2. The sixteenth-century French surgeon Ambroise Paré is famous for saying,
“I dressed the wound. God healed it.”
‘ yarayı kapattım, Tanrı
iyileştirir’
16.Yy’da modern cerrahinin
kurucusu kabul edilen Fransız
cerrah Ambroise Pare; dokulara
nazik davranmanın, yara
temizliği ve nemli kapamanın
önemini vurgulamış.
Yaralara gül yağı, yumurta sarısı
sürerek, yaraları iyileştirmiş.
3. Tanım
Yara : Canlı dokunun
anatomik ve fonksiyonel
devamlılığının, cerrahi veya
travmatik olarak
bozulmasıdır.
.
4. Tanım
Yara iyileşmesi: Yaralanmaya
yol açan travma ile başlayan,
düzenli hücresel ve
biyokimyasal olaylar sonucu
dokuyu tekrar normal
durumuna getirmeye çalışan,
doku cevabıdır.
5. Sınıflama
İyileşme Süresine Göre Yaralar:
1.Akut Yara: İyileşme sürecinin düzenli ve sıralı ilerlemesi
2.Kronik Yara: İyileşme süresi boyunca anatomik ve
fonksiyonel bütünlüğün sağlanamaması (Örnek: açık
yaralar, bası yaraları)
6. Doku kaybı olmayan yaralar:
Cerrahi insizyonlu ve primer olarak kapatılmış
yaralarda doku kaybı yoktur ve iyileşme normal
süreci izler.
Doku kaybı olan yaralar :
Yanık yaraları, ülserler doku kaybı olan yaralara
örnek verilebilir.
Bu tip yaralarda iyileşme sekonder olarak gerçekleşir.
Doku Kaybı Bulunup Bulunmamasına
Göre Yaralar :
8. KAPALI YARALAR
Deri yüzeyinde görülmeyen deri altı, derin doku
yaralanmalarına kapalı yara denir.
Kapalı yara tipleri:
Hematom
Ekimoz
Bül
9. Kırmızı -Sarı-Siyah (KSS) Sistemine
Göre Yara Sınıflaması
Kırmızı Yaralar :
İnflamasyon, proliferasyon ve maturasyon süreçlerinden
birinde olan temiz yaralardır.
Sarı Yaralar:
İnfekte veya fibrinöz yara kabuğu içeren, iyileşmeye
hazır olmayan yaralardır.
Siyah Yaralar:
Nekrotik doku içerirler ve iyileşmeye hazır değildirler.
10. Sınıflama
Kapatılma Şekillerine Göre Yaralar
Üç tiptir;
Primer kapanma (iyilesme, temiz
kapanma)
Sekonder kapanma (doku kaybi var)
Tersiyer kapanma (Gecikmiş primer
kapanma)(enfeksiyon riski var)
11.
12. Primer (Birincil) Kapanma(Primer yara iyileşmesi)
Enfekte olmamış, yara
dudaklarının suturla bir
araya getirildiği, epitelyal
ve konnektif doku
kaybının cok az olduğu
temiz yaralardaki
iyileşmedir.
Yaranın dikildikten sonra
sorunsuz olarak iyileştiği,
optimum yara iyileşmesi
durumudur.
Yaranın kenarları düzgün
ve aynı hizada bulunmalı,
yara temiz olmalı ve iyi
pansuman yapılmış
olmalıdır.
13. Belirgin inflamasyon
yanıtı olmadan yaranın
4-6 günde süratli ve
komplike olmadan
kapanmasıyla
sonuçlanır.
Minimum skar dokusu
Minimum fonksiyon
kaybı
Primer (Birincil) Kapanma
14. Primer Kapanma
Yarada doku kaybı yok.
Yara kenarları yaklaşabiliyor.
Lokal enfeksiyon yok.
15. Sekonder (Spontan) kapanma (Sekonder Yara İyileşmesi)
Yaralanmanın çok ağır olduğu,doku kaybının fazla olduğu ve
yara dudaklarının birbirine uzak olduğu komplike yara
iyileşmesidir.
İnfarktüs, iltihabi ülserasyon, abse oluşumu veya doku
kaybının şiddetli olduğu durumlarda ekstrasellüler matriks
birikimi ile skarlaşma ve yara kenarlarından aşırı
granülasyon dokusu büyümesiyle oluşan iyileşme biçimine
sekonder yara iyileşmesi denir.
16. Sekonder (İkincil) kapanma
Yaranın açık bırakılarak kendi kendine iyileştiği durumdur.
Doku kaybı, hizası bozuk yara kenarları, enfeksiyon veya
doku beslenmesinde yetersizlik
Primer kapanmaya göre gecikmeli iyileşme olur. 2-3 haftada
iyileşme tamamlanır.
17. Sekonder Kapanma
İyileşme granülasyon
dokusuyla olur.
Enfeksiyon riski yüksek
Değişmez olarak
fonksiyon görmeyen
büyük bir skar dokusu
gelişir.
18. Tersiyer (gecikmiş primer) Kapanma
Gecikmiş primer sütürasyon
Sekonder yara iyileşmesine terk edilmiş yaralarda enfeksiyon
tamamen temizlendikten sonra, yaranın tekrar tabakalar halinde
kapatılmasıdır.
19. Tersiyer Kapanma
Yara cerrahi esnasında veya
cerrahiden sonra enfekte
olmuştur.
Bu hastalarda enfeksiyon
bulguları gerileyene kadar yarayı
sütürize edilmez.
4-6 gün sonra yaranın
granülasyon dokusuyla
kaplanması sonrasında yara
sütürize edilir.
20. SSekonder Yara İyileşmesinin Primer Yara İyileşmesinden Farkları
Daha geniş bir granülasyon dokusu
Daha fazla iltihabi komponent
Daha geç başlayan rejenerasyon ( Sekonder iyileşme en erken
3.günde başlar, fakat primer yara iyileşmesinde ilk günden
başlar)
Daha belirgin yara kontraksiyonu(çok fazla sayıda
myofibroblast aktivasyonu sonucu)
Erken dönemde aşırı granülasyon dokusu, geç dönemde ise aşırı
skar dokusu oluşumu
21. Yara İyileşmesinin Fazları
Ana öğesi hücre proliferasyonudur.
Kompleks, dinamik biyokimyasal ve sitolojik olaylar zinciri
1. Hemostaz ve İnflamasyon (0-4 gün) :Preproliferasyon fazı
2. Proliferasyon (2-22 gün): İyileşme fazı veya fibroplazi fazı
Granülasyon,
Anjiogenezis,
Epitelizasyon
3. Differansiasyon: Maturasyon fazı veya remodelling fazı
25. Yara İyileşmesinin Fazları
1. İnflamasyon fazı (0 – 4. gün)
A) Erken dönem (hemostaz):
Eksuda; kan, lenf ve fibrin
pıhtısı içerir, yara kenarları
yapışır.
B) Geç dönem (fagositoz):
Lökositler hasarlanmış dokuları
ve bakterileri fagosite ederler.
(Başlangıçta Nötrofiller daha sonra
makrofajlar aktiftir)
Yaralanma anında başlar
Kızarıklık, şişlik, sıcaklık,
ağrı, fonksiyon kaybı
26. İnflamasyon Fazı
Kan yara alanına dolar.
Arteriol ve kapillerde geçici vazokonstrüksiyon (3-5 dk sürer)
Hasara uğramış endotel hücrelerine yapışan trombositler kapiller damarları
tıkar (Trombosit agregasyonu)
Fibrinojen fibrin haline geçerek yara üzerinde örtücü fonksiyonu olan pıhtı
oluşur.
Pıhtı retrakte olarak yara dudaklarını birbirine yaklaştırır ve
dehidratasyonla kuruyarak yaranın dış ortamla ilişkisini keser.
Kapiller düzeyde vazodilatasyon ve geçirgenlik artışı ile inflamasyon
başlatılır. (Doku mast hücrelerinden salınan histamin ve serotonin aracılığı
ile)
27. 12-14 saat içerisinde lökositlerin, özellikle de nötrofillerin yaraya
kemotaksi aracılı migrasyonu başlar.
Ardından lenfosit ve makrofajlar gelerek proteazlar, vazoaktif
peptidler, büyüme ve kemotaktik faktörler salınır.
Fibroblast ve endotel hücrelerinin proliferasyonu uyarılır.
Yara merkezindeki hipoksik ortamda neoangiogenez uyarılır.
Yara bölgesinde hiperemi, ısı artışı ve ödem hakimdir.
Azalmış enflamatuar yanıt = bozulmuş yara iyileşmesi anlamına
gelmektedir.
Ör:DM
İnflamasyon Fazı
28. Yara İyileşmesinin Fazları
2. Proliferasyon fazı (2- 22. gün)
• Granülasyon
• Angiogenez
• Epitelizasyon
Bu dönem yarada granulasyon dokusunun
şekillenmesiyle karakterizedir(granülasyon
dokusu oluşumu maksimum düzeyde)
Granülasyon dokusu : fibroblastlar,
inflamatuar hücreler, yeni kapiller damarlar,
gevşek ekstrasellüler kollajen matriks,
fibronektin ve hiyaluronik asit içerir.
29. Proliferasyon Fazı
Yaklaşık 15-21 gün sürer.
Genç fibroblastlar ve endotelyal hücreler hakimdir.
Kollajen, elastin, fibronektin, GAG, ve proteazlar salgılanır.
Kollajen sentezi ve anjiogenez bu fazda esas etkili faktörlerdir. Kollajen
üretimi 5. günden sonra maksimum olup, yaklaşık 3 hafta sürer.
Cilt fibroblastları ve damar çevresindeki mezenkimal hücreler
miyofibroblastlara dönüşür.
Yaranın gerilme gücünde hızlı artış sağlanır.
Bu çoğalmayı sağlayan uyarılar henüz tam nedeni bilinmeyen bir
mekanizma ile etkisini kaybederek proliferasyon süreci azalarak
bitmektedir.
30. Anjiogenezis
Yara yüzeyi rölatif olarak iskemiktir, oksijen ve besin transferi
olmadan iyileşme gerçekleşemez. Anjiogenez yaralanmadan
sonraki 4. günde başlar.
Yaraya en yakın venlerin endotel hücrelerinden kapiller
tomurcuklanma şeklinde anjiogenik stimulusa cevap olarak
oluşur.
31. Epitelizasyon
Yara kenarına en yakın
epidermisten (keratinosit)
yaralanmayı takiben 24 saat
içinde başlar.
Yaranın epitelizasyonu yaklaşık
48 saat içinde tamamlanmış
olur.
32. Yara İyileşmesinin Fazları
3. Diferansiyasyon fazı
(Remodelling, 14-21 gün)
• Kollajen çapraz bağlarla
şekillenir,köprüler
oluştururlar.
• Sonuç olarak doku
gerginliği daha da artar
• Asla orijinal gerginliğin
%80’inden fazlasına
ulaşmaz
33. Matürasyon ve Remodelizasyon
Temel özellik kollajen depolanması
Klinik açıdan en önemli evre-kollajen kalitesi-yara gerimi
Depolanmanın yanında yıkım da mevcuttur.-kollejenazlar ve
bazı proteazlarla (Yapım ve yıkım dengededir)
34. Maturasyon;
2 yıla kadar sürebilir.
Yeni kollajen formlarıyla yaranın şekli değişir ve yaranın
gerginliği artar.
Onarılan dokunun vaskülaritesi ve hücreleri dereceli olarak
azalır.
35. Matürasyon ve remodelizasyon
En önemli sonucu yara gerim kuvvetinin maksimuma ulaşması
Dikkatli sütüre edilen yaralarda 1. haftanın sonunda sütürler
alındığında yara direnci sağlam derinin yaklaşık % 10’u
kadarken, bu oran 3 ayda ortalama % 70 – 80’e kadar
ulaşmaktadır.
Fasyalarda 50. günde %50, 1 .yılda % 80 e ulaşır.
36. Yara Kontraksiyonu
Doku kaybı olan ve sekonder iyileşmeye bırakılan yaralarda
olur.
Yaranın büyüklüğünü azaltır.
Miyofibroblastlardan salgılanan kontraktil bir protein- aktin
Yara çevresindeki dokunun merkeze hareketi ile
7.günde başlar
4 hafta sürer
37. Yara iyileşmesinde rolü olduğu kabul edilen
Büyüme Faktörleri:
TGF-β(Dönüştürücü Büyüme Faktörü): Trombositlerde yüksek düzeyde
bulunur. Matriks proteinlerinin sentezi, angiogenez ve makrofaj
kemotaksisi
PDGF(Trombosit kaynaklı büyüme faktörü): Trombositlerin alfa
granüllerden çıkar. Fibroblast proliferasyonu matriks oluşumu ve konnektif
doku olgunlaşması.Makrofajları ve granülositleri yara içine çeker.
FGF: Makrofajlardan salınır. Angiogenez peptidi olarak bilinir.
TNF-α: Makrofajlardan salınır. Anjiogenezde rol oynar.
EGF:Trombosit ve endotelden çıkar.Epitelyal mitoz ve kemotaksisin etkili
bir uyarıcısıdır.
VEGF(Damar endoteli büyüme faktörü): Anjiyogenezis
44. Sistemik Faktörler
• Yaş (doku elastikiyeti, kan akımı)
• Obezite (adipoz doku kanlanması, enfeksiyon)
• Malnutrisyon, dehidratasyon
Protein (kan albumin düzeyi)
Vitamin A, C, D
Kalsiyum, Çinko, Bakır
Kan glikoz düzeyi (Lökosit fonksiyonlarını iyileştirir)
• Sistemik maligniteler
Yara iyileşmesini etkileyen faktörler
45. • Eşlik eden sistemik hastalıklar: hemopoetik hastalıklar,
üremi, karaciğer hastalıkları, diabetes mellitus, anemi,
kollajenöz - vasküler hastalıklar
• Sigara kullanımı*
• Steroidler/ sitotoksik ilaçlar/ radyoterapi alımı
• Hormonlar: Kortizol; inflamasyonu,kollajen sentezini ve
fibrozisi engeller.
• Ağrı (vazokonstrüksiyon) : Özellikle postoperatif ağrı adrenalin ve
noradrenalin deşarjı yapar. Bu da vazokonstriksiyona yol açarak yara yeri
beslenmesini olumsuz etkiler.
Yara iyileşmesini etkileyen faktörler
46. Sigara icenlerde artan marjinal kemik kaybi ve implantlardaki basarisizlik
2016 Mar;17(1):6-7. doi: 10.1038/sj.ebd.6401145.
47. Yara iyileşmesinde sistemik faktörler
Diabetus mellitus
İnsülin yetersizliği
Azalmış enflamatuar yanıta bağlı olarak
1. Bakteri kolonizasyonu
2. Yara enfeksiyonu
3. Kollejen sentez ve depolanmasında bozulma
İleri evre DM da ateroskleroz ve mikroanjiopati
1. Düşük yara beslenmesi
2. Bozulmuş periferik doku perfüzyonu
50. Yara iyileşmesinde etkili sistemik faktörler
Beslenme yetersizliği
Enflamasyonun inhibisyonu, kollejen sentezi ve fibroplazi
inhibisyonu (In.schwartz SI 1999)
Vitamin C :Kollajen hidroksilasyonu
Vitamin A: Epitelizasyon
Çinko: yara gerimini artırır(Acta Chır Scand 1990)
Bakır,manganez,magnezyum,kalsiyum
51. Kortikosteroidler
Enflamasyon evresinde etkili
Hücre migrasyonu, proliferasyonu ve anjiogenez
bozulması
Sonuç: Yara gerilimi azalması
Vitamin A verilmesi kısmen bu etkileri azaltır
Yara iyileşmesinde etkili sistemik faktörler
52. NSAİİ: Yara kontraksiyonunu azaltır.
Sitotoksik ajanlar
Radyoterapi
Yara iyileşmesinde en çok gecikme duyarlılığın en fazla
olduğu proliferasyon evresindeki uygulamalarda olur.
Ameliyat sonrası radyoterapi için en uygun zaman 3. hafta
8. haftadan uzun beklenildiğinde ise fibrozis ve striktür
gelişim olasılığı artmaktadır.
Yara iyileşmesinde etkili sistemik faktörler
53. Yara İyileşmesi Komplikasyonları
-Patolojik Yara İyileşmesi Durumları-
Hematom
Seroma
Yara yeri enfeksiyonu
Yara ayrılması(dehissansı) ve
evisserasyon
Keloidler ve hipertrofik skarlar
54. Hematom
Yarada kan ve
koagülum toplanması
sonucu oluşur.
Morarma
Ağrı
Şişlik
Kan sızması
55. Hematomlar iyileşmeyi geciktirir,
insizyonel hernilere ve enfeksiyona
neden olabilirler.
Tanı konulduğunda steril şartlarda yara
açılır ve hematom boşaltılır, kanamaya
neden olan damar bağlanarak hemostaz
yapılır. Yara yeri tekrar drene edilir.
56. Seroma
Yarada (seröanjiyoz) sıvı toplanmasıdır. Sıklıkla geniş deri
fleplerinin kaldırıldığı ve çok sayıda lenf kanallarının kesildiği
radikal mastektomi, ingüinal lenf bezi küretajı vb.
ameliyatlardan sonra oluşur.
Lenf kanallarının kesilmeden önce bağlanması seroma
insidansını azaltır.
Belirtileri : Ameliyat bölgesinde dolgunluk, gerginlik, deri
altında şişlik.
Tedavisi : Yara iyileşmesini geciktirdiği ve bakteri üremesine
uygun ortam sağladığı için seromaların boşaltılması şarttır.
İğne aspirasyomu veya ameliyathane şartlarında boşaltılır.
Önlenmesi : Tüm yara tabakalarının titizlikle kapatılması, ölü
boşluk ihtimali olan yaralarda negatif basınçlı aspirasyon
uygulanması seromayı önlemektedir.
57. ► Seroma cerrahi müdahaleden
sonra insizyonun altında şişlik
ve rahatsızlığa neden olur.
► Enfeksiyon veya hematom
eklenirse kesi yerinde kızarıklık
ve ısı artışı semptomlara eşlik
eder.
► Palpasyonla fluktuasyon alınır.
► Bu bölgeye ponksiyon yapılırsa
sıvı aspire edilir.
58. ► Yara iyileşmesini geciktirdiği ve bakteri çoğalmasına uygun
bir ortam oluşturduğu için drene edilmesi gerekir.
► 14-16 no iğne veya anjiyokateterle steril bir teknik
kullanılarak aspirasyon ve basınçlı pansuman yapılmalıdır.
► Kronik seromalar periyodik aspirasyonlarla veya kapalı emici
drenlerle tedavi edilebilir.
59. Tüm enfeksiyonların % 38'i
En sık etken S. Aureus’tur
Streptokok, psödomonas, proteus ve klebsielladır.
Çevre, hasta ve cerrahi teknikle ilgili çok sayıda faktör etkili
Yara Yeri Enfeksiyonu
60. ► İlk belirti ateş olup, daha sonra yarada ağrı, kızarıklık,
sıcaklık artması, şişlik saptanır.
► Hastada taşikardi ve genel durumda bozulma ortaya
çıkabilir.
Yara Yeri Enfeksiyonu
61.
62. Yara yeri enfeksiyonu
Mortalite ve morbidıtenin önemli nedenlerinden
Yüzeyel ve derin olmak üzere iki çeşittir.
Yaralar enfeksiyon olasılığına göre 4’e ayrılır.
Yara Yeri Enfeksiyonu
63. Cerrahi Yaraların Sınıflaması
Altta yatan
hastalıklara
bağımlı
28 to 70%Perfore appendisit
İntraabdominal apseler,
kolon perf
Açık, beklemiş eski yara
Travmatik (Devitalize doku)
Ameliyat alanı püylü, perfore
organlar
Kirli
Altta yatan
hastalıklara
bağımlı
20%Hazırlıksız barsak
rezeksiyonu
Açık, taze travmatik yaralar,
Enfekte safra yolları ve GÜS’ den
yoğun kontrol edilemeyen
bulaşma, GİS’den major bulaşma
Kontamine
Gram (–)
Anaeroblar
<10%Appendektomi (pü yok)
Gastrektomi
Lapar. Kolesistektomi
İçi boş organlara girilmiş fakat
minimal kontaminasyon olmuş.
İçi boş organlarda enfeksiyon yok
Temiz-
kontamine
Staph A.2%Mastektomi
Fıtık ameliyatı
Tiroidektomi
Nontravmatik, nonenfekte
İçi boş organlara girilmemiş (GİS,
GÜS, Respiratuar sistem)
Temiz
Olası
mikroorganizma
Enfeksiyon
yüzdesi
ÖrnekTanım
65. Yara Dehissansı Ayrılması ve
Eviserasyon:
Yetersiz fibrozis sonucu gelişir.
Yara ayrılması : yetersiz yara
iyileşmesi sonucu ortaya çıkan
komplikasyondur.
Evisserasyon : Periton dahil tüm
karın katlarının açılarak visseral
organların dışarı çıkmasıdır.
Karın operasyonlarında %1 görülür,
mortalite oranı %20`dir.
66. Keloidler, insizyon hattında kollojen ve glikoprotein depolanması artmıştır.
Derinin travmaya karşı aşırı doku reaksiyonu şeklinde gelişen yara bölgesi
dışına doğru uzanan benign fibröz büyümelerdir. Spontan gerileme nadir.
Hipertrofik skarlar : Aşırı kollojen yapımı sonucu oluşur. Yaranın
oluştuğu bölgeyle sınırlıdır. Ortalama olarak cilt seviyesinin 4mm
üstündedir. Skar yerinde ödem ve kaşıntı vardır. Zaman içinde geriler. Yara
yerinin dışına taşarsa keloid olarak tanımlanır.
.
Keloidler ve Hipertrofik Skarlar
67. Hipertrofik skarlar
• Cerrahi girişim ve yaralanmadan
hemen sonra
• 1-2 yıl içerisinde gerileyebilir.
• Boyutlar yara sınırları içerisindedir.
• Uygun cerrahi ile düzelebilir.
Keloidler
•Cerrahi girişim ve yaralanmadan
belli bir süre sonra
•Çok nadiren geriler.
•Boyutlar yara sınırları dışına taşar
•Cerrahi ile daha kötü hale gelebilir.
68. Etiyolojisi??
İmmün sistemin hücreleri tarafından üretilen büyüme faktörleri fibroblastları
sürekli olarak aktive halde tutmakta ve kollajen sentezletmektedir.
Hipertrofik skar ve keloid dokusunda yüksek miktarda TNF-α, TGF-β ve
histamin
-Travma muhtemelen en önemlisi!
-Deri ve yara gerginliği keloid oluşumunda bir başka kritik faktördür.
Sırtın üst bölgesi? Omuzlar? Kollar? Kulak memeleri? Çene?
-Hormonal etkiler Keloidler sıklıkla pubertede oluşurlar ve özellikle hipertrofik
skarlar menapozdan sonra geriler. Akromegalilerde ve gebelerde risk artmıştır.
-Genetik yatkınlık : Siyah ırkda daha sık
71. Hipertrofik skar ve keloid
Cerrahi tedavi sonrası nüks oranı yüksek
Konservatif tedavi
1. Kortikosteroid enjeksiyonu
2. Baskılı pansuman
3. Silikon jel
4. İnterferon-2β, 5-florourasil, bleomisin ve imiquimod
74. Yara Pansumanında Genel Kurallar
1- Ellerin temiz olması ve steril eldiven kullanımı
2- Kullanılan aletlerin steril olması
3- Yara ve çevresinin yara merkezinden başlayarak etrafa
doğru antiseptik solüsyon ile silinmesi
4- Gerektiğinde nekroze dokuların debride edilmesi
75. 5- Steril gazlı bez veya cerrahi biyolojik örtüler ile kapatılması
6- Bölgenin dinlendirilmesi
7- Enfeksiyon profilaksisi
8- Yaranın her gün açılarak enfeksiyon, seroma, hematom
açısından değerlendirilmesi
Yara Pansumanında Genel Kurallar
76. Yara Bakımı
Yara pansumanı
Bakteriyel kontaminasyonu azaltır.
Yarı geçirgen olmalıdır.
Açık yarada nemliliği korumalıdır.
Isı kaybının önüne geçmelidir.
Ölü dokular uzaklaştırılmalıdır.
Kolay ayrılabilmelidir.
Ağrıyı azaltmalıdır.
77. Pek çok antiseptik solüsyon geliştirilmiştir.
Lizol, tentürdiyot, Mersol, Rivanol kullanımı terkedilmiştir.
Antiseptik solüsyonların mikrop ve insan hücresini
ayırdetmeksizin zarar verdiği kanıtlanmıştır. ( Antiseptik
kullanımı fibroblastlara sitotoksik olduğundan önerilmez.
Sibbald at 2007)
İnsan hücresinin daha kolay zarar gördüğü gösterilmiştir.
Özellikle açık ve enfekte yaraya antiseptik solüsyon
kullanımının bilimsel bir dayanağı yoktur.
78. Yara drenlerinin amacı;
Sürekli yara akıntısını
sağlamak,
İstenmeyen safra, barsak
veya damarsal
akıntıların çıkışını
sağlamak,
Anotomik boşluk, abse
boşluğu veya yaranın
ölü boşluğunu
kapatmaktır.
Dren sıvının birikme
olasılığının beklendiği
bölgeye yerleştirilir.
Dren kesinlikle yara
yerinden ve dikişlerin
arasına yerleştirilmez.
Dren yara yerinin yakınında
ayrı bir yerdedir.
YARA DRENLERİ
80. Islak Pansuman
Nemli emici pansuman
%0.9 luk NaCl solüsyonu (serum fizyolojik)
hidrofil özellikli steril gazlı bez
steril eldiven
Serum fizyolojik canlı dokuya zarar vermez
Doku kuruluğunun önüne geçerek sekonder nekrozların
oluşumunu engeller.
Bakteri ve ürünleri gazlı bez tarafından emilir ve seyreltilir.
Geç dönemde yara ödemini azaltarak daha iyi bir kan
akımı sağlanır.
81. Cerrahi Biyolojik Örtüler
Biyosentetik transparan pansuman materyalleri
Oksijen ve nemi geçirir, normal cilde yapışır.
7-10 gün değiştirilmeden kalabilir
Opsite sprey- film>polyuretan film+adeziv madde
Biobrane> Kollajen -silikon bialuminat
Omiderm
82. Yara Bakımı
Yara bakımında kullanılan yeni
ürünler:
Filmler (tegaderm)
Hidrokolloidler (duoderm, ultec)
Hidrojeller (span jel, intrasite jel)
Hidroaktifler (cutinova)
Köpükler (allevyn, polymem)
Pudra ve pastalar (duoderm
granules)
Kalsiyum aljinat (kallostat, sorbsan)
85. Kaynaklar
Basic science of wound healing, Enouch S., Leaper D.
,SURGERY 26:2
Robbins Temel Patoloji
Sabiston Textbook of Surgery
Wound Healing Concepts in Clinical Practice of OMFS, March
2016, JOMs, doi: 10.1007/s12663-016-0880-z
ARŞİV 2007; 16: 145 Yara İyileşmesi, Yara
Bakımı ve Komplikasyonları