası Kanunlar, Anlaşmalar Yönetmelikler Yönünden, İyi İmalat(GMP) ve Kontrol (GLP) Uygulama Kuralları, Prof. Dr. Gen. (E) Enver İzgü, Prof. Dr. Gen. (E) Enver İzgü, Farmosetik Teknoloji Öğre- tim Üyesi, Ankara, 1988 3. Genel Endüstriyel, Farmosetik Te- knoloji-II ve İlaç Sanayide Organi- zasyon, Uluslar arası İyi İmalat(G- MP)-Kontrol(GLP) Koşulları, Fabrika ve Çalışma güvenliği, Prof. Dr. Gen. (E) Enver İzgü, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı, Farmosetik Teknoloji Ana Dalı Bilim Başkanı, An- kara, 1983 4. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakült- esi, Farmosetik Teknoloji Anabilimdalı, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları Yayın No:95, Farmosetik Te- knoloji, Deneysel Uygulamalar Kitabı 5. TSC Yönetim Sistemleri Eğitim Akad- emisi 6. T.C Süleyman Demirel Üniversit- esi Fen Bilimleri Enstitüsü, İlaç Nu- munelerinde Amilorid Hidroklorid ve Hidroklorotiyazid Kemometrik Yön- temlerle Tayinleri, İkbal Demet Ünlü, Danışman: Prof. Dr. Ahmet Hakan Ak- taş, Yüksek Lisans Tezi, Kimya Anabilim Dalı, Isparta, 2012 Resimler ve Görsel Kaynak 1. www.aksiyon.com.tr 2. www.asuka.com.tr 3. www.etkinkimyagerler.com.tr 4. www.kocakfarma.com
  • 60. İnovatif Kimya Dergisi60 Emrah YÜCE Selçuk Üniversitesi emredadas93@gmail.com ON PARMAKTA ON MARİFET Kimya denilince aklımıza çeşitli kimy- asallar ve mineraller gelir. Dergimiz- in ikinci sayısı hasebiyle ülkemizde ki bu tip kimyasalların üretimi, kul- lanım alanları ekonomik anlamda bize sağladığı katkılar ve buna benzer birçok konu hakkında yaptığım naçizane araştırmaları sizlerle paylaşmak isterim. Son yapılan araştırmalarda kimyas- al madde ve ürünlerinin imalatında çalışan kişi sayısı 83.514 ve bunun ekonomiye katkısı ise 28.476 milyon olarak belirtilmiştir. Kimyasal madde ve ürünlerinin imalatı ise 20 alt grup da incelenmiştir. Bu 20 alt grup içersinde en büyük payı %30 luk bir dilimle ana kimyasal madde üretimi almaktadır. Ülkemiz kimyasal madde üretimi an- lamında daha alması gereken çok yol varken, bazı kimyasallarda ise dünya devlerini geride bırakmayı başarmış du- rumdayız. Bu başarı en çok Bor ve onun mineralleri, çeşitli Bor ürünleri konu- sunda sağlanmıştır. Bu yazımda bize dünya devlerini geride bırakma şansını veren ve kimyacıların hakkında ki gelişmeleri hep özenle ve dikkatle takip ettikleri Bor maddesini birçok yönüyle açıklamaya çalışacağım. Bir mineral bir madde düşünün ki enerji de, savaş sanayinde, yakıtlar da, sağlık da, mukavemet artıcı yapısallar da, kul- lanılabildiği gibi giderek de kullanım alanları ve popülaritesi artmaktadır Bunun en belirgin nedeni ise Bor ve minerallerinin, alternatif enerji kaynak- ları ve kullanılabilirliği yüksek fonksi- yonel madde bulma derdine düşen dev- letlerin ilk uğradığı durak olmasıdır. Günümüzden 3000-4000 yıl öncesinde zamanın devletleri bu maddeyi kullan- mış, bulundukları çağın şartlarına en uygun şekilde yararlanmışlardır. Tarih de ilk olarak Babiller Uzak Doğu dan Bor ithal etmiş ve bunu altın işleme- ciliğinde kullanmışlardır.
  • 61. İnovatif Kimya Dergisi 61 Mısırlılar mumyalama da tıp ve metalürji de kullanırken, Eski Yunan ve Roma medeniyetleri ise, temizlik malzemesi olarak Bor ve minerallerinden yararlan- mışlardır. Şu bir gerçek ki Bor artık başlı başına bir çalışma ve araştırma alanı haline gelmiştir. Peki Bor’u bu kadar kullanılabilir, tabiri caizse her işe yatkın kılan özellikleri nelerdir acaba? Öncelikle Bor kelime kökü olarak Arapça da baurag ve farsça da urahdan gelmek- tedir. İlk olarak 1808 yılında Gay Lussa , Louis Thenord ve Sir Davy tarafından Bor Oksidin Potasyumla ısıtılmasından elde edilmiştir. Periyodik tablonun 5. Elementi olan Bor, elektron konfigürasyonuna bakıldığı zaman 3A grubunun ametal olan tek elementidir. Kimyasal özellikleri bakımından şu şekilde bir tablo ile bor daha iyi tanıyabiliriz. Atom Ağırlığı: 10.811 ± 0.005 g/mol Kaynama noktası: 2500˚ C Yoğunluğu: 2.34 g /cm3 Oksidasyon Sayısı : 3 Elektronegatifliği: 2.0 İyonlaşma Enerjisi: 191 k cal /g atom Sertliği: 9.3 Mohs Atom Yarıçapı: 0.98 Fusıon Isısı: 5.3 k cal / g atom Buharlaşma Isısı: 128 k cal / g atom Kristal yapısı olarak ise Bor hekzagonal yapıdadır. Bor elementinin kristal yapısı önemli ölçüde serttir, çizilmeye ve ısıya karşı dayanıklıdır. Oda sıcaklığında zayıf iletken iken, yüksek sıcaklık da iyi bir ilet- kendir. Kristal Bor kimyasal olarak inerttir; ancak çok ince öğütülmüş Bor kon- santre Nitrik Asitle yavaşça oksitlenir. Bor elementi, HCl ve HF de bozunmaz. Yeryüzünün en çok bulunan 51. Elementi olan Bor toprak da kayalar da ve suda bulunur. Ancak Bor’un elementel halinden çok mineralleri şeklinde ki formlarıy- la karşılaşılır. Na (sodyum) kökenli olanlara tinkal yada boraks, Ca (kalsiyum) kökenli olanlara kolemanit Na-Ca kökenli olanlara ise üleksit adı verilmiştir. Bunun yanında birçok mineralleri de bulunmaktadır.
  • 62. İnovatif Kimya Dergisi62 Mineral Formülü % B2O3 Bulunduğu yer Boraks (Tinkal) Na2B4O7.10H2O 36.6 Kırka, Emet, Bigadiç, A.B.D Kernit(Razorit) Na2B4O7.+H2O 51.0 Kırka, A.B.D., Arjantin Üleksit NaCaB5O9.8H2O 43.0 Bigadiç, Kırka, Emet, Arjantin Propertit NaCaB5O9.5H2O 49.6 Kestelek, Emet, A.B.D Kolemanit Ca2B6O11.5H2O 50.8 Emet, Bigadiç, Küçükler, A.B.D Pandermit(Priseit) Ca4B10O19.7H2O 49.8 Sultançayır, Bigadiç Borasit Mg3B7O13Cl 62.2 Almanya Szaybelit MgBO2(OH) 41.4 B.D.T. Hidroborasit CaMgBO11.6H2O 50.5 Emet Yine bor denilince bu minerallerin haricinde en çok bilinen bileşiği olan borik asit den de bahsetmek gerekir. Borik asit B(OH)3 formülüne sahip bir zayıf asit- tir. Orto ve meta Borik Asit diye de iki farklı türü vardır. Orto Borik asit B(OH)3, Bor bileşiklerinin çoğunun hidrolizinin son ürünüdür ve genellikle Boraksın sulu çözeltisinin asitlendirilmesiyle yapılır. B(OH)3’ ün 100 oC’ nin üzerinde kısmi dehidrasyonu birkaç kristal modifikasyonu bulunan Metaborik Asitin (HBO2) oluşmasını sağlar. Bor ve minerallerinin kullanım alanlarına değinecek olursak yazımın başlığından da esinlendiğim gibi on parmak da on marifete sahip bir kimyasal olduğu görülmektedir. Aklınıza gelebilecek her türlü çalışma sahasına doğrudan ya da çeşitli bileşik ve mineralleri vasıtasıyla girmiş durumdadır. Belli başlı kullanım alanlarını şöyle sıralayabiliriz. Bor pencere camı, şişe camı… sanayilerinde ender hallerde kullanılmaktadır. Özel camlarda ise Borik Asit vazgeçilemeyen bir unsur olup, rafine sulu / susuz boraks, Borik Asit veya kolemanit / boraks gibi doğal haliyle kullanılmaktadır. Camın ısıya dayanmasını, cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve devitri- fikasyonun önlenmesini sağlayan Bor; yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini de arttırmaktadır. Bor, camı asite ve çizilmeye karşı korur. Cam tipine bağlı olar- ak; cam eriyiğinin % 0.5 ile % 0.23’ ü Bor Oksitten oluşmaktadır. Örneğin Pyrex’ de % 13.5 B2O3 vardır.