2. - Çocuk, çocukluk
- Türk tarihinde çocuk, çocukluk
- Türk tarihî kaynaklarında çocuk
- Çocuk edebiyatı
3. Çocuk kavramı, toplumdan
topluma, zamandan zamana
değişen bir kavramdır.
SAVAŞ KITLIK ORTA ÇAĞ >> POSTMODERN ÇAĞDA ÇOCUK
KÖY ŞEHİR BOZKIR MEDENİYETİ YERLEŞİK KÜLTÜR
4. Farabi (870-950)
Bireysel farklara inanır.
Kişilik ediminde eğitim ve kalıtımı
belirleyici olarak değerlendirir.
Zihin terbiyesini öğretim, ruh
terbiyesini eğitim kabul eder.
5. Çocuğun ruh ve beden sağlığını bir arada
ele alır.
Sağlıklı beden gelişimi için onların yumuşak
ve yavaşça hareket ettirilmesi gerektiğini
ifade eder.
Çocukların ruh sağlıkları için de onlara ninni
söylenmesini…
*Keklik, N. (1984). İbn Sina’ya göre çocukta ve gençlerde mutedil mizacın şartları.
6. Çocuğun kalbinin saf bir cevher
olduğunu söyler.
«Çocuk, ebeveynlere verilmiş bir
emanettir, mum gibi her şekli alır.
Toprak gibi olup hangi tohum ekilse onu
yeşertir»*
«Telkin yerine rol-model olmayı, kötü
örnekler yerine iyi örneklerle
karşılaştırmayı salık verir»*
*Çamdibi, H. M. (1983). Şahsiyet terbiyesi ve Gazzali.
7. Gazzali, Ey Oğul
İbrahim Hakkı Dariri, Marifetname
Keykâvus, Kabusname
Sadi, Gülistan
Nabi, Hayriyye
Sünbülzâlde Vehbi, Lütfiyye
8. Yukarıda sayılan ve örnekler sunulan çalışmalar, din ve değerler temelli
öğretilerin ürünüdürler. Nasihatler verir.
Bunları bir tarafa bıraktığımızda modern çocuk edebiyatının 18. yüzyılın ikinci
yarısında Batı’da başladığı söylenebilir.
Temelinde kentleşme, sanayileşme, ulus devletlerin ortaya çıkışı vardır.
Yukarıda bahsi geçen öğreti temelli çalışmalara benzer çalışmalar, 20 yüzyılın
ikinci yarısına kadar kendine yer bulmuştur.
9. 6. asır ile 8. asır arasında hüküm
süren Göktürk hâkimiyeti süresince
Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk
anısına dikilen bu abidelerde yer
alan çocuk anlayışı, alp, yiğit ve
kahraman olarak tasvir edilmiş,
ordu-millet anlayışının bir parçası
olarak yansıtılmıştır.
10. Türk budun illedük ilin ıçgınu ıdmış,
kaganladuk kaganın yitürü ıdmış.
Tabgaç budunka urı oglın kul boldı,
işilik kız oglın küng boldı. Türk
begler Türk atın ıtı
[Türk milleti il yaptığı ilini elden
çıkarmış, kağan yaptığı kağanını
kaybedivermiş. Çin milletine beylik
erkek evladı kul oldu, hanımlık kız
evladı cariye oldu. Türk beyleri Türk
adını bıraktı] (Ergin, 2007: 11).
11. - Savaşçı çocuk,
- Töresine sahip çıkması gereken bir çocuk,
- Küçük yaşta ülke yönetimini eline alan bir çocuk vardır
ORHUN ABİDELERİNDE.
12. Kısa tutsa oglın kör edgü bolur
Atası anası yavrusu bolur
Baba çocuğunu sıkı bir terbiye ile yetiştirirse
anası atası mutlu olur
Ogul kız sebebi ata ol ana
Kılınç artasa ya itilse yana
Çocukların iyi ya da kötü olma sebebi anne
babalarıdır.
Kiçig erken ögret ogulka bilig
Kiçigde bilig bilse kötrür elig
Oğluna-evladına bilgiyi küçükken öğret,
küçükken bilgiyi öğrenirse iyi olur.
Bilgi ve faziletle birlikte öğretilmelidir. Gerekirse, oğula, kıza acımadan dayak atılmalıdır.
13. Doğrudan çocuk algısına dair bir bilgi bulunmamakla
beraber, nasihatlerin tüm insanlara yönelik olduğu
görülmektedir.
14. - Çocuk savaşçıdır.
- Çocuğu olmayanlara bela okunur.
- Çocukların cinsiyetine göre ebeveynler farklı değerlendirilir (Bayındır Han’ın oğlu olmayanları
kara otağa oturtması)
- Çocuklar kendi adlarını kendileri alırlar (Dirse Han Oğlu Boğaç Han)
- Yaptığımız çalışmada Dede Korkut’ta çocuk hakları bağlamında 169 olumsuz hüküm, sadece 6
olumlu hüküm bulunmuştur.
17. Meskenet hasletin eyle abâd
Ol mülâyımdil ü dervişnihad
Hangi güzel huydan yoksunsan oğul,
Hele bir say, sonra yumuşak huylu ol
Handerûluk eseri rahmetdür
Türşûluk sebebi nefretdür
Güler yüzlülük ki sayar, sevdirir
Ekşi suratlılık nefret ettirir.
Oğlu Hayrullah için yazdığı islamî içtihatı içeren 1647 beyitlik eser.
18. Lîk âdâb ile söyle sühanı
Boşboğazlık için açma deheni
Terbiyeli insan çirkin konuşmaz
Gerektikçe konuş, olma boşboğaz
Unf ile eyleme bir ferde hitâb
Ki ider kûh dahi reddi cevâb
Bir kimseye öfkeli söz söyleme
Dağ bile katlanmaz böyle sözlere
Oğlu Lütfi için yazdığı 1181 beyitli öğüt kitabıdır.
19. Kız Çocuklarına Nasihat
Küçük hanımlar bu gazetenin vazifesi yalnız erkek çocuklara hizmet değil. Sizin de terbiyeniz
için bazı şeyler yazmaktır. Cenabı Allah erkeklere ihsan buyurduğu akıl ve fikri kadınlara dahi
vermiş olduğundan kadınların dahi erkekler gibi ilim sahibesi ve terbiyeli olmaları ve hüner ve
marifetli bulunmaları lazımdır. Evvelleri Öğüt okumak ve yazmak öğrenilirse fena yollara
saparlar diye kız çocuklara yalnız namaz surelerini belletirler ve daha ziyade okutmayıp yazı
dahi yazdırmazlardı. Bu mütalâaya pek yolsuz denilemez ise de sütü temiz olan ve namuslu
baba ve anaların terbiyesini gören kız çocuklar okumak yazmak bilmekle büyüyünce öyle fena
yollara sapmazlar ve belki ırz ve namuslarını okumak yazmak bilmeyen kadınlardan daha
ziyade gözetirler itikadındayız. Hususuyla şu asır öyle bir asırdır ki erkek olsun kız olsun,
okumak yazmak terbiyeli olmayanlara adam nazarıyla bakılmaz"
20. - Kadın toplumda yer almadığı için çocuk da yoktu.
- Çocuk eline bir sopa aldığı andan itibaren yetişkinliğe geçmekteydi.
- Çocuk savaşçı olmalıydı.
- Erkek evlat daha makbuldü.
- Çocuk din ve değerler temelli eğitim almalıydı.
- Bu eğitim de tekrire, nasihate dayalı idi.
21. - Çocuk edebiyatının başlıca amacı ülkesini
seven çocuklar yetiştirmektir.
- Millî Edebiyat
- İdealize edilmiş çocuk
- Çeviri eserler daha çok okunur
22. Osman: (omzunda tüfek, arkasında birçok çocuk, sert sert): Baksanız a! Hepiniz buraya gelin
bakayım! (Çocuklar oyunlarını keserler; şaşkın şaşkın bakarlar).
Turhan: (cesur cesur): Senin sözünle mi oraya geleceğiz?
Osman: Evet benim sözümle. Oyunu bırakın buraya gelin! (Tüfeğiyle nişan alır; arkadaşları da
nişan alırlar).
Turhan: Sen bizden ne istiyorsun?
Osman: Bütün oyuncaklarınızı; toplarınızı, topaçlarınızı bana vereceksiniz.
Turhan: Vay beyim vay! Sen kim oluyorsun? Sen milleti soyan fena padişaha benziyorsun. O
devir geçti, yavrum!
23. «Okuma kültürünün artışını otoriter yapıların yıkılmasına, dini ve siyasi otoritenin parçalanmasına
doğru atılmış önemli bir adım olarak görmek mümkündür» FORTNA
Bunun için modern anlamda nitelikli çocuk edebiyatı gereklidir.
24.
25. Çocuklar doğası gereği eğlenmek
,oynamak yeni şeyler öğrenmek ister.
Bu nedenle kitaplar, çocukların
isteklerine karşılık vermelidir.
Eğlenme ,oynama,merak duygusunu
giderici olmalıdır.
26. Bir aslan miyav dedi
Minik fare kükredi
Fareden korktu kedi
Kedi pır uçuverdi
Yalan mı?
Tuhaf mı?
Yoksa inanmadın mı?
27. Kitaplar çocukların düşünmesine, keşfetmesine katkı
sağlamalıdır.
İlköğretim ile birlikte örgün eğitimin, öğretme ve
belletmeye dayalı sürecinden sıkılan çocuklara
duyumsatıcı ve sezinletici bir uyaran olmalıdır.
Kitaplar, yapması ya da yapmaması gerekenleri söylemesi
yerine neyi yapması ya da yapmaması gerektiğini
düşündürmeli.
28. Çocuklara düşünmeyi, üretmeyi özendirmeli.
Kitaplar kural ya da kurallar koymamalı.
Çocukların gelişim düzeylerine uygun bir biçimde neden-
sonuç ilişkisi kurdurmalıdır.
Saygılı ol
Çalış
Sev,koru,kirletme,yapma… gibi vaaz niteliğinde telkinler
olmamalıdır.
29. Kitaplar çocuğun belleğinde yanıtlanması gereken sorular
oluşturulmalı.
Tabi ki bu sorular belirli sınırlar dahilinde olmalı.
Bu sınırlılık özgür düşünme, hayal kurma, kendisini
gerçekleştirmesine olanak sağlayan duyarlı bir
yaklaşımdır.
30. Yazarın bir başka sorumluluğu merak duygusu
uyandırarak,çocuğu, belleğinde oluşan sorulara yanıt bulmaya
yönlendirmelidir.
31. Yazar ve çizer çocuğu anlamaya iten ipuçları sunması eserin bir
edebiyat ürünü olmasını sağlar.
Anlam evrenine uygun bir kurgu, çocuğun sanatçı duyarlılığını
sezmesine, kitapları sevmesine olanak sağlar.
Düşünen, merak eden, anlayan, soran ve sonuç çıkaran bir okur
istenmeli ve oluşturulmalı.
32. Yetişkin varsa tarih boyunca çocuk vardır.
Ancak çocukluğun varlığından 16-17. yüzyıllar itibarıyla söz
edilebilir.
Türk geleneğinde çocuk, boş bir kâğıt olarak değerlendirilir.
Bu kâğıt özellikle baba ve anne tarafından doldurulmalıdır.
33. Baba, anne bu kâğıda özellikle din ve değerleri aktarmalıdır.
Bu yolda dayak da kullanılabilir.
Modern anlamda bir çocukluktan bahsetmek ancak 20. yüzyılın ikinci
yarısında mümkündür.
Edebiyat da geleneksel olarak öğreti temelli eserler vermiştir.
34. «Çocuğa göre» eserlerin varlığından ancak 20. yüzyılın sonunda söz
etmek mümkündür. (Memo’nun Maceraları)
Postmodern çağda çocukluğun ortadan kaldırıldığı söylenebilir.
35. Kapatmayın onları,
Görsün bu minik gözler
Güneşin yedi rengini
Tutmayın onları
Konuşsun bu minik diller
Kır çiçeklerine bin bir kokulu…
N. Neydim