SlideShare a Scribd company logo
1 of 97
Bireysel Zihinden Sosyal Zihne



                            Hakan Atalay
            Yeditepe Üniversitesi Hastanesi
                               Psikiyatri AD
Özgeçmiş

2005-      Yeditepe Üniversitesi Hastanesi
2000-2005 Haydarpaşa Numune EAH
1998-2000 Beyoğlu EAH
1995-1997 Balıklı Rum Hastanesi
1987-1995 Bakırköy RSHH
1986-      Niğde MEB Dispanseri
1985      Ankara ÜTF
Adolphis R. How do we know the minds of others? Domain-specifity, simulation, and enactive social
    cognition. Brain Res 2006; 1079: 25-35
Amodio DM, Frith CD. Meeting of minds: the medial frontal cortex and social cognition. Nat Rev Neurosci
    2006; 7: 268-77
Andrade, VM. Affect, thought, and consciousness: The Freudian theory of psychic structuring from an
    evolutionary perspective. Neuro-Psychoanal 2003; 5: 71-80
Ansari D. Culture and education: New frontiers in brain plasticity. Trend Cogn Sci 2012; 16: 93-5
Apperly IA. Beyond simulation-theory and theory-theory: Why social cognitive neuroscience should use its
    own concepts to study “theory of mind”. Cognition 2008; 107: 266-83
Bickle J. The molecules of social recognition memory: Implications for social cognition, extended mind, and
    neuroethics. Cons Cogn 2008; 17: 468-74
Brickman HR. Living within the cellular envelope: Subjectivity and self from an evolutionary
    neuropsychoanalytic perspective. J Am Acad Psychoanal Dynam Psychiatry 2008; 36: 317-41
Gallese V, Fadiga L, Fogassi L, Rizzolatti G. Action recognition in the premotor cortex. Brain 1996; 119:
    593-609
Gallese V, Goldman A. Mirror Neurons and the simulation theory of mindreading. Trend Cogn Sci 1998;
    2(12): 493-501
Gallese V, Keysers C, Rizzolatti G. A unifying theory of the basis of social cognition. Trend Cogn Sci 2004;
    8(9): 396-403
Hartmann HP. Psychoanalytic self-psychology and its conceptual development in light of developmental
    psychology, attachment theory, and neuroscience. Self and Systems: Ann NY Acad Sci 2009; 86-105
Hasson et al. Brain-to-brain coupling: a mechanism for creating and sharing a social world. Trend Cogn Sci
    2012; 2: 114-21
Holroyd CB, Yeung N. Motivation of extended behaviors by anterior cingulate cortex. Trend Cogn Sci 2012;
    16: 122-8
Kandel ER. A new intellectual framework for psychiatry. Am J Psychiatry 1998; 155: 457-69
Kandel ER. Biology and the future of psychoanalysis: A new intellectual framework for psychiatry revisited.
    Am J Psychiatry 1999; 156: 505-24
Keysers C, Gazzola V. Integrating simulation and theory of mind: From self to social cognition. Trend Cogn
    Sci 2007; 16: 194-6
Kono T. The “extended mind” approach for a new paradigm of psychology. Integr Psych Behav 2010; 44:
    329-39
Lucas C. Evolving an integral ecology of mind. Cortex 2005; 41: 709-25
Lyons DE, et al. Reflections of other minds: How primate social cognition can inform the function of mirror
    neurons. Curr Opin Neurobiol 2006; 16: 230-4
Paal T, Bereczkei T. Adult theory of mind, cooperation, Machiavellianism: The effect of mindreading on social
    relations. Person Indiv Diff 2007; 43: 541-51
Pineda JA, Hecht E. Mirroring and mu rhytm involvement in social cognition: Are there dissociable
    subcomponents of theory of mind? Biol Psychol 2009; 80: 306-14
Robbins P. Consciousness and the social mind. Cog System Res 2008; 9: 15-23
Sabelli HC, Carlson-Sabelli L. Biological priority and psychological supremacy: a new integrative paradigm
    derived from process theory. Am J Psychiatry 1989; 146: 1541-51
Santiesteban I, et al. Training social cognition: From imitation to theory of mind. Cogn 2012; 122: 228-35
Schilbach L, et al. Mind at rest? Social cognition as the default mode of cognizing and its putative relationship
    to the “default system” of the brain. Consc Cogn 2008; 17: 457-67
Sebanz N, Bekkering H, Knoblich G. Joint action: bodies and minds moving together. Trend Cog Neurosci
    2006; 10: 70-6
Tollefsen DP. From extended mind to collective mind. Cog System Res 2006; 7: 140-50
Zhu Y, et al. Neural basis of cultural influence on self-representation. NeuroImage 2007; 34: 1310-6
Sosyal Zihin?
Ali ve Ayşe bir yere gitmek istiyorlar, fakat adresi
hatırlayamıyorlar. Ayşe belleğine başvuruyor, daha
önceki anılarını düşünerek yolları hatırlamaya çalışıyor.
Ali ise, i-phone’una bakarak yolu buluyor. Ayşe de
telefonuna davranıyor, ama böyle bir işlevi olmadığını
hatırlıyor.
Bu durumda, kafamızın içindeki bellek süreçleri ile
(bizim etkin olarak kullandığımız) i-phone’umuzdaki
bellek, işlevsel açıdan ne kadar farklıdır? Ayşe neden
yanılıyor?
Özet

Süreç kuramı (process theory)
Nöropsikanaliz (neuropsychoanalysis)
Nörobilim (mirror neurons, ToT)
Birlikte hareket etmek (joint actions)
“Yayılmış zihin” (extended mind)
Sosyal zihin (social mind/cognition)
Süreç Kuramı

• biyolojik ya da psikolojik biyolojik öncelik ve
  üstünlük kuramları           psikolojik üstünlük
• psikoanalitik ve
  diyalektik çatışmalar ve
  sistemler homeostazisi     karşıtların birliği
• belirlenimcilik ve
  gelişimsel kuramlar
                             yaratıcı çatallanmalar


                    Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı

* Her şey tek yönlü bir enerji akışı,
* iki boyutlu bilgi döngüleri ve
* üç boyutlu madde yapılanması sürecidir.

Sonuç olarak, önceliği olan basitten, üstünlük kazanan
karmaşığa doğru kapsamlı bir evrim vardır.
Enerji, bilgi ve madde bütün doğal ve insanî süreçlerin
birbirinden ayrılmaz üç yönüdür.
                     Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı

•Heraclitus her şeyin ateş ve
logos olduğunu söylüyordu,
•bugün enerji ve bilgi diyoruz.
•Birlik, karşıtlık ve yaratıcılık
varolan her şeyin üç evrensel
niteliğidir.
•- Tek yönlü akış,
•- iki boyutlu döngü ve
•- üç boyutlu yapılanmalar
birbirinden ayrılmaz üç değişim
örüntüsüdür.
                          Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı

Her şey enerjidir, bu yüzden kendiliğinden değişir ve
sürekli etkileşime girer; hiçbir şey durağan değildir ve
değişim için dışsal bir neden gerekmez.
Biyolojik ve psikolojik enerji, daha basit fiziksel
enerjinin karmaşık görünümleridir.
Beden ve zihin, madde ve ruh, fiziksel, sosyal ve
psikolojik süreçler, ne denli değişik ve ayrı türden
olurlarsa olsunlar, hepsi enerji biçimleridir.
                      Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı

•Bilgi (in-form-ation) bir değişim
örüntüsü ya da maddî bir yapı gibi bir
biçimdir (ör. genetik bilgi DNA'nın
yapısında taşınır).
•Düşünce ve duyguların da beyin
metabolizmasında maddî bir temeli
vardır.
•Psikolojik ve kültürel süreçler
karmaşıktırlar, yani yüksek yoğunlukta
bilgi içerirler.
•Aynı şekilde, en basit fiziksel madde
bile ayrı türden (heterojen) ve
karmaşıktır (yani, bilgi içerir).
                             Sabelli and Carlson Sabelli 1989
Süreç Kuramı

•Bütün fiziksel ve kimyasal
süreçler dengeye doğru akarlar.
•Dengenin biraz ötesinde
süreçler karşıtlar arasındaki
salınımların egemenliğine
girerler.
•Dengenin epey uzağındaysa,
basit fiziksel süreçler bile,
fizyolojik olanlar dahil, kaos
oluşturan ve böylece yeni yapılar
üretebilen güçlü salınımların
egemenliğine girerler       Sabelli and Carlson Sabelli 1989
(çatallanma).
Yörünge: Değişkenlerin zaman içindeki seyri

• Tek yönlü yörüngeler, ölüm gibi
  bir denge noktasına doğru
  yakınsamayı gösterir.
• Döngüler, uyku-uyanıklık
  döngüsünün alternatif evreleri gibi
  karşıtlar arasındaki gidiş gelişleri
  temsil eder.
• Salınımlar, süreci dengeden
  uzaklaştıracak ve kaosa götürecek
  kadar güçlü olduklarında nitel
  değişimler ortaya çıkabilirler;
  hastalanma, aşık olma ve içgörüye
  ulaşma yaratıcı (ya da yıkıcı)
  süreçleri örneklerler.
                              Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı “Çekiciler”

Tek nokta çekicisi, süreci bir denge
   noktasına yöneltir. Hastanın ateşine
   göre tek yönlü olarak hareket eden
   cıva sütunu gibi.
Gerçek süreçler iki ya da daha fazla
   yarışan güç arasındaki etkileşimden
   kaynaklanan salınımsal değişimler,
   sarmallar ya da burguları belirleyen
   döngüsel çekiciler içerir. Biyolojik
   ve mevsimsel ritimler periyodik
   çekicilerdir.
Sarmalın DNA'nın ve proteinlerin de
   biçimi olması, doğanın temel bir
   biçimi olduğunu düşündürmektedir.
                              Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı

• İki uçlu hastalık döngüsel bir
  çekicinin aşırı salınımına bir
  örnektir.
• İki karşıtlık yüksek yoğunlukta
  birlikte bulundukları zaman
  psikolojik kaos ortaya çıkar, bu da
  muhtemel psikotik yapıları yaratır.
  Kaotik çekiciler parçalanma ve
  bölünme için bilimsel bir model
  sunar ve hezeyanlar ve çoğul kişilik
  gibi nörotik, psikotik ve disosiyatif
  yapıların oluşumunu açıklayabilir.


                              Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı
Her süreçte iki yönlü bir
   hiyerarşi vardır. Her bir
   örgütlenme düzeyindeki
   antiteler daha basit olanların
   hepsini içerirler:
fiziksel:> kimyasal:>
   biyolojik:> sosyal:>
   psikolojik.
Örneğin, toplumsal bir
   organizma zorunlu olarak
   biyolojik, bu nedenle de
   fiziksel bir organizmadır.

                          Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Süreç Kuramı

•Yüksek düzeyler alt düzeylerin
işlevini denetlerler (kortikal üstünlük).
Buna uygun olarak, daha basit oksijen,
su ve savunma gereksinimlerinin
önceliği vardır, ama sonunda kişisel ve
kişilerarası sevgiye/yaratıcılığa yönelik
daha karmaşık isteklerin egemenliğine
girerler.
•Evrim biyolojikten sosyale ve
psikolojiğe doğru ilerlediği için, beynin
bu örgütlenmesinin doğadaki
örgütlenme düzeyleri arasındaki güncel
ilişkiye karşılık geldiği düşünülebilir.

                               Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Özet: Süreç Kuramı
* Basit süreçler, karmaşık süreçlerden önce vardır, onlarla
  birlikte bulunur ve onlardan fazla yaşarlar.
* Karmaşık süreçler kendi varoluşları için esas olan daha basit
  süreçlerden yapılmışlardır ve onlar tarafından kuşatılırlar; bu
  nedenle karmaşık süreçler daha nadir ve geçicidirler.
* Buna rağmen, karmaşık fenomenler, bulundukları zamanda
  ve yerde egemen olurlar, çünkü birim madde ve enerji başına
  yüksek yoğunlukta bilgi etkilerini ve yaratıcılıklarını artırır.
* Her zihinsel süreçte, sürecin biyolojik yönlerinin önceliği
  varken, sosyal ve psikolojik yönlerin de üstünlüğü vardır.

                         Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
Kandel ER. A new intellectual framework for
 psychiatry. Am J Psychiatry 1998; 155: 457-69.


“Psikanaliz hâlâ zihne dair en tutarlı görüştür.”
A new intellectual framework
1) Zihnin bütün işlevleri beynin işlevlerini yansıtır
2) Genler zihinsel işleve ve dolayısıyla akıl
  hastalıklarına önemli ölçüde katkıda bulunurlar
3) Davranışın kendisi de gen ifadesini değiştirebilir
4) Gen ifadesindeki öğrenilmiş değişiklikler, beynin
  nöral devrelerindeki yapısal değişmelerle devam
  ettirilir
5) Psikoterapi ve farmakoterapi de benzer şekilde gen
  ifadesinde ve beyinde yapısal değişmelere neden
  olabilir.               Kandel 1998
Genlerin ikili işlevi
• 1) Kopyalanabilen stabil kalıplar
  (template function): Bunu her
  hücredeki her gen yapar ve bu
  kalıp sosyal deneyimlerle
  değişmez.
• 2) Fenotip (transcriptional
  function): Her hücre her gene
  sahiptir, ancak belli bir hücrede
  bunların sadece bir kısmı
  (%10-20) ifade edilir, diğerleri
  bastırılır.
• Transcriptional işlevlerin
  düzenlenmesi çevresel etkenlere
  duyarlıdır (epigenetik
  regülasyon).
                                 Kandel 1998
Kültürel Evrim

• Gen ifadesinin toplumsal etkenler
  tarafından düzenlenmesi, beyin
  dahil bütün beden işlevlerini sosyal
  etkilenmelere açık kılar.
• Bu sosyal etkilenmeler beynin
  spesifik bölgelerinin spesifik sinir
  hücrelerinde spesifik genlerin
  değişerek ifade edilmeleri şeklinde
  biyolojik olarak içselleştirilir.
• Ve bu sosyal etkilenmelerden
  kaynaklanan değişmeler kültürel
  olarak aktarılırlar.
• İnsanlarda gen ifadesinin öğrenme
  yoluyla modifiye edilebilmesi
  özellikle etkili bir yoldur ve yeni bir
  evrim türüne yol açmıştır: kültürel
  evrim.
                                      Kandel 1998
Bellek
Açık bellek otobiyografik olaylar ve olgusal bilgiler
 hakkındaki bilinçli enformasyonu kodlar. İnsanlar,
 yerler, olgular ve nesneler hakkında bir bellektir.
 İfade edilmesi için hipokampus ve medial temporal
 lob gerekir.
Örtük bellek motor ve algısal stratejilerin hatırlanması/
 yeniden çağırılması için kullanılan bilinçdışı
 bellektir. Spesifik duysal ve motor sistemler kadar
 serebellum'a ve bazal ganglionlar'a da bağımlıdır.

                          Kandel 1998
Kandel ER. Biology and the future of
psychoanalysis: A new intellectual framework for
psychiatry revisited. Am J Psychiatry 1999; 156:
505–524.
Biyolojinin psikanalize olası katkı alanları


* Bilinçdışı zihinsel süreçlerin doğası
* Psikolojik nedenselliğin doğası
* Psikolojik nedensellik ve psikopatoloji
* Erken yaşantılar ve zihinsel hastalıklara yatkınlık
* Önbilinç, bilinçdışı ve prefrontal korteks
* Psikoterapi ve beyinde yapısal değişiklikler
* Psikanalize yardımcı olarak psikofarmakoloji
                         Kandel 1999
Bilinçdışı zihinsel süreçler

Declarative (explicit): açık bellek (kişiler, yerler,
nesneler) – medial temporal lob, hipokampus.
Yeni algısal ve motor beceriler (procedural (implicit):
örtük bellek)
Bu iki bellek sistemi sıklıkla birlikte kullanılır. Sürekli
tekrar etmek, açık belleği örtük belleğe çevirebilir.
Örneğin, araba sürmeyi öğrenmek başlangıçta bilinçli
hatırlamayı gerektirir, ama sonunda otomatik / bilinçsiz
bir motor aktivite haline gelir.
                           Kandel 1999
Ruhsal belirlenimcilik


Freud: “free association”
Pavlov: “learning by association”

Bir uyaranın sadece diğerini izlediğini değil, diğerini
 öngördüğünü de öğreniriz.


                          Kandel 1999
ERKEN YAŞANTILARIN ÖNEMİ

• Bağlanma sistemi, açlık veya
  susuzluk gibi, çocuğun bellek
  süreçlerini organize eden ve onu
  anneyle yakınlık aramaya ve
  iletişim kurmaya yönlendiren,
  motivasyonel bir sistemdir.
• Evrimsel açıdan bağlanma
  sisteminin çocuğun hayat süreçlerini
  organize etmek için kendi
  olgunlaşmamış beyinleri yerine
  ebeveynlerinin olgun işlevlerini
  kullanmasını sağlayarak hayattaa
  kalma (survival) şansını artırdığı
  açıktır.



                                   Kandel 1999
Bağlanmanın moleküler düzeyi


* İnsanlar ve deney hayvanları stresli yaşantılara
HPA eksenini aktive ederek yanıt verirler.

* HPA sisteminin son ürünü adrenal bezlerden
glükokortikoid hormonların salınmasıdır.


                       Kandel 1999
Yavrular hayatlarının ilk 2 haftasında birkaç dakika
 annelerinden ayrıldıklarında fazla ses çıkardılar, bu
 da annenin ilgisinin artmasına yol açtı:
 ayrılmasalardı göstereceklerinden daha fazla
 yaladılar, temizlediler, yanlarında taşıdılar.
Annenin bağlanma davranışındaki bu artış
 hayatlarının kalan kısmı boyunca yavruların çeşitli
 streslere karşı HPA yanıtını (plazma glükortikoid
 düzeylerini) düşürdü.
Bu aynı zamanda yavruların korku halini ve stresle
 ilişkili hastalıklara yatkınlığını da azalttı.
                          Kandel 1999
Separation

• Hayatlarının aynı iki haftalık
  dönemi boyunca yavrular
  annelerinden daha uzun zaman
  süresince (günde 3-6 saat)
  ayrıldıklarında ise, ters bir tepki
  ortaya çıktı.
• Anneler yavruları ihmal etti,
  yavrular da büyüdüklerinde
  strese plazma ACTH ve
  glükortikoid yanıtlarında artış
  gösterdiler.




                                    Kandel 1999
Separation

Demek ki çocuğun
 anneyle
 etkileşimindeki
 farklılıklar kişinin
 gelecekte strese yanıtı
 açısından çok önemli
 risk faktörüdür.


                       Kandel 1999
Bilinçöncesi bilinçdışı?

Bilinçöncesi bilinçdışının özellikleri prefrontal
 korteks'e uygundur. Çünkü PFC çeşitli explicit
 bilgilerin bilinçli farkındalığa getirilmesinde rol
 oynar: 1) Duysal bilgileri bütünleştirir 2) Bunları
 planlı hareketlerle bağlantılandırır.
PFC - working memory.
WM an-be-an gelen algıları zaman boyunca
 bütünleştirir; tekrarlar; geçmiş deneyimler, eylemler
 ve bilgiler hakkındaki depolanmış enformasyonlarla
 bir araya getirir.         Kandel 1999
Sosyal Zihin

İnsanın hayatta kalması başkalarının varlığına ve onlarla
etkileşim kurma yeteneğine bağlıdır.
Bu tür sosyal etkileşimler hem başkalarıyla özdeşleşme
yeteneği, hem de kendimizi onlardan ayırt etme yeteneği
gerektirir.
Bu nedenle, kendilik (self) başkalarına dair bir düşünce
edinmeden kavranamaz ve kavramsallaştırılamaz.
Dolayısıyla, insanlar başkalarıyla etkileşime girerek
onların bakış açılarını içselleştirir, böylece kendi
kognisyonlarını izler, düzenler ve üzerinde düşünür.
Mesele şu ki, kendimizi de, başkalarını da aynı sistem
üzerinden algılar, anlar; “herkesi kendimiz gibi” görürüz.
                        Decey and Sommerville 2003
Fenomenolojik düzeyde belli bir
kendilik duygusuna sahip
olmak, kendilik diye bir şey ya
da kendiliğe özgü bir beyin
bölgesi bulunduğu anlamına
gelmez.

Kendilik duygusu, başka
kendi'lerle etkileşim halindeki
beyin aktivitesinden çıkar.


                              Hasson et al 2012
Sosyal Zihin
Sosyal Kognisyon (social cognition)
Paylaşılan Temsiller (shared representations)
Ortak Eylemler (joint actions)
Ayna Nöron Sistemi (mirror neuron system)
Zihin Kuramı (theory of mind)
Taklit Kuramı (simulation)
Kuram Kuramı (theory theory)
Zihinselleştirme (mentalizing)
Yayılmış Zihin (extended mind)
Deneysel paradigmaların konusu:


Bireyin davranışları ==>
Nöral mekanizmalar.
Hayvanları/insanları doğal ortamlarından
tecrit edip, kapalı odalara koyarak?
(Yer-merkezli bakış açısı gibi)



                               Hasson et al 2012
Sözel iletişim, diğer bireylerin bir
kişinin bilişsel süreçlerinde oynadığı
rolü gösteren en iyi örnektir.
Ancak, konuşmanın doğru kullanımı,
toplumun paylaştığı, birbiriyle
bağlantılı bir normlar kümesine bağlıdır.
Diğer sözsüz sosyal beceriler de (kur
yapma, dans etme, alet kullanma..)
davranışlarını ortak bir kurallar / adetler
kümesine göre düzenleyen çok sayıda
failin (agent) işbirliğini gerektirir.

                                Hasson et al 2012
Tek bir bireyin beyninin içindeki
bilişsel süreçlerin tam olarak
anlaşılması, bireyler arasındaki
etkileşimi incelemeden ve
anlamadan mümkün olamaz.




                         Hasson et al 2012
Zihin kafanın içinde mi?

    “Mental durumlar zihinde yerleşmiştir, zihinler de kafalarda.
    Grupların kafaları ya da beyinleri olmadığından, mental
    durumları da olamaz” diyenler var; oysa, kişinin çevresiyle
    ilgili çeşitli özellikler de beynin diğer kısımları gibi insan
    kognisyonunun bir parçasıdır: bilgisayarlar, hesap
    makineleri, el bilgisayarları, hatta post-it notları...

    Bu yapıntılarla kişi arasındaki etkileşim, kendi başına bir
    kognitif sistem gibi işlevi gören bir eşleşik (coupled) sistem
    oluşturur.

                             Tollefsen et al 2006
Grup zihni

    İnsanlar genellikle epistemik açıdan diğerlerine
    bağımlıdırlar .

    Bu karşılıklı bağımlılık, bireyin kendi
    belleğinden daha geniş ve karmaşık olan bir
    'bilgi-saklama' sistemi oluşturur.

    Aslında enformasyonun grupça hatırlanması,
    bireysel bellekten daha güvenilir bir bellek
    biçimini gösterir.

    Ayrıca, bireyler sadece belli türden bir grubun
    bir parçası olduklarında aşikar hale gelen
    özelliklere sahiptirler.
                                     Tollefsen et al 2006
Yayılmış Zihin (Extended Mind)

“Zihin ne yalnızca beyinde, ne de bedende; bütün
  bir beyin-beden-çevre sisteminde kavranabilir.”
  (“an ecological approach to humanized
  environment”)
Genel Sistemler Kuramı
Sibernetik
Self-organization Theory
Autopoiesis...
                       Kono 2010
Bastonlu kör bir adamın sensörleri
    nerede başlar?
    Kendisi (self) nerede başlar?
    Bastonun ucunda mı? Sapında mı?

Baston bilginin taşınma yoludur. Bu yol
boyunca bir sınır çizmek, kör adamın
hareketlerini belirleyen çerçevenin bir
parçasını koparmaktır.




    Kono 2010
Yayılmış Zihin (Extended Mind)

“İnsanlar oluşturdukları ortam tarafından
  oluşturulurlar.”
* Heidegger's “being-in-the-world”
* Merleau-Ponty's phenomenology of body
* Dewey's pragmatism
* Gibson's ecological psychology
* Bateson's ecology of mind
* Putnam's externalism of meaning
                          Kono 2010
“Psikolojik fenomenler, insanlar sosyal etkileşime
                      girdikçe kurulurlar.”


Yüksek psikolojik işlevlerin
temel özelliği, kendi kendilerini
oluşturan uyarımlar olmalarıdır.
Yani, insanlar yapay uyaranlar
(işaretler) yaratır ve kullanırlar.
Bu işaretler de, tersine,
davranışların nedeni olurlar.


                                      Kono 2010
“İşaretlerin kullanılması, insanları, biyolojik
    gelişimden kopan ve yeni, kültür-temelli psikolojik
   süreç biçimleri yaratan spesifik bir davranış yapısına
                          götürür.”
                                 Psikolojik araçlar
Sıradan, teknik araçlar
  (çapa, testere, bıçak,         Kendine hakim olmayı
  araba, vs.)                        amaçlayan, içsel
                                     faaliyet araçlarıdır.
Dışsal-yönelimlidirler
                                 İçsel-yönelimlidirler
İnsanların faliyet
  nesnesini etkilemesine         İşaret psikolojik bir
  aracılık ederler                   araçtır (dil, sayı
                                     sistemi, harfler,
                                     haritalar, resimler,
                                     çizimler, vs.)
                             Kono 2010
Ortak eylemler:
     Zihinlerin ve bedenlerin birlikte hareket
                      etmesi

    Eylemlerimizi her zaman diğerleriyle koordine
    ederiz: bulaşık yıkamak, çocuğu giydirmek, ağırlık
    taşımak, sokakta yürümek, vb.

    İki beden ve zihin nasıl birbirleriyle koordine
    olmaktadır?

    Bu durumda soru: Algı, eylem ve yüksek kortikal
    işlevler tek tek zihinleri izole bir şekilde inceleyerek
    anlaşılabilir mi?
                           Sebanz et al 2006
Ortak eylemin başarısı için:


1) Temsil(ci)leri (representations) paylaşmak
2) Eylemleri öngörmek
3) Kendisinin ve başkalarının öngörülen
  eylemlerini bütünleştirmek



                     Sebanz et al 2006
Eylemin öngörülmesi
                •
                    Ortak eylem yeteneği (birlikte kale
                    yapmak, vb.) çocukların henüz
                    Zihin Kuramı'nın olmadığı yaşta
                    (12-18 ay) gelişir.
                •
                    Demek ki, eylemin amaçlarını
                    çıkarsama yeteneğine dayanır.
                •
                    Diğerinin belli bir durumda neye
                    dikkat ettiğini bilmek: Bir eylemin
                    gözlenmesi sırasında, gözlemcinin
                    eylem sisteminde buna karşılık
                    gelen bir temsilcinin aktive olması
                    (action prediction)


       Sebanz et al 2006
İnsanlar ortak bir amaca ulaşmak için, bazen
diğerinin hareketlerini taklit etmek yerine (a),
  tamamlayıcı eylemlerde bulunmalıdır (b).




                    Sebanz et al 2006
Görev paylaşımı:
       Diğerlerinin ne yapması gerektiğini bilmek
• Her katılımcı renklerden birine yanıt verir (go), diğerine
  vermez (no-go). Birlikteyken yapılan no-go ölçümleri
  (P300), yalnızken ölçülenlerden daha belirgindir
  (Diğerinin yanıtı sırasında aktivasyonun baskılandığını
  gösterir).




                           Sebanz et al 2006
Gallese V, Fadiga L, Fogassi L, Rizzolatti G.
Action recognition in the premotor cortex. Brain
1996; 119: 593-609

Gallese V, Goldman A. Mirror neurons and the
simulation theory of mindreading. Trends in
Cognitive Sciences 1998; 2(12): 493-501
Ayna Nöron Sistemi (ANS)

           Eylemin tanınması (action
           recognition): Bir hareketi
           yaparken etkinleşen nöronlar,
           aynı hareketi yapan birini
           gördüğünde (duyduğunda) da
           etkinleşir.
           Duygunun tanınması (emotion
           recognition): Bir duyguyu
           hissettiğimizde etkinleşen
           nöronlar, aynı duyguyu hisseden
           birini gördüğümüzde de
           etkinleşir.
Ali Ahmet’in elmaya uzandığını görür. Elinin elmaya
 doğru hareketini görmekle, ne yaptığını (kavramak)
 tanır, fakat elmayı kavramak istediğini, yani onun
 uyaranla bağlantılı niyetini de bilir.
Peki, Ahmet elmayı neden kavrıyor? Yemek mi istiyor,
 kardeşine vermek mi istiyor, yoksa atmak mı istiyor?
Bunu anlamanın yollarından biri bağlama bakmaktır.
Iacoboni et al 2005
Iacoboni et al 2005
Iacoboni et al 2005
Primatların sosyal kognisyonu ayna nöronlar için neler
                      söylüyor?

                              (Primatlarda) eğer bir hedef
                                yoksa ayna nöronlar
                                aktive olmazlar
                              Altta yatan niyete bağlı
                                olarak farklı aktivasyon
                                paternleri olur
                              Ör, yemek için mi, taşımak
                                için mi kavrıyor?
                              (İnsanda) “overimitation”
                       Lyons et al 2006
ToM – Başkasının zihin hallerinin temsili?
Empati: Başkalarının duygularının temsili?



                     Biri hareketlerimizi taklit
                     ettiğinde kendimizi ona
                     yakın hissederiz.Dünyaya
                     bizim açımızdan
                     bakabileceğini düşünürüz.
                     Bu doğru mudur?

                 Santiesteban 2012
Başkalarını nasıl anlarız?
Taklit Kuramı           Kuram Kuramı (Theory
  (Simulation Theory)    Theory)
Ayna nöronlara dayanan Bildirimsel (declarative)
 taklit                  temsili bilgi
Başkasının zihinsel    Zihinsel temsilleri
 durumları kendi         (representations)
 zihnimizin içinde       kullanarak akıl
 mevcuttur.              yürütürüz.
ToM ve empati gibi yüksek düzey sosyokognitif
işlevlerin özünde taklit ve onun nöral substratı olan
ayna nöron sistemi (ANS) bulunur.
Hareketin gözlemlenmesi, gözlemlenen hareketin
yeniden üretilmesine imkan veren motor temsilleri
tetikler (taklit).
ToM ise, taklitle değil, taklidin ketlenmesiyle ilgilidir.
Gözlemcinin başkasının davranışını taklit etme
eğilimini ketlerken, kendi hareketi ile ötekininkileri
ayırt etmesi; ötekinin değil, kendisinin hareketini
yapması gerekir.
ToM'da, kendi zihinsel durumu ketlenirken, diğerininki
temsil edilmelidir.       Santiesteban 2012
Yüzün algılanmasında oksipital ve temporal görsel ve
yüz tanıma bölgelerinin yanısıra somatosensoriyal
korteksler , amigdala ve insula, vb. devreye girer.
Amigdala sosyal ortamı da tarar.
Özellikle göz, tanı koydurucudur.
Yüksek düzey görsel korteks bölgelerin, özellikle yüze
ve biyolojik harekete orantısız bir ilgisi vardır.
Yaşamın ilk yıllarında bile yüzlere seçici dikkat
gösteririz.            Adolphs 2006
Kişinin kendi eylem, duyum ve duygularında rol alan devrelerle
başkalarınınkini algıladığı devreler ortaktır. Premotor ve paryetal
bölgeler, insula ve SII.
Süt içen birinin yüzündeki tiksinme ifadesi – prereflektif, sezgisel
ve empatik.
Yabancı bir öğrencinin ne tür bir hediyeden hoşlanacağını
düşünmek. Orta hat yapıları.Keysers and Gazzola 2007
Sosyal kognisyon bu ikisinin birleştirilmesini gerektirir
İnsula – kendi somatik
durumlarımızın temsili
                                   Posterior insula'dan orta hatta,
                                   oradan anterior insula ve tekrar
                                   posterior'a giden bir devre.
                                   Kalp atımı: Posterior insula
                                   Kalp atımını düşün ve söyle:
                                   Orta hat yapıları


                                   vmPFC: kalp atımı, kendisi,
                                   benzer başkası üstüne
                                   düşünümsel
                                   dmPFC: Benzemeyen başkaları
                                   üzerinde düşünümsel
                        Keysers and Gazzola 2007
Diğerlerine dair kognisyonun ikili süreç modeli
Otizm Spektrum Boz./Williams Send
Duygusal (Emotional) /Bilişsel (Cognitive) Empati
ToM'ın Erken/Geç Gelişmiş Bileşenleri
Otomatik-Refleksif/Denetimli-Reflektif
Taklit (Simulation) / Mentalizing
Ayna-Nöronlarına Dayalı Taklit/Başkalarına Dair
  Bildirimsel Akıl Yürütme
Frontoparyetal Ayna Nöron Sistemi/Orta Hat Yapıları ve
  Temporoparyetal Bileşke

                          Pineda 2009
Duygularını ifade eden diğer kişileri gözlemlemek,
izleyende fizyolojik duygusal durumun aynalanmasıyla
sonuçlanır. Beden hem taklidin bir substratıdır, hem de
bilgi işlemci, duygusal durumun ayrıntılarını
öğrenebileceğimiz bir karalama defteri.
Beynimiz dünya hakkındaki tüm bilgileri açık seçik bir
şekilde depolamaz; bu bilgileri aramak için tarifler taşır.
İnsan kültürü büyük sosyal grupların ortak bilişsel
yeteneklerine dayandığı sürece, bireysel beyni sosyal
bilginin deposu değil, onu üreten kaynak olarak görmek
daha uygundur.

                           Adolphs 2006
Beyin-Beyin Eşleşmesi
Ortamdaki nesneler enerji yayarlar, alıcılar bunları elektrik
sinyallerine çevirir. Beyin bu sinyallerden dünyaya dair
bilgiler edinir.
Beyin-beyin eşleşmesi, kablosuz iletişim sistemlerine benzer
(“vekil aktivasyonlar”).
Failin eylemlerinin, duyumlarının, duygularının algılanması
kortikal temsilleri tetikler.




                          Hasson et al 2012
Adolphs 2006
Yalan söylemek elbette yanlış bir davranıştır, fakat
  önemli bir bilişsel kazanımdır.
ToM yeteneği geliştikçe daha akıllıca yalanlar söylenir.
Yeni doğanlar yüz tercihi sergilerler, doğumdan kısa süre
  sonra taklit etme eğilimi başlar, 9 aylıkken ortak dikkat
  gösterilir, 4 yaşında yanlış inanışlar anlaşılır, 9 yaşında
  yüksek düzeyde sarkazm değerlendirilebilir.



                         Itakura and Fujita 2005
Makyavelizm: Başka bir kişiyi hedeflerine ulaşmak
için araç olarak kullanma davranışı

Mindreading
* Bilişsel
* Duygusal
Empati
* Soğuk
* Sıcak

                        Paal 2007
Bilinç hali ve sosyal zihin

    Son iki dekatta
    nörobilimlerin iki alt-alanı
    ortaya çıktı:

    * affective neuroscience ve

    * social neuroscience.

    Bu yeni beyin bilimlerinin
    paralel gelişmesi tesadüf
    değildir.



                               Robbins 2008
İki örnekte yaşantının toplumsal temeli


    Toplumsal acı (social pain): İnsanın
    kişilerarası ilişkilerine güncel ya da
    potansiyel hasar algısıyla birlikte olan
    duygulanım

    Duygulanımsal bulaşma (affective
    contagion): Duyguların, haleti ruhiyelerin ve
    diğer duygulanımsal hallerin toplumsal
    algının bir sonucu olarak bir kişiden diğerine
    yayılma eğilimi

    Duygu bilinci, bedenin algılanması kadar
    toplumsal dünyanın algılanmasına da
    bağımlıdır.


                                     Robbins 2008
Duygulanımsal bulaşma

1. Hepimiz, bedenimizdeki hasarı nasıl
  hissediyorsak, toplumsal ilişkilerdeki hasarı da
  (kısmen) onunla aynı şekilde ve aynı nöral
  mekanizmayla hissederiz. Kısacası, toplumsal
  dünyadaki yansımamızı kendimizin uzantısı
  olarak yaşarız.
2. Hepimiz çevremizdeki duygulanım
  durumlarını “yakalarız.” Sonuç olarak, bilinç
  yerel toplumsal ortama yayılır.
                      Robbins 2008
Yaşantının toplumsal temeli
               
                   İnsan yavrusunun bakıcısına çok uzun
                   süren bağımlılığı karşısında, insanın
                   toplumsal ilişkilerine yönelik hasarı
                   ortaya çıkarma kapasitesi bedenine
                   yönelik hasarı ortaya çıkarma kapasitesi
                   kadar gereklidir – bu yüzden 'fitness-
                   enhancing'.
               
                   Sosyal yara, fiziksel yaralardan daha az
                   rahatsız edici değildir; bu rahatsızlığın
                   nöral ve psikolojik korelatları da
                   benzerdir.



           Robbins 2008
Yaşantının toplumsal temeli

    Toplumsal acı ile fiziksel acı
    önemli ölçüde örtüşen beyin
    mekanizmalarına dayanır. Burada
    özellikle ACC'in dorsal bölgesi
    ilginçtir.

    Toplumsal acı fenomenolojik,
    psikolojik ve nöral açıdan fiziksel
    acı kadar gerçektir ve benzer bir
    işlev görür: kişilerarası kendiliğin
    ya da 'sosyal bedenin' bütünlüğüne
    yönelik gerçek ya da potansiyel
    hasarı haber verme.


                                      Robbins 2008
Toplumsallığın yaşantısal temeli
                 
                     Mindreading
                 
                     * intentional: inançlar, arzular, niyetler
                     (WS?)
                 
                     * phenomenal: acılar, duygular, duyumlar
                     (AS?)
                 
                     Akıcı bir toplumsal etkileşim, etkileşime
                     katılanların diğerlerinin bilinç hallerini
                     (özellikle sevinçleri, üzüntüleri, acıları,
                     vb.) takip etme yeteneğine dayanır.
                 
                     Ahlak, fenomenal zihinle bağlantılıdır.




              Robbins 2008
Toplumsal zihin, viral zihin
               
                   Bilinç bir ölçüde viral bir fenomendir.
               
                   Bilinç halinin bir kişiden diğerine
                   yayılma eğilimi, fenomenal
                   mindreading'de (başkalarının bilinç
                   hallerini anladığımız süreç) önemli
                   bir rol oynar.
               
                   Başkalarının duygularını, onların
                   durumlarını aynalayarak tanırız, sonra
                   bu aynalamanın sonucunu içgözlemle
                   sınıflandırırız, sonunda da içgözlemle
                   edindiğimiz durumu hedefe atfederiz:
                   duygulanımsal bulaşma.


            Robbins 2008
Zihin halkası

* Bilinç hali (consciousness) toplumsal acı ve duygulanımsal
  bulaşma gibi fenomenler sayesinde toplumsal zihin
  tarafından şekillendirilir.
* Başkalarının bilinç durumlarını temsil etme yeteneğimiz,
  toplumsal açıdan yeterli olmamıza çok önemli şeyler katar.
* Bu temsil etme yeteneği, başkalarının bilinç durumlarını
  kendinde aynalama yeteneğini uyandırır.
* Böylece, bilinç hali nasıl ki toplumsal zihnin titreşimlerine
  bağlıysa, sosyal zihin hali de bilincin titreşimlerine bağlıdır.

                              Robbins 2008
Mental Modeller

Nörobiyoloji - alt hücre düzeyindeki operasyonlar;
 mikroölçekte – nörotransmitterler, sinapslar, vb.
 üzerinde odaklanır
Nöropsikoloji - orta ölçekli nöronal grupları ve beyin
 modülaritesini ele alır
Psikoloji - büyük ölçüde makroölçekli davranışlarla
 ilgilenir
Sosyal psikoloji – kişilerarası ilişkileri ele alır
Yapay zeka
                           Lucas 2005
Felsefe
Karmaşık bir sistem olarak zihin
Her zaman bir çok farklı ihtiyaçlarımız ve ilgilerimiz ile bunlar
 arasında seçim yapma yeteneğinin olduğunu görürüz.
Ancak, bazı istisnalar dışında, akademik çalışmalar izole
 işlevler üzerinde odaklanmayı tercih eder.
Oysa karmaşık sistemlerde, ki zihin öyle görülmelidir, alt
 sistemler arasında etkilenmeler yaygındır. Zihne dair
 elverişli bütüncül bir görüş, bu yüzden, bu karşılıklı
 bağımlılıkları hesaba katmalı ya da bunların belli bir
 bağlamda neden önemsiz olduklarını açıkça göstermelidir.


                              Lucas 2005
Biyoloji, Kültür, Duygular

Öte yandan, beynin işleyişi üzerinde biyolojik ve
 kültürel sınırlamalar vardır.
Çoğu zaman bu yönler tamamen ihmal edilmekte, bu
 da zihnin bedensiz ve bağlam dışında işlediği
 görüşlere yol açmaktadır.
Ayrıca, son kanıtlar duyguların (duygulanımların)
 entelektüel işlevler üzerine etkilerine işaret
 etmektedir. Bu, 'ciddi' akademik çalışmalardan
 geleneksel olarak dışlanan bir konudur.
                        Lucas 2005
'Edge of Chaos'
Bütün bu organize sistem formlarında, görece statik yapısal
 çerçeveler (fiziksel 'parçalar' boyutu) ile görece kaotik
 dinamik etkileşimler (enformasyonel 'süreç'ler boyutu)
 arasında bir 'fitness maksimize edici denge' yaşarız.
Karmaşıklık biliminde buna 'edge-of-chaos' denir ve fiziğin
 faz geçişlerine benzerler.
Bu konumda karmaşık sistemlerin çeşitli büyüklüklerde geniş
 bir çekiciler karışımı içerdikleri görülmektedir.


                            Lucas 2005
Zihnin harekete geçiricileri

1 - primal/basic (hayat/beyin: doğa, biyolojik)
2 - kişilerarası (zihin: nurture, psikolojik) ve
3 - soyut (bilinç: kültür, sosyolojik).




                         Lucas 2005
Primal İhtiyaçlar
Temelde fiziksel dünyayla ve fiziksel varoluşumuzla bağlantılı,
  aşağı hayvanlar ya da bitkilerle ilişkilidirler.
Yemek, içmek, solumak, büyümek, refleksler, barınma/ısınma,
  yeniden üreme, güvenlik/sağkalım, uyku, atık boşaltma ve
  sağlık.
Bu ihtiyaçların bir çoğu tamamen bilinçsizdir ve bütün
  homeostatik beden işlevlerini içerirler.



                             Lucas 2005
Kişilerarası (sosyal) İhtiyaçlar
Orta ve yüksek hayvanlarda zihnin ve topluluğun ortaya
   çıkışıyla ilgili daha sofistike ihtiyaçlar.
İletişim, gösteriş, statü, ait olma, merak, uyarım, hareketlilik,
   iş, oyun, rahatlık ve ileriye yönelik planlama.
Burada davranışlarımız genellikle bilinçaltıdır; alışıldık
   durumlara otomatik tepkiler verilir.




                               Lucas 2005
Soyut (manevi) İhtiyaçlar
Tamamen gelişmiş insanlara atfedilen yüksek ihtiyaçlar.
  Sadece türümüz için geçerli.
Sanat, müzik, bilim, matematik, din, sevgi, felsefe, adalet, etik,
  tarih, güzellik, şefkat, arkadaşlık, yaratıcılık, eğitim,
  aydınlanma ve özgürlük.
Bu düzeyler maddi olmayan bir biçimin kavramlarının ortaya
  çıktığını gösterirler.
Her ne kadar yüksek bilinç düzeyleri bilimin kendisi ile aynı
  düşünce moduna karşılık gelirse de, genellikle bilimden
  dışlanırlar.
                               Lucas 2005
Bir zihin modeli
          • Çok-katmanlı bir bilimsel
            metodoloji gerektirir.
          • Bütün düzeyler açık sistemler
            olarak görülür, eylemlerimizin
            kişisel, toplumsal ve çevresel
            etkilerini holistik bir hipersistem
            olarak hesaba katar ve hayatı
            izole kesitler şeklinde görmez.
          • Bu demektir ki bir çok amaç
            aynı anda etkindir, en azından
            bilinçaltında.

      Lucas 2005
Sinerji ve emergence: autopoetic
Doğrusal bakışın tek bir neden-tek bir sonucu yerine, bir tür
  doğrusal olmayan, çoklu neden / sonuç ağlarına ihtiyacımız
  var.
Bu doğrusal olmayan ağlar sinerjiye ya da emergence'e; (ortaya
  çıkış: zuhur), etkileşimdeki parçaların kombinasyonlarından
  yeni işlev düzeylerinin yaratılmasına izin verir.
Ortaya çıkan örgütlenmeler ve meydana gelen eylemler tarihsel
  olarak diğer zihinlerle ve çevreyle birlikte evrim gösteren
  etkileşimlere bağlıdır: autopoetic (self-producing) yaklaşım.

                             Lucas 2005
Çekiciler
       • Karmaşık sistemlerle ilgili
         çalışmalarla ortaklıkları olan
         dinamik sistemler yaklaşımına
         göre, sistemler çekiciler denen
         bir özelliğe sahiptir. Bunların her
         biri sınırlı bir olasılık (durum ya
         da faz) uzayıdır. Sistem dinamik
         olarak ona doğru hareket eder,
         fakat sonra kaçması zordur: bu,
         çekimsel kuyuya ya da kimyasal
         enerji bariyerine benzer.
   Lucas 2005
Çekiciler
1) nokta çekici: burada sistemin nihayetinde tek bir olası
durumu vardır; sadece tek bir denge çözümünün mümkün
olduğu bilim formları buna örnektir.
2) döngüsel çekici: burada sistemin düzenli bir şekilde art arda
gelen bir takım çözümleri vardır; gezegen yörüngeleri bu
türdendir. Her iki tip de düşük bağlantılı ağlarla ilişkilidirler.
3) son zamanlarda keşfedilen 'garip' çekiciler: burada
karmaşık ve genellikle fraktal davranış örüntüleri bulunur. Bu
son tip, her ne kadar deterministik olsa da, genellikle
öngörülemez türdendir ve 'kaos'la ilişkilidir.
                               Lucas 2005
'Çekim havzası'
         • Genellikle bunlar ağlar yüksek
           düzeyde bağlantılı olursa ortaya
           çıkarlar. Bir çekiciye giden olasılık
           uzayı alanına 'çekim havzası' denir
           ve karmaşık sistemlerde bu çok
           sayıda bireysel durum oluşturabilir.
         • Doğrusal olmayan sistemlerin
           genelde olası bir çok çekicisi vardır
           ve bu yüzden sistemin bulunmasının
           bekleneceği çekici, sistemin hangi
           çekim havzasında başladığı tarihsel
           olarak bilinmezse belirlenemez.

      Lucas 2005
'kelebek etkisi'
     • Beynin karmaşık ağ yapısı düşünülürse, bir çok
       doğal çekicinin (ör, kavramlar) mevcut olması
       beklenir. Bu tür birbiriyle bağlantılı
       (tekrarlayan) ağlar, herhangi bir yapısal
       değişiklik (düğüm ya da bağlantı değişikliği)
       olmaksızın, bir çok farklı eş zamanlı çekiciyi
       destekleyeceğinden, bir bileşene gelen girdideki
       basit bir değişiklik bütün sistemi çok farklı bir
       çekiciye saptırmakta yeterli olacaktır (ör, küçük
       niyet değişikliklerinin kuvvete dayanan yön
       değiştirmelerden çok enformasyonel yön
       değiştirmeler kullanarak büyük davranışsal
       değişikliklere yöneltmesi beklenebilir).


      Lucas 2005
'sınırlamalar'
Zihinde genetik olarak yönlendirilmiş nöral bileşenler yapısal
  olarak meydana gelebilecekler üzerinde bazı sınırlamalar
  koyar ve izin verilen süreçler de hormonal düzeylerden
  etkilenir (belki de 'kaosun ucundaki' sınır konumumuzu, ör,
  uyku/uyanıklığı, yönlendirerek). Mevcut yüksek düzey
  kategorilerimiz de hayal edebileceklerimizi sınırlayabilir ve
  bunlar deneyimden ve karşılaştığımız kültürel normlardan ve
  çeşitlilikten etkilenir.


                             Lucas 2005
'extended mind'
• Yanıt verebileceğimiz tetikleyiciler
  ya da işaretler ve sonra ortaya
  çıkabilecek davranışlar her zaman
  sınırlıdır ve mevcut değer
  sistemimizle yakından bağlantılıdır.
• Bu, psikolojimizin biyoloji ile
  sosyoloji arasındaki disiplinlerötesi
  bir dengede varolduğu ve dinamik
  olarak dalgalanan doğasında
  bulunan geniş sınırlar ve olasılıklar
  karışımı bağlamında anlaşılması
  gerektiğini gösterir.
• Bu açıdan bakıldığında etkin
  haldeki zihnimiz beynin ötesine
                                      Lucas 2005
  yayılır ve kısmen bedenimizin
  eylemlerinde, kısmen de toplumun
  içinde varolur.
Lucas 2005

More Related Content

Similar to Social Mind

İletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptx
İletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptxİletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptx
İletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptxTaylanMARAL
 
Felsefe ve egitim(1. hafta)
Felsefe ve egitim(1. hafta)Felsefe ve egitim(1. hafta)
Felsefe ve egitim(1. hafta)Ebru Ozturk
 
EVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİEVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİVural Yigit
 
Ulusal 2009
Ulusal 2009Ulusal 2009
Ulusal 2009hakana
 
Www.kpss10.com program geliştirmenin temelleri tasarımları
Www.kpss10.com program geliştirmenin temelleri  tasarımlarıWww.kpss10.com program geliştirmenin temelleri  tasarımları
Www.kpss10.com program geliştirmenin temelleri tasarımlarıwikioogle
 
EVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN EVRİMSEL GELİŞİMİ
EVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN  EVRİMSEL GELİŞİMİEVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN  EVRİMSEL GELİŞİMİ
EVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN EVRİMSEL GELİŞİMİCOSKUN CAN AKTAN
 
Sosyolojiye giriş, TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEM
Sosyolojiye giriş,   TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEMSosyolojiye giriş,   TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEM
Sosyolojiye giriş, TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEMrecep şahin
 
Yönetimde Yeni Paradigma Anlayışı
Yönetimde Yeni Paradigma AnlayışıYönetimde Yeni Paradigma Anlayışı
Yönetimde Yeni Paradigma AnlayışıHasan Subaşı
 
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme ÖdevSevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme ÖdevSevcan Çatkın
 
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9Ömer Durmuş
 
Gestalt yaklaşımı
Gestalt yaklaşımıGestalt yaklaşımı
Gestalt yaklaşımıNejlaakguel
 
ZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILAR
ZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILARZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILAR
ZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILARCOSKUN CAN AKTAN
 
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular ListesiöğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular Listesiderslopedi
 
Zeka ve kişilik
Zeka ve kişilikZeka ve kişilik
Zeka ve kişilikdnzozylvc
 
Davranis bilimleri dersi sunum 1
Davranis bilimleri dersi sunum 1Davranis bilimleri dersi sunum 1
Davranis bilimleri dersi sunum 1Mert Erkol
 
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre KocalarPsikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre KocalarEmre Kocalar
 

Similar to Social Mind (20)

İletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptx
İletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptxİletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptx
İletişim Psikolojisi 3. Hafta (2).pptx
 
Felsefe ve egitim(1. hafta)
Felsefe ve egitim(1. hafta)Felsefe ve egitim(1. hafta)
Felsefe ve egitim(1. hafta)
 
EVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİEVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİ
 
Ulusal 2009
Ulusal 2009Ulusal 2009
Ulusal 2009
 
RIDVAN UYSAL
RIDVAN UYSALRIDVAN UYSAL
RIDVAN UYSAL
 
Www.kpss10.com program geliştirmenin temelleri tasarımları
Www.kpss10.com program geliştirmenin temelleri  tasarımlarıWww.kpss10.com program geliştirmenin temelleri  tasarımları
Www.kpss10.com program geliştirmenin temelleri tasarımları
 
EVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN EVRİMSEL GELİŞİMİ
EVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN  EVRİMSEL GELİŞİMİEVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN  EVRİMSEL GELİŞİMİ
EVRİMSEL İKTİSAT: KURALLAR VE KURUMLARIN EVRİMSEL GELİŞİMİ
 
Sosyolojiye giriş, TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEM
Sosyolojiye giriş,   TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEMSosyolojiye giriş,   TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEM
Sosyolojiye giriş, TOPLUM, BİLİM ve YÖNTEM
 
Yönetimde Yeni Paradigma Anlayışı
Yönetimde Yeni Paradigma AnlayışıYönetimde Yeni Paradigma Anlayışı
Yönetimde Yeni Paradigma Anlayışı
 
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme ÖdevSevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
 
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 9
 
Etik nedir
Etik nedirEtik nedir
Etik nedir
 
Aile psikologu-randevu-telefonu
Aile psikologu-randevu-telefonuAile psikologu-randevu-telefonu
Aile psikologu-randevu-telefonu
 
Gestalt yaklaşımı
Gestalt yaklaşımıGestalt yaklaşımı
Gestalt yaklaşımı
 
ZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILAR
ZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILARZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILAR
ZİHİNSEL PSİKOLOJİ PERSPEKTİFİNDEN İRRASYONALİTE: DAVRANIŞSAL HATA VE YANILGILAR
 
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular ListesiöğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
 
Zeka ve kişilik
Zeka ve kişilikZeka ve kişilik
Zeka ve kişilik
 
7260 4385 1757 (1)
7260 4385 1757 (1)7260 4385 1757 (1)
7260 4385 1757 (1)
 
Davranis bilimleri dersi sunum 1
Davranis bilimleri dersi sunum 1Davranis bilimleri dersi sunum 1
Davranis bilimleri dersi sunum 1
 
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre KocalarPsikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
 

Social Mind

  • 1. Bireysel Zihinden Sosyal Zihne Hakan Atalay Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri AD
  • 2. Özgeçmiş 2005- Yeditepe Üniversitesi Hastanesi 2000-2005 Haydarpaşa Numune EAH 1998-2000 Beyoğlu EAH 1995-1997 Balıklı Rum Hastanesi 1987-1995 Bakırköy RSHH 1986- Niğde MEB Dispanseri 1985 Ankara ÜTF
  • 3. Adolphis R. How do we know the minds of others? Domain-specifity, simulation, and enactive social cognition. Brain Res 2006; 1079: 25-35 Amodio DM, Frith CD. Meeting of minds: the medial frontal cortex and social cognition. Nat Rev Neurosci 2006; 7: 268-77 Andrade, VM. Affect, thought, and consciousness: The Freudian theory of psychic structuring from an evolutionary perspective. Neuro-Psychoanal 2003; 5: 71-80 Ansari D. Culture and education: New frontiers in brain plasticity. Trend Cogn Sci 2012; 16: 93-5 Apperly IA. Beyond simulation-theory and theory-theory: Why social cognitive neuroscience should use its own concepts to study “theory of mind”. Cognition 2008; 107: 266-83 Bickle J. The molecules of social recognition memory: Implications for social cognition, extended mind, and neuroethics. Cons Cogn 2008; 17: 468-74 Brickman HR. Living within the cellular envelope: Subjectivity and self from an evolutionary neuropsychoanalytic perspective. J Am Acad Psychoanal Dynam Psychiatry 2008; 36: 317-41 Gallese V, Fadiga L, Fogassi L, Rizzolatti G. Action recognition in the premotor cortex. Brain 1996; 119: 593-609 Gallese V, Goldman A. Mirror Neurons and the simulation theory of mindreading. Trend Cogn Sci 1998; 2(12): 493-501 Gallese V, Keysers C, Rizzolatti G. A unifying theory of the basis of social cognition. Trend Cogn Sci 2004; 8(9): 396-403 Hartmann HP. Psychoanalytic self-psychology and its conceptual development in light of developmental psychology, attachment theory, and neuroscience. Self and Systems: Ann NY Acad Sci 2009; 86-105 Hasson et al. Brain-to-brain coupling: a mechanism for creating and sharing a social world. Trend Cogn Sci 2012; 2: 114-21 Holroyd CB, Yeung N. Motivation of extended behaviors by anterior cingulate cortex. Trend Cogn Sci 2012; 16: 122-8
  • 4. Kandel ER. A new intellectual framework for psychiatry. Am J Psychiatry 1998; 155: 457-69 Kandel ER. Biology and the future of psychoanalysis: A new intellectual framework for psychiatry revisited. Am J Psychiatry 1999; 156: 505-24 Keysers C, Gazzola V. Integrating simulation and theory of mind: From self to social cognition. Trend Cogn Sci 2007; 16: 194-6 Kono T. The “extended mind” approach for a new paradigm of psychology. Integr Psych Behav 2010; 44: 329-39 Lucas C. Evolving an integral ecology of mind. Cortex 2005; 41: 709-25 Lyons DE, et al. Reflections of other minds: How primate social cognition can inform the function of mirror neurons. Curr Opin Neurobiol 2006; 16: 230-4 Paal T, Bereczkei T. Adult theory of mind, cooperation, Machiavellianism: The effect of mindreading on social relations. Person Indiv Diff 2007; 43: 541-51 Pineda JA, Hecht E. Mirroring and mu rhytm involvement in social cognition: Are there dissociable subcomponents of theory of mind? Biol Psychol 2009; 80: 306-14 Robbins P. Consciousness and the social mind. Cog System Res 2008; 9: 15-23 Sabelli HC, Carlson-Sabelli L. Biological priority and psychological supremacy: a new integrative paradigm derived from process theory. Am J Psychiatry 1989; 146: 1541-51 Santiesteban I, et al. Training social cognition: From imitation to theory of mind. Cogn 2012; 122: 228-35 Schilbach L, et al. Mind at rest? Social cognition as the default mode of cognizing and its putative relationship to the “default system” of the brain. Consc Cogn 2008; 17: 457-67 Sebanz N, Bekkering H, Knoblich G. Joint action: bodies and minds moving together. Trend Cog Neurosci 2006; 10: 70-6 Tollefsen DP. From extended mind to collective mind. Cog System Res 2006; 7: 140-50 Zhu Y, et al. Neural basis of cultural influence on self-representation. NeuroImage 2007; 34: 1310-6
  • 5. Sosyal Zihin? Ali ve Ayşe bir yere gitmek istiyorlar, fakat adresi hatırlayamıyorlar. Ayşe belleğine başvuruyor, daha önceki anılarını düşünerek yolları hatırlamaya çalışıyor. Ali ise, i-phone’una bakarak yolu buluyor. Ayşe de telefonuna davranıyor, ama böyle bir işlevi olmadığını hatırlıyor. Bu durumda, kafamızın içindeki bellek süreçleri ile (bizim etkin olarak kullandığımız) i-phone’umuzdaki bellek, işlevsel açıdan ne kadar farklıdır? Ayşe neden yanılıyor?
  • 6. Özet Süreç kuramı (process theory) Nöropsikanaliz (neuropsychoanalysis) Nörobilim (mirror neurons, ToT) Birlikte hareket etmek (joint actions) “Yayılmış zihin” (extended mind) Sosyal zihin (social mind/cognition)
  • 7. Süreç Kuramı • biyolojik ya da psikolojik biyolojik öncelik ve üstünlük kuramları psikolojik üstünlük • psikoanalitik ve diyalektik çatışmalar ve sistemler homeostazisi karşıtların birliği • belirlenimcilik ve gelişimsel kuramlar yaratıcı çatallanmalar Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 8. Süreç Kuramı * Her şey tek yönlü bir enerji akışı, * iki boyutlu bilgi döngüleri ve * üç boyutlu madde yapılanması sürecidir. Sonuç olarak, önceliği olan basitten, üstünlük kazanan karmaşığa doğru kapsamlı bir evrim vardır. Enerji, bilgi ve madde bütün doğal ve insanî süreçlerin birbirinden ayrılmaz üç yönüdür. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 9. Süreç Kuramı •Heraclitus her şeyin ateş ve logos olduğunu söylüyordu, •bugün enerji ve bilgi diyoruz. •Birlik, karşıtlık ve yaratıcılık varolan her şeyin üç evrensel niteliğidir. •- Tek yönlü akış, •- iki boyutlu döngü ve •- üç boyutlu yapılanmalar birbirinden ayrılmaz üç değişim örüntüsüdür. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 10. Süreç Kuramı Her şey enerjidir, bu yüzden kendiliğinden değişir ve sürekli etkileşime girer; hiçbir şey durağan değildir ve değişim için dışsal bir neden gerekmez. Biyolojik ve psikolojik enerji, daha basit fiziksel enerjinin karmaşık görünümleridir. Beden ve zihin, madde ve ruh, fiziksel, sosyal ve psikolojik süreçler, ne denli değişik ve ayrı türden olurlarsa olsunlar, hepsi enerji biçimleridir. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 11. Süreç Kuramı •Bilgi (in-form-ation) bir değişim örüntüsü ya da maddî bir yapı gibi bir biçimdir (ör. genetik bilgi DNA'nın yapısında taşınır). •Düşünce ve duyguların da beyin metabolizmasında maddî bir temeli vardır. •Psikolojik ve kültürel süreçler karmaşıktırlar, yani yüksek yoğunlukta bilgi içerirler. •Aynı şekilde, en basit fiziksel madde bile ayrı türden (heterojen) ve karmaşıktır (yani, bilgi içerir). Sabelli and Carlson Sabelli 1989
  • 12. Süreç Kuramı •Bütün fiziksel ve kimyasal süreçler dengeye doğru akarlar. •Dengenin biraz ötesinde süreçler karşıtlar arasındaki salınımların egemenliğine girerler. •Dengenin epey uzağındaysa, basit fiziksel süreçler bile, fizyolojik olanlar dahil, kaos oluşturan ve böylece yeni yapılar üretebilen güçlü salınımların egemenliğine girerler Sabelli and Carlson Sabelli 1989 (çatallanma).
  • 13. Yörünge: Değişkenlerin zaman içindeki seyri • Tek yönlü yörüngeler, ölüm gibi bir denge noktasına doğru yakınsamayı gösterir. • Döngüler, uyku-uyanıklık döngüsünün alternatif evreleri gibi karşıtlar arasındaki gidiş gelişleri temsil eder. • Salınımlar, süreci dengeden uzaklaştıracak ve kaosa götürecek kadar güçlü olduklarında nitel değişimler ortaya çıkabilirler; hastalanma, aşık olma ve içgörüye ulaşma yaratıcı (ya da yıkıcı) süreçleri örneklerler. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 14. Süreç Kuramı “Çekiciler” Tek nokta çekicisi, süreci bir denge noktasına yöneltir. Hastanın ateşine göre tek yönlü olarak hareket eden cıva sütunu gibi. Gerçek süreçler iki ya da daha fazla yarışan güç arasındaki etkileşimden kaynaklanan salınımsal değişimler, sarmallar ya da burguları belirleyen döngüsel çekiciler içerir. Biyolojik ve mevsimsel ritimler periyodik çekicilerdir. Sarmalın DNA'nın ve proteinlerin de biçimi olması, doğanın temel bir biçimi olduğunu düşündürmektedir. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 15. Süreç Kuramı • İki uçlu hastalık döngüsel bir çekicinin aşırı salınımına bir örnektir. • İki karşıtlık yüksek yoğunlukta birlikte bulundukları zaman psikolojik kaos ortaya çıkar, bu da muhtemel psikotik yapıları yaratır. Kaotik çekiciler parçalanma ve bölünme için bilimsel bir model sunar ve hezeyanlar ve çoğul kişilik gibi nörotik, psikotik ve disosiyatif yapıların oluşumunu açıklayabilir. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 16. Süreç Kuramı Her süreçte iki yönlü bir hiyerarşi vardır. Her bir örgütlenme düzeyindeki antiteler daha basit olanların hepsini içerirler: fiziksel:> kimyasal:> biyolojik:> sosyal:> psikolojik. Örneğin, toplumsal bir organizma zorunlu olarak biyolojik, bu nedenle de fiziksel bir organizmadır. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 17. Süreç Kuramı •Yüksek düzeyler alt düzeylerin işlevini denetlerler (kortikal üstünlük). Buna uygun olarak, daha basit oksijen, su ve savunma gereksinimlerinin önceliği vardır, ama sonunda kişisel ve kişilerarası sevgiye/yaratıcılığa yönelik daha karmaşık isteklerin egemenliğine girerler. •Evrim biyolojikten sosyale ve psikolojiğe doğru ilerlediği için, beynin bu örgütlenmesinin doğadaki örgütlenme düzeyleri arasındaki güncel ilişkiye karşılık geldiği düşünülebilir. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 18. Özet: Süreç Kuramı * Basit süreçler, karmaşık süreçlerden önce vardır, onlarla birlikte bulunur ve onlardan fazla yaşarlar. * Karmaşık süreçler kendi varoluşları için esas olan daha basit süreçlerden yapılmışlardır ve onlar tarafından kuşatılırlar; bu nedenle karmaşık süreçler daha nadir ve geçicidirler. * Buna rağmen, karmaşık fenomenler, bulundukları zamanda ve yerde egemen olurlar, çünkü birim madde ve enerji başına yüksek yoğunlukta bilgi etkilerini ve yaratıcılıklarını artırır. * Her zihinsel süreçte, sürecin biyolojik yönlerinin önceliği varken, sosyal ve psikolojik yönlerin de üstünlüğü vardır. Sabelli and Carlson-Sabelli 1989
  • 19. Kandel ER. A new intellectual framework for psychiatry. Am J Psychiatry 1998; 155: 457-69. “Psikanaliz hâlâ zihne dair en tutarlı görüştür.”
  • 20. A new intellectual framework 1) Zihnin bütün işlevleri beynin işlevlerini yansıtır 2) Genler zihinsel işleve ve dolayısıyla akıl hastalıklarına önemli ölçüde katkıda bulunurlar 3) Davranışın kendisi de gen ifadesini değiştirebilir 4) Gen ifadesindeki öğrenilmiş değişiklikler, beynin nöral devrelerindeki yapısal değişmelerle devam ettirilir 5) Psikoterapi ve farmakoterapi de benzer şekilde gen ifadesinde ve beyinde yapısal değişmelere neden olabilir. Kandel 1998
  • 21. Genlerin ikili işlevi • 1) Kopyalanabilen stabil kalıplar (template function): Bunu her hücredeki her gen yapar ve bu kalıp sosyal deneyimlerle değişmez. • 2) Fenotip (transcriptional function): Her hücre her gene sahiptir, ancak belli bir hücrede bunların sadece bir kısmı (%10-20) ifade edilir, diğerleri bastırılır. • Transcriptional işlevlerin düzenlenmesi çevresel etkenlere duyarlıdır (epigenetik regülasyon). Kandel 1998
  • 22. Kültürel Evrim • Gen ifadesinin toplumsal etkenler tarafından düzenlenmesi, beyin dahil bütün beden işlevlerini sosyal etkilenmelere açık kılar. • Bu sosyal etkilenmeler beynin spesifik bölgelerinin spesifik sinir hücrelerinde spesifik genlerin değişerek ifade edilmeleri şeklinde biyolojik olarak içselleştirilir. • Ve bu sosyal etkilenmelerden kaynaklanan değişmeler kültürel olarak aktarılırlar. • İnsanlarda gen ifadesinin öğrenme yoluyla modifiye edilebilmesi özellikle etkili bir yoldur ve yeni bir evrim türüne yol açmıştır: kültürel evrim. Kandel 1998
  • 23. Bellek Açık bellek otobiyografik olaylar ve olgusal bilgiler hakkındaki bilinçli enformasyonu kodlar. İnsanlar, yerler, olgular ve nesneler hakkında bir bellektir. İfade edilmesi için hipokampus ve medial temporal lob gerekir. Örtük bellek motor ve algısal stratejilerin hatırlanması/ yeniden çağırılması için kullanılan bilinçdışı bellektir. Spesifik duysal ve motor sistemler kadar serebellum'a ve bazal ganglionlar'a da bağımlıdır. Kandel 1998
  • 24.
  • 25. Kandel ER. Biology and the future of psychoanalysis: A new intellectual framework for psychiatry revisited. Am J Psychiatry 1999; 156: 505–524.
  • 26. Biyolojinin psikanalize olası katkı alanları * Bilinçdışı zihinsel süreçlerin doğası * Psikolojik nedenselliğin doğası * Psikolojik nedensellik ve psikopatoloji * Erken yaşantılar ve zihinsel hastalıklara yatkınlık * Önbilinç, bilinçdışı ve prefrontal korteks * Psikoterapi ve beyinde yapısal değişiklikler * Psikanalize yardımcı olarak psikofarmakoloji Kandel 1999
  • 27. Bilinçdışı zihinsel süreçler Declarative (explicit): açık bellek (kişiler, yerler, nesneler) – medial temporal lob, hipokampus. Yeni algısal ve motor beceriler (procedural (implicit): örtük bellek) Bu iki bellek sistemi sıklıkla birlikte kullanılır. Sürekli tekrar etmek, açık belleği örtük belleğe çevirebilir. Örneğin, araba sürmeyi öğrenmek başlangıçta bilinçli hatırlamayı gerektirir, ama sonunda otomatik / bilinçsiz bir motor aktivite haline gelir. Kandel 1999
  • 28. Ruhsal belirlenimcilik Freud: “free association” Pavlov: “learning by association” Bir uyaranın sadece diğerini izlediğini değil, diğerini öngördüğünü de öğreniriz. Kandel 1999
  • 29. ERKEN YAŞANTILARIN ÖNEMİ • Bağlanma sistemi, açlık veya susuzluk gibi, çocuğun bellek süreçlerini organize eden ve onu anneyle yakınlık aramaya ve iletişim kurmaya yönlendiren, motivasyonel bir sistemdir. • Evrimsel açıdan bağlanma sisteminin çocuğun hayat süreçlerini organize etmek için kendi olgunlaşmamış beyinleri yerine ebeveynlerinin olgun işlevlerini kullanmasını sağlayarak hayattaa kalma (survival) şansını artırdığı açıktır. Kandel 1999
  • 30. Bağlanmanın moleküler düzeyi * İnsanlar ve deney hayvanları stresli yaşantılara HPA eksenini aktive ederek yanıt verirler. * HPA sisteminin son ürünü adrenal bezlerden glükokortikoid hormonların salınmasıdır. Kandel 1999
  • 31. Yavrular hayatlarının ilk 2 haftasında birkaç dakika annelerinden ayrıldıklarında fazla ses çıkardılar, bu da annenin ilgisinin artmasına yol açtı: ayrılmasalardı göstereceklerinden daha fazla yaladılar, temizlediler, yanlarında taşıdılar. Annenin bağlanma davranışındaki bu artış hayatlarının kalan kısmı boyunca yavruların çeşitli streslere karşı HPA yanıtını (plazma glükortikoid düzeylerini) düşürdü. Bu aynı zamanda yavruların korku halini ve stresle ilişkili hastalıklara yatkınlığını da azalttı. Kandel 1999
  • 32. Separation • Hayatlarının aynı iki haftalık dönemi boyunca yavrular annelerinden daha uzun zaman süresince (günde 3-6 saat) ayrıldıklarında ise, ters bir tepki ortaya çıktı. • Anneler yavruları ihmal etti, yavrular da büyüdüklerinde strese plazma ACTH ve glükortikoid yanıtlarında artış gösterdiler. Kandel 1999
  • 33. Separation Demek ki çocuğun anneyle etkileşimindeki farklılıklar kişinin gelecekte strese yanıtı açısından çok önemli risk faktörüdür. Kandel 1999
  • 34. Bilinçöncesi bilinçdışı? Bilinçöncesi bilinçdışının özellikleri prefrontal korteks'e uygundur. Çünkü PFC çeşitli explicit bilgilerin bilinçli farkındalığa getirilmesinde rol oynar: 1) Duysal bilgileri bütünleştirir 2) Bunları planlı hareketlerle bağlantılandırır. PFC - working memory. WM an-be-an gelen algıları zaman boyunca bütünleştirir; tekrarlar; geçmiş deneyimler, eylemler ve bilgiler hakkındaki depolanmış enformasyonlarla bir araya getirir. Kandel 1999
  • 35. Sosyal Zihin İnsanın hayatta kalması başkalarının varlığına ve onlarla etkileşim kurma yeteneğine bağlıdır. Bu tür sosyal etkileşimler hem başkalarıyla özdeşleşme yeteneği, hem de kendimizi onlardan ayırt etme yeteneği gerektirir. Bu nedenle, kendilik (self) başkalarına dair bir düşünce edinmeden kavranamaz ve kavramsallaştırılamaz. Dolayısıyla, insanlar başkalarıyla etkileşime girerek onların bakış açılarını içselleştirir, böylece kendi kognisyonlarını izler, düzenler ve üzerinde düşünür. Mesele şu ki, kendimizi de, başkalarını da aynı sistem üzerinden algılar, anlar; “herkesi kendimiz gibi” görürüz. Decey and Sommerville 2003
  • 36. Fenomenolojik düzeyde belli bir kendilik duygusuna sahip olmak, kendilik diye bir şey ya da kendiliğe özgü bir beyin bölgesi bulunduğu anlamına gelmez. Kendilik duygusu, başka kendi'lerle etkileşim halindeki beyin aktivitesinden çıkar. Hasson et al 2012
  • 37. Sosyal Zihin Sosyal Kognisyon (social cognition) Paylaşılan Temsiller (shared representations) Ortak Eylemler (joint actions) Ayna Nöron Sistemi (mirror neuron system) Zihin Kuramı (theory of mind) Taklit Kuramı (simulation) Kuram Kuramı (theory theory) Zihinselleştirme (mentalizing) Yayılmış Zihin (extended mind)
  • 38. Deneysel paradigmaların konusu: Bireyin davranışları ==> Nöral mekanizmalar. Hayvanları/insanları doğal ortamlarından tecrit edip, kapalı odalara koyarak? (Yer-merkezli bakış açısı gibi) Hasson et al 2012
  • 39. Sözel iletişim, diğer bireylerin bir kişinin bilişsel süreçlerinde oynadığı rolü gösteren en iyi örnektir. Ancak, konuşmanın doğru kullanımı, toplumun paylaştığı, birbiriyle bağlantılı bir normlar kümesine bağlıdır. Diğer sözsüz sosyal beceriler de (kur yapma, dans etme, alet kullanma..) davranışlarını ortak bir kurallar / adetler kümesine göre düzenleyen çok sayıda failin (agent) işbirliğini gerektirir. Hasson et al 2012
  • 40. Tek bir bireyin beyninin içindeki bilişsel süreçlerin tam olarak anlaşılması, bireyler arasındaki etkileşimi incelemeden ve anlamadan mümkün olamaz. Hasson et al 2012
  • 41. Zihin kafanın içinde mi?  “Mental durumlar zihinde yerleşmiştir, zihinler de kafalarda. Grupların kafaları ya da beyinleri olmadığından, mental durumları da olamaz” diyenler var; oysa, kişinin çevresiyle ilgili çeşitli özellikler de beynin diğer kısımları gibi insan kognisyonunun bir parçasıdır: bilgisayarlar, hesap makineleri, el bilgisayarları, hatta post-it notları...  Bu yapıntılarla kişi arasındaki etkileşim, kendi başına bir kognitif sistem gibi işlevi gören bir eşleşik (coupled) sistem oluşturur. Tollefsen et al 2006
  • 42. Grup zihni  İnsanlar genellikle epistemik açıdan diğerlerine bağımlıdırlar .  Bu karşılıklı bağımlılık, bireyin kendi belleğinden daha geniş ve karmaşık olan bir 'bilgi-saklama' sistemi oluşturur.  Aslında enformasyonun grupça hatırlanması, bireysel bellekten daha güvenilir bir bellek biçimini gösterir.  Ayrıca, bireyler sadece belli türden bir grubun bir parçası olduklarında aşikar hale gelen özelliklere sahiptirler. Tollefsen et al 2006
  • 43. Yayılmış Zihin (Extended Mind) “Zihin ne yalnızca beyinde, ne de bedende; bütün bir beyin-beden-çevre sisteminde kavranabilir.” (“an ecological approach to humanized environment”) Genel Sistemler Kuramı Sibernetik Self-organization Theory Autopoiesis... Kono 2010
  • 44. Bastonlu kör bir adamın sensörleri nerede başlar? Kendisi (self) nerede başlar? Bastonun ucunda mı? Sapında mı? Baston bilginin taşınma yoludur. Bu yol boyunca bir sınır çizmek, kör adamın hareketlerini belirleyen çerçevenin bir parçasını koparmaktır. Kono 2010
  • 45. Yayılmış Zihin (Extended Mind) “İnsanlar oluşturdukları ortam tarafından oluşturulurlar.” * Heidegger's “being-in-the-world” * Merleau-Ponty's phenomenology of body * Dewey's pragmatism * Gibson's ecological psychology * Bateson's ecology of mind * Putnam's externalism of meaning Kono 2010
  • 46. “Psikolojik fenomenler, insanlar sosyal etkileşime girdikçe kurulurlar.” Yüksek psikolojik işlevlerin temel özelliği, kendi kendilerini oluşturan uyarımlar olmalarıdır. Yani, insanlar yapay uyaranlar (işaretler) yaratır ve kullanırlar. Bu işaretler de, tersine, davranışların nedeni olurlar. Kono 2010
  • 47. “İşaretlerin kullanılması, insanları, biyolojik gelişimden kopan ve yeni, kültür-temelli psikolojik süreç biçimleri yaratan spesifik bir davranış yapısına götürür.” Psikolojik araçlar Sıradan, teknik araçlar (çapa, testere, bıçak, Kendine hakim olmayı araba, vs.) amaçlayan, içsel faaliyet araçlarıdır. Dışsal-yönelimlidirler İçsel-yönelimlidirler İnsanların faliyet nesnesini etkilemesine İşaret psikolojik bir aracılık ederler araçtır (dil, sayı sistemi, harfler, haritalar, resimler, çizimler, vs.) Kono 2010
  • 48. Ortak eylemler: Zihinlerin ve bedenlerin birlikte hareket etmesi  Eylemlerimizi her zaman diğerleriyle koordine ederiz: bulaşık yıkamak, çocuğu giydirmek, ağırlık taşımak, sokakta yürümek, vb.  İki beden ve zihin nasıl birbirleriyle koordine olmaktadır?  Bu durumda soru: Algı, eylem ve yüksek kortikal işlevler tek tek zihinleri izole bir şekilde inceleyerek anlaşılabilir mi? Sebanz et al 2006
  • 49. Ortak eylemin başarısı için: 1) Temsil(ci)leri (representations) paylaşmak 2) Eylemleri öngörmek 3) Kendisinin ve başkalarının öngörülen eylemlerini bütünleştirmek Sebanz et al 2006
  • 50. Eylemin öngörülmesi • Ortak eylem yeteneği (birlikte kale yapmak, vb.) çocukların henüz Zihin Kuramı'nın olmadığı yaşta (12-18 ay) gelişir. • Demek ki, eylemin amaçlarını çıkarsama yeteneğine dayanır. • Diğerinin belli bir durumda neye dikkat ettiğini bilmek: Bir eylemin gözlenmesi sırasında, gözlemcinin eylem sisteminde buna karşılık gelen bir temsilcinin aktive olması (action prediction) Sebanz et al 2006
  • 51. İnsanlar ortak bir amaca ulaşmak için, bazen diğerinin hareketlerini taklit etmek yerine (a), tamamlayıcı eylemlerde bulunmalıdır (b). Sebanz et al 2006
  • 52. Görev paylaşımı: Diğerlerinin ne yapması gerektiğini bilmek • Her katılımcı renklerden birine yanıt verir (go), diğerine vermez (no-go). Birlikteyken yapılan no-go ölçümleri (P300), yalnızken ölçülenlerden daha belirgindir (Diğerinin yanıtı sırasında aktivasyonun baskılandığını gösterir). Sebanz et al 2006
  • 53. Gallese V, Fadiga L, Fogassi L, Rizzolatti G. Action recognition in the premotor cortex. Brain 1996; 119: 593-609 Gallese V, Goldman A. Mirror neurons and the simulation theory of mindreading. Trends in Cognitive Sciences 1998; 2(12): 493-501
  • 54. Ayna Nöron Sistemi (ANS) Eylemin tanınması (action recognition): Bir hareketi yaparken etkinleşen nöronlar, aynı hareketi yapan birini gördüğünde (duyduğunda) da etkinleşir. Duygunun tanınması (emotion recognition): Bir duyguyu hissettiğimizde etkinleşen nöronlar, aynı duyguyu hisseden birini gördüğümüzde de etkinleşir.
  • 55.
  • 56. Ali Ahmet’in elmaya uzandığını görür. Elinin elmaya doğru hareketini görmekle, ne yaptığını (kavramak) tanır, fakat elmayı kavramak istediğini, yani onun uyaranla bağlantılı niyetini de bilir. Peki, Ahmet elmayı neden kavrıyor? Yemek mi istiyor, kardeşine vermek mi istiyor, yoksa atmak mı istiyor? Bunu anlamanın yollarından biri bağlama bakmaktır.
  • 60. Primatların sosyal kognisyonu ayna nöronlar için neler söylüyor? (Primatlarda) eğer bir hedef yoksa ayna nöronlar aktive olmazlar Altta yatan niyete bağlı olarak farklı aktivasyon paternleri olur Ör, yemek için mi, taşımak için mi kavrıyor? (İnsanda) “overimitation” Lyons et al 2006
  • 61. ToM – Başkasının zihin hallerinin temsili? Empati: Başkalarının duygularının temsili? Biri hareketlerimizi taklit ettiğinde kendimizi ona yakın hissederiz.Dünyaya bizim açımızdan bakabileceğini düşünürüz. Bu doğru mudur? Santiesteban 2012
  • 62. Başkalarını nasıl anlarız? Taklit Kuramı Kuram Kuramı (Theory (Simulation Theory) Theory) Ayna nöronlara dayanan Bildirimsel (declarative) taklit temsili bilgi Başkasının zihinsel Zihinsel temsilleri durumları kendi (representations) zihnimizin içinde kullanarak akıl mevcuttur. yürütürüz.
  • 63. ToM ve empati gibi yüksek düzey sosyokognitif işlevlerin özünde taklit ve onun nöral substratı olan ayna nöron sistemi (ANS) bulunur. Hareketin gözlemlenmesi, gözlemlenen hareketin yeniden üretilmesine imkan veren motor temsilleri tetikler (taklit). ToM ise, taklitle değil, taklidin ketlenmesiyle ilgilidir. Gözlemcinin başkasının davranışını taklit etme eğilimini ketlerken, kendi hareketi ile ötekininkileri ayırt etmesi; ötekinin değil, kendisinin hareketini yapması gerekir. ToM'da, kendi zihinsel durumu ketlenirken, diğerininki temsil edilmelidir. Santiesteban 2012
  • 64. Yüzün algılanmasında oksipital ve temporal görsel ve yüz tanıma bölgelerinin yanısıra somatosensoriyal korteksler , amigdala ve insula, vb. devreye girer. Amigdala sosyal ortamı da tarar. Özellikle göz, tanı koydurucudur. Yüksek düzey görsel korteks bölgelerin, özellikle yüze ve biyolojik harekete orantısız bir ilgisi vardır. Yaşamın ilk yıllarında bile yüzlere seçici dikkat gösteririz. Adolphs 2006
  • 65. Kişinin kendi eylem, duyum ve duygularında rol alan devrelerle başkalarınınkini algıladığı devreler ortaktır. Premotor ve paryetal bölgeler, insula ve SII. Süt içen birinin yüzündeki tiksinme ifadesi – prereflektif, sezgisel ve empatik. Yabancı bir öğrencinin ne tür bir hediyeden hoşlanacağını düşünmek. Orta hat yapıları.Keysers and Gazzola 2007
  • 66. Sosyal kognisyon bu ikisinin birleştirilmesini gerektirir İnsula – kendi somatik durumlarımızın temsili Posterior insula'dan orta hatta, oradan anterior insula ve tekrar posterior'a giden bir devre. Kalp atımı: Posterior insula Kalp atımını düşün ve söyle: Orta hat yapıları vmPFC: kalp atımı, kendisi, benzer başkası üstüne düşünümsel dmPFC: Benzemeyen başkaları üzerinde düşünümsel Keysers and Gazzola 2007
  • 67. Diğerlerine dair kognisyonun ikili süreç modeli Otizm Spektrum Boz./Williams Send Duygusal (Emotional) /Bilişsel (Cognitive) Empati ToM'ın Erken/Geç Gelişmiş Bileşenleri Otomatik-Refleksif/Denetimli-Reflektif Taklit (Simulation) / Mentalizing Ayna-Nöronlarına Dayalı Taklit/Başkalarına Dair Bildirimsel Akıl Yürütme Frontoparyetal Ayna Nöron Sistemi/Orta Hat Yapıları ve Temporoparyetal Bileşke Pineda 2009
  • 68. Duygularını ifade eden diğer kişileri gözlemlemek, izleyende fizyolojik duygusal durumun aynalanmasıyla sonuçlanır. Beden hem taklidin bir substratıdır, hem de bilgi işlemci, duygusal durumun ayrıntılarını öğrenebileceğimiz bir karalama defteri. Beynimiz dünya hakkındaki tüm bilgileri açık seçik bir şekilde depolamaz; bu bilgileri aramak için tarifler taşır. İnsan kültürü büyük sosyal grupların ortak bilişsel yeteneklerine dayandığı sürece, bireysel beyni sosyal bilginin deposu değil, onu üreten kaynak olarak görmek daha uygundur. Adolphs 2006
  • 69. Beyin-Beyin Eşleşmesi Ortamdaki nesneler enerji yayarlar, alıcılar bunları elektrik sinyallerine çevirir. Beyin bu sinyallerden dünyaya dair bilgiler edinir. Beyin-beyin eşleşmesi, kablosuz iletişim sistemlerine benzer (“vekil aktivasyonlar”). Failin eylemlerinin, duyumlarının, duygularının algılanması kortikal temsilleri tetikler. Hasson et al 2012
  • 71. Yalan söylemek elbette yanlış bir davranıştır, fakat önemli bir bilişsel kazanımdır. ToM yeteneği geliştikçe daha akıllıca yalanlar söylenir. Yeni doğanlar yüz tercihi sergilerler, doğumdan kısa süre sonra taklit etme eğilimi başlar, 9 aylıkken ortak dikkat gösterilir, 4 yaşında yanlış inanışlar anlaşılır, 9 yaşında yüksek düzeyde sarkazm değerlendirilebilir. Itakura and Fujita 2005
  • 72. Makyavelizm: Başka bir kişiyi hedeflerine ulaşmak için araç olarak kullanma davranışı Mindreading * Bilişsel * Duygusal Empati * Soğuk * Sıcak Paal 2007
  • 73. Bilinç hali ve sosyal zihin  Son iki dekatta nörobilimlerin iki alt-alanı ortaya çıktı:  * affective neuroscience ve  * social neuroscience.  Bu yeni beyin bilimlerinin paralel gelişmesi tesadüf değildir. Robbins 2008
  • 74. İki örnekte yaşantının toplumsal temeli  Toplumsal acı (social pain): İnsanın kişilerarası ilişkilerine güncel ya da potansiyel hasar algısıyla birlikte olan duygulanım  Duygulanımsal bulaşma (affective contagion): Duyguların, haleti ruhiyelerin ve diğer duygulanımsal hallerin toplumsal algının bir sonucu olarak bir kişiden diğerine yayılma eğilimi  Duygu bilinci, bedenin algılanması kadar toplumsal dünyanın algılanmasına da bağımlıdır. Robbins 2008
  • 75. Duygulanımsal bulaşma 1. Hepimiz, bedenimizdeki hasarı nasıl hissediyorsak, toplumsal ilişkilerdeki hasarı da (kısmen) onunla aynı şekilde ve aynı nöral mekanizmayla hissederiz. Kısacası, toplumsal dünyadaki yansımamızı kendimizin uzantısı olarak yaşarız. 2. Hepimiz çevremizdeki duygulanım durumlarını “yakalarız.” Sonuç olarak, bilinç yerel toplumsal ortama yayılır. Robbins 2008
  • 76. Yaşantının toplumsal temeli  İnsan yavrusunun bakıcısına çok uzun süren bağımlılığı karşısında, insanın toplumsal ilişkilerine yönelik hasarı ortaya çıkarma kapasitesi bedenine yönelik hasarı ortaya çıkarma kapasitesi kadar gereklidir – bu yüzden 'fitness- enhancing'.  Sosyal yara, fiziksel yaralardan daha az rahatsız edici değildir; bu rahatsızlığın nöral ve psikolojik korelatları da benzerdir. Robbins 2008
  • 77. Yaşantının toplumsal temeli  Toplumsal acı ile fiziksel acı önemli ölçüde örtüşen beyin mekanizmalarına dayanır. Burada özellikle ACC'in dorsal bölgesi ilginçtir.  Toplumsal acı fenomenolojik, psikolojik ve nöral açıdan fiziksel acı kadar gerçektir ve benzer bir işlev görür: kişilerarası kendiliğin ya da 'sosyal bedenin' bütünlüğüne yönelik gerçek ya da potansiyel hasarı haber verme. Robbins 2008
  • 78. Toplumsallığın yaşantısal temeli  Mindreading  * intentional: inançlar, arzular, niyetler (WS?)  * phenomenal: acılar, duygular, duyumlar (AS?)  Akıcı bir toplumsal etkileşim, etkileşime katılanların diğerlerinin bilinç hallerini (özellikle sevinçleri, üzüntüleri, acıları, vb.) takip etme yeteneğine dayanır.  Ahlak, fenomenal zihinle bağlantılıdır. Robbins 2008
  • 79. Toplumsal zihin, viral zihin  Bilinç bir ölçüde viral bir fenomendir.  Bilinç halinin bir kişiden diğerine yayılma eğilimi, fenomenal mindreading'de (başkalarının bilinç hallerini anladığımız süreç) önemli bir rol oynar.  Başkalarının duygularını, onların durumlarını aynalayarak tanırız, sonra bu aynalamanın sonucunu içgözlemle sınıflandırırız, sonunda da içgözlemle edindiğimiz durumu hedefe atfederiz: duygulanımsal bulaşma. Robbins 2008
  • 80. Zihin halkası * Bilinç hali (consciousness) toplumsal acı ve duygulanımsal bulaşma gibi fenomenler sayesinde toplumsal zihin tarafından şekillendirilir. * Başkalarının bilinç durumlarını temsil etme yeteneğimiz, toplumsal açıdan yeterli olmamıza çok önemli şeyler katar. * Bu temsil etme yeteneği, başkalarının bilinç durumlarını kendinde aynalama yeteneğini uyandırır. * Böylece, bilinç hali nasıl ki toplumsal zihnin titreşimlerine bağlıysa, sosyal zihin hali de bilincin titreşimlerine bağlıdır. Robbins 2008
  • 81. Mental Modeller Nörobiyoloji - alt hücre düzeyindeki operasyonlar; mikroölçekte – nörotransmitterler, sinapslar, vb. üzerinde odaklanır Nöropsikoloji - orta ölçekli nöronal grupları ve beyin modülaritesini ele alır Psikoloji - büyük ölçüde makroölçekli davranışlarla ilgilenir Sosyal psikoloji – kişilerarası ilişkileri ele alır Yapay zeka Lucas 2005 Felsefe
  • 82. Karmaşık bir sistem olarak zihin Her zaman bir çok farklı ihtiyaçlarımız ve ilgilerimiz ile bunlar arasında seçim yapma yeteneğinin olduğunu görürüz. Ancak, bazı istisnalar dışında, akademik çalışmalar izole işlevler üzerinde odaklanmayı tercih eder. Oysa karmaşık sistemlerde, ki zihin öyle görülmelidir, alt sistemler arasında etkilenmeler yaygındır. Zihne dair elverişli bütüncül bir görüş, bu yüzden, bu karşılıklı bağımlılıkları hesaba katmalı ya da bunların belli bir bağlamda neden önemsiz olduklarını açıkça göstermelidir. Lucas 2005
  • 83. Biyoloji, Kültür, Duygular Öte yandan, beynin işleyişi üzerinde biyolojik ve kültürel sınırlamalar vardır. Çoğu zaman bu yönler tamamen ihmal edilmekte, bu da zihnin bedensiz ve bağlam dışında işlediği görüşlere yol açmaktadır. Ayrıca, son kanıtlar duyguların (duygulanımların) entelektüel işlevler üzerine etkilerine işaret etmektedir. Bu, 'ciddi' akademik çalışmalardan geleneksel olarak dışlanan bir konudur. Lucas 2005
  • 84. 'Edge of Chaos' Bütün bu organize sistem formlarında, görece statik yapısal çerçeveler (fiziksel 'parçalar' boyutu) ile görece kaotik dinamik etkileşimler (enformasyonel 'süreç'ler boyutu) arasında bir 'fitness maksimize edici denge' yaşarız. Karmaşıklık biliminde buna 'edge-of-chaos' denir ve fiziğin faz geçişlerine benzerler. Bu konumda karmaşık sistemlerin çeşitli büyüklüklerde geniş bir çekiciler karışımı içerdikleri görülmektedir. Lucas 2005
  • 85. Zihnin harekete geçiricileri 1 - primal/basic (hayat/beyin: doğa, biyolojik) 2 - kişilerarası (zihin: nurture, psikolojik) ve 3 - soyut (bilinç: kültür, sosyolojik). Lucas 2005
  • 86. Primal İhtiyaçlar Temelde fiziksel dünyayla ve fiziksel varoluşumuzla bağlantılı, aşağı hayvanlar ya da bitkilerle ilişkilidirler. Yemek, içmek, solumak, büyümek, refleksler, barınma/ısınma, yeniden üreme, güvenlik/sağkalım, uyku, atık boşaltma ve sağlık. Bu ihtiyaçların bir çoğu tamamen bilinçsizdir ve bütün homeostatik beden işlevlerini içerirler. Lucas 2005
  • 87. Kişilerarası (sosyal) İhtiyaçlar Orta ve yüksek hayvanlarda zihnin ve topluluğun ortaya çıkışıyla ilgili daha sofistike ihtiyaçlar. İletişim, gösteriş, statü, ait olma, merak, uyarım, hareketlilik, iş, oyun, rahatlık ve ileriye yönelik planlama. Burada davranışlarımız genellikle bilinçaltıdır; alışıldık durumlara otomatik tepkiler verilir. Lucas 2005
  • 88. Soyut (manevi) İhtiyaçlar Tamamen gelişmiş insanlara atfedilen yüksek ihtiyaçlar. Sadece türümüz için geçerli. Sanat, müzik, bilim, matematik, din, sevgi, felsefe, adalet, etik, tarih, güzellik, şefkat, arkadaşlık, yaratıcılık, eğitim, aydınlanma ve özgürlük. Bu düzeyler maddi olmayan bir biçimin kavramlarının ortaya çıktığını gösterirler. Her ne kadar yüksek bilinç düzeyleri bilimin kendisi ile aynı düşünce moduna karşılık gelirse de, genellikle bilimden dışlanırlar. Lucas 2005
  • 89. Bir zihin modeli • Çok-katmanlı bir bilimsel metodoloji gerektirir. • Bütün düzeyler açık sistemler olarak görülür, eylemlerimizin kişisel, toplumsal ve çevresel etkilerini holistik bir hipersistem olarak hesaba katar ve hayatı izole kesitler şeklinde görmez. • Bu demektir ki bir çok amaç aynı anda etkindir, en azından bilinçaltında. Lucas 2005
  • 90. Sinerji ve emergence: autopoetic Doğrusal bakışın tek bir neden-tek bir sonucu yerine, bir tür doğrusal olmayan, çoklu neden / sonuç ağlarına ihtiyacımız var. Bu doğrusal olmayan ağlar sinerjiye ya da emergence'e; (ortaya çıkış: zuhur), etkileşimdeki parçaların kombinasyonlarından yeni işlev düzeylerinin yaratılmasına izin verir. Ortaya çıkan örgütlenmeler ve meydana gelen eylemler tarihsel olarak diğer zihinlerle ve çevreyle birlikte evrim gösteren etkileşimlere bağlıdır: autopoetic (self-producing) yaklaşım. Lucas 2005
  • 91. Çekiciler • Karmaşık sistemlerle ilgili çalışmalarla ortaklıkları olan dinamik sistemler yaklaşımına göre, sistemler çekiciler denen bir özelliğe sahiptir. Bunların her biri sınırlı bir olasılık (durum ya da faz) uzayıdır. Sistem dinamik olarak ona doğru hareket eder, fakat sonra kaçması zordur: bu, çekimsel kuyuya ya da kimyasal enerji bariyerine benzer. Lucas 2005
  • 92. Çekiciler 1) nokta çekici: burada sistemin nihayetinde tek bir olası durumu vardır; sadece tek bir denge çözümünün mümkün olduğu bilim formları buna örnektir. 2) döngüsel çekici: burada sistemin düzenli bir şekilde art arda gelen bir takım çözümleri vardır; gezegen yörüngeleri bu türdendir. Her iki tip de düşük bağlantılı ağlarla ilişkilidirler. 3) son zamanlarda keşfedilen 'garip' çekiciler: burada karmaşık ve genellikle fraktal davranış örüntüleri bulunur. Bu son tip, her ne kadar deterministik olsa da, genellikle öngörülemez türdendir ve 'kaos'la ilişkilidir. Lucas 2005
  • 93. 'Çekim havzası' • Genellikle bunlar ağlar yüksek düzeyde bağlantılı olursa ortaya çıkarlar. Bir çekiciye giden olasılık uzayı alanına 'çekim havzası' denir ve karmaşık sistemlerde bu çok sayıda bireysel durum oluşturabilir. • Doğrusal olmayan sistemlerin genelde olası bir çok çekicisi vardır ve bu yüzden sistemin bulunmasının bekleneceği çekici, sistemin hangi çekim havzasında başladığı tarihsel olarak bilinmezse belirlenemez. Lucas 2005
  • 94. 'kelebek etkisi' • Beynin karmaşık ağ yapısı düşünülürse, bir çok doğal çekicinin (ör, kavramlar) mevcut olması beklenir. Bu tür birbiriyle bağlantılı (tekrarlayan) ağlar, herhangi bir yapısal değişiklik (düğüm ya da bağlantı değişikliği) olmaksızın, bir çok farklı eş zamanlı çekiciyi destekleyeceğinden, bir bileşene gelen girdideki basit bir değişiklik bütün sistemi çok farklı bir çekiciye saptırmakta yeterli olacaktır (ör, küçük niyet değişikliklerinin kuvvete dayanan yön değiştirmelerden çok enformasyonel yön değiştirmeler kullanarak büyük davranışsal değişikliklere yöneltmesi beklenebilir). Lucas 2005
  • 95. 'sınırlamalar' Zihinde genetik olarak yönlendirilmiş nöral bileşenler yapısal olarak meydana gelebilecekler üzerinde bazı sınırlamalar koyar ve izin verilen süreçler de hormonal düzeylerden etkilenir (belki de 'kaosun ucundaki' sınır konumumuzu, ör, uyku/uyanıklığı, yönlendirerek). Mevcut yüksek düzey kategorilerimiz de hayal edebileceklerimizi sınırlayabilir ve bunlar deneyimden ve karşılaştığımız kültürel normlardan ve çeşitlilikten etkilenir. Lucas 2005
  • 96. 'extended mind' • Yanıt verebileceğimiz tetikleyiciler ya da işaretler ve sonra ortaya çıkabilecek davranışlar her zaman sınırlıdır ve mevcut değer sistemimizle yakından bağlantılıdır. • Bu, psikolojimizin biyoloji ile sosyoloji arasındaki disiplinlerötesi bir dengede varolduğu ve dinamik olarak dalgalanan doğasında bulunan geniş sınırlar ve olasılıklar karışımı bağlamında anlaşılması gerektiğini gösterir. • Bu açıdan bakıldığında etkin haldeki zihnimiz beynin ötesine Lucas 2005 yayılır ve kısmen bedenimizin eylemlerinde, kısmen de toplumun içinde varolur.