SlideShare a Scribd company logo
1 of 17
Download to read offline
İNSANLARI DÜZELTEBİLMEMİZ
İÇİN ÖNCE KENDİMİZİ
DÜZETMEMİZ GEREKİR.
Şam yolculuğunda, Hz. Ömer ile kölesi
beraberlerindeki tek deveye nöbetleşe biniyorlardı. Şehre
girişte, sıra köleye gelince, Halife devesinden indi. Yerine
kölesini bindirdi. Devenin yularından tuttu.
Ayakkabılarını çıkarıp dereden geçti. Uzaktan bakan;
deveye binmiş köleyi halife, devenin yularını çeken Hz.
Ömer'i de köle zannediyordu.
Bunu gören ordu komutanı Ebu Ubeyde bin Cerrah dedi ki:
"Efendim, bütün Şamlılar, bilhassa Rumlar, Müslümanların
halifesini görmek için toplandılar. Size bakıyorlar. Bu
yaptığınızı nasıl izah edebilirsiniz? Sizi köle zannedecekler,
küçümseyecekler."
Hz. Ömer buyurdu ki: "Ey Ebu Ubeyde! Senin bu sözünü
işitenler, insanın şerefini, vasıtaya binerek gitmekte ve
süslü elbise giymekte sanacaklar. Biz daha önce zelil ve
hakir bir kavimdik. Allah Teâlâ, bizleri Müslümanlıkla
şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allah Teâlâ bizi
zelil eder, her şeyden aşağı eder."
ADALET OLMADIKÇA. YÖNETİMİN FAYADASI OLMAZ EDEP
OLMADIKÇA. ASALETİN FAYDASI OLMAZ CÖMERTLİK
OLMADIKÇA. ZENGİNLİĞİN FAYDASI OLMAZ GÜVEN
OLMADIKÇA. SEVİNCİN FAYDASI OLMAZ KANAAT
OLMADIKÇA. FAKİRLİĞİN FAYDASI OLMAZ ALÇAK
GÖNÜLLÜLÜK OLMADIKÇA. YÜKSELMENİN FAYDASI
OLMAZ ALLAH’IN BAŞARIYA ULAŞTIRMASI OLMADIKÇA.
ÇALIŞMANIN FAYDASI OLMAZ.
Hazreti Ömer (r.a.) hilâfeti zamanında, 400 dirhem
paraya muhtaç olmuş ve bu parayı da Abdurrahman b. Avf
hazretlerinden istemişti. Abdurrahman b. Avf hazretleri,
Hazreti Ömer'e, para yerine su telkinde bulundu:
Ya Ömer! Parayı benden mi istiyorsun? Halbuki Beyt'ül
Mal senin elindedir... Parayı oradan al, sonra iade
edersin... Hayati, adalet timsali olan Hazreti Ömer,
Abdurrahman b. Avf hazretlerine su cevabi verdi:
Ya Abdurrahman! Parayı senden istiyorum...
Zira bir emri ilahî vukuunda veya borcu ödeyememe gibi
bir durumda seninle helalleşmek kolay olur. Ya
mirasımdan bir miktar ayırtırım, yahut helalleşiriz. Ama
ben, bu borçlanmayı devlet hazinesine yaparsam, bütün
Müslümanlarla helalleşmek lazım gelir ki, bu da
mümkün değildir. O takdirde, ne benim malim onu
ödemeye kafi gelir, ne de sevabım, ahirette beni kurtarır.
Bu kadar ağır bir yükün altına girmeye edemedim,
ya Abdurrahman!
Hz. Ali anlatıyor: “Bir gün Ömer’i, binekli olarak ve telaş
içinde, hızlı hızlı giderken gördüm;
“Ya emire’l-müminin nereye gidiyorsun?” diye sordum.
“Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya
gidiyorum” diye cevap verdi. O zaman ben: “İnan ki,
senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük
bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!” dedim.
Bunun üzerine şöyle konuştu:
“Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak peygamber
olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Fırat kenarında
bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa)
korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den
sorulur!”
Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu!
Mehmet Akif Ersoy
İran'da 531 ile 579 yılları arasında hükümdarlık etmiş, adaletiyle
ün salmış sasani şahı. «Nuşirevan-ı adil" diye de bilinir. Hz.
Muhammed'in: "keşke Nuşirevan da benim ümmetimden olsaydı"
dediği rivayet edilir.
Peygamber efendimiz; “Ben, adil sultan zamanında dünyaya
geldim.” buyurarak onun adaletini övmüştür.
Adaletiyle şöhret bulmuş ve tarihe adil hükümdar olarak geçmiş
olan İran Nuşirevan, tahta çıktığı ilk yıllarda halkına karşı son
derece zalimane bir tutum içindeymiş. Öylesine gaddar ve
insafsızca bir yönetim göstermiş ki, halkı adeta canından
bezdirmiş. Üstelik zevk-ü sefasına düşkün olup, korkunç
harcamalar ve aşırı israf içinde sürdürdüğü saltanatla halkından
tamamen kopmuş, en ufak bir ses çıkaran olursa cezalandırılmış.
. Saltanatın ilk yıllarında böyle halına zulmeden, ve onları
adeta inim inim inleten Nuşirevan, maiyeti ile beraber bir
gün ava çıkmıştı. Yanında gayet zeki ve halkın durumuna
içten içe üzülen veziri de vardı. Bir süre avlandıktan sonra bir
ara veziri ile beraber diğer adamlarını yanından ayrılarak bir
suyun başına vardı. Atından indi. Orada bir müddet
istirahate çekildi. Onlar orada istirahat ederlerken iki tane
baykuş gelip yakınlarına bir yere konarak ötmeye başladılar.
Öylesine ötüyorlardı ki ister istemez Nuşirevan’ın dikkatini
çekti. Baykuşların bu nameleri hoşuna gidince vezirine
seslendi.
Ey vezirim! Şu kuşların dilinden anlıyor olsaydık ta
konuştuklarını bilseydik. Kim bilir neler konuşuyorlardır.
Zeki vezire halkı içinde bulunduğu durumu anlatabilmek için
bir fırsat doğmuştu. Nuşirevan’a dedi ki:
-Sultanım! Ben bu kuşların ne dediklerini biliyorum.
Eğer müsaadeniz olursa ve beni bağışlarsanız bu kuşların
aralarında neler konuştuklarını anladığım kadarıyla size
bildireyim.
Nuşirevan hayretle; “Peki anlat bakalım, gazabımdan emin
olabilirsin.”
Bunun üzer,ne vezir; “bu kuşlardan bir tanesi diğerinin kızını
oğluna istiyor. Öbürü ise işi biraz naza çekerek, senin oğluna
kızımı veririm fakat başlık parası olarak bir harabe isterim
diyor. Bu öyle diyince kızı oğluna isteyen gayet memnun bir
şekilde başımızda Nuşirevan gibi bir hükümdar varken ben
sana bir değil on tane bile harabe veririm. Yeter ki sen kızını
oğluma ver, diyor. İşte sultanım kuşların konuştuklarından
benim anlayabildiğim bundan ibaret.
Vezirin böyle söylemesi üzerine Nuşirevan hiçbir şey demedi.
Ama vezirin ne demek istediğini çok iyi anladı. Memleketin
ve halkın şu anda içinde bulunduğu durumu veziri ince bile
üslupla nasıl da anlatmıştı.
Saraya döndüklerinde bu durumu inceden inceye bütün
detaylarıyla düşündü. Gerçekten de veziri doğru söylüyordu.
O andan itibaren hal ve ahvalini değiştirdi. Halkını gözeten,
onlara destek olan, son derce ad,l bir hükümdar oldu.
Ölünceye dek yıllarca halkını adaletle yönetti. Ve gün geldi
her fani gibi, oda ölüm döşeğine yattı. Son derece hastaydı.
Etrafında çocukları, sevenleri çaresizlik içinde bekliyorlardı.
Hekimler bir türlü onu iyileştirememişlerdi. Nuşirevan onlara
dedi ki evlatlarım benim hastalığıma ancak harabede yaşayan
baykuş eti iyi gelir. Hemen bana ondan bulun getirin de
ondan yiyip şifa bulayım.
Çocukları sevinçle bundan kolay ne var diyerek
harabede yaşayan baykuş eti bulmak için çıktılar. Fakat
durum umdukları gibi olmamıştı. Geri döndüklerinde son
derece üzüntülüydüler. Babacığım memleketin her tarafını
gezdik, dolaştık.
Ne kadar aradıksa maalesef ne bir harabe bulabildik, ne
de orada yaşayan bir baykuş bulamadık dediler. Tabi
Nuşirevan bunu duyunca çok sevindi. İlk önce harabeden
geçilmeyen memleketinde demek ki şimdi her yer müreffeh
bir hale gelmiş, hiç harabe kalmamış.
Nuşirevan öldüğünde tabutu tüm memleketi
dolaştırılarak kimin hakkı varsa alsın diye tellal bağırtılmış
olmasına rağmen, bir kimse çıkıp ta benim ondan şöyle bir
alacağım vardı dememiştir. Bir memleketin idarecisi müşrik
bile olsa, şayet adil ise o memleket ayakta kalır. Fakat idareci
müslüman da olsa şayet adil değilse, halkına zulmediyorsa o
memleket ayakta kalamaz.
Bir öğle üzeri idi. Dergah ve saray kapısı boştu.
Nöbetçiler rehavet içerisindeydiler. Artık unutulmuş olan
ziller devamlı olarak çalmaya başladı. Nûşirevân işitti. Derhal
iki hadimini gönderdi. Kimdir bakınız ve derhal huzuruma
getiriniz dedi. Hadimler dışarıya çıkıp gördüler ki, sarayın
kapısından girmiş olan ve sırtını o zincirlere sürten,
ihtiyarlamış, zayıflamış, uyuz olmuş bir eşek idi.
Her iki hadim, Nûşirevân’ın huzuruna çıktılar ve:
“Şikayet için gelmiş kimse yoktur. Fakat ihtiyar, zayıf ve uyuz
bir eşek kendisini zincire sürtüyor. Belki de kaşınıyor,
sürtünmek hoşuna gidiyor” dediler.
Nûşirevân, “Hata ediyorsunuz. Zira bu eşek de adalet
istemeye gelmiştir. Her ikinizin gitmenizi ve bu eşeği şehrin
içinde dolaştırmanızı istiyorum. Kimin olduğunu öğreniniz ve
bana doğru olarak bildiriniz” dedi.
Hadimler Nûşirevân’ın huzurundan çıktılar ve eşeği
şehirde gezdirmeye başladılar. Halka “Bu eşeği tanıyan kimse
var mıdır?” diye soruyorlardı. Halktan pek çok kişi “Evet, zira
halkın çoğu onu tanır. Bu eşek filan çamaşırcı adamındır.
Yirmi yıldır kendisini tanırız. Her gün elbiselerini bu eşeğe
yükler, çaya gider; yıkar; akşamleyin geri getirir. Eşek genç
olduğu müddetçe ona iş yapıyordu. Artık ihtiyarlamıştır. İş
yapamıyor diye sahibi onu serbest bırakmıştır. Eşek de şehirde
dolaşıyor, insanlar ona acıyarak ot ve su veriyorlar. Çoğu kez
onu da bulamıyor.”
Hadimler durumu öğrenince çabucak geri döndüler.
Nûşirevân’ın huzuruna çıkarak durumu bildirdiler.
Nûşirevân: “Ben bu eşek de adalet istemeye gelmiştir diye
söylemedim mi? Bu gece kendisine yem veriniz.
Yarın o çamaşırcı adamı mahallenin dört kethüdası ile birlikte
huzuruma çağırınız. Gereken ne ise emredeyim” dedi.
Hadimler ertesi gün denileni yaptılar. Eşeği ve çamaşırcıyı
mahallenin dört kethüdası ile birlikte Nûşirevân’ın huzuruna
getirdiler.
Nûşirevân çamaşırcıya dönerek: “Bu eşek genç olduğu
müddetçe ona iş buyuruyordun. Şimdi ihtiyarlamıştır ve iş
yapmaktan aciz kalmıştır. Bu yüzden ona boşuna ot ve yem
vermekten çekindin, kovdun. Peki onun 20 yıllık hizmeti
nerede kaldı?” dedi ve çamaşırcıya 40 değnek vurmalarını
emretti.
Ardından nihaî kararını bildirdi. “Bu eşek yaşadığı müddetçe
yiyebileceği kadar yemi bu dört kethüdanın bilgisi dahilinde
vereceksin. Yem vermekte kusur ettiğin malumum olursa seni
müthiş cezalandırırım, bilmiş olasın.”
Hz. ömer nuşi revan

More Related Content

What's hot

Cana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosuCana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosuUlaş Başar Gezgin
 
30 agustos hatiralari
30 agustos hatiralari30 agustos hatiralari
30 agustos hatiralariTuran SARICAM
 
İlkokul Doğru Olmak
İlkokul Doğru Olmakİlkokul Doğru Olmak
İlkokul Doğru OlmakSerkan Dereli
 
3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinlikler
3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinlikler3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinlikler
3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinliklerderslopedi
 
Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması onokumalar
 
çanakkale sunusu
çanakkale sunusuçanakkale sunusu
çanakkale sunusuguest392825
 
Charles dickens great expectations
Charles dickens great expectationsCharles dickens great expectations
Charles dickens great expectationslavidolaco
 
Okusun da buyusun dunya cocuk masallari
Okusun da buyusun   dunya cocuk masallariOkusun da buyusun   dunya cocuk masallari
Okusun da buyusun dunya cocuk masallariTulay01
 
About A Dragon
About A DragonAbout A Dragon
About A Dragononokumalar
 
Chuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.net
Chuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.netChuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.net
Chuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.netAdnan Dan
 

What's hot (14)

Cana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosuCana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosu
 
104. münafikun suresi
104. münafikun suresi104. münafikun suresi
104. münafikun suresi
 
Canakkale
CanakkaleCanakkale
Canakkale
 
111. fetih suresi
111. fetih suresi111. fetih suresi
111. fetih suresi
 
30 agustos hatiralari
30 agustos hatiralari30 agustos hatiralari
30 agustos hatiralari
 
İlkokul Doğru Olmak
İlkokul Doğru Olmakİlkokul Doğru Olmak
İlkokul Doğru Olmak
 
3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinlikler
3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinlikler3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinlikler
3 Ipek Yolunda TüRkler Etkinlikler
 
Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması
 
çanakkale sunusu
çanakkale sunusuçanakkale sunusu
çanakkale sunusu
 
Charles dickens great expectations
Charles dickens great expectationsCharles dickens great expectations
Charles dickens great expectations
 
Okusun da buyusun dunya cocuk masallari
Okusun da buyusun   dunya cocuk masallariOkusun da buyusun   dunya cocuk masallari
Okusun da buyusun dunya cocuk masallari
 
About A Dragon
About A DragonAbout A Dragon
About A Dragon
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Chuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.net
Chuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.netChuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.net
Chuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi - horozz.net
 

Similar to Hz. ömer nuşi revan

Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4ufuk01
 
CAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus Emre
CAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus EmreCAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus Emre
CAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus EmreCan Akin
 
Siyer-i Nebi 32. Sayı
Siyer-i Nebi 32. SayıSiyer-i Nebi 32. Sayı
Siyer-i Nebi 32. Sayısiyerinebi
 
Barbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin Öyküleri
Barbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin ÖyküleriBarbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin Öyküleri
Barbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin ÖyküleriUlaş Başar Gezgin
 
KISSALARDAN HİSSELER-1.pdf
KISSALARDAN HİSSELER-1.pdfKISSALARDAN HİSSELER-1.pdf
KISSALARDAN HİSSELER-1.pdfAhmet Türkan
 
DİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdf
DİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdfDİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdf
DİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdfAhmet Türkan
 
İL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman Olusu
İL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman OlusuİL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman Olusu
İL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman OlusuColorado Theology University
 
Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...halid şen
 
Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1ufuk01
 

Similar to Hz. ömer nuşi revan (18)

Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4
 
CAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus Emre
CAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus EmreCAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus Emre
CAN AKIN TUMATA ILE Kula Yunus Emre
 
30 EylüL
30 EylüL30 EylüL
30 EylüL
 
Siyer-i Nebi 32. Sayı
Siyer-i Nebi 32. SayıSiyer-i Nebi 32. Sayı
Siyer-i Nebi 32. Sayı
 
Bedevi
BedeviBedevi
Bedevi
 
Barbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin Öyküleri
Barbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin ÖyküleriBarbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin Öyküleri
Barbar Türkler İMF'ye Karşı - Gezgin Öyküleri
 
KISSALARDAN HİSSELER-1.pdf
KISSALARDAN HİSSELER-1.pdfKISSALARDAN HİSSELER-1.pdf
KISSALARDAN HİSSELER-1.pdf
 
Bedevi
BedeviBedevi
Bedevi
 
DİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdf
DİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdfDİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdf
DİNİ HİKAYELER VE KISSALAR.pdf
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberimiz ve Sunneti-2
Peygamberimiz ve Sunneti-2Peygamberimiz ve Sunneti-2
Peygamberimiz ve Sunneti-2
 
İL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman Olusu
İL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman OlusuİL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman Olusu
İL üniversitesi İslam Fıkhı Asr-i Saadet 1.17.Hz.Ömer'in Müslüman Olusu
 
1958 deli kurt 142
1958 deli kurt 1421958 deli kurt 142
1958 deli kurt 142
 
Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...
 
Koşuk
KoşukKoşuk
Koşuk
 
Fihimafih
FihimafihFihimafih
Fihimafih
 
Canakkale Zaferi
Canakkale ZaferiCanakkale Zaferi
Canakkale Zaferi
 
Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1
 

More from Gençlik Eğitim Kurumları

BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİBİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİGençlik Eğitim Kurumları
 
BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİBİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİGençlik Eğitim Kurumları
 
2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇
2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇
2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇Gençlik Eğitim Kurumları
 

More from Gençlik Eğitim Kurumları (20)

Bilsem Bilgilendirme Sunumu 22-23
Bilsem Bilgilendirme Sunumu 22-23Bilsem Bilgilendirme Sunumu 22-23
Bilsem Bilgilendirme Sunumu 22-23
 
BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİBİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
 
BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİBİLİM VE SANAT MERKEZİ  (BİLSEM)  VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
BİLİM VE SANAT MERKEZİ (BİLSEM) VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ
 
ZAMAN VE ZAMAN YÖNETİMİ
ZAMAN VE ZAMAN YÖNETİMİZAMAN VE ZAMAN YÖNETİMİ
ZAMAN VE ZAMAN YÖNETİMİ
 
İLKOKULDAN ORTAOKULA GEÇİŞ
İLKOKULDAN ORTAOKULA GEÇİŞİLKOKULDAN ORTAOKULA GEÇİŞ
İLKOKULDAN ORTAOKULA GEÇİŞ
 
ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR
ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYORÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR
ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR
 
YEME-İÇME ADABI
YEME-İÇME ADABIYEME-İÇME ADABI
YEME-İÇME ADABI
 
YKSTANITIMSUNUMU.pptx
YKSTANITIMSUNUMU.pptxYKSTANITIMSUNUMU.pptx
YKSTANITIMSUNUMU.pptx
 
Öğrenci Veli Sözleşmesi
Öğrenci Veli SözleşmesiÖğrenci Veli Sözleşmesi
Öğrenci Veli Sözleşmesi
 
Veli Sözleşmesi
Veli SözleşmesiVeli Sözleşmesi
Veli Sözleşmesi
 
2019-2020 VELİ EL REHBERİ
2019-2020 VELİ EL REHBERİ2019-2020 VELİ EL REHBERİ
2019-2020 VELİ EL REHBERİ
 
LGS VELİ BİLGİLENDİRME SUNUMU
LGS VELİ BİLGİLENDİRME SUNUMULGS VELİ BİLGİLENDİRME SUNUMU
LGS VELİ BİLGİLENDİRME SUNUMU
 
1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
 
5. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
5. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri5. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
5. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
 
Veli Sözleşmesi
Veli SözleşmesiVeli Sözleşmesi
Veli Sözleşmesi
 
Nobet
NobetNobet
Nobet
 
Enderun Liseleri Veli El Rehberi 2018-2019
Enderun Liseleri Veli El Rehberi 2018-2019Enderun Liseleri Veli El Rehberi 2018-2019
Enderun Liseleri Veli El Rehberi 2018-2019
 
5. Sınıf Oryantasyon Semineri
5. Sınıf Oryantasyon Semineri5. Sınıf Oryantasyon Semineri
5. Sınıf Oryantasyon Semineri
 
1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
1. Sınıf Uyum Eğitimi Semineri
 
2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇
2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇
2018-2019 Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Veli̇ El Rehberi̇
 

Hz. ömer nuşi revan

  • 1. İNSANLARI DÜZELTEBİLMEMİZ İÇİN ÖNCE KENDİMİZİ DÜZETMEMİZ GEREKİR.
  • 2. Şam yolculuğunda, Hz. Ömer ile kölesi beraberlerindeki tek deveye nöbetleşe biniyorlardı. Şehre girişte, sıra köleye gelince, Halife devesinden indi. Yerine kölesini bindirdi. Devenin yularından tuttu. Ayakkabılarını çıkarıp dereden geçti. Uzaktan bakan; deveye binmiş köleyi halife, devenin yularını çeken Hz. Ömer'i de köle zannediyordu.
  • 3. Bunu gören ordu komutanı Ebu Ubeyde bin Cerrah dedi ki: "Efendim, bütün Şamlılar, bilhassa Rumlar, Müslümanların halifesini görmek için toplandılar. Size bakıyorlar. Bu yaptığınızı nasıl izah edebilirsiniz? Sizi köle zannedecekler, küçümseyecekler." Hz. Ömer buyurdu ki: "Ey Ebu Ubeyde! Senin bu sözünü işitenler, insanın şerefini, vasıtaya binerek gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Biz daha önce zelil ve hakir bir kavimdik. Allah Teâlâ, bizleri Müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allah Teâlâ bizi zelil eder, her şeyden aşağı eder."
  • 4. ADALET OLMADIKÇA. YÖNETİMİN FAYADASI OLMAZ EDEP OLMADIKÇA. ASALETİN FAYDASI OLMAZ CÖMERTLİK OLMADIKÇA. ZENGİNLİĞİN FAYDASI OLMAZ GÜVEN OLMADIKÇA. SEVİNCİN FAYDASI OLMAZ KANAAT OLMADIKÇA. FAKİRLİĞİN FAYDASI OLMAZ ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK OLMADIKÇA. YÜKSELMENİN FAYDASI OLMAZ ALLAH’IN BAŞARIYA ULAŞTIRMASI OLMADIKÇA. ÇALIŞMANIN FAYDASI OLMAZ.
  • 5. Hazreti Ömer (r.a.) hilâfeti zamanında, 400 dirhem paraya muhtaç olmuş ve bu parayı da Abdurrahman b. Avf hazretlerinden istemişti. Abdurrahman b. Avf hazretleri, Hazreti Ömer'e, para yerine su telkinde bulundu: Ya Ömer! Parayı benden mi istiyorsun? Halbuki Beyt'ül Mal senin elindedir... Parayı oradan al, sonra iade edersin... Hayati, adalet timsali olan Hazreti Ömer, Abdurrahman b. Avf hazretlerine su cevabi verdi:
  • 6. Ya Abdurrahman! Parayı senden istiyorum... Zira bir emri ilahî vukuunda veya borcu ödeyememe gibi bir durumda seninle helalleşmek kolay olur. Ya mirasımdan bir miktar ayırtırım, yahut helalleşiriz. Ama ben, bu borçlanmayı devlet hazinesine yaparsam, bütün Müslümanlarla helalleşmek lazım gelir ki, bu da mümkün değildir. O takdirde, ne benim malim onu ödemeye kafi gelir, ne de sevabım, ahirette beni kurtarır. Bu kadar ağır bir yükün altına girmeye edemedim, ya Abdurrahman!
  • 7. Hz. Ali anlatıyor: “Bir gün Ömer’i, binekli olarak ve telaş içinde, hızlı hızlı giderken gördüm; “Ya emire’l-müminin nereye gidiyorsun?” diye sordum. “Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum” diye cevap verdi. O zaman ben: “İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!” dedim. Bunun üzerine şöyle konuştu: “Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!”
  • 8. Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu! Mehmet Akif Ersoy
  • 9. İran'da 531 ile 579 yılları arasında hükümdarlık etmiş, adaletiyle ün salmış sasani şahı. «Nuşirevan-ı adil" diye de bilinir. Hz. Muhammed'in: "keşke Nuşirevan da benim ümmetimden olsaydı" dediği rivayet edilir. Peygamber efendimiz; “Ben, adil sultan zamanında dünyaya geldim.” buyurarak onun adaletini övmüştür. Adaletiyle şöhret bulmuş ve tarihe adil hükümdar olarak geçmiş olan İran Nuşirevan, tahta çıktığı ilk yıllarda halkına karşı son derece zalimane bir tutum içindeymiş. Öylesine gaddar ve insafsızca bir yönetim göstermiş ki, halkı adeta canından bezdirmiş. Üstelik zevk-ü sefasına düşkün olup, korkunç harcamalar ve aşırı israf içinde sürdürdüğü saltanatla halkından tamamen kopmuş, en ufak bir ses çıkaran olursa cezalandırılmış.
  • 10. . Saltanatın ilk yıllarında böyle halına zulmeden, ve onları adeta inim inim inleten Nuşirevan, maiyeti ile beraber bir gün ava çıkmıştı. Yanında gayet zeki ve halkın durumuna içten içe üzülen veziri de vardı. Bir süre avlandıktan sonra bir ara veziri ile beraber diğer adamlarını yanından ayrılarak bir suyun başına vardı. Atından indi. Orada bir müddet istirahate çekildi. Onlar orada istirahat ederlerken iki tane baykuş gelip yakınlarına bir yere konarak ötmeye başladılar. Öylesine ötüyorlardı ki ister istemez Nuşirevan’ın dikkatini çekti. Baykuşların bu nameleri hoşuna gidince vezirine seslendi. Ey vezirim! Şu kuşların dilinden anlıyor olsaydık ta konuştuklarını bilseydik. Kim bilir neler konuşuyorlardır. Zeki vezire halkı içinde bulunduğu durumu anlatabilmek için bir fırsat doğmuştu. Nuşirevan’a dedi ki:
  • 11. -Sultanım! Ben bu kuşların ne dediklerini biliyorum. Eğer müsaadeniz olursa ve beni bağışlarsanız bu kuşların aralarında neler konuştuklarını anladığım kadarıyla size bildireyim. Nuşirevan hayretle; “Peki anlat bakalım, gazabımdan emin olabilirsin.” Bunun üzer,ne vezir; “bu kuşlardan bir tanesi diğerinin kızını oğluna istiyor. Öbürü ise işi biraz naza çekerek, senin oğluna kızımı veririm fakat başlık parası olarak bir harabe isterim diyor. Bu öyle diyince kızı oğluna isteyen gayet memnun bir şekilde başımızda Nuşirevan gibi bir hükümdar varken ben sana bir değil on tane bile harabe veririm. Yeter ki sen kızını oğluma ver, diyor. İşte sultanım kuşların konuştuklarından benim anlayabildiğim bundan ibaret. Vezirin böyle söylemesi üzerine Nuşirevan hiçbir şey demedi. Ama vezirin ne demek istediğini çok iyi anladı. Memleketin ve halkın şu anda içinde bulunduğu durumu veziri ince bile üslupla nasıl da anlatmıştı.
  • 12. Saraya döndüklerinde bu durumu inceden inceye bütün detaylarıyla düşündü. Gerçekten de veziri doğru söylüyordu. O andan itibaren hal ve ahvalini değiştirdi. Halkını gözeten, onlara destek olan, son derce ad,l bir hükümdar oldu. Ölünceye dek yıllarca halkını adaletle yönetti. Ve gün geldi her fani gibi, oda ölüm döşeğine yattı. Son derece hastaydı. Etrafında çocukları, sevenleri çaresizlik içinde bekliyorlardı. Hekimler bir türlü onu iyileştirememişlerdi. Nuşirevan onlara dedi ki evlatlarım benim hastalığıma ancak harabede yaşayan baykuş eti iyi gelir. Hemen bana ondan bulun getirin de ondan yiyip şifa bulayım. Çocukları sevinçle bundan kolay ne var diyerek harabede yaşayan baykuş eti bulmak için çıktılar. Fakat durum umdukları gibi olmamıştı. Geri döndüklerinde son derece üzüntülüydüler. Babacığım memleketin her tarafını gezdik, dolaştık.
  • 13. Ne kadar aradıksa maalesef ne bir harabe bulabildik, ne de orada yaşayan bir baykuş bulamadık dediler. Tabi Nuşirevan bunu duyunca çok sevindi. İlk önce harabeden geçilmeyen memleketinde demek ki şimdi her yer müreffeh bir hale gelmiş, hiç harabe kalmamış. Nuşirevan öldüğünde tabutu tüm memleketi dolaştırılarak kimin hakkı varsa alsın diye tellal bağırtılmış olmasına rağmen, bir kimse çıkıp ta benim ondan şöyle bir alacağım vardı dememiştir. Bir memleketin idarecisi müşrik bile olsa, şayet adil ise o memleket ayakta kalır. Fakat idareci müslüman da olsa şayet adil değilse, halkına zulmediyorsa o memleket ayakta kalamaz.
  • 14. Bir öğle üzeri idi. Dergah ve saray kapısı boştu. Nöbetçiler rehavet içerisindeydiler. Artık unutulmuş olan ziller devamlı olarak çalmaya başladı. Nûşirevân işitti. Derhal iki hadimini gönderdi. Kimdir bakınız ve derhal huzuruma getiriniz dedi. Hadimler dışarıya çıkıp gördüler ki, sarayın kapısından girmiş olan ve sırtını o zincirlere sürten, ihtiyarlamış, zayıflamış, uyuz olmuş bir eşek idi. Her iki hadim, Nûşirevân’ın huzuruna çıktılar ve: “Şikayet için gelmiş kimse yoktur. Fakat ihtiyar, zayıf ve uyuz bir eşek kendisini zincire sürtüyor. Belki de kaşınıyor, sürtünmek hoşuna gidiyor” dediler. Nûşirevân, “Hata ediyorsunuz. Zira bu eşek de adalet istemeye gelmiştir. Her ikinizin gitmenizi ve bu eşeği şehrin içinde dolaştırmanızı istiyorum. Kimin olduğunu öğreniniz ve bana doğru olarak bildiriniz” dedi.
  • 15. Hadimler Nûşirevân’ın huzurundan çıktılar ve eşeği şehirde gezdirmeye başladılar. Halka “Bu eşeği tanıyan kimse var mıdır?” diye soruyorlardı. Halktan pek çok kişi “Evet, zira halkın çoğu onu tanır. Bu eşek filan çamaşırcı adamındır. Yirmi yıldır kendisini tanırız. Her gün elbiselerini bu eşeğe yükler, çaya gider; yıkar; akşamleyin geri getirir. Eşek genç olduğu müddetçe ona iş yapıyordu. Artık ihtiyarlamıştır. İş yapamıyor diye sahibi onu serbest bırakmıştır. Eşek de şehirde dolaşıyor, insanlar ona acıyarak ot ve su veriyorlar. Çoğu kez onu da bulamıyor.” Hadimler durumu öğrenince çabucak geri döndüler. Nûşirevân’ın huzuruna çıkarak durumu bildirdiler. Nûşirevân: “Ben bu eşek de adalet istemeye gelmiştir diye söylemedim mi? Bu gece kendisine yem veriniz.
  • 16. Yarın o çamaşırcı adamı mahallenin dört kethüdası ile birlikte huzuruma çağırınız. Gereken ne ise emredeyim” dedi. Hadimler ertesi gün denileni yaptılar. Eşeği ve çamaşırcıyı mahallenin dört kethüdası ile birlikte Nûşirevân’ın huzuruna getirdiler. Nûşirevân çamaşırcıya dönerek: “Bu eşek genç olduğu müddetçe ona iş buyuruyordun. Şimdi ihtiyarlamıştır ve iş yapmaktan aciz kalmıştır. Bu yüzden ona boşuna ot ve yem vermekten çekindin, kovdun. Peki onun 20 yıllık hizmeti nerede kaldı?” dedi ve çamaşırcıya 40 değnek vurmalarını emretti. Ardından nihaî kararını bildirdi. “Bu eşek yaşadığı müddetçe yiyebileceği kadar yemi bu dört kethüdanın bilgisi dahilinde vereceksin. Yem vermekte kusur ettiğin malumum olursa seni müthiş cezalandırırım, bilmiş olasın.”