İngilizce öğretiminde öğrenci başarısını etkileyen faktörler nelerdir
1. Emel ERTUNÇ Muş Alparslan Üniversitesi 190315015@alparslan.edu.tr
İngilizce Öğretiminde Öğrenci Başarısını Etkileyen Faktörler
Emel ERTUNÇ
ÖZ
Dil, düşünebilme, geçmişle gelecek arasında köprü kurabilme, toplum içinde birey olma, ulus olma, dünyada
ulusüstü olma gibi pek çok açıdan varlığını ortaya koyma, ben de varım diyebilme noktasında en önemli
ölçütlerin başında gelmektedir (Kolaç, 2008).Günümüzde her 5 bireyden biri İngilizce dilini ya biliyor ya da
kısmen anlayabiliyor. Bu dili kendi ana dili olarak konuşan 400 milyondan fazla insan vardır . İngilizce, 50'yi
aşkın ülkede ya resmi ya da esas olarak konuşulan dillerinden biri olmakla beraber uluslararası alanda bilim
dilidir. Çince, İspanyolca, Fransızca ve hatta Rusça ve Almancayı ana dilleri olarak konuşan birçok insan
olmasına ve bu dillerin önemlerinin geçtiğimiz her sürede artmasına rağmen, insanların dünya çapında tanışması
ve beraber çalışmasına olanak sağlayan en küçük ortak payda hala İngilizce olarak görülmektedir. Öğrenme
yalnızca okul içinde gerçekleşmez okul dışı öğrenmeler çok yaygındır. Dil öğrenimi aynı şekilde sınıf dışında da
gerçekleşebilir. Öğrenci televizyondan, radyodan, yaygın bir müzikten, ünlü bir dizi ya da filmden, revaçta olan
bir oyundan İngilizce öğrenimini arttırabilir. İşte bu okul içi ve okul dışı öğrenme ortam veya kaynakları
öğrenmeyi etkileyen bazı faktörlerdir. Zaman, yaş, ekonomik durum, akran baskısı,aile baskısı, kültürel çevre,
teknolojik gelişmeler, elde hazır bulunan kaynaklar, öğretmenin yöntemi, ölçme araçları ve daha nice değişken
üzerinde çalışılmıştır. Bu tez İngilizce öğretiminde öğrenci başarısını etkileyen farklı değişkenleri aktarmak için
yazılmıştır. Öğrencinin çevirisi anadili ekonomik durumu yaşı ve bilişsel bariyerleri gibi değişkenlerin üzerinde
çalışılmıştır.. Ayrıca İngilizce öğretmenleri yabancı dil öğretiminde başarıyı artırmaya yönelik olarak da dil
öğretim yaklaşımına, eğitim sistemine, öğretmene, öğrenciye ve materyale yönelik önerilerde bulunmuşlardır.
Burada ortaokul ve lise öğrencileri daha çok çalışma kapsamında tutulmuştur. Evren; Muş Anadolu Lisesi,
Örneklem; 9. Sınıflar Potansiyel katılımcılar; Muş Anadolu Lisesi 9. Sınıf Öğrencileri ve Ders Öğretmenleri,
veri toplama araçları; Anket, Gözlem ve Görüşme. Cevap aranan sorular ise şu şekildedir: 1) Öğrencinin yaşı ile
öğrendiği yabancı dil başarısı arasında bir ilişki var mıdır ? 2) Öğrencinin ana dili ve öğrendiği yabancı dil
arasında ne tür bir ilişki vardır ?...
2. Emel ERTUNÇ Muş Alparslan Üniversitesi 190315015@alparslan.edu.tr
Anahtar Kelimeler: İngilizce, değişken, öğrenci, başarı, yabancı dil, etken
Araştırmanın Önemi:
Son dönemlerde İngilizce yabancı diline olan yönelim oldukça artmaktadır. İnsanlar yeni bir dil öğrenmeyi
dünyaya açılmak, kültürel olarak bilgilenmek, bireysel olarak gelişmek ve akademik olarak yükselmek olarak
algılayabilir. Herkesin dil öğrenme amacı da farklı olabilir. Öncelikle Türkiye'de yabancı dil öğrenmek iş
konusunda avantajlara sahip olmak demektir. Şu anda bilim dili olmasından dolayı İngilizce oldukça revaçtadır.
Dünyada her üç insandan ikisi yabancı yabancı dil olarak İngilizceyi öğrenmek istemektedir. Türkiye'de de aynı
şekilde insanlar çoğunlukla İngilizce'ye yönelmiş durumdalar. Kimisi eğitim için öğrenmek isterken kimisi de
seyahat için öğrenmek istiyor; kültürel olarak yükselmek akademik olarak başarı elde etmek ve daha iyi bireyler
yetiştirmek de dil öğrenmek isteyenlerin diğer amaçları arasındadır. Fakat dil öğrenirken ilerleme kat etmek bir
yerde zorlaşabiliyor. Çünkü bu ilerlemeyi etkileyen bazı etkenler bulunmaktadır ve bunları bilmeden yola
çıkmak dezavantajlara neden olabilir. Bu araştırmada yabancı dil öğretimindeki başarı düzeyini etkileyen
etkenler araştırılmıştır, yabancı dil öğrenimini tamamlamamış bir öğrenci veya yabancı dil öğrenimine daha yeni
başlamış bir öğrenci bu araştırmayı okuduğunda çevresindeki etkenleri gözden geçirerek hangi etkenlerin onun
başarısına katkı sağladığını veya hangi faktörün onun başarısına engel olduğunu gözlemleyebilecek ve bu
gözlemlerden yola çıkarak daha iyi bir çalışma programı oluşturabilecektir
Giriş
İnsanoğlunun dünyaya açılması ile birlikte kültürel, sosyal ve eğitim alanlarında çığır açıcı gelişmeler
yaşanmıştır. Ortak dil olarak anılan İngilizce'nin bilim dili olması da bu çığır açıcı gelişmelerden biridir. Bilim
dili olması ile birlikte birçok ülkede zorunlu ders olarak müfredata giriş yapmıştır. İngilizce ülkemizde de
1997'de 4. sınıflardan itibaren İngilizce bir ders olarak verilmeye başlanmıştır. Günümüzde de tabii ki İngilizce
bilmek bireyleri bir iki adım ileriye taşıyor, daha önce de belirttiğim gibi İngilizce ortak bir dildir. Mesela bir
İtalyan ve bir Türk birbirlerini anlamak ve iletişime geçmek için ortak bir dil olarak İngilizceyi kullanabilirler,
biz buna lingua franca diyoruz. İngilizce bir lingua Franca dilidir. Dolayısıyla onu öğrenmek isteyen insan sayısı
gün geçtikçe artmaktadır.. Yabancı dil bilme ihtiyacı, toplumlar arası ilişkiler başladığından bu yana sürekli artış
göstermekte ve her zaman olduğu gibi bugün de güncelliğini korumaktadır (Şengör, V. 2010 ). Yabancı dil
bilmek günümüzde modernlik olarak algılanabilir. Fakat sadece bunun için değil, birçok farklı sebepten dolayı
insanlar yabancı dil öğrenmeye çalışırlar, mesela ülkemizde İngilizce bilmek eğitim açısından, politik açıdan,
değerlendirildiğinde bir zorunluluktur, aynı zamanda İngilizce bilen bireyler her zaman daha avantajlıdırlar.
Çünkü iş yerlerinde, eğitim alanlarında, kısacası her sektörde yabancı dil bilmek bireyi her zaman her yerde ön
planda tutar. Fakat yabanci dil öğreniminde başarıyı olumlu veya olumsuz yönde etkileyen birçok fiziki faktör
bulunuyor. Öğrenmeyi etkileyen fiziki unsurların yanı sıra bireysel özellikler de vardır. Yaş, cinsiyet, eğitim
düzeyi, dil yeterliliği, öğretmenin yeterliliği, motivasyon bu bireysel özelliklerdendir. Chastain, (1988) ve
MacDonough (1986)’dan aktarıldığına göre zihinsel hazır olmanın ön koşulu duygusal hazırlık olarak ifade
3. Emel ERTUNÇ Muş Alparslan Üniversitesi 190315015@alparslan.edu.tr
edilmekte olup motivasyonun dil öğrenmede en etkili unsurlardan olduğu ortaya konmaktadır (Doğan, 2008).
Motivasyon amacı gerçekleştirmek için insanın kapasitesini açığa çıkaran doğrudan bir enerji olarak
tanımlanabilir (Yeşilyurt, 2013). Bireyin kendi anadili dışındaki diğer dilleri öğrenebilmesi ve hâkim olabilmesi
için Littlewood a (2001) göre yabancı dil öğrenmeyi, karmaşık ve problemli bir duruma getiren sebeplerden
birisi, öğrencilerin bireysel farklılıklarının dil öğrenim sürecine olan etkisidir. Öğrencilerin ikinci bir dil
öğrenirken taşıdıkları farklı bireysel özelliklere göre farklı yaklaşımlar sergiledikleri (Cotterallı,1999) dikkate
alındığında öğrenci özelliklerinin dili öğrenmedeki başarıyı olumlu ve olumsuz bir biçimde etkilemesi
kaçınılmazdır. Bu araştırmada çeşitli faktörler üzerinde çalışılmıştır.
.
1. Çevre Etkisi :
Aileler eğer çocuğun yetişme sürecine etkin bir şekilde katılmazlarsa ortaya çıkacak kişisel, duygusal, sosyal
boşluk çevre tarafından doldurulacaktır. Böylesi aile ortamlarında yetişen çocukların çevrenin her tür etkisine
açık olması normal karşılanmalıdır. Zira doğa boşluk kabul etmez. Hangi alanda bir boşluk varsa orası bir başka
benzer özellikle anında ve mutlaka doldurulur. Çocuk donmamış beton gibidir, üzerine ne düşerse izi kalır;
Çocukların nasihatten çok, iyi örneklere ihtiyacı vardır türü sözler çocuk eğitiminin özellikle aile ortamındaki
yaşayış sürecinden itibaren ne derece önemli olduğunu gösterir. Toplum ancak bilinçli anne ve babaların
yetiştireceği çocuklarla değişime, dönüşüme uğrayabilir.(Özlem Kurucu,1997). Bireyin veya öğrencinin çevresi
dil öğreniminde son derecede etkilidir. Çevre derken akla insanın ailesi, arkadaşları ve tanıdığı diğer insanlar
gelmektedir. Ailenin başarı anlayışı, aynı zamanda çocuğun gelişiminin kontrol edilme sıklığı, çocuğa yeteri
kadar ve etkili çalışma alanı sunma, onu yeterli kaynak ve gerekli kitaplarla donatma çocuğun başarısını
etkileyebilir. Muş Anadolu Lisesi Öğrencisi Oğuzhan Demir'e çevresinin dil öğretimindeki etkisini sordum ve
bana : "Çevremdeki insanlar ne kadar mutlu olursa ve bana n derece destek verirlerse motivasyonum o kadar
artıyor" şeklinde cevap verdi. Bu da öğrencilerin çevreleri tarafından güdülenmelerinin onlarin başarılarına
katkısı olduğunu gösterir.
2. Anadil Etkisi :
Ana dili; “insanın yaşamı boyunca içinde yaşadığı topluma göre biçimlenen, başta beyindeki dil merkezinin
olgunlaşmasıyla koşut olarak, sosyokültürel etkileşimlerle gelişen, değişken bir göstergeler dizgesi” şeklinde
tanımlanmaktadır (Çelebi, 2006: 287). Birey herhangi 2. bir öğrenirken gerek yapısal olarak gerek de sözlü
olarak öğrendiği bilgileri kendi dilinde hayata geçirmeye çalışır. Türkçe ve İngilizce'yi ele alacak olursak;
İngilizce dilinde cümle "I am going to school." şeklinde yazılırken Türkçe de "Ben okula gidiyorum" şeklinde
yazılır. Fakat İngilizce öğrenen bir Türk bu İngilizce yazılan cümleyi "Ben giderim okula" şeklinde çevirir. Bu
örnek ana dilin, hedef dil üzerinde etkili olduğunu gösterir.
4. Emel ERTUNÇ Muş Alparslan Üniversitesi 190315015@alparslan.edu.tr
3. Ekonomik Durum :
Sosyo-ekonomik durum, çocuğun okuldaki ve yaşamındaki başarısında oldukça önemlidir (Arslan, 2008, 18-
19). Bireyin içinde bulunduğu çevre kadar ailesinin sahip olduğu ekonomik durum da öğretiminde başarıyı
etkiler. Yüksek gelirli bir ailede büyüyen çocuk haliyle daha fazla olanak, fırsata sahip olacaktır. Onun sahip
olduğu bu olanaklar başarı sayısını başarı oranını arttırır. Eğer ailenin gelir düzeyi yüksek ise aile çocuk için
daha yüksek başarı vaad eden okulları araştırı, dershaneleri bulur, daha yüksek başarı vaad eden kaynaklar ve
uygulamalar edinir ve çocuğun çevresini gerekli materyallerle donatır ve böylece çocuğun başarı yüzdesi
yükselir. Fakat gelir düzeyi düşük olan aileler çocuğun eğitim giderlerini karşılayamaz, onu yeteri kadar etkili
kaynaklarla destekleyemez ve ona uygun çalışma ortamı sağlayamaz, çocukta bu durum yüzünden gelecek
kaygısı ortaya çıkar ve haliyle bu kaygı onun başarısını etkiler
4. Yaş Etkisi :
Yabancı dil öğrenmeye mümkün olan en erken yaşta başlamak, yalnızca dilin öğrenilmesindeki başarı
açısından değil bireyin gelişimi açısından da önemlidir ( Onursal,2019). Yapılan pek çok bilimsel araştırmada
10 yaşına kadar çocukların dil öğrenme konusunda yetişkinlere oranla daha başarılı oldukları saptanmıştır. 10-
12 yaşından itibaren beyin dil öğrenme kabiliyetini yavaş yavaş kaybetmeye başlarken yabancı bir öğrenmek de
güçleşmeye başlamaktadır. Araştırdığımız faktör (yaş) sorusu şöyle olabilir:"3 yaşında veya 11 yaşında bir
çocuk ile 40 veya 55 yaşında bir birey dil öğrenme süreçlerini eş zamanında tamamlayabilirler mi ? Aslında
cevap kesin bir dille hayır olur. Çünkü bu bireyler arasındaki bilişsel gelişim veya doymuşluk dil öğrenim
başarısını ve süresini bir hayli etkiler, bilimsel olarak dil öğrenimi için uygun bir yaşın var olup olmadığı
konusunda görüş birliği olmamasına rağmen erken yaşlar bilginin oturma süreci olarak bilindiği için dil
öğreniminin daha seri tamamlandığı biliniyor.Cohen, 7 yaşından sonra çocukların yavaşladığını, vurguları
kullanmakta zorlandıkları, 11 yaşındakilerin yıl sonunda hala aksanların yerleşmemiş olduğunu ve dil
öğretiminde zorlandıklarını bildirmektedir. Bu da demektir ki; “çocuk küçük yaşta (yani okul öncesi yaşta)
zihinsel esnekliğinden ve duyuşsal organlarının uyarlanabilirliğinden dolayı daha doğal ve kolay
öğrenmektedir” (Cohen: 1977). Fakat ne yazık ki küçük yaşlardan itibaren değil öğrenmeye çalışan çocuklar
yeterli imkanına sahip olmadıkları için bu yaş etkisinin avantajını kullanamıyorlar.
5. Emel ERTUNÇ Muş Alparslan Üniversitesi 190315015@alparslan.edu.tr
5. Harcanan Zaman Faktörü :
Yabancı bir dil öğrenmek Elbette ki Kolay bir şey değildir öğrenirken zaman harcamak başarıyı etkiler yeni
bir dille Öğrenmek zaman harcamaya değer. Yabancı bir dilin kolaylığı, zorluğu ve öğrenme süreleri; ilgili dili
öğrenen kişinin ana diline, anadilinin öğrenmek istediği dile olan yakınlığına, dil öğrenme gerekçesine,
motivasyonuna, öğrenme yöntemine, öğrenme ortamına ve bildiği diğer yabancı dillere göre değişiklik
göstermektedir. (Demirtaş, 2019). Fakat bilinçli olarak öğrenmeye zaman harcamak bilinmeden harcanan
zamandan farklıdır yani birey harcadığı zamanın farkında olmalıdır. Bir dili iki hafta boyunca günde dört saat
çalışmak, günde bir saat çalışıp iki ay boyunca çalışmaktan daha yararlı olacaktır. Ne kadar zaman harcarsan o
kadar başarılı olursun cümlesi doğru bir yönlendirme değildir. Harcadığın zamanın içini doldurmak önemlidir.
Dil başarısı elbetteki birçok etkene bağlıdır. Fakat zaman bu başarıyı ortaya çıkaran tek etkendir.
6. Kaynak Etkeni :
İngilizceye hâkim olmak aslında diğer pek çok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da bir güç ve
statü göstergesi olarak değerlendirilebilir (Doğançay-Aktuna, 1998). Fakat yabancı dil öğrenmek uğraş isteyen
bir iştir. Bu uğraş sırasında size rehberlik eden kitaplar da başarı üzerindeki büyük etkenlerdir. Doğru kaynak
seçimi sizi başarıya daha kolay yetiştirir.
7. Motivasyon Etkeni :
Motivasyonu her birey için herhangi birşey yaparken itici bir güç olarak tanımlayabiliriz. İtici güç olarak
motivasyon başarıyı ve başarısızlığı açıklar. Motivasyon yabancı dil öğretiminde bireyin ilgisini ve kararlılık
seviyesini arttıran bir etkendir. ktigi söylenemez). Motivasyon, bireylere karşı nasıl davrandığıyla ve bireylerin
yaptıkları iş hakkında neler hissettikleri ile ilgilidir (Keenan, ! 996:5). Öğrenen kişinin yabancı dile.ilgisi ve
isteği yüksek ise başarı kaçınılmaz olmaktadır. Ayrıca 9. Sınıf öğretmenleri derslerine ilgili ve istekli
öğrencilerin başarı oranlarının ötekilerine nazaran daha yüksek olduğunu belirtmişlerdir.
6. Emel ERTUNÇ Muş Alparslan Üniversitesi 190315015@alparslan.edu.tr
KAYNAKÇA
Arslan, S. (2008), Ailenin İlköğretim II. Kademe Öğrencilerinin Okul Başarısı Üzerindeki Etkisi
(Ümraniye İlçesi Örneği), Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul.
COHEN, Rachel, Enseignements / Apprentissages précoces des langues, Paris, 1977.
Çelebi, M.D. (2006). Türkiye’de anadili eğitimi ve yabancı dil öğretimi. Erciyes Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21 (2), 285-307.
Doğan, A. (2008). Lise öğrencilerinin İngilizce öğrenimlerini etkileyen yabancı dil kaygısı. Dil Dergisi,
139, 48-67.
http://www.academyuniversal.com/yabanci-dil-ogrenme-surecinde-yas-faktorunun-
onemi#:~:text=Yap%C4%B1lan%20pek%20%C3%A7ok%20bilimsel%20ara%C5%9Ft%C4%B1rmad
a,bir%20%C3%B6%C4%9Frenmek%20de%20g%C3%BC%C3%A7le%C5%9Fmeye%20ba%C5%9F
lamaktad%C4%B1r. Adresinden 29 Mayıs tarihinde alınmıştır.
Kenaan , Kate. Motivasyon. Çev: Ergin KOPARAN. İstanbuL. Remzi Kitabevi, 1996.
Kolaç, E. (2008). Yabancı diller ve türk dili ve edebiyatı bölümü son sınıf öğrencilerinin “yabancı dil
öğretimi” ve “yabancı dille öğretim” konusundaki yönelim ve görüşleri. Uluslararası Sosyal
Araştırmalar Dergisi, 1,4, 397-412.
Littlewood, W. (2001). Foreign and second language learning; language acquisition research and its
ımplications for the classroom. (15th Ed). Cambridge University Press.
Onursal, İ. (2019, Ocak) Yabancı Dil Öğretiminde Yaş Etkeni Üzerine Bir Değerlendirme, Dil Dergisi
Şengör, V. (2010). Yabancı dil öğretiminde bilgisayar kullanımı. (Yüksek Lisans Tezi). Yeditepe
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Yeşilyurt, E. (2013a). Metacognitive awareness and achievement focused motivation as the predictor of
the study process. International J. Soc. Sci. & Education, 3 (4),1013-1026.