O Ministério Público de Santa Catarina (MPSC) ingressou com ação de execução de título extrajudicial a fim de que a Justiça determine o cumprimento integral de termo de ajustamento de conduta firmado pelo Município de Caçador em 2017 e não cumprido. O acordo previa o asfaltamento de uma série de ruas do Município.
This presentation is a collection of student reports and based on the curriculum of the subject Tour Guiding Services for the students enrolled at the College of International Tourism and Hospitality Management of the Lyceum of the Philippines Cavite Campus.
O Ministério Público de Santa Catarina (MPSC) ingressou com ação de execução de título extrajudicial a fim de que a Justiça determine o cumprimento integral de termo de ajustamento de conduta firmado pelo Município de Caçador em 2017 e não cumprido. O acordo previa o asfaltamento de uma série de ruas do Município.
This presentation is a collection of student reports and based on the curriculum of the subject Tour Guiding Services for the students enrolled at the College of International Tourism and Hospitality Management of the Lyceum of the Philippines Cavite Campus.
Hospitality industry—its origin and growth.
Travel and tourism—their evolution, importance, and related industries.
Evolution and growth of the hotel industry in the world and in India
“Naziler ve Atatürk” mukayeseli tarih anlayışının bir ürünü olarak Temmuz 2015’te raflardaki
yerini aldı. Stefan Ihrig’ın Türkiye’de, ismiyle adeta infial yaratan bu eseri esasında Cambridge
Üniversite Tarih Bölümünde yapılan doktora tezinin kitap haline getirilmiş suretidir. Bu çalışma,
Atatürk ile Hitler’i, Mussolini’yi hatta General Franco’yu kıyaslayarak, bu liderlerin aralarındaki
etkileşime dikkat çekmeye çalışıyor. Liderlerin birbirleri hakkındaki görüşlerine, tutumlarına ve
değerlendirmelerine sıkça değiniliyor. Özellikle de Atatürk ve Hitler arasında… Ayrıca sadece bu
iki liderle de sınırlı kalınmıyor. Türk devrimiyle Nazi hareketinin kişiler, kurumlar, ideolojiler ve
eylemler bağlamında mukayeseleri yapılıp etkileşimleri irdeleniyor. Bunu yaparken mecburen
dönemin Türk-Alman ilişkilerine de pek tabii değiniliyor. Bu değinimin Kurtuluş Savaşı’ndan
İkinci Cihan Harbinin sonuna kadar olduğunu söylemek gerek. Tabii eserin dünyanın sayılı
üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi’nde yapılmış bir tez olması okuyucuya
yeterince objektif ve bilimsel nitelikte titizlikle yazıldığını düşündürtüyor. Peki, bu yargı gerçekle
ne kadar uyuşmaktadır?
Yüzyıllardır değişmeyen tek şey değişim. Bu nedenle iş dünyası bu hızlı, akışkan ve değişken atmosferde yaşayabilmek için sürekli yenilenmek ve değişmek zorunda.
Değişim ile yenilikçilik birbirini tamamlayan kavramlar.
MOTİVASYON
KENDİMİZİ MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Başarı en büyük motive edicidir.
2. Ne yaptığınızı bildiğiniz sürece bunu diğerlerine kanıtlamaya gerek yoktur.
3. Başarmak için başarıyı hayal et ve inan.
-“Zeka nedir?”
İşte can alıcı soru budur. “Zekayı nasıl tanımlar, nelerle ölçeriz?” Bu sorunun yanıtında en önemli ölçek “matematik ve fen bilimleri”ne akıl erdirmek olmaktadır. “Bu çocukta matematik zekası var” dendiği zaman akan sular durur, başka bir kanıta gerek kalmadan “çocuğumuzun çok zeki” olduğu onaylanır.
Davranışlarımızın iki önemli unsuru vardır; Bilişsel ve duygusal.
Bilişsel unsur, bir konu hakkında bildiklerimizden oluşur. Duygusal unsur ise, bir konu hakkında hissettiklerimizden oluşur.
Hospitality industry—its origin and growth.
Travel and tourism—their evolution, importance, and related industries.
Evolution and growth of the hotel industry in the world and in India
“Naziler ve Atatürk” mukayeseli tarih anlayışının bir ürünü olarak Temmuz 2015’te raflardaki
yerini aldı. Stefan Ihrig’ın Türkiye’de, ismiyle adeta infial yaratan bu eseri esasında Cambridge
Üniversite Tarih Bölümünde yapılan doktora tezinin kitap haline getirilmiş suretidir. Bu çalışma,
Atatürk ile Hitler’i, Mussolini’yi hatta General Franco’yu kıyaslayarak, bu liderlerin aralarındaki
etkileşime dikkat çekmeye çalışıyor. Liderlerin birbirleri hakkındaki görüşlerine, tutumlarına ve
değerlendirmelerine sıkça değiniliyor. Özellikle de Atatürk ve Hitler arasında… Ayrıca sadece bu
iki liderle de sınırlı kalınmıyor. Türk devrimiyle Nazi hareketinin kişiler, kurumlar, ideolojiler ve
eylemler bağlamında mukayeseleri yapılıp etkileşimleri irdeleniyor. Bunu yaparken mecburen
dönemin Türk-Alman ilişkilerine de pek tabii değiniliyor. Bu değinimin Kurtuluş Savaşı’ndan
İkinci Cihan Harbinin sonuna kadar olduğunu söylemek gerek. Tabii eserin dünyanın sayılı
üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi’nde yapılmış bir tez olması okuyucuya
yeterince objektif ve bilimsel nitelikte titizlikle yazıldığını düşündürtüyor. Peki, bu yargı gerçekle
ne kadar uyuşmaktadır?
Yüzyıllardır değişmeyen tek şey değişim. Bu nedenle iş dünyası bu hızlı, akışkan ve değişken atmosferde yaşayabilmek için sürekli yenilenmek ve değişmek zorunda.
Değişim ile yenilikçilik birbirini tamamlayan kavramlar.
MOTİVASYON
KENDİMİZİ MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Başarı en büyük motive edicidir.
2. Ne yaptığınızı bildiğiniz sürece bunu diğerlerine kanıtlamaya gerek yoktur.
3. Başarmak için başarıyı hayal et ve inan.
-“Zeka nedir?”
İşte can alıcı soru budur. “Zekayı nasıl tanımlar, nelerle ölçeriz?” Bu sorunun yanıtında en önemli ölçek “matematik ve fen bilimleri”ne akıl erdirmek olmaktadır. “Bu çocukta matematik zekası var” dendiği zaman akan sular durur, başka bir kanıta gerek kalmadan “çocuğumuzun çok zeki” olduğu onaylanır.
Davranışlarımızın iki önemli unsuru vardır; Bilişsel ve duygusal.
Bilişsel unsur, bir konu hakkında bildiklerimizden oluşur. Duygusal unsur ise, bir konu hakkında hissettiklerimizden oluşur.
6 Ekim İstanbul’un kurtuluş günü.
Atatürk’ü beğenmeyip Osmanlı sevdalısı olan arkadaşlarda bu resimlere bakıp o günleri hissetmeye çalışsınlar.
Şayet kanları donmuyorsa bozulmuştur…
“Kurtuluş”u özümseyebilmek için işgali bilmek gerek.
Yalnız Boğaz’a düşman zırhlıları demirlemedi, İstanbul işgal edildi.
13 Kasım 1918’den 6 Ekim 1923’e kadar…
Yaklaşık beş yıl…
Her köşesi...
Dile kolay, tam 1789 gün…
İşte o kâbusun görsel belgeleri…
2. Taksim’in bilinen en eski hali
1600’lerde mezarlık olduğu bilinen alanda
Taksim’i simgeleyen iki yapı görülmektedir 1700’lerde;
Taksim su maksemi ve Topçu Kışlası
3. Taksim su maksemi
Taksim meydanı adını bu sekizgen yapıdan almaktadır…
Maksem, suların toplanıp evlere, hamamlara,
çeşmelere “taksim” edildiği yer anlamındadır…
4. Taksim maksemi kitabesi
Kitabeden, yapının Boğaziçi sırtlarından getirilen suyun
taksim edilerek kente dağıtılması amacıyla Sultan I. Mahmud
tarafından 1730’larda yaptırıldığı anlaşılmaktadır…
5. Taksim Topçu Kışlası
Taksim Kışlası 1780 yılında III. Selim tarafından Selimiye Kışlası’nın
Avrupa yakasındaki karşılığı olarak yaptırılmış, Abdülmecit döneminde
Hint ve Rus mimarisi üslubunda ve çok gösterişli olarak yenilenmiştir…
6. Taksim Kışlası nizamiyesi
1940 yılında yıkılana kadar, 31 Mart 1909 olaylarında,
işgal sürecinde ve Cumhuriyet döneminde önemli olay
ve hatıralara ev sahipliği yapmış bir mekândı bu kışla…
8. Cumhuriyetten önce Taksim meydanı diye bir yer yoktu…
Bugün meydan olarak bilinen yerde kışlanın ahırları bulunmaktaydı.
Su deposu ve maksem tarafı ise derme çatma dükkanlarla,
barakalarla dolu bir küçük mahalle gibiydi…
16. Talimhane
Kışlanın hemen karşısındaki muazzam büyüklükteki alan askerin
talim alanıydı ve “Talimhane” olarak anılıyordu ancak Cumhuriyet
döneminde kışlanın işlevi kalmadığından kullanılmıyordu…
17. Anıtın açılmasından sonra
bu alan da imara açıldı…
Ve kısa sürede burada
Talimhane apartmanları
yükselerek gözde bir semt
haline geldi…
18. Bu arada ahırların önüne bazı dükkanlar yapılarak anıtın ardındaki
kötü görünüm kısmen kapatılmaya çalışılmıştı…
19. Anıtın getirdiği ivmeyle kışla çevresi oldukça hareketlenmiş
önünde ve yanında da bazı işyerleri açılmaya başlamıştı…
20. Kristal Gazinosu
İnsansız meydan olmazdı;
önce kahveler, pastaneler
ardından barlar,
pavyonlar, gazinolarla
doldu anıtın çevresi
Bunların içinde en ünlüleri
Kristal Gazinosu ve
Turkuaz dans salonu idi…
Turkuaz Dans Salonu
24. 1931 imarı
1931 yılında başlatılan yeni bir imar hamlesiyle
ahırlar ve önünde bulunan dükkanlar yıkılıyor,
Taksim alanı gerçek kimliğine kavuşuyordu…
25. Taksim alanının yeni halinin güney ve kuzeyden görünüşü…
Bu son haliyle Taksim alanı
uzun yıllar boyu
Cumhuriyet Türkiye’sinin
sosyal ve siyasi hayatında önemli
ve kimi zaman da belirleyici
bir rol oynayacak kimliğe
kavuşmuş oluyordu…
26. Taksim alanı çevresinde bulunan birçok bina
günümüze ulaşamadı ne yazık ki…
Bugünkü Marmara otelinin yerinde 1960'lara kadar Osmanlı bankası
genel müdürüne ait olan Viyana stili bir Konak bulunuyordu
28. Bugün yerinde 1969 yılında
yapılmış olan AKM bulunan
bu binanın ise
Elektrik İdaresine mi,
Haydarpaşa Garı müdürü Bay
Hugnen’e mi, Osmanlı Bankası
müdürüne mi ait olduğu
hakkındaki rivayetlerin hangisi
doğru bilinemiyor…
30. Aya Triada Rum kilisesi
alana bakan önemli
Yapılardan biri hala…
Fatih zamanında kubbeli kilise
yapılması yasağının Tanzimat
döneminde kalkması sonrası inşa
edilen ilk kilise olması gibi
bir de özelliği var…
31. Eptalofos Kahvesi
Sıra dükkanların üzerinde bulunan bu bir zamanların çok ünlü
mekanı kar-kış kıyamette bile insanların buluşma yeriydi…
Alafranga bir kahveydi; müşterileri kadınlı erkekli kağıt
oynarlar, kimileri de onları seyrederken örgü örerlerdi…
Kedileri, satranç ustaları, bezik, briç turnuvaları ile ünlüydü…
32. Taksim Stadı girişi
Taksim Stadı, 1921-1939 arasında Taksim Kışlası'nın
orta avlusunda var olan İstanbul’un ilk stadıdır...
33. Spor Bayramı kutlamaları (19 Mayıs)
Taksim Stadı, spor müsabakalarından gösterilere, konserlere hatta ilk
zamanlar at yarışlarına kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapmıştı…
35. İngilizleri yenip, işgal
güçleri komutanı General
Harrington kupasını alarak
halka moral aşılayan
Fenerbahçe takımı…
Taksim stadında güreş müsabakaları
36. Ve otuzlu yıllarda Taksim stadında
Halkevi orkestrasının konser provası…
(1937)
38. Taksim Kışlası 1940 yılında alanın genişlemesini sağlamak, yeşil alan
yaratmak amacıyla yıkıldı… Zaten 31 Mart olaylarında bombalanmış,
hasar görmüştü. İstanbulun işgalinde de Fransız ordusunun
Senegalli askerleri burada kalmış iyice harap olmuştu bina,
onaracak para da yoktu zaten…
39. Kışla alanına Taksim Gezi Parkı yapıldı,
Boğaziçi'ne bakan teraslar yapıldı ve ağaçlandırıldı alan…
40. Gezi parkı içinde eski Taksim Bahçesinin bulunduğu yerde kurulmuş olan
gazino 40 ve 50’li yıllarda kentin en gözde bir eğlence mekanıydı…
Bugün yerinde eski Sheraton Oteli bulunmaktadır…
Halide Edib Adıvar’ın bazı romanlarında bu gece kulübünü
roman mekânı kılmış olduğu rivayet edilir….
41. Taksim Gezisi’nin Boğaziçi’ne nazır ünlü terasları
Kışlanın yıkılması belki tartışılabilir ancak Taksim Gezisi’nin
bu terasları da pek görmezden gelinemez…
42. Kışlanın eski yerinde, alandan yüksekte yer alan,
ağaçlandırılmış Taksim Gezisi
(1950’ler)
43. 1960’lı yıllarda Taksim Gezisi, karşısında Talimhane semti,
Gümüşsuyu apartmanları, Taksim alanı ve çevresi…
44. Taksim’in siyasal ve sosyal geçmişi
31 Mart Olayı 1909
31 Mart Olayı diye bilinen gerici ayaklanma
Taksim kışlasında başlamış, diğer askeri birliklere yayılmış
hatta Anadolu’ya bile yayılma alametleri göstermişti
45. Kanlı ayaklanma ancak Selanik’ten gelen aralarında Atatürk’ün de bulunduğu
Harekat Ordusu tarafından bastırılabildi ve sonuç olarak
II. Abdülhamit tahttan indirildi
Enver Paşa
Taksim Kışlasında
Mahmut Şevket Paşa
46. 8 Şubat 1919
İşgal güçlerinin Fransız generali D’esperey
Şişhane üzerinden Beyoğlu yoluyla mağrur
bir edayla Taksim’e yürüyor
47. 25 Şubat 1933 Türkiye’deki ilk gençlik hareketi
Vagon-Li (Wagons-Lits) olayı
Bir Türk gencinin Türkçe konuştuğu için işten
çıkarılmasının protesto edildiği olaylar gençlerin
Cumhuriyet anıtına çıkmasıyla başlamıştı…
50. 6-7 Eylül 1955 gecesi Taksim Anıtı
6-7 Eylül rezaleti:
Bir gazetenin tahriki sonucu azınlık
iş yerlerine, dükkanlarına hatta
evlerine tecavüz olayları…
51. Taksim Mete Caddesi – 27 Mayıs 1960 sabahı
27 Mayıs darbesinin veya devriminin sabahı…
52. 16 Şubat 1969
“Kanlı Pazar”
6. Filoyu protesto eden öğrencilere komünist avına çıkan mollaların
saldırması ve bir öğrencinin bıçaklanarak öldürülmesi…
55. “Taksim’de cereyan eden en kanlı olay”
Yüksek bir yerden alana açılan birkaç el ateşin
neden olduğu panik sonucu ezilerek ölenler
56. 29 Ekim 1949
Taksim Cumhuriyet meydanı uzun yıllar
kutlamaların, törenlerin yapıldığı bir alan olarak kaldı…
57. Taksim’de bir 10 Kasım sabahı…
Cumhuriyet döneminde
Taksim Cumhuriyet meydanı
ve özellikle de Cumhuriyet
anıtı bir hak arama, derdini
anlatma, kınama veya
kutlama, anma platformuna
dönüşmüştü…
Aslında bir demokrasi
kürsüsü idi anıt,
başı sıkışan bireyler, kitleler
oraya koştu yıllar boyu…
58. Cumhuriyet Anıtı ilk günden beri
İstanbulluların ve taşradan gelenlerin
önünde durup fotoğraf çektirdiği bir
sembol mekan olmuştu…
Anıt Cumhuriyetin
simgesi olmuştu tartışmasız…