2. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ
• Tarih; insan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını,kültür ve
uygarlıklarını (Klandan, Cumhuriyete devlet
şekilleri, yazı, dil, din, hukuk, ekonomi, sanat vb), savaş ve
barışlarını, yer ve zaman göstererek, belgelere
dayanarak, neden-sonuç ilişkisi içerisinde bilimsel metodlara
göre inceleyen bilim dalıdır.
• Bir olayın, Tarihi bir olay niteliği kazanabilmesi için o olaya ait
tüm belgeler (gizli belgeler de dahil) açıklandığında bundan
hiçbir kimse veya hiçbir topluluk, ekonomik, sosyal ve siyasal
yönden etkilenmiyorsa ancak o zaman olay tarih olmuştur
diyebiliriz. Bu nedenle Tarih bilimi İnsan topluluklarının geçmiş
dönemlerini (Tarihe mal olmuş dönemlerini) incelemektedir
3. YER ZAMAN
• Uygarlıkların ve tarihi olayların aydınlatılmasında yaşanılan
coğrafi konumun yönlendirici etkisi vardır. İlk uygarlıkların
nehir, göl ve deniz kenarlarında ortaya çıkması bir raslantı
değildir. Dağlık bir bölgede yaşayan insanlar nasıl ki
hayvancılığa yöneliyor ise, deniz kenarında yaşayan
toplumlarında balıkçılık ve denizciliğe yönelmesinde
yaşadıkları coğrafi yerin etkili olduğu görülür. Bu durum
toplumların yaşam biçimleri ve kültürlerinin gelişmesine
yönlendirici etki yapmaktadır. Dağlık alanda yaşayan bir
toplumun kültürün de denizin etkisi görülmez iken deniz
kenarında yaşayan toplumların
şarkısında, türküsünde, fıkrasında, folklorunda denizin etkisi
açıkça görülür.
4. • Bir olayın nedeni, kendisinden önce meydana gelen bir olayın
sonucu olduğu gibi bir olayın sonucu da kendisinden sonra
meydana gelen bir olayın nedenidir. Bu yüzden olaylar
arasında neden-sonuç ilişkisi kurabilmek için olayların geçtiği
zamanı bilmek gerekmektedir. Örneğin; Hun'ların siyasi
birliklerini kaybedip batıya yönelmeleri "Kavimler Göçü'nün
nedeni olurken "Feodalite'nin" ortaya çıkışı da Kavimler
Göçü'nün sonucudur.
• OLAY: Malazgirt Savaşı, Çanakkale Savaşı gibi kısa süreli
yaşanan, yeri, başlangıcı ve bitişi belli olan toplumları
etkileyen gelişmelere "OLAY" denir.
• OLGU: Anadolu'nun Türkleşmesi, Cumhuriyet dönemi
• devrimleri gibi uzun bir süreci ifade eden aynı nitelikteki
toplumsal olayların bütününe ise "OLGU« denir.
5. Tarih Biliminin Yöntemi
Tarih bilimi, diğer bilim dalları gibi gerçeği arar, ancak yöntemi
bakımından diğer bilim dallarındanbazı farklılıklar göstermektedir.
Diğer bilim dalları genellikle günümüzde var olan olaylar ile u
uğraşmalarına karşın tarih bilimi "geçmiş dönemleri" inceler,
Tarih bilimi geçmiş dönemleri incelediğindenfen bilimleri gibi
"deney, gözlem ve tekrar"yöntemlerinden yararlanamaz,
Tarih biliminin genel kanunu yoktur.Diğer bilim dalları gibi gerçeği
arayan Tarih biliminin kendine özgü yöntemleri bulunmaktadır.
Bunlar;
1. Tarama (Kaynak arama),
2. Tasnif (Sınıflandırma),
3. Tahlil (Çözümleme),
4. Tenkit (Eleştiri),
5. Terkip (Sentez).
6. • 1. TARAMA (KAYNAK ARAMA):
• Geçmişte yaşanmış olayları bizlere en doğru bir şekilde
ulaştıran her türlü bulguya, buluntuya "belge" veya "kaynak"
denir. Tarama bu bulguların araştırılıp bulunması aşamasıdır.
• Kaynaklar (Belgeler):
• a) Ana Kaynaklar (Birinci elden kaynaklar):
• Tarihi olayın geçtiği döneme ait her türlü yazısız veya yazılı
bulgulardır. Birinci elden kaynak da denilen bu kaynaklar, tarihi
olayı doğrudan yaşayanların eserleridir. Seyahatnameler (gezi
notları), hatıralar (anılar), secereler (soy kütükleri), fermanlar
(yazılı emirler), mahkeme tutanakları, paralar, resmi
yazışmalar gibi öncelikle başvurulacak kaynaklardır.
• b) İkinci elden kaynak: Olayın geçtiği döneme yakın ana
kaynağa dayalı olarak yazılmış dergiler, kitaplar gibi belgelerdir.
7. • Bunlar;
• Sözlü kaynaklar: Destanlar, hikayeler, şiirler, efsaneler vb. halk
arasında ağızdan ağıza söylenmek suretiyle anlatılan tarihe ait
bilgilerdir.
• Yazısız kaynaklar: İnsanların ilk dönemlerinden itibaren taş, toprak
veya madenden yaptıkları üzerinde yazı olmayan her türlü araç ve
gereçler ile heykeller, anıtlar, silahlar gibi eserlerdir.
• Yazısız eserler, insanlığın "Tarih öncesi« dönemlerini aydınlatan
başlıca belgelerdir.
Eski Dönemlere ait silahlar
8. • Yazılı Kaynaklar: Yazının bulunuşundan
itibaren,taş, tablet, kemik, papirus üzerine yazılmış
yazılar, yıllıklar (anallar), kitabeler
(yazıtlar), paralar, antlaşmalar, dergiler kitaplar gibi tarihi
olayların aydınlatılmasında en güvenilir belgelerdir.
Eski yazılı metinler
Eski yazılı kitabeler
9. • Sesli ve görüntülü
kaynaklar:Haritalar, resimler, fotoğraflar, kaset, plak, CD-DVD
gibi çizili, sesli ve görüntülü kaynaklardır. CD, DVD ve kasetde
de montaj yapılabilmesi bu gibi kaynakların güvenilirliğini
tartışmalı hale getirdiği için diğer kaynaklarla desteklenmelidir.
2. TASNİF (SINIFLANDIRMA)
İncelenecek konu ile ilgili tüm kaynakların,
Konularına,
Mekana,
Zamana; göre sınıflandırılması aşamasıdır.
3. TAHLİL ( ÇÖZÜMLEME — ANALİZ)
Eldeki belgelerin güvenillirliğinin diğer kaynaklar ile
karşılaştırılarak desteklenmesi aşamasıdır.
10. 4. TENKİT (ELEŞTİRİ)
• Kaynakların gerçek ve doğru olup
olmadıklarının, güvenilir olup olmadıklarının, aynı olayı
anlatan farklı yazarlara ait bilgilerle uyumlu olup
olmadıklarının dikkatle incelenmesi aşamasıdır.
• Herhangi bir kaynak değerlendirilirken 2 açıdan ele
alınmalıdır.
a) Dış Tenkit (eleştiri): Kaynağın sahte olup olmadığı
ile özgün mü? Taklit mi? Olduğu, ne zaman ve nerede
yazıldığı? yazarının kim olduğu?
b) İç Tenkit (eleştiri): Verilen bilgilerin diğer kaynaklarda
ne şekilde yer aldığı, yazarın görüşlerinin etkin olup
olmadığı titizlikle incelenmelidir.
11. • 5. TERKİP (SENTEZ)
• Elde edilen tüm bulguların tasnifinin, çözümlenmesinin ve
eleştirisinin yapılmasından sonra bir plan dahilinde
birleştirilmesi ve yazılması aşamasıdır.
• Tarih yazısında gerçeği arama ilkesi tarihçiye büyük
sorumluluklar yüklemektedir.
12. • Tarihin Sınıflandırılması (Tasnifi)
• Tarih bilimi çok uzun zamanı ve çok geniş konuları
incelemektedir. Bu durum araştırmaları zorlaştırmaktadır.
Araştırmaların daha sağlıklı yapılabilmesi, bir plan ve
disiplin içinde yürütülebilmesi için Tarih, zamana, mekana
(yer) ve konularına göre sınıflandırılmıştır.
• a) Zamana göre sınıflandırma: Tarih araştırmalarında
• kolaylık sağlamak amacı ile başvurulan ve en çok kullanılan
yöntemlerdendir. İnsanlığın yaşadığı uzun
dönem, yüzyıl, binyıl veya çağ gibi kavramlara ayrılarak
sınıflandırılır. Bu sınıflama olaylar arasında neden-sonuç
ilişkisi kurabilmek amacı ile kronolojik sıralamaya göre
düzenlenir. Tarih, öğrenimde kolaylık sağlamak amacı ile
yazının bulunuşuna göre (MÖ 3200) bölümlere ayrılmıştır.
Yazının bulunuşundan önceki dönemlere "Tarih Öncesi, yazı
ile başlayan dönemlere ise Tarih Çağları" adı verilmiştir.
13. • Tarih Öncesi dönem, insanların araç ve gereçlerinde
kullandıkları malzemenin cinsine göre Taş Devri ve Maden
Devri olarak ayrılırken Tarih Çağları, Akdeniz Uygarlığı ve
Avrupa Tarihi esas alınarak toplumları etkileyen büyük olaylara
göre İlkçağ (Eskiçağ), Ortaçağ, Yeniçağ ve Yakınçağ olarak
isimlendirilmiştir.
NOT: Tarih Öncesi veya Tarih
Çağları'nda meydana gelen olaylarında
dünyanın her yerinde aynı zamanda
yaşadıklarını düşünmekte doğru
değildir. Dünyanın bir yöresinde
Yontma Taş Devri yaşanırken bir başka
bölgede Demir Devri uygarlığının
yaşandığı görülebileceği gibi Dünyanın
başka bir bölgesinde İlk Çağ
Uygarlığı'na ait özellikler görülürken
aynı zaman içinde dünyanın bir başka
yöresinde Yeni veya Yakın Çağ'a özgü
özelliklerin görüldüğü rahatlıkla
söylenebilir.
14. • Tarihi yazan kişi objektif olmalı, ayrıca olayın geçtiği zamanın
koşulları çerçevesinde değerlendirmesini yapmalıdır.
• b) Mekana göre sınıflandırma: Asya, Afrika, Avrupa Tarihi gibi
kıtaların, Türkiye, İran, Fransa, Almanya Tarihi gibi
ülkelerin, veya Ankara, Sivas ve Edirne gibi şehirlerin yani bir
coğrafi bölgenin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yapısının
incelenmesi yöntemidir. Bu yönteme başvurulurken de
kronolojik sıralama mutlaka göz önünde tutulmalıdır.
• c) Konuya göre sınıflandırma: Hukuk Tarihi,Sanat Tarihi, Dinler
Tarihi, Tıp Tarihi veya İktisatTarihi gibi araştırılmak istenen
konuların ayrı ayrıve ayrıntılı bir şekilde incelenmesi amacı ile
başvurulan yöntemlerdendir.
• Bu yöntem, araştırmaları kolaylaştırmakla birlikte tarihi olaylar
arasında bütünlüğü sağlama konusunda yetersizdir.
15. YAZILIŞ BİÇİMLERİNE GÖRE TARİH ÇEŞİTLERİ
• a) Rivayetçi (Hikayeci) Tarih: Olayların nedenlerinisonuçlarını araştırmadan
yalnızca hikayebiçiminde anlatan tarihtir. Heredot Tarih vb. Rivayetçi tarihin
önde gelen kişisi Heredot'tur. Heredot'un yaptığı Historis" adlı yapıt bunun en
çarpıcı örneğidir.
• b) Öğretici Tarih: İnsanlara belli konuları öğretmek, toplumun ahlaki ve milli
değerlerini geliştirmek, onların ders almalarını sağlamak amacı için yazılan
eserlerdir. Peleponnes Savaşları'nı anlatan Tukidides bu alanın ilk temsilcisidir.
• Pragmatik (Öğretici - Faydacı) Tarihin ilk temsilcisi Tukudidestir.
Heredot
Tukidides
c) Bilimsel Tarih: Olayların
nedenleri, sonuçları başka olaylar
ile ilgisi araştırılarak bilimsel
yöntemlerkullanılarak ve objektif
kaynaklara dayandırılarakyazılan
tarih çeşididir.
16. • TÜRKLERDE TARİH YAZICILIĞI
• 1. Osmanlılar Döneminde Tarih Yazıcılığı
Osmanlılarda tarih yazıcılığı devlet politikası doğrultusunda
başlamıştır. Temel amaç, devletin başarılarını gelecek
nesillere aktarmaktır.
Osmanlılarda XVIII. yüzyıla kadar olayları devlet tarafından
görevlendirilen «Şehnameci» denilen görevliler yazardı.
XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı tarih yazcılığınınen önemli
unsuru olan Vakanüvislik ortaya çıkmıştır. Devlet görevlisi olan
Vakanüvisler, bir yandan kendilerinden önce
yazılanları, toplamışlar diğer yandan da kendi dönemlerine ait
olayları kaydetmişlerdir.
17. Osmanlılar İslamiyet öncesi Türk Tarihi'ni büyük ölçüde ihmal
etmiş İslam merkezli bir tarihanlayışını egemen kılmışlardır.
Osmanlılardan ilk vakanüvis Naima Efendidir."Naima Tarihi"
adı ile anılan eseri oldukçaönemlidr. Naima Efendi yalnızca
gördüklerinikaydetmekle kalmamış, sosyolojik yorumlara da
yer vermiştir. Naima Efendi'denbaşka Hoca Saadettin
Efendi, Peçevi Selaniki ve Ahmet Cevdet Paşa da ünlü
tarihçilerdir.
Naima Efendi
18. 2. CUMHURİYET DÖNEMİNDE TARİH YAZICILIĞI
• Türklerin İslamiyeti kabullerinden önce de zengin bir kültere, parlak
bir uygarlığa sahip olduklarını,dünya uygarlığına ve siyasetine
önemli katkısağladıkları görüşünü savunan Atatürk, Türklerintarihini
araştırmaya büyük önem vermiş bu amaçla 1931 yılında Türk Tarih
Kurumu'nu (TürkTarihini Tetkik Cemiyeti)
kurdurmuş, çalışmalarınabizzat katılmış, dünyada örneği
görülmeyenbir davranışla mirasının bir bölümünü bu
çalışmalarınsürdürülmesi, amacı ile Türk Tarih Kurumu'na
bırakmıştır.
• Atatürk hem Anadolu ve hem de Türklerin Tarihleri ile ilgili
gerçeklerin ortaya çıkarılmasına önem vermiştir. Tarihçilerin
çalışmaları ile Osmanlıların İslam merkezli tarih anlayışı
yerine, Türklerin dünya uygarlıklarının gelişmesine sağladıkları
katkıları kanıtlamayı amaçlayan "Türk Tarih Tezi" ortaya çıkmıştır.
19. TARİHİN YARDIMCI BİLİM DALLARI
• 1. Coğrafya: Toplumların yaşadıkları coğrafi
ortam(Dağlık, nehir, göl veya deniz kenarları vb.)ile iklim
koşullarının onların yaşam biçimleri veuygarlıkları üzerinde ne
gibi etkileri olduğunu öğrenmemizeve topluluklar hakkında daha
sağlıklıdeğerlendirmeler yapmamıza katkı sağlar.
• 2. Arkeoloji: Kazı bilimi
• 3. Kronoloji: Takvim bilimi de denir.
• 4. Antropoloji:
a) Fiziksel Antropoloji: İnsan ırklarını ve ırkların
özelliklerini inceler (Kemik yapıları, Kafatası vb.)
b) Kültürel Antropoloji: Toplumların sosyal ve kültürel
yapılarını inceler. En eski insan topluluklarının yaşama ve
yerleşme konusunda tariheyardımcı olur.
20. • 5. Etnografya: Toplumların örf, adet, gelenekve görenek gibi
öz kültürlerini inceler. (Yemekten giysilerine, folklorlarına
kadar yalnızca o topluma özgü özellikler)
• 6. Filoloji: Dil bilimidir. Toplumların kültürel
düzeyleriniöğrenmemizin yanında yer
değiştirmelerini(göçlerini) takip etmek açısından da tarihe
yardımcı bir bilim dalıdır.
Etnografya Müzesi
21. • 7. Paleografya: Eski yazı bilimidir. Çivi
yazısındangünümüze kadar yazının geçirdiği aşamaları
inceler. Tarihi devirlerin aydınlatılmasında en önemli
yardımcı bilim dalıdır.
Eski yazılı metin
22. 8. Epigrafya: Anıtlar, mezar taşları ve kitabeler (Yazıtlar)
üzerindeki yazıları inceleyen bilim dalıdır.
Orhun kitabeleri ve mezar taşları
23. 9. Nümizmatik : Meskukat bilimi de denir. Paraları inceler.
Böylece toplumların zenginliklerini ve ekonomik güçlerini
öğrenmemize ve takip etmemize yardımcı olur.
Eski paralardan bazı örnekler
24. • 10.Diplomatik: Belgeler bilimidir.
Fermanları, buyrukları, antlaşma metinlerini, evletlerarası
yazışmaları inceleyen bilim dalıdır.
• Eski bir antlaşma metni
26. • 12.Sosyoloji: İnsan topluluklarının yaşayışlarını,kurumlarını ve
kurumların toplum yaşamı üzerindekietkilerini inceler.
• 13.Felsefe: Akıl ve mantık ilkelerine uygun düşünmeyi
• esas aldığından olayların doğru yorumlanmasına ve
değerlendirilmesine katkı sağlar.
• 14.Hukuk : İnsanların birbirleri ve devletle olan ilişkilerini belirleyen
hukuk kuralları toplumların gelişmişlik düzeylerini, siyasi
yapılarını, kültürel düzeylerini ortaya koyması bakımından oldukça
önemlidir.
• 15.Edebiyat: Tarihi olayların büyük bölümü edebiyata konu olmuş
ve edebiyat sayesinde günümüze kadar ulaşabilmiştir.
• 16. Sanat Tarihi : İnsanların ilk dönemlerinden itibaren yaptıkları
sanatsal değere sahip her türlü mimari eserleri, heykelleri, resimleri
inceler. Toplumların kültürel gelişmişlik
düzeylerini, zenginliklerini, inançlarını ortaya koymasını sağlar.
27. • 17. Kimya: Karbon 14 Metodu ( Yöntemi) ile
buluntularınmadde yapısını inceleyerek hangi döneme ait
olduğunu belirlemesi ile tarihe yardımcı olur.
Fosillerin, iskeletlerin yaşlarını veya yıllarını belirleyerek
özellikle Tarih Öncesi dönemi aydınlatması ile katkı sağlar.
• 18. İstatistik: Belirli bir amaç için toplanan veriler yer yer tarihi
olayların aydınlatılmasına katkı sağlamaktadır.
• 19. Sicillografi: Mühürleri inceler.
Değişik Mühür Resimleri
28. • 20.Onomastik: Yer adlarını inceler. Yaşanılan bir bölgedeki
nehir, göl, dağ ile şehir kasaba adlarının nereden ve ne anlama
geldiğini, bunların zamanla değişip değişmediğini inceleyerek
siyasal ve kültürel değişimlerini takip etmemize katkı sağlar.
• 21. Ekoloji : İnsan topluluklarının yaşadığı bölgelerde oluşan
doğal denge bozulmalarının, o toplulukların yaşamı üzerindeki
etkilerini inceleyerek tarih biliminin çalışmalarına yardımcı
olur.
• 22.Diplomatik: Belgeler bilimidir. Devletler arası
antlaşlmaları, fermanlarıberat ve vesikaları inceleyen bilim
dalıdır.
• 23. İktisat: Pek çok tarihi olayın arkasında ekonomik nedenler
vardır.
29. TARİHTE TAKVİM
• İnsanlar ilk çağlardan itibaren zamanlarını belirleme ihtiyacı
duymuşlardır. Bu ihtiyaç, yıl, ay, gün, hafta, saat, dakika ve
saniye gibi kavramlarla ifade edilen takvimin bulunuşuna yol
açmıştır.
• Tarihte bilinen ilk takvimi Sümerler bulmuşlardır. Bir yılı 360
gün olarak kabul eden "Ay yılı" esasına dayanan takvimdir.
• Bir yılı 365 gün sayan "Güneş yılı" esasına dayanan ilk takvimi
ise Mısırlılar bulmuştur. Mısırlıların Güneş yılı esasına dayalı
takvimleri önce Roma İmparatoru Julius Caesar ( Jul Sezar)
tarafından " Julien Takvimine" daha sonra Papa XIII. Gregorius
tarafından "Gregoryan Takvimi'ne« dönüştürülmüştür. Değişik
uygarlıkların katkıları ile gelişen Mısır Takvimi günümüzde
yaygın olarak kullanılan "Miladi Takvime" temel olmuştur.
30. • Uygarlıklar takvimlerine başlangıç olarak değişik olay ve
tarihleri kabul etmişlerdir. Örneğin;
İbraniler, MÖ 3761 tarihini Yaradılış Yılı olarak kabul ederken,
Yunanlılar ilk olimpiyat oyunlarının yapıldığı MÖ 776 tarihini,
Romalılar, Roma şehrinin kurulduğu MÖ 753'ü
Müslümanlar, uzun süre kullandıkları Hicri Takvime Hz.
Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçü (Hicret) olan 622
tarihini,
Günümüzde yaygın olarak kullanılan Miladi Takvime ise Hz.
İsa'nın doğum tarihi olarak benimsenen 0 (sıfır) tarihi başlangç
olarak kabul edilmiştir.
31. TÜRKLERİN KULLANDIĞI TAKVİMLER
TAKVİMİN ADI ESAS ALDIĞI
SİSTEM
ÖZELLİKLERİ
12 HAYVANLI TAKVİM Güneş Yılı Yıllar bir hayvan adı ile anılır.
• Sıcgan (Fare), Ud (Sığır),
Tabşıgan (Tavşan), Lu (Ejder),
Han (Yılan), Yund (At), Koy
(Koyun), Biçin (Maymun), Taguk
(Tavuk), İt (Köpek), Tonguz
(Domuz)
• 1 Yıl 365 gün 5 saat sayılır.
• 21 Mart (ekinoks) tarihi bu
takvimin yılbaşı kabul edilmiş
Türkler ve kimi kavimler baharın
başlangıcı (Nevruz) olarak
kutlamışlardır.
• Aylar sayı ile belirtilmiştir.
• Çinliler ve Tibetlerde
kullanmışlardır.
32. TAKVİMİN ADI ESAS ALDIĞI
SİSTEM
ÖZELLİKLERİ
HİCRİ TAKVİM Ay Yılı Başlangıç olarak Hz.
Muhammed'in
Mekke'den Medine'ye
göçü olan
(Hicret) 622 tarihi kabul
edilmiştir.
• Bir yıl 354 gündür.
• Hz. Ömer devrinde
oluşturulmuştur.
• Günümüzde yalnızca
dini günlerin
belirlenmesinde
kullanılır.
33. TAKVİMİN ADI ESAS ALDIĞI
SİSTEM
ÖZELLİKLERİ
CELALİ TAKVİMİ
(TAKVİM-İ MELİKŞAHİ)
Güneş Yılı Büyük Selçuklu Sultanı
Melikşah döneminde,
Ömer Hayyam'ın yer
aldığı
bir kurul tarafından
yapılmıştır.
• Bir yıl 365 gün 6 saat
kabul edilmiştir.
• Yılbaşı 21 Mart'tır.
• Melikşah adına
düzenlenen takvim
Onun ölümü üzerine
terk edilmiştir.
• Babürler tarafından da
kullanılmıştır.
34. TAKVİMİN ADI ESAS ALDIĞI
SİSTEM
ÖZELLİKLERİ
RUMİ TAKVİM Güneş Yılı • Osmanlıların mali
işlerde 1677 de
kullanmaya başladıkları
takvimdir.
• Başlangıç olarak Hicret
yani 622 tarihi alınmış,
Güneş yılına göre
düzenlenmiştir.
1839 dan itibaren tüm
resmi işlemlerde
kullanılmıştır.
• Günümüzde genellikle
yaşlıların doğum
tarihlerini söylerken
kullandıkları
takvimdir.
35. TAKVİMİN ADI ESAS ALDIĞI
SİSTEM
ÖZELLİKLERİ
MİLADİ TAKVİM Güneş Yılı • Başlangıç olarak Hz.
İsa'nın doğumu (Milat)
kabul edilen 0 (sıfır)
olmuştur.
• Bir yıl 365 gün 6
saattir.
• Temeli Mısır takvimine
dayanan, Julien ve
Gregoryen Takvimlerinin
geliştirilmesi
ile ortaya çıkmıştır.
• 1 Ocak 1926 dan
itibaren ülkemizde
günlük ve resmi işlerde
kullanılmaktadır.
36. Süreç içerisinde Hicri Takvim ile Rumi Takvimi birlikte kullandığımız gibi
Miladı Takvimin kabulüne kadar Rumi Takvimi kullanmamız, ayrıca Miladı
Takvim ile birlikte dini günlerin belirlenmesinde halen Hicri Takvimi
kullanmamız bunların birbirlerine çevrilmesi ihtiyacını doğurmuştur.
ÖRNEK
2012 Miladi yılı kaç Hicri yıla karşılık gelir?
İki takvim arasındaki farklar,
a) Miladi Takvim 0 ile başladığı halde Hicri Takviminbaşlangıcı
622 kabul edilmiştir.
b) Miladi Takvim bir yılı 365 gün 6 saat sayarken(hesaplamalarda
6 saat dikkate alınmaz)
Hicri Takvime göre bir yıl 354 gündür. YaniHicri Takvim her yıl 11
gün eksiktir. Bu da HicriTakvim'in Miladi Takvim'e göre 365 : 11 =
33 yılda bir yıl ileri gitmesine yol açmaktadır.
37. • Bu farklardan yola çıkarak;
• 2012 − 622 = 1390 başlangıç farkı,
• 1390 : 33 = 42 veya 43 yıl ileri gitmiştir.
• 1390 + 42 = 1432 veya 1433 Hicri yıldır.
• veya tersinden gidersek;
• Hicri 1433 yılı Miladi kaç yıldır?
• 1433 + 622 = 2055 başlangıç farkı
• 1433 : 33 = 43 veya 44 yıl ileri gitmiştir.
• (Hicri yıl her yıl Miladi yıla göre 11 gün eksik
• olduğundan 33 yılda 1 yıl ileri gittiği için
• 2055 - 43 = 2012 Miladi yıldır.
Not :
Osmanlı Devleti − Rumi Takvimi hicri 1255
yılından başlatmıştır.
Miladi Takvim 1839 iken Hicri Takvim 1255
olarak kabul edilmişti. Buna göre;
1839 − 1255 = 584 yıllık fark ortaya
çıkmaktadır.
ÖRNEK :
2012 Miladı yılı Rumi kaç
yılıdır?
Miladi Takvim ile Rumi
Takvim arasında değişmeyen
584 yıl fark olduğuna göre;
2012 − 584 = 1428 Rumi
yıldır.
38. BAZI KAVRAMLAR
Milat:
Doğum demektir. Hz İsa'nın
doğumu sıfır (0) kabul
edilmiştir.
Secere:
Bir kişinin veya toplumun
geçmişini açıklayan "Soy
kütüğü» de denilen
belgedir.
Tablet:
Anadolu ve Mezopotamya
'da üzerine yazı veya resim
bulunan topraktan yapılmış
levha.
Olay
Malazgirt Savaşı, Çanakkale
Savaşı gibi kısa süreli
yaşanan, yeri, başlangıcı ve
bitişi belli olan toplumları
etkileyen gelişmelere denir.
Olgu
Anadolu'nun
Türkleşmesi,
Cumhuriyet dönemi
devrimleri gibi uzun bir
süreci ifade eden aynı
nitelikli toplumsal
olayların bütününe
denir.
Papirüs
Mısırlıların üzerine yazı
yazmak amacı ile
Papirüs bitkisinden
yaptıkları kağıt..
Peleponnes :
Mora Yarımada'sının
diğer adı.
Monarşi :
Bir kişinin veya bir ailenin
egemenlik
haklarına dayalı yönetim
biçimidir.
Veri:
İncelenen olayla ilgili
elde edilen
bütün bilgilere denir.
Yıllık:
Yaşanan olayların günü
gününe
kaydedildiği belgelere
"Yıllık"
(Anal) denir..
Tetkik:
Araştırma
39. • Tarih biliminin konusu insana özgü tüm toplumsal
• olaylardır. Bu nedenle bilim dalı olarak çok
• uzun dönemi ve çok kapsamlı konuları incelemektedir.
• Tarih, araştırma ve incelemelerinde, öğretimde
• kolaylık sağlamak amacı ile zamana göre sınıflandırılmış,
• yazının bulunuşuna (MÖ 3200) göre
• bölümlenmiştir.
• Yazının bulunuşundan önceki dönemlere Tarih
• Öncesi dönemler denilirken yazı ile başlayan ve
• günümüze kadar süren döneme Tarih Çağları
• veya Tarihi Devirler denilmiştir.
Uygarlığın Doğuşu ve İlk Uygarlıklar
40. TARİH ÖNCESİ DÖNEMLER
• Yazının bulunuşundan önceki dönemlerdir. Budönem
insanların “araç ve gereçlerin de kullandıkları
• malzemenin cinsine” göre bölümlere ayrılmıştır
41. • I. TAŞ DEVRİ
• a) Eski Taş (Kabataş) Devri (Paleolitik Çağ)
• (MÖ 600.000 – 10.000):
İnsanlığın yaşadığı en uzun dönemdir.
Yaşamlarını avcılık ve balıkçılıkla sürdürdükleri,üretici
olmadıkları, toplayıcı – tüketici olduklarıdönemdir.
İklim koşulları nedeniyle yaşamlarını mağaralarda ve ağaç
kovuklarında sürdürdükleridönemdir.
Küçük guruplar halinde avlarının peşinde göçer bir yaşam
sürdürmüşlerdir.
Mağara duvarlarındaki hayvan ve av sahnelerinin bu
döneme ait olduğu ileri sürülmüştür.
Ülkemizde bu döneme ait kalıntılara Antalya’da Karain, ve
Belbaşı ile en eski yerleşim yeri olduğu ileri sürülen
İstanbul’daki Yarımburgaz mağarası gösterilir.
42. b) Orta Taş Devri (Yontma Taş) Mezolitik Çağ
(MÖ 10.000 – 8.000)
Bu dönemde insanların yaşamlarını avcılık ve balıkçılık
ile sürdürdükleri toplayıcı – tüketici oldukları dönemdir.
Taştan ilk aletlerini yaptıkları ve kullandıkları dönemdir.
Dönemin sonlarına doğru insanlığın en önemli
buluşlarından biri olan “Ateşin bulunduğu” dönemdir.
Ülkemizde bu döneme ait buluntulara örnek olarak
Ankara Macunçay, Samsun Tekkeköy, Antalya Beldibi
mağarası gösterilebilir.
• Ateşin bulunması ile birlikte insanların soğuktan ve
vahşi hayvanlardan korunduklarını, karanlıktan
kurtulduklarını, yiyeceklerini pişirerek daha lezzetli hale
getirdiklerini ayrıca ilerleyen dönemde ateşten
yararlanarak maden devrine geçildiğini…
43. • c) Yeni Taş Devri (Cilalı Taş)
• (Neolitik Çağ) M.Ö (8.000 - 5.500)
İnsanların avcılık – balıkçılık (toplayıcılık) yanında toprağı işleyerek
tarımsal faaliyete, üretime geçtikleri ilk dönemdir.
Tarım hayatı ile birlikte yerleşik yaşama geçtikleri ilk köy topluluklarını
oluşturdukları dönemdir.
Taş araç ve gereçlerin yanında yiyeceklerini korumak düşüncesiyle
topraktan da çanak çömlek gibi araç ve gereçler yapmışlardır (Seramik).
At, koyun ve sığır gibi hayvanları evcilleştirmişler, yiyeceklerine süreklilik
kazandırmışlardır.
Hayvan derileri yanında bitki liflerinden de giysiler yapmışlardır.
Ok, yay ve mızrak gibi silahların yanında kemikler de düzgünleştirilerek
silah olarak kullanılmıştır.
Yerleşik yaşam ile birlikte mezar kültürünün ortaya çıktığı, mezar olarak
yapıldığı ileri sürülen “Dolmen” ve “Menhirlerin” yapıldığı dönemdir.
Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü, Yeni Taş Dönemine ait ilk köy olarak
gösterilirken, Konya’da bulunan Çatalhöyük insanlık tarihinin ilk şehir
yerleşimi olduğu ileri sürülmüştür.
44.
45. 2. MADEN DEVRİ
İnsanlar doğada ham olarak bulunan madeniateşin
bulunuşu sayesinde eriterek araç, gereç ve silahlar yapmaya
başlamışlardır. Madenlerin araç ve gereçlerinde
kullanımı, sırası ile:
a) Bakır (Kalkolitik) Çağı (MÖ 5.000 – 2.500):
Bu dönemde bakır araç gereçlerin yanında taştan araç ve
gereçlerin yapılmasınada devam edildiğinden Bakır – Taş
Çağı olarak da adlandırılmaktadır.
Doğada bol miktarda bulunması ve kolay işlenir olması
nedeniyle insanların araç gereçlerinde ilk kullandıkları
maden olmuştur.
Çorum’da Alacahöyük, Denizli’de
Beycesultan, Çanakkale’de Truva bu dönemi aydınlatan en
önemli merkezlerdir.
46. • b) Tunç Çağı (MÖ 2.500 – 1200):
İnsanlar bakır ve kalay madenlerini karıştırarak daha sert bir
madde olan Tunç’u elde etmişlerdir.
Bu dönemde köyler büyümüş, ilk şehir devletleri ortaya
çıkmıştır.
Bu dönemde Mezopotamya’da; Sümer, Akad, Anadolu’da;
Hitit devletlerinin ortaya çıktığı ileri sürülmüştür.
İnsanların ihtiyaçlarından fazlasını üretmeleri veya başka
ürünlere ihtiyaç duymaları değiş– tokuşa dayalı ticaret
hayatının başlamasına yol açmıştır.
Bu dönemi aydınlatan en önemli merkezler arasında
Asurluların ticaret kolonisi (Karum) olarak bilinen Kayseri
yakınlarındaki “Kültepe” gelir
47. • c) Demir Çağı (MÖ 1200’lerden İtibaren):
Günümüz uygarlığının da temeli sayılan demir, insanlığın en önemli
buluşlarından biridir.
Bu dönemde şehir devletlerinin yerini merkezi krallıklar almıştır.
Tarım dışında kol gücüne dayalı sanayi kolları gelişmeye başlamış ve
iş bölümü ortaya çıkmıştır.
Tarih öncesi dönemin son çağıdır. Bu dönemin sonlarına doğru
Sümerlilerin “çivi yazısını” bulmaları ile Tarih Öncesi dönemler son
bulmuş ve Tarih Çağları başlamıştır.
İnsanlar Tarih Öncesi dönemde araç ve gereçlerinde sırası ile
“Taş, toprak ve madeni” kullanmışlardır.
Yozgat yakınlarındaki Alişar’ın 7 şehir kalıntısından ilk üçü, Çorum
yakınlarındaki Alacahöyük’ün 4 kültür tabakasından ilk
ikisi, Çanakkale yakınlarındaki Truva’nın 9 yerleşim yerinden ilk beşi
“Tarih Öncesi” dönemlere, diğerleri ise İlk Çağ dönemine aittir.