SlideShare a Scribd company logo
1 of 16
Prof. Dr. Muhittin ŞİMŞEK
Teknoloji Yönetimi
Şirketlerde Stratejik Teknoloji İçin Teknoloji
Transferinin Önemi ve Türkiye’de Teknoloji
Transfer Ofislerinin Etkileri
Hazırlayan
Murathan Akın
170117024
Teknoloji
Teknoloji terimi konusunda birçok tanım olmasına rağmen, üzerinde görüş birliği
bulunanı mevcut değildir. Teknolojinin en basit ve dar tanımı, bir mal veya hizmetin
üretimi için gerekli ve uygulanan bilgi, know-how ve deneyimler olarak verilmektedir.
Birçok tanımda bu ifade yer almaktadır. Teknolojinin daha geniş kapsamlı tanımı ise,
işletmelerin “tüm işlevlerinde karşılaşılan sorunların çözümünü içeren yöntemler”
olarak verilmektedir. Dolayısıyla, “malların veya hizmetlerin üretiminin
planlanmasından, dağıtımının gerçekleştirilmesine kadar geçen süre içerisindeki
teknik ve yönetsel yöntemlerin ve bilgilerin tümü” teknoloji olarak tanımlanabilir.
Teknoloji, yenilik kapsamında ele alındığında, üretim yöntemlerinde veya ürünlerde
“yenilik” yaratmayı; bu yeniliklerle, üretimi artırmayı, verimliliği yükseltmeyi, yani
rekabet üstünlüğünü ve kârı artırmayı sağlayan anahtar olarak tanımlanmaktadır. Bu
anahtar, özellikle son yarım asırda emek ve sermayeye ilave bir üçüncü üretim girdisi
olarak yerini almış ve bu üç girdi arasında da etki olarak payını sürekli yükseltmiştir.
Teknoloji sayesinde daha etkin ve yeni üretim yöntemleri oluşturuldukça üretim
teknolojileri değişmekte, üretim yöntemlerinin etkinliği artmakta, bu durum
sosyoekonomik gelişmeyi yönlendiren bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.
Askeri ve ekonomik gücün, temel dinamiğini oluşturan teknolojinin önemini geç
anlayan ülkeler de onu edinme veya üretme yollarını aramaya başlamışlardır.
Teknoloji Transferi
Teknoloji transferi, temel olarak, bu karmaşık ve maliyeti yüksek öğrenme sürecidir.
Teknoloji transferi, transfer edilen teknoloji transfer edence tamamıyla anlaşılmadan
ve bu teknolojiden yararlanmaya başlamadan tamamlanmış sayılmaz. Teknoloji
transferinden bahsederken anahtar içerik, işte bu tanımda yatmaktadır. Bu kriterin
sağlanıp sağlanamadığını test etmek için, transfer edenin, seçtiği teknolojiyi yerel,
sosyo-ekonomik çevreye ve hammaddelere hangi oranda adapte ettiğine ve daha üst
düzeyde geliştirerek özgün bir teknoloji olarak başkalarına satıp satmadığına bakmak
gerekir. Bu kapasitenin oluşmaması durumunda seçilen ve transfer edilen teknolojinin
uygun, sürdürülebilir ve güvenilir bir teknoloji olmadığı; belki ucuz ama kötü bir
teknoloji olduğu sonucuna da varılabilir.
1970 ve 1980’lerdeki uygun olmayan buzdolapları ile tedavülden kalkmış otomobil
kalıplarının bazı ülkelere transferi yukarıda söylenenlere güzel bir örnektir.
Benzer olaylarda, ulusal ölçekteki kayıpların yanında firma ölçeğinde nasıl ivmesel
bir kâr marjı düşüşü ile karşılaşılacağı, Şekil-2’de, kâr marjı eğrisiyle
gösterilmektedir.
Teknoloji transferi, fikir ve tekniklerin bir yerde geliştirilip, geliştirildiği yerde veya
başka bir yerde uygulamaya aktarıldığı süreç olarak tanımlanabilir. Schumpeter
teknoloji transferine, icat, yenilikçilik ve yayınımı içeren lineer bir süreç olarak
bakmış; daha sonraki yorumcular ise, bu süreçte kavramlar, know-how ve fikirlerin
çok değişik aktörler arasındaki etkileşimlerle şekillendiğini açıklamışlardır.
Hiç şüphesiz, teknoloji transfer süreci, giderek artan şekilde, teknolojiyi üreten ve
geliştiren taraf lehine işleyen, diğer taraf içinse engel oluşturabilecek nitelikteki
ekonomik, yasal, toplumsal ve politik düzenlemelerle birlikte yürümektedir. Bu
nedenle, teknoloji transferi iş dünyası, bilim ve mühendislik dünyası, yasalar ve devlet
arasında bir kesişme alanı olarak da tanımlanmaktadır.
Bilindiği gibi, bilim kamusal bilgi; modern teknoloji ise, özel bilgi olarak kabul edilir.
Bu nedenle, bilimsel bilgiye literatürle ulaşmak mümkünken; özel bilgi içeren, sahipli
teknolojiye ulaşmak mümkün olmamaktadır. Bilgi formundaki teknolojinin
sahibinden bir başka yere transferi, genellikle sanıldığı gibi, basit bir lisans anlaşması
veya makina satın alımı ile sağlanamaz. Bu bilginin transferi, süreç deneyimi ve bunun
gibi, pratikten gelen deneyimlerin transferini de içeren karmaşık bir süreci gerektirir.
Teknoloji transfer süreci, ilaveten, teknoloji takibinden, uygun olanını seçme, edinme,
kendine mal etme, daha üst seviyelerde geliştirme sürecine kadar uzanan, gene
karmaşık bir ağ yapıyı da (networking) içerir.
Bu ağ yapı içinde, kamu ve son kullanıcılar, ilgili teknolojinin yararları ve maliyeti
hakkında yeterince fikir sahibi olmalı; teknolojiyi transfer eden uygun teknoloji
seçiminden, teknoloji geliştirmeye kadar uzanan çizgide, sürdürülebilirliği sağlama
yanında pazarlama ve müşteri gereksinimlerine yanıt verebilme gibi yeteneklere de
sahip bulunmalı; teknolojiyi satan ise, sattığı teknolojiyi satın alan buna hakim olana
kadar öğretme sorumluluğunu sürdürmelidir.
Kısacası, teknoloji transfer süreci, hiç de kolay olmayan ve tarafların birinin
zafiyetinde zincirin kolayca kırıldığı, böylesi bir ağ yapı içermektedir.
Esas sorun, teknoloji transferinin, zincirin nasıl ve kimin tarafından kırıldığının, hatta
zincirin kırık olup olmadığının anlaşılmasının dahi çok güç olduğu, karmaşık bir
eylemler bütünü olduğunun kavranmasında yatmaktadır.
Çünkü, teknoloji transferi, çoğu zaman, sürece dahil, değişik kişi ve organizasyonların
tarif edilmesi oldukça zor davranışlarından etkilenir.
Firmaların yatırım ve ticari kararları; eğitim sisteminin de bir ürünü olarak, kişilerin
baş vurdukları deneyim ve bilgi tedarik yolları ile edindikleri bilgileri işlerine yansıtma
biçimleri; patent hakları ve lisans sözleşmeleri; hem kamusal hem de özel araştırma
sonuçlarının ulusal sisteme yarar sağlayacak şekilde özümsenmesi; Ar-Ge
çalışmalarının sürekli geliştirilmesi ve özendirilmesi; özel alanlarda, özel bilgilere
sahip kişilerle ilgili beyin göçünün durumu gibi, sayıları çok artırılabilecek
unsurlardan her biri, teknoloji transferini etkiler ve farklı transfer biçimleri yaratır.
Devlet yardımları ve finansman programları teknoloji transfer biçimlerini oldukça
fazla etkileyen unsurlardır. Ar-Ge programlarını desteklemeye yönelik hükümet
kararları; enerji, ulaşım vb. alanlarda uygulanan politikalar; bazı öncelikli teknoloji
tercihleri, teknoloji transfer tercihleri ile ilgili yeni iklimlerin oluşumunda çok etkili
olan ve devletin teknoloji transferlerindeki etkili rolünü gösteren önemli örneklerdir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, teknoloji transferini, ‘kamu, firmalar, finansman
kuruluşları, araştırma ve eğitim kuruluşları, sivil toplum örgütleri vb. değişik paydaşlar
arasında bilgi, deneyim ve teçhizat akışı gibi, bir dizi etkileşimi içeren geniş bir
süreçler bütünü’ olarak tarif etmek mümkündür.
Buradaki transfer kelimesi, ülke içinde veya ülkelerarası teknoloji difüzyonu ve iş
birliğini de içermektedir. Bu yönüyle daha önce de vurgulandığı gibi, yerel koşullara
adapte edilebilir ve geliştirilebilir uygun teknolojileri seçme kapasitesine sahip olmak
ve bunun gerekli olduğunu kavramayı öğrenmek de teknoloji transferinin bir süreci
olarak anlaşılmalıdır. İster ülke içinde isterse ülkeler arasında gerçekleşsin, bu
özellikleri ile teknoloji transferi, büyük oranda ulusal inovasyon sisteminden etkilenir.
Teknoloji transferi ile ilişkili oldukları kadarı ile ulusal inovasyon sistemi içindeki
önemli aktörler, rolleri ve teknoloji transfer sistemlerini etkileyebilecek politika ve
kararları şunlardır:
Hükümetler ve yerel, bölgesel yönetimler, ulusal-bölgesel firmalara rekabet üstünlüğü
sağlamak yanında, ulusal güvenlik, enerji ve çevre konularında sürdürülebilir
gelişmeyi de sağlama amacını güderler. Bu amaçlar için, teknoloji transfer sistemlerini
etkileyen vergi, ithalat/ihracat, inovasyon, eğitim, teknik düzenleme, ulusal araştırma
altyapısı, Ar-Ge destekleri vb. konularda bazı kararlar alırlar veya politikalar
geliştirirler.
Ulusal veya uluslararası, büyük ya da küçük ve orta ölçekli firmalar -ki bu kategoriye
teknoloji üreten, dağıtan, kullanan, finansman desteği sağlayan tüm firmaları dahil
etmek gerekir- kâr ve pazar payı artışı, yatırımın geri dönüşünü sağlama gibi amaçlarla
teknoloji transfer sistemlerini etkileyen bazı kararlar alırlar.
Teknoloji seçimi, teknoloji transfer ve tedarik kanallarının seçimi, Ar-Ge’ye yönelme
ve Ar-Ge sonuçlarını ticarileştirme, yeni yatırımlara yönelme, işgücü yetenek ve
kapasitesini geliştirme, dış ilişkilerini geliştirme, kredi ve faiz seçenekleri gibi
konularında firmaların verecekleri bütün kararlar, sonuçta, teknoloji transfer
sistemlerini etkiler.
Araştırma kuruluşları ve üniversitelerde, temel araştırmalardan uygulamalı
araştırmalara, öğretimden, bilgi transferine kadar gerçekleştirdikleri birçok etkinlikle
ve araştırma konularının seçimi, bunların ticarileştirilmesi, teknoloji seçimi gibi
konularda yaptıkları tercihler ile teknoloji transferinde belirleyici rol oynamaktadırlar.
Teknoloji transferi ile ilgili önemli bir diğer kesim, yazılı ve görsel basın-yayın
kuruluşları ile kamusal çıkar gruplarının temsilcisi olan örgütlerdir. Bunlar
bilgilendirme, yayınım sağlama, eğitim, ortak karar üretme ve toplumsal refahı
yükseltme gibi misyonlardan hareketle, teknolojilerin ve transfer yöntemlerinin
tanıtım ve promosyonu, bilinçlendirme ve eğitim, bazı hükümet kararları ile ilgili lobi
faaliyetleri gibi araçlarla teknoloji seçiminde etkili olmaktadırlar.
Hiç kuşkusuz önemli bir belirleyici kesim de kentli ve köylü, bireysel kullanıcılardır.
Bunlar refahlarını yükseltme ve yarar sağlama, daha ucuza alabilme gibi amaçlarla
verdikleri satın alma kararlarıyla, daha fazla bilgi sahibi olma istekleri ve öğrenme
kanalları ile ilgili seçimleriyle ve diğer bazı tercihleriyle teknoloji transfer yöntemleri
üzerinde önemli bir etkiye sahiptirler.
Günümüzde teknoloji üretimi yaklaşık 15-20 ülkede yapılmaktadır. Bu ülkeler dünya
toplam Ar-Ge faaliyetlerinin %95’ini yaparken geri kalan %5, dünya nüfusunun
%70’ini oluşturan kesim tarafından yapılmaktadır. Dünya ticaretinin yapısına
bakıldığında da ABD, AB ve Japonya’nın bu ticaretin %70’lik kısmını kontrol ettiğini
görürüz. Bu da bu ülkelerin bilim ve teknolojide en ileri olmaları ile doğrudan
ilişkilidir.
Madalyonun para yüzünde bu üstünlüklerini sürekli kılmak için bir araç olarak, diğer
yüzünde ise gelişmemişleri geliştirmek ve yönlendirmek amacıyla bu ülkelerin
öncülüğünde kurulan ve bu ülkelerce yönlendirilen uluslararası örgütler ve fonlar da
teknoloji transferi yönelimlerinde oldukça etkili olmaktadırlar.
Uluslararası ve bölgesel fon kaynaklarını yöneten kuruluşlar, rekabeti geliştirme ve
çevresel etki değerlendirmesi gibi amaçları öne sürerek; proje oluşturma ve seçim
kriterlerini, teknik destek ve tedarik şartlarını belirleme yoluna gitmekte ve böylece
teknoloji transfer mekanizmalarındaki yönlendirici etkilerini perçinlemektedirler.
Teknoloji transferi için başka bazı koşulların da sağlanmış olması önemlidir. Bu
koşullardan bazıları şunlardır:
- Üretimle ilgili yerel faktörlerin (eğitimli insan gücü, altyapı, sermaye vb.) durumu,
- Talep koşulları (yerel talebin karakter ve büyüklüğü),
- Transfer edilecek teknolojinin kullanılacağı sanayilerin niteliği (rekabetçi sanayi
veya tedarikçilerdeki gelişme),
- Transfer edilecek teknolojinin yerel rekabet gücü üzerindeki olası etkisi ve bu etkinin
derinliği.
Küreselleşen dünyada hızla artan ekonomik rekabetle beraber, üniversiteler ulusal
inovasyon sistemlerinin kilit aktörü ve destekleyicisi olarak görülmektedirler.
Ulusal ve bölgesel politika uygulayıcıları inovasyona dayalı kalkınma ve
üniversitelerin inovatif potansiyellerini etkin bir şekilde ortaya çıkarmak için teşvikler
uygulamaktadırlar.
Literatürde birçok çalışma, üniversitelerin ulusal ve bölgesel inovasyon
sistemlerindeki önemini vurgulamış ve yine birçoğu üniversite-sanayi iş birliklerini
(ÜSİ) yönetmek için ayrı ve uzmanlaşmış organizasyonların gerekliliği üzerinde
durmuştur. Bu süreç içerisinde Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO); araştırmacılara ait
fikirlerin ve buluşların sanayiye ve topluma faydalı olacak şekilde aktarılmasında
kurumsallaşmış bir yol olarak görülmektedirler.
TTO’lar dünyada ilk olarak soğuk savaş döneminde ABD’de görülmüştür. Özellikle
bu döneme damgasını vuran savunma teknolojileri ağırlıklı rekabet sürecinde,
üniversitelerde ortaya çıkan buluşların sanayiye aktarılması için profesyonel
arayüzlere ihtiyaç duyulmuştur. 1980 Bayh-Dole yasasından önce araştırmalar sonucu
ortaya çıkan buluşlara ait fikri hakların devlete ya da buluşu ortaya koyana ait
olduğundan TTO’lar kurumsal olarak ÜSİ’de yerini bulamamıştı. Anılan yasa ile
kamu kaynakları ile icra edilen araştırmalardan elde edilecek buluşlardan kaynaklı
fikri hakların üniversite, araştırma merkezi ya da araştırmayı yaptıran şirkete kalması,
TTO’ların yaygınlaşması sürecini hızlandırmıştır.
Avrupa’da 2000‟li yılların başından itibaren Bayh-Dole benzeri yasaların çıkmasıyla
beraber ilk kez Almanya ve İngiltere’de olmak üzere TTO’lar yaygınlaşmaya
başlamıştır.
Türkiye’de TTO’lar veya türevi organizasyonlar, üniversite/araştırma
organizasyonları-sanayi/endüstri iş birliği ile temel olarak üniversite/araştırma
organizasyonlarında ortaya çıkarılan bilgi, inovasyon ve/veya teknolojilerin
sanayi/endüstriye aktarılması, transferi, yaygınlaştırılması ve ticarileştirilmesi
bağlamında servisler sağlayan ve projeler/faaliyetler yürüten organizasyonlardır.
Diğer taraftan, Türkiye’de TTO’lar veya türevi organizasyonlar; üniversite/araştırma
organizasyonlarında üretilen bilgi ve teknolojinin, uygulamaya dönüştürülerek
ticarileştirilmesine ve bu süreç sonucunda ekonomik/sosyal/kültürel değer
kazanmasına, üniversite/araştırma organizasyonları – sanayi/endüstri kuruluşları
arasında etkili işbirliği oluşturulmasına, sanayinin/endüstrinin gereksinim duyduğu
nitelikli bilgi ve teknolojinin üniversite/araştırma organizasyonlarında üretilmesine,
bu etkili ve verimli işbirlikleri sonucunda üniversite/araştırma organizasyonları ve
sanayi/endüstri arasında bilgi ve teknoloji aktarımına ve somut çıktıların
geliştirilmesine hizmet etmek üzere teşkil edilmekte ve yaşatılmaktadırlar.
Teknoloji transferi son derece kapsamlı, çok boyutlu ve bağlamsal ele alınmas ı
gereken konular arasında yer almaktadır. Teknoloji transferi ülkeler, bölgeler,
firmalar, üniversite ya da araştırma enstitüleri, devlet kurum ve kuruluşları, sanayi-
endüstri ve diğer ilgili örgütler arasında çok boyutlu olarak gerçekleştirilebilmekte
olup bu bağlamda da farklı şekillerde gerçekleştirilen faaliyetler teknoloji transferi
kapsamında ele alınabilir.
Ülkelerin kalkınma stratejilerinde son 100 yıldır etkin araçlar arasında yer alan
teknoloji transfer süreci ekonominin globalleşmesi, teknolojinin ve teknolojik
faaliyetlerin her geçen gün uluslararası platformda artış kaydetmesi gibi durumlardan
ötürü Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bakımında ekonomik kalkınmadaki en
önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Tüm bunların yanı sıra gelişmekte olan
ülkelerin teknoloji üretebilir hale gelmelerinin ön koşullarından arasında bilhassa ülke
içi teknoloji transfer mekanizmalarının iyi çalıştırılması ve uluslararası teknoloji
transferlerini de etkin bir şekilde kullanabilmeleri gelmektedir.
Teknoloji transferinin ülkelerin ekonomik gelişimlerini hızlandıracağı, yaşanan
ekonomik sorunların ve aksaklıkların giderilmesine katkıda bulunacağı aşikardır.
Genel olarak teknoloji transferi işletmelerin ya da bir kuruluşun ülke içindeki ya da
başka bir ülkedeki şubesine paket mahiyetinde aktarılan teknolojileri içine aldığı gibi
aynı zamanda teknolojinin diğer bir ülkedeki firmalarda doğrudan kullanılmak ya da
o ülkede kurulacak olan sermaye ortaklıklarına aktarılma işlemini de ifade eder.
Teknoloji transferi konusunda işletmelere katkıda bulunan bazı oluşumlar söz konusu
olup bunlardan belki de en önemlisi teknoparklardır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde
de gittikçe sayıları artan teknoparklar teknoloji alanında faaliyet gösteren işletmelere
ciddi katkılarda bulunmaktadır.
Teknoloji Transferi Neden Önemlidir?
Teknoloji, ekonomik büyümede, kalkınmanın sağlanmasında ve sürdürülebilmesinde
belirgin bir role sahip. Teknoloji geliştirebilme ve üretebilme yeteneği ise ulusal Ar-
Ge faaliyetleri, emek ve teknoloji transferi olmak üzere birbirleriyle de yakından
ilişkili üç kaynağa bağlıdır.
Gelişmekte olan ülkeler içinde bulundukları fiziki, beşeri ve mali yoksulluklar
sebebiyle ulusal düzeyde teknoloji geliştirme faaliyetlerini etkin bir biçimde
yürütememekte, legal veya illegal yoldan transfer etme yoluna gitmektedir. Bu
"teknolojiye sahip olma" sorunu, teknolojiye erişmeye çalışan ülke ekonomilerini
teknoloji yoksulluğu çıkmazı olarak adlandırabileceğimiz bir çıkmaz ile karşı karşıya
kalmaktadır.
Teknoloji yoksulluğu, basit bir biçimde, makro iktisadi açıdan ülkelerin, mikro iktisadi
açıdan firmaların, ihtiyaç duydukları teknolojileri üretmek için gerekli ve yeterli
beşeri, fiziki ve mali kaynaklardan yoksunluğu olarak tanımlanabilir.
Bu noktada belirleyici iki husus dikkat çekmektedir. Birincisi teknoloji (ve emek)
transferinin ulusal Ar-Ge faaliyetlerinin tamamlayıcısı, öğrenme için bir anlamada
kaynağı olması. Diğeri ise ülkelerin, teknoloji üretebilecek kritik eşiği aşabilecek
düzeyde ulusal teknolojik çaba içine girmeden teknoloji transferinin sadece bağımlılık
etkisi oluşturacağıdır.
Çünkü gelişmekte olan ülkeler teknolojiye sahip olabilmek için çok yüksek
maliyetlere katlanmakta, ancak teknolojiye gerçek anlamda sahip olamamaktadır. Bu
süreç nihai olarak bir yoksulluk ve bağımlılığa sebep olmaktadır.
Teknoloji yoksulluğunun bir diğer sebebi teknoloji üreticisi olan ülkelerin gelişmekte
olan ülkelere karşı uyguladıkları kısıtlamaları içeren dışsal faktörlerdir. Gelişmiş
ülkelerin ileri teknoloji üretimindeki öncü konumları, gelişmekte olan ülkelerin
kendilerine rakip olacak şekilde teknoloji transferi yapmasına izin vermemek adına
‘Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması’ gibi çeşitli anlaşmalarla
korunmaktadır. Bu anlaşmalar sebebiyle teknoloji üretimi ileri sanayi ülkelerinin
tekelinde kalmaya devam etmekte ve az gelişmiş ülkelerin uygun teknoloji seçimi
kısıtlanarak teknolojik açık büyümektedir.
Tüm bu sebeplerden yola çıkarak özetle ifade etmek gerekirse teknoloji transferi ulusal
teknolojik çabaların tamamlayıcı niteliğinde olan ve teknolojik öğrenme için önemli
bir kaynak olarak anılabilecek bir faktördür. Ancak bunu ulusal, bölgesel ve sektörel
düzeyde tasarlanacak ve uygulanacak öğrenme temelli teknoloji transferi politikaları
ile sağlamak mümkündür.
Teknoloji Transfer Ofisi
Araştırma ve geliştirme çalışmalarını koordine eden organizasyonlara yönelik
yürütülen akademik çalışmalara ait literatürde birçok çalışmada, yükseköğretim
kurumlarının bölgesel araştırma, geliştirme ve inovasyon sistemlerindeki önemi
vurgulanmıştır. Ayrıca birçok çalışmada proje yönetimine ilişkin girişimcilik
faaliyetleri ile üniversite sanayi iş birliklerini yürütmek için modüller bazında alanında
uzmanlaşmış kadroların yer aldığı sistemlerin kurulması gerektiği üzerinde
durulmuştu.
Teknoloji Transfer Ofislerinin başlangıcı savunma teknolojilerinin yönetilmesi,
üniversiteler ile araştırma enstitülerinde yürütülen araştırma geliştirme faaliyetleri
sonucu ortaya çıkan buluşların sanayiye aktarılması için kurumsal arayüz
mekanizmalarına duyulan ihtiyaçtan dolayı ABD’de ilk defa ortaya çıkmıştır.
Avrupa’da 2000’li yıllardan itibaren Teknoloji Transfer Ofisi mekanizmalarının
kurulması Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin öncülüğünde başlatılmıştır. Birçok
Avrupa ülkesi ve Çin, Japonya gibi ülkeler ile ülkemizde de bu konu önem kazanmış
olup, TÜBİTAK’ın da yönlendirmesi ve destekleri ile Teknoloji Transfer Ofisleri
kurulumları hız kazanmıştır.
Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde ortak amaçları aşağıdaki gibidir:
 Üniversitelerde ve araştırma merkezlerinde araştırmacılar tarafından ortaya
konan bir araştırma sonucunu sanayiye uygulamak,
 Araştırma sonucu elde edilen know-how’u ulusal ve uluslararası düzeyde
korumak,
 Sanayi ve diğer kurumlar ile yürütülecek araştırmalar için iletişimi artırmak,
 Üniversite için danışmanlık hizmetleri sunmak ve bunun sonucunda gelir elde
etmek,
Günümüzde dünya ölçeğinde girişimcilik ve yenilikçilik alanında rekabet edebilen,
bulunduğu topluma çok boyutlu ve nitelikli hizmetler ve yararlar sağlayan, kaliteli ve
nitelikli araştırma üniversitelerinin TTO yapılanmalarının girişimciler ve sanayi
firmaları ile iş birliği kurmaları ve bu iş birliklerini proje yönetimi bileşenleri
bağlamında sürdürmeleri bir tercih değil, zorunluluk hâline gelmiştir. Öyle bir noktaya
gelinmiştir ki, şimdilerde üniversitelerin Girişimci ve Yenilikçi Üniversite endeksi
başta olmak üzere, girişimcilik, lisanslama ve ticarileştirme alanındaki ulusal ve
uluslararası endekslerde üst sıralarda yer almalarında en önemli belirleyici unsurlardan
biri TTO yapılanmalarının girişimciler ve sanayi firmaları ile yaptıkları iş birlikleri ve
danışmanlıklar olarak belirtilmiştir.
Türkiye’de teknoloji transfer ofisleri akademik ve bireysel girişimciliği artırmak için
hızlandırıcı, girişimciler ve üniversite ile sanayi arasında süregelen teknoloji transferi
faaliyetlerini yöneten arayüz birimleri olarak kurulmaktadırlar.
Ülkemizde teknoloji transfer ofislerinin kurulması Sabancı Üniversitesi tarafından
2006 yılında kurulan İnovent A.Ş. ile “akademik temelli girişimciliğe odaklanmak
suretiyle henüz erken aşamada olan teknolojilerin ticarileştirilmesini yönetmek”
amacını yerine getirmek üzere başlamıştır. İnovent A.Ş. üniversite öğrencileri ve
akademisyenler tarafından şirket kurulması için faaliyet göstermekte ve bu bağlamda
ulusal ve uluslararası melek yatırımcı ağlarına üye olarak girişimcilere girişim
sermayesi desteği sağlama yöntemini uygulamaktadır. Türkiye’de teknoloji transfer
ofisleri ve benzeri yapıların sayısındaki en önemli artış 2012 yılında TÜBİTAK
tarafından başlatılan Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi kapsamında onaylanan
üniversite teknoloji transfer ofislerinin desteklenmesi ile ivme kazanmıştır.
Ülkemizdeki TTO’lar ana faaliyetlerini beş ana modülde yürütmektedirler. Türkiye’de
TTO’ların organizasyonel seviyelerine bağlı olarak bu modüller daraltılmakta veya
genişletilebilmektedir. Bu faaliyet boyutları şu şekildedir:
 Farkındalık, tanıtım, bilgilendirme ve eğitim hizmetleri,
 Destek programlarından yararlanmaya yönelik hizmetler,
 Üniversite–sanayi işbirliği hizmetleri,
 Fikri sınai mülkiyet hakları yönetimi ve lisanslama hizmetleri,
 Girişimcilik ve Kuluçka hizmetleri.
Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi
Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi (TTO); bilimsel ve teknolojik bilgiyle
kalkınmaya aracılık etmek, üretilen bilginin ticarileşmesini sağlamak ve teknoloji
transferini desteklemek amacıyla 2014 yılında kurulmuştur.
Herhangi bir üniversiteye bağlı olmayan ilk TTO’lardan olan ve Teknopark İstanbul
bünyesinde Teknoloji Transfer Müdürlüğü olarak hizmet veren Teknopark İstanbul
TTO, hem Üniversite-Sanayi hem Sanayi-Sanayi İşbirliklerinin geliştirilmesi hem de
teknoloji odaklı girişimciliğin desteklenmesi için geliştirilmiş bir yapıda kurulmuştur.
TÜBİTAK 1601 – Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik
Destek Programı kapsamında 2016 yılında açılan, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde
Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) Kurulum ve Kapasite Artırımının Sağlanması
Çağrısı ile Şubat 2017 itibariyle 3 yıl süreyle TÜBİTAK desteği almaya hak
kazanmıştır.
Teknopark İstanbul TTO; TÜBİTAK tarafından üniversitelere bağlı TTO’lardan
beklenen 5 modüldeki hizmetler göz önüne alınarak, Teknopark İstanbul’un da
potansiyeline uygun hizmet verecek şekilde 4 modülde kurgulanmıştır.
İş Birliği Geliştirme
Proje Geliştirme
Sınai Mülkiyet Hakları
Kümelenme Destekleri
TTO yürütülen bu faaliyetler neticesinde; ortaya çıkan fikir, buluş, yenilik, katma
değeri yüksek bilgiyle teknolojinin korunmasını sağlamayı ve ekonomiye
kazandırılmasına aracılık etmeyi amaçlamaktadır.
VİZYON
Ulusal ve uluslararası teknoloji transferini sağlayarak, ülkemizin bilgi birikiminin
zenginleşmesine, ülkemizin uluslararası rekabet gücünün arttırılmasına, yeni iş
alanlarının ve yeni şirketlerin oluşmasına, üniversitelerimiz ile firmalarımızdaki bilgi
ve teknolojinin uygulamaya aktarılmasına etki ederek teknoloji geliştirme ve
inovasyon kültürünün oluşmasına katkı sağlayan lider bir Teknoloji Transfer Ofisi
olmak.
MİSYON
Ulusal ve uluslararası rekabet gücü yüksek, ileri teknoloji üreten ve kullanan
paydaşlara, ülkemizin hedef stratejilerine uygun olarak; Üniversite-Sanayi ve Sanayi-
Sanayi iş birliklerinin güçlendirilmesine, bilginin teknoloji transfer ekosisteminde
değere dönüştürülmesine, Ar-Ge ve inovatif faaliyetlerin yaygınlaşmasına, fikri ve
sınai mülkiyet haklarının korunmasına ve teknolojinin ekonomiye kazandırılarak
yüksek katma değerle ticarileşmesine öncü bir arayüz kuruluşu olarak hizmet
vermektir.
İnovasyon ve Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma
Merkezi (MİTTO)
MİTTO, Marmara Üniversitesi “Bilim Vadisi” kuruluşunun yolunu açacak bölgesel
mikro ve makro ölçekli “ihtisaslaşmış teknoloji geliştirme bölgeleri”
kurarak, gelecekte/yakın bir zamanda Ülkemize bu değerleri kazandırmak ve
buluşturmak,
Üniversite imkanlarıyla birlikte bilim ve teknolojisini sanayicilerimize aktarmak ve
BTYK karar ve politikalarına uygun olarak hedefleri doğrultusunda sanayicimizin
uluslararası rekabet gücünü arttırmak,
Üniversitemizde geliştirilen tüm Ar-Ge proje ve faaliyetlerinin sanayici ve
yatırımcılarımıza tanıtmakla birlikte, inovasyonun en önemli unsuru ve eğitimin
taşıyıcısı olan Üniversitemiz bunun için en kritik kurumlardan olup, katma değerler
oluşturmak için karşılıklı olarak üniversite ile sanayicilerimizi buluşturmak,
İhracata esas kaliteli rekabet edebilir ürünler geliştirmeyi teşvik edecek faaliyetleri
sağlamak, eğitim hizmetlerini koordine etmek,
Dışardan teknoloji transferinin önlenmesi, bu konuda politika ve stratejilerinin
belirlenmesi çalışmaları MİTTO’nun başlıca görevleridir.
İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Uygulama ve
Araştırma Merkezi (İÜ TTM)
İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi, dış
kaynaklı projelerin daha fazla alınması gayesi ile 09.09.2013 tarih ve 28760 sayılı
Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmelikle faaliyetlerine başlamıştır. Bu amaçla
kuruluşundan sonra faaliyet alanlarına göre çalışmalar yürütmektedir. 2006 yılından
bu yana İÜ Eczacılık Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak bulunan Prof. Dr. Alper
Okyar, 2015 yılından bu yana İÜ TTM Yönetim Kurulu üyesidir ve 07/01/2019
tarihinden itibaren “Merkez Müdürlüğü” görevini sürdürmektedir.
Misyon
Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi, Üniversitemizin tüm
akademisyenlerine proje ve mali hizmetler konularında destek verirken, bağdaşığı
TTO İstanbul Proje Geliştirme ve Yatırım A.Ş. ile birlikte eğitim, bilgilendirme
hizmetlerini sürdürmektedir. Bu kapsamda gelişime açık, yenilikçi üniversite
hedeflerine hizmet ederken, araştırma üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin de
önemli bir birimi olarak görevini yerine getirmektedir.
Vizyon
İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi,
Üniversitemizin bilim, teknoloji transferi ve yenilikçilik birikimini merkezi bir yapı
çerçevesinde toplayarak; bilgiyi, yeni ve rekabetçi ürünler veya süreçlere
dönüştürmeyi, katma değer oluşturmayı, sanayiye aktarmayı ve ticarileştirme yi
amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, bilim insanları ve sanayi şirketlerinin ulusal
ve uluslararası araştırma destek programları ve hibe fonlarından yararlanmasını
sağlayarak kamu ve özel sektör kuruluşlarının teknolojik, yenilikçilik, araştırma ve
geliştirme yeteneklerinin artırılmasını hedeflemektedir. Sanayi kuruluşlarının
Üniversite ile iş birliklerinin artırılmasında ara yüz görevi yaparak, üniversite
öğrencilerine, öğretim üyelerine ve topluma yönelik girişimcilik eğitimi vermeyi ve
gerçekleştirdiği faaliyetleri sürdürülebilir ölçülerde nitelik ve nicelik yönünden
arttırmayı amaçlamaktadır. Yapılan faaliyetlerde amaç; teknoloji transferini bireysel,
kurumsal, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde sağlayarak bilgi birikiminin
zenginleşmesini, teknoloji geliştirme yeteneğinin pekişmesini, teknoloji geliştirme ve
yenileşim kültürünü oluşturarak ülkenin rekabet gücünü uluslararası alanda
artırmaktır.
TTM’nin Fonksiyonu
Merkezin kuruluş amacı özellikle TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu), İSTKA (İstanbul Kalkınma Ajansı) projeleri gibi dış kaynaklı
projelerin daha fazla alınması, bu projelere başvurulardaki oranlarımızın
yükseltilmesi, bu projelerin takibi ve ek olarak üniversitemizde patent sayılarının
arttırılmasıdır. Üniversitemiz akademisyenlerinin de bu yönde teşvik edilmesi,
üniversitede girişimciliğin daha fazla yaygınlaştırılması, girişimci öğretim
elemanlarının arttırılması ve Üniversite-Sanayi İş Birliği'nin (ÜSİB) tesis edilmesi
Merkezimizin temel faaliyetidir.
TÜBİTAK ve İSTKA projelerinin oluşturulmasında Üniversitemiz öğretim
elemanlarına her türlü destek veren Merkezimiz, proje alındıktan sonra projelerin
takibi hususunda da desteğini devam ettirmektedir. Bu projelerde çalışan öğrencilerin,
özellikle yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bursiyer işlemleri de yine
Merkezimiz tarafından takip edilmekte ve ilgili kişiler ile birebir iletişim
sağlanmaktadır.
Proje ve araştırma işlemleri dışında, fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda da
işlemler yapan Merkezimiz, gelen başvuruların Fikri Sınai Mülki Haklar (FSMH)
komisyonunda değerlendirilmesi, bilimsel olarak değerli bulunan patentlerin, fikirlerin
desteklenmesi konularında da yine üniversitemize ve akademisyenlerimize destek
olmaktadır. Araştırma ve geliştirme çalışmalarının; başta ülkemiz olmak üzere tüm
dünyaya faydalı hale getirilmesine, buluşun/fikrin ticarileştirilmesinde önemli olduğu
göz önünde bulundurularak desteklenen bu patent ve fikirlerin Türkiye Patent Ofisi'ne,
Avrupa Patent Ofisi'ne ve uluslararası patent için başvuru ve takipleri yine Merkezimiz
tarafından yapılmaktadır.
Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi, İstanbul Kalkınma Ajansı
(İSTKA) 2015 yılı mali destek programı kapsamında desteklenmiş olan Tıbbi ve
Endüstriyel Tasarım Laboratuvarı (TETLAB) projesini birim olarak devam
ettirmektedir. Birimde, özellikle tıp alanında patent ve proje başvuru aşamasında tıbbi
ve endüstriyel 3 boyutlu tasarımlar gerçekleştirilmekte ve 3 boyutlu yazıcılar
vasıtasıyla prototipleri çıkartılarak doğrulama ve geliştirme çalışmaları
yürütülmektedir.
Kaynakça
Mete M. “Teknoloji Transfer Ofislerinin Şirketlerin Ekonomik Gelişimine ve Refah
Düzeyine Olan Etkileri”. Sosyal Bilimler Dergisi, 8/15 (2018)
Kiper M. (2004), Teknoloji Transfer Mekanizmaları ve Üniversite – Sanayi İş birliği
Çengel M. Ve Binark A. K. “Proje Yönetim Bileşenleri Bağlamında Teknoloji
Transfer Ofislerinin Girişimcilik ve Şirketleşmeye Etkisinin İncelenmesi” İstanbul
Sabahattin Zaim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 1/3 (2019): 28-34
http://www.sanayigazetesi.com.tr/teknoloji-transferi-neden-onemlidir-
makale,670.html
www.teknoparkistanbul.com.tr/teknoloji-transfer-ofisi
mitto.marmara.edu.tr
ttm.istanbul.edu.tr/tr/content/merkezimiz/merkezimiz

More Related Content

Similar to Teknoloji Transferinin Önemi ve Transfer Ofislerinin Etkileri

Teknik, Teknoloji ve Teknoloji Yönetimi
Teknik, Teknoloji ve Teknoloji YönetimiTeknik, Teknoloji ve Teknoloji Yönetimi
Teknik, Teknoloji ve Teknoloji YönetimiMurathan Akın
 
2) Yenilik Temel Kavramlar
2) Yenilik Temel Kavramlar2) Yenilik Temel Kavramlar
2) Yenilik Temel Kavramlarserhatcakir
 
teknoloji planlanması.pptx
teknoloji planlanması.pptxteknoloji planlanması.pptx
teknoloji planlanması.pptxaliihsanakbaba1
 
Teknoloji politikaları kuramsal çerçeve
Teknoloji politikaları kuramsal çerçeveTeknoloji politikaları kuramsal çerçeve
Teknoloji politikaları kuramsal çerçeveBurhanettin NOĞAY
 
İnsan Kaynağı ve lojistik
İnsan Kaynağı ve lojistikİnsan Kaynağı ve lojistik
İnsan Kaynağı ve lojistikCafer SALCAN
 
TÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisi
TÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisiTÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisi
TÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisiMustafa Kuğu
 
Teknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı Faktörleri
Teknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı FaktörleriTeknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı Faktörleri
Teknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı FaktörleriDr. Mustafa Değerli
 
Rogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeli
Rogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeliRogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeli
Rogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeliDilek Bursal
 
TTGV-Kurumsal-İnovasyon-Raporu
TTGV-Kurumsal-İnovasyon-RaporuTTGV-Kurumsal-İnovasyon-Raporu
TTGV-Kurumsal-İnovasyon-RaporuMustafa Kuğu
 
Bilgi Toplumuna Dönüşüm Politikası
Bilgi Toplumuna Dönüşüm PolitikasıBilgi Toplumuna Dönüşüm Politikası
Bilgi Toplumuna Dönüşüm PolitikasıUfuk Kılıç
 
TEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptx
TEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptxTEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptx
TEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptxOmerDilber1
 
üReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇ler
üReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇lerüReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇ler
üReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇lerSelin Kadıoğlu
 
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleriSistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleriGokhan Gokkurt
 
Turkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-Bakisi
Turkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-BakisiTurkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-Bakisi
Turkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-BakisiSerra Yılmaz
 
Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)
Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)
Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)Serhat SAĞ
 
teknoloji tasarlama.pptx
teknoloji tasarlama.pptxteknoloji tasarlama.pptx
teknoloji tasarlama.pptxNazmiye KOYUN
 
TEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptx
TEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum  NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptxTEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum  NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptx
TEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptxNurcan19
 
üRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiüRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiEren YAMAN
 

Similar to Teknoloji Transferinin Önemi ve Transfer Ofislerinin Etkileri (20)

Teknik, Teknoloji ve Teknoloji Yönetimi
Teknik, Teknoloji ve Teknoloji YönetimiTeknik, Teknoloji ve Teknoloji Yönetimi
Teknik, Teknoloji ve Teknoloji Yönetimi
 
2) Yenilik Temel Kavramlar
2) Yenilik Temel Kavramlar2) Yenilik Temel Kavramlar
2) Yenilik Temel Kavramlar
 
teknoloji planlanması.pptx
teknoloji planlanması.pptxteknoloji planlanması.pptx
teknoloji planlanması.pptx
 
Teknoloji politikaları kuramsal çerçeve
Teknoloji politikaları kuramsal çerçeveTeknoloji politikaları kuramsal çerçeve
Teknoloji politikaları kuramsal çerçeve
 
İnsan Kaynağı ve lojistik
İnsan Kaynağı ve lojistikİnsan Kaynağı ve lojistik
İnsan Kaynağı ve lojistik
 
TÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisi
TÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisiTÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisi
TÜSAİD-Turkiyedeki dijital-degisime-ceo-bakisi
 
Teknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı Faktörleri
Teknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı FaktörleriTeknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı Faktörleri
Teknoloji Transfer Ofisleri için Kritik Başarı Faktörleri
 
Rogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeli
Rogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeliRogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeli
Rogers ve shoemaker’ın yeniliklerin yayılması modeli
 
TTGV-Kurumsal-İnovasyon-Raporu
TTGV-Kurumsal-İnovasyon-RaporuTTGV-Kurumsal-İnovasyon-Raporu
TTGV-Kurumsal-İnovasyon-Raporu
 
Bilgi Toplumuna Dönüşüm Politikası
Bilgi Toplumuna Dönüşüm PolitikasıBilgi Toplumuna Dönüşüm Politikası
Bilgi Toplumuna Dönüşüm Politikası
 
TEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptx
TEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptxTEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptx
TEKNOLOJİNİN PLANLAMASI.pptx
 
üReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇ler
üReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇lerüReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇ler
üReti̇m i̇şletmeleri̇nde kullanilan son teknoloji̇ler
 
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleriSistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
 
Turkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-Bakisi
Turkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-BakisiTurkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-Bakisi
Turkiyedeki-Digital-Degisime-CEO-Bakisi
 
Bilgi yönetimi
Bilgi yönetimiBilgi yönetimi
Bilgi yönetimi
 
Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)
Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)
Açık İnovasyonun Firmalara Sağladığı Yararlar (Serhat SAĞ)
 
Yenilikçi Finans
Yenilikçi FinansYenilikçi Finans
Yenilikçi Finans
 
teknoloji tasarlama.pptx
teknoloji tasarlama.pptxteknoloji tasarlama.pptx
teknoloji tasarlama.pptx
 
TEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptx
TEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum  NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptxTEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum  NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptx
TEKNOLOJİ PLANLAMASI sunum NURCAN YALÇIN TUNCER DOÇ.DR.AGAH TUĞRUL KORUCU.pptx
 
üRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiüRetim Planlamasi
üRetim Planlamasi
 

Teknoloji Transferinin Önemi ve Transfer Ofislerinin Etkileri

  • 1. Prof. Dr. Muhittin ŞİMŞEK Teknoloji Yönetimi Şirketlerde Stratejik Teknoloji İçin Teknoloji Transferinin Önemi ve Türkiye’de Teknoloji Transfer Ofislerinin Etkileri Hazırlayan Murathan Akın 170117024
  • 2. Teknoloji Teknoloji terimi konusunda birçok tanım olmasına rağmen, üzerinde görüş birliği bulunanı mevcut değildir. Teknolojinin en basit ve dar tanımı, bir mal veya hizmetin üretimi için gerekli ve uygulanan bilgi, know-how ve deneyimler olarak verilmektedir. Birçok tanımda bu ifade yer almaktadır. Teknolojinin daha geniş kapsamlı tanımı ise, işletmelerin “tüm işlevlerinde karşılaşılan sorunların çözümünü içeren yöntemler” olarak verilmektedir. Dolayısıyla, “malların veya hizmetlerin üretiminin planlanmasından, dağıtımının gerçekleştirilmesine kadar geçen süre içerisindeki teknik ve yönetsel yöntemlerin ve bilgilerin tümü” teknoloji olarak tanımlanabilir. Teknoloji, yenilik kapsamında ele alındığında, üretim yöntemlerinde veya ürünlerde “yenilik” yaratmayı; bu yeniliklerle, üretimi artırmayı, verimliliği yükseltmeyi, yani rekabet üstünlüğünü ve kârı artırmayı sağlayan anahtar olarak tanımlanmaktadır. Bu anahtar, özellikle son yarım asırda emek ve sermayeye ilave bir üçüncü üretim girdisi olarak yerini almış ve bu üç girdi arasında da etki olarak payını sürekli yükseltmiştir. Teknoloji sayesinde daha etkin ve yeni üretim yöntemleri oluşturuldukça üretim teknolojileri değişmekte, üretim yöntemlerinin etkinliği artmakta, bu durum sosyoekonomik gelişmeyi yönlendiren bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Askeri ve ekonomik gücün, temel dinamiğini oluşturan teknolojinin önemini geç anlayan ülkeler de onu edinme veya üretme yollarını aramaya başlamışlardır. Teknoloji Transferi Teknoloji transferi, temel olarak, bu karmaşık ve maliyeti yüksek öğrenme sürecidir. Teknoloji transferi, transfer edilen teknoloji transfer edence tamamıyla anlaşılmadan ve bu teknolojiden yararlanmaya başlamadan tamamlanmış sayılmaz. Teknoloji transferinden bahsederken anahtar içerik, işte bu tanımda yatmaktadır. Bu kriterin sağlanıp sağlanamadığını test etmek için, transfer edenin, seçtiği teknolojiyi yerel, sosyo-ekonomik çevreye ve hammaddelere hangi oranda adapte ettiğine ve daha üst düzeyde geliştirerek özgün bir teknoloji olarak başkalarına satıp satmadığına bakmak gerekir. Bu kapasitenin oluşmaması durumunda seçilen ve transfer edilen teknolojinin uygun, sürdürülebilir ve güvenilir bir teknoloji olmadığı; belki ucuz ama kötü bir teknoloji olduğu sonucuna da varılabilir. 1970 ve 1980’lerdeki uygun olmayan buzdolapları ile tedavülden kalkmış otomobil kalıplarının bazı ülkelere transferi yukarıda söylenenlere güzel bir örnektir. Benzer olaylarda, ulusal ölçekteki kayıpların yanında firma ölçeğinde nasıl ivmesel bir kâr marjı düşüşü ile karşılaşılacağı, Şekil-2’de, kâr marjı eğrisiyle gösterilmektedir. Teknoloji transferi, fikir ve tekniklerin bir yerde geliştirilip, geliştirildiği yerde veya başka bir yerde uygulamaya aktarıldığı süreç olarak tanımlanabilir. Schumpeter teknoloji transferine, icat, yenilikçilik ve yayınımı içeren lineer bir süreç olarak bakmış; daha sonraki yorumcular ise, bu süreçte kavramlar, know-how ve fikirlerin çok değişik aktörler arasındaki etkileşimlerle şekillendiğini açıklamışlardır.
  • 3. Hiç şüphesiz, teknoloji transfer süreci, giderek artan şekilde, teknolojiyi üreten ve geliştiren taraf lehine işleyen, diğer taraf içinse engel oluşturabilecek nitelikteki ekonomik, yasal, toplumsal ve politik düzenlemelerle birlikte yürümektedir. Bu nedenle, teknoloji transferi iş dünyası, bilim ve mühendislik dünyası, yasalar ve devlet arasında bir kesişme alanı olarak da tanımlanmaktadır. Bilindiği gibi, bilim kamusal bilgi; modern teknoloji ise, özel bilgi olarak kabul edilir. Bu nedenle, bilimsel bilgiye literatürle ulaşmak mümkünken; özel bilgi içeren, sahipli teknolojiye ulaşmak mümkün olmamaktadır. Bilgi formundaki teknolojinin sahibinden bir başka yere transferi, genellikle sanıldığı gibi, basit bir lisans anlaşması veya makina satın alımı ile sağlanamaz. Bu bilginin transferi, süreç deneyimi ve bunun gibi, pratikten gelen deneyimlerin transferini de içeren karmaşık bir süreci gerektirir. Teknoloji transfer süreci, ilaveten, teknoloji takibinden, uygun olanını seçme, edinme, kendine mal etme, daha üst seviyelerde geliştirme sürecine kadar uzanan, gene karmaşık bir ağ yapıyı da (networking) içerir. Bu ağ yapı içinde, kamu ve son kullanıcılar, ilgili teknolojinin yararları ve maliyeti hakkında yeterince fikir sahibi olmalı; teknolojiyi transfer eden uygun teknoloji seçiminden, teknoloji geliştirmeye kadar uzanan çizgide, sürdürülebilirliği sağlama yanında pazarlama ve müşteri gereksinimlerine yanıt verebilme gibi yeteneklere de sahip bulunmalı; teknolojiyi satan ise, sattığı teknolojiyi satın alan buna hakim olana kadar öğretme sorumluluğunu sürdürmelidir.
  • 4. Kısacası, teknoloji transfer süreci, hiç de kolay olmayan ve tarafların birinin zafiyetinde zincirin kolayca kırıldığı, böylesi bir ağ yapı içermektedir. Esas sorun, teknoloji transferinin, zincirin nasıl ve kimin tarafından kırıldığının, hatta zincirin kırık olup olmadığının anlaşılmasının dahi çok güç olduğu, karmaşık bir eylemler bütünü olduğunun kavranmasında yatmaktadır. Çünkü, teknoloji transferi, çoğu zaman, sürece dahil, değişik kişi ve organizasyonların tarif edilmesi oldukça zor davranışlarından etkilenir. Firmaların yatırım ve ticari kararları; eğitim sisteminin de bir ürünü olarak, kişilerin baş vurdukları deneyim ve bilgi tedarik yolları ile edindikleri bilgileri işlerine yansıtma biçimleri; patent hakları ve lisans sözleşmeleri; hem kamusal hem de özel araştırma sonuçlarının ulusal sisteme yarar sağlayacak şekilde özümsenmesi; Ar-Ge çalışmalarının sürekli geliştirilmesi ve özendirilmesi; özel alanlarda, özel bilgilere sahip kişilerle ilgili beyin göçünün durumu gibi, sayıları çok artırılabilecek unsurlardan her biri, teknoloji transferini etkiler ve farklı transfer biçimleri yaratır. Devlet yardımları ve finansman programları teknoloji transfer biçimlerini oldukça fazla etkileyen unsurlardır. Ar-Ge programlarını desteklemeye yönelik hükümet kararları; enerji, ulaşım vb. alanlarda uygulanan politikalar; bazı öncelikli teknoloji tercihleri, teknoloji transfer tercihleri ile ilgili yeni iklimlerin oluşumunda çok etkili olan ve devletin teknoloji transferlerindeki etkili rolünü gösteren önemli örneklerdir. Yukarıdaki bilgiler ışığında, teknoloji transferini, ‘kamu, firmalar, finansman kuruluşları, araştırma ve eğitim kuruluşları, sivil toplum örgütleri vb. değişik paydaşlar arasında bilgi, deneyim ve teçhizat akışı gibi, bir dizi etkileşimi içeren geniş bir süreçler bütünü’ olarak tarif etmek mümkündür. Buradaki transfer kelimesi, ülke içinde veya ülkelerarası teknoloji difüzyonu ve iş birliğini de içermektedir. Bu yönüyle daha önce de vurgulandığı gibi, yerel koşullara adapte edilebilir ve geliştirilebilir uygun teknolojileri seçme kapasitesine sahip olmak ve bunun gerekli olduğunu kavramayı öğrenmek de teknoloji transferinin bir süreci olarak anlaşılmalıdır. İster ülke içinde isterse ülkeler arasında gerçekleşsin, bu özellikleri ile teknoloji transferi, büyük oranda ulusal inovasyon sisteminden etkilenir. Teknoloji transferi ile ilişkili oldukları kadarı ile ulusal inovasyon sistemi içindeki önemli aktörler, rolleri ve teknoloji transfer sistemlerini etkileyebilecek politika ve kararları şunlardır: Hükümetler ve yerel, bölgesel yönetimler, ulusal-bölgesel firmalara rekabet üstünlüğü sağlamak yanında, ulusal güvenlik, enerji ve çevre konularında sürdürülebilir gelişmeyi de sağlama amacını güderler. Bu amaçlar için, teknoloji transfer sistemlerini etkileyen vergi, ithalat/ihracat, inovasyon, eğitim, teknik düzenleme, ulusal araştırma altyapısı, Ar-Ge destekleri vb. konularda bazı kararlar alırlar veya politikalar geliştirirler.
  • 5. Ulusal veya uluslararası, büyük ya da küçük ve orta ölçekli firmalar -ki bu kategoriye teknoloji üreten, dağıtan, kullanan, finansman desteği sağlayan tüm firmaları dahil etmek gerekir- kâr ve pazar payı artışı, yatırımın geri dönüşünü sağlama gibi amaçlarla teknoloji transfer sistemlerini etkileyen bazı kararlar alırlar. Teknoloji seçimi, teknoloji transfer ve tedarik kanallarının seçimi, Ar-Ge’ye yönelme ve Ar-Ge sonuçlarını ticarileştirme, yeni yatırımlara yönelme, işgücü yetenek ve kapasitesini geliştirme, dış ilişkilerini geliştirme, kredi ve faiz seçenekleri gibi konularında firmaların verecekleri bütün kararlar, sonuçta, teknoloji transfer sistemlerini etkiler. Araştırma kuruluşları ve üniversitelerde, temel araştırmalardan uygulamalı araştırmalara, öğretimden, bilgi transferine kadar gerçekleştirdikleri birçok etkinlikle ve araştırma konularının seçimi, bunların ticarileştirilmesi, teknoloji seçimi gibi konularda yaptıkları tercihler ile teknoloji transferinde belirleyici rol oynamaktadırlar. Teknoloji transferi ile ilgili önemli bir diğer kesim, yazılı ve görsel basın-yayın kuruluşları ile kamusal çıkar gruplarının temsilcisi olan örgütlerdir. Bunlar bilgilendirme, yayınım sağlama, eğitim, ortak karar üretme ve toplumsal refahı yükseltme gibi misyonlardan hareketle, teknolojilerin ve transfer yöntemlerinin tanıtım ve promosyonu, bilinçlendirme ve eğitim, bazı hükümet kararları ile ilgili lobi faaliyetleri gibi araçlarla teknoloji seçiminde etkili olmaktadırlar. Hiç kuşkusuz önemli bir belirleyici kesim de kentli ve köylü, bireysel kullanıcılardır. Bunlar refahlarını yükseltme ve yarar sağlama, daha ucuza alabilme gibi amaçlarla verdikleri satın alma kararlarıyla, daha fazla bilgi sahibi olma istekleri ve öğrenme kanalları ile ilgili seçimleriyle ve diğer bazı tercihleriyle teknoloji transfer yöntemleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptirler. Günümüzde teknoloji üretimi yaklaşık 15-20 ülkede yapılmaktadır. Bu ülkeler dünya toplam Ar-Ge faaliyetlerinin %95’ini yaparken geri kalan %5, dünya nüfusunun %70’ini oluşturan kesim tarafından yapılmaktadır. Dünya ticaretinin yapısına bakıldığında da ABD, AB ve Japonya’nın bu ticaretin %70’lik kısmını kontrol ettiğini görürüz. Bu da bu ülkelerin bilim ve teknolojide en ileri olmaları ile doğrudan ilişkilidir. Madalyonun para yüzünde bu üstünlüklerini sürekli kılmak için bir araç olarak, diğer yüzünde ise gelişmemişleri geliştirmek ve yönlendirmek amacıyla bu ülkelerin öncülüğünde kurulan ve bu ülkelerce yönlendirilen uluslararası örgütler ve fonlar da teknoloji transferi yönelimlerinde oldukça etkili olmaktadırlar. Uluslararası ve bölgesel fon kaynaklarını yöneten kuruluşlar, rekabeti geliştirme ve çevresel etki değerlendirmesi gibi amaçları öne sürerek; proje oluşturma ve seçim kriterlerini, teknik destek ve tedarik şartlarını belirleme yoluna gitmekte ve böylece teknoloji transfer mekanizmalarındaki yönlendirici etkilerini perçinlemektedirler.
  • 6. Teknoloji transferi için başka bazı koşulların da sağlanmış olması önemlidir. Bu koşullardan bazıları şunlardır: - Üretimle ilgili yerel faktörlerin (eğitimli insan gücü, altyapı, sermaye vb.) durumu, - Talep koşulları (yerel talebin karakter ve büyüklüğü), - Transfer edilecek teknolojinin kullanılacağı sanayilerin niteliği (rekabetçi sanayi veya tedarikçilerdeki gelişme), - Transfer edilecek teknolojinin yerel rekabet gücü üzerindeki olası etkisi ve bu etkinin derinliği. Küreselleşen dünyada hızla artan ekonomik rekabetle beraber, üniversiteler ulusal inovasyon sistemlerinin kilit aktörü ve destekleyicisi olarak görülmektedirler. Ulusal ve bölgesel politika uygulayıcıları inovasyona dayalı kalkınma ve üniversitelerin inovatif potansiyellerini etkin bir şekilde ortaya çıkarmak için teşvikler uygulamaktadırlar. Literatürde birçok çalışma, üniversitelerin ulusal ve bölgesel inovasyon sistemlerindeki önemini vurgulamış ve yine birçoğu üniversite-sanayi iş birliklerini (ÜSİ) yönetmek için ayrı ve uzmanlaşmış organizasyonların gerekliliği üzerinde durmuştur. Bu süreç içerisinde Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO); araştırmacılara ait fikirlerin ve buluşların sanayiye ve topluma faydalı olacak şekilde aktarılmasında kurumsallaşmış bir yol olarak görülmektedirler. TTO’lar dünyada ilk olarak soğuk savaş döneminde ABD’de görülmüştür. Özellikle bu döneme damgasını vuran savunma teknolojileri ağırlıklı rekabet sürecinde, üniversitelerde ortaya çıkan buluşların sanayiye aktarılması için profesyonel arayüzlere ihtiyaç duyulmuştur. 1980 Bayh-Dole yasasından önce araştırmalar sonucu ortaya çıkan buluşlara ait fikri hakların devlete ya da buluşu ortaya koyana ait olduğundan TTO’lar kurumsal olarak ÜSİ’de yerini bulamamıştı. Anılan yasa ile kamu kaynakları ile icra edilen araştırmalardan elde edilecek buluşlardan kaynaklı fikri hakların üniversite, araştırma merkezi ya da araştırmayı yaptıran şirkete kalması, TTO’ların yaygınlaşması sürecini hızlandırmıştır. Avrupa’da 2000‟li yılların başından itibaren Bayh-Dole benzeri yasaların çıkmasıyla beraber ilk kez Almanya ve İngiltere’de olmak üzere TTO’lar yaygınlaşmaya başlamıştır. Türkiye’de TTO’lar veya türevi organizasyonlar, üniversite/araştırma organizasyonları-sanayi/endüstri iş birliği ile temel olarak üniversite/araştırma organizasyonlarında ortaya çıkarılan bilgi, inovasyon ve/veya teknolojilerin sanayi/endüstriye aktarılması, transferi, yaygınlaştırılması ve ticarileştirilmesi bağlamında servisler sağlayan ve projeler/faaliyetler yürüten organizasyonlardır.
  • 7. Diğer taraftan, Türkiye’de TTO’lar veya türevi organizasyonlar; üniversite/araştırma organizasyonlarında üretilen bilgi ve teknolojinin, uygulamaya dönüştürülerek ticarileştirilmesine ve bu süreç sonucunda ekonomik/sosyal/kültürel değer kazanmasına, üniversite/araştırma organizasyonları – sanayi/endüstri kuruluşları arasında etkili işbirliği oluşturulmasına, sanayinin/endüstrinin gereksinim duyduğu nitelikli bilgi ve teknolojinin üniversite/araştırma organizasyonlarında üretilmesine, bu etkili ve verimli işbirlikleri sonucunda üniversite/araştırma organizasyonları ve sanayi/endüstri arasında bilgi ve teknoloji aktarımına ve somut çıktıların geliştirilmesine hizmet etmek üzere teşkil edilmekte ve yaşatılmaktadırlar. Teknoloji transferi son derece kapsamlı, çok boyutlu ve bağlamsal ele alınmas ı gereken konular arasında yer almaktadır. Teknoloji transferi ülkeler, bölgeler, firmalar, üniversite ya da araştırma enstitüleri, devlet kurum ve kuruluşları, sanayi- endüstri ve diğer ilgili örgütler arasında çok boyutlu olarak gerçekleştirilebilmekte olup bu bağlamda da farklı şekillerde gerçekleştirilen faaliyetler teknoloji transferi kapsamında ele alınabilir. Ülkelerin kalkınma stratejilerinde son 100 yıldır etkin araçlar arasında yer alan teknoloji transfer süreci ekonominin globalleşmesi, teknolojinin ve teknolojik faaliyetlerin her geçen gün uluslararası platformda artış kaydetmesi gibi durumlardan ötürü Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bakımında ekonomik kalkınmadaki en önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Tüm bunların yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin teknoloji üretebilir hale gelmelerinin ön koşullarından arasında bilhassa ülke içi teknoloji transfer mekanizmalarının iyi çalıştırılması ve uluslararası teknoloji transferlerini de etkin bir şekilde kullanabilmeleri gelmektedir. Teknoloji transferinin ülkelerin ekonomik gelişimlerini hızlandıracağı, yaşanan ekonomik sorunların ve aksaklıkların giderilmesine katkıda bulunacağı aşikardır. Genel olarak teknoloji transferi işletmelerin ya da bir kuruluşun ülke içindeki ya da başka bir ülkedeki şubesine paket mahiyetinde aktarılan teknolojileri içine aldığı gibi aynı zamanda teknolojinin diğer bir ülkedeki firmalarda doğrudan kullanılmak ya da o ülkede kurulacak olan sermaye ortaklıklarına aktarılma işlemini de ifade eder. Teknoloji transferi konusunda işletmelere katkıda bulunan bazı oluşumlar söz konusu olup bunlardan belki de en önemlisi teknoparklardır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gittikçe sayıları artan teknoparklar teknoloji alanında faaliyet gösteren işletmelere ciddi katkılarda bulunmaktadır. Teknoloji Transferi Neden Önemlidir? Teknoloji, ekonomik büyümede, kalkınmanın sağlanmasında ve sürdürülebilmesinde belirgin bir role sahip. Teknoloji geliştirebilme ve üretebilme yeteneği ise ulusal Ar- Ge faaliyetleri, emek ve teknoloji transferi olmak üzere birbirleriyle de yakından ilişkili üç kaynağa bağlıdır.
  • 8. Gelişmekte olan ülkeler içinde bulundukları fiziki, beşeri ve mali yoksulluklar sebebiyle ulusal düzeyde teknoloji geliştirme faaliyetlerini etkin bir biçimde yürütememekte, legal veya illegal yoldan transfer etme yoluna gitmektedir. Bu "teknolojiye sahip olma" sorunu, teknolojiye erişmeye çalışan ülke ekonomilerini teknoloji yoksulluğu çıkmazı olarak adlandırabileceğimiz bir çıkmaz ile karşı karşıya kalmaktadır. Teknoloji yoksulluğu, basit bir biçimde, makro iktisadi açıdan ülkelerin, mikro iktisadi açıdan firmaların, ihtiyaç duydukları teknolojileri üretmek için gerekli ve yeterli beşeri, fiziki ve mali kaynaklardan yoksunluğu olarak tanımlanabilir. Bu noktada belirleyici iki husus dikkat çekmektedir. Birincisi teknoloji (ve emek) transferinin ulusal Ar-Ge faaliyetlerinin tamamlayıcısı, öğrenme için bir anlamada kaynağı olması. Diğeri ise ülkelerin, teknoloji üretebilecek kritik eşiği aşabilecek düzeyde ulusal teknolojik çaba içine girmeden teknoloji transferinin sadece bağımlılık etkisi oluşturacağıdır. Çünkü gelişmekte olan ülkeler teknolojiye sahip olabilmek için çok yüksek maliyetlere katlanmakta, ancak teknolojiye gerçek anlamda sahip olamamaktadır. Bu süreç nihai olarak bir yoksulluk ve bağımlılığa sebep olmaktadır. Teknoloji yoksulluğunun bir diğer sebebi teknoloji üreticisi olan ülkelerin gelişmekte olan ülkelere karşı uyguladıkları kısıtlamaları içeren dışsal faktörlerdir. Gelişmiş ülkelerin ileri teknoloji üretimindeki öncü konumları, gelişmekte olan ülkelerin kendilerine rakip olacak şekilde teknoloji transferi yapmasına izin vermemek adına ‘Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması’ gibi çeşitli anlaşmalarla korunmaktadır. Bu anlaşmalar sebebiyle teknoloji üretimi ileri sanayi ülkelerinin tekelinde kalmaya devam etmekte ve az gelişmiş ülkelerin uygun teknoloji seçimi kısıtlanarak teknolojik açık büyümektedir. Tüm bu sebeplerden yola çıkarak özetle ifade etmek gerekirse teknoloji transferi ulusal teknolojik çabaların tamamlayıcı niteliğinde olan ve teknolojik öğrenme için önemli bir kaynak olarak anılabilecek bir faktördür. Ancak bunu ulusal, bölgesel ve sektörel düzeyde tasarlanacak ve uygulanacak öğrenme temelli teknoloji transferi politikaları ile sağlamak mümkündür. Teknoloji Transfer Ofisi Araştırma ve geliştirme çalışmalarını koordine eden organizasyonlara yönelik yürütülen akademik çalışmalara ait literatürde birçok çalışmada, yükseköğretim kurumlarının bölgesel araştırma, geliştirme ve inovasyon sistemlerindeki önemi vurgulanmıştır. Ayrıca birçok çalışmada proje yönetimine ilişkin girişimcilik faaliyetleri ile üniversite sanayi iş birliklerini yürütmek için modüller bazında alanında uzmanlaşmış kadroların yer aldığı sistemlerin kurulması gerektiği üzerinde durulmuştu.
  • 9. Teknoloji Transfer Ofislerinin başlangıcı savunma teknolojilerinin yönetilmesi, üniversiteler ile araştırma enstitülerinde yürütülen araştırma geliştirme faaliyetleri sonucu ortaya çıkan buluşların sanayiye aktarılması için kurumsal arayüz mekanizmalarına duyulan ihtiyaçtan dolayı ABD’de ilk defa ortaya çıkmıştır. Avrupa’da 2000’li yıllardan itibaren Teknoloji Transfer Ofisi mekanizmalarının kurulması Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin öncülüğünde başlatılmıştır. Birçok Avrupa ülkesi ve Çin, Japonya gibi ülkeler ile ülkemizde de bu konu önem kazanmış olup, TÜBİTAK’ın da yönlendirmesi ve destekleri ile Teknoloji Transfer Ofisleri kurulumları hız kazanmıştır. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde ortak amaçları aşağıdaki gibidir:  Üniversitelerde ve araştırma merkezlerinde araştırmacılar tarafından ortaya konan bir araştırma sonucunu sanayiye uygulamak,  Araştırma sonucu elde edilen know-how’u ulusal ve uluslararası düzeyde korumak,  Sanayi ve diğer kurumlar ile yürütülecek araştırmalar için iletişimi artırmak,  Üniversite için danışmanlık hizmetleri sunmak ve bunun sonucunda gelir elde etmek,
  • 10. Günümüzde dünya ölçeğinde girişimcilik ve yenilikçilik alanında rekabet edebilen, bulunduğu topluma çok boyutlu ve nitelikli hizmetler ve yararlar sağlayan, kaliteli ve nitelikli araştırma üniversitelerinin TTO yapılanmalarının girişimciler ve sanayi firmaları ile iş birliği kurmaları ve bu iş birliklerini proje yönetimi bileşenleri bağlamında sürdürmeleri bir tercih değil, zorunluluk hâline gelmiştir. Öyle bir noktaya gelinmiştir ki, şimdilerde üniversitelerin Girişimci ve Yenilikçi Üniversite endeksi başta olmak üzere, girişimcilik, lisanslama ve ticarileştirme alanındaki ulusal ve uluslararası endekslerde üst sıralarda yer almalarında en önemli belirleyici unsurlardan biri TTO yapılanmalarının girişimciler ve sanayi firmaları ile yaptıkları iş birlikleri ve danışmanlıklar olarak belirtilmiştir. Türkiye’de teknoloji transfer ofisleri akademik ve bireysel girişimciliği artırmak için hızlandırıcı, girişimciler ve üniversite ile sanayi arasında süregelen teknoloji transferi faaliyetlerini yöneten arayüz birimleri olarak kurulmaktadırlar. Ülkemizde teknoloji transfer ofislerinin kurulması Sabancı Üniversitesi tarafından 2006 yılında kurulan İnovent A.Ş. ile “akademik temelli girişimciliğe odaklanmak suretiyle henüz erken aşamada olan teknolojilerin ticarileştirilmesini yönetmek” amacını yerine getirmek üzere başlamıştır. İnovent A.Ş. üniversite öğrencileri ve akademisyenler tarafından şirket kurulması için faaliyet göstermekte ve bu bağlamda ulusal ve uluslararası melek yatırımcı ağlarına üye olarak girişimcilere girişim sermayesi desteği sağlama yöntemini uygulamaktadır. Türkiye’de teknoloji transfer ofisleri ve benzeri yapıların sayısındaki en önemli artış 2012 yılında TÜBİTAK tarafından başlatılan Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi kapsamında onaylanan üniversite teknoloji transfer ofislerinin desteklenmesi ile ivme kazanmıştır. Ülkemizdeki TTO’lar ana faaliyetlerini beş ana modülde yürütmektedirler. Türkiye’de TTO’ların organizasyonel seviyelerine bağlı olarak bu modüller daraltılmakta veya genişletilebilmektedir. Bu faaliyet boyutları şu şekildedir:  Farkındalık, tanıtım, bilgilendirme ve eğitim hizmetleri,  Destek programlarından yararlanmaya yönelik hizmetler,  Üniversite–sanayi işbirliği hizmetleri,  Fikri sınai mülkiyet hakları yönetimi ve lisanslama hizmetleri,  Girişimcilik ve Kuluçka hizmetleri. Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi (TTO); bilimsel ve teknolojik bilgiyle kalkınmaya aracılık etmek, üretilen bilginin ticarileşmesini sağlamak ve teknoloji transferini desteklemek amacıyla 2014 yılında kurulmuştur. Herhangi bir üniversiteye bağlı olmayan ilk TTO’lardan olan ve Teknopark İstanbul bünyesinde Teknoloji Transfer Müdürlüğü olarak hizmet veren Teknopark İstanbul
  • 11. TTO, hem Üniversite-Sanayi hem Sanayi-Sanayi İşbirliklerinin geliştirilmesi hem de teknoloji odaklı girişimciliğin desteklenmesi için geliştirilmiş bir yapıda kurulmuştur. TÜBİTAK 1601 – Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı kapsamında 2016 yılında açılan, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) Kurulum ve Kapasite Artırımının Sağlanması Çağrısı ile Şubat 2017 itibariyle 3 yıl süreyle TÜBİTAK desteği almaya hak kazanmıştır. Teknopark İstanbul TTO; TÜBİTAK tarafından üniversitelere bağlı TTO’lardan beklenen 5 modüldeki hizmetler göz önüne alınarak, Teknopark İstanbul’un da potansiyeline uygun hizmet verecek şekilde 4 modülde kurgulanmıştır. İş Birliği Geliştirme Proje Geliştirme Sınai Mülkiyet Hakları Kümelenme Destekleri TTO yürütülen bu faaliyetler neticesinde; ortaya çıkan fikir, buluş, yenilik, katma değeri yüksek bilgiyle teknolojinin korunmasını sağlamayı ve ekonomiye kazandırılmasına aracılık etmeyi amaçlamaktadır.
  • 12. VİZYON Ulusal ve uluslararası teknoloji transferini sağlayarak, ülkemizin bilgi birikiminin zenginleşmesine, ülkemizin uluslararası rekabet gücünün arttırılmasına, yeni iş alanlarının ve yeni şirketlerin oluşmasına, üniversitelerimiz ile firmalarımızdaki bilgi ve teknolojinin uygulamaya aktarılmasına etki ederek teknoloji geliştirme ve inovasyon kültürünün oluşmasına katkı sağlayan lider bir Teknoloji Transfer Ofisi olmak. MİSYON Ulusal ve uluslararası rekabet gücü yüksek, ileri teknoloji üreten ve kullanan paydaşlara, ülkemizin hedef stratejilerine uygun olarak; Üniversite-Sanayi ve Sanayi- Sanayi iş birliklerinin güçlendirilmesine, bilginin teknoloji transfer ekosisteminde değere dönüştürülmesine, Ar-Ge ve inovatif faaliyetlerin yaygınlaşmasına, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunmasına ve teknolojinin ekonomiye kazandırılarak yüksek katma değerle ticarileşmesine öncü bir arayüz kuruluşu olarak hizmet vermektir.
  • 13. İnovasyon ve Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi (MİTTO) MİTTO, Marmara Üniversitesi “Bilim Vadisi” kuruluşunun yolunu açacak bölgesel mikro ve makro ölçekli “ihtisaslaşmış teknoloji geliştirme bölgeleri” kurarak, gelecekte/yakın bir zamanda Ülkemize bu değerleri kazandırmak ve buluşturmak, Üniversite imkanlarıyla birlikte bilim ve teknolojisini sanayicilerimize aktarmak ve BTYK karar ve politikalarına uygun olarak hedefleri doğrultusunda sanayicimizin uluslararası rekabet gücünü arttırmak, Üniversitemizde geliştirilen tüm Ar-Ge proje ve faaliyetlerinin sanayici ve yatırımcılarımıza tanıtmakla birlikte, inovasyonun en önemli unsuru ve eğitimin taşıyıcısı olan Üniversitemiz bunun için en kritik kurumlardan olup, katma değerler oluşturmak için karşılıklı olarak üniversite ile sanayicilerimizi buluşturmak, İhracata esas kaliteli rekabet edebilir ürünler geliştirmeyi teşvik edecek faaliyetleri sağlamak, eğitim hizmetlerini koordine etmek, Dışardan teknoloji transferinin önlenmesi, bu konuda politika ve stratejilerinin belirlenmesi çalışmaları MİTTO’nun başlıca görevleridir. İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi (İÜ TTM) İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi, dış kaynaklı projelerin daha fazla alınması gayesi ile 09.09.2013 tarih ve 28760 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmelikle faaliyetlerine başlamıştır. Bu amaçla kuruluşundan sonra faaliyet alanlarına göre çalışmalar yürütmektedir. 2006 yılından bu yana İÜ Eczacılık Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak bulunan Prof. Dr. Alper Okyar, 2015 yılından bu yana İÜ TTM Yönetim Kurulu üyesidir ve 07/01/2019 tarihinden itibaren “Merkez Müdürlüğü” görevini sürdürmektedir. Misyon Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi, Üniversitemizin tüm akademisyenlerine proje ve mali hizmetler konularında destek verirken, bağdaşığı TTO İstanbul Proje Geliştirme ve Yatırım A.Ş. ile birlikte eğitim, bilgilendirme hizmetlerini sürdürmektedir. Bu kapsamda gelişime açık, yenilikçi üniversite hedeflerine hizmet ederken, araştırma üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin de önemli bir birimi olarak görevini yerine getirmektedir.
  • 14. Vizyon İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi, Üniversitemizin bilim, teknoloji transferi ve yenilikçilik birikimini merkezi bir yapı çerçevesinde toplayarak; bilgiyi, yeni ve rekabetçi ürünler veya süreçlere dönüştürmeyi, katma değer oluşturmayı, sanayiye aktarmayı ve ticarileştirme yi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, bilim insanları ve sanayi şirketlerinin ulusal ve uluslararası araştırma destek programları ve hibe fonlarından yararlanmasını sağlayarak kamu ve özel sektör kuruluşlarının teknolojik, yenilikçilik, araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılmasını hedeflemektedir. Sanayi kuruluşlarının Üniversite ile iş birliklerinin artırılmasında ara yüz görevi yaparak, üniversite öğrencilerine, öğretim üyelerine ve topluma yönelik girişimcilik eğitimi vermeyi ve gerçekleştirdiği faaliyetleri sürdürülebilir ölçülerde nitelik ve nicelik yönünden arttırmayı amaçlamaktadır. Yapılan faaliyetlerde amaç; teknoloji transferini bireysel, kurumsal, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde sağlayarak bilgi birikiminin zenginleşmesini, teknoloji geliştirme yeteneğinin pekişmesini, teknoloji geliştirme ve yenileşim kültürünü oluşturarak ülkenin rekabet gücünü uluslararası alanda artırmaktır. TTM’nin Fonksiyonu Merkezin kuruluş amacı özellikle TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu), İSTKA (İstanbul Kalkınma Ajansı) projeleri gibi dış kaynaklı projelerin daha fazla alınması, bu projelere başvurulardaki oranlarımızın yükseltilmesi, bu projelerin takibi ve ek olarak üniversitemizde patent sayılarının arttırılmasıdır. Üniversitemiz akademisyenlerinin de bu yönde teşvik edilmesi, üniversitede girişimciliğin daha fazla yaygınlaştırılması, girişimci öğretim elemanlarının arttırılması ve Üniversite-Sanayi İş Birliği'nin (ÜSİB) tesis edilmesi Merkezimizin temel faaliyetidir. TÜBİTAK ve İSTKA projelerinin oluşturulmasında Üniversitemiz öğretim elemanlarına her türlü destek veren Merkezimiz, proje alındıktan sonra projelerin takibi hususunda da desteğini devam ettirmektedir. Bu projelerde çalışan öğrencilerin, özellikle yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bursiyer işlemleri de yine Merkezimiz tarafından takip edilmekte ve ilgili kişiler ile birebir iletişim sağlanmaktadır. Proje ve araştırma işlemleri dışında, fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda da işlemler yapan Merkezimiz, gelen başvuruların Fikri Sınai Mülki Haklar (FSMH) komisyonunda değerlendirilmesi, bilimsel olarak değerli bulunan patentlerin, fikirlerin desteklenmesi konularında da yine üniversitemize ve akademisyenlerimize destek olmaktadır. Araştırma ve geliştirme çalışmalarının; başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyaya faydalı hale getirilmesine, buluşun/fikrin ticarileştirilmesinde önemli olduğu göz önünde bulundurularak desteklenen bu patent ve fikirlerin Türkiye Patent Ofisi'ne,
  • 15. Avrupa Patent Ofisi'ne ve uluslararası patent için başvuru ve takipleri yine Merkezimiz tarafından yapılmaktadır. Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) 2015 yılı mali destek programı kapsamında desteklenmiş olan Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım Laboratuvarı (TETLAB) projesini birim olarak devam ettirmektedir. Birimde, özellikle tıp alanında patent ve proje başvuru aşamasında tıbbi ve endüstriyel 3 boyutlu tasarımlar gerçekleştirilmekte ve 3 boyutlu yazıcılar vasıtasıyla prototipleri çıkartılarak doğrulama ve geliştirme çalışmaları yürütülmektedir.
  • 16. Kaynakça Mete M. “Teknoloji Transfer Ofislerinin Şirketlerin Ekonomik Gelişimine ve Refah Düzeyine Olan Etkileri”. Sosyal Bilimler Dergisi, 8/15 (2018) Kiper M. (2004), Teknoloji Transfer Mekanizmaları ve Üniversite – Sanayi İş birliği Çengel M. Ve Binark A. K. “Proje Yönetim Bileşenleri Bağlamında Teknoloji Transfer Ofislerinin Girişimcilik ve Şirketleşmeye Etkisinin İncelenmesi” İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 1/3 (2019): 28-34 http://www.sanayigazetesi.com.tr/teknoloji-transferi-neden-onemlidir- makale,670.html www.teknoparkistanbul.com.tr/teknoloji-transfer-ofisi mitto.marmara.edu.tr ttm.istanbul.edu.tr/tr/content/merkezimiz/merkezimiz