SlideShare a Scribd company logo
1 of 58
TIPTA İLERİ KONULARA BİYOFİZİKSEL
YAKLAŞIMLAR
ABİDİN EMRE DIRNAKSIZ / YAVUZ SELİM ONAT
23.11.2016
*BİYOTERÖR POTANSİYELİ
TAŞIYAN
VİRÜS,BAKTERİ,TOKSİN
VE KİMYASALLAR
*BİYOTERÖRİZM NEDİR ?
*Siyasal, dini veya ekonomik hedefler gözeterek mevcut yerel
yönetime, hükümetlere ya da sivil halka karşı şiddet kullanımı,
temel hak ve özgürlükleri kısıtlama eylemleri olarak
tanımlayabileceğimiz terörün sinsi bir boyutu da biyoterörizmdir.
*Mikroorganizmalar ya da toksinlerinin, tüm canlılarda ölümlere
sebebiyet vermek, panik oluşturmak, hastalık meydana getirmek
gibi amaçlarla kişi veya gruplarca kullanılmasına denilmektedir.
*Kitle imha silahları arasında yer alan biyolojik silahlar, içerdiği
hastalık yapma ve hızla yayılma yetisine sahip mikroorganizmalarla
büyük tehlikeler oluşturma potansiyeline sahiptir.
*İnsanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık oluşturan ve ölümlere
yol açan bakteriler, virüsler ve bunların yan ürünleri vb.
mikroorganizmalara biyolojik ajan denilmektedir.
*Biyolojik ajanlar, bulaşıcılık kapasiteleri, hastalık yapabilme etkileri
ve gerekirse çeşitli genetik değişiklikler de yapılarak
kullanılabilmeleri sayesinde biyolojik silah olarak ilgi
çekmektedirler.
*Biyolojik saldırı ise biyolojik ajanların insanlar üzerinde
kullanılması ve salgın hastalık meydana getirme amacının
güdülmesine denilmektedir. Bu tanımlardan yola çıkarak biyolojik
silahların, profesyonel ordular tarafından askeri hedeflere yönelik
kullanılması biyolojik savaş; terör örgütlerinin sivil halkı hedef
aldıkları saldırılara ise biyoterörizm denilebilir.
*BİYOLOJİK SİLAH ETKENLERİ
*İdeal biyolojik silah etkenleri dayanıklı, kolayca üretilebilen ve
yayılabilen (örneğin aeresol şeklinde), akciğere penetrasyonu iyi
olan (1-5 µm partikül), insanlar arası bulaşıcılığı yüksek, bilinen
antibiyotiklere dirençli ve aşılamanın etkisiz olduğu ajanlardır.
*Hastalık gelişiminde biyolojik ajanın
dayanıklılığı, virülansı , inkübasyon
periyodu (kuluçka süresi), bulaşıcılığı,
bulaşma yolları ve enfeksiyon yapma riski,
konakçının immünolojik ve genel sağlığı ;
çevrenin temizliği, sıcaklık, suyun kalitesi
ve nüfus özellikleri önemlidir.
*BİYOLOJİK SİLAHLARIN
ETKENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
*Biyolojik silahlar, hedeflerin ne olduğuna göre değişmekle birlikte
bazen kalabalık insan kitlelerinin bulunduğu ve ortaklaşa kullandığı
su, hava ve beslenme araçlarına yönelebilmekte, bazen de zamana
yayılıp süreklilik arz ederek psikolojik etkilenmelere neden
olabilecek yöntemler seçilebilmektedir.(RADYASYON)
*Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan Hastalık Kontrol ve
Korunma Merkezi (The Centers for Disease Control and
Prevention; CDC) biyolojik ajanları; bitkiler, hayvanlar ve
insanlarda ölüm ya da hastalık oluşturabilme potansiyelini
(toplumda oluşturduğu riskleri) dikkate alarak kategorilere
ayırmıştır. Bulaşıcılık, virülans, kamu algılarının derinliği ve etkisi,
maliyetleri gibi faktörler sınıflandırmada belirleyicidir.
*Biyoterör veya biyolojik silah ajanı olarak kullanılabilecek biyolojik
ajanlar CDC tarafından üç kategoride (Kategori A, B, C)
gruplandırılmıştır.
*Grup A en yüksek risk grubu olarak değerlendirilirken, Grup C ise
yalnızca hastalık etkeni olarak görülmektedir
*KATEGORİ A
*En önemli grup kategori A’dır.
* A Kategorisinde “En tehlikeli, ideal biyolojik silah tanımına
en yakın, ortama yayılması en kolay sağlanabilen, öldürme
oranı yüksek, halk arasında panik ve sosyal patlamalara yol
açması beklenen” hastalık etkenleri bulunur.
*Mortalite oranları yüksektir.
*Bu kategorideki etkenler Variola major virüsü (çiçek); Bacillus
anthracis (şarbon); Yersinia pestis (veba); Clostridium
botulinum toksini (botulizm); Francisella tularensis
(tularemi); Ebola, Marburg, Lassa ve Junin viruslarıdır
(Hemorajik Ateş).
*KATEGORİ B
*Toplumda orta derecede risk oluşturan biyolojik ajanlar CDC
tarafından B kategorisinde değerlendirilmiştir. Bunlar ılımlı
derecede kolay yayılabilir ve orta şiddette hastalıklara sebep
olabilirler.
* Yayılımı göreceli olarak kolay olduğundan sürveyans
sistemlerine ihtiyaç duyulabilir ve tanı kapasitesini artırmak
gerebilir.
*Kısmen yayılabilme yetenekleri, kısmen hastalık oluşturma
olasılıkları ve düşük ölüm oranları vardır.
* B grubu tehdit unsuru etkenlere; Bruselloz (Brucella türleri),
Clostridium Perfringens’in epsilon toksini, yiyecek güvenliğini
tehdit edenler (örneğin Salmonella türleri, E. Coli, Shigella), Ruam
(Burkholderia Mallei), Melioidosis (Ruam benzeri hastalık,
Burkolderia Pseudomallei), örnek olarak şunlar gösterilebilir.
*KATEGORİ C
*Kategori C’de bulunan ajanlarsa kolay üretilebilme ve yayılma
özelliklerine sahiptirler. “Bugün az, gelecekte daha çok tehlikeli”
olabileceği varsayılan etkenler yer alır.
*Bu kategoride yer alan, Kırım Kongo kanamalı ateş virüsü ve
Hantavirus gibi mikroorganizmalarla tanı amaçlı ülkemiz
laboratuvarlarında da çalışılmaktadır.
*C grubu tehdit unsuru etkenler arasında; Q humması (Coxiella
Burnetii), Ricinus Communis'in Ricin toksini (Keneotu tohumu),
Stafilokoksal Enterotoksin B, Tifüs Humması (Rickettsia
Prowazekii), Viral Ensefalit (Alfavirusler; örneğin, Venezuella
ensefaliti, doğu at ensefaliti, batı at ensefaliti), su güvenliğini
tehdit edenler (örneğin Vibrio Cholerae, Cryptosporidium Parvum)
bulunur.
*Biyolojik savaş ajanları etkenlerine göre şu şekilde de
sınıflanabilir;
*Bakteriler: Anthraks, Plague, Brusella Türleri, Kolera,
Clostridium Perfinges Toksini, Stafilokoksal Enterotoksin B,
Melioidosis, Tularemia
*Virüsler: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Ebola Hemorajik Ateşi,
Small Pox (Variola Virüs-Çiçek Hastalığı), Rift Vadisi Humması,
Venezüella At Ensefalit Virüsü
*Mantarlar: Trichothecene Mycotoxin
*Rickettsialar: Q Humması
*Çeşitli: Saxitoksin (doğada deniz dinoflajellileri tarafından
üretilir), Ricin Toksini
*ANTHRAKS
(KATEGORİ A / BAKTERİ)
*Şarbon veya antraks; Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle
oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Otobur hayvanlarda ani olarak ortaya
çıkan ve insanlara da geçebilen bir hastalıktır. İnsanlara doğrudan
hayvanlarla temastan veya hayvan ürünlerinden geçebilir.
*Mikroorganizma insanlara deriden girerse ödemle birlikte kara çıban
denilen karakteristik bölgesel bir çıban; kan dolaşımına karışması ile
de sepsis (kan zehirlenmesi) ve iç organ yaraları meydana gelir.
*Mikroplu etlerin yenmesi ağır bağırsak hastalıkları yapar.
*İskoçya açıklarındaki
Gruinard adası
*İngiliz hükümeti
*36 yıl şarbon sporları ile
kontamine, 1942
*Adanın
dekontaminasyonu;
*1979 - 1987
*280 ton formaldehit
*2000 ton deniz suyu
*İnsanlarda akciğer , deri ve sindirim sistemi şarbonu
olmak üzere 3 tip şarbon hastalığı vardır.
* Akciğer şarbonunda; solunum yoluyla alınan mikrop,
akciğerlere yerleşir. Burada yara oluşur ve nefes almada
problemler ortaya çıkar.
*Akciğer şarbonuna yakalanan kişiler, erken tedavi
edilmediği takdirde menenjit tablosu ortaya çıkar.
Antibiyotik kullanılması bir işe yaramaz. Hastalığın
ortaya çıkması en az 10 bin bakterinin vücuda girdiğini
göstermektedir. (Hastalık oluşturmada mikrop
miktarı.)
*BRUSELLA
(KATEGORİ B / BAKTERİ)
* İnsanlara, mikrop içeren veya sterilize edilmemiş süt
ürünlerinden veya hasta hayvanlara temas ile bulaşır.
* Bu sebeple hastalığa yakalanan insanlar çoğunlukla veteriner
hekimler, hayvan yetiştiricisi, çoban, sütçü, mezbaha çalışanı
gibi hayvanlar ve hayvan ürünleriyle yakın temasta bulunan
insanlardır.
*Veteriner hekimliğindeki meslek hastalıklarından birisidir.
*Zoonoz bir hastalıktır.
*KOLERA
(KATEGORİ C / BAKTERİ)
*Kolera; vibrio kolera adlı
bakterilerin insanların ince
bağırsaklarında parazitlenmeleriyle
gelişen bir bulaşıcı hastalıktır.
*İlk Hindistan da ortaya çıkmıştır.
1827 den itibaren dünyaya
yayılmaya başlamıştır.
* Yalnızca insanlarda görülür. Kusma
ve dışkı yoluyla bulaşır. Sonralarda
ise su yoluyla bulaşma önem
taşımıştır. Genelde yaz aylarında
görülür.
* Hastanın sıvı ve elektrik kaybı
sonucu ölümle sonuçlanabilir.
*Vibrio kolera ince bağırsakta “enterioksin” denilen protein
yapısında bir zehir maddesi üretir. Bu madde bağırsaklardaki
epitelyum hücrelerinde adenil sikloz adlı enzimi uyarır. Sikloz
enderozinin 3,5 monofosfat adlı maddenin çoğalmasına yol
açar böylece bağırsaktaki epitelyum hücreleri vücut sıvısının
boşluğa geçmesine neden olup hastanın sıvı ve elektrik
kaybına yol açar. Çünkü bağırsaklardan geçen sıvı ve
elektrolitle ağır ve sürekli ishalle vücut dışına atılır.
*Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
(KATEGORİ C / VİRÜS)
*Bu hastalığın kaynakları yabani hayvanlar, domuzlar,
tavşanlar, muhtemelen kuşlardır.
*Hastalık Hyolomma kenelerinin kan emmesiyle bulaştırılır.
Olgunlaşmamış keneler virüsü hayvanlardan alır ve erişkin
hale geldikten sonra kan emdikleri insanlara bulaştırırlar.
*Bulaştırıcı virüsler RNA’lı, sarmal simetrili nükleokapsitli, zarlı
ve toparlak olup 90 – 100 nm(nanometre) büyüklüğündedir.
*Kırım kanamalı ateşi, kırsal bölgelerde çalışan insanlarda
ilkbahar ve yazları özellikle Haziran – Eylül arasında görülen
bir infeksiyondur.
*VEBA
(KATEGORİ A / BAKTERİ)
*Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından
oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel
isimdir.
*Antik Çağlar'dan itibaren tanınmış bir hastalıktır. Lakabı
¨Kara Ölüm¨dür.
*Orta Çağ'da 1347-1353 arasında, Avrupa nüfusunun üçte
birinin kaybedilmesinden sorumludur. (Ayrıca bu hastalık
1347-1348 yılları arasında Venedik nüfusu 130.000 iken
70.000'e düşmesine neden olmuştur.)
*Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır.
* Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak
gerçekte bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu
hastalığın kurbanıdırlar.
*Tarihte veba salgınlarından önce şehirlerde büyük
miktarda fare ölümlerinin meydana geldiği görülmüş, ölü
farelerle temas eden insanların, pire ısırması nedeniyle
bu hastalığa maruz kaldıkları tespit edilmiştir.
*Modern antibiyotiklerle tedavi edilebilir.
*Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan
ülkelerin pek çoğunda ortadan kaldırılmış olmasına
rağmen Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde
hâlen görülebilmektedir.
*Kara ölüm'ün Toggenburg İncilinde resmedilmesi
(1441)
*BOTULİZM
(KATEGORİ A / BAKTERİ)
*Çok ender rastlanan bir gıda zehirlenmesidir. Nedeni: Clostridium
botulinum adlı bakteri, bulaşmış olan yiyecek maddesinde, çok
kuvvetli bir zehir oluşturur. Bu organizma, alçak ısı derecelerinde,
oksijensiz büyümektedir ve sporları da ısı ve kaynatmaya karşı
dirençlidir. Belirtileri: Toksin (zehir) barsaklarda emilmekte ve
merkez sinir sistemini etkilemektedir. Buradaki etkisiyle,
gözkapakları düşmekte, çift görme, göz-bebekleri genişlemesi, yüz
felci, yutma güçlüğü belirmekte ve sonunda da solunum kasları felce
uğramakta ve kalp durmaktadır. Vakaların yansından fazlası ölümle
sonuçlanır.
*Tedavi: Yıkımı yapan, bakterinin kendisi değil, ürettiği
toksindir. Bundan ötürü, antibiyotikler işe yaramaz. En etkili
tedavi, emetik (kusturucu) ilaç ve mümkünse antitoksin
vermektir. Hasta, acilen hastaneye kaldırılmalıdır. En iyisi,
korunma önlemlerinin dikkatle alınmasıdır. Piyasadaki
konservelerden bu tip zehirlenmeye pek rastlanmaz. Bilinen
vakalarda, yiyecek maddesi evde hazırlanmış ve korunmuştur.
Toksin, kaynamayla bozulduğundan, evde hazırlanan konserve
yiyeceklerin yeniden kaynatılması uygundur. Zaten, bulaşmış
gıda maddelerinin, kokularıyla bozuk oldukları anlaşılır.
*EBOLA
(KATEGORİ A / VİRÜS)
*ÇİÇEK
(KATEGORİ A / VİRÜS)
*Q HUMMASI
(KATEGORİ B / RİKETSİYA)
*Q ateşi Coxiella burnetii’nin neden olduğu bir zoonozdur. Bu
bakteri tüm dünyada yaygındır. Sığır, koyun ve keçiler C.burnetii için
yaygın rezervuarlar olup bakterinin yayılımından sorumludurlar. Q
ateşi salgınları genellikle veterinerlerde, et işleme ünitelerinde
çalışanlarda ve çiftçilerde ortaya çıkar.
*Bakteri çok enfeksiyöz olup ısıya, kuruluğa ve birçok dezenfektana
dirençlidir. Etken enfekte hayvanların dışkıları, çıkartıları ile
kontamine olmuş tozları içeren havanın solunmasıyla insana bulaşır.
Duyarlı bir bireyde 1-10 kadar az sayıda bakteri hastalığa yol
açabilir. Enfekte süt ve süt ürünlerinin ağız yoluyla alınması ile de
bulaşma olabilmektedir. Mikroorganizma ayrıca biyolojik silah olma
potansiyeli de taşımaktadır.
*TULAREMİ(Tavşan Humması)
(KATEGORİ A / BAKTERİ)
*Kemirgenlerde (tavşan, fare,
sincap vb.) öldürücü nitelikte,
oldukça bulaşıcı, Francisella
tularensis’ in (Pasteurella
tularensis) neden olduğu,
doğrudan veya kenelerle yayılan,
şiddetli seyirli, ateşli bir hastalık.
*Mikroorganizma doğada çok
yaygın olarak bulunur, birçok evcil
hayvanı, insanı ve yabani
kemiriciyi enfekte eder.
*Hastalık hayvanlardan doğrudan
temasla geçebildiği gibi sinek ve
kenelerle de taşınabilir. Kuluçka
devresi, üç gündür. Önemli bir
zoonoz etkenidir
*Hastalık yeri tespit edilemeyen genel mikroplanmalara sebep
olabileceği gibi, deride, gözde, akciğerlerde, ve sindirim yolunda
da yerleşebilir. Dış tularemide bulaşmanın başladığı yerler eller,
gözler ve ağızdır. Buralarda önce küçük bir kabarcık oluşur, sonra
ur şeklinde büyüyerek parçalanır. Bulaşma yeri nedeniyle bu
bölgelerdeki lenf bezleri şişer ve ağrır. İç tularemi ise, akciğer
tüberkülozu ya da bağırsak nezlesine benzeyen bir seyir izler.
Böylece, vücuttaki tüm lenf bezleri şişip ağrıyabilir. Ateş durumu
çok değişkendir. Çoğu kez kızamığa benzer deri döküntüleri ateşi
izler. Tedavi edilmeyen hastalık 2-4 hafta sürer. En sık görülen yan
etkisi lenf bezlerinin iltihaplanmasıdır.
*Toksinler, yaşayan organizmalar tarafından üretilen kimyasal
maddelerdir. Biyoterörizmle ilgili toksinler, risin, botulinum,
Clostridium perflikon epsilson toksini, conotoxins, shigatoxins,
saxitoxins, tetrodotoxins, mikotoksinleri ve nikotini içerir.
*Patojenlerden farklı olarak toksinler enfeksiyon oluşturmazlar.
Etkilerini protein sentezini durdurarak, bazı maddeleri bloke
ederek, sodyum-potasyum kanallarını inhibe ederek, hücre
zarlarına zarar vererek gösterebilirler.
*Toksinler suda erirler. Bu yüzden bulundukları ortamda hızla
yayılırlar. Bakteriler dışında birtakım hayvanlar da ekzotoksin
yapar. Toksinler oldukça şiddetli zehirlerdir. Sıvı halde ve
beklemekle aktivitelerini kısmen kaybederler. Clostridum
botulinum toksini yeryüzünde bilinen en kuvvetli toksindir.
*TOKSİNLER
*Aşırı derecede yüksek toksik etkisi sebebiyle biyoterör
ajanları listesinde en üst sırayı almaktadır.
*Anaeorobik bir bakteri olan Clostridium Botulinum isimli
bakteri tarafından üretilen dünyanın en potent
toksinidir.
*Etkisini, kasların kasılmasında etkili olan asetilkolin
isimli maddenin kas-sinir aralığına geçişini engelleyerek
göstermektedir.
*Bu toksin değişik oranlarda seyreltilerek ilaç haline
getirilmiştir ve bugün bir çok hastalık tedavisinde
kullanılmaktadır.
*TOKSİNLER-BOTULİNUM
*Hint yağı bitkisi tohumlarının işlenmesiyle elde
edilir. Bitkinin tohumlarında bulunan risin maddesi,
kobra yılanı zehrinden 2 kat, siyanürden 6 bin kat
daha öldürücüdür.
*Risin bulunduğu vücuttaki ribozomların etkinliğini
azaltarak çoklu organ toksisitesine sebep olan bir
enzim inhibitörüdür.
*Hızlı bir biçimde öldürmesi, otopside fark
edilememesi nedeniyle ülkelerin gizli servisleri
tarafından geçmişte pek çok kez kullanılmıştır.
*TOKSİNLER-RİSİN
*7 Eylül 1978’de, Bulgar yazar Georgi Ivanov Markov Bulgar
Gizli Servisi’nin planladığı bir suiskast ile yaşamını
yitirmiştir. Seçtikleri yöntem ise bir hayli ilginçtir. Bir
şemsiyenin içine gizledikleri mekanizma, risin dolu bilyeyi
vücuda saplayacak ve kana karışan zehir çok geçmeden
kurbanı öldürecektir.
*Bulgar yazar, otobüs durağında beklerken yanından geçen
pardösülü biri elindeki şemsiyeyi bacağına doğrultmuştu.
Markov, baldırında bir acı hissetmiş ve dönüp baktığında
adam şemsiyeyi yerden almış, bir taksiye binip
uzaklaşıyordu. 4 gün sonra yazar ölmüştü. Otopsi
yapıldığında ilk önce fark edemediler ama biyolojik ve
kimyasal silahlar uzmanı kişilerin dikkatli davranmasıyla,
Markov’un zehirlendiği ortaya çıkarıldı.
* Günümüzde ise Enzim İmmunoassay tekniği ile risin
antikorları saptanıyor.
*TOKSİNLER-RİSİN
* Bugün; Markov’un cinayetinde kullanılan şemsiye,
Amerika Washington DC’de bulunan Uluslararası Casus
Müzesi’nde sergilenmektedir.
*Konotoksin, bir deniz salyangozu olan Genus Conus’un
zehrinden bir kısım nörotoksik peptitlerin izole
edilmesiyle elde edilir.
*10 ila 30 amino asit tortusundan(amino acid residues)
oluşan peptitler olan konotoksinler tipik olarak bir veya
daha fazla disülfid bağı içerir.
*Konotoksinlerin çoğunun, belirlenemeyen çeşitli eylem
mekanizmaları vardır. Bununla birlikte, bu peptidlerin
nöronlarda iyon kanallarını bloke ettiği görülmektedir.
*TOKSİNLER-KONOTOKSİN
Omega conotoxin Alpha conotoxin
*KİMYASAL MADDELER
Kimyasal maddeler ise kabaca aşağıdaki gibi gruplandırılabilir.
*1-Sinir gazları: Sinir iletimini engellediklerinden, kısa sürede
ölüme yol açarlar.
*2-Yakıcı, tahriş edici gazlar: Gözler, cilt ve solunum yolu dokuları
ilk etkilenen bölgelerdir.
*3-Boğucu gazlar: Solunum yollarını ağır olarak tahrip edip, akciğer
ödemine neden olurlar.
*4-Kan zehirleri: Öldürücüdürler. Siyanür örnektir. Hitler’in gaz
odalarında da bir siyanür bileşiği kullanılmıştır.
*5- Kapasite bozucular: LSD, BZ gibi davranış bozukluğuna neden
olanlar ya da CA, CN, CS gibi göz, cilt ve solunum yolları tahrişine
yol açanlardır.
*1-SİNİR GAZLARI
*ETKEN: Sinir gazları (sinir ajanları) G ve V olmak üzere 2’ye
ayrılır. G grubunda (GA) tabun, (GB) sarin, (GD) soman
gazları, V grubunda ise Vx gazı bulunur. Kişinin sinir sistemini
doğrudan etkiler ve hayati fonksiyonları felce uğratırlar.
*PENETRASYON GÜCÜ: Sıvı ve buharları normal kumaştan
kolaylıkla geçerler. Deri eşyalar da insan derisi gibi
geçirgendirler. Ancak butil lastik ve polyester gibi sentetik
maddeler dirençlidir.
*ETKİ MEKANİZMASI: Sinir ajanları, öncelikle asetilkolin esteraz
enziminin etkisinin dönüşümsüz olarak ortadan kaldırılmasına
yol açmaktadır. Enzimin etkisinin ortadan kaldırılması ile,
zehirleyici düzeyde asetilkolin birikimi sonucu sinirlerden
kaslara uyarıların gitmesi engellenmektedir.
*VÜCUDA GİRİŞİ: Göz, deri, solunum yolu, sindirim sistemi
yoluyla vücuda girerler. Gaz halinde ise solunum yolu ile,
sıvı haldeyse temasla veya elbiselerden geçerek deride
bir tahribat yapmadan vücuda girer.
*TEDAVİ: Son basamak(etki mekanizmasında) oluşmadan
önce obidoksim veya pralidoksim klorid gibi nükleofilik
oksim preparatlarının uygulanması enzimin tekrar aktive
olmasını sağlarken daha sonra uygulanması etkili
olmamaktadır.
* Son basamak olan dönüşümsüz etkinin oluşum hızı, sinir
ajanlarının türlerine göre geniş bir dağılım
göstermektedir. Örneğin, bu reaksiyon Soman gazına
maruziyetten sonra dakikalar içinde gelişirken, Sarin ile 5
saat, Tabun ve Vx ile 40 saat kadar sonra meydana
gelmektedir.
*1-SİNİR GAZLARI
*1995’te Tokyo’da bir metroda sarin gazıyla saldırı yapıldı
ve olayda 13 kişi yaşamını yitirirken 6 binden fazla kişi
zehirlendi.
*2-Yakıcı, tahriş edici gazlar
*Hardal gazı(Mustard) ve lewisit örnektir.
*MUSTARD: Deride su toplama, körlük ve solunması durumunda da
akciğerlerde ödem oluşturarak maruz kalan kişide ağır tahribat
yapar.
* Su ile tepkimesinden oluşan HCl’nin de bulunduğu dokuda tahriş
edici etkisi görülmektedir. Yapılan araştırmalarda beyaz kan
hücrelerini öldürdüğü de gözlenmiştir.
*DNA’ya bağlanma özelliği de bulunduğundan, ölümle sonuçlanmayan
maruziyetlerde kanser vakalarının görülmesi oldukça olasıdır.
*Saddam'ın 1980’lerde Halepçe`de Kürtler üzerinde kullanmasının
ardından bölgede görülen kanser vakalarında korkunç bir artış
görülmüştür. Kısa vadeli etkilerinin yanında orta ve uzun vadeli
problemler oluşturması yönüyle de mustard grubu kimyasallar
popülaritesi azalmayan kimyasal savaş ajanlarıdır.
*Hardal gazının elde kabarcık oluşturması.
*Fosgen, klor, kloropikrin örnek olarak verilebilir.
*FOSGEN: Fosgen gazı renksizdir veya açık sarı bulut renginde
görünebilir. Fosgen I’nci Dünya Savaşı esnasında boğucu
kimyasal madde (ajan) olarak kullanılmıştır. Savaşta
kullanılan kimyasallar arasında en çok ölüme neden olan
fosgen maddesi olmuştur.
*KLOR: Akciğerlere ulaşır ulaşmaz yüzeyinde nemli tabakayla
reaksiyona girer ve hidroklorik asiti oluşturur ve akciğerlerin
oksijeni alma yeteneğini bitirir.
*Gözle temasında da körlük yaptığı bilinmektedir (WW-II).
*KLOROPİKRİN: Soluma, yutma ve derinin maruz kalmasıyla
ilgili bölgelere kuvvetli etki eder. Askeri kullanımı
yasaklanmıştır.
*3-BOĞUCU GAZLAR
*4-KAN ZEHİRLERİ
*Kan ajanları; kanın oksijeni dokulara taşımasını engeller.
*Siyanür en bilinen örnektir. Ancak havadan hafif olmasıyla
hemen dağılabilir ve etkili bir kimyasal ajan değildir. Naziler
gaz odalarında hidrojen siyanür formunu kullanmıştır.
*Siyanür, ETS’de sitokrom a ve sitokrom a-3 arasında elektron
taşınımını engeller ve hücresel hipoksiye neden olur. Solunan
siyanürün miktarı ve konsantrasyonuna göre dakikalar yahut
saniyeler içinde ölüm gerçekleşebilir. Ayrıca mental değişim,
felç, bilinç kaybı, apneye sebep olur.
*Maruz kalınması durumunda tedavi asetilkolinesteraz
enziminin kısa sürede bu ajandan kurtarılmasıyla olur.
*LSD: Çok kuvvetli bir uyuşturucu maddedir. CIA, 1950'lerde
LSD‘nin kimyasal silah ve akıl kontrolü için uygulanabilir
olduğunu düşündü ve MKULTRA araştırma programı
kapsamında genç askerler ve öğrenciler üzerinde denedi.
Sonrasında Batı dünyasındaki genç neslin eğlence amacıyla
kullanmasıyla yasaklandı.
*5-KAPASİTE BOZUCULAR
*LSD’nin etkisi altındayken beyindeki görsel, dikkat, hareket ve
duysal ağları birbirine daha fazla bağlanıyor ve beyin daha kompleks
çalışmaya başlıyor. Fakat bir yandan da bunların dışında kalan
bölgelerde kopmalar oluyor. Taramalarda özellikle parahipokampal
jirüs ve retrosplenal korteksin, beynin geri kalanı ve birbiriyle
iletişiminin kesildiği gözlemleniyor. Bu iki bölüm de daha çok
insanlarda mekan algısı ve mekansal hafızaya yönelik bölgeler
olmaktadır. (Mekan algısının değişmesi)
*5-KAPASİTE BOZUCULAR

More Related Content

Viewers also liked

Good neighbors mongolia
Good neighbors mongoliaGood neighbors mongolia
Good neighbors mongoliaBayarmaa Anu
 
Catalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - English
Catalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - EnglishCatalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - English
Catalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - EnglishDaniel Razvan Picioroaga
 
Controversial films
Controversial filmsControversial films
Controversial filmsmseabarbosa
 
الخدمات الالكترونية
الخدمات الالكترونيةالخدمات الالكترونية
الخدمات الالكترونيةتقانة
 
Arquitectura del computador
Arquitectura del computadorArquitectura del computador
Arquitectura del computadorCesar Gimenez
 
عرض وحدة الوسائط المتعددة
عرض وحدة الوسائط المتعددةعرض وحدة الوسائط المتعددة
عرض وحدة الوسائط المتعددةتقانة
 
32 ch lesson 3 let's make a deal
32 ch lesson 3   let's make a deal32 ch lesson 3   let's make a deal
32 ch lesson 3 let's make a dealhallerin
 

Viewers also liked (13)

Good neighbors mongolia
Good neighbors mongoliaGood neighbors mongolia
Good neighbors mongolia
 
Tumeurs intracraniennes
Tumeurs intracraniennesTumeurs intracraniennes
Tumeurs intracraniennes
 
...
......
...
 
PGI_Credentials
PGI_CredentialsPGI_Credentials
PGI_Credentials
 
Stress Management Attest
Stress Management AttestStress Management Attest
Stress Management Attest
 
Catalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - English
Catalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - EnglishCatalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - English
Catalog - Products - Naval machinery and naval components - 2009 - English
 
Controversial films
Controversial filmsControversial films
Controversial films
 
الخدمات الالكترونية
الخدمات الالكترونيةالخدمات الالكترونية
الخدمات الالكترونية
 
Arquitectura del computador
Arquitectura del computadorArquitectura del computador
Arquitectura del computador
 
عرض وحدة الوسائط المتعددة
عرض وحدة الوسائط المتعددةعرض وحدة الوسائط المتعددة
عرض وحدة الوسائط المتعددة
 
32 ch lesson 3 let's make a deal
32 ch lesson 3   let's make a deal32 ch lesson 3   let's make a deal
32 ch lesson 3 let's make a deal
 
Ecossistemas
EcossistemasEcossistemas
Ecossistemas
 
Botulism
BotulismBotulism
Botulism
 

Similar to silaytimiz

Biyoterör-yavuz onat -emre dırnaksız
Biyoterör-yavuz onat -emre dırnaksızBiyoterör-yavuz onat -emre dırnaksız
Biyoterör-yavuz onat -emre dırnaksızyavuz o
 
hayvan sağlığı 1. hafta
hayvan sağlığı 1. haftahayvan sağlığı 1. hafta
hayvan sağlığı 1. haftaMustafa Caliskan
 
Mikroorganizma
MikroorganizmaMikroorganizma
Mikroorganizmaenderun40
 
Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...
Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...
Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...www.tipfakultesi. org
 
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Kkka Korunma
Kkka KorunmaKkka Korunma
Kkka Korunmaanttab
 
Cihan paraziter enfeksiyonlar
Cihan paraziter enfeksiyonlarCihan paraziter enfeksiyonlar
Cihan paraziter enfeksiyonlarcihank30
 
Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Kirklareli̇ formasyon el yikama
Kirklareli̇ formasyon el yikamaKirklareli̇ formasyon el yikama
Kirklareli̇ formasyon el yikamaCengiz Yıldırım
 
Kenesunumu
KenesunumuKenesunumu
Kenesunumuanttab
 
Biyolojik Savaş Sunum Icin
Biyolojik Savaş Sunum IcinBiyolojik Savaş Sunum Icin
Biyolojik Savaş Sunum Icinguest91a6e680
 

Similar to silaytimiz (20)

Biyoterör-yavuz onat -emre dırnaksız
Biyoterör-yavuz onat -emre dırnaksızBiyoterör-yavuz onat -emre dırnaksız
Biyoterör-yavuz onat -emre dırnaksız
 
hey
heyhey
hey
 
biyot
biyotbiyot
biyot
 
biyo
biyobiyo
biyo
 
yeni
yeniyeni
yeni
 
hayvan sağlığı 1. hafta
hayvan sağlığı 1. haftahayvan sağlığı 1. hafta
hayvan sağlığı 1. hafta
 
Mikroorganizma
MikroorganizmaMikroorganizma
Mikroorganizma
 
Biyolojik savaş
Biyolojik  savaş   Biyolojik  savaş
Biyolojik savaş
 
Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...
Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...
Paraziter hast. epidemiyolojisi, kaynakları, bulaşma, koruma ve kontrol pr…(f...
 
Yersinia
YersiniaYersinia
Yersinia
 
Kene
KeneKene
Kene
 
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mdışı lebra-nokardia-aktinomyces (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Kkka Korunma
Kkka KorunmaKkka Korunma
Kkka Korunma
 
Cihan paraziter enfeksiyonlar
Cihan paraziter enfeksiyonlarCihan paraziter enfeksiyonlar
Cihan paraziter enfeksiyonlar
 
Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bulasici hastaliklarla savas yöntemleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Aids
AidsAids
Aids
 
Kirklareli̇ formasyon el yikama
Kirklareli̇ formasyon el yikamaKirklareli̇ formasyon el yikama
Kirklareli̇ formasyon el yikama
 
Kenesunumu
KenesunumuKenesunumu
Kenesunumu
 
Biyolojik Savaş Sunum Icin
Biyolojik Savaş Sunum IcinBiyolojik Savaş Sunum Icin
Biyolojik Savaş Sunum Icin
 

silaytimiz

  • 1. TIPTA İLERİ KONULARA BİYOFİZİKSEL YAKLAŞIMLAR ABİDİN EMRE DIRNAKSIZ / YAVUZ SELİM ONAT 23.11.2016 *BİYOTERÖR POTANSİYELİ TAŞIYAN VİRÜS,BAKTERİ,TOKSİN VE KİMYASALLAR
  • 2. *BİYOTERÖRİZM NEDİR ? *Siyasal, dini veya ekonomik hedefler gözeterek mevcut yerel yönetime, hükümetlere ya da sivil halka karşı şiddet kullanımı, temel hak ve özgürlükleri kısıtlama eylemleri olarak tanımlayabileceğimiz terörün sinsi bir boyutu da biyoterörizmdir. *Mikroorganizmalar ya da toksinlerinin, tüm canlılarda ölümlere sebebiyet vermek, panik oluşturmak, hastalık meydana getirmek gibi amaçlarla kişi veya gruplarca kullanılmasına denilmektedir. *Kitle imha silahları arasında yer alan biyolojik silahlar, içerdiği hastalık yapma ve hızla yayılma yetisine sahip mikroorganizmalarla büyük tehlikeler oluşturma potansiyeline sahiptir.
  • 3. *İnsanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık oluşturan ve ölümlere yol açan bakteriler, virüsler ve bunların yan ürünleri vb. mikroorganizmalara biyolojik ajan denilmektedir. *Biyolojik ajanlar, bulaşıcılık kapasiteleri, hastalık yapabilme etkileri ve gerekirse çeşitli genetik değişiklikler de yapılarak kullanılabilmeleri sayesinde biyolojik silah olarak ilgi çekmektedirler. *Biyolojik saldırı ise biyolojik ajanların insanlar üzerinde kullanılması ve salgın hastalık meydana getirme amacının güdülmesine denilmektedir. Bu tanımlardan yola çıkarak biyolojik silahların, profesyonel ordular tarafından askeri hedeflere yönelik kullanılması biyolojik savaş; terör örgütlerinin sivil halkı hedef aldıkları saldırılara ise biyoterörizm denilebilir.
  • 4. *BİYOLOJİK SİLAH ETKENLERİ *İdeal biyolojik silah etkenleri dayanıklı, kolayca üretilebilen ve yayılabilen (örneğin aeresol şeklinde), akciğere penetrasyonu iyi olan (1-5 µm partikül), insanlar arası bulaşıcılığı yüksek, bilinen antibiyotiklere dirençli ve aşılamanın etkisiz olduğu ajanlardır. *Hastalık gelişiminde biyolojik ajanın dayanıklılığı, virülansı , inkübasyon periyodu (kuluçka süresi), bulaşıcılığı, bulaşma yolları ve enfeksiyon yapma riski, konakçının immünolojik ve genel sağlığı ; çevrenin temizliği, sıcaklık, suyun kalitesi ve nüfus özellikleri önemlidir.
  • 5. *BİYOLOJİK SİLAHLARIN ETKENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI *Biyolojik silahlar, hedeflerin ne olduğuna göre değişmekle birlikte bazen kalabalık insan kitlelerinin bulunduğu ve ortaklaşa kullandığı su, hava ve beslenme araçlarına yönelebilmekte, bazen de zamana yayılıp süreklilik arz ederek psikolojik etkilenmelere neden olabilecek yöntemler seçilebilmektedir.(RADYASYON) *Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (The Centers for Disease Control and Prevention; CDC) biyolojik ajanları; bitkiler, hayvanlar ve insanlarda ölüm ya da hastalık oluşturabilme potansiyelini (toplumda oluşturduğu riskleri) dikkate alarak kategorilere ayırmıştır. Bulaşıcılık, virülans, kamu algılarının derinliği ve etkisi, maliyetleri gibi faktörler sınıflandırmada belirleyicidir.
  • 6. *Biyoterör veya biyolojik silah ajanı olarak kullanılabilecek biyolojik ajanlar CDC tarafından üç kategoride (Kategori A, B, C) gruplandırılmıştır. *Grup A en yüksek risk grubu olarak değerlendirilirken, Grup C ise yalnızca hastalık etkeni olarak görülmektedir
  • 7. *KATEGORİ A *En önemli grup kategori A’dır. * A Kategorisinde “En tehlikeli, ideal biyolojik silah tanımına en yakın, ortama yayılması en kolay sağlanabilen, öldürme oranı yüksek, halk arasında panik ve sosyal patlamalara yol açması beklenen” hastalık etkenleri bulunur. *Mortalite oranları yüksektir. *Bu kategorideki etkenler Variola major virüsü (çiçek); Bacillus anthracis (şarbon); Yersinia pestis (veba); Clostridium botulinum toksini (botulizm); Francisella tularensis (tularemi); Ebola, Marburg, Lassa ve Junin viruslarıdır (Hemorajik Ateş).
  • 8. *KATEGORİ B *Toplumda orta derecede risk oluşturan biyolojik ajanlar CDC tarafından B kategorisinde değerlendirilmiştir. Bunlar ılımlı derecede kolay yayılabilir ve orta şiddette hastalıklara sebep olabilirler. * Yayılımı göreceli olarak kolay olduğundan sürveyans sistemlerine ihtiyaç duyulabilir ve tanı kapasitesini artırmak gerebilir. *Kısmen yayılabilme yetenekleri, kısmen hastalık oluşturma olasılıkları ve düşük ölüm oranları vardır. * B grubu tehdit unsuru etkenlere; Bruselloz (Brucella türleri), Clostridium Perfringens’in epsilon toksini, yiyecek güvenliğini tehdit edenler (örneğin Salmonella türleri, E. Coli, Shigella), Ruam (Burkholderia Mallei), Melioidosis (Ruam benzeri hastalık, Burkolderia Pseudomallei), örnek olarak şunlar gösterilebilir.
  • 9. *KATEGORİ C *Kategori C’de bulunan ajanlarsa kolay üretilebilme ve yayılma özelliklerine sahiptirler. “Bugün az, gelecekte daha çok tehlikeli” olabileceği varsayılan etkenler yer alır. *Bu kategoride yer alan, Kırım Kongo kanamalı ateş virüsü ve Hantavirus gibi mikroorganizmalarla tanı amaçlı ülkemiz laboratuvarlarında da çalışılmaktadır. *C grubu tehdit unsuru etkenler arasında; Q humması (Coxiella Burnetii), Ricinus Communis'in Ricin toksini (Keneotu tohumu), Stafilokoksal Enterotoksin B, Tifüs Humması (Rickettsia Prowazekii), Viral Ensefalit (Alfavirusler; örneğin, Venezuella ensefaliti, doğu at ensefaliti, batı at ensefaliti), su güvenliğini tehdit edenler (örneğin Vibrio Cholerae, Cryptosporidium Parvum) bulunur.
  • 10.
  • 11. *Biyolojik savaş ajanları etkenlerine göre şu şekilde de sınıflanabilir; *Bakteriler: Anthraks, Plague, Brusella Türleri, Kolera, Clostridium Perfinges Toksini, Stafilokoksal Enterotoksin B, Melioidosis, Tularemia *Virüsler: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Ebola Hemorajik Ateşi, Small Pox (Variola Virüs-Çiçek Hastalığı), Rift Vadisi Humması, Venezüella At Ensefalit Virüsü *Mantarlar: Trichothecene Mycotoxin *Rickettsialar: Q Humması *Çeşitli: Saxitoksin (doğada deniz dinoflajellileri tarafından üretilir), Ricin Toksini
  • 12. *ANTHRAKS (KATEGORİ A / BAKTERİ) *Şarbon veya antraks; Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Otobur hayvanlarda ani olarak ortaya çıkan ve insanlara da geçebilen bir hastalıktır. İnsanlara doğrudan hayvanlarla temastan veya hayvan ürünlerinden geçebilir. *Mikroorganizma insanlara deriden girerse ödemle birlikte kara çıban denilen karakteristik bölgesel bir çıban; kan dolaşımına karışması ile de sepsis (kan zehirlenmesi) ve iç organ yaraları meydana gelir. *Mikroplu etlerin yenmesi ağır bağırsak hastalıkları yapar.
  • 13.
  • 14. *İskoçya açıklarındaki Gruinard adası *İngiliz hükümeti *36 yıl şarbon sporları ile kontamine, 1942 *Adanın dekontaminasyonu; *1979 - 1987 *280 ton formaldehit *2000 ton deniz suyu
  • 15. *İnsanlarda akciğer , deri ve sindirim sistemi şarbonu olmak üzere 3 tip şarbon hastalığı vardır. * Akciğer şarbonunda; solunum yoluyla alınan mikrop, akciğerlere yerleşir. Burada yara oluşur ve nefes almada problemler ortaya çıkar. *Akciğer şarbonuna yakalanan kişiler, erken tedavi edilmediği takdirde menenjit tablosu ortaya çıkar. Antibiyotik kullanılması bir işe yaramaz. Hastalığın ortaya çıkması en az 10 bin bakterinin vücuda girdiğini göstermektedir. (Hastalık oluşturmada mikrop miktarı.)
  • 16. *BRUSELLA (KATEGORİ B / BAKTERİ) * İnsanlara, mikrop içeren veya sterilize edilmemiş süt ürünlerinden veya hasta hayvanlara temas ile bulaşır. * Bu sebeple hastalığa yakalanan insanlar çoğunlukla veteriner hekimler, hayvan yetiştiricisi, çoban, sütçü, mezbaha çalışanı gibi hayvanlar ve hayvan ürünleriyle yakın temasta bulunan insanlardır. *Veteriner hekimliğindeki meslek hastalıklarından birisidir. *Zoonoz bir hastalıktır.
  • 17.
  • 18.
  • 19. *KOLERA (KATEGORİ C / BAKTERİ) *Kolera; vibrio kolera adlı bakterilerin insanların ince bağırsaklarında parazitlenmeleriyle gelişen bir bulaşıcı hastalıktır. *İlk Hindistan da ortaya çıkmıştır. 1827 den itibaren dünyaya yayılmaya başlamıştır. * Yalnızca insanlarda görülür. Kusma ve dışkı yoluyla bulaşır. Sonralarda ise su yoluyla bulaşma önem taşımıştır. Genelde yaz aylarında görülür. * Hastanın sıvı ve elektrik kaybı sonucu ölümle sonuçlanabilir.
  • 20. *Vibrio kolera ince bağırsakta “enterioksin” denilen protein yapısında bir zehir maddesi üretir. Bu madde bağırsaklardaki epitelyum hücrelerinde adenil sikloz adlı enzimi uyarır. Sikloz enderozinin 3,5 monofosfat adlı maddenin çoğalmasına yol açar böylece bağırsaktaki epitelyum hücreleri vücut sıvısının boşluğa geçmesine neden olup hastanın sıvı ve elektrik kaybına yol açar. Çünkü bağırsaklardan geçen sıvı ve elektrolitle ağır ve sürekli ishalle vücut dışına atılır.
  • 21.
  • 22. *Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KATEGORİ C / VİRÜS) *Bu hastalığın kaynakları yabani hayvanlar, domuzlar, tavşanlar, muhtemelen kuşlardır. *Hastalık Hyolomma kenelerinin kan emmesiyle bulaştırılır. Olgunlaşmamış keneler virüsü hayvanlardan alır ve erişkin hale geldikten sonra kan emdikleri insanlara bulaştırırlar. *Bulaştırıcı virüsler RNA’lı, sarmal simetrili nükleokapsitli, zarlı ve toparlak olup 90 – 100 nm(nanometre) büyüklüğündedir.
  • 23. *Kırım kanamalı ateşi, kırsal bölgelerde çalışan insanlarda ilkbahar ve yazları özellikle Haziran – Eylül arasında görülen bir infeksiyondur.
  • 24.
  • 25.
  • 26. *VEBA (KATEGORİ A / BAKTERİ) *Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir. *Antik Çağlar'dan itibaren tanınmış bir hastalıktır. Lakabı ¨Kara Ölüm¨dür. *Orta Çağ'da 1347-1353 arasında, Avrupa nüfusunun üçte birinin kaybedilmesinden sorumludur. (Ayrıca bu hastalık 1347-1348 yılları arasında Venedik nüfusu 130.000 iken 70.000'e düşmesine neden olmuştur.)
  • 27. *Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. * Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak gerçekte bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu hastalığın kurbanıdırlar. *Tarihte veba salgınlarından önce şehirlerde büyük miktarda fare ölümlerinin meydana geldiği görülmüş, ölü farelerle temas eden insanların, pire ısırması nedeniyle bu hastalığa maruz kaldıkları tespit edilmiştir.
  • 28. *Modern antibiyotiklerle tedavi edilebilir. *Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda ortadan kaldırılmış olmasına rağmen Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde hâlen görülebilmektedir.
  • 29. *Kara ölüm'ün Toggenburg İncilinde resmedilmesi (1441)
  • 30. *BOTULİZM (KATEGORİ A / BAKTERİ) *Çok ender rastlanan bir gıda zehirlenmesidir. Nedeni: Clostridium botulinum adlı bakteri, bulaşmış olan yiyecek maddesinde, çok kuvvetli bir zehir oluşturur. Bu organizma, alçak ısı derecelerinde, oksijensiz büyümektedir ve sporları da ısı ve kaynatmaya karşı dirençlidir. Belirtileri: Toksin (zehir) barsaklarda emilmekte ve merkez sinir sistemini etkilemektedir. Buradaki etkisiyle, gözkapakları düşmekte, çift görme, göz-bebekleri genişlemesi, yüz felci, yutma güçlüğü belirmekte ve sonunda da solunum kasları felce uğramakta ve kalp durmaktadır. Vakaların yansından fazlası ölümle sonuçlanır.
  • 31. *Tedavi: Yıkımı yapan, bakterinin kendisi değil, ürettiği toksindir. Bundan ötürü, antibiyotikler işe yaramaz. En etkili tedavi, emetik (kusturucu) ilaç ve mümkünse antitoksin vermektir. Hasta, acilen hastaneye kaldırılmalıdır. En iyisi, korunma önlemlerinin dikkatle alınmasıdır. Piyasadaki konservelerden bu tip zehirlenmeye pek rastlanmaz. Bilinen vakalarda, yiyecek maddesi evde hazırlanmış ve korunmuştur. Toksin, kaynamayla bozulduğundan, evde hazırlanan konserve yiyeceklerin yeniden kaynatılması uygundur. Zaten, bulaşmış gıda maddelerinin, kokularıyla bozuk oldukları anlaşılır.
  • 33.
  • 35.
  • 36. *Q HUMMASI (KATEGORİ B / RİKETSİYA) *Q ateşi Coxiella burnetii’nin neden olduğu bir zoonozdur. Bu bakteri tüm dünyada yaygındır. Sığır, koyun ve keçiler C.burnetii için yaygın rezervuarlar olup bakterinin yayılımından sorumludurlar. Q ateşi salgınları genellikle veterinerlerde, et işleme ünitelerinde çalışanlarda ve çiftçilerde ortaya çıkar. *Bakteri çok enfeksiyöz olup ısıya, kuruluğa ve birçok dezenfektana dirençlidir. Etken enfekte hayvanların dışkıları, çıkartıları ile kontamine olmuş tozları içeren havanın solunmasıyla insana bulaşır. Duyarlı bir bireyde 1-10 kadar az sayıda bakteri hastalığa yol açabilir. Enfekte süt ve süt ürünlerinin ağız yoluyla alınması ile de bulaşma olabilmektedir. Mikroorganizma ayrıca biyolojik silah olma potansiyeli de taşımaktadır.
  • 37.
  • 38. *TULAREMİ(Tavşan Humması) (KATEGORİ A / BAKTERİ) *Kemirgenlerde (tavşan, fare, sincap vb.) öldürücü nitelikte, oldukça bulaşıcı, Francisella tularensis’ in (Pasteurella tularensis) neden olduğu, doğrudan veya kenelerle yayılan, şiddetli seyirli, ateşli bir hastalık. *Mikroorganizma doğada çok yaygın olarak bulunur, birçok evcil hayvanı, insanı ve yabani kemiriciyi enfekte eder. *Hastalık hayvanlardan doğrudan temasla geçebildiği gibi sinek ve kenelerle de taşınabilir. Kuluçka devresi, üç gündür. Önemli bir zoonoz etkenidir
  • 39. *Hastalık yeri tespit edilemeyen genel mikroplanmalara sebep olabileceği gibi, deride, gözde, akciğerlerde, ve sindirim yolunda da yerleşebilir. Dış tularemide bulaşmanın başladığı yerler eller, gözler ve ağızdır. Buralarda önce küçük bir kabarcık oluşur, sonra ur şeklinde büyüyerek parçalanır. Bulaşma yeri nedeniyle bu bölgelerdeki lenf bezleri şişer ve ağrır. İç tularemi ise, akciğer tüberkülozu ya da bağırsak nezlesine benzeyen bir seyir izler. Böylece, vücuttaki tüm lenf bezleri şişip ağrıyabilir. Ateş durumu çok değişkendir. Çoğu kez kızamığa benzer deri döküntüleri ateşi izler. Tedavi edilmeyen hastalık 2-4 hafta sürer. En sık görülen yan etkisi lenf bezlerinin iltihaplanmasıdır.
  • 40.
  • 41.
  • 42.
  • 43. *Toksinler, yaşayan organizmalar tarafından üretilen kimyasal maddelerdir. Biyoterörizmle ilgili toksinler, risin, botulinum, Clostridium perflikon epsilson toksini, conotoxins, shigatoxins, saxitoxins, tetrodotoxins, mikotoksinleri ve nikotini içerir. *Patojenlerden farklı olarak toksinler enfeksiyon oluşturmazlar. Etkilerini protein sentezini durdurarak, bazı maddeleri bloke ederek, sodyum-potasyum kanallarını inhibe ederek, hücre zarlarına zarar vererek gösterebilirler. *Toksinler suda erirler. Bu yüzden bulundukları ortamda hızla yayılırlar. Bakteriler dışında birtakım hayvanlar da ekzotoksin yapar. Toksinler oldukça şiddetli zehirlerdir. Sıvı halde ve beklemekle aktivitelerini kısmen kaybederler. Clostridum botulinum toksini yeryüzünde bilinen en kuvvetli toksindir. *TOKSİNLER
  • 44. *Aşırı derecede yüksek toksik etkisi sebebiyle biyoterör ajanları listesinde en üst sırayı almaktadır. *Anaeorobik bir bakteri olan Clostridium Botulinum isimli bakteri tarafından üretilen dünyanın en potent toksinidir. *Etkisini, kasların kasılmasında etkili olan asetilkolin isimli maddenin kas-sinir aralığına geçişini engelleyerek göstermektedir. *Bu toksin değişik oranlarda seyreltilerek ilaç haline getirilmiştir ve bugün bir çok hastalık tedavisinde kullanılmaktadır. *TOKSİNLER-BOTULİNUM
  • 45. *Hint yağı bitkisi tohumlarının işlenmesiyle elde edilir. Bitkinin tohumlarında bulunan risin maddesi, kobra yılanı zehrinden 2 kat, siyanürden 6 bin kat daha öldürücüdür. *Risin bulunduğu vücuttaki ribozomların etkinliğini azaltarak çoklu organ toksisitesine sebep olan bir enzim inhibitörüdür. *Hızlı bir biçimde öldürmesi, otopside fark edilememesi nedeniyle ülkelerin gizli servisleri tarafından geçmişte pek çok kez kullanılmıştır. *TOKSİNLER-RİSİN
  • 46. *7 Eylül 1978’de, Bulgar yazar Georgi Ivanov Markov Bulgar Gizli Servisi’nin planladığı bir suiskast ile yaşamını yitirmiştir. Seçtikleri yöntem ise bir hayli ilginçtir. Bir şemsiyenin içine gizledikleri mekanizma, risin dolu bilyeyi vücuda saplayacak ve kana karışan zehir çok geçmeden kurbanı öldürecektir. *Bulgar yazar, otobüs durağında beklerken yanından geçen pardösülü biri elindeki şemsiyeyi bacağına doğrultmuştu. Markov, baldırında bir acı hissetmiş ve dönüp baktığında adam şemsiyeyi yerden almış, bir taksiye binip uzaklaşıyordu. 4 gün sonra yazar ölmüştü. Otopsi yapıldığında ilk önce fark edemediler ama biyolojik ve kimyasal silahlar uzmanı kişilerin dikkatli davranmasıyla, Markov’un zehirlendiği ortaya çıkarıldı. * Günümüzde ise Enzim İmmunoassay tekniği ile risin antikorları saptanıyor. *TOKSİNLER-RİSİN
  • 47. * Bugün; Markov’un cinayetinde kullanılan şemsiye, Amerika Washington DC’de bulunan Uluslararası Casus Müzesi’nde sergilenmektedir.
  • 48. *Konotoksin, bir deniz salyangozu olan Genus Conus’un zehrinden bir kısım nörotoksik peptitlerin izole edilmesiyle elde edilir. *10 ila 30 amino asit tortusundan(amino acid residues) oluşan peptitler olan konotoksinler tipik olarak bir veya daha fazla disülfid bağı içerir. *Konotoksinlerin çoğunun, belirlenemeyen çeşitli eylem mekanizmaları vardır. Bununla birlikte, bu peptidlerin nöronlarda iyon kanallarını bloke ettiği görülmektedir. *TOKSİNLER-KONOTOKSİN Omega conotoxin Alpha conotoxin
  • 49. *KİMYASAL MADDELER Kimyasal maddeler ise kabaca aşağıdaki gibi gruplandırılabilir. *1-Sinir gazları: Sinir iletimini engellediklerinden, kısa sürede ölüme yol açarlar. *2-Yakıcı, tahriş edici gazlar: Gözler, cilt ve solunum yolu dokuları ilk etkilenen bölgelerdir. *3-Boğucu gazlar: Solunum yollarını ağır olarak tahrip edip, akciğer ödemine neden olurlar. *4-Kan zehirleri: Öldürücüdürler. Siyanür örnektir. Hitler’in gaz odalarında da bir siyanür bileşiği kullanılmıştır. *5- Kapasite bozucular: LSD, BZ gibi davranış bozukluğuna neden olanlar ya da CA, CN, CS gibi göz, cilt ve solunum yolları tahrişine yol açanlardır.
  • 50. *1-SİNİR GAZLARI *ETKEN: Sinir gazları (sinir ajanları) G ve V olmak üzere 2’ye ayrılır. G grubunda (GA) tabun, (GB) sarin, (GD) soman gazları, V grubunda ise Vx gazı bulunur. Kişinin sinir sistemini doğrudan etkiler ve hayati fonksiyonları felce uğratırlar. *PENETRASYON GÜCÜ: Sıvı ve buharları normal kumaştan kolaylıkla geçerler. Deri eşyalar da insan derisi gibi geçirgendirler. Ancak butil lastik ve polyester gibi sentetik maddeler dirençlidir. *ETKİ MEKANİZMASI: Sinir ajanları, öncelikle asetilkolin esteraz enziminin etkisinin dönüşümsüz olarak ortadan kaldırılmasına yol açmaktadır. Enzimin etkisinin ortadan kaldırılması ile, zehirleyici düzeyde asetilkolin birikimi sonucu sinirlerden kaslara uyarıların gitmesi engellenmektedir.
  • 51. *VÜCUDA GİRİŞİ: Göz, deri, solunum yolu, sindirim sistemi yoluyla vücuda girerler. Gaz halinde ise solunum yolu ile, sıvı haldeyse temasla veya elbiselerden geçerek deride bir tahribat yapmadan vücuda girer. *TEDAVİ: Son basamak(etki mekanizmasında) oluşmadan önce obidoksim veya pralidoksim klorid gibi nükleofilik oksim preparatlarının uygulanması enzimin tekrar aktive olmasını sağlarken daha sonra uygulanması etkili olmamaktadır. * Son basamak olan dönüşümsüz etkinin oluşum hızı, sinir ajanlarının türlerine göre geniş bir dağılım göstermektedir. Örneğin, bu reaksiyon Soman gazına maruziyetten sonra dakikalar içinde gelişirken, Sarin ile 5 saat, Tabun ve Vx ile 40 saat kadar sonra meydana gelmektedir. *1-SİNİR GAZLARI
  • 52. *1995’te Tokyo’da bir metroda sarin gazıyla saldırı yapıldı ve olayda 13 kişi yaşamını yitirirken 6 binden fazla kişi zehirlendi.
  • 53. *2-Yakıcı, tahriş edici gazlar *Hardal gazı(Mustard) ve lewisit örnektir. *MUSTARD: Deride su toplama, körlük ve solunması durumunda da akciğerlerde ödem oluşturarak maruz kalan kişide ağır tahribat yapar. * Su ile tepkimesinden oluşan HCl’nin de bulunduğu dokuda tahriş edici etkisi görülmektedir. Yapılan araştırmalarda beyaz kan hücrelerini öldürdüğü de gözlenmiştir. *DNA’ya bağlanma özelliği de bulunduğundan, ölümle sonuçlanmayan maruziyetlerde kanser vakalarının görülmesi oldukça olasıdır. *Saddam'ın 1980’lerde Halepçe`de Kürtler üzerinde kullanmasının ardından bölgede görülen kanser vakalarında korkunç bir artış görülmüştür. Kısa vadeli etkilerinin yanında orta ve uzun vadeli problemler oluşturması yönüyle de mustard grubu kimyasallar popülaritesi azalmayan kimyasal savaş ajanlarıdır.
  • 54. *Hardal gazının elde kabarcık oluşturması.
  • 55. *Fosgen, klor, kloropikrin örnek olarak verilebilir. *FOSGEN: Fosgen gazı renksizdir veya açık sarı bulut renginde görünebilir. Fosgen I’nci Dünya Savaşı esnasında boğucu kimyasal madde (ajan) olarak kullanılmıştır. Savaşta kullanılan kimyasallar arasında en çok ölüme neden olan fosgen maddesi olmuştur. *KLOR: Akciğerlere ulaşır ulaşmaz yüzeyinde nemli tabakayla reaksiyona girer ve hidroklorik asiti oluşturur ve akciğerlerin oksijeni alma yeteneğini bitirir. *Gözle temasında da körlük yaptığı bilinmektedir (WW-II). *KLOROPİKRİN: Soluma, yutma ve derinin maruz kalmasıyla ilgili bölgelere kuvvetli etki eder. Askeri kullanımı yasaklanmıştır. *3-BOĞUCU GAZLAR
  • 56. *4-KAN ZEHİRLERİ *Kan ajanları; kanın oksijeni dokulara taşımasını engeller. *Siyanür en bilinen örnektir. Ancak havadan hafif olmasıyla hemen dağılabilir ve etkili bir kimyasal ajan değildir. Naziler gaz odalarında hidrojen siyanür formunu kullanmıştır. *Siyanür, ETS’de sitokrom a ve sitokrom a-3 arasında elektron taşınımını engeller ve hücresel hipoksiye neden olur. Solunan siyanürün miktarı ve konsantrasyonuna göre dakikalar yahut saniyeler içinde ölüm gerçekleşebilir. Ayrıca mental değişim, felç, bilinç kaybı, apneye sebep olur. *Maruz kalınması durumunda tedavi asetilkolinesteraz enziminin kısa sürede bu ajandan kurtarılmasıyla olur.
  • 57. *LSD: Çok kuvvetli bir uyuşturucu maddedir. CIA, 1950'lerde LSD‘nin kimyasal silah ve akıl kontrolü için uygulanabilir olduğunu düşündü ve MKULTRA araştırma programı kapsamında genç askerler ve öğrenciler üzerinde denedi. Sonrasında Batı dünyasındaki genç neslin eğlence amacıyla kullanmasıyla yasaklandı. *5-KAPASİTE BOZUCULAR
  • 58. *LSD’nin etkisi altındayken beyindeki görsel, dikkat, hareket ve duysal ağları birbirine daha fazla bağlanıyor ve beyin daha kompleks çalışmaya başlıyor. Fakat bir yandan da bunların dışında kalan bölgelerde kopmalar oluyor. Taramalarda özellikle parahipokampal jirüs ve retrosplenal korteksin, beynin geri kalanı ve birbiriyle iletişiminin kesildiği gözlemleniyor. Bu iki bölüm de daha çok insanlarda mekan algısı ve mekansal hafızaya yönelik bölgeler olmaktadır. (Mekan algısının değişmesi) *5-KAPASİTE BOZUCULAR