2. NAMAZ BİLİNCİ
Sahabeden meşhur Abdullah b. Mes’ûd diyor ki:
Bir gün, Peygamber Efendimiz’e sordum:
“Yüce Allah katında hangi iş en sevgili ve sevimlidir?”
Buyurdu ki: “Vaktinde kılınan namaz en sevimlidir.”
“Bundan sonra hangi iş gelir?” diye sordum,
“Ana babaya saygılı ve iyi davranmak.” cevabını verdi.
“Bundan sonra hangisi?” dedim,
“Allah yolunda savaşmak.” diye buyurdu.
Demek oluyor ki namaz kılmak, dinimiz açısından en başta
gelen bir ibadet, çok değerli ve büyük bir harekettir. Din
kitaplarımızın tümü bu üstünlük ve önceliği özellikle
belirtiyorlar. Gerçekten de diğer ibadetlerden olan zekât
verme ve hacca gitme yalnızca zengin müslümanlar üzerine
borçtur. Farz oruca gelince o da senede sadece bir ay tutulur.
Namaz ise sık ve daimidir. Ayrıca namaz basit değil, tam ve
kompleks bir ibadettir. Çünkü içinde temizlik, örtünme,
Kâbe’ye yönelme, şehadet getirme, Kur’an okuma, zikir,
tesbih, salavât, dua ve münâcât gibi ihlas ve huşu gibi başlı
başına ibadet sayılabilecek birçok fiil ve unsur yer almaktadır.
Bu yüzden bütün müslümanlar –istisnasız– namaz kılmakla
zorunlu tutulmuşlardır. Bir mü’min, hasta da olsa namazı
bırakamaz, ayakta duramıyorsa oturarak, buna da güç
yetiremiyorsa yatarken görevini yerine getirir. Su bulamasa
teyemmüm ederek abdest alır, yine namazını kılar. Bu konuda
daha başka kolaylıklar getirilmiş ve mazeretler de kabul
edilmiştir. Ama namaz kılmamaya özür tanınmamıştır. Sevgili
Peygamberimiz, düşmanla savaş esnasında bile namazını
geçirmemiş, bir kısım savaşçılar düşmanı gözler iken o,
diğerleriyle topluca namaz kılmıştır.
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1
3. NAMAZ BİLİNCİ
Dinimizde namaza niçin bu denli önem verilmiştir? Çünkü
İslâm dini, kul ile yaratıcısı olan Allah’ın arasında kesintisiz ve
aracısız bir bağlantı kurmayı amaçlar. Kulu unutkanlıktan ve
gafletten kurtarmaya, devamlı bir şuur ve uyanıklık içinde
tutmaya çalışır. Çünkü ancak böyle olduğu zaman kul kendi
içini dinleyebilir, kontrol edebilir, nefsini kötülüklerden
alıkoyar, iyiliklere ve erdemlere yöneltir. İşte namaz, istenen
bu bağlantıyı kuran, günde en az beş kez tazeleyen bir
işlemdir. Namaza bu amaçla devam eden kimsenin Allah’a
olan sevgisi, bağlılığı, bilgi ve irfanı günden güne sağlamlaşır.
Mânevî güçleri gelişir, idealleri yücelir ve olgunluğu artar. İş
böyle olunca günde beş vakit namaz çok görülmemeli, hatta
zaman zaman değeri hadislerle belirtilmiş olan birtakım
namazlar bunlara eklenmelidir. Söz gelimi, işrâk, duhâ,
evvabîn ve teheccüd gibi sünnete uygun namazları kılmaya
çalışmalıdır.
Kıyamet gününde kul her şeyden önce namazdan sorguya
çekilecektir. Bunda başarı sağlayamayanlar
kurtulamayacaklardır.
Namazın birtakım şartları vardır. Bunların başında temizlik
gelir. Bu şart el, yüz ve ayak temizliğinden ağız ve diş
temizliğine, elbise temizliğinden, namaz kılınan çevrenin
temizliğine kadar uzanan geniş bir şarttır. Böylece
müslümanlar günün her saatinde iç ve dış temizlik ve
güzelliğini sağlamaya yöneltilmişlerdir. Gerçekten de
medeniyetin bu kadar gelişmediği eski çağlarda bile
atalarımız temizlik, sağlık ve güzelliğe dair görenek ve
gelenekleriyle çeşme, hamam gibi tesisleri ve düzenleriyle
tanınmışlardır. Buna o devirlerde yaşayan elçi ve seyyahların
hatıraları tanıklık etmektedir.
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1
4. NAMAZ BİLİNCİ
Namazın önemli olan diğer bir şartı da şuur, saygı ve
sükûnetle kılınmasıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz, “Kişinin
kıldığı namazdan sağlayacağı fayda, idrak ve şuuru
nisbetindedir.” buyurur. Onun için zihin başka konularla
uğraşırken gelişigüzel kılınıveren bir namaz, boş bir
yorgunluktan ibaret kalabilir. Kulu yüce Yaradan’a
yaklaştırmaz, aksine, saygısızlık ve laubalilik dolayısıyla onu
Tanrı’nın lütuf ve rahmetinden uzak düşürür.
Din büyüklerimiz namazı, büyük bir dikkat ve ciddiyetle
kılarlardı. Söz gelimi Hz. Ali, namaz vakti gelince titrer ve
heyecandan bembeyaz olurdu. Sebebini soranlara;
“Dağların, göklerin ve yerin kabul etmekten çekindikleri
emaneti, yani kulluk görevini yerine getirme zamanı geldi.”
derdi.
İlgili Ayetler:
Mü’minler muhakkak felâh bulmuş (umduklarına
ermişler)dir. Onlar, namazlarında huşû içinde (kalbi ve
bedeniyle tam teslimiyet halinde)dirler.
(Mü’minun Suresi-1 ve 2)
(Resûlüm!) Kitab’dan sana vahyedileni oku ve namazı da
dosdoğru/gereğine uygun olarak kıl. Çünkü namaz
hayasızlıktan/utanmazlıktan ve kötü sayılan şey(ler)den
alıkoyar. Allah’ın zikri (namaz) elbette ibadetlerin en
büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut Suresi-45)
Artık namazı bitirdiğiniz zaman ayakta iken, otururken ve
yanlarınız üzerinde (uzanmış) iken Allah’ı zikredin, emniyete
kavuştuğunuz zaman da namazı dosdoğru (tam) kılın. Çünkü
namaz, mü’minlere vakitleri belli bir farzdır.. (Nisa Suresi-103)
ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1
5. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1NAMAZ BİLİNCİ
(Ey müslümanlar!) Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım isteyin.
Şüphesiz bu (şekilde yardım istemek Allah’a) gönülden saygı
duyanlardan başkasına zor ve ağır gelir. (Bakara Suresi -45)
Kendilerinden sonra arkalarından öyle (kötü) bir nesil geldi ki
namazı bıraktılar ve şehvetlerine uydular.[9] İşte (bunlar),
azgınlıklarının cezasına uğrayacaklardır. (Meyem Suresi-59)
(Onlar) cennetlerdedirler. Onlar suçlulara: “Sizi kavurucu ateşe
sokan nedir?” (diye uzaktan sorarlar.)
(Günahkârlar) derler ki: “Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksula
yedirmezdik. (Kur’an’ın buyruklarını bırakıp, batıl şeylere)
dalanlarla beraber biz de dalardık. (Müddessir Suresi-
41,42,43,44,45)
Ailene (ve ümmete) namaz kılmayı emret ve sen de ona sabırla
devam et. Biz senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz sana rızık
veriyoruz. (Güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinin (Allah’ın emrine
uygun yaşayanların/karşı gelmekten sakınanların)dır. (Ta’ha
Suresi 132)
İlgili Hadisler:
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittiğini
söyledi:
– “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o
kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır
mı?” Sahâbîler:
– O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla
günahları silip yok eder”buyurdular. (Buhârî, Mevâkît 6)
6. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1NAMAZ BİLİNCİ
Osman İbni Affân radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’i şöyle buyururken işittiğini söyledi:
“Bir müslüman, farz namazın vakti geldiğinde güzelce abdest alır,
huşû içinde ve rükûunu da tam yaparak namazını kılarsa, büyük
günah işlemedikçe, bu namaz önceki günahlarına keffâret olur. Bu
her zaman böyledir.” (Müslim, Tahâret 7)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivâyet edildiğine göre,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İnsanlar ezan okumanın ve namazda birinci safta bulunmanın ne
kadar faziletli olduğunu bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için
kur'a çekmek zorunda kalsalardı kur'a çekerlerdi. Şayet camide
cemaate erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi,
birbirleriyle yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah
namazındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa
bu iki namaza gelirlerdi."(Buhârî, Ezân 9, 32, Şehâdât 30; Müslim,
Salât 129; Tirmizî, Mevâkît 52; Nesâî, Mevâkît 22, Ezân 31)
"Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi
derece daha faziletlidir."(Buhârî, Ezân 30; Müslim, Mesâcid 249.
Ayrıca bk. Nesâî, İmâmet 42; İbni Mâce, Mesâcid 16)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederek
söylüyorum, içimden öyle geçiyor ki, odun toplamayı emredeyim,
odun yığılsın. Sonra namazı emredeyim, ezan okunsun. Daha
sonra bir adama cemaate imam olmasını emredeyim. En sonunda
cemaate gelmeyen adamlara gidip onlar içindeyken evlerini
yakayım. (Buhârî, Ahkâm 52, Ezân 29; Müslim, Mesâcid 251-254;
Tirmizî, Salât 48; Nesâî, İmâmet 49)
7. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1NAMAZ BİLİNCİ
Hikaye:
EŞEĞİNİ KAYBEDEN KÖYLÜ VE CUMA NAMAZI
Adamın biri bir gün eşeğine buğday yükleyerek değirmene varır.
Eşeğin sırtındaki buğday çuvallarını indirir indirmez eşek kaçar ve
kaybolur. Adam eşeğin peşine düşerek aramaya koyulsa Cuma
namazını kaçıracaktır.
Tam bu sıkışık anda adamın tarla komşusu çıkagelir ve der ki,
“Bugün sulama sırası senindir; hemen git; nöbetini kullanarak
toprağına su ver. Sıranı kaçırırsan bir daha nöbet sana gelinceye
kadar tarlanı sulayamazsın.“Adamın biri bir gün eşeğine buğday
yükleyerek değirmene varır. Eşeğin sırtındaki buğday çuvallarını
indirir indirmez eşek kaçar ve kaybolur. Adam eşeğin peşine
düşerek aramaya koyulsa Cuma namazını kaçıracaktır.
Tam bu sıkışık anda adamın tarla komşusu çıkagelir ve der ki,
“Bugün sulama sırası senindir; hemen git; nöbetini kullanarak
toprağına su ver. Sıranı kaçırırsan bir daha nöbet sana gelinceye
kadar tarlanı sulayamazsın.“
Adam, Cuma namazını kaçırmamak için kaybolmuş eşeğini
aramaktan vaz geçmişken bu defa da başına tarla sulama derdi
çıkar. Dünyalık geçim bakımından işlerin her ikisi de biri birinden
mühimdir. Eşeğin peşine düşmezse hayvancağız tamamen
kaybolabilir; ya da canavarların birine yem olur. Halbuki köylü
eşeksiz geçinemez. Öteye beriye yüklerini kim taşıyacak ve neyin
sırtına binerek yolculuğa çıkacak?
Tarla, zamanında ve düzgün aralıklarla sulanmadığı taktirde o yılki
ekinler ya noksan olur. Ya da hiç olmaz.
8. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1NAMAZ BİLİNCİ
Bu da bir köylü için bütün ev halkının o yıl açlıkla karşı karşıya
kalması demektir. Ayrıca buğday çuvalları da değirmende
kalmaktadır. Adamın sırasını bekleyip ekini öğütmesi ve onu evine
götürmesi lazımdır ki karısı öğle yemeğine ekmek pişirebilsin.
Adam işlerin hangisine koşayım diye düşünüp dururken Cuma
namazının vakti gelip çatar. Hemen hatırına varlıkların biricik
sahibi Allah‘ın kesin emri gelir. “Cuma ezanı okunduğu zaman,
dünyalık işlerinizi bırakarak Allah‘a ibadet etmeye koşunuz.
Cumadan çıktıktan sonra işlerinize dağılarak helal yollardan
geçiminizin peşine düşünüz.“ Adam şöyle düşünür: “Az sonra yüce
Allah‘ın kesin emri beni ibadet yerine çağıracaktır. Şu anda kafamı
yoran dünyalık nimetlerle birlikte daha nice nimeti bana veren O
değil midir? Üstün ve ortaksız bir gücün sahibi olarak, O verdiği
nimetleri istediği anda geri alıp kulu çaresizlik içinde çırıl çıplak
bırakacağı gibi elden kaçar gibi olan nimetleri tekrar kulunun eline
ve emrine veremez mi? O halde tamam, her şey ne olursa olsun;
ben Cuma namazına gidiyorum.“ Bu kesin karardan sonra
saydığımız bütün sıkışık işlerini yüzüstü bırakarak camiye koşar.
Dünya işlerinin kafa yoran düşüncelerinden sıyrılarak Allah‘ın
evine gider.
Hatibin okuduğu hutbeyi can kulağıyla dinlerken, hafta içinde
yaptığı günahları bir bir aklından geçirir; daha önceki Cuma
namazından çıkarken artık günah işlemeyeceğine gönülden söz
verdiği halde sözünü tutamayarak yaptığı dine aykırı
hareketlerden ötürü yüreğinde derin bir pişmanlık duyar.
Esirgeyen ve bağışlayan Allah‘dan, her adımını O‘nun emrine
uygun şekilde atamadığı için samimi bir utanç duyar.
Pişmanlık ve utancının manevi gözyaşları ile gönlünü karartan
günah pasları silinir
9. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1NAMAZ BİLİNCİ
. Kalbinin bir hafta önceki o tatlı rahatlığa ve Allah (c.c.)
huzurunda teslim olmuşluğa tekrar büründüğünü hisseder ve
sevinir. Fakat bu sevincin yanında “Ya ibadetlerimi yüce Allah
(c.c.) kabul etmezse; ya farkında olmadan ağır şekilde Allah‘ı
gücendirecek bir günah işliyor ve Allah‘ın yaygın esirgeciliğini
kendimden uzaklaştırıyorsam“ diye içinde bir korku ve endişenin
kıpırdadığı duyar. Sonra aklında gelir ki iyi bir mü‘min zaten her
an Allah‘ın rahmetine güvenecek hem de O‘nun korkusunu
hiçbir an gönlünden çıkarmayacak, bu iki duyguyu aynı anda
taşıyarak kendini yolun doğrusu üzerinde tutacaktır.
O halde bu korkulu ve aynı zamanda ümitli hali temiz bir
mü‘minin özlenen halidir. Sağlam bir mü‘mine yakışır duygu ve
düşünceler taşıdığına ayrıca sevinir. Allah‘ın öz evinde O‘na
bağlılıkların en samimisini sunarak Cuma namazını kıldıktan ve
arınmış bir gönülle ibadet evinden çıktıktan sonra adam, evine
varır.
Bir de ne görsün!… Namazdan önce kafasını yoran ve neredeyse
Cumayı kaçırmasına sebep olmak üzere bulunan bütün işler,
adeta kendiliğinden oluvermiştir. Eşeği eve dönmüş, buğday
öğütülmüş, tarlası da sulanmıştır. Yemek pişirip taze ekmek
hazırlayan karısı sofrayı kurmuş kocasının camiden dönmesini
beklemekteydi. Karısına “Bu işler nasıl yoluna girdiğinden dolayı
içinde katmerli sevinç duyar, ve karısı olanları anlatır; adamın
birisi değirmene gitmişti, kendisinin sanarak bizim buğdayları
öğütmüş, çuvalları evine getirince yanlışlık yaptığını anlamış ve
bize göndermiş. Eşek az önce kendiliğinden dönerek eve geldi.
Komşunun tarlasını doldurup taşan su, bizim tarlaya akarak
toprağımızı sulamış ve işte işler gördüğün gibi yoluna girmiş.“
10. ERDEMLER
EĞİTİMİ
ORTAOKUL 1NAMAZ BİLİNCİ
Adam bir yandan Allah‘a karşı, mü‘min kalabalığı ile birlikte
samimi kulluk borcunu yerine getirip gönül rahatlığına
kavuştuğundan ötürü öte yandan namaz öncesi canını sıkan işler,
zincirlemesine kendiliğinden yoluna girdiğinden dolayı ayrıca
katmerli sevinç duyar, kullarının her işini yoluna koyan yüce
Allah‘a şükürler ederek karısı ve çoluk çocuğu ile birlikte sofraya
oturur.
İigili Çizgi Film:
Namaz Kılıyoruz
https://www.youtube.com/watch?v=93HTlbtuR_k&t=241s
İlgili Sohbet:
Önce Namaz
https://www.youtube.com/watch?v=uh-0iniamwQ
DEĞERLENDİRME SORULARI:
1-Namaz neden dinin direğidir.
2-Namaz Kılarken nelere dikkat etmeliyiz.
3-Namazın farzları nelerdir.