SlideShare a Scribd company logo
EGE’NİN İNCİSİ

İZMİR
Güzel İzmir
Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir çağdaş, gelişmiş aynı zamanda önemli bir
kültür, sanat ve ticaret merkezdir. Ege denizi lacivertten turkuaza tüm renkleriyle
denizin kara ile iç içe olduğu koyları, plajları ve termal kaynaklarıyla bir dantel gibidir.
Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes ve Bergama dönemin en büyük
kentleriydiler. Tüm İon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran bu kentler,
yoğun ticari, sanatsal ve dini etkinliklerle de adını duyuruyordu.
“Güzel İzmir” olarak da adlandırılan İzmir, 8500 yıldır Anadolu yarımadasının
batısında uzun ve dar bir körfezin başlangıcında yer almaktadır. Tipik Akdeniz iklimin
yaşandığı İzmir yine İzmirli Herodot’un “Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz
en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde kurdular.” İfadesiyle İzmir coğrafyasını
binlerce yıl önce böyle tanımlamıştır. İzmir modern Türkiye’nin batıya açılan çağdaş
yüzü olarak sanat, kültür, turizm, ticaret ve sanayi kenti olarak gelişmesini hızla
sürdürmektedir.
Saat Kulesi

1901 yılında Sultan Abdülhamid’ in tahta çıkışının 25.yıldönümü nedeniyle ve
padişahın emri üzerine, Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından yaptırılmıştır. Son
derece zarif görünümüyle Konak Meydanını bir inci gibi süslemektedir. Teras
yükseldikçe incelen sivri kemerleri, kubbecikleri, mukarnas işçiliği ve geometrik
figürlerle donatılmış olan taş işçiliğinin dantele gibi bir zarafet içinde Saat Kulesi’ni
çevrelemesi, oldukça zengin bir görüntü oluşturmaktadır. Kulenin saati Alman
İmparatoru II.Wilhelm tarafından armağan edilmiştir. İzmir‘in sembolü olarak kabul
edilen Saat Kulesi‘nin altında bulunan odanın dört köşesinde çeşmeler
bulunmaktadır.
Kızlarağası Hanı

                                        Kızlarağası Hanı 1744 yılında Hacı Beşir Ağa
                                        tarafından yaptırılarak hizmete sokulmuştur.
                                        Osmanlı      mimarisinin     günümüze       gelen,
                                        İzmir’deki nadir eserlerinden olan han, diğer
                                        Osmanlı Hanları gibi çarşılı ve avlulu hanlar
                                      düzenindedir.
Kızlar Ağası Hanı 4000m2’lik kareye yakın dikdörtgen planlı, avluya bakan kısımları iki
katlı, bedestenleri tek katlı yaklaşık 500m2’lik avlusu olan görkemli bir yapıdır. 1988–
1993 yılları arasında restore edilerek günümüzde turistik bir çarşı olarak hizmete giren
Kızlarağası Hanı’nda çok çeşitli el sanatları, her türlü hediyelik eşya, halı, kilim, gümüş
takı, giyim eşyası, nargile ve malzemeleri, deri kıyafetler ve çarpıcı hediyelik eşyalar
satışı yapan dükkânlar ile mistik havayı soluyarak çayınızı içebileceğiniz bir çayevi
bulunmaktadır. Kızlarağası Hanı dün ile bugünü birlikte yaşanacak, İzmir ‘in tek tarihi
hanıdır.
Asansör
                                   Mithatpaşa Caddesi ile Halilrıfatpaşa semti arasındaki
                                   yükselti farkından dolayı, iki semt arasındaki ulaşımı
                                   kolaylaştırmak amacı ile, 1907 yılında Musevi işadamı
                                   Nesim Levi tarafından bir asansör inşa edilmiştir.50
                                   m.lik yükseklikte yer alan Halilrıfatpaşa semtine 155
                                   basamaklı merdivenle çıkılıyordu. Buraya inşa edilen
                                   asansör kulesi ile, iki semt arası birleştirilmiştir. Bu
                                   kulede iki asansör bulunmakta, bunlardan soldaki
                                   buharla, sağdaki ise elektrik ile çalışmaktaydı. 1985
                                   yılında gerçekleştirilen restorasyonla her iki asansör
de elektrikle çalışır   duruma getirilmiştir. 1994 yılında yapılan ikinci restorasyonda
Asansör Sokağının çevre düzenlemesi yapılarak, hizmete sokulmuştur. Tarihi Asansör
binasının bulunduğu sokakta ayrıca, dünyaca ünlü ses sanatçısı Dario Moreno’nun da
yaşamış olması bu bölgeye duyulan ilgiyi daha da arttırmaktadır.
Kemeraltı

                                                        Eskiden       olduğu             gibi
                                                        günümüzde         de        Kemeraltı
                                                        Çarşısı, İzmir’in en önemli
                                                        alış-veriş merkezidir. Eskinin
                                                        gizemli   tonoz        ve     kubbeli
                                                        dükkânlarının sayısı oldukça
                                                        azalsa    bile,    modern          iş
                                                        merkezleri, mağazaları, sinem
                                                     aları ve kafeteryaları
ile sokakları günün her saati canlı, her türlü alış-verişin yapılabileceği bir site
görünümündedir. Bu kapalı ve açık mekânlardan oluşan çarşıda geleneksel Türk el
sanatlarından seramikler, çini panolar, ahşap ürünler, tombaklar, halı ve kilimler, deri
ürünlerinin her çeşidini bulmak mümkündür.
İZMİR KENT TARİHİ ÜZERİNE


İzmir; Akdeniz’in incisi, batının en doğusu, doğunun en batısı… İzmirli büyük ozan
Homeros’un “gök kubbenin altında ki en güzel şehir” olarak betimlediği,
Aristo’nun İskender’e “görmezsen eksik kalırsın” diyerek önemini vurguladığı,
büyük yazar Victor Hugo’nun onu hiç görmeden adına şiir yazıp bir “prenses”e
benzettiği; farklı kültürlerin, yaşam tarzlarının, inançların binlerce yıldır bir arada
barış içinde yaşadığı kavimler kapısı. Doğu Akdeniz’in merkezi, Ege’nin gerdanlığı!
Söylencelere göre İzmir adı ; “Smyrna “ adlı bir Amazon kraliçesinden gelmektedir.
Bugün İzmir olarak kullandığımız isim Smyrna kelimesinin dönüşmüş biçimidir.
Bazı kaynaklar Smyrna kelimesinin daha erken söyleniş biçimlerine ilişkin Samorna
ve Smurna adlarını da vermektedirler. Ama kentimiz 20. yüzyılın başına kadar
yaygın olarak Smyrna ismiyle tanınmıştır.
Antik     çağlardan        günümüze     bir
                                                 ticaret ve liman kenti olan İzmir;
                                                 kuruluşundan bu yana bu özelliğini
                                                 hiç     kaybetmemiştir.       Bu    özelliği
                                                 sayesinde farklı kültürler İzmir’de
                                                 harmanlanmış,         bu     olgu   kentin
                                                 mimari dokusuna da sinmiştir.
Yakın zamanlara kadar İzmir’in en eski yerleşim alanı olarak bilinen Bayraklı’da ki
Tepekule kazılarından elde edilen buluntular M:Ö 3000 yıllarına kadar
uzanmaktaydı. Doğu Helen dünyasının en eski kutsal yapılarından birisi olan Athena
Tapınağı ve yine Helen dünyasının çok odalı ev tiplerinin en eski örnekleri ve İon
Uygarlığı’na ait en eski parke döşeli yol burada yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır.
Ancak 2006 yılında Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından İzmir Bornova’da
bulunan Yeşilova Höyüğü’nde ki kazılarda kentin tarihinin M:Ö 6500’e kadar
uzandığı tespit edilmiştir.
Çağlar boyunca çeşitli istilalara uğrayan İzmir’in üçüncü kuruluş süreci ise; M.Ö
333 yılında çeşitli kaynaklarca da doğrulandığı biçimde İzmir’e gelen İskender
sayesinde olmuştur. Söylenceye göre; Pagos(Kadifekale) Dağı eteklerinde
uyuyakalan İskender’e rüyasında iki su perisi İzmir’i burada kurmasını
öğütlemişler. O da kenti ikinci kez Kadifekale sırtlarında kurmuştur.
Roma İmparatorluğu döneminde; Roma’ya karşı Bergama Kralı Attalos’un oğlu
Aristonikos’un   öncülüğünü     yaptığı   ayaklanmaya     destek    vermediği    için
İmparatorluk tarafından “özgür kent” olarak tanımlanan İzmir, ardından gelen
Bizans egemenliği döneminde dinsel bir merkez haline gelmiştir. Böylelikle İzmir
Bizans döneminde dinsel merkez olma özelliği nedeniyle başkent İstanbul
düzeyine çıkarılmıştır. Bizans İmparatoru Leon, İzmir’i İstanbul dışında ki kentlerin
başkenti ilan etmiş ve bu süreçte İzmir’e “kendi kendini yönetebilen kent “ünvanı
verilmiştir.
1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun yoğun Türkmen akınlarına sahne
olmasıyla birlikte İzmir ve çevresinde ilk kez Türk egemenliği görülmeye
başlamış, 1081’de denizci Türkmen Beyi Çaka Bey; İzmir’i merkez alarak bir
beylik kurmuş ve yaklaşık 16 yıl bu egemenliğini sürdürmüştür. Çaka Bey’in çok
kısa süren hâkimiyetinden sonra İzmir ve çevresinde Türk izlerini kuvvetlendiren
asıl dönem, Aydınoğulları Beyliği’nin 1308’de Birgi’de kurulmasıyla başlamıştır.
1317’de İzmir’i ele geçiren Aydınoğlu Mehmet Bey, İzmir’in yönetimini oğlu
Umur bey’e vermiştir. Umur Bey döneminde İzmir’de özellikle Kadifekale
sırtlarında yoğun bir Türkleşme olgusu yaşanmıştır.
Umur Bey’in İzmir ve Ege Denizi’nde elde ettiği başarılar karşısında; ortaçağın
güçlü denizci İtalyan kent devletleri olan Venedik ve Cenevizliler olumsuz olarak
etkilenmişler ve Umur Bey’in faaliyetlerine son vermek amacıyla 1345 yılında
Papalığı harekete geçirerek Fransız Humbert komutasında bir Haçlı donanmasını
İzmir’e göndermişlerdi. Bu donanma İzmir’e baskın yaparak sahilde bulunan
Liman Kaleyi zapt etti. Yaşanan bu gelişmeler sonunda Umur Bey’in donanması
ve tersanesi tahrip edildi. Türkler Ancak Kadifekale eteklerinde tutunabildiler.
Süreç içerisinde Kadifekale ve çevresi Türk Müslüman İzmir, günümüzde Hisarönü
Camii civarında bulunan Liman Kale’de sahil kesimi ise Hıristiyan-Gâvur İzmir
olarak kaldı.
Kordonda Frenk Kadınları
Frenk Sokağı
Umur Bey; Liman Kaleyi Latinlerden geri almak için çok uzun süren
mücadeleler yaptı. 1348 de Liman Kaleyi kuşattı. Ancak kaleden atılan bir
okla şehit oldu. İzmir; 1425 yılında Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içine
girmiş, ve uzun yıllar imparatorluğa bağlı “Sığla Sancağı” olarak anılmıştır.




                 Çaka Bey                    Aydınoğlu Umur Bey
İzmir’in kentsel gelişimi ise 17. yy.’dan itibaren ivme kazanmıştır. Hinterlandında
verimli tarım arazileri olan İzmir’in dünya kapitalist sistemine eklemlenen bir
“Liman Kent” olarak kentsel gelişimi; 17. yy.da Batı Avrupa’nın Osmanlı coğrafyasına
doğru yayılma emelleri taşımasıyla paralellik taşır. Batı Anadolu’nun zengin tarım
ürünlerinin tek ihraç kapısı niteliğinde olan İzmir, bu tarihten itibaren batılı
şirketlerin ve onların aracısı konumundaki Levanten aile işletmelerinin en önemli ilgi
odaklarından birisi haline gelmeye başlamıştır. Bu olgu; kentin sosyolojik yapısını ve
mekânsal görünümünü önemli bir değişime uğratmış ve farklı kültürler ve yaşam
biçimleri İzmir’de bir arada barış içerisinde yaşamaya başlamışlardır. 19. yy.ın bütün
yolculuk güncelerinde “Küçük Paris” olarak adlandırılan İzmir; giderek batılı yaşam
tarzının en rafine örneklerinin yaşandığı bir kent haline gelmiştir. Farklı dillerde
yayınlanan gazeteleriyle, Avrupa’da ki herhangi bir kenti aratmayacak kafeleriyle,
tiyatro binaları ve konser salonlarıyla İzmir, kültürel olarak da Doğu Akdeniz liman
kentleri içinde ayrıcalıklı bir konuma sahip olmuştur.
Kordon
1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması’nın ardından İzmir, gümrük sisteminde
yapılan düzenlemelerle sanayileşmiş Batı Avrupa ülkelerinin ithal mallarının
yoğun işgaline uğradı. Bu ithalat patlamasıyla birlikte İzmir’de meydana gelen
ticari canlılık, 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilânına kadar sürdü. Bu süreç
içerisinde İzmir Limanı adeta Asya’nın Avrupa’ya bağlandığı bir köprü işlevi
gördü. Anadolu’nun zengin tarım havzalarının ürünlerinin deve kervanlarıyla
İzmir’e getirilerek, limandan Avrupa’nın değişik şehirlerine ihraç edildiği bu
süreci; 1860ların ortalarından itibaren dünya kapitalist sisteminin bir ürünü
olan demiryollarının Batı Anadolu’daki yapımı izledi. Bu gelişmeler ışığında
İzmir-Aydın Demiryolu’nun devreye girmesiyle Gediz ve Menderes Ovaları’nın
tarım ürünleri İzmir Limanı’na daha rahat ve kolay bir şekilde taşındı. Bütün bu
gelişmelerle   birlikte   Osmanlı   merkezi   otoritesinin   ticaret   üzerindeki
denetiminin zayıflaması ve konsolosluk mahkemelerinin yargı alanlarının
genişlemesi yabancı tüccarların İzmir’e akın etmesine neden oldu.
Kordondaki Evler
Kentin canlanan ekonomik yaşamı beraberinde ticari organizasyonları da
yaratmakta gecikmedi. 1850’li yıllarda İngiliz ve Fransız tüccarlar ayrı ayrı
ticaret odaları kurmuşlardı. Onları İtalyanlar ve Hollandalılar izledi. 1885
yılında bütün bu odalar birleştirilerek İzmir Ticaret Odası kurulmuş, bunu
1892 yılında İzmir Ticaret Borsası’nın kuruluşu takip etmişti.
İZMİR’İN İŞGALİ VE KURTULUŞU
Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’nı yenik kapamasıyla birlikte 30
Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Mütarekenamesi Anadolu’yu emperyalist
devletlerin işgaline açık bir alan haline getirdi. I. Dünya Savaşı’nda
emperyalistler arasında yapılan gizli anlaşmalarda aslında İzmir ve çevresi
İtalya’ya bırakılmıştı. Ancak savaş sonrasında İngiltere Ortadoğu’daki petrol
bölgelerini İngiliz çıkarları doğrultusunda koruyacak bir taşeron güç arıyordu.
Bunun için Yunanistan biçilmiş kaftandı. Bu gelişmelerle birlikte İtilaf Devletleri
19 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’nda Yunanistan’ın İzmir ve
çevresini işgal etmesi kararlaştırdı. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan Ordusu
tarafından işgal edilmesi tüm Anadolu’da milli bilinci harekete geçirdi.
Kordonda İşgal Güçleri
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın nihai hedefini İzmir’in düşman
işgalinden kurtulması olarak belirledi. İzmir; işgaliyle birlikte modern Türk
ulus- devletinin kuruluşunun temel harcı oldu. 15 Mayıs 1919’da Gazeteci
Hasan Tahsin’in Yunan ordusuna karşı sıktığı ilk kurşun; üç yıl dört ay sürecek
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın da ilk kıvılcımı oldu. Türk ulusu Mustafa Kemal
Paşa önderliğinde 20. yüzyılda emperyalizme karşı ilk ulusal bağımsızlık
hareketini bu gelişmeler ışığında gerçekleştirdi. 26 Ağustos 1922’de
TBMM’nin Başkomutanı Mustafa Kemal önderliğinde giriştiği Büyük Taarruz
sonucunda 9 Eylül 1922’de yani üç yıl dört ay sonra İzmir, emperyalist
işgalden kurtuldu.
10 Eylül 1922 Ata İzmir’e Girerken
Türk Ordusu’nun İzmir’e Girişi
İzmir hem kurtuluşun hem de kuruluşun simge kenti oldu. Atatürk Modern
Türkiye’yi kurarken bütün önemli mesajlarını İzmir’den verdi. Osmanlı
İmparatorluğu’nda ve Türkiye Cumhuriyeti’nde ilklerin kenti olan İzmir, bu
özelliğini XX. yüzyılda da sürdürdü.
İzmir, Çağdaş Türkiye’yi dünyanın evrensel değerlerine eklemleyen öncü bir
kenttir. Türk kadını tiyatro sahnesine ilk kez İzmir’de çıktı. Ülkemizde futbol ilk
kez İzmir’de oynandı. 17 Şubat 1923’te Cumhuriyet’in ilk İktisat Kongresi
İzmir’de toplandı. Cumhuriyet’in ilk Uluslararası Fuarı İzmir’de açıldı. Akdeniz
Olimpiyatları ve Universiade gibi dünyanın büyük spor organizasyonlarına
İzmir büyük bir misafirperverlikle ev sahipliği yaptı.
Demokrasiyi, barışı ve özgürlüğü içtenlikle duyumsayanların ve onu bir
yaşama biçimi haline getirenlerin kenti olan İzmir, 8500 yıllık zengin tarihsel
ve kültürel birikimiyle taşıdığı bu devasa değerleri üçüncü bin yıla da
aktarmaya devam ediyor.
Ben bütün İzmir'i ve İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kalpli insanlarının
da beni sevdiklerinden eminim.
                                                              M.Kemal ATATÜRK
Hazırlayan:
Zeynep Yavaş
20091149
zeyneppyavass@gmail.com

More Related Content

What's hot

12 Antik Aiol Kenti 2
12 Antik Aiol Kenti 2 12 Antik Aiol Kenti 2
12 Antik Aiol Kenti 2
Vural Yigit
 
Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)
Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)
Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)Zafer Cengiz
 
Antik Anadoluda 12 İyon Kenti
Antik  Anadoluda 12 İyon KentiAntik  Anadoluda 12 İyon Kenti
Antik Anadoluda 12 İyon Kenti
Vural Yigit
 
Türki̇ye anti̇k kentler
Türki̇ye anti̇k kentlerTürki̇ye anti̇k kentler
Türki̇ye anti̇k kentlerRaci Göktaş
 
Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2
Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2
Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2
Vural Yigit
 
12 Antik Aiol Kenti 1
12 Antik Aiol Kenti  1 12 Antik Aiol Kenti  1
12 Antik Aiol Kenti 1
Vural Yigit
 
Izmir'in faytonlari
Izmir'in faytonlariIzmir'in faytonlari
Izmir'in faytonlari
Vural Yigit
 
Anadolu sikkelerinde mitoloji 1
Anadolu sikkelerinde mitoloji  1 Anadolu sikkelerinde mitoloji  1
Anadolu sikkelerinde mitoloji 1
Vural Yigit
 
NOTİON ANTİK KENTİ
NOTİON ANTİK KENTİNOTİON ANTİK KENTİ
NOTİON ANTİK KENTİ
Vural Yigit
 
Eski çAğ Anadolu UygarlıKları
Eski çAğ Anadolu UygarlıKlarıEski çAğ Anadolu UygarlıKları
Eski çAğ Anadolu UygarlıKlarıderslopedi
 
Gömeç Evleri-2012
Gömeç Evleri-2012Gömeç Evleri-2012
Gömeç Evleri-2012
Metin Atuf Kansu
 
Marmara
MarmaraMarmara
Marmara
umutcansisman
 
AİGAİ 1
AİGAİ 1AİGAİ 1
AİGAİ 1
Vural Yigit
 
Yalova sunumu(1)
Yalova sunumu(1)Yalova sunumu(1)
Yalova sunumu(1)ipkpyrz
 
Büyük iskender Anadoluda
Büyük iskender AnadoludaBüyük iskender Anadoluda
Büyük iskender Anadoluda
Vural Yigit
 
Eskişehir Evleri 2
Eskişehir Evleri 2Eskişehir Evleri 2
Eskişehir Evleri 2
Vural Yigit
 
Turkiye web
Turkiye  webTurkiye  web
Turkiye web
B35 Yapı
 
"Sanatta Etik". Muazzez Bodur
"Sanatta Etik". Muazzez Bodur"Sanatta Etik". Muazzez Bodur
"Sanatta Etik". Muazzez Bodur
Etik Derneği
 
SILE
SILESILE
SILE
akin123
 

What's hot (20)

12 Antik Aiol Kenti 2
12 Antik Aiol Kenti 2 12 Antik Aiol Kenti 2
12 Antik Aiol Kenti 2
 
Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)
Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)
Turkiye antik yerlesimler-2 (Turkish)
 
Antik Anadoluda 12 İyon Kenti
Antik  Anadoluda 12 İyon KentiAntik  Anadoluda 12 İyon Kenti
Antik Anadoluda 12 İyon Kenti
 
Türki̇ye anti̇k kentler
Türki̇ye anti̇k kentlerTürki̇ye anti̇k kentler
Türki̇ye anti̇k kentler
 
Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2
Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2
Anadolu Sikkelerinde Mitoloji 2
 
12 Antik Aiol Kenti 1
12 Antik Aiol Kenti  1 12 Antik Aiol Kenti  1
12 Antik Aiol Kenti 1
 
Izmir'in faytonlari
Izmir'in faytonlariIzmir'in faytonlari
Izmir'in faytonlari
 
Anadolu sikkelerinde mitoloji 1
Anadolu sikkelerinde mitoloji  1 Anadolu sikkelerinde mitoloji  1
Anadolu sikkelerinde mitoloji 1
 
NOTİON ANTİK KENTİ
NOTİON ANTİK KENTİNOTİON ANTİK KENTİ
NOTİON ANTİK KENTİ
 
Eski çAğ Anadolu UygarlıKları
Eski çAğ Anadolu UygarlıKlarıEski çAğ Anadolu UygarlıKları
Eski çAğ Anadolu UygarlıKları
 
Perihan
PerihanPerihan
Perihan
 
Gömeç Evleri-2012
Gömeç Evleri-2012Gömeç Evleri-2012
Gömeç Evleri-2012
 
Marmara
MarmaraMarmara
Marmara
 
AİGAİ 1
AİGAİ 1AİGAİ 1
AİGAİ 1
 
Yalova sunumu(1)
Yalova sunumu(1)Yalova sunumu(1)
Yalova sunumu(1)
 
Büyük iskender Anadoluda
Büyük iskender AnadoludaBüyük iskender Anadoluda
Büyük iskender Anadoluda
 
Eskişehir Evleri 2
Eskişehir Evleri 2Eskişehir Evleri 2
Eskişehir Evleri 2
 
Turkiye web
Turkiye  webTurkiye  web
Turkiye web
 
"Sanatta Etik". Muazzez Bodur
"Sanatta Etik". Muazzez Bodur"Sanatta Etik". Muazzez Bodur
"Sanatta Etik". Muazzez Bodur
 
SILE
SILESILE
SILE
 

Similar to Zeynep yavaş - İzmir

İZMİR
İZMİR İZMİR
İZMİR
sapsal
 
İzmi̇r
İzmi̇rİzmi̇r
İzmi̇rxsorm
 
Ege bölgesi
Ege bölgesiEge bölgesi
Ege bölgesi
ilberatayaslan
 
İzmi̇r çanakkale turu
İzmi̇r çanakkale turuİzmi̇r çanakkale turu
İzmi̇r çanakkale turu
MEHMET999999
 
gaziantep.pptx
gaziantep.pptxgaziantep.pptx
gaziantep.pptx
YunusEmreDemirel2
 
Dogal ve tarihi_guzelliklerimiz
Dogal ve tarihi_guzelliklerimizDogal ve tarihi_guzelliklerimiz
Dogal ve tarihi_guzelliklerimiz
yildirimkarakas
 
Osmanlı mimarisi
Osmanlı mimarisiOsmanlı mimarisi
Osmanlı mimarisi
burakgeylani
 
7.docx
7.docx7.docx
7.docx
SEO Uzmanı
 
ÇORUM TANITIM SLAYT.pptx
ÇORUM TANITIM SLAYT.pptxÇORUM TANITIM SLAYT.pptx
ÇORUM TANITIM SLAYT.pptx
Elvan8
 
Izmir
IzmirIzmir
Izmir
Furkan Efe
 
SILE
SILESILE
SILE
akin123
 
32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf
32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf
32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf
Yiitemdin
 
K I Z K U L E Sİ, M A I D E N’ S T O W E R
K I Z K U L E Sİ,  M A I D E N’ S  T O W E RK I Z K U L E Sİ,  M A I D E N’ S  T O W E R
K I Z K U L E Sİ, M A I D E N’ S T O W E R
***
 
Ankara gezilecek yerler görkay
Ankara gezilecek yerler görkayAnkara gezilecek yerler görkay
Ankara gezilecek yerler görkay
ahbaprimary
 
Ankara (angora) tarihi kent merkezi
Ankara (angora) tarihi kent merkeziAnkara (angora) tarihi kent merkezi
Ankara (angora) tarihi kent merkezi
Mehmet Tuncer
 
Aizonai Antik Kenti
Aizonai   Antik KentiAizonai   Antik Kenti
Aizonai Antik Kenti
Vural Yigit
 
Izmirformabaski
IzmirformabaskiIzmirformabaski
Izmirformabaski
izmir tisort baski
 

Similar to Zeynep yavaş - İzmir (20)

İZMİR
İZMİR İZMİR
İZMİR
 
İzmi̇r
İzmi̇rİzmi̇r
İzmi̇r
 
Ege bölgesi
Ege bölgesiEge bölgesi
Ege bölgesi
 
İzmi̇r çanakkale turu
İzmi̇r çanakkale turuİzmi̇r çanakkale turu
İzmi̇r çanakkale turu
 
gaziantep.pptx
gaziantep.pptxgaziantep.pptx
gaziantep.pptx
 
Istanbul
IstanbulIstanbul
Istanbul
 
Dogal ve tarihi_guzelliklerimiz
Dogal ve tarihi_guzelliklerimizDogal ve tarihi_guzelliklerimiz
Dogal ve tarihi_guzelliklerimiz
 
Osmanlı mimarisi
Osmanlı mimarisiOsmanlı mimarisi
Osmanlı mimarisi
 
7.docx
7.docx7.docx
7.docx
 
Ipek Y Olu
Ipek Y OluIpek Y Olu
Ipek Y Olu
 
ÇORUM TANITIM SLAYT.pptx
ÇORUM TANITIM SLAYT.pptxÇORUM TANITIM SLAYT.pptx
ÇORUM TANITIM SLAYT.pptx
 
Izmir
IzmirIzmir
Izmir
 
SILE
SILESILE
SILE
 
İzmir
İzmirİzmir
İzmir
 
32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf
32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf
32f8e54e-ef49-476c-bc31-43bda33e4934.pdf
 
K I Z K U L E Sİ, M A I D E N’ S T O W E R
K I Z K U L E Sİ,  M A I D E N’ S  T O W E RK I Z K U L E Sİ,  M A I D E N’ S  T O W E R
K I Z K U L E Sİ, M A I D E N’ S T O W E R
 
Ankara gezilecek yerler görkay
Ankara gezilecek yerler görkayAnkara gezilecek yerler görkay
Ankara gezilecek yerler görkay
 
Ankara (angora) tarihi kent merkezi
Ankara (angora) tarihi kent merkeziAnkara (angora) tarihi kent merkezi
Ankara (angora) tarihi kent merkezi
 
Aizonai Antik Kenti
Aizonai   Antik KentiAizonai   Antik Kenti
Aizonai Antik Kenti
 
Izmirformabaski
IzmirformabaskiIzmirformabaski
Izmirformabaski
 

Zeynep yavaş - İzmir

  • 2. Güzel İzmir Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir çağdaş, gelişmiş aynı zamanda önemli bir kültür, sanat ve ticaret merkezdir. Ege denizi lacivertten turkuaza tüm renkleriyle denizin kara ile iç içe olduğu koyları, plajları ve termal kaynaklarıyla bir dantel gibidir. Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes ve Bergama dönemin en büyük kentleriydiler. Tüm İon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran bu kentler, yoğun ticari, sanatsal ve dini etkinliklerle de adını duyuruyordu.
  • 3. “Güzel İzmir” olarak da adlandırılan İzmir, 8500 yıldır Anadolu yarımadasının batısında uzun ve dar bir körfezin başlangıcında yer almaktadır. Tipik Akdeniz iklimin yaşandığı İzmir yine İzmirli Herodot’un “Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde kurdular.” İfadesiyle İzmir coğrafyasını binlerce yıl önce böyle tanımlamıştır. İzmir modern Türkiye’nin batıya açılan çağdaş yüzü olarak sanat, kültür, turizm, ticaret ve sanayi kenti olarak gelişmesini hızla sürdürmektedir.
  • 4. Saat Kulesi 1901 yılında Sultan Abdülhamid’ in tahta çıkışının 25.yıldönümü nedeniyle ve padişahın emri üzerine, Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından yaptırılmıştır. Son derece zarif görünümüyle Konak Meydanını bir inci gibi süslemektedir. Teras yükseldikçe incelen sivri kemerleri, kubbecikleri, mukarnas işçiliği ve geometrik figürlerle donatılmış olan taş işçiliğinin dantele gibi bir zarafet içinde Saat Kulesi’ni çevrelemesi, oldukça zengin bir görüntü oluşturmaktadır. Kulenin saati Alman İmparatoru II.Wilhelm tarafından armağan edilmiştir. İzmir‘in sembolü olarak kabul edilen Saat Kulesi‘nin altında bulunan odanın dört köşesinde çeşmeler bulunmaktadır.
  • 5. Kızlarağası Hanı Kızlarağası Hanı 1744 yılında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılarak hizmete sokulmuştur. Osmanlı mimarisinin günümüze gelen, İzmir’deki nadir eserlerinden olan han, diğer Osmanlı Hanları gibi çarşılı ve avlulu hanlar düzenindedir. Kızlar Ağası Hanı 4000m2’lik kareye yakın dikdörtgen planlı, avluya bakan kısımları iki katlı, bedestenleri tek katlı yaklaşık 500m2’lik avlusu olan görkemli bir yapıdır. 1988– 1993 yılları arasında restore edilerek günümüzde turistik bir çarşı olarak hizmete giren Kızlarağası Hanı’nda çok çeşitli el sanatları, her türlü hediyelik eşya, halı, kilim, gümüş takı, giyim eşyası, nargile ve malzemeleri, deri kıyafetler ve çarpıcı hediyelik eşyalar satışı yapan dükkânlar ile mistik havayı soluyarak çayınızı içebileceğiniz bir çayevi bulunmaktadır. Kızlarağası Hanı dün ile bugünü birlikte yaşanacak, İzmir ‘in tek tarihi hanıdır.
  • 6. Asansör Mithatpaşa Caddesi ile Halilrıfatpaşa semti arasındaki yükselti farkından dolayı, iki semt arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak amacı ile, 1907 yılında Musevi işadamı Nesim Levi tarafından bir asansör inşa edilmiştir.50 m.lik yükseklikte yer alan Halilrıfatpaşa semtine 155 basamaklı merdivenle çıkılıyordu. Buraya inşa edilen asansör kulesi ile, iki semt arası birleştirilmiştir. Bu kulede iki asansör bulunmakta, bunlardan soldaki buharla, sağdaki ise elektrik ile çalışmaktaydı. 1985 yılında gerçekleştirilen restorasyonla her iki asansör de elektrikle çalışır duruma getirilmiştir. 1994 yılında yapılan ikinci restorasyonda Asansör Sokağının çevre düzenlemesi yapılarak, hizmete sokulmuştur. Tarihi Asansör binasının bulunduğu sokakta ayrıca, dünyaca ünlü ses sanatçısı Dario Moreno’nun da yaşamış olması bu bölgeye duyulan ilgiyi daha da arttırmaktadır.
  • 7. Kemeraltı Eskiden olduğu gibi günümüzde de Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in en önemli alış-veriş merkezidir. Eskinin gizemli tonoz ve kubbeli dükkânlarının sayısı oldukça azalsa bile, modern iş merkezleri, mağazaları, sinem aları ve kafeteryaları ile sokakları günün her saati canlı, her türlü alış-verişin yapılabileceği bir site görünümündedir. Bu kapalı ve açık mekânlardan oluşan çarşıda geleneksel Türk el sanatlarından seramikler, çini panolar, ahşap ürünler, tombaklar, halı ve kilimler, deri ürünlerinin her çeşidini bulmak mümkündür.
  • 8. İZMİR KENT TARİHİ ÜZERİNE İzmir; Akdeniz’in incisi, batının en doğusu, doğunun en batısı… İzmirli büyük ozan Homeros’un “gök kubbenin altında ki en güzel şehir” olarak betimlediği, Aristo’nun İskender’e “görmezsen eksik kalırsın” diyerek önemini vurguladığı, büyük yazar Victor Hugo’nun onu hiç görmeden adına şiir yazıp bir “prenses”e benzettiği; farklı kültürlerin, yaşam tarzlarının, inançların binlerce yıldır bir arada barış içinde yaşadığı kavimler kapısı. Doğu Akdeniz’in merkezi, Ege’nin gerdanlığı! Söylencelere göre İzmir adı ; “Smyrna “ adlı bir Amazon kraliçesinden gelmektedir. Bugün İzmir olarak kullandığımız isim Smyrna kelimesinin dönüşmüş biçimidir. Bazı kaynaklar Smyrna kelimesinin daha erken söyleniş biçimlerine ilişkin Samorna ve Smurna adlarını da vermektedirler. Ama kentimiz 20. yüzyılın başına kadar yaygın olarak Smyrna ismiyle tanınmıştır.
  • 9. Antik çağlardan günümüze bir ticaret ve liman kenti olan İzmir; kuruluşundan bu yana bu özelliğini hiç kaybetmemiştir. Bu özelliği sayesinde farklı kültürler İzmir’de harmanlanmış, bu olgu kentin mimari dokusuna da sinmiştir. Yakın zamanlara kadar İzmir’in en eski yerleşim alanı olarak bilinen Bayraklı’da ki Tepekule kazılarından elde edilen buluntular M:Ö 3000 yıllarına kadar uzanmaktaydı. Doğu Helen dünyasının en eski kutsal yapılarından birisi olan Athena Tapınağı ve yine Helen dünyasının çok odalı ev tiplerinin en eski örnekleri ve İon Uygarlığı’na ait en eski parke döşeli yol burada yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Ancak 2006 yılında Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından İzmir Bornova’da bulunan Yeşilova Höyüğü’nde ki kazılarda kentin tarihinin M:Ö 6500’e kadar uzandığı tespit edilmiştir.
  • 10. Çağlar boyunca çeşitli istilalara uğrayan İzmir’in üçüncü kuruluş süreci ise; M.Ö 333 yılında çeşitli kaynaklarca da doğrulandığı biçimde İzmir’e gelen İskender sayesinde olmuştur. Söylenceye göre; Pagos(Kadifekale) Dağı eteklerinde uyuyakalan İskender’e rüyasında iki su perisi İzmir’i burada kurmasını öğütlemişler. O da kenti ikinci kez Kadifekale sırtlarında kurmuştur.
  • 11. Roma İmparatorluğu döneminde; Roma’ya karşı Bergama Kralı Attalos’un oğlu Aristonikos’un öncülüğünü yaptığı ayaklanmaya destek vermediği için İmparatorluk tarafından “özgür kent” olarak tanımlanan İzmir, ardından gelen Bizans egemenliği döneminde dinsel bir merkez haline gelmiştir. Böylelikle İzmir Bizans döneminde dinsel merkez olma özelliği nedeniyle başkent İstanbul düzeyine çıkarılmıştır. Bizans İmparatoru Leon, İzmir’i İstanbul dışında ki kentlerin başkenti ilan etmiş ve bu süreçte İzmir’e “kendi kendini yönetebilen kent “ünvanı verilmiştir.
  • 12. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun yoğun Türkmen akınlarına sahne olmasıyla birlikte İzmir ve çevresinde ilk kez Türk egemenliği görülmeye başlamış, 1081’de denizci Türkmen Beyi Çaka Bey; İzmir’i merkez alarak bir beylik kurmuş ve yaklaşık 16 yıl bu egemenliğini sürdürmüştür. Çaka Bey’in çok kısa süren hâkimiyetinden sonra İzmir ve çevresinde Türk izlerini kuvvetlendiren asıl dönem, Aydınoğulları Beyliği’nin 1308’de Birgi’de kurulmasıyla başlamıştır. 1317’de İzmir’i ele geçiren Aydınoğlu Mehmet Bey, İzmir’in yönetimini oğlu Umur bey’e vermiştir. Umur Bey döneminde İzmir’de özellikle Kadifekale sırtlarında yoğun bir Türkleşme olgusu yaşanmıştır.
  • 13. Umur Bey’in İzmir ve Ege Denizi’nde elde ettiği başarılar karşısında; ortaçağın güçlü denizci İtalyan kent devletleri olan Venedik ve Cenevizliler olumsuz olarak etkilenmişler ve Umur Bey’in faaliyetlerine son vermek amacıyla 1345 yılında Papalığı harekete geçirerek Fransız Humbert komutasında bir Haçlı donanmasını İzmir’e göndermişlerdi. Bu donanma İzmir’e baskın yaparak sahilde bulunan Liman Kaleyi zapt etti. Yaşanan bu gelişmeler sonunda Umur Bey’in donanması ve tersanesi tahrip edildi. Türkler Ancak Kadifekale eteklerinde tutunabildiler. Süreç içerisinde Kadifekale ve çevresi Türk Müslüman İzmir, günümüzde Hisarönü Camii civarında bulunan Liman Kale’de sahil kesimi ise Hıristiyan-Gâvur İzmir olarak kaldı.
  • 16. Umur Bey; Liman Kaleyi Latinlerden geri almak için çok uzun süren mücadeleler yaptı. 1348 de Liman Kaleyi kuşattı. Ancak kaleden atılan bir okla şehit oldu. İzmir; 1425 yılında Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içine girmiş, ve uzun yıllar imparatorluğa bağlı “Sığla Sancağı” olarak anılmıştır. Çaka Bey Aydınoğlu Umur Bey
  • 17. İzmir’in kentsel gelişimi ise 17. yy.’dan itibaren ivme kazanmıştır. Hinterlandında verimli tarım arazileri olan İzmir’in dünya kapitalist sistemine eklemlenen bir “Liman Kent” olarak kentsel gelişimi; 17. yy.da Batı Avrupa’nın Osmanlı coğrafyasına doğru yayılma emelleri taşımasıyla paralellik taşır. Batı Anadolu’nun zengin tarım ürünlerinin tek ihraç kapısı niteliğinde olan İzmir, bu tarihten itibaren batılı şirketlerin ve onların aracısı konumundaki Levanten aile işletmelerinin en önemli ilgi odaklarından birisi haline gelmeye başlamıştır. Bu olgu; kentin sosyolojik yapısını ve mekânsal görünümünü önemli bir değişime uğratmış ve farklı kültürler ve yaşam biçimleri İzmir’de bir arada barış içerisinde yaşamaya başlamışlardır. 19. yy.ın bütün yolculuk güncelerinde “Küçük Paris” olarak adlandırılan İzmir; giderek batılı yaşam tarzının en rafine örneklerinin yaşandığı bir kent haline gelmiştir. Farklı dillerde yayınlanan gazeteleriyle, Avrupa’da ki herhangi bir kenti aratmayacak kafeleriyle, tiyatro binaları ve konser salonlarıyla İzmir, kültürel olarak da Doğu Akdeniz liman kentleri içinde ayrıcalıklı bir konuma sahip olmuştur.
  • 19. 1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması’nın ardından İzmir, gümrük sisteminde yapılan düzenlemelerle sanayileşmiş Batı Avrupa ülkelerinin ithal mallarının yoğun işgaline uğradı. Bu ithalat patlamasıyla birlikte İzmir’de meydana gelen ticari canlılık, 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilânına kadar sürdü. Bu süreç içerisinde İzmir Limanı adeta Asya’nın Avrupa’ya bağlandığı bir köprü işlevi gördü. Anadolu’nun zengin tarım havzalarının ürünlerinin deve kervanlarıyla İzmir’e getirilerek, limandan Avrupa’nın değişik şehirlerine ihraç edildiği bu süreci; 1860ların ortalarından itibaren dünya kapitalist sisteminin bir ürünü olan demiryollarının Batı Anadolu’daki yapımı izledi. Bu gelişmeler ışığında İzmir-Aydın Demiryolu’nun devreye girmesiyle Gediz ve Menderes Ovaları’nın tarım ürünleri İzmir Limanı’na daha rahat ve kolay bir şekilde taşındı. Bütün bu gelişmelerle birlikte Osmanlı merkezi otoritesinin ticaret üzerindeki denetiminin zayıflaması ve konsolosluk mahkemelerinin yargı alanlarının genişlemesi yabancı tüccarların İzmir’e akın etmesine neden oldu.
  • 21. Kentin canlanan ekonomik yaşamı beraberinde ticari organizasyonları da yaratmakta gecikmedi. 1850’li yıllarda İngiliz ve Fransız tüccarlar ayrı ayrı ticaret odaları kurmuşlardı. Onları İtalyanlar ve Hollandalılar izledi. 1885 yılında bütün bu odalar birleştirilerek İzmir Ticaret Odası kurulmuş, bunu 1892 yılında İzmir Ticaret Borsası’nın kuruluşu takip etmişti.
  • 22. İZMİR’İN İŞGALİ VE KURTULUŞU Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’nı yenik kapamasıyla birlikte 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Mütarekenamesi Anadolu’yu emperyalist devletlerin işgaline açık bir alan haline getirdi. I. Dünya Savaşı’nda emperyalistler arasında yapılan gizli anlaşmalarda aslında İzmir ve çevresi İtalya’ya bırakılmıştı. Ancak savaş sonrasında İngiltere Ortadoğu’daki petrol bölgelerini İngiliz çıkarları doğrultusunda koruyacak bir taşeron güç arıyordu. Bunun için Yunanistan biçilmiş kaftandı. Bu gelişmelerle birlikte İtilaf Devletleri 19 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’nda Yunanistan’ın İzmir ve çevresini işgal etmesi kararlaştırdı. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan Ordusu tarafından işgal edilmesi tüm Anadolu’da milli bilinci harekete geçirdi.
  • 24. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın nihai hedefini İzmir’in düşman işgalinden kurtulması olarak belirledi. İzmir; işgaliyle birlikte modern Türk ulus- devletinin kuruluşunun temel harcı oldu. 15 Mayıs 1919’da Gazeteci Hasan Tahsin’in Yunan ordusuna karşı sıktığı ilk kurşun; üç yıl dört ay sürecek Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın da ilk kıvılcımı oldu. Türk ulusu Mustafa Kemal Paşa önderliğinde 20. yüzyılda emperyalizme karşı ilk ulusal bağımsızlık hareketini bu gelişmeler ışığında gerçekleştirdi. 26 Ağustos 1922’de TBMM’nin Başkomutanı Mustafa Kemal önderliğinde giriştiği Büyük Taarruz sonucunda 9 Eylül 1922’de yani üç yıl dört ay sonra İzmir, emperyalist işgalden kurtuldu.
  • 25. 10 Eylül 1922 Ata İzmir’e Girerken
  • 27. İzmir hem kurtuluşun hem de kuruluşun simge kenti oldu. Atatürk Modern Türkiye’yi kurarken bütün önemli mesajlarını İzmir’den verdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Türkiye Cumhuriyeti’nde ilklerin kenti olan İzmir, bu özelliğini XX. yüzyılda da sürdürdü. İzmir, Çağdaş Türkiye’yi dünyanın evrensel değerlerine eklemleyen öncü bir kenttir. Türk kadını tiyatro sahnesine ilk kez İzmir’de çıktı. Ülkemizde futbol ilk kez İzmir’de oynandı. 17 Şubat 1923’te Cumhuriyet’in ilk İktisat Kongresi İzmir’de toplandı. Cumhuriyet’in ilk Uluslararası Fuarı İzmir’de açıldı. Akdeniz Olimpiyatları ve Universiade gibi dünyanın büyük spor organizasyonlarına İzmir büyük bir misafirperverlikle ev sahipliği yaptı.
  • 28. Demokrasiyi, barışı ve özgürlüğü içtenlikle duyumsayanların ve onu bir yaşama biçimi haline getirenlerin kenti olan İzmir, 8500 yıllık zengin tarihsel ve kültürel birikimiyle taşıdığı bu devasa değerleri üçüncü bin yıla da aktarmaya devam ediyor.
  • 29. Ben bütün İzmir'i ve İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. M.Kemal ATATÜRK